Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 27 ŞUBAT 1991
Türkiye savaşın sonunda kazançlı çıkar mı?
KÖRFEZSAVAŞIVE
ULUSAL GÜVENLİK
Prof. Dr. BİLSAY KURUÇ
AÜ SBF İktisat Böl. Öğ. üyesi
Türkiye'nin savaştan kazançlı çıkacağı
özal'dan yayılan görûştür. Bu geniş bir
çevrede ekonomik kazanç olarak anlaşıl-
mıştır. Fakat bu konunun sadece bir yfl-
züdür. önce buna bakalım:
1) EkoDomi, ulusal güvenliğin bir para-
metresidir. Gerçi güvenliği ekonomik ka-
zançla ölçmek işi basitleştirmek olur. Ama
öyle durumlar olabilir ki ekonomik boyu-
tu çok önem kazanır. Acaba böyle bir du-
ruın mu var? özal, savaş sonrası Ortado-
-ğu'ya sermaye akacağını ve burada oluşa-
,cak büyük işbirliği ortamından Türkiye
1
nin kazançlı çıkacağını bir müjde gibi söy-
. jemiştir. özal'ın "savaştan sonnuti Ortado-
'{o düzeni" ile kastettlğT şey yukandaki bi-
rinci senaryodur. Bunun dışındaki
olasılıklan düşünmemiştir.
r 2) Amerika, Ortadoğu'yu askeri-stratejik
..yönden coğrafi konumu önemli bir bölge,
fakat ekonomik yönden sadece kritik bir
hammadde bölgesi olarak değeriendirmek-
tedir. Amerika'nın bölgenin ekonomik ge-
lişmesine dönük bir planı veya bir tasarı-
mı yoktur. Olsaydı, 2 ağustostan önce ve-
ya sonra bu ortaya konurdu. Son birkaç
. iıafta içinde, bölgede bir kalkınma bankası
(
kurulabileceği söylendi. O kadar.
3) Amerika, Ortadoğu'yu bir hammad-
de bölgesi olarak muhafaza etmek için her-
hangi bir ek kaynak ayırmayacaktır. Bu iş
bölgenin kaynaklan (yani petrol geliri) ile
yapılacaktır. Fakat petrol fîyatını ve poli-
tikalannı bölgede Amerika'ya yakın olan
yönetimler dûzenleyecek, bunlar herhalde
Iran ile ortak bir çizgi bulacaklardır. 2
ağustostan hemen sonra 40 dolara çıkan
petrol fiyatının savaş başlangıcma kadar 20
dolara düşmesi. Yani Amerika için savaşı
finanse edecek bir fon oluşturuldu. Ama
P u Americana'da petrol fiyatının 20 do-
lann çok uzerine çıkacağını düşünmek ger-
çekçi olmaz.
4) Ortadoğu'nun Avrupa için de petfol
bölgesi olması dışında çekiciliği yoktur.
Bölgeye büyük çapta Avrupa sermayesi gel-
mez. Burası petrole dayalı bir 'dolar
bölgesi' niteliğini sürdürür. Suudi Arabîs-
tan ve varhklı ülkelerin öteki bölge ülke-
lerine ciddi boyutta sermaye yöneltmesi
için de bir neden görülmüyor. (Bu serma-
ye kaynağı petrol fiyatı ile sımrlıdır.) Za-
ten Ortadoğu'nun özelliği dıştan sermaye
çeken değil, dışa sermaye akıtan bir bölge
oluşudur. Irak'ın onaıılması da kendi hal-
kının bunu finanse etme gücüyle sınırh ola-
caktır.
5) P u içinde, bölgenin Türkiye'ye kat-
kısı ancak tercihli petrol politikalan ile ola-
bilir. Fakat Türkiye'nin Pu'a girmesi oto-
matik bir kolaylık sağlamaz. Bunun için
ayrıca diplomatik çaba gerekir. Amerika
tarafında savaşa giren veya destek olanla-
rın tümü ekonomik kazanç veya kolayuk-
lar beklemektedir. Gerçek olarak Türki-
ye savaştan uğradığı ekonomik kaybı kar-
şılayabilirse, buna bir kazanç saymak ye-
terlidir. Bunun dışında, Türkiye bölgede
1980'lerdekinden çok yüksek ticaret hedef-
leri bulamaz. Aynı şey Karadeniz Bölgesi
için de öyledir. Gürcistan ticareti Türkiye
ekonomisine ciddi üretim artışları getire-
cek bir potansiyel taşımaz. (Şüphesiz, Sov-
yetler'in tümü çapında kurulabilecek eko-
nomik ilişkilerin potansiyeli farklıdır.) Ka-
radeniz'le de Ortadoğu ile de her koşulda
ilişki kurulabilir, projeler yapılabilir. Bun-
lar için Pax yeni bir şey katmıyor. Kısaca-
sı, Türkiye'nin Pax'a girmesi olağanüstü
ekonomik kazanç vaat etmiyor.
Ortadoğu güvenliği ve siyasal
kazanç
Savaş Pax Americana ile sonuçlanırsa,
yapılacak bazı düzenlemelerden sonra Or-
Pas'ın Türkiye'yi de içine çekmesi halin-
de, Türkiye'de 1) ordunun ve dlplomasinin
Ortadoğu ve güvenlik düzenlemelerinin
mantığına göre bir değişiklik geçirmesi ve
2) ülkenin siyasal yapısıoda, buna paralel
olarak Özal.çizgisinde bir çıkarma girişi-
mi beklemek doğal olur. özal'ın işaret et-
tiği "Bir koyup yirmi kazanmak" daha çok
burada yatabilir. Çünkü özal, bölgenin
Türkiye'ye büyük bir ekonomik kazanç ge-
tirmeyeceğini bilecek verilere sahiptir.
Türkiye'nin PM'a çekilmesinde yarar bu-
lanlar, bunu, ordu üzerindeki tartışmalar-
la yürütüyorlar. Türk ordusunun moder-
nizasyon talepleri 1950'lerden beri gündem-
Türkiye'nin Pax içinde bir
<
emperyal devlet' veya 'ayrıcalıklı
bir büyük ülke" olması için ortada inandıncı bir neden
görünmüyor. Bazı Batı kaynaklannın dile getirdiği biçimde,
Türkiye'nin bölgenin kolluk kuvvetini oluşturması bile ülkeyi
'ayrıcalıklı bir büyük' kılmaya yetmez.
tadoğu'daki dengelerin bölgenin bircok uz-
laşmazlığını içinde barındırarak donduru-
lacagını beklemek yanlış olmaz (1). Avru-
pa'da kırk yıl süreyle olduğu gibi Pu'ın ku-
rulması ve sürdürülmesi bunu gerektirecek-
tir. Böylece soğuk savaş diplomasisi ken-
dine yeni bir zemin bulurken Amerika'nın
global güvenlik sisteminin bir parçası ola-
cak bölge güvenlik sistemi de süreklilik ka-
zanacakur. Türkiye, bu bakımdan sisteme
Jcatılırsa ileride ayrılması da kolay olma-
yacaktır. (Ancak Pax'ın dıştan ve içten ge-
lebilecek çeşitli etkenlerle ileride bozulması
halinde, sisteme üye bir Türkiye'nin yalnız
ve dayanıksız bir konumda kalacağı söy-
lenebilir.)
dedir. Fakat istenen modernizasyon, Türki-
ye'nin kendini Sovyet tehdidi karşısında
hissettiği son kırk yıl boyunca nedense bir
türlü gerçekleşmemiştir. Şimdi, buna göre
oldukça zayıf Ortadoğu kaynaklı "tehdit"-
ler karşısında ordunun farklı kimlikte, da-
ha küçük ve profesyonel bir kuvvete dö-
nüştürülüvermesi düşüncesi 'modernizas-
yon' başlığı ile ortaya çıkmıştır. Herhalde,
ordu değişmeksizin Türkiye'nin diploma-
sisini ve siyaset yapısım değistirmek zordur.
Pax bölge çapında etkili olabilecek ulu-
sal kozlan erttecektir. Hiçbir bölge ülkesi
ötekinden daha etkili kozlara sahip ola-
maz. (tstisnası, Amerika'ya yakın olan pet-
rol ülkeleridir.) Bu bakımdan, Türkiye'nin
gelecekteki önemli kozu olacak su konu-
sunu bugün devreye sokmak, Pax'ın 'koz-
lann eritilmesi' politikasma uygundur. Kıb-
rıs konusunun da Pax alanına çekümek is-
tenmesine şaşmamak gerekir.
Ülkemizde Türkiye'nin Pn'a çekilmesini
isteyen çevreler, bunu bir 'emperyal devlet'
olmaya yönelmek gibi sunuyorlar. özal,
kriz ve savaş ortamında bunu sık sık ima
etmiştir. Amerika'nın "üstün teknolojili
büyük savaş gücü"nün her şeyi çözeceği ve
buna karşı durulamayacağı yolundaki
inanç burada oldukça etkili görünüyor. Bir
"banş"tan sonra Amerikan gücünün Or-
tadoğu'da kalması, "bölgenin hukukunu
diueuleyici bir etkiye de sahip olur. Bunu,
Türkiye de dahil olmak üzere, bölgede
Amerikan gücünü bulunduran ülkeler ya-
vaş yavaş iç düzenlerinde hissedebilirler.
Türkiye'nin ¥ax içinde bir 'emperyal
devlet' veya 'ayncalıklı bir büyük ülke* ol-
ması için ortada inandıncı bir neden gö-
rünmüyor. Bazı Batı kaynaklannın dile ge-
tirdiği biçimde, Türkiye'nin bölgenin kol-
luk kuvvetini oluşturması bile ülkeyi 'ay-
ncalıklı bir büyük' kılmaya yetmez. Türki-
ye'nin nispeten bağımsız kuvvet kullana-
bilme koşullannda bile 1964 Johnson mek-
tubu ile karşılaştığı hatırlanırsa, iş ülkenin
kendi başına önemli kararlar aJması nok-
tasına gelince, P u içinde ancak Ortado-
ğu'nun öteki ülkeleri kadar "emperyal"
olabileceği görülür.
Buna karsılık Türkiye'nin Pta'a çekilme-
sine karşı olanlann, bunun ikinci bir Sevr
içinde küçültülmeye varacağı yolundaki ta-
sadan hareket ettikleri görülüyor. Böyle bir
tasa yersiz midir? Sevr, yüzyılımızda Batı
diplomasisinin Ortadoğu'ya yaklaşımında B İ T T İ
bir baz modd olmuştur. "Türkiye'nin
dostu" olarak tanıtılan Ingiliz Muhafaza-
kân Atkinson'un geçen günlerde Sevr*i böl-
genin gelecekteki deseni gibi sunması, baz
modelin kaybolmadığına işaret olabilir.
Böyle bir ortamda, îsmet Paşa'nm yazımı-
zın başında yer alan ve ulusal güvenliğin
esaslarını kavrayan anlayışı Uzerinde dik-
katle düşünmek gerekir. Gerçi 1980 önce-
sinden ve özellikle cumhuriyetin ilk do-
nemlerinden kaynaklanan yaklaşunlan
"külüsttir ve zamanı geçmiş" sayan eğilim-
ler Türkiye'de son zamanlann modalann-
dan biridir; ama böyle bir egüim ülkeyi Pax
Araericana'dan başka bir ulusal güvenlik
sistemine de götürmemektedir. Dünyada
her zaman büyük, güçlü ve gününde tek-
nolojide ileri devletler olmuştur. Ulusal gü-
venlik ise hec. şeyin günün en güçlü devle-
tine ve onun dünya düzeni anlayışına göre
ayarlanması demek olmamışlır. Devletler
arasında geçmişte kurulan, uzun vadeli ve
keyfe göre değiştirilmeyen ilişkilerden yok-
sun bir ulusal güvenlik olamaz. Cumhuri-
yeti kuranların belki de en iyi bildıkleri şey
budur.
Belirteceğimiz son nokta şu oluyor
Pax'ın kurulmasını Amerika, Irak'ın net
biçimde yenilip gücsüz kalmasına bağlamış
görünüyor. Savaşın hemen sonuçlanmayı-
şı Pax Americana'yı gündemden çıkarma-
mış, ama zorlaştırmıştır. Amerika'nın Pax-
tan vazgececeğini düşünmek gerçekçi ola-
maz. Ortadoğu, bu ülke için zorunlu bir
sınav alanı haline gelmiştir. Fakat, bu se-
naryonun Türkiye'yi ilgilendirmesi bir nok-
tadan sonra ulusal güvenlikle de akılla da
bağdaşmaktan çıkıyor.
(1) Henry Kissinger, Newsweek, 28 Ocak, 1991.
HABERLERİN DEVAMI
Bush, Saddaırfın peşinde Müttefıkler Kuveyt başkentinde' M. .
D
?
H a b e r t e r
Servisi _ irak nı yolu seçtiniz." Irak güçlerinin düzenli bir şe- bancılar olduğunu belirtti.
- Dış Haberler Servisi — Irak
Devlet Başkam Saddam Hüse-
yin'in dün sabah Bağdat radyo-
sundan yaptığı konuşmada Irak
birliklerinin Kuveyt'ten "dertaal
ve koşalsDz" çekilmeye başla-
dıklanm bildirmesi Bağdat'ta
sçvinç gösterilerine yol açarken,
Başkan Bush, Saddam'ın ko-
nuşmasını "bir rezalet" olarak
riitelendirerek müttefıklerin ha-
rekâta devam edeceklerini bil-
dirdi. Ingiltere de Saddam'ın
açıklamasınm içeriğini yetersi?
bulduğunu acıkladı.
Irak'ın BM kararlannın tü-
müne uymasun istediklerini bil-
diren ABD ve Ingiltere, savaşın
devam edeceğini açıklarken, di-
ğer Batüı ülkelerle Sovyetler Bir-
liği de Irak'ın tüm BM kararla-
nna uymasını istediler. lsrail
Başbakanı Izak Şsmir ise Sad-
dam Hüseyin'in gitmesi gerekti-
ğini söyledi.
Bush'un konuşması
Saddam Hüseyin'in konuş-
masım "bir rezalet" olarak ni-
teleyen Başkan Bush, dün Beyaz
Saray'ın bahçesinde yaptığı
açıklamada, "Saddam geri ce-
kilmiyor. Biriikleri ricat halin-
dedir. Saddam, gönüllü olarak
Kuveyt'i bırakmıyor. Iktidannı
konımaya çalışıyor. Saddam
başsnsız olacaktır. O barışla il-
gilenmiyor, birtiklerini yeniden
toplayıp bir başka gün mücade-
le etme yollannı anyor" dedi.
Bush, Saddam Hüseyin'in
"saldırganlıgının sorumluluğu-
DD ynklenen" bir tutum içinde
olmadığmı, BM Güvenlik Kon-
seyi'nin 12 karanmn hepsini ka-
bul etmediğini, Kuveyt üzerin-
deki iddiasından vazgeçmediğini
söyledi. George Bush, Irak Dev-
let Başkanı'nın, "Savaş esirie-
riai bırakma ve Kuveyt'in ugra-
dığı ekolojik felaketi
durduraa" cabası içinde olma-
dığını da belirtti.
Silahlannı bıraksınlar
"Biz, ricat halindeki sUahsız
askeriere saktarmayacağız" diye
konusan Bush, "Daha fazla can
kaybına yol açmamak icin en iyi
yol, yaklaşık 30 bin Iraklımn
yaptığı gibi silahlannı
bırakmalandır" dedi.
Müttefıklerin harekâtının
planlanandan da iyi gelıştiğini
belirten Bush, "Kuveyt'in kur-
tanlması çok yakındır" dedi.
Bush, Amerikan askerlerinin
gösterdiği cesaretten de övgüy-
le söz etti.
Bağdat radyosunun önceki
gece yansı Irak birliklerinin Ku-
veyt'ten, Güvenlik Konseyi'nin
660 No.'lu kararı uyannca
"derfaal ve kosulsuz" çekilecek-
lerini açıklamasından sonra
ABD'nin görüşünü açıklayan
Beyaz Saray sözcüsü Marlin
Fitzwater, Saddam'ın bu acık-
lamayı bizzat dünyaya duyur-
masını istemişti.
Irak lideri de dün sabah Bağ-
dat radyosundan yaptığı konuş-
mada karannı dünyaya duyur-
du.
; ABD ve Ingiltere, Irak'ın tüm
BM Güvenlik Konseyi kararla-
nha uymasım istiyorlar. Bu ka-
rarlar arasında Irak'ın tazminat
ödemesini öngörenler de bulu-
nuyor. 660 No.'lu karar ise taz-
minattan söz etmeyip sadece
Irak'ın Kuveyt'ten "derbal ve
kosulsuz" çekilmesini öngörü-
yör.
Moskova, ABD'ye
katıldı
SSCB Başkam Mihail Gorba-
çov'un sözcüsü Vitali Ignatenko,
Irak'ın yalnızca Kuveyt'ten der-
hal ve kosulsuz olarak çekilme-
sini öngören 660 sayılı kararın
değil, BM Güvenlik Konseyi'nin
Körfez krizine ilişkin olarak al-
dığı tüm kararlann gereklerini
yerine getirmesini istediklerini
bildirdi. Başkan Bush'un da is-
teği bu yönde.
Ignatenko, haftahk brifingin-
de, ülkesinin Irak ve diğer taraf
arasında "arabuluculuk" yap-
raası gibi bir şeyin söz konusu
olamayacağmı, çünkü Mosko-
va'nın da tüm uluslararası ka-
muoyu gibi Irak'ı "saldırgan"
olarak gördüğünü ve bu alanda
Güvenlik Konseyi'nin kararlan-
nı desteklediğini vurguladı.
Ignatenko, Irak'ın Kuveyt'ten
çekilmesinın "herkesi tatmin
edeceğini" belirterek Birleşmiş
Milletler'in derhal ateşkes çağ-
nsı yapmasını istedi.
Ignatenko, "Saddam pratikte
beyaz bayrak sallıyor. Saddam
teslim oldu" dedi ve Yemen ve
Küba'nın derhal ateşkes ilan
edilmesini desteklediklerini be-
lirtti.
Ignatenko, ABD ve Belçika-
nın ateşkes ilan edilmeden ön-
ce Irak'ın, BM Güvenlik Konse-
yi kararlarını uygulayacağına
dair "sağUm ganuıtiler" vermesi
gerektiğini savunduklarını be-
lirtti. Ignatenko Körfez bunah-
rrunda "ban$ şansmı kaçıran ta-
rafm da Irak olduğunu" belirt-
dığı görülüyor. Şimdi Irak'ın
BM kararlannın tümünü kabul
edip etmediğini beliriemek ge-
rek. Bunu henüz bilemiyoruz.
Irak'ın bu yeni karannın Gü-
venlik Konseyi'nde göruşülme-
sini bekliyomz. Fransa, Güven-
lik Konseyi'nde kabul edilme-
den bir ateşkesi düşünmemekte-
dir."
Danimarka Başbakanı Poul
Schlneder ise Irak birliklerinin
çekilme haberinin olumlu, an-
cak yetersiz olduğunu bildirdi ve
Saddam Hüseyin'den daha net
bir açıklama beklediklerini söy-
ledi.
kararı da içermesi gerektiğini
belirtti.
Rafsancani: 4
Gecikmeli'
Iran Devlet Başkam Hasemi,
Rafsancani, Saddam'ın dünkü
açıklamasını "gecikmeü" olarak
yorumladı ve barış çabalannın
sonuç vereceği sırada fu^atlann
yitirildiğini belirtti.
Müttefıkleri de eleştiren Raf-
sancani, "Her adımda ABD ve
müttefik güçler baskılarını art-
tırmak ve hedeflerine ulaşmak
için bir bahane buldular" dedi.
İsrail: Saddam gitsin
Almanya
İngiltere
Ingiltere, Saddam Hüseyin'-
in açıklamasını yetersiz bularak
savaşın devam edeceğini bildi-
ren diğer Batılı ülke oldu. Baş-
bakan John Major, dün öğle-
den sonra yaptığı açıklamada
Irak'ın, Güvenlik Konseyi'nin
12 karannın hepsine uyması ve
ağır silahlannı geride bırakma-
sı gerektiğini söyledi.
Fransa hevessiz
Paris muhabirimiz Mine Sa-
ulnier'in bildirdiğine göre Sad-
dam Hüseyin'in, Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmeye başladığını
açıklaması, Fransız hükümetin-
de de "rahatsızlığa" yol açtı.
Dün sabah Dışişleri Bakanı Ro-
land Dumas'nın, "Askerlerimi-
zin canı tehlikedeyken herhan-
gi bir oyalama taktiğini göze
alamayız" biçiminde gösterdiği
tepki, Saddam'ın açık seçik me-
sajından sonra da bir değişikli-
ğe uğramadı.
Fransız yetkililerinin, "Sad-
dam'ın Kuveyt konusunda söy-
ledikleri olumlu bir geiişmedir"
biçiminde yanm ağız memnuni-
yetinin açıklandığı saatlerde,
Fransız Mirage ve Jaguarian bir
Irak hava üssüne çok yoğun sal-
dında bulunmaktaydılar. Öğle-
den sonra Dışişleri Bakanhğı
sözcüsü Daniel Bernard, Fran-
sa'nın tutumunu şu cümlelerle
acıkladı:
"Irak devlet başkanının so-
nunda ciddi konusmaya başla-
Almanya Dışişleri Bakanhğı
sözcüsü de, Saddam'ın açıkla-
masını yetersiz bulduklannı be-
lirtti ve Bagdat'ın tüm BM ka-
rarlarını kabul etmeyi taahhüt
etmediğini kaydetti.
ltalya Savunma Bakanı Virgi-
nia Rognoni, Bagdat'ın bütün
BM kararlarına uyması gerekti-
ğini söyledi.
Rognoni, verdiği demeçte,
Irak Devlet Başkam Saddam
Hüseyin'in radyoda yaptığı ko-
nuşmamn, "cephedeki askeri ye-
nilginin sonucn olduğunu" be-
lirtti.
Bağdat'ta sevinç
Saddam Hüseyin'in dün sa-
bah yaptığı radyo konuşması
Iraklılarda büyük sevinç yarat-
tı. Başkent Bağdat'ta halk so-
kaklarda "savaş bitti" diye ba-
ğırarak gösteriler yaparken mi-
lisler de silahlannı havaya bo-
şalttılar.
Ürdfln'de şok
Reuter'in haberine göre Ür-
dünlüler Saddam Hüseyin'in
Kuveyt'ten çekilmeye başladığı-
na inanmadılar. Reuter muhabi-
rinin konuştuğu Muhammed
Sayrufi adh bir Ürdünlü, "Bu
bir oyun. Birisi Saddam'ın sesi-
ni taklit ediyor. Onun çekilmek
istediğine inanmıyorum" dedi.
Lena Azamak adh bir Ürdün-
lü kadın da "Çok üzgünüm.
Bunu neden yaptı? Neden tes-
lim oldu?" şeklinde konuştu.
Nüfusunun
l
Vo65'i Filistinü olan
Ürdün halkı Körfez krizinde
Saddam'ı destekliyor.
Mısır: 'Güven vermiyor'
Mısır Dışişleri Bakanı lsmet
Abdülmecit de dün Mısır parla-
mentosunda yaptığı konuşma-
da, Saddam Hüseyin'in yaptığı
radyo konuşmasının güven ver-
mediğini ve Irak'ın geri çekilme
planından endişeli olduklannı
söyledi.
Abdülmecit, geri çekilmenin,
660 No'lu BM Güvenük Konse-
yi kararı içeriğine uygun olma-
smın da Körfez savaşını bitirme-
ye yetmeyeceğini ve hiçbir aynm
yapmadan, BM'nin emirlik hak-
kında sonradan yayımladığı 11
lsrail Başbakanı İzak Samir,
lsrail'in güvenliğinin, Irak Dev-
let Başkam Saddam Hüseyin'in
gitmesine bağlı olduğunu söyle-
di.
Şamir, İsrail parlamentosu-
nun (Knesset) Savunma ve Dı-
şişleri Komisyonu toplantısın-
dan çıkarken yaptığı konuşma-
da, "tsrail'in güvenliği için Sad-
dam Hüseyin'in uluslararası si-
yaset sahnesinden silinmesi ge-
rekir" dedi.
Irak Devlet Başkam'nı ikti-
dardan uzaklaştırmanın yollan-
na ilişkin bir soruyu yanıtlayan
lsrail Başbakanı Şamir, "Bu, bi-
ze bağlı değil, asıl olan Ortado-
ğu işleri konusunda artık yetki-
si ofananıasHİır" şeklinde konuş-
tu.
FKÖ: Hedef Irak
FKÖ, müttefiklerin Irak'ın
Kuveyt'ten çekileceğini açıkla-
masına gösterdikleri tepkinin,
bu ülkelerin amaçlarının Ku-
veyt'i geri almanın ötesine geç-
tiğini kanıtladığını iddia etti.
FKÖ'nün üst düzeyli üyesi
Abdullah Hurani, "ABD lider-
liğindeki koalisyonun, Irak'ın
Kuveyt'ten çekilmesine gösterdi-
ği olumsuz tepki, asıl hedefleri-
nin Kuveyt değil Irak olduğunu
gösteriyor" dedi.
Hurani, "Şimdi, Irak'ın için-
de, Irak'a karşı yapılan bu sal-
dırganlıkla uğraşmak uluslara-
rası camiaya ve Arap ulkelerine
düşüyor" diye konuştu.
Bush'a savaş ödiilii
Haftahk Italyan Katolik der-
gisi II Sabato, ABD Başkam Ge-
orge Bush'a, Sovyet banş planı-
nı kabul etmeyerek kara savaşı-
nı başlattığı için "Nobel savaş
ödülü" verilmesini önerdi.
Italya'mn en çok satan dini
dergilerinden biri olan D Saba-
to'da dün yer alan yazıda, "Ge-
orge Bush, dünyanın karanlık
bâkimidir. Elinde somut bir ba-
nş seçeneği varken savaşı tercib
etti" denildi.
Dergide "Bush kimseyi kaale
almadı, ne Irak'ın onayladığı,
Mihail Gorbaçov'un banş pla-
nını ne BM toplantılannı ne de
Sovyet planının dünyada gördü-
ğü desteği..." denildi.
Dış Haberler Servisi — Irak
lideri Saddam Hüseyin dün
Bağdat Radyosu'ndan yaptığı
konuşmada, Kuveyt'ten çekil-
meye başladıklarını ve bu işle-
min bir gün içinde tamamlana-
cağını belirtti. Müttefıklerin geri
çekilmekte olan Irak birlikleri-
ne yönelik saldınlan ise sürü-
yor. ABD Askeri Sözcüsü Ge-
neral Richard Neal, geri çekilen
Irak ordusunun çembere alındı-
ğmı söyledi. Üsi düzey bir
ABD'li askeri yetkili de Saddam
Hüseyin'in en seçkin askerleri
olan Cumhuriyet Muhafızları'-
nın da kuşatıldığıru ve bu büiik-
lerin tüm kaçış yollarmın kapa-
tıldığını belirtti. Kuveyt'in baş-
kenti Kuveyt City'nin de tama-
men müttefik kuvvetlerin dene-
timine geçtiği haber veriliyor.
Müttefikler, bir general de da-
hil, 30 bin Irak askerini esir al-
dıklarını bildirdiler. Saddam
Hüseyin ise dün "Ülkeyi savun-
mak için yapılan hazuiıklan de-
netlemek için" Irak'taki birlik-
lerini ziyaret etti. Pentagon'dan
yapılan açıklamada da Irak'ın
2085 tank, %2 zırhh araç, 1505
topunun imha edildiği bildirildi.
Irak lideri Saddam Hüseyin,
30 dakika süren ve zaman za-
man sirenler nedeniyle duyul-
maz hale gelen radyo konuşma-
sında "Kuveyt'ten cekilmeyi sür-
düren kahraman silahlı güçleri-
miz, çekilme işlemini bugün
(dün) tamamlayacaklardır" de-
di. Saddam, şunlan söyledi:
"Irak güçleri, kurnaz bir ko-
alisyonun saldırısına karşı koy-
dnlar. Irak ordusu, sizler. 30 ül-
ke ve onlann buraya getirdiği
kötülüklerie karşı karşıya kaldı-
mz. Cesur Iraklılar, bütün dün-
yay la karşı karşıya kaldımz, ka-
zandınız. muzaffersiniz.
Iraklılar haürtayacakür ki
Kuveyt, 2 ağustosta anayasal ve
gerçek olarak Irak'ın bir parça-
sı oldu. Bu ağustos 1990dan çe-
kilmenin başladığı dün (önceki)
geceye kadar sürdü. Kuveyt'ten
çekilme kararı almamızın en
önemli nedeni, BM'nin ekono-
mik ambargosudur. Bugün 30
ülkenin ortak saldırılan ve ab-
lukaları gibi nedenlerle özel
şartlar, Irak ordusunun çekilme-
sine yol açtı. Çekilme islemi, bu-
gün (dün) tamamlanacaktır."
Saddam Hüseyin oldukça he-
yecanh bir ses tonuyla sürdürdü-
ğü konuşmasında daha sonra
şöyle dedi:
"Irak halkının, altı aydır eko-
nomik ambargoya ve savaşa da-
yanması övülecek bir şeydir.
Sevgili Iraklılar, zaferinizi alkış-
layın. Geride, göğsümüzdeki ve
kalplerimizdeki umut ve karar-
lılık kaldı. Zafer ne kadar tatlı-
dır.
Amerika'nın hain başkanının
önderliğindeki çokuluslu güç,
Irak, Arap milleti ve İslam dün-
yasına karşı (aammüden saldır-
maktadır. Ancak iyi, kötüye ga-
lip gelecektir. Kazandınız, doğ-
ru yolu seçtiniz."
Konuşmasında daha sonra Fi-
listin sorununa değinen Saddam
Hüseyin, şaşırtıcı bir biçimde,
Körfez krizi ile bu konu arasın-
da bağlantı kurmadı. Saddam,
şöyle devam etti:
"Konstantinopol'ün kapılan
ilk cihad girişiminde açılmadı.
Bunu bütün dünya hatırlavacak-
tır. Konstantinopol'ün oğullan,
büyük ve sevgili Filistini unut-
madı. Ancak o Filistin'in özgür-
lügii unutulmuştur. Filistin so-
runu, Filistin halkının iradesiy-
le başka bir zaman çözülecek-
tir."
Saddam, Kuveyt'ten çekilme-
ye başladıklanm bir kez daha
ileri sürerek "Ancak kötüler ve
dinsizler, biz Kuveyt'ten çekil-
dikten sonra bile saldırılarına
devam edecekler. Bu yüzden sa-
vaşmaya en üst düzeyde hazıruk-
lı olmalıyız" diye konuştu. Irak
lideri "savaşlann anası" olarak
nitelendirdiği kara savaşı konu-
sunda da "Ne ektikse ono biç-
mekte başanlı olduk" şeklinde
bir ifade kullandı.
Saddam birliklerini
ziyaret etti
Irak Devlet Başkam Saddam
Hüseyin'in, Iraklı askerleri ziya-
ret ederek, "Irak'ı alt etmek
amacıyla berhangi bir saldırgan
girişimi püskürtmek" amacıyla
yapılan hazırlıklar konusunda
bilgi aldığı bildirildi.
Bağdat Radyosu, Saddam'ın
birinci kolordu komutam ile gö-
rüştüğünü duyurdu, ancak yeri
konusuda bilgi vermedi.
Ülke dışındaki Irak kaynak-
lan, birinci kolordunun Güney
Irak'ta bulunduğunu sandıkla-
nnı kaydettiler.
Saddam'ın Iraklı askerleri zi-
yareti, Bağdat Radyosu'nda
TSİ 21.00'deki haber bültenin-
de kısa bir şekilde duyuruldu.
Haberde şöyle denildi:
"Silahlı kuvvetler komutaaı
Saddam Hüseyin, birinci kolor-
duyu ziyaret ederek, komutam
ve diğer yetkilileriyle görüştü.
Saddam Hüseyin, Irak'ın gü-
venliğini ve bağımsızüğını alt et-
mek amacıyla düzenlenecek her-
bangi bir saldırgan girişimi püs-
kürtmek amacıyla yapılan üst
düzeydeki savaş hazırlıklan
hakkında bilgi aldı."
Irak ordusu çembere
alındı
Müttefik güçler, Irak'ın Ku-
veyt'ten geri çekilme karanna
rağmen, tüm cephe boyunca
ilerlemeyi dün de sürdürdüler.
Askeri Sözcü General Richad
Neal, dün yaptığı açıklamada,
müttefik güçlerin Irak birlikle-
rinin Bağdat'a doğru geri çekil-
mesini önlemek amacıyla, Fı-
rat'ın kıyısına kadar ulaştıkla-
rını ve Cumhuriyet Muhafızla-
rı dahil olmak üzere, 500.000
Irak askerini geniş bir alanda
çembere aldıklannı bildirdi.
Irak güçlerinin düzenli bir şe-
kilde geri çekildiğini söyieyen
sözcü, genel olarak değil "yer
yer" savaşıldığını bildirerek,
"Bizim bildiğimiz anlamda ol-
masa da savaşıyorlar" dedi.
General Neal, kara savaşımn
üçüncü gününde, müttefik kuv-
vetlerinin, 21 Irak tümenini sa-
vaş dışı bıraktığını ya da tahrip
ettiğini de kaydetti.
Cumhuriyet
Muhafızlan
Irak ordusunun seçkin kana-
dı 150 bin kişilik Cumhuriyet
Muhafızlan'nın tüm hareket
yollanmn kesildiği haber veril-
di.*
Yüksek rütbeli bir ABD ordu
yetkilisinin Associated Press
Ajansına verdiği bilgiye göre,
Cumhuriyet Muhafızlan ile
Amerikan askerleri, Kuveyt'in
kuzeyi ile batısında, Fırat nehri
yakınlanndaki mevzilerde mu-
harebeyi sürdürüyorlar. Yetki-
li, "Muhafız birliklerinin ricat
halinde savaşüklannı" belirtti.
Irak birliklerine, Kuveyt sırun
boyunca güneyden ve batıdan
taarruza geçildiği, Cumhuriyet
Muhafızlan'nın Irak toprakla-
rı içinde çarpıştıklan açıklandı.
Irak biriikleri için, "Basra'-
ya yöneldikleri takdirde hava
kuvvetlerine yakalanuiar, Dic-
le'nin öte yanına geçmek ister-
lerse köprüler yıkılmış dunım-
da. Kuzey Bağdat'a kaçsalar
ABD birliklerinin içine düşecek-
ler, güneye, Kuveyt'e dönmele-
ri dururaunda ise müttefik güç-
ler ve Amerikan deniz piyade-
leriyle karşdaşacaklar" şeklinde
konusan yetkili subay, "Durum
bu, onlan mat etmiş bulunuyo-
ruz" dedi.
Kuveyt City
BA^KENTTEN AHMET TAN
(Bapanft 1. Sayfada)
üstünde oynatarak ekrandaki
bilgileri okuyor. Ekonomi bü-
rokratlanna buradan taze istih-
barat veriyor. CNN tiryakiliği-
nİB üstüne çıkan bu son altşkan-
lığın kötü tarafı, iki günden be-
ri Amerikan dolarındaki hare-
ketliliği sinyal sesi çıkararak ver-
mesi.
Önceki günkü artış ve sinyal
sesi, Türk ekonomisi için bir si-
ren gibiydi. Merkez Bankası v.e
Hazine Dış Ticaret yönetirai ife
telefon müzakeresi, ağırlıkla
özel bankalann delege avı gibi
dolar avına çıkmalan, dolann
"4 bine dörtnala" koşma ola-
sılığı uzerine idi.
Ama yine de Merkez Banka-
sı'nın piyasaya dauş yapması
için vakit erken bulundu. Şim-
di şu "Semra Hanım'ın işini
hauetmek gerekiyor"du. Bu işin
de baş agrıtmadan hallolması
biraz zordu.
Bayan Özal'ın çizgîğl
Zorluk, işin tabiatından Sem-
ra Hanım'ın geçmiş demeçleri-
ne kadar kal kat idi.
Bayan Özal üç ay önce Hur-
riyet'te "Amacım 50 kadınla
Meclis'e girmek" başlığıyla ya-
yımlanan demecinde. "Şu anda
genel başkanlığa aday değilim.
Ama bu demek değil ki, ileride
olmayacağım" demişti.
Şimdi ise "tstanbul il başkan-
lıgı son durak" diyor ve ekliyor,
"Başbakanlık ve genel başkan-
lık yok."
Hangi Semra Hanım'a
inanmalı?
Üç ay öncekine mi, bugünkü-
ne mi?
ANAP'lı bakanlann çoğu, bu
sorunun çengeline takılmış du-
rumdalar. Milletvekilleri ile de-
legeler de öyle. Semra Hanıraa
destek mi olsunlar köstek mi,
karar veremiyorlar.
Karar verip tavır aianlann te-
dirginlikleri ise hallerinden oku-
nuyor. Semra Hanım'a destek
olmaya elleri mahkûm olanlar
var. Eski Bakan Ercan Vural-
han, Devlet Bakanı Güneş Ta-
ner örneğin. Taner'in
gönülsüzlüğüne yakın çevresi
tanık. Zaten bugüne dek bu ko-
nuda ağzını açıp bir tek sözcük
bile söylememesi kerhen destek
olduğunu gösteriyor.
Köstek olanlar ise belli. Hüs-
nü Doğan için "yengesi"ne dur
demek, siyasal onur sorunu.
Hasan Celal Güzel için de öyle.
Keçeciler ile Aksu'nun ise yu-
muşak dönüş yapmaya eğilimli
olduklan söyleniyor. En azimli
savaşçı da Cemil Çiçek görünü-
yor. Özal öteden beri uyguladı-
ğı böl-yönet yöntemini bu kez
hem hükümel, hem ANAP gru-
bu hera de ANAP'taki kanatlar
uzerinde uygulayacak.
Bunun küçük işaretleri gözle
göriilür hale geldi. Semra Ha-
nım, kayınbirader Yusuf Özal'-
ın oğlunun düğününe katılmadı.
Ama Kültür Bakanı Zeybek'in
kızının nişanında bulunmak
için, tstanbullu delegeleri bıra-
kıp bugün Ankara'ya uçacak.
Bu açıkça "Semra Hanım'ın
hükümete el atması" diye yo-
nımlanıyor. Bunda elbette Zey-
bek'in İstanbul milletvekili
olması ve kongredeki bir oyu-
nun payı da var...
Amerikan CBS televizyonu
muhabiri Bob Mckeown, Ku-
veyt başkentinden geçtiği haber-
de, "Kentin Kuveytlilerin dene-
timine geçtiğini" bildirdi.
Mckeown, "Kuveyt kenti ar-
tık özgür bir kent" dedi ve kent-
te bir coşkulu kutlama havası-
nın yaşandığını belirtti.
Ellerinde bayrak taşıyan Ku-
veytlilerin, zafer işaretleri yapa-
rak sloganlar attıklanm kayde-
den CBS muhabiri, sokak ve
caddelerde Irak ordusuna ait
yanmış ve imha edilmiş askeri
araçlar ve tanklar bulunduğunu
söyledi.
Kentin içlerine doğru gittikçe
terk edilmiş Irak tanklan gördü-
ğünü de ifade eden Bob Mcke-
own, "Bazılannın yanında as-
ker üniformaları vardı. Bu da
Irakhlann, üniformalannı bıra-
karak kaçmış olduklannı gös-
teriyor" dedi.
Kuveyt Haber Ajansı KUNA
da Irak birliklerinin tüm teçhi-
zatlannı bırakarak kenti tümüy-
le boşalttıklannı duyurda Reu-
ter'in haberine göre bir Kuveyt-
li yetkili, ABD deniz piyadele-
rinin başkent Kuveyt'e girdikle-
rini, şehrin kontroîünü ellerin-
de tuttuklarını ileri sürdü.
AFP'nin haberine göre ku-
veyt Emiri Şeyh Cabir El Ah-
med El Sabah da ülkesinde üç
ay olağanüstü hal ilan ettiğini
acıkladı.
Amerikan CBS televizyonu,
bir grup Amerikan deniz piya-
desinin, Kuveyt'teki ABD büyü-
kelçiliğine girdiğini ve büyükel-.
çiliği yeniden açtığını haber ver-
di.
CBS muhabiri Bob Mcke-
own, Kuveyt kentinden yaptığı
yaymda, deniz piyadelerinin bü-
yükelçiliği açtıktan sonra bina
içinde mevzilendiklerini bildirdi.
Bob Mckeown, deniz piyade-
lerinden oluşan grup ile CBS
ekibinin halen kentteki tek ya-
bancılar olduğunu belirtti.
İki deniz piyadesi CBS kame-
ralanna yaptıklan açıklamada,
"Amerikan büyükelçüiği elimiz-
de" dediler.
Kuveytli rehineler
Bu arada, Irak askerlerinin,
Kuveyt City'den çıkarken çok
sayıda Kuveytliyi beraberlerin-
de rehin olarak götürdükleri bil-
dirildi.
Bir Kuveyt kaynağı, "Aynlır-
larken çok sayıda kişiyi beraber-
lerinde götürdüler, belki de bin-
lerce kişi" dedi.
Müttefik askeri kaynaklar da
Irak askerlerinin muhtemelen
ileride rehine olarak kullanmak
amacıyla çok sayıda Kuveytliyi
beraberlerinde götürdükleri ha-
berlerini doğruladılar.
öte yandan, 3.000 kadar Irak
askerinin Kuveyt direnişciterine
teslim olduklan duyuruldu.
Savaş sürüyor
AFP'nin haberine göre Suu-
di Arabistan'ın başkenti Riyad-
daki müttefik askeri yetkilileri,
Saddam Hüseyin'in radyo ko-
nuşmasından sonra kara hare-
kâtının planlandığı biçimde sür-
dürüleceğini bildirdiler.
ABD Merkez Komutanhğı
Sözcüsü Jim Pasierb, "Wehing-
ton'dan aksine bir emir gelme-
diği sürece savaş planlan öngö-
riildüğü şekilde sürecek. Her şey
nonnal gidiyor" dedi.
AP'nin haberine göre mütte-
fıklerin, Irak ve Kuveyt'e yöne-
lik başlattıklan kara saldınsı bü-
tün hızıyla sürüyor. Reuter'in
haberine göre ABD 101. Hava
Indirme Biriikleri, Fırat Nehri-
ne yaklaşmış bulunuyor. ABD
ve Fransız biriikleri de Irak iç-
lerinde 200 kilometre ilerlemiş
dunımdalar. Ajanslar, bu birlik-
lerin, Cumhuriyet Muhafızlan-
m kuzeyden ve batıdan çevirme
harekâtına girişebileceğini bil-
dirdiler. Irak'ın seçkin Cumhu-
riyet Muhafızlan, Kuveyt'in ku-
zeybatısında mevzilenmiş bulu-
nuyor.
Suudi Arabistan'daki askeri
yetkililerin verdiği bilgiye göre
esir alınan Irak askerlerinin sa-
yısı 30 bine ulaşmış bulunuyor.
Yetkililer, çatışmalar sırasında 3
tngiliz askerinin öldüğünü be-
lirttiler. Bu arada, Irak'ın önce-
ki gece Dahran'a yaptığı füze
saldınsında ölen ABD askerle-
rinin sayısı 28'e yükseldi. Reu-
ter, 100 ABD askerinin de sal-
dında yaralandığıru duyurdu.
VVashington Post'un
haberi
VVashington Post gazetesi,
ABD'nin Güneydoğu Irak'ı ele
geçirip ileride "koz" olarak kul-
lanmayı tasarladığını yazdı.
Gazetenin, Pentagon'dan bir
yetküiye dayanarak verdiği ha-
berde ABD'li yetkililerin bu
stratejinin amacım "Banş gö-
rüşmelerinde güçlü bir koza sa-
hip olmak ve Devlet Başkam
Saddam Hüseyin'in Irak'taki ik-
tidannı zayıflatmak" olarak
acıkladıkları belirtildi. Gazete,
Güneydoğu Irak'ın uzun süreli
işgal altında bulundunılmasımn
düşünülmediğini de kaydetti.
Beyaz Saray Sözcüsü Marlin
Fitzwater, Washington Post'un
bu haberiyle ilgili bir soru üze-
rine "ABD'nin Irak topraklan
'uzerinde gözü olmadığmı" be-
lirterek askeri harekâtm hedefı-
nin BM Güvenlik Konseyi ka-
rarları uyannca Irak'ın Kuveyt
1
ten çekilmesinin sağlanması ve
bölgeye istikrar kazandınlması
olduğunu tekrarladı.
Nüfus cüzdanımı kaybettira.
Hükumsüzdür.
KADER GÜLER SAKA