22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 ALTIN 6ÜMÛŞ Cuıtfıuriyet Reşat 24 ayar attın 22 ayar bilezik 900 ayar gümûş Vakribank Attını Ziraat AIDnı HalkAltın Altş 253.000 290.000 38.650 34.350 423 214.000 215.000 212.000 Saüş 257.000 300.000 38.750 38.200 450 219.000 220.000 217.000 SEBBTCT H YASADA DÖYİZ AflOOoön AtmaıMario IşApvFrangı Hofamfe Florini IngSz SterSni Frânsız Frangı 100 İ.üreti SAFSyat Avusturya Şiftni Alış 3280 2200 2560 1945 6400 648 290 840 310 Satış 3290 2210 2570 1955 6450 653 295 850 315 M.BANKASI PİYASALAJU n Ryasası Oövc Plyasasj Altın Piyasas Ort.Fai2 m lşl.Hac.(lıSyar TL). Doter kapamş (TL.) lşJ.Hac(Miyon $) Kapantş (ons/J) (şlem Hacıri (kg.) 68.85 3.062.4 173.46 364 40 45 Turiznı ara$tırması • Ekonomi Servisi — Turizm Yatırımcüan Dernefi (TYD), turiznı sektöriinün Türk ekonomisine katkısını belirlemek için "turizm sektör arastınnası" yaptınyor. Profesyonel bir lcuruluşa yaptırılan arastırma projesinde, devletin son 10 yılda sektöre arazi tahsisi, teşvik ve kredi olarak sağladığı imkânlarla Türk turizminin ülke ekonomisine döviz girdisi, milli hasıla payı, istihdam, piyasaya ve yerel üretim gücüne katkıları ile meydana getirdiği katma değer konusunda kıyaslamalı veriler sağlanması amaçlanıyor. Sendika birleşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) — Hak-lş'e bağlı Özdemir-İş Sendikası ile Bağımsız Çelik-lş Sendikası, bu hafta sonu yapılacak genel kunıllar sonrasında birlesecekler. Çelik-lş Sendikası, yann genel kurulunu toplayarak Hak-lş'e bağlı Özdemir-İş Sendikası'na katılma kararı alacak. 23 şubat günü de Özdemir-İş Sendikası Genel Kurulu'nda Çelik-tş Sendikası'nm katılma kararı kabırt edilecek. Sendikanın yeni adı özçelik-lş olarak değiştirilecek. 24 şubat günü de yeni sendikanın genel yönetim kurulu için seçimler yapılacak. TOBB'nin Ege çıkartması • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — TOBB'nin Türkiye*nin ekonomi haritasını çıkarmak için sorunları yerinde inceleme gezilerinin ikincisi Ege bölgesinde yapılacak. Bugün Izmir ve Manisa'da da TOBB Başkanı Yalım Erez ve yönetim kurulu üyeleri, sanayici ve işadamlarıyla görüşecekler. Yarın Denizli, Nazilli ve Aydın'da toplantılara katılacağı bildirilen TOBB Yönetim Kurulu'nun, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile ilgili hazırladığı raporu da pazartesi günü hükümete vereceği bildirildi. Libya'daki müteahhitler • ANKARA (ANKA) — Libya Merkez Hazinesi'nden hakedislerini uzun bir süredir alamayan Libya'da iş yapan müteahhitler, geçen günlerde Ankara'da Başbakan Yıldırım Akbulut, Devlet Bakanları Işm Çelebi, Güneş Taner ve Maliye ve Gümriik Bakanı Adnan Kahveci ile görüşerek devletin kriz sonuna kadar kendilerine yardım yapmasını istediler. Müteahhitlerin bu başvurusu Yüksek Planlama Kurulu gündemine alındı. YPK'nın 18 şubat pazartesi günü yaptığı toplantıda konuya Devlet Bakanı Güneş Taner'in "Kaynak yok" diyerek karşı çıktığı öğrenildi. İngiltere'de durgunluk • Ekonomi Servisi — Ingiliz ekonomisinin durgunluk içinde olduğu resmen açıklandı. Merkezi Istatistik Bürosu CSO'nun açıkladığı revize edilmiş rakamlara göre 1990'ın son üç aylık döneminde, ingiltere'de yurtiçi gayrisafi hasıla bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 0.9, 1989'un son üç aylık dönemine göre de yüzde 1.1 oranında azaldı. Hem içhem dışpazardadarboğazagirenderisanayicileri hükümeteraporsundu Derîcîler de yarchm îstiyor Krizle birlikte Irak, Kuveyt ve Suudi Arabistan'a olan 10 bin ton ham deri ve 153 milyon dolarlık deri ve deri mamulü ihraç pazarı kapandı. Savaştan sonra da Avrupah ithalatçılar siparişlerini durdurdular. İç piyasa da daraldı. ESİN SUNGUR Körfez kriziyle yara alan deri ve deri mamulü üreticileri krizin sıcak savasa dönüşmesinden sonra can çekişmeye basladı. Türkiye Deri Sanayicileri Der- neği (TDSD) Başkanı Turgut Koşar, içinde bulunulan sıkınularla ilgili bir ra- poru geçen hafta Hazine ve DPT'ye sun- duklannı belirterek, "Hükümet biz ölüp mezara girmeden yardım etmeli. Çünkü henöz yan hastayken yardım görür ayakta kalırsak, krizden sonra çok par- lak bir başan gösterebiliriz" dedi. Konfeksiyonundan ayakkabı üretici- sine kadar tüm deri imalatçılannın, ih- racat ve yurtiçi turistik satışlann durma- sından kaynaklanan bir sıkıntı içinde ol- duğunu anlatan Koşar, yurtiçinde Türk- lere yapılan satışlann da ucuzluk döne- mi olmasına rağmen yetersiz kaldığını vurguladı. Koşar, "Deri iihinlerin ma- liyetleri çok yüksek. Bunun için hiçbir dönemde peynir-ekmek gibi satılmıyor. Şu anda savaşuı etkisiyle tüketim har- camalannın kısılması satçlan daha da etkiledi" dedi. Körfez krizi ile birlikte Irak-Kuveyt ve Suudi Arabistan'a 10 bin ton ham deri ve 153 milyon dolarlık deri ve deri ma- mülü ihraç pazanmn kapandığını anla- tan Koşar, sıcak savaşın baslamasından sonra karşılaşılan sorunları şöyle sırala- dı: •'Batı-Avrupa iilkelerindeld tüketici- ler deri mamulü taleplerini kısarlarken, ithalatçılar Türkiye'nin de savasa gire- cegi endişesiyle siparişlerini durdurdu- lar. Air france, Lufthansa gibi büyiik havayolları şirketlerinin Türkiye uçuş- lannı iptal etmesi de Batı'da Türkiye'y- le ilgiii endişeleri daha ağırlaştırdı. Bazı ihracatçuar hazırladıklan siparişJeri sevk edemedi, bazüannın siparişleri ise iptal edildi. Bu gibi ihraca! kayıplaruun yılın ilk 3 ayında 150 milyon dolarlık bir ye- kûn tuttugunu sanıyoruz. Türkiye'yc ge- len turistterin pralmaa da vıllık 340 mil- Türkiye Deri Sanayicileri Derneği hükümete sunduğu raporda, Eximbank ve diğer ihracat kredileriyle alman teşvik belgelerinin sürelerinin uzatılmasını, süresi içinde yurda getirilmeyen dövizler için ek süre verilnıesini istedi. yon dolarlık bir satış hacminin yok ol- ması sonucunu dogurdu." "Yurtiçindeki satıslannuz zaten par- lak degil" diyen Koşar, birçok fırmanın küçülme yoluna gittiğirü, işçi çıkarma ile sorunlanm çözemeyenlerin ise kapandı- ğını söyledi. Son birkaç ay içinde 10 deri imalathanesinin kapandığını ve yüzler- ce işçinin açıkta kaldığını bildiren Ko- şar, kriz bitene kadar geçen süre içinde hükümetin yardımcı olması gerektiğini savundu. Kosar'm verdiği bilgjye göre deri sanayicileri Hazine'ye sundukları raporda şu istekleri sıraladılar: • İhracatçüann kullandıgı Enmbank ve diğer ihracat kredilerinİB sürelerinin uzaülması, • Alman teşvik belgelerinin süreleri- nin uzatılması, • Süresi içinde yurda getirilmeyen dö- vizler için ek süre verilmesi, • Geçen yılın aralık ayında indirilen ve değistirüen DFİF prim ödemelerinin tekrar eski haline getirilmesi. Deri sanayicilerinin zor rekabet şart- larında sürdürmeye çalıştığı yaşam mü- cadelesini kaybetmek üzere olduğunu sa- vunan Turgut Koşar, kendilerine zama- nında yardım edilirse kriz bittikten sonra büyük bir atak gerçekleştireceklerirj öne sürdü. Koşar, krizin 1 ay içinde bitmesi halinde 3 aylık açığı kapatarak ihracat rakamını 812 milyon dolardan 1 milyar doların üzerine çıkarabileceklerini anlat- tı. Geçen günlerde 100 işçi çıkaran Mat- raş Dericilik'in sahibi Hakkı Matraş, yurtdışı siparişlerinin durması üzerine birçok büyük ihracatçının işçilerini do- yurabilmek için iç pazara yöneldiğini, bunun da iç pazarda bir arz fazlası ya- rattığmı anlattı. Matraş, "Işlerimiz icer- de de, dışarda da iyi değil. 20-30 işçiyle çalışan imatathaneler bir ölçüde idâre edebiliyor ama bizira gibi 300-350 işçi calıştıran fabrikalarda küçülme politika- sı izienmesi kaçınılmaz hale geldi" de- di. PetrolüEkonomi Servisi — Ham pet- rol fiyatlarındaki büyük düşüş OPEC üyesi ülkeleri endişelen- diriyor. Körfez krizi öncesinde 21 dolarlık ortalama fiyatta an- laşana kadar "akla karayı" se- çen OPEC, şu sıralarda 16 do- lara kadar düşen fıyatlan yukan çekebilmek için çare arıyor. OPEC dönem başkanı Ceza- yir Petrol Bakanı Sadık Busse- na, soruna acil bir çözüm bul- mak amacıyla üye üikeleri 25 şubatta Viyana'da olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Ancak Körfez'de savaşın devam etme- si ve örgütün 11 martta olağan bir toplantı yapacak olması ne- deniyle, bu çağrı "soğuk" kar- şılanmıştı. 25 şubat toplaniısı- nın gerçekleşip gerçekleşmeye- ceği henüz belli değil. Ancak bu toplantı yapılmasa bile 11 mart- taki olağan toplantıda OPEC- in üretimi kısma kararı alması bekleniyor. Körfez krizinin hemen önce- sinde yapılan toplantıda günlük üretimin 22.5 milyon varille sı- nırlandırılması kararı alan OPEC, Irak ve Kuveyt'e karşı alman ekonomik ambargo ka- rarından sonra kotaları geçici olarak kaldlrmişiı. Kotaların kaldırılmasından sonra Irak ve Kuveyt'in devre dışında olması- na rağmen üye ulkelerin toplam günlük üretimi 23-23.5 milyon varile yükselmişti. Önceki gün bir açıklama yapan Endonezya Petrol Bakanı, günlük üretimin 2 milyon varil kısılarak 21-21.5 Körfez krizi öncesinde 21 dolarlık ortalama fiyatla anlaşana kadar akla karayı seçen, bu 'düşüİc' fiyat nedeniyle Irak'ın tepkisine yol açan OPEC ülkeleri, şu sıralarda 16 dolara kadar düşen fiyatlarıyukarı Çekebilmek için çare arıyor. milyon varile kadar düşürülmesi gerektiğini belirtti. Suudi Arabistan Petrol Baka- nı Hişam Nazır da OPEC üye- lerinin fiyatları yükseltebilmek için daha fa2İa gayret gösterme- leri gerektiğini belirtti. Nazır, petrol arzında herhangi bir sı- kıntı olmadığmı belirterek geliş- miş ülkelerdeki stratejik rezerv- lerin devreye girmesinin gerek- siz olduğunu vurguladı. Petrol analistleri savaşın biti- minden sonra varil başına fiya- yükseltme' çabaları 28 Aflustos Yabancı kadın ve çocuMann Iraktan ayrılmasına mr veriMi EMm oıtası: Ptyasatar bansçıl ç02ume inanıyor. OPEC. ambargodan doOan boşluOu doMuruyor stratejik hedeflere yerteştırtli 15 ve 18 Şubat BaOdat 660 sayılı karara uyacaflıru açıkJıyor. Moskova, banş plan, sunuyor Petrol 2 Ağustos Oûzeyımn altına dusû 6 AraMt: Yabancı rehineler serbest kaltyor. tın 15 doların altına kadar dü- seceğini ileri sürüyorlar. Daha ihtiyatlı uzmanlar ise Irak ve Kuveyt'teki petrol kuyularının savaştan ne derece etkilendi&i- nin bilinmemesi nedeniyle fiyat konusunda bir tahmin yapmak- tan kaçınıyorlar. Fiyatların geleceği konusun- daki bir diğer açmaz da barış- tan sonra Irak ve Kuveyt'in OPEC kararlarına uyup uyma- yacağı. Bu iki ülke topraklann- da savaş nedeniyle oluşan mil- yarlarca dolarlık zarann sadece petrol ihracatıyla finanse edile- bileceği belirtiliyor. Ayrıca sa- vaş nedeniyle yaklaşık 50 milyar dolariık masrafa giren Suudi Arabistan'ın da günde 8-8.5 milyon varil düzeyinde seyreden üretimini yeniden 6-6.5 milyon varile düşürüp düşürmeyeceği de bilinmiyor. Petrol fiyatlanrun geleceği konusunda OPEC'i rahatlatan tek şey ise günde 12 milyon va- ril petrol ihraç eden SSCB'nin teknoloji eksıkliği nedeniyle is- ter istemez üretimini düşürme- si. OPEC için için kaynarken petrol ffyatları 17 doların altın- daki se>Tİni sürdürüyor. Lond- ra Uluslararası Petrol Borsası'- nın (IPE) dunkü seansında Ku- zey Denizi tür ham petrolün ni- san ayı teslimat fiyatı 16.70 do- lardan işlem gördü. Aynı tür petrol, borsanın dünkü seansı- nı 16.50 dolardan kapatmıştı. KKTCldeki engeller kalkacak Asil Nadir,Polly Peck kayyımlannınKKTC'de karşılaştıklan tutumunyumuşayacağını söyledi EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Mayıs ayına kadar Polly Peck'in normal faaliyetine geçe- bileceğini ileri süren Asil Nadir, kayyım- ların KKTC'de inceleme yapmasını en- gelleyen mahkeme karannda bu engeli kaldıracak değişiklikler olacağını belirt- ti. Türkiye'deki basın yatınmlarımn sağ- hklı hale getirilerek ve kendi kontrolün- de faaliyetine devam edeceğini söyleyen Nadir, çalışmalarına Ingiltere dışında devam etmeyi düşünebileceğini açıkla- dı. Asil Nadir Cumhuriyet'in sorularını şöyle yanıtladı: — Knzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'n- de Unipac ve Sunzest firmalannın mu- hasebe bilgilerinin. Polly Peck kayyım- lanna aktanlmasını engelleyen bir mab- keme karan abndı. Bu "ara-karar" hâlfi geçerli.'Kayyımlann gereldi mali bilgi- yi alamaması nedeniyle 25 martta ta- mamlanması gereken Polly Peck'e iliş- kin mali raponın geciktigi söyleniyor. NADÜt — Coopers Türkiye'ye gider- ken, "Biz Kıbns ve Türkiye'ye Cork Gully (Aynı firmanın icra iflas işleriyle meşgul birimi) olarak gidecegiz dediler. Cork Gully'nin şirketlerin iflasını orga- nize eden bir şirket olduğunu Kıbnslı- lar da bUir, Tnrkiye'dekiler de... "Ka- tiyyen Cork Gully olarak gitmeyin, çün- kü burada mubasiplik tahsili yapan ki- şiler Cork Gully'nin ne olduğunu bilir- ler, bir endiseye sokarsımz, gereken yar- dımı alamazsınız"' diye emir verildi Co- opers'a. Coopers'ın Türkiye'ye yolladığı mektubun son cümlesinde ise "Kıbns'- taki diğer Uişki ve çıkarlanmız nedeniyle Kıbns'a gittiğinizde Cork Gully adını kullanmayı ihmal etmeyin" diyor. — Nedir bu Kıbns'taki çıkariar? NADİR — Güney Kıbnslı Rumların ve Yunanlılann, Coopers'a devamlı ola- rak "Kuzey Kıbrıs'ta faaliyette bulun- mayın yoksa sizi Güney Kıbns ve Yu- nanistan'dan atanz" tehditlerinin varit olduğunu ben biliyordum. — Yani ortada bir iflas durumu var- mış da iflas işlemlerini yüriıtmek için git- mişler gibi mi? NADİR — Polly Peck'i kapatıp, par- çalayıp konuyu bitirmek istediler. Eko- nomisinin bize bağlı olduğunu bilen bu halka tüm bu şirketleri parçalama ama- cıyla gelmiş gibi görünmenin sebebini hâlâ anlamıyorum. Ama şimdi Kıbrıs'- ta epey de yol katetti kayyımlar. Şu an- da konuyu yumusatıp önümüzdeki bir- kaç ay içinde, Polly Peck'in etkisinden daha kuvvetü, daha azimli bir şekilde hayatma devam edeceğinden hiçbir şüp- hem yok. — Yani Kuzey Kıbrısta. Polly Peck'e ilişkin bilgi akışını sağlayacak bir deği- şiklik olacak diyorsunuz. NADİR — Olacak. Kayyımlar Kıbrıs ve Türkiye'deki aktiviteleri gördüler. Bunların sağlığından, devamlılığından hiçbir endişeleri yok. Ama tabii ki her yabancı gibi "Acaba her şey dendiği gi- bi mi?" şeklindeki yanlış tutumlan akıl- lannda. Gazetelerin burada etkisi var. Maalesef bu konuyu başından beri ga- zeteler idare etti. — Geleceğe iyimser bakıyorsunuz, ama şirketin borcunuo 1 milyar 300 mil- yon steriin olduğunu yazıyor gazeteler. rinde bir dışişleri kalkıp da ekonomik bir konuya çok mühim bir şey olmazsa ka- rışmaz. — İlk verdiğiniz mülakat BBC teieviz- yonunda yarım saatlik önemli bir eko- nomi programınaydı. L'ygun bir ortam- dı. Bu siyasi konulara neden hiç degin- mediniz: İngiliz kamuoyu, görüsünüzü neden bilemedi? NADİR — Haklısınız. Programda konuşulacak çok şey vardı. Zaman o ka- dar çabuk geçti ki gereken şeyler söylen- medi. Politik konudan ben bahsettim. Canlı yayına yakın bir mülakattı. Çıkar- dılar. Ben sordum. "Canlı mı olacak ya- yın?" diye, "Canlıya yakın" dediler. "Çok bozarsanız, gelmeyeceğim" de- dim, "Hayır" dediler, ama politik ko- Nadir: Yüzde 2-3'lük bir küçülme,küçülme sayılmaz. 25 mayısa kadar Polly Peck normal hayatma dönebilir. Ingilizlerin gerçek dışı tutumları beni hiç ilgilendirmiyor. İleride iş hayatımda geçerli ülkelerde çalışmak da benim hakkımdır. NADİR — Katiyyen doğrü değil. Bü- tün rakamlar yanlış verilmiştir. Şirketin Londra'dakî tüm borcu 500 milyon ster- iin kadardır. Bu daha da düşürülerek ya- pılacak organizasyonda çok daha sağ- lıklı bir şirket olarak ortaya çıkacak. Bu bahsettiğiniz rakamlar, sizi temin ede- rim tamamen yanlıştır. — Bu bilgiler sizden ancak yedi ay sonra çıkıyor. NADİR — Ben kendimi çok başarılı bir işadamı olarak görüyorum. Bu du- rumların katiyyen beceriksizlikten oldu- ğuna inanmıyorum. Konu tamamen po- litik benim gözümde. Politik olduğu da zamanla ortaya çıkacak. Bundan da hiç şüpheniz olmasın. Dünyanın hiçbir ye- nuyu çıkardılar. — Sizin bir de kişisel yatınm ve işlet- meleriniz var. Türkiye'de en dikkati çe- ken özel yatmmınız basın konusonda. NADİR — Şu anda bütün şeyim ta- bii ki zaman ayırıp onların sağlıklı bir şekilde, benim kontrolümde devam et- meleridir. Tahmin edersiniz, bu kadar hadiseden sonra bu organlann etkilene- ceği normaldir. Zannedersem önümüz- deki aylarda onların da çok sağlıklı bir şekilde, daha arzu ettiğim bir şekilde ha- yatlarını benim kontrolümde devam et- tireceklerini göreceğiz. — Bazı yayın kunıluşlanndaki hisse- lerinizi, borçlannua karşılık bir Fran- sız bankasına teminat olarak bıraktınız mı? NADİR — Hayır, dedikodudur. Her borçlu kişi gibi mal varlığimı garanti ver- me hakkı bende de mahfuzdur. — Polly Peck'in daha sağlıklı bir şe- kilde işlemeye başlayacagı kanaatinde- siniz. Şu sıradaki meveut orgütienmenin bir şekUde değistirilmesi herhalde gerekli ki daba sağlıklı olarak devara edebilsin? Hiçbir satış düşünülmüyor mu? NADİR — (Kayyımlar) Russell Hobbs gibi ufak tefek marjinal, esas ak- tivitelerle, belki kendi göriişleriyle çok bağdaşmayan küçük aktiviteleri satacak- lar. Onu bizler de yapacaktık nasıl ol- sa. Russell Hobbs'un üretim alanıyla tüm dünyadaki şirketlerimizin bir bağ- Iantısı yok. Daha derli toplu bir şirket olarak ileriye çok daha emin adımlarla gidecek bir şirketin yaratılması için ne gerekirse yapılacak. Yüzde 2-3'lük bir küçülme, küçülme sayılmaz. Kayyımlar- la birlikte çalışıyoruz. Zannedersem ya- kında 26 martın üzerine iki aylık bir uzatma isteyecekler (Şirkete ilişkin ma- li raporu tamamlamak için istenen bu uzatma mahkeme tarafından kabul edil- di). Bu son uzaunanın bitiminden evvel konulann çözülüp Polly Peck'in eskisin- den daha sağlıklı bir döneme gireceğin- den hiç şüphem yoktur. Bundan kimse- nin de şüphesi olmasın. Ne kayyımlann ne şirket çalışanlannın. — Sözünü ettiğiniz uzatma 25 mayı- sa geliyor. NADİR — 25 mayısa kadar Polly Peck normal hayatına dönebilir. Benim normal pozisyonumda herhangi bir en- gel de yok. Yani yönetim kurulu başkanı ve baş murahhas üye olarak. — İngiliz basınında olaya kuşku ile bakan tutum nasıl degişecek? NADtR — Hiç önemli değil. Onların gerçek dışı tutumları beni hiç alakadar etmiyor. Ama ileride iş hayatımda ge- çerli ülkelerde çalışmak da benim hak- kımdır. — Yani bundan şn anlamı çıkartabi- lir miyiz: Bu işler çözüldükten sonra İn- giltere'den ayrılmayı mı düşünüyorsu- nuz? NADİR — Düşüncelerim arasındadır diyelim. Bugün Amerika'da olsaydım buradaki tutumlar orada yapılamazdı. Avrupa'nın değişik ülkelerinde olaydun, aym tutumlar gene yapılamazdı. Yıllarca Rumlar, Asil Nadir'i Londra'da etkile- yebiliriz kanaatindeydiler. Geçici de ol- sa o kanaatlerinin doğruluğunu da gördüler. BİTTİ ISCİN1N EVRENINDEN StJKRAN KETENa Şuç ve Çeza İşçi İçin; İşveren İçin Değil... Ekonomik kriz, Körfez savaşı bahane edilerek işçi çıkar- ma furyasında işverenler, işçi lehine iş güvencesinin sıfır ol- duğu hukuk düzenimizde dahi ne çok yasa, hak çiğnryorlar. Ulkemizde sendikal hakların çiğnenmesinden, yasaklar- dan hiç değilse söz edilir. Nedense sendikal hareketimiz, bir şey yapabileceğine inanmamaktan, bu konudaki kendi- ne güvensizliğinden olacak iş güvencesine ilişkin yasal so- runları, işçilerin haklannın gaspını kamuoyunun gündemi- ne getirmez. Türkiye'de işverenlerin canlarının istediğinde, istedikieri kadar işçiyi işten atmalarına olanak veren bir hu- kuk düzeni vardır. Bir ülkede sendikal hakların gerçekten kul- lanılabilmesi ise sendikal haklara ilişkin yasal düzenleme- ler kadar, iş güvencesine de bağlıdır. Kolayca işten atılabi- lecek bir işçi için sendikal hakların varlığının ya da topfusöz- leşme ile kazanılan hak ve ücretlerin bir anlamı olamaz. Bu böyle olduğu içindir ki iş güvencesi sendikal haklann varlı- ğının en önemli unsurlarından biri olarak yasalarda ve toplu- sözleşmelerde yer alır. Ne yazık ki iş güvencesi konusun- da, işçi aleyhine en geri, en çağ dışı düzenleme örneklerin- den biri Türkiye'dir. İş yasasının 13, 17, 24. maddeleri işçi- nin işini koruyabilmesı, çalışma hakkını değil, işverenin keyfi işçi çıkarmasını sağlamak üzere düzenlenmiş gibidir. Ulkemizde yasaiardaki boşluktan yararlanılarak sendikal hakları vermemek toplusözleşmelerin yükünden kurtulmak üzere bol bol işçi çısarılır. Bu konuda Türk sendikacılık ha- reketi de biraz çaresizlik, biraz da ihanet içindedir. Toplu- sözleşme masasında başarılı olabilme adına âdeta işveren- lerle gizli bir anlaşmaya girilmiş gibidir. Masada sendikacı- yı başarılı gösterecek, parlak görüntülü sözleşmeler ımza- lanır. Ardından iki yıllık dönem içinde çok yüksek sayıda yük- sek ücretli işçi çıkanlıp düşük ücretli işçi alınarak sözleşme yükünden kurtulunur. Yıllarla yapılan parlak sözleşmelerin ardından, örneğin tekstil, metal iş kollannda çok düşük üc- ret ortalamaları ile yeni sözleşme dönemine girilmesinin tek nedeni budur. İçinde bulunduğumuz günlerde, savaş. ekonomik kriz ba- hanesiyle bu çirkin oyuri en acımasız boyutlara vardırılmıs- tır. Tekstilde, metal iş kolunda sözleşmeler nerede ise böy- le bir gizli anlaşma çerçevesinde imzalanmış, bazı işyerle- rinde yeni sözleşmenin mürekkebi kurumadan çok büyük sa- yılarda işçi çıkanlmasına gidilmiştir. Bu furyada işverenlerimize yasaiardaki sınırsız haklan da az gelmiş, sürekli bu yasalarm dahi çiğnenmesi yoluna gi- dilmiştir. Bir iş yerinde yüzlerce işçi birden, hükümetin grev ertelemesinin ardından yeni bir sözleşme imzalanmadan, or- tada bir sözleşme yokken hukuk dışı olarak çıkanlabilmek- tedir. Yine çok sayıda işyerinde yüzlerle işçi birden sokağa atılırken ihbar, kıdem tazminatları, hatta birikmiş ücret ala- caklan dahi ödenmemektedir. Yani işverenlerimiz bir iki hafta içinde on binlerie sayılan kitlesel işçi çıkarmalannda yasal yükümlülüklerini dahi yerine getirmemekte, yasaları çiğne- mektedirler. Elbette hukuka aykın bu işçi çıkarmalarının hu- kuksal geçerliliği yoktur. İşverenler açıkça hak, hukuk ve ya- saları çiğnemektedirler. 'İşçi alacaklarını ödeyecek paramız yok' demek asla yasalar, hukuk ve hak karşısında geçerli değildir. İşçilerin tazminatlannı, alacaklarını yasal süreleri içinde ödeyecek paraları yoksa, aldıkları çıkarma kararları- nın da yasaf ve hukuki geçerliliği yoktur. 'Çıkardım' bildirim- lerinin yasai bir anlamı olamaz. 'Ben yaptım oldu' mantığınm şu anda geçerli görünmesi- tjin sorumluluğu işverenler kadar, siyasi iktidar ve sendika- larındır. Şimdi azıcık adil, insaflı düşünelim. işçi 'ben bu pa- ra ile geçinemiyorum, çalışmıyorum' dese ne olur? Yasadı- şı grev, suç olur. Hemen hükümet ayağa kalkar. İşverenler yasaiardaki ceza maddelerini işletir. İşçiyi tazminatsız işten atarlar. İşçi yargılanır, cezalandınlır. Suçu işverenler çok da- ha haksız, insafsız boyutlarda işlediklerinde, hükümetin, sen- dikacının sesi soluğu kesilir. Bu nasıl düzen, nasıl bir hak hukuk anlayışı? Ve en kötüsü bu ne biçim sendikacılık? Evet Sayın Şevket Yılmaz, DİSK'in yıldönümü toplantısın- da, 'Şu anda hemen her şey işçiden, sendikalardan, Türk- İş'ten beklenmektedir' diye yakındınız. Yanılıyorsunuz, öy- le her şeyi, zor şeyleri bekliyor falan değiliz. Ama insaf edi- niz, üyeleriniz yasadışı olarak işten atılıyor. Önlemek, yasa- dışı, haksız işçi çıkarmalannı engellemek, sizin göreviniz de- ğilse, kimin görevi olabilir? Türk-iş'in, Teksif'in başkanı ola- rak bundan rahatsız olmuyor, sorumluluk duymuyorsanız, niye hâlâ o görevlerde duruyor, nasıl rahat uyku uyuyabili- yorsunuz? Üç biiyük ilde tüpgaz fiyatları (TL) JMon 2 kg'lik (piknik) 12 kg'lfc fmunak 45 kg'lik (sanayi) istanM (RMMH) 2 kg'lik (piknik) 12 kg'lik (mutfak) 45 kg'lik (sanayi) İstutol (Aıudohı) 2 kg'lik (piknik) 12 kg'lik (mutfak) 45 kg'lik (sanayi) iarir 2 kg'lik (piknik) 12 kg'lik (mutfak) 45 kg'lik (sanayi) Esfcl 1200 19.600 74.000 3.550 19.300 73.000 3.350 lasoo 71 000 3.300 18.400 69.500 1M 0600 2tt200 7R500 3.700 20.100 76.000 3500 19500 73500 3.400 19 200 72.500 Artqmaı Yiz* 125 3.1 a4 4.2 4.1 4.1 7B 3J 35 3.0 4.3 4.3 Tüpgaza zaııı ANKARA (AA) — Rafıneri çıkış fiyatları değişmezken, li- kit petrol gazı (tüpgaz) dağıtım firmalan, maliyet unsurların- daki artışlan gerekçe göstererek tüpgaz satış fiyatlar.na yüzde 3.0 ile yüzde 12.5 arasında de- ğişen oranlarda zam yaptılar. Yeni fjyatlar likit petrol gazı dağıtım ve satışında önde gelen firmalardan Aygaz'da hafta ba- şından, İpragaz'da .bugünden, Tüpgaz'da ise yanndan geçerli olacak. Serbesti gereği, dağıtım fir- malarmın satış fiyatlan arasın- da 2 kg'lik tüpte 50-100 lira, 12 kg'hk tüpte 100-400 üra, 45 kg'lik tüpte de 500 liralık fark- lar bulunuyor. Tüpgaz dağıtım firmalan yetkilileri, yeni zamma gerekçe olarak maliyet unsurlarındaki artışlan gösterdiler. Günaydm'a Cavit Çağlar talip oldu Haber Merkezi — DYP Bur- sa Milletvekili Cavit Çağlar, Asil Nadir basın grubunun çı- kardığı "Günaydın" gazetesine talip oldu. Çağlar, Günaydın- ın isim hakkını almak ve mat- baalarını kiralamak için Asil Nadir'e öneride bulundu. Süleyman Demirel'in yakını olarak bilinen Bursa'daki Ner- gis Tekstil Fabrikası'nm ve ye- rel "Olay" gazetesinin sahibi olan Cavit Çağlar, Cumhuriyet muhabirinin bu konudaki soru- su üzerine şunlan söyledi: "Ben teklifimi yaptım. De- mokrasiyi savunduğumuz şu günlerde bir gazetenin kapan- masına göz yumamam. Şartlanmı söyjedim. isim hak- kına ve matbaalann kiralanma- sına talibim dedim. İse sıfırdan başlanz. 15-20 milyar kadar bir sermaye koyanz. ()rada çalışan- lar da mağdur olmaz." Çağlar, Günaydın'a bir "gösteriş" için talip olmadığı- nı belirterek "Olaya hem ticari hem de Türk kamuoyuna ve basınına bir hizmet olarak bakıyorum" dedi. Çağlar'ın önerisinin Günaydın'ın yayın yönetmeni Saruhan Ayber tara- fından Asil Nadir'e iletildiği, görüşmelerin taraflar aracılığıy- la sürdüğü öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle