Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 75 ŞUBAT 1991
Freud^ün \ anİLSı
MELİH CEVDET ANDAY
Gazetemızın 25 (3cak 1991 gtlnlu sayısm-
da "Savaş" başhklı bır yazım çıkmıştı; savaş-
barış konusunda Eınsteın ıle Freud arasında-
kı bır yazışmadan sözedıyordum o yazıda, dı-
yordum kı, "Ben de o yaaşmayı, o zaman Şa-
kır Eczacıbaşı dostumun çıkarmakta olduğu
Tıpta Yenilikler dergısı ıçın Turkçe'ye çevır-
mıştım.. " Fakat çevin elımde yoktu, konuş-
mayı akbmda kaldığınca anlatmaya çalıştım.
Birkaç gün sonra, Ankara'dan postalanmış
bır zarfin ıçınden bu metm çıkmaz nu<>
Ama
benım çevırun degü, meğer Yann Yayınlan
bu mektuplaşmayı Oğuz Özugul'un çevınsıyle
kıtaplaştırmış Çok sevındım, bana yollayan-
lara teşekkür edenm
Bır başka mektup da dostum Prof. Dr. Me-
tin özek'ten geldı. Sayın özek, Freud'un söz-
lerını eleştınyordu o mektubunda Yetkılı bır
uzmanın kalemınden çıkan bu cleştınyı okur-
lanma sunuyorum. Ancak bıraz hakkıra yen-
mış olduğu kanısına vardığım ıçın bu mektu-
bun bır yennı duzeltmeden edemeyeceğım.
Dostum, mektubunun başında, "Ne var kı bı-
nrıın (Eınsteın üe Freud'den bın, dıyesım Fre-
ud. M C.A.) -katıldığınızı sezınlettığmız-
düşüncesıne katılmadığımı " Oysa o yazım-
da ben, Freud'ün duşıincesıne katümadığırru
şu sözlerle belırtmıştırrr "Burada Freud'ün
yanıtı çıkıyor karşımıza, sankı bıhmsel nıte-
bklı bu- açıklama bu.. " Kısacası ben de ka-
tılmamıştım o açıklamaya
Şımdı sayın özek'm mektubunu ve Freud'-
ün sozkonusu sorundakı düşüncelerme yak-
laşımımı görehm
Sayın Anday, Sevgüi Dost!
Şımdıye dek elıme geçtrebıldığım tüm ya-
zılanmzı olduğu gıbı dun Cumhurıyet'te ya-
yımlanam da buyuk bır keyfalarak, çok şey
öğrenerek okudum.
JSe var kı bınnın -katıldığınızı sezınlet-
tığınız- duşuncesıne katılmadığımı vurgu-
lamak ısteğınden de kendımı alamadım
Freud'ün 'ınsanda saldırganhk durîusu var
dır ve ınsanı gudüleyen ıkı temel yapıdan bın
nefrettır' göruşu'
Bu göruş onun yanlışlarının ıkı temel kay-
nağmdan, a) geçen yuzyıhn son-bu yüzyılın
ılk çeyreklerını kapsayan zaman dılımı ıçın-
de OrtaAvrupa kapıtalıst-kentsoylu kulturu-
nûn ona saptamak olanağı verdığı gözlemle-
rı çağlar ve yörelerötesı sanıp, buna göre tu-
mevarmasından, genellemelere kalkışmasın-
dan, b) bıhmsel yarışma hırsı ıle doğabılım-
lenndekı "dıalektığı paralellık ıçınde ve sımet-
nk kullanma" alışkanlığına kendını zorunlu
sanmasından, doğuyor.
Konuyu aşağıda, aklımın erdtğı, dıltmm
dönduğu bıçımde, eleştınnıze sunuyorum
Tırnak ıçındekı bölumler, 12 Eylul sonrasımn
karanlığında mahpusken kuffar-ı askerıyye-
yı muhatap alan metmierden bırmden akta-
rılmıştır
tsterseruz, dıledığınızce kullanın, benım ıçın
onur olur.
Saygı ıle sevgı ıle
"Komıya meslegim açısmdan vaklaşmak ve
insanoğlunun, savaş ve banşla ilgili, davra-
nışına ait bazı bılgılen aktarmak istiyonım.
Çatışmanın, kargaşanın ve ozellikie savaşla-
nn faktoıieri arasında bireysel olanın, insa-
nın saldırganlıgı olduğu sovlenir. Fakat insa-
nın doğuştan saldırgan olduğu goruşu dogru
değildir, yanhştır. Bir davranış biçimi olarak
saldırguüığın, ınsaoın dogal ozunde varoldu-
gu iddiası, sahte-bilimsel, pseudo-scientific,
bir yutturmacadır. Bazı araşüncüar, saldır-
ganlıgı bayvanlarda gozlemişter ve bunun, sal-
dırganlığın, mukaddem. oncul bir durtu ol-
duğuna inanmışlardır. Bu sonucu insana ak-
tarmış, saldırganhğa hazır bır davranışın ın-
sanda, doğuşunda varoldugunu geçerii bir bil-
gi zannetmişterdir. Saldırganlık, bunlara go-
re sozumona biolojik temeli olan, doğal bir
davranışür. Diğer uyanlar olmasa da kendi-
liğinden, spontan, ortaya çıkar. Halbuki, in-
sanı hayvandan ayıran, insana has bir yığın
yuce yetenekler vardu. Aklı >ardır, bellegi
vardır, iyıyi kotuyu ayırt etmeği, seçmegı, ka-
rar vermeği ogrenebilir. Usteük hayvanlardaki
saldırganUUa ılgilı gozlem ve deneyler de as-
lında yanbş yorumlanmıştır.
"Durtu kavranu, dış uyan olmadan da be-
lirmek, geriüm artınca nesnesiz bile olsa ey-
lemleşmek ozelligıni kapsar. Yiyecek-içecek
algılamasak da acıkır. susanz; girişiriz yiyip-
içmeğe. Cinsel durtunun gerilıp eylemleşme-
si için dıştan uyan gelme&i gerekmez. Onsuz
da eylemleşir cinsellik; nesnesi somutlaşma-
sa da ımgelemdekı yeter. Uykunun gelmesı
için yasüğı gormek zorunlu mu? Tıpkı uyan-
mak için u> andınlmamn gerekmedigı gibi.
Halbuki saldırganhk oyle defil. Durduk yer-
de saldınnaz, gözle gorulur ya da akla gelir
saldın olmadan durduk yerde doguşmege
kalkmayu. Hayvanlar için de bu kund geçerti.
Saldırması için ya tehlike içınde olmalı/san-
malı, ya kamını doyurma zorunda kalmalı.
Bu sonuncu dununda onun, gozumuz yaşh ta-
vuk keserkenki durumumuzdan farkı ne?
Tunsah da beüa o yuzden gevtş getirirken göz-
yaşı doker. Bakmayın siz insanlann timsah
gozyaştannı alaya almasını. Sanki o fıriak ce-
nelinin aklının içindeler de...
"Bazı ruhbilimcıler de birkaç hastada goz-
ledikleri beürtilere dayanıp, saldırganlıgı, in-
sanda doğuştan varsaymışlardır. Bunlara gore
insanda, sozumona bir saldırganlık durtusu
vardır. Dıştan bir uyaran olmadan da kışkır-
ulmadan da uısan guya saldırganlaşabilir. Do-
layısıyla, zaman zaman kavga doğuş olması,
bunlara gore kaçınılmazdır. Savaş, ınsan do-
gasuun dolaylı sonucu olarak, sozumona on-
lenemez. Bunu one surenler, saldırganlara,
doğuşe, savaşa bilımsel gerekçe sunmak ça-
basında olanlardır.
Bazı sozde bilimadamlannın, insanın sal-
dırganüğa doğuştan taaar olduğu iddiası, gö-
runuşte bilimsel, asbnda kof bir aldatmaca-
dır.
Aşağı yukan 40 yıl kadar once, ABD'de
Yale Universitesi'nde bitimadamlanndan bir
takım, bu goruşe karşı dogru olan bilimsel
gerçegin modelini geliştirdiJer. Engellenme,
frustration knnunı denen bu goruş, bugun bi-
lim çevrelerinde ya>gın olarak kabul edilmiş-
tir, kanıtlannuşbr, genişleülmiştir. Bu bilim-
sel sonuçlara gore insan doğuştan saldırgan
degildir. Saldırganlık ve onun ortaya çıkan so-
nuç da\ranışlan, kaçınümaz bir durtu degil-
dir. İnsanın temel ihtiyaçlan, dogal beklenti-
leri engellenirse. insanın yoneldigi amaçlara
ulaşma gayreti engellenirse, o zaman karşı
koymalar, engeli aşma gayretleri başlar. En-
gellemeler agır basarsa, sıklaşırsa, bu savun-
ma gayreti saldırganlıga donuşur. Tekrarla-
nan ufak saldırganhklar, bebeklikten başla-
yan kişilik gelişmesinin yıllan boyunca, yer-
lesir ve saldırganhk arnk kuuamlabiMr, savun-
ma gerekliligi dışında da ortaya çıkabilir bir
davranış kahbı ohışturur. Demek oluyor ki in-
sanın doğal ozunde bir saldırganhk degil, ter-
sine bır savunma. geniş anlamda hayatuu ko-
ruma durtusu soz konusudur. Saldırganlığı
ona, bebekhğinden itibaren, doğa-çevre ve
toplum oğretir; alışünr ve hatta benimsetir.
Saldırganlığın en koUektif, en yogun turu olan
savaş, dolayısıyla insanın ozu için dogal de-
gildir, yapaydır; koşullann, luşkırtmalann so-
nucudur. Savaşlar onlenebUir.
En temel ıhtiyaç, en doğal beklenti yaşaya-
bihnektir. Bunun engellenmesi tebükesi orta-
ya çıkarsa, bir başka deyişle, insanlann-
ulusun hayaü tehdit edihrse, tehlikeye duşer-
se, zorunlu ve yaşamsal bir savunma gelişir;
o savaş doğaldır, insanın ozune uygundur.
Tum geri kalan çaüşmalar, savaşlar engelle-
nebilir."
PENCERE
ARADABIR
AHMET YORULMAZ
Zavallı, Aldatılan İnsan!
Saddam Hüseyın dıktatördur, değıklır, Kuveyt'ı ışgalde hak-
lıdır, değıldır, şışındığı kadar guçluymuş, değılmış Bunla-
nn tumü de tartışıhyor yığınla yazı yazılıyor
Bızım değınmek ıstedığımız, savaşın bu yanı değıl
Amenka'nın ve yandaşlannın yapiıklan yerınde değıldır, BM
kararına uygun savaşmıyorlar, sıvıl hedeflerı hunharca bom-
balıyorlar, suçsuz ınsanları sakat bırakıyorlar, oldurüyorlar,
evierı, ışyerlennı yerle bır edıyorlar, analar, eşler, sevgılıler,
çocuklar ölüyor
Bu sıraladıklarımızın tamamen tersı oluyor dıyebılırsınız
Çokuluslu güç, sadece asken hedeflen bombalıyor, yanıba-
şında bulunduklan zemzem suyu kadar pırıl pırıldıriar, pet-
role gereksınımlen yoktur, kendılerı petrolcudur, uygarlık adı-
na, ınsanlık adına bu ışe gırışmışlerdır
1
Ister Saddam'dan yana, ıstersenız karşısında olun
Ister ABD ve yandaşlarından yana olun, ıster karşılarında
Bu karmaşa (kaos) ıçerısınde gurultuye getınlen, uzerıne ka-
dıfe şal atılan, bız yalın tnsanlann gözlennden kaçınlmak ıs-
tenen urpertıcı çıldtrtıcı bır gerçek var Savaşın korkunçluğu'
İnsanlann uzerıne yağdırılan yüz bınlerce ton bombanın,
obuslerın, füzelerın çıldırttığı korkusundan dışkıları paçala-
nndan akan ınsan enkazlarını, yerlere serılmış ınsan ölulerı-
nı, yıkıntılar arasında kalmış ınsan cesetlerını, kafası, bacak-
ları kopmuş ınsan bedenlerını, bebelen, kadınlan, yaşlılan
neden TV'lerde göstermezler^
llaçsızlıktan olenlerı Açlıktan sürunenlerı
Yalnız Batılılar değıl, Dogulular da, yanı Araplar da gos-
termıyorlart
Saddam'ı, Bush'u, generallen, uçakları tanklan, gemılerı,
füzelerın boşluktakı alev huzmelennı gorebılıyoruz
Harabeler, korkudan çıldırmış, hastalanmış ınsanlar yok-
tur ortada'
Ya neler var'' Pek ender olarak Arapların, Batı'nın devlerı
karsısırKİa sesı soluğu cılız mı cılızTV'len, CNN'len, BBC'len,
TRT'lerı, Starları, AFP'lerı, EPT'lerı, Reuter'lerı ve daha bıl-
mem nelen var'
Ama bunların tumunde de insanın sefalet ve acısı yok
1
Pekı, ne var?
Füzelerın reklamı var
1
Onları sankı satın alacakmışız gıbı ovuyorlar, turlerı, özel-
lıklen anlatılıyor bıze Adeta zavallılığımızla, akjatılmışlığımızia,
ustüne üstluk olaylardan haberdar edılıyormuşuz, aydınlatı-
lıyormuşuz ayaklarryla, alay edıyorlar bızlerlei
Saddam katıl, Saddam yayılmacı Çok dogru Pekı ama
sen, sızler nesınız'
Bır başka trajedı turünu daha yaşıyoruz Daha dun dene-
cek yakın zamana kadar, aydın, barışçı, ılerıcının ılencısı go-
runen kımı gazetecılenmız, yazarlarımız savaştan yana ol-
dular bırden Eskıden ekmek savaşımı verırlerken, şımdıler-
de pasta paycısı kesıldıler'
Bız, savaş karşıtı bır Yunan ozanının 'Beyaz Mendıl" baş-
Itklı şıırını, Körfez'dekı kanlı kara savaşlarının öngunünde (an-
fesınde), bır kez daha yayımlayarak yazımızı bıtırmış olalım
"Bır beyaz bez parçası arayaltm/ bır beyaz mendıl bula-
lım, olmazsa/ ama kanla boyanmamış olsun kırmızıya/ yas-
la kararmamış olsun / Çabuk olalım, bır beyaz bayrak bula-
lım/ çan çalalım dıledığımız gıbı/ banş ıçın"
"Yoksa, bulunmayacak yarın/ ak bır paçavra bıle / Bır el
bıte bulunmayacak belkı de/ yukarda onu sallamak ıçın / Belkı
bır göz bıle bulunmayacak onu görmek ıçın"
"Yarın belkı hıç bır şey bulunmayacak "
Deniz ADANALI, Atıllâ AKAR, Sina AKŞIN, Hulkı AKTUNÇ,
Sabahattin ALI, Çetın ALTAN, Semıh BALCIOĞLU, Enıs BA-
TUR, Cengız BEKTAŞ, Tarık BUĞRA, Perıde CELAL, Tevtık
ÇAVDAR, Abdurrahman DILIPAK, Maksut DOĞAN, Behtç
DUYGULU, Gültekın EMRE, Erol GÖMÜRGEN, Yücel GÜR-
SEL, Aytekın HATIPOĞLU, Leyla ISMIER Hasan Bulent
KAHRAMAN, Sefa KAPLAN Canan KARACABEY, Ulku KA-
RAOSMANOĞLU, Bılge KARASU, Iraz KARASU, KAUTSKY,
KAVAFIS Güllen Kaya, Steptian KiNG Ayşe KIÜMCI, Mılan
KUNDERA Şerıi MARDIN, MAROUEZ Yaşar Nabı NAYIR,
Dr Rıza NUR Osman OLMUŞ, Çetın OZER Mehmet Şakır
ÖRS, Tezer ÖZLU Hatıt REFIG, Aünan SAYGUN, Saıl SÖK-
MEN.Gurol SÖZEN Cankut ŞAMLI, Onder ŞENYAPILI Ay-
kut TANKUTER, llhan TEKELI, Hıncal ULUÇ, Raymond WIL-
LIAMS, Fsra ZEYNEP
ATTILA ILHAN'ın
yayın danışmanlığında„
Şubat
A
91 sayısında buluştular.
Cağaloğlu \ okuşu 6 8 Istanbul Tel S22 89 90
Kara Savaşı Ne Zanıan. Nasd?
Karadan saldın için sayısal ustunluk, en azından bire iki
olmahdır... Kısa surede oimasa da etkili sonuç almması için
sadece Kuveyt'i ele geçirmek yeterli olacaktır.
YALÇIN KARAKOÇ Emekli General
Körfez savaşının dörduncu haftası ıçen-
sındeyız Bugüne kadar 40 bını aşkın çıkış
(sortı) ve yüzlerce hedefe havadan bomba-
lama yapıldı
Stratejık hedefler olarak adlandınlan
ulaştırma yolları, enerjı merkezlen, tesısler
ve kyıstık depolar bombalandı, venlen ha
sar °7o 80'lere ulaştı
Saddam'm tankı, uçağı ve askerlen kum
altındakı sığınaklarda beklemektedır Bun-
lar hangı şartlarda bekletılırse bekletılsm
r
o
90'lara ulaşan bır çoğunluk hasarsız olarak
kara savaşına hazır demekur
Saddam'ı böylesıne rahat konuşturan ve
hâlâ uzlaşmaz tutumu surdürmesme neden
ışte bu kuma gömduğu guçtür
Klasık savaşlarda hukumetlerı uzlaşma-
ya götüren en etkın faktör, şehırlerın ve
özelbkle başkentlerın bombalanması ve kıt-
lesel yıkım ve ölümlerın meydana gelmesı-
dır Buna en son örnek Japonya'nm Hıro-
şuna ve Nagazakı şehırleruun nukleer sılah-
larla yerle bır edılmesıdır
Ancak burada çok özel bır savaş başlan-
gıçtan ben dıkkatle ve sebatla verleşım mer-
kezlenne zarar verdınlmeden surdurulme-
ye çalışılmaktadır Bunun amacı Saddam'a
Arap devletlen üzennde etkılı olacak mal-
zemeyı vermemektır Israıl'ın savaşa fiılen
katılmaması ıçın gösterılen çabalar da bu
yönde venlen uğraşlann en belırgm örne-
gıdır.
Irak'ın durumu
Stratejık tesıslerın
r
o 8O'ı, hava gucu ıle
kara gucünun ancak ^o lS'ı ımha edılebıl-
mıştır Böyle bır durumda lrak'ın ışgalını
öngören bır kara saldınsını başlatmak, tek-
nolojık ustunluk ne duzeyde olursa olsun
akılcı bır davranış olmaz Saddam bunu çok
ıvı değerlendırdığı ıçın bır an önce kara sal-
dınsının gerçekleşmesını ıslemektedır Irak'
ın elınde seferberlık ıle beraber ıkı mılyon
asker bulunmaktadır Muhtemelen gucunun
buyuk çoğunluğu ıle stratejık ıhtıyatlarını
Iran hududuna yakın bekletmekte, başlan-
gıçta koalısyon guçlen ıçın kolay bır gelış-
me sağlandıktan sonra genel bır karşı sal-
dın>la sayısal ustunluk ve psıkolojık ustün-
luk ıle kesın sonucu almayı amaçlamakta-
dır Bu harekâtta, Saddam muttefik hava
üstünlüğu nedenıyle zayıatının çok fazla
olacağının bılıncındedır Ancak öteden be-
rı defalarca açıkladığı zafere, yuzbınlerce
ölu vermek pahasına böyle ulaşabıleceğıne
ınanmaktadır Havada hıçbır şey yapama-
yan, demzde hemen hemen tukenmış olan
Saddam'ın muttefik guçlen ımha planı özet-
le bu duşunce uzerıne kurulmuştuT
Muttefik güçlerip durumu
ABD denetımındekı muttefik guçlenn
böyle bır değerlendırmeyı göz önune aldık
lan ve bu nedenle hava harekâtını belırlı bır
süre daha surdurmeyı planladıklan gözlen-
mektedır Hava harekâtı daha uzun sure de-
vam ederse uygulanan ambargo ıle bırlıkte
lrak'ın ıçten yıkılması beklenebüır Bu bek-
lenti ıçınde, Saddam'ın özel tımlerle yaka-
lanması veya devrümesı en önemlı ıkı hu-
susu ıçermektedır Aslında beklenti bunlar-
dır Saddam'ın, "Artık uzlaşalım" veya "Ku-
veyt'ten çekılıyorum" şekhnde bır beyanda
bulunmayacağı çok açıktır, halen bulundu-
ğu durumdan tavız vermeyecek bır kısır
dongu ıçme gırmıştır
Nıtekım Cheney ve Powell'ın kara saldı-
nsının ver ve zamanını saptamak uzere yap-
mış oldukları temaslar sonucunda böyle bır
harekâta henuz başlanamayacağı duşunce-
sı agırlık kazanmıştır
Sonuç
Savaşın kısa surmesı müttefıklCrce son
derece önemlı bır olgudur Müttefık güçle-
rın kara savaşı ıçın planlarının bılınmeme-
sı doğal bır olaydır Ancak mevcut kuvvet-
lerle Irak'a yapılacak bır kara saldınsının
başarılı olamayacağı ve lrak'ın arzuladığı
tuzağa duşuleceğme ınamlmaktadır
Saldın ıçın sayısal ustunluk en azından
bıre ıkı olmalıdır Bağdat kuşatılsa ve Gü-
ney Irak ele geçu"üse dahı ortada bu savaşı
durduracak bır sonuç gözukmemektedır
Ba|dat şu halı ıle havadan kuşatılmış du-
rumdadır, bu şeklı ıle fizıkı olarak kuşatü-
ması arasında fark yoktur Kısa surede ol-
masa da etkılı sonuç alınması ıçın sadece
Kuveyt'ı ele geçirmek yeterh olacaktır Bü-
nun ıçın Kuveyt'ın kuzeyı ve tran hududu
bolgeleruun, yapılacak bır kara harekâtı üe
ele geçırılerek Irak ordusuna karşı guçlü bır
savunma tesıs etmek, bunu mevcut hava us-
tunluğu ıle surdurüp beklemek daha akılcı
olacaktır Böyle "sınırlı hedeflı" bır saldın
ıçın eldekı güç yennde ve zamanında kul-
lanüdığı takdırde yeterhdır
Boylece savaşın uzaması lrak'ın lehıne ol
mayacakür Koalısyon güçlennı Irak'ın za-
man zaman yapabüeceğı saldırılara karşı
koyan, ancak hava, kara ve denız bombar-
dımanlan üe sonuç almayı amaçlayan, şım
dıkı dumma nazaran daha olumlu bır gö-
runume sokacaktır
Aynca kurtanlmış Musluman Kuveyt'ı
savunmanın dünya ve Arap kamuoyunda
azımsanamayacak olumlu etküen olacağı
kuşkusuzdur
BAYILERDE
TURK HAVA YOLLARI A.O.'DAN
— Ortaklığımız, Gazıantep Satış Müdurlüğu'nün yol-
cu, kargo, posta ve personel taşımacılığında kullanılmak
uzere 1 yıl sureyle 2 adet otobus kıralanacaktır (Asgarı
1987 model)
— Anılan 2 adet otobusun kıralama ışının toplam tah-
mını bedelı KDV hanç 138 700000— TL olup konuya ılış-
kın geçıcı temınat tutarı 5 548000— TL'dır
— Kapalı zarfla verılecek teklıf mektupları en geç
22 021991 günü saat 1000'a kadar Istanbul, Ataturk Ha-
valımanı THY AO Genel Yonetım Bması B Blok Asma
Kat adresınde mukım Alım Satım Kurulu Başkanlığı'nda
bulundurulacaktır Anılan gun ve saatten sonra elden ve-
nlen veya posta ıle gonderılen teklıf mektupları kabul edıl-
meyecektır
— Konuya ılışkın ıhale 22 021991 gunu saat 1000'da
yukarıdakı adreste yapılacaktır
— Tahmını bedelı aşan teklıfler değerlendırme dışı bı-
rakılır
— Şartnamede ıstenılen tüm belgelerın aslı veya no-
terden tasdıklı suretlenn ıbrazı gereklıdır
— Şartnameler yukarıda belırtılen adresten veya Ga-
zıantep Satış Mudurluğu'nden temın edılır
— Ortaklığımız 2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'na tabı
oimayıp, ıhale konusu ışı yaptınp yaptırmamakta veya dı-
ledığıne kısmen veya tamamen yaptırmakta serbesttır
Teşekkür
Eşım Ahmet Kehrı nın
amelıyatını başarı ıle gerçekleştıren
Ortopedı ve Travmatolojı Uzmanı
Doç. Dr. Tank Akyüz'e
ve amelıyat ekıbıne,
aynca yakın ılgılerını gorduğumuz
Kadıkoy Vatan Hastahanesı hemşıre ve personelme
teşekkuru baç bılırım
Emel Kehri
İLAN
BURDUR 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESÎ
Esas 1990/303
Davaa Yaşar Ay vekıh avukat Koray Keleş larafından da\alı Ay-
şelı Ay (A Müslümlür Köyu) aleyhıne açılan zına nedenıyle boşan-
ma davasında
Davalı Ayşelı Ay tüm aramalara rağmen bulunamamış olduğun
dan kendısıne gazete ıle üanen duyunümasına karar venlnuş olmak-
la Davalı Ayşeh Ay'ın 29 4 1991 gunü saat 9'da Burdur 1 Ashye
Hukuk Mahkemesı duruşma salonunda hazır bulunraası üanen teb-
hğ olunur
Basın 45594
TAŞKIZAK TERSANESİ KOMUTANLIĞI'NA DEVLET MEMURU ALINACAKTIR
1 Taştızak Tersanesı Komutanlığı Devlet Metnunı kadrolarma 637 sayılı Devlet Mcmurlaıı Kanunu'na labı olarak çalıştınlraak uzere aşağıda belırtılen sınıf
ve branşlarda sınavla memur ahnacaktır
GNtHZ
GNtHZ
GNIHZ
GNtHZ
GNtHZ
TEKHİZ
SAĞHtZ
YRDHİZ
TEKHtZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
TEKHZ
SAĞHZ
SAGHZ
KADRO/LNVANl.
MEMUR/DAKTİIJO
EVRAK'ARŞÎV MEMURU
BHjGİSAYAR OPERATÖRÜ
MUHASEBECİ
STOK KONTROL MEML.RU
TEKNİK RESSAM
SAĞLIK MEMURL
BEKÇİ (HADEME) (ERKEK)
MAKİNE YÜKSEK TEKNİKERİ
GEMt tNŞA MÜH /YMÜH
KİMYAMÜH YMÜH
MAKİNE MtH /YJvlÜH
ELEKTRtK MÜHENDtSl
ELEKTRİK MÜH/YMÜH
£LEKTRON1K MÜH /YMÜH
ENDUSTRt VIÜH A MÜH
METALÜRJİ MÜH /YMÜH
TEKSTlt MÜHENDİSİ/YMÜH
DAHÎUYE MÜTEHASSIS1
MİKTAİU.
8
1
4
10
2
4
1
2
2
2
2
9
]
2
7
1
2
1
1
1
DERECESt
13 3 12/2
13/3 12/2
13/3 12/2
12/2 9/1
13/3 12/2
12/2
12/2
14/2 13/3
8 1
8/1
8/1
8/1
8/1
8/1
8/1
8/1
8 1
8/1
10/9-1
10/9 1
ARANILAV NtTELlKLER.
Tıcareı Lısesv Lıse Mezunu (DaktUo kurs belgelı)
Tıcaret Lısesı/Lıse Mezunu (Dattılo kurs belgeh)
Tıcaret Lısesı/Lıse Mezunu (Bılgısayar kurs belgeh)
Yüksek Okul-TKareı Lısesı Mezunu
Tıcaret Lısesı/Lıse Mezunu (Dakulo kurs belgelı)
Meslek Lısesı Mezunu
Saglık Meslek Lısesı Mezunu
llkokul/Ortaokul Mezunu
Yüksek Teknıker Okulu Mezunu
FakuheYüksek Okul Mezunu
Fakulte Yüksek Okul Mezunu
Fakülte Yüksek Okul Mezunu
Fakülte Yüksek Okul Merunu
Fakülte Yüksek Okul Mezunu
Fakülte Yüksek Okul Mezunu
Fakulte Yüksek Okul Mezunu
Fakulte Yüksek Okul Mezunu
Fakülte Yüksek Okul Mezunu
Fakühe-Yuksek Okul Mezunu
Fakülte Yüksek Okul MezunuPRAT1SYEN HEKİM
2. ARA1SAN ŞARTLAR.
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu nutı 48 ncı maddesınde belırtılen sartlan tasımak
b) Erkek adaylar ıçın muvazzaf askerlık hızmetını vapmıs olmak
c) Herhangı bır Devlet kuruluşunda çabşmış veya halen çahşır olmamak
d) 30 yastndan bttyük olmamak
3 Adaylar 8 Mart 1991 gunü mesaı bmrrune kadar son üç avda çekılmtş ıkı adet vesıkalık fotoğraf ıle bırlıkte Taskızak lersanesı Komutanlığı Personel Şube
Müdürlügü'ne Kasımpaşa Istanbul şahsen müracaaüarı halınde ıs talep iorrau doldurtularak sına\ tarıhıru belırleyen sınav gırı; belgesı kendılenne venlecektır
Bu tarıhten sonra yapılacak mtlracaatlar kabul edılmevecektır
Basın 19159
Yeğenizm!..
"Nepos" Latınce bır sözcuk, "yeğen" anlamına gelıyor,
"nepotızm" yeğencılık demektır
Pekı, yeğencılık nedır?
Aklınıza başka bır şey gelmesın, kımı zaman kartlaşmış
bır ışadamı ya da tohuma kaçmış bır genel mudur, luks ote-
lın lobısınde yanındakı bıtınm genç kızı tanıtır.
— Yeğenım1
Işın ıçınde bır bıt yenığı olduğunu herkes anlayıverır, ama,
es geçılır
Yaşını başını almış erkeklerın yeğencılık yapması, toplum-
da hoşgoruyle karşılanıyor "Erkeğın elının /c/naa, kadının yv-
zünun karası" değıl mı'7
"Erkek top/umu"nda yaşadığımız
ıçın cüzdanı şışkın. oturaklı babaçkolann, zamazıngolarını
"yeğenım" dıye yanlarında dolaştırmalarına kımse bır şeycık-
ler demez
Ancak Batı'da "nepobzm" denılen yeğencılığın anlamı baş-
kadır, sıyasal ıçerık taşır
Katolıklerın padışahı papa, yüzyıllar boyunca dunyaya kök
sökturmüş, ortalığı haraca kesmıştır Kılıse ımparatorluğu, Av-
rupa'yı oylesıne sömurdu kı en sonunda mümınler 'Allah Allarf
dedıler, Almanya'da Martın Luther meydana atıldı, Protestan-
lık ortaya çıktı papalann eskı saltanatı kalmadı, ama, huylu
huyundan vazgeçer mı'
Papanın evlenmesı yasaktır, bu nedenle çoluğu çocuğu
yoktur, ama, yeğenlerı vardır Hıriı hırsız papalar arasında ye-
ğenlennı "evlat" sayıp bağrına basarak hısımlanna olaganus-
tu çıkar sağlayanlar tşı azıtmışlar ekmeğıne bu bıçımde çıft
katlı tereyağı surenlerın polıtıkasına da bır ad takılmış
Nepotızm1
Nam-ı dığer yeğencılık, ama ısteyen hısımct-
lık da dıyebılır
*
Nepotızm'ın ya da yeğencılığın daha sonra yaygınlaştığı
bılınıyor Ister çok partılı rejımlerde olsun, ıster dıktalarda, ye-
ğencılığe kendını kaptıran ıktıdar sahıplerı tarıhte çok görul-
muş, çağımızdakı Üçuncu Dunya ulkelerınde ıse yeğencılık
gırla Iktıdar sahıbının hısımlannı kayırma ve yakınlanna arka
çıkma polıtıkası kısa surede a//e saltanatı oluşturuyor, yöne-
tımı yozlaştırıyor, çuruk kokusu ortalığı sarıyor, yenı bır ha-
nedan mı kuruluyor'
Pekı, tarıhte ve gunümuzde olumsuz örneklen sergılenır-
ken 1990'lar Turkıyesı'nde nepotızmı canlandıracak gırışım-
lerın yen olabılır mı'
Olamaz'
•
Ne var kı "olmaz olmaz deme, olmaz olmaz" dıye bır Türk-
çe tekerleme de vardır özal aılesı, hısım akraba, baba oğul,
karı koca, dayı yeğen polıtıkaya ve ış yaşamına cümbür ce-
maat yerleşınce olayın anlam ve onemını nasıl vurgulamak
gerekır' Gazeteler yazıyorlar, aıle fotoğraflarını yayımlıyortar
Gelın sayalım Bırader Yusut Özal, Devlet Bakanıl Yeğen
Hüsnu Doğan Savunma Bakanı' Bacanak Alı Tanrıyar,
ANAP'tan mılletvekılı
1
Bırader Korkut Özal, Islam dunyasıyta
Tûrkıye ılışkılerınde devlet ruhsatlı alışverışın yuru ya kulum
dedığı ışadamı' Oğul Ahmet Özal, TRT tekelını hıle-ı şerıy-
ye ıle aşan yasadışı Magıc Box televızyonunun çeşnıcıbaşı-
sı ve ANAP Sarıyer delegesı
1
Ya Turgut OzaP
Hem sorumsuz cumhurbaşkanı, hem "fıılı" başbakan, hern
ANAP'ın değnekçısı
1
Bıtmedı
Papatyaların kraliyesı Semra Özal da polıtıkaya soyundu,
zaten sıyasetın ıçınde sayılırdı, ama bu kez ANAP'ın Istan-
bul ıl başkanı olacak
* •
Nepotızm, yeğenizm ya da hısımcılık, sıyasal sözlukte
olumsuz bır kavram
Nepotızmın sonu ne o ülkeye bır hayır getırıyor ne de ıktn
darı ele geçıren aıleye
Allah cumlemızı nepotızmın şemnden korusun!
Amın'
TEŞEKKÜR
Çok değerh eşım ve aıle buyuğumuz
AHMET ADNAN SAYGUN'un
6 Ocak 1991 gunü, bızlen derın acılar ıçınde bırakarak
Hakkın rahmetıne kavuşması nedenıyle, acunızı paylaşan
Sa>ın Cumhurbaşkanı
TURGUT ÖZAL'a
Sayın 7 Cumhurbaşkanı
KENAN EVREN'e
TBMM Başkanı Sayın
KAYA ERDEM'e
Savın Başbakan
YILDIRIM AKBULUT'a
Sayın TBMM Sıyası Partı Başkanlanna,
Savın Bakanlanmıza.
Sayın Komuunlıra,
Sayın Mnsteşariare,
Sayın Mdletvekıllerıne,
Sayın Turk ve Yatmncı BuyukdçSenoc,
Sayın Valılere,
Sayın Beledıye Başkanlanna,
Sayın YOK fUşkanı
İHSAN DOĞRAMACI'>-a,
Savın Mımar Sınan Unıveısıtesi Rektönı
GUNDUZ GOKÇE'ye,
Sayın Konservatuvar Mudunı NURİ tYÎCtL ve
Konservatuvar Ogreum Lyelenoe ve Hocalanrun sevgıl»
talebelenne,
Hastalığı sırasında candan ılgılerını esırgemeyen
Prof. Dr. GUNGÖR EBTEM't,
Prof DT. 4YDIN KARGE ve Eşıne,
Prof Dr. ALİ EMREye,
Dr. NtLGLN BOZBOGAN'a,
Sayın Emnıyet Mudur ve Mtnsuplann»,
Sayın tşad»ml»nn»,
Turk Eğıtım Vakfı'na, tum sanatçılarav bue kadar gelen,
telefon eden, lelgraf çeken, çelenk göndeten, Turk Eğıtım
Valtfı'na bağışta bulunan ve gazete ılanı ıle başsağlığı dıleyen
buıun dostlanmıza
Sonsuz teşekküıler edenz
NİLLFER SAYGUN ve AİLESİ
16 Ocak 1991 <te göıahında ftlen
BİRTAN ALTUNBAŞ
Hakkımız >ok vazgeçmeye adaleııen
bagışlamaya hakkımız yok geçmış gunlen
sabnmız ne kadar >ol açarsa acımaya ne
kadar bagışlayıcı olursak bılelım kı o kadar
elınden tuıuyoruz zorbahğın
BtRTAN
Demok-atık ünıversıte mucadelesı senınle
yenı bır atılım yaşayacak
SENİ UNUTMAYACAĞ1Z —
UNUTTURMAYACAĞIZ
H4CETTEPE tNtVERSITESt BEYTEPE KAMPUSUÎVDEN
4YO-DER'U VE ILERİCİ DEYRtMCI DEMOKRAT
\RK4DAŞLARI \DPi\ VELİ ML'RAT ERDOĞAN
YAŞANA1NLARDAN İZLER -
İZLENİMLER
Kâzım Yenice
10 000 hra (KDV ıçınde)
Çağdaf Yayınlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Odemeli gonderilmez