Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ŞUBAT 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13
rtYASADADfttZ
MODotai
Afcran Muto
HrrİOTfa Rortn
hgüzSMni
Ffînsa Frangı
lOOİMyanLnti
SAMytf
Avustuıya $ilmı
Mvizlnt(J) =
3190
2190
2540
1930
6400
636
286
810
307
Satış
3200
2200
2550
1940
6450
643
290
820
312
3197
Carfıurtyet
Rapl
24aya/ attm
22 ayar tüezüc
900 ( y * gûmfe
Vakıfbank Attmı
&aatA/tnı
MBatas 1 Ons»
Ate
251.000
285 000
37 750
33 450
423
210 000
210.000
209 000
367 30
Tl InMnnta Ort. tm (*)
256.000
295.000
37 900
37.100
450
215 000
215.000
214 000
367 80
«93
Nadirler'den
yeni bir şirket
• ANKARA (AA) —
Ortaklan arasında Asil
Nadir'in oğlu Birol Nadir
ve eski eşi Ayşegül Nadir'in
de yer aldığı 'Nad Ofset'
Gazetecilik ve Matbaacıük
A.Ş. adh yeni bir şirket
kuruldu. Merkezi
Istanbul'da bulunan şirketin
sennayesi 200 milyon üra
olarak belirlendi. Şirketin
kuruluş amaçları arasında,
gazete, dergi, kitap
ansiklopedi başta olmak
üzere Türkçe ve diğer
dillerde yayın hazırlamak,
basmak, bastırmak ile
turizm ve sportif
faaliyetlerde bulunmak,
sportif tesis kurmak ve inşa
ettirmek yer alıyor.
Kuruculan arasında yer
alan Birol Nadir'in
şirketteki payı 197 milyon
lira, diğer kuruculardan
Ayşegül Nadir, Fahri
Görgülü, Tanju Tecimer ve
Cüneyt Ortan'ın paylan ise
750 biner lira düzeyinde
bulunuyor.
'Çevreci'bir
deterjan
• Ekonomi Servisi —
Procter And Gamble
(Mintax) fırması, Ariel
Ultramatik adı altında yeni
bir deterjan geliştirdi. Yeni
ürünün tanıtım
toplantısında konuşan
şirket Genel Müdürü Dr.
Rainer Bastian, bu
deterjanın doğaya getirilen
yükü asgariye indirdiğini,
çevreyi kirletmedifcini belirtti.
KKTC Ue bavul
ticareti
Û ANKARA (AA) —
KKTC'den yolcu
beraberinde getirilecek 750
mark tutanndaki eşya
gümrükten muaf tutuldu.
Maliye ve Gümrük
Bakanlığı, KKTC'den yolcu
beraberinde getirilecek
eşyalara ilişkin yeni
düzenleme yaptı. Resmi
Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren yönetmelik
şöyle: 'KKTC'den
Türkiye'ye gelen yolcularm
beraberindeki 750 mark
veva eşiti döviz tutanndaki
hediyelik eşyanın gümrük
vergilerinden muaf yurda
sokulmasına, mikıar ve
vasfına bakılmaksızın izin
verilir".
Exinıbank
kredileri
• ANKARA (UBA) —
Ağustos ayında ortaya
çıkan Körfez bunahmıyla
nedeniyle yavaşlatıldığı
açıklanan Eximbank
kredilerinde ocak ayında
anlamlı bir düşme
görülmedi. Eximbank ocak
ayında ihracatçılara 313
milyar 277 milyon Iira
tutarında sevk öncesi
ihracat kredisi kullandırdı.
Denizer'den
Sözen'e ziyaret
• tstanbul Haber Servisi
— Genel Maden-lş
Sendikası Genel Başkanı
Şemsi Denizer, lstanbul
Bûyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen'e
maden işçilerinin grevine
verdiği destek için teşekkür
ziyaretinde bulundu. Şemsi
Denizer, ziyaret sırasında
yaptığı konuşmada, maden
işçisinin 69 gün süren
mücadelesine halkın ve
belediyelerin büyük destek
verdiğini belirterek "Bunun
içinde sizin ayn bir yeriniz
vardı. 55 bin madenci adına
size teşekkür ediyorum"
dedi. Nurettin Sözen de
madenci grevinin ülkenin
yaşadığı ekonomik
zorlulüar içinde doğal bir
hak mücadelesi olduğunu
ifade etti.
Fındık ve çay
rekoltesi dtiştü
• TRABZON (AA) —
Doğu Karadeniz
Bölgesi'nde 1990 ürünü yaş
çay ve fındık rekoltesinde
bir önceki yıla göre azalma
olduğu bildırildi. 1989 yılında
520 bın ton olan yaş çay
rekoltesi, bu sezon 472 bin
ton dolayında gerçekleşti.
Kuveyt'ten bîzeSürgündeki Kuveyt hükümeti, Washington'da hazırlanan
yeniden inşa programı projeleriyle ilgili anlaşmaların
büyük bölümünü ABD firmalarıyla şimdiden imzaladı.
İngilizler son anda birkaç proje kaptı, Fransızlar ise daha
da geride kaldı.
ALİDOĞAN
Kuveyt'in Körfez savaşı sonrası yeni-
den inşası ile gündeme gelen 100 milyon
dolan aşan pazara girmekte Türkiye geç
kaldı. Sürgündeki Kuveytli yetkililer,
Washington'da hazırlanan "yeniden in-
şa progrmmı" çerçevesindeki projelerin
büyük bölümünü Amerikan ve Ingiliz
firmalarına verirken, Türkiye'den sade-
ce "Asker kökenli mühendis, mimar ve
işçi'' talebinde bulundular. Dışişleri Ba-
kanlıgYnın ilettiği bu isteğe "işci bulHM
kunıluşu olnuıdığı" gerekçesiyle sıcak
bakmayan Türk Müteahhitler Birliği'nin
Kuveyt pastasından pay alabilmek için
tek umudunun Amerikan ve tngiliz şir-
ketlerinden gelebilecek "taşeronhık" tek-
lifleri olduğu bildirildi. Kuveyt'in, henüz
bombalanmamış tesisleri de kapsayan
yeniden inşa programının fınansmanı
için elindeki zengin hisse senedi portfö-
yünü satma olasüığı, uluslararası mali
kuruluşlan hisseleri ucuza kapatma ya-
nşına soktu.
Körfez savaşı ağır hava bombardıma-
nı ile sürerken, Londra ve Washington-
daki Kuveytli yetkililer Kuveyt'in yeniden
inşa programı ile ilgili calıjmalannın bü-
yük bölümünü tamamladılar. Dünya
Bankası'mn katkısıyla 1990 arabk ayın-
da Washington'da hazırlanan ve 100 mil-
yar dolan aşması beklenen "yeniden in-
şa için ivedi program"ın mali hazırük-
lan Londra'daki Orchard Street üzerin-
deki bir binadan sürdürülüyor. Kuveyt-
li zengin tüccar ailelerin sahibi olduğu
Kuveyt Ulusal Bankası'nın (KUB) Lond-
ra'daki yetkilileri, lngiliz merkez banka-
sıyla ilişkiye geçerek dondurulmuş var-
hklannın debloke edilmesini sağladılar.
Banka ayrıca, tngiltere Merkez Banka-
sı'ndan sağladığı "lngiliz Bankası
Statüsü" ile de büyük avantaj elde ede-
rek, işgal öncesi sennayesinin önemli bö-
lümünü kullanma olanağına kavuştu.
Mali acıdan rahatlayan Kuveytli yet-
kililer, müttefık harekâtının başlamasın-
dan iki hafta önce Washington'a 40 ki-
şilik bir heyet göndererek, Amerikan fir-
malan ile müteahhıtlik ve mühendislik
hizmetleriyle ilgili anlaşmalan imzala-
maya başladılar. Sürgündeki Kuveyt hü-
kümetinin 20 ocak tarihinde oluşturdu-
ğu 4 ayn komite de bu anlaşmalara res-
miyet kazandırdı. Kuveyt'in bugüne ka-
dar yeniden inşası ile ilgili projeler için
anlaşmaya vardığı bazı Amerikan şirket-
leri ve calışma alanlan ise şöyle:
Caterpillar (kamu hizmetleri ve altya-
pı), Bechtel, Fluor Deniel, Brown an Ro-
ot, Fbster Wheeler (mühendislik müte-
ahhitlik işleri), CBI (depolama tankla-
n), Red Adair, Wüd Well Control (pet-
rol kuyulannm onanmı); Halliburton,
Baker Huges (petrol hizmetleri).
Londra'dan Edip Emil öymen'in bil-
dirdiğine göre, Kuveyt'te en şanslı firma-
lardan biri, bazı projelerde ENKA ile de
çalışmış olan ABD'li büyük inşaat fır-
ması Bechtel.
Kuveyt Ulusal Bankası'nın Londra'da-
ki şubesine mali kolaylıklar sağlayan ln-
giliz hükümeti, ABD'li fırmalann bu
atağından rahatsız oldu. Ingiltere Tica-
ret ve Sanayi Bakanı'mn, büyük inşaat
ve mühendislik firmalan temsUcilerinden
oluşan bir komite oluşturarak sürgünde-
ki Kuveyt hükümeti ile ilişkiye geçirme-
si sonucu az sayıdaki tngiliz firması da
Kuveyt pastasından pay almayı başara-
bildi. Fran.si7.lar ise son anda eski Kuveyt
Büyükelçisi Jean Bressot'yu Suudi Ara-
bistan'a gönderdilerse de bir sonuç ala-
madılar.
Kuveytli yetkililer, Amerikan firmala-
rıyla anlaşmalan imzaladıklan günler-
de Türkiye'nin VVashington Büyükelcili-
ği'ne başvurarak, yeniden inşa programı
çerçevesinde istihdam edilmek üzere
Türkiye'den "Asker kökenli mühendis,
mimar ve işçi" talep ettiklerini bildirdı-
ler. Bu istek, Dışişleri BakanhğYnın çek-
tiği bir faksla Türk Müteahhitler Birli-
•y' yokği'ne (TMB) iletildi. TMB Başkanı Ka-
dir Sever, "kendilerinin bir işçi bulma
kurumu olmadığı" gerekçesiyle bu iste-
ğe "sıcak bakmadıklarını, amaçlannın
müteahhitlik işlerinde pay alacak anlaş-
malar yapmak olduğunu" belirterek şöy-
le konuştu:
"Türkiye'nin bu tür anlaşmalara taraf
olması imkânsız. Kuveytlilerle böyle bir
politik Uiskiyi sağlayacak mekanizmamız
yok. ABD, Ingiltere ve Kuveyt arasında
savaştan kaynaklanan bir silah ve mali-
yet Uişkisi zaten mevcut. Yeniden inşa
programında da bu iç içelik sürüyor. Bi-
zım buna müdahil olmamız mümkün
değil. Anlaşmayı imzalayan yabana
firmalardan taşeronluk teklifleri alma-
mız mümkün."
Kuveyt'in yeniden inşası için hazırla-
nan uzun dönemlı programın yanı sıra,
savaş sonrası elektrik, su, haberleşme ve
ulaşım gibi temel gereksinimlerin karşı-
lanmasına yönelik üç aylık bir kısa dö-
nem programa ilişkin hazırlıklar da ta-
mamlandı.
Savaşın maliyetine de katılan Kuveyt'-
in toplam 100 milyan aşan bir inşa prog-
ramını nasıl finanse edeceği konusu baş-
ka beklentileri de gündeme getiıdi. Ku-
veyt'in elinde bulunan, aralannda Benz-
Daimler, BP gibi büyük şirketlerin his-
se senetlerinin de yer aldığı zengin prot-
föyünü satması olasüığı karşısında, ulus-
lararası finans kurumlan bu hisseleri
"ncuza kapatmak" amacıyla harekete
geçtiler.
p i Q r 7 Q
Y a p l K r e d i
BMÜUBI'OIH yeni müdüriük binası Yapı Kredi Plaza, dün Cumhur-
p . başkanı Turgnt Özal'ın katıkhğı bir törenle açıldı. tstanb«l'da Levent'te yeni
oluşan fınans merkednin ortasında yer alan Yapı Kredi Plaza, dördü bodrumda olmak üzere 22 kattan oluşuyor. Binada 426
kişiUk bir konferans saJonu, 400 kişiİik bir lokanta, bir banka şubesi ve 56 araba kapasiteli bir garaj bulunuyor. Bütün cephele-
rinde reflektif cam kullanılan Yapı Kredi Plaza'mn temeli 1986 kasınunda atılmıştı. İnşaat, geçen temmuz ayında sona enniş ti.
'SAVAŞ VE EKONOMİNİN GELECEĞI' TOPLAMTSINDAN NOTLAR
Allah sabır versin
CENGtZ TURHAN
"ABD'de harita saüşlan artmış. Ortado-
gu haritası alınıyor. Herkes artık Türkiye'-
nin yerini büiyor." / "Ikinci Dünya Sava-
şı'nda bir hedefı yüzde yüz vurmak için
4500 sorti yapılırmış. 9 bin bomba atılır-
mış. Bu bombalar kilometrelerce mesafe-
ye yayılırmış. Vietnam savaşmda, 195 sor-
tiye ve 200-250 bombaya inraiş bu (bir dos-
ya getiriliyor ve düzeltme: 200 dediğim
190'mış). Bombalar yüzlerce feet'e yayıhr-
mış. Bugün o görünmeyen uçaklarla 1 sorti
1 bomba. Tam hedefın Ustüne" / "Suudi
Arabistan'dan müteahhitlerimizin işçileri
geri döndü. Biz bu kadar iirkek miyiz? Ne
oluyor Suudi Arabistan'da? Arada bir, bir
Scud füzesi geliyor. Onfaui da Patriottar im-
•a ediyor. Kaç kişi yaralannıış? On beş.
Ama yine de orada kalınnuyor. Demek ki
kaybedecek bir şeylerimiz olduğunu kabul
ediyoruz. Bu, toplumun ileri gitliğini gös-
terir."
Türkiye ekonomisini yöneten "krema"
Hilton Oteli'nde toplanmış. Hazine, DPT,
Merkez Bankası, birçok KİT en üst düzey-
de temsil edilmiş. Kamu bankalannın ge-
nel müdürleri, özel bankalann genel mü-
dürleri, sanayiciler, ihracatçüar, basm gel-
miş, büyük bir dikkatle ve ciddiyetle yuka-
ndaki sözleri dinliyor.
TÜSİAD-İSO ortak girişimi olarak su-
nulan "Körfez Savaşı ve Türkiye Ekono-
misinin Gelecefi" konulu toplantı, aslın-
da Cumhurbaşkanı Özal tarafmdan isten-
mişti. Düzenlemede DPT aktif rol almıştı.
Toplantıda sunuşu DPT müsteşar yardım-
cısı Turgut Tüten yapıyordu. DPT'den so-
rumJu Devlet Bakanı Işın Çdebi de oraday-
dı. Asü "diyalog" bir gün önce gerçekleş-
tirilmiş ve DPT-TÜStAD-lSO zemininde
görüş alışverişi yapümıştı. "Şov"da Hilton
toplantısına kalmıştı. Nitekim kürsunün
Cumhurbaşkanı *na " a n edflmesinin" ar-
dından özal kürsüye çıktı. llk sözü
"televizyon" oldu ve kameramanlara yak-
laşmalarını işaret etti.
Yaklaşık bir saat süren konuşma boyun-
ca Cumhurbaşkanı, özellikle sanayicilerin
kısa dönemli sorunlarıyla ilgili olarak me-
saj verme konusunda son derece "agn stkı"
davrandı. Buna karşılık, "80'den bu yana
yapüklanmız, dttnyamn gdscegi, yönetim
feisefemiz" konulannda sonsuz bir cömert-
lik içindeydi. Muteahhitlerin zararlannı
"gerçek zararlar" kapsamına alarak, "Tu-
rizm ciler üzülmesin. Biraz destek yapaca-
ğız. Ama ölçülii olmasından yanayım'' di-
yerek onlann yürekK-rine biraz su serpti
ama, "Hep devletten mama beklemeyin,
yoksa büyüyemezsiniz" diyerek de
"moral" verdiği kesimlere biraz sınırlama
getirdi. H^le İSO Başkanı'nın "Bizlerin bu
ülke için önenüni göstennenin zamanıdır"
dediği bir toplantıda, Cumhurbaşkanı'nın,
"Sanayi tanm buniar önemli sektörler, ama
şimdi artık bir hizmet sektörii var. Bunun,
ABD'de mflli gelir içindeki payının yüzde
70'i geçmesi bekJeniyor" şeklinde konuş-
ması "son derece moral verid" bulundu.
Bir de Özal'ın, bu diyaloglann sürmesi
gerektiğini anlattığı bölümde "moral" do-
ruğa çıktı. Hükümetle konuşmanın yanı sı-
ra kendi düşüncelerinden istifade edilme-
sinin yararh olduğunu belirtirken Cumhur-
başkanı, düşünmeye eskisinden çok zaman
ayırdığını, çünkü artık parti ışlenyle eskisi
kadar uğraşmadığım söylüyordu. Bu söz-
leri kısa süreli sessizlik, aniden patlayan gü-
lüşmeler, "O ise artık Semra Hanım
bakıyor" fısıldaşmaları ve gülüşmelerin
kahkahalara dönüşmesi izledi.
Daha toplantıya girişten itibaren
"suurlamalarta" karşılanan, fotoğraf çe-
kerken engellemelere maruz kalan basm
mensuplarımn, "Köşk güvenligi" tarafın-
dan içeriye sokulmamaya çalışıldığı, top-
lantı sonrasındaki resepsiyonda, Cumhur-
başkanrnın konuşmasmı izlemiş işadamla-
nnın "morali" pek yükselmiş gibi gözük-
müyordu. Toplanü organizasyonuna daha
yakın işadamlan "konuşmada biraz daha
somuta inilmesini ummnşlardı". Yine de
Cumhurbaşkanımn meselelerin detayına in-
mesi fazla beklenmiyordu. Yalnız, Işın Çe-
lebi'nin bir konuşma yapması söz konusuy-
du. Ama yapmadı. Detay, Çelebi'deydi as-
lında. Bir de bu detayh çalışmalar uygula-
maya konabilseydi. lşin başında kimin ol-
duğu belli olsaydı. Toplantımn düzenleyi-
cileri arasında sayılması gereken ünlü bir
isim "Bize diyalog iyidir diyoriar, daha
kendi aralannda diyaloglan yok" diyordu.
Tabii yine de "belki bir ay siirer, belki iki
ay" gibi, savaşuı bitiş tarihini işaret ettiği
yorumuna yol açan sözler, "moral verici"
addedilebilirdi.
Davet üzerine toplantıya katılanlann
beklentileri ise daha fazlaydı anlaşüan. Bu
grubu temsil eden yorum, "Hiçbir şey söy-
lemedi yine" biçimindeydi. Toplanü sonun-
da yalnız işadamı olmak için değil, Türki-
ye'de yaşamak için, "moral" kadar, "sa-
bır ve sinir gücü"ne ihtiyaç olduğu ortaya
çıkıyordu.
GüNEYDOĞU'DAN İZLENİMLER- BAIMAN ~
6
Bölgeye gelin, krizi görürf
Suudi
hazînesi
eriyor
Ekonomi Servisi — Körfez
savaşı, Suudi Arabistan'ın pet-
rolden sağladığı hazineyi eriti-
yor. Savaş nedeniyle yaptığı
harcamalann ve yardım vaatle-
rinin toplamı 48 milyar dolara
ulaşan Suudi Arabistan, tarihin-
de ilk kez dış borca ihtiyaç duy-
du. Krallık, bir Amerikan ban-
kası kanalıyla uluslararası ban-
kalardan 3 milyar dolar borç
istedi.
Suudi Arabistan hazinesinin
savaş nedeniyle omuzlamak zo-
runda kaldığı 48 milyar dolar-
lık yük, yıllık gelirinin yaklaşık
yansı. Bu paranın en önemli bö-
lümünü, bu yılın ilk çeyreğinde
ABD'ye verileceği vaat edilen
13.5 milyar dolarlık yardım
oluşturuyor.
"Çöl Fırtınası" harekâtı da-
ha 1 ayını bile doldurmadan, dış
borca gereksinim duyan Suudi
Arabistan'ın en büyük tedirgin-
liği, savaşın ve dolayısıyla mas-
raf listesinin uzaması. Operas-
yonu para akıtarak destekleyen
Suudi Arabistan Kralı Fahd'm
kara savaşımn öne aunması için
ABD Başkanı George Bush'u
ikna etmeye çalıştığı belirtiliyor.
Nakit rezervleri tükenen Su-
udi Arabistan, Irak'ın Körfez'e
boalttığı yaklaşık 7 milyon va-
rillik petrolün temizlenmesi için
gereken işlemleri yapmakta zor-
lamyor. Körfez'deki kirliliğin
yok edilmesi için henüz somut
bir şey yapmamış olan Suudi
Arabistan'ın, önce savaşı dü-
şündüğü anlaşılıyor.
2 ağustostan 17 ocağa kadar
geçen kriz döneminde petrol fi-
yatları 40 dolara kadar yüksel-
miş, OPEC üyesi ülkeler için iyi
bir fırsat yakalanmıştı. Ambar-
go karanndan sonra günde 5.5
milyon varil olan ham petrol
üretimini 8 milyon varilin üstü-
ne çıkaran Suudi Arabistan, 30
dolann üzerinde seyreden fıyat-
ların da yardımıyla 12 milyar
dolar tutarında ek gelir elde et-
mişti. Ancak savaşın başlama-
sıyla birlikte varil başına ham
petrol fiyatının 20 dolara düş-
mesi ve bu seviyede takılıp kal-
ması ek kazanç kaynağını ku-
ruttu. Savaştan sonra Kuveyt
yakınlanndaki üretim tesisleri-
ni durduran Suudi Arabistan'-
ın kayıplan, Körfez'deki tanker
trafiğinin yok denecek kadar
aza inmesiyle büyümeye başla-
dı. Krallık, bir yandan kendi
topraklanndaki yanm milyona
kadar ABD askerini beslerken
ve binlerce savaş makinesine be-
dava akaryakıt sağlarken bir
yandan da günlük petrol üreti-
mini yeniden 6-6.5 milyon varile
indirdi.
Odalar Birliği Başkanı Yalım Erez,
Güneydoğu'daki kriz gezisinin son gününde
tüm politikacıları bölgeyi ziyaret ederek, dert
dinlemeye, çare bulmaya çağırdı.
ESER ATİLLA
DtYARBAKIR/BATMAN
— Türkiye Odalar Birliği Baş-
kanı Yalım Erez, Güneydoğu
Anadolu'daki kriz gezisinin son
gününde hükümeti göreve çağır-
dı. Hükümetin, BM karanna
uyarak ambargoya başladığı ta-
rihte gereken önlemleri almadı-
ğı için bugün sorunların bu bo-
yuta uilaştığını belirten Erez,
'Ekonomiyi yönetenler olayın
farkına varmadılar. Varabilse-
lerdi, ihrac mallannın başka ül-
keleıv gönderilmesini teşvik et-
miş olsalardı, ekonomi böyle bir
durgunluğa süriiklenmezdi'dedi.
Güneydoğu insanmın morale
ihtiyacı olduğunu söyleyen Ya-
lım Erez, politikacıları bu böl-
gede gezi yapmaya çağırdı. "En
kısa zamanda buraya gelsinler,
sıkıntıları dinlesinler, çare
bulsunlar" dedi.
Güneydoğu Anadolu'da am-
bargonun ve savaşın etkilediği
kentlerden biri de Türkiye'nin
'genç' illerinden Batman. Kriz
öncesi Irak'tan Batman'a petrol
ürünleri taşıyan tankerler şimdi
sebze, meyve vekömür kasası
olarak kullanılıyor.
Batman'ı petrolden doğan şe-
hir olarak tanımlayan Batman
Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Üyesi Nizameltin tzgi'nin verdi-
ği bilgiye göre kentte bulunan
rafinerilerde çeşitli illerden gelen
toplam 5 bin 300 kişi çalışıyor.
Irak'tan buraya petrol ürünleri
taşıyan tankerciler ise Batman
halkının çoğunluğunu oluşturu-
yor.
ll olduktan sonra bir anda
kalkınmaya başlayan Batman,
halkın söylediğine göre son üç
yıl içinde çok genişlemiş. "Da-
ha 1964'lerde burası köydn.
Şimdi 4 yıldızlı otellerin bulnn-
duğu, fabrikalann tüttügü bir
şehir" diye tanımhyor fabrika-
tör Arif Giineş Batman'ı. Kent-
te son 3 yıl içinde okul, otel çe-
şitli fabrika yapımı için devlet-
ten 320 teşvik aünmış. Bunlar-
dan 43 tanesi şu anda çalışıyor.
Arif Güneş de teşviklerden ya-
rarlananlardan biri. Daha önce
kuyumculuk yapan, verilen teş-
viklerle daha sonra bir ipük fab-
rikası kuran Güneş, "Ben ya-
nımda 30 kişi çahştınyorum.
Teşvikle kurulan her işyeri Bat-
man'a yeni bir iş sahası açıyor.
Ayrıca bu fabrikalardan Batı-
ya ihracat yapıyoruz. Ben de Al-
manya'ya iplik ihraç ediyorum"
diyor.
Ancak krizin başlaması bura-
daki yatmmlara da darbe indir-
miş. Paraya sıkışan yatınmcılar
inşaatlara bir süre ara vermek
zorunda kalmışlar. Batman dev-
letten bu yatırımlar için işletme
kredisi istiyor şimdi.
EKONOMİ NOTLARI
OSMANULAGAY
Durgunluğa Karşı
Moral Aşısı Yeterli mi?
"Haydi aslanlar, kükreyin biraz. Atın şu karamsariığı ve yrt-
gınlığı üzerinizden. 1980'jerin ihracat atılımını gerçekJeştiren-
ler sizier değil miydinız? işadamı risk alan, cesaretle öne atı-
lan adam demektir Şartlar şu an için elverişli görünmese
bile şartlan değiştirecek olanlar da gene sizlersiniz. Piyasa-
daki durgunluğun aşılmasına siz öncülük etmezseniz kim
edecek?"
Buna benzer sözleri ve çağnları giderek daha fazla duyu-
yoruz son günlerde. Piyasadaki durgunluk karşısında iş âle-
minin kaygılan her geçen gün artarken sorunun temelinde
psikolojik etkenlerin yattığı görüşü de giderek ağırlık kaza-
nıyor. Oyle bir hava esiyor ki, sanki vatandaş daha fazla pa-
ra harcamaya başlasa, işadamı da biraz cesaretle öne atılıp
daralmayı değil, genişlemeyi düşünmeye başlasa bu durgun-
luk aşılıverecek ve her şey yoluna girecek.
8u görüşlerde gerçek payı var kuşkusuz. Körfez krizinin
ve savaş ortamımn, insanların ekonomiyi yakindan ilgilendi-
ren tercihlerini büyük ölçüde etkilediği bir gerçek. Yalnızca
bize özgü bir durum da değil bu. Örneğin turizm ve havayo-
lu şirketleri bütün dünyada kan ağlıyor. Tükettcilerin harca-
malarını kısmaları nedeniyle başta ABD ekonomisi olmak
üzere birçok ülkede ekonomik durgunluğun gündeme gel-
diği görülüyor. Pek çok ülkede firmalar harcamalannı ve ya-
tınmlarını sınırlandırma karartan alıyor, elemanlarının gezk
lerini asgari düzeylere indiriyor. Böylece ekonomik faaliyet-
te zincirieme bir azasıTia yaşanıyor.
Türkiye'de 1989'un ikinci yarısından sonra kamçılanan ve
sahlanan iç talebin durulması, bankalardan mevduat çekil-
mesi, iş âleminin bir karamsarlık havasına girerek iş hac-
mini düşüıme eğitimıne girmesi de, büyük ölçüde Körfez kri-
zinin yarattığı psikolojinin uzantılan, sonuçlan. Dolayısıyla bu
kısır döngüyü kırrnak için bu psikolojiyi deyiştirmenin önko-
şul olduğunu düşünmek olası.
Tabii savaş birdenbire sonuçlanır, Körfez krizi Türkiye'ye
nefes akjıracak bir biçimde çözümlenirse bu sorun da ken-
diliğinden aştlmış olacak, olumsuz beklentiler kısa sürede
olumlu beklentilere dönüşebilecek. Ancak bu "mutlu gün'1
ün ne zaman geleceğini bilemiyoruz ve vakit geçiyor, eko-
nomide durgunluk sürüyor. O halde, savaşın ve krizin bitme-
sini beklemeden bir şeyler yapmak, insanların olumsuz bek-
lentilerini kıracak biçimde onları motive etmek, onlara mo-
ral vermek gerekiyor.
Evet bu doğru ama acaba durgunluğu aşmak ve Türkiye
ekonomisini sağlıklı bir çızgiye oturtmak için böyle bir moral
aşısı kendi başına yeterli olabilir mi?
Türkiye ekonomisinde durgunluğa yol açan tek neden in-
sanların içine girdiği bu olumsuz psikoloji olsaydı bu soruya
"evet" diye cevap verilebilirdi. Oysa tek neden bu değil. Kör-
fez krizinin Türkiye ekonomisi üzerinde, psikotojiyle ilgisi oJ-
mayan önemli etkileri cldu. Belki de psikolojik etkinin bir bö-
lümünü de bu elle tutulur, ekonomik etkenler yarattı.
Körfez krizinin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz et-
kilerini üç ana başlıkta topiamak mümkün:
(1) Döviz gelirlerinin azalması
(2) Dış kaynak kullammımn zoriaşması
(3) Kamu maliyesinin yeni yükler altına girmesi.
Türkiye'nin 1989'un ikinci yansından itibaren yaşadığı, bû-
yük ölçüde iç talepîeki patlamayla bağlantılı ekonomik can-
lanma ya da "boom"un. artan ölçüde dış kaynak kullanımryla,
hızlı dış borçtanmayla ve yabancı sermaye girişleriyle ilgili
bjr olay olduğu anımsandığtnda, Körfez krizinin ekonomik et-
kisinin ne denii önemli olduğu da daha kolay anlaşılabiliyor.
Turizm ve diğer döviz gelirlerinin hızla düştüğü, dış kaynak
kullanımının ve yabancı sermaye girişlerinin zoriaştığı biror-
tamda Türkiye ekonomisinin canhlığını koruması, hızlı büyü-
me temposunu yakalaması kolay değil. Dış kaynak kullanı-
mını ve döviz akışını olumsuz etkileyen koşulların ortadan
kalkması İ6e büyük ölçüde Körfez krizine bağlı görünüyor.
Bu durumda Körfez krizi aşılmadan ekonomiyi canlandır-
mak için geriye bir yol kalıyor: Hükümetin kendi harcamala-
nnı arttırarak, çeşitli kesimlere parasal teşvikler sağlayarak,
belki vergi kolaylıkları getirerek iç talebi ve piyasaları can-
landırmaya çalışması.
Kamu açıklarının zaten büyük olduğu bir ülkede, bir yan-
dan askeri harcamaları arttırmak zorunda olan bir kamu ke-
simi bir de ekonomiyi canlandırmak için böyle genişlemeci
bir politikaya yönelirse ne olur?
Belki piyasalarda ktsmi bir canlanma başlar, çeşitli kesimter
bir ölçüde tatmin olur, moral bozukluğu aşılarak ekonomi-
nin çarklannın daha hızlı dönmesi sağlanabilir. Ancak kamu-
nun önderiik edeceği böyle bir genişleme çabasj sağlam kay-
naklara dayandırılmazsa her halde enflasyonla mücadeleyi
tamamen unutmak gerekir.
Bu çabanın sağlam kaynaklara dayandırılması için iki se-
çenek var gibi görünüyor ama bunlardan biri olan vergi ge-
lirlerinin arttırılmasını bu ortamda seçenek saymak bile ola-
naksız. Geriye kalan seçenek, Türkiye'nin Körfez krizinde oy-
nadığı role karşılık hatın sayılır miktarda "Körfez yardımı" al-
ması.
İnşallah bugünkü durgunluğu aşmak için yapacağımtz mo-
ral aşıları yann başını alıp glden bir enflasyonla daha fazla
moral bozmaz.
KISA KISA
• ISOHA Fuan, Alarko '
Topluluğu başkanlanndan
Dr. Üzeyir Garih tarafından
açıldı. 17 şubata kadar
sürecek olan fuarda, ısıtma,
soğutma ve havalandırma
ürünleri sergileniyor.
• TÜRK YTONG Sanayi
A.Ş. personeli Kızılay'a kan
bağışında bulundu.
• TÜTÜNBANK,
Istanbul'daki şube müdürleri
ile yardımcılan için bir
seminer düzenledi. Seminerin
amacının şube yöneticilerinin
finans ve kredi konusundaki
bilgilerinin arttırılması
olduğu belirtildi.
• ANADOLU SİGORTA,
Acentelerini Antalya -
Kemer'de topluyor. Anadolu
Sigorta'nm acenteler
toplantısı 24-27 şubat
tarihleri arasında yapılacak.
• SULTAN AIR, 2. kuşak
Türk kızlanm hosteslik
eğitimi için Türkiye'ye getirdi.
• REEBOK, 1990 yılında
176 milyon 606 bin dolar net
kâr elde etti.
• PHILIP MORRIS'e bağlı
şirketlerin 1990 yılında 10.5
trilyon TL net kâr elde ettiği
açıklandı. Dünyanın en
büyük ambalajlanmış
tüketim mallan üreticisi olan
Philip Morris'in 1990 yıh
toplam satışı ise yüzde 16.1
oranında artarak 155 trilyon
TL'ye ulaştı.
NEC, diğerlerine
fax atar!3 Tetekomünıkasyonda dünya teknotojisi NECdk...
3 NEC, deneyim ve Mgı birikm He yarımn (etowto/(s/«
bugunden yaşatır...
3NEFAX NECın bu özettiklenyle ûretiltr. NECka'ıtesım,
NEC ekonomisini ve NEC tarkını NEFUCı kutlandığınızda
anlayacaksınız...
3 Dünya devı NECın en son ürûnlen, 140 personeli ve
Türkiye'nin heryennde U.OOO'ı aşan elektronık makineye
servis veren Hizmet devı UASEL'in güvencesinde dünya
pazartanyla aynı anda Türkiye'de sabşa sunukmtştur..
TJRKIYE GENEL OISTRıSUTOfio
tvu
MtCJUU
33 fm M
AIW*JltlBiKıU* V
2\1 KM 102
3
15 sao/ait gönöom 110 sartayı aym anda gönderme 111S nmara otona-
m aama ı le gn tutm» / Bratn Cu* totyom gtokm I âeobm» jün-
dMW / fm» an. anhL saat. Mabn no. basma ı Son dmgısı basmı,
fttota 6â0 / 84 ıtnK* jflnlnıııt/^ao staspon & dsğıtm göNtenv
& l K & * > h t NEC