Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 15 ŞUBAT 1991
Bir Cumhurbaşkanı ve llçe Düzeyinde Kulis...
(Raştarafı 1. Sayfada)
kanlıktan cumhurbaşkanlığına geçtikten son-
ra da bırakmış değil.
Üstelik iktidar partisi içinde de taraf: Şim-
di eşi Semra Özal'ın İstanbul il başkanlığı
için kulis yapıyor.
Hem de ilçe başkanları düzeyine dek ine-
bilen bir kulis...
İlk deneme başansız; çünkü muhafazakâr-
lar ayaklandı İstanbul'da.
Ve eşi Semra Özal'ın dünkü öğle yemeği
davetine 24 ANAP ilçe başkanından sade-
ce 5'i katıldı; 19 sandalye boş kaldı.
Boş sandalyeleri Cumhurbaşkanı da gör-
müş olmalı; çünkü eşinin adayiığını açıkla-
dığı öğle yemeğine bir ara kendi de uğradı,
40 dakika kaldı.
Bir cumhurbaşkanı...
Seçildtği zaman milletvekilliği ile, parti
üyeliği ile bağı kendiliğinden sona eren bir
cumhurbaşkanı...
Tarafsız ve partilerüstü olması gereken...
Ama il, ilçe hatta delege düzeyinde politi-
ka kulisine girebiliyor.
Kimin için?
Eşi için...
Bir cumhurbaşkanı eşi...
İktidar partisinde aktif politika yapıyor.
Onu desteklemek için kulise giriyor cum-
hurbaşkanı...
Farkındayız, sürekli yineliyoruz.
Ama vahim değil mi?
Olay kendi başına vahim değil mi?..
•
Biliyoruz.
Kendini buna da alıştırmaya hazırlananlar
var kuşkusuz.
Çok değişik açılardan, soyut kurallardan
dem vurarak inandıncı ofmaya da çalışacak-
lardır.
Olabilir.
Bir fıkrayla yazımızı noktalamak isteriz:
Biri gidip hoca efendiye der ki ciddi ciddi:
— Hoca efendi, tuvalette otururken, sakız
çiğnemenin dini açıdan bir mahzuru var mı
acaba?
Hoca efendi şöyle bir bakar, sesinde alay-
cı bir titreşim:
— Mahzuru yoktur, amma görenler başka
şey yaptığını sanır!
Muhafazakârlar
bayrak açtıANAP'm muhafazakâr kanadının önde gelen
bakanları Keçeciler, Doğan, Aksu ve Çiçek;
önceki gece îstanbul'da 18 ilçe başkanı ile
toplantı yaptılar. Toplantıda Semra Özal'ın
yemeğine katılmama görüşü ağır bastı.
CANAN GEDtK
ANKARA — Semra Özal'ın
ANAP İstanbul İl Başkanlığıi
ru kazanması için Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal direkt olarak
devTeye girdi. Muhafazakâr eği-
limin önde gelen bakanları
Mehmet Keçeciler, Hüsnü Do-
ğan, Abdülkadir Aksu ve Cemil
Çiçek'in önceki gece tstanbul-
da ANAP'uı 18 ilçe başkanı ile
yaptıklan toplantıda Semra
özal'ın vereceği yemeğe Jcatıl-
mama görüşü ağır bastı. Bunun
üzerine Cumhurbaşkanı özal,
Keçeciler'den "ne paiıasuıa oiiır-
sa olsun Semra Özal'ın yemeği-
ne ilçe başkanlannın tam kad-
ro katdımının sağlanmasTru is-
tedi. Keçiciler'in "Efendim, ça-
ba gösterdim, ama çok büyük
tepki var" demesi üzerine sinir-
lenen özal'ın, "Mehmet Bey, ya-
nnki toplantıya hepsi katdacak.
Bu işten sen sorumlusun. Yok-
sa hesabını senden soranm" de-
diği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Semra
özal'a karşı milliyetçi muhafa-
zakârlar ve ilçe başkanlarının
hareketi şöyle gelişti:
önceki gün Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler, Milli Savun-
ma Bakanı Hüsnü Doğan, İçiş-
leri Bakanı Abdülkadir Aksu ve
Devlet Bakanı Cemil Çiçek, İs-
tanbul'da 18 ilçe başkanı ile bir
araya gelerek Semra özal'ın dün
verdiği yemeğe katılıp katılma-
ma konusunu değerlendirdiler.
Toplantıda muhafazakâr eğilim-
deki tl Başkanı Eymen Topbaş'-
ın yakın arkadaşı ANAP Teşki-
lat Başkanı Ortaan Demlrtaş ile
eski Maliye Bakanı Ekrem Pak-
demirli de hazır bulundu.
Bakanlar yaklaşık 3 saat sü-
ren toplantı sırasında fazla yo-
nımda bulunmaktan kaçındılar.
Görüşlerini açıklayan ilçe baş-
kanlarının büyük bir bölümü,
Semra özal'ın yemeğine hiç gi-
dilmemesi görüşünü ortaya at-
tılar. Bazı ilçe başkanları da
"Gidetim ve Semra Hanım'ı
aday olmaması gerektigini söy-
leyeUm. Çekilmesini isteyeUm.
Aday olursa seçJIemeyecegini
anlatalım" önerisini getirdiler.
ANAP Teşkilat Başkanı Or-
han Demirtaş da parti içi de-
mokrasinin işletilmesi gerektigi-
ni vurgulayarak partinin yöne-
tim kademelerine kimin gelece-
ğine teşkilatlann karar vermesi
gerektigini, aksi halde partinin
bölünme ve parçalanma ile kar-
şılaşacağını söyledi.
Bakanlann, ilçe başkanları ile
yaptıklan toplantıya Yılmaz
yanlısı olarak bilinen Kadıköy
ilçe Başkanı Mııstafa Çebi ve
Sanyer llçe Başkanı Erdal Ak-
soy ile Üsküdar, Beykoz ve Be-
şiktaş ilçe başkanlarının katıl-
madıklan öğrenildi.
Devlet Bakam Mehmet Keçe-
ciler, toplantıda havayı yumu-
şatma çabasına girdi. Keçeciler'-
in Semra özal'a sert tepki gös-
teren ilçe başkaniarına "Bence
yemeğe katilın. Dunımu anla-
ün. Kaülmamanız çok yanlış
Kurulu toplantısı için Ankara-
ya dönerlerken il yönetim kuru-
lunun bazı üyeleri ile ilçe baş-
kanlan akşam vilayet evinde ye-
niden bir araya geldiler. Bu top-
lantıda, Semra özal'ın vereceği
yemeğe katılmama kararı alın-
dı. Bu gelişmelerin kendisine ile-
tilmesi üzerine Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın çok sinirlendiği
öğrenildi. Cumhurbaşkanı özal,
gece saat 02.00'de Devlet Baka-
nı Mehmet Keçeciler'i arayarak
bilgi aldı. özal'ın Keçeciler'den
"ne pahasına olursa olsun Sem-
ra özal'ın yemeğine ilçe başkan-
lanmn tam kadro katdımını
saglamasım" istediği ifade edil-
di.
özal'ın, Keçeciler'in "Efen-
dim, çaba gösterdim, ama çok
büyük tepki var" demesi üzeri-
ne daha da sinirlenerek "Meh-
met Bey, yannki toplanüya hepsi
katılacak. Semra Hanım'ın ye-
meğinde bütün ilçe başkanları
ve il yönetim kurulu üyeleri ha-
zır bulunsun. Bu işten sen so-
rumlusun. Yoksa hesabını sen-
den soranm" dediği öğrenildi.
Istanbul'daki bu gelişmeler
üzerine Semra Özal'a destek ve-
ren ANAP Genel Başkan aday-
larından Mesut Yılmaz'ın daanlaşılır" dediği öğrenildi.
Keçeciler'in bu tavnna rağ- kendisine yakın olarak bilinen
men ilçe başkaniannın direniş- Kadıköy llçe Başkanı Mustafa
lerinde kararlı oldukları görül- Çebi ile Sanyer llçe Başkanı Er-
dü. llçe başkanları şu görüşleri dal Aksoy'u sık sık telefonla
dile getirdiler: arayarak "Semnı Hanım'ın ye-
• Biz Semra özal'ın yemeği- megine mutlaka katilın. Diğer
ne gidersek il başkanhğuıa aday- ilçe başkanlannı da katüma ko-
lığım kabul etmiş sayıhnz. On- nusunda ikna edin" dediği bil-
dan sonra hiçbir şeyi engeUeme- dirildi.
miz mümkün olmaz. Mesut Yılmaz daha sonra
• Semra özal daha adaylığı- TBMM'de kendisini destekle-
nı açıklamadan herkes bizimle yen mületvekilleri üe bir toplantı
yaptı. Yılmaz, bu toplantıda
Semra Özal'ın yemeğine ilişkin
aküğı bilgileri arkadaşlanna ak-
tardı. Yılmaz yanhsı mületvekil-
leri de muhafazakâr mületvekil-
leri ve bakanlann Semra özal'a
"bayrak açüğı" değerlendirme-
sinde bulundular. Mesut Yıl-
maz'ın Semra özal'a ilişkin ko-
nularda kamuoyuna herhangi
bir değerlendirme yapmaması
kararı da alındı.
Istanbul'daki direnişin sürme-
si üzerine ANAP genel başkan
adaylanndan Hasan Celal Gü-
zel de dün Istanbul'a gitti. Gü-
zel, İstanbul'da ilçe başkan ve
alay ediyor. Değil genel başkan,
U başkanı bile olsa ANAP ba-
rajı geçemez.
• Parti bölünûr. Hiçbir arka-
daşımız bu partinin papatyalar
tarafından yönetilmesine razı
gelemez.
• Parti içi demokrasiyi işlet-
memiz mümkün olmaz.
Mehmet Keçeriler'in havayı
yumuşatma çabasıru sürdürmesi
üzerine bir ilçe başkanı, "Safa
Bey bir Kadıköy delege sccimi
için kellesini ortaya koydu. Şim-
di sıra sizde, siz de kellenizi or-
taya koyun. Bizden bu kadar"
diyerek toplantıyı noktaladı.
Toplantıda karar aiınmadı.
Bakanlar, geceki Bakanlar
yöneticüeri üe bazı delegelerle
ternas ederek bilgi aldı.
ANAPkanşü
(Boftarafı l. •Sayfada)
ni, ancak kadın haklanm geniş-
letmek amaayla mületveküi ola-
büeceğini söyledi. Turgut özal'-
ın kısa bir süre kaüldığı yemek-
te Uçe başkanlanna hitaben yap-
tığı konuşmada da eşinin ü baş-
kanlığı işini kıvıracağına inandı-
ğım ve bunu istediğini bildiği
için de sonuna kadar destekle-
yeceğini vurguladı. Yemeğe ka-
tılanlar, Turgut özal'ın katüımı
düşük gördüğü için sinirlendiği
ve bunun üzerine de "Getirin
delege listeierini, hepsini telefon-
la arayacağım" dediği öğrenüdi.
Semra ÖzaTın da kendisine kar-
şı direnişi kırmak amacıyla üçe
başkanlanndan gelen teklif üze-
rine, ANAP üçe örgütlerini do-
laşacağı belirtildi.
Semra Özal, ANAP Uçe baş-
kanlanna yemek vereceği The
Marmara Oteli'ne saat 12.00'de
Cumhurbaşkanlığı Halkla tliş-
kiler Danışmanı Fevzi tşbaşaran
ve terzisi Müberra üe birlikte
geldi. Çevresinde çok sayıda ko-
ruma polisi bulunan Semra
özal'ın neşesiz olduğu gözlendi.
Semra Özal otelin 18. katında
kendisi için hazulanan odaya çı-
karak yemek öncesinde partili-
lerle görüşmeye başladı. ANAP
Fatih ilçesi eski başkanı ve
ANAP İstanbul İl Başkan Yar-
dımcısı Zeki Aytaç, Semra özal
Ue görüşmeden önce gazetecile-
re, "ANAP tstanbul II Başkan-
vekili Hasan YeşUkaya ile birlik-
te Eymen Topbaş'ı temsilen gel-
dik. Hadise çok yenidir. Partili
arkadaslar görüşlerini bu top-
lanüda belirtecekler" demekle
yetindi.
Bayan özal'ı destekleyen ilçe
başkanlanndan Yümazcı olarak
büinen Kadıköy llçe Başkanı
Mustafa Çebi, muhafazakâr ba-
kanlar Mehmet Keçeciler, Hüs-
nü Dogan, Cemil Çiçek ve Ab-
dülkadir Aksu'nun önceki gün
Istanbul'a gelerek 18 üçe başka-
nıyla toplantı yapmasını eleşti-
rerek bu bakanlan 'ayruncriıkla'
suçladı. Çebi, Semra özal'ın
"ANAP'ın anaa" olduğunu, ye-
meğe katılmayan ilçe başkanla-
nnm büyük bir nezaketsizlik ör-
neği verdiklerini belirterek
"Semra Hanım, gerici kanadı
partiden temizleme amacında.
Buna da kararlı" şeklinde
konuştu.
Semra özaTın toplantısuıa İs-
tanbul tl Başkanvekili Hasan
Yesilkaya ile Zeki Aytaç, ü yö-
netim kurulu üyesi Atilla Ak-
man, Yılmaz yanhsı olarak bili-
nen Sarıyer tlçe Başkanı Erdal
Aksoy ile Kadıköy tlçe Başkanı
Mustafa Çebi ile Eymen Top-
baş'a karşı oldukları büinen Üs-
küdar llçe Başkanı Necdet Ta-
nk Pişkin ile Beykoz tlçe Baş-
kanı Osman Ceylan katıldılar.
Edinilen bilgiye göre gazetecile-
rin aiınmadığı yemekte olaylar
şöyle gelişti:
Toplantıya katılan 5 ilçe baş-
kanı, 2 il başkanvekili ve bir yö-
netira kurulu üyesi, önce Sem-
ra Özal ile 18. kattaki odasında
bir öngörüşmede bulundular.
Yaklaşık 10 dakika süren bu ko-
nuşmadan sonra çatı kattaki Pa-
norama Restaurant'a geçüdi. Ye-
mekte 43 kişi için hazırlık yapıl-
ması nedeniyle birçok koltuk
boş kalırken Semra özal üzgün
bir ifadeyle önündeki mikrofon-
dan partililere hitap etti. Konuş-
masında önce ANAP'ın tabanı-
nın 4 görüşten kaynaklandığını
belirten Semra özal, bunlan tek
tek saydıktan sonra kendisinin il
başkanı olması durumunda ya-
pacaklanna değindi. ANAP'ın
1983'teki cizgisinden ayrıldığını
ve "83 ruhunun yeniden kazan-
dınlmasımn zomnlu olduğunu"
savunan Semra Özal, 19 ilçe baş-
kanının protestosuna karşı dü-
şüncelerini de şöyle dile getirdi:
"tnadına adayun. Eger hepsi
gelseydi belki de ben, adayhğı-
mı bugün açıklamazdım veya
adaylıktan vazgeçerdim. Ama
göriirler günlerini. Hata yapan,
ceremesini de çeker. tstanbul İl
Başkanı olacagım. Hadi baka-
lım."
Semra özal'ın sözlerinden
sonra, İl Başkanvekili Hasan Ye-
şilkaya, çekingen bir ifadeyle,
"Efendim adaylığınız yanlış
olur. Hem bu işler hiddetle gö-
türiilecek işler degil" dedi. Bu-
nun üzerine Bayan Özal azarla-
yınca Yesilkaya yemeği terk et-
ti.
Bu arada Uçe başkanlanndan
biri ısrarla pazar günkü yemek-
li toplantıda adayiığını açıklaya-
cağını belirten Semra Özal'a,
"Siz bu açıklamayı bugün yap-
mazsanız iki. üç günlük bir boş-
luk olacak. Bundan evvelki ye-
mekte sorular tevcih edildi. Or-
negin, sayın banımefendi aday
olduğunu açıklamadan kendi
kendinize geh'n güvey olmayın
denildi. Şimdi biz dışanya çık-
tığımızda gazeteciler gırtlağımı-
za sanlacaklar. Bunun için Sa-
yın Semra Özal adaydır diyebil-
memiz için bize okey vermeniz
gerekir" dedi. Bunun üzerine de
Semra özal, ilçe başkanlanna
hitaben, "Evet Semra Hanım
karartı ve adaydır diyebilirsiniz"
şeklinde konuştu. Yemekte ts-
tanbul tl Başkanvekili Hasan
Yesilkaya da Eymen Topbaş'ın
Semra özal'a kendisini destek-
lediğini, adaylıktan çekildiğini
belirten bir faks mesajı gönder-
diğini vurguladı. Yesilkaya me-
sajın pazar günü Hilton Oteli-
nde verilecek yemekte delegele-
re okunacağını söyledi.
Bu arada kısa aralıklarla ön-
ce Devlet Bakanı tbrahim Özde-
rair, daha sonra da Cumhurbaş-
kanı Turgut özal, otele gelerek
yemeğe katıldılar. Yemeği Pla-
za'da yediğini belirten Cumhur-
başkanı Özal, ilçe başkanlanmn
teker teker ellerini sıktıktan son-
ra, Körfez savaşıyla Ugüi kısa bir
değerlendirme yaparak katılı-
mın az olduğuna sinirlendiğini
ifade etti. Turgut Özal, yemeğe
katılmayan ilçe başkanlannı
kastederek "Artık bütün köprii-
leri attık. Herkes medeni bir şe-
Semra Özal
basına
adayhğını
oylattı
Semra özal, basın kuru-
luşlan temsüctlerinden "U
başkanlıgına adayiığını koy-
ması konusunda" ne düşün-
düklerini sordu. Basın kuru-
luşlan temsücüeri, çeşitli ge-
rekçelerini de açıklayarak
şöyle oy kuüandılar:
Zafer Mutlu (hayır),
Mehmet Barlas (hayır), Gtt-
neri Civaoflu (çekimser^,
Keıun Akın (evet), Ömer
Öztürkmen (evet), Dogan
Heper (evet), Altan Öymen
(çekimser), Ertan Karasu
(hayır), Özcan Ertuna (evet),
Ertugrnl Özkök (hayır), Ay-
dın Oztiirk (evet), Saruhan
Ayber (evet), Necati Zincir-
kıran (evet), Ahmet Tan
(evet), Kemal Özuğur (evet),
Fehmi Koru (hayır), Pınar
Türenç (evet), Muammer
Yaşar Bostancı (evet), Alte-
mur Kılıç (evet), Taha Akyol
(çekimser), Ertugnıl Akbay
(evet), tlnur Çevik (evet),
Taylan Erten (evet), Behiç
Eksi (evet), Hulki Cevizog-
hı (evet), Şefik Kahraman-
kaptan (evet), Orban Uğu-
roglu (evet), Ercan Arıklı
(evet), L«yla Umar (evet)
İSTANBUL'DAN AHMET TAN
(Baştarafi A Sayfada)
"Potitikaya ginnemi onayuyor
musunuz?"
Otuz dolayındaki gazeteçiden
yaimzca, beşi *iwyr" dedi Üç Idşi
çekimserkaldı. Geriyekafaımann
hepsi "evet" dediler.
Biz de "evet" diyenler arasın-
daydık.
Elbette berkesin nedeni farkh
f«M.
Semra Htnım söze ve yemeğe
şöyle başladı:
"Sizin görtişünnzü alacagım,
oylayacagım, ona göre karanmı
açıklayacagım."
Dognısu çok heyecanlandtk.
Hayır, dünya ve Törkiye tarihinin
en flginç siyasal ofaryına (Bir Cum-
hurbaşkanı eşi il başkam oluyor-
dn) birind derecede tanık olmak-
tan degfl,gazete yönetimi veokur-
lar adına hammefeadive "siyaset
vizea" vermekten dotayı:
Semra Hanım üstetfyordu. "Ne
dryorsanuz, gireyim mi, ginneye-
yimmi?"
Bayan ÖzaTın gürendigi dağb-
ra kar yagnuşü. Mehmet Barlas
"hayır" dedi. Onu, Ertuğrul Öz-
kök, ZaferMutlu, Fehmi Koru ve
Ertan Karasu izleidi.
Güneri CrvaofJu, "Ben gazete-
dyim, hayır da evet de demem"
dedi.
Sıra Cumhuriyet'e geldi.
Semra Haaun, "bayır" bekli-
yordu. Demedik.
"Siz demokrat bir kişisiniz.
Temsile ve yetkili kunıllann erde-
mine hiç kuşkusuz çok önem veri-
yorsanuz. Burada bir ynrttaş ola-
rak degil, gazetemi temsflen bu-
tandnguma göre, Cumhuriyet'in
yetkili kundlanna danışmadan
kafadan, evet veya hayır dememi
siz de uygun göraıezsiniz."
Bunun nzerine, "Kişi olarak gö-
riisunüz?" diye östdedi. Yamtla-
dılc
"Kişi olarak ve muhalif bir ga-
zeted olarak konıışmanın iki sa-
ate yakın dinledikten sonra, lur-
gut Özal mı, Semra Özal mı, diye
bir terdh yapmak zorunda kal-
sam, sizi terdh ederim" dedik.
Nedenlerini şöyle acddadık:
— Konuşmanızm başmdan be-
ri dikkatle dinJeyip not tuttuk. Bir
tane bile tngilizce sözcük kullan-
m«rfıniT Bütün cümkleriniz doğ-
ru, düzenh' veeksiksizdi. Hiçbir te-
laffuz yanhsı yapmadımz.
Hiçbir sonıya kaçamak yanıt ver-
mediniz. Her soyiedigmizi dotom-
baçlıyola sapmadan ifadeettiniz.
Bu yüzden ben TurgutÖzal'ı degfl,
sizi yeglerim.
Kaldı ki, muhalif bir gazeted-
nin ise, dünyamn hiçbir yerinde
rastianmayan bu Uginç girişimi
desteklemesi meslek sevdasuun
gerefidir. Çünkü, bıyıklı bir
ANAP detegeaninflbaskanhgma
adayohnasuun hiçbir haberdege-
ri yoktur. Haber, Cumhurbaşka-
nı eşinin "Benim gözüm yukan-
brda degfl, 0 başkânhgmda" diye-
rek, "Ben bu partinin anasıyım"
diyerek, potttikaya atdmasıdır. lç
siyaset, dohıyıayla gazetedlik bu
sayede çok renklenecektir.
Semra Hanun'a "evet"in bir
başka nedeni daha var. Cumhur-
baskanı'nın Semra Hanım yüzün-
den yıpranacagı söyteniyor. Bir de
bu olasıhgı denemekte yarar var-
dı...
Semra Hanım hem Uginç hem
cesur bir açılış yaptı.
Çok sivri sonılara bileyuvartak
yamtlar vermeye kalkmadı.
Şöyle ki:
— Medis'e girecek mismiz?
—Mfllervekili olabilirim. Onu
partim için değil, kendim için isti-
yorum. Bu ay nca kaduun siyase-
te gjrmesini teşvik için de yerinde
olacakür.
— Başanh ohırsamz, niçin bas-
bakan veya Meclis başkanı olma-
yasınız?
— Aile saadetim bakımmdan
bunu istemem. Çünkü Turgut
Bey'ebu konuda ileriye gttmeyece-
fim diye söz verdim.
— Peki ya koşullar degişir, ıs-
rarlar olursa?
— Hayır. Karanmı hiçbir şey
degiştirmez. Bunu teminat olarak
yazın.
— Madem partinin ciddi so-
runlan var diyorsunuz, niçin İs-
tanbul 9 başkanhg] Ue yeuniyorsu-
nuz? Daha yüksek bir göreve talip
olsanız? Akbulut bu sorunlan
çözmede yetersiz mi kaldı?
—Hayır bunu söylemek müm-
kün degfl. Onun görevi ağır. Baş-
bakanhk çok ağır bir iş.
—Adayugmıza Akbulut ne de-
di?
—Çok memnun olacağını söy-
ledi.
— Kime?
—Araa üe kendismegörüşünü
sordunnuştum. Kendisi ile yalan-
da göriişecegim. Görüşlerini ala-
—Başbakan da sizi destekleye-
cekmi?
— Durun bakalım, daha secil-
medik.
—Pekiseçflmezseniz? Vakıftan
da istifa ettiginize göre ne olacak?
— O zaman görevimin başına
dönerim.
— ANAP dört egih'mle kurul-
du. Şimdi birinden vazgeçiyorsu-
nuz galiba?
— Hayır, ben birieştirmek için
bu göreve talibim. Destek olma-
yan zaten kendiliğinden gider.
Tasfıye kesin yok.
— Mesut Bey ile işbiriigi yapa-
cakmısınız?
— Aynm yok. Ben partinin
anasıyım. Herkes eşit benim göz-
ümde. Hepimiz AN AP'lıyız. MU-
liyetçi, muhafazakânz.
— Biraztepedeninmegehnedi-
nizmi?
— Hayır. Aksine, partiyi kuran
benim. Delege sedmlerine katıl-
dun, kazandım. Şimdi de il baş-
kanlığı seçimine kablacağım. Ka-
zanırsam görev yapacagım.
— Hem eşsiniz, hem de il baş-
kam. tstanbul'a Cumhurbaşkanı
üe AN AP Genel Başkam ayn ay-
n gelseler, hangisini karşılamaya
gideceksiniz?
— Hiçbirini.
— Genel seçimler ne zaman?
—1992 elbette.
— Ara seçime katılacak mısı-
nu? Fatih ilçesi boş?
— Durun bakalım, bir il kong-
resi yapılsm.
— Turgut Bey sizi destekliyor
mu?
—Onunfikrinialmadan hiçbir
şey yapmam. Ona daha öteye git-
meme sözü verdim. Yalnız iki oğ-
lum da karanma karşı çıktıiar.
Saglığımdan endişe ediyorlar.
Ama benim kararhligunı bildikle-
ri için daha sonra onlarda destek-
liyorlar. Kızım Zeynep zaten be-
nim için çauşmaya başladı bile...
— Hüsnü Doğan sizejcarşıçıkı-
yor deniyor.
—VBflahi bUemem. Ailede her-
kes ayn fikirierde olabilir.
Ben Beşiktaşuyım, eşim Fener-
bahceli, çocuklanm da başka ta-
kımın taraflarlan.
—T\"dc ANAP adına konuşa-
cakmısınız?
— Net olarak şimdi bUemem.
Eğer gerekli olursa veya durum d-
veriyorsa olabilir.
Sorular uzayıp gitti.
Semra Hanıra, 38 yıldan beri
yaşamım paylaşnğı Turgut Özal1
dan üslup bakımmdan hiç etküen-
miş görünmüyordu. Zehn* zembe-
rek sonılara bile gülerek, kızma-
dan ve yumuşaklıkla yanıt veri-
yordu.
Basın ile buluşmayı "sevgilUer
günö"ne denk düşürdügünü söy-
ledi.
Çünkü, basim Ülke hn^ımınrian
sevgüi olarak görmek gerekügi
inancındaydı.
Basnun ise ona pek sevgili gibi
davrandıgı söjlenemezdi.
Sonıya bakınız:
"Bayan Peron'a öncderide ben-
zetfliyordunuz?"
Yanıt:
"Yakışonnalar her zaman ohır.
Yoköylebirşey."
Benzetmeye bakınız.
"Turgut Özal'a yakın oimak si-
yasette başanyı garantiliyor. Bu
daha önce kanıüandı. Şimdi
Türkiye'de çokeşUlik yürürlükte
olsa, Cumhurbaşkanımız, üç bü-
yük üde de aday çıkarbp kazandı-
nrdı."
Semra Hanım'daen küçük ahn-
ganlık yok: "Olabilir."
\e eski Mr başyazardan içten bir
duygu ifadesi:
"Siz haftanın dört gününü An-
kara'dan ayn gedreceğinizi söylü-
yorsunuz. Sizin eşiniz olsaydun,
sizi bir gün bile gözümden uzak
tutmazdım."
Semra Özal'ın poiitikaya gir-
mesine "evet" demek gerek.
Çünkü hanımefendinin politi-
ka sahnesine çıkması ülkeye hare-
ket, haberlere bereket getirecek.
Onun için Bayan Özal'a "evet"..
Idlde gelip neden karşı oldukla-
nnı, ne düşündüklerini anlata-
bilirdi. Ama artık Semra aday.
Bu işi de rahatlıkla kıvıracağına
inancun tam. İstanbul il baskan-
lığının sahipsiz kalmasını parti-
nin gelecegi açısından istemiyor.
Ben de kendisini sonuna kadar
destekleyeceğim. Her şeyi tekrar
gözden geçireceğiz. Delege liste-
lerini getirin onlarla
koauşacağım" dedi. Turgut özal
yaklaşık yarım saat sonra ye-
mekten aynldı. Daha sonra
Semra özal yemeğe katılan 5 il-
çe başkanına adaylığı ve İstan-
bul İl Başkanlığı hakkında ge-
nel görüşlerini belirtmeleri için
konuşma süresi tanıdı. Burada
ilçe başkanlanmn tümünün, ye-
meğe gelmeyen ilçe başkanlan-
nı kınadıklan görüldü. Bir ilçe
başkanı Semra özal'a önceki ge-
ce yapılan yemekte 4 bakanın
baskısına rağmen 7 Uçe başka-
nının daha katüma kararı aldı-
ğını, ancak ne olduysa gece geç
saatlerde gerçekleştiğini ileri sür-
dü. Aynı ilçe başkanı konuşma-
sında, "Bu arkadaşlanmız gece-
leyin büyük baskıyla karşılaş-
mışlar. Belki de önemli tehdit-
lerde bulunuldu. Anladığımız
kadanyla bu arkadaşlanmıza
görevden alınacakları dahi
söylenmiş" diye konuştu.
Toplantı sürerken katılmayan
üçe başkanlanndan 7'sinin de
Semra Özal'a telefon açıp görüş-
me talebinde bulunduklan öğ-
renildi. Toplantıda son konuş-
mayı yapan Semra özal, bu par-
tiyi kendi evladından farksız
gördüğünü, her türlü fedakârhğı
göze aldığını belirterek şöyle ko-
nuştu:
"Bu partiyi Turgut Bey'le bir-
likte tımaklanmızU kazıyıp bu
duruma getirdik. Başıboş bırak-
mayı hiçbir sekilde diisunemem.
Gerekirke ayda bir Ankara'ya
giderim. tlçe başkanlanOede gi-
dip tek tek görüşeceğim. Ben
daha önceden Anadolu'yu dahi
partim için kanş kanş gezdim.
Yine gezerim. tlçe başkanlanna
yaptığım ziyaretlere vakit geçir-
meden başlayacağım. Bu arada
vakıftaki (TKGV) görevimden
de aynlmayı düşünüyonım. Bü-
tün amacım partinin çağa uygun
bir gelecegi yakalaması."
Geri döntiş yok
Yaklaşık 2.S saat süren ye-
mekli toplantı sonrasında, Üs-
küdar llçe Başkanı Necdet Ta-
rık Pişkin gazetecilere "Semra
Hanım bizlere aday olduğunu
söyledi. Semra Hanım artık dö-
nüşü olmayan bir yola girmiştir"
dedi. Basın mensuplarına bir
açıklama yapan Devlet Bakanı
Özdemir de Semra Özal'ın aday-
lığından geri dönüşünün kesin-
likle söz konusu olmadığını söy-
ledi. Özdemir toplantıya katıl-
mayan üçe başkanlanna adlarını
vermeden bazı bakanlann
"baskı" yaptığını öne sürdü. Öz-
demir, Semra Özal'ın bugünden
itibaren ANAP üçe örgütlerini
dolaşarak görüşme'.er yapacağı-
nı ve bu ziyaretlere bugün saat
18.00'de Bakırköy ilçesinden
başlayacağım belirtti.
'Milleıvekili
olabilirim'
Semra Özal akşam da The
Marmara Oteli'nde gazete tem-
silcilerine bir yemek verdi. İl
başkanlığından öteye gitmemek
için eşine söz verdiğini söyleyen
Semra özal, ancak kadın hak-
lanm genişletmek amacıyla mil-
letvekilliğine de aday olabilece-
ğini söyledi. Semra Özal, "Par-
ti genel başkanlığı ve başbakan-
lıgı kesinlikle düsünmüyorum"
diye konuştu.
Yemekte adaylığı için basın-
dan da "destek" isteyen özal,
"Ben kadın olarak gelebildiğim
en üst yerdeyim. Düsünebilece-
ğim bir makam yok. Bana ve
Turgut Bey'e poiitikaya ablmam
için çok baskı yaptılar. 'Semra
Hanım partinin annesidir, İstan-
bul İl Başkanhğı'nı kabul eder-
se partideki bölünmeyi önler'
dediler" dedi.
özal, Eymen Topbaş'ın ra-
hatsızlığı nedeniyle yeniden il
başkanlığına dönmesinin müm-
kün olmadığını, onun yerine 9
adayın çıkmasının bölünme an-
lamına geldiğini belirterek "Bu
bölünmeyi görünce kendi evla-
dımın elimden gittiğini hisset-
tim. Bu iş, benim için hakikaten
fedakarlık. Sadece İstanbul il
teşkilatını düzene koymak ve
Türkiye'ye ömek otanak isledim"
şeklinde konuştu.
Adaylık konusunu eşi ile gö-
rüştükten sonra aüe mecUsine de
açtığını ve iki oğlunun sağlık ne-
denleriyle bunu onaylamadıkla-
nnı anlatan Semra Özal, karar-
lı olduğunu görünce Ahmet
Özal'ın "evet" dediğjni kaydetti.
Akbulut yakın takipte
Başbakan Akbulut, Semra
Özal'ın İstanbul'da yapacağı ye-
mekli toplantıyla ilgili gelişme-
leri yakından izledi. Akbulut'a
yemekle ilgili haberler hem Ko-
nut kaynaklanndan hem İstan-
bul ANAP teşkilatından ulaştı-
rıldı. Akbulut, öğle saatlerinde
ANAP Genel Merkezi'nde he-
yetleri kabul ettikten sonra ya-
nına Teşkilat Başkanı Orhan
Demirtaş'ı da alarak Başbakan-
lık Konutu'na geçti ve Istanbul-
dan gelen haberleri Demirtaş-
la beraber değerlendirdi.
Bu sırada ANAP Genel Mer-
kezi'nde genel başkan yardımcı-
lanndan sadece Metin Gürdere
ile Halil Özsoy'un bulundukla-
rı görüldü.
ftOZI ,EM
UĞURMUMCU
(Baştarafı I. Sayfada)
nın beklenen sonuçlarından biridir.
Çokuluslu güçler, Irak'ın Kuveyt'ten cekilmesi için Bağ-
dat'taki stratejik hedefleri bombalıyorlar. Amaç, Saddarr^
ın savaş güçlerini yok etmektir. Bir ay içinde bir kente üç-
yüz bin ton bomba atılırsa, bu bombaların sivillere de isa-
bet etmesi kaçınılmazdır.
Bundan sonra çok daha büyük olaylarla, daha büyük kh
rımlarla karşıiaşılabilir.
Bir yanda kimyasal başlık taşıyan Irak füzeleri, öte yan-
da yüz binlerce ton bomba atan "Müttafik Kuwetler"e bağlı
bombardıman uçakları...
Haklısı olmayan; iki tarafın da insanlık dışı yöntemlere
başvurduğu bir acımasız savaştır bul
Bir yanda "Halepçe katliamı" ile kendi yurttaşları Kürtle-
ri kimyasal silahlarla öldürmekten çekinmeyen Saddam...
Saddam'a kimyasal silah satan Batılı şirketler... Irak'ı Scud
füzeleri ve savaş uçakları ile donatan Sovyetler Birliği, Çin
Halk Cumhuriyeti ve Fransa... Irak'ın İran'a saldırısını des-
tekleyen, sonra da el altından İran'a silah sâtan ABD... Kıbns
Rum yönetimine silah yardımı için keselerini açan Kuveyt
şeyhleri... İngiliz kraliyet ordusunun savaş giderlerini kişi-
sel hesaplarından odeyen Sabah ailesi... Tel Aviv'deki ev-
lerinde uyuyan masum insanların üstlerine geceyanları fü-
zeler gonderen Irak Devrim Komuta Konseyi.
Ve Bağdat'taki masum sivillerin, korumasız kadınlann,
çocukların, bebelerin ve dedelerin üstlerine ölüm kusan
"Müttefik Kuwetler"e bağlı, her türlü elektronik aygrtla do-
nanmış stratejik bombardıman uçakları...
Masum insanlar öldürülürken susulmazl
Susan da bu insanlık suçuna katılmış olur.
Bu masum insanlar, Yahudi de olur Arap da Hıristiyan
da... Ölümlerde ne ırk ayrımı yapılır ne din... ölen insandır.
ölenler çocuklardır; Yahudisi ile Arabı, Hıristiyanı ve Müs-
lümanı ile çocuklar...
ölenler kadınlardır; Yahudisi ile Arabı, Hıristiyanı ile ka-
dınlar.
ölenler yaşlılardır; Yahudisi üe Arabı ile Hıristiyanı ile
yaşlılar.
Kimi Muhammed'e inanır, kimi İsa'ya kimi de Musa'ya...
Hiçbirinin savaşla ilgisi yoktur.
Bu çocuktann, bu kadınlann ve bu yaslılann ne Irak'a kim-
yasal silah satan Alman şirketlerinde pay senetleri olmuş-
tur ne kanlı silah pazarında Saddam rejimine milyarlarca
dolaıiık silah gonderen devletlerde bir ayrıcalıklı koltuklan.
Ve ne de Irak'ta iş yapan inşaat şirketlerinin patronlan
ile selamları, sabahları!
Kendi hallerinde, işierinde, güçlerinde yoksul insanlar-
dır bunlar...
Bir geceyarısı saklandıklan sığınakta M. Akif'in ünlü di-
zesiyle "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" tarafın-
dan kan kusan bombalarta öldürüldüler.
Yaşamlarına doymadan öldürüldüler...
ölen ve öldürülen yalnızca onlar mı?
Hayır; hayır, insan vicdanı, insan onuru, kişiliği, her şeyi...
Bakın; Irak'ın Kuveyt'i işgal ettiği günden beri gazeteler-
deki köşelerinde Beyaz Saray siyasetini savunmak için bil-
giçlik yapan, "Pöntagonizmi" şirin göstermek için birbirle-
riyle şaklabanlık yanşına girişenlere... Bir teki bu insanlık
suçuna karşı çıkıyor mu?
Saddam'ı, incirtik Üssü'nü ve Kuveyt'i hiziplerin çıkmaz
sokaklarında kendi dar siyaset dünyalarına sığdıranlardan
bir teki, şu körolası parti içi hesaplannı aşıp, TBMM kürsü-
sünden bu kınmı gjr sesle kınayabiliyor mu?
İnsanlann en son başvuracakları sığınaklar, kendi vicdan-
larıdır.
.öyleyse soruyoruz:
Neden susuyorsunuz? Neden? Neden? Neden?
Sığınak bunalımı
(Baştarafi 1. Sayfada)
cekör" şeklinde konuştu.
Irak, ABD uçakları tarafın-
dan önceki gün bombalanan sı-
ğınaktan şimdiye kadar 288 ce-
sedin çıkartüdığını bildirdi. Hü-
kümet Morg Müdürü Dr. Faik
Bekir, 91'i çocuk olmak üzere
194 cesedin cinsiyetinin belirlen-
diğini kaydetti. Bekir, cinsiyeti
belirlenenlerin 48'inin kadın,
55'inin de erkek olduğunu açık-
ladı.
Çeşitli ülkelerde sığınak sal-
dırısına gösterilen tepkiler ise
şöyle:
• SSCB lideri Mihafl Gorba-
çov, Irak'ın Kuveyt'ten çekü-
mesi talebinden vazgeçilemeye-
ceğini, ancak savaşm kontrol-
den çıkmasından kaygı duydu-
ğunu söyledi.
• İspanya hükümetinin,
Irak'ın başkenti Bağdat ve diğer
kentlere yönelik hava akınlan-
nın durdurulmasmdan ve saldı-
nlann Kuveyt'teki operasyon
merkezlerine yöneltümesinden
yana olduğu bildirildi.
• tran Dışişleri Bakanı Ali
Ekber Velayeti, yuzlerce sivilin
ölmesine yol açan sığınak saldı-
nsım kmadı ve ülkesinin çatış-
malar sırasında yaralanan sivil-
leri kabul etmeye ya da bu kişi-
lere yardım etmeye hazır oldu-
ğunu söyledi.
• Londra'dan Edip Emil Öy-
men'in haberine göre sığınakta
özellikle kadın ve çocuklann ol-
duğuna ilişkin haberler, İngiliz
basm-yayınını 24 saatten uzun
bir süre meşgul etti.
Ciddi basın dahil, gazeteler,
" Saddam'ın, sivUleri sıfınağa
kasıtlı olarak doldurduğn; hep-
sinin, Saddam'ın vazgeçemedi-
ği savaş hırsının kurbanlan"
görüşünü işliyor. Ingütere Dışiş-
leri Bakanı Douglas Hurd de si-
villerin ölümünden Saddam'm
sorumlu olduğunu söyledi.
• Suriye Dışişleri Bakanı Fa-
ruk Şara, "Bizler Irak ve Ku-
veyt'teki masumlann ölümün-
den büyük üzuntü duyuyoruz ve
aynı üzüntüyü Saddam'ın da
duymasını ve Kuveyt'ten çeki-
lemsini istiyoruz" dedi.
• Mısır Devlet Başkanı Hüs-
nü Mübarek, sivülerin ölümün-
den Saddam Hüseyin'i sorum-
lu tutarak askeri merkezlerin si-
vü yerleşim birimlerinin arasına
yerleştirildiğini söyledi.
• Cezayir'de bir dakika say-
gı duruşu yapıldı. Cezayir hükü-
meti, halkı, sığınak saldınsuıda
ölenler için dua etmeye çağırdı.
• Pakistan Ulusal Meclisi, sı-
ğınağa yapılan hava saldınsını
kmarken Tunus hükümeti de
saldında ölen siviiler için bir
günlük yas ilan etti ve ülkedeki
bayraklar yanya indi.
• Yemen'in BM Konsolosu
Abdal Saleh Al-Asthal olayı
"yuzlerce sivilin soğukkanlı bir
cinayete kurban gitmesi" olarak
niteledi. Bu arada Yemen'de 3
günlük yas ilan edildi.
• Çin Dışişleri Bakanlığı da
Bağdat'ta sivillerin ölümünün
savaşın bir an önce sona erdiril-
mesinin ne kadar gerekli oldu-
ğunu gösterdiğini vurguladı.
• tsrail işgalindeki Batı Şeri-
a'da yaşayan Filistinliler genel
greve gittUer.
• VV'ashington'da da gösteri-
cüer Savunma Bakanlığı binası-
nın önüne mezarlık kazmaya
çalıştılar. Protestocular ayrıca
Savunma Bakarüığının kapısı-
nın önüne kan ve petrol kanşı-
mı olduğunu söyledikleri bir sı-
vıyı döktüler.
BM'de göriişme
BM Güvenlik Konseyi de 15
yıldan sonra basına kapalı ola-
rak dün başladığı toplantıda,
Körfez savaşım ele alıyor.
Bağdafa
(Baştarafı 1. Sayfada)
vetonun nedenlerinden
birisinin, hiçbir istihbarat örgü-
tünün, haber elde etme taktik-
leri konusunda dışan bilgi ver-
mek istememesi olduğu bildiri-
liyor. Çünkü bant açıklandığın-
da tüm dünya istihbarat örgüt-
leri ABD'nin yetenekleri hak-
kında aynntılı bilgi edüımiş
oluyor.
İkincisi de eğer Irak'ın haber-
leşme şifreleri çözülmüşse ABD
bu avantajını yitirmek istemiyor.
Savunma Bakanı Dick Cheney,
ABD'nin uydu aracıhğı ile yap-
tığı gözleme ve dinlemenin ne
kadar geliştiğini ortaya koymak
için şöyle bir örnek verdi:
"Irak, kuzeydeki arkeolojik
kahntılar içinde bulunan pira-
mitin sağ yamna iki adet Mig-21
uçağı sakladı. Piramite zarar
vermemek için bunlan vunnu-
yoruz. Sivil yerieri vurmamamız
da Saddam'ı cesaretlendiriyor.
Komuta kontrol merkezlerini si-
villerle dolduruyor ya da cami-
lerde kuruyor."
İkna etmiş görünüyor
TV'den yayımlanan fümler
Amerikan kamuoyunu sarsmış-
olsa da yönetimin açıklamalan
Amerikalüan Ucna etmiş gibi gö-
rünüyor. Örneğin yönetimin
destekçileri arasında olmayan
The New York Times'ın diplo-
matik yazarı Leslie Gelb, "Ben
Bush'un ahlaki değerlerinin
Saddam Hüseyininkinden yük-
sek olduğuna inanıyonım ve
inanmak istiyorum. O yüzden
de sığınagın komuta kontrol
merkezi olduğuna inamyorum"
diyor.
Özetle Amerikalılar, olaydan
sarsılmış olsa bile yönetimin
açıklamalannı şimdilik inandı-
ncı buluyor. Kamuoyu yokla-
malarının sonuçlan da bu doğ-
rultuda. Ancak eğer ortada bi-
lınçli bir bombalama varsa ve bu
da ortaya çıkarsa hava dönebilir.