Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 DIŞ HABERLER 30 EKtM 1991
BarışKonferunsı, Başkan Bush ve Gorbaçov'un yapacakları konuşmalarla bugün Ispanya'nın başkentinde başlıyor
krizinde Madrid umuduTarafların değişik tutumlarla gittiği Mlclrid'de önemli
bir anlaşma beklenmiyor. Ancak 43 yıllık düşmanlık ve
savaş dönemini sona erdirme yolunda ilk adımlann
atılacağı umut ediliyor.
Konferans.üç bölümden oluşacak: Açılış töreni,
Araplarla İsrail arasında dogrudân görüşmelerin
yapılacağı ikinci bölüm ve tüm tarafların katılacağı,
yöresel sorunlann tartışılacağı üçüncü bölüm.
Araplar İsrail'in "toprağa karşı barış" ilkesi uyarınca
işgal altmdaki topraklardan çekilmesini istiyorlar.
İsrail ise konferansta toprak sorununu görüşmeyi
reddediyor.
Dış Haberier Servisi— Araplarla Yahu-
cüler lspanya'dan kovulmalanndan 500 yıl
sonra, İspanyol hükümetinin davetlisi ola-
rak bugün Madrid'de buluşuyorlar.
tspanya başkentinde bugün ABD Başka-
n George Bush ve Sovyet Iideri Mihail Gor-
teçov'un konuşmalan ile başlayacak olan
tarihi Ortadoğu Banş Konferansı'nda İsrail
ile Araplann, 43 yıllık düşmanlık ve savaş
dönemini sona erdirme yolunda ilk adım-
lan atacaklan umut ediliyor.
Bunun dışında, konferans konusunda bfi-
yük beklentilere girmeye kimse cesaret ede-
miyor.
Konferansta İsrail, Suriye, Ürdün, Lüb-
nın, Filistinliler ve Mısır doğrudan katılan
taraflar olarak yer alıyorlar. BM, AT, Arap
fşbirliği Konseyi ve Mağrip Birliği ise göz-
letnci olarak katılıyorlar.
Konferans üç bölümden oluşacak:
ÂBD'NİN STRATEJİSİ:
Uziın soliıklu
bir dîyalog
• Başkan Bush'la, Mihail Gorbaçov'un
konuşma yapacakları açılış töreni,
• 2 kasımda Israil'le Araplar arasında
başlayacak olan ikili doğrudan görüşmeler,
• tsrail'le tüm Arap ülkelerinin katılacağı
ve yöresel sorunlann tartışılacağı çok taraflı
görüşmeler.
Filistinliler, konferansa İsrail ile ortak bir
heyet halinde katılıyorlar. Konferansa ka-
tılan Filistin heyetinin oluşumu, uzun süre
tartışmalara yol açmış, İsrail, FKÖ ile doğ-
rudan bağlantısı olan ya da Doğu Kudüs-
ten gelen Filistinli temsilcilerin, konferan-
sa katılmasını reddetmişti. Sonunda Filis-
tinliler FKÖ ile danışmalarda bulunarak tü-
mıi işgal altmdaki topraklardan olmak üze-
re 14 kişilik bir heyet oluşturdular.
Konferanstan büyük sonuçlar beklenme-
yişinin nedenini taraflann görüşlerinden ta-
viz vermeden Madrid'e gitmeleri oluşturu-
yor. Araplar 'bansa karşı toprak' ilkesi uya-
nnca İsrail'in işgal altında tuttuğu toprak-
lardan çekilmesini istiyor. tsrail ise toprak
vermeye niyeti olmadığını açıklamış
durumda.
Konferansa katılan taraflann tutumları-
nı şöyle özetlemek mümkün:
Israil: İsrail, 1979'da Mısırta yaptığı gi-
bi, Arap ulkeleri ile doğrudan ikili görüş-
melerle barış anlaşmalan imzalamak isti-
yor. Tel Aviv, konferansın, BM Güvenlik
Konseyi'nin 1967 tarih ve 242 sayılı kararı
uyarınca "banşa karşı toprak" ilkesine da-
yanmasını istemiyor. İsrail, Mısır'a Sina'yı
iade ederek 242 nolu karara uymuş oldu-
ğunu ileri sürüyor. Tel Aviv, Batı Şeria için
idari özerklik konusunu görüşebileceğini
belirtiyor. Ancak bu bölgeyi, Doğu Kudüs'ü
ve Golan'ı iade etmeye yanaşmıyor.
FıUstinliler Füistinlilenn nihai hedefı Ba-
tı Şeria ve Gazze'de, başkentinin Doğu Ku-
düs olacağı bağımsız bir Filistin devietınin
kurulması. Filistin de\
r
leti kurulmadan ön-
ce, bir süre için özerk yönetim döneminden
geçjneyi kabul ediyorlar.
Ürdün: Ürdün, Filistinlilerle ortak heyet
halinde konferansa katıhyor. Ancak Ürdün,
Filistinlileri ilgilendiren sorunlann yalnız-
ca Filistinliler tarafından saptanabileceği-
ni belirtiyor, Kral Hüseyin 1988 yılında Ür-
dün'ün Batı Şeria ile tiim yasal ve idari iliş-
kilerini kesmişti. Ürdün, İsrail'in Batı Şe-
ria, Doğu Kudüs ve Gazze'den çekilmesini
istiyor. Amman, bir Ürdün-Filistin konfe-
derasyonuna da soğuk bakmıyor.
Suriye: tsrail'le ilk kez doğrudan görüş-
meyi kabul eden Suriye, İsrail'in Golan'dan
ve Güney Lübnan'dan çekilmesini istiyor.
Suriye, İsrail işgal altmdaki topraklardan
çekümeyi kabul etmediği takdirde konferan-
sın üçüncü bölümüne katılmayacağını açık-
ladı.
Lübnan: Lübnan, BM Güvenlik Konse-
yi'nin 425 nolu karan uyarınca, İsrail'in Gü-
ney Lübnan'dan çekilmesini istiyor. Lübnan
da Suriye gibi İsrail, işgal altmdaki toprak-
lardan çekilmeyi kabul etmediği takdirde,
konferansın üçüncü bölümüne katıl-
mayacak.
Mısır Mısır, 1979'da Israil'le Camp Da-
vid Anlaşması'nı imzalamıştı. Kahire de İs-
rail'in işgal altında tuttuğu tüm Arap top-
raklanndan çekilmesini istiyor.
tsrail ile Araplar arasında halen en önem-
li anlaşmazlık konularından biri de Tel
Aviv'in işgal altmdaki topraklarda izlediği
yerleşim politikası. İsrail, işgal altmdaki
topraklann yaklaşık yansını mülkiyetine ge-
çirerek buralara 100 bin Yahudi yerleştirdi.
Arap ulkeleri ve ABD, tsrail'in bu yerleşim
politikasına son vermesini istiyorlar. Ancak
Tel Aviv bunu reddediyor.
öte yandan ABD, İsrail'le, Suriye arasın-
daki Golan anlaşmazlığını çözmek için bir
formül önerdi. İsrail basınında iki gün ön-
ce yer alan plana göre İsrail ilke olarak, ba-
nşa karşı toprak venneyi kabul ederse,
ABD, Suriye'yi silahsızlanma, güvenlik dü-
zenlemeleri ve Uişkilerinin normalleştirilme-
si gibi konulan lsrail'le görüşmeye ikna ede-
cek. Washington aynca gerekirse Golan'a
Amerikan askerleri yerleştinneye ve İsrail'in
güvenliği için Tel Aviv'e uydularla alınan
bilgileri sağiamaya hazır olduğunu bildirdi.
ABD'nin gerçekleşmesi için yoğun çaba
harcadığı Ortadoğu Banş Konferansı bu or-
tamda başlıyor.
ümutlar, ufak da olsa, Madrid konferan-
sında yumuşama ve banş yolunda bir adım
atılmasında.
UFUK GÜLDEMİR
VVASHINGTON — tspanya-
nın başkenti Madrid'de bugün
başlayan Ortadoğu Banş Kon-
feransı'nda ABD'nin ana strate-
jisi, taraflan mümkün olduğu
kadar uzun süreyle masa etra-
fında tutmaya çahşmak, anlaşa-
masalar dahi konuşmaya devam
etmelerini sağlamak oluşturu-
yor.
Bundan da şu haliyle bir ba-
nş getirme olasıhğı uzak görü-
nen konferansta, zaman içinde
bir iklim değişikliği yaratarak
taraflan bazı riskleri göze ala-
bilecek duruma getirmeyi amaç-
ladığı anlaşılıyor.
ABD bu konferansa zaten İs-
rail ile ilişkilerinde, bloklarara-
sı yumuşamanın getirdiği bir ik-
lim değişikliği içinde gidiyor. İki
ülke ilişküeri bundan iki yıl ön-
cekinden çok daha farkh bir
noktada. Bu, ABD'nin tsrail'e
olan taahhütlerinin azaldığı an-
lamma gelmiyor, ama İsrail aşın
sağının da iki ülke ilişkilerini es-
kisi gibi etkileyemeyeceği anla-
şılıyor.
Amerika'nın konferans strate-
jisini, özetle, "taraflan aynı ma-
sa etrafmda tutarak yeni bir di-
namik başlatmak ve uzun vade-
de karşılıklı tavizlerle yolu
açmak" oluştumyor. ABD bu
süreçte "alçak perdeden olmak
kaydıyla görüş farkhlıklannı da-
raltan bir köprii rolü oynamak"
istiyor. Washington aym strate-
jiyi üç aşağı beş yukan Kıbns
sorununda da izliyor.
ABD yönetimi, ortada bir ba-
nş atmosferi olmamasına kar-
şın, taraflan zorla masada tut-
manın, "karşılıklı mitolojik
inançlann yıkılmasına hizmet
edecegine" inanıyor. ABD'ye
göre israil tarafında bu inancı,
"oturup konuşacak Arap yok",
Arap tarafında da "israil'in göz-
üniin Arap topraklannda oldu-
ğu" inancı oluşturuyor. Ancak
bu stratejinin riskleri de bulunu-
yor; çünkü karşılıkh oturup ko-
nuşacaklan bu konferans eğer
taraflann birbirleri hakkındaki
yerleşik fıkirlerini doğnılarsa, o
zaman görüş aynhklannın orta-
dan kalkması değil, iyice krista-
lize olması ihtimali bulunuyor.
Karşılıklı güven
ABD stratejisinin ikinci aşa-
masını, ikili göruşmelere geçil-
diği dönemde, taraflan karşılıklı
güven yaratıcı adımlar atmaya
doğru yönlendirmesi oluşturu-
yor. ABD, taraflann, bu aşama-
da çok zıt görüşlerle ortaya çı-
kacağını biliyor, ama örneğin,
İsrail'in işgal altmdaki toprak-
larda yerleşim bölgeleri kurma-
yı durdurmasına karşılık, Arap-
lann İsrail'e uyguladığı ekono-
mik boykotu kaldırmasının yi-
ne de mümkün olabileceğini dü-
şünüyor.
Sonuç ne olursa olsun, ABD-
nin konferansı "başardı" ilan
edeceği yönünde şimdiden ba/
işaretler bulunuyor. Çünkı
ABD, tsrail ile Araplar arasır,
da doğrudan görüşmeler başla-
masının dahi, barışa giden yol-
da azımsanmayacak bir adım
olduğunu düşünüyor.
ANKARA
OGIK beklentisiSEMİH fDtZ
FtLtSTtNLtNtN İSYANI — İşgal altındakı (opraklarda tılütınlilerin 1987'de bav _ aklan-
ması (tntifada), İsrail'e karşı Filistin direnişinin simgesi haline geldi. Filistin sorununa çozum bu-
lunmadığı takdirde gerçek barışın kurulamayacağı konusunda hemen herkes görüş birliği içinde.
ANKARA — Tüm dünyada dikkatleri Mad-
rid uzerinde odaklaştıran Ortadoğu Banş Kon-
feransı, Ankara tarafından da büyük ilgi ile iz-
leniyor. Olumlu sonuçlar vermesi dunımunda
önemli bir "bölgesel sorecin" başlatılmış olaca-
ğını bilen Ankara, üç aşamalı olarak planlanan
konferansın özellikle son aşamasma büyük ilgi
gösteriyor. "Bölgesel işbiriigi " adı altında yü-
rütulecek olan bu aşamaya aktif olarak katılmak
isteyen Ankara, bu platformu ekonomik işbir-
liğinin yanı sıra "mevcut bölgesel sulann opti-
mal kuOanımı" konusunun da ele alınması için
uygun bir çerçeve olarak görü-
yor.
Genel perspektiften bakıldı-
ğında Türkiye, Ortadoğu banş
sürecinin başlatılmasımn yanı
sıra Madrid'de bir tür "Ortado-
ğu Güvenlik ve İşbirliği Konfe-
rana"na yönelik ilk adımlann
atılmış olacağını da umuyor.
Böyle bir sürece girilebilmesi ve
bunun da Avrupa'daki benzeri
"AGİK"te olduğu gibi "güven
ve güvenlik arttıncı" bir boyut
içermesinin bölge istikranna bü-
yük katkıda bulunacağına ina-
nıhyor. Türkiye daha önce ts-
lam Konferansı örgütu nezdin-
de de gündeme getirdiği böyle
sürecin başlatılması fikrini bir-
kaç yıldır destekliyor.
Konferans aşamasma gelinmesiyle birlikte
Türkiye'nin İsrail ile diplomatik ilişkilerini
"normalleştinnesi" konusu da gündeme gelmiş
bulunuyor. Hatırlanacağı gibi Ankara, İsrail ile
halen elçilik düzeyinde yürüttüğü ilişkilerin bü-
yükelçilik düzeyine yükseltilmesi için " Kudüs'-
ün Ortadoğu banş sürecioe dönük olumlu
adımlanm" bekliyordu. Başbakan Şamir'in
Madrid'e gitmeyi kabul etmesi ise bu kriteri tat-
min ediyor. Türkiye'de yeni bir hükümetin ku-
rulacağı bir dönemde yetkililer bu konuda
"ihtiyatiı" davramp net açıklamalardan kaçım-
yorlar. Ancak yeni hükümete sunulacak ilk dos-
yalar arasında İsrail ile diplomatik ilişkiler ko-
Türkiye, Ortadoğu
Barış Konferansı'na
ev sahipliği
yapamamanın
burukluğunu
yaşarken bir yandan
da Ortadoğu
Güvenlik ve işbirliği
Konferansı'na
(OGİK) yönelik ilk
adımlann
Madrid'de
atılacağını umuyor.
nusunun bulunması kuvvetli bir olasılık olarak
görülüyor. FKÖ temsilciliğinin statüsünün de ay-
m kapsamda ele ahnması bir diğer olasüık ola-
rak görülüyor.
Bu arada konferansın "Ispanya'ya kapbnlnus
olmasının" Ankara'da beBi bir hayal kınklığı-
na yol açtığı da gözleniyor. Hatırlanacağı gibi
Cumhurbaşkam Turgut özal, Türkiye'nin bu
konferansa ev sahipliği yapabileceğini söylemişti.
Bu da yapılacak bir Ortadoğu konferansının Is-
tanbul'da düzenlenmesi beklentisine yol açmış-
tı.
öte yandan ABD Başkanı George Bush ve
Sovyetler Birliği Deviet Başkam Mihail Gorba-
çov'un gözetiminde bugün açı-
lacak ve konuyla doğrudan ilgili
taraflan böylece İsrail devleti-
nin kurulmasından bu yana ilk
kez bir araya getirecek olan
Madrid Konferansı konusunda-
ki olumsuz beklentilerin Anka-
ra tarafından paylaşümadığı
gözleniyor. t
Bir yetkili bu konuda şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Masaya otunnuş olmalan-
na karşın taraflar araandalri de-
vase goriiş ayrüıklanaın sonnç
engdleyecegi göriişü
d di
g y g g ş
önemli bir noktayı göz ardı edi-
yor. O da ABD'nin konuva bu
kez gösterdigi yakın Ugi. Was-
hlngton ber ne kadar ben sâzi
masaya otnrttum gerisi size bağiı yaklaşunı için-
deyse de işi orada bırakmayacaktır. GcUşaıele-
rin yakm takipçisi olacaktır. Perde arkasında şu
veya bu şekilde mevcudiyetini bep hissedecektir.
Taraflan geregine göre bazen tehdit bazen teş-
vik edecektir."
Dışişleri yetkilileri konferansla ilgili olarak
üzerinde durduklan diğer baa görüşler ise şöy-
le: 'Madrid'de istenen sonuçlann temeü aslnıda
BM Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı ka-
rarlannda yatıyor. Başka bir ifadeyle bu karar-
lann da öngördüğü gibi nihai amaç bölgedeki
tüm ülkelerin kendi suurlan içinde güvenle ya-
şamalaruu sağlamak."
Ortadoğu, yıllardırsavaşlann, işgallerin, ilhaklarınpençesinde
Banş, 43 yıldır rafta bekliyorDış Haberier Servisi — Ispanya'nın
başkenti Madrid'de bugün başlayacak
Ortadoğu Banş Konferansı, Arap-tsrail
catışmalannın geçmişten bugüne muha-
sebesinin yapılacağı bir platform olacak.
Araplarla İsrail arasında savaşlarla, iş-
gal ve ilhaklarla, Camp David Antlaş-
ması'yla gecen 43 yıllık çatışmanın
önemli kilometre taşlan şöyle:
1»47 BM, Filistin'i Yahudi ve Arap
bölgelerine ayıran ve Kudüs'ü 'uluslara-
rası bölge' olarak nitelendiren bir plan
önerdi. iki taraf da kendilerine aynlan
topraklan az bularak plana itiraz ettiler.
Bundan sonra Yahudilerin bölgede bu-
lunan Filistin köylerine karşı giriştiği
baskı politikası başladı.
194S-1949 Yahudiler, Filistin köy-
lerine karşı giriştikleri saldınlar sonucu
1948 yüınm ilk dört ayında BM'nin bir
yıl önce önerdiği topraklardan daha faz-
lasına sahip oldular. 14 Mayıs 1948'de
David Ben Gourion, tsrail devletinin ku-
ruluşunu ilan etti. Bir gün sonra Suriye,
Mısır, Ürdün, Lübnan ve Irak'tan olu-
şan Arap gücü, İsrail'e saldırdı. İsrail, çarpışma-
lar sonucu, sınırlannı kuzeyde CeuU'e, güneyde
Necefe kadar genişletti. Kudüs, İsrail ve Ürdün
arasında ikiye bölündü. 700 bin Filistinli, yurt-
lanndan kaçtı ya da kovuldu.
195« Mısır Uderi Cemal Abdul Nasn-'ın Sü-
veyş Kanalı'm milüleştiımesinden üç ay sonra 29
ekimde İsrail, Ingiltere ve Fransa'nın desteğinde
Sina Yanmadası'nı işgal etti. ABD ve SSCB'nin
1947: BMnin Filistin'i
Araplar ve Yahudiler
arasında bölüstünne
planı
devreye girmesi sonucu israil ile Mısır arasında
ateşkes imzalandı. İsrail, 1957 martında Sina'-
dan çekildi.
1967 Arap ülkelerinin saldınsını bekleyen İs-
rail, beklenmedik bir biçimde harekete geçti. 6
gün savaşı olarak tarihe geçen çarpışmalar so-
nucunda İsrail, Mısır'dan Sina Yanmadası ve
Gazze'yi, Ürdün'den Baü Şeria ve Doğu Kudüs'ü,
Suriye'den de Golan tepelerini aldı. Kudüs'ün Ür-
dün'e ait kısmmı da ilhak eden İsrail, işgal al-
tındaki topraklarda yeni yerleşim bölgeleri açma-
ya başladı.
BM Güvenlik Konseyi, İsrail'in işgal ettigi top-
raklardan çekilmesini isteyen 242 sayıh karan ka-
bul etti. Karar, İsrail'in hangi topraklardan çe-
kihnesi gerektiğine açıklık getirmedi ve Filistin
sorununu bir mülteci sorunu olarak nitelendir-
di.
BM'nin 242 ve 338 nolu kararlanABD ve Sovyetler Birliği, İsrail ile Arap ul-
keleri arasındaki görüşmelerin BM Güvenlik
Konseyi'nin 242 ve 338 saydı kararlanna da-
yandınlmasını öngörüyor. Güvenlik Konseyi'-
nin 242 sayüı karan 6 gün Arap-lsrail savaşın-
dan beş ay sonra 22 Kasım 1967'de, 338 sayüı
karar da yine bir Arap-lsrail savaşı ertesinde
22 Ekim 1973'te kabul edilmişti.
242 sayılı karar
1) Güvenlik Konseyi, aşağıda yazılı ilkeleri
içeren ve Ortadoğu'da adil ve sürekli banşın
yerleştirilmesini öngören BM anlaşmasuıın uy-
gulanmasmı kabul eder:
—israil Silahh Kuvvetleri, son çatışmalar sı-
rasında işgal ettiği topraklardan çekilecek, (ka-
rann tngilizce metninde işgal altmdaki toprak-
lar sözcüklerinin önünde *tek', 'the" belirleyici
tamlaması yazılı. tsrail, buna dayanarak Sina
Yanmadası'ndan çekildiğini ve karara uymuş
olduğunu savunuyor.)
—Savaş hali açıklamaları ve duyurularma
son verilecek, bölgedeki tüm devletlerin, ege-
menlikleri, toprak bütünlükleri ile siyasal ba-
ğımsızlıklan, herhangi bir saldın tehdidine ma-
ruz kalmaksızın ve güvenli sımrlar içinde ya-
şama hakları tanınacak.
2) Güvenlik Konseyi,
—Bölgedeki uluslararası sularda seyir özgür-
lüğünün garanti altına aluımasını,
—Mülteci sorununa çözüm bulunmasmı.
—Askerden anndınlmış bölge oluşturma
yöntemi de dahil olmak uzere, bölgedeki her
devletin siyasal bağımsızhk ve topraklannın bü-
tünlüğünün garanti altına alınması gerekliliği-
ni de kabul eder.
338 sayılı karar
Güvenlik Konseyi,
1) Bu karann kabul edilişini izleyen 12 saat için-
de tum taraflan şu anki durumlarında derhal
ateşkesmeye ve tüm askeri operasyonlara son
vermeye,
2) İlgili taraflan ateşkesten sonra derhal 242
sayıh karan uygulamaya çağırır.
1970 Filistinli gerillalar, dunyanın
dort bir yanında bir dizi uçak kaçırma
eylemi şerçekleştirdiler. Bir darbeden çe-
kinen Urdun, kanh bir operasyonla Fi-
listinlileri kovdu. Filistinliler bundan
sonra Lübnan'ı üs olarak kullanmaya
başladılar.
1973 Kasım ayında Mısır ve Suriye,
Süveyş Kanah ile Golan tepelerinden ko-
ordineü bir şekilde İsrail'e karşı hareke-
te geçtiler. tsrail, karşı darbeyi vurarak,
her iki cephede de yeni topraklar kazan-
dı. Güvenlik Konseyi, 242 sayılı karann
derhal uygulanmasını isteyen 338 sayılı
karan benimsedi. Arap ulkeleri, Batı'ya
karşı petrol ambargosuna başladılar, am-
bargo 1974'te sona erdi.
1979 Mısır ve İsrail, ABD'nin giri-
şimleri sonucu Camp David Banş Ant-
laşması'nı imzaladılar. İsrail, ilk kez bir
Arap devleti ile anlaşma imzaladı,
1981'de Sina'dan çekildi. Batı Şeria ve
Gazze'ye ozerklık statüsü tamnması pla-
nı, Filistinlılerin Mısır-lsrail görüşmeleri-
ne katılmayı reddetmesiyle gerçekleşmedi.
1982 İsrail, Lübnan'ı işgal etti. FKO, kuşat-
ma altında kalan Batı Beyrut'u terk ederek Tu-
nus'a taşındı. israil'in desteklediği Lübnan Dev-
let Başkanı Beşir Cemayel'in suikast sonucu öl-
dürulmesinin ardmdan İsrail'in çember altına al-
dığı Sabra ve Şatila kamplarında yüzlerce Filis-
tinli, Hıristiyan milislerce katledildi.
19S7 İsrail'in işgali altmdaki topraklarda ya-
şayan Filistinliler, ayaklanmaya başladılar. (In-
tifada.)
19SS Filistin Ulusal Konseyi, bağımsız FUis-
tin devletini ilan etti. Yaser Arafat, Filistin Dev-
let Başkanlığı'na seçildi. Arafat, İsrail'in "belir-
li sımrlar içinde güvenli var ohna" hakkım tanı-
dığım açıkladı. ABD-FKÖ diyaloğu başladı. Fi-
listinli gerillalann İsrail'de gerçekleştirdikleri bir
eylem sonucu diyalog kesildi.
1990 Irak, Kuveyt'i işgal etti. Saddam Hü-
seyin, Kuveyt'in işgali ile Filistin sorunu arasın-
da paralellik kurdu. İsrail'in işgal altmdaki top-
raklardan çekitmesi durumunda Kuveyt'ten çe-
kilebileceğini söyledi. Bu öneri, ABD ve İsrail ta-
rafından reddedildi. Irak, İsrail'e Körfez savaşı
sırasında 18 kez füze saldınsında bulundu.
1991 ABD, Ortadoğu sorununa bir çözüm
bulmak amacıyla bölgede çabalannı yoğunlaş-
tırdı. ABD Dışişleri Bakaru James Baker, 8 kez
Ortadoğu ulkelerini zıyaret ettikten sonra barış
konferansı için randevu verildi.
Kirtüer katıhyor?
-Tv
Filistinliler
f
--^- Faysal Hüseyad Konferansa katılacak
olan Filistin heyetinde 'koordinatör' sıfatıy-
^ * la bulunuyor. îsrail'in Doğu Kudüslü FUis-
" tinlilerle görüşmeme konusundaki ısran ne-
— deniyle konferans masasma oturamayacak.
51 yaşındaki Hüseyni, 1948 yümda lsrailli-
lere karşı mücadele veren Arap gerillalann
lıderinin oğlu. FKÖ'ye olan yakmüğı nede-
nıyle özellikle intifadanın başlamasından
sonra sık sık tutuklandı.
BmydMr Abdül^iafi: 72 yaşındaki Abdül-Şafi, Ürdün-
Filistin ortak heyetindeki Batı Şeria ve Gazze temsilcilerinin
Iideri. Doktor ve Gazze Şeridi'ndeki Kızılay örgütünün ba-
şı. 1964'te FKÖ'nün kuruculan arasında yer almasına kar-
şın, 1967 yılında İsrail tarafından yasadışı ilan edilmesine dek
örgütle ilişkisi olmadı. Özellikle radikal Filistinliler tarafın-
dan en çok saygı duyulan kişilerden biri olduğu söyleniyor.
O ise kendini 'bağımsız' olarak tanımhyor.
Urdün
thm Cahir: 59 yaşındaki tarih profesörü Ebu Ca-
bir, 3 ekim tarihinde birdenbire dışişleri bakanlığına atandı.
Ürdün'de, banş konferansınm en ateşli savunuculanndan biri
oldu. Konferansın başansızlıkla sonuçlanması durumunda
suçlanan tarafın İsrail olacağına inanıyor. Hıristiyan olma-
sına ve bir Amerikalıyla evli olmasına karşın, bakanlık gö-
revine getirilmesi, onun için başan sayıhyor.
tzak Sauafcr 1915 Polonya doğumlu tzak
Şamir, ailesinin Nazilerce katledümesinin
ardmdan Filistin topraklanna göç etti. ön-
ce Irgun yeraltı örgütüne katıldı, ardından
aşun milliyetçi grubun liderliğine geldi.
1942-48 yıllan arasında, tngiliz birliklerine
bölgeyi terk etmelerini sağlamak amacıyla
saldınlar düzenledi. 1955-65 yıllan arasın-
da İsrail İstihbarat Örgütü'nün (MOSSAD)
Avrupa'daki operasyonlanndan sonımlu ol-
duğuna inanıhyor. Mesleği avukatlık olan
Şamir 58 yaşındaki sağcı Likud Bloku içinde yeralan ve Me-
nahem Begin'in kurduğu Herut Partisi'ne katıldı. Hırçın ve
inatçı olması iletanınan Şamir, tarihe "Büyük İsrail toprak-
larını satan lider" olarak geçmek istemiyor.
Suriye
Farak B ^ a n u 53 yaşındaki El-Şara, arabuluculuk konu-
sundaki yeteneğini, Lubnan'daki Batıh rehinelerin serbest bı-
rakılmasını ve Lübnan'da yıllardır savaşan gruplann uzlaş-
masını sağiayarak kanıtladı. Rehinelerin salıverihnesinde oy-
nadığı rolle, Suriye'nin uluslararası alandaki imajının değiş-
mesine katkıda bulundu. Deviet Başkanı Hafız Esad'ın en
yakm çevresinde yer alıyor. Yüksek öğrenimini tngiliz ede-
biyatı ve uluslararası hukuk alanında yaptı. 1984 yılında dı-
şişleri bakanlığı görevine getirümeden önce hükümetin çeşith
kademelerinde görev aldı.