Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EKİM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Haluk Müftüler babasının ve
amcasının DP kurucuları
arasmda olduğunu söylüyor ve
"Babam aileden birini
miiletvekiii olarak görmek
istiyordu. Şimdi ben bir bakıma
bu vasiyeti yerine getirmiş
oluyorum" diyor.
DENİZLİ (Cumhuriyet) —
Denizli'de DYP'den miiletveki-
ii seçilen Haluk Müftüler, ken-
di deyişiyle "aile boyu poütika-
cı" olan "Hacıellez". sülalesi-
nin parlamentoya gitmeyi başarabüen tek fer-
di. Müftüler'in sevinci bu yüzden çok büytik.
En büyük mutluluğu da iktidar partisinin bir
miiletvekiii olarak parlamentoya girmek.
Politikaya 1969 yılında delege seçilerek baş-
ladığını, ancak 1991 yılına kadar örgütte hiç-
bir görev almadığını belirten Müftüler, "Ük si-
yasi smavımı 1989 yerd seçimlerinde verdim. Bu
seçimlerde belediye başkanlığını çok az bir oy
farkıyla kaybettim. 2 yıl önceki bu üzünrümün
yerini şimdi sevinç aldı" diyor. Müfttiler'i mutlu
eden bir başka olay da ev hanımı olan eşi Asu-
man ile büyük kızı Filiz'in hem önsecimde hem
de tercih çalışmasında ev ev dolaşarak "Pollti-
kact Müftüler" olarak kendjsini desteklemele-
ri. Aile yaşamında olduğu gibi politik yaşam-
da da eşi, kızı ve küçük oğlu ile birlikte mutlu
bir tablo çizeceklerini ifade eden Müftüler, sü-
laledeki "kınıt" sevgisini şöyle özetliyor:
"Babam Faik Müftüler ile amcam Fevri Müf-
tüler DP'nin kurucvları arasında yer aldı. An-
cak miiletvekiii olamadüar. Diger kardeşlerim
de defişik politik kurvarlarda hizmet venneye
Baba vasiyetiydi
EV EV DOLAŞMIŞLAR — Haluk Müftüler'in eşi Asnman Hanım ve büyük kızı Filiz hem önse-
çimde hem de tercih çalışmasında ev ev dolaşarak oy istemişler.(ÖMER YURTSEVER)
devam ediyorlar. Babam aileden birini miilet-
vekiii olarak görmek istiyordu. Şimdi ben bir
bakıma bu vasiyeti yerine getirdim. Demirel'e
olan sevgim ve saygım da daha üniversite yılla-
nndan başlar."
İstanbul İktisat Fakültesi mezunu olan Müf-
tüler, partisinin SHP ile koalisyona gitmesinı ar-
zuladığını söylüyor. Cumhurba$kam Özal'ın
Çankaya'dan indirilmesini seçim sonrası orta-
ya çıkan tabloya göre "öncelikli sorun" olarak
görmediğini vurgulayan Müftüler, "Bunu ger-
çekleştirmek için gerekli cogunluğu sağlamak
amaayla RP'nin de içinde olacağı bir koalisyon
yanlış olur" diye konuşuyor. 12 yıl aralıksız Ti-
caret Odası meclis üyeu'ği yaptıktan sonra 1984
yılından 1991 yılına kadar Ticaret Odası baş-
kanüğı yapan Müftüler, aynca Odalar Birliği'n-
de üstlendiği görevlerle "ekonomik konular-
da deneyim sahibi" olduğunu söylüyor. Müf-
tüler, ekonomiden söz ederken yapmayı plan-
ladığı hizmetleri de sırahyur:
"Öncelikle adaletsiz vergi kanunlan Ue Bağ-
Kur Yasası'nın günün koşullanna göre yeniden
düzenlenmesi için mücadele vereceğim. Bu ara-
da memurlan fiş fatura dilenciliginden kurtar-
mak için Medis'e öneri vereceğim. Memurlar-
da düşük orandaki vergi iadesi yerine maaşla-
nna iki katı zam yapılması, vergi denetiminin
merkezden kontrol edilmesiyle bu mümkün ola-
bilecektir. KDV uygulaması da çarpık. AT ül-
kelerinde olduğu gibi bu vergi normal mallara
ve lüks mallara uygulanmalı. Ancak gıda mad-
delerinde KDV kalkmalı. tktisatçı olarak benim
üzerine gidecegim konular bunlar."
Müftüler, Denizli'de bir hayli yaygın olan Sü-
leymancılık tarikatı konusunda da "Devletin
kontrolü dışında" diyor. Müftüler, daha son-
ra şunları ekliyor: "Ben bugünkii düzeniyle ta-
rikat yurtlarındaki egitimi çok sakıncalı bulu-
yorum. Bu yurtlarda nasıl bir din egitimi veril-
diğini kimse kesin olarak bilemiyor. Devlet ye-
teri kadar denetleyemedigi için çocuklar baskı
altmda yetişiyor. Ben bu yurtlann Milli Eğitim
Bakanlıgı'na devredilmesinden yanayun. Bu se-
çimde Süleymancılar büyük çapta oylanm
ANAP'a verdiler. DYP tarikatlann destegini al-
mış söykntileri asılsız."
Ekonomik konularda şimdiden çalışmalara
başladığını da belirten Haluk Müftüler, son ola-
rak özellikle yazılmasını isteyerek şunu söylü-
yor: "Sayın Demirel bir dönem başbakanlık
yaptıktan sonra görevden aynlmalıdır. Artık
kendisine gelecek dönem cumhurbaşkanlığı ya-
kışır."
Birhukuk savANAP iktidarının
çıkardığı pek çok
yasayı Anayasa
Mahkemesi'nden geri
çevirçn SHP'nin
hukuk danışmanı
Seyfi Oktay, "Özarın
belalısı" olarak isim
yaptı.
YILMAZ GÜMÜŞBAŞ ~
ANKARA-
— Halkımız,
topraktan sü-
zülmeosaf
_ bilgeliğiyle,
"tmanla paranm kimde olduğu
beUi olmaz" der. Gazetelerde
bir adayın tercih oylanyla mii-
letvekiii seçilebilmek için 700-
800 "milyon"luk harcama yap-
tığıru okuyunca, Seyfi OkUy'a
ilk yönelteceğimiz sorunun bu
yönde olması gerektiğine karar
verdik.
Keçiören'de ikinci sırada bu-
hınduğu SHP listesinden tercih
oylanyla seçilerek miiletvekiii
olan Oktay acaba ne kadar
masraf yapmıştı? Bildiğimiz
kadanyla SHP'nin hukuk da-
ruşmanlığı dışında belli bir işi
olmayan ve sadece emekli ma-
aşıyla geçindiğini söyleyen Ok-
tay hangi yöntemleri kullana-
rak sandıktan çıkabilmişti?
Keçiören sırtlanndaki evinde
ziyaret ettigimız Seyfi Oktay,
biz daha ağzımızı açarken, ne-
yi merak ettiğimizi anlamış ola-
cak ki oturduğu koltuktan
kalktı, cebinden mürekkeple
yazılmış bir makbuz çıkardı.
Bir matbaa sahibinin kendi el-
yazısı ile yazıp imzaladığı bu
makbuzda, basılan tanıtma
broşürleri için Seyfi Oktay'dan
15 rnilyon lira alındığı belirtili-
yordu.
"tşte bütün masrafım bu"
dedi Oktay. Sonra tekrar yeri-
ne oturup bu işin "sunnı"
açıkladı:
"Partim Keçiören seçim böl-
HER PARTtDEN OY ALDIM' — Üç çocuk babası olan Seyfi Oktay, ikinci sıradan tercih oylanyla birincilige yükselmesini ise "Bana yalnız SHP'tiler değil,
ANAP'lısı da, DYP'lisi de, batta DSPIisi de oy verdi. Ev ev dolaşıp niçin miiletvekiii olmak istedigimi anlattım" diyor. (Fotoğraf: BARIŞ BİL)
gesinde 70 bin civarında oy al-
dı. Ben 23 bin 79 tercih oyn ala-
rak listedeki ikinci sıradan bi-
rinci sıraya çıktım ve millerve-
kili seçildim. Benim için sade-
ce SHPTiler degil, karşı parti-
lerden arkadaşlar da çalıştı.
Bunlar arasında ANAP'hsı,
RP'lisi,. DYP'lisi ve hatta
DSPIisi vardı. Ev ev dolaşıp ni-
çin miiletvekiii seçilmek istedi-
gimi anlattım."
Seyfi Oktay'ı daha önce,
1983-1987 döneminde HP mil-
letveküi olarak TBMM'den ta-
nıdığımız için bu iki yapraklık
tanıtma broşürünün kapağın-
daki "özal'ın belalısı" başlığı-
nı hiç yadırgamadık. Oktay,
gerçekten de hem miiletvekiii
olarak görev yaptığı o dönem-
de hem daha sonra SHP hukuk
danışmanı olarak ANAP ikti-
dannın ve özellikk özal'ın baş-
belası olmuş, Meclis'ten çıkan
pek çok önemli yasa, Oktay'ın
hazırladığı gerekçeli itirazlarla
Anayasa Mahkemesi'nden geri
dönmüştü. Yüksek mahkeme-
ye açtığı davalann sayısı 69'u
bulmuş ve bunlardan 37'sini
kazanrmştı. Bunlar arasmda
ünlü Polis Yasası, vakıf üniver-
siteleri kumlmasına ilişkin ya-
sa, Olağanüstü Hal Yasası, Te-
rörle Mücadele Yasası, yaban-
cılann Türkiye'de mülk edin-
melerine ilişkin yasa da bulu-
nuyordu.
fsmet tnönü'lü, Bülent Ece-
vit'li CHP okulundan yetişon
ve partinin hemen her kademesi
ile belediye ve il genel mecksin-
de üye olarak bulunan Seyfi
Oktay, milletvekilliği yaptığı 17.
dönemde bir taraftan verdiği
hukuk savaşıyla ANAP iktida-
nna kök söktürür ve özal'ın
korkulu rüyası olurken bir ta-
raftan da kendisine bu görevi
veren Keçiörenlileri unutma-
mış, onlann her türlü sıkıntıla-
nnda yanı başlannda bulun-
muştu. Onlar da Sezar'ın hak-
kını vermişler, 20 Ekim pazar
günü yapılan genel seçimlerde
hemşerilerini kendilerini temsil
etmek üzere TBMM'ye miilet-
vekiii olarak sokmuşlardı.
Seyfi Oktay nasıl bir insandı?
Malatya'ya bağlı Hekimhan
ilçesine bağh köylüklerden bi-
rinde doğan Oktay, tam anla-
mıyla bir Anadolu aydııuydı.
Çocukluğunda ve gençliğinde
düşlerini süsleyen meslek, öğ-
retmenlikti. Köyüne yakın Ak-
çadağ Köy Enstitüsü'nde oku-
mak istemiş, aksilikler çıkınca,
ortaokul ve liseyi devlet hesabı-
na "leyli meccani" okuduktan
sonra Ankara Hukuk Fakülte-
si'ni bitirmişti. Politikaya da bu
sıralarda bulaşmış, CHP oku-
lunun ilk sınıflanndan başlaya-
rak bugünkü konumuna kadar
gelmişti. Evli ve 3 çocuk baba-
sı olan Oktay'a, politikacı ve
hukukçu olmasaydı hangi mes-
leği seçerdin diye sorduk. Tek
keümeyle "Ögretmenlik" dedi.
Bu nedenle de en büyük öğret-
men olarak tanıdığı Hasan Âli
Yiicel ve Ismail Hakkı Tonguç-
•un büyük hayranıydı. Doğdu-
ğu toprakları köy enstitüleriy-
le birer çiçek bahçesine çeviren
o yüce insanlan unutmamış bir
köy çocuğuydu.
"Sayın Oktay, işte yine secil-
diniz, miiletvekiii oldunuz.
Şimdi neler yapmayı düşünü-
yorsunuz" diye son sorumuzu
yönelttik.
"Ülkeyi aydınlık günlere gö-
türecek, demokrasiyi saksıda
bir çiçek olmaktan çıkaracak
yeni bir anayasanut yapdmasu-
da tüm gücümle calışacagım"
dedi ve ekledi:
"Ülkemizde duvara yazı ya-
zan on beş yaşındaki çocukla-
nn anayasayı tebdil ve tağyir id-
diasıyla yargılanmayacaklan
özgttr ve tam demokratik bir
Türkiye'nin oluşması için bir
hukuk adamı olarak verdiğim
kavgaya bir miiletvekiii olarak
bıraktıgım yerden devam edece-
ğim."
Tüzük Salih'vesiirleriGÜNDÜZ tMŞİR
"Ingiliz siyasi yaşamında
artık prensipleşmiş bir söz-
cük vaıttar: 'Muhaİefeti ya-
şamayan bir parti, parti
olamaz.'
Ben bu sözün dogruluğuna katılıyo-
nım" diyor istanbul 1. Bölge'den ANAP
İstanbul milletvekilliğine seçilen Salih Er-
gün. ANAP'ın meclis içinde 115 kişilik bir
grup olduğunu, yapıcı tartışmalarla mem-
lekete büyük hizmetler vereceklerine inan-
dıklannı belirten Ergün, şöyle konuşuyor:
"8 yıOık iktidardan sonra seçime giren
ANAP'a en agır faturalar odetilmeye çalı-
şümışnr. Bütün partüer birleşmiş, ANAP-
ın icraatlerini sağlı sollu eleştirmişlerdir.
Eleştirilerini öyle boyutlara vardırmışlar,
öyle vaatlerle süslemişlerdir ki belirii bir
zümrenin inancım kazanmışlardır. Ben iil-
kedeki idareyi tenkit edenlerin de fikirle-
rine saygı duyarım. Buyursunlar. ülkeyi
idare etsinler. İyi yönetirlerse ben kendile-
rini alkışlanm."
Ergün aüesinin önemli bir özelliği de ai-
lece ANAP'lı olmalan. Salih Ergün'ün eşi
Zehra Hanım, uzun yıllar eşiyle birlikte
ANAP içinde mücadele vermiş. ANAP
içinde çalışkan bir Uye olan, iki kez dele-
gelik görevini de üstlenmiş Zehra Ergün-
den bize eşini anlatmasını istedik:
"Salun eşim olduğu için övdüğümü zan-
netmeyin, atna Salih gerçekten çalışkan,
düriist ve yapttğı işi program dahilinde ger-
çekleştiren bir kişidir. Disiplinli çalışma
onun için hayatının en önemli prensibidir.
Yumuşak göriinüşlüdür, iyi bir dinleyici-
dir, sinirlerine çok hâkimdir. Insan sevgisi
yaşamında ağırlık kazanır. Kişiliklere, şah-
siyetlere önem verir, onun tahlillerinde
maddi unsorlar hep son planda gelir.
Övünmeyi sevmez."
1983 yılında ANAP Kadıköy ilçe teşki-
latında kurucu da olan Salih Ergün, parti
içinde "Kanun, Tüzük Salih" lakabıyla ta-
nınıyor. Bu yakıştırmanın nereden geldiği
sorumuzu ise Ergün şöyle yanıtlıyor:
"Partiye girdikten kısa bir süre sonra
milletvekilliği seçimleri için ilçe sekreteri-
nin aynlmasmdan sonra sekreteriik göre-
vini ben üstlendim. Tam 8 yıl süreyle bu
görevi yürüttüm. Görevim nedeniyle parti
içinde tanımadığım insan hemen hemen
kalmadı. Tabii sekreteriik görevinin bir
önemi de bu görevi yapan kisilerin parti tü-
zük ve yasalan iyi bilmesinden geliyor.
Böylece arkadaşlar böyle bir lakaba uygun
gördüler beni."
Salih Ergün'ün Hale FJİf (23), Jak Özen
(21) ve Lale Şirin (16) adh üç kızı var. Sa-
lih Ergün üçüne de iyi bir tahsil olaiıağı
sağlamaktan dolayı büyük bir memnunluk
duyduğunu vurgulayarak edebiyat sevgisi-
ni dile getiriyor:
"Edebiyat günlerini gençliğimde hiç ka-
çırmazdım. O dönemde şiir merakım da
hayli yoğundu. O dönemin anılan olarak
çok savıda şiirim mevcut. Edebiyat ile ro-
mantik vapım arasında önemli bir paralet-
lik var. Orneğin edebiyat yönü kuvvetli bir
Türk hafif müzik parçası dinledigim za-
man çok duygulanınm. Müzik ile o eser-
deld güfte birh'kteliği ön plana çıkıyorsa
keyfimden geçilmez. Hiçbir müzik çeşidi-
ni de ayırt etmem. Bana hoş gelen, duy-
gulandıran her şeyi dinlerim."
Salih Ergün, kendini tarumlarken sosyal
bir kişiliği olduğunu vurguluyor. Ergün,
"Yaşamımın büyük bir kısmında dernek-
çilik yaptım. Sosyal faaliyetlerden olduk-
ça hoşlanınm. hâlâ lisedeki arkadaşlanmla
yılın belirii günleri beraber olur, eskiyi
habrianz" diyor.
1933 Giresun doğumlu olan Salih Ergün,
ilk, orta ve lise öğrenimini Giresun'da ta-
mamladıktan sonra 1955 yılında o dönem-
deki adı İstanbul Yüksek İktisat ve Tica-
ret Okulu'nu bitiriyor. 1957 yılında Fmdık
Tanm Satış Kooperatifleri'nde (Fiskobir-
lik) müfettişlik yapan Salih Ergün, 4 yıl-
lık müfettişlik görevini tamamladıktan son-
ra bu koopiratifte, Ticaret ve tşletme Mü-
dürlüğü, İstanbul Şube Müdürlüğü, Batı
Karadeniz Bolge Müdürlüğü, genel müdür
yardımcılığı ve başmüşavirlik görevlerinde
bulunduktan sonra 1981 yılında kendi is-
teğiyle emekliye aynlmış.
Genel Başkanı Mesut Yümaz ile kardeşi
Turgut Ydmaz'ın uzun süre mali danışman-
lık görevini de üstlenen Salih Ergün, bazı
çevrelerin bu görevi küçümseyen tarzda,
kendilerine siyasi avantaj olarak görmele-
rinden dolayı duyduğu üzüntüyu de dile
getiriyor. Parti içinde sevilen ve saygı du-
yulan bir kişi olarak tanındığını belirten
Salih Ergün, TBMM'de, özellikle iki yıl sü-
reyle kaldığı Almanya'da iyi inceleme fır-
satı bulduğu kooperatif sistemini yaygın -
laştırmaya çalışacağını söylüyor.
EDEBtYAT GÜNLERİ-ANAP İstanbul Miiletvekiii Salih Kr-
gün."Gençliğimde edebiyat günlerini hiç kaçırmazdım. O dö-
nemin anılan olarak çok savıda şiirim mevcut" diyor.
DUNY\DA BUGUN
ALİSİRMEN
Kına
Kınayı ilk Mısır Çarşısı'nda görmüştüm. Sözünü ettiğim
Eminönü'nde bir zamanlar baharatçılann, bakkalların pey-
nir ve pastırma tüccarlarının, seyyar su satıcılarının mekân
tuttuklan, şimdilerde TV, beyaz eşya dükkânlanyla dolu olan
bıçkınların işporta tezgahlarını yolun ortasına serdikleri kü-
çük kapalıçarşı olan Mısır Çarşısı değil.
Sözünü ettiğim Mısır Çarşısı, 1940'ların daha apartman-
laşmamış Kadıköyü'nde tek tük büyük binalardan biri olan
"Direkli Apartman"ın hemen yanında Çarşı'dan Altıyol'a doğ-
ru giderken sol kolda bulunan her gittiğimde baharat koku-
ları uzak ülkeleri çağrıştıran ve tavanında asılı olan tçi dolu
küçük timsahı kendimden geçerek izlediğim Mısır Çarşısı idi.
Yıllarca oraya neden Mısır Çarşısı dendiğini hiç düşünme-
dim. Aslında düpedüz bir baharat çarşısıydı ve Süveyş Ka-
nalı'nın açılmasından sonra Baharat'tan (Hindistan) gelen ba-
haratın Iskenderiye üzerinden ülkemize ulaşmasından do-
layı bu adı almıştı.
Benim çocukluğum kentte geçti. Kınayla pek ilişkim olma-
dı. Kına köylü kadınlann saçlarına sürdükleri, ellerini boya-
mada kullandıkları bir güzellik aracıydı ki kentlerle pek iliş-
kisi yoktu.
Kınayla ilgili argo deyişleri, "kına yakma" deyişini de bel-
ki bu maddenin kurbanlık koyunları çağrıştırması dolayısıy-
la hep ürpertiyle dinlemiştim.
Kınanın politik edebiyatımıza girip yerleşmesi ise sosyal
demokrasinin kırsallaşması kondu kentleşmesi ve bir anlam-
da lumpenleşmesi, bunların sonucunda da kaçınılmaz ye-
nilgiye sürüklenişiyle eşzamanlıdır.
Şimdi sosyal demokratlar birbirlerine kına göndererek te-
selli buluyorlar Özellikle sosyal demokratlarm üçte ikilik ke-
simini kendi paramparçalığı içinde barındıran SHP'nin yan-
daşları aynı görüşün üçte birini iki kişilik küçük partisinin mo-
nolitikliği içinde bir arada tutarken oyları da bölmüş olan
DSP'nin Genel Başkan'ı ve Rahşan Hanım ile birlikte her şeyi
olan Bülent Ecevit'e kına gönderiyorlar.
Son olarak SHP'nin Kars İl Örgütü sosyal demokrat oylan
böldüğünü ileri sürdükleri Bülent Ecevit'e eline kına yakma-
sı için posta ile 6 kilo 300 gram kına göndermiş.
SHP Kars İl Başkanı Ahmet Toraman, neyse ki kibarlık et-
miş de bu kınayı Sayın Ecevit'e "ellerine yakması için" gön-
derdiklerini söylemiş.
Kına gönderme öyküleri sosyal demokrat tartışmanın hangi
düzeye indiğinin göstergesidir.
Sosyal demokratlar, seçımden yenik çıkmışlar, üstelik yi-
ne de yakaladıkları iktidar ortaklığı olanağını değerlendire-
cek bir yandan da yapısal bozukluklarını giderecek yerde,
şimdiye dek gorülmemiş boyutta bir "sen-ben" çekışmesi-
nin içine düşmüşlerdir. Çekişmenin düzeyj de kına öyküle-
rinden anlaşılmaktadır.
Şu gerçek artık görülmelidir: Sosyal demokratlarm her iki
partisi de yapısal bozukluk içindedirler. Şu anda marifet bir-
birlerine kına göndererek kavgayı kızıştırmak değil, soğuk-
kanlı bir biçimde yaraları sarmak ve yeniden yapılanmaktır.
Eğer sosyal demokratlarm üçte biri en büyük partiye iltifat
etmeyip Ecevit'in peşinden gidiyoriarsa burada tek kişinin
tutku yüzünden giriştiği bölücülük eylemini izlemenin ötesin-
de bir olay var demektir.
Bülent Ecevit'in yanlışı yanlışla onarmak düşüncesine ka-
tılmak olanaksız. Ama SHP'ye vöneltilen eleştiriler sadece
Bülent Bey'den mi geliyor?
SHP bu yapısıyla birçok sosyal demokratı çileden çıkar-
mıyor mu?
Bir zamanlar SHP'de çalışmış, sağduyulu, bilinçli, dürüst
nice sosyal demokrat dostum var. Onlann Bülent Bey'e oy
verirken SHP'ye yönelttiği eleştirilere katılmamak mümkün
müydü?
Sosyal demokratlarm sorunlarını kına gönderip kına yak-
tırarak çözmek mümkün olsaydı ne kolay olurdu. Bülent Bey
Erdal Bey'e İnönücüler Baykalcılara, Baykalcılar İnönücüle-
re, Yenilikçi kanat her ikisine kına gönderirler ve sorunlar or-
tadan kalkardı.
Ama ne yazık ki sorunların kına ile üstesinden gelinmiyor.
Eğer sosyal demokratların tüm kanatları tepeden tırnağa
yeniden yapılanmanın, yaraları sanp bir arada çahşmanın yol-
larını bulamazlarsa herkes kınasını kendine saklasın derim.
Çünkü karışıklık böyle sürerse tüm sosyal demokrat kesi-
min ktnaya ihtıyacı olacak, o zaman herkes kendi kınasını
kullanır.
KlSA KISA
• Sakarya'nın Geyve ilçesi yakınında meydana gelen
trafık kazasında dört kişi öldü, iki kişi yaralandı. Geyve
ve Taraklı ilçelerinin yol ayrımındaki kazada, Bedrettin
Altay yönetimindeki 14 FC 325 plakalı kamyon ile karşı
yönden gelen Mustafa Akça yönetimindeki 52 AC 656
plakalı otomobil çarpıştı. Otomobilde bulunan Ahmet
Canyakmaz olay yerinde, Bahattin Korkmaz, Mehmet
Gültekin ve Kasım Dönmez de kaldınldıklan Sakarya
Devlet Hastanesi'nde öldüler.
• Kartal'da tüfekle oynayan iki arkadaştan biri kaza
kurşunuyla öldü. Kartal Başıbüyük Kuyulardüzü
mevkiinde önceki gün 17.30 sıralarında meydana gelen
olayda, av tüfeğiyle oynayan iki arkadaştan Mehmet
Esengül'ün (15) elindeki tüfçğin kazayla ateş aldığı
bildirildi. Kurşunun Bülent Ozmen'e (14) isabet ederek
yaşamına son verdiği öğrenildi. Kaza kurşunuyla
arkadaşının ölümüne neden olduğu belirtilen Mehmet
Esengül, daha sonra jandarma karakoluna teslim oldu.
• Ankara Büyükşehır Belediye Başkanı Murat
Karayalçın'a, Dunya Şehircilik Günü Uluslararası Türkiye
Daimi Komitesi tarafından "şehircilik hizmet plaketi"
verilecek. Türkiye Şehircilik Kongresi çalışmaları
kapsamında verilecek şehircilik hizmet plaketi Ue
şehirciliğin oluşum ve gelişiminde katkısı bulunan gerçek
kişi, kurum ya da kuruluşlann ödüllendirilmesinin
amaçlandığı bildirildi. Değerlendirmenin 15'inci Dünya
Şehircilik günü dolayısıyla düzenlenen 3'üncü Türkiye
Şehircilik Kongresi çalışmaları kapsamında üniversiteler,
kamu ve özel planlama kurum ve kuruluşlan temsilcilerinin
katılımı ile gerçekleştirildiği belirtildi.
• Geçirdiği kalp krizi sonucu önceki gün ölen gazeteci
Aydın Aydınh, Samsun'un Yakakent ilçesinde toprağa
verildi. 49 yaşında ölen Aydın Aydınlı, Anadolu Ajansı,
TRT, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin Alaçam ilçesi
muhabirliğini yapmıştı.
• Cumhuriyet Bayramı'nın 68. yıldönümü kutlamalan
çerçe\esinde Bandırma 6. Ana Jet Üs Komutanlığı halk
tarafından gezildi. Geziye Bandırma 6. Ana Jet Ussü'nde
görevli subay, astsubay, sivil personel aileleri, şehit dul ve
yetimleri, milli güvenlik dersi öğretmenleri ve öğrencileri
Ue basın mensuplan katıldı. 6. Ana Jet Üs Komutanlığı
Eğitim Kısım Amiri Pilot Kurmay Binbaşı Halit Bilal
tarafından geziye katılanlara F-16 uçakları hakkında bilgi
verildi.
• Ankara Büyükşehir Belediyesi'nce Bentderesi yeniden
düzenlenecek. Bentderesi'ne terminal-çarşı projesi
kapsamında minibüs peronları, belediye kültür turizm
tesisleri, teras dükkânları ve şadırvan yapılacak. Ankara
Büyükşehir Belediyesi'nden verilen bilgiye göre Bentderesi
projesine ilk adım projeden etkilenen bölge halkı ve
belediye yetkililerinin katılımıyla karar kurulunun
oluşturulmasıyla atılacak.
• Bitlis'in Ahlat ilçesinde çıkarılan soğuk ve sıcak
geçirmeyen, özellikle tarihi eserlerin onarımı ile konut
yapımında kullanılan yumuşak Ahlat taşına talep her geçen
gün artıyor. Yüzyıllardan beri yörede önemli bir yapı
malzemesi olan kış aylarında soğuk, yaz aylarında ise sıcak
geçirmeyen Ahlat taşı, sertleşme özelliğine de sahip. Ahlat
taşı yumuşak ve çeşitli renklerde olması yüzünden yöredeki
tarihi eserlerin onarımında kullanılıyor.
• Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, gecekondu
yapımına karşı halktan yardım istedi ve "Çocuklarımızın
geleceğinde kullanacağı okul yerini park yerini, oyun
alanını gecekondu yapanlara işgal ettirmeyin, gecekondu
yapanlara izin vermeyin, bize ihbar edin" dedi. Taşdelen,
seçim günu yapılan 700 dolayında gecekondunun yıkımına
devam ettiklcrini kaydetti.