17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 14 EKİM 1991 Ozelleştirme ve TUSIAD... Türkiye'deki büyük sermayenin, özelleştirilmesini istedikleri tesisler, devletin sınai tesisleri değildir. Babanın iktisatçı hanımefendi kızının düşlediği devlete ait bankalann ve sigortaların özelleştirilmesidir. Türk halkını kendi parasıyla iliklerine kadar soymanın bir tek yolu kalmıştır. O da devletin finans kurumlarının özelleştirilmesidir. Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL Seçim yanşında sıyasal partilerimizin sayın liderleri, TÜSİAD şemsiyesi altında toplan- mış büyük sermayenin sayın temsilcileri önün- de ağır bir sınavdan geçip terlediler. Basına yansıyan haberlere göre kimiler çok yüksek notlar ahrken, kimileri bütünlemeye kaldılar. Kimileri de kapı arahğından dinlenirken, ba- zıları kapının dışında tutuldular. Yine basın- dan sağlanan bilgilere göre sınavda en yüksek notu, bugün ülkevi yöneten hükümetin sayın başkanı alıyor. Birkaç hafta sonra büyük ola- sılıkla Türkiye'nin başından gitmesi beklenen fakat yapacak daha çok işi olduğunu söyleyen Sayın Başbakan açık ve ınandırıcı konuşma- sında gelecek beş yılda yapacaklannı sayıp döktükten sonra en geç üç yıl içinde devlete ait tüm ekonomik işletmeleri özelleştireceklerini söylüyor. TÜSİAD beyleri tarafindan coşkuy- la ve sevgıyle ayakta alkışlanıyor. Beylerin yü- reklerine serin su serpen ikinci konuşmacı bir başka sağ partinin kırk yıllık tanınmış ve de- nenrniş liden oluyor. Coşkulu konuşmasında ve inandıncı yanıtlannda beylerin güvenini kazandığını sanıyor. Kendini tutmayıp özel- leştirme konusunda, zararına da olsa, devletin ekonomik işletmelerini en kısa zamanda satıp, özelleştireceğiz, diyor. Kendisini seçim mey- danlannda sanıp beylerin Kurtar bizi baba diye bağırmalannı bekliyor. Fakat beklediği gerçekleşmiyor. Babanın iktisatçı kızı daha gerçekçi ve inan- dıncıdır. Beylerin nabzını daha iyi tutmasını biliyor. Basına yaptığı açıklamada, sayın eşi- nin başanlı bankacılık deneyiminden esinle- nerek ve unutulmaz günlerin özlemsel (nostal- jik) yaşantısını anımsayarak. iktidarlarında devlete ait bankalann ve sigortalann özelleşti- rileceğini söylüyor. Sınavda bütünlemeye kaldığı ileri sürülen- bize göre aslında sınıfta kalan- tek lider sosyal demokratların saygıdeğer lideri oluyor. ön yargılı olarak özeİleştirmeye karşı olmadığını fakat özelleştirmeyi TÜSİAD beylerinin algı- ladıkları biçimde algılamadığını belirtivor. Çektiği bu kalın çizgi ile özelleştirme konusun- daki konumunu açıkça vedürüstçe ortaya koyu- yor. Kapitalıst uygar ülkelerin az sayıda da olsa dürüst liderleri arasında yerini aldığını bu davranışı ile bir kez daha vurguluyor. Sosyal demokratların saygın lideri, özelleştirmeyi acaba nasıl algılıyor? Özelleştirme, en açık tanımıyla toplumsal emeğin sahibi olduğu ekonomik tesislerin yer- li ya da yabancılara değer fiyatlanyla satılma- sıdir. Ülkemizde. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (Sümerbank, Etibank, T.C. Ziraat Bankası vb) şunun bunun değil, Türk devletinin, bir başka söyleyişle Türk halkının sahibi bulun- duğu ekonomik işletmelerdir. Klasik demok- raside bunlann yönetimi seçimle iş basına geti- rilen iktidara verilir. İktıdarlar bunlan şuna, buna peşkeş çekmekle değil, rasyonel bir bi- çimde yönetmekle yetkıli kıhnmışlardır. De- mokrasilerde bunun denetiminı başta yasarna erganı olmak üzere öbür demokratik kurum- lar (Basın, üniversiteler. sendikalar, dernek- ler. meslek odalan vb) üstlenmişlerdir. Klasik demokrasinin temel kurallannın yerleşmediği, demokratik kurumlann çalıştı- nlmadığı az gelişmiş ülkelerde bu denetim yapılmıyor demektir. Yönetim bu işletmeleri babasının çiftliği gibi kullanmak yetkisini kendinde buluyor demektir. Böyle bir ortam- da özelleştirmenin hangi koşullarda yapılaca- ğını söylemeye gerek kalmıyor. Bir örnek ve bir yaklaşım Fransızlann bilgisayar alanında en yetkili firması, Bull şirketıdir. Bull, bır devlet işletme- stdir. Hisse senetlerinin %76'sı doğrudan, % 17'si Fransız Telecom Şirketi kanalıyla do- laylı olarak devlete aittır. Japonlann ünlü elektronik firması NEC ötedenberı Fransız firmasının hisse senetlerinden bir kısmını satın almak istemektedir. Fransız Bull, orta .boy bilgisayar aygıtlan üreten bir firmadır. Ürünlerini Almanya, tn- giltere ve ABD'deki partöner şirketleri aracılı- ğıyla pazarlayabılmektedır. Genış bir pazarla- ma ağına sahiptir. Ne var ki Fransızlar tekno- loji yanşında Amerikahlara ve Japonlara göre geride koşmakta, örneğin büyük boy bilgisa- yar aygıtlannı üretecek teknolojiden yoksun bulunmaktadırlar. Japon NEC bu alanda önemli yol almıştır Ürettiği büyük boy bilgi- sayarlar için Avrupa pazarlannda köşe kap- maya çalışmaktadır. Japon NEC içın akılcı çözüm, ürünlerini Avrupa'ya, Avrupalılar eliyle pazarlamaktır. Bunun için Fransız Bull ailesine katılmak istemektedir. Japon NEC, büyüktür ve güçlüdür. 1990 yı- lı sonu itibanyla cirosu 143 milyar Fransız Frangı'dır (FF). Net kazancı 5.9 milyar FF ol- muştur. Çalıştırdığı işçi sayısı 105.000 kişidir. Fransız Bull. aynı yılda 35 milyar FF tuta- nnda ciro yapmış, yılı 6.8 milyar FF zararla kapatmış ve 44.000 kişi çahştırmıştır. Birinin ıleri teknolojiye. öbürünün pazara gereksin- mesi vardır. Evlilik, bu öğeler etrafında ger- çekleşen ticari bir evlilik olacaktır. Evlilik iş- lemleri Fransa'da Rocard hükümeti zama- nında başlatılmış ve Rocard hükümetinin gö- revden ahnmasından bir süre önce evlenme belgeleri askıya çıkanlmıştır. Belgeler askıya çıkanldıktan sonra Fransa'da kıyamet kop- muş, hükümetin ulusal çıkarlara aykırı olarak ödün vermekte olduğu demokratik denetim kurumlan tarafından yüksek sesli bir kam- panya ile kamuoyuna duyurulmuştur. Fransız kamuoyu evlenme kâğıtlannın as- kıdan indirilip ulusal çıkarlar açısmdan yeni- den incelenmesini Bayan Edith Cresson hükü- metinden istemiştir. Rocard hükümetince ve- rildiği söylenen ödünlenn en önemlisi, Japon NEC'in bu evlenmeyi Fransız firmasının ABD partneri Bull NH şirketinde sahip oldu- ğu hisse senetlerinden bir kısmını Fransız Bull'a devrederek gerçekleştirmek istemesi ve bu isteğin Rocard hükümetince kabul edilmiş olmasıdır. Böylelikle NEC. Fransız Bull'un hisse senetlerinin %4.6'sına sahip olacaktır. Fransız kamuoyu NEC'in, düşük değerli hisse senetleriyle, Bull'un hissedan olmasına tepki göstermiş ve kıyamet bundan kopmuştur. Ör- nek budur. Ya yaklaşım? Cresson hükümeti. ödün olarak sağlanan hususları düzeltükten sonra önemli gördüğü- müz aşağıdaki koşullarla Bull'un %4.6 ora- nındaki hisselerini Japon NEC fırmasına dev- reden anlaşmayı imzalamıştır: 1-Japon NEC, Fransız Bull'un sınai, ticari ve teknik gelişmesiyle ilgili olarak herhangi bir fırma ile anlaşma yapmakta tam bağımsız ol- duğunu ve bu hakİcı istediği zaman kullanabi- leceğini kabul eder. 2-Fransız Bull. Japon NEC'e sattığı hisse senetlerini kendisi için yararlı gördüğü takdir- de geri satın almak hakkına sahiptir. Japon NEC istendiğinde Fransız Bull'a ait hisse se- netlerini satmayı taahhüt eder. (•) Bir başka örnek, bir başka yaklaşım. Socıt Des Ciments Françaıs adlı Fransız şirketi, Türkiye'deki çimento sanayii ile ilgi- lenmektedir. Türk çimento pazan kendisine cazip görünmekte ve bu pazara mutlaka gir- mek istemektedir. Türkiye, konut, ekonomik altyapı, sınai te- sislere olan gereksinimi dolayısıvla çimento sanayisinin gelişmesine açık bır ülkedir. Çito- san şemsiyesi altındaki özel ve kamu işletmele- rinin her yıl büyük kazançlar sağladıklan bili- nir. Teknolojisi basit, göreli olarak yatınm tu- tan düşük çimento ait sektöründe özel fir- malann yanı sıra devlet işletmeleri de vardır. Fransız şirketinin gözü bu devlet işletmelerini ele geçirmek. Türk çimento pazanna girmek- tir. Önemli olan yaşlı çimento fabrikalarını satın almak değil. zamanla pazan ele geçir- mektir. Devlete ait üç fabrikanın tamamına, birinin %51 hissesine taliptirler. Türkiye'nin başındakimilliyetçi,muhafazakâr ANAP iktidan. özelleştirrne gerekçesiyle Toplu Konut ve Kamu Idaresi Ortaklığı eliyle söz konusu fabrikalann hisse senetlerini satışa çıkarmış ve anılan Fransız firmasıyla anlaş- maya varmıştır. Hukuksal bir tasarruf olarak yetersiz ve bir çok sakıncayı içeren tasarruf yurtsever birkaç basın emekçisinin gayretle- riyle kamuoyuna aktanlmış ve olay bu yönüy- le yargı organlanna götürülüp Ankara 1 No'lu ldare Mahkemesi'nce iptal edilmiştir. Anılan mahkemenin iptal karan Danıştay tarafından 19.06.1991 tarihinde onaylanmıştır. örnek bu- dur. Ya yaklaşım? Milliyetçi, muhafazakâr ik- tidann yaklaşımı Türk halkına ait bu fabri- kalann satışından yaklaşık 105 milyon ABD Dolan sağlamaktır. Ekonomik açıdan ulusal çıkarlan gözardı eden yönetim, satılanın sade- ce dört fabrika değil, inşaat sanayiinin temel girdisini oluşturan çimento pazan olduğunun Farkında bile değildir. Ulusal sanayinin temel direkleri olduklannı her fırsatta dile getiren TÜSİAD beyleri bu gelişme karşısında acaba ne yapmışlardır? Teknolojisine yabancı olmadığımız, parça- lannın büyük bölümünü ülkemizde üretebil- diğimiz bu fabrikalann haraç mezat yabancı- lara satılmasına ve bu yoldan çimento pa- zannm yabancılann eline geçmesine hiçbiri karşı çıkmamış, hiçbır tepki göstermemişler- dir. Neden? Bu sorunun yanıtını iki noktada toplayabiliriz. 1- TÜSİAD beylerinin bu fabrikalan doğal satış süreci içinde satın almaya ne alışkanlıkla- n ne de maddi güçleri vardır. 2- özelleştirmeyi ekonomik faaliyetin biı parçası olarak görmek yerine, siyasal fırsatçı- iığı birçıkar kapısı olarak algılamaktadırlar. O nedenle sınai tesis bazında Türkiye'deki büyük sermayenin "özeUeştirmeye" ciddi ola- rak baktığına inanmıyoruz. Bu noktayı dosyal demokratlann saygın liderinin gördüğüne ve sınavda bütünlemeye kalmak pahasına algıla- ma farkını uygar bir bilim adamı olarak vur- guladığına inanıyoruz. Türkiye'deki büyük sermayenin, özelleşti- rilmesini istedikleri tesisler, devletin sınai te- sisleri değildir. Babanın iktisatçı hanımefendi kızının düşlediği devlete ait bankalann ve si- gortalann özelleştirilmesidir. Türk halkını kendi parasıyla iliklerine kadar soymanın bir tek yolu kalmıştır. O da devletinfinansku- rumlannın özelleştirilmesidir. Bu konuyu bir başka yazımızda ele alıp incelemeye çalışaca- ı'V 10 Temmuz 1991 larihh ' Le Monde" gazetesı Sf. 17. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bu Nasıl "Kattama"?"Türkiye on senede yakınındaki ülkelerı katlayarak geçti' Bu söz Çankaya konuğu Bay Turgut Ûzalındır. ilk kez söy- lemiyor bunu, sık sık yineliyor. özal'a göre, Türkiye ANAP'ın sekiz yıllık yönetıminde komşulannı, hatta Batı'nın kimi ülke- lerıni geride bırakmıştır, yanı çağ atlamıştır 1 ! Elimde bir kitap var, İstanbul Ticaret Odası'nın yayınların- (Arkası 17. Sayfada) MimRLARL İCW\l.m.\R!.. DFKORMORIIRL İ^ L » K D E K O R A S YOM- I SAYIÇIKTI. MUTLAKA ALIN!.. JAHN -f- TADAO ANDO / Profil'de . UTMİT tZOİ /1 . «TAMAH DCMİH / AT KAIUTALÇtN Um HUR 8ASIN OAĞITIM * S CUMHURBAŞKANI GAZİM.KEMAL PAŞA'NIN SONBAHAR GEZlLERt Nuri Onat (yayına bazırlayan) 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Ttirkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-Istanbul ÖdemeU göndcritnez. >TEN OKURLARA. OKAYGONENSPi Onların "Az"ı vrupalılar da bir süredir gençlerin az okuduğundan gazete ve dergi okurtarının azalmasından şikâyet ediyor, çözüm yolları arıyorlar. Bir azalma olduğu kuşkusuz doğrudur, ama onların "az"ına Türkiye ne zaman ulaşabilecek? Avrupa'nın 13 ülkesinden her gün en az bir gazete okuyan ve her hafta ya da ay en az bir dergi okuyan yetişkin insanların yüzdelerini çıkarmışlar: İngiltere Norveç Almanya (Batı) Finlandiya Danimarka Hollanda Avusturya İrlanda Belçika Fransa İtalya Portekiz İspanya Gazete %85.3 %85.1 %82.4 %82 %76 %75.5 %71.5 %69.4 %56.7 %50.8 %44.8 %36 %30 Dergi %73.4 %90.2 %93.9 %97 %78 %87.7 %81.7 %32.6 %80.7 %90.4 %76.2 %36.9 %56.2 Ancak gazete satışlarmda Avrupa'nın en gelişmiş ülkesi İngiltere de her 1.000 kişiye 591 günlük gazetenin satıldığı Japonya'yı epey geriden izliyor. Dünyanın en çok satan 10 gazetesi ve tirajlannın son sıralaması şöyle: 1. Yomuiri Shimbun (Japonya) 14.5 milyon 2. Asahi Shimbun (Japonya) 12.8 milyon 3. Mainichi Shimbun (Japonya) 6.3 milyon 4. Chunichi Shimbun (Japonya) 4.4 milyon 5. Bild Zeitung (Almanya) 4.3 milyon 6. The Sun (İngiltere) 4.2 milyon 7. The Daily Mirror (İngiltere) 3 milyon 8. The Wall Street Journal (ABD) 2.2 milyon 9. The Daily Mail (İngiltere) 1.8 milyon 10. The Daily Express (İngiltere) 1.6 milyon Haftalık haber dergilerinde ise Amerikalılarla İngilizler aralarına yalnızca bir Alman alarak dünyanın en çok satışlı dergiler sıralamasmı şöyle oluşturuyorlar: 1. News of the World (Ingiltere) 5.2 milyon 2. Time (ABD) 4.6 milyon 3. The National lnquirer (ABD) 4.3 milyon 4. People VVeekly (ABD) 3.3 milyon 5. Newsweek (ABD) 3.2 milyon 6. The Sunday Mirror (İngiltere) 2.7 milyon 7. The People (İngiltere) 2.7 milyon 8. US News and World Report (ABD) 2.3 milyon 9. Bild am Sonntag (Almanya) 2.2 milyon 10. Sunday Express (İngiltere) 2.1 milyon Belki bir gün Türkiye'de de nasıl trilyonları telaffuz etmeye alıştıysak milyonlu tirajları da telaffuz etmeye j PARLIAMENT ile bir hafta NevvYork! Ustelik Concorde ile... ^ - ^ - • • * • • • Daha çok boş paketle katilin, 3 sanslı cütten biri si2 olüri! İ.•*..]t- PARLIAMENT Katılııv Parliament 3 çifti Concorde'k Hemde conco.de k 1\I v 1,1 A ' En lüks otellerde kalacak, New York'un ünlü IMCW I OfK O. gOllUCliyOr. restoranlarında, alışveriş merkezlerinde harika bir Düş kurmayı sever misiniz ? Peki, ya düşlerin haftayı doya doya yaşayaaksınız. gerçekleşmesini ?.. Parliament sizi, unutamayacağınız bir Bu düşün gerçek olması için, Parliament'in çağnsına New York yolculuğuna çağırıyor. cevap verin. NASE KA1HACAK9NIZ ? Çok basit 3 boş Parliament paketini PK 22, 80650 Çefiktepe, İstanbnl adresine -tercihan taahhütlu olarak- postakmanız yeterlL Bir de, zarfın üzerine adınızı, soyadınızı, açk adrestnizi ve yaşınızı yazmanızı rica ediyoruz. Ayn ayn zarflarda göndereceğiniz her 3 boş Parliament paketi sizin için ek bir şans daha demektir. Noter huzurunda yapılaak çekilişte, 3 şansh çift Paniament'in konuğu darak Concorde'la New York'a uçmaya hak kazanacak. Bu unutulmaz Gece Mavisi yolculuğuna katılabilmek ^in 18 yaşından büyuk ve T.C. vatandaşs olmak yeterli. • Maıkomieo Bumett, Philsa ve AVC çalışanlan bu çekılişe katılamaz. • Bu kampanya MiDi Piyango İdaresi'nm 12 07.1991 tarih ve BODB1991/ 964-6163 sayılı izniyle gerçekleştirilmektedir. •Sonkaütaatarihi:31Ekıml991. • Çekiliş tarihi-25 Kasım 1991. • Kazaronlann, en geç 31 Mayıs 1992 tarihine bdar haklanm kuUanmalan gerekmektedir. RI orı<
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle