18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 1991 MÜZİK KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 'Yunus' elçileri • ANKARA (AA) — Türk Hafif Müziği sanatçılan, Esin Afşar, Ayla Algan ve Leman Sam, yurtiçi ve dışında Yunus Emre'nin ezgilerini tanıtacak sevgi konserlerine hazırlaruyorlar. Yıllar önce de Fransa'da Yunus Emre ezgilerinden oluşan konserler veren Ayla Algan, 1991 yılı içinde yine Fransa'da sahneye çıkacak. Yunus Emre'nin tanınan ezgileri ve ilahilerinden bir kaset oluşturan Esin Afşar da yıl içinde AJmanya ve Fransa'da konserler verecek. "Yunus Emre Sevgi Yılı" etkinlikkri çerçevesinde, Leman Sam da şubat ayında Istanbul ve Ankara AKM'de birer konser verecek. Esin Afşar da Ankara Arkeoloji Müzesi ve Istanbul Aya lrini Kiliseleri'nde Yunus'un eserlerini seslendirecek. "Gunaha Son Çağrı" filminin müziklerinden oluşan "Passion" adlı albümde Peter Gabriel'e eşlik eden ünlü ney şanatçısı Kudsi Erguner de düzenlenecek çeşitli uluslararası toplaniılarda Yunus'un yapıtlanndan örnekler verecek. Uluslararası gitar yanşması • ANKARA (ANKA) — "Uluslararası Klasik Gitar Yanşması" 4-7 eylül arasında Türkiye'de yapılacak. Avrupa Müzik Fonımu tarafmdan gerçekleştirilecek yanşmada Tilrkiye'yi ODTÜ öğrencisi Orhan Anafarta temsil edecek. Orhan Anafarta, 19 ocakta Fransız Kültür Merkezi'nde yapılan yanşmada birinci seçildi. Lions Çevre Yönetimi tarafmdan düzenlenen yanşmaya Bilkent, ODTÜ ve Gazi Üniversitesi müzik bölümleri'nden 6 yanşmacı katıldı. Savaş Çekirge, Engin Sansa, Turgay Erdener ve Ersin Onay'dan oluşan jüri, yanşmada birincilik ödulunü Orhan Anafarta'ya verdi. DERGI leııi Üaprak'ta bu ay • Kültür Servisi — Aylık yayımlanan Yeni Yaprak'ın ocak sayısında Can Yiicel, Refik Durbaş, Lale Müldür, Ramazan Üren, Nilgün Marmara, Turgut Uyar, Cesar Vallejo (Adnan Özer çevirisiyle), Ahmet Telli ve Süreyya Berfe^nin şiirlerine yer veriliyor. Ece Ayhan'ın "Bir Berlin Güncesi Bir de Berlin Gececesi" başhklı yazısınm sunulduğu Yeni Yaprak'ın sayfalan arasında Gulseli İnal'ın "Korkunç Gala Demonu", Cevat Çapan'ın "Manzum Tiyatro ya da Prospera ile Mösyö Jourdain" adlı yazılan sunuluyor. "Yıldızla'n Çalınmış Atmosfer" başhklı bölümde ise Mehmet Fikri Ünal, Melih Cevdet Anday ve Yevtuşenko'nun şair ve şiir üzerine incelemelerine yer veriliyor. SERGİ Camille Gaudel'iı? heykelleri ,• Kültür Servisi Paul Claudel'in deşi, heykeltıraş Rodin'in önce öğrencisi, sonra sevgilisi olan Camille aaudel'in heykelleri ve desen çahşmalarından oluşan bir sergi Martigny'de acıldı. Claudel'in sergisi önunde uzun kuyruklar oluştu. Sergide yer alan 1900 tarihli "Yalvaran" adlı çıplak genç kız heykeli için ağabeyi Paul Claudel, "Bu çıplak genç kız benim ablam. 6 gururlu ve üstün kız, dizleri üstüne çökmüş, yalvaran şekilde betimlemiş kendini. Her şey bitti. Bu heykel her zaman bakmamız için bırakıldı" demişti. Sergide sanatçının en son 1907 yılına dek yaptığı heykellere yer verilmiş. 1943'te ölen Camille Claudel'in yaşamının son 30 yılı sessizliğe burünmuş. 3ir süre içinde hiçbir şey yaratmamıştı. Resîmve bebek sergisi • İSTANBUL (AA) — Ressam Ferhan Gözgü Çelik ile eşi Ahmet Çelik'in ortaklaşa gerçekleştirdikleri ilk kişisel resim sergisiyle, dünyanın çeşitli yerlerine ait folklorik bebek sergileri açıldı. Akbank Levent Sanat Galerisi'nde açılan Ferhan Gözgü ve A. Recep Çelik sergisinde, toplam 14 resim yer alıyor. Sanatçıların sergisinde, tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle gerçekleştirdikleri yapıtlan yer alryor. Sergi, 10 şubata kadar açık kalacak. Lioness Avnıpa ile Ilişkiler Danışmanlığı ve İstanbul Lioness kulübü'nün katkılan ile gerçeklestirilen bebek sergisi ise Sandoz Sanat Galerisi'nde açıldı. KİTAP 'Bir Dehanm \aşam Öyküsü' • ANKARA (AA) — Ünlü Avusturyalı bestecı Wolfgang Amedeus Mozart, olümünün 200. yılında dünya ülkelerinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle anılırken, Türkiye'de de yaşam öyküsü kitap haline getirildi. Müzik Araştırmacısı ve Yazar Faruk Yener'in, Cem Yayınevi tarafmdan basılan, "Bir Dehanm Yaşam Öyküsü" adlı son kitabında, Mozart'ın yaşam öyküsü çeşitli kaynaklardan aktarüıyor. Kitapta, kısa süren yaşamı boyunca Mozart'ın küçük yaşta müziğe yönelişi, kazandığı başanlar, düş kınklıklan, aşklan, sanatçı üzerine hazırlanrruş çeşitli kitaplar ve belgelerden yararlamlarak anlatılıyor. 'Özgür Sevi' \ ANKARA (UBA) — Yargıtay üyesi hukukçu-yazar Naci Ünver'in ikinci romanı "özgür Sevi" yayımlandı. Naci Ünver, "Sıcak savaşın yüreklere yerleştirdiği korkunun özgür sevi ile aşılabüeceğine inanıyorum" dedi. Hukuk yaşamıyla birlikte yazarhğı da sürdüren Yargıtay üyesi Naci Ünver, 1970'li yıllardan bugüne dek başta. Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelere öyküler yazdı. EDEBIYAT Çocuk Vakfı • Kültür Servisi — Çocukluk çağlarınm evrelerini dikkate alarak programlar geliştirmek, çocuk psikolojisi, sağlığı, eğitimi alanlannda ortaya çıkan verilerin ışığında okul öncesi ve okul çağı çocuklarının sorunlarına yardımcı olacak araştırmalann yapılmasına ortam hazırlamak, çalışan çocukların sorunlarına sosyal açıdan çözüm sağlayıcı öneriler geliştirmek amacıyla bir Çocuk Vakfı kuruldu. Yönetim Kurulu'nda Beşir Ayvazoğlu, Yusuf Ziya özkan, Mustafa Ruhi Şirin, Haşim Vatandaş ve Mevlana Idris Zengin'in yer aldığı vakıf, çocuk edebiyatmm tanıtılmasını, yaygınlaştırılmasını ve geliştirilmesini çok yönlü bir biçimde değerlendirmeyi amaçlayan "Çocuk Edebiyatı Enstitüsü"nü kuracak ve çocuk kitapları değerlendirme kurulu etkinlikleri düzenleyecek. KURT WEILL KONSERİ Soprano YEKTA KARA Piyanist SERDAR YALÇIN eşliğinde vereceği konser 24 Ocak 1991 perşembe günü saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda gerçekleşecektir. ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ GaleriMD'deki 'Çekmeceler'sergisi, 3 dolapta 45 sanatçıyı bir arayagetirdi Çekmecelerden açılan mtizeYarın açılacak "Çekmeceler" sergisi 2 yılda tamamlandı ve 45 sanatçıyı 3 dolapta bir araya getirdi. Amaç, 80'li yılların Türk plastik sanatının panoramik görüntüsünü taşınabilir bir küçük müze çerçevesinde sunmak. Dolaplardaki çekmecelerin her biri yaşayan bir Türk sanatçısına aynldı. Aynı proje kapsamında 3 ciltlik bir de kitap basıldı. 16 şubata kadar sürecek sergi süresince - sanatçıların eski işlerinden Örnekler de sergilenecek. FERIT EDGU Duşsel muze kavramııu And- re Malraux ortaya atmıştı. Daha doğrusu çoğul olarak duşsel muzeler. Sanata ügi duyan ve gözleri- ni kapadığında Mısır'dan Sü- mer'den, Iskitler'den, Hint'ten, Japonya'dan, Yunan ya da Ro- ma'dan, İspanya ya da lslam sa- natlanndan yapıtlan gozlerinin önüne getirebilecek herkes kendi duşsel müzesini gerçekleştirebi- lir. Bu müzeyi düşlerinizde, gö- zünuzti kapayarak da kurabilir- siniz. Gözünüz açık, dergilere, kitaplara bakarak da. Bu tür bir müze "kurucuhığıT tümüyle ki- şinin belleğine, kültür, sanat bi- rikimine ve imge biriktirme gü- cüne bağlıdır. Gençlik yıllarımın bir dostu, böylesi bir müzeyi, ilgisini çeken sanat yapıtlannın dergi ve kitap- lardaki baskılardan (renkli ya da siyah-beyaz, onun için fark et- miyordu), herhangi bir sıralama kaygısı gütmeden yan yana ge- tirerek gerçekleştirme yolunu seçmişti. Bu aibumler de onun duşsel müzesiydi. Ne tarih ne coğrafya ne sanat akımları ne sanatçı takımlan rol oynuyordu bu muzede. Afrika yontularını kübistler ve Modigliani'ler, Ja- pon estamplannı Van Gogh, Is- lam minyatürlerini Mslisse'ler, Klee'ler, Dufy'leri, Bedri Rah- rai'Ier, Siyah Kalemleri Yüksei Arslan'lar vb. vb. izliyordu. Şimdi bunları yazarken, dostu- mun duşsel müzesinin pek de öyle tutarsız olmadığını, kendi içinde bir mantık taşıdığını gö- ruyorum. Yeryüzünün birçok ulkesinin birçok universitesinde "karşJİas- tınnalı edebival" kürsüieri oldu- ğu halde, hiçbir ülkede karşılaş- tırmalı bir sanat müzesi yok. Çok yazıkî Doğrusu kendi açımdan bir muze "düşlediğimde" bu müzeyi banndıracak mekânı aynı kolay- lıkla duşleyemiyorum. Boşaltıl- mış bir Topkapı Sarayı ya da Dolmabahçe Sarayı benim düş- lediğim müze için çok küçük ka- lacak. Yakın bir geçmişte bir çağdaş sanat müzesi ve kültür merkezine dönuşturülmek iste- nen Sutluce'deki eski mezbaha belki duşlerimdeki muze için da- ha uygun bir mekân. Ama yüz- ölçumüyle o da yeterli değil. Çünkü benim duşsel müzemde hem Afrika, hem Asya, hem Güney Amerika, hem Avrupa tüm kültür ve sanatlanyla yer alıyor. Ama benden daha alçakgö- nüllüler var. (Hiç değilse müze konusunda.) Örneğin, dostum Metin De- niz. O, düşü düşte bırakmamış, düşlediğini gerçekleştirmek için boyutlanm kuçuk tutmuş. Tıp- kı Herbert Distel'in The Muse- um of Draners (Çekmece Mü- zesi) gibi. Düşten gerçeğe uzanmak, bir dflşün gerçeğe dönüşmesi... Böylesi anlar, kişinin yaşam tarihinde önemli, heyecanh an- lardır. Bu heyecanla olsa gerek, bir istanbul çocuğu olan Metin Deniz, doğup buyüdüğu bu kentte, ona yakışan bir çağdaş sanatlar müzesi oloıadığını, böylesi bir müzeyi gerçekleştir- me olanağına da sahip olmadı- ğını düşünerek kendi ölçeğinde bir muzeyi gerçekleştirme düşü- ne kapıldı. Kendi ölçeği: 23.5X31.4X13 cm boyutlannda 45 çekmece. Herbert Distel'in çekmece Müzesi 20 çekmece ve her çek- mecede 5.7X4.6X4.3 cm boyut- lannda 25 bölme ve toplam 500 yapıt barındırıyordu. Bu çekme- celerde "yatan" yapıtların kimi- leri özel olarak yapılmıştı, kimi- lerini de müzeyi duşleyen H.Dis- tel toplamış olmalıydı. Metin Deniz ise daha pratik bir yol seçti: "ÇekmeceleriBİ" yaşayan sanatçılara önerdi. Ilk aşamada 30 çekmece, 30 sanatçı. Ama çekmecelerin sayısını dondurmayı düşünmedi. Aldığı her olumlu yanıt için yeni bir çekmece açtı. Sonuçta (şimdilik) 45 çekme- ce, 45 sanatcı. Ama niçin kırk-beş sanatçı? Niçin yalruzca yaşayanlar? 23.5X31.4X13 cm boyutlan içinde yer alacak, Osman Ham- dı'den günümüze uzanan, ara- mızda olan ya da olmayan sa- natçılara niçin birer çekmece açmamak? Niçin eldekiyle yetinmek? Ve düş gücümüztı genişletmemek? Bunu gerçekleştirirken küçük çaplı da (boyutları dolayısıyla) olsa ilk gerçek Türk görsel sa- natlar müzesi kurulmuş olacak- tır. Çünkü önünde sonunda önemli olan, hiç değilse sanat 1. Senol Yorozlu 2. Alaettın Aksoy 3. Cengız Kabaoğiu 4. Burhan Uygur 5. Erol Eö 6. Seyhun Topuz 7 Bedri Baykam 8. Uustafa Altıntaş 9. Nur Tarım 10 Saim Bugay 11. Handan Börûteçene 12. Koray Ariş 13. Komet 14. Neşe Erdok 15. Ergin inan 16. Gûrol Sözen 17. Gûrdal Duyar 18. Yusuf Taktak 19. Hale Arpacıoğlu 20. Tayfur Sanlıman 21. Bihrat Mavıtan 22. Mustafa Ala 23 Ömer Kaleşı 24. GÜrel Yontan 25. Tımur K.lncedayı 26 Balkan N. Islımyeli 27. Hûsamettın Koçan 28. Metın Dentz 29. Aloş 30. Nur Koçak 31. Fent Özşen 32 Uustafa Şener 33. Selma Gürbüz 34 Ody Sâban 35. Özer Kabaş 36. Menç Hızal 37 Namık Denizhan 38 Mehmet Aksoy 39 llgı Adalan 40 Metın Ekız 41. Erol Akyavaş 42. Fent Edgû 43. Burtıan Doğancay 44. Yüksei Aslan 45. Nuray Ataş Erksania dobra dobra • Kültür Servisi — istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Taksim Atatürk Kitaplığı'nda düzenlediği 'Dobra Dobra' başhklı söyleşilerin bu ayki konuğu yönetmen Metin Erksan. BugUn saat 16.00'da baslayacak söyleşide Metin Erksan, Faruk Şüyün'ün kendisine yönelteceği sorulan yanıtlayacak. 'Doğanın heykelleri^ • Prof.Dr. Bedrettin Pars'ın "Doğanın Heykelleri" adlı fotoğraf sergisi Akbank Bebek Sanat Galerisi'nde açıldı. Pars'ın sergisi 1 şubata dek sürecek. UGUN • Mozart konulu toplantı "Yaşadığı Çağın Sanatına Etkisi Açısmdan Mozart" konulu yuvarlak masa toplantısı bugün saat 18.00'de Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi'nde. Ahmet CemaTin yöneteceği toplantıya Filiz Ali, Evin llyasoğlu, Nuri lyicil ve Faruk Yener katılıyor. • Gençlik ve gelecek Dr. Erdal Atabek'in "Gençliği Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?" konulu söylesisi bugun saat 17.00'de Taksim Vakkorama'da. • Anılarta Fotoğraf Isa Çelik, Gülteken Çizgen ve Şemsi Guner'in "Anılarla Fotoğrar' konulu söylesisi saat 19.00'da Ifsak dernek lokalinde. • Piyano resitali Piyanist Hüsnıi Onaran saat 18.00'de İTÜ G. Amfisi'nde bir resital verecek. bugün bilsak alanında, duş gucudür, elde olan ya da olmayan olanaklar değil. Boyutlan dolayısıyla ku- çuk çaph böylesi bir müze, bir görsel sanatlar müzesinin yeri- ni alabilir. Gerçeğini, mekâmy- la, yapısıyla, Türk örgutlenme- siyle, butçesiyle, bilgisiyle, beğe- nisiyle, ışığıyla... gerçekleşmesini beklerken. Ve böylesi bir müze, pratikliği açısmdan dünya gezi- sine çıkabilir. Neresinden bakarsanız bakın, böylesi bir müze, "intime" bir müzedir. Bu niteliğiyle de ger- çek, kamu müzelerinden farklı- dır. Her çekmecenin içinde ne olduğunu gormek için o cekme- ceyi açıp bakmak gerektir. Baş- ka bir deyişle, seyirciden, merak- lısından bir katılım ister. Büyük muzelerdeki gibi yapıtlar duva- ra sıralanmamıştır. Ya da evle- rimizin duvarlannı "sıisleyen" resimlerden çok önemli bir far- kı vardır: Her gün karşımızda olan resmi, baka baka gormez oiuruz. (Bu nedenle midir, Uzakdoğu, Çin ve Japon görsel sanatlanndaki rulo, Türk/İslam hat sanatmdaki murakka gele- neği? Olabilir. Çünku bu yapıt- lara bakmak istediğinizde, ">-al- nız o an", onları açıp bakabilir- siniz. O anın dışmda, onlar ken- di içlerinde vardırlar, kendi ya- şamlarıru yaşarlar ve hatırlan- mayı beklerler.) Bu çekmeceleri de örneğin bir Hokusai'inin, bir Segai'nin ru- losu ya da içinde Siyah Kalem- lerin yattığı Topkapı Sarayı Mü- zesi KitapTığı'ndaki bir saray al- bümu ya da çeşitli hattatlardan derlenmiş bir murakka gibi açıp bakabilirsiniz. Bir çekmeceyi çektiğinizde, karşınızda duran resim, bilin ki bir müzenin duvanndaki resim gibi değildir. Siz, çekmeceyi çe- ken kişi, onunla (yapıila) baş başasınızdır. Sizin ona baktığı- nız kadar, o da size bakar. Eğer o yapıtta hiçbir şey görmüyor- sanız, çekmeceyi kapar, bir baş- kasını acarsmız. O da size bakar ve bir önceki çekmecede "yatan" yapıtla niçin anlasama- dığınızı sorar. Böylece, sonsuza değin sürecek bir sanat alışveri- şinüa içinde bulursunuz kendini- zi. Ama bu yalnız küçük, 'intime^ muzeler için söz konu- su değildir. Buyük muzelerdeki resimler de tum kalabaüğa kar- şın, birileri tarafından keşfedil- meyi bekler. Müzeleri dolaşan kuru kalabalıklar, istatistikçileri ilgilendirir. O müzelerde yer alan ressamları, yontuculan de- ğ'l- Her büyuk ressarnın düşu bir muzeye girmektir. Ama müzenin büyüğü küçü- ğü yoktur. Ya da vardır: Büyük muzeler, çoğu kez lahitlere b'enzer; örne- ğin Louvre, Prado, British Mu- seum, Capodimonte, Ermitaj... Alçakgönüllu bir sanatçı, gü- nün birinde böylesi bir lahde girmektense, bir çekmeceye gir- mevi yeğleyebilir. Çünkü çekme- ce açılmayı bekler. Başka bir de- yişle keşfedilmeyi. Ve her çekmeceyi gunün bi- rinde açan, içindekine bakan bi- rilen bulunur. 24 OCAK PERŞEMBE : 19.00 Bcyın ve Düşünce: "isıcklçrimızNasıl Gcrçcklcşir" NüGÜN 19.00 AriistVVhoreDcsing SiuartBrisley71-72: RepliklcrEmüeAJAR, (Yalan Romanı) OyuncuAlı AYTUĞ Görsel Sanat Atölyeleri Mchmjt GÜLERYÜZ yönaiminde(Pcr. - Cum.) Yoga Zcrrin AKGÜN (P.lesı - Pcr. I8J0-1930) Cafe-Fo)er-Bar(ariş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Kaı) 15.00-18.00 HcavyMetal 18.00-24.00 Rock Kramp Blucs and Rock bilsak, sırasclvilcrcad., soğancı sok. 7 cıhangır 143 28 79-99 CemalReşit Rey Salonu'nda 2 sergi MeksikaVlaıı yüzler ASLI KAYABAL "Meksika Huichol Sanatı" ve "Meksika'dan Yüzler" sergileri 1 şubata kadar görülebilecek. Cemal Reşit Re>' Konser Salonu fuayesinde açıldı. Turkpetrol Holding ve Mek- sika Büyükeiçiliği'nin ortaklaşa düzenledikleri sergi gerçek bir Huichol olan usta sanatçı Jose Benitez Sanchez'in "Houichol" sanatından örnekler sunan tab- loları ile fotoğraf şanatçısı Adal- berto Rius'un Meksika'dan go- rünümler sunan fotoğraflann- Huicholler ya da Meksika Kı- zılderilileri... Meksika'nm ku- zeydoğusunda, düşle gerçeğin iç içe geçtiği, söylencelerle örulü bir dünyanın sahipleri. Ataları Azteklerin kültürünü bugüne taşıyan Huichollü iki sanatçının "Meksika Huichol Sanatı" ve "Meksika'dan Yüzler" sergisi İNSAN PORTRELERİ — Meksikalı foloğrafçı Adalberto Ri- os'un calışmalannın çoğu insan portrelerine yönelik. 33 fotoğra- fın bü>ük bir bolumünde çocuklar, >«şlı kadınlar izleniyor. dan oluşuyor. "Huichol sanatrnın özünde ne var? Meksika'nm Ankara Büyükelçisi Antonio Duenas, "Huichol, Meksika Kızılderili- lerioin geleneksel sanatı. Daha çok kuzeydoğuya ka>mış Holis- co, San Luis Potosi ve Na>nrit bölgelerindeki etnik gruplarm özelliklerini yansı(ı>or. Huicholler" diyor. Huichol tablolar sıcak mum- la kaplanan lahta bir zemin üze- rine renkli yün ipliklerle şekil- lendirilmiş. Bu alacalı ipiiklerin girift dokularında dinsel ve mı- tolojik öyküler yazılı. Uzak geç- mişte "Huichol esini" uzun sü- ren göçler, uykusuz geçen gece- ler, dini danslar ve düşlerle şe- kil bulurmuş. Büyükelçi Due- nas'a göre bu "iplik" tablolar- daki anlam bütünüyle doğal, renkler yinelenebiliyor, ama ip- liklerde beliren "duşsel kahramanlar" sürekli bir deği- şim içinde. Duenas, "Huichol sanatı ba- badan ogula aktanlan bir sanat değil. Her Huichol ustasının kendi dağarcığını besliyor, bu mum-iplik kansımı tablolar" di- yor. Huichol sanatmı yaratan usta sanatçı Sanchez yerli bir Huichol. J.Benitez Sanchez, ul- kesi Meksika'da "Yucauye Cucame" (Sessizlikle Yürüyen Kişi) olarak tanımyor. Sergi kapsamında Adalberto Rios'un fotoğrafları da Meksi- ka'dan değişik görunümler su- nuyor. Rios'un objektifinde 33 fotoğraftan çoğu Meksikah in- san portrelerine yönelik. Bu fo- toğraflarda Huichollü çocuklar, yaşlı kadınlar, Meksika'dan es- ki mahalleler ve manzaralar. iz- leniyor. C CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ • İ.D.O. ^ ^ İŞBİRÜĞİ BOSTANCI KITAP ŞENLIGI • Yeni Yapıtîar • Çok Satan Kitaplar • BUGÜN 24 ocak perşembe, 16.00 "YAZAR ZİYARETİ" Çağrılı yazarlar: Sababattin Kudret Aksal Astm Bezirci Ömer Nida Mebmet Başaran Arif Damar Melisa Gürpınar Salâh Birsel . Vedat Günyol Ali Sirmen BOSTANCI DENİZ OTOBÜSLERİ İSKELESİ Her gün: 8.30-18.30 amsı Üyelere ındınm. SIVAS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN İLAN Esas No: 1988/185 Karar No: 1990/91 Davacı Hazıne tarafından, davalılar Kamber Güzddere ve müşte- reklerinin aleyhlerine açılan kadastro tespitinin iptali ve tescıl dava- sında mahkememizden venlen Sıvas Akpınar köyünde bulunan dava konusu 2355 parsel numaralı tajınmaz hakkındaki davanın reddine, davalılann müşterek murisleri Halil GazeUere'nin mirasçılan olan da- valılar adma tespit gibi tesciline ilişkın karar ile bu kararın davacı Ha- zine tarafmdan temyızine ilişkin dava dılekçesinin davalıiardan Halil oğlu Hüseyin Guzeldere ile Kamber Güzeldere'nin tüm araştırmalara rağmen tebligata yarar açık aJreslerinin tespit edilemediğinden kara- rın ve temyiz diekçesinin tebligat yerine geçerh olmak uzere ılanen teblı|ine, ılanm son ilan tarihinden itibaren 15 gun sonra tebiıg edil- miş sayılacağı ve dosyanın ilgili Yargıtay bajkanlıgıııa gönderileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 45252 1987 model bordo Serçe satılıktır. Tel: 512 05 05 / 486-485 İLAN Gıda Maddeleri Tuzüğü'nu aykırı davranroak suçundan Besni Uçesi Bozmekan mahallesi Nuf. kayıüı olup Yeni Besni ma- hallesinde fınncılık yapan Meh- met ve A>şe'den olma 1965 D.'lu Mustafa Kesmezoğlu'nun Besni Sulh Ceza Mahkemesi'nin 5.12.1990 gun ve 1989/352 E. 1990/620 sayılı kararı ile TCK'nın 398 ve 402 maddesi ge- reğince 3 ay hapis eezası verilip 15 bu cezanın gunlufu 5.000 TL hesabı ile paraya çevrilerek 470.000 TL ağır para eezası ile curme vasıta kıldığı fınncılık meslek ve sanatı ticaretinden 3 ay müddetle tatiline ve aynca ekmek fırını/Hn 7 gun süre ile kapatılmasına karar verılmiştir. İlan olunur. 8 1.1991 Basın: 18119
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle