Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 1991
MÜZİK
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
'Yunus' elçileri
• ANKARA (AA) — Türk Hafif Müziği sanatçılan,
Esin Afşar, Ayla Algan ve Leman Sam, yurtiçi ve
dışında Yunus Emre'nin ezgilerini tanıtacak sevgi
konserlerine hazırlaruyorlar. Yıllar önce de Fransa'da
Yunus Emre ezgilerinden oluşan konserler veren Ayla
Algan, 1991 yılı içinde yine Fransa'da sahneye çıkacak.
Yunus Emre'nin tanınan ezgileri ve ilahilerinden bir kaset
oluşturan Esin Afşar da yıl içinde AJmanya ve Fransa'da
konserler verecek. "Yunus Emre Sevgi Yılı" etkinlikkri
çerçevesinde, Leman Sam da şubat ayında Istanbul ve
Ankara AKM'de birer konser verecek. Esin Afşar da
Ankara Arkeoloji Müzesi ve Istanbul Aya lrini
Kiliseleri'nde Yunus'un eserlerini seslendirecek. "Gunaha
Son Çağrı" filminin müziklerinden oluşan "Passion" adlı
albümde Peter Gabriel'e eşlik eden ünlü ney şanatçısı
Kudsi Erguner de düzenlenecek çeşitli uluslararası
toplaniılarda Yunus'un yapıtlanndan örnekler verecek.
Uluslararası gitar yanşması
• ANKARA (ANKA) — "Uluslararası Klasik Gitar
Yanşması" 4-7 eylül arasında Türkiye'de yapılacak.
Avrupa Müzik Fonımu tarafmdan gerçekleştirilecek
yanşmada Tilrkiye'yi ODTÜ öğrencisi Orhan Anafarta
temsil edecek. Orhan Anafarta, 19 ocakta Fransız Kültür
Merkezi'nde yapılan yanşmada birinci seçildi. Lions
Çevre Yönetimi tarafmdan düzenlenen yanşmaya Bilkent,
ODTÜ ve Gazi Üniversitesi müzik bölümleri'nden 6
yanşmacı katıldı. Savaş Çekirge, Engin Sansa, Turgay
Erdener ve Ersin Onay'dan oluşan jüri, yanşmada
birincilik ödulunü Orhan Anafarta'ya verdi.
DERGI
leııi Üaprak'ta bu ay
• Kültür Servisi — Aylık yayımlanan Yeni Yaprak'ın
ocak sayısında Can Yiicel, Refik Durbaş, Lale Müldür,
Ramazan Üren, Nilgün Marmara, Turgut Uyar, Cesar
Vallejo (Adnan Özer çevirisiyle), Ahmet Telli ve Süreyya
Berfe^nin şiirlerine yer veriliyor. Ece Ayhan'ın "Bir Berlin
Güncesi Bir de Berlin Gececesi" başhklı yazısınm
sunulduğu Yeni Yaprak'ın sayfalan arasında Gulseli
İnal'ın "Korkunç Gala Demonu", Cevat Çapan'ın
"Manzum Tiyatro ya da Prospera ile Mösyö Jourdain"
adlı yazılan sunuluyor. "Yıldızla'n Çalınmış Atmosfer"
başhklı bölümde ise Mehmet Fikri Ünal, Melih Cevdet
Anday ve Yevtuşenko'nun şair ve şiir üzerine
incelemelerine yer veriliyor.
SERGİ
Camille Gaudel'iı? heykelleri
,• Kültür Servisi
Paul Claudel'in
deşi, heykeltıraş
Rodin'in önce
öğrencisi, sonra
sevgilisi olan Camille aaudel'in
heykelleri ve desen
çahşmalarından oluşan bir sergi
Martigny'de acıldı. Claudel'in
sergisi önunde uzun kuyruklar
oluştu. Sergide yer alan 1900 tarihli
"Yalvaran" adlı çıplak genç kız
heykeli için ağabeyi Paul Claudel,
"Bu çıplak genç kız benim ablam. 6
gururlu ve üstün kız, dizleri üstüne
çökmüş, yalvaran şekilde betimlemiş
kendini. Her şey bitti. Bu heykel her
zaman bakmamız için bırakıldı" demişti.
Sergide sanatçının en son 1907 yılına
dek yaptığı heykellere yer
verilmiş. 1943'te ölen Camille
Claudel'in yaşamının son
30 yılı sessizliğe burünmuş.
3ir süre içinde hiçbir şey yaratmamıştı.
Resîmve bebek sergisi
• İSTANBUL (AA) — Ressam Ferhan Gözgü Çelik ile
eşi Ahmet Çelik'in ortaklaşa gerçekleştirdikleri ilk kişisel
resim sergisiyle, dünyanın çeşitli yerlerine ait folklorik
bebek sergileri açıldı. Akbank Levent Sanat Galerisi'nde
açılan Ferhan Gözgü ve A. Recep Çelik sergisinde,
toplam 14 resim yer alıyor. Sanatçıların sergisinde, tuval
üzerine yağlıboya tekniğiyle gerçekleştirdikleri yapıtlan
yer alryor. Sergi, 10 şubata kadar açık kalacak. Lioness
Avnıpa ile Ilişkiler Danışmanlığı ve İstanbul Lioness
kulübü'nün katkılan ile gerçeklestirilen bebek sergisi ise
Sandoz Sanat Galerisi'nde açıldı.
KİTAP
'Bir Dehanm \aşam Öyküsü'
• ANKARA (AA) — Ünlü Avusturyalı bestecı
Wolfgang Amedeus Mozart, olümünün 200. yılında
dünya ülkelerinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle
anılırken, Türkiye'de de yaşam öyküsü kitap haline
getirildi. Müzik Araştırmacısı ve Yazar Faruk Yener'in,
Cem Yayınevi tarafmdan basılan, "Bir Dehanm Yaşam
Öyküsü" adlı son kitabında, Mozart'ın yaşam öyküsü
çeşitli kaynaklardan aktarüıyor. Kitapta, kısa süren
yaşamı boyunca Mozart'ın küçük yaşta müziğe yönelişi,
kazandığı başanlar, düş kınklıklan, aşklan, sanatçı
üzerine hazırlanrruş çeşitli kitaplar ve belgelerden
yararlamlarak anlatılıyor.
'Özgür Sevi'
\ ANKARA (UBA) — Yargıtay üyesi hukukçu-yazar
Naci Ünver'in ikinci romanı "özgür Sevi" yayımlandı.
Naci Ünver, "Sıcak savaşın yüreklere yerleştirdiği
korkunun özgür sevi ile aşılabüeceğine inanıyorum" dedi.
Hukuk yaşamıyla birlikte yazarhğı da sürdüren Yargıtay
üyesi Naci Ünver, 1970'li yıllardan bugüne dek başta.
Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri olmak üzere çeşitli
dergi ve gazetelere öyküler yazdı.
EDEBIYAT
Çocuk Vakfı
• Kültür Servisi — Çocukluk çağlarınm evrelerini
dikkate alarak programlar geliştirmek, çocuk psikolojisi,
sağlığı, eğitimi alanlannda ortaya çıkan verilerin ışığında
okul öncesi ve okul çağı çocuklarının sorunlarına
yardımcı olacak araştırmalann yapılmasına ortam
hazırlamak, çalışan çocukların sorunlarına sosyal açıdan
çözüm sağlayıcı öneriler geliştirmek amacıyla bir Çocuk
Vakfı kuruldu. Yönetim Kurulu'nda Beşir Ayvazoğlu,
Yusuf Ziya özkan, Mustafa Ruhi Şirin, Haşim Vatandaş
ve Mevlana Idris Zengin'in yer aldığı vakıf, çocuk
edebiyatmm tanıtılmasını, yaygınlaştırılmasını ve
geliştirilmesini çok yönlü bir biçimde değerlendirmeyi
amaçlayan "Çocuk Edebiyatı Enstitüsü"nü kuracak ve
çocuk kitapları değerlendirme kurulu etkinlikleri
düzenleyecek.
KURT WEILL KONSERİ
Soprano YEKTA KARA
Piyanist SERDAR YALÇIN
eşliğinde vereceği konser 24 Ocak 1991 perşembe
günü saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi
Konser Salonu'nda gerçekleşecektir.
ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ
GaleriMD'deki 'Çekmeceler'sergisi, 3 dolapta 45 sanatçıyı bir arayagetirdi
Çekmecelerden açılan mtizeYarın açılacak "Çekmeceler" sergisi 2 yılda tamamlandı
ve 45 sanatçıyı 3 dolapta bir araya getirdi. Amaç, 80'li
yılların Türk plastik sanatının panoramik görüntüsünü
taşınabilir bir küçük müze çerçevesinde sunmak.
Dolaplardaki çekmecelerin her biri yaşayan bir Türk
sanatçısına aynldı. Aynı proje kapsamında 3 ciltlik bir de
kitap basıldı. 16 şubata kadar sürecek sergi süresince
- sanatçıların eski işlerinden Örnekler de sergilenecek.
FERIT EDGU
Duşsel muze kavramııu And-
re Malraux ortaya atmıştı.
Daha doğrusu çoğul olarak
duşsel muzeler.
Sanata ügi duyan ve gözleri-
ni kapadığında Mısır'dan Sü-
mer'den, Iskitler'den, Hint'ten,
Japonya'dan, Yunan ya da Ro-
ma'dan, İspanya ya da lslam sa-
natlanndan yapıtlan gozlerinin
önüne getirebilecek herkes kendi
duşsel müzesini gerçekleştirebi-
lir. Bu müzeyi düşlerinizde, gö-
zünuzti kapayarak da kurabilir-
siniz. Gözünüz açık, dergilere,
kitaplara bakarak da. Bu tür bir
müze "kurucuhığıT tümüyle ki-
şinin belleğine, kültür, sanat bi-
rikimine ve imge biriktirme gü-
cüne bağlıdır.
Gençlik yıllarımın bir dostu,
böylesi bir müzeyi, ilgisini çeken
sanat yapıtlannın dergi ve kitap-
lardaki baskılardan (renkli ya da
siyah-beyaz, onun için fark et-
miyordu), herhangi bir sıralama
kaygısı gütmeden yan yana ge-
tirerek gerçekleştirme yolunu
seçmişti. Bu aibumler de onun
duşsel müzesiydi. Ne tarih ne
coğrafya ne sanat akımları ne
sanatçı takımlan rol oynuyordu
bu muzede. Afrika yontularını
kübistler ve Modigliani'ler, Ja-
pon estamplannı Van Gogh, Is-
lam minyatürlerini Mslisse'ler,
Klee'ler, Dufy'leri, Bedri Rah-
rai'Ier, Siyah Kalemleri Yüksei
Arslan'lar vb. vb. izliyordu.
Şimdi bunları yazarken, dostu-
mun duşsel müzesinin pek de
öyle tutarsız olmadığını, kendi
içinde bir mantık taşıdığını gö-
ruyorum.
Yeryüzünün birçok ulkesinin
birçok universitesinde "karşJİas-
tınnalı edebival" kürsüieri oldu-
ğu halde, hiçbir ülkede karşılaş-
tırmalı bir sanat müzesi yok.
Çok yazıkî
Doğrusu kendi açımdan bir
muze "düşlediğimde" bu müzeyi
banndıracak mekânı aynı kolay-
lıkla duşleyemiyorum. Boşaltıl-
mış bir Topkapı Sarayı ya da
Dolmabahçe Sarayı benim düş-
lediğim müze için çok küçük ka-
lacak. Yakın bir geçmişte bir
çağdaş sanat müzesi ve kültür
merkezine dönuşturülmek iste-
nen Sutluce'deki eski mezbaha
belki duşlerimdeki muze için da-
ha uygun bir mekân. Ama yüz-
ölçumüyle o da yeterli değil.
Çünkü benim duşsel müzemde
hem Afrika, hem Asya, hem
Güney Amerika, hem Avrupa
tüm kültür ve sanatlanyla yer
alıyor.
Ama benden daha alçakgö-
nüllüler var. (Hiç değilse müze
konusunda.)
Örneğin, dostum Metin De-
niz. O, düşü düşte bırakmamış,
düşlediğini gerçekleştirmek için
boyutlanm kuçuk tutmuş. Tıp-
kı Herbert Distel'in The Muse-
um of Draners (Çekmece Mü-
zesi) gibi.
Düşten gerçeğe uzanmak, bir
dflşün gerçeğe dönüşmesi...
Böylesi anlar, kişinin yaşam
tarihinde önemli, heyecanh an-
lardır. Bu heyecanla olsa gerek,
bir istanbul çocuğu olan Metin
Deniz, doğup buyüdüğu bu
kentte, ona yakışan bir çağdaş
sanatlar müzesi oloıadığını,
böylesi bir müzeyi gerçekleştir-
me olanağına da sahip olmadı-
ğını düşünerek kendi ölçeğinde
bir muzeyi gerçekleştirme düşü-
ne kapıldı.
Kendi ölçeği: 23.5X31.4X13
cm boyutlannda 45 çekmece.
Herbert Distel'in çekmece
Müzesi 20 çekmece ve her çek-
mecede 5.7X4.6X4.3 cm boyut-
lannda 25 bölme ve toplam 500
yapıt barındırıyordu. Bu çekme-
celerde "yatan" yapıtların kimi-
leri özel olarak yapılmıştı, kimi-
lerini de müzeyi duşleyen H.Dis-
tel toplamış olmalıydı.
Metin Deniz ise daha pratik
bir yol seçti: "ÇekmeceleriBİ"
yaşayan sanatçılara önerdi.
Ilk aşamada 30 çekmece, 30
sanatçı.
Ama çekmecelerin sayısını
dondurmayı düşünmedi. Aldığı
her olumlu yanıt için yeni bir
çekmece açtı.
Sonuçta (şimdilik) 45 çekme-
ce, 45 sanatcı.
Ama niçin kırk-beş sanatçı?
Niçin yalruzca yaşayanlar?
23.5X31.4X13 cm boyutlan
içinde yer alacak, Osman Ham-
dı'den günümüze uzanan, ara-
mızda olan ya da olmayan sa-
natçılara niçin birer çekmece
açmamak?
Niçin eldekiyle yetinmek? Ve
düş gücümüztı genişletmemek?
Bunu gerçekleştirirken küçük
çaplı da (boyutları dolayısıyla)
olsa ilk gerçek Türk görsel sa-
natlar müzesi kurulmuş olacak-
tır. Çünkü önünde sonunda
önemli olan, hiç değilse sanat
1. Senol Yorozlu
2. Alaettın Aksoy
3. Cengız Kabaoğiu
4. Burhan Uygur
5. Erol Eö
6. Seyhun Topuz
7 Bedri Baykam
8. Uustafa Altıntaş
9. Nur Tarım
10 Saim Bugay
11. Handan Börûteçene
12. Koray Ariş
13. Komet
14. Neşe Erdok
15. Ergin inan
16. Gûrol Sözen
17. Gûrdal Duyar
18. Yusuf Taktak
19. Hale Arpacıoğlu
20. Tayfur Sanlıman
21. Bihrat Mavıtan
22. Mustafa Ala
23 Ömer Kaleşı
24. GÜrel Yontan
25. Tımur K.lncedayı
26 Balkan N. Islımyeli
27. Hûsamettın Koçan
28. Metın Dentz
29. Aloş
30. Nur Koçak
31. Fent Özşen
32 Uustafa Şener
33. Selma Gürbüz
34 Ody Sâban
35. Özer Kabaş
36. Menç Hızal
37 Namık Denizhan
38 Mehmet Aksoy
39 llgı Adalan
40 Metın Ekız
41. Erol Akyavaş
42. Fent Edgû
43. Burtıan Doğancay
44. Yüksei Aslan
45. Nuray Ataş
Erksania
dobra dobra
• Kültür Servisi —
istanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin Taksim
Atatürk Kitaplığı'nda
düzenlediği 'Dobra Dobra'
başhklı söyleşilerin bu ayki
konuğu yönetmen Metin
Erksan. BugUn saat
16.00'da baslayacak
söyleşide Metin Erksan,
Faruk Şüyün'ün kendisine
yönelteceği sorulan
yanıtlayacak.
'Doğanın
heykelleri^
• Prof.Dr. Bedrettin
Pars'ın "Doğanın
Heykelleri" adlı fotoğraf
sergisi Akbank Bebek
Sanat Galerisi'nde açıldı.
Pars'ın sergisi 1 şubata dek
sürecek.
UGUN
• Mozart konulu toplantı
"Yaşadığı Çağın Sanatına
Etkisi Açısmdan Mozart"
konulu yuvarlak masa
toplantısı bugün saat
18.00'de Avusturya
Başkonsolosluğu Kültür
Ofisi'nde. Ahmet CemaTin
yöneteceği toplantıya Filiz
Ali, Evin llyasoğlu, Nuri
lyicil ve Faruk Yener
katılıyor.
• Gençlik ve gelecek
Dr. Erdal Atabek'in
"Gençliği Nasıl Bir Gelecek
Bekliyor?" konulu söylesisi
bugun saat 17.00'de
Taksim Vakkorama'da.
• Anılarta Fotoğraf Isa
Çelik, Gülteken Çizgen ve
Şemsi Guner'in "Anılarla
Fotoğrar' konulu söylesisi
saat 19.00'da Ifsak dernek
lokalinde.
• Piyano resitali Piyanist
Hüsnıi Onaran saat
18.00'de İTÜ G.
Amfisi'nde bir resital
verecek.
bugün
bilsak
alanında, duş gucudür, elde
olan ya da olmayan olanaklar
değil. Boyutlan dolayısıyla ku-
çuk çaph böylesi bir müze, bir
görsel sanatlar müzesinin yeri-
ni alabilir. Gerçeğini, mekâmy-
la, yapısıyla, Türk örgutlenme-
siyle, butçesiyle, bilgisiyle, beğe-
nisiyle, ışığıyla... gerçekleşmesini
beklerken. Ve böylesi bir müze,
pratikliği açısmdan dünya gezi-
sine çıkabilir.
Neresinden bakarsanız bakın,
böylesi bir müze, "intime" bir
müzedir. Bu niteliğiyle de ger-
çek, kamu müzelerinden farklı-
dır. Her çekmecenin içinde ne
olduğunu gormek için o cekme-
ceyi açıp bakmak gerektir. Baş-
ka bir deyişle, seyirciden, merak-
lısından bir katılım ister. Büyük
muzelerdeki gibi yapıtlar duva-
ra sıralanmamıştır. Ya da evle-
rimizin duvarlannı "sıisleyen"
resimlerden çok önemli bir far-
kı vardır: Her gün karşımızda
olan resmi, baka baka gormez
oiuruz. (Bu nedenle midir,
Uzakdoğu, Çin ve Japon görsel
sanatlanndaki rulo, Türk/İslam
hat sanatmdaki murakka gele-
neği? Olabilir. Çünku bu yapıt-
lara bakmak istediğinizde, ">-al-
nız o an", onları açıp bakabilir-
siniz. O anın dışmda, onlar ken-
di içlerinde vardırlar, kendi ya-
şamlarıru yaşarlar ve hatırlan-
mayı beklerler.)
Bu çekmeceleri de örneğin bir
Hokusai'inin, bir Segai'nin ru-
losu ya da içinde Siyah Kalem-
lerin yattığı Topkapı Sarayı Mü-
zesi KitapTığı'ndaki bir saray al-
bümu ya da çeşitli hattatlardan
derlenmiş bir murakka gibi açıp
bakabilirsiniz.
Bir çekmeceyi çektiğinizde,
karşınızda duran resim, bilin ki
bir müzenin duvanndaki resim
gibi değildir. Siz, çekmeceyi çe-
ken kişi, onunla (yapıila) baş
başasınızdır. Sizin ona baktığı-
nız kadar, o da size bakar. Eğer
o yapıtta hiçbir şey görmüyor-
sanız, çekmeceyi kapar, bir baş-
kasını acarsmız. O da size bakar
ve bir önceki çekmecede
"yatan" yapıtla niçin anlasama-
dığınızı sorar. Böylece, sonsuza
değin sürecek bir sanat alışveri-
şinüa içinde bulursunuz kendini-
zi. Ama bu yalnız küçük,
'intime^ muzeler için söz konu-
su değildir. Buyük muzelerdeki
resimler de tum kalabaüğa kar-
şın, birileri tarafından keşfedil-
meyi bekler. Müzeleri dolaşan
kuru kalabalıklar, istatistikçileri
ilgilendirir. O müzelerde yer
alan ressamları, yontuculan de-
ğ'l-
Her büyuk ressarnın düşu bir
muzeye girmektir.
Ama müzenin büyüğü küçü-
ğü yoktur.
Ya da vardır: Büyük muzeler,
çoğu kez lahitlere b'enzer; örne-
ğin Louvre, Prado, British Mu-
seum, Capodimonte, Ermitaj...
Alçakgönüllu bir sanatçı, gü-
nün birinde böylesi bir lahde
girmektense, bir çekmeceye gir-
mevi yeğleyebilir. Çünkü çekme-
ce açılmayı bekler. Başka bir de-
yişle keşfedilmeyi.
Ve her çekmeceyi gunün bi-
rinde açan, içindekine bakan bi-
rilen bulunur.
24 OCAK PERŞEMBE :
19.00 Bcyın ve Düşünce:
"isıcklçrimızNasıl Gcrçcklcşir"
NüGÜN
19.00 AriistVVhoreDcsing
SiuartBrisley71-72:
RepliklcrEmüeAJAR,
(Yalan Romanı)
OyuncuAlı AYTUĞ
Görsel Sanat Atölyeleri
Mchmjt GÜLERYÜZ
yönaiminde(Pcr. - Cum.)
Yoga
Zcrrin AKGÜN
(P.lesı - Pcr. I8J0-1930)
Cafe-Fo)er-Bar(ariş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Kaı)
15.00-18.00 HcavyMetal
18.00-24.00 Rock
Kramp Blucs and Rock
bilsak, sırasclvilcrcad., soğancı
sok. 7 cıhangır
143 28 79-99
CemalReşit Rey Salonu'nda 2 sergi
MeksikaVlaıı yüzler
ASLI KAYABAL
"Meksika Huichol Sanatı" ve "Meksika'dan
Yüzler" sergileri 1 şubata kadar görülebilecek.
Cemal Reşit Re>' Konser Salonu
fuayesinde açıldı.
Turkpetrol Holding ve Mek-
sika Büyükeiçiliği'nin ortaklaşa
düzenledikleri sergi gerçek bir
Huichol olan usta sanatçı Jose
Benitez Sanchez'in "Houichol"
sanatından örnekler sunan tab-
loları ile fotoğraf şanatçısı Adal-
berto Rius'un Meksika'dan go-
rünümler sunan fotoğraflann-
Huicholler ya da Meksika Kı-
zılderilileri... Meksika'nm ku-
zeydoğusunda, düşle gerçeğin iç
içe geçtiği, söylencelerle örulü
bir dünyanın sahipleri. Ataları
Azteklerin kültürünü bugüne
taşıyan Huichollü iki sanatçının
"Meksika Huichol Sanatı" ve
"Meksika'dan Yüzler" sergisi
İNSAN PORTRELERİ — Meksikalı foloğrafçı Adalberto Ri-
os'un calışmalannın çoğu insan portrelerine yönelik. 33 fotoğra-
fın bü>ük bir bolumünde çocuklar, >«şlı kadınlar izleniyor.
dan oluşuyor.
"Huichol sanatrnın özünde
ne var? Meksika'nm Ankara
Büyükelçisi Antonio Duenas,
"Huichol, Meksika Kızılderili-
lerioin geleneksel sanatı. Daha
çok kuzeydoğuya ka>mış Holis-
co, San Luis Potosi ve Na>nrit
bölgelerindeki etnik gruplarm
özelliklerini yansı(ı>or.
Huicholler" diyor.
Huichol tablolar sıcak mum-
la kaplanan lahta bir zemin üze-
rine renkli yün ipliklerle şekil-
lendirilmiş. Bu alacalı ipiiklerin
girift dokularında dinsel ve mı-
tolojik öyküler yazılı. Uzak geç-
mişte "Huichol esini" uzun sü-
ren göçler, uykusuz geçen gece-
ler, dini danslar ve düşlerle şe-
kil bulurmuş. Büyükelçi Due-
nas'a göre bu "iplik" tablolar-
daki anlam bütünüyle doğal,
renkler yinelenebiliyor, ama ip-
liklerde beliren "duşsel
kahramanlar" sürekli bir deği-
şim içinde.
Duenas, "Huichol sanatı ba-
badan ogula aktanlan bir sanat
değil. Her Huichol ustasının
kendi dağarcığını besliyor, bu
mum-iplik kansımı tablolar" di-
yor. Huichol sanatmı yaratan
usta sanatçı Sanchez yerli bir
Huichol. J.Benitez Sanchez, ul-
kesi Meksika'da "Yucauye
Cucame" (Sessizlikle Yürüyen
Kişi) olarak tanımyor.
Sergi kapsamında Adalberto
Rios'un fotoğrafları da Meksi-
ka'dan değişik görunümler su-
nuyor. Rios'un objektifinde 33
fotoğraftan çoğu Meksikah in-
san portrelerine yönelik. Bu fo-
toğraflarda Huichollü çocuklar,
yaşlı kadınlar, Meksika'dan es-
ki mahalleler ve manzaralar. iz-
leniyor.
C CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ • İ.D.O.
^ ^ İŞBİRÜĞİ
BOSTANCI
KITAP ŞENLIGI
• Yeni Yapıtîar • Çok Satan Kitaplar
• BUGÜN 24 ocak perşembe, 16.00
"YAZAR ZİYARETİ"
Çağrılı yazarlar:
Sababattin Kudret Aksal Astm Bezirci Ömer Nida
Mebmet Başaran Arif Damar Melisa Gürpınar
Salâh Birsel . Vedat Günyol Ali Sirmen
BOSTANCI DENİZ OTOBÜSLERİ İSKELESİ
Her gün: 8.30-18.30 amsı
Üyelere ındınm.
SIVAS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
İLAN
Esas No: 1988/185
Karar No: 1990/91
Davacı Hazıne tarafından, davalılar Kamber Güzddere ve müşte-
reklerinin aleyhlerine açılan kadastro tespitinin iptali ve tescıl dava-
sında mahkememizden venlen Sıvas Akpınar köyünde bulunan dava
konusu 2355 parsel numaralı tajınmaz hakkındaki davanın reddine,
davalılann müşterek murisleri Halil GazeUere'nin mirasçılan olan da-
valılar adma tespit gibi tesciline ilişkın karar ile bu kararın davacı Ha-
zine tarafmdan temyızine ilişkin dava dılekçesinin davalıiardan Halil
oğlu Hüseyin Guzeldere ile Kamber Güzeldere'nin tüm araştırmalara
rağmen tebligata yarar açık aJreslerinin tespit edilemediğinden kara-
rın ve temyiz diekçesinin tebligat yerine geçerh olmak uzere ılanen
teblı|ine, ılanm son ilan tarihinden itibaren 15 gun sonra tebiıg edil-
miş sayılacağı ve dosyanın ilgili Yargıtay bajkanlıgıııa gönderileceği
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 45252
1987 model bordo Serçe satılıktır.
Tel: 512 05 05 / 486-485
İLAN
Gıda Maddeleri Tuzüğü'nu
aykırı davranroak suçundan
Besni Uçesi Bozmekan mahallesi
Nuf. kayıüı olup Yeni Besni ma-
hallesinde fınncılık yapan Meh-
met ve A>şe'den olma 1965
D.'lu Mustafa Kesmezoğlu'nun
Besni Sulh Ceza Mahkemesi'nin
5.12.1990 gun ve 1989/352 E.
1990/620 sayılı kararı ile
TCK'nın 398 ve 402 maddesi ge-
reğince 3 ay hapis eezası verilip
15 bu cezanın gunlufu 5.000 TL
hesabı ile paraya çevrilerek
470.000 TL ağır para eezası ile
curme vasıta kıldığı fınncılık
meslek ve sanatı ticaretinden 3
ay müddetle tatiline ve aynca
ekmek fırını/Hn 7 gun süre ile
kapatılmasına karar verılmiştir.
İlan olunur. 8 1.1991
Basın: 18119