Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Ozden: \etki
devridurmah
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) —
Hükümete yabancı ülkelere
asker gönderme ya da
yabancı ülke askerlerini
Türkiye'de bulundurma ve
savaş ilanı yetkileri veren
107 ve 108 sayıh TBMM
kararlannın iptali istemine
ilişkin Anayasa
Mahkemesi'nin ret
karannın gerekçesi Resmi
Gazete'de yayıralandı.
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Yekta Güngör
özden, ret karanna
kullandığı karşı oy
yazısında, "Anayasa
Mahkemesi'nin iktidar
baskısıyla Anayasa'mn
savsaklantnasına olur
vermeyeceğini" belirterek,
"Mahkeme, Anayasa
değişmeden sistemi •
değiştirecek, eylemli
biçimde başkanlık sistemine
geçişe yarayacak sakıncalı
yetki devirlerini
durdurmalıdır" dedi.
Türkiye
batakta
• ANKARA (UBA) — Dış
politika uzmanı ve SBF
eski öğretim üyesi Doçent
Doktor Haluk Gerger,
Körfez savaşmı
değerlendirirken "Bu savaş
Irak'ın yenilgisiyle de
sonuçlansa Türkiye içinden
çıkamayacağı bir batağa
saplanmıştır. Daha
şimdiden 100 milyon
Arabın, 100 milyonlarca
Asyalının ve Afrikaiınuı
gözunde ABD
emperyalizmi, İsrail
Siyonizmi ve Türk
militarizminden bir şeytan
üçgeni oluşmuş
durumdadır. Savaş
sonrasında da Türkiye'ye
adaletsiz düzenin ve
emperyalisit ganimetin
bekçiliği rolü düşecektir"
dedi.
Çocuklar için
tehlikeli __
• tSTANBUL (UBA) —
Prof. Aysel Ekşi, savaş
psikolojisinin yaş, coğrafi
durum ve kişilik yapısına
göre insanlan değişik
şekillerde etkiledigini
belirtti. Prof. Ekşi, özellikle
evlerde 24 saat savaş yayını
yapıldığına dikkat çekerek
"CNN'in yaptığı yayınlarda
özellikle çocuklar üzerinde
etki oluşturulmaya
çalışüıyor. Tek yönlü bu
habercilikle ABD
sempatizanı yetiştirmek ve
'güçlü Amerika' imajını
kuvvetlendirmek amacı
ğüdülüyor. Savaşın uzun
süreceği ve bu yayınların
devam edeceği düşünülürse
bu gizli amaca ulaşmak hiç
de zor olmayacaktır" dedi.
Halk savaş
istemiyor
• tç Politika Servisi —
Mimarlar Odası'ndan
yapılan yazılı açıklamada,
halkın büyük
çoğunluğunun savaş
istemediği vurgulanarak
banş ve demokrasi
ortamının yeniden
kurulması için her tiirlü
çabaya omuz verileceği
açıklandı. Açıklamada
özetle şu görüşe yer verildi:
"Savaş istemeyen
halkımızın bu efilimlerine
karşın, İncirlik Üssü'nün
kullanımına izin verilerek
savaşta Türkiye'nin de taraf
olması tehlikesi
yaratılmıştır. Üslerin
kullanımı ve komutasının
ABD askeri komutasına
bağlanmış olmasını ülke
bağımsızlığımn ihlali olarak
kabul ediyoruz. Bu
nedenlerle üslerin savaşta
fiilen yer alan uçaklara
kapatılmasını ve
komutanının geri alınmasını
istiyoruz."
Barış çağrısı
• lç Politika Servisi —
SHP Istanbul fl Başkanı
Ercan Karakaş, "Incirlik'e
başlatılan operasyonların
savunma değil, kışkırtma"
olduğunu söyledi ve
"Türkiye, Incirlik'ten uçak
kaldınlmasıru derhal
durdurmalıdır" dedi. Ercan
Karakaş yaptığı yazılı
açıklamada, tüm dünyanın
Incirlik'ten kalkan
uçakların Kuzey Irak'ı
bombaladığını bildiğini
belirterek iktidarın bunu
halktan gizlemeye çalıştığını
ve TRT'nin yayınlarında
sansür uyguladığını söyledi.
Akbulut, gerektiğinde savaş hali ilanı için Meclis'egideceklerini açıkladı
'Her şey söylenmez'"Askeri harekât saat saat açıklanmaz. Böyle
şey olmaz" diyen Başbakan Akbulut, savaş
hali ilanına gerek olmadığını söyledi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
Başbakan Yıl-
dırun Akbulut,
ANAP gru-
bunda yaptığı
konuşmada, Turkiye'deki üsle-
rin kullandırıldığını, "ama as-
keri bilgilerin ve askeri harekâ-
tın saat saat açıklanamayacagı-
nı" söyledi. Akbulut, "Ben di-
yebilir miyim ki şu kadar uçak
kalktı. şu kadarı indi. Bunlar
söylenmez" dedi.
Akbulut, ABD'nin bile askeri
harekâta ilişkin bilgileri verme-
diğini ifade ederek Türkiye'nin
gerektiğinde savaş hali ilan ede-
bileceğini, bunun için de Mec-
lis'e gelinecegini söyledi. Akbu-
lut, "Bir saldırı olursa biz de
müdahalede bulunacağız. Ama
şimdilik böyle bir şey yok. Al-
İah Tfirkiye'yi savaştan
korusun" dedi. Milletvekilleri
bunun üzerine hep bir ağızdan
"Amid" diye bağırdılar.
ANAP grubunda dün lçişle-
ri Bakanı Abdiilkadir Aksu si-
vil savunmaya ilişkin alınan ön-
lemleri anlattı. Aksu, ağustos
ayı başında Körfez krizinin baş-
lamasından bu yana her türlü
tedbirin aJındığıru belirterek ge-
rekli yer ve kişilere dağıtılmak
üzere gaz maskesi de getirtildi-
ğini söyledi. Aksu, sivil savun-
ma ile ilgili tedbirlerin tamam-
landığını ifade ederek "Ama bi-
zim esas korkumuz Irak'tan
Türkiye'ye bir multeci akını. Şu
anda çok fazla multeci akınıniD
olmamasuun nedeni Irak'tır.
Irak kendi ülkesinde panik ya-
ratmamak için şimdilik bu akı-
nı önlemiştir" diye konuştu.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
üslerin kullandırıldığını açıkla-
dı. Basına kapalı ANAP gru-
bunda konuşan Akbulut, resmi
kanallardan üslerin kullandırıl-
dığını söylemenin doğru olma-
dığını da ifade ederek "Kaç
uçak kalktı, kaç üçak indi, bun-
lar söylenmez. ABD bile askeri
bilgileri açıklamıyor" dedi.
Akbulut, şu anda savaş hali
ilanına gerek olmadığını da be-
lirterek anayasanın 92. madde-
sini okudu. Akbulut, ABD'nin
bile savaş hali ilan etmediğini,
Irak'a sadece müdahalede bu-
lunduğunu anlattı:
Akbulut, hükiimetin tüm iş-
lemlerinin hukuka uygun oldu-
ğunu belirterek şöyle konuştu:
"Askeri harekât saat saat
açıklansın mı? Böyle şey olmaz.
tttifak kararlarına seyirci kala-
mayu. Bu yaptığımız is de sa-
vaş değil. Bize dokunmayan yı-
lan bin yaşasın diişiincesi de
yanlıştır."
Akbulut, muhahfetin tepki-
sini de sert bir biçimde eleştire-
rek "Muhalefet yanlış yapıyor.
Ülkenin güvenliğini tehlikeye
sokuyor" diye konuştu. SHP
milletvekillerinin TRT'yi işgal
ettiklerini anlatan Akbulut,
"Ne kazanacaklar? Bundan ne
fayda umuyorlar? Muhalefet
sorumsuz ve anlamsız
davranıyor" dedi.
Bu arada Burdur Milletveki-
li Fethi Çdikbaş, Başbakan Ak-
bulut'a muhalefet liderleri ile
görüşüp görüşmeyeceğini sor-
du. Akbulut da "Dtşişleri Baka-
nı'nı gönderecegim" yanıtını
verdi.
Türkîye kaderîne hâkitn değîl
Inönüy Cumhurbaşkanı'nın ve hükümetin Türkiye'yi küçük düşürdüğünü söyledi
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
Inönü, Türki-
ye'nin kendi
kaderine hâkim olmadığını söy-
ledi. lnönü, ordunun kara ha-
rekâtına sokulmak istenmesi
durumunda Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın buna da 'evet'
diyeceğini öne sürdü.
lnönü, dün partisinin grup
toplantısında yaptığı konuşma-
da, Başbakan Yıldınm Akbu-
lut'un "TBMM'den uç defa izin
istediğini marifet gibi
söyledigine" işaret ederek "Her
geldiğinde niçin geldiğini bilmi-
yordu. Talimat aldı getdi. Aldıgı
talimatın başka yerden aldıgı ta-
limatla bağdaşmadığı ortaya
çıktı. Daha kaç defa geleceğini
bUmiyoruz. Bunu Akbulul da
bilmiyor. Kaygımız budur.
Türkiye bugün kendi kaderine
hâkim değil" dedi.
Vatandaşlann Körfez'de olup
bitenleri ve dünyadaki diploma-
tik gelişmeleri yabancı ajanslar-
dan izlemek zorunda bırakıldık-
larını, hükümetin söyledikleri
ile bu ajansların verdikleri ha-
berler arasında önemli farklar
olduğunu belirten lnönü, ko-
nuşmasını şöyle sürdürdü:
"Savaşın içindeki yerimiz ne-
dir? Bunu ne TBMM'de ne de
kamuoyunda doğnı düriist an-
latamıyorlar. Söyledikleri şeyler
•tam tersine sonuçlar veriyor. Bu
savaş, içinde bulunmamız gere-
ken bir savaşsa onu söylesinler.
Bu savaşa hem giriyonız, hem
ginniyoruz. Bu konuda kesin
bir açıklama yapmıyorlar.
Türkiye'yi küçük diişürüyor-
lar."
Körfez savaşının Birleşmiş
Milletler kararlannın uygulama-
sı için başlatıldığını, bunun için
de Türkiye'den de yardım isten-
diğini belirten lnönü, "AmaSa-
yın Özal çıkıyor 'Bu bizim için
çok cazip bir şeydir. Hiç kumar
değildir. Muhakkak kazanaca-
ğız' diyor. Böylelikle tüm dün-
ya kamuoyu önünde Türkiye'nin
bir çıkarcı emperyalist politika
yürüttuğü izlenimini veriyor"
dedi.
Kara harekâtı
Cumhurbaşkanı Özal'uı ken-
di prestijini ve ANAP'ın bugün
içinde bulunduğu durumu dü-
zeltmek için bir çıkar politikası
iziediğini, oysa arkasında mille-
tin bulunmadığını öne süren
İnönü, devamla kaygılarını şöy-
le dile getirdi:
"Yann Türk askerinin kara
harekâtına katılması istenirse
Sayın Özal ne diyecek? Yine
'evet' diyecek. Bu defa Türki-
ye tüm gücüyle savaşa katılmış
olacak. Benim başlıca kaygım
budur. Türkiye'nin bütun gücü-
nü ortaya koymasını engelleye-
cek bir direniş hükümette yok.
Sayın Özal'da da yok. Üslerin
bombalanmasına karşı bizi kim
koruyacak? Herhalde o üsleri
kullanan yabancı güçler değil."
tnönü'nün BBC'ye
demeci:
BBC televizyonunun dün In-
cirlik'teki gelişmelere ilişkin ha-
berinde konuşan lnönü, "Esas
endisemiz bu eylemin, Türkiye'-
nin gerçekten karada Irak'a
karsı operasyonlara girmesine
kadar varmasıdır" dedi.
V v i rkTTkttf^strk
Y a z a r
' sanatçı ve politikacılardan oluşan bir
gru^ d ü n Jsjanbulda Amerikan Başkonsolosluğu
önünde Körfez savaşını ve Türk hükümetinin savaşa ilişkin politikasını protesto
etti. Polis, grubu zorla dağıttı. gözaltına alınan olmadı. Politikacı ve sanatçılar,
dün saat 11.00 sıraiarında çevik kuvvet ve öteki resmi görevlilerin yollan keserek
geniş guvenlik önlemleri aldıgı konsolosluk binası çevresinde toplanmaya başla-
dılar. Edip Akbayram, Nur Sürer, Hasan Kıyafet, Halil Ergün, SHP lstanbul İl
Başkanı Ercan Karakaş, Aytaç Annan, tlyas Salman, Sadık Gürbüz, Bilgesu Ere-
nus'un da aralannda bulunduğu kalabalık, polis barikatını geçerek ABD Konso-
losluğu önünde üzerinde "Emperyalist savaslara son" yazılı bir pankart açtılar.
Odakule önlerinde polisin bir kişiyi gözaltına almak istemesi nedeniyle gnıpla polis
arasında tekrar tartışma çıktı, ancak Ercan Karakaş ve bazı sanatçılann müdaha-
lesiyle engellendi. Sanatçı, yazar ve politikacılardan oluşan grup İstiklâl Cadde-
si'nden Taksim'e dogru yüriıdü. Buradaki Sanat Sevenler Derneği'ne giderek bir
süre kendi aralannda Körfez savaşını tartıştılar. Bu arada sivil görevlilerin de der-
nek önünde ve daha sonra iceride bekledikleri gözlendi. (Erdogan Koseoglu)
Türkiye'nin yükti paylaşıkın
Özal, Washington Post'takiyazısında savaş sonrasına dikkat çekti
VVASHINGTON (AA) —
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Washington Post gazetesinde
yer alan makalesinde, Körfez
bunalımının kaçınılmaz biçim-
de savaşa yol açtığını, ancak bu-
nun ardından Ortadoğu'da ka-
lıcı barış için çaba harcanması
gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Özal, gazete-
nin 22 ocak tarihli sayısında yer
alan "Kaçınılmaz Savaş" baş-
Iıklı makalesinde, uluslararası
kamuoyunun, çaüşmadan son-
ra bölgenin istikrara kavuştu-
rulması yollannı aramaya baş-
laması gerektiğini kaydetti.
Guvenlik Konseyi yaptınmla-
n üzerine de Türkiye'nin hemen
harekete geçtiğini, Irak petrol
boru hatlannı kesip en büyük ti-
carete sahip olduğu sınırlardan
birini kapattığını vurgulayan
Cumhurbaşkanı, şoyle dedi:
"Gerekli fedakârlığın farkın-
da olmamıza ragmen. tazmina-
tı ya da kişisel çıkarlarımızı dıi-
şünmedik. Tavnmızın başından
beri prensipten kaynaklandığı-
nı ve şimdi de aynı biçimde de-
vam ettiğini belirtmek isterim.
Türkiye, yapünmlan derhal uy-
gulayarak uluslararası koalisyo-
nun oluşumunda çok belirgin
rol oynamışür.
Irak halkıyla yakın ve dosta-
ne ilişkilerimiz ve Türkiye'nin
gelişmekte olan ekonomisi özel-
likle göz önüne alındığında,
Irak ile ticareti durdurmanın
maliyeti yüksek olmuştur. Ulus-
lararası kamuoyu, Türkiye'nin
banş için isteyerek omuzladığı
yükün eşit paylaşımını dikkatle
degerlendirmelidir.''
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Türkiye'nin ABD tarafından
belirlenen amaçlara ulaşılması
için çokuluslu güçlerin eylem-
lerini destekledığını belırterek
şöyle dedi:
"Bu amaçla TBMM, lürk
Silahlı Kuvvetleri'nin başka ül-
kelere yollanması ve yabancı
kuvvetlerin Türkiye'ye gelmesi
ve Türkiye'de kullamlması için
hükümete yetki vermiştir. Bu
hareketlerin boyutu, zamanla-
ması ve gerekliliğine, hükumet
tarafından karar verilecektir.
Türk askerlerinin sınırianmı-
zın dışına yollanmasına
TBMM'nin yetki vermesi, ibti-
yati bir tedbirdir. Belirtmek is-
TIME DERGİSİNİN YORUMU
Türkiye daha fazlasına layık
Time'ın, muhabirlerinden Strobe Talbott,
Ankara'dan yazdığı yazıda, demokratik bir
politik sisteme, laik bir devlete, pazara dayalı bir
ekonomiye ve Batı ile sıkı guvenlik bağlanna
sahip tek îslam ülkesi olan Türkiye'nin bölgede
model olacağını belirtiyor.
Dış Haberier Servisi — Ame-
rikan "Time" dergisinin muha-
birlerinden Strobe Tallbot, der-
ginin son sayısına Ankara'dan
gönderdiği yazıda, Ortadoğu
bölgesindeki demokratik bir po-
litik sisteme, laik bir devlete, pa-
zara dayalı bir ekonomiye ve Ba-
tı ile sıkı guvenlik ilişkilerine sa-
hip tek Îslam ülkesi olan Türk-
iye'nin Batı nezdinde daha faz-
la desteğe layık olduğunu belirt-
ti.
Tallbot, cumhurbaşkanının
Türkiye'yi, Rus imparatorluk
sisteminin çöktüğü ve yeni yapı-
ların oluştuğu koşullarda İran-
dan ve Arap Yarımadası'ndan
gelecek aşın dinci akımlan etki-
sizleştirmeye yardım edecek bir
güç olarak gördüğünü kaydedi-
yor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Bu, bunahma egilimU, otok-
rasi ile yönetilen bolge. savaşı iz-
leyecek olan yeniden inşa ve dü-
zenleme döneminde özenecek
bir modele gereksinim duymak-
tadır. Gerek galip gerekse mağ-
lup Araplar, aralannda, hatalan
ne olursa olsun, demokratik bir
politik sistemi olan laik bir dev-
lete, pazara >önelik bir ekono-
miye ve Batı ile sıkı guvenlik iliş-
kilerine sahip olan bir İslam ül-
kesine gereksinim duymaktadır-
lar. Turkiye, bu açıdan, yalnız-
ca en iyi aday değil, tek aday-
dır."
"Şimdiye kadar Türkiye, çı-
kariannı savundugu ve dostlu-
gunu istedigi NATO'daki daha
zengin müttefikleri tarafından
birçok kez nor gorülmüştür. Bir
yıl önce Avrupa Toplulugu
Türkiye'nin üyelik başvunısunu
geri çevirdi. 1993'te AT dışarı-
da kalanlara yeniden açıldığın-
da Türkiye hattın başında yer
alacaktır."
"Onlarca yıl boyunca ABD-
deki büyük Yunan ve Ermeni -
Amerikan lobileri sık sık Os-
manlı dönemine atıfta yaparak
Türklere karşı şikâyetlerde bu-
lundular, saghklı politikaya,
sagduyuya ve basit durıistlüğe
yol tıkadılar. Kongre ise coğraf-
yanın Türkiye'ye uluslararası ba-
nşı konımada çok daha fazla
aktif ve yaşamsal bir misyon
biçmesine karşın, Yunanistan ile
Türkiye'ye yapılan askeri yardı-
mı katı ve keyfi bir formülle bö-
lüştürdü."
"Özal, Irak'a karşı koalisyo-
nun kuruculanndan birisidir.
Gecen hafta onun hukümeti,
ABD'ye Türk üslerinde bom-
bardımana gecme ve arama -
bilgi toplama misyonu yürütme
izni veriimesini onayladı. "
terim ki biz saldınya ugrama-
dıkça, Türk Silahlı Kuvvetleri
Irak'a karşı operasyonlara gir-
meyecektir. Irak'ın ya da her-
hangi bir başka ülkenin topra-
gında gözümüz olmadığı gibi
kendi toprağımızın bir kanşın-
dan da vazgeçmeyiz.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Washington Post gazetesinde
yer alan yazısında, "Ulusbrara-
sı kamuoyunun, çatışmadan
sonra bölgenin istikrara kavuş-
turulması yollannı düşünmeye
başlaması gerektiğini" vurgula-
yarak şöyle devam etti:
"Körfez bunahmını arkamız-
da bıraktığımızda, Arap-tsrail
sorunu en temel düzeyde ele
alınmalı ve çözülmeiidir. Türki-
ye'nin bu soruna ilişkin politi-
kası her zaman açık, tutarlı ve
dengeli olmuştur. Filistinlilerin,
aralannda kendi devletlerini
kunna hakkı da dahil meşru
haklannı ve tsrail'in güvenli ve
tanınmış sınırlar içinde yaşama
dahil, bölgedeki bütün devletle-
rin haklannı tanıyoruz."
Ekonomik işbiriiği ile el ele
gitmesi gereken bir başka onem-
li sürec de, demokratikleşmedir.
Bu, bölgeyi, yeni dünya düzeni-
nin gerekleriyle a>nı düzeyde tu-
tacak ve Ortadoğu'da gerçek
banşa ulaşmak için lüzumlu
şartlan güçlendirecektir.
Körfez bunalımı sona erdi-
ğinde yapmamu gereken işler
var. Kendimizi, Ortadoğu'da
kalıcı banş için gerekli şartlan
kurmaya adamalıyız.
Şimdi gerçekten yeni bir
dünya düzeni kurmaya yönel-
mek için banşa çabucak dönme-
yi ümit ediyoruz."
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
İrademiz Dışındaki
Olaylara Kapılarak...
ANKARA — İncirlik'ten kalkan uçakların Kuzey Irak'ı bom-
bardıman ettiğini kapalı bir ifadeyle TV'de itiraf eden Baş-
bakan, daha sonra basını çağırıyor. Genç gazetecilerin
gözükara. Soru üstüne soru yağdınyorlar.
Örneğin, üslerin kapsamlı biçimde askeri amaçla kulla-
mlması ne demek? Öğrenmek, açık seçik, hiç değilse Batı
haber kaynaklarına benzer netlikte kamuoyuna duyurmak
istiyorlar.
Sert eleştirilerden, hatta kimi olumsuz eylemlerden etki-
lenmez görünen Akbulut'un birden sabrı taşıyor, ayağa kal-
kıyor. TV kameramanına dönüyor, "Kapat" diye buyuruyor.
Gazetecilere bakıyor, ses alma araçlarını durdurmalarını is-
tiyor. Ellerini iki yana açarak:
"İstediklerinizi söylersem Türkiye'nin menfaatierine mi ola-
cak? Bakın, Amerika bile milli menfaatleri için basına kısıt-
lamalar getirdi" diyor. Oysa başta CNN, bütün yabancı TV'ler
Türkiye'den izlenen yayınlarında İncirlik'ten kalkan uçakla-
rın Irak'ı beş gündür bombaladığını bildıriyorlardı. Bu nasıl
"milli menlaaf'ti ki hem bilmiyor hem de bilinmiyor gibi dav-
ranılması isteniyordu. Basının önceki gece Akbulut'a sordu-
ğu buydu.
Dün sabah Başbakan'ın muhalefet liderleriyle bir araya
gelerek "gerekli bilgiyi vereceği"ni çevresindeki resmi ağızlar
söylüyordu. Kösk'ü dışlayan muhalefet, Akbulut'un çağrısı-
na uyacaktı. TO, kendisini dışlayan muhalefetin, Akbulut'u
"meşru görmesine" tahammül edebilir miydi?
Akbulut, TO engeli-
ş
n
amşa
y
? £ d
bü
un
g
?n D
^ f / / gözlemcilere
liderleri çağıracaktı. QOre aŞKerfer USİeH
ngeli Başba ABD'nİD kUİIandlÖinMalum engeli Başba- ABD'nin
kan'ın aşamayacağı hükümf*tin
anlaşıldı. Alptemoç^
n u K u m e
"
n
in muhaiefeti ziyaret açıklamasında ısrarcı
edeceği açıkiandı. olmuşlardı. Ne var ki
Kuşkusuz muhalefet aciklaiTld
"gazetelere geçme- ' ç
'
yen geniş ve taze bil- oaVaŞlıla
gtlerie gerçekçi de- tehlİKenİn daha
ğerlendirmeler alma pQJ(jşQÇQğj yorumlariDI
dece umut— yıtirme- flf6f/fQ/.
den toplantıya katıla- _
caktı. Örneğin hükümet, Beyaz Saray'laTÖ arasındaki "sü-
rekli görüşmelerle mutabakatlardan" yeteri ölçüde bilgili miy-
di? Gelişmeleri ve olayları kavrayabilmek için her şeyden
önce hükümetin, askerlerın, muhalefetin bugüne kadar Çan-
kaya'da neler olup bittiğini bilmesi gerekirdi.
Yine özel önem taşımayan bilgiler verilirse, muhalefet, bir
iki saat yine havanda su dövüldüğünü söyleyecekti. Bu arada
dün kulislerde, Başbakan'ın koşar adım TV'ye çıkarak sıcak
savaşa katıldığımızı beş gün sonra kabul ve itiraf etmesinin
altında yatan nedenler konuşuluyordu.
Günlerdir suskunluğunu sürdüren, gerçeği TBMM'de açık-
lamaktan kaçınan hükümet, acaba hangi nedenlerle üsleri
kullandırdığımızı resmen açıklamıştı?
Dikkatli göziemcilere göre askerler üsleri ABD'nin kullan-
dığını hükümetin açıklamasında ısrarcı olmuşlardı.
Ne var ki açıklama, kara savaşına uzanacak tehlikenin da-
ha da pekışeceği yor jmlarmı getirdi. Örneğin dün Demirel,
"Hem adamın başında bombalar patlatacak hem de 'Bana
saldırmazsan savaşa fiilen katılmam' diyeceksin. Bu nasıl
mantıktır?" diyordu. İnSnü, dünü, bugünü ve geleceğimizi
şöyle özetledi: "Türkiye kendi kaderine hâkim değil!"
Üsleri karşılıksız kiraladıktan sonra saldınya uğramadığh;
mız halde Pentagon isterse "irademiz dışında" kara sava
J
şına da girebıleceğımizi anlatmaya çalışıyordu. Zaten ABD,
savaşın Ortadoğu'da daha genişlemesinden bugün çekin-
mese ya da önümüzdeki günlerde böylesi olasılığın gerçek-
leşmeyeceğine güvenebilse, Türk askerini çöllere atmaktan
bir an için duraksamayacak. TÖ'nün aylardır içtenlikle bek-
lediği gerçekleşecek.
Başbakan'ın önceki gece açıklama yapacağından haber-
siz olan Irak Elçisi El Tikriti ise aynı sabah, "Biz kuzeyden
vurulduk, ancak nereden vurulduğumuzu bilmiyoruz"
diyordu.
Dünyanın bildiğini bilmemezlikten gelme nezaketini gös-
teren büyükelçi, artık nereden ve kimin vurduğunu resmen
öğrenmiş bulunuyor.
Bağdat'ın resmi yanıtı bakalım nasıl olacak?
SAVAŞ TBMM'DE TARTIŞILDI
"Çok konıışmayalını
paniğe neden olur'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Körfez savaşı
TBMM'de gündem dışı konuş-
malarla tartışıldı. ANAP'lı
Mukerrem Taşçıoglu Türkiye'-
nin "aslında harbin içinde" ol-
duğunu soylerken Dışişleri Ba-
kanı Kurtcebe Alptemoçin,
konunun fazla konuşulması-
nın paniğe yol açtığı görüşünü
savundu.
TBMM Genel Kurulu'nda
gündem dışı ilk sözü alan
HEP Genel Başkanı ve Bursa
Milletvekili Fehmi Işıklar, "Bu
savaştan emperyalist güçlerden
başka kimsenin yararı yoktur.
tnsanlık için bir yıkım olan bu
savaş ABD'nin çıkarlan yü-
zünden meydana getdi. Diğer
ülkeler de kıyısından bucağın-
dan bulaştı" dedi.
Körfez'de sıcak çatışma baş-
lamadan önce ve şu günlerde
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı
tarafından yönlendirildiğini ve
bir Amerikan yayını olan
CNN tarafından bilgilendiril-
diğini belirten Işıklar, dünya
basınınm savaşa öldürülen in-
sanlar açısından değil atılan
bombaların toplam maliyeti
açısından baktığını söyledi.
Savaşın giderek bir Haçü sefe-
rine dönüştüğünü ve Muslü-
manlann birbirini kırdığını an-
latan Işıklar, Güneydoğu'dan
göçün sürdüğunU anımsattı ve
"Bu insanlar işsizdir. Göçtük-
leri yerlerde 15-20 kişi bir ara-
da yaşamaya calışıyor. Bunlar-
la kimse ilgilenmiyor. Ya yol
parası bulamadığı için bölge-
den aynlamayan insanlanmı-
zın dunımu ne olacak? Bunlar
nasıl yaşayacaklar, nasıl konı-
nacaklar?" dedi.
Gündem dışı söz alan
ANAP Sıvas Milletvekili Mü-
kerrem Taşçıoglu ise muhale-
fetin, Türkiye'nin bu sorunda
herkesten önce davranarak çok
öne çıktığı biçimindeki eleşti-
rilerini yanıtladı. Fransız Par-
lamentosu'nun yedi saat süren .
toplantısını iziediğini belirten
Taşçıoglu, şunları söyledi:
"Türkiye eğer 'bilmem ne-
den çıkar gibi' ortaya çıkmış
olsaydı, bunu sahiplenseydi,
yedi saat süren bir müzakere
esnasında, hiç degilse bir cüm-
leyle bir yerinde, 'Aman efen-
dim, hepimizden cesurmuş, ne
kabadayılık yaptı' denirdi.
Kendi kendimize gelin güvey
olmayalım."
Hükümet adına söz alarak
eleştirileri yanıtlayan Dışişleri
Bakanı Kurtcebe Alptemoçin,
"Çok enteresan bir haleti rn-
hiye içindeyiz. Saddam'a kimin
mazlum, kimin canavar dedi-
ği, niye dediği anlaşüamıyor.
Belki de yenilenden, güçsüz-
den yana olmak, acıinak, mil-
letimizin meziyetlerinden biri-
si. Ama dünya banşı bozuldu.
Biz, barışın yeniden yapılması
istikâmetinde görüşlere
sahibiz" dedi.
İstikrar unsuru
Alptemoçin, Türkiye'nin
krizden, hiç kimsenin burnu
kanamadan çıkmasının, güçlü
çıkmasımn bir unsuru olacağı-
nı belirtti. Türkiye'nin bölge-
ye asker göndermediğini, top-
raklannda savaş olmadığını
kaydeden Alptemoçin, halkın
paniğe kapılmasmın, karışık-
lıklar çıkmasının yarar getir-
meyeceğini söyledi.
TBMM'de grubu olan mu-
halefet partilerinin Türkiye'nin
Körfez savaşında oynadıgı rol
konusunda milletvekillerine
yeterli bilgi verilmediği konu-
sundaki eleştirileri üzerine, si-
yasi parti liderleriyle görüşme-
ye karar verdiği bildirilen Alp-
temoçin, bu sabah önce SHP
Genel Başkanı Erdfü lnönü,
daha sonra da DYP Lideri Sü-
leyman Demirel'le bir araya
gelecek. Görüşmeler lnönü ve
Demirel'in TBMM'deki çalış-
ma odalarında gerçekleşecek.
Dışişleri Bakanlığı yetkilile-
rinin verdiği bilgiye göre Alp-
temoçin'in randevu istemi her
iki lider tarafından da kabul
edildi.