25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 Türkiye saldırgan tutumda Mitsotakis Yunanlı gazetecilere yaptığı açıklamada "Türkiye ile diyaloğun devamı için bu ülkenin saldırgan ve tahrik edici tutumunu terk etmesi şarttır" dedi. Yunanistan Başbakanı Mitsotakis'ten suçlama: DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN SHP'nin Güneydoğu Raporu II £orbi'nin annesi dertli • MOSKOVA (AA) Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'dan şikâyet edenler kervanına, 79 yaşındaki annesi de katıldı. Komsomolskaya Pravda'da önceki gün Sovyet liderinin annesi Maria Pantelyevna Gorbaçov'un günluk yaşamını anlatan bir yazı yer aldı. Güney Rusya'nın Privolnoye köyünde yaşayan Maria Pantelyevna, evini satarak Moskova'ya taşınacağı söylentileri konusunda, "Bcn Moskova'da da yaşadım ama oğlumu burada göremediğim gibi orada da göremiyordum. Sabah altıda evi terk ediyor ve gece geç saatlerde geliyordu. Bir yere gitmiyorum" dedi. ATİNA (AA) Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis, TUrkiye'nin saldırgan ve tahrik edici bir tutum içinde olduğunu söyledi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras ise Ege'deki Yunan karasularının 12 ınile çıkarılmasının Yunanistan'ın vazgeçilmez bir egemenlik hakkı olduğunu ve Türkiye'nin bu karara itiraz hakkı bulunmadığını iddia etti. Ana muhalefetteki PASOK lideri eski Başbakan Andreas Papandreu ve Sol Ittifak lideri Harilaos FlorakJs ile dün ayrı ayrı görüşerek TürkYunan diyaloğu ve Kıbrıs konusundaki son gelişmeler hakkında kendilerine bilgi veren Mitsotakis, bu göruşmelerden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada "Türklye ile diyaloğun devamını istiyoruz. Ancak, bunun gerçekleşebllmesi için TUrkiye'nin saldırgan ve tahrik edici tutumunu terk etmesi şarttır" dedi. Mitsotakis, Maraş'taki son gelişmeler mentoda başlayan YunanABD Savunam tşbirliği Anlaşması'nın (SİA) onaylanması ile ilgili kanun tasarısı görüşmelerinde yaptığı konuşmada "Karasularımızı 12 mile çıkarmak, mutlak ve vazgeçilmez bir egele ilgili olarak ise "Maraş'ta yönetim, yamenlik hakkımı/dır. Bu hakkunız bugün nl rejim degişmedi. Olabilecek seylerin en azı oldu. Turklerin başka bir tahrikle bu kullanıp kullanmanıamı/ başka bir konulunacagına inanmıyorum. Bu yüıden da dur. Karusularımızı genişletme hakkını ha fazla endişe etmeye gerek yok. BM Gıi kullanmak, buim kararımıza bağlıdır" venlik Konseyi'nin de kararından sonra dedi. bugünkü dunımu ölçülii de olsa tatminkâr Dışişleri Bakanı Samaras, SİA'nın da sayıyorum" şeklinde konuştu. Yunanistan'ın egemenlik haklannı kullapPASOK lideri eski Başbakan Andreas ma hakkına sahip olduğunu teyid ettiğini Papandreu ise Türkiye'nin her zaman Yu ileri sürerek şu görüşlere yer verdi: "Dolayısıyla karasularımızı 12 mile çıııanistan'a karşı "gafil avlama" politikası izlediğini ileri sürerek bu yüzden iki ül karmak da egemenlik hakkımuı kullanmake ilişkilerinde yeni bir gerginliğin yaşana mız demektir. Boyle bir davranışımız hlçbir şekilde saldırgan bir harekel sayılamaz. bileceğini iddia etti. "Kapsamı belirlenmeyen ve llerlde ya Anlasmada, hak ifadesinin kullamlmasınpılması olası bir diyalog için bugünden da özellikle titizlik gösterdik. Çıkar kelioturup konusmak, Yunanistan için tehli mesinin yer almamasını isledik. Çıkar tekeler gizlemektedir" diyen Papandreu, orik olarak mantık dısı olabillr. Ege'deki Maras konusunda Mitsotakis'e bir öneri karasulanmm 12 mile çıkarmamız balinsunduğunu, ancak bu önerinin içeriğini de TUrkiye'nin sorun yaratması çıkannaaçıklamayacağını söyledi. dır. Ancak, bu mantık dısı bir çıkardır ve Dışişleri Bakanı Samaras, dün parla TUrkiye'ntn hakkı degildir." Ana muhalefetteki PASOK adına konuşan AT konularından sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Teodoros Pangalos ise karasuları konusunda, yabancı ülkelerde Yunanistan'ın Ege'deki karasularını genişletme hakkından vazgeçtiğinin söylendiğini belirtti. Çok Yönlii Yaklaşım Toplumsal olaylar başta olmak üzere, insana değgin gelişmelerin hiçbiri tek nedene dayanmaz. Hatta, tek nedenli sonucun yalnızca matematiğin teorık dünyasında var olduğunu bile söyleyebiliriz. Bu çok yalın gerçek, azgehşmış politik ve sosyal ortamlarda çabuk unutulur. SHP'nin Güneydoğu Raporu ele aldığı sorunun yalnızca bölgesel olmayıp, aynı zamanda etnik olduğu gerçeğini kavrarken olayın ekonomik, sosyal, kültürel, tarihi ve politik bırçok ve karmaşık nedeni olduğunu da vurguluyor. Belkı de çok yeni bir görüş getirmeyen, şimdiye dek çeşitli vesllelerle, bölük pörçük de olsa hemen hepsi söylenmiş olan gerçekleri ilk kez tutarlı bir bütün içine oturtan raporun en büyük iki başarısı çok yönlü yaklaşımı ile demokrasiye öncelik veren yönelişi. SHP raporunun siyasal yaklaşımlar bölümündeki şu satırlar sorunun özündekı büyük çelışkiyi, dramı vurguluyor: "Sosyolojık olarak değişik etnik kökenlerden gelen yurttaşlarımız arasında ciddi hiçbir uyuşmazlık anlaşmazhk bulunmamaktadır. Bölge dışına çıkanların yaşayışları, davranışları insanların konuya ırkçı açıdan bakmadıklarını göstermektedir. Ancak ülkenin bu coğrafyasında uyumun, rahatlığın ve hoşgörünün bulunmadığı da açıktır... Yaşanılan sıkıntının etnik köken farklılığından kaynaklandığı söylenemez." Rapor, ekonomik gerı kalmışlığı, bölgedeki kültürel baskıyı, "güvenlik önlernlerı alalım" derken her yurttaşı birer suçlu adayı gibi gören yanlış zıhniyetı, sosyal sorunları, eğitim ve sağlık konularını gündeme getirerek çözumü ararken kültürel kimlik çeşitliliğinin siyasal birliğe başka bir deyışle, kültürel pluralizmin, siyasal unitarizme engel olmadığıni vurgulayarak çok yerinde bir saptama yapıyor. Bu gerçeği görmezden gelip siyasal unitarizmi korumanın en gerçekçi yolunu arayanları bölücülükle suçlamak, konuyu hiç anlamamış olmak, çözecek kafa yapısına sahip bulunmamak demektir. Bu kata ile anadil yasağını getiren kafa arasında hiçbir fark yoktur ve bu iki kafa sorunun, tek değilşe bile önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadırlar. Kısacası, çağırnız politik unitarizm ile kültürel pluralizmin çatışmadığı, hatta tam tersine çakıştığı bir çağdır. Bu açıdan, Kürtçeden, Kürt kültürel kimliğinden korkup, kaçmanın hiçbir anlamı yoktur. Bu konudaki tüm yasakların kalkması yerinde olacaktır. Hlç kuşku yok ki salt bu yasakların kalkması da tek başına bir anlam taşımayacaktır. Kalkınmada öncelikli olan bu bölgenin GAP ile uyumlu eşgüdümlü gerçekçi bir özel kalkınma planının yapılması ve bölgedeki yatırımların yalnızca özel sektöre bırakılmayıp, önemli ölçüde devlet eliyle yürütülmesı de zorunludur. SHP raporu bu gerçeği de görmekte, ancak getırdıği öneriler, örneğin önerdiğl sanayı dallarında çok buyük açıklık taşımamaktadır Bölge için ileri sürülmüş olan sanayiler, daha önce de düşünülmuş yatırımı planlanmış, ama bir bölümü sonradan yalnız politik nedenlerle değıl, yanlış ekonomik yatırımların doğuracağı yeni kamburlar oluşturmamak açısı da göz önünde bulundurularak ertelenmiş ya da durdurulmuş kimı projeleri içermektedir Sağlık ve eğitim konusuna gelince: Bölgenin bu iki alanda da içler acısı durumda olduğu nasıl yadsınamaz bir gerçek ise sağlık ve eğitim mekanızmalarının Türkiye'nin tümünde laçka olmuş, insana hızmet götüremez ve insan yetiştiremez köhne örgütler oldukları da aynı derecede tartışma götürmez olgulardır. Kısacası, Türkiye'de hiçbir işe yaramayan, artık ansiklopedik bilgıye bile sahip olmayan diplomalı cahiller yetiştirmeye ve ülkenin gereksin minin çok üstünde sözde üniversiteler yaratarak orada ülkenin istihdam edemeyeceğı kadar diplomalı cahili üreten milli eğitim polıtıkasını ülke çapında baştan aşağı gözden geçirmeden, bölgedeki sorunları çözmek de olanaksızaır. Sağlık konusunda da durum aynıdır, SHP'nin korucu sıstemıne de karşı çıkan güvenlik önlemlerinl hıç gözardı etmeden, demokrasiyi öne çıkaran çözürrrter öneren raporunun ekonomı, sağlık ve eğitim bölümleri daha derinlemesine bir incelemeyi belki de daha ayrıntılı bir uygulama planını zorunlu kılıyor. Rapor uzerinde görüşmeier, tartışmalar geliştlkçe, belki bu alanlardaki boşluğun da giderilmesi mümkün olacaktır Herkesın ciddı bıçimde ele alıp tartışması gereken ve yaşamsal konudaki ilk doğru dürüst derli toplu siyasal belge olan raporu hazırlayan SHP ilk kez, ciddi bir konuda ciddi bir muhalefet örnegi sergileyerek muhalefet boşluğunu gıdermeye çalışıyor. Keşke her alanda aynı tutum sergılenebilse. Maraş konusu ötc yandan Kıbrıs Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, önceki gece 20 Temmuz Barış Harekâtı'nı kınamak için düzenlenen gösteride yaptığı konuşmada, Türk tarafı ile uzlaşmanın doruk noktasının "Maras*ın kolonize edllecegl" şeklinde olduğunu söyledi. Vasiliu şöyle konuştu: dlr. Onlara iade edilmesi gerekir. Acaba Türk uzlaşmadıgı bir kuvvel gösterisi' mldlr? Tehditlere teşebbüs ve şantajlar, kuvvet gösterisi mi? Bunun cevabı, kesln 'hayır'dır. Bu kuvvet gösterisi degil, tam aksine 'slyasi zayıflık'tır. Güçlü, gücünü göstermek için lehdlde ihUyaç duymaz." "Maras ve Magosa yasal sakinlerinln • . IrakKuveyt gerginliğini yatıştırmak için diplomatik girişimler yoğunlaştı Litvanya'da kara bayraklar • MOSKOVA (AA) Stalin ve Hitler arasında vanlan gizli anlaşmalar çerçevesinde 1940 yılında Litvanya'da 'Sovyet iktidarının' kuruluşunun 50. yıldönümünu 'matern "ünü' ilan eden cumhuriyet ırlamentosunun bu karanna uygun olarak bugün tüm Litvanya'da ev ve işyerlerine kara bayraklar asıldı. Moskova Radyosu, başkent Vilnius'tan en küçük yerleşim merkezine kadar her kent ve kasabada, bir çok evin penceresinden kara bayraklar sallandınldığını ve düzenlenen çeşitli toplantılarda Sovyet birliklerinin 1940 yılında Litvanya'ya girişlerinin kınandığını bildirdi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud ElFaysal dün Bağdat'a giderek Saddam Hüseyin'e Kral Fahd'ın bir mesajını iletti. Faysal ziyaretinin amacının konseydeki son gerginlik konusunda görüş alışverişi olduğunu söyledi. Libya, Irak ile Kuveyt arasında başgösteren bunalımın aşılabilmesi için Arap Birliği bünyesinde bir komisyon kurulmasını önerdi. Stıudi Arabistan devrede Dış Haberler Servisi Irak'la Kuveyt arasındaki petrol bunalımı sürerken Arap Ulkeleri gerginliği yatıştırmak için diplomatik girişimleri yoğunlaştırdı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud ElFaysal, dün Bağdat'a ani bir ziyarette bulundu. ElFaysal'ın, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e, Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın bir mesajını ilettigi bildirildi. Reuter'in Irak haber ajansı INA'ya dayanarak bildirdiğine göre Prens Faysal, ziyaretinin amacının konseydeki son gerginlik konusunda, Irak hükümeti ile görüş alışverişinde bulunmak olduğunu söyledi. Bağdat, Kuveyt'i Irak topraklarında petrol kuyuları acmakla suçluyor. Irak, ayrıca Kuveyt'in fazla petrol üretip, petrol fiyatlarının düşmesine neden olduğunu ileri sürüyor. AA'nın Washington kaynaklı haberine göre ABD'li yetkililer. Lenin anıtları sökültiyor • MOSKOVA (AA) SSCB'nin Ukrayna Cumhurıyeti'nde rnüliyetçi grupların önderliğindeki "Halk Ordusu" kurma çalışmaları devanı ederken, "Sovyet Ukrayna Cumhuriyeti'nin 70 yıllık geçmişini silmeyc yönelik adımlar da atılmaya başlanmış bulunuyor. Ukrayna'nın milliyetçi eğilimlerin güçlü olduğu batı kesiminde yer alan Ternopol kentinin belediyesi, Lenin dahil, yalizmi savunmuş tüm .^Jerin kentteki anıtlarının ortadan kaldmlmasına karar verdi. Irak ve Kuveyt arasındaki siyasi krizin bir savaşa neden olacağını tahmin etmediklerini, ancak Irak'ın bir saldında bulunma olasıhğının gözardı 'edilemeyeceğini söylüyorlar. Beyaz Saray yetkilisi, "Bizim degerlendlnnemiz ludur ki Saddam Hüseyln, Kuveyl'e karşı askeri bir önlem almayııcak, en azından kısa dönemde bu boyle. Ancak Httseyin'in ne yapacagı belli olmaz. Onuıt kendi gündemi ve kendi hedefleri var" dedi. Bir Ust dttzey yetkili Saddam Hüseyin yönetimiyle diyalog kurmak istediklerini, ancak Hüseyinin son yaptığı açıklamaların girişimlerinin kesilmesine neden olduğunu söyledi. Diplomatik kaynaklar 1980 yılında lran'a karşı savas "çan Saddam Hüseyin'in yarattığı son krizde iki ayrı amacı olabileceğini söylüyorlar. Bunlardan ekonomik kökenli olan birinci amaç, Irak'ın savas sırasında Körfez ülkelerinden aldığı 60 milyar dolar tahmin edilen dış borcunun bir kısmını sildirmek istiyor olabileceği. Diplomatik kaynakların tahmin ettiği ikinci amaç ise Hüseyin'in Körfez ve Arap dünyası uzerinde kurmak istediği hegemonya. Libya'nın önerisi • • ' 'Libya, Irak ile Kuveyt arasında •*a>'go$t«ren bunalımın aşılabilmesi için Arap birliği bünyesinde bir komisyon kurulmasını önerdi. Libya Haber Ajansı Jana'nın haberinde, konuya ilişkin ayrıntılı açıklama yer almadı. Arap Birliği Genel Sekreteri Cadli Klibi, bölgedc yükselen tansiyonun giderilmesi için bugün Kuveyt'e gitti. öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri, pctrol konusunda Irak tarafından yapılan suçlamalan reddetti. Birleşik Arap Emirlikleri haber ajansının bildirdiğine göre dışişlerinden sorumlu devlet Bakanı Raşld Abdtdlah, dün yaptığı açıklamada, "Petrol üretlmi konusunda yapılan Irak suçlamalan asdnzdır ve bunlan reddediyoruz. Birleşik Arap Emlrllklerlnin OPEC polltikaıu şerenidir ve herkes tarafından bllinmektedlr. DUnya petrol piyasasının korunması, petrol üreten Ulkderin ortak sonımlulugudur" dedi. Türkiye'nin en güzel düğün salonları ABD'DF.N KAMPUÇYA tÇİN BİR ADIM DAHA Kızıl Kmerlerin saldırgan polltikaları altında ezilcn Kampuçyalılar için umut ısıgı dogdu. ABD 197579 yılları arasında bir milyondan fa/la kişiyi katleden Kızıl Kmerlerin tekrar iktidara gelmemesi için attığı adıma bir yenisini daha ekledi. Kampuçya sorunu için «.adece Vielnam ile degil Kampuçya yönetimi ile de gorusmelere oturabilecek. ABD Dışişleri Bakanı James Baker bu önerisinin ÇinKuıl Kmcrler ilişkisini bo/acagını umul ediyor. Çin, SSCB ve Vietnamın destekledigi Kampuçya yönetimine karsı miıcadele veren Kı/ıl Kmerlcre yardım ediyor. (Fotograf: Rcuter) Madenciler Sendikası Başkanı Scargill mahkemeye verildi tngiltere'de skandal EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA Militan görüş ve davranışlarıyla tanınan ıngiltere Madenciler Sendikası'nın (NUM) Başkanı Arthur Scargill, zimmetine para geçirdiği iddiasıyla, sendika yönetim kurulu tarafından mahkemeye verildi. Yönetim kurulu, birkaç haftadır kamuoyunu meşgul eden iddiaların görüştürülmesi amacıyla Yüksek Mahkeme'de dava açtı. Sendıka Başkan Yardımcısı Peter Healhfield de Scargill'e suç ortaklığı yaptığı gerekçesiyle mahkemeye verildi. Scargill, suçlamayı reddetti ve bunun Thatcher hükümetinin, işçi sınıfının üstüne yıkmak istediği bir iftira olduğunu söyledi. Ancak hem ana muhalefet İşçi Partisi, hem de İşçi Sendikaları Konfederasyonu, iddiaların Uzerine gidilmesi gercktiği görüşündeler. Scargill, 198485 döneminde maden işçilerini greve götürmüş, Thatcher Dokıız Kübah daha gıgındı • MADRtD (AA) KUba'nın başkenti Havana'daki Ispanya Büyükelçiliği'ne bugün 9 KUbalı daha sığındı. Böylcce, büyükelçilikteki Kübalı mültecilerin sayısı 18'e çıktı. lspanyol ajansı EFE'nin bildirdiğine göre 4 Kübahnın, TSİ 09.00 sularında temsilciliğe girmesinden 2 saat sonra, 5 Kübah daha büyükelçiliğe sığındı. Ajans, 9 Kübahnın yaşlarının 25 ila 40 arasında değiştiğini duyurdu. Dışişleri Bakanhğı ise EFE'nin Havana'dan geçtiği haberi henüz doğrulamadı. Militan görüşleri ile tanınan Arthur ScargilFin zirnmetine para geçirdiği iddia ediliyor. Scargill aleyhindeki dava şimdiye dek Ingiliz işçi hareketinde eşine rastlanmadık bir uygulama. hükümeti, işçilerin taleplerini kar "Dluslararası Maden Işçileri şılamayınca, grev başarısızlıkla Sendikası" Genel Sekreteri Alasonuçlandığı gibi Ingiltere işçi ha im Simon ile birlikte "Uluslararası Maden tşçileri ö r g ü t ü " reketini de bölmüştü. (IMO) adlı bir birim oluşturdu. Scargill hakkındaki iddialar, öteden beri ortada dolaşan ancak Bu birime, sendikanın mali varkanıtlanamayan söylentilerin lığının aktarıldığı, grev sırasında araştırılması amacıyla bizzat sen Sovyetler Birliği'nde yaptldığı öne dika tarafından yaptırılan bir so sürülen bağışın da konduğu, topruşturma raporunda ortaya kon lam 1,4 milyon sterlin tutan padu, Scargill, 1985'te Paris'te rayı Scargill'in, "kendi bildigi gibi ve yönetim kurulunun bilgisl dışında gizlice" kullandığı öne sürülüyor. Birkaç hafta önce acıklanan soruşturma raporu basına yansıyınca, İşçi Partisi yanlısı "Dall Mirror" gazetesi, konunun etraflıca araştırılmasını isteyen bir kampanya açtı. Bu arada basında, 198485 grevi sırasında Sovyetler Birliği madencilerinin yaptığı iddia edilen bağışın 1 müyon sterlin tuttuğu, hatta Libya lideri Kaddafi'nin de para yardımı yaptığı iddia edildi. Scargill, bu tür yardımların söz konusu olmadığını söylediği gibi fondan 'kaybolduğu' ileri sürülen parayı zimmetine geçirmediğini de kaydetti. NİŞANTAŞI 1 RESTAURANT 8 yıl önce sendika liderliğine seçilen ve 1993'te süresi dolacak olan Scargill aleyhindeki dava şimdiye kadar tngiliz işçi hareketinde eşine rastlanmadık bir uygulama. Düğün Salonları 150 klşl Içln Yemekli 1 785.000 Yemekll menll 2 175 000 Rez: 147 62 39147 74 40 • Salonkmma kllmalıdır • Sungur Savran Uevrimci Partinin İn^ası * Şadi OzansU Devrimci Marksist Program Anlayışı • Rıza Tııra Kemalisl Devlet • Pmar Selmav NikaraKua ve Surekli Devrinı + Yusuf Barmun YeniÖncu'dcTrolskizm Iartışması * Abdyrrahım Gumuşiekın Sosyalist Harekel ve Femini/m • Demır Kuçrikavdm Sınıf Bilinci'ne Kle^lirilcr • Sanıı Sarı Demir Kiiçükaydın'a Açık Mektup ha Telecard'ınızı unutmuşsunuz... Aynı şey! Telecard la Turk,ye'nm her yerinde ha bavulunuzu unutmuşsunuz, Tatile giderken ÖNKAYIT VE YETENEK SINAVIYLA ÖĞRENCİ ALINACAKTIR Üniversitemiz dört yıllık UYGULAMALI GÜZEL SANATLAR YÜKSEKOKULU Seramik, Grafik, Çizgi Film(Animasyon) ve Heykel Bölümlerine 1988,1989,1990 yılları ÖSS sonuçlarına göre(Birinci Basamak Sınavında) 105 veya daha yukarı toplam puan alan adaylar arasından,önkayıt ve yetenek sınavıyla öğcenci ahnacaktır. • önkayıtlar 1324 Ağustos 1990 tarihleri arasında Eskişehir Anadolu Ünivcrsitesi Yunus Emre Kampüsü Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksckokulunda yapılacaktır. • Yetenek Sınavı 2527 Ağustos 1990 tarihleri arasında yapılacaktır. • Sınavla ilgili ayrıntılı bilgi ler önkayıt sırasında aday öğrencilcre verilecektir. • Posta ile önkayıt yapılmayacaktır. ÖNKAYIT İ 0 N GEREKLt BELGELER • ÖSS sonuç bclgcsinin aslı veya fotokopisi • İki adet fotoğraf • Başvuru dilekçesi(Dilekçe formu önkayıt sırasındaYüksekokuldan ahnacaktır.) • Sınav giderleri makbuzu(Yüksekokuldan verilecektir.) ANADOLU ÜNÎVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN TEKEL PAZARLAMA VE DAĞITIM MÜESŞEŞESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Tekel Şarapları baskılı 1000 adet şemsiye ve 20.000/m tul 45 cm.lik farbela yaptırılması işi ihalesi açık eksiltme yöntemiyle Cibali B Blok binamızda Müessese ihaie Komisyonunca 30.7.1990 tarihınde saat 14.00'te yapılacaktır. 2 Geçıci teminat Tekel, Tütün , Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol Işletmeleri Genel Müdürlüğü, Pazarlama ve Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü adına alınmış 13.151 000 TL.'dir 3 Şartnamesı Pazarlama ve Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü, Mamul Geliştirme ve Reklam Şube Müdürlüğü'nden 9.000. llra karşılığında satın alınabilir. 4 Ihaleye katılmak isteyen lırmalar, Idari Şartnamesinde Istenilen belgeler ile en az üç ay sürelı geçıci teminat mektuplarını Ihale gunu komısyona vermış olacaklardır 5 Kuruluşumuz 2886 sayılı yasa kapsamında degildir. Emniyetli, kârlı ve verimlı teklıf değerlendirileceğinden ucuz teklifin dikkate alınmaması ve siparişın kısmen veya tamamen ıptali verlciye bir hak sağlamaz. 6 Postada doğacak gecıkmeler ile telgraf ve teleksle yapılacak başvurular geçersizdir llanen duyurulur 2 A s a aL para qeK\\\r. parayatınir YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle