08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 1990 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Almanya Birleşirken... (Baftarafl 1. Sayfada) yu yeni basılmış, gıcır gıcır D-Mark dağıttı Doğu Almanya'da. Çok sıkı güvenlik önlem- leri altında tam 120 milyar mark (70 milyar Amerikan Doları) 10 bin banka şubesi, polis karakolu ve resmi dairelere depolandı. Bu sabahtan itibaren uzun kuyruklar oluştura- cak Doğu Almanlar, ellerindeki 4 bin Doğu Alman Markı'na kadar bire bir, daha faziası için bire yarım DM alacaklar. Batı'nın tüketim mallarıyla dolu dükkânlan ise yarın açılıyor. Yelkililerin tedirginliği bu oktada toplanıyor: Mala hücum olayının ya- yanması ve enflasyonun sıçraması... O yüz- den Doğu Almanlara tutumlu olmalan için çağrılar yapılıyor. Kaygılara yol açan bir başka nokta da şu: Ekonomik birlik, Doğu Alman topraklarında yer alan birçok verimsiz fabrika ve işyerinin kapanmasına neden olacak. Böylece 1 mil- yonla 4 milyon arasında Doğu Almanın işsiz kalması bekleniyor. Ancak Batı Alman yet- kilileri çok ktsa sürede 500 bin yeni işin sağ- lanacağı umudunu taşıyorlar. Yabancı ser- mayenin de devreye girişiyle Doğu Alman- ya'da işsizliğin aşılmasının büyük bir güçlük yaratmayacağı belirtiliyor. "Bûtün bu yaşadıklanmızın olabileceğinibir yıl önce bana söylemiş olsaydınız, size 'deli- siniz!' derdim. Şimdi çılgınca, ama şahane bir dönemi yaşamaktayız." 6u sözler, Federal Alman Başbakanı Hel- mut Kohl'ün. Haklı bir mutluluğu dile getiri- yor. Ancak olayın bir başka boyutu daha var. O da "Tek Almanya"dan duyulan tedirgin- lik. Amerikan Time dergisindeki demecinde, Orta Avrupa'da 80 milyonluk bir süper gücün doğuşuyla ilgili olarak uluslararası sahnede belirginleşen kaygılara şu yanıtı vermiş Al- man Başbakanı: -2000 yılındaki Alman birliği, 1900'deki Al- man birliği dmayacaktır. Özgür Avrupa'nın geleceği, eski ulus-devletlerinin geleceği de- ğildir. Anavatan Almanya'dır; gelecekise Av- rupa..." Bugünün Almanlar için tarihsel bir gün ol- duğu açık. Hissettikleri heyecan ve mutlu- luğu anlamak zor değil; ama böylesine bir günde de olsa insan tarihsel belleğini kur- calamadan edemiyor. Alman filozofu Hegel'in bir sözü var: "7a- rih tek bir ders öğretiyor. İnsanlann ve iktidar- lann tarihten bir türiü ders alamayışlandır bu ders" diyor. Büyük filozofun bu yakınmasına katılmak istemiyoruz artık. Çünkü yakın tarih, iki dün- ya savaşının yol açtığı olağanüstü acılarla öy- lesine yüklü ki, en başta Almanlar, herkesin ondan yeterince ders almış olduğunu umu- yoruz. VEIİEFENDt HlPODROMimDAN FIKRETDACUOCU; 3. ayak sürprize çok müsait KEMAL AKYER 1. AYAK: Bu yanşı için iyi bir hazırhk dönemi geçiren Raşo- mon, cumartesi sabahı yapmış olduğu 400/25.5, 12.5 ÇR sprin- tinde diri göründü. Kendisine ilk şans veriyoruz. Pikaro ve Be My Best sert rakipleri görünümünde- ler. Yanşm sürprizini lcra ger- çekleştirebilir. 2. AYAK: Son idman ve form dunımuna göre Tokdemir, en şanslı isim. Yine ağır kilosuna rağmen, süratli kısrak New Ha- e Zümriithanım da ihmaJe fe^jnez. Magic Carpet'ı sürpriz- de öneriyoruz. 3. AYAK: Sürprize müsait gö- rünen zor bir apranti yarışı. Bu hafta içinde pist çahşmalanna göre Begüm 2, Divane ve cumar- tesi sabahı 600/40,400/26.5 HÇ yapan Yön, şans verdiğimiz atlar. Yanşın sürprizini cumar- tesi sabahı 600/41.5, 400/28 R sprintisiyle Neame 27 yapabilir. 4. AYAK: Bu yanşı için çok iyi bir hazırhk dönemi geçiren Foçalı ve Sahip arasındaki mü- cadele bizce yanşın birincisini be- lirleyecektir. Kayıtlı diğer atlar içinde istikrarlı yanşlar çıkaran Berkoş, daha sonra düşünülebi- lir. AÜıel, mesafenin lehine ol- masından sürpriz yapabilir. Baro'dan liargıtay Başkanı'na suçlama Yeni adli yılın açılışmda Barolar Birliği Başkanı önder Sav'ın yapacağı v^nuşmanın gündemden arılması ile ilgili olarak ı^B'den yapılan açıklamada Yargıtay Başkanı tsmet Ocakçıoğlu 'Daire başkanlarma ve kamuoyuna gerçek dışı bilgi vermekle' suçlandı. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sa) — Yargıtay Başkanlar Kuru- lu'nun 6 eylülde Yargıtay'da ya- pılacak yeni adli yılın açılış töre- ninde.Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Önder Sav'ın ya- pacağı konuşmayı gündemden çı- karmasına tepkiler sürüyor. Konuyla ilgili olarak dün yeni bir açıklama yapan TBB, Yargı- tay Birinci Başkanı tsmet Ocak- çıoğhı'nu, "daire başkanlanna ve kamuoyuna gerçek dışı bilgi vermekle" suçladı. Ocakçıoğlu'- nun, TBB Başkanı'mn yapacağı konuşmanın daha önceden Yar- gıtay Başkanhğı'na gönderihnesi uygulamasının yeni olmadığı yo- lundaki sözlerinin doğnı olmadı- ğı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: "Ohnayan bir uygulamayı var- mış gibi göstererek, Yargıtay da- ire başkanlannı yanlış bilgilendi- rerek, kurumlann bagımsızngı an- layışını hiçe sayıp 'sansür' anla- yış ve bevesini ön plana çıkararak Yargıtay ve Türkiye Barolar Bir- liği'nin arası, bilincli ve kasıtlı olarak acılmak istenmektedir. TBB, yıllar sttren nğraşlarla el- de edflmeye çalışılan yargı bağıra- sızlıgının ufak hesap ve taevesler- le hareket eden, kendi bağımsız- hğına, barolann bağımsızlıgına saygı göstermeyenlerce zedelen- mesine, yıkılmasına ve Yargıtay'- ın örselenmesine müsaade etme- yecek, baskıcı, sansürcü ve ger- çrkleri sapdran zihniyet sahiple- ri Ue sonuna kadarraueadeleede- Her 6 eylül giinü Yargıtay sa- lonunda dile getirilen gerçekler- den, barolann özgür, bağımsız ve haklı sesinden kaçanlara, iirken- lere, hak ettikleri muamele yapı- lacak, gereken cevaplar verilecek- tir." öte yandan adli yılın açılış tö- reninde TBB'nin yapacağı konuş- manın gündemden çıkanlmasuıa, eski birlik başkanlan da tepki gös- terdiler. 5. AYAK: Hayatlannda ilk kez start alacak olan taylar için- de idmanlannı muntazam sürdü- ren ve yapı olarak da iyi bir taya benzeyen Varol-Izzet ve Doğuba- tur bu yanşta ilk şans verdiğimiz isimler. Evita da iyi bir start alır- sa, başanlı olacaktır. Yanşın sürpriz tayı Aslanım'dır. 6. AYAK: iyi bir hazırhk dö- nemi geçiren Burak 12, yanşta ilk şans verdiğimiz isim. Yine sü- ratli temposu ve mesafenin lehi- ne olmasmdan yararlanacak olan Mudanyagüzeli sert rakibidir. Formlarını muhafaza eden Şen- batur ve Altınkız diğer şanslı isimlerdir. TAHMİNLER 1. Koşu: F.: Tycoon 1 (1), P. Meestro 1 (3), S.: Hatsoff (2). 2. Koşo: F.: Dokuzoğuz (3), PP. Katrin (4), P.: Oberon (2), S. Akikaze (1). 3. Koşa: F.: Raşomon (2), PP. Pikaro (6), P.: Be My Best (4) S.: lcra (8). 4. Koşu: F.: Tokdemir (3), PP. New Halo (I), P.: Zümrüthanım (6), S.: Magic Carpet (8). 5. Koşa: F.: Begüm 2 (3), PP. Divane (10), P.: Yön (6), S.: Ne- ame 27 (1). 6. Koşa: F.: Foçalı (5), PP.: Sa- hip (6), P.: Berkoş (8), S.: Athel (1). 7. KOŞD: F.: Varol - îzzet (11), PP.: Doğubatur (3), P.: Evita (13), P.: Aslamm (2), S.: Ümit- bey (10). 8. Koşa: F.: Burak 12 (1), PP.: Mudanyagüzeli (7), P.: Senbatur (2), S.: Alünkız (6). 5LJ 'n |U »I 1 f-1 _ s _ ı- arORİTELERİN GÖRÜŞLERİ F. Dağhoğlu ! 2-8 K.Akyer OrhanÖzsu NaipYılmaz 2 2-6*5 6*2 3 3 '3-6-9-1 3 106-3 3-10-6 10 8-10-1 1-5 5-6 6 1-6-5 11-2-9 11-3-13 N3-11-2-3 11-3-2 1-2-6 1-7 1 1-7 Gorbfnin büyük sınavı (Baftarafl 1. Sayfada) Yarın sabah saat 10.00'da Kremlin'deki büytlk kongre sara- yında toplanacak olan 4683 dele- ge belki de SBKP'nin "SOB kong- re"sine katümış olacaklar, çünkü Rusya Komünist Partisi'nin ayn bir parti olarak örgütlenmesi ve hele tutucu kanattan Ivan Poloz- kov'un genel sekreter seçilmesin- den sonra partideki kanamayı durdunnanın çok zor olacağı kay- dediliyor. Dışişleri Enformasyon Dairesi Başkanı Alexander Kap- to önceki gün yaptığı basm top- lantısında partiden bu yıl içinde 130 bin üyenin aynldığını açıkla- dı. Son iki yılda Komünist Parti- si'nin 20 milyon dolayındaki üye sayısı 18.5 milyona gerilemiş du- rumda. Halkın partiye güvensiz- liği de giderek artıyor. Moscow News gazetesine göre her 10 kişi- den 9'u partiye güvenmiyor. Ülkede itibannı hızla yitiren parti, anayasanın 6. maddesinin ülkenin parlamentosu YttkŞek Sovyet tarafından değistirümesiyle "parti tekeli" avantajım da yitir- dikten sonra ne yapabilir? Gorbaçov bu soruya şu yanıtı veriyon "¥ftni ve daha az merkezd bir yapıya kavuşacak Sovyetler Biriigi'Ddc, Komünist Partisi ken- dini yeaileytrtk, komutadan vaz- geçmeü, ama poütik öBcnlügnıın sürdürmeli, ülceyi dnırya ekono- misi ile bütünleşrirmede yeni nfnklara taşımalıdır." Ancak Ko- münist Parti'nin belkemiğini oluş- turan "Rus komnnistleri" Gorbi- nin bu yaklaşımına uygun davran- madılar. Bakanhklar, ordu ve KGB içinde parti komitelerinin dağıtümasına yöneük, Rusya par- lamentosunun gündemindeki bir öneriyi geçen hafta reddettiler. \a- ni "komuta" gdeneğinden vazgeç- mek istemediklerini beUi ettiler. Peki "ÖBCİİSÜ' bu tartışmalar içindeyken proletarya ne yapıyor? Rus proletaryası da resmi ve gayri resmi sendikalan ile partiden kop- ma, hatta partiye kesin cephe al- ma eğiümi içinde. önceki gün ba- sm merkezinde bir toplantı yapan resmi sendika temsücüeri partiden "tamamen bağımsız olmak" iste- diklerini açıkladılar. TASS'ın ha- berine göre bağımsız olarak kuru- lan madencüer sendika kongresi (parti kongresinin biteceği günle- re rastlayan) 11 temmuzda talep- leri gerçeklesmezse greve gitme ka- ran aJacağını açıkladı. TaJepleri ise şöyle sıralanıyor: 1- tçişleri Ba- kanhğı, KGB, Adalet ve Eğhim Bakanhğı ile ordunun depolitizas- yonu, 2- Sovyetler Birliği Komü- nist Partisi mülklerinin milhleşti- rilmesi, 3- Serbest sendikalann resmen tamnması... Madencilerin geçen yüki grevlerinin Sovyetler ve Gorbaçov'u nasıl sarstığı da unu- tulmamah. Işte böyie bir ortamda toplanan Komünist Partisi itibar ve iktidar yitirmesine rağmen ülkede halen ordu, KGB ve bakanhklardan fab- rikalara tanm çiftliklerine kadar bütün kurumları halen "fiilen" kontrol ediyor. Toplumu ve par- tiyi reforme etme, kontroUü piyasa ekonomisine geçme, "insani de- ğerleri" esas alraa çabasındaki Sovyet Devlet Başkanı Gorbaçov, işte bu nedenle Komünist Parti- si'ndeki "koltuğunu" terk edemi- yor. Çünkü kontrolden çıkmış, he- le tutuculann yönetimine girmiş bir Komünist Partisi zaten kanşık durumdaki bir ülkeyi tamamen kaosa sürükleyebilir, Sovyet lide- rine göre. 28. Kongre'nin önemi bu nok- tada düğümleniyor. Gorbaçov, Rusya Komünist Partisi'nde kay- bettiği savaştan sonra bu kongre- de perestroyka ve reformlann "ge- ri döniUmezliğim" kabul ettirip partiye yönelen "tntncu bulutla- n" dağıtmaya çahşacak. Ancak radikal ve tutucu kanatlar kong- reden "gecici bir uzlaşma veya so- runlann üstiinü örtme" ile çıksa- lar bile, artık aynı çatı altında ba- nnamayacak kadar zıt uçlara kay- mış durumdalar. Kongrede en çok 150-200 civannda delegesi olan Demokratik Platform, şimdiden yeni parti kurma hazırhklanna başlamış bulunuyor. Kongrenin ilgiyle beklenen üç önemli noktası daha var. Bunlar şöyle sıralanıyor: 1- Parti mekanizmasında Atp- şiklik: Politbüro'nun eskisi gibi Merkez Komite tarafından değil, cumhuriyetlerden temsilcilerin de katılmasıyla daha geniş bir komi- teye dönüştürülebileceği öne sürü- lüyor. Böylece Politbüro'nun za- ten 15 kişilik Devlet Başkanlığı Konseyi'ne kaptırdığı yetkileri, sa- yısaJ genişlerae ile daha da daral- tılacak. Gorbaçov'un parti baş- kanüğını "sembolik" durumda koruyarak sürdürmesi, yardımcı başkan ya da sekreterliğe kendi yandaşlanndan birini getirmesi de bu çerçeve içinde tartışılan konu- lar arasında. Son sözü "kongre" söyleyecek. 2- Cumhuriyeüerin komünist partileri: Bu partilerin kongrede- ki tutumlan üzerine Moskova'da çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Bir iddia en azından Baltık parti- lerinin (eğer katüırlarsa) kongre- yi gösterişh' şekilde terk edip ba- ğımsızlıklanm bir kez daha vur- gulayacaklan yönünde. Ancak cumhuriyetlerde milliyetçi akım- lann hedefi durumundaki diğer komünist partisi yöneticilerinin böyle bir adım atması zor görü- lüyor. 3- Partinin devlet (bakanhklar), ordu ve KGB'den elini çekmesi: Parti tekelinin anayasadan kalk- masına rağmen parti komiteleri- nin bu kurumlardan elinin çekme- mesi ülkede "rahaUızfak" yaratı- yor. Parti içindeki tutucu kanat şimdi bütün ağırhğını bu aynca- lığı korumaya vermiş durumda. Kongrede bu konu tartışmaya açı- lırsa hava beklenmedik biçimde sertlesebilir. TUtucu kanadın gü- cü ve partideki ağırlığı bu madde ile âdeta denek taşına vurulacak. Aynca bu konu ülke gündeminin birinci maddesi olan "adl ekono- mik reformlann" kaderini de de- rinden etkileyecek. Sovyetler Birliği'ain başkenti Moskova'nm Şehir Sovyeti (bele- diye), radikal refonncu başkanı Gavriil Ropov'un öncülüğünde at- tığı ilk önemli adımda, Moskova sakinJerine, halen yaşamakta ol- dukları konutlan "ücret ödeme- den mülk edinme hakkı" tanıdı. AA'nın haberine göre Moskova Şehir Sovyeti'nin önceki günkü toplanüsında ahnan kararda Mos- kova'daki konutlann mülkiyetinin yalnız yerel sovyetlere ait olduğu, yerel sovyetlerin de bu konutlan içinde oturanlara devretme hakkı bulunduğu belirtildi. Kararda, "Moskovalılann oturduldan ko- outlann bedelerim bugüne dek ödemiş olduldanna inanıldığı" kaydedildi. İşçikamyonu (Baftarafl 1. Sayfada) kaybetti. Dünün tratlk bilançosu 34 ölü, 25 yarah. Niğde Emniyet Müdürlüğü'n- den verilen bilgiye göre Demirka- zık Dağı civanndaki Dedeman Maden tşletmesi'nde çalışan işçi- leri götüren kamyon, Suluova gi- rişinde fren patlaması sonucunda uçuruma yuvarlandı. Kazadan sonra yarahlardan 14'ü Niğde Devlet Hastanesi'ne, 3'ü de Kay- seri Devlet Hastanesi'ne kaldırıla- rak tedavi altına ahndüar. 1 yarah hastanede öldü. Kaza sonrası hayatlannı kaybe- den 20 işçinin isimleri şöyle: Yusuf Danaaoglu, Haşim Cos- kunca, Rabmi Coşkunca, Ömer Çatalbaş, Fehmi Coşkunca, Mu- ammer Şahin, Haa Hüseyin Ça- panoglu, Niyazi Coşkuoca, Talat Coşkunca, Cuma Çatalbaş, Atıl- gan Yazıcıoglu. Remzi Coşkunca, Metin Aksahin, Davut Karatop- rak, Haa Bayram, Ahmet Minik, Seyfettin Coşkunca, Müzeyya Me- nik, Erol Köksal, Fatih Durmaz ve kimliği belirlenemeyen bir kişi. Yurdun diğer bölgelerinde mey- dana gelen kazalar ise şöyle: Ankara-Afyon karayolunda bir özel oto ile yolcu otobüsünün çar pışması sonucu kimliği belirlene- meyen üç kişi ile Sivrihisar yakın- larında meydana gelen kazada 10 yaşındaki Nihun Dornk öldüler. İzmir Aliağa'da aşın sürat yü- zünden özel bir otomobilin yol- dan çıkması sonucu Nadir Burak (36) öldü. Gaziantep'te henüz kimliği belirlenemeyen 65-70 yaş- lanndaki bir kadın ölürken lstan^ bul Eyüp'te de Ayşe Erken haya- tını kaybetti. Yine tstanbul'da kamyonetin çarptığı Engin Şünşek isimli beş yaşındaki çocuk öldü. T E M M U Z , D E N İ Z C İ L İ K V E K A B O T A J B A Y R A M I D,ENIZCILIK BAYRAMINI. 10.KURULUŞ YILIMIZI VE 380 000 DWT'A ULAŞTIRDIĞIMIZ *"OBÖ" FİLOMUZU KUTLAMANIN GURURUNU TAŞIYORUZ... MAtTID E N İ Z C İ L İ K GÖZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) getiriyor. Emniyet müdürü hacı oluyor. Allah kabul eylesin, amın!.. Hac, varlıklı ve sağlıklı Müslümanlara farzdır. Emniyet mü- dürümüz, varlıklı ve sağlıklı bir Müslüman olarak, umreden sonra hac seferini yapıyor İstanbul'da soygun üstüne soygun oluyor... Cinayet üstüne cinayet işleniyor. Emniyet müdürümüz, Arafat'ta Kâbe'ye yüz sürüp, üze- rindeki ihram ile dolaşıyor. Lebbeyk deyip, salavat getiriyor... Emniyet müdürümüz hacı oluyor. Allah kabul eylesin, amin! Gusul abdesti alarak Safa tepesi ile Merve tepesi ara- sında yürüyor... İstanbul'da soygun soygunu izliyor... Cinayet cinayeti izliyor.. Adliye önünde kan-gövdeyi götürüyor... Müdürümüz hacı oluyor. Allah kabul eylesin, amin! Emniyet müdürümüz, şeytan taşlamadan önce tıras ola- cak; gül suyu sürüyor... Mina'da taş atıyor müdürümüz... Akabe'de taş atıyor müdürümüz. Emniyet müdürümüz hacı oluyor. Allah kabul eylesin, amin! İstanbul'da gazeteciler, istanbul'da emekli yargıçlar öldü- rülüyor... İstanbul Emniyet Müdürü hacı oluyor! Vergi daıreleri soyuluyor... Silahlı eşkıya kol geziyor. Adliye basılıyor... Adam öldürülüyor... istanbul Emniyet Müdürü hacı oluyor... Allah kabul eylesin, amin! Emniyet müdürümüz, Hacer-i Esved'deki Mültezem'e göğsünü, karnını, sağ ve sol ayağını sürüyor... Emniyet müdürümüz, Mescid-i Şerif"te Cennet-ül Bakıy- da Uhud Mezarlığı'nda dolaşıyor. Emniyet müdürümüz zemzem suyu içiyor. İstanbul'da çeteler milyarlık soygunlar yapıyor... jstanbul'da vergi daireleri basılıyor... İstanbul'da Adliye basılıyor.. İstanbul'da silahlı çeteler kol geziyor. İstanbul'da insanlar öldürülüyor... İstanbul Emniyet Müdürümüz hacı oluyor. Allah kabul eylesin, amin! Allah tekrarına erdirsin, amin! Allah İstanbul'da Ardalı'yı başımızdan eksik etmesin, amin! • • • Hacı Hamdi Ardalı'nın bayramdan sonra görevine baş- laması bekleniyor. Bu arada İstanbul Emniyet Müdürlüğü- ne İstanbul Müftüsü'nün vekillik etmesini öneriyoruz. Ee, ne olacak? Nasıl olsa İstanbul'da bütün işler Allah- lık! BAŞKENT^TEN AHMET TA> "OBO'(Oıl-Bulk-Ore) gemiler, hem petrol ûrünlerı (ham petrol-fuel oil-benzın) hem de dökme kuru yukler (kömür-buğday-demtr cevheri) taşryabilen gemılerdır (Baştorafı I. Sayfada) Asıl "komplikasyon" ve "cevap hakkı" şimdi doğmuştur. Sıradan bir devlet memuru yasa- lann kendisine vermediği bir hakkı kullanarak ülke haılanın yansından fazlasıru temsil edeniki siyasal parti yöneticisini rencide etmiştir. Komplikasyonun en büyüğünü kendisi doğurmuştur. "Hodri Meydan sansürü" iki te- mel gerçeği meydana çıkardı: Birincisi ANAP iktidan, muha- lefeti rencideetmek pahasınadaolsa TRTyi partizanca yönetmeye de- vam edecektir. lkindsi, Türkiye'deki siyasal mü- cadele artık TRTnin demokratik- leşmesi hedefıne yönelmek zo- rundadır. TRTnin, iki siyasal partiye, önce konuşma hakkı tarur gibi yapıp son- ra bu hakkı iptal etmesi, hele de bu- nu sıradan bir devlet memuruna yaptırtması, varhğı iddia edilen de- mokrasi adına "onur kına" ol- muştur. Hodri Meydan ile açıkca ortaya çıkan ve herkesin açıkça konuştuğu bir başka gerçek de şu: Her tür partizanhk en ince aynn- tısına dek, gerektiğinde tepeden ve tek elden yüriitülmektedir. Radyo veTelevizyon Kurumu es- ki Başkanvekiü veeski bakanlardan Ali tnsan Gögüş, bunu şöyle ifade ediyor: "iKl'de konuşma hakkı verir gi- bi yapması. sonra geri alması kara- n ve tüm olup bitenler baştan sona senaryodur. Yazan ise Turkiye'nin en büyuk senaristidir." "En büjük Senarist", senaryonun inandıncıhğına, kalitesine hiç mi hiç değer vermiyor. Akhna eseni uyguluyor, uygu- latıyor. Yüzde 21lik çoğunlukla, rauha- iefetin katümasınagerekolmadan, Meclis salonunda ANAP'h millet- vekillerinin yaptığı oylama ile cum- hurbaşkanı seçilmek en büyük se- naryosu idi. Bu tutunca, ötekiler ar- ük leblebi çekirdek. Ülkenin en önde gelen iki siyasi li- derini enayi yerine koyupderscalış- tırtmak, sınava üç buçuk saat kala da "komplikasyon tehlikesi var" di- yerek ikisini de sipsivri ortada bı- rakmak. "Degisik Cumhurbaşkanhğı" da bir senaryo idi. Ama bugün tam dokuzuncu ay doldu. Adım adım senaryo tuttu. Canh bir belgesel >ayına dönüştü. "Bdgesel" senaryoda 55 milyon rol alıyor. Herkesin rolü kendince. Adı sanı bilinraeyen gayretkeş devlet memunından, adının önün- de Devlet Bakanı sıfatı olan bir po- litikacıya dek herkes Senarist'inhiz- metinde 28 haziran perşembe saat 14.00. Yani Hodri Meydan yasağından bir gün öncesi. Esenboğa'dan kalkan îstanbul uçağındayız. En önde üç kişi aym snada oturuyor. Devlet Bakanı ıbrahim Özdemir, İKİ Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem, bir yandaki koltukta ise Devlet Bakanı Güneş Taner ve eşi. Taner ile ayakustü "kisisel soru- nu olan" enflasyonu konuşuyoruz. "Ferahiaua" tahminler alıp Genel Müdür ve Bakan özdemir'e dö- nüyoruz. TRT Genel Müdürü, Paris'e uçu- yor. Bakanlar tstanbul'a. TRT Genel MüdünTne soruyo- ruz; "TRTde işler nasıl? Hodri Meydan vaziyetleri örnegın?" Kerim Aydın Erdem, kurumu na- sıl tarafsızlıklaidareettiğini anlatı- yor. Enflasyon tahmini gibi ferahla- yarak dinliyorum. TRT Genel Müdürü, "Hodri Meydan vazryetkri" deyince Kırkpı- nar güreşlerini anlamış olacak ki Deniz Baykal'ın ödül vermesi ile il- gili sansürlü yayını anlaüyor. Programı nasıl kendi elcağızı Ue montaj odasında yönettiğini dile ge- tiriyor. Bu arada Devlet Bakanı özdemir, lafı lcraatın tçinden'in yasaklanma- sına getiriyor. "O zaman muhalefe- tin söz alacağı Hodri Meydan da yasaklanmaİHÜr" diyor. (Rastlann- yabalan!) TRT Genel Müdürü ilgi ile dinh'yor. Devlet Bakanı özdemir devam ediyor: "O zaman aşagı yukan Türkiyei de ber ay secim var. tcraaün tçmdcn yasaklanmah mı yani?" Ertesigün oluyor, bakamn sözü- nü ettiği "yasak dengesT kuruluyor. Bu belki rastlantı. Tlpkı TRT Genel Müdürü ile Hodri Meydan yasağını dile getiren Devlet Bakaıu'run yan >unadüşme- leri gibi. Senaryolarda olaylar hep rastlan- tılar ile örülür. "En bnyük Senarist" televizyon- dan el çekinceye dek rastlannlar, komplikasyon doğunnaya devam edecektir. Özal hükümetin icraatını (Baftarafl 1. Sayfada) derken Türkiye'de başkanlık sis- teminin taruşılmasuu yanhş ve ge- reksiz buluyonım." Başkanlık sistemi tartışmasının Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal'ın şahsıyla ilgili olduğunu da vurgu- layan Hasan Celal Güzel "fdlen başkanlık sistemi uygulama eği- limleri monarşik bir espri doğur- maya başlamışken yann bnnu anayasa degiştirerek uygulamaya kalkışmak, Türkiye'de çok kısa zamanda sosval ve siyasi huzur- suziuklan daba da tırmandırmak ve demokrasinin çeşitli şekillerin- de son bulması neu'cesini dogura- cakür" dedı. Güzel, şöyle konuştu: "Hiçbir zaman fiili emrivaki- lerie çok hassas konularla o'ynan- maz. İkincisi, hükümetin ve baş- ta SayiD Başbakanın icraatını göl- gelemektedir. Sayın Özal'ın ANAP'a sadece manevi destegi ve onun tabiriyle duası faydah ola- büir. Bunun ötesine gectigı zaman ANAP'a zarar vermiş olur." Başbakan Yıldınm Akbulut'un baa olumlu yanlannın basınm ve kamuoyunun gözünden kaçtığını da belirten Güzel, Akbulut'un olumlu yanlannı şöyle sıraladı: "Sayın Akbolnt, son aytarda hakkında ne söyienirse söylcnsin, Sayın Özal ve sayın muhalefet 11- derterine göre çok daha az yıpran- mış bir isimdir. Kendisi de biz de ANAP olarak bu avantaja sahl- biz. İkincisi Akbulut'un mazisi te- mizdir. Düriist bir ismi vardır. ls- mi herhangi bir şaibeye kanşma- mış bir politikaodır. Üçiincüsti Sayın Akbulul tabandan yetişen bir politikacının avantajlanna sa- hiptir. Dolayısıyla kitlelerin önü- ne Sayın Akbulul'u bu yönleriy- le takdim ve kabul ettirmeye ça- lışmak mümkün olabilroektedir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle