19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZÎRAN 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN Meteoroloji Genel Mûdüriü- fiü'nden alınan bılgıye göre yur- dun kuzey doğu kesımlerı parçalı bulutlu diğer böigeler açık ve az bulutlu geçecek HAVA SICAKLI- Ğl: Artmaya devam edecek. RÛZ- GAR: Kuzey ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette ese-„ cek Denizlerde rûzgâr: Karade- A i niz'de yıldız ve günbaüsı, Marma- ra ve Ege'de yıtdız ve karayel, Ak- denız'de gûnbatsı vetodostan2-4 yer yer 5 kuvvetınde saatte 4-16 yer yer 21 denız mtli hi2)a esecek. \ton Götû'nde hava: Parçalı az bu- Acana Mapazan Adıyaiıan A<yon AJr lutlu geçecek Rûzgâr kuzey ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl küçük dalgaiı olacak. Gö- rüş 10 km. doiayında bulunacak. Anökya Antalya Artvm Aydın BaMcesır Bıleak Bıngöl ftfls Bolu Butsa Çanaloale Çoram DeflBfı A 33° 18° Oıyartıaior A 29° 15° E*ne A 32° 17? Erancan A 27° 10° Erzunjm B 22° 10° Eskı$ehır A 30° 14° Gaoantep A 32° 19° Gıresun A 31°20°GûmiJşhaneB B 23° 13° HaHdn A 35°2?>iS(arti A 30° 13° tettbul A 30° 14° tomr A 29°i4°Kars A 30° 13° KasBmontı A A 25° 10° Kaysen A 31° 14° Kırtdareiı A 3O°16°Kaya A 25°10°Kûühya A 32°19°Mafcrfya 32° 18° Mamsa 31° 14° K Maraş 20° 10° Mersn 18° 9°Mu0a 28°12°Mu$ 31°1B°Nifl(ie 28°16 <! 0nlu 20°10°«s 27°14°Sansun 28°irSîrt 30°18°SinoQ 33°21°Sıvas 20° 6°ü*rdaO 27° 10° Tratam 25° 9°Tuncelı 29° 14° Uşak 2e°12"Van 30° 14° YazBat 27° ff° Z ö U A 34° 20= A 31° 16" A 30° 22° A 32°20° A 29° 12" A 24° 12» A 26° 16» B 22° 16» A 26°ie° A 32° 19° A 25° 17° A 24° 10° A 28° 16° B 25° 16° A 28° 14° A 29° 13° A 22° 10° A 34° 11° A 24° 15° açık bufaOu mOrmıriu A-aç* B-txtlu8u 6-gûneştı K-tartı S-sst Y-yaflmuriu OÜNYA'OA BUGÛN AmskfHam Y 20° Ammjn A 36° Adna Bafrtat BaraSona Bdgrad Bertm Bonn Briftsd Budapejte Cenewt Caayır ûMe OuOaı Frankfurt Gıme Heisnta KaNte Kopenhag KSn Utosa A 30° A 39° A 27° Y 23° B 31» y 25» 8 25° Y 20° Y 29° Y 21» A 32° A 38° A 45° 6 24° A 32° Y 2 F A 36° Y 21° B 24° A 33» Lmmgrad Londo Madraf Mbno B 20° Y 21° A 29° Y 27° Y 27° 8 20» B 25° A 27° Y M» Y 2f> Y 20° A 45» A 29° B 28° A 33° B 28° A 37° Y 29° Y 26° A 25° HtaNngiDnA 30° Züf* Y 23° Mostova MMı NeoYbrt Osb n flora Srty» Sam îef Jwv Inus BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Nişastanın bölün- mesinden elde edilen zamklı bir madde. 2/ Duman lekesi... Sar- kaç. 3/ Yeğin, şiddet- li... Yapma, etrae. 4/ Araplarda ve diğer Müslüman ülkelerde bir kavinı, kent ya da ülkenin başı... Bir sa- yı. 5/ Bir sonı sözü... tlişkin, değgin... Bir şeyin eksiğini tamam- lamak için ona katı- lan parça. 6/ Kıllann- da ve gözierinde, kimi zaman da derisinde boya maddesi bu- lunmadığı için her yanı beyaz olan hay- van ya da insan. 7/ Bir tngiliz uzun- luk ölçüsü... ödenmesi gereken bir pa- ranın, alacağa sayılarak bir bölümünün ödenmesi. 8/ YoksuUara yiyecek dağı- tan hayır kurumu. 9/ Sinema filmle- rinin çekimi sırasında kullanılan ve Uzerinde bir takım bilgiler bulunan tahta... Uğraş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Taşçı çekici. 2/ Mantık... Afrika'da bir ırmak. 3/ Yapısına gir- diği sözcüğe "iki, çift" anlamı katan yabancı bir önek... Bir çeşit susamsız ve yağlı simit. 4/ Gebeliği önlemek için dölyatağı içine konan sarmal biçiminde araç... Bir renk. 5/ Lezzet... Bir düşünce anlatan bir ya da birkaç tümcelik söz. 6/ Radon elementinin sim- gesi... Topium içindeki davranışlarda izlenecek yol. 7/ Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir... Bir şeyi anımsamak için ya- zılan kısa yan. 8/ Atom çekirdeğini oluşturan temel parçacıklar- dan proton ve nötronun ortak adı. 9/ Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan... Birine dokunsun diye söylenen söz. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Harici ticaret22 HAZİRAN 1930 Gümrük idaresi bu senenin nisan ayına ait istatistikleri ikmal etmiştir. Nisanda memkeletimize 13 milyon 688 bin küsur liralık ithalat oJmuştur. thracat ise 10 milyon 970 bin liradır ki evvelki aylar hilâfına bu defa ithalât 3 milyon lira fazladır. Geçen sene nisanda ithalât 22 milyon 34 bin liradır, bu mifctar bu senekinin iki mislidir. Aynı ayda 14 milyon 325 bin lira olan ihracat ta 4 milyon fazladır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Yıllardır bekliyoruz 22 HAZİRAN 1960 Millî Birlik Hükümetince alınan son kararlardan özellikle iki tanesi yüreğimizi ferahlattı. Bunların biri vicdan sömürücülüğtl, öteki de orman davası ile ilgilidir. Demokrasiyi demagojiden ayırt etmiyen düşük iktidar, bu iki davayı oy avcılığı ve kendi günlük çıkan u|nına kullanarak on yıl içinde Nadir fiadi yurdumuzu en az elli yıl geri götürmüştür. Baskı rejimi kalktığından beri her gün gazetelerde bir sürü kötülüklerin, suiistimallerin, tutarı milyonları aşan hırsızlıklann hikâyesini âdeta inanamıyarak, hayretler içinde okuyup duruyoruz ya, önlcrine bir kaç sıfır ekleyip hepsini doğru saysak, bunlar yine son on yıllık vicdan ve orman sömürücülüğü yanında hafif birer suç kalır. Bir milletin büyflk iki güveneği insan ve topraktır. Toprağı, yani vatanı korumak için, gerekirse insan canını feda eder. Biz bu ufurda yetişmişizdir. Çocuklarımız da bu uğurda yetişeceklerdir. Fakat yurt toprağıru işleyecek, onun nimetlerinden faydalanacak olan insanlarımızın yaşadığımız çağjn gerektirdiği asgari bir eğitimden geçmeleri esastjr. Bu yapılamadı mı, insan devrimizin dışmda ve gerisinde kalır, millet de zayıf düşer. Aynca, yurt dediğimiz toprak, insanlarırruz] besliyecek güçte olmalıdır. Toprağı çöUeşen milletler bir gün yurtsuz kaJmaya mahkûmdurlar. tşte düşük iktidarın en büyük suçlanndan ikisi, oy avcılığı politikası uğruna bu gerçeklere bile bile sırtını çevirmesi, on yıl süre ile vicdanlann ve ormanların sömürülmesine göz yumrnası olmuştur. Ataturk devrimleri uzerinden en az otuz yıl geçıruştir. Devrün prensiplerini ilk günün heyecam ile yürütebilse idik, bugün yurdumuzda ilk egium dâvası çözülmüs olacaklı. Eğer aramızad hâlâ yirmi beş yasında kara sakallı, dünyadan habersiz Ortaçağ tipleri görüyorsak, bu düşük, iktidann taviz politikasından doğma bir yaradır. Son on yıl içinde is basında bulunaniar, bütün gayretierini kendi iktidarlannı elden geldiği kadar ayakta tutmak ercği üzerine toplamışlardır. Milletimizi çağdaş uygarbk seviyesine yükseltmek, Cumhuriyeti korumak, Atatürk'ün eserini geliştirmek, yürütmek gibi düşüncelerden çok uzaktılar. Onlara lâzıtn olan oydu, oy. Üst yanını kuru lâf sayıyorlardı. Halkevlerini kapattılar, öğrenim seferberliğini lâğvettiler. Kadının çuvala sokulmasına, masum yavrulann Ortaçağ eğitîmi ile kafalarının örümceklenmesine eyvallah dediler. Ormanlann yakılmasına, yıkılmasına, baltalanmasına yalnız ses çıkarmakala kalmadılar, buna alkış tutarak önayak oldular. Bir karikatur, bir tenkid yazısı yüzıinden gazeteciler cezaevlerinde inletilirken orman suçluları hakkında arka arkaya af kanunları çıkarmaktan utanmıyorlardı. Millî Birlik Hükümetinin vicdan hürriyeti ve toprak dâvalan konusunda açtığı yeni çığırı yannımız hesabına bir müjde olarak karşılıyonız. Bu dâvalann, devrim Türkiyesini her ttirla gerilik akımlanndan koruyacak, demokrasiyi bir daha demagoji halinde soysuzlaştırmayacak sekilde anayasa güvenliğine kavuşturulması doğrudur. Bundan sonı a gelecek herhangi bir iktidar, kendi çıkan uğruna millî gücümüzü bir daha tehlikeye düşürememelidir. NADİR NADİ GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Futbolda enflasyon22 HAZİRAN 1989 Ülke ekonomisinin sokaklannda kol gezen enflasyon canavan bu kez futbol sahalanna uzandı. Transfer ücretleri bir yıl içinde yüzde 60 oranında artış gösterdi. 1988-89 futbol sezonu başında kulüplerin kaiiteli veya kurtancı nitelikteki futbolcu arayışı birkaç milyar ile noktalandı. Futbolcunun masade imzaya oturması için geçen sezon 170-200 milyon lira yeterliydi. Ancak aradan geçen 365 gün, transfer ücretlerini ınanılmaz sekilde arttırdı. Futbolcuların birinci ligde oynayanı 1 milyar, ikinci ligdeki 250, ücüncü ligdeki ise 100 milyondan soz eder oldu. Bu arada peşin parasızlık yüzıinden futbolculan ile anlasamayan ve transfer yapamayan pek çok kulüp simdiden kara kara düşünmeye başladı. TARTKMA I. Taraması Halk Taraması denilen bu uygulama ile basit araştırma yöntemleriyle veya sağhk ocaklannda rutin doldurulan formlardaki bilgilerin derlenmesiyle elde edilebilecek veriler hekimlerin ev ev dolaştırılmasıyla toparlanmaya çalışılacaktır. kimlerin ev ev dolaştırılmasıyla toparlanma- ya çalışılacaktır. Sağlık Bakanı, çok sayıda sağlık müdürii- nün uyarılan, bLz hekimlerin tepkisi ve mes- lek örgütleri ile bilimsel kuruluşlann konuy- la ilgili olumsuz raporlantıa karşın hâlâ "Bu taramayı yapacagım" diye ısrarlı olabümek- tedir. Tıp fakültelerinde sizlerden edındiği bil- gilerin ışığında bilimsellikten uzak olarak ni- teledikleri bu uygulamaya karşı çıkan hekim- leri sürgünle tehdit edebilmekte ve haklann- da soruşturma açabilmektedir. Bu şartlarda Sağlık Bakanı ve savunduğu anlayış ile kalıcı ve kaiiteli sağlık hizmetleri- nin verilebileceği kuşku uyandırmaktadır. Hepimiz sizlerin öğrencileriniziz. Bizlere yü- larca hasta muayenesinin kurallarıru "insaaın hayaünın degeri" temelinde öğrettiniz. Ancak bugün siyasi cıkar izlenimi edindiğimiz bir ça- lışma içinde bilimsel olmayan yöntemlerle ça- hşmakta, geleceğe ilişkin umatlanmızı -ki bun- ların içinde en önemlisi her şeye rağmen he- kimliğimizi koruyabileceğimiz inancıdır- yitir- mek üzereyiz. Karakollarda adli nöbet tutmak zorunda bı- rakıldığımız iller, amirlerimizin tıp dışı kişi- ler olduğu kuruluşlar, recete yazma özgürlü- ğümüz, kısıtlandığı böigeler, laboratuvar ve Bizler tıp fakültelerinde siz hocalanmızdan öğrendiğimiz bilgi ve beceri ile ülkemizin dört bir yanında hekimlik mesleğini pratisyen he- kim olarak sürdüren eski öğrencileriniziz. Hekimliğin giderek onurlu bir meslek ol- maktan çıkarılmaya çalısıldığı günûmüzde, bu dunımdan en fazla etkilenen hekim kesimi olarak artık bu gidışe müdahaJe etmenin ve kendi geleceğimize sahip çıkmanın zamanının gddifine inaruyoruz. Son aylarda özelde pratisyen hekimlerin, ge- nelde tüm hekimlerin onurunun ayaklar altı- na alındığı bir uygulama olan.Türkiye 1. Sag- ük Taraması hâlâ surdürülmeye çalışılmakta- dır. Halka ve hekimlere hiçbir yarar getirme- diği görülen bu bilimdışı uygulamaya önümüz- deki günlerde Halk Taraması seklinde devam edilecektir. Bakanlık formlannı incelerseniz meslektaşlarınızın nasıl aşağılandığını, birer anketör gibi -sırf Sağhk Bakanı'nın garip tut- kuları mı?, yoksa şov hevesi mi desek doğru olur bilemiyoruz- çağdışı bir tıp uygulaması seklinde ev ev, kapı kapı dolasraak zorunda bırakıldığını göreceksiniz. Halk Taraması denilen bu uygulama ile ba- sit araştırma yöntemleriyle veya sağhk ocak- lannda rutin doldurulan formlardaki bilgile- rin derlenmesiyle elde edilebilecek veriler, he- radyolojik tetkik isîemimizin yasaklandığı has- taneler, zorla taramaya gönüllülük dilekçeie- ri toplayan ve meslek kuruluşlarımız olan ta- bip odalanna katılımımızı çeşitli baskı yön- temleriyle engellemek isteyen sağlık müdilrlük- leri, Pratisyen Hekimlik Kongresi'ne katılma- mızı engellemeye cahşan valilik ve kaymakam- lıklar, "Benim dediklerimi benimsemez, kar- şı çıkarsaıuz çekip gidersiniz" diyebilme cüretıni gösteren paramedikal bir Sağlık Ba- kanı, geleceğe ilişkin umutlanmızı yitirmemiz yolunda bizleri umutsuzluğa iten bazı örnek- ler olarak verilebilir. Sizlerin de bu ortamın yaratüğı durum kar- sısında üzuntü duyduğunuzu biliyor ve yülarca yorulmaksızın verdiğiniz emeklere -yani bizlere- sahip çıkacağınıza inanmak istiyoruz. Sağhk alamnda etkin konumda bulunan tıp fakülteleri ögretim üyeleri olarak sizieri ön- celikle 1. Sağhk Taraması hakkında görüşle- rinizi açıklamaya çağırıyor ve sağlık tarama- sının durdurulması için aktif desteğinizi bek- liyoruz. Adana - Tunceli - lcel - Bitlis • Kınkkale - An- talya - Hatay - Edirne - Tekirdat - İstanbal • Koaeli • Sakarya - Buna • Balıkesir - Ça- nakkak - Manisa - tzmir - Aydın - Muğla - Deaizli - Afyon - Isparta - Konya - Karaman - Eskişehir - Bilecik - Ankara - Kastamonu - Nevşehir - Kırşehir - Aksaray • Nigde • Çan- kın - Samsun - Sinop - Amasya - Çorum - Sı- vas - Gaziantep - Kahramanmaraş - Malatya - Rize - Artvin • Diynrbakjr - Van - Agn - Bo- lu • Mardin İlleri Pratisyen Hekimleri. OS GEMI DENİZTÜRKALİ Ş A R K I L A R 22 HAZİRAN 1990 SAAT 23 » DEN BAŞLAYARAK HER GECE KURUÇEŞME ISKELfSJ 1001 GECE KALVONU Rerervaynn 163 53 86-67 Özel PARMAK ÇOCUK Ana ve İlkokuhı'ndan Anaokulu hazırlık ve ılkokul 1. stnıf kayıttanmız başla- mıştır. Ara sınıflara seviye sınavı ile az sayıda öğrerv cı alınacaktır. 1984 yıhndan beri AnadcHu Lıselerı ve Kolej smavlarında % 88.6'lık başarı etde eden öğret- menlerımıze, okulumuzla örnek bir ışbırlığınde bulu- nan velılerimıze ve özellikle yenı okullarında da başa- rı çizgilerinı hkp düşürmeyen öğrencılerımıze teşekkür ederiz. Ucretlerimiz: Anaokulu (Yıllık Eğitim) 2.700.000 TL + KDV Ilkokul 1., 2., 3. sınıf (Yıllık eğitim) 4.000.000 TL + KDV llkokul 4. sınıf (Yıllık eğitim) 3.400.000 TL. + KOV Ilkokul 5. sınıf (Yıllık eğitim) 2.700.000 TL. + KDV Yemek (yıllık) 1.584.000 TL.+KDV Bilgı ıçın: Sarayarcb Sokak 2, Acıbadwn, Kad*öy Teleton: 338 28 50-54 TURHAL KÜLTÜR ve DAYANIŞMA DERNEĞİnin düzenlemiş olduğu Dostluk Günü; kır gezisi, 24 Haziran 1990 günü Belgrat Ormanlan. M. Akif Ersoy - Bahçeköy'de yapılacaktır. Halk ozardarını ve Turhal Semahı'nı birllkte izleyelim. Bilgi için Tel: 149 57 65 D*mrt Mrk.: Küçük Parmokkapı Ipek Sk. No: 9/4 Jaksim/İST. Not: Davetfyeler dernek merkezinden temin edllebMr. TEŞEKKÜR Hastalığıma teşhis koyarak ameliyat olmamı sağlayan değerli insan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi K.B.B. Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. FİKRt ŞENOCAK'a, Öğretim Üyesi Prof. Dr. ÜEMİRCAN AKKAN'a, Ameliyatımı başan ile gerçekleştiren Uzm. Pr. NAZIM KORKUTa, Ass. Dr. AHMET ÖZDOĞAN'a, Ass. Dr. BURHAN KOCAMAN'a ve Anestezist Dr. TARIK AĞAOCLU'na teşekkürü bir borç bilirim. MUAMMER ŞENEL ÖOZLEM ÖZGİRSİZLER İÇİN OKÜDU CEUEKFAC1ASI t •• Bu kaseti mutlaka dinleyiniz PLAKÇINIZDA.. Yurda demokrasi dünyaya banş Celecekse yannlara merhaba Adıkla zulümle inteyen canlar Cülecekse yannlara merhaba Silah sesi türküleri Y" tmada " Elimizden gençliğimiz gitrneden Aşkgemisiokyanusabatmadan Dalacaksa yannlara merhaba Cönüllerden kin duvan yıkıla Corak topraklara ekin ekıle Halkımbilinçlenip hakkını ele Alacaksa yannlara merhaba Dileftim olmasın insana tuzak Öz^rce konuşup özgürce yazaK Ka^Unisazımbaskıdanuzak CaUcaksa yannlara mernaDa HASAN KAPLANİ ÖZGÜ MÜZİK YAPIM I.M.Ç 6. Blok No: 6643 Unkapanı / Istanbul • Telefon 513 05 50 AFŞİN-ELBİSTAN LİNYİTLERİ İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1- Müessesemiz ihtiyacı olarak, teknlk ve idari şartnameleri ile projelerine göre, aşağıdaki mal- zemeler satın alınacak veya imal ettirilecektır. S. No: ihale konusu malzemeler: Miktar: Dosya No: ihale Tarihi: 1. a) 1400x20 ebatlı 18 kat Dış Lastık kar tipi b) 1400x20 ebath İç Lastik 2. Kavrama takozu 24 adet 42/3.AEL79O-206 9.7.1990 24 adet 42/3.AEL/90-206 9.7.1990 3 kalemde (90 Adet) 801.875.AEU90-213 10.7.1990 2- Teklifler eksiltme günlerinde saat 15.00'e kadar AEL Müessesesi Genel Muhaberatına veril- miş olacaktır. 3- Teklif zarfları eksiltmenin yapılacağı günler saat 15.30'da Elbistan'da AEL Müessesesi Tica- ret Şube Müdürlüğü'nde açılacaktır. 4- Şartname ve projeler; — AEL Müessesesi Ticaret Şube Müdürlûğü-ELBİSTAN — TKİ Genel Müdurlüğü, Satınalma Dairesi Başkanlığı-ANKARA — TKİ İstanbul Satınalma Mıidurlüğu, G-62 Sokak, Merkez Efendı "Atatürk Öğrenci Sitesi Karşısı" Zeytinburnu/ISTANBUL adreslerınden temın edılebilir. 5- Postadakı vaki gecıkmeler dikkate alınmaz. 6- Müessesemiz 2886 sayılı kanuna tabi değıldir.- Tûrkiye'nin en güze! düğün salonlan NİŞANTAŞI RESTAURANT Düğün Salonlan 150 k$ için YemekB 1 785.000 Yemekb mezek 2 175 000 Rez: 147 62 39 -147 74 40 • Salonhnmız klimalıdır " ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Mimarlık Ödülleri Geçen hafta Mimarlık Odası'nın düzenlediği bir sergiye git- tim. Sergi Atakule'de. Okurlarım anımsar, Çankaya'da yükselen kule, benim çok desteklediğim bir mimarlık olayı. Bir mimann doğum sancılarını yasadım bu olayda. Önce kâğıt, karton ma- kerler, bir çizgi için sabaha ulaşan geceler; sonra toprağa geçi- yor o çizgiler, taş taş üstüne, cam duvarlar, kule yükselıyor bir- den, başkent gecelerini aydınlatıyor. Onca çirkinliğe karşın çağ- daş bir yapıt da yer alıyor Çankaya tepesinde. Uzaktan seyret- meyi daha çok seviyorum doğrusu. Yakından gorünce biraz şa- şırıyorum. Çevresi çıplak ve bakımsız. Projenin öngördüğü sey- ler gerçekteşmedi. Biraz yeşillik, çiçek, ağaç gerekjyor, ama yok. Camlarında renkli balonlar seyrederken düşünüyorum, Ragıp Buluç mutlu mu acaba? Şimdi mutlu, çünkü çevrenin bakımını, yeşermesini Vakıfbank üstlendi. Öte yandan o renkli balonlar, baloncular, simitçiler de rahatsız etmiyor mimar dostumu. Kule tüm başkentlilerin, rıerkes gelecek, gezecek diye düşünüyor. Ödül töreninde hayli duygusal bir konuşma yaptı Ragıp Buluç. Ben de çok duygulandım. Bir yazar olarak ödüllenmenin mutlu- luğunu duydum. O ödül töreni beni çok dûşündürdü sonra. Ödüllenen mimar- lar açısından. Kimini kırk yıldır tanıyorum. Biri Turgut Cansever. Seçici kurul tüm yapıtları nedeniyle büyük ödülü ona veriyor. Mi- martığa katkı dalında başarı ödülünü de Doğan Kuban alıyor. Okurtanrnızın da çok iyi tanıdığı bir kişi. Türk ve dünya kültürü- nün çağdaş düzeyde yorumlanmasında, mimarlık kamuoyunun aydınlatlmasında, çağdaş düşünceyi benimsemiş kadroların ve genç kuşakfarın yetiştirilmesinde, aynca araştırma, yayın ve ku- ru msal çalışmalarıyla mimarlık eğitimıne büyük katkıları nede- niyle. Aslında kırk yıllık birikimin ödüllenmesi bu. Doğan Kuban, başansının iki kişiden kaynaklandığını söyledi ödülünü alırken. Biri babası, öteki hocası. Babası paradan başka değerlere önem vermesini öğretiyor oğluna, hocası da durmadan çalışmasını. O kısa, ama özlü konuşmayı gözlerimde yaşlarta dinledim, ku- lağımda babaağımın sesi çmlayarak. Benim kuşağımda tüm ba balar ve de öğretmenler aynı öğûdü veririerdi galiba. Paraya de- ğil, gerçek değerlere yöneltirlerdi çocuklarını. Bugün kimileri bi- raz aptal buluyor, ama emeğin, alınterinin yüce değerini hisse- den kişiler parayla mutlu olabilir mi hiç? Ya da tersine köşeyı dönenler, milyonlara gömülenler, mutlu mu acaba? Kimi zaman çok şaşırıyor insan, yolsuzluklar, soygunlar, vurgunlar ve de mil- yonlar. Emek ve aiınteri giderek ucuzluyor! Ancak bu yozlaşma sürer mi? Gerçek değerlere yöneleceğiz elbet. insanı onurlan- dıran değerlere döneceğiz. Mimarlar Odası'nın ödül töreninde de bu sorun vurgulandı. Bence tüm meslek dallarının bu soru- na eğilmesi gerekiyor. Çünkü mimar var, mimar var. Kimi mes- leğine, halkına, çağına saygıyla çalışıyor, ödûn vermiyor. Kimi köşeyi dönme telaşında, ödünlerden kaçınmıyor. İmzayı atıyor, gerisıne karışmıyor! Mimarlar Odası'nın onları da uyarması ge- rekir bence. Tüm meslek kuruluşları belli ilkeler doğrultusunda duyarlı olabilseler belli bir yozlaşma önlenebilir. Artık çok geç, umut yok, diye düşünenler olabilir, ben onlara katılmryorum. O törende ilk kez tanıdığım genç mimarlardan yüreklendim belki de. Kimi hayli act, ama çok gerçekçi seslendi. Gri sanatını biliyor musunuz? Çimentonun yoğunlaştığı bir sanat galiba. ödüllenen mimarlar, çimentonun vazgeçilmezliğini vurguladılar Beton yığınlarından yakınanları uyanr gibi! Ben de yakınırım her zaman, ama çimentodan değil, çarpık kentleşmeden, bir kentin özelliklerini bozan, çevreyle uyum sağlayamayan yapılardan. Çj- mentoyla değil altın sıvayla yapılsalar ne yazar! Yalnız mimarla- rın değil, yerel yöneticilerin de ödünleri var o yapılarda. deği- şen değer yargılarıyla gökleri deliyorlar. Yeşili solduruyor, kent- leri boğuyoriar. Ooğanın ırzına geçiyorlar. Oysa bu kentlerde, de- niz kıyılarında, da^larda, giderek azalan ormanlarda biz konu- ğuz ancak. Belli bir dönem yaşayacağız. Sonra gelecek kuşak- lar yaşayacak. Bugün kâşeleri dönenler, tarihin koşelerine sıkı- şırlar bir gün! * Ödüllenen projeler arasında evler de var. Çengelköy'de bir köşk onarımı, izmir'de bir ev, Çamlıca'da başka bir ev. Kat kat apart- manlar yerine bir ev yaptırmak güzel olay doğrusu. istanbul'a gktersem Çamlıca'da Yavuz Zeytinoğlu'nun evini görmek tstiyo- rum. Sahibini yıllarca önce tanıdım, çağdaş bir kişi, Eskişehir- de giderek artan bacaların dumanından sonra Çamlıca'da bir ev özlemiş galiba Bence Çamlıca da güzel evler özlüyor. O te- penin başka bir özelliği, güzelliği ve de şiiri var. Ama koruyabili- yor muyuz yeteri kadar? Mimar Pamir Doruk'u yıllardır ilk kez o törende gördüm. Pennsylvania (ABD) Üniversitesi'nin ek bina projesiyle ödülleniyor. Birden neler ammsadım. Ortadoğu'daki yıllar, rahmetli Oündar Elbruz, şimdi emekli olan Ekmel Derya, Balıkdamı'ndaki yaban ördeği avları. Portakallı ördek şölenir.de dinlediğimiz öyküler. Ekmel Derya'ya emekJiliği yakıştıramryorum doğrusu. Pamir Doruk oturup bir kitap yazmasını istiyor. Orta- doğu Üniversitesi'nin öyküsünü anlatmasını. Bu isteğe çok iç- ten katılryorum. Ortadoğu Teknik Üniversitesi nasıl kuruldu, çıplak tepeler nasıl yeşerdi, kûrsûlerden kımter geldi, kimler geçti, hangi bilim adamları, dekanlar, rektörler, nasıl olaylar yaşand' bu üni- versitede, Ekmel Derya yakın birtanığı uzun yıllann. Oturup yaz- malı elbet. Bu tür belgeler çok gerekli. Yalnız Ortadoğu Üniver- sitesi açısından değil, ülkemizdeki üniversitelerin durumu, dün- den bugûne bir ışık tutmak açısından da. Ortadoğulular çağdaş bir düzeydeydi vaktiyte, Avrupa ve Amerika'daki tüm üniversite- lerin kapısı açıktı ODTÜ'yü brtirenlera ODTÜ'den diptomalı genç- ler geleceğe güvenerek bakarlardı. Şimdi durum, düzey nasıl acaba? Eski düzeyı korumak için belli bir şavaş veriliyor, ama yetiyor mu? Kalemimin ucuna gelen bir soruyu da aktarıyorum. Geçmiş yıllarda cumhurbaşkanı eşleri ODTU'de konferans ve- rir miydi acaba? Bilimsel kürsülerin dokunulmazlığı yok muydu? Herkes istediği konuşmayı yapar mıydt? Mimarlık ödüllerinden ûniversiteye geçmemi yadırgayabilirsi- niz, ama okuHar, üniversiteler de bir tür mimarlık yapıyor, ülke- lerimizin insanlannı yaratıyorlar değil mi? Mimarlık çok boyutlu bir meslek. Yetişen kuşakların da çok boyutlu olmasını özlüyor insan. * * * Ödüllenen mimarlart gönülden kutluyorum. Bu ödüllerin itici gücüyle yeni güzellikJer üretmelerini diliyorum. Gerçek değer- ler doğrultusunda ve daha özgür bir ortamda. Yapı Kredi elemanlararıyor. Organizasyon ve Otomasyon Bölümü'müzün İstanbul ve Diyarbakır teknik hizmetler kadrosunda görevlendirilmek üzere: • Üniversite, önlisans ya da meslek yüksekokulu Elektronik Bölümü'nden mezun, • Askerüğini yapmış ya da en az iki yıl tecil ettirmiş, • 28 yaşını aşmamış. • Tercihan İngilizce bilen elemanlar aranmaktadır. Adaylann aynntılı özgeçmişlerini, yeni çekilmiş bir fotoğraflanyla birlikte en geç 30 Haziran 1990 tarihine kadar "Otomasyon" rumuzuyla Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Personel Bölüm Başkanlığı P.K. 250 Beyoğlu 80073 İstanbul adresine göndermeleri rica olunur. Başvurular kesinlikle gizli tutulacaktır. YAPI^CKREDi HALİD ZtYA UŞAKLIGlL NESL-İAHÎR Büyuk romancımız HdlkJ Ziya Ufakltgil'm bugüne kadır gazrce sahıkknnİe lılnııt rOmanı ilk kez kıtapU$arak gun ı^ığına çıktj Bu buyuk rominı ılbyte okuyaciksınız. Baçında bu romam gunumuz <blıyW basıma ruzıriayan Şemscttin Kuthı'nun grni} bır tanıtmj ve açıklirnaJarırtı da bulacaksınız. INK1LAP KİTABEVl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle