23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZÎRAN 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Madeni 1000 lirA • ANKARA (AA) — Madeni 1000 liralıklar, 27 haziranda tedavüle çıkanlıyor. Basun işleri tamamlanan 1000 liralık ufaldık metal paralar 25.5 milimetre çapında ve 1.8 milimetre kaknlığında hanrlandı. Madeni paralann ön yüzünde ay- yıldız, buğday basağı, zeytin dalı bulunuyor. Arka yüzünden ise Türkiye Cumhuriyeti yazılı Atatürk rölyefi yer alıyor. 1000 liralık madeni paralar, bir sûre önce tedavülden kaldınldjğı açıklanan metal 25 liralıklann özelliklerine uygun şekilde dizayn edildi. Madeni 1000 üralıklar piyasadaki 1000 liralık kâğıt paralar ile birlikte tedavül edilecek. Çanakkale'ye köprü • tSTANBUL (ANKA) — tstanbul Sanayi Odası (İSO) ile Italyan Genel Sanayi Federasyonu (Confindustria) arasında ticari işbirliği protokolü imzalamak amacıyla Tûrkiye'ye gekn ttalyan isadamlan, Çanakkale Boğazı'na bir köprü yapmayı önerdiler. İSO Meclis Başkanı tbrahim Bodur, düzenlediği basın toplantısında Türk ve ltalyan işadamlan arasındaki görüşmelerde, Çanakkale Boğazı'na Avrupa ve Asya kıtalannı birleştirecek bir köprü yapılması yönundeki görüşler dile getirildi. Söz konusu köprüyü öneren ltalyanlar, nrmalannın bunu uluslararası bir konsorsiyumla ya da tek başına gerçekleştirebileceklerini belirtti. K A T A n o r TlltPOI IIVCIYI nPilltDEMUI TYP1KM HA PblHKE SSCB'deki Türkiye • Ekonomi Servisi — Yapı-Endüstri Merkezi ve Ara Araştınna Ltd. Şirketi, "SSCB Pazannda Türkiye" adında bir katalog hazırhyor. Rusça olarak hazırlanan katalog, 8000 adet basılacak. Aralık 1990'da çıkacak olan katalog, Sovyet restni reklam ajansı Sovero Vneshtorgreklama tarafından bütün Sovyetler Birliği'nde ekonomi ile ilgili bütün kunıluşlara, şirketlere bedelsiz olarak dağıtılacak. Katalog; tanm, sanayi ve hizmetler alanında bütün Türk şirketleriyle ilgili bilgileri içerecek. Katalog, SSCB'deki dağıtım haklan bakımından, Türkiye ile ilgili çıkanlabilecek tek katalog olma özelliğini de taşıyor. Yurda sokulan özel eşyalar • ANKARA (ANKA) — Maliye ve Gümrük Bakanlığı, zati eşya listesinde değişiklik yaparak yurda sokulacak sigara miktannı 20 paketten, 10 pakete indirdi. Gümrük hattı dışı satış mağazalanndan alınacak sigara miktan da 30 paketten, 20 pakete indirildi. Zati eşya listesine 16 ekran renkli cep televizyonu, bir adet kompakt disk çalar, en fazla 5 metre kumaş ve bir adet portatif gaz sobası eklendi. Tüketici şîkâyetleri çığ gibi Üretici firmalar, tüketici şikâyetlerinin çoğunun bilinçsiz kullanımdan kaynaklandığını öne sürüyor. Oysa TSE'ye 1989'dayapılan şikâyetlerden 20 bin 992'si tüketici lehine sonuçlandı. 2 bin 862 şikâyetin kullanım hatasından kaynaklandığı bildirildi. MERtH AK İZMİR — Son yıllarda gittik- çe yerleşen "tüketici bilinci", üre- tici fırmalann korkulu rüyası ol- maya başladı. Bunu en yakından hissedenler dayanıklı tüketım malı üreten ve satan firmalar. Tüık Standartlan Enstitüsü (TSE) yet- kilileri, son yıllarda kendilerine ulaşan şikâyet sayısının arttığını dile getirdiler. Buna göre 1985 yı- unda TSE'ye 1216 kişi şikâyette bulunurken 1989 yüında bu sayı 23 bin 854'e ulaştı. 1990 yılının ilk 5 ayında ise bu sayı 15 bin 510. Üretici finnalar şikâyetlerin ço- ğunluğunun bilinçsiz kullanımdan kaynaklandığını öne sürerken TSE'ye 1989 yüında yapılan şikâ- yetlerden 20 bin 992'si tüketici le- hine sonuçlandı. 2 bin 862 şikâ- Tüketici şikâyetlerinin seyri Yıllar Telefonla Şahsen Resmi başvunı başvunı başvunı Toplam Tüketici Kultanım şikâyet lehine hatası sonuçlanan otanlar 1985 1986 1987 1988 1989 1990 (x) 625 1.152 3.506 4.015 5.124 2.635 271 892 906 1.660 2.050 2.915 320 3.225 7.388 13.105 16.680 9.960 1.216 5.269 11.880 19.500 23.854 15.510 4.742 10.336 17.426 20.992 11.168 527 1.544 2.154 2.862 1.240 x Mayıs ayı sonu itibarıyla. yetin kullanım hatasından kay- naklandığı bildirildi. Dayanıklı tüketim malı fiyatla- rının son yıllarda astronomik ra- kamlara uİaşması, beraberinde tü- ketidnin hakkını daha çok arama- sına neden oldu. TSE garantisi ve standardı tasıyan buzdolabı, ça- maşır makinesi, elektrik süpürge- si, fınn, termosifon, televizyon, müzik seti ve şofbcnlerle ilgili tü- ketici şikâyetlerini değerlendiren TSE yetkilileri, hemen hemen tüm fırmalann ürünleri hakkında şikâ- yetlerin bulunduğunu söylediler. Yetküiler, dayanıklı tüketim mal- larında hem üretimden hem de kullanımdan kaynaklanan anza- lar meydana geldiğini ifade eder- lerken dayanıklı tüketim mallann- da fabrika hatasının yüzde 15'lerde kaldığını söylediler. TSE'de son yıllarda artan şikâ- yet başvurulan yüzünden çeşitli birimler kuruldu. 1985 yılından itibaren sürekli olarak artan şikâ- yetler karşısında TSE bünyesinde Tüketici Kornma Miidüriüğii" 1989 yıündan itibaren enstitü bün- yesinde "Tüketiciler Konseyi Özel Komitesi" oluşturuldu. TSE yet- kilileri, tüketici şikâyetlerinin is- tatiksel dökümünde TSE marka- lı ve TSEK belgeli malzemelerden gelen şikâyetlerin, toplam şikâyet- lere göre çok az yekûn teşku etti- ği bildirildi. TSE yetkilileri, "1985-1989 yıllan arasında yapı- lan şikâyetlerin tamanuna yakın bir böliimü tuketiciler lehine so- nuçlandınldı" dıye konuştular. Bu arada dayanıklı tüketim mallannda hatalann daha çok tü- keticiden kaynaklandığı bildirili- yor. Satılan mallann kullanma kı- lavuzlarımn yeteri kadar incelen- memesi sonucu meydana gelen anzaların büyük çoğunluğu oluş- turduğu öğrenilirken tüketicilerin kılavuzlara uyması gerektiği bildi- riliyor. TSE'ye yapılan şikâyetlerde ge- nellilde şu konular üzerinde duru- luyor: Bnzdolabı: tyi soğutmuyor, ça- buk buzlanıyor, ses, koku yapıyor, içindeki malzemeler hemen kın- lıyor. Çamaşır makinesi: Makine yü- rüyor, çok ses yapıyor, sık sık dev- ri düşüyor, motorlan çok ısınıyor, suyu dışanya fışkırtıyor, sıkma kısmı çauşmıyor. Elektrik sâpürgesi: Emme gü- cü söylendiği gibi değil, iyi toz al- mıyor, torbaları çabuk parçalanı- yor, çok ses yapıyor, tozu dısan- ya veriyor. Fınn: Uyarıcı lambalan bozu- luyor. Açma kapama düğmeleri insanın elinde kalıyor, gaz kaçın- yor, elektrikli kısmı çalışmıyor ya da elektrik kaçırıyor. Müzik setleri: tyi ses vermiyor, hoparlörlerinden garip sesler ge- liyor. Kayıt düğmesi bozuluyor. plaktan, radyodan kayıt yapamı- yor. Renklitelevizyon:Görüntü çok kötü, renkler kayıyor, uzaktan ku- manda arızalanıyor, ses ayan bo- zuluyor. TSE istaüstiklerine göre son yıl- larda tüketicinin, cihazında mey- dana gelen en ufak hata karşısın- da basvunıda bulunduğu öğrenil- di. 1986 yüında toplam şikâyet sa- yısı 5 bin 269 iken bu şikâyetler- den 4 bin 742'si tüketici lehine so- nuçlandı, 527 cihazda ise kullanım hatası saptandı. 1989 yüında ise toplam şikâyet sayısı 23 bin 854. Şikâyetlerden 20 bin 992'si tüke- tici lehine sonuçlandı. 2 bin 862 cihazda ise kullanım hatası tespit edildi. 1990 yüının ilk beş ayında ise 15 bin 510 şikâyette bulunul- du. Bunun 11 bin 168'i tüketici le- hine sonuçlanırken 1240 cihazda kullanım hatası tespit edildi. Tekstîle yeni önerilerT M M O B Makine Mühendisleri Odası Tekstil Mühendisliği Komisyonu, Türk tekstil sanayiinin kapasite, donanım ve verimliliğinin saptanmasını, küçiik işletmelerden vazgeçilmesini istedi. İZMtR (Camhuriyet Ege Bâro- ca hüküroeün istikrarsız göriintü- su) — Tekstil sektörilndeki darbo- ğazın aşılabilmesi ıçin iş âlemi ve teknik uzmanlar öneri getirmeye devam ediyorlar. tş âlemi özellik- le teşvik uygulamalanna geçilme- sini isterken TMMOB Makine Mühendisleri Odası Tekstil Mü- hendisliği Komisyonu çeşitli öne- riler ortaya attı. TMMOB Makine Mühendisle- ri Odası Tekstil Mühendisliği Ko- misyonu, önerilerini derlediği açıklamada "Ancak 1987 yıiından itibaren duraklama dönemine gj- rilmiştir. Bonun en önemli neden- lerinden biri gerçekçi ihracat po- ütikalanıun izknmemesidir. Ayn- sü. ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir" görüşunü savun- du. Türk tekstil sektörünün tek- nik yönden yüzde 90'ının 20 yılın üzerindeki makinelerden oluştuğu anımsatılan acıklamada, "19701i yıllarda Baû'ıun vazgeçtigi bu sek- tör az gelişmiş ülkelerin sırtına vurulmuşlur" görüşüne yer veril- di. Türkiye'deki olumsuz koşulla- nn sürmesi durumunda dünya tekstil pastasından pay almanın çok daha zor olacağına kesin göz- le bakıldığı kaydedilen acıklama- da, öneriler şöyle sıralandı: "Her şeyden önce, Türk tekstil sanayiinin teknik donanım olarak nelere sahip olduğu saptanmah, dde edilen veriler istaüstiksel ola- rak değerlendirilerek smıflandınl- malı ve Türk tekstil sanayünio ka- pasite ve verimliliği saptanmahdır. • Rekabet gücü kalmanuş mamul- lerin üretiminden vazgeçilmelidir. • Kısa ve uzun vadede, plaolı ola- rak mevcut tesislerin giinümiizıin koşullanna göre modernizasyonu gerçekkştirilmeli ve kaliteye önem verilmelidir. • Yeni yatınmlar, belli bir progra- ma bağlanmalı, ihracat şansı yük- sek mamuller üretecek tesislerin yatınmlan özendirilmelidir. • Verimsiz çalışan küçiik işletme ve atölyelerden vazgeçilerek enteg- re tekstil fabrikalanna yönettnıne- lidir. • Kalifiye eleman eğitimine gere- ken önem gösterilerek teknik ele- man yetiştiren lise ve dengi mes- lek okullanmn sayılan arttınlma- hdır. Bu elemanlann önemi sana- yicilere benimsetilmelidir. • Dünya pamuk üretiminde yüz- de 3^'lnk bir paya sahip olan ül- kemiz, bu avantajını iyi dejerlen- dirmeli, ülkemizde üretilen kaliteli pamuk ithalatından vazgeçilmeli, ihracaunda ise ülkemizde iç talep dikkate alınmalıdır. • Tekstil ihracatında önemli bir yeri olan deri ve deri konfeksiyon ürünlerinde, daha gercekçi politi- kalar izlenmeli, canlı hayvan ve iş- lenmiş ham deri ihracatmdan vaz- gecilmelidir. • Ülkemiz tekstil sanayii, dış pa- zarlarda mevcut ihracatım siirdü- rürken bir yandan da kendi yara- tıcılıgını geliştirerek stilist ve mo- delist egitim düzeyini yükseltme- Udir." Claudia Sebastiarfın kaderi 'BilimselMarksizm ve Planlama* diploması kapıdaki işsizliğe çare olamayacak Rahmi Koç, Bush'la görüştü Ekonomi Servisi — Koç Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç'un da içinde bulundu- ğu Uluslararası Ticaret Odası'n- dan (ICC) dört kisüik bir heyet, ABD Başkanı George Bush tara- fından kabul edüdL Heyetin diğer uyeleri Uluslararası Ticaret Odası Başkanı Dr. VVallenberg, Başkan Yardımcısı Joseph Connor, ABD Uluslararası İş Konseyınden Ab- raham Katz'dı. Gör.üşmede Ulus- lararası Ticaret Odası heyetinin, Başkan George Bush'a temmuz ayında Houston'da yapüacak eko- nomik zirve hakkında, Oda'nın görüşlerini bildirdiği öğrenildi. Houston'daki ekonomik zirvenin esas gündemini, GATT (Uruguay Round) görüşmeleri olusturacak. Gümrük Konseyi Uluslararası bey,annamesı Ekonomi Servisi — Elfe VEB, kırmızı renkli tuğlalardan örül- müş duvarlanyla Doğu Berlin'in tek çikolata fabrikası. Ama geçen nisan ayından beri Elfe VEB'in kirli ve yorgun duvarları arasın- dan keskin kakao kokulan yük- selmiyor. Yarım yüzyılı aşkın bir süredir çikolata üreten fabrikanın üretimi tamamen durdu. Elfe VEB'in pazarlama ve satış müdü- rü Oaudia Sebastian makinelerin •stop* edilme nedenlerini şöyle an- latıyor: "Bu ulkede yaşayan insan- lar artık bizim ürettiğimiz çikola- talan aJmıyorlar. Kalitemiz çok kötü, knOaııdıgınıız ambalajlar ise Uç cekfcn degiL Bugüne kadar ka- liteyi arttırmak için gereken ser- mayeyi bulamadık, rekabet edebi- lecek gücümüz yok. Fabrikada ça- lışan işçikr büyük bir buaalıma girdi." Elfe VEB 1949 yüında devletleş- tirilmiş. Tam 40 yü Doğu Alman devleti tarafından işletilmiş. Bu- günkrde ise birçok Batdı şirket Doğu Almanya'da yatınmlar ya- parken devlete ait fabrikalara or- tak olurken Elfe VEB'in hiç tali- bi yok. Çünkn ortada ilginç bir hukuki sorun var. 1949'dan önce Elfe VEB'in sahibi olan ve şu an- da Batı Berlin'de yaşayan bir aile, şirketi geri almaya çalışıyor. Bu sorun, Batılı şirketlerin Elfe VEB'e *göz larpmasuu' engelliyor. Claudia Sebastian'ın da Elfe VEB'inkiler kadar büyük sorun- lan var. Eğer şirket iflas ederse Se- bastian ortada kalacak. Sebastian, bu işi kaybederse kolay kolay iş bulabileceğine inanmıyor. Çünkü iyi bir eğitimi yok. Elindeki tek diploma, 5 yü önce brtirdiği. mek- tupla öğretim yapan bir devlet ku- rumundan aldığı 'Bilimsel Mark- sizm ve Planlama' kursunun ba- şarı belgesi. 34 yaşındaki Sebas- tian durumunu şöyle anlatıyon "5 yıl önce bu fabrikaya geldim ve o zamandan beri gece gündiiz çalı- şıyorum. Bu çalışmamın karşüıgı olarak müdürlüge kadar yüksel- dim. Ama eğer fabrika kapanır- sa, bir işsizlik bürosuna lise dip- lomalı vasıfsız bir işçi olarak mii- racaat etmek zorunda kalacağun." Milyonlarca Doğu Alman va- tandaşı da Sebastian'la aynı kaderi paylaşıyor. Doğu Almanya'da ya- tırım yapan B^atılı şirketler yaşh işçiler yerine genc, enerjik ve nis- peten daha vasıflı elemanlan ter- cih ediyorlar. Doğu Alman nüfu- sunun büyük bir bölümü kişisel mücadeleyi gerektiren bu yeni ha- yat tarzına henüz hazır değil. Psi- kiyatristler, aile içindeki gergiıüik- lerin ve boşanma olaylannın gide- rek arttığını söylüyorlar. Polisiye olaylar giderek artıyor. Doğu Ber- lin'de sık sık neo-faşist gruplann şiddet hareketlerine tanık olunuyor. Batılı uzmanlar, gelecek ay ger- çekleşecek olan para birliğinden sonra Doğu Alman işçüerin en az Batı Alman işçiler kadar maaş aiacaklannı söylüyorlar. Tabii iş- ten kovulmazlarsa. Çünkü para birliğinden sonra her 10 Doğu Al- man şirketinden en az Tsinin ma- aş ödeme zorluğu yüzünden kapa- nacağı tahmin ediliyor. Doğu Al- manya'nın en büyük otomobil fabrikası olan Ifa-Kombinat'ın bir üst düzey yöneticisi otomotiv en- düstrisinde en az 150 bin kişinin işsiz kalacağmı söylüyor. Tahmin- lere göre en önemli issizlik krizi bi- ra ve meşnıbat sektöründe yaşa- nacak. Bu sektörde çalışan işçile- rin en az yüzde 80'inin işlerini kaybedecekleri söyleniyor. Çünkü Coca-Cola ve Pepsi-Cola'nın Do- ğu Almanya'yı istüasına kesin gözle baküıyor. İşlerini kaybetme- yeceklerinden emin olanlar ise Ba- tı Alman Markı'yla ödenecek olan maaşlarının satın alma güçlerini arttırmayacağmdan endişe edi- yorlar. tZMtR (Cumburiyet Ege Biiro- su) — Gümrük İşbirliği Konseyi Dönem Başkanı ve lspanyol Gümrükler Genel Müdürü Rios Rodriges, dünya ticaretinin daha kolay yapüabilmesi için tüm dün- ya ülkelerinin kullanacağı ortak bir beyanname üzerinde çalıştık- larını açıkladı. Gümrük tşbirliği Konseyi Poli- tika Komisyonu'nun 23. dönem toplantısı tzmir'de önceki gün başladı. Bugün sona erecek olan toplantılara 19 ülkeden yaklaşık 80 delege katıldı. Gümrük İşbir- liği Konseyi Dönem Başkanı Ri- os Rodriges yaptığı konuşmada, dünya ticaretinde engellerin gjde- rek kalktığını belirterek, ticaretin daha kolay yapılabilmesi için or- tak beyanname oluşturulması için çalışüdığmı söyledi. Rodriges, bu beyannameyle gümrük işlemleri- nin daha da kolaylaşacağmı dile getirdi. Maliye ve Gümrük Bakan- lığı Müsteşarı Biltekin Özdemir "Gerek ticari gerekse uygulama acısından konıyucu ve kapalı eko- nominin savunuculan, açık pazar ekonomisini destekleyenler karşı- sında yenik dumma düşmüştür. Uluslararası tkarette yeni yakla- şım, gümrük mevzuabna baglı eo- gellerin kaldınlmasım gerektir- mektedir." dedi. Izmir'deki toplantıda karara bağlanan konular 25-28 haziran tarihinde lstanbul'da yapılacak genel kurul toplantısında oylana- cak. Yeni geçici kabul sözleşmesi imzaya açılacak. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY Sovyetler'de Olanaklar, Zorluklar ve RisklerSovyetler Birliği kuşkusuz bir 'büyük olanaklar diyarı.' Ne var kı şu an için Sovyetler Birliği ile iş yapmanın riskleri de büyük. Bu riskleri iyi hesaplayıp yalnızca bugünûn kârını dü- şünmeyenler belki de sonunda kârlı çıkanlar olacak. Sovyetler Birliği Sağlık Bakanı'nın deyişiyle 'Sovyetler'de âdeta bir serum tekeli' kuran Eczacıbaşı Grubu'nun davetlisi olarak gittiğim Moskova'da duyduklarım ve gördüklerim bu izlenimimi güçlendirdi. Sovyetler Birliği bir 'büyük olanaklar diyarı' derken öncelikle doğal kaynaklarının zenginliğini ve yetişmiş insan gücü potan- siyelıni hesaba katmak gerekiyor Temel altyapılardan birçoğu- na da sahip Sovyetler. Tarımda dev bir potansiyeli var. Ama asıl büyük potansiyel, tüketim malları üretimine dönük sanayilerde. Bu alanda o kadar geri kalmış ki Sovyetler ve o kadar büyük bir potansiyel talep var ki bu durum, gözünü Sovyet pazarına diken herkesin iştahını kabartıyor. Türkiye bu açıdan şanslı ülkelerden biri. İlaçtan konfeksiyona kadar çeşitli alanlarda Türkiye'nin, Türk firmalarının ulaşmış ol- duğu teknoloji ve üretim düzeyi Sovyet yetkililerinin beğenisini kazanmış durumda. Sovyet pazarına kaliteli ürünleri makul fi- yatlarla sunacak Türk firmalarının bu pazarda hatırı sayılır bir şansa sahip olduğu görülüyor. İmalat sanayiinin çeşitli dalların- da Sovyet pazarına ihracat söz konusu olabileceği gibi Sovyet- ler'le orada ortak tesisler kurulması da mümkün görünüyor. Sov- yetler'in, özellikle de Azerbaycan Cumhuriyeti gibi cumhuriyet- lerin bu konuda istekli olduklan dikkati çekiyor. Bunun yanı sıra hastane. otel. fabrika inşaatı gibi, eski bina- ların onarımı gibi alanlarda da Türk müteahhitlik firmaları için çekici işler var Sovyetler'de. Moskova'daki Büyükelçimız Vblkan Vural, Türkiye için toplam potansiyelin imalat sanayii ve ihracat alanında 5 milyar dolara, müteahhitlik hizmeti alanında 3-4 mil- yar dolara kadar çıkabileceğini söylüyor. Türkiye bu potansiyelin henüz pek azını kullanabiliyor. Türk işadamlarının, Türk firmalarının ilginç girişimlerı var Sovyetler- de. Bu sayede Türkiye'nin Sovyetler Birliği'ne ihracatı 1988'de 271 milyon dolardan geçen yıl 705 milyon dolara sıçramış. Bu kendi içinde kuşkusuz önemli bir sıçrama, ama Sovyetler'in ge- çen yılki toplam ithalatının 72.1 milyar ruble (resmi kurdan yak- laşık 122.5 milyar dolar) olduğu anımsandığında Türkiye'nin pa- zar payının henüz yüzde yarım mertebesinde olduğu görülüyor. Üstelik Türkiye'nin geçen yıl eriştiği ihracat rakamının büyük çap- ta Eximbank kredilerıyle desteklenen bir rakam olduğunu da unutmamak gerekiyor. Tüketim malları ihracatı için yeni ihracat kredilerinin henüz devreye girmediği 1990 yılında erişilecek ih- racat rakamının 1989 rakamını ancak zorlukla yakalayabileceği kaygısını taşıyan Türk ihracatçıları sanırım pek haksız değil. Ticarette en büyük sorun Sovyetler'in sert parayla yani döviz- le ödeme yapma güçlerinin son derece sınırlı olması, mevcut olanaklannı da daha çok geüşmiş Batı ülkeleriyle yaptığı tica- rette kullanması. Geçen yıl Sovyetler 68.8 milyar rublelik ihra- catının yüzde 61 'ını diğer sosyalist' ülkelere, yüzde 24'ünü ge- lişmiş ülkelere, yüzde 15'ini gelişmekte olan ülkelere yaparken ithalatının yüzde 62'sini 'sosyalist' ülkelerden, yüzde 28'ini ge- lişmiş ülkelerden, yüzde 10'unu gelişmekte olan ülkelerden yap- mış. Gelişmiş Batı ülkeleriyle Sovyetler'in ticaret hacmi 63 mil- yar dolan bulurken Sovyetler'in bu ticarette verdiği açık 7 mil- yar doları aşıyor. Bu durumda Türkiye'nin Sovyetler'e daha fazla mal satabil- mesi için ilk akla gelen olanaklar, Sovyetler'den daha fazla mal alması ve Sovyetler'e daha fazla ihracat kredisi açması. Ancak doğalgaz anlaşmasıyla sağlananın ötesinde, Sovyetler'in Türki ye'ye satabileceği t.ial çeşidi ve miktan konusunda bugüne ka- dar çok tatminkâr bir sonuç alınabilmiş değil. Geçen yıl Türki- ye, Sovyetler'e 705 milyon dolarlık ihracat yaparken Sovyetler 1 ^den toplam ithalatı 597 milyon dolarda kalmış. Sorunun çözümü, Sovyetler'in Tûrkiye'ye daha fazla enerji sat- masında ve Türkiye'nin ihtiyacı olan bazı büyük projelere katıl- masında görünüyor. Moskova'da görüşmek olanağını bulduğum bazı Sovyet yetkililerin ve Büyükelçi Vblkan Vural'ın ifadelerine göre Seydişehir Aluminyum Tesisleri'nın tevsii, Trakya'da yeni bir aluminyum tesisinın kurulması, demiryollarının elektrifikasyonu, üç büyük kente metro yapılması, Türkiye Kömür işletmeleri'nin modernizasyonu, bu çerçevede ele alınan projeler araslnda. Bu projelerde ilerleme sağlanır ve Sovyetler, Türkiye'de bu tür pro- jelere katılırsa Türkiye'nin Sovyetler'e ticaretini arttrması için yeni olanaklar sağlanmış olacak. Ancak o zaman milyar dolarla ifa- de edilen rakamlara ulaşmak mümkün olabılecek anlaşılan. Ödeme güçlüğünün yanı sıra Sovyetler'le ticari ve ekonomik ilişkilerin daha da gelışmesıni önleyen diğer etken, belırsızlık fak- törü. Sovyetler'deki siyasal gelişmelerin nasıl bir seyir izleyece- ği tam kestirilemediği gibi merkezde ve özetlikle cumhuriyetler- de karar alma yetkisinin kimde olduğu konusunda da belirsiz- likler var. Cumhurıyetlere ve kuruluşlara özerklik sağlayan yeni düzenlemelerin fiiliyatta ne kadar geçerlı olduğu ciddi bir tartış- ma konusu. Sovyetler'de yatırımı düşünenler acısından bir di- ğer güçlük de rublenin artık anlamlı bir para birimi olmaması ve kâr transferi konusundakı belirsizlikler. Bana öyle geldi kı Sovyetler Birliği çok büyük değişikliklere gebe. Belki çok çalkantılı bir dönemden geçecek, ama sonun- da mutlaka bugünkünden daha rasyonel bir ekonomik düzene, daha geçerli bir paraya kavuşacak. O günleri dûşünerek Sov- yetler'e yatırım yapanlar belki kısa vadede önemli riskler almış olacaklar, ama uzun vadede çok büyük gelışme potansiyeli ta- şıyan bir pazara ayak atmış olacaklar. KISA KISA • İKTİSAT FAKÜLTESİ'nin Altın Kannca ödülleri 26 haziran salı günü Baltalimam Tesisleri'nde verilecek. lstanbul Üniversitesi Istisat Fakültesi mezunu ve mesleğinde başarılı olmak ile fakülteyle manevi bağı bulunmama koşullarının arandığı ödüle l'den fazla kişinin layık görüldüğü belirtildi. • DENGE MENKLL DEĞERLER AŞ kuruldu. 1 milyar ödenmiş sermayeyle kurulan şirketin kuruculan arasında Altay Menkul Değerler'in eski Genel Müdürü Halis Aygül de bulunuyor. Diğer ortaklar ise şöyle: Hüseyin Arif Bilgen, Ali Eren, Tümer Sancak ve Deniz Çınaroğlu. • EPSON ROMAR, bağlı bulunduğu Seiko Epson Coorperation'ın Avrupa kanadım oluşturan-Epson Deutschland GMBH yöneticilerini ve diğer Avrupalı Epson distribütörleri tzmir Efes Oteli'nde ağırlayacak. ARÇELİK A.Ş.'DEN 30.TERTİP HİSSE SENEDİ SAHİBİ ORTAKLARINA DUYURU tfamu Ortaklığ/ Idaresi tarafından Türkiye İş Bankası Şubeleri araalığı ile veya Istanbul ^ C Menkul KıymeHer Borsası'nda halka satılan Şirketimizin 30. Tertip hisse senetlerine ait f V temettû ödemesi, rüçhan haklarının kullandınlması, bedelsiz hisse senetierinin teslimi islemlerine T. İş Bankast'nın; KöNUK YAZAR - İstanbul'da - Ankara'da Diğer İllerde II Merkezleri dısında : Yenicami, Şişli, Galata, Kadıköy/Rthtım, Beşiktaş, Bakırköy, Beyoğlu, Levent, Sultanhamam ve Bostana : Ankara ve Yenişehir : Merkez : Bilgisayar bulunan Subelerinde devam edilmektedir. Rüchan hakkı kullanma süresi 26.6.1990 tarihinde sona erecektir. Sayın Ortaklanmızın rüç- han haklannı kaybetmemeleri bakımından bu tarihe kadar yukandaki şubelere başvurma- lan, işlemlerin tamamlanamaması halinde bilahare tamamlanmak üzere ilgili şubelere makbuz korşılığtnda hisselerini teslim etmeleri önemle duyurulur. Gümrük İşbirliği Konseyi Gümrüklerimizde uygulanan gümrük mevzuatı ile Gümrük İşbirliği Konseyi'nde hazırlanan sözleşmeler arasında yakın bir ilgi vardır. Nitekim 1954'ten 1989'a kadar uygulanan gümrük tarifesinin dayanağı, Gümrük İşbirliği Konseyi Nomenklatürü'dür. Dr. TURHAN ATAN Maliye ve Gümrük Bakanlığı Başmüfettişi. Uluslararası gümrük kuruluşlarından bi- ri olan ve Brüksel'de bulunan Gümrük İş- birliği Konseyi 75/76'ncı dönem toplantı- sını 25-29/6/990 tarihlerinde İstanbul'da yapacaktır. Konsey organlanndan Genel Politika Komisyonu'nun 23'ncü dönem toplantısı ise, 20-22/6/1990'da Izmir'de ya- pılacaktır. Bu yazımızla okuyucularımıza Konsey hakkında genel bir bilgi sunmak ve önce kısa bir tarihçesinden söz etmek istiyoruz. lkinci Dünya Savaşını izleyen dönemde bir taraftan Birleşmiş Milletler çalışması sürerken bir taraftan da Vv'asington, Lond- ra ve Paris gibi merkezlerde ayrı çalışma- lar vardı. Gaye, savaştan yorgun ve ekono- mileri çökmüş olarak çıkan ülkelerin eko- nomilerini düzeltmeleri, kaynaklarını en iyi şekilde kullanmaları, ihracatlarını arttır- malan ve uluslararası ticaretin gelişmesiydi. Ihracatın arttırılması ve uluslararası tica- retin geiişraesi ise bir gümrük konusu idi. Çalışmalar sonucu 1947'de Cenevre'de kı- saca "GATT" diye bilinen Gümrük Tari- feleri ve Ticaret Genel Anlaşması yapıldı ve 1948'de devamlı bir kurum olarak faa- liyete geçti. Türkiye GATT'ın üyeleri ara- sında yer aldı. Ancak ihracatın arttırılması ve ulusla- rarası ticaretin gelişmesi için ülkelerin güm- rük mevzuatlan arasında uyum sağlanma- sı, gümrük formalitelerinin azaltılması ve basitleştirilmesi gerekiyordu. Oysa bu ko- nular GATT'ın kapsamı dışında bırakılmış- tı. Bu gayeye ulaşabilmek için aralarında Türk temsilcisinin de bulunduğu 13 ülke temsilcisi 1947'de Paris'te bir araya geldi- ler ve bir açıklama yaptılar. Acıklamada Avrupa ülkeleri için bir ve>a birkaç güm- ruk birliği kurulabileceğine dair görüş be- lirttiler. Çalışmalar sonucu 1950'de Brük- sel'de Gümrük tşbirliği Konseyi kuruldu ve ilk toplantısını 26 Ocak 1953'te yaptı. Tür- kiye Konseyin ilk üyeleri arasında yer al- dı. Bazı formalitelerin gecikmesi dolayısıy- la kurucu üyeler arasında yer almadı. Bu döneme gelinceye kadar gümrük ko- nulannın mukayeseli incelenmesi için uz- manlaşmış uluslararası bir kuruluş yoktu. Konseyin kurulması ile artık, gümrük tek- niği ve gümrük konuları ekonomi ve ma- liye dışında ayrıca incelenmeye başlanmış, bu surette gümrükler uluslararası ticari ve ekonomik iiişkilerde gereken önemli yeri- ni almıştır. Başlangıçta Avrupa ülkeleri için kuru- lan Gümrük işbirliği Konseyi kısa zaman- da dünya ölçüsünde yeri ve etkisi olan bir kuruluş haline gelmiştir. Nitekim, Konsey'e üye sayısı 1953'te 17 iken bu sayı 1961'de 29, 1971'de 66, 1981'de 93 ve son yıllarda ise 103 olmuştur. Gümrük tşbirliği Konseyi'nin gayeleri; sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında gümrük işbirliğini sağlamak için tüm ko- nuları incelemek, sözleşme tasarıları ile sözleşmelere ait değişiklik tasarılarını ha- zırlamak, sözleşmelerin yeknesak uygulan- ması için çalışmalar yapmak ve tavsiyeler- de bulunmak, gümrüklere ve gümrük tek- niğine ait bilgileri yayımlamak, uluslara- rası diğer kuruluşlarla işbirliği yapmaktır. Gümrük İşbirliği Konseyi'nin bu görev- lerini yerine getirebilmesi için bazı organ- ları vardır. Bu organlar Genel Sekreterlik, Genel Politika Komisyonu, Nomanklatür Komitesi, Kıymet Komitesi, Daimi Teknik Komite, Armonize Sistem Komitesi, Tek- nik Kıymet Komitesi, Kaçakçılıkla Müca- dele Komflesi ve Malî Komite'dir. Ayrıca bu komiteler içinde ve komitelere bağlı ola- rak görev yapan çeşitli çalışma gruplan vardır. Konsey toplantısı genellikle haziran ayın- da Brüksel'de yapılmaktadır. Bazı toplan- tılar ise Brüksel dışında düzenlenmektedir. Nitekim, konsey toplantısı 1971'de Avus- turya, 1973'te Japonya, 1975'te Arjantin, 1977'de Kenya, 1979'da Avustralya, 1981'de Bulgaristan, 1984'te Güney Kore, 1987'de Kanada ve 1989'da ABD'de yapılmıştır. Gümrüklerimizde uygulanan gümrük mevzuatı ile Gümrük tşbirliği Konseyi'nde hazırlanan sözleşmeler arasında yakın bir ilgi vardır. Nitekim, gümrüklerimizde 1954'ten 1989 yılına kadar uygulanan güm- rük tarifesinin dayanağı Gümrük tşbirliği Konseyi Nomanklatürü, halen yürürlükte olan 1615 sayılı Gümrük Kanunu'muzun eşyanm gümrük vergisine esas olan kıyme- tinin tespitine ilişkin kuralların dayanağı da Konsey Kıymet Sözleşmesi'dir. Ayrıca gümrüklerimizde 1989'dan itibaren uygu- lanan Armonize Sistem Tarifesi'nin daya- nağı da Konsey'de hazırlanan Armonize Sistem Sözleşmesi'dir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle