Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ
IM KARABE ATNLATI
22 HAZÎRAN 1990
MÜM C ü
Kâzım Karabekife göre, MnstafaKemal Fevzi Paşa, IsmetPaşa veFethiBey tehlikeli biryolculuğa çıkmışlardı
Karabekir:Gidişat iyi değil— 13—
Karabekir, cumhuriyet ilanını
Trabzon'da "Bahriye Mnfreze
Kumandanhğı'ndan" haber alma-
sından yakınır.
Ve Başkomutan M. Kemal Pa-
şa'yı şöyle eleştirir:
"lstiklal Harbi'nin tehlikeli
gıinlerinde sonuna kadar feragat,
fedakâr arkadaşlannın rey ve ir-
şadına ihtiyaç gösleren M. Kemal
Paşa, artık muzaffer bir başkomu-
tan sıfatıyla mai>et komutanlan-
•a cumhuriyeti dikte ettinniştir.
Eski arkadaşlaruun nddp olabile-
eegi endisesi ile $ui şahsiyetler ica-
dı da laznn gelmişti; bunun için
eski arkadaşlannı kotulemek la-
omdı. Buna da hakkıyla yapmış-
lır."
Atatürk, Söylev'de cumhunye-
tin ilanına karar verilirken Anka-
ra'da bulunan arkadaşlan ile ko-
nuştuğunu şöyle anlatır:
"Gece olmuştu, Çankaya'ya git-
aaek nzere Meclis'ten aynlırken
koridorlarda beni beklemektc
oian Kemalettin Sami ve Halil Pa-
şalara rasüadım. Ali Fual Paşa,
Ankara'dao »ynlırken bunlann
Ankanı'ya getdiklerini o gıinkü
gazetede TJgurlama ve K«ıytam«'
başiıgı alünda okumuştum. Daha
kendileriyle goruşmemiştinı. Be-
nimle görüsmek için o zamana de-
ğin orada bekiediklerini anlayın-
ca akşam yemeğine gelmelerini
Milli Savunma Bakaıu Kazım Pa-
şa'ya soylettiın. tsmet Paşa Ue Kâ-
nm Paşa'ya ve Fethi Bey 'e de Çan-
kaya'ya benimle birtikte gelmele-
rini söyledim. Çankaya'ya vann-
ca orada beni gonnek için gelmiş
bulunan Rize Milletvekili Fuat,
Afyonkarahisar Milletvekili Ru-
sen Esref Bey'e rastladıra (42).
Onlan yemege alıkoydam."
Kemalettin Samı (43) ve Halit
Paşalar, Karabekır'in kolordusun-
da görevli kotnutanlardır.
Atatürk, Karabekir'e Söylev'de
şu yanıtı verin
"Baylar, görnvorsunuz ki cum-
huriyet Uanına karar >ermek için
Ankara'da bulunan bntun arka-
dasianmı çağumayı ve onlaria go-
riışüp tartışmayı hiç de gerekli
gormedim. Çunku onlann öteden
beri ve doğal olarak bu konuda
benim gibi dusunduklerinden kuş-
kum yoktu. Oysa, o sırada Anka-
ra'da buiuBmayan kimi kişiler hiç-
bir yetkileri yokken, kendilerioe
bilgi verilmeden, duşunceleri ve
uygun gornp gormedikleri sonıl-
madan cumhuriyetin ilan edilmiş
olmasını gucenme ve aynlma ne-
deni saydüar."
Karabekir, AtatUrk'ün bu söz-
lerini anılannda şöyle yanıtlar:
"Halbuki sdahiyetli olmadığı-
nı soyledikleri anuında hem me-
bus hem de kolordu komutanlan
vardır."
Yol ayrımı cumhuriyetin ilanı ile
artık iyice belli olmuştur.
Erzunım'dan aynüş
Karabekir'in, 4 Kasım 1923 gü-
nü Trabzon'dan aynlırken yayım-
ladığı bildinde, kırgınlığın ve küs-
künluğün ıpuçları görünüyor:
"Mubterem halkımıza veda
ederken geçmiş gunlerde d ve kalp
birligjyle mazhar oldugumuz mu-
vaffakiyetleri anmakla beraber,
cenabı baktan vatvanyonun ki bu
masum halk bir daha felaket gör-
mesin. ÇekÜUeri azap ve ıstırap
bitraiş OISDB. Kahraman orduma
beni ve bahri (kara ve deniz) si-
lah arkadaşlanma veda ederken,
ber birini bağnma basıp yuksek
alınlanııdan nümmla öpüyonım.
Ve onUno serefle dolu menkıbe-
lerini yad eiderek mazide oldugu
gibi istikbaJ içiode butun Şark
mıntıkasına yaslanmış olan pek
heybedi bir arslan timsalinin di-
mağıma ebedi hatlarla nakş edil-
diğini göriiyornm."
Kâzım Karabekir, 5 Kasım gü-
nü vapurla Trabzon'dan aynlır.
Vapur 9 kasım gtınü, tstanbul'da
olacaJclır. Vapur kaptanı yolda
emir almıştır. Vapur, bır gün sonra
tstanbul'da demirleyecektir.
Karabekir, bu gecikmenin nede-
nini halkın kendisıni karşılaması-
na engel olunması biçiminde yo-
rumlar.
"10 kasun sabahı vapurumuz
Bogaz'a girdi. Kavak'ta ayn ayn
tstikametlerde Rauf Bey ve Refet
Paşa (44) ve tstanbul gazete mu-
habirieri vapurumuza çıkblar. Her
biri bir suaJ soruj or, bana arka-
daşlanmla goruşmeye ve beş yıl-
dan beri gormedigjm şirin yerle-
rimizi seyr etmeye fırsat vermiyor-
tanh. Fjıdişeleri cumburiyetin flan
•cklinden doguyordu.
— Bir sabah top sesleriyle en-
dişe Ue uyandık. Meğer cumhuri-
yet ilan oluyormuş. Ankara'dan
gelen haberler M. Kemal Paşa'nın
yeni topladığı bir muhit ile tam
bir diktatörluğe gittiğidir. Milli
hâkimiyet yerine şahsi hukümran-
hk kurulmuştur. İstiklalimizi kur-
taranlar hürriyetimizi boğacaklar
mıydı?
Gazetecilere kısaca şu cevabı
verdim:
— Ferdi veya ziimrevi tahak-
Under bir millet-i mahv için kflfl
sebeplerdir. Bana misal isteneniz
biz ve butun Müslöman hükümet-
leridir. Hepsi birer müstebit ida-
rede uyuşmuş kalmışUrdır. Mille-
tin kuvveti, halkın kuvveüdir. Bu-
•un da manası cumhuriyeti ifade
eder.
Raaf Bey ile Refet Paşa'dan og-
rendiğim de cumhuriyet adı alün-
da şahsi saltanat kurulmuş oldu-
ğu ve balk ve matbuanın da kur-
rulduklan bir i&tibdattan diğer bir
yenisine duştuklerinden feryat el-
tikleridir.
lstiklal Harbi'nde birinci dere-
cede vazife gormuş bu arkadaşlar
dahi sabahleyin top seslerinden
uyandıktan sonra cumhuriyetin
ilan olduğunu ogrenmişlerdir. M.
Kemal Paşa, mefkûresi olan hila-
fet ve saltanat makamına gecrae-
sini arkadaşlannın onledigini go-
riınce Cumhurreisligine de mani
olacaklan endişesi ile işi sert bir
kapatma suretiyle Millet Medisi'-
nin daha vahim ciheti de kaydı ha-
yat şartı ile mevkiinde kalabilmek
için eski arkadaslannı cumhuriyet
nin de "cumhnriyetçi" olduğunu
söyler.
Karabekir, Ali Fuat Paşa ve Ad-
nan Be>
r
'm de (45) son gelişmeler
konusunda kendisi ile aynı kaygı-
lan taşıdıklarını öğrenir:
"Hepsi de M. Kemal Paşa'nın
bu hareketinden teessur duymuş-
lardı. Ve istikbalde keyH hareket
edeceginden endişeli idiler. Halka
ve mutabuata karşı zor duramda
bulunduklannı ve sevinçli gunle-
rin berkese zehir edildiğini anla-
tıyoriardı. Ankara'dan esen hava-
nın kanlı bir istibdat hakareli ile
meşbu (dolu) oldujunu intihaba
esas olan umdelerin 2. maddesi-
ne ragmeD Osmanlı banedanı
aleyhine de aiıp tutmalar başladı-
gııu ve ilk gunden beri kendisini
ğına Fethi Beyi (46), başvekil ola-
rak da soluoa İsmel Paşa'yı alnus,
her uçu de dillerine doladıklan
tehlikeli bir yokuluğa çıkmışlar-
dı.
Efkânı Harbiye Reisi Fevzi Pa-
şa da ordu ile arkalannda sessiz
sedasız yuniyecekti.
Uzun harp yülanmn dem ve ıs-
oraplanıu ve acı ve latlı binbir ha-
tıralanyla vucut bulan milli birli-
gimiz ve milli salabetimiz (sağlam-
lıgımız), milli seciyemiz (karakte-
rimiz) ve milli burriyetimiz, sim-
di son muvaffakiyetlerin sarhoş-
lugu ve ibtirasıyla gevşeyecek, çö-
zulecek ve bozulacak mı idi? Bu
haJ silabla emellerine kavuşama-
yan duşmanlanmızı er geç emel-
lerine kavuşturacak bir tefrikaya
"tstiklal Harbi'nin birinci dere-
ce raesul bir şahsiyeti ve milletia
hürriyetine çocukluğundan beri
ant içmiş bir vekili sıfatıyla kar-
şıma dikilenlerin suallerine ve en-
diselerine haklı cevaplar vermek
kolay bir şe> degildi. HUafet ve
saltanaü almak için koyu bir mu-
taasıp çehre ile mimberiere kadar
çıkıp butbelerokumak, muvaffak
olama>ınca da bizzat methu sena
edilen mukaddesata dil uzatmak
ve bunlan altust etmek uzere bir
diktatörluğe çıkmak gibi iki teh-
likeli ifradın birinden digerioe at-
lamak berkesin j'apabileceği bir iş
degildi. Fakat bu, felaba (kurtu-
luşa) dognı bir gidiş de degildi.
Geldigim gunku şikâyetler ara-
sında 'hukumetin tstanbul raatbu-
yazarlan ile görüşur. 12 kasım gu-
nü de Halife Abdülmecit Efendi
ile görüşmeye gider.
Bu göruşmede neler konuşuldu-
ğunu yine Karabekir'in anılann-
dan öğrenelım:
"12 kasımda HaMfe Mecit Efen-
•di'yi ziyaret ettim. Beni bir buçok
saat yanında alıkoydu. Gozlerini
daima jere tespit ediyor; ara sıra
ote beri;e bakı>or \e bir duziye
babası Abdulaziz'in iyiliğinden ve
Vahdettin'in kotulugunden bahis
ediyordu. Birkaç kerre musaade
istediysem de sauvermedi. Ve so-
nunda korkak bir eda Ue şunlan
söyledi:
— Benım bu sarayda resım ta-
kımlanmla bir ıki bohçam var. ls-
temezlerse bunları alır gıderırn.
TBMM intihabındaki umdenin
ikind maddesindeki 'hilafetin Ali
Osman'da kalması değışmez dus-
turdur'.J' karanru ve Mustafa Ke-
mal'ın Balıkesir'de verdiği hutbe-
yi-
Karabekir bu kaygılarla ve bu
duşüncelerle Gaa'yi uyarmaya ka-
rar verdiğini yazayor.
Tanin Gazetesi'nde 11 kasım gü-
nü şu satırlar yayunlanır:
"Arkadan arkava verilmiş bir
karar karşısındayız. Millet Medi-
si'nin bu kadar kayıt altında kal-
dıgını, hariçten verilen kararlan
tescil mevkiine indirildigini gör-
mek cıdden eiim oluyor. HUafet
bizden giderse, beş on milyonluk
Tiırkije Devleti'nin, âlemi tslam
Karabekir, cumhuriyet ilanıyla birlikte kunılan yeni rejimin bir 'başkomutanlık tahakkumû ve tek
V
apurla Trabzon'dan ayrılan Kâzım Karabekir, 10
Kasım 1923 tarihinde Istanbul'a varır. Kendisine
cumhuriyetin ilan ediliş şekliyle ilgili sorular
soran gazetecilere şöyle der: 'İstiklal Harbi'nde
birinci derecede vazife görmüş arkadaşlar dahi, sabahleyin
top sesleriyle uyandıktan sonra cumhuriyetin ilan edildiğini
öğrenmişlerdir. Mustafa Kemal Paşa, hilafet ve saltanat
makamına geçmesinin arkadaşları tarafından önlendiğini
görünce, cumhurreisligine de mani olacakları endişesiyle
eski arkadaslannı cumhuriyet aleyhtarı ve padişah taraftarı
göstermiştir.' Böylelikle iki eski arkadaş karşı karşıya
geliyorlardı. Bir siyasal kavga başlamak üzereydi.
adam diktatörlugu' yaratacağını duşünüyordu.
K
âzım Karabekir İstanbul'da Halife Abdülmecit
Efendi'yle de görüşür. Görüşmeden sonra
'Mustafa Kemal Paşa'nın çıkamadığı bir
makamı yıkmak karannda olduğundan'
şüphesi kalmaz. O günleri anılarında şöyle yazar: 'M.Kemal
Paşa, Fevzi ve İsmet paşalann bir arada üçlü resimleri
bastırılmıştı. İstiklal Harbi'ni bu üç başm idare ettiği
propagandası yapılıyor ve Şark Cephesi adeta yok
sayılıyordu. Mustafa Kemal Paşa, Meclis Reisi olarak sağma
Fethi Bey'i, başvekil olarak da soluna Ismet Paşa'yı almış,
her üçü de tehlikeli bir yolculuğa çıkmışlardı. Fevzi
Paşa da ordu ile arkalarında sessiz sedasız yürüyecekti.'
aleyhtan ve padişah taraftarı gös-
termesidir."
öğle uzen vapur Galata rıhtı-
mına yanaşır. Rıhtımda kalabalık
bir halk ve halkın önünde de res-
mi gorevliler Karabekir'ı karşıla-
maktadır. Halk, Karabekir'ı coş-
kun gösterilerle kalacağı yer olan
bugun tstanbul Ünıversitesı'nın
bulunduğu Harbiye Nezareti'nin
dış kapısındaki köşke kadar geti-
rir.
Öğleden sonra gazeteciler, Ka-
rabekir'i soru yağmuruna tutarlar.
Sorular genellikle hilafet soru-
nu ile ilgilidir.
Karabekir, hilafet de ılgılı soru-
lan "Malumaüm yoktur" dıye ya-
nıtlamak istemez ve "cumhuriye-
tin feyzinden" söz eder, kendisi-
tutan bizler aleyhine M. Kemal
Paşa'nın fikri ve fiili aleyhtarlık
nyandınnaya başladıgını ögren-
dim.
Koca lstiklal Harbi, daha se-
vinclerine doyamadık, ugnıoda fe-
dakârlık edenleri ne çabuk elem
ve ıstıraba duşurdun!
M. Kemal Paşa, Fevzi ve tsmet
Paşalann bir arada liçlu resimle-
ri bastınlmıştı. tstiklal Harbi'ni
bu uç başın idare ettiği propagan-
das« yapılıyor ve Şark cephesi ade-
ta küçullüluyor; adeta tstiklal
Harbi kadrosundan benimle bir-
likte çıkarblıyordu!
Fedakâr ve vefakâriıklanyla bu
davaya hizmet edenler yerine ye-
ni şahsiyetler beUriyordu. M. Ke-
mal Pasa, Medis Reisi olarak sa-
(bolmeye). bir yıptanmaya, bir ço-
kuntiiye sebep olmayacak mı idi?"
Karabekir, bu kaygılarla kara-
rınj verir:
Ankara'ya giderek uzlaştına ve
birleştirıcı rol oynamak ve boyle-
ce diışunce birlıği sağlamaya ça-
lışmak.
Karabekir, kurulan yeni rejimin
bır "başkomutanuk tahakkumû"
yaratacağından kuşku duyuyor,
tttihat ve Terakkı gunlerınde etti-
ği yeminlen anımsıyordu.
tkı arkadaş, artık karşı karşıya
geliyorlardı. Bır siyasal kavga baj-
lamak üzereydi.
O gunlerde neler duşünüyordu
Karabekir?
Şunları:
atına karşı şiddetle hareket
edecegi' endişesi de vardı. Fakat
kimsenin de bundan yıldığı yok-
ru."
Gazeteler, o gunlerde bir hükü-
rnet bildirisini yayımlarlar. Ana-
dolu Ajansı'ndan gelen bildin, hu-
kumetin basın özgurlüğüne saygıiı
olduğu ve basın özgurluğunu kı-
sıtlayıcı hiçbır önlem düşunmedi-
ğini yazmaktadır.
Karabekir, bu büdiriden söz et-
tikten sonra şunlan yazar:
"Ba vait ve ilana ragmen iki
hafta sonra İstanbul'a bir İstiklal
Mabkemesi gelmiş ve matbuata
karşı şiddetini göstermiştir."
Kâzım Karabekir, istanbul'da
okulları ziyaret eder, gazete baş-
"Bu sözleriyie, hal ve tavıriany-
la tehdit edildiğini anlatmak isti-
yordu. Gerek arkadaşlanmdan
gerekse gazetecileriınizden aldı-
gun havadisierie de karşılaşhnhn-
ca, M. Kemal Paşa'nın, çıkamadı-
ğı bir makamı yıkraak karannı
vermiş ve fiiliyatına da geçmis ol-
duguna şuphe kalmadı."
Evet, siyasal kavga başlamıştı.
Bu kavga ne yolla ve nasıl yapıla-
caktı? Karabekir, Gazi'yi uyarma-
ya karar vermişti. Uyarıların ya-
rarı olmazsa ne yapacaktı?
Butün sorun da buydu.
Karabekir, günlerdir hep aynı
konuyu düşünmektedir: "Milli
hükürnetin kuruluş günlerindeki
dindarane sözleri ve hareketleri. 2
için hiç ehemmiyeti kalmayııcmğı-
nı, Avnıpa siyaseti nazannda da
en kuçük ve kıymetsiz bir hükü-
met mevkiine düsebilecegımizi an-
layabilmek için büyûk dirayete Hi-
zum yoktur.
Millivetperveriik bu mudur?
Hakiki hilafet hissini kalbinde
duyan ber Turk makamı hilafete
dört eüe sanlmak mecburiyednde-
dir. Hanedan Osmani de kabul
edilmese ve binaenaleyh Uelebet
Türkiyede kalması tahtı temine
gbmiş hilafeti elden kaçırmak teh-
likesini icat etmek, akıl ve bami-
yet ile hissi milliyet ile zerre kadar
kabili telif değildir."
Karabekir, bu satırları "Biıtün
seyahat ettiğim yerierdeki şikâvet-
lerin hulasası" diye tanımlar.
15 kasım günu Halife, Rauf Bey
ile Adnan Bey'i akşam yemeğine
çağınr. Yemekte, Romanya'dan
gelen bir tslam cemaati de bulu-
nur.
24 kasım günü tstanbul Fatih
Belediyesi'nin verdiği yemekte
TBMM Başkanı Fethi Bey ile kar-
şılaşırlar.
Yollann aynldığı, o yemekte bir
kez daha anlaşıür.
Karabekir, Edirne'de Fethi Bey
ile görtlsmesini şöyle anlatır:
"O'ndan da Gazi Paşa •eado-
desamimi bbUğm hırpBhuunaınav
sını, ifral fikirleria tepedea iune
bir seklin mudp olabileceği tehtt-
kderi önlemeye çahşmasınıricaet-
nHgtim Fakat seyahatu görduğönı
hali ricaJanmın aksi fikirde old«-
tunu bana anlattı. Gerci kendile-
riyte Ankara'da flldr çarpışmaauz
olmustu. Fakat kendi fikirterinİB
yünımesi içia lstiklal Harbi'adc
kendUerindeD çok daha büvtik fe-
^«HriıHar yapan ırkadafuuu
hakbuı olan mevkileri işgaldea
sonra onlan kucuk gormek vc
göstermek ne arkadaşuğa ve ac dc
insanlıga yakışırdı!.."
Karabekir ve Fethi Bey (46) 24
kasım günü aynı trenle Edırne'ye
doğnı yola koyulurlar. tstasyon-
da halk toplanmıştır.
Karabekir, "Fethi Bey beyeti U
mebustu. Medis reisi okhttiuıdaa
daima lazım gelen hûnned göste-
riyor ve ilk önce onun inip buuae-
sine dikkat ediyordum. Ben hem
mebustum hem de üniformah or-
du mufettişi. Fethi Bey'i Umyaa
yokttı" dıye anlatır o günkü Edir-
ne gezisini.
Yolda Muradh'da Karabekir'i
'Yaşasın Ermenistan fatihi' diye
karşılarlar. Hadımköy'de Milli
Eğitım Müdürü, Brthi Bey'i Kara-
bekir sanarak Karabekir^i över.
Fethi Bey, trende Karabekir'e
sorar:
"Biz iki fatyat halinde mi gidi-
yoruz? Edirne'ye boyle mi girece-
fiz? Bu nasıl olur paşam?"
Çatışma burada da başgöster-
miştir.
Fethi Bey ve Karabekir, Edirnct
nin kurtuluş gününde Sultan Se-
lim Camii önünde birer konuşma
yaparlar. Karabekir konuşmasın-
da, "Bizi kurtarmış olaa vegane
kuvvef der "Tûrkün birtiğidir"
devam eder:
"Butün millet yürekten ean d-
|er olup el ek verirse berbalde
memleketimiz bogünden daha
mesut bir halde yaşar. Baudaa
sonra en büyûk vazifemiz asru
kap ettirdigi terakktyete (Berieme-
ye) sanlmak ve cenalettea knrtul-
mak olmaJıdır. Bütttn millet dc
bhiik ve azunle kosmalıdır. Ş u a
da uautmamah Id Edirne'nia çok
kuvvetli kalekri sakftt etti (düfti).
Fakat Suttaa SeUm Camtt, ba m«-
azzam abide sükflt etmedL Tir-
kün en buyiik kaleal, ba mMbarek
mabet ve onun şerefderiBden fif-
kıran ilahi seslerdir. Bizler bn Ua-
hi sayeye butan ruhumuzJa »tğıa-
malıyız.
Efendiler, Turkün birligi ve di-
ni, bu iki muazzam kuvvet bizi sa-
adete erdirecek ve Allahın inayed
ile huzunlu yaşlanmızı dindirecek-
ttr."
Yarim: Askerllk ad, ~
siyaset aal?
(42) Atatürk, Söylev, 2. cilt TDK
Yay. 1981, s: 586.
Fuat Bey (Bulca) Albay ve 2. ve 4.
dönem mılktvekılı (1881-1962). Ruşoı
Eşref Ünaydın, Tasvir-i Efkar gazete-
sı yazan. 2., 3. ve 4 dönem milletve-
kili (1892-1959).
(43) Kemalettin Sami Pasa (Gokcen)
Balkan, 1. Dünya ve Kurtuluş Savajı'rj-
da bulundu. Kafkas Tümen Komutan-
hgı ve Ankara Komutanlığı görevierin-
de bulundu 1922'de ordudan aynldı.
1934 yılında Berlin Büyükelçisi'yken
öldü.
(44) Rauf Bey, 1881 yılında dogdu.
Osmanlı fmparatorlugıı'nda Bahnye
nazırügı yaptı. Eızurum ve Sıvas kong-
rderine katıldı Bayındu-Uk Bakanlığı,
TBMM tkınci BaçkanJığı. Basbakan-
lık yaptı. Lozan Antlaşması sonunda
tsmet Paşa Ue uyuşmazlığa du^erek bu
görevınden ısnfa ettı 1924 yılında Ka-
rabekir Ue Terakluperver Cumhuriyec
Fırkası'nı kurdu. İzmır suikastından
sonra yurtdışına kaçtı. Londra'da bü-
yOkelçilik yaptı. 1967 yılında öldü.
Refet Paşa (Bele). Refet Pa&a,
I919"da M Kemal Ue Samsun'a çıkan-
lar arasında yer aldı. Kurtulu$ Sava-
sı'nda İçışlen ve Mıllı Savunma Bakan-
lıkları ve Batı cephesının gtlne)' kesı-
nu komutanlıgı >aptı 1922'de TBMM
tarafından Trakya°>ı teslım almakla
göreviendirildı. I926'da kendi isteği ile
askerhkten aynldı. 1924'te Terakkiper-
ver Cumhuriyet Fırkası'na girdi.
1963'te öldü.
(45) Dr. Adnan Be> (Adrvar).
TBMM 2. Başkanlığı ve Sağlık Bakan-
lığı yaptı. Atatürk üe uyuşmazlığa dfl-
şerek 1926 yüında eşı HaMde Edip A*-
var üe yurtdışına gıtlı. 1939*da yurda
döndü. 1955 yılında da öldü.
(46) Fethi Okyar'ın kurduğu Serbest
Fırka da "irtk»" nedeniyle kendi ken-
dini fesıh kararı alacaktır Fethi Ok-
yaı, anılannda şunlan yazar:
-Gad, bu ttşebbas bafanh otauz w
nDhteUf fırkalar aeaüeketto fHdr «t
febeMcriBİ sdylemek ve UtHk etaaek
tçia k u n l u n temtaab altnda •«•
ca4ele etaKdcne reji»i» dlkutâriik
oiacatnı rt «Hlaılioden soan btr U-
dMat mttcadeieri bnakmak islemcdi-
£İDİ kac defa Mtvlemisti."
Okyar, bu degerlendinnesinden son-
ra "bâgin haldkatteri lefemud ile |e-
leoek nedDerin dikkat ve uymnsu Uun
olarak" yansıtamadığını, bunun "ele-
•1 tclııde oldagunu" da yazıyor. Üç
Devırde Btr Adam, s; 529.