26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZÎRAN 1990' •*• HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN ARDBNDAKI SİİRT/DİYARBAKIR Çevrimli katliamını gcrçckleştiren (Raftarafı I. Sayfada) PKK'lı teröristlerle güvenlik güçbeceriksizliğinde aramak doğru leri arasında, Fındık kasabası yukınlarında öncekı gün başlayan vc bir yaklaşımdtr. diln sabah sona eren çatışmada iki Olay neclir? Bu yıl hacca gidecek yurttuf PKK'lı ölü ele geçirildi, üç er de lar yetkili makamlara başvur şelıit oldu. DYP Genel başkanı Siileyman muşlar, gerekli işlemler yapılmış, paralar yatırılmış, belgeler Demirel, bugün Türkiye'nin en düzenlenmiş, yola çıkmak için ftnemli sorununun "terör" olduhazırlıklar tamamlanmıştır. Ne ğunu söyledi. Demirel, hükümcic var ki son aşamada işin rengi "Rahatsız olacagınıza ledbir birdenbire değişivermiştir. Suu bulun" diyc scslcndi. SHP Genel di Arabislan, 160 bin hucı adu Başkanı Krdal lnönü de hükütneyından ancak 55 binine vize ver tin terör olaylarını öııleıııede etkimekte, 105 bin müstakbel hacı sız kaldığını belirterek "Teröre ya sınır kapılannı kapalmakta karşı büliin ülkenin birlikte olması dır. Hacı adayları için bu, bek bu narckcllcri önleıneye yelmiyor. lenmedik bir yasaklamadır. Tep Hükümelin daha dikkalli olması s.art" diye konuştu. kiler bu yüzden birdenbire pat Olağanüstü Hal Bölge Valiliği lamış, eylemlere dönüşmüştür. açıklamasına göre Şıı nak'ın GüçHacı adayları diyorlar ki: lükonak ilçesine bağlı Çevrimli "öğrendiğimize göre hac için köyünde 27 köylüyü katleden teSuudi Arabistan'ın Türkiye'ye röristlerle güvenlik güçleri arasınkoyduğu kota aylar öncesinden da Fındık kasabasının ku/.ey kebelliymiş. Diyanet tşleri niçin bu sinıindcki kırsal alanda başlayan durumu gözler önüne alarak ha çatışma dün sabah saatlerinde soreket etmedi? Blz gerekli para na erdi. Engebeli ve ormanlık arayı bulduk, yatırdık, haıırlıklarımızı yaptık, son anda bize 'gidemeyeceksiniz' diyorlar. Bu nasıl organizasyon? Biz hakkıANKARA (Cumhuriyel Büromızı nereden arayacağız?" su) Benzin fiyatlarma zam ya1 Devlet Bakanı Cemil Çiçek pıldı. Rafineri çıkış fiyatlarında in açıklaması ise hem hükümeyapılan ayarlama sonrası süpcr tin yelersizliğini, hem Suudi benzinin fiyatı ortalama yüzde 11, Arabislan'ın tutumunu belirlinormal benzinin fiyatı da yüzde yor: "Kotamn arttırdması için 3 arttırıldı. Diğer ürünlerin fiyatSuudi Arabistan'a gittim; Sayın ları ise değişmedi. Zamlı fiyatlarKral bize herhangi bir yanıt ver dan satışlara dün başlanıldı. medi. Bir süre sonra Türkiye'ye Dünya petrol fıyatlarının en dübir bakamnı yollayacağtm sö'yledi. Biz de bu görüsmeden şük düzeyine geldiği sırada yapılan zam sonrası süper benzin Anolumlu bir izlenim edindik." kara'da 1391, Istanbul'da 1410, lzSonuçla yönetim bir yandan mir'de ise 1398 liraya yükseldi. Türkiye'ye ayrılan hac kotasını zorlarken öie yandan hacı aday Normal benzinin satış fiyatı da larını oyalamış, ama ortaya bir Ankara'da 1248, Istanbul'da 1264, lzmir'de 1252 lira olarak befiyasko çıkmış. lirlendi. Düş kırıklığına uğrayan 105 bin hacı adayının lepkilerini bu bakımdan anlamak gerekiyor; ama adaylar Suudi Arabislan1 da harcayacakları parayı vatanlarında hayır işlerine yatırarak hem sevaba girer, hem teselli buiabilirler. • Batı Ulkelerinden İıaiya da birkaç gün önce Türkiye'ye vize uyguiamasma başlamıştı. öyle gö'rünüyor ki bütün kapılar gerektiğinde yüzümüze kapatılıyor; ama suçu ne Avrupalıyu ne 'Arap'a yüklemenin de bir anlamı yok... öyle bir duruma düşürüldük ki Doğu'da ve Batı 'da ağırlığımız kalmadı... Acı; ama gerçek!.. Uünya piyasalarında ise petrol fiyatları ocak ayında en yüksek düzeye ulaştıktan sonra son beş ay içinde yüzde 26.33 oranlarında azalarak en düşük düzeye ulaştı. Ocak ayında varil başına 17.9 dolar olan petrol fiyatı 10 haziran itibarıyla 13.2 dolara düştü. Antalya tüpgaz piyasasına yeni gircn bir firmanın fiyatları ddşürmcsi sonucu Aygaz, tpragaz ve Mobilgaz firmalarının da rekabete girerek fiyatlarında indirim yaptıkiarı bildirildi. 14 bin 500 liradan satılan 12 kilogramlık lüpga zın fiyatı 12 bin 500 liraya, piknik tüpün fiyatı da 2 bin 850 liradan 2 bin 600 liraya indirildi. GERCEK PKK'yu opemsyon ERGÜN AKSOY zide Siirt ve Şırnak'tan takviyc gctirilen askcri birliklerle özel tim clamanlarının da katıldığı çatışmada, iki PKK'lı ölü olarak elc geçirilirken jandarma komando çavuşları Muhamınet Bayram, Siileyman Adeka ile Jandarma Onbaşı Osman Tekşen şchit oldu. Çatışmada beş erin de yaralandığı bildirildi. Bu arada kaçan PKK'lılann yakalanabilmesi için havadan ve karadan yeni bir operasyon daha başlatıldığı öğrenildi.Şırnak'ın Güçlükonak ilçesi Çevrimli köyünde 27 kişinin öldürülmesinden sonra güvenlik güçleriyle PKK militanları arasında çıkan çatışmalarda 3 PKK'lı ölü olarak cle geçirilirken 7 er şehit oldu, 5 er de yaralandı. Olaylann yer, zaman ve kayıp sayısı şöyle sıralandı: 10 Haziran 1990 Teröristlerin 27 kisiyi öklürdüğü Çcvrimlideki çatışmada köy korucuiarı bir PKK'lıyı ölü olarak ele geçirdiler. 11 Haziran 1990 Şırnak'ın Dereler köyü yakınında bir grup PKK'lıyla güvenlik güçleri urasında çıkan vatışınada 4 er şehit oldu. 12 Haziran 1990 Fındık bucağı yakınında çıkan çatışmada 2 PKK'lı ölü olarak ele geçirildi. Olayda 3 er şehit oldu, 5'i de yaralandı. Fındık bucağı yakınlarında PKK militanlarıyla giriştikleri çatışmada şehit olan jandarma komando çavuşları Muhammed Bayram, Süleyman Adeka ve Jandarma Komando Onbaşı Osman Pekşen'in cenazeleri diln Siirt'te dü/enlenen torenin ardından memleketlerine gönderildi. Jandarma Alay Komutanlığfndaki lörende konuşan Siirt 70. Piyadc Tugay Komutanlığı'nda görevli Yarbay Volkan Şanlı, Çevrimli köyünde 27 kişiyi katleden teröristlerin Türk askerindcn kaçtığını, iz sürcn güvenlik güçlerinin pusuya düşürüldüğünü belirterek "Üç erimiz şehil oldu. Bunlann kanı yerde kalmayacaklır " diye konuştu. Öte yandan Şırnak'ın Dereler köyundc PKK militanlarıyla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada şehit olan jandarma crleri Kazııtı Dugan, Yaşar Özsiirücü, Oklay Ardıc ve Mehmel Yurllaş'ın cenazeleri dün Siirt ve Şırnak'ta düzenlenen törenlerin ardından memleketlerine gönderildi. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baftarafı 2. Sayfada) CUMHURtYET/19 GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafı I. Sayfada) Benzin fiyatlarma yiizde 311 zam terek ucuzluğun yıl sonuna kadar sürebileceğini kaydettiler. DYP Genel Başkanı Siileyman Demirel, son zamlar için hükümete 3 haziran seçimlerinin sonucunun cesaret verdiğini söyledi. Demirel, dün gazetecilerin zamlarla ilgili sorularını yanıtlarken, şöyle dedi: "Seçlmler öncesi halka, 'Cesaret vermeyin, verirseniz bunu zamlar takip edecek' dedik ve zamlar başladı. Çaya, benzine zam geldi. Böyle glderse benzin yıl sonuna kadar 2 bin lirayı bulacaktır. Oysa benzinin maliyeti 500 liradır. Dünyada petrol en ucuz zamanını yaşıyor, bu zam niye? Yoksulluk, pahalılık kervanı yiirüyor Türkiye'dc. 3 Haziran seçimleri pahalılıgı unutlıırmuştu Tiirkiyei de. Ama hükümel, pahalılık unululmasın diye zam yapmaya devam ediyor." man sosyalist olmayacaktır" sözlerini işte böyle yanıtlamıştır. Erim, CHP'nin gelecekte alacağı biçime, kazanacağı anlama şimdiden engel koymanın doğru olmadığını belirten konuşmasını şöyle sürdürür: "Biz kollektivist olmayacağız, kabul. Ama sosyal demokrasiyi ağzına alan arkadaşa Senin burda işin yok, haydi kalk git.' Bunu da demeyelim. Belki, ne bileyim, ben yirmi sene sonra yeni neler gelir, bilmiyorum. Dünya değişiyor, her şey tekamül ediyor." Kurultay kürsüsünden söylenmiş bu sözler çeyrek yüzyıl sonra bile günceldir, önemlidir. Bugün ana muhalefet partisi SHP'nin içinde Nihat Erim'in özlediği, beğendiği sosyal demokrat anlayışın gereği gibi benimsendiği kuşkuludur Denecek ki Nihat Bey 1967'de böyle konuştu da ne oldu? Aradan dört yıl geçmeden aynı Batı sosyalizminden yana Nihat Erim'in balyozcu kişiliğine bürünerek ortaya çıktığına tanık olmadık mı? Prof. Muammer Aksoy'un "Atatürk ve Sosyal Demokrasi" adlı kitabınt okurken Erim'in bu belge değeri taşıyan konuşmasına rastladım. Aradan aylar geçtiği halde nasıl, niçin, kim tarafından öldürüldüğü ortaya çıkarılmayan Aksoy, düşünceleri, görüşleriyle yazdıklarıyla, konuştuklarıyla aramızdadır. Toplumun gitmesi gereken yönü gösteriyor bize... Aksoy kıtabının giriş bolümünde şöyle diyor: "Göstermeye çalışacağız ki toplumumuzun sorunları zamanımızdan yarım yüzyıl önce bile bugünkü ile kıyaslanamayacak kadar objektif ve bilimsel ölçüler ve yöntemlerle ele alınmakta, 'dürüst ve seviyeli bir tarttşmanın konusu yapılmakta1 idi. Toplumumuzun kültürel, ekonomik, siyasal ve sosyal alanlarda ileriye doğru adımlar atmasını önlemek amacıyla "birtakım peşin yargılara ve bağnazhğa eklenen karalamalar sayesinde yaratılan kavram kargaşalığını sömürme kurnazlığına o zaman bile genellikle sapılmıyordu. En azından yöneticiler bu yola gidılmesine göz yummuyorlardı. Kısacası, çok daha demokratik bir zihniyet ve uygulama içinde idiler" Bağımsızlık savaşı yıllarında Ankara'da çıkan "Hâkimiyeti Milliye" gazetesinde yayımlanan Hüseyin Ragıp (Baydur) imzalı ya da imzasız birtakım yazılardan parçalar alan Aksoy 1921'lerde Kemalistlerin 'sosyal demokrasi' ilkelerini savunduklarını kanıtlamak istemektedir. Hüseyin Ragıp, mart 1921'deki bir yazısında 'dünyanın sola gittiğini' belirttıkten sonra şöyle diyor: "...Dünyagelişiminin rüzgarlarına Kapımızı penceremizi kapayıp tarih öncesi bir hayat istemek de akla uygun değildir. Sosyalizmin pek çok esaslarını milli idaremizi bozmadan alırız, uygularız. Mesela şirketleri yavaş yavaş millileştirıriz. Hükümet inhısarını halk lehine çoğaltırız ve ayrıntıları burada uzun sürecek daha bir çok reformlar yaparız. özel deyimiyle bir nevi devlet sosyalizmi olur." Aynı tarihte Celal Bayar da bu görüşleri destekliyordu: "Devlet sosyalizmine karşı olanlar ferdi kuvvetli, sermayesi bol ülkeler ahalisidir. Tanzimatı Hayriye'den beri eşit olmayan koşullar altında Avrupa kapitalizminin ülkemize imtiyazlı bir şekilde girmesinin, ekonomik kaynaklarımıza hâkim bulunmasının üzücü etki ve sonuçlan gözümüzün önündedir." Muammer Aksoy, "Atatürk ve Sosyal Demokrasi" kitabında sosyal demokrasi uygulamasının ve bu anlayışın savunulmasının bağımsızlık savaşı günlerinde başlatıkJığını, cumhuriyet doneminin ilk on beş yılında da 'devlet sosyalizmi'nin başarıyla uygulandığını belirtiyor. 1921 'den bu yana yetmiş yıl geçti, blz hâlâ sosyal demokrasiyi kurmak için umutsuz çaba harcamaktayız. Bu açıdan Aksoy'un kitabında derlediği yazıları ve Aksoy'un bu konudaki kişisel yorumlarını okurken yitip giden bunca yılın acısını duyuyoruz. Bakın 1921'de Hâkimiyeti Milliye gazetesinde çıkan bir yazısında Mahmut Esat Bozkurt ne diyor: "Yeni Türkiye halk devletidir. Devletin yeni idaresinin de halkın son harekete katılmış sınıflarının çıkan göz önünde tutularak halk devleti asaslarına göre fakat bu esasların da Türkiye1 nin ekonomik sosyal anlamı ile ölçülerek kurulması zorunludur." 1990 yılındayız. Hâlâ halk devletini kurmak, halktan yana, halk için halk yararına bir yönetim yaratmak, yerleştirmek savaşını verrrtekleyiz. •> YERÜ OTOLAREV DEPOSU KAÇA DOLACAK? Depo Eıkl Yeni Eskl Yeni Marka hacml normal normal Serçe 39 47658 49296 Doflan 50 61100 63200 Şahin 50 61100 63200 Kartal 50 61100 63200 RenaulO 47 57434 59408 RenaultH 47 57434 59408 Renault 12 50 61100 63200 ForrJ Taun'us 53 64766 66992 * istanbul'da geçerlı olan fiyatlarla. sflper 49257 63150 63150 63150 59361 59361 63150 66939 super 54990 70500 70500 70500 66270 66270 70500 74730 yalnızca bir tanesidir. islam bankacılığı ile devletin temel hukuksal düzeni din kurallarına uyduruldu; öğrenim Birliği Yasası göz göre göre çiğnendi; zorunlu din dersleri ile laiklik hiçe sayıldı; yurt dışındaki din görevlilerinin aylıklarının hilafet örgütü "RatnteC tarafından verilmesi hoş görüldü; Diyanet Işleri Başkanlığı'nda çalışması gereken din adamlarına kaymakam, emniyet müdür, savcı olma olanakları tanındı; devlet İslamcı kadrolara böylece göz göre göre teslim edildi; Nakşibendi tarikatı, kurduğu siyasal ve ticari ilişkilerle devletin köşe başlarına bağdaş kurdu. Suudi sermayesi, ancak kapitülasyon döneminde görülecek ayrıcalıklar elde etti Etti de birkaç kişi dışında kimse ses çıkarmadı; çıkaramadı. islamcı kadro, devlet bürokrasisini adım adım eiine geçirdi. Düşünün; bu kadar ilahiyat Fakülteşi var; bu kadar Yüksek islam Enstitüsü var; ama Diyanet işleri Başkanlığı personelinin, ancak yüzde 6'sı yüksekokul mezunudurl Diyanet işleri'nde çalışanların yüzde 26'sı da ilkokul diplomalıdır. İmam hatip liselerini bitirenler ne imam oluyorlar ne hatipl Ne oluyorlar? Hukuk fakültelerini bitirip kaymakam, savcı ve emniyet müdürü oluyorlar... Demek ki din eğitimi konusunda yükseköğrenim yapanların çoğu başka alanlarda görevlendiriliyorlar! Bunun nedenini, niçinini düşünmez misiniz? Ne oldu başka? Tarikat şeyhlerinin cenazeleri Bakanlar Kurulu'nca çıkarılan özel kararnamelerle kaldırıldı. Bu konuların yazılması Atatürkçülüklerinden yanlarına yanaşılmayan sıkıyönetim komutanlarının emirleri İle yasaklandı! Zorunlu din dersleri 12 Eylül generallerinin silah zoruyla benimsetildi. O günlerde bu anayasaya, bu anayasa ile getirilen zorunlu din derslerine karşı çıkanlarm seslerine kulaklar tıkandı. Evet; evet, bütün bu konular yıllarca yazıldı, çizildi, belgelendi; bir bir kanıtlandı, ama kimsenin kılı kıpırdamadı... 12 Eylül ile atılan tohumlar bugün yeşeriyor. Atatürk, 1925 yılında şunları söylüyordu: Ölülerden dllek dilemek uygar bir toplum için utangaçtır. (...) Bugün bilimin, teknlğin, bütün kapsamı ile ışıklar saçan uygarlığın karşısında filan ya da falan şeyhin yol göstermesl İle maddi ve manevi mutluluğu arayacak denli ilkel ınsanların Türkiye'nin uygar toplumunda varlığını kesinlikle kabul etmiyorum. Efendilerl Ve ey ulusl Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık yoludur. Uygarlığın buyruk ve istediğinl yapmak, insan olmak için yeterlidir. Atatürk'ün kapattığı zaviyeyi açan bu sayın valiye önümüzdeki yıl "Atatürk Barış ödülü" verilirse şaşırmayın! Niçin şaşıracaksınız ki? Bu devletin Atatürkçülük anlayışı budur. Ne bekliyorduk ki? ESKİ VE YENt FtYATLAR Eskl fiyat Yeni flyat Artıı tutarı 1244 1263 1252 1204 1222 '•"'• 12Î1 1391 1410 1398 1248 1264 1252 147 147 146 Yüzde 11.8 11.6 11.7 BURSA ~~ HİPODROMU'NDAN FtKRET DAĞLIOĞLU SAper benzin ANKARA ISTANBUL IZMİR NORMALBENZİN ANKARA • * • Yetkililer Antalya'da başlayan rekabetin Isparta, Burdur, Mersin ISTANBUL ve Adana'ya da yayıldığını belir I Z M İ R .•• PENCERE natımı açısından belirli bir düzeyin altında tutmaktır. 'Sivll' bu arada ne yapıyor? Siyasal iktidar içeride ve dışarıda sorun çözmekten çok, 90run yaratıyor. Oysa Türkiye'nin dünyadaki yeni süreç içinde dış tehlikelere karşı asıl silahının ustalıklı siyaset olması gerekmez mi? Bütün dünyada barışçıl gelişmeler somutlaşırken ülkemizin çevresinde savaş rüzgârlarının estirilmesi, çağa ayak uyduramayanların beceriksizlikleri yüzündendir (Baftarafı 2. Sayfada) 44 42 41 3.7 3.4 3.4 Gönül 2'ye güveniyonız 1. AYAK: Çalışmalarını Islarıbul'da sürdüren Beybaba idmanlarında çok iyi görünüyor. Biz kendisine ilk şansı veriyoruz. Yine idmanlarını Istanbul'da sürdüren Serkanbey sert rakibi olur. Perşembe sabahı sprintindc iyi görünen Sahralı sürpriz yapabilir. 2. AYAK: Bu yarış için itinayla hazırlanan Olimpian H. ve Yiğit arasındaki sıkı mücadele yanşın birincisini belirleyecektir. 3. AYAK: Üstün törmunu muhafaza eden Bilver, bu yarışta başarılı koşacaktır. Kendisine sert rakip olarak çimde noksan olmasına rağmen Taci diyoruz. Sürpriz atlar günden güne a$ama gösteren Arda 5 ve Serap 25't ir. 4. AYAK: Son çıkardığı yarış ile formunu gösteren Ceylan 336, bu yarışta da iyi koşacaktır. Idmanlarını beğendiğimiz Su ve Kaya 6 da yarış içinde iyi yönetilirlcrse netice alacaklardır. Yarışın sürpriz atı Yeniay'dır. 5. AYAK: Geçen yarışını işsiz koşan Bahir bu yarış için daha iyi hazırlandı. Geçen haftaki yarışı ile göz dolduran Muratşah ve Vivaldi formlarını muhafaza ediyorlar. Yarışın sürprizini Dilaram ve Good You gerçekleştirebilirler. 6. AYAK: Kayıtlı bulunan rakiplerinden bugün için üstün görünen Gönül 2 başta şans verdiğimiz isim. Hazırlıklannı beğeııdiğimiz Ergcnckon, Aslı 3 ve Mustafabey düzgün görünümleri ile netice alabilirler. MUSTAFA EKMEKÇİ (Baftarafı 17. Sayfada) ANKARA NOTLARI TAHMtNLER 1. KOŞL: F: (1) Beybaba, P: (5) Sahralı, S: (4) Serkanbey. 2. KOŞU:F: (3) Olimpian H., PP: (5) Yiğit, P: (7) Cocobello, S: (1) Darling. 3. KOŞU: F: (5) Silver, PP: (4) Taci, P: (7) Arda 5, S: (14) Serap: 25. 4. KOŞU: F: (5) Ceylan 336, P P : ( 7 ) S u , P: (11) Kaya 6, S: (6) Yeniay. 5. KOŞU: F: (9) Muratşah, P P : ( 8 ) B a h i ı , P : ( 7 ) V i v a l d i , P: PARLIAMENT (12) Dilaram, S: (3) Good You. 6. KOŞU: F: (5) Gönül, PP: (2) Ergenekon, P: (4) Aslı 3, S: (3) Mustafabey. 1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GÖRE SİGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR. isimlerinden hiçbir eser kalmayacaktır; ama sizi bu ülkenin namuslu aydınları asla unutmayacak, ileriki nesillere aktaracaktır. Sağolun, var olun, iki oğlumun mezun olduğu üniversitenizin ismine layık, gerçek bir hoca olduğunuzu ispatladınız. Ne mutlu size ve ne mutlu bizlere. Ne yokluklar; olanaksızlıklar pahasına vatan kurtarıcımızın kurduğu bu cumhuriyetin 68. yılında, ülkede (politik, ekonomik, sosyal) yönden açıkça görülen çöküntünün bir an önce izale edilmesi, laik rejime yönelik tasalluttan bir an önce kurtuluşu, ancak sizler gibi gerçek aydınların cesaretle seslerini duyurmalarıyla mümkün olacaktır. Büyük atanın aziz ruhu şad olsun Saygı ile selamlar, daima arkanızda olacağımızı arz ederim." (Mektup Kadıköy'den yazılmış, Emekli Yargıç I.D.'den) "Saygıdeğer Prof. Dr. Gitmez, 'özal'a Açık Mektup' başlıklı yazınızı gazetemizde biraz önce okudum. içim doldu, sizinle gurur duydum. Bu yaranın acısını önce insan olarak, sonra eğltimci olarak başından beri içimde duymaktayım. Bizler, sayıları 810'u geçmeyen, ülkemizin varlığına, laik düzenine bağlı birkaç kişi, 'S'ta savaş vermekteyiz. özal'ın pervasızlığının etkilerı, kendisini partisini güdümlü hükümetini çoktan aştı. Konu, bir rejim bunalımına çoktan ulaştı. Böyle yürekli sesleri içtenlikle desteklediğimizi bildirir, sizi kutlarım. Selam ve saygılarımla." ("S"tan, bir doçent bayan öğretim üyesi) "Sayın Hocam, Gazetede yayımlanan 'özal'a Açık Mektup' yazınızı milim mllim, santım santim sindirerek okudum. Büyük bir çoğunluğun hislerini ifade ettiğiniz için size çok teşekkür ederim. Mardln'den Ankara'ya, Ankara'dan ODTÜ İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi'ne, buradan siz sayın hocama, binlerce saygı, saygı ve selamlar. Sağolunuz." (Mardin'den Dr. Ç.Y.) Daha var; ancak istanbul'dan savunmanlar E.T., V.K., Ş.Ö., H.B. ile arkadaşlarının telgrafıyla bitireyim yankıları. Şöyle diyorlar: "30 Mayıs 1990 gününde Türk ulusuna seslenişinizi onurla dinledik. Mustafa Kemal'ın evlatları olarak ve ondan ayrılmaz parçalar olarak ışığınızda yanmaya devam ediyoruz." (Telgrafın altında, "Kontrol edilmiştir" damgası var. Kimdir yazısı böylesine yankılar yaratan Ali Gitmez? Prof. Ali Gitmez de Prof. Yakup Kepenek gibi Köy Enstitülü. 1938 yılında Gürün'ün Konakpınar köyünde doğdu. Babası Hüseyin Gitmez çiftçiydi. Okumayazma bilirdi. Anası Yetiş ise bilmezdi. Ali üç kardeşin en küçüğüydü. 1950'de Sıvas'ın Yıldızeli Köy Enstitüsü'ne gıttiği için okuyabildi. Ağabeyleri onun gibi okuyamadılar. Ozan Hasan Hüseyin de Gürünlüdür, ama aynı köyden değildiler. Ali Gitmez 1950'de Yıldızeli Köy Enstitüsü'ne gittiğinde ilk yıl, okulda Köy Enstitüleri izlencesi uygulandı. Demokrat Parti iktidarda olduğu için, Köy Enstitülerini kapatmak istediğl için Köy Enstitüleri 1950'den sonra yozlaştırıldı. Gitmez, Yıldızeli'ni bitirince ilkokul öğretmenliği yaptı. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü'nün "Eğitim" bölümüne girip bitirdl. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Avrupa Konseyi'nın burslarıyla beş yıl ingiltere'de "master", "doktora" yaptı. Dönüşte Hacettepe'de psikoloji okuttu. Şimdl ODTÜ'de "işletme" bolümünde endüstri psikolojisi, sosyal psikoloji dersleri okutuyor. 14 yaşında bir kızı var; adı Esin. Esin de babası gibi yazar. Ali Gitmez, kltabı kızı Esin'in tuttuğu notlardan yararlanarak oluşturdu; "05 Yaşlarında 21hinsel Gelişmeler" kıtabını yazdı. Ali Gitmez, "Yurtdışına işçl Göçü ve Geri Dönüşler" adlı çalışmasıyla 1982 Yunus Nadi ikincilik Ödülü'nu kazandı. Cumhuriyet'te bırçok yazısı yayımlandı... • * • Bir düzeltme: 12 Haziran Salı günkü "Ankara Notlan"nda, 1946 seçimleri sırasında ilçe kaymakamının cebimden bağımsız adayın oy pusulalarını aldığını yazmıştım. Ayırdına sonra vardım; kaymakamın cebimden çekip aldığı oy pusulası değil, aday tanıtma kâğıtlarıydı, resimli. Oy pusulası sandık başında oluf, benlm cebimde ne arasın? Düzeltlrim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle