22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZİRAN 1990 »••* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 OLÂYLARIN ARDENDAKI GERCEK (Baftarafı 1. Sayfada) hükümetinin Büyük Millet Mec- lisî'ni devre dışında bırakarak çı- kardığı kararnamelerle basını görevinden alıkoyması daha sa- kıncalı bir durum yarat- maktadır. Olan bitenleri ancak iş işten geçtikten sonra öğrenmenin uhı- sal çıkarlara yararı değii, zaran dokunacaktır. PKK teröristleri SHP lideri Sayın Inönû'nün dediği gibi 1n- sanük suçu" işlemişlerdir ve bu canavarlıklanm sürdürmek yo- lunda kararhdırlar. DYP lideri Sayın Demirel ise "1990 yıhnın ilk yansuıdan bugüne kadar ço- ğu sivil halk olmak üzere 161 ki- şinin öldürüldüğünü" bildirdik- ten sonra hükümetin istifasını istemiştir. Ne var ki, çıkardığı karama- meyle basına sansür koşullan getiren ANAP hükümeü, hem Meclisi çalışamaz konuma dii- şürmüş hem muhalefetin uyarı- lanna kulaklarını tıkamıştır. Üstelik azmlık iktidan, ülke- nin bir bölümünde teröristlerin katliamı sürerken anayasayı da dışlayarak başkanlık sistemi he- vesterinin peşindedir. Peki, insanlanmızın hayatla- rınm hiç mi değeri yoktur? Türk yurttaşının can güvenliğini kim sağlayacaktır? * * • Hande davası DGM savcıları için soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Adalet Bakanlığı, "kripto davası" nedeniyle Hasan Celal Güzel ve arkadaşları tarafından sert eleştirilere hedef olan Anka- ra Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nusret Demiral hak- kında soruşturma başlattı. Ada- let Bakanhğı'nın, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı AlpasUn Pehtivanlı hakkında DGM Savcısı Ülkü Coşkun'un hakaret davası açmasının ardından Başsavcı De- miral'ın, Pehlivanh'nın dokunul- mazlığının kaJdırılması isteminde "kastiı" ve "usutsuz davrandıgı" gerekçesıyle soruşturma açtığı öğ- renildi. Cumhuriyet muhabirinin edin- djği.bil^iye göre Ankara DGM Savcısı Ülkü Coşkun, Adalet Ko- misyonu Başkanı Alpaslan Peh- livanlı'nın kendisi hakkındaki de- meçleri nedeniyle Ankara Asliye Hukuk Hakimliği'ne başvurarak hakaret davası açti. Ancak Anka- ra DGM Başsavcısı Nusret Demi- ral, Asliye Hukuk Hakimliği'ne hakaret davası açılmasıyla birlikte yetkisi bulunmadıgj halde Adalet Bakanlığı'na başvurarak Pehli- vanlı'nın dokunulmazlığımn kal- dırılmasını istedi. Adalet Bakanlığı, DGM Savcı- lığı'nın Pehlivanlı'nın dokunul- mazlığımn kaJdırılması istemini, "yetkileri" olmadığı gerekçesiy- le reddederken DGM Başsaveısı Demiral bu başvuruda "kasıtlı" davrandığı gerekçesiyle soruştur- ma açtı. Adalet Komisyonu Başkanı Pehlivanlı "kripto davası" iddi- anamesinin açıklanmasından son- ra Ankara DGM savcılarından Ülkü Coşkun'u "savcılann yüz- karası" olmakla suçlamıştı. Savcı Ülkü Coşkun'un hakaret davası açmasına neden olan Peh- livanh'nın iddianamede yer alan bazı değerlendirmeleri şöyle: "DGM Savcısı Ülkü Coşkun'- un adaleti küçük düşurmeye hak- kı yok. Her mesleğin olduğu gibi savcılıgın da yüzkarası var. Ülkü Coşkun gibi savcılar yuzünden DGM saygınlıgını yitirmeye baş- lamıştır." "Bereket versin Ülkii Coşkun gibi savcılar çok degil. Hiç kim- senin Türk adaletini, adalet ktı- rumlannı, politikacılan ve politik korumlan küçük düşurmeye hak- kı yok." "DGM Savcısı Ülkü Coşkun, savcılann yüzkarasıdır. Şovmen- lik yapmaktadır. Tanzim eltiği id- dianame gulunçtür." DGM Savcısı Ülkü Coşkun, id- dianamenin yam sıra Pehlivanlı' - nın dokunulmazlığımn kaldırıl- ması istemini içeren bir fezleke de hazırlayarak Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Adalet Bakanlığı, Pehlivanlı'- nın dokunulmazlığımn kaldırıl- ması istemini geri çevirirken ha- karet davalarında dokunulmazlı- ğın kaldırılmasına gerek olmadı- ğını, DGM Savcılığı'mn usulsüz bir biçimde dokunulmazhğın kal- dınlmasını istemesinde "kasıl" bulunduğu gerekçesiyle DGM Savcılığı hakkında soruşturma başlattı. Sonışturmanın bakanlık- ta sürdüğü öğrenildi. Adalet Komisyonu Başkanı Pehlivanlı ise DGM Savcısı Ülku Coşkun'un, Asliye Hukuk Ha- kimliği'ne başvurusunda kendi- sinden "Güzel yanhsı" olarak söz ettiğini, yetkisi olmadığı halde do- kunulmazlığımn kaldınlmasını is- temesinin de "taraflılıgım" orta- ya koyduğunu soyledi. Demirel: Hükümet istifa etsîn BASKINDAN SONRA — 27 kişinin öldüğii kanlı baskında 3'ü çocuk 7 kişi de yaralandı. Yaralılar Siirt Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. (Fotograf: AA) PKK vahseti: 27 ölü(Baparafl 1. Sayfada) geçici köy korucusn olmak üzere toplam 26 masum vatandaşımız hayannı kaybelmiştir. Bu olayı haber alan devlet gü- venlik güçleri. gecenin zor şartla- nna rağmen Çevrimli köyune nlaşmış ve kaçan teröristlerin ya- kalanması için operasyonlara baş- lanuşbr. Köyde meydana geien ça- tışma sırasında 1 terörist, geçici köy koruculan tarafından ölü ele geçirilmiştir. Çocuk, kadın ve yaşlı demeden silahsız ve masum vatandaşlanmı- za yönelik bn insanlık dışı saldı- nyı yapan teröristlerin yakalan- ması için gerekli inceleme, araşbr- ma ve operasyonlar sîırdüriilmek- tedir." Olağanustu Hal Bölge ValiliğT- nin açıklamasuıdan sonra yakılan evlerin enkazı altmda bir ceset da- ha belirlendi. CHayda olü sayısı 27 oldu. PKK saldınsında ölenlerden 25 kişinin adları şöyle: Meyrem Kayran (12), Atiye Kayran (40), Ramazan Önen (40), Hediye Oner (16), Hayrettin Ûner (5), Vasfıye Kayran (10), Tayibet Kayran (3), Mehmet Kayran (S), Fatim Kayran (20), Cevahir Öner (25), Makbule Kayran (40), Sey- flye Öner (15), Hüsniye Kayran (3), Ali Bektaş (38), Ahmet Yıl- maz (25, korucu), Mehmet Yıldız (46), Fatma Beştaş (65), Mehmet Beştaş (65), Ömer Beştaş (12), Fat- ma Yıldız (50), Rahim Kayran (12), Hatice Yılmaz (35), Halim Yılmaz (60), Hasan Ozbey (30), Sait Kayran (7) (hastanede öldü). Aksu olay yerinde tki gündür Diyarbakır'da buUı- nan tçişleri Bakanı Abdnlkadir Aksu'ya saldın haberi, dün sabah merkeze bağlı Yolüstü köyünde düzenlenen bir törendeyken ulaş- tınldı. Haberi alır almaz tören ye- rinden aynlan tçişleri Bakanı Ak- su, yanına Olağanustu Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu'nu ala- rak helikopterle Çevrimli köyune gitti. Saldırıdan daha önce haber- dar edildiği bildirilen Bölge Asa- yiş Komutanı Korgeneral Hikmet Köksal'ın da başka bir helikopter- le olay yerine ulaştığı bildirildi. lçişleri Bakanı Aksu, Çevrimli köyünde yaptığı konuşmada, gü- venlik kuvvetleriyle karşılaşmak- tan korkan teröristlerin masum ve savunmasız insanlara yöneldikle- rini, bu tur katliamlarla da terö- sitlerin gerçek ve çirkin yüzlerini bir kez daha gösterdiklerini söy- ledi. Aksu, şöyle konuştu: "Defalarca çağnda bulundnk. Tekrar soylüyonız: Bunlara destek vermeyin. Bunlar vahşi cinayet se- bekeleridir. Bunlar sizin anladığı- nız şekilde insan haklan için mü- cadele eden kisiler değildir. Bun- lar, insanlıktan nasibini almamış, masum ve korumasız insanlara saldıran, mabetlere kurşun sıkan, boraba aUUI insnnhlrtan çıknuş Ca- nilerdir." tçişleri Bakanı Aksu, bu katli- amın komşu ve Batıb ülkelerce en iyi şekilde değerlendirilerek, bir pay çıkanlması gerektiğini ve bu ülkelerin teröristlerin gerçek yüz- lerini görmelerini istedi. Aksu, olayda evleri hasar gören ve yakınlannı kaybeden vatandaş- lara her türlü yardım ve desteğin sağlanacağım da sözlerine ekledi. Gazeteciler engellendi Olaydan sonra bilgi almak amacıyla Çevrinüi köyune gitmek isteyen gazeteciler engellendiler. Köye 30 kilometre uzaklıktaki Çe- lik köyünde durdunılan gazeteci- ler, jandannalar tarafından "yasak" denilerek geri çevrildiler. "Mermimiz bitti" Baskmdan yaralı olarak kurtu- lan geçici köy korucusu Hacı Öner, kaldınldığı Siirt Devlet Has- tanesi'nde, "Teröristler çocuk- kadın demeden öldnrdüler" dedi. Mermileri bittiği için geri çekil- mek zorunda kaldıklarım kayde- den öner, şunlan söyledi: Golün adı, Hollandah van Basten TTY4TRODA DEVRİM Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağatoğlu-tstanbul ödemeti gönderilnez. Spor Servisi — Hollanda takı- mırun Dünya Kupası'ndaki büyük kozu Marco Van Basten'i bu ak- şam televizyonda Mısır karşısın- da izleyeceğiz. 1988 yazında yapı- lan Avrupa Şampiyonası'nda en iyi futbolcu seçilen Van Basten, daha önce Ajax'ın kaptanı iken Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı kazanmış, son olarak da Milan- la birlikte Avrupa Şampiyon Ku- lüpler Kupası'nı almıştı. Gecen yıl Avrupa'nın en çok gol atan fut- bolcusu seçilirken, iki kez de üs- tüste "Avrupa'nın en iyi futbolcu- su" unvanma layık görulmüştü. "Henüz sadece 25 yaşındayim. Daha bir süriı kupa kazanmak için vaktim var. Her seferinde bir kapa kazanmak raüthiş bir du)> gu" diyor, "The European" gaze- tesinde yayımlanan son röporta- jında. Böylesine ünlü, böylesine büyük bir futbolcu olmak kuşku- suz son derece güç. Van Basten, günde en az 10 kez gazetecilerle röportaj yapmak durumunda. Röportaj, antrenman, maç, yol- culuk zinciri içinde geçen hayatı nedeniyle kız arkadaşı Liesbeth'e istediği kadar zaman ayırama- maktan şikâyetçi. Liesbeth, geçen ay oynanan Benfica-Milan Avru- pa Şampiyon Kulüpler fınal ma- çı sırasında Rebecca adını verdik- leri bebeği doğurdu. Van Basten için çifte sevinç: Hem kupayı al- dı hem de kız babası oldu o gece. Van Basten'in bir sıkıntısı da defans oyunculan: "Hepsi benim üzerime geliyor. Ben özellikle gol bölgelerinde etkili olduğnm için son hareketi vapmamak için ol- du kca sert giriyorlar bana. Etra- fımda sürekli olarak tekmeler, dir- sekler el-kol hareketleri var." Bu yıl Milan'daki mevsimi Van Bas- ten için en sert, en zor geçen mev- sim. Van Basten'in hayatında iki önemli arkadaş var: Hollanda'nın ünlü futbolcusu Cruyff ve psiki- yatn Ted TroosL Cruyff, başından beri Van Basten'deki cevheri keş- fetmiş, ona gerek teknik gerekse sporcu yaşamı konusunda büyük destek olmuş. Van Basten, Cruyff "abisi"ni hep minnetle anıyor. "Beni zirveye Cruyff getirdi. Tro- ost da zirvede kalmamı sağlıyor." Spor psikiatrisi Avrupa'da he- nüz çok yaygın değil, ama Van Basten gibî yıldız oyuncular için sürekli olarak bir ruhsal uzmana, danışmana ihtiyaç var. Hollanda Milli Takımı da Troost'u ltalya- ya getirdi. Psikiatr, futbolcuların hem arkadaşı hem de danışmanı. Tüm sorunlanyla ilgileniyor. Kupa maçlan, lig maçlan, mil- li maçlar nedeniyle Van Basten bazen haftada üç kez sahaya çıkı- yor. Bu, futbolcuya fiziki yorgun- luğun yanı sıra ruhsal alanda da büyük zarar veriyor. Troost'un gö- revi işte burada başhyor. "TV'de iki kanalda da raaç var- sa, birinde Van Basten, digerinde Maradona varsa ben Maradona- yı seyrederim" diyor Van Basten. "Ama aslında ikimizi kıyaslamak da zor. Kıyaslayamazsınız" diye üe ekliyor. "Maradona'nın tekniği ve bakış açısı olağanustu. Bense da- ha çok gol adamıyım. Maradona- yı izlemeye bayılıyorum. Hatta ar- kadaşım Gullit'ten daha fazla se- viyornm Maradona'yı seyretme- yi." Van Basten'e göre Maradona 1 nın harikulade bir teknifti ve stili var ve bu teknik de göze son de- rece hoş geliyor. Van Basten'in sevdiği diğer oyuncular, Roberto Baggio, Panl Gascoigne ve Thomas Haessler. Van Basten, en iyi oyunculara sahip olan Hollanda'nın Dünya Kupası'nı kazanacağına inanıyor ve "Hollanda'nın yam sıra ltalya da favori. Ben aynca Güney Ame- rika takımlanndan çok şey bekli- yorum. Brezitya ve Arjantin'de çok iyi oyuncular var, ama Brezil- ya eski parlakbğını yitirdi, çünkü defansif oyuna ağıruk veriyor" di- yor. Kendisiyle ilgili değerlendirmesi ise şöyle: "1988'de SSCB He Av- nıpa Kupası finalini oynarken, iri- ce bir elmas parçasydım. Zaman içinde yontuldum. işlendim. Ke- sim işi arük sona erdi. tş simdi ci- lalamaya ve parlatmaya kaldı." Hoolîgan sözcüğü nereden geliyor? Spor Servisi — ltalya '90 ile birlikte hooliganlar hem tribün- lere hem de spor olayları günde- mine yine yerleştiler. iki yıl ön- ce 8. Avrupa Futbol Şarnpiyona- sı'nın Düsseldorf taki İngiltere- Hollanda karşılaşmasına, üstü "Amacımız Almanya'yı istila" yazılı tişörtlerle gelen İngiliz ho-. oliganiarınm ltalya '90 için ha- zırladıkları tişortlerde ise "YVe came, we saw, we kicked ass" (Geldik, görduk, zarar verdik) ya da "The nightmare returns" (Kâbus geri donuyor) sloganla- rı yer alıyor. Futbol maçlarında kavga çı- kartmanın seks yapmaktan da- ha zevkli bir iş olduğunu iddia eden bu hooliganların "baba"sı kim dersiniz?.. Futbolun bu gözu kara bela- lılarınm "baba"sı, bugün tam yüz yaşında! Bir tngiliz gazete- Cinin 1890'da yarattığı belalılan hooliganların isim babası... Bundan yuz kusur yıl önce Londra'daki Daily Chronide ga- zetesinde mecera romanlan "tef- rika eden" Clarence Rook, ken- tin "karanlık mahallelerini". özellikle de Lambeth VValk'u "mesleki bir merakla" sık sık zi- yaret ederdi. Bu gezıler Clareıı- cc Rook'a, "Hooligan'ın <ieceleri" adlı romanın esinıni verdi. Patrıck Hoolîgan efsane- si boylece ortaya çıktı ve roman bir bestseller olurken, "hooligan" sözcüğü de İngiliz- cedeki ilk adımını attı. Yazar Clarence Rook'un iddi- ası; kahramanı Patrisk Hooli- gan'ın Londra bitirimhanelerin- de yaşamış gerçek bir kişilik ol- duğu idi. Yazarın anlattıklarına gore Patrick Hooligan, "Sıkı içen, iyi dövüşen, bıçkın bir bar fedaisi" idi. "Karanlık yüzlü" Hooligan, çalıştığı barlarda "ka- fa>ı bulan" talihsiz müşterileri yakalarından tuttuğu gibi kaldı- nma fırlatırken, ceplerini boşal- tacak zamanı da bulurdu. Hare- ketli yaşamının sonlarına doğru bir polis öldüren Patrick Hoo- ligan, hayatını hapishanede yap- tığı bir kavga sonunda yitirdi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Şırnak'm Güçlükonak ilçesi Çevrimli Köyu'ne yapılan baskın sonucu 27 kişinin öldürulmesiyle ilgili olarak bir mesaj yayımlayan SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, "Üzüntü ve kaygılanmız giderek artmaktadır. Masum iasanlann toplu cinayetlere kurban gitmele- rini niçin hâlâ önieyemiyonız? Bu konuda hükümetin açıklama yap- masım istiyorum" dedi. Olay üzerine bir basın toplan- tısı düzenleyen DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel de olayların önlenememesinden hükümetin so- rumlu olduğunu savladı. Demirel, hükümeti istifaya çağırdı. İnönü'nün mesajı "Geceyansına dognı teröristler köyü bastı. Köye girmek isteyen gnıpla aramızda çatışma çıktı. Çatışma uzun sürdü. Ancak mer- milerimiz bitince evlere geri çekil- dik. Mermisi kalan üç arkadaşı- mız ateşe karşılık veriyordu. On- lar da oldüriılünce isimiz bitti. Te- röristler köye girip, çocuk, kadın demeden katliam yaptı. Saldında 20'den fazla Idşi öldü sanınm." öner, teröristlerin saynsımn 100 civannda olduğunu da bildirdi. Yaralılardan Hatice Kayran da (16) saat 21.00 sıralannda köyü te- röristlerin sardığı haberini duy- duklanm belirterek katliamı an- lattı: "Köy koruculanyla teröristler arasmda çıkan çatışma, geç saat- lere kadar sürdü. Üç saat kadar silahlar susmadı. Çatısmada ko- ruculann mermisi bitmiş. Direnen son üç korucuyu da oldürup üç- dört koldan köye giroiler. Hepimiz damlardaydık. Köylüyü damlar- dan indirip sırava dizdiler. Üzeri- mize otomatik silahlarla ateş aç- tılar. Çok kişi öldü. Özbay, Kay- ran ve Yılmazlar'ın evlerine bom- ba attılar. Ben ateş sırasında ya- ralandı m." Saldında yaralanarak Siirt Dev- let Hastanesi'nde tedavi altına alı- nan Selahattin Kayran (3), Sait Kayran (2), Hatice Kayran (16), Halime Kayran (14), Hurmiye Kayran (40), Sait Öner (35) ve Ha- cı Oner'in (60) sağlık durumları- nın iyiye gittiği bildirildi. öte yandan, baskımn, geçen yıl aralık ayında Çevrimli köyünde öldüjülen 6 PKK'lının intikamını almak için düzetüendiği öne sürül- dü. Başbakan Yıldınm Akbulut, Si- irt'in Eruh ilçesine bağlı Fmdık bucağı Çevrimli köyünde ~2 va- tandaşın bölücü teröristlerce kat- ledilmesi üzerine yayımladığı me- sajda, "Bu hain saldınyı yapan gözu dönmuş eşkıya, mutlaka ya- kalanarak cezalandınlacakür" de- di. SHP Genel Başkanı Erdal lnö- nü, katliam dolayısıyla bir mesaj yayımladı. tnonü, Olağanustu Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu ile SHP Eruh tlçe Başkanı Erkan Atabay'a gönderdiği mesajda olaydan duyduğu kaygı ve üzün- tülerini dile getirdi. Çevrimli Köyü'ne düzenlenen baskında çok sayıda vatandaşın katledıldiğini derin bir üzüntü ile öğrendiğini belirten İnönü, "Ko- rumasu masum vatandaşlannuza yönelen bu saldınlar, can ve mal kayıplan üzüntü ve kaygılanmızı giderek arttırmaktadır" dedi. SHP lideri, olayların bir an ön- ce sona erdirilmesi isteğini de ilet- tiği mesajında, hayatını kaybeden- lere tanndan rahmet, aile ve ya- kınlarına başsağlığı diledi. SHP Genel Başkanı Erdal İnö- nü olayı Kırşehir'den Ankara'ya dönerken öğrendikten sonra basın mensuplarına şu açıklamayı yaptı: "Çevrimli Köyü'ne dün gece bir saldın olduğunu, vatandaşlanmız arasmda birçok olü ve yaralı bu- lundugunu buyuk uzüntüyle ög- rendim. Olay hakkında devlet ma- kamlan henuz bilgi vermediler. Bu bilginin bir an önce verümesi- ni istiyoruz. Vatandaşlanmızın can güvenlikleri hâlâ niçin tehdit altında. Çoluk çocuk dinlemeden insanlan kitle halinde öldurmek bütün insanlıga karşı suç işlemek- tir. Böyle sağlanacak amaçlar kimseye yarar sağlamaz. Masum insanlann bu şekilde toplu cina- yetlere kurban gitmelerini niçin hâlâ önleyemiyoruz. Bu konuiar- da hükümetin açıklama yapması- nı istiyorum. Kaybetügimiz vatan- daşlara tanndan rahmet, aileleri- ne başsağlığı diliyorum." Şırnak'm Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli Köyü'nde 27 kişi- nin PKK railitanlannca katledil- mesi üzerine dün bir basın toplan- tısı düzenleyen DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel, olayların önlenememesinden hükümetin so- rumlu olduğunu öne sürerek isti- fasını istedi, "Millet bu hükümet- ten kurtulmadıkca bu olay lar bitmeyecektir" dedi. 1990 yıhnın ilk yansından bugüne çoğu sivil halk olmak üzere 161 kişinin öl- dürüldüğünü, bunlar arasında su- bay, er ve korucuların da bulun- duğunu belirten Demirel, "bunla- rın büyütülecek olaylar olmadıguu" soyleyenlerin, Çanka- ya'da ve hükümette oturdukları- nı söyledi. 1984 yılından bu yana Güney- doğu'da ayrıma güçlerin 1664 ki- şiyi öldürdüklerini, muhalefet partilerinin verdikleri tüm deste- ğe karşın hükümetin olaylann'üs- tesinden gelemediğini belirten De- mird, "Yara kanamaya devam edi- yor. Türkiye'nin bundan önemli bir meselesi olabilecegini duşün- müyorum. lktidarda oturanlar bunlann büyütülecek olaylar ol- madıgını, önlenecegini söylüyor- lar. Ama eşkıya kesmeye devam ediyor ve son olarak 26 vatanda- şımız hayatını kaybediyor. Bu be- yanlann sahipleri de Çankaya'da ve bükumette oturmaya devam ediyorlar" dedi. Demirel, şöyle de- vam etti: "Gayet açık söylüyonım. Ülke- nizin bir köşesinde vatandaşlan- mız hâlâ öldürüluyorsa bu ülkeyi yönetenlerin yönetme haklan yok- tur. Daha kaç kişi ölecek? Alın- dıgı söylenen karariar tatbik edil- memiştir. Bu kan canağı içinde hâlâ yönetmekten vazgeçmezlerse dökülen kanlann vebali banlann- dır. Yazıktır, günahtır, tedbirleri bulun, alın. Biz muhalefet olarak üstnmüze düşeni yapıyoruz. Dö- külen kan bunlann üzerine yazı- lıyor." DYP Genel Başkanı Demirel, olayların neden önlenemediğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de "Güçlüyuz, kuvvetliyiz diyorlar. Hani gücünüz kuvvetiniz? 'Tedbir aldık'dediniz, hani sonucu? Çün- kü bu hükümetin icra gücü yok- tur, askıda bir hükümettir, boşta bir hükümettir. O halde milletin tepesinde, sırtında neden oturu- yorsunuz? 26 kisi niye öldüruldü? Hükümet acz içinde de ondan. Millet bu hükümetten kurtnlma- dıkça bu olaylar bitmez" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Ankara 3. tdare Mahkeme- si, milletvekiUerine erken emekli- lik hakkı tanıyan ve kamuoyun- da "kıyak emeklilik" diye anılan uygulamaya son verdi. Hukukçu- lar bu kararla birlikte söz konu- su yasanın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilip kara- nn Resmi Gazete'de yayımlandı- ğı tarihten bu yana maaş alan tüm milletvekiUerinin bu paralan iade etmeleri gerektiğini belirttiler. Bu durumda Mecliste yaklaşık 250 milletvekili ile daha önce millet- vekilliği yapmış yaklaşık bin kişi bulunuyor. "Kıyak emeklilik"ten yararla- nanlardan Meclis tdare Amiri Mustafa Uğur F.ner, idare mah- kemesine iptal davasmı Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahved'- nin milletvekili iken açtığını belir- terek, "Kahveci şu anda hem da- vacı hem davalı oldu. Hukuken böyle olmaz. Bize 'ayhğınızı ödemiyoruz' diye bir yazı gelirse karara itiraz ederiz" dedi. MilletvekiUerine erken emekli- lik hakkı tanıyan yasanın Anaya- sa Mahkemesi'nce iptal edildiği- ne ilişkin karar, 30 Nisan 1987'de Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. Daha sonraki yeni düzenleme de iptal edilmiş ve bu karar 28 Tem- muz 1988'de Resmi Gazete'de ya- yımlanmıştı. ANKA'nın haberine göre o tarihlerden bu yana millet- vekiUerine yapılan ödeme kişi ba- şına yaklaşık 50 milyon lirayı bu- luyor. Başkan Cavit Can ve üyeler Meşkure Gökbayır ile Tomris Kurtoğlu'ndan oluşan Ankara 3. İdare Mahkemesi, kararında ön- ce, Anayasa Mahkemesi'nin "kı- yak emeklilik" yasalarına ilişkin iptal kararlannm geriye yürüme- yeceğini savunarak bu nedenle açılan davanın reddedilmesi ge- rektiği şeklindeki Emekli Sandı- ğı Genel Müdürlüğu'nun görüşü- nü tartıştı. Mahkeme heyeti, "Anayasının 153. maddesinde yer alan 'iptal kararları gerıye yurümez' hükmü karşısında 3284 ve 3430 sayılı kanunlann yüriir- lüğü sırasında tesis edilen işlenı- lerin ilgililer bakımından kazanıl- mış hak oluşturduğu" yonünde- ki görüşe şu yorumu getirdi: "Anayasanın 153. maddesinin 6. fıkrasında Anayasa Mahkemesi kararlannın 'yasama, yürütme ve yargı organlannı, idare makam- İarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar' hükmü yer almıştır. Ana- yasanın sözü edilen kuralı karşı- sında mahkemelerin bakmakta ol- duklan davalan Anayasa Mahke- mesi'nce verilen iptal kararlannı gözönüne alarak çözümlemekle yükumlü olduklan sonucu orta- ya çıkmaktadır. 153. maddenin 3. fıkrasında Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen kanun hükümlerinin 'iptal kararlannın Resmi Gazete'de ya- yımlandığı tarihte yürurlükten kalkacağı' bdirtilmiştir. Sözü edi- len 153. maddenin 5. fıkrasında yer alan 'iptal kararları geriye yurümez' ilkesi ile iptal edilen ku- ralın baştan beri geçersiz olduğu esası benirasenmeıniş ve boylece iptal kararlanndan önce tesis olunmuş işlemlere dayanılarak yapılan uygulamalarla kazanılmış hakltnn ve idari istikrann kortm- ması amaçlanmıştır. tptal karar- lannın geriye yürumeyecegi ilke- si ile iptal edilen kural yürurlük- te iken sonuçlannı doğurmuş hu- kuki durumlann iptal karariannın yürurluğe girecegi güne kadarki dönem için geçerli sayılması sağ- lanmıştır. Bu durumda Anayasa Mahkemesi'nin karanyla anaya- saya aykınlığı saptanan bir yasa- ya dayanılarak ileriye yönelik hak kazanılması ve kazanılmış bir haktan soz edilmesi olanaksız- dır." tdare Mahkemesi, 30 Mayıs 1990 tarih ve 1990/1224 sayılı ka- rarında, "Sonuç olarak yasama organı üyeleri ile dşandan atanan bakanlann, 3284 sayılı kanunun ilgili hükümlerinin iptaline ilişkin 2 Aralık 1986 gün 1986-28 sayılı Anayasa Mahkemesi karannın Resmi Gazete'de yayımlandığı 30 Nisan 1987 tarihinden ve 3430 sa- yılı kanunun ilgili hükümlerinin iptaline ilişkin 24 Mayıs 1988 gün ve 1988-11 sayılı Anayasa Mah- kemesi karannın Resmi Gazete'- de yayımlandığı 28 Temmuz 1988 tarihinden sonra sözü edilen ka- nunlaria getirilen imkânlardan ya- rarlanmalan mumkun degildir" göruşünü belirtti. idare Mahkemesi, oybirliği ile aldığj bu kararında, açıklanan bu nedenlerle Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen 3484 ve 3430 sayılı kanunlara dayanı- larak yapılan odemelerin durdu- rulması isteğinin reddine ilişkin iş- lemin iptalini öngördü. Mahkeme aynca, 39 bin liralık yargılama gi- derinin de Maliye ve Gümrük Ba- kanlığı ile Emekli Sandığı Genel Mudurlüğü'nden alınarak Kahve- ci'ye verilmesine karar verdi. GOZLEM UGURMUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) PKK eylemleri, her yıl yaz aylarında artar, haziran, tem- muz aylarında tırmanışa geçer ve ağustos ayında en üst düzeyine ulaşır. 15 ağustos günü de PKK'nın eytem günüdür. 15 ağustos 1984 Eruh ve Şırnak saldırılarının tarihidir. Bu tarih, teröristlerce "atılım günü" olarak kabul edililir. Her yıl haziran, temmuz ve ağustos ayları yılın öteki ay- lanna göre daha kanlı geçer. 1986 yıhnın haziran, temmuz ve ağustos aylarıyla 1988 ve 89 yıllannın aynı aylarında da PKK terörü tırmandırılmıştır. Eylemlerin bu aylara rastlaması, çeşitli biçimlerde yorum- lanabilir. Bu yorumlar ne olursa olsun sonuç bellidir Yaz aylarında terör tırmanıyor. Geçen yıl, önceki yıl, da- ha önceki yıl bu hep böyledir. Bu olgu, kanlı grafiklerle ar- tık gözler önündedir. Bu olgunun nedenini ve niçinini bulmak da devletin gö- revidir. Güneydoğu'da 1984 Eruh, baskmdan bu yana geçen sü- rede -Çevrimli'deki ölü sayısını 27 olarak kabul edersek 1771 kişi öldüruldü. Bu 1771 ölünün 692'si PKK'lı terorist; iTsi öğretmen, 781 köy korucusu, 14'ü muhtar, biri imam ve 640'ı da kadın ve çocuk olmak üzere sivil halk. Aynı sürede şehtt düşen güvenlik görevlisi sayısı 329. Bu 329 görevlinin 26'sı subay, 24'ü astsubay, 27'si polis, 252'si de er ve erbaştır. 12 Eylül öncesi dönemde 1974-80 arasında şehit düşen güvenlik görevlisi sayısı ise 281'dir. 1984-90 arasında yalnızca Güneydoğu'da öldürülen gü- venlik görevlisi sayısı 321... 74-80 arasında bütün Türkiye'de öldürülen, subay, ast- subay, er, erbaş, polis ve bekçinin sayısı 281. Bu karşılaştırma bile olayların vardığı boyutları gösterme- ye yetiyor. 1974-80 arasında bütün Türkiye'de 5388 yurttaşımız te- rör eylemleri sonucunda öldürülmüşler. 1984-90 arasında yarı çapı 100 km olan yerdeki ölü sayısı 1771... Bu sayılan Kurtuluş Savaşı'ndaki şehit sayısı ile karşılaş- tıralım. Gerçi bir kez bu köşede aynı sayılar verildi, ama yi- ne de bu karşılaştırmayı yapmakta yarar var. Kurtuluş Savaşımızda 3 yıllık savaş boyunca savaş alan- larında 662 subay ve 8505'i de er olmak üzere 9197 kişi şehit olmuş. Sakarya Savaşı'ndaki ölü sayısı da 5713. Büyük Taarruz'da 146 subay ve 2397 er şehit olmuş. Bu sayılann karşılaştırılması bile Güneydoğu olaylarının ciddiyetini göstermektedir. Hükümetin Güneydoğu olaylarında başarılı olduğunu kimse söyleyemez. Bu bir kesin başarısızlıktır; 1771 tabut ortadadır! Bu hükümet gitse de başka hükümet gelse sonuç deği- şir mi? Sanmıyoruz... Hiç böyle bir beklenti yaratılmasın; hangi hükümet gelir- se gelsin, bu olay sürer. 12 Eylül öncesindeki hükümet de- ğişiklikleri ne sonuç vermişti ki? Hiç!.. Terör, her yeni hükümet döneminde biraz daha art- mış, bu yarış 12 Eylül ile noktalanmıştı. İş, etnik terörün kaynağını kurutabilmek ve terörün siya- sal amacını saptayabilmektedir. Bu yapılmazsa kısır döngüler içine yuvarlanır dururuz... İSTANBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA Kıyak emeklilige son 3 haziran mini seçimlerinde 29 belediye başkanlığı kazanan ANAP, 79 ağustosta yine bir mini seçim zaferi kazanırsa eylül ya da ekim ayında milletvekili ara seçimine yanaşır mı? Bunun yanıtı şimdiden hayır. ISTANBUL — 3 Haziran mini se- çimlerinın bınnci partisi olan ANAP, şimdi 19 ağustosta 15 ilçede yapı- lacak ikinci mini yerel seçime ha- zırlanıyor. ANAP Genel Başkanı ve Başba- kan Akbulut, 15 ilçede yapılacak seçimler için Mehmet Keçeciler, Mustafa Taşar, İbrahim Özdemır ve Ercûment Kbnukman'ı görevtendir- di. Dört bakandan oluşan seçım komisyonu, bu ilçelerde ANAP'ın seçim kazanması tçin ne gerekır- se yapılacağını örgütlere duyurdu. ANAP mini yerel seçımlerle mo- ral toplamak istıyor. Kırsal alanda Doğru Yol'u çökertmek için çaltşt- yor. Devlet Bakanı Mustafa Taşar, "Biz muhalefeften memnunuz" di- yor gazetecilerle söyleşirken. 3 Ha- ziran seçimlerinde aldıkları sonu- cu, "Halkın bize desteğı sürüyor" biçimınde yorumlayıp ekliyor: — Muhalefetten çok hoşnutuz. Ben Demırel'in DYP'nın başında kalmasından mutluyum. Bakan Taşar, "Niye mutlusu- nuz?" denildiğinde şu yanıtı veri- yor: — Bu bizım için bir nımettir. Za- man tüneline stkışmış Demirel zih- niyeti artık 19.98'lik konuşsun. * ANAP, 15 yeni ilçede mini seçi- me hazırlanırken boş olan millet- vekılliklerı için neden bir ara seçi- me yanaşmıyor? Öyle ya halk ANAP'ı desteklıyor tutuyor. 3 Hazıran'da kırsal kesim "ANAP bizim canımız, ciğerımiz" demedi mi? — O halde 19 ağustosta, eylül ya da ekim ayında milletvekili ara se- çimi yapılsın. Muhalefet böyle konuşuyor, ama ANAP bu teklıfe nedense yanaşmı- yor. Devlet Bakanı Mustafa Taşar mangalda kül bırakmayan konuş- Bugün'e sansür ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Bugün Gazetesi'nde dün başlayan "Semra nereden koşuyor" başlıklı yazı dizisi, Sem- ra Ozal'ın avukatı Bilgin Yazıcı- oğlu'nun baş\ urusu üzerine mah- keme karanyla durduruldu. Ya- zıcıoğlu gazete hakkında tazminat davası açacaklarını söyledi. Bilgin Yazıcıoğlu, yazı dizisi ile Semra Ozal'ın anayasa ile guven- ce altına alınan kişilik haklarının rencide ve ihlal edildiği ve kendi- si hakkında kamuoyunda yanlış bir imaj oluşturarak kuçük duşü- rüldüğünü belirterek yayının dur- durulması istemiyle dün nobetçi Ankara Asliye Hukuk Mahkeme- sı'ne başvurdu. Yazıcıoğlu dilek- çesinde, yazı dizisinde öne süru- len savlarla Semıa Özal'ın şahsi haklarına tecavüz edildiğini belir- terek bunun sonucunda ileride ön- lenmesi olanaksız zararlar meyda- na gelebileceğini de kaydetti. Ba- sın özgürlüğüne saygılı oldukları- ııı, basının kendi içinde özgur ol- duğu görüşunu benimsediklerini de belirten Yazıcıoğîu, ancak ba- MII ıçın de vusdi bduı sıııuldinaUı bulunduğunu, bunlara uyulması gerektiğini ifade etti. Yazıcıoğlu'nun başvurusunu inceleyen Ankara 18. Asliye Hu- kuk Mahkemesi belirtilen gerek- çeleri yerinde gordu, yaa dizisi ile Semra Özal'ın kişilik haklarının ihlal edildiği ve kuçük düşürüldü- ğu sonucuna vararak ihtiyati ted- bir karan aldı. Yayının durduml- masına ilişkin bu karar infaz edil- mek üzere Şişli tcra Memurluğu'- na APS (Acele Posta Servisi) iie gönderildi. Karar daha sonra ga- zetenin tstanbul ve Ankara büro- larına da iletildi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 1 Mayıs 1989'daki gösterilerde öldürülen işçi Meh- met Akif Dalcı'nın resmiyle elin- deki uzun namlulu silahı hedefe doğnılttuğu andaki fotoğrafının "Uzun lafın kısası" alt yazısıyîa yayımlamasıylâ kişilik haklarına saldında bulunduğu gerekçesiyle Bugün Gazetesi aleyhine açtığı 15 milyon liralık manevi tazminat davasına bugün 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam edilecek. malar yaparken, ara seçim konu- sunda bakın neler soylüyor: — Yedi milletvekilliği boş. 16 mil- letvekili istifa etsin, üç ay içinde mil- letvekili ara seçımi yapılır. Güveni- yorlarsa bunu denesinler Sakın ola ki "hayret bir şey" de- meyin. Muhalefetin erken genel se- çim istemine, "1992'ye kadar iktıdardayız" diyen Başbakan'a karşılık Devlet Bakanı Taşar da "16 muhalefet milletvekili istifa etsin ara seçım yapalım" diyor. Şimdi sormak gerekır. — 3 Haziran mini seçimlerinde 29 belediye başkanlığı kazanan ANAP, 19 ağustosta yine bir mini seçim zaferi kazanırsa, eylül ya da ekim ayında milletvekili ara seçimi- ne yanaşır mı? Bunun yanıtı şimdiden hayır. Çünkü ANAP böyle bir rizikoya gi- remez. istanbul Fatih, Hatay, Sam- sun, Antalya gibi seçim çevrelerın- de bilir ki seçimi kaybeder. 65 bin oy potansiyelı olan 3 Haziran mini seçimlerinin, 19 ağustosta yapıla- cak 15 ilçedekı seçimlerden elde edilecek "yüksek moral gücü" bir anda sıfıra iner. •» Şımdilık Semra Özal'ın "ANAP Genel Başkanı olsun mu, oimasın mı?" formülünü ısrtmaya başlayan- lar, böyle bir eylemi başlatmanın mutluluğunu yaşıyorlar, Semra Ha- nım da adaylığının gündeme gel- mesinden hayli hoşnut görûnüyor. Bayan Özal'a gazeteciler soruyor: — Adayhğınızın cıddı olup olma- dığı tartışılıyor Ciddı ise ciddidir de- nilsin gorüşleri var. Ne diyorsunuz? Semra Hanım cıddi cıddi yanrt- lıyor: — Ben bu konuda açıklamaları- mı yaptım. Açıklamalarımı beğen- miyorlarsa, aday olup olmayaca- ğım konusunu ciddiye almıyorlar- sa yayımlamasınlar. Gazetelerin genel yayın müdürten bir araya get- sinler, toplanıp karar alsınlar ve bu konuda haber yayımlarnasınlar. Ben onlara yayımlayın demiyorum. Başka haberleri yok kı bu konuda yazıyorlar. Semra Hanım kendine güveni- yor. Demek istıyor kı "Bizlerden tek satır haber vermeyin. Bizirn televız- yonumuz var. Her gece 50 milyon kişinin karşısına çıkarız." Ama na- sıl vermeyeceksiniz? Özallarsız ga- zeteier çıkar mı hiç? Semra Hanım, İbrahim Tatlıses'i Azerbaycan'a götürecek. Oysa Tat- lıses'in programı dolu. Gölbaşı1 ndaki kır kahvesinde Cumhurbaş- kanı Özal, İbrahim Tatlıses'e, "özel uçağımı sana vereyim, sabah gider akşam dönersin" diyor. Tatlıses de "Ölur, canım ciğerim, cumhurbaşkanım" karşılığını veri- yor. Tatlıses'in cumhurbaşkanı ile sarmaş dolaş fotoğrafları nedense iç sayfalarında gazetelerin. Oysa haber ve fotograflar tam bırinci say- falık. Kahveci soda, Coca Cola getiri- yor tepsıde Cumhurbaşkanı, "So- da içeceğim" diyor ve ekliyor: — Rejimdeyim de... Türkücü İbo söze gıriyor: — Bizim Urfa'da bir adam var- dı. Bayağı kıloluydu. bir hayli zayıf- ladı. Kiraz yiyerek zayıfladığını söy- lemiş. Ne demeli?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle