Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 HAZİRAN 1990 »••* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
OLÂYLARIN
ARDENDAKI
GERCEK
(Baftarafı 1. Sayfada)
hükümetinin Büyük Millet Mec-
lisî'ni devre dışında bırakarak çı-
kardığı kararnamelerle basını
görevinden alıkoyması daha sa-
kıncalı bir durum yarat-
maktadır.
Olan bitenleri ancak iş işten
geçtikten sonra öğrenmenin uhı-
sal çıkarlara yararı değii, zaran
dokunacaktır.
PKK teröristleri SHP lideri
Sayın Inönû'nün dediği gibi 1n-
sanük suçu" işlemişlerdir ve bu
canavarlıklanm sürdürmek yo-
lunda kararhdırlar. DYP lideri
Sayın Demirel ise "1990 yıhnın
ilk yansuıdan bugüne kadar ço-
ğu sivil halk olmak üzere 161 ki-
şinin öldürüldüğünü" bildirdik-
ten sonra hükümetin istifasını
istemiştir.
Ne var ki, çıkardığı karama-
meyle basına sansür koşullan
getiren ANAP hükümeü, hem
Meclisi çalışamaz konuma dii-
şürmüş hem muhalefetin uyarı-
lanna kulaklarını tıkamıştır.
Üstelik azmlık iktidan, ülke-
nin bir bölümünde teröristlerin
katliamı sürerken anayasayı da
dışlayarak başkanlık sistemi he-
vesterinin peşindedir.
Peki, insanlanmızın hayatla-
rınm hiç mi değeri yoktur? Türk
yurttaşının can güvenliğini kim
sağlayacaktır?
* * •
Hande davası
DGM
savcıları
için
soruşturma
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — Adalet Bakanlığı, "kripto
davası" nedeniyle Hasan Celal
Güzel ve arkadaşları tarafından
sert eleştirilere hedef olan Anka-
ra Devlet Güvenlik Mahkemesi
Başsavcısı Nusret Demiral hak-
kında soruşturma başlattı. Ada-
let Bakanhğı'nın, TBMM Adalet
Komisyonu Başkanı AlpasUn
Pehtivanlı hakkında DGM Savcısı
Ülkü Coşkun'un hakaret davası
açmasının ardından Başsavcı De-
miral'ın, Pehlivanh'nın dokunul-
mazlığının kaJdırılması isteminde
"kastiı" ve "usutsuz davrandıgı"
gerekçesıyle soruşturma açtığı öğ-
renildi.
Cumhuriyet muhabirinin edin-
djği.bil^iye göre Ankara DGM
Savcısı Ülkü Coşkun, Adalet Ko-
misyonu Başkanı Alpaslan Peh-
livanlı'nın kendisi hakkındaki de-
meçleri nedeniyle Ankara Asliye
Hukuk Hakimliği'ne başvurarak
hakaret davası açti. Ancak Anka-
ra DGM Başsavcısı Nusret Demi-
ral, Asliye Hukuk Hakimliği'ne
hakaret davası açılmasıyla birlikte
yetkisi bulunmadıgj halde Adalet
Bakanlığı'na başvurarak Pehli-
vanlı'nın dokunulmazlığımn kal-
dırılmasını istedi.
Adalet Bakanlığı, DGM Savcı-
lığı'nın Pehlivanlı'nın dokunul-
mazlığımn kaJdırılması istemini,
"yetkileri" olmadığı gerekçesiy-
le reddederken DGM Başsaveısı
Demiral bu başvuruda "kasıtlı"
davrandığı gerekçesiyle soruştur-
ma açtı.
Adalet Komisyonu Başkanı
Pehlivanlı "kripto davası" iddi-
anamesinin açıklanmasından son-
ra Ankara DGM savcılarından
Ülkü Coşkun'u "savcılann yüz-
karası" olmakla suçlamıştı.
Savcı Ülkü Coşkun'un hakaret
davası açmasına neden olan Peh-
livanh'nın iddianamede yer alan
bazı değerlendirmeleri şöyle:
"DGM Savcısı Ülkü Coşkun'-
un adaleti küçük düşurmeye hak-
kı yok. Her mesleğin olduğu gibi
savcılıgın da yüzkarası var. Ülkü
Coşkun gibi savcılar yuzünden
DGM saygınlıgını yitirmeye baş-
lamıştır."
"Bereket versin Ülkii Coşkun
gibi savcılar çok degil. Hiç kim-
senin Türk adaletini, adalet ktı-
rumlannı, politikacılan ve politik
korumlan küçük düşurmeye hak-
kı yok."
"DGM Savcısı Ülkü Coşkun,
savcılann yüzkarasıdır. Şovmen-
lik yapmaktadır. Tanzim eltiği id-
dianame gulunçtür."
DGM Savcısı Ülkü Coşkun, id-
dianamenin yam sıra Pehlivanlı' -
nın dokunulmazlığımn kaldırıl-
ması istemini içeren bir fezleke de
hazırlayarak Adalet Bakanlığı'na
gönderdi.
Adalet Bakanlığı, Pehlivanlı'-
nın dokunulmazlığımn kaldırıl-
ması istemini geri çevirirken ha-
karet davalarında dokunulmazlı-
ğın kaldırılmasına gerek olmadı-
ğını, DGM Savcılığı'mn usulsüz
bir biçimde dokunulmazhğın kal-
dınlmasını istemesinde "kasıl"
bulunduğu gerekçesiyle DGM
Savcılığı hakkında soruşturma
başlattı. Sonışturmanın bakanlık-
ta sürdüğü öğrenildi.
Adalet Komisyonu Başkanı
Pehlivanlı ise DGM Savcısı Ülku
Coşkun'un, Asliye Hukuk Ha-
kimliği'ne başvurusunda kendi-
sinden "Güzel yanhsı" olarak söz
ettiğini, yetkisi olmadığı halde do-
kunulmazlığımn kaldınlmasını is-
temesinin de "taraflılıgım" orta-
ya koyduğunu soyledi.
Demirel: Hükümet
istifa etsîn
BASKINDAN SONRA — 27 kişinin öldüğii kanlı baskında 3'ü çocuk 7 kişi de yaralandı. Yaralılar
Siirt Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. (Fotograf: AA)
PKK vahseti: 27 ölü(Baparafl 1. Sayfada)
geçici köy korucusn olmak üzere
toplam 26 masum vatandaşımız
hayannı kaybelmiştir.
Bu olayı haber alan devlet gü-
venlik güçleri. gecenin zor şartla-
nna rağmen Çevrimli köyune
nlaşmış ve kaçan teröristlerin ya-
kalanması için operasyonlara baş-
lanuşbr. Köyde meydana geien ça-
tışma sırasında 1 terörist, geçici
köy koruculan tarafından ölü ele
geçirilmiştir.
Çocuk, kadın ve yaşlı demeden
silahsız ve masum vatandaşlanmı-
za yönelik bn insanlık dışı saldı-
nyı yapan teröristlerin yakalan-
ması için gerekli inceleme, araşbr-
ma ve operasyonlar sîırdüriilmek-
tedir."
Olağanustu Hal Bölge ValiliğT-
nin açıklamasuıdan sonra yakılan
evlerin enkazı altmda bir ceset da-
ha belirlendi. CHayda olü sayısı 27
oldu.
PKK saldınsında ölenlerden 25
kişinin adları şöyle:
Meyrem Kayran (12), Atiye
Kayran (40), Ramazan Önen (40),
Hediye Oner (16), Hayrettin Ûner
(5), Vasfıye Kayran (10), Tayibet
Kayran (3), Mehmet Kayran (S),
Fatim Kayran (20), Cevahir Öner
(25), Makbule Kayran (40), Sey-
flye Öner (15), Hüsniye Kayran
(3), Ali Bektaş (38), Ahmet Yıl-
maz (25, korucu), Mehmet Yıldız
(46), Fatma Beştaş (65), Mehmet
Beştaş (65), Ömer Beştaş (12), Fat-
ma Yıldız (50), Rahim Kayran
(12), Hatice Yılmaz (35), Halim
Yılmaz (60), Hasan Ozbey (30),
Sait Kayran (7) (hastanede öldü).
Aksu olay yerinde
tki gündür Diyarbakır'da buUı-
nan tçişleri Bakanı Abdnlkadir
Aksu'ya saldın haberi, dün sabah
merkeze bağlı Yolüstü köyünde
düzenlenen bir törendeyken ulaş-
tınldı. Haberi alır almaz tören ye-
rinden aynlan tçişleri Bakanı Ak-
su, yanına Olağanustu Hal Bölge
Valisi Hayri Kozakçıoglu'nu ala-
rak helikopterle Çevrimli köyune
gitti. Saldırıdan daha önce haber-
dar edildiği bildirilen Bölge Asa-
yiş Komutanı Korgeneral Hikmet
Köksal'ın da başka bir helikopter-
le olay yerine ulaştığı bildirildi.
lçişleri Bakanı Aksu, Çevrimli
köyünde yaptığı konuşmada, gü-
venlik kuvvetleriyle karşılaşmak-
tan korkan teröristlerin masum ve
savunmasız insanlara yöneldikle-
rini, bu tur katliamlarla da terö-
sitlerin gerçek ve çirkin yüzlerini
bir kez daha gösterdiklerini söy-
ledi. Aksu, şöyle konuştu:
"Defalarca çağnda bulundnk.
Tekrar soylüyonız: Bunlara destek
vermeyin. Bunlar vahşi cinayet se-
bekeleridir. Bunlar sizin anladığı-
nız şekilde insan haklan için mü-
cadele eden kisiler değildir. Bun-
lar, insanlıktan nasibini almamış,
masum ve korumasız insanlara
saldıran, mabetlere kurşun sıkan,
boraba aUUI insnnhlrtan çıknuş Ca-
nilerdir."
tçişleri Bakanı Aksu, bu katli-
amın komşu ve Batıb ülkelerce en
iyi şekilde değerlendirilerek, bir
pay çıkanlması gerektiğini ve bu
ülkelerin teröristlerin gerçek yüz-
lerini görmelerini istedi.
Aksu, olayda evleri hasar gören
ve yakınlannı kaybeden vatandaş-
lara her türlü yardım ve desteğin
sağlanacağım da sözlerine ekledi.
Gazeteciler engellendi
Olaydan sonra bilgi almak
amacıyla Çevrinüi köyune gitmek
isteyen gazeteciler engellendiler.
Köye 30 kilometre uzaklıktaki Çe-
lik köyünde durdunılan gazeteci-
ler, jandannalar tarafından
"yasak" denilerek geri çevrildiler.
"Mermimiz bitti"
Baskmdan yaralı olarak kurtu-
lan geçici köy korucusu Hacı
Öner, kaldınldığı Siirt Devlet Has-
tanesi'nde, "Teröristler çocuk-
kadın demeden öldnrdüler" dedi.
Mermileri bittiği için geri çekil-
mek zorunda kaldıklarım kayde-
den öner, şunlan söyledi:
Golün adı, Hollandah van Basten
TTY4TRODA
DEVRİM
Çağdaş Yaymları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağatoğlu-tstanbul
ödemeti gönderilnez.
Spor Servisi — Hollanda takı-
mırun Dünya Kupası'ndaki büyük
kozu Marco Van Basten'i bu ak-
şam televizyonda Mısır karşısın-
da izleyeceğiz. 1988 yazında yapı-
lan Avrupa Şampiyonası'nda en
iyi futbolcu seçilen Van Basten,
daha önce Ajax'ın kaptanı iken
Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı
kazanmış, son olarak da Milan-
la birlikte Avrupa Şampiyon Ku-
lüpler Kupası'nı almıştı. Gecen yıl
Avrupa'nın en çok gol atan fut-
bolcusu seçilirken, iki kez de üs-
tüste "Avrupa'nın en iyi futbolcu-
su" unvanma layık görulmüştü.
"Henüz sadece 25 yaşındayim.
Daha bir süriı kupa kazanmak
için vaktim var. Her seferinde bir
kapa kazanmak raüthiş bir du)>
gu" diyor, "The European" gaze-
tesinde yayımlanan son röporta-
jında. Böylesine ünlü, böylesine
büyük bir futbolcu olmak kuşku-
suz son derece güç. Van Basten,
günde en az 10 kez gazetecilerle
röportaj yapmak durumunda.
Röportaj, antrenman, maç, yol-
culuk zinciri içinde geçen hayatı
nedeniyle kız arkadaşı Liesbeth'e
istediği kadar zaman ayırama-
maktan şikâyetçi. Liesbeth, geçen
ay oynanan Benfica-Milan Avru-
pa Şampiyon Kulüpler fınal ma-
çı sırasında Rebecca adını verdik-
leri bebeği doğurdu. Van Basten
için çifte sevinç: Hem kupayı al-
dı hem de kız babası oldu o gece.
Van Basten'in bir sıkıntısı da
defans oyunculan: "Hepsi benim
üzerime geliyor. Ben özellikle gol
bölgelerinde etkili olduğnm için
son hareketi vapmamak için ol-
du kca sert giriyorlar bana. Etra-
fımda sürekli olarak tekmeler, dir-
sekler el-kol hareketleri var." Bu
yıl Milan'daki mevsimi Van Bas-
ten için en sert, en zor geçen mev-
sim.
Van Basten'in hayatında iki
önemli arkadaş var: Hollanda'nın
ünlü futbolcusu Cruyff ve psiki-
yatn Ted TroosL Cruyff, başından
beri Van Basten'deki cevheri keş-
fetmiş, ona gerek teknik gerekse
sporcu yaşamı konusunda büyük
destek olmuş. Van Basten, Cruyff
"abisi"ni hep minnetle anıyor.
"Beni zirveye Cruyff getirdi. Tro-
ost da zirvede kalmamı sağlıyor."
Spor psikiatrisi Avrupa'da he-
nüz çok yaygın değil, ama Van
Basten gibî yıldız oyuncular için
sürekli olarak bir ruhsal uzmana,
danışmana ihtiyaç var. Hollanda
Milli Takımı da Troost'u ltalya-
ya getirdi. Psikiatr, futbolcuların
hem arkadaşı hem de danışmanı.
Tüm sorunlanyla ilgileniyor.
Kupa maçlan, lig maçlan, mil-
li maçlar nedeniyle Van Basten
bazen haftada üç kez sahaya çıkı-
yor. Bu, futbolcuya fiziki yorgun-
luğun yanı sıra ruhsal alanda da
büyük zarar veriyor. Troost'un gö-
revi işte burada başhyor.
"TV'de iki kanalda da raaç var-
sa, birinde Van Basten, digerinde
Maradona varsa ben Maradona-
yı seyrederim" diyor Van Basten.
"Ama aslında ikimizi kıyaslamak
da zor. Kıyaslayamazsınız" diye üe
ekliyor. "Maradona'nın tekniği ve
bakış açısı olağanustu. Bense da-
ha çok gol adamıyım. Maradona-
yı izlemeye bayılıyorum. Hatta ar-
kadaşım Gullit'ten daha fazla se-
viyornm Maradona'yı seyretme-
yi." Van Basten'e göre Maradona
1
nın harikulade bir teknifti ve stili
var ve bu teknik de göze son de-
rece hoş geliyor.
Van Basten'in sevdiği diğer
oyuncular, Roberto Baggio, Panl
Gascoigne ve Thomas Haessler.
Van Basten, en iyi oyunculara
sahip olan Hollanda'nın Dünya
Kupası'nı kazanacağına inanıyor
ve "Hollanda'nın yam sıra ltalya
da favori. Ben aynca Güney Ame-
rika takımlanndan çok şey bekli-
yorum. Brezitya ve Arjantin'de
çok iyi oyuncular var, ama Brezil-
ya eski parlakbğını yitirdi, çünkü
defansif oyuna ağıruk veriyor" di-
yor.
Kendisiyle ilgili değerlendirmesi
ise şöyle: "1988'de SSCB He Av-
nıpa Kupası finalini oynarken, iri-
ce bir elmas parçasydım. Zaman
içinde yontuldum. işlendim. Ke-
sim işi arük sona erdi. tş simdi ci-
lalamaya ve parlatmaya kaldı."
Hoolîgan sözcüğü
nereden geliyor?
Spor Servisi — ltalya '90 ile
birlikte hooliganlar hem tribün-
lere hem de spor olayları günde-
mine yine yerleştiler. iki yıl ön-
ce 8. Avrupa Futbol Şarnpiyona-
sı'nın Düsseldorf taki İngiltere-
Hollanda karşılaşmasına, üstü
"Amacımız Almanya'yı istila"
yazılı tişörtlerle gelen İngiliz ho-.
oliganiarınm ltalya '90 için ha-
zırladıkları tişortlerde ise "YVe
came, we saw, we kicked ass"
(Geldik, görduk, zarar verdik) ya
da "The nightmare returns"
(Kâbus geri donuyor) sloganla-
rı yer alıyor.
Futbol maçlarında kavga çı-
kartmanın seks yapmaktan da-
ha zevkli bir iş olduğunu iddia
eden bu hooliganların "baba"sı
kim dersiniz?..
Futbolun bu gözu kara bela-
lılarınm "baba"sı, bugün tam
yüz yaşında! Bir tngiliz gazete-
Cinin 1890'da yarattığı belalılan
hooliganların isim babası...
Bundan yuz kusur yıl önce
Londra'daki Daily Chronide ga-
zetesinde mecera romanlan "tef-
rika eden" Clarence Rook, ken-
tin "karanlık mahallelerini".
özellikle de Lambeth VValk'u
"mesleki bir merakla" sık sık zi-
yaret ederdi. Bu gezıler Clareıı-
cc Rook'a, "Hooligan'ın
<ieceleri" adlı romanın esinıni
verdi. Patrıck Hoolîgan efsane-
si boylece ortaya çıktı ve roman
bir bestseller olurken,
"hooligan" sözcüğü de İngiliz-
cedeki ilk adımını attı.
Yazar Clarence Rook'un iddi-
ası; kahramanı Patrisk Hooli-
gan'ın Londra bitirimhanelerin-
de yaşamış gerçek bir kişilik ol-
duğu idi. Yazarın anlattıklarına
gore Patrick Hooligan, "Sıkı
içen, iyi dövüşen, bıçkın bir bar
fedaisi" idi. "Karanlık yüzlü"
Hooligan, çalıştığı barlarda "ka-
fa>ı bulan" talihsiz müşterileri
yakalarından tuttuğu gibi kaldı-
nma fırlatırken, ceplerini boşal-
tacak zamanı da bulurdu. Hare-
ketli yaşamının sonlarına doğru
bir polis öldüren Patrick Hoo-
ligan, hayatını hapishanede yap-
tığı bir kavga sonunda yitirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Şırnak'm Güçlükonak ilçesi
Çevrimli Köyu'ne yapılan baskın
sonucu 27 kişinin öldürulmesiyle
ilgili olarak bir mesaj yayımlayan
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü,
"Üzüntü ve kaygılanmız giderek
artmaktadır. Masum iasanlann
toplu cinayetlere kurban gitmele-
rini niçin hâlâ önieyemiyonız? Bu
konuda hükümetin açıklama yap-
masım istiyorum" dedi.
Olay üzerine bir basın toplan-
tısı düzenleyen DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demirel de olayların
önlenememesinden hükümetin so-
rumlu olduğunu savladı. Demirel,
hükümeti istifaya çağırdı.
İnönü'nün mesajı
"Geceyansına dognı teröristler
köyü bastı. Köye girmek isteyen
gnıpla aramızda çatışma çıktı.
Çatışma uzun sürdü. Ancak mer-
milerimiz bitince evlere geri çekil-
dik. Mermisi kalan üç arkadaşı-
mız ateşe karşılık veriyordu. On-
lar da oldüriılünce isimiz bitti. Te-
röristler köye girip, çocuk, kadın
demeden katliam yaptı. Saldında
20'den fazla Idşi öldü sanınm."
öner, teröristlerin saynsımn 100
civannda olduğunu da bildirdi.
Yaralılardan Hatice Kayran da
(16) saat 21.00 sıralannda köyü te-
röristlerin sardığı haberini duy-
duklanm belirterek katliamı an-
lattı:
"Köy koruculanyla teröristler
arasmda çıkan çatışma, geç saat-
lere kadar sürdü. Üç saat kadar
silahlar susmadı. Çatısmada ko-
ruculann mermisi bitmiş. Direnen
son üç korucuyu da oldürup üç-
dört koldan köye giroiler. Hepimiz
damlardaydık. Köylüyü damlar-
dan indirip sırava dizdiler. Üzeri-
mize otomatik silahlarla ateş aç-
tılar. Çok kişi öldü. Özbay, Kay-
ran ve Yılmazlar'ın evlerine bom-
ba attılar. Ben ateş sırasında ya-
ralandı m."
Saldında yaralanarak Siirt Dev-
let Hastanesi'nde tedavi altına alı-
nan Selahattin Kayran (3), Sait
Kayran (2), Hatice Kayran (16),
Halime Kayran (14), Hurmiye
Kayran (40), Sait Öner (35) ve Ha-
cı Oner'in (60) sağlık durumları-
nın iyiye gittiği bildirildi.
öte yandan, baskımn, geçen yıl
aralık ayında Çevrimli köyünde
öldüjülen 6 PKK'lının intikamını
almak için düzetüendiği öne sürül-
dü.
Başbakan Yıldınm Akbulut, Si-
irt'in Eruh ilçesine bağlı Fmdık
bucağı Çevrimli köyünde ~2 va-
tandaşın bölücü teröristlerce kat-
ledilmesi üzerine yayımladığı me-
sajda, "Bu hain saldınyı yapan
gözu dönmuş eşkıya, mutlaka ya-
kalanarak cezalandınlacakür" de-
di.
SHP Genel Başkanı Erdal lnö-
nü, katliam dolayısıyla bir mesaj
yayımladı. tnonü, Olağanustu Hal
Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu ile
SHP Eruh tlçe Başkanı Erkan
Atabay'a gönderdiği mesajda
olaydan duyduğu kaygı ve üzün-
tülerini dile getirdi.
Çevrimli Köyü'ne düzenlenen
baskında çok sayıda vatandaşın
katledıldiğini derin bir üzüntü ile
öğrendiğini belirten İnönü, "Ko-
rumasu masum vatandaşlannuza
yönelen bu saldınlar, can ve mal
kayıplan üzüntü ve kaygılanmızı
giderek arttırmaktadır" dedi.
SHP lideri, olayların bir an ön-
ce sona erdirilmesi isteğini de ilet-
tiği mesajında, hayatını kaybeden-
lere tanndan rahmet, aile ve ya-
kınlarına başsağlığı diledi.
SHP Genel Başkanı Erdal İnö-
nü olayı Kırşehir'den Ankara'ya
dönerken öğrendikten sonra basın
mensuplarına şu açıklamayı yaptı:
"Çevrimli Köyü'ne dün gece bir
saldın olduğunu, vatandaşlanmız
arasmda birçok olü ve yaralı bu-
lundugunu buyuk uzüntüyle ög-
rendim. Olay hakkında devlet ma-
kamlan henuz bilgi vermediler.
Bu bilginin bir an önce verümesi-
ni istiyoruz. Vatandaşlanmızın
can güvenlikleri hâlâ niçin tehdit
altında. Çoluk çocuk dinlemeden
insanlan kitle halinde öldurmek
bütün insanlıga karşı suç işlemek-
tir. Böyle sağlanacak amaçlar
kimseye yarar sağlamaz. Masum
insanlann bu şekilde toplu cina-
yetlere kurban gitmelerini niçin
hâlâ önleyemiyoruz. Bu konuiar-
da hükümetin açıklama yapması-
nı istiyorum. Kaybetügimiz vatan-
daşlara tanndan rahmet, aileleri-
ne başsağlığı diliyorum."
Şırnak'm Güçlükonak ilçesine
bağlı Çevrimli Köyü'nde 27 kişi-
nin PKK railitanlannca katledil-
mesi üzerine dün bir basın toplan-
tısı düzenleyen DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demirel, olayların
önlenememesinden hükümetin so-
rumlu olduğunu öne sürerek isti-
fasını istedi, "Millet bu hükümet-
ten kurtulmadıkca bu olay lar
bitmeyecektir" dedi. 1990 yıhnın
ilk yansından bugüne çoğu sivil
halk olmak üzere 161 kişinin öl-
dürüldüğünü, bunlar arasında su-
bay, er ve korucuların da bulun-
duğunu belirten Demirel, "bunla-
rın büyütülecek olaylar
olmadıguu" soyleyenlerin, Çanka-
ya'da ve hükümette oturdukları-
nı söyledi.
1984 yılından bu yana Güney-
doğu'da ayrıma güçlerin 1664 ki-
şiyi öldürdüklerini, muhalefet
partilerinin verdikleri tüm deste-
ğe karşın hükümetin olaylann'üs-
tesinden gelemediğini belirten De-
mird, "Yara kanamaya devam edi-
yor. Türkiye'nin bundan önemli
bir meselesi olabilecegini duşün-
müyorum. lktidarda oturanlar
bunlann büyütülecek olaylar ol-
madıgını, önlenecegini söylüyor-
lar. Ama eşkıya kesmeye devam
ediyor ve son olarak 26 vatanda-
şımız hayatını kaybediyor. Bu be-
yanlann sahipleri de Çankaya'da
ve bükumette oturmaya devam
ediyorlar" dedi. Demirel, şöyle de-
vam etti:
"Gayet açık söylüyonım. Ülke-
nizin bir köşesinde vatandaşlan-
mız hâlâ öldürüluyorsa bu ülkeyi
yönetenlerin yönetme haklan yok-
tur. Daha kaç kişi ölecek? Alın-
dıgı söylenen karariar tatbik edil-
memiştir. Bu kan canağı içinde
hâlâ yönetmekten vazgeçmezlerse
dökülen kanlann vebali banlann-
dır. Yazıktır, günahtır, tedbirleri
bulun, alın. Biz muhalefet olarak
üstnmüze düşeni yapıyoruz. Dö-
külen kan bunlann üzerine yazı-
lıyor."
DYP Genel Başkanı Demirel,
olayların neden önlenemediğine
ilişkin bir soruyu yanıtlarken de
"Güçlüyuz, kuvvetliyiz diyorlar.
Hani gücünüz kuvvetiniz? 'Tedbir
aldık'dediniz, hani sonucu? Çün-
kü bu hükümetin icra gücü yok-
tur, askıda bir hükümettir, boşta
bir hükümettir. O halde milletin
tepesinde, sırtında neden oturu-
yorsunuz? 26 kisi niye öldüruldü?
Hükümet acz içinde de ondan.
Millet bu hükümetten kurtnlma-
dıkça bu olaylar bitmez" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Ankara 3. tdare Mahkeme-
si, milletvekiUerine erken emekli-
lik hakkı tanıyan ve kamuoyun-
da "kıyak emeklilik" diye anılan
uygulamaya son verdi. Hukukçu-
lar bu kararla birlikte söz konu-
su yasanın Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edilip kara-
nn Resmi Gazete'de yayımlandı-
ğı tarihten bu yana maaş alan tüm
milletvekiUerinin bu paralan iade
etmeleri gerektiğini belirttiler. Bu
durumda Mecliste yaklaşık 250
milletvekili ile daha önce millet-
vekilliği yapmış yaklaşık bin kişi
bulunuyor.
"Kıyak emeklilik"ten yararla-
nanlardan Meclis tdare Amiri
Mustafa Uğur F.ner, idare mah-
kemesine iptal davasmı Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan Kahved'-
nin milletvekili iken açtığını belir-
terek, "Kahveci şu anda hem da-
vacı hem davalı oldu. Hukuken
böyle olmaz. Bize 'ayhğınızı
ödemiyoruz' diye bir yazı gelirse
karara itiraz ederiz" dedi.
MilletvekiUerine erken emekli-
lik hakkı tanıyan yasanın Anaya-
sa Mahkemesi'nce iptal edildiği-
ne ilişkin karar, 30 Nisan 1987'de
Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.
Daha sonraki yeni düzenleme de
iptal edilmiş ve bu karar 28 Tem-
muz 1988'de Resmi Gazete'de ya-
yımlanmıştı. ANKA'nın haberine
göre o tarihlerden bu yana millet-
vekiUerine yapılan ödeme kişi ba-
şına yaklaşık 50 milyon lirayı bu-
luyor.
Başkan Cavit Can ve üyeler
Meşkure Gökbayır ile Tomris
Kurtoğlu'ndan oluşan Ankara 3.
İdare Mahkemesi, kararında ön-
ce, Anayasa Mahkemesi'nin "kı-
yak emeklilik" yasalarına ilişkin
iptal kararlannm geriye yürüme-
yeceğini savunarak bu nedenle
açılan davanın reddedilmesi ge-
rektiği şeklindeki Emekli Sandı-
ğı Genel Müdürlüğu'nun görüşü-
nü tartıştı. Mahkeme heyeti,
"Anayasının 153. maddesinde yer
alan 'iptal kararları gerıye
yurümez' hükmü karşısında 3284
ve 3430 sayılı kanunlann yüriir-
lüğü sırasında tesis edilen işlenı-
lerin ilgililer bakımından kazanıl-
mış hak oluşturduğu" yonünde-
ki görüşe şu yorumu getirdi:
"Anayasanın 153. maddesinin
6. fıkrasında Anayasa Mahkemesi
kararlannın 'yasama, yürütme ve
yargı organlannı, idare makam-
İarını, gerçek ve tüzel kişileri
bağlar' hükmü yer almıştır. Ana-
yasanın sözü edilen kuralı karşı-
sında mahkemelerin bakmakta ol-
duklan davalan Anayasa Mahke-
mesi'nce verilen iptal kararlannı
gözönüne alarak çözümlemekle
yükumlü olduklan sonucu orta-
ya çıkmaktadır.
153. maddenin 3. fıkrasında
Anayasa Mahkemesi'nce iptal
edilen kanun hükümlerinin 'iptal
kararlannın Resmi Gazete'de ya-
yımlandığı tarihte yürurlükten
kalkacağı' bdirtilmiştir. Sözü edi-
len 153. maddenin 5. fıkrasında
yer alan 'iptal kararları geriye
yurümez' ilkesi ile iptal edilen ku-
ralın baştan beri geçersiz olduğu
esası benirasenmeıniş ve boylece
iptal kararlanndan önce tesis
olunmuş işlemlere dayanılarak
yapılan uygulamalarla kazanılmış
hakltnn ve idari istikrann kortm-
ması amaçlanmıştır. tptal karar-
lannın geriye yürumeyecegi ilke-
si ile iptal edilen kural yürurlük-
te iken sonuçlannı doğurmuş hu-
kuki durumlann iptal karariannın
yürurluğe girecegi güne kadarki
dönem için geçerli sayılması sağ-
lanmıştır. Bu durumda Anayasa
Mahkemesi'nin karanyla anaya-
saya aykınlığı saptanan bir yasa-
ya dayanılarak ileriye yönelik hak
kazanılması ve kazanılmış bir
haktan soz edilmesi olanaksız-
dır."
tdare Mahkemesi, 30 Mayıs
1990 tarih ve 1990/1224 sayılı ka-
rarında, "Sonuç olarak yasama
organı üyeleri ile dşandan atanan
bakanlann, 3284 sayılı kanunun
ilgili hükümlerinin iptaline ilişkin
2 Aralık 1986 gün 1986-28 sayılı
Anayasa Mahkemesi karannın
Resmi Gazete'de yayımlandığı 30
Nisan 1987 tarihinden ve 3430 sa-
yılı kanunun ilgili hükümlerinin
iptaline ilişkin 24 Mayıs 1988 gün
ve 1988-11 sayılı Anayasa Mah-
kemesi karannın Resmi Gazete'-
de yayımlandığı 28 Temmuz 1988
tarihinden sonra sözü edilen ka-
nunlaria getirilen imkânlardan ya-
rarlanmalan mumkun degildir"
göruşünü belirtti.
idare Mahkemesi, oybirliği ile
aldığj bu kararında, açıklanan bu
nedenlerle Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edilen 3484
ve 3430 sayılı kanunlara dayanı-
larak yapılan odemelerin durdu-
rulması isteğinin reddine ilişkin iş-
lemin iptalini öngördü. Mahkeme
aynca, 39 bin liralık yargılama gi-
derinin de Maliye ve Gümrük Ba-
kanlığı ile Emekli Sandığı Genel
Mudurlüğü'nden alınarak Kahve-
ci'ye verilmesine karar verdi.
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
PKK eylemleri, her yıl yaz aylarında artar, haziran, tem-
muz aylarında tırmanışa geçer ve ağustos ayında en üst
düzeyine ulaşır.
15 ağustos günü de PKK'nın eytem günüdür.
15 ağustos 1984 Eruh ve Şırnak saldırılarının tarihidir. Bu
tarih, teröristlerce "atılım günü" olarak kabul edililir.
Her yıl haziran, temmuz ve ağustos ayları yılın öteki ay-
lanna göre daha kanlı geçer.
1986 yıhnın haziran, temmuz ve ağustos aylarıyla 1988
ve 89 yıllannın aynı aylarında da PKK terörü tırmandırılmıştır.
Eylemlerin bu aylara rastlaması, çeşitli biçimlerde yorum-
lanabilir. Bu yorumlar ne olursa olsun sonuç bellidir
Yaz aylarında terör tırmanıyor. Geçen yıl, önceki yıl, da-
ha önceki yıl bu hep böyledir. Bu olgu, kanlı grafiklerle ar-
tık gözler önündedir.
Bu olgunun nedenini ve niçinini bulmak da devletin gö-
revidir.
Güneydoğu'da 1984 Eruh, baskmdan bu yana geçen sü-
rede -Çevrimli'deki ölü sayısını 27 olarak kabul edersek 1771
kişi öldüruldü.
Bu 1771 ölünün 692'si PKK'lı terorist; iTsi öğretmen, 781
köy korucusu, 14'ü muhtar, biri imam ve 640'ı da kadın ve
çocuk olmak üzere sivil halk.
Aynı sürede şehtt düşen güvenlik görevlisi sayısı 329.
Bu 329 görevlinin 26'sı subay, 24'ü astsubay, 27'si polis,
252'si de er ve erbaştır.
12 Eylül öncesi dönemde 1974-80 arasında şehit düşen
güvenlik görevlisi sayısı ise 281'dir.
1984-90 arasında yalnızca Güneydoğu'da öldürülen gü-
venlik görevlisi sayısı 321...
74-80 arasında bütün Türkiye'de öldürülen, subay, ast-
subay, er, erbaş, polis ve bekçinin sayısı 281.
Bu karşılaştırma bile olayların vardığı boyutları gösterme-
ye yetiyor.
1974-80 arasında bütün Türkiye'de 5388 yurttaşımız te-
rör eylemleri sonucunda öldürülmüşler. 1984-90 arasında
yarı çapı 100 km olan yerdeki ölü sayısı 1771...
Bu sayılan Kurtuluş Savaşı'ndaki şehit sayısı ile karşılaş-
tıralım. Gerçi bir kez bu köşede aynı sayılar verildi, ama yi-
ne de bu karşılaştırmayı yapmakta yarar var.
Kurtuluş Savaşımızda 3 yıllık savaş boyunca savaş alan-
larında 662 subay ve 8505'i de er olmak üzere 9197 kişi
şehit olmuş.
Sakarya Savaşı'ndaki ölü sayısı da 5713.
Büyük Taarruz'da 146 subay ve 2397 er şehit olmuş.
Bu sayılann karşılaştırılması bile Güneydoğu olaylarının
ciddiyetini göstermektedir.
Hükümetin Güneydoğu olaylarında başarılı olduğunu
kimse söyleyemez. Bu bir kesin başarısızlıktır; 1771 tabut
ortadadır!
Bu hükümet gitse de başka hükümet gelse sonuç deği-
şir mi?
Sanmıyoruz...
Hiç böyle bir beklenti yaratılmasın; hangi hükümet gelir-
se gelsin, bu olay sürer. 12 Eylül öncesindeki hükümet de-
ğişiklikleri ne sonuç vermişti ki?
Hiç!.. Terör, her yeni hükümet döneminde biraz daha art-
mış, bu yarış 12 Eylül ile noktalanmıştı.
İş, etnik terörün kaynağını kurutabilmek ve terörün siya-
sal amacını saptayabilmektedir.
Bu yapılmazsa kısır döngüler içine yuvarlanır dururuz...
İSTANBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA
Kıyak emeklilige son 3 haziran mini seçimlerinde 29 belediye başkanlığı
kazanan ANAP, 79 ağustosta yine bir mini seçim
zaferi kazanırsa eylül ya da ekim ayında milletvekili
ara seçimine yanaşır mı? Bunun yanıtı şimdiden hayır.
ISTANBUL — 3 Haziran mini se-
çimlerinın bınnci partisi olan ANAP,
şimdi 19 ağustosta 15 ilçede yapı-
lacak ikinci mini yerel seçime ha-
zırlanıyor.
ANAP Genel Başkanı ve Başba-
kan Akbulut, 15 ilçede yapılacak
seçimler için Mehmet Keçeciler,
Mustafa Taşar, İbrahim Özdemır ve
Ercûment Kbnukman'ı görevtendir-
di. Dört bakandan oluşan seçım
komisyonu, bu ilçelerde ANAP'ın
seçim kazanması tçin ne gerekır-
se yapılacağını örgütlere duyurdu.
ANAP mini yerel seçımlerle mo-
ral toplamak istıyor. Kırsal alanda
Doğru Yol'u çökertmek için çaltşt-
yor.
Devlet Bakanı Mustafa Taşar,
"Biz muhalefeften memnunuz" di-
yor gazetecilerle söyleşirken. 3 Ha-
ziran seçimlerinde aldıkları sonu-
cu, "Halkın bize desteğı sürüyor"
biçimınde yorumlayıp ekliyor:
— Muhalefetten çok hoşnutuz.
Ben Demırel'in DYP'nın başında
kalmasından mutluyum.
Bakan Taşar, "Niye mutlusu-
nuz?" denildiğinde şu yanıtı veri-
yor:
— Bu bizım için bir nımettir. Za-
man tüneline stkışmış Demirel zih-
niyeti artık 19.98'lik konuşsun.
*
ANAP, 15 yeni ilçede mini seçi-
me hazırlanırken boş olan millet-
vekılliklerı için neden bir ara seçi-
me yanaşmıyor?
Öyle ya halk ANAP'ı desteklıyor
tutuyor. 3 Hazıran'da kırsal kesim
"ANAP bizim canımız, ciğerımiz"
demedi mi?
— O halde 19 ağustosta, eylül ya
da ekim ayında milletvekili ara se-
çimi yapılsın.
Muhalefet böyle konuşuyor, ama
ANAP bu teklıfe nedense yanaşmı-
yor.
Devlet Bakanı Mustafa Taşar
mangalda kül bırakmayan konuş-
Bugün'e sansür
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Bugün Gazetesi'nde dün
başlayan "Semra nereden
koşuyor" başlıklı yazı dizisi, Sem-
ra Ozal'ın avukatı Bilgin Yazıcı-
oğlu'nun baş\ urusu üzerine mah-
keme karanyla durduruldu. Ya-
zıcıoğlu gazete hakkında tazminat
davası açacaklarını söyledi.
Bilgin Yazıcıoğlu, yazı dizisi ile
Semra Ozal'ın anayasa ile guven-
ce altına alınan kişilik haklarının
rencide ve ihlal edildiği ve kendi-
si hakkında kamuoyunda yanlış
bir imaj oluşturarak kuçük duşü-
rüldüğünü belirterek yayının dur-
durulması istemiyle dün nobetçi
Ankara Asliye Hukuk Mahkeme-
sı'ne başvurdu. Yazıcıoğlu dilek-
çesinde, yazı dizisinde öne süru-
len savlarla Semıa Özal'ın şahsi
haklarına tecavüz edildiğini belir-
terek bunun sonucunda ileride ön-
lenmesi olanaksız zararlar meyda-
na gelebileceğini de kaydetti. Ba-
sın özgürlüğüne saygılı oldukları-
ııı, basının kendi içinde özgur ol-
duğu görüşunu benimsediklerini
de belirten Yazıcıoğîu, ancak ba-
MII ıçın de vusdi bduı sıııuldinaUı
bulunduğunu, bunlara uyulması
gerektiğini ifade etti.
Yazıcıoğlu'nun başvurusunu
inceleyen Ankara 18. Asliye Hu-
kuk Mahkemesi belirtilen gerek-
çeleri yerinde gordu, yaa dizisi ile
Semra Özal'ın kişilik haklarının
ihlal edildiği ve kuçük düşürüldü-
ğu sonucuna vararak ihtiyati ted-
bir karan aldı. Yayının durduml-
masına ilişkin bu karar infaz edil-
mek üzere Şişli tcra Memurluğu'-
na APS (Acele Posta Servisi) iie
gönderildi. Karar daha sonra ga-
zetenin tstanbul ve Ankara büro-
larına da iletildi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın 1 Mayıs 1989'daki
gösterilerde öldürülen işçi Meh-
met Akif Dalcı'nın resmiyle elin-
deki uzun namlulu silahı hedefe
doğnılttuğu andaki fotoğrafının
"Uzun lafın kısası" alt yazısıyîa
yayımlamasıylâ kişilik haklarına
saldında bulunduğu gerekçesiyle
Bugün Gazetesi aleyhine açtığı 15
milyon liralık manevi tazminat
davasına bugün 13. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde devam edilecek.
malar yaparken, ara seçim konu-
sunda bakın neler soylüyor:
— Yedi milletvekilliği boş. 16 mil-
letvekili istifa etsin, üç ay içinde mil-
letvekili ara seçımi yapılır. Güveni-
yorlarsa bunu denesinler
Sakın ola ki "hayret bir şey" de-
meyin. Muhalefetin erken genel se-
çim istemine, "1992'ye kadar
iktıdardayız" diyen Başbakan'a
karşılık Devlet Bakanı Taşar da "16
muhalefet milletvekili istifa etsin ara
seçım yapalım" diyor.
Şimdi sormak gerekır.
— 3 Haziran mini seçimlerinde
29 belediye başkanlığı kazanan
ANAP, 19 ağustosta yine bir mini
seçim zaferi kazanırsa, eylül ya da
ekim ayında milletvekili ara seçimi-
ne yanaşır mı?
Bunun yanıtı şimdiden hayır.
Çünkü ANAP böyle bir rizikoya gi-
remez. istanbul Fatih, Hatay, Sam-
sun, Antalya gibi seçim çevrelerın-
de bilir ki seçimi kaybeder. 65 bin
oy potansiyelı olan 3 Haziran mini
seçimlerinin, 19 ağustosta yapıla-
cak 15 ilçedekı seçimlerden elde
edilecek "yüksek moral gücü" bir
anda sıfıra iner.
•»
Şımdilık Semra Özal'ın "ANAP
Genel Başkanı olsun mu, oimasın
mı?" formülünü ısrtmaya başlayan-
lar, böyle bir eylemi başlatmanın
mutluluğunu yaşıyorlar, Semra Ha-
nım da adaylığının gündeme gel-
mesinden hayli hoşnut görûnüyor.
Bayan Özal'a gazeteciler soruyor:
— Adayhğınızın cıddı olup olma-
dığı tartışılıyor Ciddı ise ciddidir de-
nilsin gorüşleri var. Ne diyorsunuz?
Semra Hanım cıddi cıddi yanrt-
lıyor:
— Ben bu konuda açıklamaları-
mı yaptım. Açıklamalarımı beğen-
miyorlarsa, aday olup olmayaca-
ğım konusunu ciddiye almıyorlar-
sa yayımlamasınlar. Gazetelerin
genel yayın müdürten bir araya get-
sinler, toplanıp karar alsınlar ve bu
konuda haber yayımlarnasınlar.
Ben onlara yayımlayın demiyorum.
Başka haberleri yok kı bu konuda
yazıyorlar.
Semra Hanım kendine güveni-
yor. Demek istıyor kı "Bizlerden tek
satır haber vermeyin. Bizirn televız-
yonumuz var. Her gece 50 milyon
kişinin karşısına çıkarız." Ama na-
sıl vermeyeceksiniz? Özallarsız ga-
zeteier çıkar mı hiç?
Semra Hanım, İbrahim Tatlıses'i
Azerbaycan'a götürecek. Oysa Tat-
lıses'in programı dolu. Gölbaşı1
ndaki kır kahvesinde Cumhurbaş-
kanı Özal, İbrahim Tatlıses'e, "özel
uçağımı sana vereyim, sabah gider
akşam dönersin" diyor. Tatlıses de
"Ölur, canım ciğerim,
cumhurbaşkanım" karşılığını veri-
yor.
Tatlıses'in cumhurbaşkanı ile
sarmaş dolaş fotoğrafları nedense
iç sayfalarında gazetelerin. Oysa
haber ve fotograflar tam bırinci say-
falık.
Kahveci soda, Coca Cola getiri-
yor tepsıde Cumhurbaşkanı, "So-
da içeceğim" diyor ve ekliyor:
— Rejimdeyim de...
Türkücü İbo söze gıriyor:
— Bizim Urfa'da bir adam var-
dı. Bayağı kıloluydu. bir hayli zayıf-
ladı. Kiraz yiyerek zayıfladığını söy-
lemiş.
Ne demeli?