Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MAYIS 1990 KENTtfÂŞAM CUMHURİYET/9
KooperatifBaşkanı Ekşi: Sözen görevini kötüye kullanıyor
TJyuırf için bakanlığa başvurulstanbul Haber Servisi —
Uyura Kooperatifi'nce Sarıyer
sırtlarında yaptırılan ve "kaçak"
oldukları gerekçesi ile lstanbul
Büyukşehir Belediyesi'nce yıkımı
süren villalarla ilgili tartışmalar
süriiyor. Uyum Kooperatifı Baş-
kanı Naci Ekşi, villalann yıkunın-
da "görevini kötuye kullandığı"
gerekçesi-ile lstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin Sozen'-
in görevden alınması için Içişleri
Bakanlığı'na başvurduklarmı, so-
rumlular hakkında ayrıca Cum-
huriyet Savcılığı'na suç duyuru-
sunda bulunacaklannı bildirdı.
Naci Ekşi, kooperatif >önetim
kurulu üyeleri ile birlikte dün Ra-
mada Oteli'nde düzenlediği basın
toplantısında, Sozen'in yetkılerı-
ni politik amaçla kullanarak, Sa-
nyer Maden mahallesindeki vılla-
ları yıktırdığını öne sürdu. Ekşi
şöyie konuştu:
"İstanbul ValUigi ile Içişleri Ba-
kanlıgı'na 'bu kotu uygulamaya
Naci Ekşi
'Sözen görevden alınsın' Uyum
Kooperatifi Başkanı Naci Ekşi, villalann
yıkımında 'görevini kötüye kullandığı'
gerekçesiyle Sozen'in görevden alınması için
Içişleri Bakanlığı'na başvurduklarını, ayrıca
Cumhuriyet Savcılıgı'na da suç duyurusunda
bulunacaklannı bildirdi.
'Dalan-Sözen çekişmesi' Ekşi, Uyum'daki
çekişmenin 'Dalan-Sözen çekişmesi'
olabileceğini savunarak 'karşı karşıya gelip
kozlarını paylaşsınlar' dedi.
mani olun' diye başvurduk. Bina-
lann yıkılmaması için kendi bina-
lanmızın içinde yatmamız bekle-
nemez. Devletin, bizim vatandaş-
lık hakkıntıza sahip çıkmasını is-
tedik. Sözea, görevini kötüye kul-
lanıvor. Devletin 'Dur bakalım
arkadaş, görevini niye kötüye
kullanıyorsun' diyerek, görevden
alması gerek. Bakanltgın, Sözen'i
görevden alması gerekir. Sorum-
lular hakkında da bugün cumhu-
riyet savcıhğına başvuracağız.
Ruhsata aykın davraıuldığını ka-
bul ediyoruz. Bu nedenle geçraiş
yonetim, muteahhil, konlrol fir-
ması ve ilgili müdürlcr hakkında
gerekli makamlarda da\alar açıp
sonuna kadar mucadele edeceğiz.
TBMM Araştırma Komisyonu'nu
göreve çağınyoruz. Uyum'daki
villann dikkatle araştınlması ge-
rekiyor."
Uyum'daki çekişmenin, "Da-
lan - Sözen çekişmesi" olabilece-
ğini savunan Ekşi, "Ama bu
mertçe bir uygulama olmaz, kar-
şı karşıya gelsinler kozlarını
paylaşsınlar" dedi.
Ekşi, bir soru üzerine koopera-
tifin fiili başkanlığını yapan, te-
lefonla ilavelerın yapılmasını sağ-
layan ve 'Ben bu kooperatifin
kefiliyim' diyen Dalan'ın da hu-
kuken sorumlu olduğunu iddia
etti.
Ekşi, bu arada, Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'a ait olduğu öne
surulen villamn sahibinin Cengiz
Taner adlı bir diş doktoru oldu-
ğunu soyledi. Ekşi, şoyle dedi:
"İş mahkemeye intikal etmiş,
mahkemeye intikal etmiş bir ko-
nuda bizi konuşturmayınız. Da-
ha doğrusunu soylemek gerekir-
se, Sayın Dalan, 'Sayın Özal'a da
bir yer ayıralım' demiş. Özal,
'Ben istemiyorum' demiş ve para-
sını da bugiine kadar ödememiş.
Biz, Sayın Özal'a ait bir villaya
rastlamadık. Belki Dalan'ın bir-
takım sozlu lafı vardır. Ne imza,
ne de senet. hiçbir şey yoktur. Şu
an konu mahkemede. Mahkeme
doktora vermezse, her halde ko-
operatifin olur."
Danıştay Başbakanlığın
itirazını reddetti
Gökdelenlere
îkinci darbeANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Danıştay 1dan Davalar Ge-
nel Kurulu, lstanbul'daki turizm
merkezlerinde plan yapma, değiş-
tirme ve onama yetkisinı Bayın-
dırlık ve tskân Bakanlığı'na veren
Başbakanlık kararı için aldığı yii-
rutmeyi durdurma kararına Baş-
bakanlıkça yapılan itirazı reddet-
ti. lstanbul Anakent Belediye Baş-
kanı, lstanbul'daki turizm mer-
kezlerinde plan yapma, değiştir-
me ve onama yetkisinin anakent
belediyesinden alınarak, Uç yıl sü-
reyle Bayındırlık ve tskân Bakan-
lığı'na veren 21 Haziran 1989 ta-
rihli Başbakanlık kararının iptali
için Danıştay 6. Dairesi'ne başvur-
du. Başvuruyu inceleyen ilgili da-
ıre, 90 gün sureli yüriıtmenin dur-
durulması kararı vermiş, Başba-
2. Kalp Haftası
kanlık karara itiraz etmişti.
Danıştay 6. Daıresi, tstanbul
Anakent Belediyesi'nin başvuru-
su üzerine verdiği kararda, 'Tu-
rizm alan ve merkezlerinde 2634
sayılı yasaya aykınhk bulunan du-
nımlarda 3194 sayılı yasa uvgula-
namayacagından, bu takdirde ya-
sanın 9. maddesine dayanılarak te-
sis edilen dava konusu Başbakan-
lık işleminin hukuka aykın oldu-
ğu ve işleme dayanılarak bu yer-
lerde Bayındırlık ve İskân Bakan-
lığı'nca gerçekleştirilecek imar
planı ve değişikliklerinin uygulan-
ması halinde giderilmesi guç za-
rariar doğuracağı nedeniyle yunıt-
menin teminat alınmaksızın 90
gun süreyle durdurulmasına oy
çokluğuyla karar verildi" demiş-
ti.
Kardiyolojide
yeni ufuklar
CEZALAR YETERSİZ — Belediye yetkilileri tarifeye uymayan otoparklar hakkında yasal işlem ya-
pıldıgını, ancak bu cezanın caydırıcı olmadıgını söyluyoriar. (Fotoğraf: Cumhuriyet)
Otoparklar denetrmsiz
Trafiğin yoğun olduğu bazı semtlerde yapılan
araştırmalarda otoparkların büyük bir
denetimsizlik içinde olduğu görülüyor.
Fiyatlar otopark sahipleri tarafından
belirleniyor ve belediyenin belirlediği tarife
uygulanmıyor.
REMZİ GÖKDAĞ
lstanbul'da son yıllarda
"mantar" gibi biten açık otopark-
ları belediyeler yeterince denetle-
yemiyor. Baa ilçe belediyelerinin
parasal sıkıntı içinde olduğu bu
donemde, işgaliye karşılığında
özel kişilere kiralanan otoparklar-
da, fiyatlar otopark sahipleri ta-
rafından belirleniyor. Trafiğin en
yoğun olduğu Eminönü, Karaköy,
Beyoglo, Şişli gibi ilçelerde, apart-
manlann arasında kalan boşluk-
lardan ara sokaklara kadar her ye-
ri belediyelere işgaliye ödeyeıek ki-
ralayan otopark işletmecileri, be-
lediyenin belirlediği tarifeyi uygu-
lamıyor.
Trafiğin yoğun olduğu bazı
semtlerde yaptığımız araştırmada,
otoparkların büyük bir denetim-
sizlik içinde olduğu açıkça göru-
luyor. Şişli ilçesinde bulunan 20
otoparkın ll'inde ruhsatlı tarife
olmadığından zabıta tarafından
ceza kesilip zabtı tutulmasına rağ-
men bu otoparklar nıhsatsız tarife
üzerinden fıyat belirlemeye devam
ediyor. Otopark sıkıntısının en
fazla yaşandığı ve yoğun iş mer-
kezine sahip Beyoğlu ilçesinde bu-
lunan toplam 37 açık otopark iş-
letmecisinın, belediyeye odediği iş-
galiye ile araç başına aldığı fıyat
arasında büyük farklar bulunu-
yor. Yaklaşık 200 araç kapasiteli
Taksim Gezisi'nde bulunan oto-
park, belediyeye işgaliye ucreti
olarak ayda sadece 1 milyon lira
ödüyor.
Trafik ve araç sayısının yoğun
olduğu Beşiktaş'ta toplam 26 oto-
park bulunuyor. Bu sayı Beyoğ-
lu'nda 37, Şişli'de 20, Bakırköy-
de 27. Araç yoğunluğunun en faz-
la olduğu Eminönü ilçesi için is-
tediğimiz otopark sayısı ise tum ıs-
rarlarımıza karşm Eminönü Bele-
diyesi yetkililerince açıklanmadı.
Bu arada, araçlarını otoparkla-
ra emanet eden yurttaşlara her-
hangi bir güvence vermeyen ve so-
rumluluk almayan otopark işlet-
mecileri, araçta meydana gelebi-
lecek hasar konusunda da hiç bir
sorumluluk ustlenmiyor. Aıaç sa-
hipleri bu konuda her an bir surp-
rizle karşılaşabiliyor.
Belediyenin milyarlarca lira
harcayarak inşa ettiği katlı oto-
parkların da durumu açık oto-
parklardan farklı değil. thale ile
kiralanan katlı otoparklar beledi-
yenin tarifesinin tamamen dışııı-
da ücret ahyor. Farkh fiyat uygu-
layan ışletmeciler, belediyenin ta-
rifesinin çok duşuk olduğunu, bu
tarifeye uymanın mumkun olma-
dıgını belirtirken belediye yetkili-
leri, "Denetimlerimiz süriiyor. Fi-
yatlara uymayanlara yasal işlem
yapıyoruz" diyor. Tarifelere uyma-
yan otoparklara 10 bin lira ile 1-4
gun arasında kapama cezası veril-
diğini belirten belediye yetkilileri
bu cezaların caydırıcı olmadığınr
söylüyor ve bu arada belediye
meclisinde bekleyen otopark yö-
netmeliğinin de hâlâ goruşülme-
diğini belirtiyor. İstanbul'un çeşitli
semtlerinde bulunan bazı katlı
otoparklarda uygulanan fiyat ta-
rifesi şoyle:
Mecidiyeköy'deki katlı otopark-
ta bir saatlik park ucreti bin lira
iken bu fiyat Karaköy katlı oto-
parkında 3 bin lira. Belediyenin
tarifesinde ise bu fiyat 500 lira. 4
saate kadar yapılan parklarda Te-
pebaşı otoparkı 4 bin lira alırken
Kuledibi 2500, Mecidiyeköy oto-
parkı 2 bin lira ahyor. 4 saate ka-
dar yapılan parklarda belediyenin
otoparklara gönderdiği tarifede
araçlardan alınması gereken ücret
ise 800 lira. 24 saatiik tarifede Te-
pebaşı otoparkı 6 bin, Kuledibi
otoparkı 5 bin, Mecidiyeköy oto-
parkı 4 bin lira ücret alıyor. Bele-
diyenin tarifesine göre 24 saatlik
park ucreti 2600 lira.
Sağlık Servisi — Sağlık Baka-
nı Halil Şıvgın doktor, hasta ve
hastane işletmesinin çıkarlannı
eşit olarak koruyacak bir sistem
geliştirilmesinin gerekli olduğunu
soyledi. Şıvgın, bütün dünyada
olduğu gibi Türkiye'de de sağlık
sorunlan bulunduğunu belirterek,
"Turkiye'nin koşullanna göre
sağlık politikası üretmek zonın-
dayız" dedi.
Zeynep Kâmil Hastanesi'nde
dün başlayan Uluslararası Jineko
- Patoloji Kongresi'nin açılışında
konuşan Bakan Şıvgın, geçen yıl
3 milyon 100 bin kişinin çeşitli
hastanelerde tedavi edildiğini,
bunlardan yüzde 25'inin doğum
ve jinokoloji hastaları olduğunu
soyledi.
Şıvgın daha sonra Turk Kalp
Vakfı tarafından The Marmara
Oteli'nde düzenlenen "2. Kalp
Haftası" etkinliklerine katıldı.
Partiler ve hükümetlerustu bir
"milli sağlık politikası" oluştur-
maya çalıştıklarını behrten Şıvgın,
konuşmasında doktor, hasta ve
hastane uçgeni uzerinde durdu,
önemli bir sorun olan hastane iş-
letmeciliğinin reorganize edilme-
si gerektiğini kaydetti.
Bu arada Bakan Şıvgın, Bakır-
koy Ozel Yaşar Hastanesi'nin
"Ürolojik Hastalıklar ve Böbrek
Taş Kırma Merkezi"ni hizmete
açtı.
Turk Kalp Vakfı Yonetim Ku-
rulu Başkanı Çetin Yıldınmakın
da Türkiye'de yaklaşık 6 milyon
kalp hastası bulunduğuna dikkat
çekerek, "Kalp hastalıklanm or-
taya çıktıktan tedavi yerine, on-
leme tedbirierini artnnrsak bu çok
pahalı ve komplike olaya büyük
bir darbe indirebiliriz" dedi.
Bu arada Turk Kalp Vakfı'nca
vakıf çalışmalanna katkılarından
dolayı Turk basını adına Gazete-
ciler Cemiyeti Başkanı Nezih De-
mirkent'e onur plaketi verildi.
Ayrıca vakfın "Doç. Dr. Edip
Kürkltt Tıp Ödülü"nün ilk sahi-
bi ise başarılı kalp nakilleri yapan
Koşuyolu Kalp Hastanesi uzman-
larından Doç. Dr. Cevat Yakut
oldu.
Kardiyolojide yeni
ufuklar
2. Kalp Haftası çerçevesinde
düzenlenen "Kardiyolojide yeni
ufuklar" konulu panelde, kalp
hastalıklarının tedavisinde son 20
yılda buyuk gelişmeler elde edil-
diği, ancak kalp damarlannın
açılmasını sağlayacak ideal yön-
teme henuz ulaşılamadığı kay-
dedildi.
Panelde konuşan Amerikalı
kardiyolog Irving Franco 1980 yı-
lından sonra ABD'de birçok has-
tanın balon yöntemi ile tedavi
edildiğini söyleyerek, "1988 yıbn-
da 250 kişinin tıkalı olan damar-
lan balonla tedavi yoluyla açıldı.
Balonla tedavinin başanh olma
yüzdesi yuksek, ölüm oranı az.
Aynca hasta çabuk iyileşiyor. By-
pass geçiren kişi ise en az 1 hafta
yatıyor ve 6 ay nekabel dönemin-
de kalıyor" dedi.
Amerikalı kardiyolog Natesa
Pandian ise kalp hastalıklarının
teşhisinde ultrasonun da kullanıl-
dığını belirterek, "Ultrasonla kal-
bi görebiliyorsunuz. Kalbin hare-
ketleri ve yapısı incelenebiliyor"
diye konuştu.
GALERİ • ATÖLYE PERA 146 97 38-132 64 26
ÇERÇEVELEMEK
BİR SANATTIR ...
R^AAE
G A L E R t
BEYTEM
ENDER GÜZEY
-EROS ve AFSODİT-
resim ve ob|e sergısı
4 Moyıs - 4 Hozıron
BOyükdere Cad. Btylcm Han
Şl?li 131 23 00
KABATAŞ ERKEK LİSESİ
SANAT GALERİSİ
SanaKiİjnmı/ın hi7mctinc sıınduğumıı/
galcrimUin ÜNSAL TOKERm RCMITI Strgısi
avıiı^ını onıırl.ıiKjınııaııı/ı clıltrı/
ile
21 Mayıs-5 Haziran '90 k'»kt<-\1 _'/ Mtllts
Kobaloş Sanot Galenu Ortoköy 160 4« 70 den 27
AEDPA
ibmTekslilbank Sa
Galerisi
ALİ DEMİR
AVNİ ARBAS
AYHAN TÜRKER
AYSU KOÇAK
BURHAN YILDIRIM
CAVİT ATMACA
CİHAT BURAK
FAHRİ SUMER
FİKRET KOLVERDİ
Sanat
GÜROAL DUYAR
KASIM KOÇAK
MARİA KILIÇLIOĞLU
METİN GONÜL
MUHSİN KUT
NASİP İYEM
SALİH ACAR
SALİH ZEKİ
B i r l e ş i k S e r g i
23 Mayıs - 11 Haziran
SELIM TURAN
TARIK CARIM
TEKİN ARTEMEL
UNSAL TOKER
VURAL SUBİLER
YAŞAR YENİCELİ
YÜKSEL TAMTEKİN
ZEYNEP SARIOĞLU
9 Husrev Gecede C»a 126 Te;w>ıy« 141 27 11
TEM SANAT GALERİSİ
SALİH
COŞKUN
Heykel ve Rcsm
SMayıs 6Haziron 1990
GALERİ
VlNCj
ÖZCAN UZKUR
9-31 Mayıs 1990
lejvikiye (Camı a-Vası) Ihlomur Yolu Gunol Apl
fel 133 06 19-160 30 77
K U R R I
Tiırk Kalturnn» HUnurt Vakfı Turk El SanatUrı
Oğrellml Te Eğttlml İçin Knnlar Dn»nlemiftlr.
HAZKANTEMMUZ-AĞUSTOS aylanm kapsayan donem ıçm katılmak ısteycnlenn »saSıdataadrese mnracaathn..
EBRU-HAT-TEZHİP-MINYATİJR-CAM ve PORSELEN SUSLEME
FOLKLORIK TURK BEBEKLERI YAPIMI - TURK DESENLERIYLE
IPEK BOYAMA ve OSIİIANUCA SERAMIK
Caferağa Medresesi Külrür Merkezi Kayıtlar Başlanuştır
Cafenye Sok Sogukkuyu çıkmazı Sultanahmet/IST {Ayaso^a üe Culhane yolu arası) 513 18 43*
PAMURBANK GAYRETTEPE
MERKEZ SANAT GALERİSİ
ALİ DEMİR
Resım Sergısı
4-31 Mayıs "90
BOyOkdcr» Cad. Ua «2
Oıyrcltepc SS6 14 76 («v)
sanat
RESIM
ÖGRENCILERI
SERGISI
22 Mayıs-31 Mayıs
SûHın Sok 14 Levent 170 03 62
riOBI
sanat oalerisi
METİN
GÖNÜL
Resım Sergs
17 Mayıs-31 Mayıs
Valıkonaft Cad. P>U| 85
Nl»ant«ı 146 72 (1
PANİĞE YOL AÇTI — EI-AI burosunun ynnındaki Babil Sokak'ta dün 13.50de patlayan ses bom-
bası, paniğe yol açarken çoredeki isyerlerinin de camlan kınldı. (Fotoğraf: Mehraet Saraç)
Ses bombasından 3 kişiyaralandı
El-Al'a ses bombasıİsrail Havayolları'nın Elmadağ'daki
burosunun yanına bir paket içinde bırakılan
ses bombasının patlaması sonucu 3 PTT
görevlisi, kırılan camların sıçraması ile
yaralandı.
tstanbul Haber Servisi — İs-
rail Havayollan EI-Al'ın lstanbul
Elmadağ'daki burosunun onün-
de patlayan ses bombası 3 kişi-
nin yaralanmasına yol avtı. Olay-
da çevredeki işyerlerınin de cam-
lan kınldı. EI-AJ burosunun Ba-
KONUK YAZAR
bıl Sokağı'nda bulunan yan du-
varı dibine bir paket içinde bıra-
kılan ses bombası dün saat 13.50
sıralarında patladı. Patlama ye-
rınden yaklaşık 2 metre üzaklık-
taki bir PTT çukurunda çalışan
3 görevlı kırılan camların sıçra-
ması sonucu çeşitli yerlerinden
hafif olarak yaralandılar. Taksim
tlkyardım Hastanesi'nde tedavi
altına alınan tbrahim Taş, Alper
Üsıun ve Fahrettin Aygunoğlu
adlı görevlilerin ayakta tedavi
edildikleri ve yaralarının hafif ol-
duğu oğrenildi.
Bu arada emniyet yetkilileri
patlayıcı maddeyi yerleştiren ki-
şi ya da kişileri goren olup olma-
dığırun araştırıldığını ve sorustur-
maya çok yönlu olarak başlandı-
ğını bildirdiler.
Yerel yönetim-yerel demokrasi
Çağımızda, yerel yönetimler demokrasinin
beşiği kabul edilmekte, genel olarak
demokrasinin, yerel düzeyde kurulan
demokrasilerin toplamından oluşacağı,
ancak o takdirde, demokrasinin güçleneceği
ve yaygınlaşacağı kabul edilmektedir. Yerel
demokrasiler ise halkın yönetime seçtiği
yerel temsilcilerle ve doğrudan katılımı
yoluyla gerçekleşebilir.
Av. HALIL LNLU
Marmara ve Boğazları
Belediyeler Birliği
Genel Sekreteri
Bütun dunyada, özellikle Av-
rupa'da, 1990'h yıllara doğru
toplumların yapılarında önemli
değişmeler ve gelişmeler yaşan-
maktadır. Bu gelişmelerin odak
noktasını kentler oluşturmakta,
demokrasinin yeniden kurulma-
sı veya geliştirilmesi yoğun bir bi-
çimde her düzeyde tartışılmakta-
dır. Hangi sistemi benimserse be-
nimsesin, katı merkeziyetçilikle
yönetilen ülkelerde, toplumun
refahının arttırılmasında ve de-
mokrasinin yaygmlaştınlmasın-
da önemli yapısal sorunlarla kar-
şılaşılmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde, kalkınma-
gelişme önemli olçude, halkın
yönetime etkin katılımı ve yerel
kaynakların harekete geçirilme-
si ile gerçekleşmiştir. Bu ulkeler-
de, yerel yonetimlerin, birçok
açıdan - özellikle, demokrasinin
yaygınlaştınlması, yerel kaynak-
İann harekete geçirilmesi, hizmet
önceliklerinin belirlenmesi ve hız-
met maliyetlerinin düşurülmesı
açılarından - merkezi yönetime
üstünluğu kabul edilmektedir.
Federal Almanya hukumetiıı-
ce resmen yayımlanan "Alman-
ya Hakkında Gerçekler" (Facts
About Germany, Lexikon - Ins-
titüt Bertelsmann, Gütersloh,
1979) kitabında şu goruşe yeT ve-
rilmiştir:
"...Almanya'da herkes ye-
rel yonetimlerin önemini 2.
Diinya Harbi'nde daha iyi an-
ladı. Harp sırasında bütün
merkezi idare kuruluşlan çalı-
şamaz hale geldikleri halde,
yalnız kent yönetimleri - bele-
diyeler, kamu hizmetlerini yü-
nıtraeye devam ettiler ve ülke-
nin yeniden kurulması ve in^a-
sı bunun üzerine temmellendi-
rildi..."
Türk kamu yönetiminin örgut-
lenişinde, merkeziyetçi - bürok-
ratik gelenek hep ağır basmış, ye-
rel yönetimler de sistemde. bu
çerçeve içerisinde yer almışlardır.
Oysa gunumüz Türkiyesi'nin, bir
yandan AT ile butunleşme istek-
İerı, öte yandan toplumun de-
mokratikleşme yönündeki bek-
lentileri ve gereksinimleri ile mer-
keziyetçi - bürokratik yonetim
geleneği artık bağdaşmamakta ve
önemli sorunlar yaratmaktadır.
Çağımızda, yerel yönetimler
demokrasinin beşığı kabul edil-
mekte, genel olarak demokrası-
nin, yerel düzeyde kurulan de-
mokrasilerin toplamından oluşa-
cağı, ancak o takdirde, demok-
rasinin güçleneceği ve yaygınla-
şacağı kabul edilmektedir. Yerel
demokrasiler ise halkın yöneti-
me, seçtiği yerel temsilcilerle ve-
ya doğrudan katılımı yoluyla gCT-
çekleşebilir.
21. yüzyıla girerken, birçok
gelişmiş ülkede, çevresine sahip
çıkan, beldesine - kentine sahip
çıkan, topluluğun diğer bireyle-
ri ile birlikte, yerel çıkarları için
mucadele eden, yönetime daha
çok katilmak isteyen, yeni bir
"yurttaş", diğer bir deyişle, ye-
rel topluluğun üyesi "hemseri"
tipi ortaya çıkmaktadır. Böyle
bir oluşum, demokrasinin yerel
düzeyde geliştirilmesi ve yaygın-
laştınlması ile mumkun olmak-
tadır. Bunun yolu da buyük öl-
çüde, yerel yonetimlerden ve si-
vil toplum kuruluşlarmdan geç-
mektedir.
Gelişmiş ülkelerde, ülke çapın-
da sorumluluk ustlenen çoğu po-
litikacı - yönetici, uzun süre, ye-
sonra, görevleri ile ilgili bir suç
sebebi ile haklannda soruşturma
açılan yerel yonetim organlarını
veya bunlann uyelerini, geçici bir
tedbir olarak görevden uzaklaş-
tırma yetkisini Içişleri Bakanı'-
na vermiştir. 1982 Anayasası, bir
yandan yargı guvencesi getirir-
ken, diğer yandan bu güvenceyi
adeta işlemez hale getiren, seçil-
miş organları görevden uzaklaş-
tırma yetkisini, siyasi iktidarın
bir üyesıne vermiştir. Siyasi ik-
tidarın bir üyesine verilen bu ge-
niş idari yetki, uygulamada, her
zaman yargı guvencesini tersine
çevirebilecektir.
Yargının bağımsızlığı ve yar-
gı guvencesi, kişilerin, özellikle
seçilmiş kişilerin, bir yargı kararı
olmadan, görevden uzaklaştırıla-
mamaları, yargı kararı verilene
kadar geçen sure içinde, ileride
telafisi imkânsız zarara ve hak-
sızlığa uğramamaiarı, davacı de-
ğil, davalı olmalandır. (özellik-
le, adaletin yavaş ışlediği ülkeler-
de, davalı olmak, davacı olma-
ya kıyasla her zaman tercih edi-
len bir durumdur.) Şayet bir kim-
se, diğer bir kimseyi suçlarsa da-
vacı olur, yapılacak yargılama-
dan sonra, haklı ya da haksız ol-
duğuna karar verilir. Halbuki,
rel düzeyde, yerel yöneümlerde
deneyim kazandıktan sonra, o
noktaya gelmektedir. Bizim de-
mokrasimizin en önemli eksiklik-
lerinden bırisı, merkezi politikacı
- yoneticilerin yerel düzeyde, ye-
rel yonetimlerde yeterli deney ka-
zanmadan, yerel düzeyde tartış-
ma, uzlaşma, karar alma, yönet-
me pratiklerini edinmeden ülke
çapında sorumluluk almış olma-
lırıdır.
Demokrasinin, yerel demokra-
sinin en temel ilkesi, halkın ken-
di temsilcilerini seçmesı, halk
adına karar alacakların seçimle
işbaşına gelmesidir. Demokrasi-
nin bu temel ılkesinin uygulana-
bilmesi, anlam kazanabilmesi
için, seçilmiş organların ve onla-
rın üyelerinin yargı guvencesi al-
tında olması gerekir. Demokra-
si ile yönetilen ülkelerde bu hu-
sus, anayasalarca guvence altına
alınmıştır.
1982 Anayasası'nın 127. mad-
desi, yerel yonetim organlannın,
organlık sıfatını kaybetmeleri
konusundaki denetimin, yargı
yoluyla olacağıru belirttikten
1982 Anayasası'nın getirdiği dü-
zenleme ile Içişleri Bakanınca ge-
çici olarak görevden uzaklaştırı-
lan bir seçilmiş yerel yönetici,
hakkını yargıda aramak zorun-
da bırakılmakta, dolayasıyla da-
valı olacakken, davacı olma du-
rumuna düşürülmektedir. Bu du-
rum, seçilmiş organların organ-
lık sıfatlarının kaybedilmesi ko-
nusunda getirilen yargı guvence-
sinin, çoğu durumda ortadan
kaldınlması sonucunu doğura-
caktır.
Yerel yönetimler, bir beldede,
kentte yaşayan halk tarafından
seçilen, halka en yakın yönetim-
ler olduğu için, toplumun geliş-
mesinde, demokrasinin güçlen-
mesi ve yaygınlaştmlmasında
önemli roller üstlenmektedirler.
Demokrasinin beşiği sayılan ye-
rel yonetimlerin bu niteliklerini
göz ardı edici düzenlemeler, an-
cak kısa vadede etkili olabilir,
uzun vadede yerel yönetimleri-
miz - belediyelerimiz, halkın te-
mel hizmet ihtiyaçlannın karşı-
lanmasında ve yerel demokrasi-
nin işlerlik kazanmasında vazge-
çilmez rollerini ustleneceklerdir.