25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\CUMHURİYET/10 HABERLER İOMAYIS 1990 ; Kutlu, eşini ziyaret etti • ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) — Bir süre önce Ankara DGM tarafından tutuksuz yargılanmak üzere . serbest bırakılan TBKP liderlerinden Haydar Kutlu, . cezaevinde tutuklu bulunan eşi Ayşe Çiçek Yağcı'yı . ziyaret etti. Istanbul'dan dün sabah Ankara'ya gelen Kutlu, eşini ziyaret için Ankara Merkez Kapalı cezaevine gitti. Kutlu 2.5 yıl süreyle tutuklu kaldığı cezaevine bu kez "ziyaretçi" olarak gelmenin anımsatılması üzerine t "Ziyaretçi olarak tekrar cezaevine gelmek ilginç. Biraz da i hüzünlü tabii" diye konuştu. Kutlu, eşi Ayşe Çiçek Yağcı ile yaklaşık yarım saat gorüştu. TBKFliler yargılandı i • tstanbul Haber Servisi — TBKP Küçükçekmece ilçe yönetim kurulunu oluşturdukları; seslerini duyurmak amacıyla "Insana, doğaya ve çevreye saygılı çağdaş demokratik özgür bir Türkiye için" başlıklı bir broşür yayımladıkları gerekçesiyle haklannda dava açılan 8 kişinin yargılanmasına devam edildi. Istanbul 1 No.lu DGM'de yapılan dunışmada söz konusu davanın 41 TBKP üye ve yöneticisi için açılan davayla birleştirilmesi kararlaştınldı. Salih Akdemir ile Fikret Yılmaz'ın katılmadığı duruma da Tasin özer, Kemal Işık, Hayati Öztürk, Halil Ay, Mehmet Duran ve Izzet Kovanlık, TBKP henüz kurulma aşamasmda olduğu için üye olmalarının söz konusu olmadığım ancak, yasal kuruluşunu tamamladığında üye olacaklarını belirttiler. 1 Mayısçılara 7 tutuklama • İstanbul Haber Servisi — İstanbul'da 1 Mayıs olaylarına karıştıklan gerekçesiyle gözaltına alınanlardan 7 kişi daha tutuklandı. Boylece tutuklananların sayısı 86'ya ulaştı. Siyasi Şube'deki sorgulan tamamlanan 9 sanık, DGM'de savcılık sorgulamalarından sonra tutuklanmaları istemiyle sorgu hâkimliğine gonderildi. Mahkeme sanıklardan Kemal Şengul, Erdem Kaya, Nihat Gülaydın, Hüseyin Büke, Ender Akay, Yusuf Buğa ve Veysel Sevimli'nin tutuklanmalanna karar verdi. Balfe'nin ziyaretleri • tstanbul Haber Servisi — İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, Türkiye'nin, AT'ye adaylık için ortaya çıkan ülkelere göre öncelik hakkı olduğunu söyledi. Tatilini geçirmek uzere Türkiye'ye gelen Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu üyesi iılngiliz Milletvekili Richard Balfe, dün İstanbul DGM •Başsavcısı Birol Kızıltan, Belediye Başkanı Prof. Nurettin ^özen, lnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Emil Galip Sandalcı ve gazetemize nezaket ziyaretinde bulundu. Balfe ziyaretlerinde AT-Türkiye ilişkileri, . demokrasi ve insan haklan konularında bilgi , alışverişinde bulundu. Sosyal Demokrat Dergi • tstanbul Haber Servisi — SHP İstanbul ll Başkanı Ercan Karakaş'ın sahibi olduğu Sosyal Demokrat Dergi 3. yayın yılını dün gece Ataköy'deki Bakırköyspor Kulübü Tesisleri'nde kutladı. Geceye SHP PM uyesi Ertuğrul Günay, bazı ilçe belediye başkanları, derginin yazı kurulu ve çok sayıda partili konuk katıldı. Kutlama gecesinde Ercan Karakaş bir konuşma yaparak sosyal demokrat dergiciliğin demokrasiye olan katkısından söz ederek "bu yolda gerçekleşen sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş sureci"nin önemine dikkat çekti. YÖKveDPT, üniversitelerin 'ticariişletme*gibiçalıştırılmalarını istiyor Üniversiteler şirketleşiyor# Ekonomik darbogaz ve anarşi Milli Eğitim Bakanlığı, /YÖK ve DPT tarafından ortaklaşa hazırlanan yüksek öğretim A /raporunda, üniversitelerin ekonomik darboğaza girdiği Wr kaydedildi. Son 10 vılda üniversitelerin genel bütçeden aldığı •payın yüzde 4.3'ten 3.19'a, öğrenci başına düşen gerçek ödenek miktarının da 3.5 milyon liradan 1.9 milyon liraya düştüğü belirtilen raporda, toplumdaki sosyal huzuru bozan ana neden olarak, üniversitelerdeki eğitim ve yaşama koşullarının bozulması sonucu öğrencilerin hızla "radikalize" olmaları gösterildi. J Gelir arayışı Raporda, Bakanlar Kurulu'nun üniversite öğrencilerinin öğrenim masraflannın yarısını karşılamalarmı öngören kararıyla ilk adımı atılan yeni bir finansal modele geçilmesi gerektiği kaydedildi. Buna göre zaman içinde devlet sübvansiyonu kalkacak ve öğrenciler öğrenim masraflannın tamamını karşılayacak. Üniversitelere belediyeler gibi Emlak ve Kurumlar Vergisi hasılatından pay aktarılacak. Üniversiteler özel şirketler için araştırma yaparak ya da teknoloji üreterek gelir sağlayacaklar. H A K A N A Y G U N ANKARA — Üniversite öğren- cilerinin öğrenim masraflannın yarısına kadarmı karşılamalarmı öngören Bakanlar Kurulu karany- la ilk adımı atılan "kısmi paralı yükseköğreüm" sistemine, yükse- köğretimin içinde bulunduğu eko- nomik darboğazlar nedeniyle ge- çildiği kaydedildi. Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kuru- lu (YÖK) ve Devlet Planlama Teş- kilatı (DPT) uzmanlarından olu- şan Yükseköğretim thtisas Komis- yonu'nun hazırladığı raporda, za- manla devlet sübvansiyonunun ta- mamen kaldıniarak, üniversite öğrencilerinin tüm masraflarıru karşılayacaklan kaydedildi. Ra- porda, yeni finansal model doğ- rultusunda üniversitelerin "ticari işletroHcr" gibi çalıştınlmalan ön- goı aldü. Buna göre, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın da Üniversi- telerarası Kurul toplantısmda rek- torlere yaptığı "Üniversiteler pa- zara açılsın" çağnsımn bir uzan- tısı olarak, üniversiteler özel şir- ketler için mal ve hizmet üretip ge- lir sağlama yoluna gidecekler. Ra- porda ayrıca üniversitelere beledi- yeler gibi emlak ve kurumlar ver- gisi hasılatından pay verilmesi ge- rektiği de ifade edildi. Raporda, yükseköğretimde 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı hedef- lerinin gerçekleştirilmesi için ye- ni büyuk kaynaklara gereksinim duyulduğu vurgulandı. Plan dö- nemi sonundaki yüzde 15'lik üni- versite çağında okullaşma oranı- na ulaşmak ve yılhk yüzde 2.8'lik büyüme hızından kaynaklanan kontenjan artışı gereksiniminin karşılanması için üniversitelerde- ki darboğazların giderilmesinin gerektiği kaydedilen raporda, yük- sekoğretimin içinde buiunduğu ekonomik darboğazlar şöyle sı- Özal eşini savunduÇUBUK (Cumhuriyet) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, eşi Semra Özal'ın başkanı olduğu Türk Kadınını Güçlendirme Vak- fı'nın (TKGV) ortak olduğu en- jeksiyon fabrikasının açılışında yaptığı konuşmada, eşine yönelti- len eleştirilere karşıhk vererek, DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel'i yamtladı. TKGV'nin, "Semra Hamm'ın vakfı gibi anıl- ması"nın, memleketteki siyasi an- layışın nasıl yanlış olduğunun bir göstergesi olduğunu belirten Özal, "Semra Hanım fazla TV'ye çılu- yor deniliyor. Eğer Cumhurbaşka- nı'nın hanımı memleketin insan- lanna yardımcı oluyorsa bundan iftihar etmek lazım. Ama bakıyo- rum, siyasetcilerin ağzına sakız geliyor" diye konuştu. DYP lide- ri Suleyman Demirel'i dolaylı bir şekilde eleştiren özal, "Ülkenin 70 cente muhtaç olduğunu, o günle- ri yapanlar bile unuttu" derken, GAP gezisine de aüfta bulunarak, "Gecenlerde bir laf söyledim, çok tesir etmiş. Ataturk Barajı'nın heybetini görenler şapka çıkanr dedim. Hakikaten şapka çıkanla- cak kadar heybetli bir baraj" di- ye konuştu. Enjektör üretecek Medtaş A.Ş.'nin yönetim kuru- lu başkanı olarak takdim edilen Semra Özal da yaptığı açış konuş- masında, fabrikarun çok kısa bir surede tamamlandığına işaret ederken, üretime geçilmesinin bü- rokratik sorunlar ve gümruk en- gelleri yüzünden gecikmesini eleştirdi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal daha sonra tstanbul Balık Mus- tahsilleri Derneği heyetini Çanka- ya Köşkü'nde kabul etti. 1İSIVİ1TI Ö 7 î i l ' i n rPVlPnSİvnil îltîlOl Cumhurbaşkanı Turgul Ozal'ın eşiD<ty<tll KJLal 111 İCSCJJM^UII <lUlğl Semra Ozal, Ankarada düzenlenen resepsiyonlann ilgi odagı haline geldi. Bakanlar, milletvekilleri ve üst dıizey burokratlarla eşlerinin yoğun ilgisiyle karşılaşan Semra Özal'ın etrafında her zaman kalabalık gruplar oluşuyor. Cumhur- başkanı Özal'ın eşi, Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı Başkanı Semra Ozal. resepsiyon- lar sırasında oldukça rahat gozüküyor. Elinde genellikle viski kadehi bulunan ve etrafındakilerle uzun uzun sohbet eden Özal, resepsiyonlarda çogu zaman Cumhurbaşkanı Özal ile Başbakan V ıldırım Ak- bulut'tan daha fazla ilgi goruyor. IZMlR'den HIKMET ÇETİNKAYA Birleşme Noktası İZMİR — ANAP'ta isyanlar oynanıyor.. Asltnda politik gündem şu sıralar ANAP'ın elinde değil, ama 413 sayılı ka- rarname ANAP'ta fırtına kopannca, gün- dem yenıden kendilerine geçecek Bu arada basına karşı yoğun bir kampanya başlayacak. Zaten içişleri Komisyonu Başkanı ANAP'lı Galip Demirel, 413 sayılı karar- namenin TBMM'de görüşülmesine ilişkin haberlere ilginç bir yaklaşım getiriyor: — Basın biraz meseleyi abartıyor Ba- sının her yazdığına inanmayın. Gazeteciler Demirel'e soruyor: — Kararname Meclis tatile girmeden önce ele alınacak mı? Demirel yanıt veriyor: — Beni ikjilendirmez o, iç tüzük 45 gûn süre tanıyor... ANAP'hlara göre KHK İç politika mal- zemesi olarak kullanılıyor. Başbakan Ak- bulut, zaman zaman yaptığı açıklamalar- da bu konuyu gündeme getiriyor. Bir, iki, üç, dört kez yıneledi bu tümceyi Akbulut: — Meclis'te 1975 yılından beri bekle- yen KHK'lar var. Belki de 1971-72'den beri bekleyenler var... ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Ak- bulut, 17-18 yıldır Mecliste bekleyen ka- rarnameler olduğunu, o nedenle 413 sa- yılı KHK'nm da bir o kadar yıl bekleyebi- leceğini vurgulamak istiyor açık açık. Çünkü Akbulut'un konuşması ortada: — KHK sade bizim ülkede uygulanmı- yor. İleri demokratik ülkelerde de var. Biz- de de 1971 yılından beri uygulanryor. Şim- diye kadar KHK'lar Mecliste nastl görü- şülüyorsa öyte görüşülecek... Konuyu dün sabah kimi ANAP mıllet- vekilieriyle konuşuyoruz. Kimi ANAP'lılar Akbulut ve Galip Demirel'in yaklaşımını antidemokratik görüyorlar. Güneydoğu 1 ya ilişkin 413 sayılı kararnamenin diğer KHK'lara benzemediğini, "çok hassas" olduğunu söylüyorlar. Bir ANAP'lı şöyle bir soru yöneltiyor: — Sayın Galip Demirel, şöyle bir Gü- neydoğu gezisi yapsın da görelim baka- lım... Bilindiği gibi ANAP grubu, Güneydo- ğu'daki terör olaylarını, Prof. Muammer Aksoy ve gazeteci Çetin Emeç'in öldürül- mesine ilişkin kendi içlerindeki tartışma- yı bile kabul etmemişti. Necmettin Karaduman ve arkadaşları ANAP grubunda terör olaylarını tartışmak için bir önerge vermişlerdi. Ancak ANAP grubu bu önergeyi geri çevirmişti. Hem de İçişleri Bakanı Aksu'nun gözleri önün- de. Önceki gün deneyimli bir sosyal de- mokrat politikactyla birlikteydik. Eski bir bakan olan sosyal demokrat polrtikacı bi- ze şöyle dedi: — ANAP'la SHP el ele vermişler, Su- leyman Demirel'i iktidara getirmek için çabalıyorlar... SHP lideri Erdal inönü'nün Güneydo- ğu gezisi bitti. inönü, gezisinin son gü- nünde ilginç bir açıklama yaptı: — İhraç edilen arkadaşlar geri oonmek istiyorlarsa bir çare buluruz, buna en çok ben sevinirim... SHP'de de ANAP'ta olduğu gibi bir sı- kıntı var. Partiden ihraç edilenlerle ayrı- lanlar arasında şu günlerde "ciddi bir rahatsızlık" göze çarpıyor Bir bölümü ku- rulma aşamasmda olan geniş tabanlı Marksıst partiye katılmak isterken, -bu •milletvekillen Kemal Anadol, Hüsnü Ok- çuoğlu, Kamil Ateşoğullan. Abdullah Baş- türk, Fehmi Işıklar, Ekin Dikmen- diger- leri böyle bir oluşumdan yana değiller. Es- ki TİP milletvekillerinden Tank Ziya Ekin- ci'nin başkanlığında bir başka parti kur- ma çalışması içindeler. Bugün Ankara'da geniş tabanlı Mark- sist Parti'yi destekleyenlerle Yeni Oluşum- cular sabah saatlerinde bir araya gele- cekler. Toplantıda Abdullah Baştürk ve Fehmi Işıklar'ın görüşleri "birleşme nok- tası"nda büyük önem taşıyor. Çünkü Baş- türk ve Işıklar'ın geniş tabanlı Marksist Parti'nin kamuoyunda "görüntüsü" üze- rinde kuşkujarı var. Yeni Oluşumcular arasında yer alan ki- mi eski SHP milletvekilleri yeniden par- tilerine dönmek için ilişki kurarken, ba- ğımsız kalmayı tercih ederken kimileri es- ki TİP milletvekili Tank Ziya Ekinci'yle yeni bir parti kurma hazırlıklannı sürdürüyorlar. Evet, 413 sayılı kararname kimi ANAP milletvekillerini tedirgın ediyor SHP, ihraç ya da istifa yoluyla ayrılan milletvekilleri- ne "yuvaya dön" cağrısını yapıyor. İnönü, dün sabah Van'dan ayrılırken şöyle diyor: — Başbakanın buralara gelip, halkın arasına girmesini öneririm. Meclise ge- tirmekten pek çekindiği 413 sayılı karar- namenin ne denli gereksiz olduğunu gö- rür. Hükümet artık hangi çağda olduğu- nu anlamaya çalışır. Asıl sorun, sağcısıyla solcusuyla, sos- yal demokrat ve liberaliyle hangi çağda yaşadığımızı tark etmek değil mi? Çok tedbirlisiniz... Ama ya yanarsa? Beklenmedik olayların yol açacağı zararlara karşı yeterli güvenceniz var mı? Ya yanarsa? Ya deprem olursa? Ya fırtına koparsa? Ya yer kayarsa? Ya sel basarsa? Ya hırsız girerse? Ya kötü niyetli eylemlerden zarar görürseniz? İmtaş Sigorta, kiracının-mülk sahibinin kira-eşya-bina konusunda uğrayacağı zararlara karşı geleceği kesin güvence altına alır.Bugün en yakın İmtaş Sigorta Acentesi'ne uğrayın. 72 yılhk tecrübeden yararlanın... İmtaş Sigorta İstanbul Merkez: Tel: 174 70 00 (20 Hat) Ankara Şubesi: 117 91 15-18 (4 Hat) Izmir Şubesi: Tel 21 92 57/58-21 87 82 Huzurunuz için! Rİske ralandı: Finansman darbogazı: Öğren- ci sayısı yılda yaklaşık yüzde 6.5 oranında artarken GSMH, daha az oranda büyüme göstermesi so- nucu, üniversiteler hizmet geniş- lemesinın gerektirdiği yeni yatı- rımlardan yararlanamamışlardır. 6. Beş Yıhk Plan hedeflerindeki kontenjan artışını sağlamak için 2 trilyon 719 milyar lira gerek- mektedir. Bütçeden yüzde 50 kesinti: Büt- çe uygulamaları sırasında Bakan- lar Kurulu kararıyla yükseköğre- tim kurumları bütçelerinden 1989 mali yılında yüzde 11.5, 1990 ma- li yılında da yüzde 12 kesinti ya- pılmıştır. Ayrıca Maliye Bakanlı- ğı'nca geçmiş yıllarda yüzde 2X)"ye varan ödenek blokeleri uygulan- mıştır. Bunların dışında da nakit sağlanmasındaki güçluk ve KDV gibi diğer nedenlerle yılhk ode- neklerin asgari yüzde 20"si kullan- dınlmamaktadır. Boylece kullan- dırılmayan ödenek toplamı yüzde 50 dolayına ulaşmaktadır. Bu uy- gulama, yükseköğretim kurumla- rını büyuk bir darboğaza sok- maktadır. Geçmiş 10 yıl içinde yükseköğ- retim ödeneklerinin konsolide bütçe ve GSMH içindeki payında da tedrici bir azalma meydana gel- miştir. 1979 yılında yükseköğretim kurumları ödeneklerinin bütçe içindeki payı yüzde 4.32 ve GSMH içindeki payı yüzde 7.8 iken 1989 yılında ödeneklerin büt- çe içindeki payı yüzde 3.19, GSMH içindeki payı da yüzde 6.4 olmuştur. Yükseköğretim kunımlannın yatınm ödeneklerinin toplam öde- nekler içindeki payının da artma- dığı gözlenmektedir. Bu dönem içinde öğrenci başına düşen ger- çek ödenek tutarlan da 3.5 milyon liradan 1.9 milyon liraya düş- müştür. Harçlar yetersiz: Son 5 yılda ah- nan harçlar yükseköğretim bütçe- lerinin yaklaşık yuzde 4.7'si dola- yındadır. Öğrenci maliyetleri için- deki yeri çok düşük olan harçlar, öğrencilerin beslenme, spor, sağ- lık, kültür ve sosyal hizmetleri için yetmemektedir. Kalite diiştü Üniversitelerde yaşanan diğer darboğazlarm "araç gereç eksik- liği", "üniversite kiilüphanelerine giren kitap ve sttreli yayın sayısı- nın düşmesi", "ögretim üyesi ye- tiştirme sorunu" olduğu kaydedi- len raporda, bütün bu darboğaz- lann üniversitelerde eğitimin ka- litesinin düşraesine yol açtığı ifa- de edildi. Raporda, finansal yetersizlikler sonucu kalitenin düşmesinin öğ- rencileri eyleme ittiği dolaylı bir şekilde ifade edilirken bu konuda şu goruşlere yer verildi: "Bu eksiklikler, üniversite genç- ligini hızla radikalize etmekte ve onlan topluma yabancılaştırmak- tadır. Bir başka deyişle sosyal hu- zuru bozan nedenlerin başında değişen dünyaya rağmen üniversite öğrencilerinin eğitim ve yaşama koşullannın bozulmaya devam et- mesi sayılabilir." Üniversitelerdeki finansman sı- kıntısının giderilmesi için yükse- köğretimde köklü değişikliğe gi- dilerek yeni ve yeterli finansman modeli oluşturulması gerektiği kaydedilen raporda, bu modelin ilk adımı olarak geçen ay Bakan- lar Kurulu kararıyla ilk adımı atı- lan üniversitelerin "kısmi paralı öğretime" geçmesi uygulaması gösterildi. Raporda, zamanla üniversitele- re yapılan devlet sübvansiyonunun tamamen kaldınlacağı ve üniver- site öğrencilerinin, öğrenim mas- raflannın tamamını karşılamala- rı gerektiği vurgulandı. Raporda, yeni finansman mo- delinin son aşaması olarak üniver- sitelerin "ticari işletme" gibi işle- tilmeleri öngörüldü. YÖK yetki- lileri, Cumhurbaşkanı Özal'ın da Üniversitelerarası Kurul toplantı- sında rektörlere verdiği "Üniver- siteler pazara açılsın" talimatı doğrultusunda, üniversitelerin özel şirketlere mal ve hizmet üre- terek, gelirlerini arttırma yoluna gitmelerinin hedeflendiğini kay- dettiler. Buna göre üniversiteler özel şirketler için para karşılığın- da piyasa araştırmaları yapmak ve yeni teknolojiler üretmek için teş- vik edilecekler. Vergi gelirleri Üniversitelerin içinde bulundu- ğu darboğazın aşılması için üni- versitelerin ödeneklerinin en az büyüme hızı oranında arttınlma- sı gerektiğinin vurgulandığı rapor- da, emlak ve kurumlar vergisi ha- sılatından YÖK bunyesinde kuru- lacak "yükseköğretim harçlar fo- nu"na pay aktanlması öngörüldü. Emlak Vergisi gelirlerinin beledi- yelere devredilmesinin belediyeleri mali bakımdan guçlu hale getir- diği savunulan raporda, "Bazı üniversitelerde mahalli idarelerin üniversitelere yaptığı katkılar gi- bi Emlak Vergisi hasılatının bir lusmımn çevre yükseköğretim ku- rumlanna devri düşünükbUir" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle