Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 NİSAN 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKİYEDE BUGÛN
roloıi Gene) MüdtJrtûOü'n-
den alınan bilgiye göre, yurrhın ıç
w doğu kesimleri parçalı ve çok bu-
lutlu Doflu Akdenız iç Anadolu'nun
doğustJ ile Doflıı ve Güneydoğu
Anadolu bökjeleri yağışlı geçecek
V&fcslar yaflmur yer yer sağanak ve
gök gûrüttûlû safianak şetdinde ola-
cak. HAVA SICAKLIĞI: Önemli bir
deöisıklik oimayacak RÛZGAR: Gü-
ney ve batı yânlerden hafif ara sıra •
orte kuvvette esecek. Denızlerimiz-
cte, Marmara ve Karadeniz'de yıldız
ve poyraz. Ege ve Akdenız'de kıble
ve lodostan 2-4 kuvvetınde saatte
4-16 deniz mili tıızta esecek. Görüş
uzaMığı 10 km., Doğu Akdeniz'de
yağıs anında 3-5 km. doiayında obcak. \6n GfilC'nde hava.
Parçalı bulutlu ve sağanak yajhşt geçecek. Rûznâr batı yön-
lerden hafif olarak esecek. gol kûçûk dalgalı, görüş uzakltgı
10 km. doiayında olacak.
Mana
Mapazsn
Adıyaman
Aiyon
Aûn
Ankara
Anöfcya
Antalya
Artvın
Vlm
Balıkasr
Bîledk
Kngöt
BMs
Bokj
Bursa
Y 21° B° Dıyartakır
A 20° 9°Edinw
Y 19° FErancan
A 21° 5°E[Zunjm
» f f - f Esloşehır
A 20° 7°Gaaantep
Y 21° 11° ûresun
B 2î° 10° Gümûşrune A
A 16° 0°Hakttn
A 24° 13" Isparö
A 23° 7"lstanbui
A 20° 5°l2mif
Y 17°
Y
B
A
A
Y
Y 15° 1° KasUmomı A
Ç
Ç«um
Denzti
20° 5°Kaysen
23° 8 ° K J * « İ
20° 11° Konya
21° 2°KütahyB
23° 11° Malatya
18° 3 Itantsa
23° 8°KMarjş
14° 0°Mersın
5°-7° Mufjla
21° 6°Muş
19° 5°l*0de
14° B°Ortu
13° 0°Rae
9° 0°Samsun
20° 2 ° S «
19° 10° Smop
22°12°Snas
5°-5°i!l<ifdaO
20° 9° ^B&DD
19° 2°V>celi
21° 9°Uşak
19° 5°Van
21° 6°lteoal
18° yZonguMak
A-»k B-Dututu byin$k K-kart S-sslı Y^agmurlu
DÛNYA'DA BUGÛN
Amsterûam B 11°
Aıman A 20°
Atina
Bajdat
Barcelona
Bdgrad
Brûteel
Ctnevre
Csa*ir
Cakfc
Duba
FranMurt
ûrne
Hefsnkı
Krtıre
Kopenhag
Kâkı
Leftosa
A 2T°
A 23°
Y 17°
Y 10°
Y 19°
Y 14°
Y 14°
B 12°
Y 17°
Y 11°
Y 22°
A 28°
A 30°
Y 13°
Y 21"
B 9°
A 26°
B 11°
Y 14°
Y 20°
laangrad
Londra
Madrid
MUa»
Montreal
MostaM
MMı
Hen Ytrt
Oslo
Pans
Prag
«yad
Rona
Sotya
Varşcva
Venaük
Viyana
Zûrih
A 5°
Y 10°
Y ıe°
Y W°
A 4°
A 15°
Y 15°
B 8°
Y 5°
Y 13°
Y 16°
A 29°
Y 20°
B 20°
Y 22°
A 23°
A 24°
B 12°
Y 19°
B 15°
A 13°
Y 10°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Yüreği saran zar.
2/ lUnceli'nin bir ilçe-
si... Bestelenmiş her
tür şiire Batı'da veri-
len ad. 3/ Halk dilin-
de bademe verilen
ad... Kriptonun sim-
gesi. 4/ Eli işe yatkın,
becerikli... tki ucu
açık küçük boru. 5/
Ayakları altında ez-
mek. 6/ Mısır'ın pla-
ka i$areti... Eskiden
Karagöz oynatılan
kahvelere verilen ad.
7/ Bilişim ve büro do-
narumları alanında uzmanlaşnıış bir
ABD şirketi... Kayısı, erik, zerdali gi-
bi meyvelerin kurusu. •/ Terbiyesi ve
görgüsü kıt... Sert bir içki. 9/ Biı tür
pamuklu kadife.
YUKARIDAN AŞAClYA:
1/ Sovyetler Birliği'nde 1917 devrimi-
ne karşı çıkmayan, ama devrimi pro-
paganda yoluyla etkin biçimde de des-
teklemeyen yazarlar için kullanılan te-
rirn. 2/ Etek ucuna doğru genişleyen
giysi... Hayvanı avalığa alışurma işi. 3/ Demiryolu... Bir renk. 4/
Izin... Alüminyumun simgesi. 5/ Ekin hastalıgına yol açan zararlı
bir böcek. 6/ Bir renk... Süreç. 7/ Gemilerde yolculann hizmetine
bakan görevli. 8/ Bilyeli lekerlekler ve küçük bir sandıktan oluşan
basit taşuna aracı... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 9/
Kuduz.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyel
Gandi
6 NİSAN 1930
S1UTI IEŞU6USWUZDE
I U-Mi N A i b
Gandi garimüsellah itaatsizlik
mücadelesine girişmek üzere
Dandi şehrine gelraiştır.
Bu mücadele yarın tuz inhisarı
kanunlarını ihlâl ederek
sahilde tuz yapmak suretiyle
başlayacaktır. Aynı zamanda
yeni teşekkUl etmiş olan ihtilâl
aleyhtarlan
fırkasına mensup bir murahhas heyet te Dandi'ye gelmiştir.
Bu heyetin maksadı Gandi'yi tuz resmine karşı açmak
istediği mücadeleyi tehire ve daha ziyade sınıf usulüne, yani
ahaliyi rauhtelif sınıflara ayırmak sis temn sistemine karşı
mücadeleye ikna etmek için menfi mukaveraette
bulunmaktan ibarettir.
Ayrıca Bombay'da dün akşamki iğtişaşlar demiryolları
uzerinde icrasına başlanılmış olduğu bildirilen gayrimüsellah
itaatsizlik hareketlerini tacil etmiştir. Bugün kütle halinde
içtima eden şimendifer amelesi grevcilere demiryolları
üzerine yatmalannı tavsiye etmek suretiyle şimendifer
servisini tamamen felce uğratmaya karar vermişlerdir.
Demiryollan uzerinde gayrimüsellah itaatsizliğe iştirak
edenlerin miktan bin kişi tahmin edilmektedir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
CHP'nin bildirisi
6 NİSAN 1960
CHP Meclis Grubu bugün saat 15 te
toplanmış ve 18,45 e kadar
çahşmışur. Çalışmaların siklet
merkezini Genel Başkan Ismet
lnönü'nün gezileri teşkil etmiştir. Bu
konuda konuşan bir hayli hatip,
vukua gelen olayları tesbite ve tahlile -r"
çalışmışlar ve neticede, Kayseri
A v B
*
olaylanyla ilgili ve Içişleri Bakanmı hedef tutan bir Meclis
tahkikatı önergesinin B.M.M. ne verilmesine de ittifak
edilmiştir. Ancak Meclis tahkikatı talebini ihtiva edecek
olan önerge deliller tamamen toplandıktan sonra hazır
olacaktır. Meclis Grubu bu bakımdan mevzu uzerinde
birkaç toplanü daha yapacaktır. Toplantıda aynca Ismet
lnönü'nün yaptığı gezilerde yorulduğu meselesi ortaya
atılmış ve bazı milletvekilleri, henüz bir seçim yapılacağına
dair kesin işaretler mevcut değilken tnönü'nün bu derece
yorulmaması gerektiğini söylemişlerdir. Bir hatip "tnönü
kuvvetinin zamanında kullamlması" hususunu savunmuş ve
gezilerin daha salim bir programa bağlanmasını istemiştir.
Meclis Grubu toplantısına Genel Başkan tsmet Inönü
katılmamış, evinde istirahat etmiştir. Saat 19'da Grup
başkan vekilleri Avni Doğan ile Fethi Çelikbaş, lnönü'nün
evine giderek^ kendisine gruptaki müzakereler hakkmda
bilgi vermişlerdir.
Meclis Grubu toplantıyı mütaakip bir bildiri yayınlamıştır.
Bu bildiride DP iktidannın, vatandaşın sevgi ve güvenini
tamamen kaybettiği ifade olunduktan sonra, Kayseri
hâdiseleri sırasında kanun anlayışından mahrum bazı idare
adamlarının öne sürüldüğü ve silâhlı kuvvetlerle
vatandaşların karşı karşıya getirildiği kaydedilmekte,
müessif neticeler doğurabilecek bu harekete bir yandan
vatandaşlann azimli ve basiretli davranışı, bir yandan da
silâhh kuvvetler mensuplarımn anlayış göstermesi sayesinde
mâni olunduğu bildirilmekte ve denilmektedır ki:
— Silâhlı Kuvvetlerimizin şerefli mensuplan, siyasi
tertiplere âlet edilemiyeceklerini bu vesile ile de
göstermişlerdir.
Gene bu vesile ile büyük Türk milleti, bir vatandaşa
yapılacak haksızlığı bütün millete yapılmış bir haksızhk
sayacak ve karşısında müttehit olarak vaziyet alacak yüksek
bir insanlık ve siyasi olgunluk merhalesinde olduğunu ispat
etmiştir.
Kayseri hâdiseleri, CHP'nin kuvvetini ve büyük Türk
milletinin demokrasiye liyakatini olduğu kadar, DP
idarecilerine hâkim olan zihniyetin artık memleketimiz için
ne kadar büyük tehlikeler taşıdığını da hiç şüpheye yer
bırakmıyacak bir açıkiıkla bir kere daha meydana
çıkarmıştır.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Seçim hazırlığı
6 NİSAN 1989
Başbakan Turgut özal'ın yakın kurmaylarına, "Bir yıl
içinde yapılacak erken seçime hazır olun" lalimatını verdi|i
öğrenildi. Başbakan özal, önceki gün 8 saat süren grup
toplantısmda, Bakanlar Kunılu'nda yeni düzenleme sonrası
kırgın ve küskün ANAP'lılar ile konuşarak tepkilerini
yatıştırmaya çahştı. özal, ittifakın önde gelen isimlerinden
Mehmet Keçecüer ile grup toplantısı sürerken, iki ayn
görüşme yaparak, Keçeciler'i yatıştırdı. özal aynca Vehbi
Dinçerler ve Kaya Erdem ile de görüşerek partide birlik ve
bütünlüğün korunmasmda yardımcı olmalarını istedi.
ANAP'ta erken seçim hazırlıklan ile birlikte "yeni çizgi"
arayışları da ortaya çıktı.
T4RTISMA
Başbakana Söyledîklerîııı
ve Söy leyenıetlîklerîııı
Yılda kaç kitap zararlı görüldüğü için toplattırılıyor? Kaç kitap
yakıbyor, kaç film sansür ediliyor, kaç yazar, kaç gazeteci
mahkemeye verilip hapsediliyor?
tepki göstermiyor. Sadece, benim devam etme-
mi onaylar gibi bakıyor. Ben de konuşuyorum.
"Ülkemizde sanatın da sanal adamının da gii-
vencesi yoktnr.
Sanat adamı, yazar, çizer, sahne ve film sanat-
çısı, düşiinür, her alanın aydın kişisi hem yasa-
lann hem de toplumu n belli kesimlerinin baskısı
altındadır. Bu baskının. sindirme eylemlerine
kadar \-ardinldigi görfilmektedir. Bu baglamda-
ki insanlann düşünceleri de, vaşamlannı ada-
dıklan ugraşlan da her türliı destekten yoksun-
dur. Destek ne söz, kösteklenmekledir.
Yılda kaç kitap zararlı göriildügu için toplat-
tınlıyor? Kaç kitap yakılıyor, kaç film sansür
ediliyor, kaç yazar, kaç gazeteci mahkemeye ve-
Taksimde, bir otelin topiantı salonu. Rah-
metli Haldun Taner dost umuzun adına, Milli-
yet Gazetesi'nce düzenlenen hikâye yarışması-
nın ödül töreni. Konukların hemen hepsi, sanat-
çılar, gazeteciler. Başbakan ve Adalet Bakanı da
orada. Haldun Taner'i tanıtan konuşmalar, ka-
zanan genç yazara odülün verilmesi, arkasından
kokteyl. Üçer beser kişilik gruplar halinde, söy-
leşiler sürüyor.
Bu arada biraz dedikodu, biraz da kahkaha
attıran fıkralar. Hemen her içerikte iğnelemeler.
Bir ara, Başbakan Yüdınm Akbulut ile küçük
bir söyleşi ortamında karşı karşıya geliyoruz.
Başbakan'ın çevresini saranlardan Prof. Emre
Kongar, "Ük kez böyle bir ödül törenine bir baş-
bakan katılıyor, bu çok iyi" diyor. Arkasından
da ekliyor; "Bu tür ödüller özendirici oluyor"
diye.
Söyleşi, böylece, ısınarak düşüncelerimizi da-
ha yalın biçimde acıklama onamı yaratıyor. Bel-
ki de kendisini daha önce tanımış olmamın ra-
hatlığı ile konuyu derinleştiriyorum.
"Sanatın ve kültürün daha da yayılıp gelişti-
rilmesi için öncelikle ortamın >araölması gerek"
diyorum. "Bu tür ödüller, olsa olsa adına ödül
konulan insanı gündemde tutar, bir de kazanaıu
özendirir."
Başbakan, daha geniş acıklama bekler gibi,
yüzüme bakıyor. Söylediklerime, sözle hiçbir
rilip hapsediliyor? Yasalann korkusu, loplu-
mun baskısı derken, sanatın yarabcılanna da
bıkkınlık geliyor. Acı, ama gerçek şu Say ın Baş-
bakan: Bütün bu olurasuzluklar, cevreoizi saran
evet efendimcilerden önılü surian aşıp size ula-
şabiliyormu?
Ülkemizde, sanata giden, çağdaş, özgür dü-
şünceye, kültüre uzanan yollar tıkalıdır.
Biz hâlâ ulkemizin dış dün>ada taaıtımını
Türk lokumuna, şiş kebaba baglıyonız. Bir de
siyaset adamlarının dış gezilerinde, şorada bu-
rada yaplıklan kupkuru konuşmalara! Devlet
adamlanmızın, politikacılann, ta başoakana ve
cumhurbaşkaıuna kadar o nlkelerm Bcdşinı or-
ganlannda ne ölçiide yankı baldugu daha dog-
rusu bulmadıgı bilinmektedir."
Başbakan, sessiz dinliyor, ben de fırsatı yaka-
larruşım, sürdürüyonım konuşmamı.
"KimUerinin yapbğı gibi öyle 1500-2000 ki-
şilik davetler yaparak sadece el sıkmakla, gülü-
cükler dagıtmakla, «anata da sanat adaralanna
dayakınlık göslerilmiş olunmaz. Dahası. onca
fikir ve sanat adamı arasında, sagına bir şarkı-
cıyı, soluna da birşarkıcıyı oturtarak, ben sanat-
çılan davet ettim, kokteyl verdim övıinmeleri-
ni haklı göstermez.
Özellikle, başbakan olarak siz, onar-on beser
kişilik gruplar halinde sanat adamlarıyla. kül-
tür adamlannı toplayın, konuşun, dertlerini
dinleyin. Ulkemizin ortamı hakkında, birinci
ağıztardan bilgi alın. Şairlerimizin, yazarianmı-
zın, oteki sanat adamlanmızın içdünyalanna gi-
rin. Göreceksiniz ki çok sevecen, çok yurtsever,
yürekleri insan sevgisi ile dolu insanlardır.
Bir de şu konuya eğilin Sayın Başbakan:
Sanatçılar, be>inlerini akıtarak, biıtün za-
manlannı harca>'arak urettikleri yapıtlardan
kaç para telif hakkı akyoriar? Urettikleri Ue ge-
çinebilen kaç kültür adamı, kaç sanatçı var bu
iilkede? Hemen hemen hepsi, bir başka görev-
de aylıkçı olarak çalışıp sürdürebUiyoriar ya-
punlannı."
On yedi dakika süren konuşmamın bir özeti
bunlar. Sonunda, söz güncel bir olaya geliyor.
Çetin Emec kardeşimizin öldürülmesi olayına.
Emre Kongar dostumuz, Çetin Emeç'in katil-
lerinin yakalanması yolundaki dilegini dile
getirdi.
Ben ekledim: "Göriiyorsunuz Sayın Başba-
kan, ülkemizde gazetecilik ne zor. ne tehlikeli bir
meslektir. Ben rahmetli Abdi lpekçiVin, ölüm
yıldönu mkri nedeniyle birkaç kez mezan başın-
da konuşma >Bptım. Bir keresinde 'Biz, şimdi
burada. sevgili tpekçi'nin mezan başında, bu ig-
renç cinayeti kınarken, suçluların yakalanma-
sı dileginde bnlunurken, katiller. belki de mezar-
hgın bir köşesinden, bizi alay ederek seyrediyor-
lardır.'
lnşallah, Çetin Emeç için böyle olraaz.
Boyle olmaması için özgürlük ortamının dev-
letin güvencesinde olması gerekir.
Bunlar söylediklerim. Peki ya söyleyemedik-
lerim? Bir tek cümle:
Yahya Kemal'in çok eski bir şiirindedediği gi-
bi:
Vatanda hor görulen bir cemaatiz artık.
RECEPBİLGtNER
Geliyorlar
FordSierra'lar 15 Nisan'dan itibaren Ford bayilerinde.
T.C.
GAZİANTEP
2. ASLtYE CEZA
MAHKEMESİ
KARAR ÖZETt
Sayı: 1989/1187
Esas No: 1989/1187
Karar No: 1990/90
Hâkim: Mehmet Gilneş 13489
Kâtıp: Bekir tnci.
Sanılc: Ismail Bulduk, Ramazan
oğlu, Naile'den olma 1962 d.lu,
Suruç ilçesi Balaban köyünde nü-
fusa kayıtlı, balen Gaziantep 29
Ekim Mah. 19. No.lu Sok.
No.l'de.
Suç: 213 sayıh Vergi Usul Ka-
nunu'na muhalefet
Suç tarihi: 1985 yılı içerisi
Sanığuı sucu sabit gOrOlerek fıil
ve hareketine uyan 213 sayıh Vergi
Usul Kanılnu'nun 359/rinci mad-
desi gereğince 3 ay maddetle ha-
pis ve 3 ay müddetle meslek,
ticaret ve sanatırun tatiline, sanı-
ga verilen hapis " • " ' " " " müdde-
tine binaen 2788 sayılı kanunla
değisik 647 sayıh kanunun 4/1'inci
maddesi uyarınca beher günü taJc-
diren 500'er lira olmak üzere sa-
nıgııı 3 ay hapis cezasının 45000
lira ağır para cezasına tahviline.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'-
nun 359/2'nci maddesi gereğince
karar özetinin tirajı yüzbinin uze-
rinde olan Ankara, lstanbul ve tz-
mir'de yayımlanan bir gazetede ve
mahalli bir gazetede ilanına ve
masrafuun bilahare sanıktan aün-
masına karar verildi. 8/3/1990
Basın: 20725
İLAN (ÖDEME EMRİ)
T.C. MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK
MÜDÜRLÜĞÜ
^Menekşe Sokak No. 32 Kızılay-Ankara adresinde faaliyeı göste-
ren ve müdürlügümüze kamu alacağından 2.881.712.229.— TL ile
aynca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammından borçlu bu-
lunan tnimeks Pazarlama ve Taah. thr. ve Tic. Ltd.Şti. firmasından
mezkûr kamu alacağının tahsili için çıkarüan 72148 sayılı 22.8.1989
tarihli tebligat fırmanın belirtilen adreste bulunamamâsı nedeniyle
iade edilmiştir.
Anılan şırket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tes
pit edilememiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2. maddesi uya-
nnca zabıta mağrifetiyle tebliği de mümkün olunamadağından aynı
kanunun 28. ve 31. maddeleri gereğince tebligat yerine kâim olmak
üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet göstcren şir-
ketin beu'nilen borcunun 7 gün içerisinde gümrüğümüz Savmanhk
MüdürlüğU veznesine yatırıldığına dair vezne makbuzunun Halkalı
Giriş Gümrük Müdürlüğu'ne ibraz edilmeracsi halinde 6183 sayıh
A.A.T.U.H. Kanunu'nun 55, 60 ve 114'üncü maddeleri gereğince i$-
lem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olunur.
Basın: 20830
SİLtVRİ SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1988/22
Karar No: 1989/186
Davacı: K.H.
Sanık: Mustafa Ziya Arslan: Ali Haydar oğlu 1341 d.lu Silivri Piri-
paşa Mah.den.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet
Suç tarihi: 17.9.1987
Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet suçundan yukanda açık kira-
Ugiyazılı sanıgınmahkememizin 20.9.1989 tarihli karan üeTCK. 3%.,
402., 647 SK. 4/1. maddesi gereğince 32.000.— TL ağır para 3 ay
cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ticaretin tatiline, 7 gün işyeri-
nin kapatılmasına karar verilmiştir.
Keyfıyet ilan olunur. 12.3.1990
Basın: 20751
T.C.
MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK
MÜDÜRLÜĞÜ
İLAN (ÖDEME EMRİ)
IstasyonCad. Hallaç HüseyinSk. No:l, K:4/5 Bakırköy îstanbul
adresinde faaliyet gösteren ve müdürlügümüze kamu alacağından
65.689.080.- ile aynca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammın-
dan borçlu bulunan Osak İç ve Dış Tic. A.Ş. firmasından mezkûr
kamu alacağının tahsili için çıkanlan 55884 sayılı 27.6.1989 tarihli
tebligat, fırmanın belirtilen adreste bulunamamâsı nedeniyle iade edil-
miştir.
lstanbul Ticaret Odası, lstanbul Ticaret Sicil Memurluğu ve Ba-
kırköy Kaymakamlığı nezdinde yapılan takibatlar neticesinde, anı-
lan şirket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tespit
edilememiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca zabıta mağ-
rifetiyle tebliği de mümkün olunamadığından aynı kanunun 28. ve
31. raaddeleri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen teb-
liğine karar verilmiştir.
Yukanda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir-
ketin belirtilen borcunun 7 gün içerisinde Gümrüğümüz Saymanlık
Müdürlüğü veznesine yatırıldığına dair vezne makbuzunun Halkalı
Giriş Gümrük Müdürlüğu'ne ibraz edilmemesi halinde 6183 sayıh
A.A.T.U.H. Kanunu'nun 55, 60, ve 114. maddeleri gereğince işlem
yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olunur.
Basın: 20819
TOPKAPI
SARAYTNDA
YÂŞAM
J.B. Tavernier
2000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
TÜRKİYE'NİN
KALBİ
AJVKARA
Mehmed Kemal
3000 lira (KDV içinde)
Çağdaf Yayınları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Beıiin'den Bir Selam
Dünyamız hızla değişiyor, ölüm bir yana, sevindirici bir değiş-
me bu. Yüzyıllara sığmayacak sandığımız olaylar birkaç yıla, hatta
birkaç aya sığabiliyor. Yüzyılların tarihini yaşayarak gerçekleşti-
riyorum. Birkaç yıl daha yaşarsak önümüzdeki yüzyılların tari-
hini de yazabiliriz, diyor Ahmet Say. Ben de düşünüyorum. Bir
de bizim tarihimiz var değil mi? Bugünler, bu yıllar nasıl yazılı-
yor, yüz yıl sonrakiler nasıl okuyacak, nasıl yaşayacaklar!
Ahmet Say eski bir dost, 196O'lı yıllarda bir yedek öğretmen
olarak tanıdım onu. Bir mektup yolladı Çevrimpınar köyünden.
İstanbul'un Suadiye'sinden Bingöl'ün bir köyüne giden bir deli-
kanlının güzel öyküsünü okudum o mektupta Sanırım bir kez
dahayazdım bu köşede. O delikanlının Çevrimpınar'daki çaba-
larını her zaman gülümseyerek anımsarım. Bingöl'ün bir köyünde
okul diye gösterilen keçi ahınnda, yalnızlığa, rnutsuzluğa gomül-
müyor. Tersine, Çevrimpınarlıların yalnızlığını paylaşıyor. Güzel
bir aydın savaşı veriyor. Her şeye sevgiyle bakıyor, köylülerle sı-
cak bir diyalog kuruyor. Bu diyalog somut ürünler veriyor çok
geçmeden.
Çevrimpınar olayını anımsarken biraz da hüzünlenirim. Top-
lumun değişik kesimleri arasında hiçbir diyalog kuramayanları
düşünürüm, inandırıcı politikalar üretemeyenleri. Sevgisiz bir yak-
laşımla, kan ve gözyaşından başka hiçbir şey üremedigini. Dün-
yamız hızla değişirken bizim hiç değişmediğimizi. Bu hızlı de-
ğişmeyi bile yeteri kadar izleyemediğimizi...
Berlin'den gelen son haberler de bunu kanıtlamıyor mu? Do-
ğu Almanya, Federal Almanya ile bütünleşirken bir vize anlas-
ması ilginç değil mi? Anlaşmanın askıyaalınması, gündemdekî
sorunlara bir yenisini ekliyor ancak. Bu girişim yapılmadan tep-
kileri düşünülmemiş olabilir mi? Düşünüidüyse neden yapıldı?
Sorulan yanıtlamak kolay değil.
Berlin'den başka haberler de var son günlerde. Ahmet Say
sevineyim diye yazıyor mektubunda. Sevgili oğlu Fazıl'ın başa-
rılarını anlatıyor. Elbet çok sevindim. Geçen kış Berlin'de ger-
çekleştirilen Türk haftalannın mimarı bu genç sanatçımız. Türk
bestecilerinin çok sayıda oda müziği ve orkestra yapıtlannın no-
taları sağlanarak Berlin'de seslendirildi bu haftalarda. Berlin Se-
natosu'nda oybirliğiyle alınan kararın önerisi de Fazıl Say'dan.
Yirmi yaşında bir gencin Rias solistik sınavını kazanması da güzel
bir başarı kuşkusuz. Dahası, bu yirmı yaşındaki delikanlıya bir
konçerto ısmarlıyor Berlin Senfoni Orkestrası. Keman, piyano ve
orkestra için bestelenen konçertonun piyano solistliğini de Fa-
zıl yapacak. Bu konçerto 29 Nisan 1991 'de, daha doğrusu gele-
cek yıl bugünlerde Berlin'de ilk kez seslendirilecek. Almanlar
konçertonun Türkiye'de CSO ya da İstanbul Devlet Senfoni Or-
kestrası'nda da seslendirilmesini istiyorlar.
Peki biz, diye sorarsanız henüz belli değil. 1990-1991 konser
programı belirlenmedi henüz. Gürer Aykal hafta başında geldi
Ankara'ya. Profesör Doğramacı'nın 75. doğum yıldönümü nede-
niyle düzenlenen gecede karşılaştık, ama konuşamadık. Tanı-
dığım kadar Fazıl Say'ın başarısı ona da büyük coşku verir. Ge-
lecek konser mevsiminde Say, konçertosunu bize de dinletir. Fazıl
Say'a Berlin'de verilen bir hakkın Ankara'da ya da İstanbul'da
verilmemesi düşünülemez değil mi? Çağdaş Türk bestecileri-
nin yapıtlarını dinlemek müzikseverieri mutlandıran bir olay her
zaman. Dinleyerek değerlendireceğiz, eleştireceğiz ve yeni ya-
pıtlar oluşacak müzik dalında. Bu çağdaş yapıtlar dünyaya da
güzel bir selam bence. Olayların çok gerisinde kaldığımız dö-
nemlerde bile sanatçılarımızın soluğu eksilmiyor. Yaratıcı güç-
leriyle karanlığı deliyorlar.
Doğramacı'nın 75. yılını ayrıca yazmak ıstiyorum. Belki dergi-
de. Ama anısal konuşmaların en güzelini değerli bestecimiz Ad-
nan Saygun yaptı o akşam. Toplumumuzda yüce dağların gide-
rek azaldığını belirtti. Yürekli atılımların giderek gerilediğini.
1930'lardakı başkenti saran coşkunun da giderek solduğunu.
Ben de düşündüm. Yüce dağlar bir yana, sıradağlar bile eroz-
yona uğruyor, doruklar törpüleniyor durmadan. Düzeyini koru-
yan kişilere büyük saygı duyuyorum doğrusu. Özellikle sanatçı-
lara. Fazıl Say'ın tırmanışını da desteklemek gerekir. Berlin du-
varı tarih oldu çoktan, Avrupa'da sınırlar kalkıyor. Bu olaylar ya-
şanırken, birkaç aya birkaç yüzyılın dönüşümleri sığarken bir Türk
delikanlısının konçertosu da sesleniyor Berlin'de.
• • *
Son günlerde Berlin'de mi, Ortaköy'deki atölyesinde mi bil-
mem? Belki de Marmara Adası'nda mermerlerle konuşuyor! Yaz
aylarında adada bir yontu okulu açmanın hazırlıklarını yapıyor.
Yontu sanatçımız Mehmet Aksoy da Berlin duvarının boşluğu-
na bir heykel yapmaktan söz etti son buluşmamızda. Duvarın
yıkıldığı yerde bir yapıtının bulunmasını düşlüyor. Orada bir Türk
sanatçısı da emeğiyle yer alsın istiyor. Dinlerken çok duygulan-
dı, coşkusu beni de sardı. Politikacılarımız, ülkemizi yönetenler
ne düşünüyor acaba? Yeni oluşumlara hiçbir katkıda bulunma-
maktan rahatsız olmuyorlar mı? Kısır döngüyü aşamamaktan
eziklik duymuyorlar mı?
Olayların hızından başlan dönüyor da düşünmeye vakit bula-
mıyorlar belki de. Oysa aylara sığan yüzyılların tarihine bizim
de birkaç satırımız eklenmeli, hızlı oluşumlardaki yerimizi bul-
malıyız değil mi?
ÇAUŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZŞİPAL
"Ek ödemeler ve prim"
SORU: Bir kamu kuruluşunda 147S sayıh lş Yasası'na ba^ı ola-
rak çalışmaktayım. SSK'dan görüş alındıgı belirtilerek, kuruma-
muz içi bir genelgeyle, şimdiye kadar prime esas kabul edilen ek
ödemelerden, kısa bir süre önce prim kesmemeye başladılar.
506 sayılı yasaya uygun olarak sigorta primi kesilmesi için yap-
tığım yazılı başvuruma verilen yanıt. "iş güçlüğü tazminab ve ye-
mek parasının sosyal yardım niteliginde olduğn" şekiindedir. Bu
ber iki ödemede toplu iş sözleşmesi yoluyla alınmışbr. tş güçlügii
tazminab ağır ve kirli iş yapan bakımcılan özendirmek amacıyla
verilmektedir. tşe gelinmedigi günler için bu ödeme kesilmekte-
*'•• M.C
YANrKSosyal Sigortalar Yasası'mn 77. maddesi sigorta primine
esas alınacak ücretlere ilişkindir. Bu maddede hangi ödemelerin '
prime esas alınacağı, hangilerinin alınmayacağı açıklanmıştır.
"Sigortalüarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin he-
sabında:
a) Sigortalılann o ay içinde hak ettikleri ücretlerin,
b) Prim, ikramiye ve bu hitelikteki her çeşit istihkaktan sigorta-
lılara o ay içinde ödenenlerin,
c) Idare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b)
fıkralarında yazılı kazançlar niteliginde olmak üzere sigortalılara
o ay içinde yapılan ödemelerin,
Brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki yoüuklar, çocuk ve aile zamları, ölüm, doğum ve
evlenme yardımlan ile aynı yardımlar sigorta primlerinin
"hesabında" göz önüne almmaz.
Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün 16 sayılı ge-
nelgesinin VIII. bölümünde "Prime esas olan ve olmayan
kazançlar" açıklanmıştır.
Bu açıklamaya göre eleman temininde güçlük zammı ücret ni-
teliginde görülmüştür.
"tşverenler tarafından mesleğin özelliği göz önünde bulundu-
rularak bazı personele 'eleman temininde güçlük zammı', bazı per-
sonele de kıdemlerine ve gündehklerine eklenmek suretiyle 'kıdem
zammı' adı altında para ödenmekte olduğundan, bunların ücret
niteliginde kabul edilerek sigorta primine esas tutulması gerekmek-
tedir!'
Buna karşılık iş riski zamlan prime tabi olmayan kazançlar ara-
sında sayılmıştır.
"îşyerlerinde para veya kıymetli evrak veyahut da eşya muha-
fazası ile görevli bulunanlara işverenler tarafından ödenen kasa taz-
minatları, bu nitelikteki imza tazminatı veya iş riski zamlan
muhtemel açıklan kapatmak maksadıyla verildiğinden, bunlann
ücret niteliginde sayılmarnası dolayısıyla sigorta priminden istis-
na edilmesi gerekmektedir"
Ayrıca genelgede, sigortalılara ödenen yemek paralarının sigor-
ta primlerine tabi tutuknayacağı belirtikniştir.
Görilşümüze göre iş güçlüğü tazminatının da "eleman teminin-
de güçlük zammı" gibi ücret niteliginde düşünülmesi ve sigorta
primine esas kazançlardan sayılması gerekir.