05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 NİSAN 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKİYEDE BUGÛN roloıi Gene) MüdtJrtûOü'n- den alınan bilgiye göre, yurrhın ıç w doğu kesimleri parçalı ve çok bu- lutlu Doflu Akdenız iç Anadolu'nun doğustJ ile Doflıı ve Güneydoğu Anadolu bökjeleri yağışlı geçecek V&fcslar yaflmur yer yer sağanak ve gök gûrüttûlû safianak şetdinde ola- cak. HAVA SICAKLIĞI: Önemli bir deöisıklik oimayacak RÛZGAR: Gü- ney ve batı yânlerden hafif ara sıra • orte kuvvette esecek. Denızlerimiz- cte, Marmara ve Karadeniz'de yıldız ve poyraz. Ege ve Akdenız'de kıble ve lodostan 2-4 kuvvetınde saatte 4-16 deniz mili tıızta esecek. Görüş uzaMığı 10 km., Doğu Akdeniz'de yağıs anında 3-5 km. doiayında obcak. \6n GfilC'nde hava. Parçalı bulutlu ve sağanak yajhşt geçecek. Rûznâr batı yön- lerden hafif olarak esecek. gol kûçûk dalgalı, görüş uzakltgı 10 km. doiayında olacak. Mana Mapazsn Adıyaman Aiyon Aûn Ankara Anöfcya Antalya Artvın Vlm Balıkasr Bîledk Kngöt BMs Bokj Bursa Y 21° B° Dıyartakır A 20° 9°Edinw Y 19° FErancan A 21° 5°E[Zunjm » f f - f Esloşehır A 20° 7°Gaaantep Y 21° 11° ûresun B 2î° 10° Gümûşrune A A 16° 0°Hakttn A 24° 13" Isparö A 23° 7"lstanbui A 20° 5°l2mif Y 17° Y B A A Y Y 15° 1° KasUmomı A Ç Ç«um Denzti 20° 5°Kaysen 23° 8 ° K J * « İ 20° 11° Konya 21° 2°KütahyB 23° 11° Malatya 18° 3 Itantsa 23° 8°KMarjş 14° 0°Mersın 5°-7° Mufjla 21° 6°Muş 19° 5°l*0de 14° B°Ortu 13° 0°Rae 9° 0°Samsun 20° 2 ° S « 19° 10° Smop 22°12°Snas 5°-5°i!l<ifdaO 20° 9° ^B&DD 19° 2°V>celi 21° 9°Uşak 19° 5°Van 21° 6°lteoal 18° yZonguMak A-»k B-Dututu byin$k K-kart S-sslı Y^agmurlu DÛNYA'DA BUGÛN Amsterûam B 11° Aıman A 20° Atina Bajdat Barcelona Bdgrad Brûteel Ctnevre Csa*ir Cakfc Duba FranMurt ûrne Hefsnkı Krtıre Kopenhag Kâkı Leftosa A 2T° A 23° Y 17° Y 10° Y 19° Y 14° Y 14° B 12° Y 17° Y 11° Y 22° A 28° A 30° Y 13° Y 21" B 9° A 26° B 11° Y 14° Y 20° laangrad Londra Madrid MUa» Montreal MostaM MMı Hen Ytrt Oslo Pans Prag «yad Rona Sotya Varşcva Venaük Viyana Zûrih A 5° Y 10° Y ıe° Y W° A 4° A 15° Y 15° B 8° Y 5° Y 13° Y 16° A 29° Y 20° B 20° Y 22° A 23° A 24° B 12° Y 19° B 15° A 13° Y 10° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Yüreği saran zar. 2/ lUnceli'nin bir ilçe- si... Bestelenmiş her tür şiire Batı'da veri- len ad. 3/ Halk dilin- de bademe verilen ad... Kriptonun sim- gesi. 4/ Eli işe yatkın, becerikli... tki ucu açık küçük boru. 5/ Ayakları altında ez- mek. 6/ Mısır'ın pla- ka i$areti... Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad. 7/ Bilişim ve büro do- narumları alanında uzmanlaşnıış bir ABD şirketi... Kayısı, erik, zerdali gi- bi meyvelerin kurusu. •/ Terbiyesi ve görgüsü kıt... Sert bir içki. 9/ Biı tür pamuklu kadife. YUKARIDAN AŞAClYA: 1/ Sovyetler Birliği'nde 1917 devrimi- ne karşı çıkmayan, ama devrimi pro- paganda yoluyla etkin biçimde de des- teklemeyen yazarlar için kullanılan te- rirn. 2/ Etek ucuna doğru genişleyen giysi... Hayvanı avalığa alışurma işi. 3/ Demiryolu... Bir renk. 4/ Izin... Alüminyumun simgesi. 5/ Ekin hastalıgına yol açan zararlı bir böcek. 6/ Bir renk... Süreç. 7/ Gemilerde yolculann hizmetine bakan görevli. 8/ Bilyeli lekerlekler ve küçük bir sandıktan oluşan basit taşuna aracı... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 9/ Kuduz. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyel Gandi 6 NİSAN 1930 S1UTI IEŞU6USWUZDE I U-Mi N A i b Gandi garimüsellah itaatsizlik mücadelesine girişmek üzere Dandi şehrine gelraiştır. Bu mücadele yarın tuz inhisarı kanunlarını ihlâl ederek sahilde tuz yapmak suretiyle başlayacaktır. Aynı zamanda yeni teşekkUl etmiş olan ihtilâl aleyhtarlan fırkasına mensup bir murahhas heyet te Dandi'ye gelmiştir. Bu heyetin maksadı Gandi'yi tuz resmine karşı açmak istediği mücadeleyi tehire ve daha ziyade sınıf usulüne, yani ahaliyi rauhtelif sınıflara ayırmak sis temn sistemine karşı mücadeleye ikna etmek için menfi mukaveraette bulunmaktan ibarettir. Ayrıca Bombay'da dün akşamki iğtişaşlar demiryolları uzerinde icrasına başlanılmış olduğu bildirilen gayrimüsellah itaatsizlik hareketlerini tacil etmiştir. Bugün kütle halinde içtima eden şimendifer amelesi grevcilere demiryolları üzerine yatmalannı tavsiye etmek suretiyle şimendifer servisini tamamen felce uğratmaya karar vermişlerdir. Demiryollan uzerinde gayrimüsellah itaatsizliğe iştirak edenlerin miktan bin kişi tahmin edilmektedir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet CHP'nin bildirisi 6 NİSAN 1960 CHP Meclis Grubu bugün saat 15 te toplanmış ve 18,45 e kadar çahşmışur. Çalışmaların siklet merkezini Genel Başkan Ismet lnönü'nün gezileri teşkil etmiştir. Bu konuda konuşan bir hayli hatip, vukua gelen olayları tesbite ve tahlile -r" çalışmışlar ve neticede, Kayseri A v B * olaylanyla ilgili ve Içişleri Bakanmı hedef tutan bir Meclis tahkikatı önergesinin B.M.M. ne verilmesine de ittifak edilmiştir. Ancak Meclis tahkikatı talebini ihtiva edecek olan önerge deliller tamamen toplandıktan sonra hazır olacaktır. Meclis Grubu bu bakımdan mevzu uzerinde birkaç toplanü daha yapacaktır. Toplantıda aynca Ismet lnönü'nün yaptığı gezilerde yorulduğu meselesi ortaya atılmış ve bazı milletvekilleri, henüz bir seçim yapılacağına dair kesin işaretler mevcut değilken tnönü'nün bu derece yorulmaması gerektiğini söylemişlerdir. Bir hatip "tnönü kuvvetinin zamanında kullamlması" hususunu savunmuş ve gezilerin daha salim bir programa bağlanmasını istemiştir. Meclis Grubu toplantısına Genel Başkan tsmet Inönü katılmamış, evinde istirahat etmiştir. Saat 19'da Grup başkan vekilleri Avni Doğan ile Fethi Çelikbaş, lnönü'nün evine giderek^ kendisine gruptaki müzakereler hakkmda bilgi vermişlerdir. Meclis Grubu toplantıyı mütaakip bir bildiri yayınlamıştır. Bu bildiride DP iktidannın, vatandaşın sevgi ve güvenini tamamen kaybettiği ifade olunduktan sonra, Kayseri hâdiseleri sırasında kanun anlayışından mahrum bazı idare adamlarının öne sürüldüğü ve silâhlı kuvvetlerle vatandaşların karşı karşıya getirildiği kaydedilmekte, müessif neticeler doğurabilecek bu harekete bir yandan vatandaşlann azimli ve basiretli davranışı, bir yandan da silâhh kuvvetler mensuplarımn anlayış göstermesi sayesinde mâni olunduğu bildirilmekte ve denilmektedır ki: — Silâhlı Kuvvetlerimizin şerefli mensuplan, siyasi tertiplere âlet edilemiyeceklerini bu vesile ile de göstermişlerdir. Gene bu vesile ile büyük Türk milleti, bir vatandaşa yapılacak haksızlığı bütün millete yapılmış bir haksızhk sayacak ve karşısında müttehit olarak vaziyet alacak yüksek bir insanlık ve siyasi olgunluk merhalesinde olduğunu ispat etmiştir. Kayseri hâdiseleri, CHP'nin kuvvetini ve büyük Türk milletinin demokrasiye liyakatini olduğu kadar, DP idarecilerine hâkim olan zihniyetin artık memleketimiz için ne kadar büyük tehlikeler taşıdığını da hiç şüpheye yer bırakmıyacak bir açıkiıkla bir kere daha meydana çıkarmıştır. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Seçim hazırlığı 6 NİSAN 1989 Başbakan Turgut özal'ın yakın kurmaylarına, "Bir yıl içinde yapılacak erken seçime hazır olun" lalimatını verdi|i öğrenildi. Başbakan özal, önceki gün 8 saat süren grup toplantısmda, Bakanlar Kunılu'nda yeni düzenleme sonrası kırgın ve küskün ANAP'lılar ile konuşarak tepkilerini yatıştırmaya çahştı. özal, ittifakın önde gelen isimlerinden Mehmet Keçecüer ile grup toplantısı sürerken, iki ayn görüşme yaparak, Keçeciler'i yatıştırdı. özal aynca Vehbi Dinçerler ve Kaya Erdem ile de görüşerek partide birlik ve bütünlüğün korunmasmda yardımcı olmalarını istedi. ANAP'ta erken seçim hazırlıklan ile birlikte "yeni çizgi" arayışları da ortaya çıktı. T4RTISMA Başbakana Söyledîklerîııı ve Söy leyenıetlîklerîııı Yılda kaç kitap zararlı görüldüğü için toplattırılıyor? Kaç kitap yakıbyor, kaç film sansür ediliyor, kaç yazar, kaç gazeteci mahkemeye verilip hapsediliyor? tepki göstermiyor. Sadece, benim devam etme- mi onaylar gibi bakıyor. Ben de konuşuyorum. "Ülkemizde sanatın da sanal adamının da gii- vencesi yoktnr. Sanat adamı, yazar, çizer, sahne ve film sanat- çısı, düşiinür, her alanın aydın kişisi hem yasa- lann hem de toplumu n belli kesimlerinin baskısı altındadır. Bu baskının. sindirme eylemlerine kadar \-ardinldigi görfilmektedir. Bu baglamda- ki insanlann düşünceleri de, vaşamlannı ada- dıklan ugraşlan da her türliı destekten yoksun- dur. Destek ne söz, kösteklenmekledir. Yılda kaç kitap zararlı göriildügu için toplat- tınlıyor? Kaç kitap yakılıyor, kaç film sansür ediliyor, kaç yazar, kaç gazeteci mahkemeye ve- Taksimde, bir otelin topiantı salonu. Rah- metli Haldun Taner dost umuzun adına, Milli- yet Gazetesi'nce düzenlenen hikâye yarışması- nın ödül töreni. Konukların hemen hepsi, sanat- çılar, gazeteciler. Başbakan ve Adalet Bakanı da orada. Haldun Taner'i tanıtan konuşmalar, ka- zanan genç yazara odülün verilmesi, arkasından kokteyl. Üçer beser kişilik gruplar halinde, söy- leşiler sürüyor. Bu arada biraz dedikodu, biraz da kahkaha attıran fıkralar. Hemen her içerikte iğnelemeler. Bir ara, Başbakan Yüdınm Akbulut ile küçük bir söyleşi ortamında karşı karşıya geliyoruz. Başbakan'ın çevresini saranlardan Prof. Emre Kongar, "Ük kez böyle bir ödül törenine bir baş- bakan katılıyor, bu çok iyi" diyor. Arkasından da ekliyor; "Bu tür ödüller özendirici oluyor" diye. Söyleşi, böylece, ısınarak düşüncelerimizi da- ha yalın biçimde acıklama onamı yaratıyor. Bel- ki de kendisini daha önce tanımış olmamın ra- hatlığı ile konuyu derinleştiriyorum. "Sanatın ve kültürün daha da yayılıp gelişti- rilmesi için öncelikle ortamın >araölması gerek" diyorum. "Bu tür ödüller, olsa olsa adına ödül konulan insanı gündemde tutar, bir de kazanaıu özendirir." Başbakan, daha geniş acıklama bekler gibi, yüzüme bakıyor. Söylediklerime, sözle hiçbir rilip hapsediliyor? Yasalann korkusu, loplu- mun baskısı derken, sanatın yarabcılanna da bıkkınlık geliyor. Acı, ama gerçek şu Say ın Baş- bakan: Bütün bu olurasuzluklar, cevreoizi saran evet efendimcilerden önılü surian aşıp size ula- şabiliyormu? Ülkemizde, sanata giden, çağdaş, özgür dü- şünceye, kültüre uzanan yollar tıkalıdır. Biz hâlâ ulkemizin dış dün>ada taaıtımını Türk lokumuna, şiş kebaba baglıyonız. Bir de siyaset adamlarının dış gezilerinde, şorada bu- rada yaplıklan kupkuru konuşmalara! Devlet adamlanmızın, politikacılann, ta başoakana ve cumhurbaşkaıuna kadar o nlkelerm Bcdşinı or- ganlannda ne ölçiide yankı baldugu daha dog- rusu bulmadıgı bilinmektedir." Başbakan, sessiz dinliyor, ben de fırsatı yaka- larruşım, sürdürüyonım konuşmamı. "KimUerinin yapbğı gibi öyle 1500-2000 ki- şilik davetler yaparak sadece el sıkmakla, gülü- cükler dagıtmakla, «anata da sanat adaralanna dayakınlık göslerilmiş olunmaz. Dahası. onca fikir ve sanat adamı arasında, sagına bir şarkı- cıyı, soluna da birşarkıcıyı oturtarak, ben sanat- çılan davet ettim, kokteyl verdim övıinmeleri- ni haklı göstermez. Özellikle, başbakan olarak siz, onar-on beser kişilik gruplar halinde sanat adamlarıyla. kül- tür adamlannı toplayın, konuşun, dertlerini dinleyin. Ulkemizin ortamı hakkında, birinci ağıztardan bilgi alın. Şairlerimizin, yazarianmı- zın, oteki sanat adamlanmızın içdünyalanna gi- rin. Göreceksiniz ki çok sevecen, çok yurtsever, yürekleri insan sevgisi ile dolu insanlardır. Bir de şu konuya eğilin Sayın Başbakan: Sanatçılar, be>inlerini akıtarak, biıtün za- manlannı harca>'arak urettikleri yapıtlardan kaç para telif hakkı akyoriar? Urettikleri Ue ge- çinebilen kaç kültür adamı, kaç sanatçı var bu iilkede? Hemen hemen hepsi, bir başka görev- de aylıkçı olarak çalışıp sürdürebUiyoriar ya- punlannı." On yedi dakika süren konuşmamın bir özeti bunlar. Sonunda, söz güncel bir olaya geliyor. Çetin Emec kardeşimizin öldürülmesi olayına. Emre Kongar dostumuz, Çetin Emeç'in katil- lerinin yakalanması yolundaki dilegini dile getirdi. Ben ekledim: "Göriiyorsunuz Sayın Başba- kan, ülkemizde gazetecilik ne zor. ne tehlikeli bir meslektir. Ben rahmetli Abdi lpekçiVin, ölüm yıldönu mkri nedeniyle birkaç kez mezan başın- da konuşma >Bptım. Bir keresinde 'Biz, şimdi burada. sevgili tpekçi'nin mezan başında, bu ig- renç cinayeti kınarken, suçluların yakalanma- sı dileginde bnlunurken, katiller. belki de mezar- hgın bir köşesinden, bizi alay ederek seyrediyor- lardır.' lnşallah, Çetin Emeç için böyle olraaz. Boyle olmaması için özgürlük ortamının dev- letin güvencesinde olması gerekir. Bunlar söylediklerim. Peki ya söyleyemedik- lerim? Bir tek cümle: Yahya Kemal'in çok eski bir şiirindedediği gi- bi: Vatanda hor görulen bir cemaatiz artık. RECEPBİLGtNER Geliyorlar FordSierra'lar 15 Nisan'dan itibaren Ford bayilerinde. T.C. GAZİANTEP 2. ASLtYE CEZA MAHKEMESİ KARAR ÖZETt Sayı: 1989/1187 Esas No: 1989/1187 Karar No: 1990/90 Hâkim: Mehmet Gilneş 13489 Kâtıp: Bekir tnci. Sanılc: Ismail Bulduk, Ramazan oğlu, Naile'den olma 1962 d.lu, Suruç ilçesi Balaban köyünde nü- fusa kayıtlı, balen Gaziantep 29 Ekim Mah. 19. No.lu Sok. No.l'de. Suç: 213 sayıh Vergi Usul Ka- nunu'na muhalefet Suç tarihi: 1985 yılı içerisi Sanığuı sucu sabit gOrOlerek fıil ve hareketine uyan 213 sayıh Vergi Usul Kanılnu'nun 359/rinci mad- desi gereğince 3 ay maddetle ha- pis ve 3 ay müddetle meslek, ticaret ve sanatırun tatiline, sanı- ga verilen hapis " • " ' " " " müdde- tine binaen 2788 sayılı kanunla değisik 647 sayıh kanunun 4/1'inci maddesi uyarınca beher günü taJc- diren 500'er lira olmak üzere sa- nıgııı 3 ay hapis cezasının 45000 lira ağır para cezasına tahviline. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'- nun 359/2'nci maddesi gereğince karar özetinin tirajı yüzbinin uze- rinde olan Ankara, lstanbul ve tz- mir'de yayımlanan bir gazetede ve mahalli bir gazetede ilanına ve masrafuun bilahare sanıktan aün- masına karar verildi. 8/3/1990 Basın: 20725 İLAN (ÖDEME EMRİ) T.C. MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ ^Menekşe Sokak No. 32 Kızılay-Ankara adresinde faaliyeı göste- ren ve müdürlügümüze kamu alacağından 2.881.712.229.— TL ile aynca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammından borçlu bu- lunan tnimeks Pazarlama ve Taah. thr. ve Tic. Ltd.Şti. firmasından mezkûr kamu alacağının tahsili için çıkarüan 72148 sayılı 22.8.1989 tarihli tebligat fırmanın belirtilen adreste bulunamamâsı nedeniyle iade edilmiştir. Anılan şırket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tes pit edilememiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2. maddesi uya- nnca zabıta mağrifetiyle tebliği de mümkün olunamadağından aynı kanunun 28. ve 31. maddeleri gereğince tebligat yerine kâim olmak üzere ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet göstcren şir- ketin beu'nilen borcunun 7 gün içerisinde gümrüğümüz Savmanhk MüdürlüğU veznesine yatırıldığına dair vezne makbuzunun Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğu'ne ibraz edilmeracsi halinde 6183 sayıh A.A.T.U.H. Kanunu'nun 55, 60 ve 114'üncü maddeleri gereğince i$- lem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olunur. Basın: 20830 SİLtVRİ SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1988/22 Karar No: 1989/186 Davacı: K.H. Sanık: Mustafa Ziya Arslan: Ali Haydar oğlu 1341 d.lu Silivri Piri- paşa Mah.den. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet Suç tarihi: 17.9.1987 Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet suçundan yukanda açık kira- Ugiyazılı sanıgınmahkememizin 20.9.1989 tarihli karan üeTCK. 3%., 402., 647 SK. 4/1. maddesi gereğince 32.000.— TL ağır para 3 ay cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ticaretin tatiline, 7 gün işyeri- nin kapatılmasına karar verilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 12.3.1990 Basın: 20751 T.C. MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ İLAN (ÖDEME EMRİ) IstasyonCad. Hallaç HüseyinSk. No:l, K:4/5 Bakırköy îstanbul adresinde faaliyet gösteren ve müdürlügümüze kamu alacağından 65.689.080.- ile aynca hesaplanacak para cezası ve gecikme zammın- dan borçlu bulunan Osak İç ve Dış Tic. A.Ş. firmasından mezkûr kamu alacağının tahsili için çıkanlan 55884 sayılı 27.6.1989 tarihli tebligat, fırmanın belirtilen adreste bulunamamâsı nedeniyle iade edil- miştir. lstanbul Ticaret Odası, lstanbul Ticaret Sicil Memurluğu ve Ba- kırköy Kaymakamlığı nezdinde yapılan takibatlar neticesinde, anı- lan şirket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tespit edilememiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca zabıta mağ- rifetiyle tebliği de mümkün olunamadığından aynı kanunun 28. ve 31. raaddeleri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen teb- liğine karar verilmiştir. Yukanda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir- ketin belirtilen borcunun 7 gün içerisinde Gümrüğümüz Saymanlık Müdürlüğü veznesine yatırıldığına dair vezne makbuzunun Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğu'ne ibraz edilmemesi halinde 6183 sayıh A.A.T.U.H. Kanunu'nun 55, 60, ve 114. maddeleri gereğince işlem yapılacağının bilinmesi ilanen tebliğ olunur. Basın: 20819 TOPKAPI SARAYTNDA YÂŞAM J.B. Tavernier 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. TÜRKİYE'NİN KALBİ AJVKARA Mehmed Kemal 3000 lira (KDV içinde) Çağdaf Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Beıiin'den Bir Selam Dünyamız hızla değişiyor, ölüm bir yana, sevindirici bir değiş- me bu. Yüzyıllara sığmayacak sandığımız olaylar birkaç yıla, hatta birkaç aya sığabiliyor. Yüzyılların tarihini yaşayarak gerçekleşti- riyorum. Birkaç yıl daha yaşarsak önümüzdeki yüzyılların tari- hini de yazabiliriz, diyor Ahmet Say. Ben de düşünüyorum. Bir de bizim tarihimiz var değil mi? Bugünler, bu yıllar nasıl yazılı- yor, yüz yıl sonrakiler nasıl okuyacak, nasıl yaşayacaklar! Ahmet Say eski bir dost, 196O'lı yıllarda bir yedek öğretmen olarak tanıdım onu. Bir mektup yolladı Çevrimpınar köyünden. İstanbul'un Suadiye'sinden Bingöl'ün bir köyüne giden bir deli- kanlının güzel öyküsünü okudum o mektupta Sanırım bir kez dahayazdım bu köşede. O delikanlının Çevrimpınar'daki çaba- larını her zaman gülümseyerek anımsarım. Bingöl'ün bir köyünde okul diye gösterilen keçi ahınnda, yalnızlığa, rnutsuzluğa gomül- müyor. Tersine, Çevrimpınarlıların yalnızlığını paylaşıyor. Güzel bir aydın savaşı veriyor. Her şeye sevgiyle bakıyor, köylülerle sı- cak bir diyalog kuruyor. Bu diyalog somut ürünler veriyor çok geçmeden. Çevrimpınar olayını anımsarken biraz da hüzünlenirim. Top- lumun değişik kesimleri arasında hiçbir diyalog kuramayanları düşünürüm, inandırıcı politikalar üretemeyenleri. Sevgisiz bir yak- laşımla, kan ve gözyaşından başka hiçbir şey üremedigini. Dün- yamız hızla değişirken bizim hiç değişmediğimizi. Bu hızlı de- ğişmeyi bile yeteri kadar izleyemediğimizi... Berlin'den gelen son haberler de bunu kanıtlamıyor mu? Do- ğu Almanya, Federal Almanya ile bütünleşirken bir vize anlas- ması ilginç değil mi? Anlaşmanın askıyaalınması, gündemdekî sorunlara bir yenisini ekliyor ancak. Bu girişim yapılmadan tep- kileri düşünülmemiş olabilir mi? Düşünüidüyse neden yapıldı? Sorulan yanıtlamak kolay değil. Berlin'den başka haberler de var son günlerde. Ahmet Say sevineyim diye yazıyor mektubunda. Sevgili oğlu Fazıl'ın başa- rılarını anlatıyor. Elbet çok sevindim. Geçen kış Berlin'de ger- çekleştirilen Türk haftalannın mimarı bu genç sanatçımız. Türk bestecilerinin çok sayıda oda müziği ve orkestra yapıtlannın no- taları sağlanarak Berlin'de seslendirildi bu haftalarda. Berlin Se- natosu'nda oybirliğiyle alınan kararın önerisi de Fazıl Say'dan. Yirmi yaşında bir gencin Rias solistik sınavını kazanması da güzel bir başarı kuşkusuz. Dahası, bu yirmı yaşındaki delikanlıya bir konçerto ısmarlıyor Berlin Senfoni Orkestrası. Keman, piyano ve orkestra için bestelenen konçertonun piyano solistliğini de Fa- zıl yapacak. Bu konçerto 29 Nisan 1991 'de, daha doğrusu gele- cek yıl bugünlerde Berlin'de ilk kez seslendirilecek. Almanlar konçertonun Türkiye'de CSO ya da İstanbul Devlet Senfoni Or- kestrası'nda da seslendirilmesini istiyorlar. Peki biz, diye sorarsanız henüz belli değil. 1990-1991 konser programı belirlenmedi henüz. Gürer Aykal hafta başında geldi Ankara'ya. Profesör Doğramacı'nın 75. doğum yıldönümü nede- niyle düzenlenen gecede karşılaştık, ama konuşamadık. Tanı- dığım kadar Fazıl Say'ın başarısı ona da büyük coşku verir. Ge- lecek konser mevsiminde Say, konçertosunu bize de dinletir. Fazıl Say'a Berlin'de verilen bir hakkın Ankara'da ya da İstanbul'da verilmemesi düşünülemez değil mi? Çağdaş Türk bestecileri- nin yapıtlarını dinlemek müzikseverieri mutlandıran bir olay her zaman. Dinleyerek değerlendireceğiz, eleştireceğiz ve yeni ya- pıtlar oluşacak müzik dalında. Bu çağdaş yapıtlar dünyaya da güzel bir selam bence. Olayların çok gerisinde kaldığımız dö- nemlerde bile sanatçılarımızın soluğu eksilmiyor. Yaratıcı güç- leriyle karanlığı deliyorlar. Doğramacı'nın 75. yılını ayrıca yazmak ıstiyorum. Belki dergi- de. Ama anısal konuşmaların en güzelini değerli bestecimiz Ad- nan Saygun yaptı o akşam. Toplumumuzda yüce dağların gide- rek azaldığını belirtti. Yürekli atılımların giderek gerilediğini. 1930'lardakı başkenti saran coşkunun da giderek solduğunu. Ben de düşündüm. Yüce dağlar bir yana, sıradağlar bile eroz- yona uğruyor, doruklar törpüleniyor durmadan. Düzeyini koru- yan kişilere büyük saygı duyuyorum doğrusu. Özellikle sanatçı- lara. Fazıl Say'ın tırmanışını da desteklemek gerekir. Berlin du- varı tarih oldu çoktan, Avrupa'da sınırlar kalkıyor. Bu olaylar ya- şanırken, birkaç aya birkaç yüzyılın dönüşümleri sığarken bir Türk delikanlısının konçertosu da sesleniyor Berlin'de. • • * Son günlerde Berlin'de mi, Ortaköy'deki atölyesinde mi bil- mem? Belki de Marmara Adası'nda mermerlerle konuşuyor! Yaz aylarında adada bir yontu okulu açmanın hazırlıklarını yapıyor. Yontu sanatçımız Mehmet Aksoy da Berlin duvarının boşluğu- na bir heykel yapmaktan söz etti son buluşmamızda. Duvarın yıkıldığı yerde bir yapıtının bulunmasını düşlüyor. Orada bir Türk sanatçısı da emeğiyle yer alsın istiyor. Dinlerken çok duygulan- dı, coşkusu beni de sardı. Politikacılarımız, ülkemizi yönetenler ne düşünüyor acaba? Yeni oluşumlara hiçbir katkıda bulunma- maktan rahatsız olmuyorlar mı? Kısır döngüyü aşamamaktan eziklik duymuyorlar mı? Olayların hızından başlan dönüyor da düşünmeye vakit bula- mıyorlar belki de. Oysa aylara sığan yüzyılların tarihine bizim de birkaç satırımız eklenmeli, hızlı oluşumlardaki yerimizi bul- malıyız değil mi? ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞİPAL "Ek ödemeler ve prim" SORU: Bir kamu kuruluşunda 147S sayıh lş Yasası'na ba^ı ola- rak çalışmaktayım. SSK'dan görüş alındıgı belirtilerek, kuruma- muz içi bir genelgeyle, şimdiye kadar prime esas kabul edilen ek ödemelerden, kısa bir süre önce prim kesmemeye başladılar. 506 sayılı yasaya uygun olarak sigorta primi kesilmesi için yap- tığım yazılı başvuruma verilen yanıt. "iş güçlüğü tazminab ve ye- mek parasının sosyal yardım niteliginde olduğn" şekiindedir. Bu ber iki ödemede toplu iş sözleşmesi yoluyla alınmışbr. tş güçlügii tazminab ağır ve kirli iş yapan bakımcılan özendirmek amacıyla verilmektedir. tşe gelinmedigi günler için bu ödeme kesilmekte- *'•• M.C YANrKSosyal Sigortalar Yasası'mn 77. maddesi sigorta primine esas alınacak ücretlere ilişkindir. Bu maddede hangi ödemelerin ' prime esas alınacağı, hangilerinin alınmayacağı açıklanmıştır. "Sigortalüarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin he- sabında: a) Sigortalılann o ay içinde hak ettikleri ücretlerin, b) Prim, ikramiye ve bu hitelikteki her çeşit istihkaktan sigorta- lılara o ay içinde ödenenlerin, c) Idare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliginde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, Brüt toplamı esas alınır. Şu kadar ki yoüuklar, çocuk ve aile zamları, ölüm, doğum ve evlenme yardımlan ile aynı yardımlar sigorta primlerinin "hesabında" göz önüne almmaz. Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün 16 sayılı ge- nelgesinin VIII. bölümünde "Prime esas olan ve olmayan kazançlar" açıklanmıştır. Bu açıklamaya göre eleman temininde güçlük zammı ücret ni- teliginde görülmüştür. "tşverenler tarafından mesleğin özelliği göz önünde bulundu- rularak bazı personele 'eleman temininde güçlük zammı', bazı per- sonele de kıdemlerine ve gündehklerine eklenmek suretiyle 'kıdem zammı' adı altında para ödenmekte olduğundan, bunların ücret niteliginde kabul edilerek sigorta primine esas tutulması gerekmek- tedir!' Buna karşılık iş riski zamlan prime tabi olmayan kazançlar ara- sında sayılmıştır. "îşyerlerinde para veya kıymetli evrak veyahut da eşya muha- fazası ile görevli bulunanlara işverenler tarafından ödenen kasa taz- minatları, bu nitelikteki imza tazminatı veya iş riski zamlan muhtemel açıklan kapatmak maksadıyla verildiğinden, bunlann ücret niteliginde sayılmarnası dolayısıyla sigorta priminden istis- na edilmesi gerekmektedir" Ayrıca genelgede, sigortalılara ödenen yemek paralarının sigor- ta primlerine tabi tutuknayacağı belirtikniştir. Görilşümüze göre iş güçlüğü tazminatının da "eleman teminin- de güçlük zammı" gibi ücret niteliginde düşünülmesi ve sigorta primine esas kazançlardan sayılması gerekir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle