Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhuriyet Malbaacılık ve Gazetecılı* Turk Anonım Şlrketı adına
Nadir Nadi 0 Gene! Vavın Muduru. Hasan Cemal, Mues<e*e Muduru
Emıne L'şaklıgil, Yazı Işterı Muduru Oka> Gonensin, 0 Haber Merkezı
Muduru Valçın Bajer, Savta Duzenı Yonetrr.enr Ali Aor, 0 Temsılcuer
ANK\RA \hmtl Tuı. İZMİR HıknKI Çctink*>x, ADANA Çttm
lc Polnıka GHal Bajianpc Dlş Habcrlcr trpuı Balci. Ekonomı Ctrçız Tıırtun, I) Seidıka Suknuı krttncı. kul'ur Cdal Istcr.
Egntm Gcnca> Şsybuı. Haber \raş'nna- Ismtt BcrVan. >urt Haberlen \«cdtf Dogan. Spor Dan >manı AbduJfcftdır YucHman.
D12 Yantar Knrnı Çabşkaa, Ara$lsnna ŞftbİB M|OT, Duzdîme Abdıdbiı >azıa 0 Koordınator Ahraei konılsan, # Ma- l^er
Erol Ertııt. # Mııhasebe Bulenl tancr • Butçt P^nlama Stvgı Osnuıbe$toglu C tolam Ayş* Tonın, 0 Ek tavınlar H»hs
AJıjol 0 idare Huse>in Gorrr, # blctmc Onder Çtfck. 0 Bılgı-işlOT Vad Innl # Pcrsonel S**gj BosunrıogJu
Baıan .<• KJKM. Cumhuntn Matbaaniık « GaKtcohk TA Ş. Turk Oca|ı Cad. 39'4I Cjjalojtu
H>W Kı PK 246-ls^bul Td «12 05 05 (20 hall. TdoL 22246 FUL (1) 526 60 72 #
Sjnjur \nk»nı Zıwı GoUıp Bl\ InkJap S. No 19'4, Td 13! II 41-47, Tdot 42344 h c |4) 13!
0< 6< # hmir. H Zıya BIN 1Î<2 SJL'3. Td 13 12 30, Teteı 52359 Fa*. (511 İ9 53 S0
Inonu Cad Iİ9 S V> 1 kj» 1 Tc' 19 r 52 (4 ha). Tdot 62155, Faı (71| 19 T 52
TAKVİ.M: 26 NISAN 1990 Imsak: 4.26 Guneş: 6.03 Oğle: 13.07 Ikindi: 16.55 Akşam: 20.01 Yatsı: 21.31
Çernobilfadasının 4. yılında Türkiye'nin radyasyondan ne kadar etkilendiği ve bunun sonuçlarının ne olacağı hâlâ belirsiz.
Çaylar radyasyon kanıydı; içtikDevlet: Zarar görmedik Resmi açıklamalara göre
Türkiye, Çernobıl faciasından zarar görmemişti. Olay
yurtdışına ihraç edilen fındık ve çayla ortaya çıktı. Eylül
ayında fındığımızda 110'a kadar çıkan
bekerel ölçüsünde radyasyon bulan ve fındık ithalini
durduran AT ülkeleri, kasım ayında çayımızda 30 bin
bekereli aşan yüksek radyasyon çıkardılar. Radyasyonlu
fındık ve çay ithalini durdurdular.
"Halk panige kapılmasın* diye Aylar sonraki
açıklamalarında "halk paniğe kapılmasın" diye
sakladıklannı söyledikleri radyasyon yüklü bulut
kümesi, nisan sonu mayıs başında Doğu Karadeniz
yöresinde dağları aşamayarak yoğunluk yapmış
yağmurla birîikte yere inerek bitki örtüsünü kirletmişti.
Kirlenmenin ve zararlarının boyutu, ortada hiçbir
bilimsel çahşma, açıklama olmadığı için bilinemiyor.
6 ay içtik Yurtdışında yaptırdığımız tahlillerin
sonuçlarına göre Batılı uzmanlar aslında Türkiye'nin
yoğun bir kirlenmeye muhatap olmadığı, ancak önlem
alınmadığı için bir zararın söz konusu olduğu
görüşündeler. 1986 yılı yüksek radyasyonlu çayların
yarısı (yaklaşık 6 aylık bir tüketim) halka afiyetle
içirildikten sonra ancak satışı durdurulan diğer yarısının
imhası, 3 yıldır sonuçlandırılamadı.
ŞÜKRAN KETENCİ
Bulgaristan'da demokratik tar-
tışmaların başladığı ilk gunlerde
bilim adamlan alışık olmadığımız
türde bir basın toplanttsı ve sergi
düzenlediler. Bilimsel verilerle
1986 nisaıunda meydana gelen
Çernobil facıasının Bulgarıstan
üzerindeki etkilerini açıkiadılar.
Zamanında siyasi iklidann rad-
yasyonun insanlann sağlığı, can-
hlar, gıda maddeleri üzerindeki et-
kilerini saklamasını bir cinayet
olarak nitelendirdiler. Bulgaristan
halkının zamanında uyanlmama-
sı, gereken önleralerin ahnmaması
sonucu, insan sağlığı üzerinde ya-
ratılan tehlikeleri anlattılar.
Acaba Türkiye'de de bir gün ba-
n bilim adamlan ortaya çıkıp bazı
gerçekleri söyleme cesaretini gös-
terecekler mi? Demokrasiye doğ-
ru henilz minik adımlar atan Bul-
garistan kadar olamayacak mıyız?
Avrupab, çağdaş olma, demokrasi
özlemi başka, bu anlamda geçer-
li doğnı adımlar atmak başka.
Çernobil facıası dünyayı alarma
geçirmişti. Ülkeler, bilim adamlan
kaygı ile radyasyonla yüklenen bu-
lutların hareketini izliyorlardı.
Sovyetler Birliği'nden sonra ağır-
lıklı olarak Doğu Avrupa ülkele-
ri, Almanya, Balkanlar, üzerleri-
ne düşen payı almışlardı. Radyas-
yondan etkilenen ülkeler, bu ça-
resiz belarun sonucunda, öncelikle
insanların en az zarara uğraması
için olağanüstü bir çabanın içıne
girdiler. Henıen gıda maddeleri
için kabul edilebilir radyasyon
miktan ile ilgili belirlemeler yapıl-
dı. 600 bekerel sınır ölçü kabul
edilip bunun ustünde radyasyon
içeren gıdalann AT ülkelerine so-
kulmaması karan alındı.
Çok yoğun ve bilinçli olma-
makla birîikte olayın heyecanı
Türkiye'de de yaşandı. Trakya ve
Ege bölgelerinde bir ölçüde kir-
lenmeye yol açan bulutun hareketi
heyecanla izlendi. \ağmur >ağma-
dı diye sevinildi. Türkiye, resmi
bilgilere göre Çernobil faciasım
çok ucuza atlatmıştı.
Türk kamuoyu, radyasyon yük-
lü bulutlardan kopan ve nisan so-
nu, mayıs başı Karadeniz'den
Türkiye'ye gelen bulut kümesin-
den habersizdı. Bulut kümesi kı-
yıya paralel Karadeniz dağlarını
fazlaca aşmadan birkaç gun kalıp
geri dönmüştu. Nisan sonu, ma-
yısın ilk günleri Karadeniz'in bol
yağış alan günleriydi. Yağmurla
birîikte radyoaktif maddeler top-
rağa da inmişti.
Radyasyon, öyle görünen, za-
rarları hemen ortaya çıkan, yeni-
lir yutulur bir şey değildi ki insan-
lar gelip gittiğinı anlasın. Zarar-
lanna karşı önlem alsın. Onu sap-
taraak, alınacak önlernleri almak
ve halkı uyarmak devletin göreviy-
di. Devlet bu görevlerini yapsay-
dı, örneğin radyasyon yüklü bu-
lut Karadeniz üzerinde dolaşüğı
gunlerde insanlar açık havada do-
laşmamaya çalışacaklardı. Hay-
vanlar otlatmaya çıkanlmayacak,
radyasyonla kirlenen otları yeme-
yecekter, kirlenmiş sütleri içilme-
yecek ve etleri kesilmeyecekti. Ya
o gunlerde yağan yağmur altında
mayıs sürgünü çayı toplayan üre-
ticinin durumuna ne demeli? Rad-
yasyonla kirlenmiş çaym üretime
gönderilmesini nasıl açıklamalı?
Her şey su jiizüne çıktıktan,
gerçekler saklanamaz olduktan
çok sonra, zamanın Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu Başkanı Prof.
Ahmet Yiiksd Özemre, "Halk pa-
nige kaptlmasın diye gelen radyas-
yonlu bulutun varlıgını sakladık"
diye bir açıklama yapabilmişti.
Türkiye'nin zararları ve boyııtu
konusunda henüz ciddi hiçbir bil-
gi sahibi olmadığımız Çernobil fa-
ciasından etkilenmesini biz fındık
ve çay ihracatımız nedeni ile öğ-
rendik. Batı dünyası sadece rad-
yasyon yüklü bulutlann geldiği
gunlerde gereken önlemleri alma-
mış, Çernobil'in olumsuz sonuç-
DÖRT NLMARALI REAKTÖR — So>>et yetkililer. Çernobil faciasının boyuüannı ve yol açüğı za-
rarları örlbas etmekte zoriuk çekmediler, ta ki faciazedeler seslerini yükseltene kadar.
Çernobil, hâlâ
insanlığa fark atıyor
Hayvanlar kaderlerine terk edildi. Meşe ağaçlan, yaban domuzlarının
kökü kurudu. Kuşlar da artık şakımıyor. Doktorların dedikleri gibi,
"Radyasyon hastalığı, kesin ölüm anlamına geliyor!'
Dış Haberier Servisi —
Hayvanlar kaderlerine terk
edildi. Meşe ağaçlan,
yabandomuzlarının kökü
kurudu. Kuşlar da artık
şakımıyor. Sovyetler
Bırliğı'ndeki dört numaralı
Çernobil nukleer reaktönınun
çevresinde bulunan ormanlık
alanda bu nedenle çıt
çıkmıyor. Şanslıysamz
karşınıza paytak yürüyüşü ile
bir ördek çıkabılir. Onun ne
kadar şanslı olduğu ise
tartışma götürür.
Orman, bildiğimiz ormanlara
benzemiyor. Hani gür, yeşil,
insanın ruhunu besleyen
orman resminin sanki boyaları
akmış. Çam ağaçlan ve
kozalaklan pembe kırmtzıya
boyanmış.
Çernobil'in ağaçlara bir
hediyesi daha oldu: Normal
gelişme hızlannı ona
katlayarak büyüyorlar. Sonuç?
öyle zayıfladılar ki kendi
dallarının ağırhğına
dayanamayıp parçalanıyorlar.
Ev hayvanları ola ki
sahiplerinden uzak bir gün
geçirmek istemiş olsunlar, ya
kör ya da sağır oluyorlar.
Doğurduklan taktirde de
dünyada kalabilen yavnıların
sayısı, ölenlerin binde birini
aşmıyor.
Bu olumsuzluklarla yuklu
tablonun fırça darbeleri 26
Nisan 1986 tarihinde sabah
saat ikiye doğru sürüldü.
Çernobil'deki dört numaralı
nükleer reaktör havaya uçtu.
Hidrojen patlaması damı
uçurdu. Reaktorün 30 ayn
yerinde yangın çıktı. En az 200
ayn radyasyon turii bulutlara
yerleşti.
Aradan dört yıl geçti. Sovyet
hükümeti facianın boyutunu
ve sonuçlannı perdeleme
çabalanndan yılmadı.
SSCB Moskova <
Uluslararası atom lobisinin bu
konudaki katkılannı da
unutmamak gerek. Belki de
olayı olabildiğince örtbas
etmek isteyenlere, radyasyonun
fark edilmezliği de kolaylık
sağladı. Radyasyonun zararı
bir tane değil ki. Karakteristik
bir belirtisi yok. Başlangıçta
sadece başınız dönüyor, kan
dolaşımınızda bozukluk ortaya
çıkıyor. Sonuçta seçeneğiniz
fazla değil; hucreleriniz ya
ölüyor ya da kansere
yakalanıyor, türlerde bozulma
başlıyor. Kanıt ya da örnek mi
istiyorsunuz? Rusya'da
istemediğiniz kadar
bulabilirsiniz. Ne kadar
radyasyon almdığı
saptanamıyor. Alınan orana
göre birkaç dakika, gün, hafta
ya da yıl sonra "Çernobil
kurbam" damgası yememeniz
için hiçbir neden yok.
Doktorların dedikleri gibi
"Radyasyon hastalığı diğer
hastalıklara benzemiyor, kesin
ölüm anlamına geliyor."
Kaliforniya Berkeley
Üniversitesi profesörlerinden
tıbbi fizik uzmanı John
Gofman, Çernobil'in "bir
milyondan fazla kanser
kurbam" olacağını öngörüyor.
Kiev ve Harkov'da,
radyasyon özürluleri bir ay
kadar önce açlık grevi
başlattılar. Daha iyi bakılmak
istiyorlar.
Eldeki veriler, göz önündeki
tablo galıba yöneticilerin
istifini pek bozmuyor.
Çernobil'in etrafındaki 30
kmüik bölge bosaltılmış,
çünkü "ölüm tehlikesi sadece
bu alanda söz konusu." Diğer
bölgeler insan sağlığını tehdit
etmiyor! öyle ki "sıkı kontrol
önlemleri" alınarak, radyoaktif
yüklü bölgelerde oturup
çalışmak serbest bırakılıyor.
Önlemler şöyle: O bölgenin
bitki ve hayvanları
yenmeyecek, avlanmak, mantar
veya çilek toplamak yasak.
Çocuklar 12 saat boyunca
okuldan dışan adım
atamıyorlar, yüzmek,
ormanda, okul avlusunda
koşmak, oynanıak yasak.
Yükseic oranda radyasyon
yüklü gıda maddeleri de imha
edilmiyor. Radyasyonsuz gıda
maddeleri ile radyasyon ümiti,
"tehlikesiz" sınıra düşene
kadar harmanlanıyor.
Yöneticiler "önlem almak"tan
"yasak koymak"ı anlayınca,
halk da kendi başının çaresine
kendi bakmaya çalışıyor:
Kadınlar başörtüsuz, erkekler
şapkasız, çocuklar da örme
başlıksız dolaşmıyor.
Kendilerini, başlanndaki
saçlardan vucutlanna sızan
radyasyondan koruyorlar!
lan yok olana kadar surecek bir
paket önlemler programı çizmiş-
ti. Buna göre 1986 yılı boyunca
çok yoğun olmak üzere, tüketilen
butun gıda maddeleri radyasyon
taramasındarı geçiriliyordu. Biz-
den ihraç edilen fındıklarda
110 bekerele kadar çıkan ölçüler-
de radyasyon bulunmuştu. Fındı-
ğın az miktarlarda tüketiliyor ol-
ması da bir ölçü kabul edilmemiş,
Türk fındığının ithali o tarihler-
de durdurulmuştu.
Halkının sağlığını devlet adına
korumakla sorumlu siyasi iktidar
bu olayı bir uyarı kabul etmemiş,
fındığın az miktarda tüketildiği,
zararlı olmadığı tezleri ile hiçbir
önlem alınmadan olay geçiştiril-
mişti. Bir de "Türk fındıgına za-
rar vermek isteyen artniyetliler"
suçlaması yapılmıştı.
Kasım ayında Almanya'da bir
ikinci buyük skandal ihraç edilen
Türk çayn ile patladı. Mayıs sür-
gunü ağırlıklı yüksek kaliteli ola-
rak uretilip ihraç edilen çayımız-
da 30 bin bekerelin ustunde rad-
yasyon çıkrruştı. Olay Batı bilim
dünyası için bir surpriz ve şoktu.
Türkiye'nin radyasyon bulutu ile
kirlendiğini bilmiyorlardı. Bu şok
ve skandal olayının ardından da-
hi siyasi iktidar ve bilim, olayın
saklanması, örtbas edilmesi yolu-
nu seçti. Araştırma yapabilecek
üniversiteler dahil ilgili bütün bi-
lim kurumlanna, radyasyon ko-
nusunda araştırma ve hele de açık-
lama yapmama konusunda yazılı
uyan, yasaklama geldi. Baa bilim
adamlan kişisel merakla Türk pi-
yasasında satılan cayları özel ola-
rak tahlilden geçirmiş, yüksek rad-
yasyon bulmuşlardı. Ancak açık-
lamaya korkuyorlardı. Bize özel
bılgi olarak "ne yaparsamz yapın"
diyerek durumu anlattılar. Yapı-
labilecek tek şeyi yaptık. Türkiye^
nin değişik yerlerinden piyasada
satılan çaylardan ve Doğu Kara-
deniz yöresinden çeşitli gıda mad-
desi ornekleri ve toprak alarak
yurtdışına götürdük. Berlin Sena-
tosu'na bağlı resmi araştırma mer-
kezinde tahlil etürdik. Ekim ayı
sonunda topladığımız gıda mad-
deleri tehlikeli ölçülerde kirli de-
ğildi. Ancak çaylarda 30 bin be-
kerele kadar varanradyasyonkir-
lenmesi söz konusu idi.
• Berlin Senatosu Araştırma
Merkezi'nin uzman bilim adam-
lan ile Türk asıllı, ancak Berlin
Radyasyon Önleme Komitesi'nde
gorev alan nükleer tıp bilim ada-
mı Ali Savaşer, Türkiye üzerinde
bu verilere göre bir değerlendirme
yaptılar. Türkiye'ye ana bulutlar
dışında bir yan bulut gelmişti.
Ağırlıklı olarak, Doğu Karade-
niz'de, dağları aşamadığı ve yağ-
murla karşılaştığı için yoğunlaş-
mış olarak çevreyi kirletmişti. Kir-
lenme çok yoğun değildi. Topra-
ğa çok fazla zarar vermemişti. Da-
ha sonraki aylarda üretilen bitki-
ler temizdi. Tabii mayıs ayındaki
bitki örtüsünün kirlenmesi konu-
sunda bir şey söyleme şansı yok-
tu. Çiçekleri nedeni ile fındıklar
bu kadar etkilendiğine göre çay-
da boylesine >1iksek radyasyon
çıktığına göre yağmurla kirlenme.
yuzeysel kirlenme çok yüksek ol-
malıydı. Bahklar da temizdi. Bü-
yuk olasılıkla Karadeniz'in dip çu-
kurlan, radyasyon kirlenmesini
aşağı çekmişti.
Tabii ki radyasyonlu çaylann
içilmesi duşünülemezdı. Içilen
çayda gramla çay kullanılması bir
bardak çaya duşen radyasyon
miktannın 5-6 bekerele kadar dü-
şüyor olması gerekçe ve savunma
asla olamazdı. Çünkü insanlar en
duşük ölçülerle de olsa, bile bile
zararlı gıdalan almamalıydılar.
Bünyeleri hassas olanlar ve çocuk-
lar için daha tehlikeli olmak üze-
re günde içilecek çay miktan ve
alınan radyasyonun bedenden en
kısa 22 gün sonra atılabilmesi ve
birikira gibi bilimsel gerçeklerle
zararlar göz önüne ahnmalıydı.
Radyasyonrurkıye'de bakkaldan aldığımız çavlan Batı Berlin'de tahlil ettirdık, ışte sonuçlar:
I Olçulen çaytarda vuksek O Hangı ttmhlı çuydan, ne kadar • • Yüksek radyasyonlu çaym
onmda ratiyasmn çıkn % radyasyon çıkaca&pnangogıbı tM surrkK ıçtni saglığa zararlı
Radyasyon
cinsel gücü
azaltıyor rkütücü sonuçlar
Bir bardak kom çaida 308 beke/el radvayıvn sapumdı
Yeterli önlem alınmadı"Halk paniğe kapılmasın" gerekçesi ile geldiği
saklanan radyasyon yüklü bulut kümesi,
özellikle Doğu Karadeniz dağlarını aşamayarak
yorede yoğunlaşmış, nisan sonu mayısın ilk
günlerinde yağmurla birîikte yöre yüzeyini
kirletmişti. Halk uyarılmadığı için sokağa
çıkmış, üretici tarlada çalışmış, çay toplamış.
kirlenmiş yeşil bitki örtüsü hayvanlar ve
insanlar tarafından kullanılmıştı. Onada hiçbir
bilimsel çalışma ve veri olmadığı için
zararlarının boyutlarını bilmiyoruz. Biz
kirlenmeyi yurtdışına ihraç edilen fındık ve
çayımızda çıkan yüksek radyasyonla öğrendik.
Önlem almakla sorumlu siyasi iktidar, gerçeğı
kamuoyundan saklamak ve onlem almamak
politikasını sürdürdu. Yurtdışında tahliller
yaptırıp Türkiye'de içilen çaylardaki yüksek
radyasyonu, resmi raporlarla açıkladığımızda,
zamanın cumhurbaşkanı, başbakanı "az
radyasyonlu çay iyidir" diyerek basın
toplantılarında, TV görüntulerinde çay içtiler.
1986 ürünu yüksek radyasyonlu çaylanmızın
yarısı, (6 aylık bir tukeüm) afiyetle halkımıza
içirildi. Basın tam bir dayanışma içinde aylarca
yayınları sürdürünce, ancak diğer >arısı depolara
kaldırıldı.
Bilimsel tahlil sonuçları, ilgili
bütün bilim adaınlarının açıkla-
malan ile arahksız surdurdüğü-
müz yayınlara siyasi iktidardan
akıl almaz bir tepki geldi. Zama-
nın devlet başkanı ve başbakanı
basın toplantılan düzenleyerek te-
levizyonda çay içtiler. "Az radyas-
yonlu çay iyidir" dediler. Cinsel
gücu arttırdığı tezleri bile sürüldü.
Bütün basının da desteği ile aylar-
ca süren yayınlar önce sonuçsuz
kaldı. Siyasi iktidar 1986 ürünü
radyasyonlu çaym yarısı, 6 aylık
bir tüketim halka içirildikten son-
ra ancak inadından vazgeçti. Rad-
yasyonlu çaylar depolara kaldınl-
dı. Yansı afiyetle halka içirilen
çayların diğer yansını yok etmek
için hâlâ yollar aranıp duruyor.
Ya o tarihlerde sokaklarda do-
laşan insanlar, çay toplayanlar, ye-
şil bitki örtüsünü kullanan bütün
canlılar ne ölçude zarar gordüleı ?
İçilen radyasyonlu çaylann zara-
rı ne oldu? Hiçbir fikrimiz yok.
Bilim diyor ki kansere yakalanmış
bir insanın başka nedenlerden mi
radyasyondan mı etkilendiği bilin-
mez. Sayısal, oransal artış varsa
radyasyon etkisine karar verilir.
Biz nasılsa Çernobil faciası önce-
si kanser tablomuzu, özellikle de
Doğu Karadeniz yöresine özgü du-
rumu hiç bilmiyoruz. Kimse ko-
lay kolay bir şeyler iddia edemez.
Siyasi iktidar da sorumsuzluğu-
nun hesabını vermez.
r
Kâhya Ray'in
hazin sonu
• Kultur Servisi — Dallas
başta olmak uzere çeşitli
western turü Amerikan
dizilerinden tanıdığımız
Albert Salmi (kâhya Ray),
yaşamına kendi eliyle son
verdi. Geçirdiği bir sinir
krizi sonucunda eşini
ölduren Salmi, peşinden
intihar etti. TRT'nin yıllar
önce gösterdiği "Dallas"ın
sevilen karakteri Ray, dizide
Lucy ile ilişkileri ve
Evvingler'le "beklenmedik"
akrabalığı ile hâlâ anılarda.
Akcura'ya
şeref üyeli^i
• BANDIRMA
(Cumhurivet) —
Bandırma'da çevreyi
kirleten sanayi
kuruluşlarına karşı savaşım
verdiği için süresinden önce
Bolu Vali Yardımcıhğı'na
ataması çıkartılan
Bandırmanın eski
Kaymakamı Alev Akcura'yı,
Türkiye Tabiatı Koruma
Derneği de verdiği şeref
üyeliği payesi ile
ödüllendirdi. Akcura'nın
ödülü Tabiatı Koruma
Derneği'nce 10 mayısta
düzenlenecek bir törenle
verilecek.
Çanaklar yine
söküldü
• İZMİT (Cumhuriyet) —
lzmit ve çevresine uydu
yayını yapan Kullar
kasabasındaki Çanak
antenler, jandarma ekipleri
tarafından söküldü. lzmit
ve çevresine RTL,
Eurospon ve TV3
yayınlarını aktaran Çanak
antenlerin jandarma
ekiplerince İçişleri
Bakanhğı'ndan gelen
genelge üzerine söküldüğü
öğrenildi.
88 milyona
çini tabak
• LONDRA (Cumhuriyet)
— Sotheby müzayede
firması tarafından
düzenlenen iki gün surecek
Osmanlı-lslam sanat
eserleri açık arttırması
sönük başladı. Bundan
önceki müzayedelere göre
rastlanmadık derecede az
ilgi vardı. Yine de en
yüksek fiyatlan İznik
eserleri topladı. 1550'den
kalma bir tabak beklenenin
4 misline 22 bin sterline
satıldı. (88 milyon lira).
Istanbul'da Rüstem Pasa
Camii'nde benzeri bulunan
küçük bir çini parçası ise
beklenenin tam 10 katına
15 bin sterline katıldı. (60
milyon lira) Öte yandan
önceki gün Christie
müzayede firması
tarafından düzenlenen
Osmanlı-lslam eserleri
satışında da bir İznik çini
vazo 209 bin sterline (840
milyon) alıcı buldu.
Radyasyon fiziği uzmanı Dr. Yüksel A takan:
Radyasyonun azı da sağlıgı bozabilir'Kiev yakınındaki Çernobil'de bulunan 4 nükleer
santraldan birinde, personelin büyük hatası sonucu
santral henüz durdurulmadan bir teknik deneme
yapılmak istenmişti. Buna bir de santralın güvenlik
sistemlerindeki yetersizliği eklenince, bugüne kadarki
en vahün nükleer santral kazası oldu" diyor Atakan.
ULYA ÜÇER
BONN — 26 Nisan 1986'da
teknoloji tarihinin en büyük ka-
zası meydana gelmişti. Kiev'in 200
km kuzeyindeki Çernobil'de bu-
lunan dört nükleer santraldan bi-
rinde, günün ilk saatlerinde an ar-
da iki patlama oldu. 50 ila 100
milyon curie radyasyon taşıyan ye-
di ton kadar nükleer madde, at-
mosfere yayıldı. Reaktör merke-
zindeki yangın haftalarca söndü-
rülemedi. Radyoaktif Çernobil
bulutları Ukrayna ve Beyaz Rus-
ya üzerine çöktü. Evleri, yollan,
çocuk bahçelerini, ormanlan, göl-
leri orttü, toprağı ve suyu zehir-
ledi. Bununla da kalmadı, zehiri-
ni akıta akıta başka yörelere de yol
aldı. Çernobil bulutuyla gelen
radyasyon tehlikesi, Norveç'ten
Italya'ya, Ispanya'dan Türkiye'ye
kadar tüm Avrupa'ya korkulu ay-
lar yaşattı.
Halen Federal Almanya'da gö-
rev yapan radyasyon fiziği uzma-
nı Dr. Yüksel Atakan'la radyasyon
ve Çernobil kazası üzerine konuş-
tuk:
— Çernobil kazasının kaynağı
neydi?
ATAKAN — Kiev yakınındaki
Çernobil'de bulunan 4 nükleer
santraldan birinde, personelin bü-
yük hatası sonucu, santral henüz
durdurulmadan bir teknik dene-
me yapılmak ıstenmişti. Buna bir
de santralın güvenlik sistemlerin-
deki yetersizlik -yani çelik ve be-
ton güvenlik kılıflannın bulunma-
yışı, içten kilitli aygıtların bulun-
mayışı, soğutma pompalarının
otomatik olarak devreye sokulur
nitelikte olmayışlan- eklenince bu-
gune kadarki en vahim nukleer
santral kazası doğmuş oldu.
— Radyoaktif maddeler ve rad-
yasyon, sırf nükleer santral kaza-
lannda ve atom bombası patlama-
lanyla mı ortaya çıkıyor?
ATAKAN — Değil. Öteden beri
yerküredeki doğal radyoaktif
maddelerle ve bunların çevreye
yaydıkları radyasyonla iç içe ya-
şayıp duruyoruz. Çevremizdekı
toprakta, taş, beton, tuğla yapılar-
da, fayans duvarlı banyolarda, ha-
vada ve hatta \iicudumuzda çeşitli
doğal radyoaktif madde bulun-
maktadır ve biz bunlarla bir ara-
da 'sağlıklı' olarak yaşamaktayız.
Vücudumuz dışarıdan her saniye
ortalama 15.000 adet değişik güçte
radyasyona hedef olmaktadır. Vu-
cut içinden de potasyum ve kar-
bon gibi maddelerle ışınlanıyonız.
— Çernobil'de kazanın olduğu
yerdeki felaket bir vana çok uzak-
lara, Almanya'ya, Türkiye'ye de
radyoaktif maddeler yayıldı. Y iye-
ceklerimize, içeceklerimize, örne-
ğin Doğu Karadeniz yöresinin ca-
yına, fındıgına radyoaktif madde-
ler bulaştı. Bu radyasyon, insan-
larda her zaman bazı bedensel ha-
sara yol açmıyor mu?
ATAKAN — 'Erken hasar' açı-
sından hayır. Çünku herhangi bir
organda radyasyon etkisiyle kısa
süre sonra hasar oluşması, genel-
likle radyasyon dozunun çok yük-
sek olması halinde ortaya çıkıyor.
Bir de radyasyonların çarptığı
atomlar bedendeki görevleri bakı-
mından çok önemli moleküllerin
ve hücrelerin parçaları iseler bu
takdirde tek bir molekulün tahri-
bi bile yerine yenisinin gelememesi
durumunda, ilgili hücre ve doku-
larda hasara neden olur.
— Çcrnobü'den 4 yıl sonra bu-
gün, besinlerimizdeki radyasyon
ne düzeyde? Türk çayının, Türk
fındığının durumu ne? Bunların
içilip yenmesinde hâlâ sakınca
olabilir mi?
ATAKAN — Çernobil'den 4 yıl
sonra bugun, besinlerdekı radyas-
yon hem Avrupa'da hem de Tur-
kiye'de genellikle çok düşmüştür.
Türkiye'ye her gidişimde götürdü-
ğüm portatif aygıtlarla yaptığım
ölçümleri anlatabilirim yalnız. Bu-
na göre çeşitli besinlerde Çerno-
bil kaynaklı tek bir radyoaktivi-
te kalmadığı doğrulanmaktadır.
Doğal radyoaktif maddelere
alışmışken, bunların bile bizi aşı-
rı ışınlamasına karşı, mümkünse
önlem almalıyız. Yüksek radyas-
yonun dozunun ise sağlığımızı
bozması, kanser gibi tedavisi ne-
redeyse olanaksız hastalıklara yol
açması olasıhğı buyüktur.
Az radyasyon dozunun sağlığı-
mın ileride bozmayacağı da kanıt-
lanmış bir şey değildır. Bu yoizden,
Çernobil olayı gibi uzak yoreler-
de bile doğal radyasyon düzeyinin
epey aşıldığı bir durumda, önlem
alarak halkın alacağı radyasyon
dozuıiu duşurmek, bugun bilimin
gösterdiği yoldur.