22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Sahtbı: Cumhunyet Malbaacılık ^e Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına Nadir Nftdi 0 Genel Yayın Muduru. Hasan Cemal. Muessese Muduru Eraiıif l»rtlıgtl. Vazı lşlen Muduru Ok«> Goarnsin. • Haber Merkezı Mudüru Valçıa Baycr, Sa>fa Duzem Yonetmenı. Alı Var. 0 Temsılctler ANKARA: Klann Tın, tZMlR HikmH Çninkıym. ADAN^ Çttin Yıgcno0u I, Poiılıka Cıtal Basiıuçıç. Dış Haberkr Eıgtn ftalcu Ekonomı Onfiz Tariıan. I, Sendıka Şukruı Krttnri. kjltur C<bl l » r . Egıtım Genro Ssytan. Haber Aja^tırma Ismi Beffcm. Yun Haberlen N«rdrl Dogan. Spor Danı^manj \bdulksdır tucelman. ühn \aalar Ktrrm Çahşkan, \ra4l1rma Şahın Alp«>, Duzdtme. AMuJlalı Yaz». 0 koordınato- \Jund konjjsan. # Mai İş-er Ero) EıVut. • Muhascbe Bolnıl WMT # Butcf-Planlama Sop Osn»ah9eo0v # Reklam A>y Tonuk • Ek tayınlar Hatya \kvo< 0 Idare Husejın Gıınr. • Isletme Onder (,rfik. • Bdgı-lslem Na* iaal. 0 Pmond Srvg Bosuao0ıı. «• >«W7<ı Cıımhun)C Maıbaaahk %* CaaMohk T.A£ Turk O o * Cjd. 39/41 l« PK :46-lsanbul Tri 512 05 05 (20 hat), Tite 222*6 Fax. (1) 52* 60 TJ 9 U ı n Zı>a Gökalp Bi. inUap & No 19,4, ia 133 11 «1-47. Tcta. 42>W Fta. (4) 13) u< 6< 9 I n r H Zıva Bh. 1352 S2/3. Td: 13 lî 30, Tüoı 52359 Fac (51) 19 53 «0 9 *<*••: Inönu Cad 119 S. No- I Kal I. Td 19 37 52 (4 tıal), TckS- 62155. Fax (71) 19 37 52 TAKVİM: 16 NISAN 1990 İmsak: 4.45 Guneş: 6.17 Oğle: 13.09 tkindi: 16.52 Akşam: 19.51 Yatsı: 21.16 Çöple iç içe yaşıyoruz Çöp probleminde herkese büyük sorumluluk düştüğünü hatırlatan Doç. Yurteri, "Daha az çöp üretimi, üretilen çöplerin ayrılması ve daha iyi şekilde biriktirilmesi konularında vatandaşların katılımı zorunludur" dedi. İDİL GÜRSEL ANKARA — Turkiye'de hızlı kentleşmeyle kişi başına düşen katı atık miktan giderek artıyor. Turkiye'de katı auklann yok edil- mesi genelde ilkel arazi yöntem- leriyle yapılıyor. Hijyenik şartlara uyulmadan yok edilen atıklar ha- va, su ve toprak kirlenmesine ne- den oluyor. ODTÜ öğretim üye- si Doç. Dr. Coşkun Yurteri, çöp- lerin bir an önce "düzenli depolama" sistemjyle "bertaraF' yoluna gidilmesini önerirken, "Turkiye'de çöpler depolanmı- yor, dökülüyor" diyor. Çöplerden çıkan gazların kanalizasyonlara girmesiyle büyük bir tehlike oluş- tuğuna da dikkat çeken Yurteri, "Yerleşim birimkrinin çöplmnin neredeyse iç içe bulunması. gaz- laruı tuvaletlere girmesine ve pat- lamalara yol açar. Turkiye ve Av- rupa'da boyle olaylar oidu. Bir- çok insan öldü" diye konusuyor. Doç. Dr. Coşkun Yurteri, ön- celikJe "daha az çöp liretimi" yo- luna gidilmesı gerektiğini belirte- rek, "Çöp probleminde vatandaş- lara buyuk sorumJuluklar duşu- yor. Daha az çop üretimi, üreti- len çöplerin aynlması ve daha iyi şekilde biriktirilmesi gibi konu- larda vatandaşların katılımı zorunludur" diye konuşuyor. Yurterı'nın "Çöp problemi ve öneriler" konusunda hazırladığı likeli çöplerin nasıl uzaklaştınla- cağına dair yönetmeliklerin bir an önce tamamlanması gerekti- ğine de dikkat çeken Yurteri şöyle konuşuyor: "Yetkililer daha az ve zararsız nitelikte çop üretimine yöneiik ulusal politikalar oluşlurmalı. Buna Uaveten depozit sistemi ve- ya benzeri uygulamalar teşvik edilebilir. Bu tiir uygulamalaria toplam çöp hacmi azaltılabilir. Önwgin, beniiz yiiz binlercesi tii- ketilen degışik piBere uygulana- cak bir depozit veya degiştirme sistemiyle hem pillerdeki çeşitli ağır metallerin çevreyi kirietnıe- si önJenebilir, hem de söz konu- su meUülerin bir lasmının kaza- nılması saglanır." Yurteri raporunda, çöplerin toplum sağlığına uygun olarak biriktirilmesinin bütünsel yapuun en önemli halkası olduğunu sa- vunuyor. Kent planlarmda çöp- lerin biriktirilmesinin göz ardı edilmesinin problemin temelini oluşturduğuna değinilen raporda, etkin bir biriktirme sisteminin sağlanabilmesi için şunlar öne- riliyor: — Uzun dönemli çop mikta- n tahminlerinin yapılması, — Hane ve işyerlerinde cam, kağıt gibi geri kazanılan madde- lerin a>n ajn biriktirilmesi Ue ne gibi ekonomiler saglanacagının ve bu tiir alışkanlıgın halka na- rapora göre, betediyeler çeşitli kam- sıl kazandınlması gerektiginin in- panyalar ba^latarak, çöp içeri- celenmesi, sinden kazanılabilecek maddele- — Hastane çöpleri veya diğer rin evlerde ve işyerlerinde ayrıca özel atıklar için sıkı^tınnasız araç biriktirilmesini sağlamalıdır. Teh- gereksinimin saptanması. Mahmut Makal, yankılar uyandıran Bizim Köy'den sonra 20 kitap dahayazdı Köye projektör tuttu"Köy Enstitüleri'ne yöneltilen başlıca suçlamaşu: Kitap pkuma, okutturma... İşin düğüm noktası da burada. Ben bu suçlamaları, enstitülerin yararını ortaya koyan belgeler olarak kabul ediyorum." ALPAY KABACALI "Herifçioglu Sen Mişel'de ko- yuverm'îş sakalı / Neylesin bizim köyü, nitsin Mahmut MakalY" demişti Bedri Rahmi. Bu şiirde Mahmut Makal bir sirngedır. Cey- bun Atuf Kansu'ya göre "gerçek- te Köy Enstitülerinin bir simgesidir" Mahmut Makal. Köy Enstitüleri, bundan —bir gün eksiğiyle— tam kırk yıl önce kunılmuştu. Ve Mahmut Makal, bundan tam kırk yıl önce Aksaray (Niğ- de) Cezaevi'ndeydi. Orada kendi- sini ziyaret eden Cumhunyet mu- habiri Ferdi Öner'e 'hayabm" an- latıyordu... Doğrusu istenirse, yirmi yaşın- daki bu köy öğretmeninin kişisel yaşamında büyük serüvenler yok- tu. Onun için —yaşamının bugü- ne kadarki dört on yılını da etki- leyip belirleyecek olan— en büyük serüven, Köy Enstitüsü'nde öğre- nim görmüş olmaktı. Çobanlıkla geçinen bir ailenin çocuğuydu. tlkokulu köyünde, ço- banlık ytlzünden sık sık dersleri asmak zorunda kalarak okumuş ve altı yılda bitirebilmişti. (İyi ki "çoban ressam modası" gibi "ço- ban yazar modası" yaratılmadı!) POR TRE MAHMUT MAKAL MAKAL — Önce öğretmenler değişti. 11 dile çevrildi193O'da Aksarav'ın Demirci köyünde doğdu. Ivriz (Konya Ereğlisi) Köy Enstitüsu'nu (1947) ve Gazi Eğitim Enstitüsu'nu (1955) bitirdi. İlkokul oğretmenliği, ilköğretim müfettişhği, istanbul Sağırlar Okulu'nda Türkçe oğretmenliği yaptı. I968'de oğretmenlikten istifa etti. Karadeniz Bakır İşletmeleri'nde çalıştı; Venedik Cniversitesi'nde ve Berlin'de Turkçe öğretmenliğinde bulundu. Varlık dergisinde yayımlandıktan sonra Bizim Köy adlı kitabında (1950) toplanan ve geniş yankılar uyandıran yazılarını surdürdu. Sonraki kitaplanndan başlıcaları şunlar: Köyiimden (1952), Memleketin Sahipleri (1954), Kuru Sevda (1957), Köye Gidenler (1959), Kalkınma Masalı (1960), Kamçı Teslimi (1965), Yer Altında Bir Anadolu (1968), Kokuşmuş Bir Düzende (1970), Bizim Köy 1975 (TDK Ödulü 1977), Bir Işçinin Günliiğünden (1980), Ağlatı (1989). Fransa'da 5, ttalva'da 4, Almanya, Japonya ve Ingiltere'de 2'şer kitabı çıktı. Bizim Köy ayrıca Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Romanya, Yugoslavya ve tsrail'de yayımlandı. 1943'te Ivriz Köy Enstitüsü'ne gir- di.. 1946'da çok partiye geçi- leceğinin açıklanmasından ve ik- tidar partisi CHP içinde birtakım ters rüzgârlann esmesinden son- ra, Koy Enstitüleri'nin kurucuları Hasan Âli Yücel'ler, tsmail Hak- kı Tonguç'lar görevlerinden uzak- laştırıldılar. Milli Eğitim Bakan- lığı'na Reşat Şemsettin Sirer getı- rildi ve enstitüler birtakım çevre- lerin boy hedefi oldu. "Önce öğretmenler degişti" di- yor Mahmut Makal. "Reşat Şem- settin'in, kafadaıiannın seçtigi öğ- retmenler geldi. Koy yasamını di- le getiren piyesler yerine Necip Fa- al'ın Sabırtaşı'nı sahneye koydu- ruyoriardı. Sivri ögrencilerin lis- tesini yapmışlar, ifademizi alıyor- lardı. Programlar degişmeye baş- ladı. Köylere göturecegimiz 'çeyiz' şeklinde verilen bir sandık seçme kitap... Kızlara verilen dikiş gereç- leri, erkek ogrencilere verilen raa- rangozluk, demircilik, inşaat araç gereçleri —ki, işlik kunıluyordu bunlaria..ı— İlk önce bunlar kal- dınldı...." Reşat Şemsettin'in bakanlığa gelişinin birinci yılında böylece başlayan değişim, Köy Enstitüle- ri'nin kapatılmasıyla sona erecek- ti. Mahmut Makal işte o ilk yıl enstitüyü bitirdi ve Aksaray'ın Nurgıız köyü öğretmenligıne atan- dı. O sıralarda Varlık dergisi, "Biz fikri ve sanaü köye götünnek sev- dasındayız. Köy ögretmenlerinden de köylerini tanıtmalarını istiyoruz" diye yazmıştı. Bunun üzerine oturup köyünü anlatan bir yazı kaleme aldı Mahmut Makal. "Karaalık, yoksul, unutulmuş" nice Anadolu köyünden birini ta- mtıyordu. 1948 martında postala- dığı "Bir Köy Ögretmeninin Not- lan"nı mayıs 1948'de yayımlayan Varlık yöneticisi Yaşar Nabi, yeni yazılar da istedi ve Mahmut Ma- kal'ın yazılan iki ayda bir, düzenli olarak dergide yer alır oldu. Sayı aşırı da Muhtar Körükçü'nün "Köyden Notlan"m veriyordu Varlık. llgi çeken bu yazılar, ocak Ispanyolsinemasının gençyönetmeni, yenifılminde tüm özelliklerini sergiliyor Şaşırücı, alışılmadık... 4 Bağla Beni'Kişiliğini yakın takibe alırsanız ve İspanya'yı da iyi tanıyorsanız, ister istemez bu ülkenin Pedro Almodovar'a eldiven gibi uyduğunu düşünürsünüz. İspanyol sinemasının son harikası olarak kabul edilen Almodovar gerçekten şaşırtıcı ve özgün bir yönetmen. MİNE SAULNIER MADRİD — Usta sinemacı- dan çok, büyü- meyi reddeden yaramaz bir ço- cuğa benzeyen genç yönetmen Petro Almodovar, bugune de- ğin hiç kimsenin beceremediği bir iş yaptı ve ispanyol sineması- nı başta ABD olmak uzere tum dünyaya ihraç etti. Geçen yıl yö- netmeni Almodovar'a tam 40 ödül kazandıran "Bir Sinir Krizinin Eşiğinde Kadınlar" yalnız ABD sınırları içinde 8 milyon dolarlık bir hasılatla, bağımsız yabancı si- nemacılar arasında Amerikan per- delerinde gelir rekoru kıran ilk Avrupalı fılm oldu. 1989 Venedik Festivalinde "En İyi Senaryo", Berlin Festivali'nde "En tyi Genç Yönetmen", New York'ta sinema eleştirmenlerinin "En tyi Yaban- cı Film" odullerini toplayan söz konusu yapıt, Oscar'a aday gös- terildi ve "Pelle" karşısında kay- betmesine karşın, özgün fikri Amerikalılar tarafından satın alındı. Pedro Almodovar'm yeni filmi "Atame!" (Bağla Beni) Berlin Fes- tivali'nde bu yıl ödül kazanama- dı. Ama yönetmen kendisini tekil kılan tum özellikleri bu yapıtta da gösteriyor. tspanyol sinemasının son harikası olarak kabul edilen Almodovar, gerçekten şaşırtıcı, özgün ve çok iyi bir yönetmen. Ki- BAGLA BENt YA DA ATAME — Pedro Almodovar'ın son filmi 'Bağla Beni'de Madonna başrol oynamak islemişti. Ancak genç yönet- men, Victoria Abril'de karar kıldı. Filmde kullanılan giysiler çok ilgi topladı. şiliğini yakın takibe alırsanız ve İspanya'yı da iyi tanıyorsanız, is- ter istemez bu ülkenin Almodo- var'a eldiven gibi uyduğunu düşü- nüyorsunuz. Ya da Almodovar'ın îspanya'nın ölçülerine göre biçil- diğini. Genç yönetmen konusun- da yalnız İspanyol basını değil, iz- leyebildiğim kadarıyla Fransız, Italyan ve Amerikalı eleştirmen- ler de hemen aynı yargıva varmış bulunuyorlar: Pedro Almodovar, daha ilk filminde çok iyiydi. Ama geçen yıl sözünü ettiğimiz ".... Kadınlar" filminin kazandığı ev- rensel başandan sonra, Fellini, Berianga, Bunuel, YVoody Allen ve birkaç başka yönetme- nin oluşturduğu o sınırlı "ku- lübe" üye olmayı başardı. Söz konusu seçkin kulübe girmek için tek özellik gerekiyor: Yetenek. Bu da Almodovar'da bol bol var. Genç İspanyol yonetmeninin ilk filmi, "Bunu Hak Etmek İçin Ne Yaptım?'" adını taşıyordu. Tum filmleri garip adlar taşıyor zaten: "Pepi, Luci, Boom ve Bir Yığın Kız Daha", "Tutku Labirenti ve Dumanlar Arasında". Daha ilk yapıtında mükemmele erişen Al- modovar'ın filmlerinde yalnız ad- lar değil, her şey aüşıimadık, şa- şırtıcı ve yeni. Ilginç buluşlan jenerikten baş- hyor çakmaya, fılmin sonuna dek sürüyor. Bitmez tukenmez bir düş gucu, mizah anlayışı var. Bütun bu övucu sözlerden, Ped- ro Almodovar'ın olağanustü bil- gin ve felsefe açısından iddialı ya- pıtlara imza attığı anlaşılmasın. İspanyol yönetmenin siyasal ya da düşünsel derinlik açısından önem taşıdığı söylenemez. Almodovar 1 ın ozelüği, toplumun genel eğilim- lerinin çok iyi bir gözlemcisi ola- rak söz konusu eğilimlerin dışına düşen tüm aşın ögeleri yepyeni bir goz ve bugünün sanat zevkine uy- gun biçimde dışa vurması. Her şey yapay, Almodovar'ın dünvasmda. Çalısma bürosunda bile. Film şirketi "Arzular" adını taşıyor. Koltuklar kâğıt rulo, çi- çekler plastik. Cinsel özgürlük, inançsızlık, saygısızlık, terör, aşk, kıskançhk gibi kimi kez sahip olup da hâlâ tabu olduklan için kullanmadığımız, kimi kez henüz yasak olsalar da tabu olmaktan çıktıkları için gündelik yasama gi- ren tüm yaşam koşul ve biçimle- ri, Almodovar'ın abartarak kul- landığı sevgili temalar. Pedro Almodovar, hemen hep aym ekiple çalışıyor. Filmlerinde oynayan sanatçılara bağlanıyor, fılmin içinde de dışında da onlarla yasıyor. "Bir Sinir Kririnin Esigin- de Kadınlar" filminde başrolü oy- nayan Carmen Maura ile birçok kez film çevirmişti ve iki sanatçı etle tırnak gibiydiler. Sonra Oscar adaylığı sırasında ne olduysa ol- du, kavga ettiler ve son filmi •Bagla Beni", Victoria Abril'e vurdu. Şimdi Victoria Abril'le iç- tikleri su ayrı gitmiyor. Genç İspanyol yönetmenin hay- ranları arasında Madonna da yer alıyor. Oscar adaylığı sırasında Madonna'ya yeni fiimi "Bagla Be- ni"nin ana fikrini anlatan Almodovar, Madonna'nın, "Ben oynanm!" önerisiyle karşılaşmış. Ama kafasındaki kadın rolünü Madonna'nın özel çizgilerine uy- gun olarak yeniden biçmeye kork- muş ve yine bir İspanyol'da, Vic- toria Abril'de karar kılmış. Bakalım bu korkunç bir disip- lin ve çalısma temposuyla "sahte" nin filmini yapan genç İspanyol için Türk seyircisi ne düşünecek? Ifeşil partilerden ortak hareket Uluslararası Çevre Toplantısı'nda Federal Alman, Yugoslav, Macar ve Türk yeşilleri bir araya geldiler. Toplantıda çevre, silahsızlanma, insan hakları gibi evrensel sorunların çözümü için dünyadaki yeşil partilerin ortak hareket edebileceği belirtildi. HAKAN KARA BURHANİYE — Ören'de ger- çekleştirilen 2. Uluslararası Ad- rammyttoion toplantısmda bir araya gelen Federal Alman, Ma- car, Yugoslav ve Türk yeşillerı, çevre, silahsızlanma, insan hakları gibi evrensel sorunların çözümü için dünyadaki yeşil partilerin or- tak hareket edebileceğini vurgula- dılar. Yugoslavya yeşillerinden Alek- sandar Damoviski ile Macaristan yeşillerinden Ida Kiss, ulkelerin- de yaşanan çevre sorıınlarını dile getirirken, her ülkenin kendi ko- şullarına göre sosyal sorunlarına çözum bulması gerektiğini belir- terek, "İîlkelerdeki yeşil partilerin birbirine benzemesi miımkıin de- gil, biz Alman yeşilleri taklit ede- meyiz. Çiınku koşullarımız çok farklı. Yeşil partiler bu anlamda kendi ülkelerinde var olan sorun- lan göz önüne alarak hareket et- mek zorundadırlar" diye konuş- tular. Fedaral ,Mman Yeşil Milletvekiü Karitas Hensel de çeşitli ülkeler- deki yeşil partilerin birbirine ben- zeyemeyeceğini vurguladı ve şöy- le konuştu: "Ancak yeşiDer birbirierini des- tekleyebilirler. Dıinyada sınır ta- nımayan sonınlar vardır. Çevre sonınlan bunlardan biri. Bir iil- kede oluşan bir çevre sonınu di- ğer ülkeleri de etkisi alüna alabi- lir. Tek bir dünyada yaşıyoruz ve bu dünya giderek kirleniyor. Ozel- likle hava kiriiliğinin yol açtığı et- kiler. çok büyük sorunlara yol açabilir. Hepimizi etkileyen çevre gibi sorunların yanı sıra insan haklan ve silahsızlanma gibi ko- nularda da tüm yeşiller ortak nok- talarda biriesip ortak hareket ede- rek hükümetleri üzerinde bir bas- kı aracı haline gelebilirler." Turkiye Yeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertuğ da yeşillerin tüm dünyada var olan ekonomi ve demokrasi anlayışının değişimi için çok önemli olduklarım vur- guladı. Ertuğ şuıılan söyledi: "Çevre kavramı ekonomiye gir- di, iiretim tekniklerini etkiledi. Artık çevre sorunlarına yol açma- yacak bir iiretim biçimi üzerinde tartışılıyor. Çevre sorununa yol açraayacak enerji kaynaklan üze- rinde çalışılıyor. Bütun bunlar ye- şil partilerin etkilerini gösteriyor. Demokrasi kavramında da fark- iılıklanmız var. Siz iktidar isterai- yor musunuz diye soruyorlar bi- ze. Bizim iktidar anlayısımız, di- ğer partilerin gibi değil. Biz so- kaktaki insanın iktidar olmasım istiyoruz." Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitusu'n- den Nükleer Muhendis Prof. Dr. Tolga Yarman ise termik santral ve nükîeer santralîarın enerji po- litikaları içerisinde bir tercih ol- duğunu ancak bunun hükümet yetkilileri tarafından bilimsel zo- runlulukmuş gibi gundeme getiril- memesi gerektiğini söyledi. Yeşiller'in termik ve nukleer santralîarın yoğun olarak tartışü- dığı toplantısında Uluslararası Çevre Konferansı'na Turkiye adına katılan Avukat Noyan Özkan bu konferansta tüm ülke- lerin enerji tasarrufuna yonelmesi gerektiği ve havaya verilen kirle- ticilerin yüzde 75 oranında azal- tılması kararının alındığını anlat- tı. Ozkan, tum dünyada termik santraldan enerji elde etme anla- yışı giderek terk edilirken Turki- ye'nin dört elle bu yönteme sarıl- masım eleştirdi. BizpeN azü Gizü 1950"de bir kitapta toplandı. Asıl gurültü de ondan sonra koptu. Aydınlar, yüzyılların köy gerçeği- ni yeni öğreniyorlardı âdeta. Kö- yun bu geri bıraktınlmışlığı onlan birdenbire sarsmıştı... İlçeye 45 kilometre uzakhktaki, kar altında, Turkiye ve dünya ile ilişkisi kesilmiş köyde yaşayan Mahmut Makal, kitabının yayım- landığını mart ayında öğrendi: Günün birinde bucak mudürü, karakol komutanı ve birkaç jan- darma "ziyaretine" geldiler. Kita- bının yayımlandığını söyledikten sonra evini aradılar, bulabildikleri kitapları göturdüler. Ve 14 mayıs seçimlerine iki ay kala tutuklandı. Olay epey geç du- yuldu, ama bu da gurültü kopar- dı. Mahmut Makal'ı hapishanede ziyaret ettikten sonra vali ile ko- nuşan Cnmhuriyet muhabiri, "Va- li te\kif hadisesinin eser yuzünden degil, halkrvinde yapılan bir ko- nuşmadan ileri geldigini beyan et- mekle beraber, suçun mahiyeüne temas etmemektedir" diye yazı- yordu. Kırk gün kadar sonra, 29 nisan- da sahverildi. (Sonradan Ataç'tan, gozdağı vermek amacıyla ve Çan- kaya'nın onayıyla tutukiandıgırjı öğrenecek.) Bu arada İstanbul'da, Ankara'da "Bu yazılan kimin yazdıgı" tartışıldı. Ankara'daki ki- mi çevreler İ.Hakkı Tonguç"un yazdığını, İstanbul'dakiler ise Ya- şar Nabi'nin kaleme aldıgını söy- lüyorlardı... Nadir Nadi ise mek- tubunda "Mamıdefendi" diye ses- leniyordu Makal'a: "Bu yurda se- nin gibi daha en aşagı kırk bin Mamıdefendi lâzım olduğunu unutma." Demokrat Parti'yi iktidara ge- tiren 14 mayıs seçimlerinden bir- kaç gün sonra Cumhuriyet gaze- tesi Bizim Köy yazarım tstanbul'a davet etti. Gazeteden izlersek: Is- tanbul'u gezdi, Boğaziçi'ni gördu ve orada Yahya Kemal'le tanıştı, üniversiteye gidip ders dinledi, bü- yük şehrin gece hayatını inceledi, Bursa'ya gitti, uçak yolculuğu yaptı, üniversiteh' gençlerin verdik- leri çaya katıldı, Gazeteciler Ce- miyeti'ni ziyaret etti ve "İstanbul- dan Aynhrken" başlığı altında iz- lenimlerini yazdı (24 mayıs - 3 ha- ziran)... Derken, yirmi gün önce Cum- hurbajkanı seçilen Celal Bayar- ın çağrısı üzerine, Çankaya yolu- nu tuttu: "Cumhuriyet'in Anka- ra Bürosu'ndan Faik Fenik'le git- tik, bir sure konuştuk. Kendi kö- yünü övdii, 'Bizim köyün idadisi (lisesi) bile var. Kahvelerde tarih kitabı okunur' dedi. İnanmıyo- rvm, hiçbir köy kahvesinde tarih kitabı okundugunu gormedim. Köyünü tanımıyormuş. Bir iste- gim olursa dogrudan kendisine basvormamı söyledi..." Çok geçmeden Celal Bayar, yıl- dırım telgrafla kendi köyü Umur- bey'e atayacak Mahmut Makal'ı. Ama o, bir dilekçeyle kendi köyü- ne atanmayı isteyecek ve Demir- ci'ye verilecek. öğretmenlik, Gazi Eğitim Ens- titüsü'nde yükseköğrenim, ilköğ- retim müfettişligi... 1967'de ba- kanlık emrine alınır. Damştay, ba- kanlığın bu karannı geçersiz sa- yınca istanbul'a, Sağırlar Okulu- na atamr. Baskılar sürer.öğretmen- likte "dikiş tutturamaz" olur, on sekiz yıllık hizmetini bir istifa dilekçesiyle noktalar... Karadeniz Bakır tşletmeJeri'nde çalışır emek- liye aynlır... 12 Eylül askeri dar- besinden uç gün önce gittiği Al- manya'da dört yıl kalır, Berlin'de öğretmenlik yapar. Bir yıl da Ber- lin Kültilr Senatörlüğü'nün Al- manya'da kitabı yayımlanan ya- zarlardan birine kura ile verdiği burstan yararlanır. Köy Enstitüleri'nin simgesi, ödünsüz, savunucusu Mahmut Makal'a göre "tşin düğüm nokta- sı, okuma." Enstitüleri suçlayan yazılardan, müfettiş raporlanndan örnekler veriyor: "Ben bu suçlamalan, enstitüle- rin yarannı ortaya koyan belgeler olarak kabul ediyorum. Bakın: 'Çok sık kitap tamtma, okutma, özünü açıklama, öğretmen ve öğ- rencilere bu eserlerin özetini çı- kartmak. Çocuklara boş zaman- lannda hep ders dışı eserler ve ro- man şeklindeki kitapları okumak- tadırlar! Bunlan. bir müfettiş ya- zıyor, yani bulduğu suçlar, bun- lar!" Mahmut Makal, Bizim Köy'den bu yana tanığı olduğu toplumsal aksaklıkları, dengesizlikleri yazdı sürekli olarak; kıtaplarının sayısı yirmiyi aştı. Kimi çevreler yazdık- lannı küçumsediler. "Bunlar yal- nızca gözlemlerdir, notlardır. Ya- ansal degeri yoktur" dediler. Bu konuda kendisi ne diyor? Bu soruyu yönelttiğimde, kitap- larının on bir dilde çıkmış yirmi bir ayn çevirisi üzerine yazılanla- rı getirip önüme koydu. Sabahat- tin Eyuboğlu'nun, Vedat Günyol- un, Ceytann Atuf Kansu'nun, da- ha nice yazarın değerlendirmele- rini içeren bir dosya daha getirip ortaya serdikten sonra, "Sornnu- zun cevabı bunlarda", dedi. 7u- nus'ta çıkan Action'dan (22 Ara- lık 1%3) şu üç cümleyi not etmek- le yetindün: "Mahmut MakaJ'ın yalnuca bir tanık, rastlantıların yazar yapbğı bir sanatçı olmadığını ısrarla be- lirtmek gerekir. Mahmut Makal, güçlü, »çık, keskin bir deyişle ya- zıyor. Ama bu deyiş, çoğunlukla, gerçek yazan belirten, anlatılmaz bir büyıi sezdiren, kekre bir şiire erişiyor." 24-25 nisan Hdari iziıı' • ANKARA (AA) — Basbakan Yıldırım Akbulut, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Şeker Bayramı arasındaki l.S günlük resmı işgününün, kamu personeli için tatil sayılması doğrultusunda sözlü talimat verdi. Başbakanlık Basın Müşavirliği'nden yapılan açıklamaya göre Basbakan Akbulut, bu talimatı, "Çabşmalannı büyük takdirle izlediği kamu görevlilerinin aileleriyle birlikte kesintisiz tatil yapmaları" amacıyla verdi. Bakanlar, bu talimatı kendilerine bağlı ve ilgili kuruluşlara üeterek kamu personelinin 24-25 nisan günleri "idari izinli" sayılmalannı isteyecekler. Yöneticiler, bu izni verirken, sözleşmeli ve memur aynrru yapmayacaklar. Söz konusu günlerde çalışması zorunlu olan kuruluşlar ise "nöbetçi memur" uygulamasına geçecek. İzmir'de TY2 izlenemeyecek • Kültür Servisi — TV2 yayınları bugünden başlayarak 19 nisana kadar dört gün süreyle İzmir'den izlenemeyecek. Edinilen bilgiye göre, 40 watt gücündeki TV2 vericilerinin 60 watt gücüne çıkartılarak bu yayınlarm daha sağlıklı izlenebilmesini sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar süresince TV2 yayını tzmir'e verilmeyecek. Çanak anten sonınu • ANKARA (AA) — Sincan Belediye Başkanı Aziz Gürsoy, çanak anten sorunuyla ilgili olarak, "Yansıtıcımız bakanlık ve valilik emri ile iki kez emniyet görevlilerince söküldü. İçişleri Bakanlığı ve valiliği, yasal haklan olmayan bu uygulamalanndan dolayı mahkemeye veriyorum" dedi. Gürsoy, yaptığı açıklamada BBC ve CNN yayınlarının Sincan'da izlenebilmesi için belediyenin bir çanak anten ve yansıtıcı kurduğunu hatırlatarak, "Yasal hakları olmamasına, aldığımız tüm önlemlere karsı bakanlık ve valilik emriyle emniyet görevlileri, taktırdığımız yansıtıcıyı zorla iki kez söktüier." diye konuştu. Çöp, parayla toplanıyor • ALANYA (AA) — Antalya'nın Alanya ilçesinde başlatılan uygulama ile tüm konut, işyerleri ile otel, motel, pansiyon ve kuruluşlann çöpleri, belediye tarafından parayla toplanmaya başlandı. Turizm sezonunun açılmasıyla birlikte uygıılamaya deneme şeklinde başlandığını bildiren Alanya Belediye Başkan Yarduncısı Fahri Yiğit, "Uygulama yadırganmasın, turizmden gelir sağlayan tüm Avrüpa ülkelerinde de çöpler parayla toplanıyor " dedi. Japonlara da "golf çagrısı • Haber Merkezi — Turizm Bakanı llhan Akuzüm, Japon yatırımcılaruu, Turkiye'de "golf sahası" yatuımı yapmaya çağudı. Gemini Turizm Danışmanlık ve Rehberlik Şirketi ile NEC Coproration ve Nikki Nippon Tourist'in işbirliğiyle gerçekleştirilen "Topkapı Projesi, dün gece Hidiv Kasrı'nda Türk ve Japon geleneklerinden örnekler sergilenen bir gecede tanıtüdı. Geceye katılan Turizm Bakanı Aküzüm, Japon yaünmcılannı başta golf turizmi olmak üzere Turkiye'de yatınm yapmaya çağırdı. Toplantıda konuşan öteki Türk ve Japon yetkililer de iki ülke arasındaki îlişkilerin geliştirilmesi üzerinde durdular. Geceye Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, tstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Alev Coşkun, PTT Genel Müdürü Emin Başer, THY Genel Müdürü Cem Kozlu ile çok sayıda turizmci katıldı. İki ülke arasındaki ilişkilerin 100. yıhnı doldurması onuruna da burada hazırlanan ve içi Japon geleneklerine göre içki doldurulan bir fıçı kırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle