Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Sahtbı: Cumhunyet Malbaacılık ^e Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına
Nadir Nftdi 0 Genel Yayın Muduru. Hasan Cemal. Muessese Muduru
Eraiıif l»rtlıgtl. Vazı lşlen Muduru Ok«> Goarnsin. • Haber Merkezı
Mudüru Valçıa Baycr, Sa>fa Duzem Yonetmenı. Alı Var. 0 Temsılctler
ANKARA: Klann Tın, tZMlR HikmH Çninkıym. ADAN^ Çttin Yıgcno0u
I, Poiılıka Cıtal Basiıuçıç. Dış Haberkr Eıgtn ftalcu Ekonomı Onfiz Tariıan. I, Sendıka Şukruı Krttnri. kjltur C<bl l » r .
Egıtım Genro Ssytan. Haber Aja^tırma Ismi Beffcm. Yun Haberlen N«rdrl Dogan. Spor Danı^manj \bdulksdır tucelman.
ühn \aalar Ktrrm Çahşkan, \ra4l1rma Şahın Alp«>, Duzdtme. AMuJlalı Yaz». 0 koordınato- \Jund konjjsan. # Mai İş-er
Ero) EıVut. • Muhascbe Bolnıl WMT # Butcf-Planlama Sop Osn»ah9eo0v # Reklam A>y Tonuk • Ek tayınlar Hatya
\kvo< 0 Idare Husejın Gıınr. • Isletme Onder (,rfik. • Bdgı-lslem Na* iaal. 0 Pmond Srvg Bosuao0ıı.
«• >«W7<ı Cıımhun)C Maıbaaahk %* CaaMohk T.A£ Turk O o * Cjd. 39/41
l« PK :46-lsanbul Tri 512 05 05 (20 hat), Tite 222*6 Fax. (1) 52* 60 TJ 9
U ı n Zı>a Gökalp Bi. inUap & No 19,4, ia 133 11 «1-47. Tcta. 42>W Fta. (4) 13)
u< 6< 9 I n r H Zıva Bh. 1352 S2/3. Td: 13 lî 30, Tüoı 52359 Fac (51) 19 53 «0
9 *<*••: Inönu Cad 119 S. No- I Kal I. Td 19 37 52 (4 tıal), TckS- 62155. Fax (71) 19 37 52
TAKVİM: 16 NISAN 1990 İmsak: 4.45 Guneş: 6.17 Oğle: 13.09 tkindi: 16.52 Akşam: 19.51 Yatsı: 21.16
Çöple iç içe
yaşıyoruz
Çöp probleminde herkese büyük sorumluluk
düştüğünü hatırlatan Doç. Yurteri, "Daha az
çöp üretimi, üretilen çöplerin ayrılması ve daha
iyi şekilde biriktirilmesi konularında
vatandaşların katılımı zorunludur" dedi.
İDİL GÜRSEL
ANKARA — Turkiye'de hızlı
kentleşmeyle kişi başına düşen
katı atık miktan giderek artıyor.
Turkiye'de katı auklann yok edil-
mesi genelde ilkel arazi yöntem-
leriyle yapılıyor. Hijyenik şartlara
uyulmadan yok edilen atıklar ha-
va, su ve toprak kirlenmesine ne-
den oluyor. ODTÜ öğretim üye-
si Doç. Dr. Coşkun Yurteri, çöp-
lerin bir an önce "düzenli
depolama" sistemjyle "bertaraF'
yoluna gidilmesini önerirken,
"Turkiye'de çöpler depolanmı-
yor, dökülüyor" diyor. Çöplerden
çıkan gazların kanalizasyonlara
girmesiyle büyük bir tehlike oluş-
tuğuna da dikkat çeken Yurteri,
"Yerleşim birimkrinin çöplmnin
neredeyse iç içe bulunması. gaz-
laruı tuvaletlere girmesine ve pat-
lamalara yol açar. Turkiye ve Av-
rupa'da boyle olaylar oidu. Bir-
çok insan öldü" diye konusuyor.
Doç. Dr. Coşkun Yurteri, ön-
celikJe "daha az çöp liretimi" yo-
luna gidilmesı gerektiğini belirte-
rek, "Çöp probleminde vatandaş-
lara buyuk sorumJuluklar duşu-
yor. Daha az çop üretimi, üreti-
len çöplerin aynlması ve daha iyi
şekilde biriktirilmesi gibi konu-
larda vatandaşların katılımı
zorunludur" diye konuşuyor.
Yurterı'nın "Çöp problemi ve
öneriler" konusunda hazırladığı
likeli çöplerin nasıl uzaklaştınla-
cağına dair yönetmeliklerin bir
an önce tamamlanması gerekti-
ğine de dikkat çeken Yurteri şöyle
konuşuyor:
"Yetkililer daha az ve zararsız
nitelikte çop üretimine yöneiik
ulusal politikalar oluşlurmalı.
Buna Uaveten depozit sistemi ve-
ya benzeri uygulamalar teşvik
edilebilir. Bu tiir uygulamalaria
toplam çöp hacmi azaltılabilir.
Önwgin, beniiz yiiz binlercesi tii-
ketilen degışik piBere uygulana-
cak bir depozit veya degiştirme
sistemiyle hem pillerdeki çeşitli
ağır metallerin çevreyi kirietnıe-
si önJenebilir, hem de söz konu-
su meUülerin bir lasmının kaza-
nılması saglanır."
Yurteri raporunda, çöplerin
toplum sağlığına uygun olarak
biriktirilmesinin bütünsel yapuun
en önemli halkası olduğunu sa-
vunuyor. Kent planlarmda çöp-
lerin biriktirilmesinin göz ardı
edilmesinin problemin temelini
oluşturduğuna değinilen raporda,
etkin bir biriktirme sisteminin
sağlanabilmesi için şunlar öne-
riliyor:
— Uzun dönemli çop mikta-
n tahminlerinin yapılması,
— Hane ve işyerlerinde cam,
kağıt gibi geri kazanılan madde-
lerin a>n ajn biriktirilmesi Ue ne
gibi ekonomiler saglanacagının
ve bu tiir alışkanlıgın halka na-
rapora göre, betediyeler çeşitli kam- sıl kazandınlması gerektiginin in-
panyalar ba^latarak, çöp içeri- celenmesi,
sinden kazanılabilecek maddele- — Hastane çöpleri veya diğer
rin evlerde ve işyerlerinde ayrıca özel atıklar için sıkı^tınnasız araç
biriktirilmesini sağlamalıdır. Teh- gereksinimin saptanması.
Mahmut Makal, yankılar uyandıran Bizim Köy'den sonra 20 kitap dahayazdı
Köye projektör tuttu"Köy Enstitüleri'ne
yöneltilen başlıca
suçlamaşu: Kitap
pkuma, okutturma...
İşin düğüm noktası da
burada. Ben bu
suçlamaları,
enstitülerin yararını
ortaya koyan belgeler
olarak kabul
ediyorum."
ALPAY KABACALI
"Herifçioglu Sen Mişel'de ko-
yuverm'îş sakalı / Neylesin bizim
köyü, nitsin Mahmut MakalY"
demişti Bedri Rahmi. Bu şiirde
Mahmut Makal bir sirngedır. Cey-
bun Atuf Kansu'ya göre "gerçek-
te Köy Enstitülerinin bir
simgesidir" Mahmut Makal.
Köy Enstitüleri, bundan —bir
gün eksiğiyle— tam kırk yıl önce
kunılmuştu.
Ve Mahmut Makal, bundan
tam kırk yıl önce Aksaray (Niğ-
de) Cezaevi'ndeydi. Orada kendi-
sini ziyaret eden Cumhunyet mu-
habiri Ferdi Öner'e 'hayabm" an-
latıyordu...
Doğrusu istenirse, yirmi yaşın-
daki bu köy öğretmeninin kişisel
yaşamında büyük serüvenler yok-
tu. Onun için —yaşamının bugü-
ne kadarki dört on yılını da etki-
leyip belirleyecek olan— en büyük
serüven, Köy Enstitüsü'nde öğre-
nim görmüş olmaktı.
Çobanlıkla geçinen bir ailenin
çocuğuydu. tlkokulu köyünde, ço-
banlık ytlzünden sık sık dersleri
asmak zorunda kalarak okumuş
ve altı yılda bitirebilmişti. (İyi ki
"çoban ressam modası" gibi "ço-
ban yazar modası" yaratılmadı!)
POR TRE MAHMUT MAKAL
MAKAL — Önce öğretmenler değişti.
11 dile çevrildi193O'da Aksarav'ın Demirci köyünde doğdu.
Ivriz (Konya Ereğlisi) Köy Enstitüsu'nu (1947)
ve Gazi Eğitim Enstitüsu'nu (1955) bitirdi.
İlkokul oğretmenliği, ilköğretim müfettişhği,
istanbul Sağırlar Okulu'nda Türkçe oğretmenliği
yaptı. I968'de oğretmenlikten istifa etti.
Karadeniz Bakır İşletmeleri'nde çalıştı; Venedik
Cniversitesi'nde ve Berlin'de Turkçe
öğretmenliğinde bulundu. Varlık dergisinde
yayımlandıktan sonra Bizim Köy adlı kitabında
(1950) toplanan ve geniş yankılar uyandıran
yazılarını surdürdu. Sonraki kitaplanndan
başlıcaları şunlar: Köyiimden (1952),
Memleketin Sahipleri (1954), Kuru Sevda (1957),
Köye Gidenler (1959), Kalkınma Masalı (1960),
Kamçı Teslimi (1965), Yer Altında Bir Anadolu
(1968), Kokuşmuş Bir Düzende (1970), Bizim
Köy 1975 (TDK Ödulü 1977), Bir Işçinin
Günliiğünden (1980), Ağlatı (1989). Fransa'da 5,
ttalva'da 4, Almanya, Japonya ve Ingiltere'de
2'şer kitabı çıktı. Bizim Köy ayrıca Bulgaristan,
Yunanistan, Polonya, Romanya, Yugoslavya ve
tsrail'de yayımlandı.
1943'te Ivriz Köy Enstitüsü'ne gir-
di.. 1946'da çok partiye geçi-
leceğinin açıklanmasından ve ik-
tidar partisi CHP içinde birtakım
ters rüzgârlann esmesinden son-
ra, Koy Enstitüleri'nin kurucuları
Hasan Âli Yücel'ler, tsmail Hak-
kı Tonguç'lar görevlerinden uzak-
laştırıldılar. Milli Eğitim Bakan-
lığı'na Reşat Şemsettin Sirer getı-
rildi ve enstitüler birtakım çevre-
lerin boy hedefi oldu.
"Önce öğretmenler degişti" di-
yor Mahmut Makal. "Reşat Şem-
settin'in, kafadaıiannın seçtigi öğ-
retmenler geldi. Koy yasamını di-
le getiren piyesler yerine Necip Fa-
al'ın Sabırtaşı'nı sahneye koydu-
ruyoriardı. Sivri ögrencilerin lis-
tesini yapmışlar, ifademizi alıyor-
lardı. Programlar degişmeye baş-
ladı. Köylere göturecegimiz 'çeyiz'
şeklinde verilen bir sandık seçme
kitap... Kızlara verilen dikiş gereç-
leri, erkek ogrencilere verilen raa-
rangozluk, demircilik, inşaat araç
gereçleri —ki, işlik kunıluyordu
bunlaria..ı— İlk önce bunlar kal-
dınldı...."
Reşat Şemsettin'in bakanlığa
gelişinin birinci yılında böylece
başlayan değişim, Köy Enstitüle-
ri'nin kapatılmasıyla sona erecek-
ti. Mahmut Makal işte o ilk yıl
enstitüyü bitirdi ve Aksaray'ın
Nurgıız köyü öğretmenligıne atan-
dı.
O sıralarda Varlık dergisi, "Biz
fikri ve sanaü köye götünnek sev-
dasındayız. Köy ögretmenlerinden
de köylerini tanıtmalarını
istiyoruz" diye yazmıştı. Bunun
üzerine oturup köyünü anlatan bir
yazı kaleme aldı Mahmut Makal.
"Karaalık, yoksul, unutulmuş"
nice Anadolu köyünden birini ta-
mtıyordu. 1948 martında postala-
dığı "Bir Köy Ögretmeninin Not-
lan"nı mayıs 1948'de yayımlayan
Varlık yöneticisi Yaşar Nabi, yeni
yazılar da istedi ve Mahmut Ma-
kal'ın yazılan iki ayda bir, düzenli
olarak dergide yer alır oldu. Sayı
aşırı da Muhtar Körükçü'nün
"Köyden Notlan"m veriyordu
Varlık.
llgi çeken bu yazılar, ocak
Ispanyolsinemasının gençyönetmeni, yenifılminde tüm özelliklerini sergiliyor
Şaşırücı, alışılmadık...
4
Bağla Beni'Kişiliğini yakın takibe
alırsanız ve İspanya'yı da
iyi tanıyorsanız, ister
istemez bu ülkenin Pedro
Almodovar'a eldiven gibi
uyduğunu düşünürsünüz.
İspanyol sinemasının son
harikası olarak kabul
edilen Almodovar
gerçekten şaşırtıcı ve
özgün bir yönetmen.
MİNE
SAULNIER
MADRİD —
Usta sinemacı-
dan çok, büyü-
meyi reddeden
yaramaz bir ço-
cuğa benzeyen
genç yönetmen
Petro Almodovar, bugune de-
ğin hiç kimsenin beceremediği
bir iş yaptı ve ispanyol sineması-
nı başta ABD olmak uzere tum
dünyaya ihraç etti. Geçen yıl yö-
netmeni Almodovar'a tam 40 ödül
kazandıran "Bir Sinir Krizinin
Eşiğinde Kadınlar" yalnız ABD
sınırları içinde 8 milyon dolarlık
bir hasılatla, bağımsız yabancı si-
nemacılar arasında Amerikan per-
delerinde gelir rekoru kıran ilk
Avrupalı fılm oldu. 1989 Venedik
Festivalinde "En İyi Senaryo",
Berlin Festivali'nde "En tyi Genç
Yönetmen", New York'ta sinema
eleştirmenlerinin "En tyi Yaban-
cı Film" odullerini toplayan söz
konusu yapıt, Oscar'a aday gös-
terildi ve "Pelle" karşısında kay-
betmesine karşın, özgün fikri
Amerikalılar tarafından satın
alındı.
Pedro Almodovar'm yeni filmi
"Atame!" (Bağla Beni) Berlin Fes-
tivali'nde bu yıl ödül kazanama-
dı. Ama yönetmen kendisini tekil
kılan tum özellikleri bu yapıtta da
gösteriyor. tspanyol sinemasının
son harikası olarak kabul edilen
Almodovar, gerçekten şaşırtıcı,
özgün ve çok iyi bir yönetmen. Ki-
BAGLA BENt YA DA ATAME — Pedro Almodovar'ın son filmi 'Bağla Beni'de Madonna başrol oynamak islemişti. Ancak genç yönet-
men, Victoria Abril'de karar kıldı. Filmde kullanılan giysiler çok ilgi topladı.
şiliğini yakın takibe alırsanız ve
İspanya'yı da iyi tanıyorsanız, is-
ter istemez bu ülkenin Almodo-
var'a eldiven gibi uyduğunu düşü-
nüyorsunuz. Ya da Almodovar'ın
îspanya'nın ölçülerine göre biçil-
diğini. Genç yönetmen konusun-
da yalnız İspanyol basını değil, iz-
leyebildiğim kadarıyla Fransız,
Italyan ve Amerikalı eleştirmen-
ler de hemen aynı yargıva varmış
bulunuyorlar: Pedro Almodovar,
daha ilk filminde çok iyiydi. Ama
geçen yıl sözünü ettiğimiz "....
Kadınlar" filminin kazandığı ev-
rensel başandan sonra, Fellini,
Berianga, Bunuel, YVoody Allen
ve birkaç başka yönetme-
nin oluşturduğu o sınırlı "ku-
lübe" üye olmayı başardı. Söz
konusu seçkin kulübe girmek için
tek özellik gerekiyor: Yetenek. Bu
da Almodovar'da bol bol var.
Genç İspanyol yonetmeninin ilk
filmi, "Bunu Hak Etmek İçin Ne
Yaptım?'" adını taşıyordu. Tum
filmleri garip adlar taşıyor zaten:
"Pepi, Luci, Boom ve Bir Yığın
Kız Daha", "Tutku Labirenti ve
Dumanlar Arasında". Daha ilk
yapıtında mükemmele erişen Al-
modovar'ın filmlerinde yalnız ad-
lar değil, her şey aüşıimadık, şa-
şırtıcı ve yeni.
Ilginç buluşlan jenerikten baş-
hyor çakmaya, fılmin sonuna dek
sürüyor. Bitmez tukenmez bir düş
gucu, mizah anlayışı var.
Bütun bu övucu sözlerden, Ped-
ro Almodovar'ın olağanustü bil-
gin ve felsefe açısından iddialı ya-
pıtlara imza attığı anlaşılmasın.
İspanyol yönetmenin siyasal ya da
düşünsel derinlik açısından önem
taşıdığı söylenemez. Almodovar
1
ın ozelüği, toplumun genel eğilim-
lerinin çok iyi bir gözlemcisi ola-
rak söz konusu eğilimlerin dışına
düşen tüm aşın ögeleri yepyeni bir
goz ve bugünün sanat zevkine uy-
gun biçimde dışa vurması.
Her şey yapay, Almodovar'ın
dünvasmda. Çalısma bürosunda
bile. Film şirketi "Arzular" adını
taşıyor. Koltuklar kâğıt rulo, çi-
çekler plastik. Cinsel özgürlük,
inançsızlık, saygısızlık, terör, aşk,
kıskançhk gibi kimi kez sahip
olup da hâlâ tabu olduklan için
kullanmadığımız, kimi kez henüz
yasak olsalar da tabu olmaktan
çıktıkları için gündelik yasama gi-
ren tüm yaşam koşul ve biçimle-
ri, Almodovar'ın abartarak kul-
landığı sevgili temalar.
Pedro Almodovar, hemen hep
aym ekiple çalışıyor. Filmlerinde
oynayan sanatçılara bağlanıyor,
fılmin içinde de dışında da onlarla
yasıyor. "Bir Sinir Kririnin Esigin-
de Kadınlar" filminde başrolü oy-
nayan Carmen Maura ile birçok
kez film çevirmişti ve iki sanatçı
etle tırnak gibiydiler. Sonra Oscar
adaylığı sırasında ne olduysa ol-
du, kavga ettiler ve son filmi
•Bagla Beni", Victoria Abril'e
vurdu. Şimdi Victoria Abril'le iç-
tikleri su ayrı gitmiyor.
Genç İspanyol yönetmenin hay-
ranları arasında Madonna da yer
alıyor. Oscar adaylığı sırasında
Madonna'ya yeni fiimi "Bagla Be-
ni"nin ana fikrini anlatan
Almodovar, Madonna'nın, "Ben
oynanm!" önerisiyle karşılaşmış.
Ama kafasındaki kadın rolünü
Madonna'nın özel çizgilerine uy-
gun olarak yeniden biçmeye kork-
muş ve yine bir İspanyol'da, Vic-
toria Abril'de karar kılmış.
Bakalım bu korkunç bir disip-
lin ve çalısma temposuyla "sahte"
nin filmini yapan genç İspanyol
için Türk seyircisi ne düşünecek?
Ifeşil partilerden ortak hareket
Uluslararası Çevre Toplantısı'nda Federal
Alman, Yugoslav, Macar ve Türk yeşilleri bir
araya geldiler. Toplantıda çevre, silahsızlanma,
insan hakları gibi evrensel sorunların çözümü
için dünyadaki yeşil partilerin ortak hareket
edebileceği belirtildi.
HAKAN KARA
BURHANİYE — Ören'de ger-
çekleştirilen 2. Uluslararası Ad-
rammyttoion toplantısmda bir
araya gelen Federal Alman, Ma-
car, Yugoslav ve Türk yeşillerı,
çevre, silahsızlanma, insan hakları
gibi evrensel sorunların çözümü
için dünyadaki yeşil partilerin or-
tak hareket edebileceğini vurgula-
dılar.
Yugoslavya yeşillerinden Alek-
sandar Damoviski ile Macaristan
yeşillerinden Ida Kiss, ulkelerin-
de yaşanan çevre sorıınlarını dile
getirirken, her ülkenin kendi ko-
şullarına göre sosyal sorunlarına
çözum bulması gerektiğini belir-
terek, "İîlkelerdeki yeşil partilerin
birbirine benzemesi miımkıin de-
gil, biz Alman yeşilleri taklit ede-
meyiz. Çiınku koşullarımız çok
farklı. Yeşil partiler bu anlamda
kendi ülkelerinde var olan sorun-
lan göz önüne alarak hareket et-
mek zorundadırlar" diye konuş-
tular.
Fedaral ,Mman Yeşil Milletvekiü
Karitas Hensel de çeşitli ülkeler-
deki yeşil partilerin birbirine ben-
zeyemeyeceğini vurguladı ve şöy-
le konuştu:
"Ancak yeşiDer birbirierini des-
tekleyebilirler. Dıinyada sınır ta-
nımayan sonınlar vardır. Çevre
sonınlan bunlardan biri. Bir iil-
kede oluşan bir çevre sonınu di-
ğer ülkeleri de etkisi alüna alabi-
lir. Tek bir dünyada yaşıyoruz ve
bu dünya giderek kirleniyor. Ozel-
likle hava kiriiliğinin yol açtığı et-
kiler. çok büyük sorunlara yol
açabilir. Hepimizi etkileyen çevre
gibi sorunların yanı sıra insan
haklan ve silahsızlanma gibi ko-
nularda da tüm yeşiller ortak nok-
talarda biriesip ortak hareket ede-
rek hükümetleri üzerinde bir bas-
kı aracı haline gelebilirler."
Turkiye Yeşiller Partisi Genel
Başkanı Celal Ertuğ da yeşillerin
tüm dünyada var olan ekonomi ve
demokrasi anlayışının değişimi
için çok önemli olduklarım vur-
guladı. Ertuğ şuıılan söyledi:
"Çevre kavramı ekonomiye gir-
di, iiretim tekniklerini etkiledi.
Artık çevre sorunlarına yol açma-
yacak bir iiretim biçimi üzerinde
tartışılıyor. Çevre sorununa yol
açraayacak enerji kaynaklan üze-
rinde çalışılıyor. Bütun bunlar ye-
şil partilerin etkilerini gösteriyor.
Demokrasi kavramında da fark-
iılıklanmız var. Siz iktidar isterai-
yor musunuz diye soruyorlar bi-
ze. Bizim iktidar anlayısımız, di-
ğer partilerin gibi değil. Biz so-
kaktaki insanın iktidar olmasım
istiyoruz."
Anadolu Bilim ve Teknoloji
Stratejileri Araştırma Enstitusu'n-
den Nükleer Muhendis Prof. Dr.
Tolga Yarman ise termik santral
ve nükîeer santralîarın enerji po-
litikaları içerisinde bir tercih ol-
duğunu ancak bunun hükümet
yetkilileri tarafından bilimsel zo-
runlulukmuş gibi gundeme getiril-
memesi gerektiğini söyledi.
Yeşiller'in termik ve nukleer
santralîarın yoğun olarak tartışü-
dığı toplantısında Uluslararası
Çevre Konferansı'na Turkiye
adına katılan Avukat Noyan
Özkan bu konferansta tüm ülke-
lerin enerji tasarrufuna yonelmesi
gerektiği ve havaya verilen kirle-
ticilerin yüzde 75 oranında azal-
tılması kararının alındığını anlat-
tı. Ozkan, tum dünyada termik
santraldan enerji elde etme anla-
yışı giderek terk edilirken Turki-
ye'nin dört elle bu yönteme sarıl-
masım eleştirdi.
BizpeN azü Gizü
1950"de bir kitapta toplandı. Asıl
gurültü de ondan sonra koptu.
Aydınlar, yüzyılların köy gerçeği-
ni yeni öğreniyorlardı âdeta. Kö-
yun bu geri bıraktınlmışlığı onlan
birdenbire sarsmıştı...
İlçeye 45 kilometre uzakhktaki,
kar altında, Turkiye ve dünya ile
ilişkisi kesilmiş köyde yaşayan
Mahmut Makal, kitabının yayım-
landığını mart ayında öğrendi:
Günün birinde bucak mudürü,
karakol komutanı ve birkaç jan-
darma "ziyaretine" geldiler. Kita-
bının yayımlandığını söyledikten
sonra evini aradılar, bulabildikleri
kitapları göturdüler.
Ve 14 mayıs seçimlerine iki ay
kala tutuklandı. Olay epey geç du-
yuldu, ama bu da gurültü kopar-
dı. Mahmut Makal'ı hapishanede
ziyaret ettikten sonra vali ile ko-
nuşan Cnmhuriyet muhabiri, "Va-
li te\kif hadisesinin eser yuzünden
degil, halkrvinde yapılan bir ko-
nuşmadan ileri geldigini beyan et-
mekle beraber, suçun mahiyeüne
temas etmemektedir" diye yazı-
yordu.
Kırk gün kadar sonra, 29 nisan-
da sahverildi. (Sonradan Ataç'tan,
gozdağı vermek amacıyla ve Çan-
kaya'nın onayıyla tutukiandıgırjı
öğrenecek.) Bu arada İstanbul'da,
Ankara'da "Bu yazılan kimin
yazdıgı" tartışıldı. Ankara'daki ki-
mi çevreler İ.Hakkı Tonguç"un
yazdığını, İstanbul'dakiler ise Ya-
şar Nabi'nin kaleme aldıgını söy-
lüyorlardı... Nadir Nadi ise mek-
tubunda "Mamıdefendi" diye ses-
leniyordu Makal'a: "Bu yurda se-
nin gibi daha en aşagı kırk bin
Mamıdefendi lâzım olduğunu
unutma."
Demokrat Parti'yi iktidara ge-
tiren 14 mayıs seçimlerinden bir-
kaç gün sonra Cumhuriyet gaze-
tesi Bizim Köy yazarım tstanbul'a
davet etti. Gazeteden izlersek: Is-
tanbul'u gezdi, Boğaziçi'ni gördu
ve orada Yahya Kemal'le tanıştı,
üniversiteye gidip ders dinledi, bü-
yük şehrin gece hayatını inceledi,
Bursa'ya gitti, uçak yolculuğu
yaptı, üniversiteh' gençlerin verdik-
leri çaya katıldı, Gazeteciler Ce-
miyeti'ni ziyaret etti ve "İstanbul-
dan Aynhrken" başlığı altında iz-
lenimlerini yazdı (24 mayıs - 3 ha-
ziran)...
Derken, yirmi gün önce Cum-
hurbajkanı seçilen Celal Bayar-
ın çağrısı üzerine, Çankaya yolu-
nu tuttu: "Cumhuriyet'in Anka-
ra Bürosu'ndan Faik Fenik'le git-
tik, bir sure konuştuk. Kendi kö-
yünü övdii, 'Bizim köyün idadisi
(lisesi) bile var. Kahvelerde tarih
kitabı okunur' dedi. İnanmıyo-
rvm, hiçbir köy kahvesinde tarih
kitabı okundugunu gormedim.
Köyünü tanımıyormuş. Bir iste-
gim olursa dogrudan kendisine
basvormamı söyledi..."
Çok geçmeden Celal Bayar, yıl-
dırım telgrafla kendi köyü Umur-
bey'e atayacak Mahmut Makal'ı.
Ama o, bir dilekçeyle kendi köyü-
ne atanmayı isteyecek ve Demir-
ci'ye verilecek.
öğretmenlik, Gazi Eğitim Ens-
titüsü'nde yükseköğrenim, ilköğ-
retim müfettişligi... 1967'de ba-
kanlık emrine alınır. Damştay, ba-
kanlığın bu karannı geçersiz sa-
yınca istanbul'a, Sağırlar Okulu-
na atamr. Baskılar sürer.öğretmen-
likte "dikiş tutturamaz" olur,
on sekiz yıllık hizmetini bir istifa
dilekçesiyle noktalar... Karadeniz
Bakır tşletmeJeri'nde çalışır emek-
liye aynlır... 12 Eylül askeri dar-
besinden uç gün önce gittiği Al-
manya'da dört yıl kalır, Berlin'de
öğretmenlik yapar. Bir yıl da Ber-
lin Kültilr Senatörlüğü'nün Al-
manya'da kitabı yayımlanan ya-
zarlardan birine kura ile verdiği
burstan yararlanır.
Köy Enstitüleri'nin simgesi,
ödünsüz, savunucusu Mahmut
Makal'a göre "tşin düğüm nokta-
sı, okuma." Enstitüleri suçlayan
yazılardan, müfettiş raporlanndan
örnekler veriyor:
"Ben bu suçlamalan, enstitüle-
rin yarannı ortaya koyan belgeler
olarak kabul ediyorum. Bakın:
'Çok sık kitap tamtma, okutma,
özünü açıklama, öğretmen ve öğ-
rencilere bu eserlerin özetini çı-
kartmak. Çocuklara boş zaman-
lannda hep ders dışı eserler ve ro-
man şeklindeki kitapları okumak-
tadırlar! Bunlan. bir müfettiş ya-
zıyor, yani bulduğu suçlar, bun-
lar!"
Mahmut Makal, Bizim Köy'den
bu yana tanığı olduğu toplumsal
aksaklıkları, dengesizlikleri yazdı
sürekli olarak; kıtaplarının sayısı
yirmiyi aştı. Kimi çevreler yazdık-
lannı küçumsediler. "Bunlar yal-
nızca gözlemlerdir, notlardır. Ya-
ansal degeri yoktur" dediler. Bu
konuda kendisi ne diyor?
Bu soruyu yönelttiğimde, kitap-
larının on bir dilde çıkmış yirmi
bir ayn çevirisi üzerine yazılanla-
rı getirip önüme koydu. Sabahat-
tin Eyuboğlu'nun, Vedat Günyol-
un, Ceytann Atuf Kansu'nun, da-
ha nice yazarın değerlendirmele-
rini içeren bir dosya daha getirip
ortaya serdikten sonra, "Sornnu-
zun cevabı bunlarda", dedi. 7u-
nus'ta çıkan Action'dan (22 Ara-
lık 1%3) şu üç cümleyi not etmek-
le yetindün:
"Mahmut MakaJ'ın yalnuca bir
tanık, rastlantıların yazar yapbğı
bir sanatçı olmadığını ısrarla be-
lirtmek gerekir. Mahmut Makal,
güçlü, »çık, keskin bir deyişle ya-
zıyor. Ama bu deyiş, çoğunlukla,
gerçek yazan belirten, anlatılmaz
bir büyıi sezdiren, kekre bir şiire
erişiyor."
24-25 nisan
Hdari iziıı'
• ANKARA (AA) —
Basbakan Yıldırım Akbulut,
23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı ile Şeker
Bayramı arasındaki l.S
günlük resmı işgününün,
kamu personeli için tatil
sayılması doğrultusunda
sözlü talimat verdi.
Başbakanlık Basın
Müşavirliği'nden yapılan
açıklamaya göre Basbakan
Akbulut, bu talimatı,
"Çabşmalannı büyük
takdirle izlediği kamu
görevlilerinin aileleriyle
birlikte kesintisiz tatil
yapmaları" amacıyla verdi.
Bakanlar, bu talimatı
kendilerine bağlı ve ilgili
kuruluşlara üeterek kamu
personelinin 24-25 nisan
günleri "idari izinli"
sayılmalannı isteyecekler.
Yöneticiler, bu izni
verirken, sözleşmeli ve
memur aynrru
yapmayacaklar. Söz konusu
günlerde çalışması zorunlu
olan kuruluşlar ise "nöbetçi
memur" uygulamasına
geçecek.
İzmir'de TY2
izlenemeyecek
• Kültür Servisi — TV2
yayınları bugünden
başlayarak 19 nisana kadar
dört gün süreyle İzmir'den
izlenemeyecek. Edinilen
bilgiye göre, 40 watt
gücündeki TV2 vericilerinin
60 watt gücüne çıkartılarak
bu yayınlarm daha sağlıklı
izlenebilmesini sağlamak
amacıyla yapılan çalışmalar
süresince TV2 yayını
tzmir'e verilmeyecek.
Çanak anten
sonınu
• ANKARA (AA) —
Sincan Belediye Başkanı
Aziz Gürsoy, çanak anten
sorunuyla ilgili olarak,
"Yansıtıcımız bakanlık ve
valilik emri ile iki kez
emniyet görevlilerince
söküldü. İçişleri Bakanlığı
ve valiliği, yasal haklan
olmayan bu
uygulamalanndan dolayı
mahkemeye veriyorum"
dedi. Gürsoy, yaptığı
açıklamada BBC ve CNN
yayınlarının Sincan'da
izlenebilmesi için
belediyenin bir çanak anten
ve yansıtıcı kurduğunu
hatırlatarak, "Yasal hakları
olmamasına, aldığımız tüm
önlemlere karsı bakanlık ve
valilik emriyle emniyet
görevlileri, taktırdığımız
yansıtıcıyı zorla iki kez
söktüier." diye konuştu.
Çöp, parayla
toplanıyor
• ALANYA (AA) —
Antalya'nın Alanya
ilçesinde başlatılan
uygulama ile tüm konut,
işyerleri ile otel, motel,
pansiyon ve kuruluşlann
çöpleri, belediye tarafından
parayla toplanmaya
başlandı. Turizm sezonunun
açılmasıyla birlikte
uygıılamaya deneme
şeklinde başlandığını
bildiren Alanya Belediye
Başkan Yarduncısı Fahri
Yiğit, "Uygulama
yadırganmasın, turizmden
gelir sağlayan tüm Avrüpa
ülkelerinde de çöpler
parayla toplanıyor " dedi.
Japonlara da
"golf çagrısı
• Haber Merkezi —
Turizm Bakanı llhan
Akuzüm, Japon
yatırımcılaruu, Turkiye'de
"golf sahası" yatuımı
yapmaya çağudı. Gemini
Turizm Danışmanlık ve
Rehberlik Şirketi ile NEC
Coproration ve Nikki
Nippon Tourist'in
işbirliğiyle gerçekleştirilen
"Topkapı Projesi, dün gece
Hidiv Kasrı'nda Türk ve
Japon geleneklerinden
örnekler sergilenen bir
gecede tanıtüdı. Geceye
katılan Turizm Bakanı
Aküzüm, Japon
yaünmcılannı başta golf
turizmi olmak üzere
Turkiye'de yatınm yapmaya
çağırdı. Toplantıda konuşan
öteki Türk ve Japon
yetkililer de iki ülke
arasındaki îlişkilerin
geliştirilmesi üzerinde
durdular. Geceye Kültür
Bakanı Namık Kemal
Zeybek, tstanbul
Büyükşehir Belediyesi
Genel Sekreteri Alev
Coşkun, PTT Genel
Müdürü Emin Başer, THY
Genel Müdürü Cem Kozlu
ile çok sayıda turizmci
katıldı. İki ülke arasındaki
ilişkilerin 100. yıhnı
doldurması onuruna da
burada hazırlanan ve içi
Japon geleneklerine göre
içki doldurulan bir fıçı
kırıldı.