Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 16 NİSAN 199i
Gerçekten Isteniyorsa
Terörün önlenmesi konusunda bir ulusal uzlaşma olduğu bir gerçektir.
Siyasal parti yöneticilerinin sağladığı ulusal uzlaşma ya da kullanılan
Osmanlıca deyişiyle milli mutabakat, terörün önlenmesi için gerekli bir
koşuldur; ancak yeterli değildir. Siyasal parti yöneticileri öncelikle
demokrasi konusunda bir ulusal anlaşma yapmalıdır.
Prof. Dr. YAKUP KEPENEK
Ülkemizdeorgütlü terörolgusununson aylardaye-
niden tırmanışa geçtiği görülüyor. Yoğun tepkiler
üzerine, TBMM'degrubu bulunan siyasal partiierin
üst düzey yöneticileri ile hükümet ve devlet yetkilileri
biraraya gelerek sorunaçözürn arıyor. Bu \e benze-
ri girişimlerin sonuçlannın neolacağı biryana, teröru
önlemede hükümet başta olrnak üzere, siyasetle uğ-
raşanlaraçok büyukgörevlerdüşüyor. Dahadoğrusu
terörii ÖDİerne işlevi, en başta iilkeyi vönefenlerin ve
yonetmek üzere yola çıkan siyasetçilerin omuzlann-
dadır. Bu nedenle, terör ofgusunu genel siyasaJ geliş-
meler çerçevesinde irdelemek kacınılmaz oluyor.
Fazlasıyla ödenen bedel
Ülkemizde terörolgusuyeni değildir. Toplum, 12
Eylül 198Oöncesinde, terörleiçiçeveçokacılıgün-
ler yaşamıştır. 12 Eylül askeri darbesiyle, darbecile-
rin kendi deyimleriyle "bıçak gibi" kesilen terör, son
on yıl boyunca çekilenler yetmezmiş gibi, yeniden
gündemegeliyor.
Toplumumuz, hiçbir biçirnde terörden sorumlu
bulunmamasına karşın, 12 Eylül sonrasında çok ağır
bir bedel ödemiştir veödemeyedevam ediyor. 12Ey-
lül sonrasında yapılan işlemler, getirilen yasal veku-
rumsal düzenlemeler, toplumu çağdışı bir kıskacaal-
rnıştır. örnegın, işçi haiclarının askıyaaiınması sonu-
cu, ücretlerin ahm gücü 1980-100 aljmrsa Vo 35-40do-
layına inmiş bulunuyor. Her gün yapılan zamlarla iş-
çilerin, memurların veöbürdargelirlilerincebiboşal-
tılıyor. Tütündençaya,pamuktanayçiçe|ine, kırsaJ
kesim üreticileri üninlerinin sudan ucuza kapatılması
karşısındaçılgınadönüyor. Işsizlık, özelliklegençler
arasında çığ gibi buyüyor. Üçe katlanan dış borçla-
rıyla, belirsiz düzeyde hayali ihracatıyla, vurgun ve
talanıyla toplum, 12 Eylül öncesinin terorunun ağır
bedelini ödemeyisürdürüyor. İşkencedengeçen, hak-
lı haksızözgürlükleri ellerinden alınan binlerceinsa-
nımızın yakınmalan... Sorgusuz sualsiz bir biçimde
işlerinden uzaklajnrıJan binlerce 1402'liklerinişlerine
dönmeleri bile sağlanaınamış bulunuyor.
12 Eyiül tum kurum ve kurallanyla yörurlüktey-
ken, yalnızca siyasal partiierin kurulması vebir kisım
siyasetçilerin üzerindeki yasakların kaldırılmasıyla
demokrasiyegeçildifi savı öne surülebiliyor. Geçen
yıl yapılan yerel seçimlerde her beş seçmenden dör-
dunün hayır dediği, reddettiği bir siyasal iktidar, ül-
keyi yönetmekte inat edebiliyor!
Toplumsal hesaplaşma gereği
Toplumsal yapıların sağlıklı işlemesinin en başta
gelen öğesi, zamanında bir hesaplaşma sürecine gi-
rebilmeleridir. Türkiye toplumu, kendi geçmişiyle bir
hesaplaşma sürecinebir türlü giremiyor. Özellikle ta-
rihinin en acılı ve acımasız olayı olan 12 Eylül ile bir
türlü hesaplaşamıyor. Gerçekte, gerek 1987 genel se-
çimleriyle, gerekse 26 Mart 1989'da yapılan yerel se-
çimlerle, halkımız, buhesaplaşma surecini açmak is-
tediğini kanıtlamış bulunuyor. Ancak, var olan siya-
sal yapüanma bu toplumsal açılıma olanak vermiyor.
Hesaplaşma eksikliğinin sorumlusu, halk değildir.
Toplumun 12 Eylül ortamına nasıl sürüklendiği,
nesnel ve btlimsel bir incelemeye konu edilmemiştir.
12 Eylül öncesi terörün, para, silah veinsangücü kay-
naklanyla vedaha da onemlisi iç vedış bağlantılarıyla
sergilenmesi yolunagidilemiyor: ya da gidilmiyor. 12
Eylulü yaratan ekonomik ve toplumsal koşullar, dev-
let yapısının işleyişi ya da neden işlemediği sorgula-
namıyor. Buradasözüedilmekistenen I2Eylül'üya-
panlardan hesap sorulması değil, bu toplumsal olgu-
yu nesnel ölçuleriyle algılamadır. Turkiye toplumuna
yalnız 12 Eylül'ün değil, yaklaşık 20yıl önce yaşanan
12 Mart'ın bile nedenleri açıklanmamış; iç ve dış et-
menleriyle bu olay da açıklık kazanmamıştır.
Bu konuda temel görev siyasetie uğraşanlara dü-
şüyor. Halkıntemsilcileri, ülkeyi 12Eylül'egetiren
genel veözel etmenleri ivedilikle elealmak zorunda-
dır. Üniversitelere, yerli veyabancı uzmanlara terö-
rün kaynaklan konusunda araştırma yaptırmaiı, gen-
cecik insanlanmızı terore sürukleyen nedenleri neş-
terlemelidirler.
Toplumsal hesaplaşmanın ikinci, ancak ikincil ol-
mayan öğesi, devletin haber alma, bilgi toplama ör-
gütlerinin nasıl çalıştığının açıklık kazanmasidır. Ki-
mi emniyet genel müdürlerinin basına açıkladığı gi-
bi, bilgi derlemeörgütlerieğer yalnızca "solcu" bi-
linenleri izlemeyi iş edinmişse, bu alandaçok buyuk
bir yanılgı var demektir. Halkın vergileriyle çalışan
haber alma orgütlerinın tam birdenetimiveetkin ça-
hşmalarının sağlanması, halkın temsilcilerinin en
başta gelen gorevidir. Son yıllarda onca yatırım ya-
pılmasına, para aktarılmasma karşın, yeterli bilgi alı-
namadığı en yetkili ağızlarca açıklanabiliyorsa, bu
konuda çok ciddi sorunlar var demektir. Kaldı ki ha-
ber alma örgütlerinin şimdiyedek yapılan askeri dar-
beleri ilgili hükümetlere neden bildirmedikleri de ayrı
bir sorudur. Ek olarak, son 20 yıl boyunca yaşanan
terör konusunda bu haber alma orgutleri artık uz-
manlaşmışolmalıdır.
Toplumsal hesaplaşmanın üçüncü ve asıl öğesi hal-
kın kendisidir. Halk terör istemiyor. Ancak, terörün
önlenmesi için halkın etkin ve bilinçli katılımı da ool-
çüdeonemlidir. Halkınterorüonlemedeetkinvebi-
linçli katılımınjnyoludemokrasidengeçiyor; hak ve
özgürlüklerin genişletilmesinden, çağdaş insan onu-
runu koruyan vegeliştiren yasal ve kurumsal düzen-
lemelerin yapılmasından geçiyor. Asıl önemli olan ve
ulusal uzlaşmanın temelini oluşturacak çerçeve bu-
dur.
Terörün önlenmesi konusunda bir ulusal uzlaşma
olduğu birgerçektir. Siyasal parti yöneticilerinin sağ-
iadığı ulusal uzlaşma ya da kuilanılan Osmanlıca de-
yimiyle milli mutabakat terörün önlenmesi için gerek-
li bir koşuldur; ancak yeterli değildir. Siyasal parti yö-
neticileri öncelikle demokrasi konusunda bir ulusal
anlaşma yapmalıdır.
Demokrasi için ulusal uzlaşma
Önce, 12 Eylül kurum vekurallarıylasurerken.de-
mokrasiye geçilmiş olduğunu öne sürmek, geçerli sa-
yılamaz. Sendikal haklar başta olmak üzere, hak ve
özgürlükler üzerindeki sınırlamalar kaldırılmalıdır.
Üniversıte ozerkliği, basın ozgürluğu, yargının ba-
ğımsızlığ] veTRT'nin tarafsızhğı demokrasiye geçişin
onemlibasamaktaşlandır. Sonbiryılda400dolayın-
da basın emekçisi tutuklanan, sendikal hakları askıya
aidığı için Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından
kara listey e alınan vehapishaneleri duşunce suçlula-
nyla dolu olan bir Türkiye, demokrasiye geçmiş sa-
yılamaz.Duşünceveörgütlenme özgürlüğü çağımı-
zın gereklerine uygun bir düzeye getirilmelidir!
Sonra, bir genei af çıkarıimalı, toplumsal yarala-
rın sarılması için somut bir adım atılmalıdır. Aynca
demokrasinin ilkelerine uygun eşitlikçe bir secim ya-
sası biranonceçıkanlmalıdır. Ulusal uzlaşma, yal-
nızveancak, demokrasinınyollannıaçtığj, halkın ka-
tılımını sağladığı ölçude, terörü de önler, öbur iç ve
dış sorunlara da çözümun yollarını açar.
Sonuç
Son on yılın deneyimleri demokrasiden uzaklaşıi-
masının terorü önlemediğini, tersineterorun çok da-
ha karanhk ve belirsiz bir biçimde yeniden ortayaçı-
kabileceğinigösteriyor. Bu nedenle, demokrasinin
yollarını tıkalı tutmanın, hak veözgürlükler üzerin-
deki baskılan, sınırlamaları ve yasakları sürdürme-
nin teroru onlemeyeyetmediği artık anlaşılmış olma-
hdır. Özgürlüklerin yokluğunu, toplum, yıllardır,
yoksullaşarak, işkence görerek ve bin bir çile ile ödü-
yor. Toplumun öncelikle bu cendereden kurtulma-
sının sağlanması gerekiyor.
Türkiye çok buyük iç ve dış sorunlarla karşı karşı-
yadır. "Türkiye'yedünyaölçeğindebiçilmekistenen
konumnedir"sorusununyanıtınınWashington'da
aranması kesinlikle engelienmelidir.
EVET/HAYIR
OKTflYAKBAL
50 Yıl Sonra...22 yıl önce çıkan bir başyazısında Nadir Nadi "Tonguc ba-
banın heykelini dikeceğımız günler uzak değildir" diyordu.
Her 17 Nisan'da Köy Enstitüleri konusunda düşüncelerimi
yazmışımdır. Ben bu enstitülerde okumadım, hatta birini bile gör-
medim. Amadaha 1940da, lise öğrencisiyken bu yeni okulla-
rın ülkemiz, halkımız için ne denli yararlı olacağını düşünmüş-
tüm. Okuma, öğrenme, yetişme olanağım tüm yurda yaygınlaş-
tırmak, kısa sürede kentlerde, kasabalarda, köylerde okuma-
sız yazmasız insan bırakmamak Atatürk Cumhuriyetinin başlı-
ca amacı idi. Atatürk'ün sağlığında başlatılan köy eğitmenleri
yöntemı 1940'da çıkarıfan bir yasa ile Köy Enstitüleri niteliğine
kavuşturulmuştu.
Bekir Semerci'nin Köy Enstitüleri konusunu dört bir yönden
işlediği "Türkiye'de İleri Atılımlar ve Köy Enstitüleri" adlı kita-
bında Meclis'in 17 Nisan 1940 günü yaptığı toplantının özeti var.
Milli Eğitim Bakanı. Meclis'te önce şu bilgilerı verir: "Kentlerde
oturan yurttaş çocuklarının yüzde 80'i okuldadır. Yüzde 20'si
okumaktan yoksundur. Köylerde oturan 13 milyon yurttaşımı-
zın çocuklarını da göz önüne alırsak bunun ancak yüzde 25'ini
okutabiliyoruz. Hükümetimiz durumu yoluna koymak için calış-
mış ve 13 milyon gibi büyük bir kitlenin oturduğu, yaşadığı köy-
dekı evlatlarımızı yüzde yüz okutmak için emek vermiştir. Bu
yasa o emeğin ifadesidir."
Meclis'te bu yasanın tartışılması sırasında konuşan milletve-
killerinın hemen hepsi Köy Enstitüleri Yasası'nın yararlı sonuç-
lar vereceğinde görüş birliği etmişle*dir. Karşı çıkan kişi yalnız
general emeklisi Kâzım Karabekir'dir. Karabekirşöylediyordy:
"Parti pfogYamimızda sınıf yoJt diyoruz, fakat elimizte kuruyo-
ruz kanısındayım... Köylerimizin böyle küttür sahasında az gör-
gülü yarı aydınların nüfuzuna hatta maddi manevi tahakkümü-
ne bırakmayı bendeniz gelecek için çok tehlikeli buluyorum."
Karabekir'i yanıtlayanlar arasında köy ağası bir kişi de var-
dır, ama o bile 'Muhterem paşa hazretlerinden bunu beklemez-
dim. Köylünün kentliden nesi eksiktir" der. Ne var ki Köy Ensti-
tûlerînin yıkıcıları arasında bu köy ağası ilerde yer alacaktır!
Milli Eğitim Bakanı, yasayı savunurken Karabekir'e şu yanıtı
verir: "Kentte otursun köyde otursun ûlkümüz birdir. Onun için
Enstitüleri köy yakınında kuruyoruz. Onlara kenti hiç gösterme-
yeceğiz sanısını nerden çıkardılar? Sonra demin konuşurken
köy öğretmeni için yarım aydın demişlerdi. İlköğretimi bitirmış
beş yıl da enstitüde okutmuşuz, demek bu insan yarım aydın-
dır? O halde Türkiye'de yarım aydın olmayan kaç kişi vardır?
Bunun dozu nedir? ilköğrenimini bitirmiş beş yıl da aynca öğ-
renim görmüş insan yarım aydın değildir, aydındır."
Necdet Uğur 'Varlık'taki yazısında "Köy Enstitüleri Anadolu
insanına yatırım girişimiydi" diyor. Cumhuriyetin kuruluşundan
bu yana başarılmak istenen buydu: Cumhuriyet insanını yarat-
mak, yetiştirmek... Bugün demokrasi denen yönetimi bir türlü
yerli yerine oturtamıyorsak nedeni insan yatırımını başarama-
mış olmamızdır. Daha doğrusu çıkarcı, gerici, halk düşmanı çev-
relerin, güçlerin Türk insanının bilinçli birer birey olarak yetiş-
mesini engellemesidir.
Yarın 17 Nisan. TBMM'nden Köy Enstitüleri Yasası'nın onay-
landığı, yürürlüğe girdiği gün. 50 yıl önce!.. Yarım yüzyıl geçti
gitti. 1940'dan 47'ye, haydi 5O'ye kadar dayandı 20 enstitü...
Türkiye Cumhuriyeti'nin, insana yaptığı yatırım çok yararlı so-
nuçtar verdi. Köyden alınıp yetiştirilen insanlarımız yararlı bireyler
olarak toplum yaşamına atıldılar. Ama türlü acılardan geçtiler.
tüm yaşamlarını harcadılar inançları uğruna. Her 17 Nisan, umut
ışığının yakıldığı bir bayram günü gibi kutlandı. Yarın da bütün
Türkiye'de 17 Nisan olayı halktan yana, demokrasiden yana,
uygarlıktan yana yurttaşlarca kutlanacak...
Konuyu iyi bilmeyenler için okunacak yararlı kitaplar var. Çoğu
yakın günlerde çıktı. Başta Semerci'nin adını andığım incele-
mesi, Mehmet Cimi'nin "Tonguç Baba, Ülkeyi Kucaklayan
Adam"ı, Galip Candoğan'ın İvriz Köy Enstitüsü'ndeki Öğren-
cilik Yıllarım", Recep Bulut'un "Nisandaki Güneşler 50. Yılın-
da Köy Enstitüleri", daha nice nice yapıt, nice nice tanıklık...
Başyazarımız 1968'de çıkan yazısında şöyle diyordu: "Köy
Enstitüleri müessesesi insafsız çıkarcılann gayreti ile baltalan-
masa idi, eğitim davası şimdi çoktan çözüm yoluna girmiş hat-
ta çözum/enmiş bulunacaktı."
BÜTÜN ÖĞRETMENLER
İngillz, Profesyonel ve Deneyimli
Kursların başkama tarihteti:
Gündüz: 7 Mayıs Akşam: y Mayis
Hafta Sonu: 5 Mayıs
islantni: Rumell Cad. 92/4, Osmantıey 147 09 83 152 82 71
Ankora: SelanNc Cad. 8 Kat. 5, Katoıy 136 30 94 135 23 97
HAVOTA ATILIRKEN ONA DESTEK
OLABİLECEKMİSİNİZ?
Şark Sigorta'nın yeni ve çagdaş hizmeti
bunun için var:
Büyüyen Çocuk Sigortası
Hemen size en yakın Şark Sigorta acentesinı arayın
sız de çocuğunuzun yarınmı güvenceye alın.
0SARKSİGORTA
S "r923'tenberi"
21
Sıse en *3km Şark Sıçota gc
8JM9* MOdStMklMtmildMi
iıtanbut ıU 310 12 50150 Hatj
AO*m:(7U172390
Artmfyt: ;3h 17 53 99
Ankan: (41 '68 47 92-12
HMttya: '8211191 33
EtkÇahtn '22) 12C7 38
İzmir. (SH21 61 59
Saımun: i36;
12 7657
BÜYÜYEN
COCUK
SİGORTASI
Ford Scorpio Ghia
TURSEMIN REHBCRUSINBE
LOtmA, CKFORP, CAMBIUDGE
SOURN'EMOUTH,BR.1GHT0K,
140 HP SAE, 2.0 It enjeksiyonlu motor/Maksimum hız: 195 km/saat
Hızlanma:0-100km/saat 10,8saniye/Yakıttasarrufu: 100km'de6,21t
(90 km/saat) / Air-condition /ABS (Anti-lock Braking System-Ani
frendekilitlenmeyiönleyicisistem/Hidrolikdireksiyon/Merkezikilit...
Devamı Ford bayilerinde
DE
M0A SilTUH YILINûlUZCE Ö6RENIM
UTAKSİTTE OD
KOLÂYUûM
DEVAM ^
EDİYÛR/
•6ENELVEHIZLWWRJLMI5
#TİCWÎİ İNGİÜZCE
• TUBiZM IN&İLİZCESİ
•BANKACILIRINGILİZCESİ
»5llW (0JR5LARI: Cambndge
•Fırst Certrfîcatc, Profıcıcrjcy,
•TOEFLjARElS(Sbzlu)
tursem
İNGİLİZLİSANOKULLARI
DANIŞMA MERKEZİ
Cumfıurıyet Cad 173/4-B Elmadağ
80230 Istanbul Hilton Otelı Karşısı
Tel 148 39 77-148 79 43-148 28 49
Fax 132 9729 Tlx 27498 lusnlr
T.C.
KADIKÖY
DÖRDÜNCÜ SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No : 1989/651
KararNo : 1990/211
Hakim : Yaşar Sarıoğlu, 16565
Yaz. İş. Müd.: Seher Ünal 640
Davacı : K.H.
Sanık : MEHMET KAYA: Aü oğlu, Cemile'den olma, 1941
dog, Kadıköy, Kûçflicbakkalköy, Hal Yolu, Sok. Küçük No: 4'de otu-
rur. Fınncı.
Suç : Gıda Maddelerine muhalefet
Suç Ta.: 9.3.1989
Hüküra özü: Sanığın eylemine uyan TCK.nun 398, 3506 S. Kanun,
TCK. 19, 59, 647 Sk. 4/1. TCK 72. mad. 402. maddeleri gerefince
391666.- lira ağır para ve iki ay on beş gün cürürne vasıta kıldığı meslek
ve sanatının ve ticaretinin tatilen, 7 gün süreyle iş yerlerinin kapatıl-
masına ve kesinJeşen karar özetinin büyük harflerle yazılarak kapa-
tılma süresince işyerinin göze çarpan bir yerine yapıştınlmasına, aynca
karar özetinin tirajı yüzbinir>üzerinde bir gazetede yayınlanmasına
karar verilmiştir. 2.4.1990
Basın: 22084
OYSMatematik-Türkçe-Fen-Sosyıj
SEÇMELİ DERSLER7 Mayıs-20 Haziraıı
İLAN
ÜSKÜDAR 3. ASLİYE CEZA
MAHKEMESİNDEN
1988/714 Esas
1989/254 Karar
Bozuk et satmak suçundan sanık Ahmet oğlu Makbule'den olma
1953 doğumlu Üsküdar nüfusuna kayıtlı bulunan LÜTFÜ GÜLER
hakkında mahkememizce sağlığa zararlı et sattıgından TCK. 396, 647
sk. 4. mad. gcreğince 32.000 lira ağır para cezasına, TCK.nun 402
mad. gereğince 3 ay müddetle cürrne vasıta kıldığı meslek, sanat ve
ticaretinden tatiline, TCK. 402/1 mad. gereğince 7 gun rnüddetle Lutfü
Güler'in işyerinin kapatılmasına,
Karar kesinleştiğinde masrafı bilahare hukümlüden alınmak üze-
re Jstanbul Vilayetinde tirajı 100.000 üzerinde bulunan bir gazete ile
ilan edilmesine karar verilmiştir.
Basın: 21980
Lise: 2 Ortaokul: 2
Lise: 1 İlkokui: 3-4
SEVİYE SINAVLARI14-15-16-17 Nisao taribteriode denıaelerimizde japıljcakür. Sıuva sıbıb » ı l
lO.DO'da vevı oşlen saıt 14.00'le islcdiğİDiz larihtt kılılabiliraniz
NOT:
I. Sınava kılılan her se«i>cdeki bajjnlı ögrencilerin % 5'i 1494-91 (ters vıhıda
ucrrlsiz aknacaklır.
II. Buvuk «vite sınıtıııa katılıo her oğrenci % 10 indirimS oku>acaklır.
III. Sım> kırtı için dncedcn başnınıvı gerek voklur. Sınıv kartımzı 15 dakika
ODce almanız >cteriidir.
BÜYÜK ^ DERSANE
90-91 Ders Yıh kayıtlanmız başlamıştır
IS'I Tel T33 03 33 133 03 34 133 05 05
Bakııkoy Bahcelievler {Pereja yam) Tel 575 I? 68 575 71 22 575 78 96
Işçiler ve
Toplum sayı
OKURLAR4..
OKA\ CÖAEVSJV
1890'dan 1990 a
y ıl 1890. Abdülhamit yönetimi 9 maddelik bir sansür
yönetmeliği hazırlar. İşte birkaç maddesi:
— Her şeyden önce, dünya değer padişah
hazretlerinin sağlığı, ürünün durumu, memlekette
ticaret ve sanayinin ilerlemesi üzerine havadis
verilecektir.
— Ahlak bakımından yayımlanmasında sakınca
olmadığı Maarif Nazın Paşa hazretleri tarafından tasdik
edilmedikçe hiçbir tefrika yayımianmayacaktır.
— Şahsiyata kesinlikle meydan verilmeyip bir vali ya
da mutasarrıfın hırsızlık, yiyicilik, öldürme ya da çirkin
bir iş işlemiş olduğu söylenecek olursa, bunun
doğruluğunun ispat olunamadığı bildihlerek saklanması
ve yayımlanmasına asla izin verilmeyecek.
— Yabancı hükümdarlann aleyhine yapılan suikast
girişimleri ya da yabancı memleketlerde yapılacak
kargaşa çıkancı gösterilerin sadık ve kendi halinde
ahalimizce bilinmesi uygun olmadığından, bunlar hangi
biçimde ve yolda olursa olsun kesinlikle
yayımianmayacaktır...
Abdülhamit'in sansürcüleri giderek azıtırlar ve
kullanılması yasak olan sözcük listeleri de ilan ederler:
Grev, suikast, anarşi, sosyalizm, dinamit, dinamo,
infilak, kargaşalık, Kanun-u Esasi, müsavat, istibdat,
beynelmilei, veliaht, cumhuriyet, mebus, yıldız, burun...
Hüseyin Cahit Yalçın o sırada izlanda Balıkçısı kitabını
çevirirken sık sık "burun" sözcüğüyle karşılaşır ve
bunlan "karaların denize doğru ilerlemiş bölümleri"
diye çevirir...
O günlerde toplatılan ve el konulan kitaplardan
bazıları: Fransızca Gramer, Victor Hugo'nun Sefilleri'i,
John Miltop'un Kaybolmuş Cennet'i, Chateaubriand'/n
Paris-Kudüs Yolculuğu, Dante'nin Cehennem'i...
Cumhuriyet döneminde basın özgürlüğüne ilk büyük
kısıtlama 7925'te Takrir-i Sükûn Kanunu'yla birlikte
gelir. 1931 ve 1938'deki basın kanunları da birçok
kısıtlayıcı hüküm ve hükümete gazete kapatma yetkisi
getirir. Bu anti-demokratik hükümler 1946'da çok partili
döneme geçilirken Basın Kanunu'ndan temizlendi.
Demokrat Parti, 1950'de dolaylı sansürle ilgili çeşitli
hükümleri Basın Kanunu'ndan çıkardı, ama 1954'ten
başlayarak işleri kötüye giderken basına saldırmaya
başladı. 1955'te 6-7 Eylül olaylarının ardından gelen
sıkıyönetim düzeninin ilk hedefi yine basındı. 1956'da
hızlı inişe geçen DP yönetimi Basın Kanunu'nun birçok
maddesini ağırlaştırdı ve 27 Mayıs 1960'a gelirken
Tahkikat Komisyonu'nun ilk işi 12 gazete ve dergiyi
kapatmak, çok saytda gazeteciyi sorgulamak oldu.
Sonra 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerini yaşadık.
Sıkıyönetim komutanlıklarından edilen birer telefon ya
da küçük bir teleks notuyla gazetelerden haberler
çıkanldı. 12 Eylül döneminde gelen yasak bildirileri
birkaç klasörü dolduracak sayıdaydı...
•
Yıl 1990. Deniyor ki demokrasiye geçtik. Deniyor ki
ülkemizde basın özgürlüğü vardır. Önümüzde bir kitap
var. Basın Konseyi için Mehmet Semih Gemalmaz ve
Osman Doğru tarafından hazırlanan "Türkiye'de
Basın Özgürlüğü Mevzuatı". Kitap, basınla ilgili
yasaları ve kanun hükmündeki kararnameleri ele
alıyor. Yalnızca bunların sayısı bile dehşet verici:
Anayasa ve TBMM İçtüzüğü yanı sıra doğrudan basın
için çıkarılmış ya da dolaylı olarak basının çalışmasını
ilgilendiren tam 152 yasa ve sonuncusuyla birlikte 12
yasa gücünde karamame... 1983'te askeri yönetimin
yaptığı Basın Kanunu'nun değişeceğine ilişkin çeşitli.r
söz/er veren ANAP hükümetleri 1988'da, yapılan ,^î
değişiklikle cevap ve duzeltme hakkıyla ilgili maddeleri
ağırlaştırmakla yetindi. Yıl 1990. Demokrasi rüzgârlan
bütün dünyayı altüst etmiş, biz ise hâlâ sansür ve oto-
sansürle uğraşıyoruz...
HÜSEYİN
SANCAR
Ay ışığı toprağa değende,
Bilesin ki özgürlük,
Yeniden sevdalanacagım sana.
Kaybedişimizin 11. yüında sevgi ve
saygıyla anıyoruz.
AİLESt
Aziz dost
ŞENER BİRSÖZ'ün
vefatı nedeniyle derin elem içindeyiz. Merhuma
Tanrı'dan rahmet, aiksine başsağlığı dileriz.
DOSTLARI:
NÜZHET KILIÇAY, ÇETtV ÇELEBİ,
T.CAYİT ÖZ, LÜTFİ KÖKSAL. ALİ
POLAT, EROL TLIRAIV
AL'STRALIANBUSINCSSCOLLlıCiLS
SJDNEy-PERTft CANBERRA MELBOURNE-ADEUIOE
AVUSTRALYADA İNGIÜZCE
GENEL INGIUZCE-TURİZM-BIIGISAYAR-YONETICILIK KUHSLARI
AVUSTRALyA-AMERIKA-INGILTERE UNIVERSirEtEHINE KESIN GIRlS
EGITIMINIZ SURESıNCE PART TIME ÇALI$WA O^
AŞ ;u 362 J9 5S ,11 X! «0 96
& NO SN3/S BOSTANCI ISTAN81H
IRTIBA T BUKOSU '5 ' ı 3 ' 6.' 2'
K. MARAŞ 1. SULH CEZA MAHKEMESİ
KARAR ÖZETÎ
Esas: 1988/678
Karar: 1990/155
Hâkim: Ibrahim Topuz 23155
Katip: Harun Çoban 607
Sanık: Remzi BAĞBOZAN; Mustafa Remzi oğlu 1968 D.lu K. Ma-
raş Dumlupınar Mah. Yemişçiler Sk. No: I2'de otunır. Kasapbk yapar
Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet
Suç tarihi: 15.3.1988
Karar tarihi: 27.2.1990
Yukarıda açık kimliği yazılı şahsen yapılan durusması sonucunda
TCK. 398, 647/4, 72, 402 maddeleri gereğince 64.000 TL. ağır para,
3 ay meslekten men 7 gün işyerinin kapatılması, ile karar özetinin
tirajı 100 binden fazla olan Ankara. Istanbul, Izmir'de yayınlanan
gazetelerden bırinde ve suç yerinde yayınlanan maballi gazetelerin bi-
rinde ilan edilmesine karar verildi.
USKUDAR 1. SÜLH CEZA MAH.
HÜKÜM ÖZÜ
Esas No: 1989/519 E
Karar No: 1990/125 K
Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet suçundan sanık Rize, Merkez,
Pınarbası köyü nüfusuna kayıtlı Mustafa oğlu, Neriman'dan olma,
1961 doğumlu ÇAMUR ALİ KOPUZ mahkememizin yukanda esas
ve karar numaraiarı yazılı hükmü ile TCK.nun 398, 72, 402, 647
s.k.nun değişik 4/1 maddeleri gereğince netictten 59.000 TL. Ağır
Para cezası ile cezalandınlmasına, 3 ay sure ile cürme vasıta kıldığı
meslek, sanat ve ticaretinin tatil olunmasına, işyerinin 7 gün süre ile
kapatılmasına 7.2.1990 tarihinde karar verilmiştir.
TCK.nun 402/2 maddesi gereğince ilan olunur. 21.3.1990