Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 NÎSAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Festivalin afiş yanşması
• Kültür Servisi — Sinema Sevenler Derneği'nin 9.
lstanbul Film Festivali çerçevesinde düzenlediği Film
Afişleri Yanşması sonuçlandı. Bu yıl ikincısi
gerçekleştirilen yarışmanın, Yurdaer Altıntaş, Tunç
Başaran, Metin Denız, Şakir Eczacıbaşı, Tarık Akan,
Arif Keskiner ve Sadık Karamustafa'dan oluşan seçici
kurlu festivale katılan filmlerin afişleri arasında
uluslararası ve ulusal olmak üzere iki kategoride
değerlendirme yaptı. Konuk film afişleri arasında,
'^Benjamin Baltimor'un tasarladığı Michel Deville'in 'La
Lectrice' filminin afişi birinci seçildi. Festivale Türkiye
adına katılan filmlerin afişlerinin değerlendirildiği ulusaJ
bölumde ise Reha Erdem'in yönettiği "A Ay" fılmi için
Joelle Danon'un yaptığı tasarım birincilik ödülüne değer
görüldü.
Mandela onıınuia konser
• LONDRA (Cumhuriyet) — Güney Afrikalı siyah lider
Nelson Mandela, 16 nisan pazartesi günü VVembley
Stadyumu'nda onuruna verilecek dev bir konsere
katılıyor. 1988'de yine aynı stadyumda Mandela'nın 70.
doğum yıldönümü nedeniyle verilen konserle ünlenen
Tracy Chapman başta olmak uzere, Miriam Makeba,
Hugh Masekela, Peter Gabriel gibi sanatçılar, "Simple
Minds" gibi gruplar konsere katılacak. Konser radyo ve
televizyondan naklen yayımlanacak. Avusturalya,
Jamaika, Hindistan ve Kanada başbakanlan da konseri
izlemeye gelecek. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ırk
ayrımı siyasetini kırmak amacıyla ekonomik ambargo
uygulanmasına surekli karşı çıkan, bu nedenle de
kınanan Başbakan Thatcher, davetli listesinde yok.
Beytem'de performans ve sergi
• Kültür Servisi — MSÜ Devrim Erbil Atölyesi'nden
mezun olan Temur Köran ve Asaf Zeki Yüksel bugün
saat 18.00'de Galeri Beytem'de (Büyükdere Cad. Beytem
Han Şişli) bir performans gerçekleştirecekler. Ardından,
aynı tuval üzerine çalıştıkları resimlerden oluşan sergileri
açılacak. Sergi 30 nisan tarihine dek sürecek. Halen
MSÜ'de doktorasını yapan Temür Köran ve yüksek
lisansa devam eden Asaf Zeki Yüksel, önumüzdeki
aylarda da İsviçre'nin Zurih kentinde Isviçreli sanatçılarla
çahşmalarını surdürecekler.
İNSAN HAKLARI DERNEGİ
ATATURK KİTAPLlGl
• METECADDESI45TAKSİM
t ATATURK KÜLTl R MERKEZI ARKASI)
Katılanlar: AÇOK / Grup Çağn / Günizi /
llhan İrem / Semiramis Ün / Sermet Erkin
POZİTİF VIBRATIONS ÇAĞDAŞ MÛZİK ETKINLİKLERİ - 2
OMNIVERSE ARKESTRA
1989 DOWN BEAT CAZ DERGİSİ ANKETLERİNDE # 1
YALNIZCA 2 KONSER 15 NİSAN 1990 SAAT 16:00,21.00
ISTANBUL BELEDIYESI CEMAL REŞIT REY KONSER SALONU
Bılet Satış Yerlerı Konser Salonu 148 53 92, Gallerıa 559 95 60.
Vakkorama Taksım 151 15 71. Vakkorama Suadıye 360 90 90
Organızasyon Pozıtıf 144 33 94
SEVEMA/ATİLLÂ DORSAY
SİNEMA GÜNLERİ BİTİYOR
Ş İ M D İ
Reha Erdem kendını
tuyor Ettore Scoia
fılmlennı eteştrmıyor
sinema sınemaymış.
sınemasmı edebıyatı |
v s v s v s ..v s. v s
ZAMANI
|fılmınden sorumlu tu-
çızıyor Susan Sontag
Fuat Onan'a gore
|-Marguerıte Duras
yağma ederek kuruyor
İLK SAYI ÇIKTI
9. Uluslararasılstanbul Film FestivalietkisiniBeyoğlu'nda dagösterdi
Beyoğlu'nda neler oluyor?Festival, Beyoğlu 'na
her zaman
görülmeyen bir
kalabalığı getirmiş.
Öğrenciler, gençler,
"enteller", zarif
hanımlar, kibar
beyler. Acaba bir
yerlerde yazdığı gibi,
"enteller kıroları
kovdu mu
gerçekten?"
Kuşkuluyum.
Beyoğlu bir başka bugünlerde...
İki yüzyıUık yaşamında bile pek
az gördüğü bir hareket, bir kala-
baiık... Eski yazarlar, 'eski Beyoğ-
lu öldü, bitti, gömüldu, geri
gelemez' diye istedikleri kadar ağ-
lamaklı olsunlar!.. "Cadde-i Ke-
bir"i dolduran ve zaten "eski Be-
yoglu"nu hiç bilmeyen, bilmeye de
gönüllü olmayan gencecik insan-
lar, artık kendi Beyoğlu'larınj ya-
ratıyorlar, yaşıyorlar: En azından
belli saatlerde trafığe kapatılmış,
yürünen, toplanılan, tartışılan,
konserler dinlenip filmler görülen,
sergilere, "happening"Iere göz atı-
lıp kitaplar alınan bir kent mekâ-
nı. tşte eskisiyle ilgisi olmayan,
yepyeni işlevler yüklenmeye hazır
yeni Beyoğlu bu!..
Film festivalinde 3 filmi göste-
rilen, aynı zamanda jiiri üyesi Ital-
yan yönetmeni Gianfranco Min-
gozzi şaşkınlıkla anlatıyor: Etap
Marmara Oteli'nden çıkmış, Be-
yoğlu'na doğru yürüyor. Mak-
sim'e gelmeden, orada köşede es-
ki filmlerin, artistlerin resimlerı-
ni satan Husamettin Bey'e rastla-
mış. Ve resimlere bakarken bir de
BİR SÜRE TRAFİĞE KAPALI — Bevoğlu, Film Festivali dolayısıyla gaaün bellı »aatlerinde trafiğe
kapatılıyor. Caddenin hemen her yerinde sinemayla ilgili göriinlülere, süslemeiere rastlamak mumkıin.
(Fotoğraf Vıldız Üçok).
ne görsün: Bir Pina Menichelli
resmi!.. Pina Menichelli,
1910"larda -evet yanlış okumadı-
nız, 1910'larda- îtalyan sessiz si-
neması içinde çok çok linlü olan
bir oyuncu, bir "diva." Taksim
Meydanı'nda koleksiyoncu Husa-
mettin Bey'in tezgâhında
1910'ların aktrisinin fotoğrafıyla
şaşkına düşen ttalyan sinemacısı.
Beyoğlu'nda şu günlerde yaşanan-
lan, bu anekdottan daha iyi ne an-
latabilir?
Festival, Beyoğlu'na her zaman,
orada görülmeyen bir kalabalığı
getirmiş. Öğrenciler, gençler, 'en-
teller', zarif hanımlar, kibar bey-
ler... Acaba bir yerlerde yazdığı gi-
bi 'enteller, lurolan kovdu mu'
gerçekten? Kuşkuluyum. Hele ge-
çen gün ikisi hanım dört kişi bir
sinema çıkışında, Kemal Gök-
han'ın o ünlü "zonta"lanndan iki-
since uğradığımız "yarma
harekâtı"nı düşünunce!.. "Entel-
lerle zonlalann savaşı", şimdılik
birincilerin yengisiyle surüyor,
ama ikincilerin kaybettiklerini geri
alması da olanak dışı değil. Baka-
lım göreceğiz.
Şu arada herkes kendine çeki-
düzen vermiş, veriyor. Galatasa-
ray Lisesi'nin görkemli kapısın-
dan, Halil Mağazası'nın koca sa-
ğır cephesine dek bir dizi tamirat,
boya, onanm... tnsanın "daha öu-
ce aklınız neredeydi" diye sorası
geliyor. Vitrinlerde, giderek Vak-
ko'nun 30 milyonhık (kimilerine
Film Festivali'yle gelen değişikfilmler,genç sinemalar
Keşfin riskleri ve zevkleriMiklos Jancso gibi
hayranlıkla
anımsadığımız bir
sinema adamını
yeniden keşfetmek
ilginçti. Bir başka
ilginç deneyimi,
Dusan Maİcavejev'le
yaşadık.
Sinemada yeni, farklı, değişik
şeyler keşfetmek... Bu "keşif"
duygusu, kuşkusuz gerçek sine-
masever için önemli, vazgeçilmez
bir duygu. Yoksa yalnızca çok ün-
lü, çok moda birkaç yönetmen ve
filmle yetinmek, hep "ganyan oy-
namak", hep güvenceli filmlere
gitmek, gerçek sinemaseverin har-
cı değıl. Çünkü her bir film bir se-
ruvendir. Kimi zaman çok hoş ol-
masa da!...
Miklos Jansco'yu, yıllar önce-
sinden "Umutsuzlar", "Kızü Üa-
hi", "Yiizleştirme", "Kış Yeli"
gibi filmleriyle, hayranlıkla anım-
sadığımız bu önemli sinemacıyı
yeniden keşfetmek, kuşkusuz il-
ginçti. Kendisini Macar tarihinin
önemli aşamalannı, her türlu ger-
çekçilikten uzak, temsili ve sim-
gesel bir tavırla anlatmaya adamış
yönetmenin fümleri, topluca iz-
lendiğinde, iki temel izlenim bıra-
kıyordu insanda: Özgunlukleriy-
le belli bir hayranlık, ama öte
yandan tekrarcılıklanyla belli bir
tekdüzelik duygusu. Jansco'nun
dramatik gerilim, kişilik araştır-
ması, psikolojik boyut gibi kay-
gılan yoktu. Kişileri, ya çok de-
vingen bir kameranın ya da ken-
di içlerindeki dairesel dönup dur-
maların oluşturduğu bir hareket-
lilik içinde, sürekli kımıldıyorlar,
sürekli ölümü vurguluyorlar, sah-
te olümler, vurmalar ve vurulma-
TÖRENSEL BİR SİNEMA — Macar yönetmen Miklos Jancso'nun filmleri şcnlikte toplu olarak
gösterildi. Jancso'nun (solda) sinemasını izlemek zevkli bir deneyimdi. Bu törensel sinema, insanda
olağanüstu bir şiir okumuş olmanın tadını bırakıyordu.
larla ölüm olayını alabildiğine sı-
radanlaştınyorlardı.
Çıplak insan bedenleri kadar
güzel atlara binmiş süvariler, gök-
te dolanıp duran kuşlar, görkemli
Macar peyzajları da Jansco'nun
şiirsel alegorilennin öğelerini oluş-
turuyorlardı. Jansco sinemasını
izlemek, guzel, zevklı, estetik bir
deneyimdi. Bu törensel sinema,
insanda sözgelimi olağanüstü gu-
zel bir şiir okumuş veya bir resim
sergisi izlemiş olmanın tadını bı-
rakıyordu. Ama Jansco sinema-
sını izleyerek Macaristan'm, sos-
yalizmin veya herhangi bir şeyin
tarihini öğrenmek de aym duzey-
de olanaksızdı.
Değişik sinemaları keşfetme
duygusu, her zaman şölenler sun-
muyordu insana elbette. Örneğin
Taivvan filmi "Acılar Kenti", hu-
zünlü adına ve Venedik'te büyük
ödülün cekiciliğine karşm, bize
içine bir türlü giremediğimiz ka-
palı bir dünya sundu. Mısır filmi
"Kuktacı", popüler bir Doğu top-
lumu filmi olmasımn getirdiği ve
hoşgörüyle, giderek sempatiyle
karşılanabilecek özellikleri, sonuç
olarak ulkesi için ticari bir film
yapma kaygılarına verdiği aşırı
odünü yitirdi. Mısır usulu melod-
ramın ve müzikalin izleri, bu film-
de çok fazla belirgindi. İranlı genç
yönetmen Said tbrahimifar'ın
"Nânna Yandım"ı ise görsel bir
şiir gibi oluşturulmak istenmiş,
keskin bir duyarlılıkla örulü hoş
bir yapımdı. Ama fılmin sonun-
da Stanley Kubrick'in ünlü
"2001 "ine yapılan açık gonder-
menin anlamını pek çözemedik.
Bir diğer ilginç deneyimi, "son
dakika" fılmlerinin sahiplerinden
Dusan Makavejev'le yaşadık. Ta-
mnmış Yugoslav yönetmenin çev-
rildiği 1971 yıhndan beri olduk-
ça un yapmış filmi "W.R. Orga-
nizmanın Sırian", cinsellik ku-
ramlarıyla politik ideolojıler,
özellikle faşizm olgusu arasında-
ki bağlantıları araştırmasıyla ün-
lü VVDhdm Reick'ın yapıtlanndan
yola çıkarak çeşitli tekniklerin
"kolaj"ıyla olusmuş ilginç ve ki-
şisel bir yapımdı. Reich'ın günü-
muzde geçerlüiği kadar, filmin ge-
tirdiği Reich yorumu da tartışma-
ya açıktı kuşkusuz. Yine de bu ba-
şına buyruk ve bağımsız filmin,
daha 1971'lerin Yugoslavyası'n-
da, rejimin katı uygulamaları ve
Stalincilik konusunda, bugun her-
kesin bağırdığı, ama o yıllarda fı-
sıldanması bile guç olan kimi şey-
leri söylemesindeki yüreklilik
önemliydi. Daha sonra Makare-
jev'in ilk filmi olan "İnsan Bir
Kus Degildir"i de izledik. Maka-
vejev, artık pek çahşmasa da bir
dönemde önemli şeyler yapmış,
kişisel ve özgün bir^inemaaydı ve
tstanbul 1990'ın bize tanıttığı bir
diğer önemli ad oldu.
göre 50 milyonluk) süsleme pro-
jesi sayesinde kaldırımlarda ve
yerlerde hep sinema: Eski afişler,
resimler, 'lobiler', köhne makine-
ler, kameralar, vs. Sanki "bitpa-
zanna nur yagnuş." Vakko uygu-
laması nedeniyle eski arabaların
üzerine yürumeniz (sahi, niye ara-
balar?) veya Şerif S«er veya Aslı
Altan'a çarpmanız çok olası. Ya-
ni onların metalik yontulanna de-
mek istiyorum. Ama ikisi de fes-
tivalin seyircileri arasında olduk-
lan için gerçek suretlerine çarpma-
nız da olanak dışı değil.
Doğallıkla böyle bir şenliğin ya-
şandığı yerde, belediye de olmasa
olmaz. tktidara geldiklerinden be-
ri geçen bir yıl içinde Beyoğlu'na
çivi bile çakmamış, hrçbir temel
proje oluşturmamış, kapalı duran
o güzelim saJonların (Demirören^
in kapattığı Saray ve Lüks'ün sa-
hiplerinin inamlmaz bir inatla yı-
kıma bıraktıkları Yeni Melek'in,
seks raafyasının elindeki Alkazar
veya Ruya'nın) ozlenen sanat, kul-
tür merkezi Beyoğlu'na kazandı-
rılması için kılını kıpırdatnıamış
olan belediyeler, Beyoğlu'nda olup
bitenin kokusunu alınca hemen
olaya sahıp çıkmak için davrandı-
lar. Önce Dalan dönerninden kal-
ma ve çoğu sönmüş fenerlere lüt-
fedilip ampul takıldı. Sonra,
"giizelleştinne" denince nedense
akla gelen ilk iş olan "beyaz ba-
dana"lar, yine Dalan döneminden
kalma beton çiçekliklere boca
edildi. Oysa taş, beton gibi mal-
zemenin beyaz badanayla örtül-
mesi, bu işlerle en küçuk bir ilgi-
si olanlann bildiği gibi, çirkin bir
olaydır. Bunu tum belediyecileri-
mize nasıl anlatmalı?
Sonra da gelsin kazma vurma
törenleri. Festivalden bir gün ön-
ce Galatasaray'da düzenlenen tö-
renle, Beyoğlu duzenleme projesi
gereğince caddeye ilk kazma vu-
ruldu. Bu tören uğruna, uzun za-
mandır "ölüm küslügü" içinde
bulunan Nurettin Sözen'le Beyoğ-
lu Belediye Başkanı Huseyin As-
lan, basının onunde sarılıp öpüş-
mekten bile çekinmediler. Ve kaz-
malar vuruldu: Yalnız
Galatasaray-Tünel arasına değil,
Taksim'e (caminin önünde petrol
kuyularına benzeyen dev bir çu-
kur) ve şenliğin yabancı konuklan
için seçilen uç lokantadan biri
olan Çiçek Bar'ın önü ve çcvresin-
deki tüm sokaklara!.. Böylece şu
anda tstanbulumuzda bulunan
uluslararası üne sahip yabancı ko-
nuklar da çukurlann uzerinden
sıçrayıp atlarken, ne denli
"çahşkan" bir tstanbul Belediye-
si bulunduğunu fark etmeden ge-
çemiyorlar. Ve belediyemiz sağol-
sun, gosteriş uğruna, yılda bir kez
uluslararası bir şenliğe sahne olan
bir semte, tam o sırada kazma vu-
rarak herhalde dunya belediyeci-
lik tarihine geçen bir iş yapmış
oluyor.
Ama hakkını yemeyelim. Bele-
diyemiz, şenlik için başka şeyler de
yaptı. Örneğin o sokak konserle-
ri... Aynı şeyi, Beyoğlu Güzelleş-
tirme Derneği olarak biz de du-
şünmüştük, ama bu konserlerde
yalnızca "sokak şarkıcılan" kul-
lanmaya, caddeye elektronik ses
düzeni sokmamaya karar vermiş-
tik. Oysa belediye, "Uk fişi Ntir
işj" hesabınca bunda hiçbir sakın-
ca görmedi. Ve Beyoğlu, elektro-
nik gitarlarla gümbur gümbür in-
lemeye başladı. Eee, politikacının
temel işlevi sesini duyurmak de-
ğil miydi? Ne kadar gümburtü ko-
parsa o kadar iyi. Ama eğer "tra-
fiğe kapatma" işlemi iyi duşünul-
meden, arka ve yan yollarda ge-
rekli etütler yapılmadan, park ola-
nağı sağlanmadan yapılır ve bir
buçuk kilometrelik bir cadde bir-
den tümüyle araç geçisine kapa-
nırsa, esnaftan kopacak gümbür-
tuyu siz asıl o zaman seyredin!..
tşte Beyoğlu'da işler şimdilik bu
minval uzerinde yürüyor. Bakalım
daha neler olacak?
'Medcezir Manzaraları* bugün Atatürk Kültür Merkezi'nde gösteriliyor
Farklı kişiler ve yeni çevrelerMedcezir Manzaraları / Yönetmen: Mahinur Ergun
/ Senaryo: Neslihan Eyuboğlu, M. Ergun / Goruntu:
Umit Ardabak / Oyuncular: Kadir İnanır, Zühal Olcay,
Yılmaz Zafer, Bulent Bilgiç, Meral Çetinkaya, Bülent
Ufuk, Baki Tamer, Ümit Yesin / Bir Erka Film yapımı.
"Manik-depresir bankacı Erol gisinin ünlü "in-moda olanlar"
Bey'le kadın bankacı- analist Zey- listelerinden derlenmış şeylerle do-
nep ve Zeynep'in gençlik arkada- lu: Kahramanlarımız "paıa"ya ve
şı (ve aşkı) psikiyatr Ümit'in fır- para bilgisinin (diğer bir deyişle
tınalı ilişkilerinin öyküsu. Bir monetarizmirf) temelini oluştur-
tavsiye" ile Erol'un yönettiği ban- duğu bir ekonomiye inanıyorlar.
kada önemli bir mevkiye gelen Garip huyları olan bankacı Erol
Zeynep, bu kendini tümüyle işine Bey, bol bol "para kullanma
sanatı" nutukları çekiyor, bir ge-
ce kulübünde (Memo's mu?) esrar
çekiliyor, Reşat Paşa Konağı'nda
KADİR İNANIR VE ZLHAL
nettiği "Medcezir Manzaraları"
ve Kadir İnanır paylasıyorlar.
OLCAY — Mahinur Ergun'un >o-
adlı filmde başrolleri Zuhal Olcay
vermiş, çevresine karşı haşin, ka-
dınlara karşı özellikle kab? aJa-
mın cekiciliğine tvıtulur. Ve bu,
Ümit'in de hem Zeynep'i hâlâ se-
ven eski sevgiiisi hem de bir psi-
kiyatr olarak katkıda bulunduğu
bir ilişkinin kapılarını açar...
"Medcezir Manzaralan" şaşır-
tıcı bir film. Şaşırtıcı olması, ne
yazık ki 'iyi" bir film olmasından
kaynaklanmıyor. Film, aslında ilk
ağızda ilginç geliyor insana. Çün-
ku ele alınan kişiler ve onlann çev-
relen, sinemamız için oldukça yeni
ve "bâkir." Ama film, bu "burju-
va öyküsû" ve onu esprilerle mo-
dern bir "jargon"la vermeyi dene-
yen senaryosunun getirdiği olumlu
beklentileri pek doğrulamıyor, kı-
sa zamanda, Yeşilçam'ın bilinen
klişelerinden çok farklı, ama yi-
ne de klişe olan öğelere saplanıp
kahyor. Senaryo, sanki Vizon der-
yemek yenilip "dansör" izleniyor,
Klasis Otel'de "squash" oynanı-
yor!.. Ve daha neler de neler!..
"Medcezir Manzaraları", sine-
mamızın yeni seyircileri olduğu
varsayılan (küçuk-ve-büyük) bur-
juvalanmız için oluşturulmuş, on-
ların keyfini gıcır eîdecek şeylerle
tıkabasa doldurulmuş oldukça ti-
cari bir film. Bir Fransız filminin
(veya "Doknz Buçuk Hafla"nın)
Türkiye baskısı. Bir avantajı var:
Bu filmi olasılıkla hiçbir zaman
TV'de izleyemeyeceksiniz!.. Sine-
mamıza yeni, farklı tipler getirme-
si ve rahat, akıcı bir sinemayla an-
latılmış olması da filmin erdem-
lerine katılabilir. Yine de tüm
bunlar, filmin Ankara Şenliği'nde-
ki birinciliğini doğrulamak için
yetersiz kahyor bana gore...
FESTIVALDE BUGUN
E n e b Beş ve Ten 12.00,
19.00), Gandhi (15.00,
21.30).
SİBepop: Kınk Nisan
(12.00), Tıpkı Amerika
(15.00), Çakal Geceleri
19.00) Üç (21.30).
Atlas: Beriin Kudüs
(12.00), Bağışçı (15.00),
Korkunun Gölgesinde,
(19.00), Yol Arkadaşı
(21.30).
u a x ı ; 20. ıuzyıiıın Benım
(12.00, 19.00), Yitik
Gövdeler (15.00), Dekalog
(21.30).
Reks: Bay Hire (19.00),
Acılar Kenti (21.30).
Sâre.vya: Maestro
(19.00), Nanna Yandım
(21.30).
AK1M: A Ay (12.00), Sis
(15.00), Düğün (19.30),
Medcezir Manzaralan
(21.30).
Küçük
Sahnede 40 yıl
• Kültür Servisi —
Beyoğlu Küçük Sahne'nin
kuruluşunun 40. yılı bugün
saat 17.00'de verilecek bir
kokteylle kutlanacak. Halen
Ortaoyuncular tarfından
kullanılmakta olan Küçük '
Sahne'deki kutlamada bu ,
sahneye yıllannı vermiş
tiyatro sanatçılan da yer
alacak. Saat 18.00'de ise
Kuçük Sahne'nin en genç ve
en yeni topluluğu Nöbetçi ,
Tiyatro "Aşkın Gözüne
Gözlük" adlı oyunu
sergileyecek.
Çatalca
Tıyatrosu
• Kultür Servisi — Yerel
tiyatro geleneğini
başlatmayı amaçlayan
Çatalca Sanat Tiyatrosu,
Ismail Işılsoy'un yazdığı
"Vur Bir Mastika" adlı
kabare ile bugün Silivri
Belediye Sinemasf nda
perdelerini açıyor. Oyun,
yarın saat 21.00'de de
Çatalca Halk Eğitim
Merkezi'nde yer alacak.
Hicran Duran'm sahneye
koyduğu oyunda Ramazan
Aktaş, Selçuk Bakkal,
Hicran Duran, Ahmet
tlerigozcübaşıoğlu, Hanife
Karakay, Mustafa Koç rol
alıyor. Müziklerini Tugay
Başar'ın hazırladığı oyunun
ışık ve efekt düzenlemesi
ise Kemal Çavuş'a ait.
Erkmen
bienalde
• Kültür Servisi — Grafik
tasarımcısı Bülent
Erkmen'in Jan Garbarek •
konser afışi 13. Uluslararası
Afiş Bienali'ne kabul edildi.
Bienal kapsamı içinde yer
alan sergiler haziran,
temmuz ve ağustos ayları
boyunca surecek. Öte
yandan Bülent Erkmen'in
"No. 5" adlı Öncü Türk
Sanatından Bir Kesit Sergisi
afışine de "Graphis Poster
90" adlı kitapta yer verildi.
UGUN
• HaftaSonıısöyteşileri
Türkiye Yazarlar
Sendikası'nın Tunel'deki
merkezinde düzenlenen
"Hafta Sonu Söyleşileri"
kapsamında saat 18.00'de
Rutkay Aziz ile Özdemir Ince
konuk edilecek ve Faruk
Şüyun'un sorulannı
yanıtlayacakiar. '
• Trio Romantico ll Trio
Romantico Italıano, saat
16.00'da I.Ü. Guzel Sanatlar
Bolumu Vezneciler Kuyucu •
Murat Paşa Medresesi'nde bir
oda müziği konseri verecek.
• Reichenbach'dan gitar
Gerhard Reichenbach
18.00'de Boğaziçi Üniversitesi
Tiyatro Salonu'nda bir gitar
resitali verecek.
BİLSAK'TA
BUGÜN
13 Nisan Cama:
19.00 80'Lİ YILLARDA
ŞttR: "Şiirde KişiseUik ve
Üslup Farklılaşmalan"
Haydar ERGÜLEN,
Seyhan ERÖZÇELİK,
Turgay FİŞEKÇİ, Lale
MÜLDÜR.
GÖRSEL SANAT
ATOLYELERİ
Mehmet Guler>üz'le
Resim Çalışmalan.
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BİLSAK herkese açıktır.
BİLSAK Sıraselviler,
Soğancı Sok. No: 7
CİHANGİR
143 28 79 - 143 28 99
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ
İSTANBUL SUBESİ
CUMARTESİ
BULUŞMALARI
34
GAZETECİLİK
ve POLİTİKA
ÜZERİNE
SÖYLEŞİ,,
Konuk
Hasan CEMAL
Cumhurıyet Yozan
14 Nisan 1990 Cumartesı, Saat 16 00
MÜLKİYELİLER LOKALİ
Muallm Nacı Cad 151A Kurüçeşme 80820 İST
T* |iı 157<634-35