03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 13 NİSAN 1990 SOVYETLER BÎRLİĞİ Gorbaçov için zor günler1 SSCB Başkanı'nın "Aynlma, kanlı bir iç savaşı getirir" uyarısına karşın, Estonya, Gorbaçov'a çağrıda bulunarak Moskova-Tallinn arasında bir an önce bağımsızlık görüşmelerine başlanmasını istedi. 2 SBKP'de görüş ayrılıklan giderek derinleşiyor. Merkez Komitesi'nin reformcu kanadı suçlayan çağrısı, ortalığı karıştırdı. Reformcular, parti geleceği konusunda referandum istiyor. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, "cum- huriyetlerin bağımsızlığı" ve "SBKP için- de bölünme tehlikesi" gibi iki buyük sorunla karşı karşıya bulunuyor. Gorbaçov, Sovyet- ler Birliği sınırlarında ortaya çıkacak bir de- ğışikliğin, ülkeyi kanlı bir iç savaşa süruk- leyeceğıni belinirken SBKP içınde radikal reformcularla muhafazakârların karşılıkh suçlamaları surüyor. SSCB Başkanı Gorbaçov, önceki akşam Genç Komünistler Kongresi'nde yaptığı ve Sovyet televizyonu tarafından da yayımla- nan konuşmasında, ozellikle biriikîen ay- nlma konusu üzerinde durdu. Gorbaçov, konuşmasının soru-yanıt bölümunde, Lit- vanya örneğini anımsatarak "Diğer cumhu- riyeller de bu örneği lakip ederek ayrılır- ROMANYA Kral Michael'e dönüş engeli BÜKREŞ (AA) — Romanya'nın 42 yıl- dır sürgünde bulunan eski kralı Michael'- in başkent Bukreş'e gelmesi engellendi. Romanya resmi haber ajansı ROMP- RES, Isviçre'nin Cenevre kentinden dun Bukreş'e gelmesi beklenen Kral Michael'- in ve beraberindekilerin Romanya'ya giriş vizesinin iptaJ edildiğini duyurdu. Habere gore Romanya hükumeti, vize- lerinin bulunmadığı gerekçesiyle Kral ve be- raberindekilerin Cenevre'den kalkacak olan uçağa alınmamalannı istediğini Isviçre ha- vayollarr şirketi Swissair'e bildirdi. Bir Swissair yetkilisi de Kral ve berabe- rindekilerin uçağa binmeyi istediklerini, an- cak vizeleri bulunmadığı için buna izin ver- mediklerini açıkladı. AP'nin haberine göre, Romanya Başba- kanı Petre Roman, Fransız televizyonu ikin- ci kanahnda kendisiyle yapılan bir söyleşi- de Michael'in ziyaretinin ozel değil "siyasi nilelik" taşıdığmı açıkladı. Roman, Krâlın, Temeşvar ve Budapeşte'deki gösterilere ka- tılmayı planladığını belirtti. larsa, iilke kan gölune çevrilecek bir iç sa- vaşın içine süriiklenir" dedi. Gorbaçov, bir soruya verdiği yanıtta da, SSCB'nin sınırlarında bir değişiklik yapılıp yapılmaması konusunda uzun sure duş'ün- duğünü, ancak "iç savaş" tehlikesini de göz önunde alarak sınırlarda herhangi bir de- ğişiklikten yana tavır almadığını söyledi. SSCB Başkaru, Sovyet sınırlarında ortaya çıkabilecek olası bir değişikliğin, tüm dün- ya ve SSCB için daha önce görülmemiş bir durum ortaya çıkaracağını söyledi. Litvanya'nın, bağımsızlık konusunda bir referandumdan yana tavır almasını da iste- >en Gorbaçov, Baltık Cumhuriyeti'nin ay- rılıkçı SAJUDIS hareketinin liderlerini de ilişkileri gerginleştirmekle suçladı. Gorba- çov, herkesin bağımsızlık isteyebileceğini, ancak bunun Sovyet yasaları çerçevesinde olması gerektiğini de kaydetti. Gorbaçov, SSCB'den aynlma konusun- da uyanlarda bulunurken Estonya Parla- mentosu, Moskova-Tallinn arasında bir an önce bağımsızlık konusunda göruşmeler ya- pılması çağrısında bulundu. Gorbaçov'un "biriikten aynlmayın" uyarısına yanıt nite- liği taşıyan çağnda, "Estonya halkımn bıi- yük çoğunluğunun isteklerine uygun olarak Moskova ile Tallinn arasında acil gönişme- ler yapılması" ıstendı. SSCB Başkanı Gorbaçov, önceki akşam 11. Dunya Medva Konferansı için Mosko- va'da aralarında DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in de bulunduğu bir gruba yaptığı ko- nuşmada da, perestroyka sürecinde çok kri- tik bir aşamada olduklarını belirterek "tdari kumanda sistemini terk ettik. Ancak bunun yerine yenisini heniiz oturtamadık" dedi. Sovyetler Birliği Komunist Partisi (SBKP) Merkez Komitesi'nin, parti içindeki reform- cu kanadın tasfıyesini isteyen çağrısıyla, par- ti içinde giderek yükselen gerilim de, Gor- baçov'un karşı karşıya bulunduğu en onemli sorunlardan biri olarak gösteriliyor. Mer- kez Komitesi'nin çağnsında, reformcu ola- rak bilinen Demokratik Platform, bölücu- lükle suçlanmıştı. Demokratik Platform tarafından önceki gün yeni bir partî- kurulmasına vönelik çağ- rının ardından, dün de grup, partinin gele- ceği açısından referanduma gidilmesini is- tedi. Moskova Radyosu'nun Interfaks Servisi- nin haberine göre SBKP Merkez Komitesi'- nin "açık raektubuna" karşıhk olarak 'De- mokratik Platform' grubu da, "partideki yoldaşlara ve Sovyet halkına çağn" başlık- lı bir bildiri yayımladı. Bildiride, SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'un başlattığı "yenileşme ve demokratik- lesme sıirecinin", partinin muhafazakâr ka- nadı tarafından "geriye çevrilraek" istendiği göruşune yer verildi. Bu eğılimlerin parti polilikasına egemen olması olasılığında karşı uyarıda bulunulan metinde, SBKP'nin geleceğini ilgilendiren kılit sorularla ilgili cevapların belirlenmesi için tum parti örgutünu kapsayacak bir re- ferandum yapılması çağnsına yer verildi. Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov, Başbakan Nikolav Rijkov ve SBKP Merkez Komilesi Sekreleri Aleksandr Yakovlev, Genç Komünistler Kongresi'nde bir arada göruluyorlar. (Fotoğraf: Reuter) Sayın Doktor ve Eczacıların Dikkatine! Mevsimsel ve DEMOKRATİK ALMANYA. Sosyalist rejim resmen son bulduDoğu Berlin'de dün koalisyon anlaşması imzalanarak Hıristiyan Demckrat Parti Genel Başkanı Lothar de Maiziere, başbakanhğa seçildi. Yeni hükümet, birleşmenin bir an önce gerçekleştirilmesini ve Almanya'nın NATO içinde kalmasını ilke olarak benimsedi. DİLEK ZAPTÇIOĞLU DOĞU BERLİN — Yeni hukumette yer alan partiler, dün Doğu Berlin'de "koalis- yon anlaşması"na imza attüar. Boylece De- mokratik AJmanya'da sosyalist rejım, 40 yü- lık bir iktidardan sonra resmen nihayet bul- du. Doğu Berlin'de toplanan "Halk Mecli- si", hükumeti ve 23 bakandan oluşan yeni kabıneyi onavladı. Hıristiyan Demokrat Parti Genel Başkanı Lothar de Maiziere, 400 kişilik mecliste 265 evet oyuyla D. Al- manya'nın yeni başbakanı seçildi. Doğu Berlin'de "demokrasi"nin zaman- la oğrenilmesi gereken bir ders olduğu, dün- kü meclis oturumunda ortaya çıktı. Sabah saatlerınde başlayan meclis oturumunda Hıristiyan Demokratlar, milletvekillerinin ve hükümetin andı ile ilgili bir onerge ver- diler. Önerge, "sosyalizme baglı kalınacagı" yolundaki eski ant metninin değiştirilmesi- ni; yeni bir yemin metnı hazırlanmasını ön- görüyordu. Önergenin gundeme almıp alın- mayacağı oylandı. Oylamada onerge 163 hayır, 162 evet ve 24 çekimser oyla redde- dildi. Meclis Başkanı Bayan Sabine Bergmann-Pohl bunun üzerine "oylann sa- yımından kuşkn duyduğunu" açıkhyor, yeni bir oylama yaptırıyor, bu kez önerge 219 evet oyuyla kabul ediliyordu. Hıristiyan Demokrat Partili meclis baş- kanının kendi partisinden gelen onergevi "zorla kabul ettirdiğini" ve "partizanca davrandıgını" belirten sol gruplar ve Yeşil- ler, bunun uzerine oylamavı protesto ede- rek salonu terk ettiler. Meclis başkanırun ilk tur oylamavı neden 'kuşkulu' bulduğu ise anlaşılamadı. Muhafazakâr Hıristiyan Demokrat Par- ti Genel Başkanı Lothar de Maiziere, D. Al- manya'nın yeni Başbakanı. De Maiziere, Al- manya birleşip yeni bir parlamento ve hü- kümete kavuşana kadar doğudaki "buyük koalisyon"a başkanhk edecek. "Buyük koalisyon"da yer alan muhafa- zakâr partiler, liberaller ve sosyal demok- ratlar, dun sabah ortak bir metin imzala- yarak koalisyonun ilkelerini saptadılar. Bu- na göre yeni hüKümet şu ilkelere ağırlık ve- riyor: — Federal Almanya'yla yapılacak görüş- melerden sonra Almanya'nın birliğinin F. Alman Anayasası'nın 23. maddesine göre "hemen ve bütün D. Almanya açısından azami sorumluluk içinde gerçekleştirilme- si" HABERLERÎN DEVAMI — F. Almanya ile parasal, ekonomik ve sosyaJ birleşmenin 1 temmuza kadar para- lel olarak yurürlüğe konması. — Almanya'nın birleştikten sonra NATO içinde kalması, fakat NATO'nun askeri iş- levinden buyük oranda vazgeçip politik iş- levine ağırlık vermesi. — D. Almanya vatandaşlarının çalışma, barınma ve eğitim ihtiyaçlannın devlet gü- vencesi altında kalması; herkese refah, sos- yal güvence, özgürlük ve hukuk devleti gü- vencelerinın taahhüt edilmesi. Demokratik Almanya Parlamentosu ay- rıca, 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilerin oldü- rulmesi konusunda sorumluluğu olduğunu kabul ederek ozur dilerken Israil, "özrii" kabul ettiğini bildirdi. Helsinki Vtfatch: Bulgaristan'da azmlık sorunları sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Bul- garistan'da yapılacak ilk serbest genel se- çimlere iki av kala, bu ulkedeki azınlık so- runlannın devam ettiği bildirildi. Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Konferansı (AGİK) uvesi ülkelerdeki insan hakları sorunlarını yakından izleyen Helsinki Watch, Bulgaris- tan'da yaşayan Türk ve Pomak azınlıkların durumundan "derin kaygı" duyulduğunu belirterek Bulgar hükümetine tüm yurttaş- larının kültürel ve dinsel haklarım güven- ceye alması çağrısında bulundu. Helsinki Watch'ın mart 1990 tarihli rapo- runda, Bulgaristan'daki etnik gerilimin de- vam ettiği belirtilerek 1990 başından itiba- ren azınlık hakları konusunda alınan bazı olumlu kararların uygulanmasındaki aksak- lıklara dikkat çekildi. Bulgaristan'daki Türkler ve Pomaklar açısından koşullann genel olarak iyileştiği yolunda haberler ol- duğunun kaydedildiği raporda, "Ancak be- lirgin insan hakları sorunları devam etmektedir" denilerek Türklere ait birçok cami mezarhklarımn kapalı tutulması, okul ve üniversitelerde Türk dilinde eğitim yapıl- maması, Turkçe gazete ve radyo yayınları- nın yasaklanması, Turk ve Pomakların pa- saport işlemlerinin geciktirilmesi gibi sorun- lar vurgulandı. 'Vicdanına bırakıyorum' CUHEYT ARCAYUREK SYNTEK mevsimsel olmayan rinit tedavisinde NASALIDE BURUN SPREYİ 1 ml'de 0.25 mg Flunisolide içeren, 10 ml'lik plastik şişelerde piyasaya sunulmuştur. ABDİ İBRAHİM ILAÇ SANAYI ve TICARET A Ş (Baştarafı 1. Sayfada) ki Dışisleri Bakanlığı bunu bize bu şekilde bildirdi- bu yonde yürütü- len bir soruşturmada, Sayın Cum- hurbaşkaru her şeyden önce bir in- san olarak 'Ne oldu?' diye bir so- ruyu merak ederek sorabilir. Bu- nu sorması normaldir. Ama bu yönde bir soru dahi bana gelme- di. — Hasan Celal Giızel'in, iddi- alannıza ilişkin yaptığı 'siyasi komplo' nitelemesini nasıl değer- lendiriyorsunuz? DEMİRAL — Ben bunu, onun vicdanına bırakıyorum. Vicdanı ile baş başa kalsın o. Eğer bize karşı boyle bir söz söylemiş ise on- da çok büyuk yanlışlığa uğruyor. Çunku biz hiçbir zaman bu poli- tik ortam içine girmeyiz. Ne ka- rakterimizde vardır, ne görevimi- zin içinde. Bunu kesinlikle herkes bilsin. Bu benim özel karakterim- de de yoktur. Çünku ben hiçbir si- yasi duşünce içinde değilim, go- revimi sürdürdüğum sure içinde. Bunu herkes bilıyor. Bunun dışın- da görevimiz gereği kimseye komplo hazırlamayız. Kime, niye hazırlayalım? Bir sebep yok ortada. — Uluç Giirkan'ın, 'Soruştur- ma benimle ilgili başlatılmıştı, bu t lyutu benim sorgumda herhan- gi bir şekilde yer almadı' şeklin- de bir açıklaması yer aldı gaze- telerde... DEMtRAL — Güneş gazete- sinde çıkan haberin, devletin men- faatlerini ilgilendirip ilgilendinne- diğini, biz, Adalet Bakanlığı ka- nalıyla Dışisleri Bakanlığı'na sor- duk. Devletin menfaatleri gereği bu bilgilerin gizli kalması gerek- tiği şeklinde bir yanıt aldık. Bu- nu elde etmek, açıklamak suç. — Gürkan, sorgusunda, Gü- zel'e ilişkin herhangi bir savın gundeme gelmediğini söylüyor... DEMİRAL — Biz bu haberi kimden aldığını araştırdık. Sonuç- ta, iddianamemizde belirttiğimiz, bir zincir ortaya çıktı. Orada gö- revli diğer samk Hande Şevkat Mumcu'nun bu belgeleri Hasan Celal Guzel'e verdiği, Guzel'in de Gürkan'a ilettiği iddia ediliyor. Biz de bu bağlantıvı kurduk. Ve islem yaptık. Biz bu konuda sadece Hande'nin ifadeleriyle yetinme- dik, bu konuda kapsamlı bir araş- tırma yaptık. Bu böyle boş değil. — Hande Şevkat Mumcu, bu önemli belgeyi nasıl elde elmis? DEMtRAL — Orada gorevli, o belgeleri dosyalayıp, saklıyor. — Bu baglantı, Dışişleri'ndeki araştırmamz sırasında mı ortaya çıktı? DEMİRAL — Orada. Ama bunlan bana açıklatmayın. — 'Siyasi komplo' suçlaması konusunda yasal girişiminiz ola- cak mı? DEMtRAL — Yok. Bu, ne ka- rakterimizde vardır, ne de gorevi- mizin gereğidir. Komployu biz yapmayız. Komplo yapmayı, gö- rev gereği olarak mı göruyor, bi- lemiyorum. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde çalışanlar oyle komplo mu yapıyorlarmış? Gö- revlerini yapıyorlar. Görevi yap- mak, kişisel olarak onu çok uz- muş olabilir. Onun karşılığında da bu kelimeyi kullanmış olabilir, o da bizi ilgilendirmez. Ama o de- ğerlendirmesi yanlış. — Tahliye talebi konusundaki değerlendirmeniz nedir? DEMtRAL — Biz once Han- de Mumcu'yu sorgusunu yaptık- tan sonra serbest bıraktık. Çünku o zaman deliller tam olarak top- lanmamıştı. Ondan sonra hem Hande Mumcu hakkında hem Uluç Gürkan hakkında gıyabi tu- tuklama karan çıkarılmasını iste- dik. İddianamemizde, her ikisirün deduruşmalannın tutuklu olarak yapılması talebi vardır. Ama bu- nu mahkeme kabul etmedi. — Soruşturmanızda herhangi bir baskıyla karşılaştınız mı? DEMtRAL — Hayır, kimsenin bir baskısı ya da önerisi söz ko- nusu olamaz." Devlet Bakanı ve ANAP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Özde- mir, dun duzenlediği basın toplan- tısında Hasan Celal Giizel hak- kında grup disiplin kurallanna ay- kırı hareket gerekçesiyle herhan- gi bir işlem yapılıp yapılmayaca- ğı şeklindeki bir soruya "Hayır, herhangi bir şey yok" yanıtını ver- di. 1. Sayfada) di? Mıllelvekıliyle yöneticilerin bü- yük bölümünce başbakanlıkta başanlı olmamakla, partiyi daha aşağılara çeken beceriksızliklerle suçlanan Yıldırım Akbulut, en azından 16 Ocak 1991'e kadar hem lider hem de başbakan ka- lıyordu. Akbulut'un "büyük bir operas- yonla" başbakanlıktan düşürüle- ceğine değinen haberler, yorum- lar, istekler, bir anda değerini yı- tiriyordu Birinci önemli sonuç buydu. Ikinci önemli sonuç, bütün taf- ralara, savlara ve istekli görünüş- lere karşın, ANAP'takı karşı grup- lar da kongrenin Ocak 1991'e kal- masını onaylıyorlardı Akbulut ve çevresindekiierin yasaları, tüzük hükümlerini zorlayarak erken kongreyi Eylül 90'a almak iste- medıkleri biliniyordu. Fakat par- tiyi içine düştüğü açmazlardan Demîrerin(Baştaraft I. Sayfada) Demirel şunlan söyledi: "Bir o eksikti vani. Benim, dev- let kanallanndan endirekt bilgi al- mak gibi bir huyum yoktur. Ben devletin tepesinde senelerce bulun- dum. Devletin bildiği şeylerin ço- ğunu ben zaten biliyorum. Köste- bege falan ihtiyacım yok. Bugün iç ve dış basını iyi izleyen herkes devletin biMigi şeylerin çoğunu bi- lir. Köstebekle bizim bir ilgimiz yoktur. Biz meşruiyetçiyiz." Öte yandan Devlet Bakanı ve ANAP Genel Başkan Yardımcısı tbrahim Özdemir de dün duzen- lediği basın toplantısında, Hasan Celal Güzel hakkında grup disip- lin kurallanna aykın hareket ge- rekçesiyle herhangi bir işlem ya- pıbp yapılmayacağı yonündeki bir soruya, "Hayır, herhangi bir şey yok" yanıtıru verdi. Özdemir, "O konu, mahkemeye intikal etmiş bir konudur. Mahkemede her şey açıkça ortaya çıkar. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın" dedi. kurtarmak için yeni bir yönetimi tek koşul gören, başta Mesut beyler, ardından da HCG ekibi MKYK'ntn son toplantısında ocak tarihine fazla direnemiyor- lardı. Mesut Bey'in saptanan ta- rihten "mustarip" olduğu söyle- nemezdi. Aslında kongrenin ola- bilir ölçüde geç yapılması işine geliyordu. Başkentteki yüksek perdeden devlet adamı davranışlarıyla ör- güte dayanan bir lıder kımliği çi- zemeyeceğini elbette anlamıştı. Tanınmak, yeni ilçe ve il kongre- lerınde destek alabılmek için -bir zahmet- yurdu dolaşması gere- kebılirdı. Zamana gereksiniyor- du. HCG, belki ictendi, ama bu iç- tenlik siyasal tarıhimize "İkinci Hasan Vakası" diye geçmeye aday son olaydan sonra kuşku- suz duraksamalara yol açmıştı. "Komplo" diye nıtelediğı DGM kj- dianamesi henüz bütün canlıhğı ile ortada durur, suçlamalar sa- de insanın kafasında soru işaret- lerine yol açarken. Eylül 90'da er- ken kongreye -açıkladığı gibi- li- der adayı olarak girmesi. savaşı- mını sürdürmesi olanaksızdı. O da zamana gereksınıyordu. Boylece Başbakan ile genel merkez işbaşında kalarak yerel kongrelere gitmeyi düşünürken, Mesut Bey daha sağlam zemıne basmayı planlarken, HCG'nin planları son olayla tersyüz olur- ken, taraflar arasında ister iste- mez erken kongre tarihınde bir biıieşme, uzlaşma olacaktı; oldu. Siyaset bu, tabıi genel merkez karşıtlan yine olanca hızla genel merkezi eleştırmeyi sürdürecek- ler. Bilinen gerçekler karşısında ne var ki "zımni bir uzlaşma" ke- sinleşti, üç ayrı grup aynı hedef- te birleşti. Köşk ise yasadan kaynakla- nan mantıksal direnmelerle kongreyi gelecek yıla kaydırıyor- du. Zaten Ocak 91 tarihi de ke- sin değildi. İlçe ve il kongreleri- ne ilişkin takvim normal işlerse büyük kongre ocakta, tersine du- rumda belki daha sonra, marttan mayısa kadar uzanan günlerde yapılacak. ilke kararının ana içe- riği bu. TÖ, başka bir mantıksal sonuç daha sağlıyor. Ocak 91'de kongre demek, 91 ilkbaharında erken seçım olmayacağını doğ- rudan olmayan yoldan -Mümtaz Soysal hocanın deyımiyle- "çö- zümsüz muhalefete" duyurmak- tı. TÖ şimdi başka planların pe- şınde olabilir. İlhan Selçuk'un ha- rika benzetmesiyle S.S. (sansür ve sürgün) kararnamesinin içe- recegi hükümlerden tek sözcük söz etmeden muhalefetimizi ya- nına çekmiş, tanımayacaklarını söyleyenlerın asıl gerçeğini hal- ka duyurmuş. Şimdi yedi yıl Çan- kaya'da kalabilmek için "parla- mentoyu siyasetine uydurmanın" yollarını arıyor. Üye sayısını 600'e çıkarmak ANAP milletvekillerinin gözde isteği olduğu kadar, yüz- de 5 barajla aralarında anlaşa- mayacak ne kadar parti varsa ya- sama organına getirmek TÖ'nün başlıca ideali olarak aylardır ku- lislerde konuşuluyor. Bu arada demokratik rejimi tehdit eden kimi gelişmeler olu- yormuş, bir yana. HCG olayıyla demokratik rejimin erdemi yüre- ğinden vuruluyorrnuş, boşver! Oysa HCG oiayının gerçek yüzü mutlaka ortaya çıkmalı. İster ki- şisel, ister mesleki ödünlerle bu balon mutlaka patlatılmalı. Yok- sa ikide bir aynı türden suçlama- lar siyaset sahnesine girecek. Muhalefetimizin tek dayanağı ise, ilk seçimde bu iktidar nasıl- sa gidecek. Ötesı hava. İyi güzel, artık herkes bilıyor ki bu iktidar gidecek. Gitmesine gidecek, ama arka- sında neler bırakacak, neler. Nufus cuzdanımı kaybettim. Geçersizdir. MAHIR KARAMUSTAFA Türk, İngiliz öğretmenlerin gözetim ve rehberliğinde 10-18 yaş grubu için ^ 4 hafta dö Hareket 8 Temmuz 1990 Okul rehberlerince havaalanında karşılama ve uğurlama, özenle seçilmiş aile yanında tam pansiyon konaklama, haftada 15 ders Ingilizce. sosyal ve sportif etklnllkler, yarım ve tam günlûk gezller, katılım sertiflkası fiyata dahlldir v _ ^ ^ - ^ _ _ — < ^ - - ^ — ^ (Uçak büeti v« konut fönu hariç. flyat 15 krç* li( gnjbun otufmauyia oeçerk*.) BARAT - Yurtdışı Lisan Okulları Temsilciliği Ablde-I Hürrlyet Cd. Yonca Ap. No. 282 Kat 4 D. 12 80270 ŞlşU / Istanbul Tel: 147 44 88 - 14843 57 Fax& Telesekreter 131 2942 Telex: 39644cya tr Hekimoğlu rekorlan MİNYELİ S İ N E M YÖNETMEN: JNAR İsmairin satış kıran romanı ABDULLAH A L A R D A YÜCEL ÇAKMAKLI OYNAYANLAR: PERİHAN SAVAŞ, BERHAN ŞİMŞEK AKSARAY İSTANBUL ANKARA MALTEPE ADANA KONYA SIVAS ADAPAZARI KAYSERİ ANTALYA İSKENDERUN MALATYA ZONGULDAK BALIKEStR URFA ERZURUM DİYARBAKIR UŞAK ELAZ1Ğ EMEK (16 Nisandan ıtıbaren) BAHÇELİEVLER ZAFER CÖLBAŞI LÂLE Korr OMAY YILDIZ BUYÜK KULTÜR KANATU RENK KONAK KONAK ATUAS (12 Nisandan itibaren) DADAŞ (13 Nisandan itibaren) EMEK (14 Nisandan itibaren) SAN (16 Nisandan itibaren) GOLCUK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle