01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAKT 1990 HABERLER CUMHURÎYET/11 p B A R U L A H M E A N T F 0 T D A A • ANKARA (AA) — Milletvekillerinin telefonlannın dinlendigi ve çalışmalannın izlendiği iddiasma ilişkin Meclis araştırma önergesi, TBMM Genel Kurulu'nun yarınki oturumunda ele alınacak. Genel kurulda yarın, Bingöl bağımsız milletvekili İlhami Binici ve 36 arkadaşının, "TBMM binasında milletvekillerince yapılan çalışmaların ve telefon konuşmalannm kaydedilerek, belge haline getirildiği iddiasını tespit etmek" amacına yönelik Meclis araştırması önergesi görüşülecek. Daha sonra, milletvekillerinin başbakan ve bakanlara yönelttikleri sözlü soru önergeleri ele alınacak. Siyasi parti gruplan da yann toplanacak. Toplantılarda, siyasi parti liderlerinin son siyasi gelişmeleri değerlendirmeleri bekleniyor. TBMM Genel Kurulu'nun çarşamba günkü oturumunda da TEK yatınmları için bir fon oluşturulmasını öngören kanun hükmündeki kararnamenin görüşülmesine devam edilecek. P A R T İ L E R D E N SHP İçel Milletvekili Fikri • Sağlar, irticanın devlet eliyle desteklendiğini öne sürdü ve Cumhurbaşkanı Turgut özal'm "Ben Müslümanım, devlet laik" sözlerini değerlendirerek, "Bu ifadeler başh başma anayasa suçudur. Laikliği inkâr eden bir cumhurbaşkanı olamaz. Orada da duramaz. Zaten kendisini kimse tanımıyor. Benim üzüntüm, cumhurbaşkanlığı makamının yıpranıyor olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti İaiktir, cumhurbaşkanı da laik olmak zonındadır. Bümediği konuda açıp Larousse'a baksın, orada laik ne demek ayrıntısıyla yazıyor" dedi. SP Genel Merkezi'nde geçen yıl > ağustos ayında düzenlenmek istenen, ancak lçişleri Bakanhğı tarafından izin verilmeyen "İnsana Saygı" mitingi için gazetelere ilan veren 19 dernek ve sendika yöneticisi hakkında Dernekler Yasası'na muhalefetten dava açıldı. Davayı açan îzmir Cumhuriyet Savcısı Okay Güngör'un, hazırladığı iddianamede sanıklar için 3'er yıl hapis cezası istediği öğrenildi. (Izmir/Cumhuriyet EgeBürosu) Miting gençlik komisyonlarınca Isparta'da düzenlenen "Gençlerin Bugün ve Yarınlardan Beklentileri" konulu panel sona erdi. 71 ilin DYP Gençlik Komisyonu başkanlannın katıldığı toplantının son gününde üniversite, işçi, köylü ve genç işadamlan, gençliğin sorunlarını tartıştı. (Isparta UBA) Demi rei T7vc\\r' DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, 3 günlük bir gezi için 6 mart salı günü tzmir'e gidecek. Demirel, "1990 sonrası Türkiye ekonomisinde İzmir ve Ege'nin secenekleri" ile "Depolitizasyon politikasının Türk gençliği üzerindeki etkinliği"nin tartışılacağı toplantılara katılacak. Türk-lş bölge temsilciliğini ziyaret edecek olan Demirel, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde basın mensuplanyla bir araya gelecek. "Türkiye'nin sanayileşmesinde öncelikler" konulu toplantıya da katılacak olan DYP Genel Başkanı Demirel, 8 martta "Dünya Kadmlar Günü" dolayısıyla düzenlenecek toplantı ile "1990 yılında Türkiye'de ve dünyada ekonomik ve siyasal gelişmeler" adlı tartışmada da bulunacak. (Ankara/AA) İ H H i Q İ O T * i Sosyalist Parti Genel l U U l d . l d . 1 1 B a ş k a n ı F e r i t l l s e v e r ABD'nin Türkiye'ye Ortadoğu'da yeni roller üstlendirilmesi yolunda yeni projeler hazırladığını öne sürdü. Ferit llsever, dün yazılı bir açıklama yaparak, Washington ve CIA çevrelerinin Türkiye için hazırladığı yeni rollerin, son günlerde basında peşpeşe yer aldığını ifade etti. llsever, Atatürk eleştirisiyle başlayan bu projelerin temel fikrinin, "Laikliğin geçmişte kaJdığı, Türkiye'nin bundan böyle Islama sanlması gerektiği" şeklinde olduğu görüşünü savundu. (İstanbul/AA) ANAP'tan istifa eden lstanbul Milletvekili ve ANAP kurucusu Bedrettin Doğancan Akyürek, politik geleceğini belirlemek üzere yol ayrımında olduğunu açıkladı. Akyürek, ya politikayı bırakıp milletvekilliğinden de istifa ederek normal yaşamına döneceğini ya da Bedrettin Dalan'ın hazırhklarını sürdürdüğü Demokratik Merkez Partisi'ne İT ', katılacağını söyledi. ANAP kurucularından ~^"- olan ve 2. kongreye dek genel muhasip olarak başkanlık divanı üyeliğini yürüten Akyürek, Turgut Özal'ın 1983 yılında "Yanına uretken bir ekip alarak işe koyulduğunu ve gerçekten demokratik bir çalışma yöntemi uyguladığını, ancak 1986 yılından itibaren üst üste hatalar yaparak 1983'teki çizgisinden tamamen ters yönde bir icraata girdiğini" öne sürdü ve ANAP'ın artık gelecek vaat edemeyecek bir sürece girdiğini savundu. (Ankara/ANKA) T ı V \ p r a 1 1 f a t * ANAP Eskişehir İl Kongresi dün L . l U t i a U V l yapıldı. Beşyüz bir geçerli oyun kullanıldığı kongrede, liberallerin adayı Zafer Sabuncuoğlu 270 oy alırken, muhafazakârlann adayı Yılmaz Aydın 190 oyda kaldı. 26 Mart yerel seçimleri öncesi görevden alınan Zafer Sabuncuoğlu il başkanlığına seçildikten sonra yaptığı konuşmada "ANAP'ta, eskiye dönülmeyecek, yalnız Eskişehir'de değil hemen her ilde liberaller partiye hâkim olacaklardır, çünkü ANAP'ın kurtuluşu liberallerin örgütlere hâkimiyetine bağlıdır" dedi. (Eskişehir/Cumhuriyet) Hemşirelerden tepki • ANKARA (ANKA) — Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Lalezar Mürşitpınar, eşi ömürboyu hapse mahkûm Güllü Biçer adlı anestezi teknisyenine MÎT tarafından muhbirlik önerildiği yolundaki iddialara sert tepki gösterdi ve bu durumu kınadıklannı bildirdi. Mürşitpınar, düzenlediği basın toplantısında, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabulünden bu yana geçen süre içinde ortaya çıkan insan hakları ihlallerinin, Türkiye'nin bu alanda yol alamayışının göstergesi olduğunu söyledi. Mürşitpınar, güvenlik soruşturması gibi çağdışı bir uygulamanın varolduğu Türkiye'de meslektaşlarına karşı girişilen meslek onurunu zedelemeye dönük son örneklerden birinin de geçen yılki Muş'un Malazgirt ilçesinde yaşanan, "Operasyonlarda kadın polis yerine hemşire kullanılması olayının" olduğunu arumsattı. Org. Tbrumtay Ispanya'ya gitti • ANKARA (AA) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, tspanya Genelkurmay Başkanı Korgeneral Gonzalo Puigcerver Roma'nın resmi konuğu olarak dün uçakla Ankara'dan İspanya'ya gitti. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan âçıklamaya göre, Orgeneral Torumtay, gezisi sırasında Ispanya Silahlı Kuvvetlerine'ne ait bazı karargâh, birlik ve kurumlan ziyaret ederek incelemelerde bulunacak. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, 9 mart cuma günü Türkiye'ye dönecek. Osman Kibar anıldı • İZMİR (AA) — tzmir Belediyesi eski başkanlarından Osman Kibar ölümünün 4. yıldönümünde Bornova'daki kabri başında anıldı. Anma törenine, Kibar'ın yakınları ve çalışnıa arkadaşları, İzmir Belediyesi eski başkanlarından îhsan Alyanak, belediye meclisi üyeleri ile bir grup İzmirli katıldı. İzmir'i Sevenler Grubu adma örende konuşan Sancar Maruflu, Osman Kibar'ın halk gibi düşünen, davranan ve yaşayan, gerçek bir İzmirli olduğunu söyledi. 1963-1973 yılları arasında İzmir Belediye Başkanlığı görevi yapan ve kamuoyunca "Asfalt Osman" diye adlandırılan Osman Kibar, 4 yıl önce 77 yaşındayken ölmüştü. Inönü, Ödemiş ve Kiraz'da SHP'li belediyeleri ziyaret etti Halk laik devlet istiyorSHP lideri, "Türkiye'de şeriatçı partinin kurulmasını kimse istemez. Tekrar ortaçağ karanlığına dönmeyi kimse istemez. Laik devlet düzeni halk tarafından benimsenmiştir" dedi. TÜREY KÖSE ÖDEMİŞ — SHP Genel Baş- kanı Erdal tnönü, TCK'nın 163. maddesirün kaldınlması konusun- da, "Bu, Türkiye'de düşünce su- çu oisnn mu olmasın mı mesele- sidir. Yoksa 163. maddenio kalk- ması Türkiyc'de laik düzenin kalk- ması demek degildir. Hallun şeri- atçı parti istememesi de bunun gü- vencesidir. Laik devtet diizeni hal- kın benimsedigi bir düzendir. La- ikiiŞi koruyacak olan halkür" de- di. Tnönü, Aliağa'da termik sant- ral yapılmasına karşı düzenlene- cek "insan zinciri eylemi" konu- sundaki bir soruya da "O günler- de burada olursam ben de kaoJınm. Çevrenin korunması sa- nayileşmeye karşı degildir. İşçile- rin haklannı söke söke alması gi- bi bunu da iktidann başına vura vura ögretecegiz" yanıtını verdi. SHP lideri Erdal Inönü dün Ödemiş ve Kiraz yöresindeki 11 SHP'li belediyeyi ziyaret etti. Sa- bah, Güneş 1 otobüsüyle lzmirL den yola çıkan tnönü'nün sık sık yolu kesildi. Yurttaşlar sevgi gös- terilerinde bulundular. tnönü de kısa konuşrnalar yaparak lıükü- metin üreticilerin yanında olma- dığını, sorunların çözümü için SHP'nin iktidar olması gerektiğini vurguladı. Subaşı'nda da kahve- de bir süre köylülerle sohbet eden lnönü, "Bu iktidar yakında gidi- yor. Halk destegi kalmadı. Bu ik- tidarda uraut yok. Şimdi umul, secim yapılmasmda, SHP'nin ik- lidara gelmesinde. Secim Yasası- nı degiştirip. allem edip kallem edip iktidarda kalmaya çalışıyor- lar. Ama böyle oyunlaria bir şey yapamazlar" dedi. tnönü daha sonra gazetecilerin sorularını ya- nıtladı. Bir gazetede yer alan ve "Halk şeriatçı bir parti istiyor" so- nucunun vurgulandığı kamuoyu araştırması konusundaki soruya, Türkiye'de şeriatçı partinin ku- rulmasını kimse istemez. Tekrar ortaçağ karanlığına dönmeyi kim- se istemez. Laik devlet diizeni halk tarafından benimsenmiştir. Türk demokrasisi. laik bir demok- rasi olarak yaşayacaknr. Vatanda- şın dini duygnlara bağulığı açık- ür, ama laik devlet istegi de açık- ür. Din duygnian pek yüce duy- gulardır. Bunlan somürmek iste- yenler vardır, olacaktır. Biz, laik devlet düzenine bagiıyız. Halk da bizirale beraber." tnönü işadamı tsak Alaton'un bir gazetede yer alan "SHP özel sektörle beraber iktidar olabilir" sözleri anımsatıldığında şunları söyledi: "SHP iktidara aday bir parti, çok yakında iktidar oiacak. Va- tandasın bizden beklediği çok şey var. Bizden bir şeyler bekJeyen sa- na>iciler, jşadamlan var. Onlar da beklediklerini söytüyor. Gazetder- de yer alıyor. Köylöler de söylii- yor. Ama ben onlann daba yük- sek sesle söylemekrini istiyonım. Elbet bizden berkes bir şey ister. Ama bugün öncelikli amacımız, halkın büyıik losmını mutlu yaşat- maktır. Elbette bunu yaparken sa- nayiyi destekleyecegiz. Bizden bir sanayici bir şey istedi diye kimse teiaştanmasın. Biz ne vaparagınu- zı biliriz." tnönü, Kıbns konusunda bir soruya da "Cesaretle haklanmızı istemeye devam etmeliyiz. Tür- kiye"oin >npması gereken, orada- ki Türklerin bakkına dünyanın saygı göstermesini sağlamak. Türkiye'nin kendi sonınu iktidar boşlnğu olmasıdır. Bn Türkiye'nin ilgilendigi bütıin konularda ken- dini gösteriyor" karşılıgını verdi. lnönü daha sonra ödemiş ve Kiraz'da yaptığı konuşmalarda da özellikle tütün üreticilerinin so- runlanna dikkat çekti Akbulut'un îki zor kararıANKARA (Cumhuriyet Bttro- su) — ANAP'ta Başbakan Yıl- dınm Akbolut'un Başbakan Yardımcılığı'na atama ve hükü- met değişikliğiyle parti politika- sına ilişkin kararları merakla bekleniyor. Mesut Yılmaz ile Ha- san Celal Güzel'in hafta sonun- da göruşmesi iki muhalif kana- dın olağan kongre hazırlıklannın hızlandınlmasında işbirliği yapa- cakları biçiminde yorumlandı. Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler, parti kurma hazırlıklarım surdüren Bedrettin Dalan'ın eleş- tirilerine, "Artık ANAP hakkın- da söylediği sözlerin önemi yoktur" yanıtını verdi. Geçen hafta Akbulut'un Baş- bakanlık'tan istifa ettiği söylenti- lerinin çıkmasının ardından ANAP'ta gözler, Başbakan'a çev- rildi. Akbulut'un önümüzdeki günler içerisinde Dışişleri Bakan- hğı'na atanan Ali Bozer'den bo- şalan Başbakan Yardımcılığı'na atama yapması, hükumet değişik- liği konusunda karar vermesi, ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nu toplaması, olağan kongre konusundaki hazırhklan gündeme getirmesi gerekiyor. Ak- bulut'un MKYK'yı bu hafta içe- risinde toplayabileceği belirtilir- ken, kongre hazırlıklarına başla- mak için nisan ayını bekleyebile- ceği ifade ediliyor. Mesut Yılmaz'ın hafta sonun- da GüzePi ziyaret etmesi iki mu- halif kanadın yakınlaşmasından çok "ortak hedeflerde işbirliği cabası" olarak değerlendirildi. Yılmaz'ın, Güzel'i babasının ölü- münden dolayı başsağlığı dilemek amacıyla ziyaret ettiği belirtildi. Sabancı'nın ziyareti dırım Akbulut, dün Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'yı kalmakta oldu- ğu Harbiye Orduevi'nde kabul ederek bir süre gö- riiştii. Sabancı, görüşmeden çıktıktan sonra Başbakan ile ekonomik konulan göriiştügünü, Sa- bancı Holding'in yabnmlan konusunda bilgi ver- diğini söyledi. Üçüncu hafta sonunu da İstanbul'- da geçiren Başbakan Yıldırım Akbulut, temas ve incelemelerinin yanı sıra, özel ziyaretlerde de bu- lundu. Önceki gece Moda'daki kardeşini ziyaret eden Akbulut, dün de Bahçelievler'de oturan kar- deşine giderek bir süre göriiştü. Ancak Güzel'in babasının ölümü- nün üzerinden uzun bir zaman geçmesi, bu görüşmenin önümüz- deki günlerde ANAP içinde geli- şecek politikaların değerlendiril- mesine yönelik olduğu yorumla- nna yol açtı. Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler, Cumhuriyet muhabirinin Da- lan'ın ANAP'a yönelik eleştirileri ve politik gelişmelerle ilgili soru- larını şöyle yanıtladı: " — Bedrettin Dalan, Turgut Özal ile 1985'te anlaştıgını belir- terek, 'O Cumhurbaşkanı, ben Başbakan' diyor. Böyle bir anlaş- ma oldu mu, biliyor musonuı? KEÇECİLER — Doğrudur, öyle haberler çıkmıştı. Özal Cum- hurbaşkanı, Dalan Başbakan laf- ları ortaya atılmıştı. — Özal ile böyle bir anlaşma yapmış olabilirler mi? KEÇECtLER — Dalan'ın ANAP hakkında söylediği sözle- rin artık önemi yoktur. Parti içe- risinde mücadele etseydi, belki önem taşırdı. — Sizce Dalan'ın başarı şansı var mı? KEÇECtLER — Hayır yoktur. — Sizce sağda bir boşluk yok mu? KEÇECİLER — Hayır, siya sette boşluk olmaz. Başbakan Akbulut hakkında basında yayırrüanan fıkralan "Ak- bulut'a haksızlık" olarak nitele- yen Keçeciler, " Hükumet tarafm- da hoşgörii var ama, basın tara- fında yok" dedi. ] SP'NÎN tÇİNDEN Eski GenelBaşkan Yardımcısı Haluk Özdalga: Demokrasi sağlanmadılç Politika Servisi — Haluk Öz- dalga, DSP'nin kuruluş günlerin- de oluşturulan kuruluş hazırlıklan bürosunun beş üyesinden biriydi. Parti kurulduktan sonra yapılan ilk kurucular kurulu toplantısın- da da MKYK üyesi olmuştu. Bir süre de genel başkan yardımcılı- ğını yürüten Özdalga da DSP'den kopanlar arasında. Özdalga, DSP'yle ilgili olarak "Tepeden in- meci yöntemlerle bir partiyi yö- netmek, bir bakıma çok kolaydır. ama o yoldan ne sağlam ne de sağlıklı bir yapı oluşturulabilir" diyor. özdalga'ya yönelttiğimiz soru- lar ve yanıtlan şöyle: — DSP, nasıl ve hangi düşün- celerle kuruldu, bugün hangi nok- taya geldi? ÖZDALGA — Zannediyorum, özellikle iki unsur, kuruluş yılla- nnda, insanlann DSP'ye çekilme- sinde önemli rol oynamıştır. Bun- lardan birincisi, Ecevit ismiydi. DSP'ye katılanların tümü, sosyal demokrat hareketin liderliğiai yü- rütecek kişi olarak Ecevit'i görü- yordu. Bu konuda hiç kimsenin kuşkusu, farklı birarayışı yoktu. tkinci önemli neden ise DSP'nin sözcülüğunü yaptığı tabandan güç alan, temele dayalı örgütlenme il- kesiydi. Pek çok insan, demokra- siye susamış ve sağlam bir sosyal demokrat parti arayışmda bulu- nan pek çok kişi, bunun yolunun güçlü bir taban örgütlenmesinden geçtiğine inanıyordu. Liderlik ve örgüt, her siyasi. parti için iki ha- yati unsurdur. Bir bakıma, lider- liğin otorite ve disiplini; örgütün ise demokrasiyi temsil ettiği söy- lenebilir. Disiplin ve demokrasi, ilk anda birbirine zıt iki kavram gibi görülebilir. Ama değildir. Di- siplin ve demokrasi, birbirini dış- layan şeyler değildir. Siyasi par- tilerde de liderlik ve örgüt birbi- rine zıt şeyler değildir. Aksine ye- tenekli liderlik ve sağlam bir ör- güt yapısı birbirini tamamlayan şeylerdir. Zaten hiçbir parti, lider- lik istemiyorum da diyemez, ör- güt istemiyorum da diyemez. Yoksa parti olma niteliği kaybol- maya başlar. Bir partide ne kadar disiplin, ne kadar demokrasi ol- malıdır? Liderin sözüyle örgütün sesi nasıl dengelenmelidir? Bu ba- sit gibi görünen sorulara cevap vermek kolay değildir. Aslında bu sorunun kuramsal çözümü yok- tur; iki kere ikinin dört ettiği gibi kesin ve aşikâr yanıtı yoktur. Ve- rilebilecek yanıt, disiplin ve de- mokrasi arasında bir denge kurul- ması gerektiği ve bu dengeyi sağ- layabilmek için sağdu>iımuzdan başka güvenebileceğimiz bir hake- min olmadığıdır. — DSP'de >aşanan sorunların nedeni sizce ne? ÖZDALGA — DSP'nin yaşa- dığı köklü krizin nedeni, disiplin ve parti içi demokrasinin, liderlik ve örgütün birbirleriyle bağdaş- mayan şeyler olduğu inancıdır. Bu bilecek bir noktaya daha ışaret et- mek istiyorum. Siyasi mücadele içinde insanlann zaman zaman birbirlerine ters düşmeleri veya uzak kalmalan rastlanmayan bir durum değildir. Ama DSP, ger- çekten akıl almaz nedenlerle o ka- dar çok insanı kaybetmiştir ki... Halbuki iyi bilinen eski bir kura- la göre lider, "git" değil "gd" di- yen insandır. — Son zamanlarda DSP genel merkezinin tutumuna yönelik tep- kilerin artması hakkında neler söylemek istersiniz? ÖZDALGA — Partililer, ko- nuşmak serbest olsun, üye olmak H*luk Özdalga Yanlış inanç DSP'nin, hiçbir sağduyu tarafından kabul edüemeyecek ölçüde tepeden inmeci ve merkeziyetçi yapısını doğurmuştur. "Aman örgiitü birileri ele geçirmesin" korkusu, partinin bütün yapısını belirler hale gelmiştir. Aynı korku, partililer arasında, sadıklar, hainler, potansiyel hainler, hainlerin arkadaşları gibi ayrımlar yapılmasına neden olmuştur. yanlış inanç, DSP'nin hiçbir sağ- duyu tarafından kabul edilemeye- cek ölçüde tepeden inmeci ve mer- keziyetçi yapısını doğurmuştur. "Aman örgiitü birileri ele geçir- mesin" korkusu, partinin bütün yapısını belirler hale gelmiştir. Aynı korku, partiiiler arasında "sadıklar", "hainler", "potansi- yel hainler", "hainlerin arkadaşları" gibi ayrımlar yapıl- masına neden olmuştur. Saplan- tı öylesine abes boyutlara varmış- tır ki mesela, partili milletvekille- rinin örgütle ilişkiler kurması, il ve ilçe örgütlerine gitmesi yasak- lanmıştır. Aynca önemsiz görüle- serbest olsun, kongre yapmak ser- best olsun, aday olmak serbest ol- sun istiyorlar. Açıklık istiyorlar. Parti içi demokrasi istiyorlar. Ge- çenlerde bir partili telefon etti. "Çok değil, Gorbaçov'un parti- sindeki kadar demokrasi istiyo- ruz" dedi. Üyelik, açık ve keyfi olmayan kurallara bağlanmalıdır. Üst yönetimin hoşlanmadığı kişi- lerin üye kayıtları yok edilmeme; lidir. Parti kongre yapmaktan korkmamalıdır. Kongre yapmak, yasalar emrettiği için katlanüması gereken bir yük değildir. Kongre yapmak iyi bir şeydir. Çünkü kongreler, üyeler kendi yönetici- lerini seçerler. O da partiye haya- tiyet kazandırmanın başlıca yol- larından biridir. istisnasız bütün ilçe ve illerde kongre yapılmalıdır. Ayrım yapmak çok yaralayıcı ol- maktadır. Aynca diğer bütün par- tilerin yaptığı gibi, kongre takvi- mi kamuoyuna duyurulmalıdır. Üst yönetim, işine gelmeyen yer- lerde kongre yaptırmamak yolu- na gitmemelidir. Yaşını başmı al- mış insanlann, "kongre hazuiığı- na başiayın, ama kimseler duyma- sın" dediği söyleniyor. Eğer bu doğruysa, çok ayıptır. İsteseniz de kongreleri gizleyemezsiniz. Ama öyle bir teşebbüs içinde bulun- mak, yüz kızartıcı bir harekettir. — Bir de görevden almalar, atamalar var. En çok şikâyet edi- len konulardan biri hatta. ÖZDALGA — Gerek parti içi seçimlerde, gerek yerel ve genel seçimlerde, örgüt söz sahibi olma- lıdır. Bir partinin tabana dayan- dığınm en önemli göstergesi, ta- banm kendi yöneticüerini ve ken- di temsilcilerini secme hakkına sa- hip olmasıdır. Bu hak, DSP'liler- den esirgenmemelidir. Partililerin konuşması ve kanaatlerini açıkla- ması suç olmamalıdır. Vicdanlar üzerine yasak koyulmamalıdır. DSP'li arkadaşlanma seslenmek istiyorum: Vicdani kanaatleriniz neyse, öyle konuşun, öyle davra- nın. Çekinmeyin. Koşullar sizi zorlasa bile takıyye yapmayın! — Geleceğe yönelik neler söy- leyebilirsiniz? DSP'deki gelişme- lerin nereye varacagını diişünü- yorsunuz? ÖZDALGA — DSP'nin geliş- mesi nasıl olur bilemem. Bakın, tepeden inmeci yöntemlerle bir partiyi yönetmek, bir bakıma çok kolaydır. Ama o yoldan, ne sağ- lam ne de sağlıklı bir yapı oluş- turulabilir. Asıl sabır isteyen ve zaman alıcı olan, üyelerin kork- madan konuşabilecekleri, icazet almadan kongre yapıp kendi yö- neticilerini ve kendi temsilcilerini seçebilecekleri bir demokratik or- tam içinde yapılaşmanın gerçek- leştirilmesidir. Ancak o yoldan sağlam ve tutarlı bir yapı oluştu- rulabilir. Demokrasinin zor ve sı- kıntılı yöntemlerine sabn yetme- yenler, kestirme yolları deneyebi- lirler. Ancak o şekilde asla de- mokratik sol bir yapıya ulaşamaz- lar. GÜNLERİN KÖPÜĞU AHMETTA1N ANAPtaki Yarış Cumhurbaşkanı Özal'ın Mesut Yılmaz için değerlendirmesi şöyle: "Bana geldi. İstifa edeceğini söyledi. Yanlış yaparsın' de- dim. Bazı şikâyetleri vardı. Bunlann zaman içinde düzelece- ğini söyledim. Şu sıralarda istifa etmen doğru olmaz' dedlm." Özal'ın havasından Mesut Yılmaz'a oldukça buruk olduğu anlaşılryor. Yılmaz'ın kendisini düş kınkhğına uğratmış ol- masının bunda payı büyük. Bunu da Cumhurbaşkanı şoyle ortaya koyuyor: "İstifa eden kişiye ne karısacağım. Herkes kendi bildiğini yapar.." Ozal, Yılmaz'a çok emek harcadığını, umut bağladığını his- settirmek için de Yılmaz'ın 1983'ten itibaren Vahit Halefoğlu: na vekâlet etmesıni sağladığını ve kendisini "Dışişleri Bakan- lığı'na hazırladığını" açıklıyor. Özal'ın Mesut Yılmaz ile ilgili yazılsın diye açıkladığı bu gö- rüşler, dışında yakınlarına ifade ettiği kanaatleri de var: — Mesut'tan lider-mider olmaz.. Çünkü, kendisinde cesa- ret yok. Sahiden Yılmaz, ANAP'ta liderlik yarışına katılacak mı? Bu sorunun yanıtı kesinleşmeden ANAP'ın manevi lideri Özal, Yılmaz'ın yarıştan yenik çıkacağına inanıyor. Özal, bu inancını gizlemek zorunda. Tarafsızlığı bunu gerek- tiriyor. Ama ANAP'ın kurucusu ve ANAP iktıdarının cumhurbaş- kanı olarak da partinin "güvensiz" ellere geçmesine izin ver- meyeceği de bir gerçek. Akbulut aleyhine esen (veya estirilen) havanın tersine Cum- hurbaşkanı'nda Başbakan'la ilgili bir huzursuzluk veya hoşnut- suzluk göze çarpmıyor. Ama Özal, yine de bu hafta 4. ayını ge- ride bırakacak olan Akbulut'un hükümetinde, Mesut Yılmaz'ın "liderlik" merakı ile ilgili bir hükümette yeni bir düzenleme yap- mak gereğine inanıyor. Akbulut'un hükümette bir düzenlemeye gitmesi bekleniyor. Bo- zer'den boşalan başbakan yardımcılığı koltuğu, yeni dengele- rin ağırlığına göre doldurulacak. Başbakan yardımcılığı, başbakanlıktan önceki ilk hedef hali- ne dönüşüyor Genel başkanlık mücadelesini taraflar önce bu- rası için verecekler. Bu nedenle hem Özal'ın, hem de Akbulut1 un bu konuda epey terleyecekleri anlaşılıyor. Keçeciler, dün Cumhuriyet'in sorularını telefonda yanıtlarken, "Sizin dışınızda birisi başbakan yardımcılığına atanırsa, Iti- raz eder misiniz?" sorusuna, "Yorum yok. Şu anda bir şey söyleyemem" dedi. Keçeciler'in bu yanıtı, ANAP'taki egemenlik mücadelesinin ön- ce bakan kolluklarında başlayacağını gösteriyor. Mesut Yılmaz'ın hükümeti terk etmesi. liderlik yanşmda şansını yükseltebilecek. Çünkü böylece, en güçlü rakibi Hasan Celal Güzel'in sahip olduğu avantajı o da ele geçirmış oldu. Hükümetinin kötü icraa- tından artık ANAP tabanına karşı hesap vermek zorunluluğun- dan kurtulmuş oldu. Üstelik, yanltşlan eleştirmek gibi bir üstün- lüğü o da ele gecirmiş oldu. Ama bu "avantaj" kabine içinde kalıp güçlenen muhafaza- kâr kanadın tabana dağıtabileceği "nlmetler"in yanında hafif kalabilecek. Yılmaz'ın Hasan Celal Güzel ile ittifak zemini araması bu ger- çeği hissetmesinden. ANAP'taki liderlik yarışı kısa sürecek bir başbakanlık kottuğu dışında hiç kimseyi bir yere götüremeyecek. Yılmaz'ın tereddüdü belki de bu yüzden. Bedrettin Dalan Siyasiboşlıığu dolduracağız Seçimlerde yüzde 10 barajının kaldırılması halinde ANAP'ın bu barajı aşamayacağını savunan Dalan, "SHP darmadağınık, DYP kendini yenileyemedi, DSP ufacıkparti"dedi. lç Politika Servisi — Eski tstan- bul Büyukşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın kuruluş çalış- malarını sürdürdüğü Demokratik Merkez Parti'nin kuruluş bildir- gesinin 23 martta tçişleri Bakan- lığı'na verileceği öğrenildi. Halen 60-65 dolaymda il ve ilçede örgüt- lenme çahşmalannı büyük bir hız- la sürdürdüklerini belirten Dalan, "sağdaki boşluğu doidurmak üze- re değil, Türkiye'deki siyasi boş- luğu doidurmak üzere yola çıktıklannı" söyledi. Dalan, se- çimlerde yüzde 10 barajının kaW dınlmaması halinde, ANAP'ın bu barajı aşamayacağı görüşünü sa- vundu. Bu arada partinin Anka- ra'da bulunacak genel merkez bi- nası için de hazırlıklann büyük öl- çüde tamamlandığı bildirildi. Eski İstanbul Büyukşehir Bele- diye Başkanı Bedrettin Dalan, partisinin kuruluş hazırlıklan ile ilgili olarak önceki gece geldiği Trabzon'da çaüşmalannı sürdürü- yor. Muhabirimiz Ömer Güner- in haberine göre Doğu Karadeniz bölgesinde çahşmalannı Rize, Gi- resun, Ordu, Samsun ve Trabzon1 da surdüren Dalan, önceki gün Trabzon'da önce Belediye Evlen- dirme Salonu'nda parti çalışma- larına katılanlarla bir toplantı yaptı. Burada yerel seçimlerde ANAP'ın aldığı yenilgi üzerinde durdu. Bütün Türkiye gibi, lstan- bul halkının da ANAP'a küskün- lüğünü 26 Mart yerel seçimlerin- de gösterdiğini savunan Dalan, "İslanbul'da kaybeden ben deiil- dim. ANAP kaybetti" dedi. '"Is- teseydi, bakan, başbakan yardım- cısı hatta başbakan bile olabileceğini" ifade eden Dalan, "1985'te Özal cumhurbaşkanı, ben de başbakan olacaktım. Olmadı" diye konuştu. Daha sonra, kaldığı otelde bir basın toplantısı düzenleyen Bed- rettin Dalan, şöyle konuştu: "Türkiye'de sağ ve sol partiler var. Onlarda uçlara tırmanmanın yanlışlığının farkına vardılar. Merkeze kaymak gerektiğini an- ladılar. Ama buna çaba sarfettikçe parcalamyoriar. Çünkü içlerinde- ki uçlar merkezi kaymaya matıi olmak için onlan bolüyorlar. Biz boş bir yere geliyoruz. Par- tiyi îavanda değil. tabanda kuru- yoruz. Tavandan 30 kişinin karar vermesiyle bir parti kurulursa, o parti kulüp olur, demek olur. Der- nekler de Türkiye'de tutmadılar. Türk insanı esas itibanyla merkez yapılıdır. Aşın uçlann oranı yüz- de 17'yi geçmez. Bu parti taban- dan kuruluyor. Millel kuruyor. Dalan, yapılacak bir seçimde kendileri dışındaki parülerin şans- lannın ne olduğu yolundaki bir soruyu yanıllarken de şoyle dedi: "Baraj aynen kalırsa ANAP ba- rajı asacak oyu alamayacaktır. DSP ufaak bir parti. SHP ise dar- madagınık. DYP kendini yenile- yemedigi müddelçe ileriye gitme- si mümkün değil." Bu arada DMP ile ilgili kuru- luş çalışmalannın 23 marta kadar tamamlanarak, kuruluş bildirge- sinin lçişleri Bakanlığı'na verile- ceği bildirildi. AA'ya bir açıklama yapan Bedrettin Dalan, 60-65 do- laymdaki il ve üçelerinde örgütlen- me çalışmalannı hızla sürdürdük- lerini, bunu 23 marta kadar bitir- mek için çaba gösterdiklerini kaydetti. Partinin kuruculan arasında toplumun alışık olduğu politik si- maların bulunmadığını belirten Dalan, "Çünkü bu siyasetçiler ar- zu edilen hizmeti vereraemişlerdir" dedi. DMP'yi "tabela partisi" olarak görenlerin yanıldıkları görüşünü savunan Dalan, "Bu partinin iktidara gei- diğini berkes gözleriyle görecek- tir. Bu hareket, Türkiye'de hiç kimseye iktidan bırakmaz" diye konuştu. Öte yandan DMP'nin Ankara- da örgütlenme çalışmalannın ko- ordinasyonunu yürüten Dalan'ın kuzeni Yavuz Uysalh da AA'ya yaptığı açıklamada "partinin kn- nıcu bulmakta zorlandıgı" yolun- daki haberlerin gerçeği yansıtma- dığıru söyledi. Uysallı, her ilden en az birer kişi olmak üzere 150 dolaymda kuru- cu ile partinin kuruluşunu gerçek- leştireceklerini kaydetti. Uysallı, vatandaşlarla her gün sohbet top- lantısı düzenlediklerini belirterek, parti programının vatandaşlarla yapılan bu toplantılarda dile ge- tirdikleri sorunları çözümlemeye dayalı bir program olacağını bildirdi. Partinin toplumsal, iktisadi ve parti içi demokrasi ilkeleri üzeri- ne kurulu bir programı olacağını belirten Uysallı, "Bu partide lider sultası olmayacak. Susan kadro- lar değil, konuşan, hesap soran kadrolar istiyoruz" dedi. Öte yandan, partinin Ankara1 daki genel merkez binası, tefrişi buyük ölçüde tanvamlanırken, ge- nel merkezdeki yetkililer de Da- lan'ın Ankara'ya gelişinde düzen- leyecekleri törenin hazırlıklarına giriştiler. BELGELERLE KURTULUŞ SAVAŞI ANILARI Ebubekir H.Tepeyren 2000 lira (KDV içinde) Çagdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle