01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 5 MART 1990 Patrik ımvanı • tSTANBUL (AA) — Gürcistan Başpiskoposu 2. Ilias, dün Fener Patrikhanesi'nde düzenlenen törenle "Tiflis ve tüm Gürcistan Kilisesi'nin Patriği" unvanını aldı. tstanbul'dan 4. yüzyılda gönderilen misyonerler sayesinde kurulan Gürcistan kilisesinin son başpiskoposu 2. Ilias, yaklaşık 15 yıl önce Fener Patrikhanesi'ne dilekçeyle başvurarak patrik olmak isteğinde bulunmuştu. İstanbul Fener Patrikhanesi St. Sinod Meclisi de 23 ocakta toplanarak, Gürcistan kilisesmi bağımsız kilise olarak ilan etmiş, aynı zamanda 2. Ilias'a "patrik" unvanını vermişti. Gürcistan'daki 20 milyon civarındaki Ortodoks Gürcünün en büyük ruhani lideri unvanını elde eden ve Ortodoks âleminde Sofya Patriği'nden sonra 9. patrik olarak yer alan 2. Ilias, bugün ayrıca Fener Patriği 1. Dimitrios'la birlikte sabah ayinini yönetti. OSS deneme sınavı • ANKARA (AA) — özel Dershaneler Birüği (ÖZDEBİR) tarafından düzenlenen öğrenci seçme deneme sınavı yapıldı. özel Dershaneler Birliği Derneği Başkanı lbrahim Arıkan, 71 il merkezinde yapılan sınava 40 bin universite adayının katıldığını söyledi. Yaklaşık 4 bin öğretmen ve bine yakın yardımcı görevliyle gerçekleştirilen sınavda adaylara, 75 sayısal ve 75 sözel olmak üzere 150 soru yöneltildi. Öğrenciler soruları 2.5 saatte cevapladılar. Sınavdan sonra soru kitapçıklan adaylarda kaldı. Süopi'de 100 gözaltı • Haber Merkezi — Derebaşı köyü eski muhtarı Hacı Aydınlık ve dört yakınının evlerine yapılan baskında öldurülmesinden sonra düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınanlann sayısının 100'ü aştığı bildirildi. Bu arada, sorgulanmak uzere önceki gun Cizre Keşif Taburu Komutanlığı'rida gözaltına alınan beş kişi dün serbest bırakıldı. öte yandan Hakkâri'nin Şemdinli jlçesine bağlı Anadağ köyu Bağlıca Mezrasf nda teröristlerle köy koruculan arasmda çıkan sitahlı çatışmadan sonra kaybolduğu bildirilen yedi yurttaşia ilgili soruşturma çok yönlü olarak sürdürülüyor. Kaybolduğu bildirilen 2'si korucu, 5'i çocuk ve yaşlı olan 7 kişinin izine halen rastlanamadı. Yetkililer, söz konusu kişilerin teröristler tarafından kaçırılma olasılığının ağırlık kazandığını belirtiyorlar. Cezaevinden iki firar • KIRŞEHİR (AA) — Kırşehir Yarıaçık Cezaevi'nde kalmakta olan iki mahkûm, önceki akşam firar etti. Adam öldürmeye teşebbüs suçundan 16 yıl 8 aya mahkûm Bekir Yılmaz ile gasp suçundan 12 yıl 6 aya mahkûm Muzaffer Şencan önceki akşam saat 20.00'de yapılan yoklamada bulunmadılar. Yapılan araştırmada iki mahkûmun firar ettiği ortaya çıktı. Cezaevi yetkilileri, mahkûmların nasıl firar ettikierinin araştırıldığını, olayla ilgili olarak soruşturma açıldığını söylediler. Habur'da araç kuyreıgu • SİLOPİ (AA) — Şoförlerin, anlaşma sonucu "kontak kapatma" eylemine son vermesi, tankerlerin Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleriyle karayolu bağlantısını sağlayan Habur gümrük kapısma akın etmesine yol actı. Mardin'in Silopi ilçesi yakınlarındaki sınır kapısından Irak'a geçmek için bekleyen tankerlerin, 45 kilometrelik kuyruk oluşturdukları bildirildi. Irak'tan Türkiye'ye petrol urünleri taşıyan tankerlerin şubat ayında başlayan ve 13 gün süren kontak kapatma eylemleri, 28 şubatta, fiyat konusunda anlaşma sağlanması uzerine son buldu. Bunun üzerine E-24 karayolu güzergâhındaki TIR parklarında bekleyen tankerler, Irak'a gitmek üzere Habur sınır kapısına hareket ettiler. Yaklaşık 20 bin tanker, sınır kapısında 45 kilometreye varan kuyruk oluşturdu. DemiraTa soruşturma • ANKARA (ANKA) — Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral hakkında hazırlanan 5 ayrı dosya, bugün Hâkimler ve Savcılar Yuksek Kurulu'nca ele alınacak. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Cengiz Kostakoğlu'ndan alınan bilgiye göre yüksek kurul bugünkü toplantısında dosyalarla ilgili ön çalışmalan başlatacak. Kostakoğlu, prosedur gereği yüksek kurulun kendisine gelen dosyaları niteliğine göre kurul üyeleri arasından seçilecek bir raportöre inceletebileceği gibi doğrudan kurulun kendisinin de incelemeyi başlatabileceğini söyledi. tncelemeler sonunda Demiral hakkındaki dosyalarda öne surülen suçlamalar ciddi bulunduğu takdirde, Demiral'a uyarı, kınama, meslekten men gibi çeşitli cezaların verilmesi mümkün olabilecek. PTTVJen yeni atıkm • ANKARA (ANKA) — PTT, 1990 yılı içinde toplam 524 bin 822 hatlık sayısal telefon santralları kuracak. PTT'den yapılan açıklamaya göre bu konudaki alım sözleşmesi Netaş, Teletaş ve Simko firmaları arasında yarın imzalanacak. Yaklaşık 226 milyar 280 milyon liraya malolacak proje uyarınca, Netaş'tan 207 bin 500, Teletaş'tan 219 bin 600, Simko'dan ise 97 bin 722 hatlık sayısal santral alınacak. / Doğramacı'dan yorum yok • İZMİR (AA) — YÖK Başkanı Prof. Dr. îhsan Doğramacı, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in, "universite grubu" toplantısındaki, "üniversiteyi 100 yıl geriye götürdüler" sözleri konusunda bir yorum yapmayacağını söyledi. İzmir'de bulunan YÖK Başkanı Prof. Doğramacı, konuyla ilgili olarak kendisiyle görüşmek isteyen AA muhabirine, "İzmir'de dinleniyorum. Sayın Demirel'in bu sözleri üzerine konuşmak istemiyorum" dedi. YÖK Başkanı Prof. İhsan Doğramacı, bir günlüğune İzmir'e geldiğini, herhangi bir programı bulunmadığım da kaydetti. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, universite grubunun dunkü yemekli toplantısında, 12 Eylul'de yanlış yapıldığıru iddia etmiş ve "Üniversiteyi 100 yıl geriye, mekteb-ı âliye götürdüler. Ama suskunluk bilim adamına yakışmaz" demişti. ARAPın araştırması • tSTANBUL (AA) — ARAT Araştırma ve Danışmanhk AŞ tarafından yapılan araştırmaya gore şubat ayında en çok hayat pahalılığı konuşuldu. Ayın en çok konuşulan kişisi Yıldırım Akbulut, en başanlı kişisi ise Mesut Yılmaz oldu. Hayat pahalılığı, geçen ay da birinci sıradaki yerini korudu. Yuzde 49.2 oranla ilk sırayı alan hayat pahalılığı, en çok ev kadınları, işçiler ve işsizler tarafından konuşuldu. Hayat pahalılığını yüzde 7.1 oranla Yeniçeltek faciası izledi. Sıralamada 6.9 oranla çeşitli spor olayları üçüncü sırayı alırken, bunun ardından Azerbaycan olayları, Ermeni sorunu, iç politik konular, belediye hizmetleri, borsa, işsizlik ve hukumetin durumu geldi. Cumhurbaşkanı'ndan 7ş çevreleriyle bütünleşiri mesajı özal ünivershelere el attıCumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk kez YÖK üyeleri ve rektörlerle görüşen Özal'ın, mütevelli heyet sisteminin pilot üniversitelerde uygulanmasını istediği öğrenildi. Özal, YÖK Yasası'nda küçük değişiklikler yapılabileceğini de söyledi. ANKARA (Cumkuriyet Büro- $•) — Cumhurbaşkanı özal, pi- lot olarak seçilecek bazı üniversi- telerde "mütevelli heyet sistemi"- ne geçilmesini istedı YÖK'e ve rektörlere, "Üniversitekr iş çevre- leriyle btjtünleşsin" mesajı veren özal, "Üniversitelerin pazardan gelecek taleplere uyacaklan bir sisteıne geçilroesi gerektigini" vur- guladı. Cumhurbaşkanı Özal, bu göre- ve geldikten sonra ilk kez YÖK üyeleri ve üniversite rektörleriyle bir araya geldi. Rektörler Komi- tesi ve Universitderarası Kurul toplantılanndan sonra, YÖK üye- leri ve rektörlerden "yüksekögre- timin son durumu ve bedefler" konusunda brifing alan Özal, kendi görusterini de bildirdi. YÖK Başkanı thsan Doğramaa'nın ak- tardığı, YÖK kurulduktan sonra- ki gelişmeleri ölumlu karşılayan Özal'ın, Doğramacı'ya olan des- teğinin sürdüğü gözlendi. Özal, YÖK üyeleri ve rektörle- re yaptığı konuşmada, son günler- de kamuoyunda tartışılan "müte- velli beyel" konusuna da ustu ör- tûlü olarak değındi. ANAP İstan- bul MilletvekUi Adnan KahvecU nin haarladığı üniversiteler yasa taslağında yer alan Üniversitelerin işadamlarından oluşan mütevelli heyetler tarafından yönetilmesi fikrine sıcak yaklaşan Özal, direkt yasa tartışmasına gırmemekle bir- likte, pilot olarak seçilecek iki-üç üniversitede bu uygulamaya geçi- lebileceğini söyledi. YÖK Başkanı Dognunacı'nın savunmasına karşın rektörlerin büyük çoğunluğunun karşı çıktı- ğı mütevelli heyet uygulamasının ilk olarak ODTÜ ve Boğaziçi'nde uygulanabileceği ifade edildi. Toplantıda Türkiye'nin önünde- ki darboğazlar arasında eğıtimin ve sağlığın başta geldiğini vurgu- layan özal, "21. yuzyıl dünyası- na yetisebilmemiz için bu 10 se- nede özellikle bu iki alanda çok şey yapmamız gerekiyor" dedi. Yükseköğretimin daha "esnek" hale getirilmesinj savunan özal, "tek tip universite" anlayışına eleştiri gelirmiş oldu. Özal'ın YÖK üyeleri ve rektörlere aktar- dığı diğer tavsiye niteliğindeki gö- rüşleri şunlar oldu: Iş çevreleriyle işbirliği: Üniver- sitelerin, pazardan gelen talepleri dikkate alması ve pazann ihtiyaç- larına göre faaliyetlerini yönlen- dirmesi gerekir. Buna uygun bir sistem getirmek gerekir. Her ilde meslek yüksekokulu kurmak yanlıştır. Meslek yüksek okullan ilgili oldukları sahada, sanayinin yoğun olduğu yerlerde kurulmalıdır. Turizmle ilgiliyse Antalya'da, teknik sahada ise ts- tanbul, Izmir, Ankara yakınların- da kurulmalıdır. Sanayinin olma- dığı yerde kurulursa bir işe Sık rastlanan tablo — Gıineydoğu'nun daglık böigelerinde sık rastlanan bu tür hasta taşıma tek çare. Ama nereye gider? Sıra bekleyeceği ilçe hastanesine mi, doklonı yoksa oradan il hastanesine mi? Kimbilir. (Fotoğraf: Cumhuriyet) Güneydoğu'da sağlık sancısıADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bü- ros») — Son yıllarda olayların hızla art- tığı Güneydoğu'da sorunların başında "sağük" geliyor. Bölgede sağlık hizmeti, nüfusa oranla yetersiz, teknik donanım- dan yoksun hastane, sağlık istasyonları ve personel açığjyla verilmeye calışılıyor. Uz- man doktor açığının "had safhada" oldu- ğu bölgede, birçok kent hastanesinin 50 ya da 100 yataklı olması dikkat çekiyor. Bölgede birçok sağlık ocağının da ka- palı olduğu gözlenirken çatışmaların sık- ça yaşandığı kentlerde ataması yapılan sağlık personeli çeşitli gerekçeler göstere- rek göreve başlamıyor. Doktor açığının en yoğun görulduğu il ise Hakkâri. Kent rnerkezinde 75 bin nü- fusun banndığı Hakkâri'de 7500 kişiye bir doktor duşerken, Çukurca ilçesinde sadece bir doktorun görev yaptığı saptandı. Güneydoğu'da "sağlık sorununun" kemlere göre dağılımı ise şöyle: Mardin: İl genelindeki 52 sağlık ocağın- dan ll'i guvenlik ve doktor açığı nedeniyle kapalı. Bu yıl ataması yapılan 108 hemşi- reden 70'i ise çeşitli gerekçeler göstererek göreve başlamadı. Kentte bir evin kiralan- ması yoluyla sağlıkevine dönüştürülen "SSK sağlık istasyonn" uç pratisyen dok- tor ile yürutülmeye calışılıyor. Bingöl: 300 bin nüfuslu Bingöl'de sağ- lık hizmeti 50 yataklı devlet hastanesiyle yürutülmeye çalışıhyor. 40 kadar sağlık evinden 30'unda ise ebe ve hemşire bu- lunmuyor. Hakkâri: Güneydoğu'da doktor açığı- nın en yoğun olduğu Hakkâri'de 7500 ki- şiye sadece bir doktor düşüyor. Hakkâri ilçelerinden Şemdinli'de dört, Yüksekova 1 da yedi, Beytüşşebap'ta iki, Uludere'de iki, Çukurca'da ise sadece bir doktorun görev yaptığı saptandı. Hakkâri'de çeşitli dağ- lık yerleşim birimlerine dağılan 26 sağlık evinden 21'i kapalı bulunuyor. Hakkâri- ye gerekli doktor sayısı ise sadece kent içinde 26. Slirt: Eruh, Kozluk, Şırnak'ta devlet hastaneleri olmasuıa karşın buralar tek- nik donanımsızlık nedeniyle "sağlıkevi" olarak kullanılıyor. Siirt'te sadece kent merkezinde uzman doktor açığı 40. Adıyaman: 75 bin nüfuslu Adıyaman- da 3936 kişiye bir doktor düşüyor. Sağlık hizmetini tek başına ustlenen 150 yataklı devlet hastanesinde yapılamayan birçok cerrahi müdahalede hastalar Diyarbakır'a sevk ediliyor. Diyarbakın Gıineydoğu'nun "sağlık başkenti" konumunda Diyarbakır. Bolge- nin tum kentlerinde gerçekleştirilemeyen ameliyatlar Dicle Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Hastanesi'nde yapılmaya calışılıyor. Diyarbakır sağlık merkezi konumunda ol- sa da kentin ana sorunlannın başında "te- miz su" ve "kanalizasyon" geliyor. DÜ Tıp Fakültesi Başhekimı Birsen Bac'm verdi- ği bilgilere göre hastane polikliniklerinde gunde ortalama 500 kişi muayene ediliyor. Başhekim Bac, hastaneye ilişkin olarak "tam leşekküllü ve personel açığı yok" di- yor. Diyarbakır'da sorunlu olan hastane ise SSK. Van: Kentin en "donanımlı" hastanesi devlet hastanesinde göz, cildiye, kalp- damar hastahklanna bakacak uzman dok- tor' bulunmuyor. Tunceli; Tunceli, uzman doktorun en az bulunduğu il. 16 bin nüfuslu Tunceli'de ise tek sağlık merkezi 150 yataklı devlet has- tanesi. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı muhalefeti harekete geçirdi Muhalefetten karamame sorgusu SHP Grup Başkanvekili Onur Kumbaracıbaşı, Anayasa Mahkemesi'nin yetki yasasımn iptali sonrası tartışmah hale gelen KHK'lar konusunu Meclis gündemine getireceklerini açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Buro- su) — Anayasa Mahkemesi'niu, hükümete kanun hukmünde ka- rarname (KHK) çıkarma yetkisi veren iki yasayı iptal etmesi, Mec- listeki muhalefeti harekete geçir- di. SHP Grup Başkanvekili Onnr Knmbaracıbaşı, Anayasa Mahke- mesi'nin iptal kararlan sonrası tartışmah hale gelen KHK'lar ve hukumetin bu konudaki tutumu- nu Meclis gündemine getirecekle- rini açıkladı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Esal Kıratlıoğlu da, ANAP iktidarından bu konuda hesap sorulması gerektigini belir- terek SHP ile işbirliğine hazır ol- duklarım dile getirdı. SHP Grup Başkanvekili Onur Kumbaracıbaşı, Anayasa Mahke- mesi'nin iptal kararlan sonrası SHP PM üyesi Seyfi Oktay'ın bir çalışma yaptığını, bu çalışma bit- tikten sonra konunun Meclise ne türde getirileceğinin belirleneceği- ni aktardı. DYP ile Mecliste ko- nuya ilişkin işbirliği yapabilecek- lerini belirten Kumbaracıbaşı, şu görüşlere yer verdi: "ANAP iktidarian döneminin en önemli özelliklerinden birisi, yüriıtmenin, yasama organını ikinci plana itme gayretleridir. Bunda, ciddi başarı saglamışlar- dır. Yasama organı, ANAP'ın bü- yük çoğunluğundan doiayı kendi yetkilerini âdeta bilinçsiz, sorun- suz bir biçimde yurûtmeye devret- miştir. Hep konuyu dile getirdik. DYP de getirmiştir. Buna karşı, yasama organını dekor olarak go- ren ANAP grubu duyarsız kalnuş- tın ama şimdi, yasama organının önemini Anayasa Mahkeraesi ara- cılığıyla kendilerine duyurmuş oluyoruz." DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu da kanun huk- münde kararnamelerle Türkive 1 nin idare edilmesinin aslında par- lamentoyu inkâr etmek anlamına geleceğini belirtti. Türkiye'nin bu- gun iki dudağının arasında idare edilen bir ANAP ulkesi haline ge- tirilmek istendiğini kaydeden Kı- ratlıoğlu, şunları söyledi: "KHKlan Anayasa Mahkemesi tarafından iptali cihetine gidilmesi dahi ANAP'ı her nedense ırgala- mamaKtaaır. BU Dir anayasa su- çudur. Anayasa suçu işleyen bir hukumetin gideceği yer ise Yuce Di- van'dır. Öyle anlaşdıyor ki ANAP iktidan hükümet olarak Yüce Divan'ı goze almış bulunuyor. Tahmin ediyorum, bunun hesabı- nı vermezlerse, ilk genel seçimden sonra bunlann hesabı sorulacak ve gerekenin yapılması için her şe- ye tevessul edilecektir." Prof. Erkoçak ve Prof. Güner bu hafta dönüyor 1402'Iikler görev başına Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Serin, başvuran 1402'likleri üniversiteye almaya devam edeceklerini söyledi. HAKAN AYGÜN ANKARA — Danıştay'ın 1402'lik kamu personelinin gö- revlerine döndürülmesine ilişkin içtihadi birleştirme kararından sonra üniversiteler 1402'lik öğre- tim üyelerini kabul etmeye bas- ladılar. İlk uygulama Ankara Üniyersitesi'ncebaşlatıldı. Anka- ra Üniveristesı Rektöru Prof. Dr. Necdet Serin, Tıp Fakültesi öğ- retim üyeleri Prof. Dr. Aliye Er- koçak ve Prof. Ziya Güner ile bir memurun önumuzdeki hafta gö- revlerine başlatılacağını belirte- rek başvuracak 1402'likleri üni- versiteye almaya devam edecek- lerini söyledi. Danıştay İçtihadi Birleştirme Kurulu'nun 7 Kasım 1989'da al- dığı ve 1402 sayılı yasa uyannca görevlerine son verilen kamu per- sonelinin sıkıyönetim uygulama- sının kalkmasından sonra görev- lerine döneceklerine ilişkin kararı uygulanmaya başlandı. Yükse- köğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramacı'nın da Da- nıştay'ın kararının uygulanaca- ğını bildirmesinin ardından üni- versitelere başvuran öğretim üye- lerine ilk olumlu yanıt Ankara Üniversitesi'nden geldi. Ankara Üniversitesi Tıp Fa- kültesi öğretim uyelerinden Prof. Aliye Erkoçak ve Prof. Dr. Zi- ya Guner ile Dil Tarih ve Coğ- rafya Fakültesi memurlanndan Cahit Bolat'ın başvurulannm de- ğerlendirilmesi sonucunda, "ta- yin karamameleri"nin imzalan- dığı öğrenildi. Ankara Üniversi- tesi Rektörü Prof. Serin, iki öğ- retim üyesi ile memurun önü- müzdeki hafta görevlerine başla- tılacaklannı bildirdi. Serin, Da- nıştay'ın kararına saygılı olduklanna işaret ederek, "Biz yargı organlannın kararianna uyanz. Şimdiye kadar bu üç ar- kadaşımız dönmek için başvur- muştu. Onlan kabul ettik. Diğer gelecekleri de görevlerine alma- ya devam edecegiz" diye konuştu Beş yıl aradan sonra bu hafıa görevine başlayacak olan Prof. Erkoçak, üniversitenin yazısırun henuz kendisine ulaşmadığını söyledi. Erkoçak, "Biz Danış- tay'ın içtihadi birleştirme kara- rından yararlandık. Daha önce İdare Mahkemesi'nde açtığımız davayı kazanmıştık. Ama üni- vesite kararı temyiz etmiştir" de- di. Ankara Üniversitesi'nden sıkı- yönetim döneminde 1402 sayılı sıkıyönetim yasasındaki huküm- den yararlanılarak 15 öğretim görevlisinin görevine son veril- mişti. Bunlardan iki tanesi malı- keme karanyla görevlerine dön- müşler, geri kalanlann ise dava- ları süruyordu. Görevine henüz dönemeyen öğretim üyeleri ara- sında Prof. Dr. Ceval Geray, Prof. Dr. Bahri Savcı, Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. Tnncer Bulutay, Prof. Dr. Kurthan Fi- şek, Prof. Dr. Cem Eroglu, Doç. Dr. Mete Tuncay, Doç. Dr. Yıl- maz Akynz, Doç. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Cahit Ünal ve Doç. Dr. Nıırkııl tnan bulunu- yor. yaramaz. Anayasa ve YÖK Yasası: Za- man içinde anayasa da değişecek. Anayasa, değişmeyen din kitabı değil. Yönetmelik gibi olmaktan çıkanlıp basitleştirilmeh. YÖK Ya- sası'nda da değişiklikler yapılabi- lir. Şimdılik bu yasayı tecrübe et- meyi surdürelim. "Revolution" de- ğil "evolution" yapalım. Kademe kademe değiştirelim. Ayncankb üniversiteler Bütün üniversitelerin eğitim kalitesi ay- nı olmaz. Bazı üniversiteler daha kahteli insan gücü yetiştirmelidir. Diğer üniversiteler de kaliteli eği- tim verir, ama bir-iki universite daha 4a kaliteli olmalıdır. Çok ust düzeyde insan yetiştirmelidir. Milli Eğitiıııin kitap politikasına tepki Türkiye Yayıncılar Birliği, Talim Terbiye Kurulu'nu, '' sansür kurulu gibi çalışmakla" suçlayarak okullarda kitap yasağının yasal dayanağının bulunmadığını bildirdi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda çağdaş yazının Unlü isimlerinin kitaplanna izin vermez- ken, okul kitaplıklannı dini yaym- larla doldurması tepkiyle karşılan- dı. Türkiye Yaymcılar Birliği, Ta- lim Terbiye Kurulu'nu "sansür kurulu" gibi çalışmakla suçlaya- rak, "kitap yasağının yasal daya- nagının bulunmadığını" bildirdi. Dil Derneği Genel Yazmanı Sevgi Özel de Kuran kursu veımam hatip lisesi sayısının artmasına koşut ola- rak dini yayın sayısının da arttığı- nı belirterek, "Bu yayınlar en son girmesi gereken yere ilk olarak giriyor"dedi. Türkiye Yayıncdar Birliği Genel Sekreteri Aygören Dirim, Talim Terbiye Kurulu Kitap Inceleme Komisyonu'nun "inceleme degil, sansür kurulu gibi çalışügım" be- lirterek, "Öğretmen bu kurnldan tavsiye alamamış hiçbir kitabı öğ- rencisine onerememekte, okul ki- taplıkian için satın alamamaku- dır" dedi. Milli Eğitim Temel Yasası'nın bakanlığın tavsiye etmediği kitap- ların okullara girmesini yasakla- madığına işaret eden Dirim, açık- lamasında şu görüşlere yer verdi: "Göriıleceği gibi yasa maddesi ilk ve ortaoğretim kurumlannda okutulacak ve öğrencilere aktanla- cak kitap ve eğitim araçlanndan söz etmektedir. tf ade, açıkça ders ve yardıma ders kitaplarım vurgu- lamakta ve isteyen oğrendlerin bos zamanlannda yararianacağı kül- tür kitaplanm hiçbir şekilde ima et- memektedir. Esasen kültür kitaplannın bu anlamda degeriendirilmesinin bir manbğı yoktur. Çünkü tiim kültür Idtaplan özeUikleKüçükleri Mımr Neşriyattan Koruma Yasası gere- ğince incelenmekte. küçüklerin okuması sakıncah gorulenlertespit edilmektedir." Turk Dil Demeği Genel Yazma- nı Sevgi Özel de "Tebliğler Dergi- si'nde tavsiye edilen kiuplan Uv- siyecdenlerokuyormu? Aynıkişi- ler okul kiuplıklanna alınmayan yazarian okuyoriarmı? Benikisin- dende kuşkuluyum'' diye konuştu. Tutuklu babası: Oğlum ölüme terk edildi ERGANİ (Cumhuriyet) — Si- lah bulundurmak suçundan 1979 yılında 20 ay cezaevinde tutulduk- tan sonra salıverilen 1988 yılmda da "PKK'ya iiye olduğu" savıyla tekrar tutuklanan şizofrenli Ab- diirrezzak Bala'mn babası Hacı Balcı "Oğlumun tedavi edilmesi için birçok yere başvurdum. An- cak yer olmadıgını oğrendim. Te- davi edilmezse oğlum ölecek" dedi. Halen Diyarbakır Cezaevi'nde bulunan şizofrenli Abdürrezzak Balcı'nın Bayrampaşa Cezaevi'n- de müşahade altına alınmadığı takdirde öleceği bildirildi. Diyar- bakır Cumhuriyet Savcüığı'nca İs- tanbul Cumhuriyet SavcüığYna Balcı'nın tedavisi için Bayrampa- şa Cezaevi'nde yer temin edüme- si yolundaki yazıya da yanıt veril- mediği öğrenildi. Şizofrenili Abdürrezzak Balcı- mn babası Hacı Balcı 1989 yüının ocak ayında adli tıpa oğlunun Bayrampaşa Cezaevi'nde tedavi edilmesi konusunda dilekçeyle başvurduğunu belirterek şunları söyledi: "Dilekçeme yanıt vermediler. Daha sonra öğrendiğime göre oğ- lumun tedavi edilmemesine Bay- rampaşa Cezaevi'nde yer olmadı- ğı gerekçe gosterilmiş: oglum bir yılı aşkın süredir ilgisizlikten do- layı olümle pençeleşiyor. Oğlumu dışardayken tedavi eden doktor- lar salıverilmesi için mahkemeye başvurdular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle