19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT m""IV. ULUSLARARASIİSTANBULFİLMFESTİVALl CUMHURÎYET/5 FESTtVALİN TARİHÇESİ Altı filmden 175 filme1982'de 6 filmlik bir sinema haftası olarak başlayan etkinlik sonradan İstanbul Festivali'nden aynlarak Sinema Günleri'ne dönüştü. 1989'da İstanbul Uluslararası Film Festivali'ne dönüşen etkinlikte bu yıl 42 ülkeden 175 film yer alıyor. Kültür Servisi — Kültur Ba- kanlığı'nın da desteğiyle istanbul Kültur ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen tstanbul Uluslarara- sı Film FestivaJi ilk kez 1982 yı- lında tstanbul Festivali çerçeve- sinde 6 filmlik bir "fılra haftası" olarak başladı. lstanbu) Festıva- li'yle "anlamlı bir ilişki" kurabıl- mek amacıya, gösterilen filmler- de "Sanallar ve Sinema" teması seçilmişti. Bu etkinlik 1983'te İstanbul Uluslararası Sinema Günleri adıyla düzenlendi ve btitiin bir festival süresine yayıldı. O yıl bir ay boyunca sinemaseverlere 36 film sunuldu. Film gösterilen, izleyicilerden gördüğu ilgi vizerine 1984'ten baş- layarak İstanbul Festivali'nden ayn bir döneme, nisan ayına kay- dınldı ve o yıl 16 ülkeden 44 film gösterildi. 1985'te Sinema Gıinleri prog- ramında ılk kez biri uluslarara- sı, oteki ulusal olmak üzere iki yanşmalı bolum yer aldı. Ulus- lararası Yarışma Bölumü'nde "Si- nenıa ve Sanatlar" temasını işle- yen filmler, uluslararası bir seçi- ci kurul tarafından değerlendiril- meye ve en iyi filmin yönetmeni- ne Alün L*le Ödulü verilmeye başlandı. Ulusal Yarışma Bölü- mü'ndeyse ulusal bir seçici kurul, katılan Türk filmlerini değerlen- direrek o yılın en iyi yapıtma Ec- zacıbaşı Vakfı Vılın En İyi Türk Filmi Odülü'nu vermeye başladı. "Türkiye'de sinemanın gelişi- raini deslekle*erek nitetikli îilm- lerin ticari dağıtımını teşvik el- mek, Türk sinemasımn uluslara- rası düzeyde tanıbmına kalkıda bulunmak" amacmda olan İstan- bul Uluslararası Sinema Günle- ri, ilk yılından bu yana düzenli bir buyüme gösterdi. 1985'te 69, 1986'da 78, 1987'de 103 ve 1988'de 114 uzun metrajlı filmin yer aldığı Sinema Günleri, kısa sürede dünyanın buyuk film şen- likleriyle boy ölçüşecek bir ko- num kazandı. 1989 yılı başında, dünya festi- vallerinin eşgüdümünü üstlenen Uluslararası Film Yapımcılan Dernekleri Federasyonu (FIAPF) tarafından tanınarak dünyanın en önemli 40 film şenliği arasına gi- ren Sinema Günleri, bu gelişme- ye paralel olarak adını İstanbul Uluslararası Film Festivali olarak değiştirdi. Geçen yıl festivale 39 ülkeden 163 film katıldı ve gös- terileri toplam 145 bin seyirci iz- ledi. JORIS IVENS'IN AMSINA RÜZGÂRIN PEŞİNDEKİ ADAM — Joris Ivens, son filmi "Bir Rüz- gâr Ö> küsu''nde uzun > aşamımn nerde> se biitiin yaşantı ve deneyim- leriain bir bileşimini ortava koydu. Bü>ük bir bölümunu Çin'de ger- çekkştirdigi filmde, rüzgânn o> kusunu anlaurken, insan nthunun de- rinliklerini de kesfe > oneldi. Belgesel ustasıKüllür Servisi — Belgesel sinemanın gelmiş geçmiş en büyuk ustalanndan Joris Iyens'in son filmi "Bir Rüzgâr Öykusu", istanbul Film Festivali'nde bugün gösterilecek yapıtlar arasında. 28 Haziran 1989'da 91 yaşında ölen Ivens'in anısına şosterilecek olan "Bir Rüzgâr Öykiisii", unlü sanatçının 1964 yılından bu yana sinema uğraşını ve yaşamını paylaştığı Marceline Loridan'la Çin'de gerçekleştirdiği bir yapıt. "Bir Rüzgâr Öjküsii", Loridan'ın deyişıyle Ivens'in yaşamından, deneyimlennden, tarihsel gerçekler ve sinemasal şiirsellık içindeki uzun yolculuğundan kaynaklanan esin gücünün, rüzgârı yakalamaya çalışan yaşlı adamın oyküsünde yoğunlaştığı bir film. Gerçekle düşün iç içe geçtiğî, şiirsel nitelikler taşıyan "Bir Rüzgâr Öyküsü"nde Joris Ivens ayru zamanda başrolü üstleniyor. Yüzyıla yaklaşan yasamı boyunca kamerasını Ispanya'dan Vietnam'a, Amerika'dan Çin'e taşıyan Joris Ivens, dünyanın hep o "sıcak aokta"lannı yakalamış, yaşamlarını ve geleceklerini kurmaya çalışan insanların gerçeğini başka insanlara, özellikle de Batı dünyasına iletmişti. BULENT DIKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazeteci Bülent Oikmener'ın anısını yaşatmak ve Türk gazetecıliğine olan katkılarını manevi yönden sürdürmeyi sağlamak amacıyla. adına 1980 yılında konulan "Haber Ödülü" 1989-1990 yılında da sürdürüimektedir. Ödül koşuiları şöyledir: 1. Ûdüle her Türk gazeteci aday olabilir. 2. Adaylık, gazetecinin kendi önerisi veya ödül komitesının önerisi ile gerçekleşir. 3. ödüle aday gösterilecek haberlerin 1 Nisan 1989 ıle 31 Mart 1990 tarıhlen arasında gunluk gazeteler veya sürelı yayınlardan birınde yayımlanmış olması gereklıdır. 4. Ûdüle aday olabılmek için nitelikleri 3. maddede belirtilen haberlerin yayırnlandığı gazete veya süreli yayınların 1 sayısının 10 Nisan 1990 gunü akşamına kadar gonderilmesi gerekmektedır. 5. Seçici Kurul'un değerfendirilmesı sonunda "Haber odülü'nu kazanan gazeteciye 500.000 TL. ödül ve bir plaket verılır. Haberın bir ekıp tarafından oluşturulması halinde ödül tutarı paylaştırılır Ayrıca Seçici Kurul'un belırleyeceğı "Jüri Özel Ödülü" ile "Genç Gazetecileri Özendirme Ödülü"nü kazananlar, birer plaketle ödullendırilir. Kişısel başvurularda imzasız yayımlanan haberler için yazarın kımlığinın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü tarafından onaylanmış olması zorunludur. 6 Seçici Kurul: Erhan Akyıldız, Cengiz Alpman, Yalçın Bayer, Ortıan Erinç, Soner Girgin, Mazlum Göknel, Okay Gönensin, Oktay Kurtböke, Cetin Özbayrak, Umur Talu. Seçkin Türesay, Ulvi Yanardağ dan oluşmuştur Yarışmaya katılacak haberlerin Bülent Dikmener Haber ödülü PK: 246/İstanbul adresine ulaşacak bıçimde taahhütlü olarak gonderilmesi zorunludur. ÖDÜL KOMİTESİ Bertrand Tavernier'nin sonfilmi'AslolanHayattıf Ustalara Saygı bölümünde Meçhul askerin künyesiTavernier'nin en büyük ustalığı, insan gerçeğinin en sevimsiz yanlarına bakarken bile yaşamın özünden, insan sevgisinden uzaklaşmaması. MEHMET BASUTÇU Paris'in göbeğindeki Zafer Anı- tı'nın altında, yetmiş yüdan bu ya- na sönmeden ışıyan bir alev var- dır. Bayramlarda, resmi ziyaretler sonrasında devlet adamlan gide- rek çelenk koyarlar o alevin yanı- na. Saygı duruşunda bulunurlar. "Bilinmeyen askerin, bilinen anı- sını canlı tutan o alevdir. Aslında, bu bilinmeyen asker konusunda çok şey bilinir. Birin- d Dünya Savası sırasında, ülkesi- ni savunurken yaşamını yitirmiş bir Fransız askeridir o. Ama kün- yesi belli değildir. Evet, hem kim olduğu bilinmeyen, hem de ölü bir Fransız askeri olması gereken bir genç insandır o "biliomeyen as- ker." Öyle ya, Fransızlar ulusal Zafer Anıtı'nın altma, onlarla bir- likte savaşan zenci ya da Uzakdo- ğulu bir sömürge askerinin kemik- lerinı koyacak değillerdi herhal- de!.. 1920 yılında, binlerce kimlik- siz asker iskeleti arasından özen- le seçilmiş '> bilinmeyrnler"in yat- tığı, mavi-beyaz-kırmızı bayrağa sarılı bir dizi tabut içinden, Fran- sız ordusunun canlı kahramanla- rından bir çavuş seçmiştir o aske- ri... Bilinmeden unutulmamaya mahkûm ederek. İşte, Fransız sinemasının usta- PHILIPPENOIRETNİNYÜZÜNCÜFİLMİ — "AslolanHayattır'daPhilippeNoiret(solda)>uzıincü kezbeyazperdedegöriiniiyor.Noirel filmde Yüzbası Dellaplane'ı canlandınrken, Festivalekonukolarak gelen Sabine Azema da İrene'i o> nuyor. larından Bertrand Tavernier'nin yola çıktığı tarihi gerçek budur. Panayırlardaki aynalı koridorla- nn kınk dokuklüğünde yansırnuş- çasına küçülen/büyüyen, sö- nen/parlayan yaşamın binbir yü- züyle köşe kapmaca oyna>-an ölü- mün anlamsıziığı... Ya da tam ter- si... fnsanoğlunun ciddi/gülünç, iyi/kötü eylemleri ardında sıntıp duran dramlar zincirinin derin bo- yutları... Savaşın ve savaş sonra- sının çeHşkileri ortasında çaresiz kalanlann yaşam alevini yeniden Lazelemeye çabalamalarındaki se- vimli hüzün... Kısacası, Taverni- er'nin yoğun sanat dünyasım oluş- turan belli başlı unsurlarımn bir arada bulunduğu doğurgan bir konu. Savaş filmlerinde genellikle ölüm görüntülenir, olayların sı- caklığında yasanan karabasanlar anlatıhr, kahramanlıklar sergile- nir. Tavernier, "Aslolan Hayallır" da savaş sonunu anlatıyor bize. Olup bitenlerin korkunçluğunu, yaralannı sarmaya çalışan bir top- lumda yaşananlann göreceli kor- kunçluğuyla koşut olarak işlıyor, sıradan insanların, adsız kahra- manlann arasında geziniyor... Her tür umudun ve umutsuzluğun in- sanın içinde, zaman zaman da bir- likte yeşerdiğini anımsatarak. Birinci Dünya Savaşı sonrasın- da yaklaşık üç yuz elli bin Fran- sız kayıptır. Pbilippe Noirel'nin ustalıkh sıcak yorumuyla saglam bir kalınbk kazanan Binbaşı Del- laplane, her birini tek tek arayıp bulmakla görevli bir ekibin basın- dadır. Varlıklısı, yoksulu, binler- ce kadın ız aramaktadır onun bü- rosunda. Savaş biteli iki yıl olmuş- tur, ama yaklaşık yuz bin kişi bu- lunamamıştır daha. Olayların, gerçeklerin, hele hele ölülerin ha- sıraltı edilmesine karşı çıkan Bin- başı, temel konularda ödün ver- Bertrand Blier'nin 'Senin İçin Fazla Güzel'i Dünya Festivallerinden bölümünde Bir erkek içinfazlagüzelBir koca, sekreteriyle ilişki kurup karısını aldatırsa ve bu yüzlerce kez işlenmiş konudan bir film yapacaksanız, filmi nasıl "özgün" kılarsınız? Rolleri değiştirerek. onları, zaten kronolojik biçimde anlatmadığı bir oykü içinde za- man zaman kendi kendileriyle ve- ya kamerayla monologa sokarak öyküy-e Brechtçi, modern bir bo- yut getiriyor. "Senin İçin Fazla Güzel", ça- ğımızın ahlakını, kadın-erkek ilişkilerini amansız biçimde sor- gulayan bir yönetmenin son fil- mi. Blier, aynı zamanda sinema- nın anlatım olanaklarını da zor- luyor. Yani bir ölçüde bir Fran- sız usulü Antonioni olmaya sıva- nıyor. Filmi de bu ve başka açı- lardan görülmeyi hak ediyor. Ge- rard Depardieu'nun odak noktasını oluşturduğu, ama as- lında bir "kadın filmi" bu. "Metres" rolunde kabareden gel- me Josiane Balasko ve "eş" r o lünde güzeller güzeli Carole Bo- uquet, aldığı Cesar ödülunü hak eden başanlı bir oyun veriyor. Filme eşlik eden muzikse Schn- bert'in müzji • • • ı l ^ k • • • • ATtLLÂ DORSAY Sekreteriyle ilişki kurarak ka- nsını aldatan koca... Tüm sanat- lann ve elbette sinemanın yüzler- ce, binlerce kez işlediği bu konu, nasıl "orijinal" kılınabilir? Kuş- kusuz öncelikle "rolleri degişti- rerek". Yani aldatılan eşi alabil- diğine çekici, güzel, nerdeyse "kusnrsuz" göstertp "ılha"ya ne- den olan "öteki" kadını, alabil- digıne sıradan, gündelik, "banaT biri yaparak. Çünkü o "hariku- lade kadın" tüm kusursuzluğu içinde artık kocasına yeni bir şey, yeni bir he>ecan veremez: "Böy- le bir harikadan beklenebilecek hiçbir şey yok" der koca. Oysa tombiş, sarsak, sıradan sekreter, "oUmtik" gerçek bir kadmdır, bir surü kusuru, zaafı vardır, etli- canlı yaşar bir insandır.. Ve bu özellikleriyle erkeği tavlar. Ama ancak kısa bir süre için.. Çünkü sıradanlık, bir "cazibe unsanı" olsa da bunun uzun süre sürme- si kuskusuz beklenemez. Bert- rand Blier, filmde eş ve metresin konumlarım tersine çevinnekle kalmıyor, anlatımıru da alabildi- ğine özgün ve (sinemanın kalıp- lanndan) bağımsız kılmaya çalt- şıyor. Konunun getirdiği tüm me- lodram olanaklarını yadsıyor, duygusallığı, en yoğunlaştığı yer- lerde dağıtıyor, oyunculanna za- man zaman türaüyle "emprovBe" (en azından öyle du- ran) bir oyun biçimi uygulatıyor; ÇACIMIZI.N AHLAKISORGL LAMADA — Gerard Uepardieu, Jo- siane Balasko ve Carole Bouquet'nin oynadıklan "Senin İçin Fazla Gu- zel", çağımızın ahlakını amansızca sorgulayan Blier'nin son filmi. FESTIVALDE BUGLTN E m e k : Stroszek (12.00, 19.00), Senin tçin Fazla Güzel (15.00, 21.30) S i n e p o p : Thelonius Monk (12.00, 19.00), Gizli Görüntüler (15.00, 21.30) A t l a s : Suram Kalesi Destanı (12.00, 19.00), Mapantsula (15.00, 21.30) G a z i : Doğruyu Seç (12.00, 19.00), Bir Rüzgâr Öyküsü (15.00, 21.30) R e k s Umutsuzlar (12.00), Sabun Köpiiğü Hırsızlan (15.00), Rembetiko (19.00). Macera (21.30) S ü r e y y a : Roselyne ve Aslanlar (12.00), İsa'nın Yıldız Fah (15.00), Gece (19.00), Aslolan Hayattır (21.30) A K M : Küçiik Balıklar Üzerine Bir Masal (12.00), Karartma Geceleri (15.00), Antonioni: Belgeler ve Tanıklıklar (19.30), Medcezir Manzaralan (21.30) meyen kişilikli bir insandır. Üst- leriyle durmadan çatışmaktadır. On binlerce insanın, bir kalemde silinmelerine gönlü razı gelmez çünkü... Sevgililerini/kocalarını ararken, diğer kayıpları unutmuş görünen kadınlann sabırsızhklanndaki an- laşılabilir bencillik karşısında kö- püriir... Sabine Azema'run yorum- ladığı, Paris'te etkin bir çevresi olan zengin işadamımn gelini İre- ne'i de tersler... Onun ayrıcaiıkh kocasıyla, genç ilkokul öğretme- ni AHceHn sevgüisi arasında bir ay- rım yapmaz çünkü Binbaşı; her ikisinin de izi savaşta yitirilmiştir, o kadar... Sonra, Irene ile Dellap- lane yavaş yavas yakınlaşırlar bir- birlerine. Onca yılın getirdiği acı- yı, umutsuzluğu aşıp yaralannı sa- rarak yüreklerini sevgiyle ısıtabi- lecekler çok daha fariclı olacağı kuşkusuz yeni bir mutluluğu ku- rabilecekler midir acaba? Bu arada yaşam, günluk acıla- rı ve küçuk sevinçleriyle, savaş sonrasımn olağan devinimi içinde süregelmektedir. 1920'li yıllann Fransası'ndaki en mutlu insanlar, galiba heykel- uraşlardır. En ufak köye kadar her yerleşme merkezine bir "ölüler anıtı" dikilmektedir çünkü! En üzgün olanlar ise belki de böyle bir aruta adlanru kazıyacaklan sa- vaş kyrbanı oğullan olmayan köy- lulerdir... Binbaşı Dellaplane'dan, kadastrodaki dostlan aracılığıyla bir çiftliğin kendi köylerinin top- rakları içine alınmasını rica eden- ler bile vardır. Çünkü, köylerinden çıkan butün askerlerin sapasağ- lam geriye dönmelerine karşın, o çiftlikte yaşayan ailenin iki oğlu birden, vaıan için yaşamlarını yi- tirmiştir... Bertrand Tavernier'nin en bü- yük ustalığı, kamerasıru insan ger- çeğinin en sevimsiz yanlanna çe- virdiğinde bile yaşamın özünden ve insan sevgisinden uzaklaşma- ması. Bakışındaki yoğun mizah unsurunun karamsarlıkla değil, umutla eşanlamlı olması. Yıkılan bir tünelin altında kalan asker ce- setlerinin çıkanldığı kara toprak üzerinde bile yaşamın yeşerdiğini şiirsel bir dille göruntüleyebilme- si ve bütun bunları bir arada hem de gerçekçilikten uzaklaşmadan kotarabilmesi. Bir başka usta sanatçının, ün- lü oyuncu Philippe Noiret'run tam yüzüncu filmi olan "Aslolan Ha- yattır" iç zenginliği ve çok renk- Hliğiyle, tstanbul Festivali'ndeki diğer güzel filmlerin izini kolay kolay silemeyeceği, güçlü bir ya- pıt. 9. istanbul Uluslararası Film Festivali başladı 15 güıılük 'görkemlT maratonKültur Servisi — İstanbul Kül- tur ve Sanat Vakfı tarafından dü- zenlenen 9. İstanbul Uluslararası Film Festivali, dün akşam Beyoğ- lu Emek Sineması'nda düzenlenen bir törenle açıldı. SHP Genel Baş- kanı Erdal tnönü'nün de katıldı- ğı tören, İstanbul Küitür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Eczacıbaşı'nın sunuş ko- nuşmasıyla başladı. Açış konuş- masım yapan Anakent Belediye Başkanı Nuretrjn Sözen'in ardın- dan kürsüye davet edilen konuk Fransız yönetmen Bertrand Ta- vernier de kısa bir konuşma yaptı. Daha önce açılış törenine gel- mesi beklenen Kültur Bakaıu Na- mık Kemal Zeybek ise törene ka- tılmadı. Atlas Pasajı'ndaki Devlet Gü- zel Sanatlar Galerisi'nde verilen resepsiyonun ardından başlayan törende sunuş konuşmasını yapan Nejat Eczacıbaşı, film festivalinin 9 yıl önce İstanbul Festivali buıı- yesinde sunulan film gösterileriyle "mütevazı" ölculerde başladığı- nı, ancak bugun 42 ayrı ülkeden 175 filmle "görkemli" bir festi- val oluştuğunu belirtti. Açış konuşmasını yapan İstan- bul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sozen ise ekim ayından başlayarak ulusal nıtelikte bir si- nema festivali daha düşledikleri- ni soyledi. Sözen, konuşmasına İstanbul Film Festivali'nin kendi yaşamında önemli bir yeri oldu- ğu, çünkü geçen yıl görevine baş- ladıktan 2 gün sonra festivalin açılış töreninde ilk kez İstanbul- lulara seslenme olanağı bulduğu- •^••^^^•••^•İI^^İ^^İBHHNİ Açılışa Inönü. sanatçılar ve işadamlan katıldı. (Fotograf: Lgur Günyüz) nu soyleyerek başladı. Daha sonra "İstanbul'u bir kültur kenti olarak yaşatmak" konusunda söz verdiğini ve bu sö- zü yerine getirdiklerini belirten, Sözen, "Dün bir kampanya baş- latük ve 'Beyoglu bir şenliktir' de- dik. İstiklal Caddesi'ni araç tra- figine lamamen kapatarak bir coşkuyu, bir keyfi, bir şenligi Be- yoglu'nda yeniden yaşatacağız. Beyoğlu. sinemalan. ü.valrolan ve tüm gürelliğiyte yeniden hayaümı- za geçecek" dedi. tstanbul Film Festivali'nin uluslararası öneminin yadsınamaz bir gerçek olduğunu, ancak Türk filmciliğini daha da güçlendirmek amacıyla ulusal nitelikte bir fes- tival duzenlemeyi düşündüklerini açıklayan Nurettin Sözen, "tüm kültür ve sanat değerlerine sahip çıkılan, banşın ve guzelligiıı ege- men olduğu, daha uygar ve daha özgür bir düzen" dileğiyle sözle- rini tamamladı. Sinema yazarı Atillâ Oorsay ta- rafından kürsüye davet edilen, festivalin "UstaJara Saygı" bölü- münde 5 filmiyle yer alan Fran- sız yönetmen Bertrand Tavernier ise konuşmasına "bk defa bir fes- tivali açıyorum. Acaba artık çok yaşlandığım için mi bana bu gö- revi verdiler. bilemiyorum. Ama bildigim bir şey var. Bu bir filmi yönetmekten çok daha zor bir gö- rev?" diyerek başladı. Tavernier, daha sonra şunları soyledi: "Bu tür festivalleri çok önemlı bulu- yorum. Çünkü her yerden gelen çok küçük seskrin, şarkılann bi- zim tarafımızdan dinlenmesi, hat- ta anlaşılması olanağı sağlıyor bu festivaller. Sinemanın yalnızca Beverly Hills olmadığını anlatmak için de iyi bir fırsat." Tavernier'nin son filmi "Aslo- lan Hayaltır"ın oyuncusu Sabine Azema ile açılış filmi "Ateşli Sır"m tngiliz yönetmeni Andrew Birkin ve küçük oyuncusu David Eberts de açılış töreninde yer aldılar. Birkin ve Eberts, sabah da SE- SAM'da düzenlenen bir toplantı- ya katılarak film hakkında ken- dilerine yöneltilen soruları yanıt- ladılar. Filmin başrollerini Faye Dunanay ve KJaus Maria Bran- dauer ile paylaşan 12 yaşındaki Eberts, bu rolüyle geçen yıl Vene- dik Film Festivali'nde jüri özel ödülü almışü. Stefan Zweig'in ay- nı adlı öyküsunden uyarlanan bu filmde "fazla profesyonel" bul- duğu yüdızlardân çok, bir çocukla çalışmaktan zevk aldığını söyle- yen Andrew Birkin ise "Ateşli Sır" ile ilk uzun metrajh fılmirü gerçekleştirmişti. Bu yıl festivalde dünya sinema- sının pek çok ünlü adı da konuk edilecek. İstanbul Film Festivali'- ne gelmesi beklenen yabancı ko- nuklar arasında Nastassia Kinski de bulunuyor. Ancak Kinski'nin katılıp katılmayacağı henuz kesin- lik kazanraadı. Festivalde yer alan Polonya kökenli Fransız yönet- men Andrej Zulawski'nin "Gece- lerim Gündüzlerinizden Daha Güzel" ve "Çılgın Aşk" filmle- rinin oyuncusu Sophie Marceau da gelecek konuklar listesinde. Fransız yönetmen Bertrand Ta- vernier, Yunanlı yönetmen Cos- tas Ferris, Polonya kökenli Fran- sız yönetmen Andrej Zul»wski, uluslararası jüriye de başkanlık edecek olan Macar yönetraen Miklos Jancso dışında çeşitli ül- kelerden oyuncular, yönetmen, yapımcı ve sinema yazarlan, ulus- lararası film festivalleri yönetici- leri de festival süresince tstanbul'- da konuk edilecekler. Bahri Selin öldti • ANKARA (AA) — Nesli Çölgeçen'in "Züğûn Ağa" filminde Şener Şen'in babası rolünü oynayan sanatçı Bahri Selin, geçirdiği beyin ameliyatı sonrası Ankara'da vefat etti. Dün Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi'nde bir ameliyat geçiren Selin, bu sabah vefat etti. tlk filmi "Züğürt Ağa"da çizdiği "yeni eş isteyen ihtiyar" tipi ile seyircinin büyük ilgisini toplayan Bahri Selin, halen TV'de yayımlanan "Hanımın Çiftliği" dizisinde rol alıyordu. 'Atatürk' filmine ilk adını • ANKARA (AA) — İngiliz Consultans Owerseas sinema şirketi tarafından ABD'den bir firmanın katkısı ile hazırlanacak uluslararası Atatürk filmi için ön anlaşma imzalandı. Ünlü İngiliz oyuncu Sir Laurence Olivier'in oğlu Tarquin Olivier, Kültür Bakanlığı yetkilileri ile görüşerek anlaşmaya vardı. UGUN • Gençlik Kitabevi'nde M. Tali Ongoren'in "Şu Televizyon Denen" konuiu söyleşisi saat 15.00"te Gençlik Kitabevi'nde yer alıyor. Yöneten Tanju Cıhzoğlu. • Orhan Pamuk söyleşlyor Roman yazarı Orhan Pamuk ve Konur Ertop saat 15.00'te Pendik Kültürevi'nde söyleşecekler. BİLSAK'TA BUGÜN 31 Mart Cumartesi 14.30 MERAKLISINA: Video'dan "Zândr Bozan." 18.30 KONSER: GRUP Labirent. 19.30 TİYATRO: "İşte Baş İşte Gövde tşte Kanatlar" Yazan: Se\im BURAK, Oynayan: BİLSAK TİYATRO ATÖLYESt. 10.00-01.00 arası CAFE- FOYER-BAR BİLSAK Herkese Açıktır. BİLSAK Sıraselviler, Soğana Sok. No: 7 CİHANGtR 143 28 79-143 28 99 İSTANBUL BüYUKŞEHIR BELEDİYESİ ATATÜRK KİTAPLIĞI NİSAN 1990 KÜLTÜR FTKINLIKLERI 2-7 Nısan Sergi Salonu Mflc Özgeacil Resım Sergisi 2-18 Nisan Girış Tiirkiyc'de 1989 Vüıed» Odul Alan KiUplar Sergisi 2-28 Nisan Giriş AUtiriı Kilaplıgı Kartposul Koltksijonıı Sergisi Kıvafeüer II 4 Nisan Çarşamba Toplantı Salonu Konferans-Doç. Dr. Semra Germaaer Saaı 16.00 "19. Yüzyıl Avrupası'nda Do|u llgisi" 6 Nisan Cuma Toplantı Salonu Soyleşı-Doç. Asın Isler Saat 16 00 Yöneten: N»r Nirve» 1 Nısan Cumartesi Toplamı Salonu Lnvtr O»l Karagoz Gosıtıısi Saat 12.00 10-30 Nisan Sergı Salonu Murat Savaşkao Resım Sergisi Açılıs Saat 18.00 12 Nısan Perşembe Toplantı Salonu Panel-"Türk Pop Mürigi" Saat 15.00 Katüaalar: Nejat Yava$otullan (Grup Bulutsuzluk Ozlemi) Sclim Ataltan (Yeni TUrkü) Bulenl Kurtulmuş (YOksel Plak) Yöneten: Soner Otgun 14 Nısan Cumartesi Toplantı Salonu Üover Oral Karagöz Gösterisi Saat 12.00 Çocuk Şenligi Saaı 13.00 Katılanlar. Hh»n Ircm, Sentiram» l n Kulüa Tiyıtrosa. AÇOK Çoe«k Ti>»tfosu. tlluzyonist Sennet Erkin, Grup Çagn, Gnıp Giin İzi 18.00 Nısan Çarşamba Toplamı Salonu Konferans-Prof. Maslafa Ctat Saat 16.00 "19. Yuryılda Be>oglu Mimarisi" 21/28 Nisan Cumartesi Toplantı Salonu l)nv« Oral Karagöz Gösterisi Saat 12.00 Panei Boom Muzik Dergisi, Çocuk Şenligi İnsan Hakları Derneği lsbirlijı ıle duzenlenmistir. Adres: Mete Cad. No: 45 Taksıra Tel: 149^)9-45 149-56-83
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle