Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 31 MART 1990
Almanya için birleşme turları sürüyorUemokratik Almanya'da seçimlerin ardından koalisyon
oluşturma çabaları devam ederken, Federal Alman Başbakanı
Helmut Kohl İngiltere'de Margaret Thatcher ile "birleşme,
Avrupa ve AGİK sürecini" görüşüyor.
JT ederalAlman Başbakanı Helmut Kohl, "Almanya'nın
birleşmesini isteyenler Almanya'nın Avrupa'ya kazandırılması
için Avrupa Birliği'negönül vermelidirler" dedi.
BERLİN / LONDRA (Cumhuriyel) —
Demokratik Almanya'nın başkentinde hü-
kümet kurma çalışmalarının uzaması hal-
kı tedirgin ediyor. Doğu Berlin'de dün halk
bahar havası içinde hafta sonu tatiline baş-
larken koalisyon görüşmeleri sonuç alına-
madan sürdü. Sosyal demokratlar ve mu-
hafazakâr partiler birbirinden ayrı olarak
koalisyon şartlarmı tartıştılar.
Almanya'nın ne zaman, nasıl ve hangi
şartlar altında birleşeceği sorunu şimdilik
askıya alındı. Bütün gözler Doğu Berlin'e,
hükümet kurma çalışmalanna çevrili.
Federal Alman Başbakam Helmut Kohl
ise resmi bir ziyaret için bulunduju Lond-
ra'da temaslannı sürdürüyor.
AZERBAYCAN
Bakü,
Gorbi'den
yardım
ıstediErmeni çetelerin Azeri köylerine
karşı giriştıği saldırılar sürüyor.
Azerbaycan'da son üç gün içinde
40 Ermeninin silahlarıyla birlikte
yakalandığı haber veriliyor.
Diş Habcrier Servisi — Sovyetler Birti-
ği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nde Azeri-
Ermeni gerginliği giderek tırmanıyor. Er-
meni çetelerin Azerbaycan köylerine duzen-
lediği saldınlarda, dün de 3 Azeri öldü. Son
üç gün içinde Azerbaycan-Ermenistan sını-
nnda 40 silahh Ermeninin yakalandığı bil-
diriliyor. Azerbaycan, SSCB Başkanı Mi-
hail Gorbaçov'dan Ermeni eylemlerini ön-
lemesini istedi.
Bakü radyosu, dün verdiği haberinde si-
lahlı Ermeni militanların, Azeri köylerine
saldınlannı sürdürdüğünü, dün Alibeyli kö-
yüne yapılan baskında 3 Azerinin öldürül-
düğünü bildirdi. Erzurum büromuzun ha-
berine göre, Bakü radyosu, baskınla ilgıli
olarak 4 Ermeni militanın silahlarıyla ele
geçirildiğini duyurdu.
SSCB Haber Ajansı TASS da, son çatış-
malarda, Nahcivan bölgesindeki halkı silah-
lı saldınlardan korumakla görevli 33 yaşın-
daki bir Komünist Parti görevlisinin öldü-
ğünü bildirdi.
Azerbaycan'ın Moskova Maslahatgüzâ-
rı Zahur Rüstemzade Moskova'daki Azer-
baycan temsilciliğinde düzenlediği basın
toplantısında, son üç gün içinde 40 Erme-
ninin, otomatik tüfek, el bombalan ve av
tüfekleriyle yakalandıklannı kaydetti.
Rüstemzade'nin yaptığı açıklamaya gö-
re, Azerbaycan Yüksek Sovyeti'nin üyele-
ri, Başkan Gorbaçov'un, Ermenistan-
Azerbaycan smın boyunca olağanüstü du-
rum ilan etmesini ve böylece Ermeni saldır-
ganlann eylemlerinin önlenmesini istediler.
Azerbaycan'da 19 ocakta ilan edilen ola-
ğanüstü durum sonrasında, halkın elinde-
ki silahlann çok büyük bir bölümü toplan-
mıştı.
tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher,
iki günlük bir ziyaret için Ingiltere'ye gelen
Batı Almanya Başbakanı Helmut Kohl onu-
runa verdiği yemekte, "Doğu Avrupa'da eski
dozen ortadan kalkarken Avrupa tşbirliği
ve Güvenlik Konferansı (AGİK) yeni bir gö-
riişme ve tartışma fonımu olmalı" dedi. Av-
rupa Topluluğu yerine, Helsinki Forumunu
öne çıkartmaya çalışmasına karşı Batı Al-
manya Başbakanı Kohl "sözünü
esirgemeden" bir yanıt vererek "Almanya-
lann birleşmesini isteyenler, Almanya'nın
Avrupa'ya kazandınlması için ber şeyden
önce Avrupa'nın birligine gönül vermelidir"
şeklinde konuştu. Böylece, Avrupa'nın or-
tasında dev bir guç olmaya hazırlanan Al-
manya ile Avrupa'nın sureklı kenarında kal-
maya özen gösteren Thatcher Ingilteresi ara-
sında Avrupa'nın geleceği hakkındaki en
önemli fark, liderleri tarafından açıkça or-
taya konmuş oidu.
Batı Almanya Başbakanı Helmut Kohl,
İngiltere ile Batı Almanya arasında 40 yıl-
dan beri yapılmakta olan "Konigswinter
Konferanslan"nın yıldönümu nedeniyle
perşembe günu geç saatlerde Cambridge'e
geldi. Dün de Londra'da görüşmelerini sür-
dürdüler.
Helmut Kohl'un kısa ziyareti hafta başın-
da da Fransa Başbakanı Michel Rocard'ın
yine kısa ziyaretinı izliyor. Fransa Cumhur-
başkanı François Mitterrand'ın mayıs ayın-
da Ingiltere'yi ziyareti bekleniyor. Avrupa
Birliği'nin iki hareketli savunucıısu Kohl ve
Mitterrand'ın ziyaretleri, birliğe karşı sürekli
çekingen bir tavır takınan Başbakan Thatc-
her'i yumuşatmayı amaçlıyor. Ancak ikti-
dan sallantılı ve tartıjılır hale gelmesine rağ-
men Thatcher'in, savunduğu siyasetlerde
hiçbir yumuşamaya yanaşması ya da orta-
ya yeni ve farklı görüşler atması da beklen-
miyor. Nitekim, "Avnıpa GüvenJik ve Işbir-
ligi KonferansT'na daha geniş bir yetki öne-
rirken Thatcher, Avrupa'da halen en zayıf
bir kurumu öne çıkartmaya çalışıyordu. Bu
kurumun daimi bir merkezi yok, kararları
sürekli orta - yol bularak konsensusla alı-
yor, yaptırım gücü yok. Böyle bir kurumu
Avrupa'nın geleceğini çizmek için önermek,
mümkün olan en zayıf birime bu görevi
yüklemek anlamında. Gözlemciler, Başba-
kan Thatcher'in hiç olmazsa Avrupa Top-
luluğu'nu savunur bir konuşma yapmasının
uygun olduğu görüşündeler.
Thatcher ile Kohl arasındaki diğer bir
önemli fark ise halk nazanndaki durumla-
nnda ortaya çıkıyor. Kohl, iki Almanya'nm
birleşmesini onaylayan siyasetin üstün gel-
diği Doğu Almanya'daki seçimin "galibi"
"Independent" gazetesi iki liderin konum-
larından "Kohl, Avrupa'nın en sevilen ol-
masa bile en iltifat edilen devlet adamı.
Thalcher ise adınunı nereye atacagını şaşır-
mtş bir durumda ve uluslararası gelişmeie-
re de ba yıizden ayak uyduramıyor" diye söz
etti.
Öte yandan F. Alman Başbakam Kohl
dün Londra'da yaptığı açıklamada Polon-
ya sınırı konusunda yeni bir Öneri getirdı.
Almanya birleştikten sonra Polonya ile bağ-
BALTIK CUMHURtYETLERİ
Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki Lenin heykeli, gerginlige karşın yerini konıyor. (Foidfraf: Reırter)
Estonya da aynlıyorLitvanya'dan sonra Estonya Parlamentosu 'aşamalı bağımsızlık'
programını kabul etti. Moskova, Litvanya'ya kendi istediği
başsavcının atanmasına karşı çıkıiınca başkent Vilhius'taki savcıhk
binası, Sovyet askerlerince işgal edildi.
MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği -
nin Baltık kıyısmdaki cumhuriyelerinden
Litvanya'dan sonra Estonya da bağımsız-
lık yolunda ilk adımını attı.
Estonya Parlamentosu, dün akşam yap-
tığı bir oylamada, bünyesindeki en büyük
grubu oluşturan Halk Cephesi'nin önerdi-
ği "aşamalı bağımsızlık" programını bü-
yük bir çoğunlukla kabul etti.
Tallinn'deki gazetecilerden elde edilen
bilgilere göre Halk Cephesi'nin önerdiği ba-
ğımsızlık projesi, Sovyet askerlerinin 1940
yılındaki işgal eyleminin, bağımsız Eston-
ya devletinin varhğım ortadan kaldırmadı-
ğını ve Estonya devletinin "işgal altındaki"
bugünkü statükosunun ortadan kaldınla-
rak bağımsızlığın canlandınlmasım ön-
göruyor.
Kabul edilen tasan, Estonya'nın geçici
bir hükümet kurduktan sonra Moskova ile
bağımsızlık konusunda goruşmelere başlan-
masınj, bu göriışmeler sürerken de cumhu-
riyetin ekonomik ve polıtik bagımsızhğı için
gerekli zeminin hazırlanmasını öngörüyor.
Estonya Parlamentosu'ndaki sandalye-
lerin yaklaşık dörtte birini kontrol eden Slav
kökenli azınlıkları memnun etmek için ta-
sanya eklenen 'gecis dönemi boyunca ann-
lıklann tiim haklardan yararianmasTna iliş-
kin maddenin ise istenen etkiyi yaratmadı-
ğı bildirildi. Sonucta, oylamaya katılmayan
azınlık temsilcisi milletvekillerinin dışındaki
tüm milletvekillerinin oyuyla bağımsızlık
programı kabul edildi.
Estonya Parlamentosu'nun, Litvanya'-
nın bağımsızlık ilanını desteklemek amacıy-
la yayımlayacağı bildirıye ilişkin görüşrne-
ler ve oylama ise pazartesi gtinüne kaJdı.
AP'nin haberine göre, Moskova yöneti-
mi Litvanya'ya kendi istediği bassavcıyı ata-
mak istedi. Ancak bu isteğe Litvanyalı yet-
kililerin direnmesi üzerine dün gece Sovyet
askerleri başkent Vilnius'taki savcıhk bina-
sını işgal ettiler. Litvanya hükümetinin par-
lamentosunun bir sözcüsü dün gece televiz-
yondan yaptığı açıklamada Sovyet tçişleri
Bakanlığı'na bağlı birliklerin bazı Litvan-
yalıların da yardımıyia binaya zorla girdik-
lerini kaydetti. Sozcü, Sovyet yönetünini ül-
kesinin bağımsızlığını çiğnemekle suçladı.
Moskova'da bir açıklama yapan Sovyet lçiş-
leri Bakanlığı sözcüsü de savcıhk binası iş-
galini doğruladı. Askerlerin aynı zamanda
KP Tarihi Enstitüsü bınasına da girdikleri-
ni söyledi.
layıcı bir antlaşma imzalanacağını bildiren
Kohl, buna karşılık Polonya'nın "Yurdun-
dan kovulan Almanlara haksızlık yapıldı-
ğını kabuJ elmesini" istiyor.
"Yurdundan kovulanlardan" kasıt İkin-
ci Dünva Savası'ndan sonra Polonya')^ ve-
rilen Alman topraklarını terk edip batıya
goç edenler. Varşova ise haklı olarak "Bu-
nun savaştan sonra muttefikler tarafından
kararlaştınldığını, heksızlık değil Almanla-
rın yenilgisinin doğal bir sonucu olduğunu"
söylüyoT ve savaşı Polonya'nın veya mütte-
fiklerin değil, Almanlann başlattığına dik-
kat çekiyor.
Savaş sonrasının karanlık bir sayfası da-
ha şu günlerde gün ışığına çıklı. Demokra-
tik Almanya'nın iki yerinde tesadüfen or-
taya çıkartılan kitlesei mezarlar Sovyet iş-
gali sırasında suçsuz insanlann da hayatım
kaybettiğini gösterdi. Savaştan sonra Doğu
Almanya'yı işgal eden Sovyetler Birliği'nin
Nazilerin toplama kamplannı kendi amaç-
lan için kullanmaya devam ettiği de kanıt-
landı. Stalin'in gizli polisi NKWD 1945 -
1950 yılları arasında Doğu Almanya'da 11
toplama kampı kurmuş ya da Nazilerden
devralmıştı. Kamplar Alman savaş suçlula-
rını yani eski Nazileri barındıracaktı. Şim-
di doğrulanan bilgilere göre kamplarda yal-
mz eski Naziler değil sosyal demokratlar, ye-
ni rejimin aleyhtarları ve suçsuz kişiler de
bulunuyordu. II kamptakı 200 bin tutuk-
ludan 90 bininin 5 yıl içinde açlıktan ve ağır
çalışma koşulları yüzünden öldüğü
saptandı.
Doğu Berlin'deki "tşçi Hareketi Tarihi
Enstitüsü", Stalin kurbanlannın akıbetini
incelemek için özel bir komisyon kurdu. Ko-
misyona başkanlık eden Prof. Lutz Priess
kendilerine her gün yüzlerce mektup ulaş-
tığını anlatıyor. Mektuplarda özellikle ka-
dınlar, savaştan beri haber almadıkları eş-
lerinin ve yakınlarının adlannı veriyor ve
bunların kamp kayıtlarından bulunmasım
istiyor. Sovyet gizli polisinin kayıtlan Mos-
kova'daki arşivlerde saklı. Toplu mezarlar-
daki cesetler ise tamnmayacak halde.
Doğu Almanya'da son zamana kadar
Sovyetler Birliği aleyhinde konuşmak yasak
olduğu için kamplarda ölen suçsuz insan-
lann yakınları ancak şimdi seslerini yuksel-
tebiliyorlar. Tazminat taleplerinin ise borç
içinde yüzen Doğu Alman devleti tarafın-
dan karşılanamayacağı bildiriliyor.
NATO/BİRLEŞİKALMANYA
Avrupa'da yeni
mimari arayışıYASEMÎN ÇONGAR
BRÜKSEL — İki Almanya'nın birleşme-
siyle yepyeni bir döneme girecek olan Doğu-
Batı ilişkilerinin yürütüleceği temel plat-
form olarak Avrupa Güvenlik ve tşbirliği
Konferansı (AGlK) görülüyor. Bu düşün-
ce, AGtK'in sosyal ve siyasi işlevlerinin ya-
nı sıra ekonomik ve askeri alanlardaki et-
kinliğinin artünlmasım da gerektiriyor. Ku-
zey Atlantik Ittifakı'mn (NATO) kurmay-
ları, AGlK sürecinde ısrarla yer alınması-
nın Avrupa'nın güvenliği için güvence oluş-
turacağını savunuyorlar.
NATO Genel Sekreter Yardımcısı Ame-
deo de Franchi;-, bu yıl içinde imzalanacak
Avrupa Konvansiyonel Kuvvet Müzakere-
leri (AKKUM) anlaşmasının, Avrupa'nın
merkezinde ve kanatlarında güvenliği eşit
ölçüde saglama hedefiyle hazırlandığını da
savundu. Büyükelçi de Franchis'e Brüksel
1
deki NATO merkezinde yönelttiğjmiz sonı-
lar ve yanıtları şöyle:
—İki Almanya'nın içine girdiği hızlı bir-
leşme süreci NATO için ne anlama geliyor?
Biriesik Alman>
ı
a ittifaka nası] yeni yiik ve
sorumluluklar gelirecek?
DE FRA.NCHIS — Birleşrae, Almanla-
nn işi olduğuna göre Alman hükümetleri-
nin bu konudaki tavn da gelişmelere temel
oluşturacak. Bildiğiniz gibi F.Alman hükü-
meti, birleşik Almanya'run NATO'da olması
gerektiğini savunuyor. Tarafsızlık denizin-
de bir oraya bir buraya savrulan bir Alman-
ya düşüncesini reddediyorlar. D.Alman se-
çimlerinden galıp çıkan partiler de birleşik
Almanya'nın NATO'da yer almasından ya-
na. Bu tutum çok geniş bir görüşbirliğiyle
desteklenivor. Alman hükümetlerinin bu tu-
tumunun mantıklıhğı konusu geniş bir ka-
bul görüyor.
—Eger Sovyetler Biriiği, Birleşik Alman-
ya'nın NATO üyesi olmasım kabul ederse,
bunun karsılığı ne olabilir? Yeni Almanya
ile Sovyetler Biriiği arasında özel bir güven-
lik anlaşması imzalanması gündeme gele-
büir mi?
DE FRANCHIS — Sovyetler Birliği,
NATO'nun istikrar sağlayıcı rolünü hesaba
katmalıdır. NATO 40 yıldır oynadığı bu rolü
surdurmeye devam ediyor. Bunun en önemli
bileşeni de ABD ile sürekli bir ilişkiyi sağ-
lamış olmasıdır. tki dünya sa\aşı arasında,
ABD'nin kendisini Avrupa'dan ayırma yö-
nündeki eğilimi, istikrarı son derece bozu-
cu etkiler yaptı. NATO ise ABD'ye Avru-
pa'nın kalıcı ve sürekli bir parçası olma im-
kânı verdi. Sovyetler Birliği de örneğin AK-
KUM'da ABD'nin Avrupa'nın parçası ol-
duğunu kabul ediyor. ABD'nin güvenlik ro-
lü de dahil olmak üzere Avrupa'daki işlev-
lerini kabul ediyor. ABD'nin güvenlik ro-
lünun devamı da NATO'ya bağlı. Yeni Al-
manya'nın NATO üyesi olması da istikran
arttınr. Artık güvenlik konusuna çok tarafb
bir ^kiaşım geliştiriliyor. Tarihi duşunecek
olursanız, bu gerçekten de çok yeni bir an-
layış ve ulusal egemenlik haklarının terk
edilmesi anlamına da gelmiyor.
—Çeşitli ülke ve kesimlerin gündeme ge-
tirmeye basladıgı 'Yeni Avrupa güvenlik
sistemi' önerisini nasıl karsılıyorsunuz?
DE FRA.NCHIS — Avrupa'da yeni bir
miıhariye gereksinmemiz var. Yeni bir siyasi
mimari ve güvenlik sistemine... Bu sistem
askeri zıtlaşmayı, zıtlaşma tehlikesini, ge-
rilimleri ve gerilimlerin askeri zıtlaşmaya
dönüştürülmesini engellemeyi hedeflemeli.
Bu güvenlik vapısı, farklı ülkelerin askeri
gücünün kendilerine ait bir güvenlik potan-
siyeli oluşturmasını sağlamalı. Ama önce-
likle bu askeri potansiyel asgari düzeye in-
dirilmeli. fkincisi, bu askeri potansiyel hiç-
bir saldırı kolaylığı bırakmayacak şekilde
yeniden düzenlenmeli. AKKUM da zaten
bunu amaçlıyor. Bu ilk asamadan sonra, is-
tikrar önlemleri üzerinde durulmalı. Aske-
ri konularda daha çok saydamhk sağlanma-
h.
Bunun siyasi boyutu elbette geniş bir Av-
rupa çerçevciinde ele ahnmalı. Bazıları
AGtK'in kurumsaJlaştınlmasını, bir süreç-
ten kuruluşa dönüştürülmesini öngörüyor.
Ancak 35 ülkenin de veto hakkına sahip
olacağı bir kuruluşun saglıklı olabilmesi için
bazı temel direklere gereksinmesi olacaktır.
NATO bu temel direklerden biri olabilir. Bu
bizim hedeflerimiz arasında yer almalı.
HABERLERIN DEVAMI
MAGIC BOX İLK YAYININI YAPTI
Ncısıl
2 milyon liraya 'alternatif kanal9
kienecefc
Hükümette Kahveci şoku
Küitnr Servisi — ... Ve Magic
Box Star-1 kanalı "ilk hareketli
yayınım" gerçekleştirdi. Star-1
için hazırlanan jeneriğin ve
TRT'den "transfer olan" spiker-
ler Giilgün Feyman ile Miige
Oruçkaptan'ın "tanıtım
anonslannın" ardından Almanya
saatine göre ayarlanmış saatiyie
test göriintüsU ekıana geldi. Uzun
bir süredir yayını yapılan bu test
görüntüsü, nisan ayımn ortaların-
da yerini günde 4 ile 5 saat ara-
sında "Tarkçe program
yaymına" bırakacak.
Magic Box'ın dün düzenlediği
basın toplantısıyla gercekleştirdiği
"ilk hareketli yayın" gösterisine
şirketin Yönetim K.urulu Başka-
nı Tunca Toskay, Magic Box Ge-
nel Müdürü Mehmet Akköpriilü,
genel müdür yardımcısı Ekrern
Çatay ile Medya Genel Koordina-
törü Dcniz Güven katıldılar. Tos-
kay, Magic Box'ı ve yayınlan
Star-1 ile Star-2'yi tanınığı konuş-
masının ardından soruları ya-
nıtladı.
1990-91 sezonunda 14 kulübün
karşılaşmalannın naklen yayın
hakkını satın alan Magic Box,
Tuncay Toskay'ın verdiği bilgiye
göre PTT'nin "uydu mobil yer
istasyonu" aracılığıyla Türkiye'-
den canh yayınları gerçekleş-
tirecek.
Futbol karşılaşmalannın nak-
len ya>ınjmn "stat ile yayını F.A1-
manya'ya aktaracak uydu
arasındaki" bölümunün yasal
olup olmadığı şeklindeki sorumu-
zu yanıtla}an Tuncay Toskay
"PTT ile anlaşma yaplık. Yayını
uydu mobil yer istasyonu ile ak-
taracak olan PTT'nin aracı. Bu
anlamda yasal olmayan bir şcy
yok" dedi.
Eutalsat I F-5 uydusunun 8
Inönü erken seçimi zorlayacak
(Bajtarafı 1. Sayfada)
ğı beürtikli. SHP TBMM gnıp yö-
netim kurulu, MYK ile birlikte or-
tak bir toplantı yaparak gelişme-
leri gözden geçirecek. MYK yarın
da bir toplantı yaparak Inönü'-
nün zirveye götüreceği konulara
açıklık getirecek. Inönü ile Genel
Sekreter Baykal telefonla görüşe-
rek durum değerlendirmesi yap-
tılar.
Liderler zirvesirun gerçekleşme-
si konusunda, Inönü'nün "kişisd
İBİsiyatif" kullanmasından kay-
naklanan tartışmalar sürerken,
SHP lideri eleştirilere "Ulusal so-
ranlar karşısında ic poliüka tar-
bşmatannın önemsü olduğu" ge-
rekçesiyle karşı çıkıyor. Parti için-
deki eleştirilerin ise "Cumhurbas-
kam Özal'ın 'bu duyarhhğı' fır-
Mtçı bir yaklasım ile kulianma
olasılığına yol açılabilecegi" gö-
rüşlerinden kaynaklandığı belirti-
liyor.
Güneydoğu olaylarını yerinde
inceleyen TBMM heyetinin
SHP'li üyelerinden zirve çağrısı
öncesinde bilgi alan Inönü, "dn-
rumun vahim oiduğuna" dikkat
çekerek milietvekillerine cumhur-
başkanı ile de görüşebileceklerini
bildirdi. Bu konudaki gelişmeler
jöyle yasandı:
Muğla Milletvekili Musa Gök-
bd ile Adana Milletvekili Mehmet
Can Inonü'ye özetle şu noktalar-
da toplanan görüşlerini ilettiler:
"• Olaylar vahimdir. Basına
yansıdığından daha büyüktür.
• Halkın tepkisini göstermesin-
de, devletin ihmali vardır. Ancak
bu tepkide kurtuluş çaresi olarak
sokaklarda "SHP'nin, DYP'nin
ya da herhangi bir partinin adı
gecmemekte, yasadışı bölücü ör-
gütün ağırlığı duyulmaktadır. An-
kara'daki politika bölgeye gitme-
mektedir.
• Herkeste, özellikle yetkililer-
de olaylan olduğundan küçük
göstermek eğilimi vardır. Olaylar
zaman zaman basına da çarpıtı-
larak yansımaktadır."
Bu bilgiler üzerine Inönü'nün
"Olayin böyle oldugunu bilmi-
yordum" dediği öğrenilirken, mil-
letvekillerinin bu konudaki giri-
şimlerini destekleyeceğini ifade et-
tiği belirtiliyor. SHP liderinin,
milletvekillerinden Olağanüstü
"INONÜ — Kozakçıoğlu ile
görüştünüz mü?
— Herkeste olaylan kapatma,
gerçek boyutlanndan kiiçiik gös-
terme eğilimi var. Bu konuda bir-
leşiyorlar. Efendim cumhurbaş-
kanı ile görüşecek miyiz? Ne di-
yorsunuz?
tNÖNÜ — Gitmelisiniz."
Öte yandan SHP'nin geçen
günlerde toplanan parti meclisin-
de Güneydoğu'da parti örgütü-
nün olmamasının eksikliğine dik-
kat çekilerek bazı üyelerce konu-
nun önemle üzerinde durulması
gerektiği ifade edildi. Parti içi mu-
halefet sözcüleri ise "erken
seçim" hedefinin doğru olduğu-
nu ifade etmekle birlikte, parla-
mento dışı partileri kapsayan bir
"seçfan mutabakabnın" şart oldu-
ğunu söylediler. Bu üyelerden Er-
tugrul Günay, SHP'nin bu
"mutabakat" dışında, gerekirse
DSP ile masaya oturması gerek-
Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçı- tiği ve ülkenin karşı karşıya kal-
oglu ile de bir görüşme yaptıktan dığı sorunlar için "ortak bir dil
sonra tekrar kendisiyle göriişme-
lerini istedi. İki milletvekili daha
yakalaması zorunlulnğanu" dile
getirdi. Bazı üyeler bu görüşe kar-
sonra Grup Başkanvekili Hasan ş
, çıkarken, Mustafa Timisi ve ls-
Fehmi Gnneş'e cumhurbaşkamna temihan Tala> gibi Merkez Yürüt-
"gidip gilmeyecekterini" sordu- m
e Kurulu (MYK) üyelerinin ise
lar. Bunun üzerine Güneş'in ara- "sine-i millet terini' gündeme ge-
cılığıyla telefonla SHP liderini tirdikleri, gerekirse hükümete bir
arayan Gökbel ile lnönu arasın- seçim tarihi verilerek beklenmesi-
daki diyalog şöyle gelişü: n
i istediler. Seçime gidilmemesi
no.lu "transponder"ından yayin
yapacak Star-1 kanalı nisan ayı-
mn ortalannda günde 4 ile 5 saat
arasında program yayını yapma-
y?. başlayacak. Star-1 haziran
ayından başlayarak "gerçek" ya-
yınına geçecek. Kanalın haziran
ayı sonunda ulaşmayı hedefledi-
ği yayın süresi ise haftada 92 saat.
Tunca Toskay, basın toplantı-
sında Star-1'in bir "eğlence
televizyonu" oiacağını, bu doğ-
rultuda da programların tama-
raen dizi, film, opera, konser,
spor ve skeç ağırlüdı tasarlandı-
ğinı belirtti.
halinde parlamentodan çekilme-
nin gündeme getirilebileceğini dile
getirdiler.
Cumhurbaşkanımn çağrısı ar-
dından ise parti içi muhalefet ge-
nel merkezin izlediği "Cumhur-
başkanlığı ile ilgili politikalann
iflası" değerlendirmesine yaklas-
tığı bildiriliyor, ancak "diyalog"
ve "partiler aras mutabakat" tez-
lerinı destekiediği ifade ediliyor.
Dün sabah ise SHP Genel Sek-
retCT Yardımcıları Hikmet Çetin,
fstemihan Talay, Erol Çevikçe ve
MYK üyesi Mustafa Timisi son
gelişmelere ilişkin bir değerlendir-
me yaptılar. "Böylesine önemli
bir konuda, cumhurbaşkanı ile
göruşmdi ya da göruşmemeli" gi-
bi tartışmaların "yarar getirmeye-
cegi" üzerinde durdular. Bu ara-
da, İngiltere'de olan Genel Sek-
reter Deniz Baykal telefonla Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Erol Çe-
vikçe'yi arayarak bir süre görüş-
tü. Baykal ardından Genel Baş-
kan Inönü ile de bir görüsme
yaptı.
Görüşmeler ardından, bugün
ve yarın yapılacak toplantılarda
"erken seçimin ağıruklı konu ola-
rak zirveye götıiriilmesi" görüşü
benimsenirken, milletvekillerinin
de konuya ilişkin görüş ve elesti-
rilerini açıklamaları bekleniyor.
• Türkçe yayın yapacak
Magk Box Star-1 kanahnı iz-
kyebilmek için î nıetre 20 cm.
çapında bir çanak antene sa-
hip olmak yeterii otacak.
• Eutelsat 1 F-5 uydusunun
8 no.lu "transponder"!
•'BKTkez" olarak Türkiye-
Yunanistan sınınru hedefli-
yor.
• Halen çanak anteni olan
ve Star-l'i izlemek isteyenJe-
rin öncelikle "uzmaft" kışıle-
re danışarak kendi antenleri-
rrin konumunu ve hangj ka-
nallan izleyebildikJerini belir-
lemeleri gerekiyor. Buna gö-
re öncelikle çanak anıenin 10
derece doğu yönündeki Eutel-
sat 1 F-5 uydusuna çevrilme-
si ardından da "halen
rzte«e«" kanaüara göre "By-
gun LNB (caıağtıı ortasında-
ki anten cikaat'yi edinmei"
ve "receİTer"ı (alıcıyı) Star-1
için ayarlamak ya da yeni bir
aiıcıyı dçvreye sokmak izien-
tncsi gereken yol. Bir Magic
Box yetkilhi, çanak anteni
olaniar için "herkesin kendi
antenine göre yapması gere-
kenfeffn farklı" olacagmı söy-
leyerek bu "detMkH0a
M
ya-
pılacak işleme göre ortalama
700 bin lira ile 1 milyon 600
bin lira arasında değisebitece-
ğini belirtti.
• Çanak antem olmayan iz-
leyiciler ise Star-1 için bir
"uydu anten sistemi" edine-
cekler. Bunun için Magic
Box, Meta Elektronik ile an-
laşrms buiunuyor. Tanca
Toskay'ın vet-dîgi bilgiye gö-
re satın aJmadan satış soara-
sı servis hizmetine ve bir dizi
"sfgorta" işlemİBe kadar sör.
konusu çirket "derrede" ola-
cak. Edinilen bilgiye gdre
montaj masrafiarınm da he-
saba kalılmasıyla, Star-i'i iz-
leyebiimek bu koşuldakilere 1
milyon 800 bin lira ile 2 mil-
yon lira arasmda bir ücrete
mai oiacak.
(Baftarafı 1. Sayfada)
Kahveci arasında paylaşılmış ol-
du.
Kahveci'nin Maöye ve Gümrük
Bakanlığı'na getirilmesi muhafa-
zakâr eğilimü ANAP'lılar arasın-
da şaşkınhk yarattı. Devlet Baka-
nı Vehbi Dinçerler, Kahveci'nin
bu göreve getirileceğini hiç düşün-
mediğini kuliste dile getirerek
"Bakan adaytan arasında en son
akla gelebflecek isimdi" dedi.
Muhafazakârlann önde gelen
isimierinden Hüsnü Doğan ise
Kahveci'nin atanmasıyla ilgili yo-
rum yapmadı. Ancak Doğan'ın,
Devlet Bakanlığı döneminde
ANAP gmbundan yoğun eleştiri-
ler alan Kahveci'nin Maliye ve
Gümrük Bakanlığı'na getirümesi-
nin gruptaki tepkileri arttıracağı
endişesini taşıdığı öğrenildi.
Pakdemirli'nin istifa ettiği Ba-
kanlar Kurulu toplantısında isti-
fası son anda önlenen Devlet Ba-
kanı Cerail Çiçek'in kırgınlığı da
sürüyor. Pakdemirli'nin hüküme-
te yönelik eleştirılerini paylaştığı
ifade edilen Çiçek'in bir süre da-
ha bakanlıkta kalarak gelişmele-
ri izlemeye ikna edildiği bildiril-
di. Ancak Çiçek'in uzun süre gö-
revde kalmayacağı öne süriilüyor.
Başbakan Akbulut ile Bakan-
lar Kurulu toplantısından sonra
bir araya gelen Adalet Bakanı Oi-
tan Sungurin, Devlet bakanları
Kemal Akkaya ve tbrahim Özde-
mir için de Kahveci'nin atanması
"sürpriı" oldu. Sungurlu'nun,
ANAP grubunda Kahveci'ye yö-
nelik tepkilerden endişe duyduğu
belirtildi. Başbakan Akbulut'a
yakınlığı nedeniyle fıilen başba-
kan yardımcılığı görevini yürüten
Sungurlu'nun da lıükümetin genel
durumu, bakanlar arasmda koor-
dinasyonun sağlanamaması, parti
içerisindeki tepkilerin giderileme-
mesinden rahatsız olduğu bil-
dirildi.
ANAP grubu içerisinde
"uziaşmaa" yapısı nedeniyle des-
tek goren Suııgurlu, yeni istifala-
n önlemek için ANAP yönetici-
leri ve bazı bakanlar ile yakın te-
masta bulunuyor. Devlet Bakanı
Mustafa Taşar da bakanlar ve
milletvekilleriyle sık sık görüşerek
tepkileri yatıştırmaya çalışıyor.
Dışişleri Rakanlığı'ndan istifa
ederek genel başkanlık yanşına
katılan Mesut Yılmaz, dün gece
kendisine yakın ANAP milletve-
killeriyle bir araya gelerek durum
değerlendirmesi yaptı. Yılmaz bu
toplantıda, Pakdemirli ile buluş-
ması konusunda da bilgi vererek
"Sayın Pakdemirli benimle otu-
rap konusmak istedi. Kabul et-
tim. Hıikümetin genel işleyişine
ilişkin eleştirilerine ve tespitkrine
katılıyorum. Ancak aramızda ge-
lecege yönelik bir anlaşma olma-
dı" dedi.
Mesut Yılmaz'ın katıldığj top-
lantıda, liberal bazı ANAP'hlar,
Pakdemirli'nin kongrede Mesut
Yılmaz'a gidecek oylan bölmek
amacıyla Cumhurbaşkanı Turgur
özal'ın da bilgisi dahilinde ba-
kanlıktan istifa ettirildiği değer-
lendirmesini yaptılar.
Adının apklanmasını isfeme-
yen ve Yılmaz'ın yanlnda yer alan
bir liberal ANAP'lı, Cumhuriyet
muhabirine şu değerlendirmeyi
yaptı:
"Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
artık Yıldınm Akbnlut'tan umu-
duno kesmistir. Yeni arayışlar»
girmiştir. Ekrem Pakdemirli bu
nedenle bakanlıktan a>nlarak ge-
nel başkanlık vanşına sokultnuş-
tar. Pakderairü muhafazakâr egi-
lim içerisinde liberaüeri bölmek
için en uygun isimdir."
Toplantıda, toplanacak olan
Merkez Karar Yönetim Kurulu'-
nda ANAP kongresinin erkene
almmasmın istenmesi de kararlaş-
tınldı.
Hasan Celal Güzel yanlılan da
Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na
Adnan Kahveci'nin getirilmesine
sert tepki gösterdiler. Güzel yan-
daşları, Devlet Bakanlığı döne-
minde Kahveci hakkında. grupta
soru önergeleri hazırlandığını ifa-
de ederek "Grubun tepkisi bilin-
digi halde Köşk'e yakın bir isim
Pakdemirli'nin yerine getirilmiş-
tir" dediler.
Güzelciler de Merkez Karar
Yönetim Kurulu'nda kongrenin
erkene alınması önerisini günde-
me getirecekler. Hasan Celal Gü-
zel, olağan kongrenin 18 haziran-
da toplanmasını uygun gördüğü-
nü, bu tarihte kongrenin bazı güç-
lükler nedeniyle toplanamaması
halinde en geç bu yılın sonbaha-
rına kadar kongreye gidilmesi ge-
rektiğini söyledi.
ANAP Başkanlık Divanı'nda
Adnan Kahveci'nin Maliye ve
Gümrük Bakanlığı'na getirilmesi-
ni açıkça destekleyen tek kişinin
Teşkilat Başkanı Orfcan Demirtaf
olduğu belirlendi. Demirtaj,
"K^nvefi'nin eskiden bakanlık
deneyimi var. Hem, eli sıkı bir ar-
kadaş&r. Eli sıkı bir kişinin Ma-
liye Bakanı olmasında yarar var",
dedi. ;
ANAP Başkanlık Divanı'nın
diğer üyeleri, kuliste yakın cevre-.
lerine Merkez Karar ve
Yönetim
Kurulu toplantısını bekledikleri-
ni, MKYK'dan sonra durumu bir
kez daha değerlendirerek yöne-
timden "İstifa edip ermeme" ko-
nusunda karar alacaklannı ifade
ettiler.
Mecliste yorumlar
Kahveci'nin Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'na atandığı saat 16.30
sıralarında ANAP kulisine gelen
gazeteciler tarafından milietvekil-
lerine duyuruldu. Devlet Bakanı
Vehbi Dinçerler, az önce "Kah-
veci atanmaz" tahmininde bulun-
duğu için atamayı öğrendiğinde
"Bnna kendisinin de inanmama-
sı mümkün. Ancak oraya bir mii-
bendis lazımmış. Son zamanlar-
da tahminlerimde yanılıyorum.
Bir süre tahminde bnlunmaktan
kaçınacagım" diye konuştu.
ANAP Niğde Milletvekili Haydar
ÖzaJp, "Bu saatten sonraya çay-
cı ya da Kahveci olurdu zaten"
değerlendinnesini yaptı. Milletv©'
killeri şaşkınlık içerisinde birbir-
lerine gelişmeleri sorarken, Ad-
nan Kahveci, gazetecilerin ısrartt
haber göndermelerine karşın ge-*
ne! kuruldan çıkmadı. Kahveci,-
genel kurulda milletvekilleri sıra-
larında eski Bakan Pakdemirli ile
yan yana oturdu. ANAP Teşkilat
Başkanı Ercan Vuralhan, kuliste
gazeiecilere, "Kendisi de bakan-
lıga atandıfına inanmıyor. H
bir şaka olabilir" diyor dedi.