26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 31 MART 1990 Almanya için birleşme turları sürüyorUemokratik Almanya'da seçimlerin ardından koalisyon oluşturma çabaları devam ederken, Federal Alman Başbakanı Helmut Kohl İngiltere'de Margaret Thatcher ile "birleşme, Avrupa ve AGİK sürecini" görüşüyor. JT ederalAlman Başbakanı Helmut Kohl, "Almanya'nın birleşmesini isteyenler Almanya'nın Avrupa'ya kazandırılması için Avrupa Birliği'negönül vermelidirler" dedi. BERLİN / LONDRA (Cumhuriyel) — Demokratik Almanya'nın başkentinde hü- kümet kurma çalışmalarının uzaması hal- kı tedirgin ediyor. Doğu Berlin'de dün halk bahar havası içinde hafta sonu tatiline baş- larken koalisyon görüşmeleri sonuç alına- madan sürdü. Sosyal demokratlar ve mu- hafazakâr partiler birbirinden ayrı olarak koalisyon şartlarmı tartıştılar. Almanya'nın ne zaman, nasıl ve hangi şartlar altında birleşeceği sorunu şimdilik askıya alındı. Bütün gözler Doğu Berlin'e, hükümet kurma çalışmalanna çevrili. Federal Alman Başbakam Helmut Kohl ise resmi bir ziyaret için bulunduju Lond- ra'da temaslannı sürdürüyor. AZERBAYCAN Bakü, Gorbi'den yardım ıstediErmeni çetelerin Azeri köylerine karşı giriştıği saldırılar sürüyor. Azerbaycan'da son üç gün içinde 40 Ermeninin silahlarıyla birlikte yakalandığı haber veriliyor. Diş Habcrier Servisi — Sovyetler Birti- ği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nde Azeri- Ermeni gerginliği giderek tırmanıyor. Er- meni çetelerin Azerbaycan köylerine duzen- lediği saldınlarda, dün de 3 Azeri öldü. Son üç gün içinde Azerbaycan-Ermenistan sını- nnda 40 silahh Ermeninin yakalandığı bil- diriliyor. Azerbaycan, SSCB Başkanı Mi- hail Gorbaçov'dan Ermeni eylemlerini ön- lemesini istedi. Bakü radyosu, dün verdiği haberinde si- lahlı Ermeni militanların, Azeri köylerine saldınlannı sürdürdüğünü, dün Alibeyli kö- yüne yapılan baskında 3 Azerinin öldürül- düğünü bildirdi. Erzurum büromuzun ha- berine göre, Bakü radyosu, baskınla ilgıli olarak 4 Ermeni militanın silahlarıyla ele geçirildiğini duyurdu. SSCB Haber Ajansı TASS da, son çatış- malarda, Nahcivan bölgesindeki halkı silah- lı saldınlardan korumakla görevli 33 yaşın- daki bir Komünist Parti görevlisinin öldü- ğünü bildirdi. Azerbaycan'ın Moskova Maslahatgüzâ- rı Zahur Rüstemzade Moskova'daki Azer- baycan temsilciliğinde düzenlediği basın toplantısında, son üç gün içinde 40 Erme- ninin, otomatik tüfek, el bombalan ve av tüfekleriyle yakalandıklannı kaydetti. Rüstemzade'nin yaptığı açıklamaya gö- re, Azerbaycan Yüksek Sovyeti'nin üyele- ri, Başkan Gorbaçov'un, Ermenistan- Azerbaycan smın boyunca olağanüstü du- rum ilan etmesini ve böylece Ermeni saldır- ganlann eylemlerinin önlenmesini istediler. Azerbaycan'da 19 ocakta ilan edilen ola- ğanüstü durum sonrasında, halkın elinde- ki silahlann çok büyük bir bölümü toplan- mıştı. tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, iki günlük bir ziyaret için Ingiltere'ye gelen Batı Almanya Başbakanı Helmut Kohl onu- runa verdiği yemekte, "Doğu Avrupa'da eski dozen ortadan kalkarken Avrupa tşbirliği ve Güvenlik Konferansı (AGİK) yeni bir gö- riişme ve tartışma fonımu olmalı" dedi. Av- rupa Topluluğu yerine, Helsinki Forumunu öne çıkartmaya çalışmasına karşı Batı Al- manya Başbakanı Kohl "sözünü esirgemeden" bir yanıt vererek "Almanya- lann birleşmesini isteyenler, Almanya'nın Avrupa'ya kazandınlması için ber şeyden önce Avrupa'nın birligine gönül vermelidir" şeklinde konuştu. Böylece, Avrupa'nın or- tasında dev bir guç olmaya hazırlanan Al- manya ile Avrupa'nın sureklı kenarında kal- maya özen gösteren Thatcher Ingilteresi ara- sında Avrupa'nın geleceği hakkındaki en önemli fark, liderleri tarafından açıkça or- taya konmuş oidu. Batı Almanya Başbakanı Helmut Kohl, İngiltere ile Batı Almanya arasında 40 yıl- dan beri yapılmakta olan "Konigswinter Konferanslan"nın yıldönümu nedeniyle perşembe günu geç saatlerde Cambridge'e geldi. Dün de Londra'da görüşmelerini sür- dürdüler. Helmut Kohl'un kısa ziyareti hafta başın- da da Fransa Başbakanı Michel Rocard'ın yine kısa ziyaretinı izliyor. Fransa Cumhur- başkanı François Mitterrand'ın mayıs ayın- da Ingiltere'yi ziyareti bekleniyor. Avrupa Birliği'nin iki hareketli savunucıısu Kohl ve Mitterrand'ın ziyaretleri, birliğe karşı sürekli çekingen bir tavır takınan Başbakan Thatc- her'i yumuşatmayı amaçlıyor. Ancak ikti- dan sallantılı ve tartıjılır hale gelmesine rağ- men Thatcher'in, savunduğu siyasetlerde hiçbir yumuşamaya yanaşması ya da orta- ya yeni ve farklı görüşler atması da beklen- miyor. Nitekim, "Avnıpa GüvenJik ve Işbir- ligi KonferansT'na daha geniş bir yetki öne- rirken Thatcher, Avrupa'da halen en zayıf bir kurumu öne çıkartmaya çalışıyordu. Bu kurumun daimi bir merkezi yok, kararları sürekli orta - yol bularak konsensusla alı- yor, yaptırım gücü yok. Böyle bir kurumu Avrupa'nın geleceğini çizmek için önermek, mümkün olan en zayıf birime bu görevi yüklemek anlamında. Gözlemciler, Başba- kan Thatcher'in hiç olmazsa Avrupa Top- luluğu'nu savunur bir konuşma yapmasının uygun olduğu görüşündeler. Thatcher ile Kohl arasındaki diğer bir önemli fark ise halk nazanndaki durumla- nnda ortaya çıkıyor. Kohl, iki Almanya'nm birleşmesini onaylayan siyasetin üstün gel- diği Doğu Almanya'daki seçimin "galibi" "Independent" gazetesi iki liderin konum- larından "Kohl, Avrupa'nın en sevilen ol- masa bile en iltifat edilen devlet adamı. Thalcher ise adınunı nereye atacagını şaşır- mtş bir durumda ve uluslararası gelişmeie- re de ba yıizden ayak uyduramıyor" diye söz etti. Öte yandan F. Alman Başbakam Kohl dün Londra'da yaptığı açıklamada Polon- ya sınırı konusunda yeni bir Öneri getirdı. Almanya birleştikten sonra Polonya ile bağ- BALTIK CUMHURtYETLERİ Litvanya'nın başkenti Vilnius'taki Lenin heykeli, gerginlige karşın yerini konıyor. (Foidfraf: Reırter) Estonya da aynlıyorLitvanya'dan sonra Estonya Parlamentosu 'aşamalı bağımsızlık' programını kabul etti. Moskova, Litvanya'ya kendi istediği başsavcının atanmasına karşı çıkıiınca başkent Vilhius'taki savcıhk binası, Sovyet askerlerince işgal edildi. MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği - nin Baltık kıyısmdaki cumhuriyelerinden Litvanya'dan sonra Estonya da bağımsız- lık yolunda ilk adımını attı. Estonya Parlamentosu, dün akşam yap- tığı bir oylamada, bünyesindeki en büyük grubu oluşturan Halk Cephesi'nin önerdi- ği "aşamalı bağımsızlık" programını bü- yük bir çoğunlukla kabul etti. Tallinn'deki gazetecilerden elde edilen bilgilere göre Halk Cephesi'nin önerdiği ba- ğımsızlık projesi, Sovyet askerlerinin 1940 yılındaki işgal eyleminin, bağımsız Eston- ya devletinin varhğım ortadan kaldırmadı- ğını ve Estonya devletinin "işgal altındaki" bugünkü statükosunun ortadan kaldınla- rak bağımsızlığın canlandınlmasım ön- göruyor. Kabul edilen tasan, Estonya'nın geçici bir hükümet kurduktan sonra Moskova ile bağımsızlık konusunda goruşmelere başlan- masınj, bu göriışmeler sürerken de cumhu- riyetin ekonomik ve polıtik bagımsızhğı için gerekli zeminin hazırlanmasını öngörüyor. Estonya Parlamentosu'ndaki sandalye- lerin yaklaşık dörtte birini kontrol eden Slav kökenli azınlıkları memnun etmek için ta- sanya eklenen 'gecis dönemi boyunca ann- lıklann tiim haklardan yararianmasTna iliş- kin maddenin ise istenen etkiyi yaratmadı- ğı bildirildi. Sonucta, oylamaya katılmayan azınlık temsilcisi milletvekillerinin dışındaki tüm milletvekillerinin oyuyla bağımsızlık programı kabul edildi. Estonya Parlamentosu'nun, Litvanya'- nın bağımsızlık ilanını desteklemek amacıy- la yayımlayacağı bildirıye ilişkin görüşrne- ler ve oylama ise pazartesi gtinüne kaJdı. AP'nin haberine göre, Moskova yöneti- mi Litvanya'ya kendi istediği bassavcıyı ata- mak istedi. Ancak bu isteğe Litvanyalı yet- kililerin direnmesi üzerine dün gece Sovyet askerleri başkent Vilnius'taki savcıhk bina- sını işgal ettiler. Litvanya hükümetinin par- lamentosunun bir sözcüsü dün gece televiz- yondan yaptığı açıklamada Sovyet tçişleri Bakanlığı'na bağlı birliklerin bazı Litvan- yalıların da yardımıyia binaya zorla girdik- lerini kaydetti. Sozcü, Sovyet yönetünini ül- kesinin bağımsızlığını çiğnemekle suçladı. Moskova'da bir açıklama yapan Sovyet lçiş- leri Bakanlığı sözcüsü de savcıhk binası iş- galini doğruladı. Askerlerin aynı zamanda KP Tarihi Enstitüsü bınasına da girdikleri- ni söyledi. layıcı bir antlaşma imzalanacağını bildiren Kohl, buna karşılık Polonya'nın "Yurdun- dan kovulan Almanlara haksızlık yapıldı- ğını kabuJ elmesini" istiyor. "Yurdundan kovulanlardan" kasıt İkin- ci Dünva Savası'ndan sonra Polonya')^ ve- rilen Alman topraklarını terk edip batıya goç edenler. Varşova ise haklı olarak "Bu- nun savaştan sonra muttefikler tarafından kararlaştınldığını, heksızlık değil Almanla- rın yenilgisinin doğal bir sonucu olduğunu" söylüyoT ve savaşı Polonya'nın veya mütte- fiklerin değil, Almanlann başlattığına dik- kat çekiyor. Savaş sonrasının karanlık bir sayfası da- ha şu günlerde gün ışığına çıklı. Demokra- tik Almanya'nın iki yerinde tesadüfen or- taya çıkartılan kitlesei mezarlar Sovyet iş- gali sırasında suçsuz insanlann da hayatım kaybettiğini gösterdi. Savaştan sonra Doğu Almanya'yı işgal eden Sovyetler Birliği'nin Nazilerin toplama kamplannı kendi amaç- lan için kullanmaya devam ettiği de kanıt- landı. Stalin'in gizli polisi NKWD 1945 - 1950 yılları arasında Doğu Almanya'da 11 toplama kampı kurmuş ya da Nazilerden devralmıştı. Kamplar Alman savaş suçlula- rını yani eski Nazileri barındıracaktı. Şim- di doğrulanan bilgilere göre kamplarda yal- mz eski Naziler değil sosyal demokratlar, ye- ni rejimin aleyhtarları ve suçsuz kişiler de bulunuyordu. II kamptakı 200 bin tutuk- ludan 90 bininin 5 yıl içinde açlıktan ve ağır çalışma koşulları yüzünden öldüğü saptandı. Doğu Berlin'deki "tşçi Hareketi Tarihi Enstitüsü", Stalin kurbanlannın akıbetini incelemek için özel bir komisyon kurdu. Ko- misyona başkanlık eden Prof. Lutz Priess kendilerine her gün yüzlerce mektup ulaş- tığını anlatıyor. Mektuplarda özellikle ka- dınlar, savaştan beri haber almadıkları eş- lerinin ve yakınlarının adlannı veriyor ve bunların kamp kayıtlarından bulunmasım istiyor. Sovyet gizli polisinin kayıtlan Mos- kova'daki arşivlerde saklı. Toplu mezarlar- daki cesetler ise tamnmayacak halde. Doğu Almanya'da son zamana kadar Sovyetler Birliği aleyhinde konuşmak yasak olduğu için kamplarda ölen suçsuz insan- lann yakınları ancak şimdi seslerini yuksel- tebiliyorlar. Tazminat taleplerinin ise borç içinde yüzen Doğu Alman devleti tarafın- dan karşılanamayacağı bildiriliyor. NATO/BİRLEŞİKALMANYA Avrupa'da yeni mimari arayışıYASEMÎN ÇONGAR BRÜKSEL — İki Almanya'nın birleşme- siyle yepyeni bir döneme girecek olan Doğu- Batı ilişkilerinin yürütüleceği temel plat- form olarak Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı (AGlK) görülüyor. Bu düşün- ce, AGtK'in sosyal ve siyasi işlevlerinin ya- nı sıra ekonomik ve askeri alanlardaki et- kinliğinin artünlmasım da gerektiriyor. Ku- zey Atlantik Ittifakı'mn (NATO) kurmay- ları, AGlK sürecinde ısrarla yer alınması- nın Avrupa'nın güvenliği için güvence oluş- turacağını savunuyorlar. NATO Genel Sekreter Yardımcısı Ame- deo de Franchi;-, bu yıl içinde imzalanacak Avrupa Konvansiyonel Kuvvet Müzakere- leri (AKKUM) anlaşmasının, Avrupa'nın merkezinde ve kanatlarında güvenliği eşit ölçüde saglama hedefiyle hazırlandığını da savundu. Büyükelçi de Franchis'e Brüksel 1 deki NATO merkezinde yönelttiğjmiz sonı- lar ve yanıtları şöyle: —İki Almanya'nın içine girdiği hızlı bir- leşme süreci NATO için ne anlama geliyor? Biriesik Alman> ı a ittifaka nası] yeni yiik ve sorumluluklar gelirecek? DE FRA.NCHIS — Birleşrae, Almanla- nn işi olduğuna göre Alman hükümetleri- nin bu konudaki tavn da gelişmelere temel oluşturacak. Bildiğiniz gibi F.Alman hükü- meti, birleşik Almanya'run NATO'da olması gerektiğini savunuyor. Tarafsızlık denizin- de bir oraya bir buraya savrulan bir Alman- ya düşüncesini reddediyorlar. D.Alman se- çimlerinden galıp çıkan partiler de birleşik Almanya'nın NATO'da yer almasından ya- na. Bu tutum çok geniş bir görüşbirliğiyle desteklenivor. Alman hükümetlerinin bu tu- tumunun mantıklıhğı konusu geniş bir ka- bul görüyor. —Eger Sovyetler Biriiği, Birleşik Alman- ya'nın NATO üyesi olmasım kabul ederse, bunun karsılığı ne olabilir? Yeni Almanya ile Sovyetler Biriiği arasında özel bir güven- lik anlaşması imzalanması gündeme gele- büir mi? DE FRANCHIS — Sovyetler Birliği, NATO'nun istikrar sağlayıcı rolünü hesaba katmalıdır. NATO 40 yıldır oynadığı bu rolü surdurmeye devam ediyor. Bunun en önemli bileşeni de ABD ile sürekli bir ilişkiyi sağ- lamış olmasıdır. tki dünya sa\aşı arasında, ABD'nin kendisini Avrupa'dan ayırma yö- nündeki eğilimi, istikrarı son derece bozu- cu etkiler yaptı. NATO ise ABD'ye Avru- pa'nın kalıcı ve sürekli bir parçası olma im- kânı verdi. Sovyetler Birliği de örneğin AK- KUM'da ABD'nin Avrupa'nın parçası ol- duğunu kabul ediyor. ABD'nin güvenlik ro- lü de dahil olmak üzere Avrupa'daki işlev- lerini kabul ediyor. ABD'nin güvenlik ro- lünun devamı da NATO'ya bağlı. Yeni Al- manya'nın NATO üyesi olması da istikran arttınr. Artık güvenlik konusuna çok tarafb bir ^kiaşım geliştiriliyor. Tarihi duşunecek olursanız, bu gerçekten de çok yeni bir an- layış ve ulusal egemenlik haklarının terk edilmesi anlamına da gelmiyor. —Çeşitli ülke ve kesimlerin gündeme ge- tirmeye basladıgı 'Yeni Avrupa güvenlik sistemi' önerisini nasıl karsılıyorsunuz? DE FRA.NCHIS — Avrupa'da yeni bir miıhariye gereksinmemiz var. Yeni bir siyasi mimari ve güvenlik sistemine... Bu sistem askeri zıtlaşmayı, zıtlaşma tehlikesini, ge- rilimleri ve gerilimlerin askeri zıtlaşmaya dönüştürülmesini engellemeyi hedeflemeli. Bu güvenlik vapısı, farklı ülkelerin askeri gücünün kendilerine ait bir güvenlik potan- siyeli oluşturmasını sağlamalı. Ama önce- likle bu askeri potansiyel asgari düzeye in- dirilmeli. fkincisi, bu askeri potansiyel hiç- bir saldırı kolaylığı bırakmayacak şekilde yeniden düzenlenmeli. AKKUM da zaten bunu amaçlıyor. Bu ilk asamadan sonra, is- tikrar önlemleri üzerinde durulmalı. Aske- ri konularda daha çok saydamhk sağlanma- h. Bunun siyasi boyutu elbette geniş bir Av- rupa çerçevciinde ele ahnmalı. Bazıları AGtK'in kurumsaJlaştınlmasını, bir süreç- ten kuruluşa dönüştürülmesini öngörüyor. Ancak 35 ülkenin de veto hakkına sahip olacağı bir kuruluşun saglıklı olabilmesi için bazı temel direklere gereksinmesi olacaktır. NATO bu temel direklerden biri olabilir. Bu bizim hedeflerimiz arasında yer almalı. HABERLERIN DEVAMI MAGIC BOX İLK YAYININI YAPTI Ncısıl 2 milyon liraya 'alternatif kanal9 kienecefc Hükümette Kahveci şoku Küitnr Servisi — ... Ve Magic Box Star-1 kanalı "ilk hareketli yayınım" gerçekleştirdi. Star-1 için hazırlanan jeneriğin ve TRT'den "transfer olan" spiker- ler Giilgün Feyman ile Miige Oruçkaptan'ın "tanıtım anonslannın" ardından Almanya saatine göre ayarlanmış saatiyie test göriintüsU ekıana geldi. Uzun bir süredir yayını yapılan bu test görüntüsü, nisan ayımn ortaların- da yerini günde 4 ile 5 saat ara- sında "Tarkçe program yaymına" bırakacak. Magic Box'ın dün düzenlediği basın toplantısıyla gercekleştirdiği "ilk hareketli yayın" gösterisine şirketin Yönetim K.urulu Başka- nı Tunca Toskay, Magic Box Ge- nel Müdürü Mehmet Akköpriilü, genel müdür yardımcısı Ekrern Çatay ile Medya Genel Koordina- törü Dcniz Güven katıldılar. Tos- kay, Magic Box'ı ve yayınlan Star-1 ile Star-2'yi tanınığı konuş- masının ardından soruları ya- nıtladı. 1990-91 sezonunda 14 kulübün karşılaşmalannın naklen yayın hakkını satın alan Magic Box, Tuncay Toskay'ın verdiği bilgiye göre PTT'nin "uydu mobil yer istasyonu" aracılığıyla Türkiye'- den canh yayınları gerçekleş- tirecek. Futbol karşılaşmalannın nak- len ya>ınjmn "stat ile yayını F.A1- manya'ya aktaracak uydu arasındaki" bölümunün yasal olup olmadığı şeklindeki sorumu- zu yanıtla}an Tuncay Toskay "PTT ile anlaşma yaplık. Yayını uydu mobil yer istasyonu ile ak- taracak olan PTT'nin aracı. Bu anlamda yasal olmayan bir şcy yok" dedi. Eutalsat I F-5 uydusunun 8 Inönü erken seçimi zorlayacak (Bajtarafı 1. Sayfada) ğı beürtikli. SHP TBMM gnıp yö- netim kurulu, MYK ile birlikte or- tak bir toplantı yaparak gelişme- leri gözden geçirecek. MYK yarın da bir toplantı yaparak Inönü'- nün zirveye götüreceği konulara açıklık getirecek. Inönü ile Genel Sekreter Baykal telefonla görüşe- rek durum değerlendirmesi yap- tılar. Liderler zirvesirun gerçekleşme- si konusunda, Inönü'nün "kişisd İBİsiyatif" kullanmasından kay- naklanan tartışmalar sürerken, SHP lideri eleştirilere "Ulusal so- ranlar karşısında ic poliüka tar- bşmatannın önemsü olduğu" ge- rekçesiyle karşı çıkıyor. Parti için- deki eleştirilerin ise "Cumhurbas- kam Özal'ın 'bu duyarhhğı' fır- Mtçı bir yaklasım ile kulianma olasılığına yol açılabilecegi" gö- rüşlerinden kaynaklandığı belirti- liyor. Güneydoğu olaylarını yerinde inceleyen TBMM heyetinin SHP'li üyelerinden zirve çağrısı öncesinde bilgi alan Inönü, "dn- rumun vahim oiduğuna" dikkat çekerek milietvekillerine cumhur- başkanı ile de görüşebileceklerini bildirdi. Bu konudaki gelişmeler jöyle yasandı: Muğla Milletvekili Musa Gök- bd ile Adana Milletvekili Mehmet Can Inonü'ye özetle şu noktalar- da toplanan görüşlerini ilettiler: "• Olaylar vahimdir. Basına yansıdığından daha büyüktür. • Halkın tepkisini göstermesin- de, devletin ihmali vardır. Ancak bu tepkide kurtuluş çaresi olarak sokaklarda "SHP'nin, DYP'nin ya da herhangi bir partinin adı gecmemekte, yasadışı bölücü ör- gütün ağırlığı duyulmaktadır. An- kara'daki politika bölgeye gitme- mektedir. • Herkeste, özellikle yetkililer- de olaylan olduğundan küçük göstermek eğilimi vardır. Olaylar zaman zaman basına da çarpıtı- larak yansımaktadır." Bu bilgiler üzerine Inönü'nün "Olayin böyle oldugunu bilmi- yordum" dediği öğrenilirken, mil- letvekillerinin bu konudaki giri- şimlerini destekleyeceğini ifade et- tiği belirtiliyor. SHP liderinin, milletvekillerinden Olağanüstü "INONÜ — Kozakçıoğlu ile görüştünüz mü? — Herkeste olaylan kapatma, gerçek boyutlanndan kiiçiik gös- terme eğilimi var. Bu konuda bir- leşiyorlar. Efendim cumhurbaş- kanı ile görüşecek miyiz? Ne di- yorsunuz? tNÖNÜ — Gitmelisiniz." Öte yandan SHP'nin geçen günlerde toplanan parti meclisin- de Güneydoğu'da parti örgütü- nün olmamasının eksikliğine dik- kat çekilerek bazı üyelerce konu- nun önemle üzerinde durulması gerektiği ifade edildi. Parti içi mu- halefet sözcüleri ise "erken seçim" hedefinin doğru olduğu- nu ifade etmekle birlikte, parla- mento dışı partileri kapsayan bir "seçfan mutabakabnın" şart oldu- ğunu söylediler. Bu üyelerden Er- tugrul Günay, SHP'nin bu "mutabakat" dışında, gerekirse DSP ile masaya oturması gerek- Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçı- tiği ve ülkenin karşı karşıya kal- oglu ile de bir görüşme yaptıktan dığı sorunlar için "ortak bir dil sonra tekrar kendisiyle göriişme- lerini istedi. İki milletvekili daha yakalaması zorunlulnğanu" dile getirdi. Bazı üyeler bu görüşe kar- sonra Grup Başkanvekili Hasan ş , çıkarken, Mustafa Timisi ve ls- Fehmi Gnneş'e cumhurbaşkamna temihan Tala> gibi Merkez Yürüt- "gidip gilmeyecekterini" sordu- m e Kurulu (MYK) üyelerinin ise lar. Bunun üzerine Güneş'in ara- "sine-i millet terini' gündeme ge- cılığıyla telefonla SHP liderini tirdikleri, gerekirse hükümete bir arayan Gökbel ile lnönu arasın- seçim tarihi verilerek beklenmesi- daki diyalog şöyle gelişü: n i istediler. Seçime gidilmemesi no.lu "transponder"ından yayin yapacak Star-1 kanalı nisan ayı- mn ortalannda günde 4 ile 5 saat arasında program yayını yapma- y?. başlayacak. Star-1 haziran ayından başlayarak "gerçek" ya- yınına geçecek. Kanalın haziran ayı sonunda ulaşmayı hedefledi- ği yayın süresi ise haftada 92 saat. Tunca Toskay, basın toplantı- sında Star-1'in bir "eğlence televizyonu" oiacağını, bu doğ- rultuda da programların tama- raen dizi, film, opera, konser, spor ve skeç ağırlüdı tasarlandı- ğinı belirtti. halinde parlamentodan çekilme- nin gündeme getirilebileceğini dile getirdiler. Cumhurbaşkanımn çağrısı ar- dından ise parti içi muhalefet ge- nel merkezin izlediği "Cumhur- başkanlığı ile ilgili politikalann iflası" değerlendirmesine yaklas- tığı bildiriliyor, ancak "diyalog" ve "partiler aras mutabakat" tez- lerinı destekiediği ifade ediliyor. Dün sabah ise SHP Genel Sek- retCT Yardımcıları Hikmet Çetin, fstemihan Talay, Erol Çevikçe ve MYK üyesi Mustafa Timisi son gelişmelere ilişkin bir değerlendir- me yaptılar. "Böylesine önemli bir konuda, cumhurbaşkanı ile göruşmdi ya da göruşmemeli" gi- bi tartışmaların "yarar getirmeye- cegi" üzerinde durdular. Bu ara- da, İngiltere'de olan Genel Sek- reter Deniz Baykal telefonla Ge- nel Sekreter Yardımcısı Erol Çe- vikçe'yi arayarak bir süre görüş- tü. Baykal ardından Genel Baş- kan Inönü ile de bir görüsme yaptı. Görüşmeler ardından, bugün ve yarın yapılacak toplantılarda "erken seçimin ağıruklı konu ola- rak zirveye götıiriilmesi" görüşü benimsenirken, milletvekillerinin de konuya ilişkin görüş ve elesti- rilerini açıklamaları bekleniyor. • Türkçe yayın yapacak Magk Box Star-1 kanahnı iz- kyebilmek için î nıetre 20 cm. çapında bir çanak antene sa- hip olmak yeterii otacak. • Eutelsat 1 F-5 uydusunun 8 no.lu "transponder"! •'BKTkez" olarak Türkiye- Yunanistan sınınru hedefli- yor. • Halen çanak anteni olan ve Star-l'i izlemek isteyenJe- rin öncelikle "uzmaft" kışıle- re danışarak kendi antenleri- rrin konumunu ve hangj ka- nallan izleyebildikJerini belir- lemeleri gerekiyor. Buna gö- re öncelikle çanak anıenin 10 derece doğu yönündeki Eutel- sat 1 F-5 uydusuna çevrilme- si ardından da "halen rzte«e«" kanaüara göre "By- gun LNB (caıağtıı ortasında- ki anten cikaat'yi edinmei" ve "receİTer"ı (alıcıyı) Star-1 için ayarlamak ya da yeni bir aiıcıyı dçvreye sokmak izien- tncsi gereken yol. Bir Magic Box yetkilhi, çanak anteni olaniar için "herkesin kendi antenine göre yapması gere- kenfeffn farklı" olacagmı söy- leyerek bu "detMkH0a M ya- pılacak işleme göre ortalama 700 bin lira ile 1 milyon 600 bin lira arasında değisebitece- ğini belirtti. • Çanak antem olmayan iz- leyiciler ise Star-1 için bir "uydu anten sistemi" edine- cekler. Bunun için Magic Box, Meta Elektronik ile an- laşrms buiunuyor. Tanca Toskay'ın vet-dîgi bilgiye gö- re satın aJmadan satış soara- sı servis hizmetine ve bir dizi "sfgorta" işlemİBe kadar sör. konusu çirket "derrede" ola- cak. Edinilen bilgiye gdre montaj masrafiarınm da he- saba kalılmasıyla, Star-i'i iz- leyebiimek bu koşuldakilere 1 milyon 800 bin lira ile 2 mil- yon lira arasmda bir ücrete mai oiacak. (Baftarafı 1. Sayfada) Kahveci arasında paylaşılmış ol- du. Kahveci'nin Maöye ve Gümrük Bakanlığı'na getirilmesi muhafa- zakâr eğilimü ANAP'lılar arasın- da şaşkınhk yarattı. Devlet Baka- nı Vehbi Dinçerler, Kahveci'nin bu göreve getirileceğini hiç düşün- mediğini kuliste dile getirerek "Bakan adaytan arasında en son akla gelebflecek isimdi" dedi. Muhafazakârlann önde gelen isimierinden Hüsnü Doğan ise Kahveci'nin atanmasıyla ilgili yo- rum yapmadı. Ancak Doğan'ın, Devlet Bakanlığı döneminde ANAP gmbundan yoğun eleştiri- ler alan Kahveci'nin Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na getirümesi- nin gruptaki tepkileri arttıracağı endişesini taşıdığı öğrenildi. Pakdemirli'nin istifa ettiği Ba- kanlar Kurulu toplantısında isti- fası son anda önlenen Devlet Ba- kanı Cerail Çiçek'in kırgınlığı da sürüyor. Pakdemirli'nin hüküme- te yönelik eleştirılerini paylaştığı ifade edilen Çiçek'in bir süre da- ha bakanlıkta kalarak gelişmele- ri izlemeye ikna edildiği bildiril- di. Ancak Çiçek'in uzun süre gö- revde kalmayacağı öne süriilüyor. Başbakan Akbulut ile Bakan- lar Kurulu toplantısından sonra bir araya gelen Adalet Bakanı Oi- tan Sungurin, Devlet bakanları Kemal Akkaya ve tbrahim Özde- mir için de Kahveci'nin atanması "sürpriı" oldu. Sungurlu'nun, ANAP grubunda Kahveci'ye yö- nelik tepkilerden endişe duyduğu belirtildi. Başbakan Akbulut'a yakınlığı nedeniyle fıilen başba- kan yardımcılığı görevini yürüten Sungurlu'nun da lıükümetin genel durumu, bakanlar arasmda koor- dinasyonun sağlanamaması, parti içerisindeki tepkilerin giderileme- mesinden rahatsız olduğu bil- dirildi. ANAP grubu içerisinde "uziaşmaa" yapısı nedeniyle des- tek goren Suııgurlu, yeni istifala- n önlemek için ANAP yönetici- leri ve bazı bakanlar ile yakın te- masta bulunuyor. Devlet Bakanı Mustafa Taşar da bakanlar ve milletvekilleriyle sık sık görüşerek tepkileri yatıştırmaya çalışıyor. Dışişleri Rakanlığı'ndan istifa ederek genel başkanlık yanşına katılan Mesut Yılmaz, dün gece kendisine yakın ANAP milletve- killeriyle bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Yılmaz bu toplantıda, Pakdemirli ile buluş- ması konusunda da bilgi vererek "Sayın Pakdemirli benimle otu- rap konusmak istedi. Kabul et- tim. Hıikümetin genel işleyişine ilişkin eleştirilerine ve tespitkrine katılıyorum. Ancak aramızda ge- lecege yönelik bir anlaşma olma- dı" dedi. Mesut Yılmaz'ın katıldığj top- lantıda, liberal bazı ANAP'hlar, Pakdemirli'nin kongrede Mesut Yılmaz'a gidecek oylan bölmek amacıyla Cumhurbaşkanı Turgur özal'ın da bilgisi dahilinde ba- kanlıktan istifa ettirildiği değer- lendirmesini yaptılar. Adının apklanmasını isfeme- yen ve Yılmaz'ın yanlnda yer alan bir liberal ANAP'lı, Cumhuriyet muhabirine şu değerlendirmeyi yaptı: "Cumhurbaşkanı Turgut Özal, artık Yıldınm Akbnlut'tan umu- duno kesmistir. Yeni arayışlar» girmiştir. Ekrem Pakdemirli bu nedenle bakanlıktan a>nlarak ge- nel başkanlık vanşına sokultnuş- tar. Pakderairü muhafazakâr egi- lim içerisinde liberaüeri bölmek için en uygun isimdir." Toplantıda, toplanacak olan Merkez Karar Yönetim Kurulu'- nda ANAP kongresinin erkene almmasmın istenmesi de kararlaş- tınldı. Hasan Celal Güzel yanlılan da Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na Adnan Kahveci'nin getirilmesine sert tepki gösterdiler. Güzel yan- daşları, Devlet Bakanlığı döne- minde Kahveci hakkında. grupta soru önergeleri hazırlandığını ifa- de ederek "Grubun tepkisi bilin- digi halde Köşk'e yakın bir isim Pakdemirli'nin yerine getirilmiş- tir" dediler. Güzelciler de Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda kongrenin erkene alınması önerisini günde- me getirecekler. Hasan Celal Gü- zel, olağan kongrenin 18 haziran- da toplanmasını uygun gördüğü- nü, bu tarihte kongrenin bazı güç- lükler nedeniyle toplanamaması halinde en geç bu yılın sonbaha- rına kadar kongreye gidilmesi ge- rektiğini söyledi. ANAP Başkanlık Divanı'nda Adnan Kahveci'nin Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na getirilmesi- ni açıkça destekleyen tek kişinin Teşkilat Başkanı Orfcan Demirtaf olduğu belirlendi. Demirtaj, "K^nvefi'nin eskiden bakanlık deneyimi var. Hem, eli sıkı bir ar- kadaş&r. Eli sıkı bir kişinin Ma- liye Bakanı olmasında yarar var", dedi. ; ANAP Başkanlık Divanı'nın diğer üyeleri, kuliste yakın cevre-. lerine Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısını bekledikleri- ni, MKYK'dan sonra durumu bir kez daha değerlendirerek yöne- timden "İstifa edip ermeme" ko- nusunda karar alacaklannı ifade ettiler. Mecliste yorumlar Kahveci'nin Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na atandığı saat 16.30 sıralarında ANAP kulisine gelen gazeteciler tarafından milietvekil- lerine duyuruldu. Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, az önce "Kah- veci atanmaz" tahmininde bulun- duğu için atamayı öğrendiğinde "Bnna kendisinin de inanmama- sı mümkün. Ancak oraya bir mii- bendis lazımmış. Son zamanlar- da tahminlerimde yanılıyorum. Bir süre tahminde bnlunmaktan kaçınacagım" diye konuştu. ANAP Niğde Milletvekili Haydar ÖzaJp, "Bu saatten sonraya çay- cı ya da Kahveci olurdu zaten" değerlendinnesini yaptı. Milletv©' killeri şaşkınlık içerisinde birbir- lerine gelişmeleri sorarken, Ad- nan Kahveci, gazetecilerin ısrartt haber göndermelerine karşın ge-* ne! kuruldan çıkmadı. Kahveci,- genel kurulda milletvekilleri sıra- larında eski Bakan Pakdemirli ile yan yana oturdu. ANAP Teşkilat Başkanı Ercan Vuralhan, kuliste gazeiecilere, "Kendisi de bakan- lıga atandıfına inanmıyor. H bir şaka olabilir" diyor dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle