29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Keşmir'de gerginlik • YENİ DELHt (AA) — Hindistan askcrlerinin, Pakistan sınınndan Keşmir'e geçmck isteyen Pakistanlı göstericilere ateş açması sonucu, iki kişi öldü. Olay sırasında, yaklaşık 100 Pakistanlı göstericinin, Pakistan yönetimindeki Keşmir'den, Hindistan tarafına geçmeye çalıştıklan belirtildi. Müslümanlann çogunlukta bulunduğu Hindistan'a bağb Keşmir'de ocakta başlayan aynlıkçı isyanda şimdiye kadar 200 kişi öldü. Aynlıkçüann bir kısnu, iki Keşmir'in birleşerek bağunsız bir devlet olmasından yana, bir kısnu ise Pakistan'a baglanmak istiyorlar. Ermeni gösterileri • NEW YORK (AA) — ABD'deki Enneni örgütlcri, sözde soykınmın 75. yüdönümü nedeniyle 24 nisanı içeren hafta boyunca dûzenleycceklcri gösterilere hazırlanıyorlar. Bu amaçla kurulan "75. Yıldönümünü Anma Komitesi" bir duyuru yaparak, "Türk hükümetinin iddialanm yalanlamak amacıyla 1915 yıhndaki olaylardan kurtulan Ennenileri, olayların görgü tanıklan olarak aileleri ile birükte 22 nisan pazar günü New York'ta yapılacak göstcriyc katümaya" çağırdı. Hükümeti Hawke kuracak • SYDNEY (AA) — Avust- rarya'da, geçen hafta sonu ya- pılan seçimlerden galibiyetle çıkan lşçi Partisi lideri ve Baş- bakan Bob Hawke, yeni hü- kümeti kendilerinin kuracağuu söyledi jşçi Partisi kaynaklannın verdiği bilgile- re göre 148 üyeli Temsilciler Meclisi'ndeki 7 sandalyenin sahipleri henüz belirlenmedi. Ancak oyların şimdiye kadar- ki dağılımı temel ahndığında, lşçi Partisi'nin, en az 75 san- dalye kazanacafı belirtildi. Buna karsıhk, liberal - ulusal parti ittifakının ise 72 ttyelik alması, bir sandalyenin de ba- ğımsız bir adava gitmesi bek- leniyor. Arnavut hareketi • LONDRA (AA) — Arnavuthık'un tşkodra kentinde, ocak ayında din özgürlüğü istemiyle gösteriler yapıldığı ve gösterilere katılan 120 kişinin tutuklandığı bildirildi. Doğu Avrupa'daki din olaylannı izleyen Keston College adU Ingilız grubu, 11 ocakta Işkodra'da yaklaşık bin Arnavut'un gösteri yaptığım kaydetti. Keston College, bu bilgilerin, Arnavutiuk'tan dönen turistlerden alındığını belirtti. Macaristarula koalisyon • BUDAPEŞTE (AA) — Macaristan'da genel seçimlerin ilk turunda en çok oy alan Demokratik Forum'un lideri Jozef Antall, muhafazakâr bir koalisyon hükümeti kurmayı planladığını söyledi. Partisinin birinci tur oylamadan galip çıktığını söyleyen Antall, "İkinci turda, müttefiklerimizle birlikte salt çoğunluk sağlamayı umuyonız" dedi. "Birfeşik Kudüsw • KAHİRE (AA) — lsrail Parlamentosu Knesset, "Birleşik Kudüs'ün"- lsrail eg'emenliği altında kalmasım ve hiçbir şekilde siyasi görüşme konusu yapılmamasını öngören bir karar tasansını kabul etti. lsrail radyosu'nun haberine göre, kararda, Sovyet Yahudilerinin Kudüs'ün her bölgesine yerleştirilmesi konusunda gerekli kolaylıkları sağlaması için bükümete çağrıda bulunuldu. Kararda aynca Golan tepelerinin tsrail'in bölünmez bir parçası olduğu ve güvenlik açısından önemi dolayısıyla görüşme konusu yapüamayacagı belirtildi. Bağımsızlıkilanı ilebaşlayan "sinirsavaşı"nda ilkraundMoskova'nın Litvanya'dan geri adımDış Haberier Servisi — Litvan- ya'nın 11 martta bağımsızlık ilanı ile başlayan "sinir savaşı"nda ilk raund Moskova'nın- Litvanya Par- lamentosu, sınır güvenlik güçleri olusturulmasına ilişkin yasa tasa- nsının askıya alındığını bildirdi. Litvanya Devlet Başkanı Vitantas Laacbbergis, litvarryalılara çağn- da bulunarak Sovyet yetkililerine silahlann zorluk çıkarilmadan tes- lim edilmesini istedi. AP'nin haberine göre Litvanya Parlamentosu, önceki gün geç sa- atlere kadar süren toplantısında Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gortacov'un başından beri karşı çıktığı sınır güvenlik güçleri oluş- turulması yolundaki yasa tasan- sını görüştü. Tartışraah geçen otu- rumdan sonra Litvanya Parla- mentosu, söz konusu tasanmn as- kıya alındığını açıkladı. Litvanya Devlet Başkanı Lands- bergis, parlamento toplantısından sonra gazetecilere bilgi verdi. Landsbergis, Litvanya'da bulunan Sovyet askerlerine karşı konulma- ması çağnsmda bulunarak silah- lann teslim edilmesini istedi. Ajanslar, önceki gün verdikle- ri haberlerinde Litvanyalılann si- lahlannı teslim etmedığini ve Sov- yet askeri yetkililerine zorluk çı- kardıklannı belirtmişlerdi. Lands- bergis'in söz konusu çağnsı da Moskova'ya karşı bir geri adım olarak nitelendiriüyor. Sovyetler Birliği Savunma Ba- kanlığı tarafından yapılan bir açıklamada da, ordudan fırar eden Litvanyab askerlere af çıka- nlabileceğini belirtildi. TASS'ın haberine göre, Savunma Bakan- lığı, bunun için Litvanyab asker- lerin kendiliğinden teslim olmala- nnı şart koştu. Litvanya Parlamentosu'nun al- dıgı karar ve Devlet Başkanı Landsbergis'in açıklamasımn ar- dından dUn Litvanya'nın başken- ti Vilnius'ta sakin bir gün yaşan- ch. Sovyet askerleri, Litvanya Ko- münist Partisi binasındaki kuşat- ma hareketlerini sürdürdüler. AP, göruşmesi yaptığım ve Litvanya krizi konusunda diyalog çağnla- nnı yinelediğini hatırlattı. Başkan Bush'un daha sonra Thatcher'ı aradığım ve iki liderin Litvanya konusunu ele aldıklan- nı kaydeden Fitzwater, bütün dünyanın bu sorunun banşçı yol- larla halledilmesini istediğini kay- detti ve Başkan Bush'un görüşle- rinin Thatcher tarafmdan kuvvet- lendirildiğini ifade etti. Fitzwater, "Ancak Gorbacov'- Litvanya Parlamentosu, sırur güvenlik güçleri oluşturulması yolundaki yasa tasansım askıya aldı. ABD Başkanı George Bush, soruna doğrudan müdahale etmek istemiyor. Ingütere Başbakanı Margaret Thatcher, Gorbaçov'la 50 dakikalık telefon görüşmesi yaptı. askerlerin önceki günlerin aksine dün ilk kez olarak otomatik silah taşımadıklannı bildirdi. ABD Başkanı George Bush, SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'- un Litvanya konusunda amacının en olduğunu bilmediğini, ancak bu konuda şu an Gorbaçov ile di- rekt olarak konuşmanın uygun ol- madığını söyledi. Beyaz Saray'dan yapılan açık- lamada, Başkan Bush'un bu söz- leri, lngiltere Başbakanı Marga- ret Thatcber ile yaptığı telefon gö- rüşmesinde söylediği belirtildi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzwater, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, Thatcher'tn, SSCB Başkanı Gorbaçov ile önceki gün yaklaşık 50 dakikalık bir telefon an Litvanya konnsundald planlan ve amaclan nelerdir, bunlan bümiyoruz" diye konuştu. Bir gazetecinin, telefon görüş- melerini diplomasinin kaçınılmaz bir aracı olarak gören ve Gorba- çov ile bu tip görüşmeleri sıkça tekrarlayan Başkan Bush'un, bu kez neden Gorbaçov'la göruşmek istemediğini sorması üzerine Fitz- water, şunları söyledi: "Bnnnn şu an için uygun oU- cafını düşunmuyoruz. Oldukça kanşık diplomatik bir sonın söz konusudur. Dogal olarak, bu dip- lomaük çabaya zarar >erecek on- lemler almak islemi>onız. Baskan Bush, bu nedenlerden dolayı şu anın, Gorbaçov ile direkt ilişkive girmek için uygun olduğunu du- sünmiiyor." '«* GERGİNLİK AZALIYOR — Litvanya'da govde gosterisi >apan Sov- yet askerlerine karşı tek tük de olsa laşlı saldınlar duzenleniyor. Sovjct askerleri, Litvanyalı asker kacaklannı aramay ı sürdünıyor. DEMOKRATİK ALMANYA Her taşın altında STASI varSeçimlerden sonra STASI skandalı giderek büyüyor. Doğu Berlin ve diğer kentlerde dün STASI karşıti büyük gösteriler düzenlendi. DtLEK ZAPTÇIOĞLU DOGU BERLtN — Demokra- tik Almanya'nın başkenü Doğu Berlin'de ve çesitli kentlerde dün eski güvenlik ve islihbarat servisi STASl'ya karşı buyuk gösteriler düzenlendi. Sosyal Demokrat Par- ti, Yeşiller ve Yeni Forum adb gnıp tarafından örgütlenen gösterilere, yüz binlerce kişi katıldı. Gösteri- cfler parlamentoya yeni seçilen 400 milletvekilinin bir an önce güven- lik kontrolünden geçirilmesini ta- lep ettiler. Eski STASI görevlile- rinin provokasyonundan korkan polis, çok sıkı güvenlik önlemleri aldı. Istihbarat servisi STASI'nın ha- yaleti Doğu Alman toplumunda kol gezmeye devam ediyor. Erfurt kentinde STASI bınasım denetim altında tutan "Halk Komitesi" dün yeni açıklamalarda bulundu. Komite, "MecHsc seçilcn 400 mil- letvekili arasında yainız eski muh- birierin degil, STASI için tam kadrolu çaltşan profesyonel ajan- lann da bulundugunu" iddia edi- yor. Komite elindeki bilgilerin "yüzde 100 gövenilir bir kaynak- tan geldigini" açıkladı ve miUet- vekili dosyalarımn 24 saat içinde halka açılmasını istedi. Federal Almanya'da yayımla- nan Stern dergisinin dünkü sayı- sında, eski Başbakan Hans Mod- row ile aynı konuda bir soyleşi yer aldı. Doğu Berlin'de büyük yankı uyandıran söyleşide Modrow, par- lamentonun bir an önce toplamp mületvekiUerimn seçimle başlayan dokunulmazlığnun kaldınlmasın: talep ediyor. Modrow, bunun yal- nızca ahlaki bir sorun olmadığı- nı, sicili temiz olmayan politika- cılara yabancı de\ letlerin de şan- taj yapabüeceğini söyledi. Demokratik Almanya'daki STASI ile işbirliği yapanların sa- yısı tam belli değil. Servisin geç- mişte üniversite öğrencüerine burs verdiği, doktorlann atanmasına yardımcı olduğu, yurtdışına çıkış- YUNANİSTAN ları kolaylaştırdığı, tüketim ola- naklarım arttırdığı, bütün bu hiz- metler karşılığında ise vatandaş- ları muhbirlik yapmaya zorladığı ortaya çıktı. STASI'mn 16 milyoo- luk ülkede en azından 1 milyon ki- şi çalıştırdığı tahmin ediliyor. • Doğu Berlin'de sosyal demok- ratları da içine alan bir "büyük koalkyr>nr 'un kuruhna ihtımali gjt gide güçleniyor. SPD Genel Baş- kam Ibrahim Böhme'nin ajaıüık iddialan üzerine makamlannı as- kıya almasından sonra 2. Başkan Mcrkus Meckd önderliğinde ko- alisyon görüşmeleri dün başladı. Ahmet ve Şerif bııgün 'temyiz'de 'Batı Trakya'daki azınlıgı bölmek' suçundan 18 ay hapis ve 3 yıl siyasi haklardan men edilme cezası alan Sadık Ahmet ve Ibrahim ŞeriPin temyiz mahkemesi bugün. STELYO BERBERAKİS ATtNA — Batı Trakya'run Gu- mülcine eski milletvekili Dr. S»- dık Ahmel'in 8 nisan seçimlerin- deki adaylığı bugün açıklığa ka- vuşacak. Sadık Ahmet ve millet- vekili eski adayı tbrabim Şerire verilen 18'er ay hapis ve 3'er yıl si- yasi haklanndan men edilme ce- zalanmn temyiz mahkemesi, bu- gün Patras kentinde yapılacak. Aynı gün Atina'da Yüksek Seçim Kurulu, Sadık Ahmet ve başını çektiği bağımsız 'Güven' listesin- de yer alan adaylann aleyhindeki 'itiraz' dilekçesini inceleyecek. Sadık Ahmet ile eski milletve- kili adayı tbrahim Şerifin bugün- kü mahkemesine oldukça büyük ilgi gösteriliyor. Bu çerçevede, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Önder Sav, temyiz mahkemesini izlemek üzere Türk hukukçuların- dan oluşan bir grubun başkanlı- ğında Yunanistan'a geldi. Mahke- meyi, iki ülkenin Türk - Yunan dostluk heyetleri temsilciieri, mer- kezi Almanya'da bulunan lnsan Hakları Derneği Türkiye sorum- lusu ve çok sayıda yerlı ve yaban- gazeteci izleyecek. Ahmet, ocak ayından bu yana Selanik'in Diavata Cezaevi'nde bulunuyor. Geçen haziran seçim- lerinde Batı Trakya'da 'Türklüğü yaymaya çalıştığı' gerekçesiyle, 'azınlıgı ikiye bölmek ve asayişi bozmak' suçlanndan yargılanan Sadık Ahmet ile tbrahim Şerif e 18'er ay hapis ve 3'er yıl siyasi hak- lanndan men cezası verilmişti. Ahmet ile Şerif, bu karara iti- raz ederek temyiz mahkemesine başvurdular. Temyiz mahkemesi- nin yapılacağı tarihe kadar tahli- ye edilmelerini ongören üç ayn di- lekçeleri ise yetkili mahkemeier ta- rafından reddedilmişti. Ancak Yunan yasalanna göre Ahmet, temyiz mahkemesine baş- vurduğu için seçme ve seçilme hakkını koruyor. Bu nedenle, ha- piste bulunduğu halde, nisan ayı- nın 8'inde yapılacak olan genel se- çimlere adaylığını koydu ve bu adaylık başvurusu yargıtay tara- fından kabul edildi. Ahmet, bu se- çimlerde de haziranda başını çek- tiği ve parlamentoya girmeye hak kazandığı bağımsız 'Güven' liste- sinin başında bulunuyor. Yunan yasalanna göre Ahmet eğer bu se- çimlerde milletvekili seçilirse der- hal tahliye edilecek. Eğer bugün- kü temyiz mahkemesi 'aleyhte1 ka- rar verirse, Ahmet'in yine seçilme hakkı olacak. Çünkü bu kez yar- gıtay yüksek kuruluna başvurma hakkı bulunacak; dolayısıyla yi- ne seçilme hakkını koruyabilccek. Ne var ki şimdi bütün dikkat- ler Gümülcineli bir seçmenin, Ah- met'in ve bağımsız Güven listesi- nin adaylığına itiraz eden dilekçe- sinde toplanıyor. Seçmen Kostas Xeııodohides, Ahmet ve bağımsız Güven listesindeki vaiz Ahmet Hacıosman ile gazeteci Mustafa Hafız Mostafa'nın adaylık dilek- çelerinin 'usule aykın' olduğunu iddia ediyor. Xenodohıdes, itiraz mektubunda 'Güven' listesinde Ahmet'ten başka yer alan vaiz Ah- met Hacıosman ve öğretmen Mus- tafa Hafız Mustafa'nın adaylık başvurulannı 'bızzat' değil, vekâ- leten yaptıklan için seçimlere ka- tılma hakkı olmadıklanm öne sürüyor. KOSOVA DL'RULMUYOR — Yugoslavyanın Sırbistan Cumhuriyeti'ne baglı Kosova bolgesinde etnik huzursuzluk sürüyor. Bölgede yaşayan Amavutların olası yeni gosterilerine karşı hükiimet güçteri kontrollerini arttırdılar. Arnavutlar, Kosova'nın yönetinûnin Sırbistan'a bağlanmasını protesto edi- yorlar. Sırbistan güvenlik güçleri Kosova'mn tüm yerieşim birimlerindeki kritik noktaları kontrol »I- tında tutuyoriar, şüphelileri anyorlar. (Fotograf: Reuter) TURK-BULGAR GORUŞMELERı Sofya ile diyalogANKARA (Cumhuriyet Bnro- su) — Türkiye ile Bulgaristan ara- sında, "ikili ilişkileri 1984 öncesi düzeyine getirecek mekanizmala- nn oluştunılmasım" amaçlayan dışişleri bakanlan musteşarları düzeyindeki toplantı dün Anka- ra'da başladı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Tugay Özçeri ile Bul- garistan Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Stefan Staykov baş- kanlığmdaki heyetler arası görüş- melerde 1984 yılından bu yana gergin olan, ancak Todor Jiv- kov'un 10 Kasım 1989'dadevril- mesiyle yeni bir sürece giren Türk-Bulgar ilişkilerini düzeltecek somut adımlar atılması konusu üzerinde duruluyor. Bugün sona ermesi beklenen görüşmelerde, "temel uyuşmazlık konulan"nın yanı sıra ekonomik ve kültürei ilişkilerin geliştirilme- sine yönelik alt komitelerin kurul- masına karar verileceği tahmin ediliyor. Bulgaristan heyeti Başkanı Staykov dün aynca Dışişleri Ba- kanı Ali Bozer tarafından kabul edildi. Staykov'un Bozer'e Bulga- ristan Dışişleri Boyko Dimitrov'- dan bir "iyiniyet" mesajı verdiği bildiriliyor. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Bulgaristan'daki Türk azınlıgın durumunun "dogai olarak" ya- pılan görüşmelerin önemli bir maddesini oluşturduğunu kay- dettiler. Ancak Todor Jivkov'un devril- mesinden sonra işbaşına gelen ye- ni yönetimin bu yönde attığı olumlu adımlar ve bu Ulkedeki hızlı siyasi gelişmeler kîirşısında Türk tarafının bu kez "kati" tu- tumlar benimsemeyeceğini belirt- tiler. ABD veKüba, Miami'den yapılan propaganda amaçlı yayın için kapıştı OrtaAmerika'daTVsînyali savaşı ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — "Avrapa'yı knrtardık, Gnacy Amerika'yı yo- Inna koydak, bir tek kala kala şn baraamaznn dibindeki küçüciik ada kaldı. Inatla direnlyor, ama bu işi de Marti çözecek." Bu düşunceyle Amerikan hükü- meti Miami'den Küba'ya gönder- diği propaganda amaçlı radyo ya- yınlarına önceki gün televizyonu da ekledi. Miami üzerinde uçan bir balondan iletilen televizyon sinyalleri yayımlanmaya başlar başlamaz Küba tarafından engel- lendi. DUn yeniden denenen yayi- nın başkent Havana'da kesinlikle ahnamadığı, ancak Havana dışın- da bazı bölgelerde aknabildiği be- lirtiliyor. TV Marti adlı propaganda ya- yını dışında ABD'de yayımlanan çeşitli haber ve eğlence program- larının da Küba'ya iletilmesi amaçlanıyor. Washington'daki Küba hükümeti sözcüsü yayım protesto ederken ABD yayıruna çesitli altematifler düşünüldüğü- nü açıkladı. Sözcü yayımn sürek- li olarak engelleneceğini belirtti. Yayımn devam etmesi durumun- da Küba'nın da aynı şekilde ABD'ye yayın yapmaya başlayaca- gını kaydetti. TV Marti yayınlan ABD Kong- resi tarafından finanse ediliyor. Kongre yaptığı açıklamada, 90 günlük deneme süresi sonunda ya- yımn Tınanse edilmesi ile ilgili ka- rara vanlacağı belirtildi. Başarılı olunduğu takdirde yayımn finan- se edilmesine devam edilecek. ABD 1985 yıhndan beri Kübai ya Radyo Marti istasyonu aracılı- ğı ile propaganda yayını yapıyor. Kuruluş, Amerikan hükümeti En- formasyon Ajansı VOA'nın yöne- ümi altında bulunuyor. Yayınlann uluslararası yasalan çiğnediği ve yasal açıdan "uygunsuz" olduğu yolunda yapılan açıklamalara rağ- men, ABD yönetimi bu tür iddi- alara aldırmaksızın yayına devam ediyor. Geçen hafta bu tartışma- lar nedeniyle Radyo Marti'nin müdürü istifa etmişti. VOA yetki- lileri yayınlann uluslararası yayın yasalanna karşı olmadığı konu- sunda ısrar ediyorlar. Oysa TV Marti sabah saatleri için planla- dığı yaymlannı sürdurdüğü takdir- de bu yayınlar Küba'nın kendi ya- yın saatlerine rastlayacagı için ya- salar açıkça çiğnenmiş olacak. Propaganda amacıyla yayın ya- pan Radyo ve Televizyon lstasyo- nu'na Marti adırun venlmiş olma- sı da ilginç. Marti adı 1853-1895 yıllan arasında yaşamış ve Küba- nrn bağımsızlığı için mücadele et- miş devrimci şair ve lider Jose Ja- lian Marti'nin isminden kaynak- lamyor. Son derece sevilen bir La- tin şarkısı olan Guantanamera'nın sözleri Jose Julian Marti tarafın- dan yazılmış. Marti, tspanyoUara karşı Küba'da bağımsızlık savaşı- nı başlatan ancak savaşın sonucu- nu göremeden ölen lider olarak ta- mmyor. Sürgün döneminde Mek- sika ve ABD'de yaşamış olan Marti, ABD'nın tspanyollardan sonra Kûba için büyük bir tehli- ke oluşturduğunu, ifade etmişti. DÜNW)A BUGUN ALİSIRMEN Intermezzo VİYANA — Bir garipliği olduğu uzaktan daha ilk bakışta bile anlaşılıyordu. Bunu ele veren. gülümsemesindeki tuhafhk mı, yoksa davranışlarındaki uyumsuzluk mu oldu bilemeyeceğim. Ama hafiften müzik başlar başlamaz tempo tutrnaya, çaprazın- daki masada kumruiar gibi oturan gençlere gülerek bakmaya ve koca bira bardağını sanki biçiminı ellerinde somutlaştırmak isteyen bir sanatçı gibi okşamaya başlamıştı. Sakallı delikanlı deliydi düpedüz. Ama müzik deiisi ve merak- lısıydı... Kimin müziği mi? Tabii ki Amadeus'un. Viyana'nın ortasında, operanın karşısındaki Cafe Mozart'ta başka hangi müziğin tut- kunu sergilerdı ki çılgınlığını? Aslında onun yeri burası olmamalıydı Avrupa'nın büyük kent- lerinin delileri, genelde ana garların kahvelerinde, daha doğru- su içki satılan büfelerinde bir araya gelirlerdi. Yabancı ûlkelere mucize gibi gökten initeli beri çoğunluk, bir zamanlar gezinin başlangıç ve bitiş kaynağı ve amacı, kısacası kimi zaman yerini limanlara bırakan onsuz olmaz garlan unutuverdiler: Hatta ki- mileri onları hiç bilmiyor. Oysa, gezi, garlardan başlayıp raylar- dan geçince çok daha rahat olmasa bile öğretici niteliğe bü- rünüyor. Franz Josef Banhoff'ta tren bekleyen ve kendine hanımefen- di edası vermeye çalışan alkolik, alkolik olduğu kadar da kaçık bir genç kız ile bara dayanmış iki zebellah, uçuk delikanlıyı iz- lerken üç günlük kısa bir düşten olağan yaşamına uyanmak üze- re olanları taşıyan uçağın çoktan bulutların üzerine tırmandığı- nı düşünüyordum. Viyana, Marksist-Leninist uygulamadan ilk yan çizen "gulaş sosyalizmi" etiketi altında yeni arayışlara ilk yönelen Macaris- tan ile ortodoks komünist uygulamada sonuna dek direnen Çe- koslovakya arasında küçük bir intermezzo. Budapeşte'den bindiğimiz Franz Liszt ekspresı, Macaristan ovalarını geçerken bir tek gecekonduya bile rastlamadığım ül- kenın benimkine oranla gelişmişliğini gıpta ile izlıyordum Ama Awusturya anırını geçer geçmez her şey bir daha değışiyot "Her- halde bu kez gıpta etmek sırası Macarlara geldi" diye düşünü- yordum. İki sosyalist ya da eski sosyalist Orta Avrupa ülkesi arasında küçük, geçmişi oldukça yüklü bir ayraç gibi duran Avusturya top- rakiarını bu kez güneyimızde bırakıp Çekoslovakya'ya datdığt- mızda bir daha büyük gelir farkının somut örnekleriyle karşıla- şacağımı sanırken yanıldığımı görüyorum. Avusturya- Çekoslovakya sınırını geçince, Budapeşte'den Viyana'ya gelir- ken gördüğüm farkla karşılaşmıyorum. Evler hemen hemen ay- nı yemlikte ve temizlikte, caddeler ve yollardaki ayrılık varsa bi- le az: Kısacası geçiş yumuşak oluyor. Acaba, Macaristan'ı değişikliğe çabuk iten, Çekoslovakya'yı ise en sona kalmaya zorlayan asıl neden, bu ekonomik farklıiık mı? Vbksa Sovyet güçlerinin Varsova Paktı kılıfı altında, Prag ba- harını doğarken boğmasının getirdıği yılgınlık mı? İkinci neden pek geçerli gibi görünmüyor. Çünkü eğer Sovyet tanklarının, hiç- bir zaman ve hiçbir şekilde haklı görülmeyecek varlığı olsaydı, iyi ve kötü yanlarıyla henüz bılançosunu çıkarmakta acele et- memek gereken. yeniliğe yonelışı engelieyen, o zaman aynı pa- letler tarafından 1968'de değil de 1956'da çiğnenen Budapeş- te'nin de reformlara uzak durması gerekmez miydi? Oysa Ma- caristan, 1956 sonrasının "ışbirlikçi" Janos Kadar zamanında çekıngen de olsa başka ufuklara dümen kırmıştı ve iki gûn ön- ce yapılan ilk tur seçimleri, beklenen sonuçiarı vermiş ve ülke sağın (şımdı onlara sol diyorlar) denetimine girdiğini kanıtlamıştı. Oysa Çekoslovakya sonuna dek dayanmıştt. Şvayk'ın ülkesin- de bir kez tanklar reformu.bastırınca parti statükonun savunu- cusu kesılmiş, kımseye göz açtırmaz olmuş, karşı koyanı sürüm sürüm süründürmüş, 22 yıl boyunca her türlü değişikliğin önü- nü almıştı. Ama sonra, Macaristan sınırlan açıp Doğu Alman re- jimi saltanıp düşünce ve de duvar devrilince bir 17 kasım günû Prag'da yönetim kâğıttan bir şato gibi yıkılıvermişti. Yedı bın doları aşan ulusal gelıri, ilerı derecede sanayileşmiş- liğiyle işçi sınıfına sağlanan avantajlara ve subvansiyonlara kar- şın, iki saat süren bir genel grev ile koskoca yönetim gûmbür- deyip gitmiş, anlı şanlı parti genel sekreterleri bir tiyatro yazarı karşısında silinivermişlerdi. Macar seçimlerınin ikinci turundan günü gününe iki ay sonra halkı, yeni dönemı açmak üzere sandık başına yollanacak olan Çekoslovakya'nın başkentine doğru yol alıyor tren. Viyana'yı ve daha bırçok şeyi zaman ve mekân içinde geride bırakarak... WASHINGTON ABD Kongresfnde Kıbrıs'a îlgi Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'nda önceki gece kabul edilen karar tasarısında "anlaşmalar dışında öngörülen yabancı birliklerin çekilmesi" istendi. WASHINGTON (AA) — ABD TemsilcileT Meclisi Dışişleri Komisyonu'nda, Doğu Avrupa'- ya yardım konusu görüşulürken, Rum-Yunan lobisinin girişimle- ri sonucunda, yardım metnine, Kıbns'a ilişkin bir madde eklen- di. Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'nda, Doğu Avrupa'- ya yardıma ilişkin karar tasarısı önceki gece 8'e karşı 16 oyla ka- bul edildi. Tasarıya yapılan ek- te, Beyaz Saray'm Kıbns konu- sunda, "etkin bir politika izleme- si", "bntiin yabana birlikkrin ve göcmenlerin çekilmesi" ve "Türkiye, Yunanistan ve ilgili rîim taraflann BM'nin yanı sıra ABD ile de işbirliği yapması'is teniyor. Ekte, Kıbrıs'ın bölün- mesi ya da bir başka ülkeye ka- tılmasının BM kararlanyla ön- lendiği, Güvenlik Konseyi'nin 649 sayılı kararının her iki taraf-, ça kabul edıldıği vurgulandı. Kıbns sorununda çözümün, 'Doğu Akdeniz'de banş ve istik- rar ile ABD çıkarlan için son de- rece önemli olduğu' ifadesinin yer aldığı ekte, 1977 ve 1979 an- laşmalarına atıfta bulunuldu ve "bağlantısız, iki toplumlu fede- ral cumhuriyetten" söz edildi. Karar tasansına yapılan ekte, ABD Başkanı'nın, "Anlaşnıahv- da öngöriilenlerin üzerinde bü- tün yabana birliklerin ve göc- menlerin adadan cekilmesini" savunan bir politika belirlemesi çağnsında bulunuluyor. Karar tasansına ek olarak ha- arlanan ilk metinde, "Türldye ve soruna taraf olan bürün difer ta- raflann BM Genel Sekreteri ve ABD ile işbirliği vapmalan" is- tenirken, görüşme sırasında Türkiye'yi savunan milletvekille- rinin girişimiyle, bu ifadeye Türkiye'nin yanına, 'Yunanistan' da eklendi. BRÜKSEL Ermeni bakandan diyalog için şart BRUKSEL (AA) — Sovyet Ermenistan Cumhuriyeti'nin Dı- şişleri Bakanı Anatolia Mıgırdıç- yan, Türkiye'nin, 1915 yılında cereyan ettii öne sürvilen sözde Ermeni soykınmını resmen tanı- madığı sürece gerçek bir diyalog başlangıcından söz edemeyecek- lerini söyledi. Ermenistan'da 'Europolis' adı altında bir Avrupa şehri kurul- ması için başlatılan yardım kam- panyası çerçevesinde çeşitli ülke- İerde temaslarda bulunan Erme- nistan Dışişleri Bakanı, dün Bel- çika'nın başkenti Brüksel'de bir basın toplantısı düzenledi. Toplanuda Türk Büyükelçisi'- nin son olarak Ermenistan'ı zi- yaretinin Türkiye ile yeni bir di- yalog başlangıcı olup olmadığı yolundaki bir soruyu yamtlayan Mıgırdıçyan, bu tür ziyaretlerin rutin olduğunu belirterek, "Türkiye, 1915 oiavtanm resmea kabul etmedikçe, gerçek bir di- yalog başlangıcından söz edemeyiz" dedi. Mıgırdıçyan, "Her ülkenin ta- rihinde işlenmiş bazı suçlar var- dır. Türkiye ile ilişkilerin nonnal- leşmesi için gecmişteki hatalann telafi edilmesinden başka bir beklentimiz yok" şeklinde ko- nuştu. Sovyet ordusunun, Azerbay- can'a müdahale etmekte haklı ol- duğunu savunan Ermenistan Dı- şişleri Bakanı, "Genelde askeri müdahalelere karşıyım. Ancak, Azerbaycan'daki dunım farklıy- dı. Olaylar kontrolden çıkmış, kimse kimseyi dinlemiyordn. Sovyet ordnsu Azerbaycan'a 6 gün geç bile gelmiştir" görüşü- nü savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle