29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
i30 MART 1990* • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/17 Sinema GünlerL (Baftarafi 1. Sayfada) dokuzuncusu bugun baslıyor Festıvahn çeşıtlı bölumlerınden bırının adı ozellıkle ılgınç Çağımızın Aynası Sınema Gerçekten sınema kadar toplumuna ve çağına ayna tutan, onu olabıldığınce eksık- sız bıçımde yansrtan bır başka sanat dalı ol- duğu soylenebılır mı, bılemıyoruz Sanat denen uğraş alanı, zaten bır toplu- mun kımlığı, kışılığıdır, ona tutulan bır ayna sayılır Sınema sanatı ıse yuzyılımızın çocu- ğu, sanatların en gencı olmasına karşın, te- mel özellıklerıyle tum sanatların bır bıleşke- sı olarak ortaya çıkmıştır Edebıyattan, tıyat- rodan, plastık sanatlardan, mımarıden, mu- zıkten hem yararlanır, hem de tum bu alan- lardakı bınkımı kullanır sınema sanatı Bu açıdan toplumların genel gelışmtşlık duze- ytyle venlen sınema urünlerı arasındakı bağ da kuşkusuz gormezlıkten gelınemez Bu nedenle çağdaşlaşma yolunda buyuk sorunlaria boğuşan ulkemızde, sınema sa- natının ıçınde bulunduğu koşullara ılışkın canlt bır tartışma ortamının açılmış olması, olumlu bır gelışmedır Aynca yaratıcılığı kısıtlayan her turlu en- gele karşın, Turkıye'de sınemayla uğraşan ınsanlarımızın yıllar ıçınde verdıklen başan- lı ornekler de yıne ustunde durulması gere- ken bır başka olumlu noktadır Gunumuzde sınemayı, genel olarak sanat- la ılgılı sorunları tartışma gundemınde tut- mak bır toplumun çağdaşlık gostergelerın- den bırıdır Bu konuda Istanbul Fılm Festı- valı'nın olumlu katkısı herhalde yadsınamaz Bundan dokuz yıl once alçakgonullu bır Sı- nema Günlert gosterısı olarak başlayan bu etkınlık, bugun ulaştığı uluslararası boyutla bır yerde sankı sınema sanatının bu ulkede yenıden doğumuna katkıda bulunmuştur Uluslararası Istanbul Fılm Festıvalfnden ayrı olarak, 20 yılına yaklaşan Uluslararası Istanbul Festıvalı, Tıyatro Festıvalı ve Plas- tık Sanatlar Bıenalı ıle bırlıkte Istanbul, kul- turel etkınlıkler açısından canlı bır merkez ol- maya doğru yol alıyor Bu konuda, Istanbul Kultur ve Sanat Vakfı'nın baştan berı oyna- dığı olumlu rol her zaman ıçın goz onunde tutulmalıdır Sınema heyecanlı gunler yaşanacak bır ay boyunca yıne Beyazperdeye yansıyan her fılm, yenı bır dunyanın kapısını aralayacak Ufkumuz genışleyecek ıç dunyamızda baş- ka boyutlar da fılızlenebılecek, değışık ba- kış açılarını yakalayabıleceğız, yaşama do- nuk olarak Polıtık ortamın yaratttğı karamsarlıktan sıy- rılabılmek ıçın guzel bır fırsat değıl mı' BAŞKENTTEN \HMET TAN (Baftarafi 1. Sayfada) sine ve bonu ılan etmesıne" bıraz bozulmuş durumdalar Bunlara göre Inönü, özal'ı ve onun "sinekten yağ çıkanna" sı- yasetını yetennce tanımış değıl Çok önemlı bır partı polıtıka- sından vazgeçme anlamına gelen bu davetın alelacele kabul edılrae- sını eleştıren SHP'hler, Inönu'nün "devlet du>arhhğının" Cumhuı- başkanı tarafından kullanılaca- ğmdan endışe edıyorlar Özal'ın MGK toplantısından sonra kaleme aldığı ve trajık bır bıçımde TRT'den okuduğu mesaj özü bakımından uzennde durul- raaya değer Şöyle kı 1- Ozal, Mıllı Guvenlık Kurulu Başkam sıfatı ıle okuduğu bu me- sajla yurttaşlann kafasında ana- yasa yanılgıları yaratmıştır Çünku anayasanın 118 madde- sıne göre Mıllı Guvenlık Kurulu hükumete "göruş büdiren" bır da- nışma organı nıtehğınde. Bır ıcra organı değıldır 2- Ülkede mıllı guvenlığın sağ- lanmasından tek sorumlu "Ba- kanlar Kurulu"dur. (Anayasa madde 117) 3- Bu durumda Özal, hem ken- dı elıyle Bakanlar Kurulu'nun ye- tersızîığını ılan etmış olmakta hem de anayasadakı bu gerçeğı gözar- dı etraektedır Özal'ın mesajında, "Çankaya- ya davet mektubunda" sıyasal çe- lışkıler de var Çünkü hem kendısı hem de Başbakan Akbulut teröre karşı devleon güçlu olduğunu behrterek konunun basın taıafından "biraz abartoldıgını" söylüyorlardı Bu durumda Özal'ın yaptığı "Çanka- ya çagnsı"nm ıkı yönünun açığa çıkarıldıktan sonra kabul edılmesı gerekırdı Bınncısı "Ça|n niçin yapıfanıştır?" Ikıncısı "Hangı amaca hizmel edecek- tir?" Inönu bunu yapmamıştır Uste- lık SHP lıdennın Ozal'a hemen "evet" demesı de gerekmı- yordu Aynca beş gun sonra ya- pılacak bır toplantrya gereklı ıç ıs- üşarelen yapmadan kabul edılme- sı partı ıçınde sıkıntı yaratacaktır Nıtekım, dün SHP Genel Sekre- ter Yardımcısı Onder Kırta, tnö- nü'nün kararıru "kendı ınısiyalifı ile alınmış karar" dıye nıteledı CÜNEYT ARCAYÜREK yanyor T0. Ellerini Oğuşturuyor... ANKARA — 12 Mart 90, terör zırvesı Muhalefet, Guneydoğu'- dakı gelışmelerden olayların Güneydoğu'dan buyük kentlere yayılmasından duyduğu kaygıları dıle getırıyor Iktıdar adına Akbu- lut, hükümetın Güneydoğu'nun kentlerdekı terörün ustesınden gelecek güçte olduğunu söylüyor 14 Mart 90 TÖ, konuşuyor sözlerı basına şöyle yansıyor Son gunlerde tırmanan terör olayiannın (abartılı) olarak kamu- oyuna yansıtıldığını anlatan TÖ "Bu abartılı konuları bır tarafı bı- rakırsanız, Turkıye bugun ıstık- rar ıçındedır' dıyor Lıderlerın zırvede anlattıkları, Guneydoğu ve terör konulannda sergıledıklerı kaygılar, TO'ye go- re palavra, hava' 12 Mart'tan önce cınayetler ış- lenıyor, Güneydoğu'da eşkıya kol gezıyor 12 Mart'tan sonra öncekı manzaralar sûrup gıdıyor 28 mart günu Mıllı Guvenlık Ku- rulu'nun toplantısından sonra TÖ'den bır çağn, bır açıklama .pelıyor Lıderlere gönderdığı 'mektupta, "Son gunlerde, Gu- neydoğu Anadolu dağanüstü %Hal Bölgesı'nde cereyan eden * olayları ve gelışmelerı yakından * ve hassasıyetle ızlemekteyım" , dıyor On altı gün önce terörun l'abartldığından dem vuran ve MWw •şıirça söyloyaa 3İÛ, toır- •irjen "hassasıyetten" söz edryor, t-"bu önemlı meselenın beraber- t-ce değerlendınlmesı" ıçın lıder- *4erı Çankaya ya çağırdığını bıldı- . nyor Eski senaryo bugün uygulamada * Başbakan Akbulut'u lıderlerle terör ve Guneydoğu olaylarında bır araya geldığınden öturü "azahadığı' öne surülen TÖ'de, yüz seksen derecelık değışımın altında hangı nedenler, dürtüler veya polıtıkalar yatıyor? Lıderle- re çağn duyulduğundan bu ya- na çeşıtlı sorulara yanıt aranıyor Hatta bır "darbe" olasılığı var da, TÖ "rejımı kurtarmak ' uğru- na odun verıyor mu gıbı ırdele- meler yapılıyor Oysa, TO'nün aralık 1989'dan bu yana "fırsatını bulup yaşama geçırmek" ıstedığı plana uygun bır zemın ve zaman yakaladığı yavaş yavaş ortaya çıkıyor, ger- çek sırrtıyor Bundan beş ay once, Aralık '89 başlarında TO, ulusal ırade- ye dayanmadan yukarıya çıkışın- dan sonra muhalefetın yenı ko- numunu tanımayacağını ılan et- mesınden hatta yer yer el sık- mayarak, bırlıkte oldukları top- lantıda var olduğunu gormezlık- ten gelerek ızledığı polıtıkayı pe- kıştırdığı ortamda, "ulusal bır so- run doğduğunda lıderlerı çağırabıleceğını' kulıse yayıyor Bır deneme yapıyor 4 Aralık 89 ' TÖ'nün Adımlan" başlıklı yazı- da TÖ'nün "konumunu pekışti- recek muhalefetın tanımaz tutu- mundan kaynaklanan ızlerı sılecek" plandan söz edıyor ve "TO'nün hedefı bılınıyor Ulke sorunlarını ulusal bırlık adına dı- yalog yoluyla çozmeye değıl kendı konumunu meşrulaştırma- yı ongörüyor" dıyor, üç beş gün bu göruşü yınelıyoruz TO, ışadamı temsılcı - dıplo- mat - yazar kışılığınden yarartan- dığı bır kaynakla muhalefetın yu- muşakkarnınavuruyor 'Ulusal sorunlar söz konusu" olunca muhalefet lıderierını çağıracağını kamuoyuna, sıyasete duyuruyor Tepkı sert oluyor Inönü, TÖ'- nun lıderlerle goruşme gırışımle- rını kışısel propaganda gayretı' dıye Demırel ıse "oldu bıttı ıle seçılmış kışı ıle protokol ıcabı gö- ruşmelerle bır yere varılamaz" dıye konuşuyor TÖ, ılk adımı atmış, gerı cekı- lıyor susuyor ' Ulusal sorunla- rı bahane ederek" lıderlerı Çan- kaya ya çağırmaktan, konumunu pekıştırecek, 'meşruıyetını' sağlayacak gınşıme ara verıyor Devletın ışleyışını bır yerde ıs- tedığı kanala oturtmuş Gerıye kalan tek sorunu muhalefetın Çankaya'yı "tanımadığını, çağı- rırsa grtmeyeceğını ılan etmesı '- nı çözebılmek ıçın beklıyor 12 Mart teror zırvesıne sıcak bakmıyor, 14 martta 'terörun abartıldığını' açıklıyor Ne var kı muhalefet, basın Guneydoğu'- dakı olaylardan tedırgın', ön- lem ısttyor Devlet aranıyor "Bır- lık ve beraberlık ' turkulerı soy- lenıyor Basın, Meclıste partıle- rın bır araya gelmesını ıstıyor Aralık ayında hazırladığı planı raftan ındırıyor yavaşça Gunlük gelışmeierın çağrıya uygun or- tam ve zaman yarattığını görü- yor MGK normal toplantısını ya- pacak Hukumetle askerlen bır araya getırmış ulusal bıriığın ses vermesını ısteyen kesımlerden guçlü dalgalar yansıyor Tam bu sırada -kendı deyımıyle- "mıllı bıriığın tezahurunu" gösterır davranışa karşı çıkılmayacağını hesaplıyor Nıtekım çağrıyı Erdal Inonu duşunüp tartmadan hemen ka bul edıyor Demırel ıse 'cağrının altında yatan oyunun" ne oldu- ğunu keşfetmeye yoneJıyor Ama o da, halkta "bırlık ve beraberlık" duygularının kamcı- landığı sırada tümuyle karşı çık- manın olanaksızlığından sıkıntı duyuyor Reddetmıyor, kabul et- tığını resmen hemen açık- lamıyor TÖ dün, Köşk'te ellennı oğuş- turuyor Terör ve Güneydoğu'- dakı otayları fazla önemsemedı- ğını açıklamış Ama Guneydoğu ve terörün kışısel amacına uy- gun bıçımde ulusal soruna dö- nuştüğünu ırdeleyen manevra- nın tutacağını görüyor Çankaya'da rahat oturmasını engelleyen muhalefet duvarını aştığına meşruıyet tartışmaları- nın lıderler pazartesı yanına ge- lınce, hele TV'den de rangârenk yayımlandıktan sonra kesıteceğı- ne ınanıyor Oyle ya, daha sonralan "TÖ 1 - yu tanımadıklarını", bu toplantı- dan sonra muhaleiet nasıl söy- leyecek 1 ? Nıtekım TÖ, "Meclıs başkam seçımıne gırerter, Mec- lıs çalışmalarına katılıhar, Mec- lıs çoğunluğunun seçtığı cum- hurbaşkanını nasıl tanımazlar" mantığını uzun süre savunma- mış mıydı 1 ? Artık Köşk'e geldık- lerıne, çevresınde toplanıp "ulu- sal sorunları" göruştüklerıne gö- re muhalefetın TO'yü tanıma- mazlık etmesıne, meşruıyetıne tartışmasına olanak kalmıyor Öyle düşünuyor Guneydoğu ve terör olayları bahanesıyie TÖ, beş aydır kur- duğu planı yürürlüğe koyuyor, konumunu tartışacak son enge- lı de bu bahaneyle ortadan kal- dırdığına ınanıyor Degişenler, degişmeyenler Tabıı sıyasal çevrelerde hatta halk arasında, partı kulıslennde bılınen polıtıkaya karşın, Inönü'- nün -yonetım kurullarına danış- madan- çağrıyı hemen kabul et- mesı dalgalanmalar yaratıyor Edırne'ye gıderken SHP'de, TO'ye karşı polıtıka değışıklığı başladığını ıçeren haber ve yo- rumları hemen yanıtlamaya ça- lışıyor ve "Polıtıka değışıklığı ol- muyor Polıtıkamız devam edıyor" dıyor Nedır sürecek olan polıtıka'' TÖ'nün ulusal ıradeyı hıçe saya- rak ANAP çoğunluğuyla kendı- nı seçtırmesıne karşı ılk seçım- den sonra yenı Meclısle anaya- sa değışıklığıne gıderek - kamuoyu tanımıyla- TÖ'yü aşa- ğıya ındırmek' TO ıse şımdı ma- nıvelayı ele geçırmış, "Anayasa gereğı ulkenın bırlık ve bütünlü- ğünü temsıl ettığımı kabul eder- ler, çağırırım gelırler, ulusal so- runlan konuşuriar sonra benı ın- dırmeye çalışırlar" demeye ha- zırianıyor Tabıı, bu çeşrtlemelenn halkın sağduyusunda muhalefet aleytıı- ne sarsıntılar yaratacağını bılı- yor Bır yerde muhalefetın "ınandırıcı" olmadığını ömekle- meye, kanıtlamaya gıdıyor Inö- nü polıtıka değışıklığı olmayaca- ğını söyleyedursun, TÖ mantığı sade ınsanlarda duraksamalar yaratacak ıçerık kazanıyor Inönü, pazartesı zırvesını baş- ka açılardan ele alıyor TÖ'nün "sağlamayı düşledığı çıkarlaıia" ılgılenmedığını, "onu o düşünsün" dıyerek açıklıyor TÖ'nün ne yapmak ıstedığını "Şımdıkı olaylarda bu hükümet ne yapacak' pazartesı günu bunları araştıracağını öne sürü- yor Anlaşılan Inönü, hükümet yenne TÖ'yu "muhatap alarak", bır btçıme bugünkü başkanlık sıstemı uygulamalarını bır yerde kabul ederek bu ıktıdarı baştan sona eleştırmeye hazırlanıyor Olur mu olmaz mı, bılınmez "Madem kı seçıldı, boşverelım kalsın, ıdare edelım" mantığıyta yazılar döktürenler SHP'yı etkı- lemezse, Inönü'nun Çankaya'ya sert çıkması beklenıyor "Buraya gelış nedem"nı açık- larken TÖ'nün yüzüne dobra dobra ulusal ıradeye dayanma- dığını, ılk fırsatta bu yanlışlığın duzeltıleceğını, ıktıdarda baştan sona bıtmışlığı anlatacak olur- sa, bır açıdan yadırganmalarda hafiflemeler gözetılebılır, dıyen- lere rastlanıyor Bunu yapacak yerde hukumet-TÖ ozdeşleşmesını ka- bul edecek bır anlayış sergıler- se sureceğını soyledığı, zaten yara alan genel polttıkasının ına- nılırlığına gölgeler düşüreceğı ıfade edılıyor Demırel ıse SHP'nın çağnyi kabul ederken "acelecı davrandığından" yakınıyor Bır ulusal sorun ulkenın parçalan- dığı savlarmın geçerlı hale gel- dığı bır ortamda, tek başına Çan- kaya'ya çıkmama kararı almak- takı baskıyla zorlanıyor Ne var kı, pazartesı günü "TÖ'ye değıl, makama" geldığını söyleyerek, bugüne kadar sert bıçımde orta- ya koyduğu goruşlen TÖ'nün yü- zune söylemesı olasılığı gıderek güçlenıyor Nrtetam dûn, "Çağn kendı ma- kamını sağlamlaştrmak mı, yok- EKONOMINOTLARI OSMAN ULAGAY (Baftarafi 13. Sayfada) devlet, pıyasa rayıcının de üzerınde faız ödeyerek vergı olarak almadığı parayı borç alarak alıyordu Bır yandan da dış kredıle- re dayanarak bu buyuk atılımı fınanse edıyordu Bu uygulamanın Turkıye yı sonunda 'durgunluk ıçınde yüksek enflasyon kıskacına surukleyeceğını görmek mümkündu ama o çok parlak arabeskonomıstler'm bunu gormesı olanaksızdı Sayın Pakdemırlı o gunlerde yaptığı bır cumartesı alışverısı son- rasında, ortadırek çok para harcadığı ıçın enflasyon onlenemıyor" dıye demeçler verıyordu Evet sonunda gelınen ve ANAP'ı boğan noktaya nasıl gelın- dığını anlamak aslında çok zor değıl Bugun dış borçlanmanın sınırına gelındığı ıcın ve dış borç servısı yüku ağıriastığı ıçın Turkı- ye artık dışarıdan ıçerıye net kaynak ya da tasarruf transfer ede- mıyor, tersıne ıçerıden dışarıya tasarruf transfen yapıyor Öte yan- dan yuksek faızle yapılan ıç borçlanmanın getırdığı yük butçe gıderlerı ıçınde en büyuk payı alıyor faız odemelerı bütçedekı eğıtım, sağlık ve mıllı savunma gıderlerının toplamını aşıyor Bu durumda ne oluyor15 Kamu yatırımları sonuna kadar kısılıyor halka hızmet göturü- lemıyor, ama kamu acıkları ve yuksek enflasyon suruyor Çunku hâlâ doğru durust bır vergı atılımı yapılamıyor ve ödenen borc faızlerı kamu malıyesının ıkı yakasının bır araya gelmesını onlu- yor Bu durumda arabeskonomıstler'm ozledığı şekılde kamu ya- tırımları tekrar canlandırılsa ve "halka hızmet gotürme' dedık- lerı olay yenıden başlatılmak ıstense bunun kaynakları bulun- madığı ıçın sonuç kısa surede üç hanelı enflasyon olacak Sayın Pakdemırlı ıstıfasından once vergı kanunlarının cıkar- tılmasının ve vergının tabana yayılmasının onemını vurguluyor- du, ama sanırım çok geç kalmıştı Toplumdakı desteğı yuzde 10'lara ınmış bır ANAP'ın artık doğru durust vergı yasası çıkar- tacak halı yok Bu durumda ANAP ıçın kolay bır seçenek de yok gıbı Ya son ıkı yıldır, 'arabeskonomıstler e rağmen ızlenen polıtıkalara devam edılecek ve ekonomının hızla canlanmasına olanak tanınmaya- rak enflasyonun yavaş yavaş aşağı çekılmesıne çalışılacak Ya da 'halka hızmet gotureltm' dıyenlerın dedığı olacak ve hıpe renflasyonun yolu açılacak Her ıkı seçeneğın de polıtık faturası ağır Bu durumda ANAP ıçındekı çalkantının yatışması da kolay gö- runmuyor Arabeskonomıstler ın odeteceğı faturanın bakalım al- tından kalkabılecek mı ANAP9 Zirveye tedirgin hazırlık (Baftarafi I. Sayfada) olarak zarvede vurgulamasının en buyuk ıhtımah oluşturduğu öğ- renıldı Ozal'ın çağnsına SHP Genel Başkam Inönu'nun olumlu yanıt vermesınden sonra dun partı ge- nel merkezıne örgutten gelen çok savıda telefonda, "Tanımadıgırruzı ılan ettiğımiz bır Curohurbaşka- nı'nın çağnsına genel başkanımız nasıl beraen evet der" eleştınsın- de bulunulduğu öğrenıldı SHP Genel Sekreter Yardımcısı Onder Kırlı, "Sayın genel başkanımmn kendi ınisiyatıfinı kullanarak al- dığı bır karar" dıye nıteledığı zır- \e ıçın şu değerlendırmeyı yaptı "Genel başkanımız kararı, Cumhurbaşkanlıgı makamında oturan ve birkaç gun evvelkı be- >anlannda Turkıye'de hıçbir şey olmadığını soyleven zatın laıklik- ten, Turkıye Curnhuriyelı'nın bo- luneceğıne daır addi kuşknlan ol- duğundan, çok ağlamaklı bir dil- k televizyon ekranında bahsetme- sinı dikkate alarak verdigıni sanı- yornm. Bu karar eleştirilebilir Ama genel başkanımız kendi so- runıluluk anlayışı ıçınde karar ver- mtştır Bence bu aşaraada zırvede ne soyleneceği onemlıdır. Merkez vunıtme kurulumuzu pazar gunu toplantıva çagırdık. Arkadaşlan- mız goruşlennı orada bildirecek- ler." Defeerlendirmeler Pazartesı günu yapılacak zırve- >e ılışkın başkent sıyası kulıslenn- dekı değerlendırmeler şu nokta- larda toplanıyor • SHP Genel Başkam Çanka- ya'ya çıkmakla aııa pohtıkasında değışıklık olma>'acagmı MKYK'da da vurgulayacak Böylece SHP'run "ulusal iradeye dayan- mayan bır seçımle Cumhurbaş- kanhgı'na gelen Ozal'ı ük genel se- çimden sonra anayasa ile gorevın- den ındırecegi" goruşü kamuoyu önünde tekrarlanacak • SHP terör gıbı ulusal bır ko- nunun Cumhurbaşkanlığı maka mında göruşülmesıru ükelennden ödün olmadığım örgutune anlat- ma çabasmı surdurecek • Inönu, zırvede "hnknraeUn nerede oldugu" sorusunu yınele- yebüır ve Guneydoğu, terör konu sunda ne yaptığını soTabılır • DYP Genel Başkam Demırel- ın, toplantıda Cumhurbaşkanı'na değıl, Cumhurbaşkanlığı rnaka- mına geldıklerını vurgulaması guçlu olasılıktır ve Cumhurbaş- kanlığı seçımıne olan eleştırüen- nı tekrarlayabıhr. Çağn partilere iletildi öte yandan Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın üç sıyası partırun lıdenne yaptığı zırve çağrısı sıya- sı partı genel başkanlarma ulaştı- nldı Çağrıda, son gunlerde Gu- neydoğu Anadolu'dakı terör ola>- larına ışaret edılerek "Turkiye Cumhunyeti'nin vatanı ve milletı ile bolunmezlıgını ilgılendıren bu onemlı meselenın beraberce değer- lendınlmesı amacıvla mıllı bırlığı- nın bir tezahunı oiarak 2 Nisan 1990 Pazartesı gunu saal 14.00'de Çankava Koşku'nde Turkı>e Bu- yuk Mıllet Meclısınde grnbu bu- lunan sıyası partılenn başkanlan ile yapacagı toplandya partinizin sa terörü önlemeye yönelık mı?" sorusunu ortaya atarak, TÖ'nün daha çok' meşruıyet arayışlann- da muhalefetı kullanmaya kal- kıştığı" yargısında olduğunu du- yuruyor Bu arada hükümette TÖ, "kendını kurtaracak" ope- rasyonu başlatırken, Inönu'nün yanrtını TÖ'de aradığı "Hükümet ne yapacak' ' sorusu arapsaçı- na donmuş, sıyasal kulıslerde konuşuluyordu Yuzeysel görüntü, Mesut Bey'den sonra, Pakdemırlı hoca- mızın da hükumetten çekılerek lı- derlığe soyunduklanydı Asıl ger- çek ıse ıktıdarda dıkış tutmaya- cak hale gelen ıktıdarsızlığın yenı göstergelenydı Mesut Bey' yük- sek polıtıka' anlayışıyla kapalı kapılar ardında yandaş polıtıka yandaş gazetecılerle yenı kurgu- lar hazırtıyor Pakdemırlı, Mesut Bey'le goruşerek lıderlığe so- yunuyor Bır tabağa dört kaşık uzanmış dört lıder adayı, daha şımdıden ANAP'ın butunleşerek gücünu topartaması olanağının kalmadı- ğını sergıleyen olaylar yaratıyor TÖ de ANAP'ta hayır kalmadığı- nı goruyor muhalefet lıderlerını de yanına aldığınt kamuoyuna kabul ettırmeye koltuğunun sar- sılması ıçın geçerlı hıçbir nede- nın kalmadığına oynamaya baslıyor Bır başbakan, hukumet ve partıdekı ıkılıkler o hale gelmış kı başbakan yardımcısı atayamı- yor Malıye çekılıyor, kımı oraya götürecek bılemıyor TÖ ıse Pak- demırlı nın ıstıfasından memnun Işın Çelebı, konuttan çıkmayan- lardan, GuneşTaner zaten buy- ruğunda, Malıye'ye de dıledığı- nı getırırse ekonomının dıreksı- yonunda dıledığı gıbı kol oynata- cağını bılıyor Oyle bır haftaya hazırtanıyonjz kı, muhalefet boyte, ıktıdar Altah- lık, yönetım boş Ne var kı, pa- zartesı zırvesı ıkı muhalefetın halkın duygularını, eğılımlerını kesın çızgılerle ortaya koyarak, TÖ'nün sıyasal ömrünu bıçece- ğı umuduyla başka beklentılere gebe görünuyor Doğrusu, ger- çeklerı TO'nün yuzüne söyleye- rek hatta erken seçım zorunlulu- ğunu söyleyerek geleceğı yenı- den bıldırmelerı -tüm terslıklere karşın- cıddı bır eğılım olarak ku- lıslerde belırıyor Sadece "ıktıdar ne yapacak" sorusu değıl, muhalefetın ne ya- pacağı sorunu gundemın başına tırmanıyor genel başkam olarak zatıalinizı davet ediyorum" denıldı Cumhurbaşkam Turgut Özal'- ın zırve çağnsıyla sonuçlanan ge- lışmeler de şo>le oldu. 26 mart pazartesı gunu Guney- doğu Anadolu'dan dönen 3 par- tırun temsılcılennden oluşan 6 kt- şıhk TBMM heyetı, Başkan Kaya Erdem'ı aradı Erdem'e ola> lann boyutlan aktarıldıktan sonra partı lıderlenne de ayrıntıb açıklama- larda bulunulması gereğını akta- ran heyet uyelerı, TBMM Başka- nı'ndan lıderlerı toplantıya çağır- masını ıstedıler Istanbul'da bulu- nan Erdem, telefonla bu bılgılerı aldıktan sonra "Benim cağırmam doğru olmaz. Goruşme ıçın geıek- li zemını haarlayayım" dedı Er- dem, tstanbul gezısım yarıda ke- serek Ankara'ya dondu ve partı başkanlarıyla Mıllı Guvenlık Ku- rulu Genel Sekreterlığı'nden heyet uyelerı ıçın randevu aldı Heyet uyelerınden Adnan Kahvecı ve Mehmet Can, Erdem'e hderlen toplantıya çağırma önenlerını yı- neledüer Erdem. bu kez "Ben TBMM Başkanı'yım. Bu sıfatla li- deriere toplantı çağnsında bulun- mam doğru olmaz" yanıtını ver- dı "Koşk'e anlatmak ıster misi- niz?" sorusuna olumlu yanıt alan Erdem, Cumhurbaşkam özal'dan heyet Oyelen ıçın randevu aldı TBMM heyetınden bılgı alan özal da öncekı gunkü MGK toplantı- sından sonra partı başkanlarını zirveye çağırdı TBMM Başkam Erdem, Cumhurıyet'ın, "Parti li- derlennin zırveve çagnlmasında Cumhurbaşkanı'na onerinız oldu mu?" sorusuna, "Kesinlikle boy- le birşey soylemedim" yanıtını verdı. SHP'nın kımı kurmayları, ge- nel başkamn Çankaya davetıne kayıtsız şartsız "evet" demesının vanlış olduğu ınancındalar. Çun- ku bu "evef'ten Cumhurbaşkam Ozal sıvasal kârlar çıkarmava ça- hşacak Bunun ıçın "Ozal'ın kâ- nnı azaltmak uzere" bazı nokta- lara özen gostermek gerekırdı Orneğın, davet kabul edıhrken, bu buluşmanın daha önce Meclıs Başkanı'nın başkan'ığında yapıl- mış olan teror zırvesı sureanın bır devamı olduğu vurgulanırdı Ayrıca buluşma yerı Çankaya Köşku değıl de anayasanın 117 maddesıne göre "başkomntanhgın manevı vaıiıgından aynlamayaca- ğı belirtılen TBMM" olabılırdı Inönu bunları yapmadan he- men "evet" dedı Demırel ıse bugün toplayacağı DYP Genel ldare Kurulu'ndan sonra yamtını verecek Ama Inönü'nun aksıne Demı- rel'ın bu hususları hesaba kataca- ğı, ama yıne de "evet" dıyeceğı muhakkak Çünku Demırel Çankaya'yı dik- kate almama polıtıkasının ancak SHP ıle bırlıkte hareket edeTse bır sonuç doğuracağımn büıncınde. Yoksa, hem tnönu hem de özal karşısında açmaza düşebüecek "En hayırsu dunımlan bile" le- hıne çevırmeyı becererek cumhur- başkam olmayı başaran özal'ın "Çıkmam" dıyen ıkı hderı terör gıbı hayırsız bır nedenle de olsa Çankaya'ya çıkarması, vıne de kendısı ıçın bır başarı olacaktır Kahveci'yi Özal bakan yaptı ANKARA (Comhuriyet Buro- SD) — Ekrem Pakdemirli'run is- tıfasıyla boşalan Malıye ve Gum- ruk Bakanlığı'na sürpnz bır şekıl- de tstanbu! Mılletvekılı Adnan Kahveci getınldı Kahvecı'mn atanmasının Cumhurbaşkam Ozal'ın ısteğı üzenne gerçekleştı- nldığı öğremldı Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan Akbulnt'un, boş bulunan Başbakan Yardımcılığı- na Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu'nun getırılmesı, Malıye ve Gümruk Bakanlığı'na Devle» Ba- kanı Kemal Akkaya'nın atanma- sı önerısme karşı çıkınca, hukü- mette operasyon gerçekleşmedı Bu arada, öncekı gece Bakan- lar Kurulu toplantısında Pakde- mırlı ıle bırlıkte bakanlıktan ıstı- faya hazırlanan Devlet Bakanı Cemil Çicek'ın de kırgınlığı gıde- rılemedı Çıçek'ın, Malıye ve Gümruk Bakanlığı'na Kahvecı'- nın atanmasından sonra hüku- mette kalmasımn guç olacağı bıl- dırıldı Cemıl Çıçek, dun makam arabasını kullanmadı ve TBMM'ye gelmeyerek bakanlık- ta kalma>ı yeğledı Pakdemırh'nın ıstıfasından sonra Malıye ve Gümrtik Bakan- lığı'na yapılacak atama ıle hükü- met operasyonu öncekı gece Baş- bakanlık Konutu'nda, Akbulut, Oltan Sungurhı, Kemal Akkaya ve tbrahim Ozdemir arasında de- ğerlendırıldı Akbulut'un yakın çevresınde yer alan bu uç bakan, alternatıflı bazı ısımlen başbaka- na onerdıler Yaklaşık 2,5 saat su- ren toplantıda Başbakan Yardım- cılığına Adalet Bakanı Oltan Sun- gurlu'nun, Malıye ve Gümruk Ba- kanlığı'na da Devlet Bakanı Ke- mal Akkaya'nın kaydınlması güç- lu olasılık olarak ortaya çıktı Cumhurıyet muhabınnın edındı- ğı bılgıye göre, Adalet Bakanlığı- na da Guzel yanlısı Adalet Komıs- vonu Başkam Alpaslan Pehlivan- lı'nın getınlmesı göruşu ağırlık kazandı Toplantıda aynca, Özal'a götürulecek bu ısımlerın kabul edılmemesı olasıbğı da goz önune alınarak, alternatıflı bır atama lıstesı hazırlandı Özal, Kahveci'yi istedi Cumhurıyet muhabınnın öğ- rendığme göre, Akbulut'un götur- duğu kabınede değışıklık lıstesı Özal tarafından benımsenmedı Ozal, Oltan Sungurlu'nun başba- kan yardımcılığına getırılmesı önerısme sıcak bakmadı Özal'ın Akbulut a "Bir sure daha lıste uzennde dusunulmesı gereklüıguıi bildırdiğı ve genis bovutlu bır hu- kumet değişıklığıne karşı çıkbğı" öğrenıldı Ozal, ogleden sonra başbakanla ozel bır telefon gönış- mesı yaparak, Malıye ve Gümruk Bakanlığı'na Adnan Kahvecı'vı uygun görduğunu bıldırdı Bunun uzerıne Akbulut, saat 14 30'da Adnan Kahveci'yı Başbakanlık Konutu'na çağırdı ve bakanlığa getınlmesı konusunda "nabız yoklamasında" bulundu Cumhurbaşkanı Özal daha sonra Akbulut'u ıkıncı kez Köşk'e çağırdı Başbakan Akbulut'un karşı çıkması uzerıne Kahveci, Malıye ve Gümruk Bakanlığı'na atandı Kahvecı'run atanması, ön- cekı gece Akbulut'la ozel toplan- tıya katılan bakanlarda "şok" et- kısı yarattı Toplantıya katılan bır bakan, Cumhurıyet muhabınnın sorusu uzenne bakanlık ıçın Kah- vecı'mn adının hıç geçmedığını, atanmasının dun öğleden sonra- kı gelışmeler paralelınde olduğu- nu söyledı özal'a yakınlığı ıle bı- lınen Kahvecı'mn Malıye ve Gum- ruk Bakanlığı'na getırılmesi ANAP kuusınde "dış politikadan sonra ekonomik ılışkilerin de Ozal'da toplanması" olarak yo- rumlandı Malıye ve Gumrük Bakanlı- ğı'nda dünku devır-teslım töre- nınden sonra Kahveci, bır gazete- cının "Yuzunuz çok asık, gorevi islemedıniz mı >oksa" şeklınde- kı sorusuna, "Şu anda hıçbir şey soylemeyecegim. Daha sonra bu- tun konularda açıklama yapaca- gım" karşılığım verdı GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) Italyan hukumetlerıydı Bu uc hukumet, bır komısyon oluş- turacak ve bu komısyon bır "plan taslağı" hazırlayacaktı. Bu planda Suryanılerın hakları da guvenceye alınıyor, bu amaçla ayrıca Ingılız, Fransız, Iran ve Kurt delegelerınden oluşacak bır başka komısyonun kurulması kararlaştırılıyor- du Sevr Antlasması'nın 64 maddesıne göre Kurtler eğer, "Turkıye'den bağımsız olmak ıstedıklennı kanıtlayarak Mılletler Cemıyeîı Konseyı'ne" başvururlar ve Konsey, "Kurt nüfusu- nun bağımsız bır devlet kurma yeteneğıne sahıp olduğu gö- rüşune vanrsa" o zaman Kurt devletı kurulacaktır Aynı maddede, Turkıye'nın "bolgedekı bütun haklarından vazgeçmesı" öngöruluyor, ayrıca Musul vılayetınde yaşa- yan Kurtlerın, kurulacak bu Kurt devletıne katılmalarına "Müttefık o'ev/et/er'in karşı çıkmaması da hukme bağla- nıyordu Açıkça göruluyor kı 1920lı yıllarda kurulması düşünulen "Kurt devleV'nm arkasında Turkıye'yı ışgal eden kapıtalıst emperyalıst hukumetler bulunmaktaydı Sevr Antlaşması, "emperyalızm ve kapıtahzme karşı" ve- nlen sılahlı savaş ıle yırtıldı, yerıne Lozan Antlaşması ım- zalandı Musul sorunu Lozan'da da çozulemedı "Musul" demek, "petrol" demektı Bu yuzden Ingılızler, Musul'u Turkıye'ye bırakmak ıstemıyorlardı Ingılızler, 30 Ekım 1918 tarıhınde ımzalanan Mondros Mutarekesı'nden ıkı gun sonra Musul'u ışgal ederek Musul petrollen uzerın- dekı ısteklerını bellı etmışlerdı Musul, Lozan goruşmelermde de Turk ve Ingılız delege- lerı arasında sert tartışmalara yol açmıştı Ingılız Delegasyonu Başkam Lord Curzon Musul'un Irak'a verılmesını ıstıyordu Çunku Irak, o tarıhte, Ingılız "mandaterlığı" altındaydı Musul sorunu Lozan'da cozulemeyınce konu Istanbul- da "Halıç Konferansı"nda ele alındı Sorun bu konferansta da çozulemedı Ustelık Ingılızler bu konferansta Hakkârı'- de yaşayan Nasturı Hınstıyanları" konusunu da gundeme getırdıler Tam bu sırada "Nasturı ayaklanması' da bırdenbıre pat- lak verdı Musul konusu, Ingılız hükumetınce Mıllet Cemıyetı Mec- lısı'ne götüruldu Cemryet, bırı Macar, bırı Belçıkalı bırı de Isveçlı uç kışıden oluşan bır komısyon kurdu Komısyon, Mu- sul'un Irak'a bırakılması gerektığı sonucuna vardı Turkıye, bu raporu tanımadığını bıldırdı Konu, Mılletlerarası Daımı Adalet Dıvanı'nda da gorüşül- du, sonuç aynıydı Musul, Irak'a bırakılıyordu Turkıye, Musul'u bır askerı harekât ıle alabılırdı Nakşı- bendı Şeyhı Saıt'ın lıderlığını yaptığı "Kurt ısyanı" ışte tam bu gunlerde başladı Isyan "hılafetın gerı getınlmesı" ve "senaf" gıbı gerıcı ıs- teklere bağlanıyordu Seyh Saıt'ın oğlu Alı Rıza da aynı gun- lerde Kürt ısyanında Ingılızlerın desteğını sağlamak ıçın Teb- rız'dekı ingılız yetkılılerıne başvurmuştu Dınsel göruntulu Kurt ısyanı bastırıldı Ancak Turkıye Mu- sul uzerındekı haklarından da vazgeçmek zorunda kaldı 1 Bu dınsel göruntulu Kurt ayaklanması Ingılızlere yara- mıştı Ayaklanmanın Turkıye'ye faturası Musul olmuştu Musul'un elden kaçması ıle bırlıkte tek partı yonetımı sert- leşmıştı Kıbrıs konusu da boyle faturalara yol açmıştır Örneğın, Türkıye'dek' anarşı ve teror, Kıbrıs Barış Hare- kâtı'ndan sonra bırdenbıre başlatılmıs ve 12 Eylul oncesın- de yurtdışındakı Ermenı teroru ıle eşgudum ıçınde tırman- dırılmıştı Teıftrun ve terorıst örgutlerın, hıç kuşkusuz, bırbırınden tümuyle değışık ve başka başka nedenlerı vardır Ancak, anarşı ve terörun doğurduğu sonuçlarda hangı terör örgü^ tönûn ve amacın payının daha fazla olduğu~pek ÖnerrTserv mez Önemlı olan sonuçtur Sonuç, ne getırmış, ne götur- muştur^ Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında başlatılan terör, 12 Ey- lul'den sonra temel hak ve ozgurluklerı yok etmış ve dınsel gerıcılığı devlet çatısı altında guvenceye bağlayan bır sıya- sal model getırmıştır Aynı donemde dış sıyaset uzennde ABD etkısının artması ve bu etkı ıle Turkıye'nın Yunanıstan'ın NATO'nun askerı ka- nadına donusune "evef" demesı de herhalde rastlantı de- ğıldır Turkıye, boylece, "FIR hattı Ege adalannın sılahlandırıl- maları Kıbrıs" konulannda kullanabıleceğı en guçlu kozu da elınden kaçırmıştı Butun bunlan duşunürken, ınsan "Acaba Guneydoğu'dakı terorun sıyasal faturası ne olacak''" dıye soru sormaktan kendını alamıyor Ne olabılır bu sıyasal fatura'? Rejım değışıklığı mı? Yoksa Kıbrıs'ta verılecek odunler 9 Valının acıklaması Dunku "Devletın Valısı" başlıklı yazı uzerıne Aydın Valısı Sayın Yazıcıoğlu şu açıklamayı yaptı " Mıllıyetgazetesının 28 Mart 1990 tanhlı nushasında 'Prof Ak- soy Ektığını Bıçtı başlığıyla venlen haberle ılgılı olarak 29 Mart 1990tanhlı Cumhurıyet gazetesınde 'Devtetın Valısı' başlığı altın- da ışlenen konu, ılımız Germencık ılçesı Mursalh koyu ortaokulu- nun temel atma torenınde yapılan uzunca bır konaşma ıçınde ye- ralan bır bolümden kaynaklanmaktadır Konuşmanın ana teması katı-koyu merkezıyetçı Turk yonetım modelının yenıden yapılanma ıhtıyacı ıçınde olduğu sıstemın dış- ladığı halkın köy, belde ılçe ve ıl duzeyınde yonetıme katılması ha- lınde devreye gırecek potansıyel guç ıle kalkınma ve gelışmenın hızh bır sekılde sağlanacağı ve demokrasının gereğının yerıne ge- leceğı çağdaş demokratık, katılımcı bu yerel yönetım modelıne geçemeyışte halkın henüz olgunlaşmadığı rüstunu ıspat etmedı- ğı goruşune dayanan aydınların vesayetçı yaklasımlarının rolu ol- duğu tezıdır Soz konusu konuşmada daha once ılımızde Insan Hakları Der- neğı'nce yapılan toplantıda tarafımdan aynı göruşlerın ıfade edıl- dığı, bu arada 27 Mayıs la ılgılı değerlendırmelerde bazı aydınla- rın yanılgıya düşerek çıfte standart ıçıne duştuklerı mısal olarak verılmıştır Rahmetlı Prof Muammer Aksoy dan bu nedenle bah- sedılmıştır Demokratıkleşmenın ana konu olarak ışlendığı yarım saatı aşkın konuşmada yer alan bır orneğın, maksadı aşan bıçım- de genelı dıslayarak venlmesı maalesef taljhsız baslığa ve ona da- yalı olarak maksadı cok aşan yorumlara'neden olmuştur Mıllıyet gazetesındekı bu başlık değerlı bılım adamının ölümü- ne sevınmek anlamına gelır kı değıl sıradan bır vatandaşın, ma- kalenızde ıfade edıldığı gıbı devletın valısının boyle bır düşunce ıçınde olması mumkun değıldır Bu mesaj benım felsefeme, yone- tım ve demokrası anlayışıma ve kışılığıme tamamen ters duşer Değerlı bılım adamı ve demokrası savunucusu Prof Aksoy un Sayın eşlenyle yaptığım gorüşmede benzer duşuncelerı ıfadeyle, yanlışlıkla da olsa acısının tazelenmesıne vesıle olmaktan duydu- gum uzuntuyu belırttım Sutununuzda açıklama ımkânı verdığınız ıçın çok teşekkur ede- rım' Valı konuşmasının Prof Aksoy ıle ılgılı bolumunde "ne ekersen onu bıcersın" sozcuklermı kullanmıştır Bu sozler valının maksadını aşmış olabılır Sıgara ve ıçkı yasakları ıle un yapan Sayın Valı'ye bu gı- bı konularda "ırtıcalen konuşma yasağı' mı uygulamak gerekır? USAŞ satışına (Baftarafi 1. Sayfada) eskı kararını bır süre önce değış- tırerek yabancı sermayeye blok KİT satışı yapılabürnesıne olanak sağlamıştı Alınan bu yenı karar da Toplu Konut tarafından mah- kemeye sunuldu Ancak mahke- me, kararın "makabline şamil" olamavacağı (gerıye dönuk olarak uygulanamavacağı) goruşune var dı Ortaya çıkan son gelışme uze- rıne Topiu konut ve Kamu Or- taklığı Idaresı'nın satış ışlemınde dıreneceğı ve mahkeme kararına karşı gerekçelı kararın çıkmasın- dan sonra Danıştay'a başvuraca- ğı bıldırıldı Yetkıhler, ıdare mahkemesının kararının Danıştay'ca da kabul edılmesı halınde ıse SAS'la yapı- lan satış sozleşmesının yenılenece- ğını ve sözleşmede yapılacak bır tarıh değışıklığı ıle sorunun çö- zumlenebıleceğını kaydettıler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle