03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunyet Matbaacıhk ıe Gazctecılık Turk Anonım Şırketı adına N«dır N«lı # Gencl Ya>ın Muduru Hısın Omal, Mue^esc Muduru Emine Lşaklıgıl. >azı Işien Muduru OİU) Gonensın. 0 Haber Merkezı Muduru \alçın B»>rr. Sa\fa Duzenı Yoneımenı Ali Scu. # Tmsılaler ANKARA Ahıml Tuı. JZ.MIR Hikmet Çrinluva. AOANA <,fdn Yjgenoglıı I, Polilıkü Cttal Bnjlsnsn'. Dış Haberter Irgım Bmia, Ekononu. Ce^u Turtun. lı Sendıka Şakran Ktttnd. Kultur Cdal Uster. Eğmm Geno? Şttytaa. Haber \ra>tırma tsmtt Berfcan. Yurt Haberlen. Sccdet DogM, Spor Dan.>manı AbduflLtfhr \ucrirnan, Dıa \aalaj fonm ÇlkAan. Aıastırma- Şahin Mfm>, Duzellme AMotah VIDD 0 koordınator Afemd konıbuı, # Malı h'.-ı Erol EHuı», # Muhasebe Bufcıtl VrnCT • Butçc Planlama Srrçı Osmnbtsn*!» # Reklam AJV Tonm. • Ek Yayinlar Hohs Mıvol # Idare Husr>ın Gorer, # Ijktmr Ondff Çtük. 9 Bıigı-lşlern \ıd lıul. # ftrsonci Sfgı Boslaacıoglıı 05 6 9 )i/Km Cıımhunyo MaıbaacıU w Gırcttulıl TAŞ. Türk Oagı Cad 39 « P^ 24*-laaJibıd Te{ 512 05 03 (20 haj. Tctaı: 222«6 Fax. (1) 526 60 72 • \ n t n Zıya Ookaip Bl> In.ıljp S No I9'4. Td. 133 II 41-41 Tcto 423*4 Fuc (4) 133 9 •"••': H. Zıv» Bly '352 SJ/3. * 13 12 30. Tetex 52359 FM. (51) 19 53 60 Indnu Cad 119 S No I Ka I. Td 19 r 52 (4 hal), lcte &2155, fzs. (Tî) 19 r 52 TAKVIM: 28 MART 1990 Imsak: 5.21 Guneş: 6.49 Oğle- 13.14 lkındı: 16.44 Akşam: 19.31 Yatsı: 20.51 Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Serin ve Hacettepe Rektörü Prof. Bozer getirilmek istenen sisteme karşı Mütevelli heyetine hayırGENCAY ŞAYLAN HAKAN AYGÜN Prof. Dr. Necdet Serin'in bu ko- i aldık. Her iki Prof. Yüksel Bozer (Hacettepe Üniversitesi Rektörü): Mütevelli heyet sistemini beğeniyorum. Fakat biz mütevelli heyet düzeyine halen anlayışımız itibanyla varamadık. Bu yetkileri üniversitelerden u nıversııesıProf. Necdet Serin Rektörü): Üniversiteler yeni yasal düzenlemeyle bile tam oturmamış durumdayken tekrar sil baştan mütevelli heyetli ve hiçbir maddesi tasvip edilemeyecek seçilmiş hocalardan oluşan üniversite yönetim bir yasa ile üniversitelerin tekrar huzursuzluk kurullarına verirseniz bence daha faydalı olur. ortamına itilmesini doğru bulmuyorum. Mütevelli heyet gelirse egitimden ne anladığı Siyasi iktidarca mütevelli heyete atanan B D „.. belli olmayan insanlar girecektir. Kesinlikle kişiler, kendi görüşlerine göre üniversiteyi — Sayın Bozer, muteveiH heye- . , , . j • i • .. • • i T • , , » i j • i 1 1 ıddıa ederım kı universiteler polıtıze olacaktır. yonlendırmeye çalışacaklar.ve YÖK sfeteminde dngdriilen de- gişlklik tasansının olumlu ve olumsoz yönlerini anlatabilir mi- siniz? BOZER — Tasannın iyi olma- dığım ve karşısında olduğumu söyleyebilirim. Bir kere YÖK'ün zaruretine inanıyonım. Ama bu YÖK'ün bütün yetkilerinin doğru oldugu ve 254Tnin bütün madde- lerini berumsediğim anlamına gd- mez. Bu yasada bazı değişiklikJer ya- pılarak güzel yollara vanlabilir. 1969'dan beri idarecilik yapıyo- rum, üç yılım ODTÜ'de mütevel- li heyet başkanlığmda geçti. O za- manlar üniversiteler birbirinden kopuk ve habersiz uygulamalar içindeydiler. Aşın siyasi baskılar aJtındaydık. önüne gelen her şe- hirde gördüğü hastaneyi tıp fakül- tesi sanıp, tıp fakültesi açmaya kalkmıştır, oy kaygısıyla davranıl- mıştır. Böyle bir jey düşünüJemez. — Ama YÖK doneminde ynk- sekogretim kummu olmayan U be- men hemen kalmadı. BOZER — KalmamaJıdır da ama sürecini iyi tespit etmeliyiz. YÖK'süz bir üniversite sistemi dü- şünemiyorum. Ama YÖK'ün ne olduğunu iyi tarif etmemiz gere- kiyor. DPT gibi YÖK de zanıri. Acaba YÖK'ün açtığı üniversite- ler, tıp fakülteleri sayısı itibanyla tam istenileni yapmış mıdır? Bu- nun savunucusu ben olamam, ama böyle bir planlama ve koor- dinasyon kuruluna ihtiyaç vardır. — Önerilen yeni sistemde YÖK'ün bu işlevleri kalıyor değü mi? BOZER — Ben de bu işlevleri- nin kalraasından yanayım. Ancak Bozer: Mevcut sistemin değiştirilmesinden yanayım. Temelde bazı şeyler kalabilir. YÖK, söylediğim anlamda kesin surette kalmalıdır. Dekan ve rektörlerin seçimleri aynen kalmalıdır. Serin: Partilerle üniversiteliler arasında da bir uzlaşma oluşmalı. Üniversitelerden görüşleri alınarak ihtiyaçlan belirlenmeli. tasandaki her üniversiteye bir mü- tevelli heyet hükmüne karşıyım. ODTÜ'nün özerk sayılmadığı dö- nemleri ne çabuk unuttular. Bizi, üniversitelerarası kurula almaya tereddüt ederler, almazlar- dı. Peşinen söyleyeyim, mütevelli heyet sistemini beğeniyorum. Fa- kat biz mütevelli heyet düzeyine halen anlayışımız itibanyla vara- madık. Nitekim ODTÜ'nün mü- tevelli heyetini incelerseniz kirnisi çok iyidir, kimisi çok büyük sıkın- tılar getirmiştir. Mütevelli heyetini niçin Türki- ye'de de istediğimizi anlarsak, ge- risi çok kolaylaşacak. Seviyorum, çünkü o mütevelli heyetinde mali özerklik vardı, kadro kullanma özerkliği vardı, her türlü ihaleyi çok rahatlıkla yapabilme özerkliği vardı. Bu yetkileri üniversitelerden seçilmiş hocalardan oluşan üni- versite yönetim kurullanna verir- seniz, bence mütevelli heyetinden çok daha faydalı olur. Ama mütevelli heyet gelirse, bir kere egitimden ne anladığı belli ol- mayan insanlar girecektir. Ikincisi, kesinlikle iddia ederim bütün Uni- versiteler politize olacaktır. Tasa- rıya dikkat buyrulursa, mütevelli heyet üyeleri üçlü kararname ile tayin edilmektedir. Bakanlann birçoğunun bile haberi olmaya- caktır. Bugün mütevelli heyetini savunmak bence üniversitelerin başına büyük bela getirecektir. — MüteveUi heyet yerine secim- le göreve gelmiş kurullann mı go- rev yapmasını savunuyorsnnnz? BOZER — Seçim lafıru kullan- madım. Seçimi iki bazda incele- mek lazım. Üniversitelerde akade- mik idarecilik ve gerçek idarecilik vardı. Bugün bir rektör, dekan akademisyen değildir, ama bir bö- lüm, ana bilim dalı başkanı aka- demisyendir. Işte o akademisyen olan idari makamlann seçimle gelmelerinde yarar vardır. — Üniversite yönetim knrulu nasd oluşmalı? BOZER — Yönetim kurulu, bütün dekanlardan, bütün ensti- tüleri temsilen bir kişiden, yukse- kokullardan seçilmiş bir yüksek okul müdüründen, bir de senato- dan seçilmiş bir kişiden oluşturu- lur. Demek ki sorun rektörlerin, dekanlann göreve geliş biçimidir. Bugün kullanılan demokratik üniversite lafındaki demokratik sözcüğünün anlamını anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü burası politik bir organ, kurum değil. Bi- limde özgürlük ve özerklik konu edilir. Eğer demokratik üniversi- teden genel seçim gibi rektörlük seçimi yapıimasını anlıyorsak, bu- na öğretim üyelerinin yanı sıra bü- tün öğrenci ve 657'ye tabi perso- nelin katılması gerekir. Böyle bir nizamı da ben görmedim. O ne- hdır. — Sayın Serin, sizin bu konu- daki görtişleriniz nelerdir. Mute- veüi hejeti savıınaniar, bu sistemle toplumla üniversiteler arasında bag kunılacağını, üniversitelerin kendisini topluraa karşı sorumiu hissedeceklerini kaydediyorlar. tkinci olarak da ögretim üyeleri- nin yönetim gibi bir yukten kur- tulacağını ifade ediyorlar. Bir de dunyanın en başaniı üniversilele- rin, mülevelli beyeöi ABD üniver- siteieri. düzeylerine gelmesinde son dere- ce olumlu bir rol oynamıştır. Da- ha sonra bu kanunun biraz deği- şikliğiyle, 1750 sayılı yasa ile üni- versiteler yönetilmiştir. 1981'den bu yana da çeşitli de- ğişikliklere uğramış 2547 sayılı ya- sayla yönetilmektedir. Şimdi da- ha 2547'ye göre üniversite tam oturmamış bir durunıda iken tek- rar sil baştan mütevelli heyetli ve hiçbir maddesini tasvip edemeye- ceğim, üniversite mensubu olup da pek çok kişinin benim gibi tas- velli heyet sisterainin, Türk üniver- sitelerinin yapısına uygun olaca- ğı görüşünde değilim. Her ülke- nin sosyo-ekonomik gelişmesi, kendine göre gelenekleri vardır. ABD'de raütevelli heyet sistemi yaygınsa, orada başından beri böyle bir gelişme göstermiş. Ama bizde Türk üniversiteleri kendi kendini yönetmiştir. Belki 1750 sayılı yasa dönerai- ne göre artık tam bir kendi ken- dine yönetim söz konusu olmaya- bilir. Çunkü idarecilerini doğru- ndan kişiler üniversiteyi daha iyi yöneteceklerse, bu işi bu şekilde genişletmek gerekir. Bugün mütevelli heyetine veri- lecek yetkileri, üniversitelerin yö- netim kurullanna verirseniz çok daha başaniı bir netice elde eder- siniz. Bana göre ABD'de bile mü- tevelli heyet, politik bazı kararlar almaktadır. California Valisi da- ha yeni Ermeni tehciri konusun- da Türk tezi yanlısı bir Amerika- lı profesörün görevine son verdi. Dolayısıyla orada bile politik et- POKTRE PROF. YUKSEL BOZER Kurul başkanı 1928'de Eskişehir'de doğan Prof. Yuksel Bozer, 1952'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bıtirdı. ABD'de değişik üniversitelerde kalp-damar cerrahı olarak çalışan Bozer, 1964 yıhnda doçent, 1969 yılında profesör oldu. Ankara Ticaret Odası Başkanlığı, Hacettepe Üniversitesi rektör yardımcılığı görevinde bulunan Bozer, ODTÜ'de mütevelli heyet başkanlığ) yaptı. 1 Ağustos !982'de Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne getirilen Bozer, halen bu görevini ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'nı sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babası olan Bozer'in yayımlanmış 171 makalesi ve 5 kitabı bulunmaktadır. NE NEDİR? Mütevelli heyeti modeli YÖK sisteminin tıkandığını artık bütün siyasi partiler kabul ediyor. DYP ve SHP iktidara geldikleri takdirde YÖK sistemini tumüyle değiştireceklerini ilan ederken ANAP içinde YÖK'u değiştirme çalışmaları süruyor. ANAP içinden gelen yeni bir öneri ise üniversitelerde 'mütevelli heyeti' modehni ortaya attı. 'Mütevelli heyet' tartışması, ANAP tstanbul Milletvekili Adnan Kahveci'nin, ANAP lzmir Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyon Başkanı Kemal Karhan ile KTÜ Rektörü Kemal Gurüz'e danışarak hazırladığı yeni universiteler yasa dnerisi taslağı ile gundeme geldi. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol'a iletilen ve halen üzerinde çalışılan tasiakta, üniversitelerin, hukümetin üniversite dışından atayacağı kişiler tarafından yönetilmesi öngörüiuyor. Taslağa göre mütevelli heyet, universiteye öğretim görevlisi alımından mali konulara kadar her alanda sorumiu olacak. Mütevelli heyetin üniversitelerin, toplumla butunleşmesinde bir kopru görevmi ustleneceği savunulan tasiakta, böylece üniversitelerin topluma "hesap vereceği" de kaydediliyor. Taslak, sadece bölum başkanlannın "secimle" gelmesini öngörurken, rektörlerin "atama" ile gelmesini hukme bağlıyor. Özellikle öğretim uyelen arasında büyük tepkiye yol açan taslağa, rektörlerin buyuk bölümü de sıcak bakmıyor. POKTRE PROF. NECBET SERİN 1987'den beri rektör 1933 yılında Izmir'de doğdu. 1957 yılında bitirdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne aynı yıl asistan oldu. Wisconsin Üniversitesi'nde araştırma çalışmaJarında bulunan Serin, 1963 yılında doktor unvanını aldı. Cenevre'de Birleşmiş Milletler Araştırma ve Planlama Dairesi'nde uzman olarak çalışan Serin, 1969'da doçent, 1976'da profesörlüğe yükseiüidi. 1982'den 1987'ye kadar SBF dekanhğı yapan Serin, 1 Ağustos 1987'den bu yana Ankara Üniversitesi Rektorlüğü'nu üstleniyor. Pek çok vakfın ve kuruluşun başkanı ve üyesı olan Serin'in dördü telif, altı çeviri kitabı, kırkı telif dördü çeviri olmak üzere de kırk dört makalesi bulunmaktadır. denle mevcut rektör seçim sistemi- nin en iyi yol olduğuna inanıyo- nım. Rektörün çalışma arkadaş- lannın önereceğı isimler arasından YÖK'ün seçmesinde de yarar gö- rtiyorum. — Mevcut sistemin değiştiril- mesinden yana degilsiniz diyebi- lir miyiz? BOZER — Değişmesinden ya- nayım. Temelde bazı şeyler kala- bilir. YÖK, söylediğim anlamda kesin suretle kalmabdır. Dekan ve rektörlerin seçimleri aynen kalma- SERİN — Bilim hayatı huzur ve istikrar arayan bir hayattır. Do- layısıyla üniversitelerin yapı ve iş- leyişiyle sık sık oynamamak gere- kir. Arada ufak tefek düzenleme- ler olacak tabii. 1981 yılına kadar üniversiteler bir sistem içinde ge- lişmiştir. Huzursuzluk ortamı Bana göre 1946 kanunu Türk üniversitelerinin, klasik ve eski de- diğuniz üniversitelerinin bugünkü vip etmeyeceği maddeleri içeren bir yasa ile üniversitelerin tekrar huzursuzluk ortamına itilmesini doğru bulmuyorum. — Sizce böyle bir vapdanmamıı sakıncalan nelerdir? SERİN — Önce böyle bir yeni yapılanma olsa bile iktidar olma şansı olan diğer iki parti de deği- şiklik yapacaktır. Dolayısıyla üni- versiteler devamh siyasi organla- nn yönlendirmesi altında kalacak- lardır. Bu, son derece yanlıştır. Mute- dan kendileri seçememektedirler. Siyasi iktidarca mütevelli heyete atanan kişiler, kendi görüşlerine uygun olarak üniversiteyi yönlen- dirmeye çalışacaklardır. Geriye gideriz İstenen, üniversitelerin topluma hesap vermesiyse zaten veriyoruz. Maliye'ye, Sayıştay'a hesap veriyo- ruz. O zaman kamu kurumlanna da mütevelli heyet getirmek gere- kir. Bu mümkün mü? Eğer dışa- ki var. Avnıpa'daki üniversiteler de mütevelli heyet sistemınden uzaklaşmak istiyorlar. Son tasarı gerçekleşırse, üni\ersiteler, 1946' nın gerisine gıder. Bu, kimsenin hakkı değildir, tartışılmalıdır. Belki tüm üniversitenin göruşü alınamaz, ama ilk aşamada rek- törler komitesinin, genişletilmiş üniversitelerarası kurulun görüş- leri alırur. Sonra üniversite sena- tolannın da ayn ayn görüşleri alı- nır, böylece üniversiteler huzur- Gazeteciler Cemiyeti seçimleri Karma yönetimYeni yönetim kurulu: Nail Gureli (455), Orhan Erinç (406), Nezih Demirkent (395), Doğan Yıldız (321), Vasfiye Özkoçak (312), Nazh Ihcak (303), Yalçın Bayer (300), Kenan Akın (300), Oktay Kurtböke (288), Necmi Tanyolaç (282), Rıdvan Yelekçi (281). istikrarsızlığa itilmeden daha iyi bir kanun elde edilir. Ak- si halde çağ atlamaya giderken, bunu geriye doğru yapanz. Hükü- metlerin siyasi etkisi altına girilir. Tasannın özerklikle bağdaşır tek cümlesini keşfedebilmiş değilim. — Türkiye'de çok sık üniversi- te yasası degişmesinden kaynak- lanan stkıntılar oldu. Yeni bir ya- sa için önereceginiz yöntem nedir? Partilerle uzlaşma SERJN — Partıler ile üniversi- teler arasında da bir uzlaşma oluş- malı. Üniversitelerden görüşleri alınarak ihtiyaçlan belirlenmeli. Bugünkü anayasa sistemi içinde üniversitelerin yeri aynen korun- duğu sürece belki yapılabilecek olan şey şudur: Üniversiteler rek- tör ve dekan için birden fazla aday belirlerler, ilgili makamlar da bunların arasından birini seçer. Ama üniversitelerin rektör ve de- kanlannı kendilerinin seçmesi is- tenirse, anayasa değişikliği gereke- cektir. Ama az önce Yüksel Bey değindi, tam demokratik bir seçim gerçekleştirmek mümkün değil. İdari personelin, öğrencilerin se- çime katılması halinde, rektör her- kese taviz vermek zorunda kala- bilir. Dolayısıyla bir seçim olsa bi- le öğretim üyelerinin oylanyla sı- nırlı kalmalıdır. Hukümetin üniversitelerle ilgi- li olarak devreye girmesini de doğ- ru bulmuyorum. Bugün YÖK'te hukümetin temsilcileri var. Bu temsilciler, çeşitli üniversitelerle sı- kı ilişkileri olan bakanlıklann temsilcileri. 2547'den önce üniver- sitelerin hükumetle hiçbir bağı yoktu. Şimdi var. Türkiye üniver- siteleri geçmişte daha özerk bir dönem yaşamıştır. O dönemde özerklikle bağdaşmayan tek bir hu- sus vardı. Bir kişinin profesörlü- ğe yukseltilmesi, milli eğitim ba- kammn, basbakamn, cumhurbaş- kanının imzasına giderdi. Onun dışında hükümetlerin hiçbir kont- rolü yoktu. Ben, hükümetlerin üniversiteler üzerinde daha fazla etkili olmasından yana değilim. BOZER — Sayın Serin'e katı- lıyonım. Eskiden ODTÜ'nün mfl- teveîli heyetini Bakanlar Kurulu seçer, cumhurbaşkanı da onaylar- dı. Bugünkü düzen daha guzel. YÖK üyelerini cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, Üniversiteler Arası Kurul seçiyor. Demek ki üç kesimden de temsilci var. Ben curnhurbaşkanlığı makamım bu- rada bir denge unsuru olarak gö- ruyorum. Rektör eğer Milli Eği- tim Bakanı tarafmdan secilecek- se, bence bu iş bitmiştir. Fevkalâ- de sakıncalıdır. Tamamen siyasi- dir. Polonya, Fransa bundan şikâ- yet ediyor. Benim kanaatım odur ki bir İcere dekan adaylannı rek- tör göstermeli, YÖK onların için- den seçmelidir. Rektörü ise YÖK seçmelidir. Cumhurbaşkanı onaylarsa da- ha iyi olur. Yalnız Üniversitelera- rası Kurul'un yapısına biraz temas etmek istiyorum. Şündiki vapıdan hoşnut değilim. Ben isterdim ki Bazıları kitap sever]Kitap fuarlan giderek çagdaş reklamcılığın vazgecilmez aracı kadın mankenlerle su>leni>or. Londra'da Olympia Sergi Sarayı'nda başlayan Uluslararası Kitap Fuan'nın tanıtımmda gorevli esmer ve sarışın manken- ler bunun son ornegi. Bayan Maria Whitlaker (solda) ve Gayner Goodman fotoğrafçılara poz vere- rek Kilap Fuan'nı şenlendirdiler. Her ne kadar kitap. uzerine oturulmak için değil okumak için alınsa da mankenler kitap sevgisini arttırmak için çalışıyorlardı. (Fotoğraf: AP) Haber Merkezi — Gazeteciler Cemiyeti'nin genel kurulu dün ya- pıldı. Cemiyet yönetimi seçimine Nail Gureli'nin "Güç Birliği", Or- han Taşan'ın "Birliğe Çağn" lis- teleriyle Nezih Demirkent'in listesi katıldı. Burhan Felek Toplantı Salo- nu'nda saat 10.00'da başlayan ge- nel kurulda divan heyetinin oluşturulmasından sonra ilk ko- nuşraayı Cemiyet Başkanı Nezih Demirkent yaptı. Yönetim kuru- lunun iki yıllık çalışmalannı an- latan Demirkent, iktidara karşı olduklannı, ancak bunun muha- lefetle birlikte olduklan anlamına gelmedigini kaydetti. Demirkent, "Bizim politikamız, mesleğimizin politikasıdır. Basın ozgürlüğüne vurulan ber darbe karşısında tepki gösteririz" diye konuştu. "Birlige Çağn" listesi ile seçime katılan Orhan Taşan da konuşma- sında, "Cemiyet Başkanı Nezih Demirkent'in gazetecilik dışında işadamhğı yaptığını. bunun da Cemiyet'e gölge düşürdiiğiinü" söyledi. Cemiyetin "etkin" olma- dığını kaydeden Orhan Taşan, "Etkin olabilseydi, tstanbulda 15 ayn meslek kuruluşu olur muydu" diye sordu. Yönetime "Güç Birliği" listesiy- le aday olan Nail Gureli ise ken- disinin bundan once de başka listeden yönetim içine girdiğini ha- tırlattı. Gureli, yönetimi, ">eter- siz, keyfi, iş yapmaya yonelik buiunmamakia" suçladı. Nail Gu- reli, yönetime gelmeleri durumun- da basın yayın kooperatifi \e meslek komiteleri oluşturacakla- nnı kaydetti. Adaylardan sonra söz alan ba- zı üyelerin görüşlerini açıklama- lannın ardından Nezih Demirkent ikinci kez kürsüye gelerek eleşti- rileri yamtladı. Genel kurulda da- ha sonra yönetim, balotaj, onur ve denetleme kurullan ibra edildi. Öğleden sonra başlayan oy kullan- ma işlemi saat 17.00'ye kadar de- vam etti.Oy sayım işlemleri ise ge- cenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü. şik yapıda olsun. Tıp ve sağlık bi- limleri üniversiteleri, hukuk ve sosyal büimler üniversiteleri, mü- hendislik ünivereiteleri ve nihayet tarım, orman ve veterinerlik üni- versiteleri. Şimdi bu olmayacağına göre hiç olmazsa bunların universiteler arası kurulu ayn olmalıdır. Bugun hepimiz bir araya geliyoruz, bir- birimizin dilini, derdini anlayamı- yoruz. Orta yol bulmak isteyince de kimseye yaranamıyoruz. Bizim yapacağımız, saydığım dallardan ayrı üniversitelerarası kurullann toplanması ve oradan seçilecek ikiser kişinin de YÖK'te üye olma- larıdır. Üniversite yönetim kurul- ları, mütevelli heyet yetkileri ile donatılmah, kendi hocasını, öğre- tim elemanını seçebilmelidir. Bu- na hiçbir üst makamın onayını ka- bul etmiyorum. Alçak uçuş üssüne tepki • KONYA (AA) — Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Halil Ürün, alçak uçuş eğitim üslerinin insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit ettığini, çevre kirliliğine neden olduğunu ve doğanın dengesini bozduğunu öne sürdü. Ürun, Konya'da kurulması planlanan alçak eğitim üssü ile ilgili olarak bir konferans verdi. Ürün konferansta, Kanada'da kurulması düşünulen alçak uçuş eğitim üssü projesinin, Ren geyiklerine zarar getireceği gerekçesiyle iptal edildiğıni anlatarak, "Konyalı Ren geyiğinden daha kıymetsiz olamaz" dedi. Dk teravihte gösteri • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Ramazan ayı başladı. İlk sahura dün gece kalkıldı. Ankara Kocatepe Camisi'nde dun gece teravih namazı bitmek üzereyken 25-30 kişilik bir grup meşalelerle gösteri yaptı. Aralannda çocuklann da bulunduğu göstericiler "Müsluman Türkiye", "Zafer tslamın" sloganlan attılar. Olay yerine gelen emniyet güçleri cami avlusunda gösterisine devam eden grubu dağıttı. Polisin iki kişiyi gözaltına alması ise göstericiler tarafından engellenmeye çalışıldı. Göstericiler "îslamcı Gençlik" imzalı bir de bildiri dağıttılar. Silivri'de "Cikcik" paneli • SİLİVRİ (Cumhuriyet) — Silivri Doğayı ve Çevreyi Koruma Geliştirme Derneği, "Cikcik Avcılığının Yarar ve Zararlan" konulu bir panel düzenledi. Panel 31 mart cumartesi günü saat 11.00'de Silivrispor Kulübü lokalinde saat 11.00'de baslayacak Playboy'a cezaya ret • Haber Merkezi — Yargıtay 5. Ceza Dairesi, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Playboy Dergisi hakkında verdiği 13.5 milyon lirahk para cezası karannı bozdu. 5. Ceza Dairesi'nin iptale ilişkin kararında, "Suça konu fotoğraflann halkın ar ve haya duygulannı inciten veya cinsi arzuları lahrik ve istismar eden nitelikte, genel ahlaka aykırı bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet hukmü tesisine oybirliği ile karar verildi" denildi. Kararın bozulmasına gerekçe olarak Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 321. maddesi gösterildi. Kız Kulesi • İSTANBUL (AA) — Üsküdar Imar ve Kültür Derneği'nce Başbakan Yıldınm Akbulut'a gönderilen mektupta, ilçenin simgesi olan tarihi Kız Kulesi'nin turistik amaçla kullanabilmesine izin verilmesi istendi. Bir süre askeri amaçla kullanılan Kız Kulesi'nde, bugün sadece Denizcilik tşletmeleri'nin iki memurunun ışıkh fener için bekçi olarak beklediği belirtilen mektupta, "Kız Kulesi, Turizm Bakanlığı, Turizm Bankası veya Üsküdar Belediyesi'nce, mazisine yakışır bir şekilde turistik amaçlarla kullanıldığı takdirde, kaderi ile başbaşa bırakılan bir yapı durumundan çıkanlacak, yurdumuza büyük gelir getiren turistik bir kurum haline dönüştürülecektir" deniliyor. Golfe devam • ANTALYA (AA) — Manavgat'ta proje çalışmaları devam eden golf alanının yapımını üstlenen ESKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Edes, projeden vazgeçmelerinin söz konusu olmadığını açıkladı. Selim Edes, konunun basına tek yanlı ve yanlış bir şekilde yansıtıldığını belirterek proje çalışmaları sürdürülen golf alanında, ağaç kesiminin yapılmayacağını söyledi. Projede gösterildiği gibi, golf alanının büyuk bölumünun, daha önce yanmış orman alanını kapsadığını ve bu yanmış alana 2 bin ağaç dikileceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle