Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyet Matbaacıhk ıe Gazctecılık Turk Anonım Şırketı adına
N«dır N«lı # Gencl Ya>ın Muduru Hısın Omal, Mue^esc Muduru
Emine Lşaklıgıl. >azı Işien Muduru OİU) Gonensın. 0 Haber Merkezı
Muduru \alçın B»>rr. Sa\fa Duzenı Yoneımenı Ali Scu. # Tmsılaler
ANKARA Ahıml Tuı. JZ.MIR Hikmet Çrinluva. AOANA <,fdn Yjgenoglıı
I, Polilıkü Cttal Bnjlsnsn'. Dış Haberter Irgım Bmia, Ekononu. Ce^u Turtun. lı Sendıka Şakran Ktttnd. Kultur Cdal Uster.
Eğmm Geno? Şttytaa. Haber \ra>tırma tsmtt Berfcan. Yurt Haberlen. Sccdet DogM, Spor Dan.>manı AbduflLtfhr \ucrirnan,
Dıa \aalaj fonm ÇlkAan. Aıastırma- Şahin Mfm>, Duzellme AMotah VIDD 0 koordınator Afemd konıbuı, # Malı h'.-ı
Erol EHuı», # Muhasebe Bufcıtl VrnCT • Butçc Planlama Srrçı Osmnbtsn*!» # Reklam AJV Tonm. • Ek Yayinlar Hohs
Mıvol # Idare Husr>ın Gorer, # Ijktmr Ondff Çtük. 9 Bıigı-lşlern \ıd lıul. # ftrsonci Sfgı Boslaacıoglıı
05 6
9
)i/Km Cıımhunyo MaıbaacıU w Gırcttulıl TAŞ. Türk Oagı Cad 39
« P^ 24*-laaJibıd Te{ 512 05 03 (20 haj. Tctaı: 222«6 Fax. (1) 526 60 72 •
\ n t n Zıya Ookaip Bl> In.ıljp S No I9'4. Td. 133 II 41-41 Tcto 423*4 Fuc (4) 133
9 •"••': H. Zıv» Bly
'352 SJ/3. * 13 12 30. Tetex 52359 FM. (51) 19 53 60
Indnu Cad 119 S No I Ka I. Td 19 r 52 (4 hal), lcte &2155, fzs. (Tî) 19 r 52
TAKVIM: 28 MART 1990 Imsak: 5.21 Guneş: 6.49 Oğle- 13.14 lkındı: 16.44 Akşam: 19.31 Yatsı: 20.51
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Serin ve Hacettepe Rektörü Prof. Bozer getirilmek istenen sisteme karşı
Mütevelli heyetine hayırGENCAY ŞAYLAN
HAKAN AYGÜN
Prof. Dr. Necdet Serin'in bu ko-
i aldık. Her iki
Prof. Yüksel Bozer (Hacettepe
Üniversitesi Rektörü): Mütevelli heyet
sistemini beğeniyorum. Fakat biz mütevelli
heyet düzeyine halen anlayışımız itibanyla
varamadık. Bu yetkileri üniversitelerden
u nıversııesıProf. Necdet Serin
Rektörü): Üniversiteler yeni yasal
düzenlemeyle bile tam oturmamış
durumdayken tekrar sil baştan mütevelli
heyetli ve hiçbir maddesi tasvip edilemeyecek
seçilmiş hocalardan oluşan üniversite yönetim bir yasa ile üniversitelerin tekrar huzursuzluk
kurullarına verirseniz bence daha faydalı olur. ortamına itilmesini doğru bulmuyorum.
Mütevelli heyet gelirse egitimden ne anladığı Siyasi iktidarca mütevelli heyete atanan
B D
„.. belli olmayan insanlar girecektir. Kesinlikle kişiler, kendi görüşlerine göre üniversiteyi
— Sayın Bozer, muteveiH heye- . , , . j • i • .. • • i T • , , » i j • i 1 1
ıddıa ederım kı universiteler polıtıze olacaktır. yonlendırmeye çalışacaklar.ve YÖK sfeteminde dngdriilen de-
gişlklik tasansının olumlu ve
olumsoz yönlerini anlatabilir mi-
siniz?
BOZER — Tasannın iyi olma-
dığım ve karşısında olduğumu
söyleyebilirim. Bir kere YÖK'ün
zaruretine inanıyonım. Ama bu
YÖK'ün bütün yetkilerinin doğru
oldugu ve 254Tnin bütün madde-
lerini berumsediğim anlamına gd-
mez.
Bu yasada bazı değişiklikJer ya-
pılarak güzel yollara vanlabilir.
1969'dan beri idarecilik yapıyo-
rum, üç yılım ODTÜ'de mütevel-
li heyet başkanlığmda geçti. O za-
manlar üniversiteler birbirinden
kopuk ve habersiz uygulamalar
içindeydiler. Aşın siyasi baskılar
aJtındaydık. önüne gelen her şe-
hirde gördüğü hastaneyi tıp fakül-
tesi sanıp, tıp fakültesi açmaya
kalkmıştır, oy kaygısıyla davranıl-
mıştır. Böyle bir jey düşünüJemez.
— Ama YÖK doneminde ynk-
sekogretim kummu olmayan U be-
men hemen kalmadı.
BOZER — KalmamaJıdır da
ama sürecini iyi tespit etmeliyiz.
YÖK'süz bir üniversite sistemi dü-
şünemiyorum. Ama YÖK'ün ne
olduğunu iyi tarif etmemiz gere-
kiyor. DPT gibi YÖK de zanıri.
Acaba YÖK'ün açtığı üniversite-
ler, tıp fakülteleri sayısı itibanyla
tam istenileni yapmış mıdır? Bu-
nun savunucusu ben olamam,
ama böyle bir planlama ve koor-
dinasyon kuruluna ihtiyaç vardır.
— Önerilen yeni sistemde
YÖK'ün bu işlevleri kalıyor değü
mi?
BOZER — Ben de bu işlevleri-
nin kalraasından yanayım. Ancak
Bozer: Mevcut
sistemin
değiştirilmesinden
yanayım. Temelde bazı
şeyler kalabilir. YÖK,
söylediğim anlamda
kesin surette
kalmalıdır. Dekan ve
rektörlerin seçimleri
aynen kalmalıdır.
Serin: Partilerle
üniversiteliler arasında
da bir uzlaşma
oluşmalı.
Üniversitelerden
görüşleri alınarak
ihtiyaçlan belirlenmeli.
tasandaki her üniversiteye bir mü-
tevelli heyet hükmüne karşıyım.
ODTÜ'nün özerk sayılmadığı dö-
nemleri ne çabuk unuttular.
Bizi, üniversitelerarası kurula
almaya tereddüt ederler, almazlar-
dı. Peşinen söyleyeyim, mütevelli
heyet sistemini beğeniyorum. Fa-
kat biz mütevelli heyet düzeyine
halen anlayışımız itibanyla vara-
madık. Nitekim ODTÜ'nün mü-
tevelli heyetini incelerseniz kirnisi
çok iyidir, kimisi çok büyük sıkın-
tılar getirmiştir.
Mütevelli heyetini niçin Türki-
ye'de de istediğimizi anlarsak, ge-
risi çok kolaylaşacak. Seviyorum,
çünkü o mütevelli heyetinde mali
özerklik vardı, kadro kullanma
özerkliği vardı, her türlü ihaleyi
çok rahatlıkla yapabilme özerkliği
vardı. Bu yetkileri üniversitelerden
seçilmiş hocalardan oluşan üni-
versite yönetim kurullanna verir-
seniz, bence mütevelli heyetinden
çok daha faydalı olur.
Ama mütevelli heyet gelirse, bir
kere egitimden ne anladığı belli ol-
mayan insanlar girecektir. Ikincisi,
kesinlikle iddia ederim bütün Uni-
versiteler politize olacaktır. Tasa-
rıya dikkat buyrulursa, mütevelli
heyet üyeleri üçlü kararname ile
tayin edilmektedir. Bakanlann
birçoğunun bile haberi olmaya-
caktır. Bugün mütevelli heyetini
savunmak bence üniversitelerin
başına büyük bela getirecektir.
— MüteveUi heyet yerine secim-
le göreve gelmiş kurullann mı go-
rev yapmasını savunuyorsnnnz?
BOZER — Seçim lafıru kullan-
madım. Seçimi iki bazda incele-
mek lazım. Üniversitelerde akade-
mik idarecilik ve gerçek idarecilik
vardı. Bugün bir rektör, dekan
akademisyen değildir, ama bir bö-
lüm, ana bilim dalı başkanı aka-
demisyendir. Işte o akademisyen
olan idari makamlann seçimle
gelmelerinde yarar vardır.
— Üniversite yönetim knrulu
nasd oluşmalı?
BOZER — Yönetim kurulu,
bütün dekanlardan, bütün ensti-
tüleri temsilen bir kişiden, yukse-
kokullardan seçilmiş bir yüksek
okul müdüründen, bir de senato-
dan seçilmiş bir kişiden oluşturu-
lur. Demek ki sorun rektörlerin,
dekanlann göreve geliş biçimidir.
Bugün kullanılan demokratik
üniversite lafındaki demokratik
sözcüğünün anlamını anlamakta
güçlük çekiyorum. Çünkü burası
politik bir organ, kurum değil. Bi-
limde özgürlük ve özerklik konu
edilir. Eğer demokratik üniversi-
teden genel seçim gibi rektörlük
seçimi yapıimasını anlıyorsak, bu-
na öğretim üyelerinin yanı sıra bü-
tün öğrenci ve 657'ye tabi perso-
nelin katılması gerekir. Böyle bir
nizamı da ben görmedim. O ne-
hdır.
— Sayın Serin, sizin bu konu-
daki görtişleriniz nelerdir. Mute-
veüi hejeti savıınaniar, bu sistemle
toplumla üniversiteler arasında
bag kunılacağını, üniversitelerin
kendisini topluraa karşı sorumiu
hissedeceklerini kaydediyorlar.
tkinci olarak da ögretim üyeleri-
nin yönetim gibi bir yukten kur-
tulacağını ifade ediyorlar. Bir de
dunyanın en başaniı üniversilele-
rin, mülevelli beyeöi ABD üniver-
siteieri.
düzeylerine gelmesinde son dere-
ce olumlu bir rol oynamıştır. Da-
ha sonra bu kanunun biraz deği-
şikliğiyle, 1750 sayılı yasa ile üni-
versiteler yönetilmiştir.
1981'den bu yana da çeşitli de-
ğişikliklere uğramış 2547 sayılı ya-
sayla yönetilmektedir. Şimdi da-
ha 2547'ye göre üniversite tam
oturmamış bir durunıda iken tek-
rar sil baştan mütevelli heyetli ve
hiçbir maddesini tasvip edemeye-
ceğim, üniversite mensubu olup
da pek çok kişinin benim gibi tas-
velli heyet sisterainin, Türk üniver-
sitelerinin yapısına uygun olaca-
ğı görüşünde değilim. Her ülke-
nin sosyo-ekonomik gelişmesi,
kendine göre gelenekleri vardır.
ABD'de raütevelli heyet sistemi
yaygınsa, orada başından beri
böyle bir gelişme göstermiş. Ama
bizde Türk üniversiteleri kendi
kendini yönetmiştir.
Belki 1750 sayılı yasa dönerai-
ne göre artık tam bir kendi ken-
dine yönetim söz konusu olmaya-
bilir. Çunkü idarecilerini doğru-
ndan kişiler üniversiteyi daha iyi
yöneteceklerse, bu işi bu şekilde
genişletmek gerekir.
Bugün mütevelli heyetine veri-
lecek yetkileri, üniversitelerin yö-
netim kurullanna verirseniz çok
daha başaniı bir netice elde eder-
siniz. Bana göre ABD'de bile mü-
tevelli heyet, politik bazı kararlar
almaktadır. California Valisi da-
ha yeni Ermeni tehciri konusun-
da Türk tezi yanlısı bir Amerika-
lı profesörün görevine son verdi.
Dolayısıyla orada bile politik et-
POKTRE PROF. YUKSEL BOZER
Kurul başkanı
1928'de Eskişehir'de doğan Prof. Yuksel Bozer,
1952'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bıtirdı.
ABD'de değişik üniversitelerde kalp-damar cerrahı
olarak çalışan Bozer, 1964 yıhnda doçent, 1969
yılında profesör oldu. Ankara Ticaret Odası
Başkanlığı, Hacettepe Üniversitesi rektör yardımcılığı
görevinde bulunan Bozer, ODTÜ'de mütevelli heyet
başkanlığ) yaptı. 1 Ağustos !982'de Hacettepe
Üniversitesi Rektörlüğü'ne getirilen Bozer, halen bu
görevini ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'nı
sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babası olan
Bozer'in yayımlanmış 171 makalesi ve 5 kitabı
bulunmaktadır.
NE NEDİR?
Mütevelli heyeti modeli
YÖK sisteminin tıkandığını artık bütün siyasi
partiler kabul ediyor. DYP ve SHP iktidara
geldikleri takdirde YÖK sistemini tumüyle
değiştireceklerini ilan ederken ANAP içinde YÖK'u
değiştirme çalışmaları süruyor. ANAP içinden gelen
yeni bir öneri ise üniversitelerde 'mütevelli heyeti'
modehni ortaya attı.
'Mütevelli heyet' tartışması, ANAP tstanbul
Milletvekili Adnan Kahveci'nin, ANAP lzmir
Milletvekili ve Milli Eğitim Komisyon Başkanı
Kemal Karhan ile KTÜ Rektörü Kemal Gurüz'e
danışarak hazırladığı yeni universiteler yasa dnerisi
taslağı ile gundeme geldi. Milli Eğitim Bakanı Avni
Akyol'a iletilen ve halen üzerinde çalışılan tasiakta,
üniversitelerin, hukümetin üniversite dışından
atayacağı kişiler tarafından yönetilmesi öngörüiuyor.
Taslağa göre mütevelli heyet, universiteye öğretim
görevlisi alımından mali konulara kadar her alanda
sorumiu olacak. Mütevelli heyetin üniversitelerin,
toplumla butunleşmesinde bir kopru görevmi
ustleneceği savunulan tasiakta, böylece üniversitelerin
topluma "hesap vereceği" de kaydediliyor. Taslak,
sadece bölum başkanlannın "secimle" gelmesini
öngörurken, rektörlerin "atama" ile gelmesini
hukme bağlıyor. Özellikle öğretim uyelen arasında
büyük tepkiye yol açan taslağa, rektörlerin buyuk
bölümü de sıcak bakmıyor.
POKTRE PROF. NECBET SERİN
1987'den beri rektör
1933 yılında Izmir'de doğdu. 1957 yılında bitirdiği
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne aynı
yıl asistan oldu. Wisconsin Üniversitesi'nde
araştırma çalışmaJarında bulunan Serin, 1963 yılında
doktor unvanını aldı. Cenevre'de Birleşmiş Milletler
Araştırma ve Planlama Dairesi'nde uzman olarak
çalışan Serin, 1969'da doçent, 1976'da profesörlüğe
yükseiüidi. 1982'den 1987'ye kadar SBF dekanhğı
yapan Serin, 1 Ağustos 1987'den bu yana Ankara
Üniversitesi Rektorlüğü'nu üstleniyor. Pek çok
vakfın ve kuruluşun başkanı ve üyesı olan Serin'in
dördü telif, altı çeviri kitabı, kırkı telif dördü çeviri
olmak üzere de kırk dört makalesi bulunmaktadır.
denle mevcut rektör seçim sistemi-
nin en iyi yol olduğuna inanıyo-
nım. Rektörün çalışma arkadaş-
lannın önereceğı isimler arasından
YÖK'ün seçmesinde de yarar gö-
rtiyorum.
— Mevcut sistemin değiştiril-
mesinden yana degilsiniz diyebi-
lir miyiz?
BOZER — Değişmesinden ya-
nayım. Temelde bazı şeyler kala-
bilir. YÖK, söylediğim anlamda
kesin suretle kalmabdır. Dekan ve
rektörlerin seçimleri aynen kalma-
SERİN — Bilim hayatı huzur
ve istikrar arayan bir hayattır. Do-
layısıyla üniversitelerin yapı ve iş-
leyişiyle sık sık oynamamak gere-
kir. Arada ufak tefek düzenleme-
ler olacak tabii. 1981 yılına kadar
üniversiteler bir sistem içinde ge-
lişmiştir.
Huzursuzluk ortamı
Bana göre 1946 kanunu Türk
üniversitelerinin, klasik ve eski de-
diğuniz üniversitelerinin bugünkü
vip etmeyeceği maddeleri içeren
bir yasa ile üniversitelerin tekrar
huzursuzluk ortamına itilmesini
doğru bulmuyorum.
— Sizce böyle bir vapdanmamıı
sakıncalan nelerdir?
SERİN — Önce böyle bir yeni
yapılanma olsa bile iktidar olma
şansı olan diğer iki parti de deği-
şiklik yapacaktır. Dolayısıyla üni-
versiteler devamh siyasi organla-
nn yönlendirmesi altında kalacak-
lardır.
Bu, son derece yanlıştır. Mute-
dan kendileri seçememektedirler.
Siyasi iktidarca mütevelli heyete
atanan kişiler, kendi görüşlerine
uygun olarak üniversiteyi yönlen-
dirmeye çalışacaklardır.
Geriye gideriz
İstenen, üniversitelerin topluma
hesap vermesiyse zaten veriyoruz.
Maliye'ye, Sayıştay'a hesap veriyo-
ruz. O zaman kamu kurumlanna
da mütevelli heyet getirmek gere-
kir. Bu mümkün mü? Eğer dışa-
ki var. Avnıpa'daki üniversiteler
de mütevelli heyet sistemınden
uzaklaşmak istiyorlar. Son tasarı
gerçekleşırse, üni\ersiteler, 1946'
nın gerisine gıder. Bu, kimsenin
hakkı değildir, tartışılmalıdır.
Belki tüm üniversitenin göruşü
alınamaz, ama ilk aşamada rek-
törler komitesinin, genişletilmiş
üniversitelerarası kurulun görüş-
leri alırur. Sonra üniversite sena-
tolannın da ayn ayn görüşleri alı-
nır, böylece üniversiteler huzur-
Gazeteciler Cemiyeti seçimleri
Karma yönetimYeni yönetim kurulu: Nail Gureli (455),
Orhan Erinç (406), Nezih Demirkent (395),
Doğan Yıldız (321), Vasfiye Özkoçak (312),
Nazh Ihcak (303), Yalçın Bayer (300),
Kenan Akın (300), Oktay Kurtböke (288),
Necmi Tanyolaç (282), Rıdvan Yelekçi (281).
istikrarsızlığa itilmeden
daha iyi bir kanun elde edilir. Ak-
si halde çağ atlamaya giderken,
bunu geriye doğru yapanz. Hükü-
metlerin siyasi etkisi altına girilir.
Tasannın özerklikle bağdaşır tek
cümlesini keşfedebilmiş değilim.
— Türkiye'de çok sık üniversi-
te yasası degişmesinden kaynak-
lanan stkıntılar oldu. Yeni bir ya-
sa için önereceginiz yöntem nedir?
Partilerle uzlaşma
SERJN — Partıler ile üniversi-
teler arasında da bir uzlaşma oluş-
malı. Üniversitelerden görüşleri
alınarak ihtiyaçlan belirlenmeli.
Bugünkü anayasa sistemi içinde
üniversitelerin yeri aynen korun-
duğu sürece belki yapılabilecek
olan şey şudur: Üniversiteler rek-
tör ve dekan için birden fazla aday
belirlerler, ilgili makamlar da
bunların arasından birini seçer.
Ama üniversitelerin rektör ve de-
kanlannı kendilerinin seçmesi is-
tenirse, anayasa değişikliği gereke-
cektir. Ama az önce Yüksel Bey
değindi, tam demokratik bir seçim
gerçekleştirmek mümkün değil.
İdari personelin, öğrencilerin se-
çime katılması halinde, rektör her-
kese taviz vermek zorunda kala-
bilir. Dolayısıyla bir seçim olsa bi-
le öğretim üyelerinin oylanyla sı-
nırlı kalmalıdır.
Hukümetin üniversitelerle ilgi-
li olarak devreye girmesini de doğ-
ru bulmuyorum. Bugün YÖK'te
hukümetin temsilcileri var. Bu
temsilciler, çeşitli üniversitelerle sı-
kı ilişkileri olan bakanlıklann
temsilcileri. 2547'den önce üniver-
sitelerin hükumetle hiçbir bağı
yoktu. Şimdi var. Türkiye üniver-
siteleri geçmişte daha özerk bir
dönem yaşamıştır. O dönemde
özerklikle bağdaşmayan tek bir hu-
sus vardı. Bir kişinin profesörlü-
ğe yukseltilmesi, milli eğitim ba-
kammn, basbakamn, cumhurbaş-
kanının imzasına giderdi. Onun
dışında hükümetlerin hiçbir kont-
rolü yoktu. Ben, hükümetlerin
üniversiteler üzerinde daha fazla
etkili olmasından yana değilim.
BOZER — Sayın Serin'e katı-
lıyonım. Eskiden ODTÜ'nün mfl-
teveîli heyetini Bakanlar Kurulu
seçer, cumhurbaşkanı da onaylar-
dı. Bugünkü düzen daha guzel.
YÖK üyelerini cumhurbaşkanı,
Bakanlar Kurulu, Üniversiteler
Arası Kurul seçiyor. Demek ki üç
kesimden de temsilci var. Ben
curnhurbaşkanlığı makamım bu-
rada bir denge unsuru olarak gö-
ruyorum. Rektör eğer Milli Eği-
tim Bakanı tarafmdan secilecek-
se, bence bu iş bitmiştir. Fevkalâ-
de sakıncalıdır. Tamamen siyasi-
dir. Polonya, Fransa bundan şikâ-
yet ediyor. Benim kanaatım odur
ki bir İcere dekan adaylannı rek-
tör göstermeli, YÖK onların için-
den seçmelidir. Rektörü ise YÖK
seçmelidir.
Cumhurbaşkanı onaylarsa da-
ha iyi olur. Yalnız Üniversitelera-
rası Kurul'un yapısına biraz temas
etmek istiyorum. Şündiki vapıdan
hoşnut değilim. Ben isterdim ki
Bazıları kitap sever]Kitap fuarlan giderek çagdaş reklamcılığın vazgecilmez
aracı kadın mankenlerle su>leni>or. Londra'da Olympia
Sergi Sarayı'nda başlayan Uluslararası Kitap Fuan'nın tanıtımmda gorevli esmer ve sarışın manken-
ler bunun son ornegi. Bayan Maria Whitlaker (solda) ve Gayner Goodman fotoğrafçılara poz vere-
rek Kilap Fuan'nı şenlendirdiler. Her ne kadar kitap. uzerine oturulmak için değil okumak için alınsa
da mankenler kitap sevgisini arttırmak için çalışıyorlardı. (Fotoğraf: AP)
Haber Merkezi — Gazeteciler
Cemiyeti'nin genel kurulu dün ya-
pıldı. Cemiyet yönetimi seçimine
Nail Gureli'nin "Güç Birliği", Or-
han Taşan'ın "Birliğe Çağn" lis-
teleriyle Nezih Demirkent'in listesi
katıldı.
Burhan Felek Toplantı Salo-
nu'nda saat 10.00'da başlayan ge-
nel kurulda divan heyetinin
oluşturulmasından sonra ilk ko-
nuşraayı Cemiyet Başkanı Nezih
Demirkent yaptı. Yönetim kuru-
lunun iki yıllık çalışmalannı an-
latan Demirkent, iktidara karşı
olduklannı, ancak bunun muha-
lefetle birlikte olduklan anlamına
gelmedigini kaydetti. Demirkent,
"Bizim politikamız, mesleğimizin
politikasıdır. Basın ozgürlüğüne
vurulan ber darbe karşısında tepki
gösteririz" diye konuştu.
"Birlige Çağn" listesi ile seçime
katılan Orhan Taşan da konuşma-
sında, "Cemiyet Başkanı Nezih
Demirkent'in gazetecilik dışında
işadamhğı yaptığını. bunun da
Cemiyet'e gölge düşürdiiğiinü"
söyledi. Cemiyetin "etkin" olma-
dığını kaydeden Orhan Taşan,
"Etkin olabilseydi, tstanbulda 15
ayn meslek kuruluşu olur muydu"
diye sordu.
Yönetime "Güç Birliği" listesiy-
le aday olan Nail Gureli ise ken-
disinin bundan once de başka
listeden yönetim içine girdiğini ha-
tırlattı. Gureli, yönetimi, ">eter-
siz, keyfi, iş yapmaya yonelik
buiunmamakia" suçladı. Nail Gu-
reli, yönetime gelmeleri durumun-
da basın yayın kooperatifi \e
meslek komiteleri oluşturacakla-
nnı kaydetti.
Adaylardan sonra söz alan ba-
zı üyelerin görüşlerini açıklama-
lannın ardından Nezih Demirkent
ikinci kez kürsüye gelerek eleşti-
rileri yamtladı. Genel kurulda da-
ha sonra yönetim, balotaj, onur ve
denetleme kurullan ibra edildi.
Öğleden sonra başlayan oy kullan-
ma işlemi saat 17.00'ye kadar de-
vam etti.Oy sayım işlemleri ise ge-
cenin ilerleyen saatlerine kadar
sürdü.
şik yapıda olsun. Tıp ve sağlık bi-
limleri üniversiteleri, hukuk ve
sosyal büimler üniversiteleri, mü-
hendislik ünivereiteleri ve nihayet
tarım, orman ve veterinerlik üni-
versiteleri.
Şimdi bu olmayacağına göre hiç
olmazsa bunların universiteler
arası kurulu ayn olmalıdır. Bugun
hepimiz bir araya geliyoruz, bir-
birimizin dilini, derdini anlayamı-
yoruz. Orta yol bulmak isteyince
de kimseye yaranamıyoruz. Bizim
yapacağımız, saydığım dallardan
ayrı üniversitelerarası kurullann
toplanması ve oradan seçilecek
ikiser kişinin de YÖK'te üye olma-
larıdır. Üniversite yönetim kurul-
ları, mütevelli heyet yetkileri ile
donatılmah, kendi hocasını, öğre-
tim elemanını seçebilmelidir. Bu-
na hiçbir üst makamın onayını ka-
bul etmiyorum.
Alçak uçuş
üssüne tepki
• KONYA (AA) —
Konya Büyükşehir Belediye
Başkanı Halil Ürün, alçak
uçuş eğitim üslerinin insan
sağlığını ciddi boyutlarda
tehdit ettığini, çevre
kirliliğine neden olduğunu
ve doğanın dengesini
bozduğunu öne sürdü.
Ürun, Konya'da kurulması
planlanan alçak eğitim üssü
ile ilgili olarak bir
konferans verdi. Ürün
konferansta, Kanada'da
kurulması düşünulen alçak
uçuş eğitim üssü projesinin,
Ren geyiklerine zarar
getireceği gerekçesiyle iptal
edildiğıni anlatarak,
"Konyalı Ren geyiğinden
daha kıymetsiz olamaz"
dedi.
Dk teravihte
gösteri
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Ramazan ayı
başladı. İlk sahura dün
gece kalkıldı. Ankara
Kocatepe Camisi'nde dun
gece teravih namazı bitmek
üzereyken 25-30 kişilik bir
grup meşalelerle gösteri
yaptı. Aralannda
çocuklann da bulunduğu
göstericiler "Müsluman
Türkiye", "Zafer tslamın"
sloganlan attılar. Olay
yerine gelen emniyet güçleri
cami avlusunda gösterisine
devam eden grubu dağıttı.
Polisin iki kişiyi gözaltına
alması ise göstericiler
tarafından engellenmeye
çalışıldı. Göstericiler
"îslamcı Gençlik" imzalı
bir de bildiri dağıttılar.
Silivri'de
"Cikcik" paneli
• SİLİVRİ (Cumhuriyet)
— Silivri Doğayı ve Çevreyi
Koruma Geliştirme
Derneği, "Cikcik
Avcılığının Yarar ve
Zararlan" konulu bir panel
düzenledi. Panel 31 mart
cumartesi günü saat
11.00'de Silivrispor Kulübü
lokalinde saat 11.00'de
baslayacak
Playboy'a
cezaya ret
• Haber Merkezi —
Yargıtay 5. Ceza Dairesi,
İstanbul 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nin Playboy
Dergisi hakkında verdiği
13.5 milyon lirahk para
cezası karannı bozdu. 5.
Ceza Dairesi'nin iptale
ilişkin kararında, "Suça
konu fotoğraflann halkın
ar ve haya duygulannı
inciten veya cinsi arzuları
lahrik ve istismar eden
nitelikte, genel ahlaka
aykırı bulunmadığı
gözetilmeden yazılı şekilde
mahkûmiyet hukmü
tesisine oybirliği ile karar
verildi" denildi. Kararın
bozulmasına gerekçe
olarak Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanunu'nun 321.
maddesi gösterildi.
Kız Kulesi
• İSTANBUL (AA) —
Üsküdar Imar ve Kültür
Derneği'nce Başbakan
Yıldınm Akbulut'a
gönderilen mektupta,
ilçenin simgesi olan tarihi
Kız Kulesi'nin turistik
amaçla kullanabilmesine
izin verilmesi istendi. Bir
süre askeri amaçla
kullanılan Kız Kulesi'nde,
bugün sadece Denizcilik
tşletmeleri'nin iki
memurunun ışıkh fener
için bekçi olarak beklediği
belirtilen mektupta, "Kız
Kulesi, Turizm Bakanlığı,
Turizm Bankası veya
Üsküdar Belediyesi'nce,
mazisine yakışır bir şekilde
turistik amaçlarla
kullanıldığı takdirde,
kaderi ile başbaşa
bırakılan bir yapı
durumundan çıkanlacak,
yurdumuza büyük gelir
getiren turistik bir kurum
haline dönüştürülecektir"
deniliyor.
Golfe devam
• ANTALYA (AA) —
Manavgat'ta proje
çalışmaları devam eden golf
alanının yapımını üstlenen
ESKA Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Selim Edes,
projeden vazgeçmelerinin
söz konusu olmadığını
açıkladı. Selim Edes,
konunun basına tek yanlı
ve yanlış bir şekilde
yansıtıldığını belirterek
proje çalışmaları sürdürülen
golf alanında, ağaç
kesiminin yapılmayacağını
söyledi. Projede gösterildiği
gibi, golf alanının büyuk
bölumünun, daha önce
yanmış orman alanını
kapsadığını ve bu yanmış
alana 2 bin ağaç
dikileceğini söyledi.