23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MART 1990 CUMHURİYET/7 INSANLAR FÜSUN ÖZBİLGEN Şiirin özü özgürlük ve başkaldırıdır. Devteften ve egemen smtflardan bekleyecek hiçbır şeyi yoktur. Erda» Alova TÛSİAD BAŞKANIİŞADAMLAR1H1N SORUMLULUKLARINIANLATTI İşadamı ve cüzzamCÜZZAMLA Savaş dern«. gi ile Beymen Status dergisi, "Komşunu ikna et" adıyla ba- ğış arttıncı bir kampanya baş- lattılar. Sheraton Oteli'nde ko- nuyla ilgili bir toplantı düzen- lendi. Münih Lepra Derneği Başkanı M u Gruner, Cüz- zamla Savaş Derneği Başkanı Prof. Tiirkin Saylan, TÜSİ- AD Başkanı Cem Boyner, ga- zeteci Ugur Dündar ile Status Dergisi Yayın Yönetmeni Ney- lan Dinler, yaptıklan konuş- malarda, cüzzamın insanlarda- ki etkilerini ve çözüm yollan- nı anlattılar. TÜStAD Başkanı Cem Boyner'in konuşması, özel sektörun sosyal hizmetlerdeki yerini konu almıştı. Boyner, cûzzam konusundan başlaya- rak bir işadamının nasıl dav- ramnası gerektiği konusunda- ki görüşlerini de anlattı. Ol- dukça ilginç bir konuşma yap- ü. Cem Boyner, şunları anlat- ü: "Alnum ProtesUn rahibi Patrick Nimöhlcr'in söyledigi birkaç söz var. Şöyle demisti Patrick Nimöbler Önce Nazi- ler Yahudileri alınaya geldiler. Onlann baklannı konımak için sesimi yuksdtmedim. Ya- Cem Boyner hudUeri götürdüler. Sonra ko- münistlef için geldiler. Ben ko- münist de degildim, onlar için de sesirai yüksettmedim. Aya- ga kaikmadım, komünistleri de göturdüler. Sonra sendika- cüar için geldiler. Ben sendika- cı da degildim. onlann hakla- nnı da konımadım. Sendika- cüan da göturdükten sonra Katolikler için geldiler. Ben Protestandım, Katolik degil- dim. Onlann da haklannı ko- nımadım, onlan da göturdü- ler. Sonra bir giın benim için geldiler. Sagıma solutna bak- tım, çevremde benim hakkımı konıyacak hiçbir kimse kalma- mışü. Degerli konuklar, cüzzam bizim meselemiz midir, degil midir? Bu toplantıya kaül- mam istendiginda acaba vak- tim var mı diye programımı kanştırmak ihtiyacını hisset- medim. Hissetmedim, çünük Türkiye'de hilâ cüzzamın yok edflmiş otanmamasuıdan duy- dugum utancı artık taşunak is- temediğim için bunu taşımak istemeyen sizlerle beraber ol- mak ve yeni yıizyüa cüzzamsu girilmesi için verdiginiz savaşı- nızı gönülden destekledigimi bdirtmek isterim. Ülkeler çeşitli özellik ve ni- tenklerine göre kategorilere ay- nlıriar. Bu özeUikkrinden bi- risi de vatandaşlanndaki so- rumluluk buincinin geiişip ge- lişmedigidir. Bu bilincin geliş- tigi ülkelerde insanlar her seyi devlctten beklemek yerine ör- gütlenerek çeşitli dernek çalış- malanyla sorunlann üstesin- den getebiliypriar. Ülkeler böy- le gelişiyor. Öteki ülkelerde ise 'neme lazun' deyip her şey dev- letten ya da Allah'tan beklen- digi için hastalık, fakirlik, pis- lik ve cahiliik içinde kalkını- yorlar. Hasta ve yoksullannı konıyamayan uluslar kanımca medeniyetten nasiplerini ala- mamışlardır. Doganın korun- masından uyuşturncu kuUanıl- masının önlenilmesine, insan ZİNCİRBOZAN'DAN NİKÂH TANIKLIGINA Meün Tüzün ve tbsan Sabri Çagla>angil el eleydiler. Tüzünler'in düğünü1980 öncesinde Metin Tüzün Istanbul miüetvekili ve CHP grup başkanvekili idi. O günler- de Ihsan Sabri Çaglayangil de AP senatörü idi ve Demirel'in istediği cumhurbaşkanı adayı olarak seçim turlanna katılı- yordu. Metin Tüzün kuşkusuz Çağlayangil'e oy vermiyor, CHP adaylannı seçtirmeye ça- lışıyordu. Sonra 12 Eylül günleri geldi. 1983'te Çaglayangil ve Tüzün Zincirbozan'da zorunlu olarak- bir araya geldiler. Giderek iliş- kiler dostluğa dönüştü. Geçen akşam Kadıköy'de Yelken Kulübü'nde kıa Nük- het'i görkemli bir düğünle ev- lendiren Metin Tüzün, nikâh tanığı olarak da Çağlayangil'i davet etmişti. Kadıköy Belediye Başkanı Cengiz Özyalçın'm kıydığı ni- kâhta tçişleri Bakanlığı'nın bir genelgesi olarak "Evin reisi er- kektir, kadın erkegin yardımcısıdır" görtlşünü oku- ması gülüşmelere yol açtı. tstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen, SHP îstanbul İI Başkanı Ercan Karakaş, ts- tanbul Barosu Başkanı Turgnt Kazan'ın da katıldığı düğun, Necdet Ugur, Süleyman Genç, Ayhan Altug gibi eski CHP milletvekillerini de bir araya ge- tirmişti. 12 Eylül'ün üstünden geçen 10 ytl eski siyasi rakipleri aile dostlan arasına sokmuştu. Tüzün, eskiden oy vermedi- ği Çağlayangil'i şimdi kınnın nikâh tanığı yapmıştı. BİLİMVE6ERÇEK TUBITAK ödüllü öğrenciler TÜRKIYE Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu (TÜBİ- TAK) tarafından düzenlenen ya- nşmada başanlı olan ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri ve öğretrnenlerinin bilimsel proje- lerine teşvik ve başarı belgeleri verildi. Marmara Bolgesi'nde ts- tanbul'dan dereceye giren 25 okul müdürü, 62 öğretmen ve 110 öğrenci ile diğer bölgelerden dereceye girip, lstanbul'da eğiti- mini sürdüren 95 ögrenci belge- lerini aldılar. Gelecekte bilim adamı olmak isteyen başanlı kız ve erkek öğrencilerle konuşarak düşüncelenni sorduk. Atatürk Fen Lisesi öğıencisi Ümit Özgür, lise 1. sınıflar arasında yapılan fizik yanşmasında ikincilik ka- zanmış. Özgür şunlan söyledi: "Liselerarasi fizik yanşması vardı. tyi çalıştım. yeterince ça- faşngıma inandun ve kazandım." lleriye dönuk olarak ise Özgür, "Fizige, matematik ve kimyadan daka fazla meraktayım. Üeride fizikk ilgili çalışmalanmı sür- diirmeyi düşünuyorum. Yeteıii imkinı bnldukça calışmalannu devan ettirecegim." Liselerarasi biyoloji dalında özel Alman Lisesi ögrencilerin- Giray Pnltar den Neslisah Terzioglu arkada- şı Şule Çuıar ile birlikte proje ya- nşmasında 2'ncilik kazanmış. Rehber öğretmenleri Hans Him- migböfer ve Hans Geory Lo- renz'in gözetiminde projelerini bitırdiklerini söyleyen Neslişah Terzioglu çalışrnalannı şöyle an- latıyor: "Projemizde alkolün hamile kadınlar üzerindeki etkilerini araşbrdık. Ne gibi kötii etkiler ^ratbgım bnlmaya çalıshk. Si- gara içmeyen insanlann, sigara içenlerin bulundugu ortaroda kaldıklannda nasıl etkilendikle- rini araştırdık. Buidugumuz ve- riler gerçekten korkutucuydu. Mesela kocası sigara içen bir ka- dının çocuğu nasıl dogdu? ÖzeJ- Ukle genç yaşta sigara içmeye KONSEREIPTAL Rahmi Saltuk ve kültür ANKARA'nın Altındağ ilçe- sinde 17 şubat günü Rahmi Sal- tuk tarafından iki konser veri- lecekti. Altındağ Belediyesi'nin konser salonunda verilecek konser için duyunılar yapılmış, biletler satılmıştı. Konserden bir gün önce akşam üstü Sal- tuk'un vekiline şöyle bir tebli- gat yapıldı: 17.02.1990 günü ilimiz, Al- tındağ Belediyesi Kültür Merkezi'nde saat 15.00 ve 19.00da düzenlemek istediginiz konser için Ankara Valıliği Özel tdare Müdürlüğü'nce düzenle- yeceginiz konser kira sözleşme- sinin 5. maddesinde belirtilen kültür faaliyetleri kapsamına girmediginden, konser düzenle- yeceginiz salon size tahsis edil- mediginden bahis konusu yer- de konser düzenlemeniz uygun görülmediği hususunu teblig ederim. 16.02.1990." Komiser Kenan Giinaydın ta- rafından tebliğ edilen bu metin üzerine konser yapılamadı. Emniyet, Saltuk'un konserini "kültür" faaliyeti olarak gör- memişti. Ümit Özgür başlayan öğrencileri bnlduk. So- nuçlar korkunçtu." Roben Lisesi'nde okuyan Gi- ray Pnltar da liselerarasi kimya projesinde 2'ncilik odulü kazan- mış. Pultar'ın rehber öğretrneni Ronald Mallinder. Ödül kazan- dığı projesini ise Pultar şöyle an- latıyor: "Projemin konusu Is- Unbul'daki su analizi. Çeşitli baraj ve su antraa tesislerinden su alarak bunlara «estJer uygu- ladım." — Sonucu ne oldu? "Kirayasal olarak içilip içUme- yecegini analiz ettigim bu sular- dan elde ettiğim sonuç şu: Kim- yasal olarak içUebilir. ama biyo- lojik olarak içilemez." — tstanbul'da yaşıyorsunuz. Bu sudan siz de kullaruyor mu- sunuz? — Evet ben de ister istemez kullanıyonım. tyi okullarda okuyup, yabancı oğretmenlerden ders alan öğren- ciler daha lise çağlarında örnek araştırmalar yapıyor, projeler uretiyorlar. Sonra da imam ha- tipli bürokratların ve bakanlann yönettigı bir ülkede kullanılama- yacağını saptadıkları suları kul- lanıp, sağlığa zararlı olduğunu saptadıkları sigara reklamları ve afışlcri ile donatılmış sokaklar- da geziyorlar haklannın savunulmasından çeşitli hastalıklann yenilmesi- ne kadar pek çok konuda dev- lete yardımcı olunması için Türk aydınlannın üzerterine çok önemli görevler düştüğü kanısmdayım. Çafdışı bir has- talık olan cüzzam da mutlaka ortadan kaldınlması gereken sorunlann başında gelmekte- dir. Bu konuda her kesimin ol- dugu gibi iş âleminin- de so- nımluluk du>ması gerektiği kanısmdayım. Bunun için de bir dergünizi cüzzam savasmm tüfeklerinden biri olarak cep- beye sürdük. Konuyu usl gelir ve egitim seviyesindeki okuyucudan bas- layarak dalga dâiga kitlelere duyurmak, dikkatleri bu onur- lu savasa çekmek için elimiz- den geien hiçbir çabayı esirge- meyecegiz. Bu sorulann tüm aydınlar tarafından paylaşıla- cagına da eminiz. Günümüz- de işadamı sadece kuruluşunu getiştirip, sermayesini artüran ve devlete verdigi vergiyle ye- tinen birisi degildir. Varhgını borçlu oldugu toplumuna kar- şı sorumlnluklan vardır. Bu sorumlulaklar slyasetten spo- ra, egitimden saghga kadar ge- niş bir yelpazeye dagdmak zo- nındadır. Bence bir işadamı ölüm döşeginde kazandıgı ve miras bıraktıgı ekonomik mi- ras kadar toptama kazandırdı- ğı degerlerin de bir bilançosu- nu yapabilmelidir. tşte bir al- kede bu bilançoyu yapan isa- damlannın sayısı ne kadar ar- tarsa o toplumnn ve ülkenin gelişme katsayuı da o derece ar- tar." TÛKETİCİLERİ ŞAŞIRTTI Bakan Bey'in konuşması GEÇEN hafta tzmir'deçok kapsamlı ve iyi organize edil- miş bir sempozyurn yapıldı. Uluslararası nitelikteki Tü- keüci Eğitimi Sempozyumu'- na bu konuda dünyaca ünlü uzman kişiler ve bilim adam- ları katıldı. IOCU olarak bili- nen Uluslararası Tüketici Bir- liği Örgütü Başkanı Rhoda Karpatkin'in de katıldığı sem- pozyiımda tüketiciyi konımak için örgütlenme ve bu örgilt- lenme için gerekli kaynaklar üzerinde yoğunlaşıldı. Türkiye'de yaygın bir tüke- tici örgütlenmesi bulunmadığı- nı beürten uzmanlar, Batı ül- kelerinde laboratuvarlardan yayın organlanna kadar her türlü olanağı bulunan tüketi- ci örgütlenmelerinin devlet ta- rafından desteklendiğini anlat- tılar. Türkiye'de ise tüketiciyi ko- rumak üzere yapılan çalışma- lan bile ağırlıkb olarak tüccar kesimin desteklenmesindeki aykınlık dile getirildi. Tüketi- ciyi Koruma Birliğı Vakfı Baş- kanı Dündar Soyer, yaşamın- da kazandıklahndan hayır yapmak için önceleri bir okul yaptırmayı planladığını, ancak daha sonra tüketicinin korun- nuisı için yapılacak çalışmala- rın da aynı düzeyde yararlı olacağı düşüncesi ile okul için ayırdığı kaynağı bu vakfa ya- tırdığını anlattı. Türk-lş temsilcisi Sinan Vargı sendikalann bu konuda dernek kurabileceklerini be- lirtti. Prof. Mücella Yener ise tüketicinin korunmasımn dev- letin patronajında bir örgüt- lenme gerektirdiğini savundu. Belediyelerin, sendikalar ve vakıflar ile TSE'nin de katüa- cağı bir fon kurulması üzerin- de de duruldu. Böylesine ciddi ve kapsam- lı sorunlann ele alındığı top- lantının en aykırı bölümü ise Devlet Bakanı Mustafa Ta- sar'ın konuşması oldu. Koruma polisleri ile birlik- te kürsüye gelen Bakan Bey, sanki sempozyumun konusu tüketicinin koruması değilmiş gibi 6 yılda ANAP iktidannın Ulkeyi nasıl kalkındırdığını an- lattı. 60 yılda yapılamayanla- nn 6 yılda tamarnlandığını sa- vundu. Enflasyonu da şöyle tanımladı: "ANAP iktidan daha önce elektrigi olmayan köylere elek- trik verince bu köyler hemen TV, buzdolabı gibi aletler al- mışlar. Talep yükselince de fi- yatlar pahalanmış ve enflas- yon olmuş." Taşar, herkesin bu uzun ve anlamsız konuşmadan bıktıgı- nı görünce de tüketiciyi koru- ma ile ilgili en önemli sözleri- ni etti: "Rica ediyorum antitröst yasasını çıkarsınlar.." Bakan Bey'in bir yasa çıkar- mak için kimden ricacı oldu- ğu ise anlaşılamadi. HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK PtKNİK PtYALE MADRA HIZU GAZETECİ \ECDET ŞES İ, SİYASİ 6EUECESfMİZ\ OLAVLARlM AKISINA M\ iZ ? 6U. 6ENİM SıVftSÎ ÖMEMl ~/0K.- U N İUSİLİ PROJEL£I?W VK.. BEM 9ü HHJUİUF R KENPIM6 Ö LAA1AK İÇlfJ &\R TEZKAHIAP/M ? SATıP, NEYM SKTMA- 4 BAMANE? ÇİZGİLtK KÂMtL M4SARACI GARFIELD JM DAVIS BıU SA.NATCiyiM.0U TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARMAN 23 Mart ONDE GELEN FOVISTLERDEN DUFY 1953'TE BuSUN, ÛNLU FRANSIZ SESSAMt KAOUL PuFY, 76 YAŞlNDA ÖLMÜfTÜ. PAR,S'TE,GÜZEL SA- HATLAIS ÖSGENlMlMOEM SOM&A, IZLEKIİMCİ lEMPReSYONİST) 7&/SZPA RESİML.E& HAPAAI DUFY, r 'FAUVE"(FO\'') AKtMIMN GÖHJLJLPUĞÜ YfLLAHDA, ÖZELJ-IKLE MATISSE'&EN ErKILENEISEK DAHA PA&LAK ^EA/fCLES f E &4S/n£fr7/e/£/l4/f ÇjZSI- î/eCE ÇAUÇMAVA KOrULMUÇrV- AT YA&lÇLA- Rl, MÜZİK,DeMİZ MAHZA/ÇALAe/ VE TTÖREN- DE, KOLAyCA Ç.rZ/LM/Ç VE GEfJ/Ç FtBÇA- ACELE goyAN'VE&MtÇ İZ.LENIMINI DUFV, BUULAGDA SEyAZ. S/SAtC/l.M/Ç BOfLUfCLAGt, DEKORAriF SÛSLEMELEfZİ UST74CA KULLANMlÇTt- 'SoshonWa Batılcçı L/manı*adlı sulukaga retmı görû/ûyor TÜRK VE DÜNYA KARİKATÜRÜNDEN Attila Peken M.Dirk (HOLLANDA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle