06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/6 DİZÎ-RÖPORTC BILGISAYARLAŞANYAŞAM 11 MART1990 O R H l V B l R S A L I Çağın mesleği: Bilgi saymakBilgisayar eşliğindegelişen bilgi toplumu, büîün iş alanlarında kendi uzmanlarını yetiştiriyor, yeni meslekler ortaya çıkanyor — I — Kimimiz için bugunden kurtarıcı, kimimiz için ya- nrun kapılarıru açıcı. Öğrenenler için yeni bir umut ve ekmek kapısı. Bilgînin, yeteneğin, iş ve sanat uretme- nin, bilimin, yaratıcıüğın, para kazanmanın yeni adı. Computer. Turkçe adıyla bilgisayar. Henüz çoğumuz için bir sihirli sözcuk. Ama tanıdık. Ookunduk. Kul- lananları seyrettik. Bir kısmımız, hiç bulaşmadan, "ıska geçip gecemeyeceginin" hesabında. Ama gunlük yaşamı bütunlemesine ve derinlemesine sardığının da bilincinde. BazjJarımız onunla yumruk yumruğa he- saplaşma içinde. Tanıdıklann evinde, çocuklann elin- de bir harika oyuncak. Babalar çekingen. "Babam için bugün bir briç disketi aldıra, alışsın diye". Ama çoğumuz farkında olmadan bir "compuler kul- lanıcı". "Bankamatik" kartımızı veya "teleaırd"ımızı yuvasına sokuyoruz, uç tuşa basıp paraya kavusuyo- ruz. Neredeyse, "bu işi milletçe yapıvoruz". Topluca ve toplumca bir dönuşüm yaşıyoruz. "Bilgisayarlı yaşam"a uygulamalı, sözlü ve yazı- lı uyum sağlama çabası içındeyiz. Binlercemiz, ses- siz sedasız, rakiplerimize fazla "çakbnnadan" kurs- larına gidiyoruz. İş çıkışı akşam 2 saat. Bazen haf- ta sonları, Ev kadını, öğ- rencisi, unıversite bekleme- Iisi, doktoru, muhendisi.. çabatt içütdeytz. Kurslarda dirsek dirseğe Kimini ışyeri gondermis: "Gii şunu oğren de gel ba- kalım". Çunkü işyerine bir uç veya beş bilgisayar gir- miş. Kimi, "bilgisayar bilir" sertifikasını cebüıe koyup "maaş ve biyerarşi- de sıçrama" duşuncesınde veya başka bir ışe transfer: "Sertifika beni 600 binden 1 milyona çıkanr mı?" Çıkanyor. "Dilbilir" zammından daha fazla çı- kanyor. Çok çok iyileri 5-6 milyona bile çıkartıvor. Dolar bazından. Duyurular: "Kreşimizde bilgisayar var." Özel okul- larda, universıielerimızde, lıselerimizde, kurslarda, ders- hanelerde "Bilgisayar laboratuvarlan". Sanki, "doku- nulmaz", "girilmez" der gibi. Ürkütuyor, "saygı" u\an- dırıyor. Bazı yetkililer kapısını bile açmıyor: "Eskimesin" diye. Çunku sorumluluğu var! Bazj okul- larda toz içinde duruyorlar, çünkü öğreticisi, öğretmeni yok. Bankalarda ise hepsi ortalıkta. Banka memureleri- miz computerleri cayır cayır kullanıyor. Seyredenleri "catlatıyorlar". Gizli bir güce "hükmetmenin keyfi", parmakları tuşlara dokundukça dudaklanna konan hınzırca duygudan okunuyor. Ama "telecard" kulla- nıcıdan 5 tane daha fazla tuşa basıyorlar. Salonda ye- ni yaşamın "cırrtt... cıırrrtl" sesleri. Yazıcı çalışıyor Ali, "program yszmanın esasbhllorm.sudfla iste* ..yene uygulamalı ders vermeye hazır?flenuz 5. sınıfta.- İlk dersi babasından aldı. Şimdi ise babasına ayrıntı- lan öğretiyor. Can, özel bir kolejde. "15 bilgisayarlan" var. Gerçi "bilgisayar laboratuvarlanna" girmek için "törenle" sıraya giriyorlar ve 15-20 dakikalan geçiyor. Bu nedenle hızlı oğrenemiyorlar. Oyun disketlerini se- viyor Can. "Enter'e basmak", "print etmek'Mi konu- şuyor. Ayşe, Meryem ve Mercan, hepsi oyun programlan- nın mantığını kavramışlar. Ayşeen kuçüklerı, 5 yaşın- da. "Korkunç tündlerden gecerken" hiçbin tuzağa düş- muyor. "Derebejlerini" yenip, Avrupa'yı ele geçırıyor- lar. "Renk pajeti"ndeki yüzlerce renkten gönüllerince seçiyor, resimlerini artık ekrana çiziyorlar. Sonra hep- sini "beltege" alıyorlar. Akşam, babalara "ekrandaki Ugi çagı'na uygulamalı, sözlü te yazılt uyunı sağlama b i i d i Binlercemiz, sessiz sedasız,, rakiplerimize fazla 'çaklırmadan' bUguayar kurttlarınu gidiyoruz. İş çıkışı, akşam 2 saat, Bazen hafia gonlaru bilgisayarlann etkisi, denetimi altına girmekten kur- tulamayacağı belirtilmekte. tşyerlerinde çalışanlar, en azından, bu makineyi kuUanmayı bilmek zorunda ol- duklannı görüyorlar. tşyerlerine bilgisayar girdikçe, gelişimin ve değjşimin yönünü görenler makineyi kullanmanm, öğrenmenin yollarını arıyor ve buluyor. "Bilgisayar külturü" edi- nerek işyerinde avantajlı konuma geleceğini, belki de maaş ve yetki bakımından durumunu iyileştireceğini dûşünüyor. Haksız da değil. Klavyeyi öğreniyor. Donanım nedir, yazılım nedir? KB, mb, harfleri, kodları neyi anlatır? Soruyor. Kutü- ğu, fareyi öğreniyor. Basic dilinin ne işe yaradığını bil- mek istiyor. Paket programıru, işletim sistemini bili-ı yor. 'Trogram nasıl yapüır"a merak sanyor. Bilgisa- yar ağının dışında kalırsa, belki de işsız kalacağinı ve- ya "niteliksiz işçiye" dönüşeceğini hıssediyor. Bura- da da haksız değil... Günumüzde, "bügisayarcı" yok, "bilgisayar mes- lekleri" var artık. "Bilgisayar okumuş, ogrenmiş" bir kimse, bilgisayann her- ~ şeyinden anlar, kanısı yı- kılalı çok oldu. öncelikle iş hayaunda neredeyse bü- yük ölçekli bütün mali iş- ler, Üretim, dağıtım, pa- zarlama ve hizmet faali- yetlerinin denetimi, yüru- tülmesi ve planlanması bi)- gisayar sistemlerince yapı- lıyor. Bilgisayann aynı za- manda bir "baberieşme" aracı olarak da kullanıl- maya başlaması, diğer ha- berleşme teknolojilerinde- ki hızlı gehşmeler, yeni alanlar yarattı. Bilgi top- lumu kendi mesleklerini, kendi uzmanlanru da orta- ya çıkanyor ve yetiştiriyor. Aşağıda sıraladığımız bugünün ve yarının raes- leklerine bir göz gezdirin. Acaba bu yeni meslek isimlerinı düşuncenizde kavramlaştırabilecek, bi- H içbir t işin, mesleğin çok yakın bir gelecekte, tünıüyle büguayarların etkisi ve denetimi altına , girmekten t kurtulamayacağt belirtilmektp. Gelişimin yönünü görenler^ bilgisayar kullanmanm yollarını buluyorlar. resim sergisi" gezdiriliyor. Babo^uı <umcıcı uırsevınç- li bir sevinçli "Aferim kızıma". Ayşe küçük dağlan ya- rattığırun farkında. "ÖnlükJUIer" gibi çoğalıyorlar. Bir büro: Bilgisayar şirketi. 10-15 kişi hepsi. Ama sözgelimi, en büyükle- rinden bir holdingi "tcpeden tırnaga bilgisayarla giydirme" çalışması içinde. Computerisation. Milyar- lık proje. Aldıkları para da iyı, 3-6 milyon ayiık. Holdingin butun şirketleri, idari-muhasebe kademe- de, yönetsel kademede, giderek: Üretim, sevk, satış, stok denetim; daha da giderek: Endüstriyel uretimin dene- timi, hepsi "bilgisayarlaşacak". Mavi yakalılar, beyaz yakalılar, kravatlılar, herkes yeni bir sürecin içinde. Tan Oral. iki bilgisayar "eskitti". Şimdi Amiga'sı var. Grafik desenlerini, "seyreMiriyor" çok ısrar edersen. Uafia çok, daktilo, arşiv ve adres ecıketleme "makinesi" olarak "hizmel alıyor" Amıga'sından. Tan, "Çok da- ha fazla scyier" yapoıak istiyor. Ama "muşteri hizmeti" yönunden dertli. Orta ve büyuk boy işyerlerinin çoğunda bılgisayar- lar, fatura yazımı, ücretlerin ödenmesi, hesaplamaJar gibi idari işlemlerin çoğunu yüklenmiş durumdalar. Bil- gisayarlann işgaJi, idari bölümlerden, yavaş yavaş iş- yerinin, fabrikanın veya işletmenin diğer bölümlerine, butunune doğru yayılma egilimindedir. Bazı işletmelerde idari işlerin yanı sıra tasarım, ka- rar, üretim sureçleri, kaynak planlamaJarı da bilgisa- yar sistemlerinin denetimine girmış durumdadır. Ar- tık işletmenin amacı, kısa sürede hızlı ve doğru kararı vermek, sermaye dolasımını hızlandırmaktır, rekabet ortamında en rasyonel üretim ve satış mekanizmaları- nı kurmak, maliyetleri düsürmek, kârı arttırmak ve ayakta kalmaktır. Bilgisayarın "keadilerini ilgilendirmedigini" sanan mimar, egitici, doktor, çiftçı, muzısyen, ressam, gra- fîkçi, tekstilci vb. gibi meslekler de hızla bilgisavarlan odalanna, ofislerine misafır etmeye, onları hatta baş köşelere oturtmaya başladı. Artık bilgisayar destekli tasarım, bilgisayar destekli egitim, bilgisayar destekli öjretim, çeviri, resim, müzik, grafîk vb. vb. kavram- ları yerleşiyor. "Bilgisayar dcslekli.." terimi, romancı- nın, öykü yazarımn, makale yazarının, gazetecinin de işini yaparken pek sevdiği, kullandığı bir kavram ol- du. Hiçbir işin, mesleguı çok yakın bir gdecekte; rümüyle eimlendirebılecek misiniz?j Bilgi grafîkçi, sistem çözumleyıci, bilgisayar muhen- Jısi, bilgi muhendisi, yazılım muhendisi, programcı, >ifreleme uzmanı, bilgisayar tasanmcı, endüstriyel bı- lışımci, bakım işlemcisi, veri islemci, para islemci, eği- timcı, robot bilimci, ag muhendisi, ağ uzmanı, video- teks grafikçı, bağlantı muhendisi, teknik yazıcı, bili- şım aractlan, pazarlamacı, üretim sistemleri danışman- ları vb. vb. Bu mesleklerin hepsi var mı? Ne kadar, yaygm? Siz de bu yeni mesleklerden binni edinebilır misiniz? Yukanda saydığımız, bilgi toplumunun yeni meslek- lerinın buyük çofunluğu ABD'de profesyonelleşmiş- tir ve diğerleri de yaygınlaşıyor. Avrupa'da da uzman- laşma, aynşma hulanmakta. Ülkemizde ise uzmanlaş- manın daha yavaş, ancak giderek arttığı görüluyor. B0- yüyen iş hacmi, bilgisayar sistem ve ağlannın denetle- diğı alanın genışlemesı, bu meslek içinde de işbölümü- nü zorunlu kılıyor. Bogaziçi Universitesi Bilgisayar Muhendislifi Böfüm Başkanı Prof. Oguz Tosun'a gore "İ'lkemizde bilgisa- yar iş Unımlan >eterince oturmuş değil. Henuz çok de- gişik kunımlardan, ekollerden kişiler yetişiyor. Piyasada bunlar ywaş yavaş oturuyor" . TES Bügısayar'dan Melsa Vıldızdoğan: "Bizim bu- rada, ilk basladığımızda, sistem çözumleyiciler, tasa- nmctlar hemen bemen aynı kişilerdi. Bugun bir uzman- lasma var. Bir programt tasarlavan, programı >-azaa, tesl eden, kullamm kılavuzlannı .vazan, teknik yazar> l»k, hepsi a>n kişiler" di>or. StltECEK TEKNOLOJİNİN BUGÜNÜ VE YARINI "Herkesin korkulu düşü me- riks virüsüne karşı "motorik ilacımzı" yakında eczanenizden alabileceksiniz. 10 yıl once dun- yayı kınp geçiren AIDS'in yepye- ni, çok farklı ve son derece kar- maşık türevi olan ve insanın nor- mal hücresel faaliyetlerinden ayırt edilmesı nerdeyse imkânsız olan meriks virusünün, nihayet bütün yapısal özeUikieri çözuldü. Geçen yıl gerçekJeştirilen dun- yanın ilk hücre boyutlu bilgisayar-robotları, kolesterole karşı kazandıklan buyuk başarı- dan sonra, insan vücudunu şim- di de meriks virüslerinden temiz- lemek için 'işbaşı' yapacaklar. Nano-Sistemler Merkezi'ndeki ekselsor bilgisayar, anti-merıks programımn yazılımını bitırmek üzere. Motorik ilacın yakında op- tik negatif baskılarına geçileceğı haber venldi. Motorik ilaç, beynine yuklenen bilgıler ışığında hareket edecek. Ooğrudan damardan kana veri- lecek olan bu harika 'bticür'ün, vücudun doğal maddelerine do- kunmayacağı, sadece meriks vi- rüsunü tanıyarak onu etkisiz kı- lacagı belirtiliyor. Hucre robot- lar, kanınızda çalışırken, siz de normal yaşamıruzı sürdureceksi- niz. Görevini bitiren "hücre ro- botlar", bir hafta sonra güçlu mıknatıslarla kanınızdan alına- cak. Bilindiği gibi, bilgisayar- robotik teknolojilerin bırlikte ya- rattığı bu robotlar, Dunya Sağlık örgutu'nün kolesterole karşı sı- kıyonetım ilan etmesinden sonra başlayan hızlı çalışmaların bir ürunu olarak ortaya çıktılar. Dünya Sağlık örgıitü, kolesterol kaynaklı kalp damar tıkanıklık- Larından ölümlerin yüzde 60"a tır- manması karşısmda, uzerinde uzun suredir teorik çalışmalar ya- pılan hücre robotu gerçekleştir- meleri için, dünyanın sayılı uz- manlannı, bilginlerini görevlen- dirmışti. Böylece, tekniğin, raik- rokosmostan nanokosmosa doğ- ru yeni macerası başladı. Kendi alanlarında en iyıleri kabul edı- len mikro tasarım mühendisleri, nörobilgisayannlar ve diğer disip- linlerden büim adamlannın çalış- malan sonucu ilk mikrop yiyici robot yaratılmıştı. Santimeırenin yüz binde birinden daha küçük, atomik yapılı bu robot, program- landığı gibi tıkalı damarlan aç- mıştı. Daha sonra, optik litografik baskı yönteminin en son gelişti- rilmiş yeni teknik ve sıstemlerin- de çoğaltılan bu biJgisayar beyin- lerden "filolar" oluşturulmaya başlandı. Kanda "robot filolan" haJinde dolaşan ve normal doku hucrelerini tanıyarak oalarla dost geçinen, ancak programlandığı yabancı maddeleri parçalayan ro botlann, henüz "kan-bejin bari- yeri"ni aşıp beyin damarlannda dolaşarnadığı belirtiliyor. Bu ne- denle beyindeki arızaları gidere- cek ve sinir ağlarını tamir edecek özel bilgisayar robotların yapımı için bir çalışma başlatıldı. Hücre boyutlu robotların ger- çekleşmesiyle insanlığın önunde yeni bir gelecek açıJdı. Bdylece klasik tıp biliminin de kesin ıflası ilan edilmiş oldu... Bu motorik ılaçlann kullanıla- cağı diğer alanlar ise..:' Gelecekten haber, şimdilik bu kadar. Gelecek zamangeldi bileOkuduklarınıza aklınız yattı mı? Yoksa, "Konu bilgisayar ve robotlar olunca hemen uydurma- y» başladınız" mı diyorsunuz? Bilgisayar konulu bir yazı dizisi- ne girişin klasik yolu sayılabile- cek, "kurgu bilim", veya "uçuk haber"in ana unsurunu oluşturart "mikrop boyudu robotlar" düşü- nü, gtinümüz bılim adamlannın kendileri kuruyor. "Mikrop robotiar"a, damar tı- kamklıklanm gidermenin yanı sı- ra, bozulan uçak motorlannı onarmak gibi görevler bile veri- yorlar şimdiden. Uçarken bozu- lan uçak motorlarının içlerine derhal dalıp anzayı gidermeleri, hiç de fena olmaz doğrusu! Ta- bii, işi savaşmak olanlar da he- men "s«vaş filolan" kurmaktan geri kalmıyorlar! • Bügisayar-robot teknolojisinin "drişlerdeki" bu Ürünü, "s«f bir oçuk haber" değil. Şaşınn; habe- rin içine biraz da gerçek kanşmış durumda. "Mikrop boyutln robotlar" düşlerini kurduran olay ise, Kaliforniya Universitesi ve ATT/BeU laboratuvarlannda ger- çekleştirilen noktadan daha kü- çük bir hava türbini. Pervanele- ri, kanatlan, hava kanailan olan, sanki bir "mikroorganiznıa"! Mikroteknoiojı dunyasından bu tur haberler, sonzamanlarda birbiri ardına "patlamaya b«şl«- dı." Berkeley Universitesi'nde "Sensor and Actnator Center" mikroteknolojinin ana merkezle- rinden biri sayılıyor. Burada iki Çinlı doktora öğrencisi, "orUs oj Blmuş bir insan saçının jçioe girebilecek küçukliikt^' birelek- tromotor yaptı. Rotorunun çapı ise 50 mikrometre. (santimetrenin on binde biri) Küçüğe, daha küçüğe, en kü- çüğe doğru bu inanılmaz hızda- ki ilerleme, bilgi toplumu çağı- nın, mikroelektroniğin bir sonu- cu, bilgisayar teknolojisinin bir ürünü. Her şey çok hızlı geüşiyor ve değişiyor. Gözün seçemeyeceği kadar kü- çük dingillerin, çark dişlilerinin, motorların üretimine olanak ve- ren bugünkü teknolojinin, yarın ne yaratacağını düşlemeye bile zaman kalmıyor denebilir. Mü- 100 mikronluk motor Fizik ve tıp laboratuvarlannda mikro dünva> ı için kullanılan tarama elektron mikroskobu aiıında in- san yapısı bir motorun buyütülmüş fotoğrafım görüyor- w w 100 mıkron, yani santimetrenin yuzde biri büyuklüğundeki bu "motor" parçası, sözgelimi insan saç tdinin içine girebiliyor.. leşmesine olanaîveren telnolo- Bundan daha kuçük motorların yapılabilmesi için yeni teknik olanakların geliştirildjği belirtiliyor. ji: Kızılötesı ışınlar, yeni mercek- S t Î R E C E K . sunuz. hendisler, silikoıı levhalan, mik- roskobik işleyerek, yanrun yapay zekâ uninlerine giden yol üzerin- de ilerliyorlar. Bu mini robotlan, mikro dün- yarun ürünlerini kimler nasıl ta- sarhyor dersiniz? Baş aktör insan ve birçok açıdan insanı aşan ye- tenekleriyle bilgisayarlar. Banka- nızdaki "aptal makine". Tabii, orada kullandığınız "dizginlen- laiş", sadece bdli görevlerle sınu-- landınlmış bir makine. Bu maki- neler, bilim ve araştırma merkez- lerinde "dörtnala koşrorulnyor". Bilgisayarlar, hem kendileri- nin, hem de örneğin robot ve mo- torların nasıl küçüleceklerini ta- sarlıyorlar. Sorulan soru: Kendini cebe gi- recek boyuu nasıJ küçültürsün? Oda dolusu tel ve bağlantı kutu- lan, mikroskobik devre ağlarına ddnüşıtyor. Bilgisayara, belleğini oluşturan çipinin ve diğer parça- larının daha küçük tasarımlan çizdiriliyor. Bilgisayar bunları, mikroskobik modellere ve kalıp- lara dönüştürüyor. Sonra selektroniğin harika maddesi silikon yüzeye ışuna tek- niği uygulanıyor. Berkeley'de fi- zikçi Richard Maller'in elektro statik silikon motorlan, bu çahş- manın çarpıa örneği sayılıyor. Dikkat edin, yazımızıu başın- da verdiğimiz, "oçuk haber"in izinde ve içinde "seyretmektesiniz" § jm diden. Gerçekle düşün iç içe yaşadığı böylesine bir dönemi ilk kez ya- şıyor dunyamız. Şimdi "uçok haber"in içinde vurümeyi sürdurelim, bakalım eeıçeğini nerede yakalayacağız: Müller'in elektrostatik motoru- ıun döneçleri (rotorlan) kırmızı ^an hücrelerimn boyuna yakın. Santimetrenin birkaç binde biri kadar. O, 35 gram ağırlığında. Bu motor şimdi 230 gramlık enerji üretebiliyor. Bütun bu çalışmaların gerçek- lerin minyatür göruntu sistemle- ri, çok hassas silikon levhalar vb. Fiziğin, kimyanın, elektroniğin, mantığın, muhendisliğin, bu ürünJeri yaratırken kullandığı ye- ni gizemli teknikJeri arasmda, ör- neğin elektroışıma litografısi, gal- vanik biçimleme ve kalıp tekniği de sayılıyor. "l/çuk haber"in için- deki gezintimizi, Muller'in su saptamasıyla bitirelim. Hele: "Mikroteknoloji raikrometre- nin onda biri ile yuzde biri ara- sında 'çalışıyor'. Yuzyılın bitimi- ne kadar nanometre hassaslığın- da calışmaiara geçecegiz. Yani milimetrenio miljonda biri ölçe- ğinde ve boyutunda. Boylece mikroteknoloji, nanoteknolojiye dönasecek." Demek istiyor ki "Kanda vi- riisleri viyecek, motorik iiaçlara doğru gidiyoruz." "Bu daha çok mikronano me- kanigi ilgilendirir. bilgisajarla ne ilişkisi var?" dıyenleriniz olabi- lir. "Sensorik, aktorik ve mikroeleklronik" alanlar, hücre- sel motorlann bilim disiplinleri. Aynı hızda kuçülen bilgisayar teknolojinin, donanım ve yazılım olarak, mikromotorlarla nasıl ve ne zaman "kucaklasacagını", na- sıl ve ne zaman "beyin olarak takıiacağını" biiemeyız. Bu da onların sorunu...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle