07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 İsrail'de karar •• •• gunu • KUDÜS (AjansJar) — lsrail Kabinesi bugün ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Ortadoğu Banş Planı'na verilecek yanıtı görüşmek uzere toplanıyor. 12 üyeli lsrail Bakanlar Kurulu'ndaki Işci Partili üyeler, banş görüşmelerine Doğu Kudüs'teki Filistinliler ile Filistin Kurtuluş Ordusu'nun da katılmasıru isterken, Başbakan lzak Şamir liderliğindeki Likud, bu göruşlere karşı çıkıyor. tşçi Partisi lideri Şimon Peres'in, lsrail Bakanlar Kurulu'nun banş plaıuna ilişkin bir karar almaması durumunda, hükümetten çekilebileceği belirtiliyor. Atinada anarşist terör • ATtNA (AA) — Yunanistan'm Preveze kentinde bir polis memurunun 15 yaşındaki bir genci öldürmesini protesto amaayla dün gece Atina'da düzenlenen gösterilerde anarşistler çevreye dehşet saçtılar. Anarşistler ilk olarak kimliği meçhul bir kişi tarafından yapılan bir ihbarı sonışturmak için Benaki Caddesi'ne giden bir polis araana saldırdılar. Bu olaydan ttç saat sonra anarşistler Yeni Demokrasi Partisi'nin Eksahria semtindeki parti binasına molotof kokteyli attılar. Yetkililer, binada büyük maddi hasar olduğunu belirttiler. Irak'ta Ktirtlere af • ERBİL (AA) — Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, "Kürdistan Yurtsever Birliği" lideri Celal Talabani ve arkadaşlan ile Mesut Barzani ve yandaşlan için genel af ilan etti. Irak Kürdistan özerk Bölgesi Yürütme Konseyi Başkanı Ahmed Bahaeddin, dün Erbil kentinde dOzenlediği basın toplanusı ile Saddam HUseyin'in karannı dUyurdu. Irak'ta 1985 yıhnda Kürt muhalifler için genel af ilan edilmiş, ancak, aynı yıl Irak'ın görüşme önerilerini reddeden ve Iran-Irak savaşı boyunca Tahran'm desteginden yararlanan Celal Talabani bu affın dışında tutulmuştu. Pinochet bugün gjdiyor • SANTIAGO (AA) — Şüi'de, 1973'te kanlı bir darbeyle sosyalist Devlet Başkanı Salvador Allende'yi devirerek iktidara gelen General Augusto Pinochet, devlet başkanlığı görevini bugün başkanlık seçimlerinin galibi Patricio Aylvvin'e devredecek. 16 yıllık askeri diktatörlük sona ererken, Pinochet önceki gün bir törenle kabinesinin üyelerine "görevi tamamlama" madalyası verdi. Hükümet tarafından yeni çıkarılan bir yasayla tesis edilen madalyanın ükini Pinochet kendisi almıştı. Pinochet, önceki gUn son kabine toplantısında yaptığı konuşmada, görevlerini tümüyle yapmış olmanın huzurunu duyabileceklerini belirtti. Pinochet, arkalarında "özgürlük, banş içinde ve düzenli bir toplum" bıraktıklanru ileri stirdü. Haiti'de Avril diiştü • PORT-AU-PRINCE / HAITI (AP) — Karaib ülkelerinden Haiti'de Devlel Başkaru General Prosper Avril'in dun görevinden ayrıldığı ve Genelkurmay Başkanı General Herard Abraham'ın 72 saat içinde geçici hükümet kurulana kadar devlet başkanlığına yekâlet edeceği bildirildi. AP'nin bağımsız televizyon istasyonu Tele-Haiü'ye «iayanarak verdiği habere göre olayın başkent Port- au-Prince'de duyulmasının ardından halk sokaklara dökülerek Avril'in istifasını çoşkun gösterilerle kutladı. 'Kelle vergisi'ne karşıprotesto eylemleri birçok kente yayıldı Thatcher'a isyan büyüyorHükümet, eylemleri İşçi Partisi'nin sol kanadının örgütlediğini iddia etti. Seyyar telefonlu militan grupların kentlere yayıldığı, polis telsizlerinin karıştınldığı, arabaların gelişigüzel park edilerek sokakların tıkandığı saptandı. EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — Ingiliz hüküme- tinin her yurttaşın, yaşadığı bde- diye bölgesine göre vergüendiril- mesini öngören ve 1 nisandan iti- baren yürürlüğe koyacağı yeni vergiye karşı halkın tepkisi hızla büyüyor. Özellikle Londra'run yoksul semtlerinde birkaç gündür polisle protestocular arasında sü- ren çalışmalar, yer yer talan, yan- guı çıkarma ve isyana teşvik nite- liği kazandı. Ingiltere'de yaşayan Türkler oturduklan semtler nede- niyle yeni vergiden en olumsuz et- kilenecek göçmen grubu. Lond- ra'nın Haringcy ve Hackney gibi Türk semtlerinde belediye binaları önündeki çatışmalara çok sayıda Turk de kanştı. Tutuklananlar ol- du. Tüm ülkede tepkiyle karşıla- nan yeni vergi uygulamasına böy- lece bir de "Turk boyuln" eklen- di. Ülkenin diğer kentlerinde de protestolar yayıldı, öfkeli kalaba- lıklar belediye binalannı işgal et- DUN\ADA BUGIJN KELLE VERGİStNE İSYAN — Ingillere'nin başkenti Londrada "kelle vergisi'ne karşı hemen ber gün gösleriler düzenleniyor. Bu arada göslericilerie giivenlik giiçleri arasında çauşmalar da gözleniyor. Resimde göstericiler tarafından yozüne boya aülan bir tngiliz kadın polis göriilfiyor. ti. Başbakan Margaret Thatcber'- ın, yeni vergiye kendi partisinde de muhalefetin büyümesi uzerine istifa ettiğı söylentisi dolaştı. In- giliz Sterlini borsada derhal değer kaybetti. Ay basından beri sürekli değer kaybeden sterlin, 1.62 do- lara kadar düştü. Adaletsiz Emlakın değil, bölgelerin "adaletsiz" bıçımde saptandığı yeni vergiye karşı isyan niteliği ka- zanan protesto eylemlerini hükü- met, ana muhaJefet İşçi Partisi'- nin aşın sol kanadının örgütledi- ğini iddia etti. Iskoçya'da geçen yıl başlayan bu yeni uygularnaya karşı çıkarak vergi ödemeyen 450 bin kişi hakkında dava açıldı. ls- koçya'dan seyyar telefonlu mili- tan gruplann Londra başta olmak uzere ülkeye yayıldığı ve Muha- fazakâr Parti'nin güçlü olmadıgı seçim bölgelerinde, hızla protes- to eylemleri örgütledikleri haber- leri alınıyor. Polis telsizlerinin bu gruplar tarafından karıştınldığı, arabaların gelişigüzel park edile- rek sokakların tıkandığı saptan- dı. İşçi Partisi lideri Nefl Kinnock, vergiyi benimsemediklerini söyle- di, ancak eylemleri de kınayarak sadece Başbakan Thatcher'a ya- rayacağını söyledi. Belediye bina- lannı işgale kalkışanlardan da "teneke devrimciler" diye söz et- ti. Yeni uygulama, herkesin otur- duğu evin değerine göre değil, be- lediye bolgesine göre vergi ödeme- sini öngörüyor. Ancak vergi mat- rahı, bölgenin zenginliği ya da yoksulluğu ile orantılı 4eğil. En zengin bölgelerde vergi az olabi- liyor ya da TurkJerin yoğun yaşa- dıklan bölgelerde de görüldüğü gibi ülke düzeyinin Ustünde ola- biliyor. Vergi, kişi başına ödene- cek. Bu nedenle basın, "kdlc vergtei" adını taktı. Böylece ka- labalık aileler daha çok vergilen- miş olacak. Amerikan yönetimi Kıbrıs konusundaki 'karşıt kulisi'sürdürüyor ABD, self-determînasyona karşıKıbrıs konusunu görüşmek üzere önceki gün ABD dışişlerine çağrılan Türk makamlarının, BM Güvenlik Konseyi'ne sunulacak yeni karar tasarısı hakkında nabzı yoklandı. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Amerikan yönetimi, önceki gün Kıbns ko- nusunda yeni bir girişim daha yaptı. Bir hafta içindeki üçüncü temas olan, önceki gunkU girişim- de, ABD Dışişleri'ne davet edilen Türk makamlarının BM Güven- lik Konseyi'ne sunulrnak üzere olan karar tasansı konusunda nabzı yoklandı. Ankara da bu ve- sileyle, Güvenlik Konseyi'nden Türk tarafının canını sıkacak bir karar çıkması halinde, toplumla- rarası görüşmelerin iyice çıkma- za girebileceği mesajını verdi. ABD, KKTC lideri Rauf Denk- taş'tan sert tonlarla yakınılan ilk gvişimini geçen hafta başında yapmıştı. Daha yumuşak geçen ikinci girişim ise BM Genel Sek- reteri'nin perşembe günü Kıbns raporunu Güvenlik Konseyi'ne sunmasından sonra gerçekleşti. ABD söz konusu raporun denge- li çıkması ve Turk tarafını tama- men yabancüaştırmaması için ça- ba göstermiştı. Rapor, VVashing- ton'un bu yöndeki telkinleri doğ- rultusunda çıkınca, ABD Başka- nı'nın özel Kıbns Koordinatöıu Nelson Ledsky hemen o akşam Türk makamlannı dışişlerine da- vet ederek Genel Sekreter'in rapo- runun dengeli olmasını sağlamış olmalannın meyvesini toplamaya girişti. Bu görüşmede raporun Türk tarafı ile köprüleri atmadı- ğına atıfla Ankara'mn önümüz- deki günlerde tutumunun ne ola- bileceğini sondajladı. Önceki akşamüstü ABD Dışiş- leri*nde gerçekleşen üçüncü gö- rüşme ise BM Güvenlik Konseyi'- ne sunulmak üzere olan karar ta- sarısı konusunda oldu. ABD, bu konuda Türk tarafının görüşleri- ANKARA Dışişleri, Şam ile ilişkilerde hassîas ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Gerek Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyasi etkin- likJeri gerekse ANAP hükümetinin kendi için- deki uyumsuzlukların yarattığı "iktidar boş- lugV'nun kendini en çok gösterdiği alanlar- dan biri de dış politika. ANAP içinde dış politikayta doğrudan doğ- ruya ilgili olmayan yetkililerin, dış ilişkilerin en hassas konularında verdikleri demeçlerin yabancı ülkelere gönderdiği 'farkb sinyaUer'in son örnegi Suriye konusunda yaşandı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere'nin Çetin Emeç'in öldürülmesinden sonra ad ver- meden Suriye'yi terör olaylanndan sorumlu gösterebilecek bir açıklama yapması Dışişle- ri'nde büyük tepki yaratu. "Birisi bir sey söy- liiyor, bizim biitün emeklerimiz boşa gidiyor" diyen Dışişleri yetkilileri, Gürdere'nin açık- lamasmm Suriye ile mevcut sonınlara çözüm getirme yönündeki . girişimleri "dinamitleyebilecek" bir üslup taşıdığını ifade ettiler. Gürdere'nin Suriye'yi ilgilendiren açıkla- ması konusunda Bulgaristan "gaflannı" ha- tırlatarak değerlendirmede bulunan diploma- tik çevreler, "Devlet ve hükümet yetkilileri kuşkusuz dış politika konularında gorüş açık- layabilir. Ancak Dışişleri'nin kendilerine ver- me>e hazır olduğu bilgi notlannın incelenmesi ve ülkenin geleneksel dış politikasının gözö- nünde tutulması, devletin ciddiyeü açısından önemlidir" dediler. öte yandan DSP lideri Bülent Ecevlt'in Kıbns için ara çözum olarak önerdiği "Dışiş- lerinde Türidye'ye bagJı bir KKTC" kurulma- sı yaklaşımı farklı tepkilere yol açtı. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'm "incelenmeye değer" bulduğu bu oneri, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar tarafından "Biz bu- nu bir öneri olarak kabnl etmiyoruz" sözle- riyle reddedildi. Diplomatik kaynaklar, bu son gelişmenin DSP ile Dışişleri ve KKTC yönetimi arasın- daki görüş aynlıklanndan çok, Cumhurbaş- kanlığı ve ANAP hükümetinin Kıbrıs politi- kalannda yarattığı "boşluk" göruntüsünü ön plana çıkardığı yorumunda bulunuyorlar. Toplumsal şizofreni tehlikesi Bulgaristan, Azerbaycan, Suriye ve Irak derken, Gümülcine ve ABD'de Denktaş'a yapılan baskılar... Bir dizi dış sorun. iç politik gündemi de oluşturuyor. Dünya bir yumuşama sûrecine girerken, Tûrkiye kaosa mı sürükleniyor? Deniz Baykal: "Verimsiz teselliler peşine dûşülmemeli..." Milyariık tablo hırsızlığı İrlanda'dan Türkiye'ye uzanan birçok polis örgütünûn peşinden kostuğu milyariık tablo hırsızlığının ilginç öyküsû... Türk polisi, İngiliz polis örgûtü Scotland Yard'ın operasyonuna nasıl gırdı? İngiliz ajan' Hûseyin Çoban, bu operasyonda nasıl görev aldı? Türk polisi alıcı 'olarak kimleri kullandı? Feminist bahar 8 Mart Dûnya Kadınlar Gûnü'nde sokaklarda, panellerde. okullarda kadınlar konuşuldu. GtJnûn iki ilgi çekıcı paneli: Boğazıçi Universitesi'nde kadınlar "kadın sorunu'na bakarken, Vıldız Universitesi'nde erkekler "erkek" gözüyle kadınlan anlattı... ii BU POUSU,BU TEROR ıı Çetin Emeç'in öldürûlmesinin ardından hukukçular, siyasi liderler, yazarlar ve emniyetçiler, terörün tırrnanma sürecini ve arkasında yatan hesapları sorguladılar. Erdal İnönû. "ÖnceliMe güvenlik kuvvetleri sorumludur." Sûleyman Demirel: "Olaylar yanık kokuyor..." Uğur Mamcu: "Bireysel terörden, toplumsal teröre..." Mahir Kaynak: "Neden hep sivil şahıslar?" Mehmet Ali Birand: "Demokrasi, terörle de var olabilir." Yavuz Donat: "Devletin caydıncılığı azalıyor." Abdurrahman Dilipak: "Ben CIA'dan kaygı duyuyorum." Rakİ'den bir öykü daha Bu sefer işın içinde Sûleyman Demirel de var. Milyonlan götüren Rakı, hiçbir şeyden haberdar olmadan yaptığı yardımlardan ötûrü, dönemin başbakanı Sûleyman Demirel'e teşekkür ediyor. İstiklal Mahkemeleri Uygulamalan ve yargılamaiarıyla hâlâ tartışılan İstiklal Mahkemeteri 75 yaşında... Bir dönemin perde arkasını carpıcı bıçırnde yansıtan bu mahkemelerde, neler yaşandı? • Kanlı bir "erkekllk" gosterisi: Horoz dövûşleri. • Yalnızların da canı sıkıldı... Tûrkiye'nin ilk "Yalnızlar Kulûbü" kuruluyor... • İsveç modeli, Doğu Bloku'nun yeni gözdest... • Maskeli balodaki çıplak: Meltem Dojanay. • Sporcu, golcû ve tûccar: Besiktaslı Ali, nasıl yasıyor? HAFTALIK HABER DERGİSİ ni dinledi. Türkiye de bu vesiley- le, Güvenlik Konseyi'nden Türk tarafının canını sıkacak bir karar çıkması halinde toplumla-arası görüşmelerin iyrce çıkmaza gire- bileceği mesajını verdi. Aynca, Birleşmiş Milletler'in de devreden çıkânlarak iki toplumun doğru- dan görüşmesinin bu aymnAı da- ha doğru olacağı ifade edildi. Her üç görüşmede de Ledsky kuvvetli sözcüklerle "federasyoı dışı bir çoziim bulunmasına kar- şı olunduğunn" ifade etti. Türk tarafı ise "federasyon argumanı- nı« Rum tarafının samimi olma- dıgını ortaya çıkardığını" kaydetü ve "kf^^fuıderini layin hakkına sahip olmayan bir ulusun nasıl fe- derâsyona'gidccegi" somsunu yö- neltti. Ancak Ledsky, "Amerika self determinasyonu (kendi kade- rini tarin hakkını) kabul etmiyor" diye konuştu. Bu yakiaşım, Türk makamlarınca, "Amerika'nın Türklerin politik eşitligini UBH maktan uzak oldugu" şeklinde al- gılandı ve burukluk yarattı. Bu görüşmelerle ilgili olarak yapılan genel analiz şöyle: Tûr- kiye'nin Kıbrıs konusunda sergi- lediği kararlı tutum, Washing- ton'un, "Türkiye AT üyeligi için Kıbns'U ödün verebilir" şeklin- deki beklenüsini silince, ABD için geriye bir tek Türkiye'den "kar- şıhksız ödün" beklentisi kaldı. Oysa, Kıbns konusunun ulusal bir konu olmadıgı varsayüıp Anka- ra'mn bir ödüne yanaştıgı düşü- nülse dahi bunun karşılığında Türkiye'nin ABD'den alabileceği hiçbir şey yok.Aynca Amerikan yönetimi, geçen günlerde Enneni karar tasansının görüşülmesi sı- rasında sergılediğı tutumla, müt- tefık olarak güvenilirliğini soru- lara açık hale getirdi. ALİSÎRMEN Emperyalizm ve Dangalaklık... VVashington'da ya da başka bir güç odağında oturup, yeni olu- şumlar karşısında, dünyaya biçim vermeye çalışan kişiyi getirin gözünüzün önüne. Bu adam ilk iş olarak ne yapar? Herhalöe yeryüzünû bölgetere ayırıp her biri için uzman grup- lar oluşturur. Şimdi, bu uzman gruplardan Ortadoğu ile ilgili olanların ge- tirdikleri raporları incelediğini düşünün yöneticinin. Kendisine sunulacak olan rapordan çıkacak sonuç aşağı yukarı bellkjir: Or- tadoğu, yeryüzünün önemli petrol yataklarını barındıran ve tüm gelışmelere karşın, hâlâ büyük jeopolitik önemi olan, stratejik bir bölgedir. Bu bolgedeki karışıklıklar, yerel kalamaz bütün dün- yayı ilgilendirir. Ama ne yazık ki bölge belki de biraz da yapısı ile ilgili nedenler ve yüzyıllardır üzerinde oynanan oyunlar yü- zünden yeryüzünün en sancılı en istikrarsız alanıdır. Böyle bir sonucu gördükten sonra dünyaya yeniden düzen ver- mek isteyecek olan adam (veya kuruluş veya güç veya güçler) ne yapmaya çalışacaklardır? Hiç kuşkusuz petrol üretimini ve ulaşımını kesintisiz, kendi ya- rartarına uygun biçimde ayakta tutabilecek, bolgedeki çıkarlan- nı kimsenin tehdit etmesine izin vermeyecek, Ortadoğu'nun de- rtetiminde, kendisine ortak çıkacak güçlerin oluşmasını engel- leyecek bir çözüme yöneleceklerdir. Şimdi aynı uzman kişi veya güç veya güçlerin önüne, Ortado- ğu bölgesinde yaşamsal önemi olan, 700.000 km2 'den büyük bir toprağın üzerine yerleşmiş, şu anda 55 milyon olan, ama 2000 yıhnda 70 milyona varması beklenen. ürediğı kadar üretemeyen, insanının kalrtesi sürekli düşen, kaynaklannı akılcı kullanmak bir yana, bilınçsizce kirletip, tüketen, içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmasını sağlayacak politıkaları da üretemeyen, amaçoğun- luğu genç ve dınamik nüfuslu ülkenin durumunu getirseler, bun- lar ne düşünür ne yaparlar? Herhalde ilk düşünecekleri şey, bu gelecekteki 70 mılyonluk topluluğun, bölgede kendi denetim güçlerine ortak çıkmasını ört- lemektır. Tablo, bu konuda çok fazHa bir çaba gerekmedığinı, ül- kenin zaten kendi kısırdöngüsünü kıracak çözümleri ureteme- diğini gösterdiğine göre o zaman düşünülecek olan, bu üretti- ğınden fazla üreyen, insan malzemesinin kalitesi sürekli düşen ülkeyi, kendi sınırları içinde tutup, sağa soia taşmasını öntemektir. Kaynaklarını hızla ve bilinçsizce kirletip tüketen bu topluluğun, üremesınin dogurduğu gerekleri karşılayacak üretimi becereme- dıği duşünülür ve büyüyen nüfusun büyük bölümünün genç ol- duğu, dolayısıyla topluluğun yabana atılması olanaksız bir di- namızme sahip bulunduğu göz önünde bulundurulursa, o za- man bu toplumu sakinleştirip, eğer elden geliyorsa uyuşturup, hareketsızleştırecek ya da hiç değilse sınırlannın dışına taşma- sını engeileyecek bir yol bulmak gerekir. Böyle bir çözüm nasıl bulunabilır? Olanaklar gereksinmelerden az olduğuna göre böyte bir çö- züm sürekli olarak bulunamaz. Ama aranacak çözümde bazı noktalar göz önünde tutulur. Bunlardan ilki zaman kazanmak- tır. İkincisi ise toplumun maddi olanakları arttınlamayacağına göre maddı gereksinimlerini azaltacak bir yol bulunmaya çalışılacaktır. Maddi gereksınimleri azaltacak olan ilk etken, maddi istemleri azaltmaktır Yanı toplumun bugünkü istemlerini daha geriye çek- mek, bunlan ya tümden ortadan kaldırmak ya ertelemek ya da özverinin fazla maddi karşılığı olmayan biçimde ödüllendirileceği bir çözüm üretmektir çıkar yol. Başka bir deyişle, sözü edilen toplumu azla yetinen, bu dün- yada azla yetınmiş olmasının karşılığını, öbür dünyada odüllen- dirilmeyle alan bir çizgiye sokmak gerekir. Ama bu çizgi öyle bir çızgı olmalıdır ki toplum bu çözümü kabul etmeyen bireylerine de ona boyun eğdırecek güce sahip bulunmalıdır Kurulacak dü- zen. dünyasal istekleri azaltır, insanları, öbür dünyaya yonelik ödüllerleödüllendirırken aynı zamanda baş kaldırmayan, kendi buyruklarına ve kurallarına boyun eğen kişiler haiine getirebi- lırse, uzman ya da karar mekanizmasını elinde tutan güç, Orta- doğu bölgesindeki ülkenin sorununu bir süre içınçözmüş olur. Çözümün dışına taşması olası gelişmeleri deneöemek için de söz konusu düzenin dikkatleri, düşsel bir büyüklüğü sağlaya- cak, en fazlası kendisine benzeyen ya da benzemesi olası olan- larla butünleşmeyi özleyecek bir doğrultuya yöneltilir. VVashington'da ya da bütün dünyayı kapsayacak kararlar üret- me gücünü kendınde gören, hatta kendisini bu konuda zorunlu görevli sayan herhangi bir merkezde oturan uzman veya karar mekanizmasını elinde tutan kişi, sorunu çözmüştür. Çözümün daha da kalıcı olabilmesi için kirlilik yarattığından ya da demo- de olduğundan kendi toprakları üzerinde ise yaramayan ya da zararlı olan sanayilerı el emeginin ucuz oldugu o ülkeye akta- rıp, bir yandan onlar, yarım yamalak ayakta tutarken bir yandan da kendi çıkarının yarattığı pisliğin kalıntılarını o topraklar üzeri- ne serpen bir ek çözüm şeması daha da eklendi mi, mekaniz- ma tamamlanmış olur. Şimdi, böyte bir görüntü veya olay karşısında siz olsanız ki- me kızıp kime bağırırsınız? Yeryüzüne tendi çıkariarına uygun biçimde biçim vermeye ça- lışana mı, yoksa bu çözüm karşısında boyun eğmekten başka hiçbir uman olmayan, kendisine biçim veren emperyalizme karşı koyamayan, emperyalizm ile eşit değilse bile ona karşı koyabi- lecek yakın değerde organizasyonu sağlayamayan ülkeye ve in- sanlarına mı? Kısacası, emperyalizm mi daha kc t: J^': r dangalaklık mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle