Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARALIK 1990
GEREKLÎ
TELEFONLAR
HABERLER CUMHURİYET/15
: 056
ZaMa 527 57 00
**:
172 13 73 -74-75 ve 088
• tSld anzs: 068
• SAİUK:
Mzv Ad: 077
511 89 18
T*: 588 48 00
f*; 534 00 00
340 01 00
*»1İUW* — • - : 345 46 80
fefi EtW: 131 22 09
Tafcsia hkyar**: 152 43 00
SSK imutfa: 588 44 00
«X 0>—|toll. 132 30 00
SK Mztaşı: 358 67 60
Tnflk S*t m.: 176 24 14 (İst),
356 04 85-86 (Kadıköy)
Mtfi Traffc 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şehtnçı),
314 36 (B Cekmece)
• THY:
(ç Kattan 573 13 31,
ft* Rattar 573 04 33.
Satfnl: 574 73 00.
HmnMy—. 574 82 00 (25 hal)
• BDT:
SMwd DMMIM: 527 00 50.
ı: 338 30 50
S«Hr Mtarc 526 40 20,
144 42 33,
Dtab Ttlan (taata): 145 53 66.
144 25 02, 149 18 96
DMb *MİS«: 543 05 25
• METEOMUJt.
(Hava tahmını O&renme) 573 89 80
k
526 62 74,
150 83 50,
348 71 40
TB(:06S
SaUOZA:
522 97 03,
147 51 10,
. 391 14 82.
. M.: 145 07 20 (17 hat)
UGUN
• Çagdas Yasamı
Destekleme Derneği Başkanı
Prof. Tûrkân Saylan, saat
15.00'te Notre Dame de Ston
Fransız Kız Lisesi'nde
"Türidye'd* ÇafrJas
Yaşam" konulu bir konuşma
yapacak.
• Mtsır Çarşısı Esnafı
Yardımlaşma Derneği, saat
11.00'de dernek loKalinde bir
araya gelerek sorunlarını
konuşacaklar.
• Galtorta Ataköy'ün yılbaşı
etkinliklen Serap Aksoy'un
saat 14.00'te açılacak
seramik sergisiyle başlıyor.
• Suudl Arabistan iyi niyet
heyetinin Körfez kriziyle ilgili
basın toplantıst saat 10.00'da
Sheraton Oteli'nde yapılacak.
• Vakko'nun perşembe
soyieşıleri kapsamında Prof.
Dr. Haluk Yavuzer, saat
16.00'da "Boşanmı* Afl«d«
Çocuk" konulu bir konuşma
yapacak.
• INuslararası Nakliyeciler
Derneği'nin 1989-1990
dönemi en fazla döviz
kazandıran nakliyeciler için
düzenledığı ödül töreni saat
10.00'da Sheraton Horizon'da
yapılacak.
YARIN
• Marmara Üniverşitesi
Ortadoğu ve Islam Ûlkeleri
Ekonomık Araştırma Merkezi
tarafından düzenlenen
"iktisadi ve Siyasi
Yönleriyle Körfez Bunalımı"
konulu panel, saat 13.30'da
SuKanahmet'teki rektörlük
konferans salonunda
başlayacak.
• Çağdas Yaşamı
Destekteme Derneği
tarafından düzenlenen
"Evrensel İnsan Haklan ve
ittam" konulu panel, saat
14.00'te Cernal Reşit Rey
Konser Salonu'nda
başlayacak. Oturum
başkanlığını Prof. Dr. Aysel
Çelikelin yapacağı panele
konuşmacı olarak Dr. Semih
Gemalmaz, Osman Olcay,
Doç. Dr. Yasar Nuri Öztürk
ve gazeteci yazar Gencay
Şaylan katılacak.
• MEF Dershanesi'nin
düzenlediği geleneksel kültür
sanat yanşmalarının ödül
töreni saat 16.00'da Kadıköy
şubesinde yapılacak. (Kuşdili
Caddesi, Sevimli işhanı
Kadtköy).
• Özel Çavuşoğlu Koleji'nin
düzenledığı "Universrte
Sınav StresJ Nasıl Atılır?"
konulu konferansı saat
14.00'te toplantı salonunda
başlayacak. Konferansı Doç.
Dr. Acar Baltaş verecek.
• "Veteriner Heldmllkte
Fakülte ve Meslek içi Eğltim
Sorunlan" konulu panel saat
14.00'te Avcılar'daki fakülte
binasında yapılacak.
MEKTUP
Minibüsler
bekleme yapıyor
• Kadıköy'den, Ankara
Asfaltı ve Ziverbey yolu
Ozerinden Kartal'a giden
minibüsler, özelükle aksam
saatlcrinde Maltepe
Meydanı'nda yolcu almak için
bekleme yapıyor ve yığılmalara
neden oluyorlar. Bir trafık
görevlisinin en azından akşam
saatlerinde görevlendirilmesi
yerinde olacaktır. Saygılanmla.
CENGlZ SAYIN
SlRKECl
Işıklandırma
yetersiz
• Sirkcd Büyük Postane
arkasındaki Haa Kasım
Köprüsü Sokağı'nın
ışıklandırılmadığı için akşam
saatlerinde karanlığa
gömüldüğünden yakınan
vataodaslar, belediye
yetkililcrinden sokagın bir an
once aydınlatılmasını istiyorlar.
UNTCEF'in 1991 mporıc
Çocukları
koruyacağıztstanbul Haber Servisi — Bir- kabul edilen hedeflerden en
leşmiş Milletler Çocuklara Yar-
dım Fonu (UNICEF), 10 yıldır
sürdürdüğü bağışıklık çalışma-
ları sonucu, gelişmekte olan ül-
kelerde 12 milyon çocuğun ya-
şamını kurtardı, l.S milyonu aş-
İun çocuğun da çocuk felci ne-
deniyie sakat kalmasını önledi.
UNICEF'in "Dünya Çocuk-
lanıun Durumu 1991 Yıiı Rapo-
nı", dün UNICEFin Türkiye
temsilcisi Dr. Claudio Sepulve-
da tarafından açıklandı. Sözle-
rine "30 Eyliil 1990 Pazar günü,
19901ı yıllann çocuklanna bü-
yük bir söz verüdi" diye başla-
yan rapor özetinde, 71'i devlet ve
hükümet başkanlan olmak üze-
re toplam 159 ülkenin temsilci-
lerinin bulunduğu, "Çocuklar
İçin Dünya Zirvesi'nde" çocuk-
lara, "Günümüzde hayli yaygıo
olan çocuk öiümlerinin ve bes-
lenme yetersizliklerinin 2000 yı-
lına kadar sona erdirilmesi yö-
nünde çaba gösterilmesi, dünya-
daki bütün çocuklann bedensel
ve dbinsel gelişimlerini güven-
ceye alacak temel adımlann
aülması" sözünun verildiği ha-
tırlatıldı.
Çocuklar İçin Dünya Zirvesi
tarafından benimsenen ve 2000
yılına kadar ulaşılacak 24 hedef
bulunuyor. Zirvede 2000 yılına
kadar gerçekleştirilmek üzere
önemlileri şunlar:
• 1990 yılı 5 yaşaltı çocuk
ölüm oranlannın ya üçte bir
oranında ya da her bin canlı do-
ğumda 70'i geçmeyecek şekilde
azaltılması (hangisi daha büyük
bir azalma anlamına geliyorsa),
• Anne ölüm oranlannın 1990
yılı düzeylerinin yansına indiril-
mesi,
• 5 yaşaltı çocuklarda görülen
orta ve ağır beslenme yetersizlik-
lerinin yan yarıya azaltılması,
• Herkesin temiz içme suyu ve
atık imha olanaklanna kavuştu-
rulması,
• Herkes için temel eğitim ve
ilkokul çağındaki çocuklann en
az yüzde 80'inin ilköğrenimi ta-
mamlamalannın sağlanması,
• Yetişkinler arası okuryazar
olmayan oranının, kadınlann
okuryazarlığına agırlık tanına-
rak 1990'daki düzeyinin en azm-
dan yansına indirilmesi,
• Başta silahlı çatışma du-
rumlan olmak üzere özellikle
güç koşullarda bulunan çocuk-
lann korunması.
Raporda, 2000 yıh için öngö-
rülenlere ulaşmanın yılhk mali
külfetinin 20 milyar dolar ola-
rak tahmin edildiği, bunun da
dünyanın sadece 10 günlük si-
lahlanma tutanna eşit olduğu da
vurgulandı.
TSTANBUL'DAN
• Ekmek 600 lira Fatih ilçesinde 95 fırın işletmecisinin ve
belediyenin ortak karan ile ekmek zam yapılmadan yeniden
600 lira olarak satılmaya başlandı.
• Atatürk yarışması Atatürk'ün ölümünün 52. yıldönümü
nedeniyle Türkiye genelinde lise ve orta okullar arasında
düzenlenen Atatürk konulu resim, şiir ve kompozisyon
yarışmasının İstanbul sonuçlan açıklandı. Cağaloğlu
Anadolu Lisesi'nde yapılan törende resim dalında birinciliği
Sema İncesu ve Cemal Salmanh aldı.
• Nâzım Hikmet Vakt» Nâzım Hikmet Vakfı kuruluş
komitesince düzenlenen resim sergisi sona erdi. 107 yapıtın
yer aldığı sergide 80 dolayında tablo satıldı.
• Diş Hekimliği Dekanı İstanbul Üniverşitesi Diş Hekimliği
Fakültesi Dekanlığı'na Prof. Peker Sonuklu'nun ayrılması
üzerine Prof. Dr. Suphi Konukman atandı.
• Dior'dan iki parfüm Cristian Dior ürmasınca erkekler ve
kadınlar için hazırlanan Poison ve Fahrenh parfümü dün
Ataköy Printemps'daki parfüm festivaline katıldı.
Parfümlerin satış fiyatlarının 95 bin ile 360 bin lira arasında
değiştiği bildirildi.
• Serpocam 90 6. Serpocam '90 Uluslararası Seramik
Porselen Cam Fuarı'nda dekorasyon, mutfak, eşya ve
hediyelik eşantiyon konularının vazgeçilmez malzemesini
oluşturan değişik tarzdaki çahşmalar sergileniyor.
• Çocuklara noel The President Hotel ile Date Line
gazetesi tarafından düzenlenen çocuklar için Chiristmas
(noel) partisi dün President Hotel'de yapıldı. Partiye 200
yabancı çocuk katıldı.
• Memur maaşları Bir süredir maaşlarını bankalardan alan
öğretmenler maaşlarının zamanında verilmesini isteyerek,
bankalardaki sorunlann giderilmesini istediler.
• Kuduzdan korunma Esenyurt belediyesi ve İstanbul
Veteriner Hekimleri Odası'nca ortaklaşa düzenlenen Kuduz
Hastalığı ve Korunma Yolları konulu panel Esenyurt
Lisesi'nde yapıldı. Öğrencilere, hastalık ve tatorunmasıyla
ilgili bilgi verildi.
• Sovyet gemisine ceza 4 arahkta Marmara'dan
Karadeniz'e geçerken Kızkulesi yakınlarına sintine boşalttığı
tespit edilen Sovyet bandıralı Izgutty-Ayıykkou adlı gemi
dün Kumkapı açıklarında belediye çevre koruma ekiplerince
yakalanarak 90 milyon lira ceza kesildi.
• Ücretsiz göz taraması Sarıyer Belediyesi Reşitpaşa
semtinde ücretsiz göz taraması başlattı. Belediye yetkilileri
taramalar sırasında gozleri bozuk olanlara gerekli yardımı
yapacaklarını söyledi.
Inöııü: Başbakan açıklama yapsın
ANKARA (Cumhurivet Bfi-
rosu)— Türkiye'ye NATO Çevik
Kuvvetinin'gönderilmesi konu-
sunun Türk askeri yetkililer ile
NATO askeri makamlan arasın-
da görüşülmesinin gündeme gel-
mesi tepki yaratü. SHP Genel
Başkanı Erdal tndnii, "Bunlan
bnraya ca|ınuı kim? Başbakan
derhal TBMM'ye ve kamaoyu-
•a açıklama yapnuüıdır" dedi.
Eski Genelkunnay Bajkanı
emekli Orgeneral Necdet L'ruğ,
"Törkiyc bir tehdit ile kar$ı kar-
sıya mıdır ki cağnlmıştır" diye
sordu. Eski Kara Kuvvetleri Ko-
mutanı emekli Orgeneral Necdet
Öztornn da Türkiye'ye yönelik
bir tehdit olmadığını belirtirken
"NATO kendisine Tazife
çıkartmakUdır" dedi.
Çevik kuvvet konusundaki
gelişmelerden bazı bakanlann
bilgisi olmadığı saptandı.
fnönü, dün sabah bir gazete-
cinin, "NATO'dan asker istedik.
Ne düşünüyorsunnz" sorusuna,
"Sakın yapma. Sen ne hakla is-
tersin?" diye esprili bir yanıt ver-
dikten sonra şöyle devam etti:
"tnanamıyonını. Bunu kim
istediyse gdsin, MecBste açık-
fauna yapsm. Medts'e getirsinJer,
açıklama yapsmlar. Yabancı as-
ker çagınnak için Medis'ten yet-
ki aldılar. Eğer bunu yapbiarsa
gdsin soylesinler. Tütnn aretimi
için yeterii işgücü var Türkiye^
de. Niçin cağmyorlar? Yabancı
İKÜciine ihtiyac yok."
Inönü, Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Mural Sungar'ın geliş-
meleri doğrular nitelikteki ifade-
sini öğrendikten sonra yaptığı
yazılı açıklamada da şöyle dedi:
"Ortak güvenük amaçiı ve sa-
vanmaya yönelik bir ittifak olan
NATO'nnn, gerektiğinde üye ül-
kekri arasuda böyie bir yardım-
laşmaya girmesi dogal olabilir.
Ancak böyle bir istegin Türkiye
tarafından resmen yapüıp yapıl-
madığını bilemiyorum. Aynca
böyle bir istek yapümıı ise han-
NATO ve
Körfez
trafiği
ANKARA (Cumhdriyet
29 kasım NATO Genel Sekre-
teri Manfred Wörner "Türkiye
dogrudan tehdit altındadır ve
güney bölgemiz. tüm ittifak çı-
kariannı ilgilendiren önemli bir
bölgedir" dedi.
3 anüık Genelkurmay Başka-
nı Orgeneral Necip Torumtay
görevinden istifa etti.
5 anüık NATO Müttefik Kuv-
vetler Komutanı General John
Galvin VVashington Post gazete-
sine verdiği demecte, ABD'nin
Kuveyt'in işgalinden sonra Av-
rupa'daki ağır kuvvetlerinden
bir bolümünü hızla Körfez'e
nakletmiş olmasının NATO için
öngörülen "alan dışı strateji"
açısından "gekcegin modelini"
oluşturduğunu söyledi. Galvin,
bu amaçla Avrupa'da oluşturu-
lacak ağır donammh bir çevik
kuvvetin "çatışma bölgelerinde"
birçok görevi yerine getirebilece-
ğini belirtti.
6 anüık ABD Savunma Baka-
nı Dkk Cheney, NATO Savun-
ma Bakanlan Toplantısı'nda
müttefıklerden Körfez'e tam te-
şekküilü tugaylar göndermeleri-
ni istedi.
10 anüık Ankara NATO'nun
17-18 aralık tarihlerinde yapıla-
cak olan Bakanlar Konseyi top-
lantısında "gayri resmi" olarak
ele alınması beklenen ve lncir-
lik Üssü'nün Körfez'deki bir as-
keri harekâtta kullanılmasını
"onaylanmış NATO planlan"
kapsamına sokacak olan "alan
dışı müdahale" stratejisini de-
ğerlendirdi.
11 aralık- Time dergisi
"Özal'ın Körfez krizinde en bü-
yük savaşının Ankara'daki gene-
rallere karşı verecefi mücadele
olabilecegi" yorumunu yaptı.
16 aralık Yeni Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Dogan Güreş
Diyarbaku- bölgesine geçerek in-
celemelerde bulundu. Orgeneral
Güreş'e bölgeye yaptığı ziyarete
Hava Kuvvetleri Komutanı Or-
general Siyami Taştaa ile Jan-
danna Genel Komutanı Orgene-
ral Eşref Bitlis de katıldılar.
17 aralık NATO Dışişleri Ba-
kanlan Brüksel'de toplandılar.
Toplantının açılışında konuşan
NATO Genel Sekreteri Manfred
Wörner, Irak'ı, "ittifak üyeleri
Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesini
sağlamak için savaşa bazırlar"
diye uyardı. NATO bildirisinde
ise Körfez bunalımının Türkiye
için tehdit oluşturduğu vur-
gulandı.
17 aralık Milli Savunma Bakan-
lığı bütçesinin TBMM Genel
Kurulu'ndaki göriişmeleri sıra-
sında Bakan Hüsnü Doğan,
"Gerek hükümetin gerekse
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
savaş çığırtkanlığı içinde
olmadığını" söyledi.
18 aralık Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Doğan Güreş Eskişe-
hir Hava Hastanesi'nde yapılan
GATA ve Hava ve Uzay Hekim-
liği Merkezi'nin açılışında "Or-
tadoğu'da dumanlar çıkıyor"
dedi.
19 aralık Türkiye'nin NATO çe-
vik kuvvetlerine ait hava unsur-
larının Türkiye'ye gönderilmesi
konusunda NATO'daki askeri
yetkililerüı gerekli temaslan sür-
dürdüğü açıklandı.
gi makam tarafmdan ve kime
yapıldıgı da şn anda bilinme-
mektedir. Ortadoğn'da otayiann
böylesine kritik birftşamayagei-
diği bir noktada hangi amaçla,
nereye, ne kadar süre için, Idmin
komntası altında ve hangi plan-
lara göre Torjdyr'niıı böyle bir
girişim ve istekle bnlnndugu
Başbakan tarafmdan derhal
Türkiye Büyük Millet Medisii
ne ve kamnoyuna açıklan-
malıdır.
Türkiye'nin Körfezde olası
bir sıcak çabşmaya kanşması
kaçuulmaz bir hale mi gelmek-
tedir? Türkiye gerektiginde
Irak'a karşı kendi topraklannı
savunabilecek güçten yoksun
mndur? Hükümet, Irak'tan
Türkiye'ye bir saklın mı bekle-
mektedir? Eger, bnnlann tümü
ya da hertaangj biri doğru ise
bnnburm sornmlusn Sayın Özal-
ın ve bükümetin izlediği politi-
kalardır.
Körfez bunalımının başından
bugüne kadar uygulanan yanlış
politikalar, macera>a açık kişi-
sel tutumlar, TürkiyeŞi sıcak bir
çatışmanın eşiğine getirmiştir.
Ülkemiz ve halkımız açısın-
dan yasamsal önemi olan söz
kouusu girişüuin nedenlerinin
en kısa zamanda Başbakan ta-
rafından tum açıkltğı ile ortaya
konulmasını bekliyoruz."
Bayındırlık ve Iskân Bakanı
Cengiz Altınkaya, çevik kuvvet
çağrılmasıyla ilgili soruya,
"Bilmiyorum" karşılığını verdi.
Bu gelişmenin Türkiye'ye etkile-
ri konusundaki bir soruyu da
Altınkaya, "Ben şimdi bakanh-
gırrun bütçesini Meclis'ten geçir-
meye çalışıyonım" şeklinde ya-
nıtladı.
Eski Milli Savunma Bakanı ve
ANAP İstanbul Milletvekili Sa-
fa Giray da "NATO'nnn yanı-
mızda oldugunu göstennek ba-
kımından yarariı. NATO'nnn
yanımızda oMuğu lafta kalmı-
yor demektir" değerlendirmesini
yaptı. Devlet Bakanı Inan
da NATO Çevik Kuvveti'nin
Türkiye'ye çağnlmasının, Mec-
lis'in hükümete verdiği savaş ila-
nı yetkisi ile bir ilgisi bulunma-
dığını belirterek "Bu, NATO an-
laşması çerçevesinde aunmış bir
karardır" dedi.
Inan, çev-ik kuvvetin ülkeye
çağnlması için hükümet karan
da gerekmediğini ifade ederek
NATO anlaşmasının 6. madde-
sine göre NATO'nun üye ülke-
lerden birine yönelik saldın ola-
sılığı bulunması halinde askeri
güç gönderebileceitini söyledi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, partisinin Genel
fdare Kurulu toplantısının giri-
şinde çevik kuvvet konusunda-
ki gelişmeleri anunsatan gazete-
cilere, "Öyle bir şey olacaguu
sanmıyonım, bitgiler tanuunlan-
sın. Sorulanmz için yannı (bu-
günü) bekleyin" karşılığını ver-
mekle yetindi.
Genel Başkan Süleyman De-
mirel başkanlığında dün topla-
nan DYP Genel ldare Kurulu'n-
da, Körfez krizi tartısıldı. Top-
lantıdan sona yayımlanan bikîi-
ride, dünya ve Türlciye'nin, bir
savaşın yaklaştığı duyarlı gün-
ler içinde olduğu belirtilerek sa-
vaşın, ülkemizin ve milletimizin
geleceğinde izahı ve savunulma-
sı güç bazı ipotekler ortaya çı-
karabileceği kaydedildi.
Ülkenin geleceğini bağlaya-
cak kararlann, kamuoyundan
ve TBMM'den saklanarak ahn-
ması ve yürütülmesinin, ülkeye
ve müttefıklerine kaücı bir ya-
rar sağlamayacağı kaydedilen
bildiride, arzu edilmeyen bir sa-
vaşın arkasındaki yeni yapılan-
malar ile yeni sosyal ve siyasal
dengelerin dikkat ve özenle tah-
min ve takip edilmesi gerektiği
belirtildi.
HavafilosuOrg.Taştan'ın emrinde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
NATO Çevik Kuvveti, Kuzey Atlantik It-
tifakı üyesi Belçika, Kanada, Federal Al-
manya, ltalya, Lüksemburg, Hollanda, In-
giltere ve ABiyden gelen kara ve hava kuv-
vetleri unsurlanndan oluşuyor.
Kısaca AMF Allied Command Europe
Mobile Force- Müttefik Avrupa Kuvvet-
leri Mobil kuvvetleri olarak bilinen Çevik
Kuvvet'in emrine verilen biriiklerin büyük
bölümü Avrupa Yüksek Müttefik Komu-
tanı'mn (SACEUR) isteği üzerine toplan-
madan önce kendi ülkelerinde üsleniyor-
lar. Ancak AMF emrindeki ABD birlikle-
ri Avnıpa'dakj ABD üslerinde bulunuyor-
lar.
Çevik kuvvet, merkezi bölgeden çok,
kuzey ve güney kanatlan olarak bilinen
bölgeler için 1960 yılında kuruldu. NATO
resmi belgelerinde AMF "Saldınya karşı
kendini savunmada karerldık ve yeteriüi-
gini kanıtlamak için tehm'din yöneldiği
berhangi bir Avrupa Müttefik Komutan-
lıgı alanına kısa uyan süresi içinde görev-
lendirilebilecek küçük ve harekât yetene-
gi yüksek çokulusiu bir görev kuvvet" diye
tanımlanıyor.
Aynı belgelerde şu ifade de yeralıyor:
"Bn çoknlushı NATO kuvvetinin buna-
lımın ilk belirtisi ortaya cıktıgı anda be-
lirtilen bofgelere hızla intikali, saMuganm,
NATO'nun geri kalan tümünün karşılık
gösterebilmesinden önce bir NATO üilke-
sinden toprak kazanmaya yönelik bir sal-
dınya başlama riskini azaltır."
AMF'nin kara unsurlan; piyade tabur-
lan, topçu bataryalan ve destek ünitele-
rinden oluşan yaklaşık 5 bin kişilik bir tu-
gayın çarpışma gücüne denk geliyor. Bu
kuvvetin hava unsurunun ise daimi bir ka-
rargâhı bulunmuyor. Buna aynlan hava fi-
lolan kuvvetin seykedildiği bölgedeki ye-
rel hava kuvvetleri komutanının emrine gi-
riyor. Bu durumda Türkiye'ye Çevik Kuv-
vet'in gönderilmesi durumunda, bu biriik-
lerin komutanlığmı Hava Kuvvetleri Ko-
mutanı Orgeneral Siyami Taştan üst-
lenecek.
NATO belgelerinde AMF ile ilgili ola-
rak aynca şu bilgilere yer veriliyor:
"Caydıncı kuvvet olarak AMFnin öne-
mi, onun çapı veya askeri gücönden çok,
NATO'nun kendi alanını savunma kara-
rmın ani ve açık kamtlama yeteneguuie ol-
masındadır. Bans zamanında yaptığı tat-
bikatUr ile AMF, yalmzca fevkalade hal
rolüne bazırlanmakla kalmaz, aynı za-
manda NATO'nun yerine getirroekie yö-
kümlü bulunduğu banşı koruma ve sal-
dınyı caydırma görevlerinin açık ve seçik
luuutlanmasını ortaya koyar. Barış tebdit
edilir ve caydıncüıkta başansız olunursa
AMF, NATO müttefiklerinin savaşı önle-
mek için biriikte çaltştıklannı fakat gere-
kirse kendi özgüriük ve güvenliklerini ko-
mmak için büiikte savaşmaya hazır olduk-
lannı kanıtlayarak saldınya karşı savun-
mada yerel ulusal kuvveUerin yanındaki
yerini alacaktır. "
Çevik Kuvvet
(Baştamfı 1. Sayfada)
nüz kesin karar alınmadı. Yet-
kililer, bu karann askeri düzey-
de olusacak görüş ışığında sa-
vunma planlama komitesi ile si-
yasi komitenin gündemine gele-
bileceğini belirttiler.
Diplomatik kaynaklar, söz-
konusu birliğin Allied Com-
mand Europe Mobile Force
(Müttefik Avrupa Kuvvetleri
Mobil Gücü) olarak adlandın-
lan Çevik Kuvvet oldugunu
kaydediyorlar. Çevik Kuvvet'-
in "Bayrak gösteren, tecavüz iş-
levi olma>ıp, caydıncılık fonk-
siyonu üstlenen" bir birlik oldu-
gunu savunan diplomatik kay-
naklara göre, Türkiye'ye gönde-
rilmesi tasarlanan kuvvet hava-
cılardan olusacak. Bu kuvvetin
sayısal genişliğinin kesinleşme-
diği ve içinde kara birliği unsur-
lannın bulunmasının beklenme-
diği de ifade ediliyor.
Haftalık olağan basın toplan-
tısında Çevik Kuvvet konusun-
daki sorulan yamtlayan Dışişle-
ri Bakanlığı Sözcüsü Murat
Sungar, Körfez'de gelişmekte
olan durum çerçevesinde Türk-
iye'nin ulusal güvenliğinin de
söz konusu oldugunu vurgula-
yarak, "NATO askeri kuvvet-
leri ile Türk Silahlı Kuvvetleri
arasında savunma yönünden tş-
birtiği gündeme gelmiştir" dedi.
Sungar, şu aşamada ayrıntılı
bilgi vermesinin mümkün olma-
dığını da belirterek, savunma
konusunda Türkiye ile NATO
arasında birtakım temas ve ha-
zırlıklar yürütülmesinin
"dogal" oldugunu söyledi.
Sungar, Çevik Kuvvet konusun-
da henüz bir karar alınmadığı-
nı da sözlerine ekledi.
Öte yandan, ABD'nin Anka-
ra Büyükelçisi Morton Abra-
mowitz Türkiye-Irak sınırına
Çevik Kuvvet yerleştirilmesi için
hazırlık yapıldıgı yolundaki ha-
berlerle ilgili olarak konunun
NATO kaynaklanm ilgilendir-
diğini söyledi. Abramov.itz, bu
konudakı bir soruya "Türkiye
ve NATO ile ilgüi bir konuda
bir şey söylemek istemiyorum"
yanıtmı verdi.
AMF nereye gelebilir?
NATO Çevik Kuvveti'nin ha-
va unsurlarının Türkiye'ye gel-
mesi karan alındığı takdirde, bu
unsurlar büyük bir olasıhkla
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'-
ndeki Diyarbakır, Muş ve Bat-
man üslerinde konuşlanacaklar.
Çevik Kuvvetin daha önce as-
keri tatbikatlar çerçevesinde
Türkiye'ye geldiği, ancak bu yıl
yapılması planlanan tatbikatın
Türk tarafının isteği üzerine ip-
tal edildiği de biliniyor.
Çevik Kuvvet'in hava unsur-
lannın Güneydoğu Anadolu'ya
gelmesi halinde, bölgede var ol-
mayan yer destek unsurlarının
nasıl sağlanacağı da kesinlik ka-
zanmadı. Bu unsurlann da Çe-
vik Kuvvet bünyesinde Türki-
ye'ye gelmesi olasıhğı yüksek
görülüyor.
Türkiye cephe ülkesi
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Körfez
kriziyle biriikte Beyaz Saray ve
Çankaya arasında başlayan özel
telefon diyaloğu, Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ı, ABD Başka-
nı George Bush'un %\V sık atıf-
ta bulunduğu bölge Iiderlerin-
den birisi konumuna getirdi.
Bush'un, Cumhurbaşkanı
özal'ın adını sık sık anmasını
kıdemli bir Türkiye gözlemcisi
şöyle açıkhyor:
"Bush. Özal'ın, Saddam Hü-
seyin'in Amerika'mn vuracağma
ikna olmadığı' yolundaki dü-
şüncelerine katılmasa Özal'dan
alıntı yapmazdı. tkisi arasında-
ki ilişkinin anahtan işte bunda
yaüyor. Eger ÖzaTın düşünceie-
ri Bush tarafmdan paylaşılıyor-
sa o dttşiinceye aüfta bulunulu-
yor. Eger payiaşumıyors» unu-
tuluyor. Örnegin Özal eylülde
Beyaz Saray'da Bush'a. Irak or-
dusanun büyütölmemesi gerek-
tigini, çünkü Baü tarafından
ambargo uygulanan zayıf tran'a
karşı bile önemli bir başan gös-
teremediğini söylemişti. Bush,
Özal'ın bu düşüncesine hiç atıf-
U bulunmadı. Çünkü bu deger-
lendirme Bush'un o günlerde
yüriittüğü politakalaria uyuş-
muyordu, ama şimdi Saddam
Hüseyin'in, Bush'un kararlı ot-
dngnna ikna olmadığı yolunda-
ki degerlendirmesine aüfta bu-
lunması, Bush'un bu değerlen-
dirmeve katıkiıgını gösteriyor. O
halde, Özal'ın degerlendirmele-
rinde en çok aranan özellik, bn
değerlendirmenin ne ölçâde
Amerika'nın politikalanna hiz-
met ettiği ile açıklanıyor."
Bir başka yönetim mensubu
da Özal ve Bush arasındaki bu
yeni ilişkiyi şöyle anlatıyor:
"Başkan Bush bu Uişkiden
çok hoşnuL Çünkü kişisel bir
boyuta otnrduğn için çok verim-
li ohıyor. Hem Körfez krizi bem
de ikili ilişkiler açısından böyle.
Aynca gerçek bir ilişki. Başkan
Bush, Ozal'a baktığında, onu,
işleri içeride iyi ptmeyen bir po-
UÜkacı olarak degil, bassrüı Mr
ülke yönetkisi olarak görüyor^
Cumhurbaşkanı özal bu ye-
ni ve kişisel diyalog sayesinde,
bir yandan Washington'da de-
ğerlendirmelerine ilgi duyulan
lider olarak sivrilirken, diğer
yandan da şu unsurlar ortaya çı-
kıyor: ABD Başkanı Bush'un,
özal'ın telefonda kendisine özel
olarak söylediklerini basına
açıklaması, Körfez krizine aske-
ri açıdan doğrudan fazla bulaş-
mak istemeyen Türkiye*yi, Ame-
rika'yı savaşa doğru iten ülkeler
listesinde ön sıralara yükseltiyor.
Aktif rol
tkincisi de, Cumhurbaşkanı
özal bugüne kadar genel olarak
Bush'un çizgisini izleyen yerel
bir lider imajı veriyordu. Ancak
Washington Post'un son haberi
bunun tam tersini ortaya koydu:
Cumhurbaşkanı Özal, gözü ka-
palı olarak Başkan Bush'un po-
litikalanru izlemiyor; tersine, bu
politikalann oluşturulmasında
etkin bir rol oynuyor.
BASKEINT'TEN AHMET TAN
(Baştarafı l. Sayfada)
gazetecilerin yaptığını yaptık.
"Haber alamıyoruz, bari haber
verelim" dedik. "NATO'dan
Türkiye'ye çevik kuvvet
gönderilmesi" konusunda Dışiş-
leri Sözcüsü'nün biraz önce ver-
diği haberi ilettik.
Sorumuzu, küçük bir fiyonk
takarak yineledik:
"Körfez geziniz ve Saddam-
la göriişmeniz, Türkiye'nin NA-
TO'dan çevik kuvvet istedigi bir
döneme rastlıyor. Bn gezinizi
daha da önemli bir hale getire-
cek mi?"
Kısa bir sessizlikten sonra
tnönü, "Ben" dedi, "bu konu-
yu biraz inceleyeyim. Sonra bir
açıklama yapanm."
Sorular Akbulut'a...
Daha sonra tnönü "Yapanm"
dediği açıklamayi yazılı olarak
yaptı.
Kendisine sorduğumuz sonı-
yu yanıtlamak için olmalı, İnö-
nü açıklamasında, benzer soru-
lan Başbakan Akbulut'a yönel-
tiyordu:
"— Türkiye'nin Körfez'de ola-
sı bir sıcak çatışmaya kanşması
kaçınılmaz bir hale mi gel-
mektedir?
— Türkiye gerektiginde Irak'a
karşı kendi topraklannı savuna-
bilecek güçten yoksun raudur?
— Hükümet, Irak'tan Türki-
ye'ye bir saldın mı beklemekte-
dir?"
SHP lideri. bu sorulan Akbu-
lut'a, elbette bizim kendisine yö-
nelttiğimiz sonılara kapsamlı
yanıt vermek için sormuyordu.
Bu soruların yanıtlanması
İnönü'nün; Irak, Ürdün ve Su-
udi Arabistan'ı kapsayan gezisi-
ni sağlıklı bir bicimde gerçekleş-
tirmesi için de zonınluydu.
Öyle ya, NATO'dan çevik güç
istemiş bir ülkenin anamuhale-
fet lideri olarak Saddam'ın kar-
şısına çıkılınca, en azından ik-
tidann neyin peşinde oldugunu
bilmek gerekir.
İnönü'nün. Başbakan'dan,
çevik kuvveti derhal TBMM*ve
kamuoyuna açıklamasını iste-
mesi biraz da bundan...
İnönü'nün gölge savunma ba-
kanı Erol Ağagil ve partinin diş
ilişkiler sorumlusu Gazeteci
Mithat Sirmen'le yapacağı gezi,
Körfez'le ilgili uluslararası den-
genin çok elektriklendiği bir dö-
neme rastlıyor. Saddam ile Bush
arasında kuruldu sanılan ileti-
şim büyük bir gerginliğe dönüş-
müş durumda.
Buna Türkiye'nin, Briiksd'de-
ki NATO Bakanlar Konseyi'nin
hemen ardından patlayan, çevik
kuvvet isteme olayı da eklenin-
ce, SHP liderinin gezisi daha da
kritik bir bal alıyor.
SHP yönetimi, bu gezinin ya-
pılmasına epey önce karar ver-
di. Uluslararası konjonktüriin
aldığı görüntü nedeniyle gezinin
ertelenmesi düşünülmüyor.
Çünkü, geriye doğru sayma
işleminin başladığı bu süreçte,
daha uygun bir zaman yakala-
mak belki de hiç mümkün ol-
mayabilecek...
Bu birinci nokta.
Saddam'a barış mesajı
tkincisi ise, Türkiye'nin Irak
halkına ve Saddam Hüseyin'e iş
işten gecmeden anamuhalefet li-
deri olarak bazı göriişlerini açık-
laması ve onların yaklaşıınları-
nı da doğrudan öğrenmesi ya-
rarlı olacaktır.
İnönu. Saddam'a Türk halkı-
nın büyük cogunluğunun savaş
de^il, banş istediğini belirtecek.
Ancak, Kuveyt'in işgalinin de
hukuk dışı olduğuna, görüşme-
ler yolu ile eski duruma bir an
önce dönülmesinin zorunlulu-
guna işaret edecek.
tnönü ilk durağı Ürdün'de
Kral Hüseyin ile yapacağı göriiş-
mede ve Suudi Arebistan'daki
temaslarında üç ayn soruya ya-
nıt arayacak.
Birincisi, sonınun Araplara-
rası çözüm yollannın bulunup
bulunmadığı, ikincisi, Suudi
Arabistan'ın ABD ile ilîşkileri-
nin bugünü ve geleceği, üçüncü-
sii ise, bu ülkelerin kriz sonra-
sında Körfez'deki durumu nasıl
gördükleridir.
tnönü, Körfez gezisine Suudi-
lerden gelen talep üzerine bu ül-
keyi de ekledi. Medine'de kral
tarafından kabul edilmesi bek-
lenen SHP lideri, son anda bir
degişiUik olur, karşısına dışişleri
bakanı veya bir başka yetkili çı-
kanlırsa, görüşmeyi kabul et-
meyecek.
İnönü'yle, dün akşam saatle-
rinde ikinci defa gezisi üzerine
konuştuk. Körfez'de gerginliğin
tırmandıgı döneme rastlaması
geziyi nasıl etkileyecek? SHP li-
deri, bu soruya karşüık "Gezi-
nin bedefi banşı konuşmak, ba-
nşı anlatmak. Sayın Saddam
Hüseyin'le iki parti lideri olarak
da konuşmak istiyorum" diyor.
tki parti lideri? BAAS, gerçi
Sosyalist Enternasyonal üyesi
degil, ama bu partiyle CHP dö-
neminden gelen bir dostlnk iliş-
kisi var.
Bir sosyal demokrat olarak
Saddam'a iletecegi mesaj ne ola-
cak? tnönü yanıtlıyor.
"Valla öyle çerçevesi çizilmiş
bir mesaj yok. Kendisine diişün-
celerimizi, ta işfb başından bu
yana olup bitenler konusunda-
ki göriişlerimizi anlatacağım.
Banşın kalıcı çözümler konu-
sundaki gücünü dile getirece-
gim. Çünkü, savaş hiçbir zaman
bir çözüm getfarmez, getirmeye-
cek. Tabii, Kuveyt'ten çekilme-
sinin şart oldugunu ifade edece-
gim. Eğer bu şart yerine gelirse,
bölgede yeniden düzen ve buzur
saglanmış olacak."
Inönü, gezisinin Bush'la Sad-
dam arasındaki gerginligin br-
mandıgı bir döneme rastlaması-
nın, zamanlama yönünden bir
sakmcası olacağı yönündeki gö-
rttslere katılmıyor.
ınönü'ye göre, "Banşı konuş-
manın zamanı olmaz. Banşın
erdemi, savaşın zaran her du-
rumda, her zamanda anlatılır."
tnönü, Körfez'e yaptığı gezi
nedeniyle "Saddam'a arka
çıkıyor" yolundaki ANAP suç-
lamalarına hedef olmaktan
korkmuyor. Çünkü, banş, adma
ve banş için gidiyor
"ANAP'ı da, Sayın Özal'ı da
bu konuda tasvip etmiyonız.
Onlann söyleyeceği, kendüerini
ilgilendirir, bizim inançlanmızı
etkilemez. Biz, sonuna kadar
banşa, banşın gücüne inanıyo-
ruz."
Dışişleri Bakanlığı, SHP'nin
Körfez gezisinin "Türkiye bakı-
mından yararsız olmayacağı"
görüşünde. Bu konuda, tnönü!
ye bakanhktan en son bilgilerİ
içeren dosyalar gönderildi. Bn
üç ülkedeki randevularla, bizzat
büyükdciliğin ilgilenmesi için
talimatlar verildi.
Dışişleri Bakanlığı rahat ve
huzurlu. Hiç kimsede, bazı ba-
kanlann bu ülkeiere yaptığı, ya-
pacağı gezilerdeki tedirginUk
yok. Çünkü, anamuhalefet Ude-
rinin çantasında zeytin dalı oi-
dugnndan eminler...