03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 1990 GEREKLÎ TELEFONLAR HABERLER CUMHURİYET/15 : 056 ZaMa 527 57 00 **: 172 13 73 -74-75 ve 088 • tSld anzs: 068 • SAİUK: Mzv Ad: 077 511 89 18 T*: 588 48 00 f*; 534 00 00 340 01 00 *»1İUW* — • - : 345 46 80 fefi EtW: 131 22 09 Tafcsia hkyar**: 152 43 00 SSK imutfa: 588 44 00 «X 0>—|toll. 132 30 00 SK Mztaşı: 358 67 60 Tnflk S*t m.: 176 24 14 (İst), 356 04 85-86 (Kadıköy) Mtfi Traffc 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehtnçı), 314 36 (B Cekmece) • THY: (ç Kattan 573 13 31, ft* Rattar 573 04 33. Satfnl: 574 73 00. HmnMy—. 574 82 00 (25 hal) • BDT: SMwd DMMIM: 527 00 50. ı: 338 30 50 S«Hr Mtarc 526 40 20, 144 42 33, Dtab Ttlan (taata): 145 53 66. 144 25 02, 149 18 96 DMb *MİS«: 543 05 25 • METEOMUJt. (Hava tahmını O&renme) 573 89 80 k 526 62 74, 150 83 50, 348 71 40 TB(:06S SaUOZA: 522 97 03, 147 51 10, . 391 14 82. . M.: 145 07 20 (17 hat) UGUN • Çagdas Yasamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Tûrkân Saylan, saat 15.00'te Notre Dame de Ston Fransız Kız Lisesi'nde "Türidye'd* ÇafrJas Yaşam" konulu bir konuşma yapacak. • Mtsır Çarşısı Esnafı Yardımlaşma Derneği, saat 11.00'de dernek loKalinde bir araya gelerek sorunlarını konuşacaklar. • Galtorta Ataköy'ün yılbaşı etkinliklen Serap Aksoy'un saat 14.00'te açılacak seramik sergisiyle başlıyor. • Suudl Arabistan iyi niyet heyetinin Körfez kriziyle ilgili basın toplantıst saat 10.00'da Sheraton Oteli'nde yapılacak. • Vakko'nun perşembe soyieşıleri kapsamında Prof. Dr. Haluk Yavuzer, saat 16.00'da "Boşanmı* Afl«d« Çocuk" konulu bir konuşma yapacak. • INuslararası Nakliyeciler Derneği'nin 1989-1990 dönemi en fazla döviz kazandıran nakliyeciler için düzenledığı ödül töreni saat 10.00'da Sheraton Horizon'da yapılacak. YARIN • Marmara Üniverşitesi Ortadoğu ve Islam Ûlkeleri Ekonomık Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen "iktisadi ve Siyasi Yönleriyle Körfez Bunalımı" konulu panel, saat 13.30'da SuKanahmet'teki rektörlük konferans salonunda başlayacak. • Çağdas Yaşamı Destekteme Derneği tarafından düzenlenen "Evrensel İnsan Haklan ve ittam" konulu panel, saat 14.00'te Cernal Reşit Rey Konser Salonu'nda başlayacak. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Aysel Çelikelin yapacağı panele konuşmacı olarak Dr. Semih Gemalmaz, Osman Olcay, Doç. Dr. Yasar Nuri Öztürk ve gazeteci yazar Gencay Şaylan katılacak. • MEF Dershanesi'nin düzenlediği geleneksel kültür sanat yanşmalarının ödül töreni saat 16.00'da Kadıköy şubesinde yapılacak. (Kuşdili Caddesi, Sevimli işhanı Kadtköy). • Özel Çavuşoğlu Koleji'nin düzenledığı "Universrte Sınav StresJ Nasıl Atılır?" konulu konferansı saat 14.00'te toplantı salonunda başlayacak. Konferansı Doç. Dr. Acar Baltaş verecek. • "Veteriner Heldmllkte Fakülte ve Meslek içi Eğltim Sorunlan" konulu panel saat 14.00'te Avcılar'daki fakülte binasında yapılacak. MEKTUP Minibüsler bekleme yapıyor • Kadıköy'den, Ankara Asfaltı ve Ziverbey yolu Ozerinden Kartal'a giden minibüsler, özelükle aksam saatlcrinde Maltepe Meydanı'nda yolcu almak için bekleme yapıyor ve yığılmalara neden oluyorlar. Bir trafık görevlisinin en azından akşam saatlerinde görevlendirilmesi yerinde olacaktır. Saygılanmla. CENGlZ SAYIN SlRKECl Işıklandırma yetersiz • Sirkcd Büyük Postane arkasındaki Haa Kasım Köprüsü Sokağı'nın ışıklandırılmadığı için akşam saatlerinde karanlığa gömüldüğünden yakınan vataodaslar, belediye yetkililcrinden sokagın bir an once aydınlatılmasını istiyorlar. UNTCEF'in 1991 mporıc Çocukları koruyacağıztstanbul Haber Servisi — Bir- kabul edilen hedeflerden en leşmiş Milletler Çocuklara Yar- dım Fonu (UNICEF), 10 yıldır sürdürdüğü bağışıklık çalışma- ları sonucu, gelişmekte olan ül- kelerde 12 milyon çocuğun ya- şamını kurtardı, l.S milyonu aş- İun çocuğun da çocuk felci ne- deniyie sakat kalmasını önledi. UNICEF'in "Dünya Çocuk- lanıun Durumu 1991 Yıiı Rapo- nı", dün UNICEFin Türkiye temsilcisi Dr. Claudio Sepulve- da tarafından açıklandı. Sözle- rine "30 Eyliil 1990 Pazar günü, 19901ı yıllann çocuklanna bü- yük bir söz verüdi" diye başla- yan rapor özetinde, 71'i devlet ve hükümet başkanlan olmak üze- re toplam 159 ülkenin temsilci- lerinin bulunduğu, "Çocuklar İçin Dünya Zirvesi'nde" çocuk- lara, "Günümüzde hayli yaygıo olan çocuk öiümlerinin ve bes- lenme yetersizliklerinin 2000 yı- lına kadar sona erdirilmesi yö- nünde çaba gösterilmesi, dünya- daki bütün çocuklann bedensel ve dbinsel gelişimlerini güven- ceye alacak temel adımlann aülması" sözünun verildiği ha- tırlatıldı. Çocuklar İçin Dünya Zirvesi tarafından benimsenen ve 2000 yılına kadar ulaşılacak 24 hedef bulunuyor. Zirvede 2000 yılına kadar gerçekleştirilmek üzere önemlileri şunlar: • 1990 yılı 5 yaşaltı çocuk ölüm oranlannın ya üçte bir oranında ya da her bin canlı do- ğumda 70'i geçmeyecek şekilde azaltılması (hangisi daha büyük bir azalma anlamına geliyorsa), • Anne ölüm oranlannın 1990 yılı düzeylerinin yansına indiril- mesi, • 5 yaşaltı çocuklarda görülen orta ve ağır beslenme yetersizlik- lerinin yan yarıya azaltılması, • Herkesin temiz içme suyu ve atık imha olanaklanna kavuştu- rulması, • Herkes için temel eğitim ve ilkokul çağındaki çocuklann en az yüzde 80'inin ilköğrenimi ta- mamlamalannın sağlanması, • Yetişkinler arası okuryazar olmayan oranının, kadınlann okuryazarlığına agırlık tanına- rak 1990'daki düzeyinin en azm- dan yansına indirilmesi, • Başta silahlı çatışma du- rumlan olmak üzere özellikle güç koşullarda bulunan çocuk- lann korunması. Raporda, 2000 yıh için öngö- rülenlere ulaşmanın yılhk mali külfetinin 20 milyar dolar ola- rak tahmin edildiği, bunun da dünyanın sadece 10 günlük si- lahlanma tutanna eşit olduğu da vurgulandı. TSTANBUL'DAN • Ekmek 600 lira Fatih ilçesinde 95 fırın işletmecisinin ve belediyenin ortak karan ile ekmek zam yapılmadan yeniden 600 lira olarak satılmaya başlandı. • Atatürk yarışması Atatürk'ün ölümünün 52. yıldönümü nedeniyle Türkiye genelinde lise ve orta okullar arasında düzenlenen Atatürk konulu resim, şiir ve kompozisyon yarışmasının İstanbul sonuçlan açıklandı. Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde yapılan törende resim dalında birinciliği Sema İncesu ve Cemal Salmanh aldı. • Nâzım Hikmet Vakt» Nâzım Hikmet Vakfı kuruluş komitesince düzenlenen resim sergisi sona erdi. 107 yapıtın yer aldığı sergide 80 dolayında tablo satıldı. • Diş Hekimliği Dekanı İstanbul Üniverşitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı'na Prof. Peker Sonuklu'nun ayrılması üzerine Prof. Dr. Suphi Konukman atandı. • Dior'dan iki parfüm Cristian Dior ürmasınca erkekler ve kadınlar için hazırlanan Poison ve Fahrenh parfümü dün Ataköy Printemps'daki parfüm festivaline katıldı. Parfümlerin satış fiyatlarının 95 bin ile 360 bin lira arasında değiştiği bildirildi. • Serpocam 90 6. Serpocam '90 Uluslararası Seramik Porselen Cam Fuarı'nda dekorasyon, mutfak, eşya ve hediyelik eşantiyon konularının vazgeçilmez malzemesini oluşturan değişik tarzdaki çahşmalar sergileniyor. • Çocuklara noel The President Hotel ile Date Line gazetesi tarafından düzenlenen çocuklar için Chiristmas (noel) partisi dün President Hotel'de yapıldı. Partiye 200 yabancı çocuk katıldı. • Memur maaşları Bir süredir maaşlarını bankalardan alan öğretmenler maaşlarının zamanında verilmesini isteyerek, bankalardaki sorunlann giderilmesini istediler. • Kuduzdan korunma Esenyurt belediyesi ve İstanbul Veteriner Hekimleri Odası'nca ortaklaşa düzenlenen Kuduz Hastalığı ve Korunma Yolları konulu panel Esenyurt Lisesi'nde yapıldı. Öğrencilere, hastalık ve tatorunmasıyla ilgili bilgi verildi. • Sovyet gemisine ceza 4 arahkta Marmara'dan Karadeniz'e geçerken Kızkulesi yakınlarına sintine boşalttığı tespit edilen Sovyet bandıralı Izgutty-Ayıykkou adlı gemi dün Kumkapı açıklarında belediye çevre koruma ekiplerince yakalanarak 90 milyon lira ceza kesildi. • Ücretsiz göz taraması Sarıyer Belediyesi Reşitpaşa semtinde ücretsiz göz taraması başlattı. Belediye yetkilileri taramalar sırasında gozleri bozuk olanlara gerekli yardımı yapacaklarını söyledi. Inöııü: Başbakan açıklama yapsın ANKARA (Cumhurivet Bfi- rosu)— Türkiye'ye NATO Çevik Kuvvetinin'gönderilmesi konu- sunun Türk askeri yetkililer ile NATO askeri makamlan arasın- da görüşülmesinin gündeme gel- mesi tepki yaratü. SHP Genel Başkanı Erdal tndnii, "Bunlan bnraya ca|ınuı kim? Başbakan derhal TBMM'ye ve kamaoyu- •a açıklama yapnuüıdır" dedi. Eski Genelkunnay Bajkanı emekli Orgeneral Necdet L'ruğ, "Törkiyc bir tehdit ile kar$ı kar- sıya mıdır ki cağnlmıştır" diye sordu. Eski Kara Kuvvetleri Ko- mutanı emekli Orgeneral Necdet Öztornn da Türkiye'ye yönelik bir tehdit olmadığını belirtirken "NATO kendisine Tazife çıkartmakUdır" dedi. Çevik kuvvet konusundaki gelişmelerden bazı bakanlann bilgisi olmadığı saptandı. fnönü, dün sabah bir gazete- cinin, "NATO'dan asker istedik. Ne düşünüyorsunnz" sorusuna, "Sakın yapma. Sen ne hakla is- tersin?" diye esprili bir yanıt ver- dikten sonra şöyle devam etti: "tnanamıyonını. Bunu kim istediyse gdsin, MecBste açık- fauna yapsm. Medts'e getirsinJer, açıklama yapsmlar. Yabancı as- ker çagınnak için Medis'ten yet- ki aldılar. Eğer bunu yapbiarsa gdsin soylesinler. Tütnn aretimi için yeterii işgücü var Türkiye^ de. Niçin cağmyorlar? Yabancı İKÜciine ihtiyac yok." Inönü, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mural Sungar'ın geliş- meleri doğrular nitelikteki ifade- sini öğrendikten sonra yaptığı yazılı açıklamada da şöyle dedi: "Ortak güvenük amaçiı ve sa- vanmaya yönelik bir ittifak olan NATO'nnn, gerektiğinde üye ül- kekri arasuda böyie bir yardım- laşmaya girmesi dogal olabilir. Ancak böyle bir istegin Türkiye tarafından resmen yapüıp yapıl- madığını bilemiyorum. Aynca böyle bir istek yapümıı ise han- NATO ve Körfez trafiği ANKARA (Cumhdriyet 29 kasım NATO Genel Sekre- teri Manfred Wörner "Türkiye dogrudan tehdit altındadır ve güney bölgemiz. tüm ittifak çı- kariannı ilgilendiren önemli bir bölgedir" dedi. 3 anüık Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Necip Torumtay görevinden istifa etti. 5 anüık NATO Müttefik Kuv- vetler Komutanı General John Galvin VVashington Post gazete- sine verdiği demecte, ABD'nin Kuveyt'in işgalinden sonra Av- rupa'daki ağır kuvvetlerinden bir bolümünü hızla Körfez'e nakletmiş olmasının NATO için öngörülen "alan dışı strateji" açısından "gekcegin modelini" oluşturduğunu söyledi. Galvin, bu amaçla Avrupa'da oluşturu- lacak ağır donammh bir çevik kuvvetin "çatışma bölgelerinde" birçok görevi yerine getirebilece- ğini belirtti. 6 anüık ABD Savunma Baka- nı Dkk Cheney, NATO Savun- ma Bakanlan Toplantısı'nda müttefıklerden Körfez'e tam te- şekküilü tugaylar göndermeleri- ni istedi. 10 anüık Ankara NATO'nun 17-18 aralık tarihlerinde yapıla- cak olan Bakanlar Konseyi top- lantısında "gayri resmi" olarak ele alınması beklenen ve lncir- lik Üssü'nün Körfez'deki bir as- keri harekâtta kullanılmasını "onaylanmış NATO planlan" kapsamına sokacak olan "alan dışı müdahale" stratejisini de- ğerlendirdi. 11 aralık- Time dergisi "Özal'ın Körfez krizinde en bü- yük savaşının Ankara'daki gene- rallere karşı verecefi mücadele olabilecegi" yorumunu yaptı. 16 aralık Yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dogan Güreş Diyarbaku- bölgesine geçerek in- celemelerde bulundu. Orgeneral Güreş'e bölgeye yaptığı ziyarete Hava Kuvvetleri Komutanı Or- general Siyami Taştaa ile Jan- danna Genel Komutanı Orgene- ral Eşref Bitlis de katıldılar. 17 aralık NATO Dışişleri Ba- kanlan Brüksel'de toplandılar. Toplantının açılışında konuşan NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, Irak'ı, "ittifak üyeleri Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesini sağlamak için savaşa bazırlar" diye uyardı. NATO bildirisinde ise Körfez bunalımının Türkiye için tehdit oluşturduğu vur- gulandı. 17 aralık Milli Savunma Bakan- lığı bütçesinin TBMM Genel Kurulu'ndaki göriişmeleri sıra- sında Bakan Hüsnü Doğan, "Gerek hükümetin gerekse Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın savaş çığırtkanlığı içinde olmadığını" söyledi. 18 aralık Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş Eskişe- hir Hava Hastanesi'nde yapılan GATA ve Hava ve Uzay Hekim- liği Merkezi'nin açılışında "Or- tadoğu'da dumanlar çıkıyor" dedi. 19 aralık Türkiye'nin NATO çe- vik kuvvetlerine ait hava unsur- larının Türkiye'ye gönderilmesi konusunda NATO'daki askeri yetkililerüı gerekli temaslan sür- dürdüğü açıklandı. gi makam tarafmdan ve kime yapıldıgı da şn anda bilinme- mektedir. Ortadoğn'da otayiann böylesine kritik birftşamayagei- diği bir noktada hangi amaçla, nereye, ne kadar süre için, Idmin komntası altında ve hangi plan- lara göre Torjdyr'niıı böyle bir girişim ve istekle bnlnndugu Başbakan tarafmdan derhal Türkiye Büyük Millet Medisii ne ve kamnoyuna açıklan- malıdır. Türkiye'nin Körfezde olası bir sıcak çabşmaya kanşması kaçuulmaz bir hale mi gelmek- tedir? Türkiye gerektiginde Irak'a karşı kendi topraklannı savunabilecek güçten yoksun mndur? Hükümet, Irak'tan Türkiye'ye bir saklın mı bekle- mektedir? Eger, bnnlann tümü ya da hertaangj biri doğru ise bnnburm sornmlusn Sayın Özal- ın ve bükümetin izlediği politi- kalardır. Körfez bunalımının başından bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar, macera>a açık kişi- sel tutumlar, TürkiyeŞi sıcak bir çatışmanın eşiğine getirmiştir. Ülkemiz ve halkımız açısın- dan yasamsal önemi olan söz kouusu girişüuin nedenlerinin en kısa zamanda Başbakan ta- rafından tum açıkltğı ile ortaya konulmasını bekliyoruz." Bayındırlık ve Iskân Bakanı Cengiz Altınkaya, çevik kuvvet çağrılmasıyla ilgili soruya, "Bilmiyorum" karşılığını verdi. Bu gelişmenin Türkiye'ye etkile- ri konusundaki bir soruyu da Altınkaya, "Ben şimdi bakanh- gırrun bütçesini Meclis'ten geçir- meye çalışıyonım" şeklinde ya- nıtladı. Eski Milli Savunma Bakanı ve ANAP İstanbul Milletvekili Sa- fa Giray da "NATO'nnn yanı- mızda oldugunu göstennek ba- kımından yarariı. NATO'nnn yanımızda oMuğu lafta kalmı- yor demektir" değerlendirmesini yaptı. Devlet Bakanı Inan da NATO Çevik Kuvveti'nin Türkiye'ye çağnlmasının, Mec- lis'in hükümete verdiği savaş ila- nı yetkisi ile bir ilgisi bulunma- dığını belirterek "Bu, NATO an- laşması çerçevesinde aunmış bir karardır" dedi. Inan, çev-ik kuvvetin ülkeye çağnlması için hükümet karan da gerekmediğini ifade ederek NATO anlaşmasının 6. madde- sine göre NATO'nun üye ülke- lerden birine yönelik saldın ola- sılığı bulunması halinde askeri güç gönderebileceitini söyledi. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, partisinin Genel fdare Kurulu toplantısının giri- şinde çevik kuvvet konusunda- ki gelişmeleri anunsatan gazete- cilere, "Öyle bir şey olacaguu sanmıyonım, bitgiler tanuunlan- sın. Sorulanmz için yannı (bu- günü) bekleyin" karşılığını ver- mekle yetindi. Genel Başkan Süleyman De- mirel başkanlığında dün topla- nan DYP Genel ldare Kurulu'n- da, Körfez krizi tartısıldı. Top- lantıdan sona yayımlanan bikîi- ride, dünya ve Türlciye'nin, bir savaşın yaklaştığı duyarlı gün- ler içinde olduğu belirtilerek sa- vaşın, ülkemizin ve milletimizin geleceğinde izahı ve savunulma- sı güç bazı ipotekler ortaya çı- karabileceği kaydedildi. Ülkenin geleceğini bağlaya- cak kararlann, kamuoyundan ve TBMM'den saklanarak ahn- ması ve yürütülmesinin, ülkeye ve müttefıklerine kaücı bir ya- rar sağlamayacağı kaydedilen bildiride, arzu edilmeyen bir sa- vaşın arkasındaki yeni yapılan- malar ile yeni sosyal ve siyasal dengelerin dikkat ve özenle tah- min ve takip edilmesi gerektiği belirtildi. HavafilosuOrg.Taştan'ın emrinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — NATO Çevik Kuvveti, Kuzey Atlantik It- tifakı üyesi Belçika, Kanada, Federal Al- manya, ltalya, Lüksemburg, Hollanda, In- giltere ve ABiyden gelen kara ve hava kuv- vetleri unsurlanndan oluşuyor. Kısaca AMF Allied Command Europe Mobile Force- Müttefik Avrupa Kuvvet- leri Mobil kuvvetleri olarak bilinen Çevik Kuvvet'in emrine verilen biriiklerin büyük bölümü Avrupa Yüksek Müttefik Komu- tanı'mn (SACEUR) isteği üzerine toplan- madan önce kendi ülkelerinde üsleniyor- lar. Ancak AMF emrindeki ABD birlikle- ri Avnıpa'dakj ABD üslerinde bulunuyor- lar. Çevik kuvvet, merkezi bölgeden çok, kuzey ve güney kanatlan olarak bilinen bölgeler için 1960 yılında kuruldu. NATO resmi belgelerinde AMF "Saldınya karşı kendini savunmada karerldık ve yeteriüi- gini kanıtlamak için tehm'din yöneldiği berhangi bir Avrupa Müttefik Komutan- lıgı alanına kısa uyan süresi içinde görev- lendirilebilecek küçük ve harekât yetene- gi yüksek çokulusiu bir görev kuvvet" diye tanımlanıyor. Aynı belgelerde şu ifade de yeralıyor: "Bn çoknlushı NATO kuvvetinin buna- lımın ilk belirtisi ortaya cıktıgı anda be- lirtilen bofgelere hızla intikali, saMuganm, NATO'nun geri kalan tümünün karşılık gösterebilmesinden önce bir NATO üilke- sinden toprak kazanmaya yönelik bir sal- dınya başlama riskini azaltır." AMF'nin kara unsurlan; piyade tabur- lan, topçu bataryalan ve destek ünitele- rinden oluşan yaklaşık 5 bin kişilik bir tu- gayın çarpışma gücüne denk geliyor. Bu kuvvetin hava unsurunun ise daimi bir ka- rargâhı bulunmuyor. Buna aynlan hava fi- lolan kuvvetin seykedildiği bölgedeki ye- rel hava kuvvetleri komutanının emrine gi- riyor. Bu durumda Türkiye'ye Çevik Kuv- vet'in gönderilmesi durumunda, bu biriik- lerin komutanlığmı Hava Kuvvetleri Ko- mutanı Orgeneral Siyami Taştan üst- lenecek. NATO belgelerinde AMF ile ilgili ola- rak aynca şu bilgilere yer veriliyor: "Caydıncı kuvvet olarak AMFnin öne- mi, onun çapı veya askeri gücönden çok, NATO'nun kendi alanını savunma kara- rmın ani ve açık kamtlama yeteneguuie ol- masındadır. Bans zamanında yaptığı tat- bikatUr ile AMF, yalmzca fevkalade hal rolüne bazırlanmakla kalmaz, aynı za- manda NATO'nun yerine getirroekie yö- kümlü bulunduğu banşı koruma ve sal- dınyı caydırma görevlerinin açık ve seçik luuutlanmasını ortaya koyar. Barış tebdit edilir ve caydıncüıkta başansız olunursa AMF, NATO müttefiklerinin savaşı önle- mek için biriikte çaltştıklannı fakat gere- kirse kendi özgüriük ve güvenliklerini ko- mmak için büiikte savaşmaya hazır olduk- lannı kanıtlayarak saldınya karşı savun- mada yerel ulusal kuvveUerin yanındaki yerini alacaktır. " Çevik Kuvvet (Baştamfı 1. Sayfada) nüz kesin karar alınmadı. Yet- kililer, bu karann askeri düzey- de olusacak görüş ışığında sa- vunma planlama komitesi ile si- yasi komitenin gündemine gele- bileceğini belirttiler. Diplomatik kaynaklar, söz- konusu birliğin Allied Com- mand Europe Mobile Force (Müttefik Avrupa Kuvvetleri Mobil Gücü) olarak adlandın- lan Çevik Kuvvet oldugunu kaydediyorlar. Çevik Kuvvet'- in "Bayrak gösteren, tecavüz iş- levi olma>ıp, caydıncılık fonk- siyonu üstlenen" bir birlik oldu- gunu savunan diplomatik kay- naklara göre, Türkiye'ye gönde- rilmesi tasarlanan kuvvet hava- cılardan olusacak. Bu kuvvetin sayısal genişliğinin kesinleşme- diği ve içinde kara birliği unsur- lannın bulunmasının beklenme- diği de ifade ediliyor. Haftalık olağan basın toplan- tısında Çevik Kuvvet konusun- daki sorulan yamtlayan Dışişle- ri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar, Körfez'de gelişmekte olan durum çerçevesinde Türk- iye'nin ulusal güvenliğinin de söz konusu oldugunu vurgula- yarak, "NATO askeri kuvvet- leri ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında savunma yönünden tş- birtiği gündeme gelmiştir" dedi. Sungar, şu aşamada ayrıntılı bilgi vermesinin mümkün olma- dığını da belirterek, savunma konusunda Türkiye ile NATO arasında birtakım temas ve ha- zırlıklar yürütülmesinin "dogal" oldugunu söyledi. Sungar, Çevik Kuvvet konusun- da henüz bir karar alınmadığı- nı da sözlerine ekledi. Öte yandan, ABD'nin Anka- ra Büyükelçisi Morton Abra- mowitz Türkiye-Irak sınırına Çevik Kuvvet yerleştirilmesi için hazırlık yapıldıgı yolundaki ha- berlerle ilgili olarak konunun NATO kaynaklanm ilgilendir- diğini söyledi. Abramov.itz, bu konudakı bir soruya "Türkiye ve NATO ile ilgüi bir konuda bir şey söylemek istemiyorum" yanıtmı verdi. AMF nereye gelebilir? NATO Çevik Kuvveti'nin ha- va unsurlarının Türkiye'ye gel- mesi karan alındığı takdirde, bu unsurlar büyük bir olasıhkla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'- ndeki Diyarbakır, Muş ve Bat- man üslerinde konuşlanacaklar. Çevik Kuvvetin daha önce as- keri tatbikatlar çerçevesinde Türkiye'ye geldiği, ancak bu yıl yapılması planlanan tatbikatın Türk tarafının isteği üzerine ip- tal edildiği de biliniyor. Çevik Kuvvet'in hava unsur- lannın Güneydoğu Anadolu'ya gelmesi halinde, bölgede var ol- mayan yer destek unsurlarının nasıl sağlanacağı da kesinlik ka- zanmadı. Bu unsurlann da Çe- vik Kuvvet bünyesinde Türki- ye'ye gelmesi olasıhğı yüksek görülüyor. Türkiye cephe ülkesi UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Körfez kriziyle biriikte Beyaz Saray ve Çankaya arasında başlayan özel telefon diyaloğu, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ı, ABD Başka- nı George Bush'un %\V sık atıf- ta bulunduğu bölge Iiderlerin- den birisi konumuna getirdi. Bush'un, Cumhurbaşkanı özal'ın adını sık sık anmasını kıdemli bir Türkiye gözlemcisi şöyle açıkhyor: "Bush. Özal'ın, Saddam Hü- seyin'in Amerika'mn vuracağma ikna olmadığı' yolundaki dü- şüncelerine katılmasa Özal'dan alıntı yapmazdı. tkisi arasında- ki ilişkinin anahtan işte bunda yaüyor. Eger ÖzaTın düşünceie- ri Bush tarafmdan paylaşılıyor- sa o dttşiinceye aüfta bulunulu- yor. Eger payiaşumıyors» unu- tuluyor. Örnegin Özal eylülde Beyaz Saray'da Bush'a. Irak or- dusanun büyütölmemesi gerek- tigini, çünkü Baü tarafından ambargo uygulanan zayıf tran'a karşı bile önemli bir başan gös- teremediğini söylemişti. Bush, Özal'ın bu düşüncesine hiç atıf- U bulunmadı. Çünkü bu deger- lendirme Bush'un o günlerde yüriittüğü politakalaria uyuş- muyordu, ama şimdi Saddam Hüseyin'in, Bush'un kararlı ot- dngnna ikna olmadığı yolunda- ki degerlendirmesine aüfta bu- lunması, Bush'un bu değerlen- dirmeve katıkiıgını gösteriyor. O halde, Özal'ın degerlendirmele- rinde en çok aranan özellik, bn değerlendirmenin ne ölçâde Amerika'nın politikalanna hiz- met ettiği ile açıklanıyor." Bir başka yönetim mensubu da Özal ve Bush arasındaki bu yeni ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Başkan Bush bu Uişkiden çok hoşnuL Çünkü kişisel bir boyuta otnrduğn için çok verim- li ohıyor. Hem Körfez krizi bem de ikili ilişkiler açısından böyle. Aynca gerçek bir ilişki. Başkan Bush, Ozal'a baktığında, onu, işleri içeride iyi ptmeyen bir po- UÜkacı olarak degil, bassrüı Mr ülke yönetkisi olarak görüyor^ Cumhurbaşkanı özal bu ye- ni ve kişisel diyalog sayesinde, bir yandan Washington'da de- ğerlendirmelerine ilgi duyulan lider olarak sivrilirken, diğer yandan da şu unsurlar ortaya çı- kıyor: ABD Başkanı Bush'un, özal'ın telefonda kendisine özel olarak söylediklerini basına açıklaması, Körfez krizine aske- ri açıdan doğrudan fazla bulaş- mak istemeyen Türkiye*yi, Ame- rika'yı savaşa doğru iten ülkeler listesinde ön sıralara yükseltiyor. Aktif rol tkincisi de, Cumhurbaşkanı özal bugüne kadar genel olarak Bush'un çizgisini izleyen yerel bir lider imajı veriyordu. Ancak Washington Post'un son haberi bunun tam tersini ortaya koydu: Cumhurbaşkanı Özal, gözü ka- palı olarak Başkan Bush'un po- litikalanru izlemiyor; tersine, bu politikalann oluşturulmasında etkin bir rol oynuyor. BASKEINT'TEN AHMET TAN (Baştarafı l. Sayfada) gazetecilerin yaptığını yaptık. "Haber alamıyoruz, bari haber verelim" dedik. "NATO'dan Türkiye'ye çevik kuvvet gönderilmesi" konusunda Dışiş- leri Sözcüsü'nün biraz önce ver- diği haberi ilettik. Sorumuzu, küçük bir fiyonk takarak yineledik: "Körfez geziniz ve Saddam- la göriişmeniz, Türkiye'nin NA- TO'dan çevik kuvvet istedigi bir döneme rastlıyor. Bn gezinizi daha da önemli bir hale getire- cek mi?" Kısa bir sessizlikten sonra tnönü, "Ben" dedi, "bu konu- yu biraz inceleyeyim. Sonra bir açıklama yapanm." Sorular Akbulut'a... Daha sonra tnönü "Yapanm" dediği açıklamayi yazılı olarak yaptı. Kendisine sorduğumuz sonı- yu yanıtlamak için olmalı, İnö- nü açıklamasında, benzer soru- lan Başbakan Akbulut'a yönel- tiyordu: "— Türkiye'nin Körfez'de ola- sı bir sıcak çatışmaya kanşması kaçınılmaz bir hale mi gel- mektedir? — Türkiye gerektiginde Irak'a karşı kendi topraklannı savuna- bilecek güçten yoksun raudur? — Hükümet, Irak'tan Türki- ye'ye bir saldın mı beklemekte- dir?" SHP lideri. bu sorulan Akbu- lut'a, elbette bizim kendisine yö- nelttiğimiz sonılara kapsamlı yanıt vermek için sormuyordu. Bu soruların yanıtlanması İnönü'nün; Irak, Ürdün ve Su- udi Arabistan'ı kapsayan gezisi- ni sağlıklı bir bicimde gerçekleş- tirmesi için de zonınluydu. Öyle ya, NATO'dan çevik güç istemiş bir ülkenin anamuhale- fet lideri olarak Saddam'ın kar- şısına çıkılınca, en azından ik- tidann neyin peşinde oldugunu bilmek gerekir. İnönü'nün. Başbakan'dan, çevik kuvveti derhal TBMM*ve kamuoyuna açıklamasını iste- mesi biraz da bundan... İnönü'nün gölge savunma ba- kanı Erol Ağagil ve partinin diş ilişkiler sorumlusu Gazeteci Mithat Sirmen'le yapacağı gezi, Körfez'le ilgili uluslararası den- genin çok elektriklendiği bir dö- neme rastlıyor. Saddam ile Bush arasında kuruldu sanılan ileti- şim büyük bir gerginliğe dönüş- müş durumda. Buna Türkiye'nin, Briiksd'de- ki NATO Bakanlar Konseyi'nin hemen ardından patlayan, çevik kuvvet isteme olayı da eklenin- ce, SHP liderinin gezisi daha da kritik bir bal alıyor. SHP yönetimi, bu gezinin ya- pılmasına epey önce karar ver- di. Uluslararası konjonktüriin aldığı görüntü nedeniyle gezinin ertelenmesi düşünülmüyor. Çünkü, geriye doğru sayma işleminin başladığı bu süreçte, daha uygun bir zaman yakala- mak belki de hiç mümkün ol- mayabilecek... Bu birinci nokta. Saddam'a barış mesajı tkincisi ise, Türkiye'nin Irak halkına ve Saddam Hüseyin'e iş işten gecmeden anamuhalefet li- deri olarak bazı göriişlerini açık- laması ve onların yaklaşıınları- nı da doğrudan öğrenmesi ya- rarlı olacaktır. İnönu. Saddam'a Türk halkı- nın büyük cogunluğunun savaş de^il, banş istediğini belirtecek. Ancak, Kuveyt'in işgalinin de hukuk dışı olduğuna, görüşme- ler yolu ile eski duruma bir an önce dönülmesinin zorunlulu- guna işaret edecek. tnönü ilk durağı Ürdün'de Kral Hüseyin ile yapacağı göriiş- mede ve Suudi Arebistan'daki temaslarında üç ayn soruya ya- nıt arayacak. Birincisi, sonınun Araplara- rası çözüm yollannın bulunup bulunmadığı, ikincisi, Suudi Arabistan'ın ABD ile ilîşkileri- nin bugünü ve geleceği, üçüncü- sii ise, bu ülkelerin kriz sonra- sında Körfez'deki durumu nasıl gördükleridir. tnönü, Körfez gezisine Suudi- lerden gelen talep üzerine bu ül- keyi de ekledi. Medine'de kral tarafından kabul edilmesi bek- lenen SHP lideri, son anda bir degişiUik olur, karşısına dışişleri bakanı veya bir başka yetkili çı- kanlırsa, görüşmeyi kabul et- meyecek. İnönü'yle, dün akşam saatle- rinde ikinci defa gezisi üzerine konuştuk. Körfez'de gerginliğin tırmandıgı döneme rastlaması geziyi nasıl etkileyecek? SHP li- deri, bu soruya karşüık "Gezi- nin bedefi banşı konuşmak, ba- nşı anlatmak. Sayın Saddam Hüseyin'le iki parti lideri olarak da konuşmak istiyorum" diyor. tki parti lideri? BAAS, gerçi Sosyalist Enternasyonal üyesi degil, ama bu partiyle CHP dö- neminden gelen bir dostlnk iliş- kisi var. Bir sosyal demokrat olarak Saddam'a iletecegi mesaj ne ola- cak? tnönü yanıtlıyor. "Valla öyle çerçevesi çizilmiş bir mesaj yok. Kendisine diişün- celerimizi, ta işfb başından bu yana olup bitenler konusunda- ki göriişlerimizi anlatacağım. Banşın kalıcı çözümler konu- sundaki gücünü dile getirece- gim. Çünkü, savaş hiçbir zaman bir çözüm getfarmez, getirmeye- cek. Tabii, Kuveyt'ten çekilme- sinin şart oldugunu ifade edece- gim. Eğer bu şart yerine gelirse, bölgede yeniden düzen ve buzur saglanmış olacak." Inönü, gezisinin Bush'la Sad- dam arasındaki gerginligin br- mandıgı bir döneme rastlaması- nın, zamanlama yönünden bir sakmcası olacağı yönündeki gö- rttslere katılmıyor. ınönü'ye göre, "Banşı konuş- manın zamanı olmaz. Banşın erdemi, savaşın zaran her du- rumda, her zamanda anlatılır." tnönü, Körfez'e yaptığı gezi nedeniyle "Saddam'a arka çıkıyor" yolundaki ANAP suç- lamalarına hedef olmaktan korkmuyor. Çünkü, banş, adma ve banş için gidiyor "ANAP'ı da, Sayın Özal'ı da bu konuda tasvip etmiyonız. Onlann söyleyeceği, kendüerini ilgilendirir, bizim inançlanmızı etkilemez. Biz, sonuna kadar banşa, banşın gücüne inanıyo- ruz." Dışişleri Bakanlığı, SHP'nin Körfez gezisinin "Türkiye bakı- mından yararsız olmayacağı" görüşünde. Bu konuda, tnönü! ye bakanhktan en son bilgilerİ içeren dosyalar gönderildi. Bn üç ülkedeki randevularla, bizzat büyükdciliğin ilgilenmesi için talimatlar verildi. Dışişleri Bakanlığı rahat ve huzurlu. Hiç kimsede, bazı ba- kanlann bu ülkeiere yaptığı, ya- pacağı gezilerdeki tedirginUk yok. Çünkü, anamuhalefet Ude- rinin çantasında zeytin dalı oi- dugnndan eminler...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle