03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 1990 EKONOMÎ CUMHURİYET/13. SERBEST PİYASAOA DÛVİZ ABCOolan BaO Aiman MaOo Isvfen Frav H f c t FVHflfc F hgfcSteflm Franss Ffwgı 0 h d Uy SAFSyaü Avusturya Şılını DÛVB ım ($) Alış 2880 1950 2260 1720 5580 572 257 750 278 Satış 2885 1955 2270 1730 5630 577 262 758 282 2871 ALT1NGÛMÜŞ Cuntfunyet Heşat 24 « 900 ayar güml$ V*1hnk Altmı ZratAitMi M.fotesı 1 Ons S 231000 270 000 34.900 31400 427 193 000 193 000 191000 376 95 234.000 280.000 35.000 34.500 454 196 000 198.000 195 000 37915 Tl intRİHl* Ort Fw <%) = 64 95 Özal: 1991 yılı çok önemli 1990'da 70 bin ithaloto • ANKARA (AA) — Otomobil ithalatı 1990 yılında büyük bir sıçrayış yaparak 70 bin adete yaklastı. Ithal otomobilin yerli üretime oranı ise yüzde 35'lere yükseldi. Otomobil îthalatcılan Derneği'nin 1990 yüı ithalat verilerine göre kişisel ithalat da dahil olmak üzere 11 aylık kesin sayı toplam 66 bin 877'ye ulaştı. lş Bankası'na SPK'dan vetki • ANKARA (AA) — Türkiye îş Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre bankanın Istanbul'daki Yenicami şubesine ek olarak Rıhtım-Kadıköy Şubesi de "lot altı" islemi başlattı. Buna göre her senet için nominal değer toplamı 200 bin Liranın altındaki hisse senedi alım- satım talepleri anında karsılanacak ve bu işlemlerden hiçbir masraf ve komisyon alınmayacak. TURBAN tahsis bekliyor • ANKARA (AA) — TURBAN Turizm A.ŞÎye ait Bodrum, Kuşadası, Antalya Kaleiçi ve Kemer marinalan ile Kemer Oteli'nin özcUeştirilmesi "arazi tahsisine" takıldı. Kamuya ait araziler üzerinde kurulu 4 marina ve 1 otelin işletme hakkının özel sektöre devredilmesi için öncelikle bu kuruluşlann arazilerinin Bakanlar Kurulu karanyla "Iurizm Bakanlığı'na devredilmesi gerekiyor. Maliye'de atama • ANKARA (AA) — Boş bulunan Maliye ve Gümrük Bakanlığı Müstesar Yardımcıhğı'na, Bashukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürü Coşkun Hilmi Ertem atandı. Eski hesap uzmanlarından Mustafa Güçlü'nün Tekel Genel Müdürlüğü'ne atanmasına ilişkin karar da dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkam Turgut özal, Çankaya Köşkü'nde dün yapılan ekonomi zirvesinde, önümüzdeki yıl tüm imkânlann kullarulması gerektiğini vurguladı. özal, bütçe ve kamu açıklarının azaltılmasını, özelleştirmenin hızlandırılmasını ve 'commodity piyasaların' kurulmasını istedi. yapılan ve yaklaşık 5 saat süren ekono- mi brifînginde Ozal'ın, bütçe ve kamu açıklarının azaltüması, özelleştirme uy- gulamalannın daha sağlıklı, hızlı bir ya- pıya kavuşturulması talimatı verdiği kay- dedildi. Brifingde ekonomi kurmaylanrun, dış ticaret ve ödemeler dengesi gelişmeleri- ni anlatırlarken bu yri yeniden enflasyo- nun yanı sıra döviz dengesinin de olum- suz sinyaller vermeye başladığını dile ge- tirdikleri belirtildi. Cari işlemler döviz açığımn 2 milyar dolara yükselmesinin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Çanka- ya Köşkü'nde dün yapılan aylık ekono- mi zirvesinde, "1991 yılı çok önemli. Bii- tiin şansımızı ve imkânlanmızı kullanıp ekonomide ne yapabilirsek önümüzde- ki yıl yapmalıyız" dediği öğrenildi. özal'ın bu sözJeri, kamu açıklarının da- raltılması için bazı ek kemer sıkma ön- lemlerinin gündeme gelebileceği ve bu yüzden de 1991'de erken seçimin düsü- nülmediği biçiminde yorumlandı. Cum- hurbaşkanı özal'ın başkanlığında dün dış ticaretteki olumsuz gelişmenin yanı sıra kamu açıklanndan da etkilendiğine dikkat çekilerek Sorunun çözümü için öncelikle kamu kesimi kaynak açıklan- mn kontrol altına alınması gerektiği ifa- de edildi. Brifingde KtT'lerin sorunları tartışı- lırken, Toprak Mahsulleri Ofisrrıin yük- sek miktarda buğday stoku tutmasının ek finansman maliyeti gündeme geldi. Bu arada Cumhurbaşkanı özal'ın da ta- hıl borsası kurulması çalışmalannın bir an önce tamamlanarak "commodity piyasalannın" bir an önce devreye sokul- ması talimatını verdiği öğrenildi. Gayri safı milli hasıla, üretim, yatınmlar, ih- racat ve ödemeler dengesi ile genel fîyat hareketlerinin değerlendirildiği toplan- tıda, bütçe ve kamu kesimi açıklarımn ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri an- latıldı. Bütçe ve kamu açıklarımn azal- tılması gerektiği konusunda toplantıya katılan tüm kurmaylann aynı görüşü paylaştıklan belirtildi. Edinilen bilgiye göre ödemeler dengesi görüşülürken de bu yıl dolar bazında artmış gözüken ih- racatın reel olarak geçen yıla göre duş- tüğu, ihracattaki artışın ise beklenenin Üzerinde gerçekleştiği ilade edilerek bu yıl 2 milyar dolar civarında gerçekkşe- ceği tahmin edilen cari işlemler açığımn gelecek için "olumsuz bir sinyal" olarak değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Brifmgin sonlanna doğru soz alan DİE Başkanı Orhan Güvenen de, genel fîyat artışları ile ilgili analizleri ile imalat sa- nayii üretimi ve GSMH'deki son geliş- meleri anlattı. Güvenen son olarak da DlE'nin yeni başlattığı istatistikler çer- çevesinde Ankara, Istanbul ve Bursa gi- bi büyük kentlerdeki hava kirliliği ista- tistikleri hakkında ayrıntılı bilgi sundu. Çelebi ekonomî doktoru oldu Doktor unvanı alan Işın Çelebi'ye cüppe giydirildi. (Fotoğraf: AA) tZMİR (Cumhuriyet Ege Bn- rosu) — Devlet Bakanı Isın Çe- lebi Dokuz Eylül Üniversitesi Jktisadi Bilimler Fakültesi Sos- yal Bilimler Enstitüsü'nde bazır- ladığı doktora tezini dün savu- narak ekonomi doktoru unva- nı aldı. Çelebi, "Türkiye'de 1980 sonrası ihracata yönelik sanayileşme modelinde ihraca- ta özgii teşviklerin sanayileşme açısından değerlendirilmesi" konulu tezini 3 profesör önün- de savunurken 1980'den bu ya- na işçi reel ücretlerinin geriledi- ğini kabul ederek "Ancak mo- del sürdüriilürse işçi ücreUeri re- el seviyelerine ulaşır" dedi. 1976 yılında Ankara'da yıik- sek lisans öğrenimine başlayan Işın Çelebi, eğitimini pekiyi ile bitirdi. Bunun üzerine doktora yapmaya hak kazanan Çelebi, 1987-88 döneminde Dokuz Ey- lül Üniversitesi'nde doktora eği- timine başladı. 1988-89 döne- minde sınavları veren Işın Çele- bi, tezini hanrlamaya başladı. Dün de lstanbul Üniversitesi öğ- retim üyelerinden Prof. Dr. Er- doğan Alkin, Dokuz Eylül Ik- tisadi Bilimler Fakültesi öğretün üyelerinden Prof. Dr. Şahabet- tin Yiğitbaşı, Prof. Dr. Muzaf- fer Demirci'den oluşan jüri önünde tezini savundu. 1.5 sa- at süren savunma öncesi Çele- bi, gazetecilere "Çok heyecan- hyım. Gcnç bir öğrenci gibi beyecanlıyun" dedi. Sınav sırasmda jüri üyesi pro- fesörlerin Işın Çelebi'yi sorula- nyla sıkıştırdıklan görüldü. Çe- lebi, 4 bölümde sunduğu tezin- de görüşlerini şu başlıklar altın- da topladı: "1. bölüm: Modelin dünya- daki örnekleri ve bunun teori- si. 2. bölüm: Dünyadaki durum ve Türkiye'deki uygulaması, politik analizi, 3. bölöm: thrs- cattaki teşviklerin etkileri, 4. bölüm: thracat teşviklerinin Türkiye'deki sanayiye etkileri. Türkiye'de uygulanan model ise 4 donemde ele alınabilir: 1. thracaon dtşa donuk oiması için yoğun teşvik dönetni, 2. Arkın arttmlması, 3. Dça açık sana- yinin ulnsiararası rekabete açıl- ması, 4. Tümüyle dışa açık dö- nem." Tez savunması sonrası gaze- tecilerin sorulannı yanıtlavan Işın Çelebi, işçi reel ücretle- rinin uygulanan mocel içinde gerilediğini kabul ettiğini de be- lirterek "Ancak model sürdürii- lürse ücretlerde reel seviyelerine ulaşır" diye konuştu. KEIB toplaııtJan başladıKaradeniz Ekonomik Işbirliği Bölgesi (KEÎB) toplantısına katılan heyetler Türkiye'nin hazırladığı çerçeve antlaşması üzerinde çalışmalar yapıyorlar. Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin arasında kişi, mal, sermaye ve hizmetlerin serbest dolaşımıru öngören anlaşmanın gelecek yıl imzalanması hedefleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Karadeniz'de kıyısı bu- lunan dört ülkenin katılımıyla bir ekonomik işbirliği bölgesi kurulmasma yönelik hazırhklar, ilk kez siyasi düzeyde ele ahnı- yor. Bulgaristan, Romanya, SSCB ve Türkiye Dışişleri Ba- kanlıklan yetkililerinin katıldı- toplantının açılışına gönderdiği mesajda, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi (KEİB) toplan- tılannın uluslararası yapıların değişikliklerden çok etkilendiği bir döneme rastladığına dikkat çekerek şöyle dedi: "KEİB nkrini ilk ortaya attı- ğımızda bölgede böyle bir işbir- ğı toplantı, dün akşam Ankara- lifinin geregine, Avnıpa'da göz- da başladı. lenen son gelişmelerin, cabala- Cumhurbaşkanı Turgut Özal, nmızı yeni ortaklık modellcri kunnak yonünde buieştirmenıiz yolunu açtığına ve bunu yapar- ken benzer teşebbuslerden edi- nilen tecrubelerden de yarerla- mlabüeceğine inanıvoruz. Kara- deniz'in bir barış denizi olaca- gını, işbiriiğimizin bu denizin ci- yanndaki uluslannrefahınakat- kıda bulunacağını ve birbirimi- ze saglayacagımız destegin daha büyük pazarlar kurabilmemizi ve bunun faydalarını elde elme- mizi saglayacagını umit ediyo- ruz." Dışişleri Bakanlığı Ekonomik lşlerden Sorumlu Müstesar Yar- dımcısı Buyukelçi Tansuğ Bkda baskanlığında yapılan toplantı- lara Bulgaristan ve Romanya'run yanı sıra SSCB'den birlik adına bir ve Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan, Moldavya, Ermenis- tan ve Rusya cumhuriyetlerin- den de birer üst düzey Dışişleri Bakanlığı yetkilisi katılıyor. Toplanülara katılan 13 kişilik Bulgar heyetinin başkanı Dışiş- leri Bakanı Yardımcısı Stefan Staykov açılıştan önce gazeteci- lerin sorularını yanıtlarken, Türkiye ile ilgili ikili ilişkilerin geliştirilmesinden yana oldukla- rını söyledi. Staykov, dün Dışişleri Bakan- lığı Müsteşan Buyükelçi lugay Öçzçeri'ye yaptığı nezaket ziya- retinde anahatlanyla ikili ilişki- lerin de ele alındığını vurgulaya- rak şöyle dedi: "Cumhurbaşkanı Özal'ın Türkiye ile Bulgaristan arasında bir saldırmazlık paktı imzalan- masına ilişkin görülerine katılı- yoram. Avnıpa'da giderek et- kinligini yiüren askeri ittifaklar da yerini güçlendirilmiş ikili İMş- kilere bırakıyorlar." Ankara Devlet Istatistik Ens- titüsü Salonu'nda yapılan hazır- lık toplantıları, 21 arahk cuma günü sona erecek. Toplantılara katılan heyetler, Türkiye'nin ha- zırladığı çerçeve antlaşması tas- lagı üzerinde çalışmalar yapıyor- lar. Karadeniz'de kıyısı olan ül- keler arasında kişi, mal, serma- ye ve hizmetlerin serbest dolaşı- rrunı öngören bu çevrçeve ant- laşmanın 1991 yılında imzalan- ması hedefleniyor. Ankara toplantıları sonunda ise resmi bir belge ortaya konulmayacak. Ancak dört ulke yetkililerinin bir ortak basın açıiclaması yap- maları olasıhğı üzerinde durulu- yor. IŞÇEMN EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Mızrak Çuvala Sığmıyor İktidarı ellerinde tutan güçler, Zonguldak gerçeğini, ma- den işçisinin yaktığı kıvılcımı halktan gizlemek için ellerin- den geleni artlanna koymadılar. Dünyadaki krtle eylemleri- ni asgari habercilik ölçüleri içinde Türk kamuoyundan giz- leyemeyen TRT ve TV, 'sahibinin sesi' olarak kesin yüzyıl- lar öncesinde kalmış çağdışı sansürü uyguladı. Her gün on binlerin Zonguldak sokaklanndaki protesto yürüyüşleri, mi- tingleri, maden işçilerinin Kadınlarla, Zonguldak halkı ile öz- deşleşmiş direnişleri, Zonguldak'ta yaşanan büyük sosyal patlama saklanmak istendi. Asgari habercilik kurallarına uyan dûnya basını, radyo ve TV'leri, dünyadaki çok önemli olayiar ve genel olarak Türki- ye'ye yer verilmemesine karşın bu büyük sosyal olayı atla- yamadılar. Almanya'da, Fransa'da, İskandinav ülkelerinde, Avustralya'da o ülkelerin radyo ve televizyonlarından Zon- guldak olayını izleyen Türk işçiler, Türk halkından çok daha fazla bilgi ve etkileşim içinde oldular. Oralarda dayanışma kampanyaları, protesto yürüyüşleri, çok çeşrtli etkinlikler dü- zenlediler. Türkiye'de madenci ve Zonguldak gerçeğinin gizlenmesi ile de yetinilmedi. Toplumsal desteği yok etme, Zonguldak- lıları, madencileri bölme amacına yönelik saldırı kampanya- ları düzenlendi. Kamuoyu ister istemez bu kampanyaların etkısinde en azından rakamlarla kafası karışık, hükümetin iyice bazı haklar verdiğini, sendikanın anlaşmaya yanaşma- dığını sanan pek çok insan var. Hükümet cephesinden, grev- den aylar öncesinde verilmiş öneriler, ikramıyeler, sosyal haklar, işçınin yararlanabilmesi varsayıma dayalı tüm girdi- lerte süsienerek her bakanın ağzında bir başka rakama dö- nüştürülerek yürütülen kampanyada, kitlelerı urkütme adı- na sendıka istemleri de her gün değiştirılerek açıkarttırma- ya çıkanldı. Hesap çok açık ve bilinen bir tek hedefe yöne- lik: Zonguldak'ta yaşananlan Zonguldak'a hapsetmek. Yer üstünde yaşanan grizu patlamasının, Türkiye'deki bilinen en büyük sosyal patlamanın, kendi kendine sönmesini bekle- mek... Olabilir mi? O kadar kolay mı? Mızrak çuvala sığar mı? Zonguldak gerçeğini, Zonguldak'a gelip gören hiç kimse, siyasi ikiidar cephesinin bu hesabının tutabileceğini düşün- müyor. iktidardan yana güçler bile, hükümet için en akılcı çözümün maden işçisinin hakkını vermek olduğu kanısını ta- şıyor. SHP, DYP liderleri, politikaya, sosyal olaylara bulasmış her kimse Zonguldak gerçeğini gördükien sonra, "Türkiye'de işçi hakları, demokrasi, ınsan haklarını yerleştirme yolunda atılmış en ciddi adım, geri dönüşü olmayan bir sosyal patlama" değerlendirmesinde biıieşmek zorunda kaltyor. Toplusözleşmelen uyuşmazlıkta, kitlenmiş, grev aşamasına geimiş yüz binlerce başka ışkollarındaki işçiler, bu yıl söz- leşmesi olmasa da yıllardır ezilmekten, yoksullaşmaktan, hak kaybetmekten bunalmış işçi sınıfının tamamı, sendikal hak- larını kullanamayan kamu çalışanları, memurlar, öğretmen- ler, ücretleri ile geçinen tüm dar geliriiler, esnafı, köylüsü ile gözterini Zonguldak'a dikmişler. Sansür, kamuoyunu us- taca yönlendiren medya' oyunları, pek bir ise yaramıyor. Kalpler birlikte çarpıyor. Türkiye'nin her yerinden insanlar Zonguldak gerçeğini öğrenmeye çalışıyor, Zonguldak Tür- kiye'ye taşıyor. Işte bu noktada, işçi sınıfının uyanmaması için siyasi ikti- darla ortak hareket etmeye alışmış sendika liderterinin oyun- ları, hesapları da bir işe yaramaz oluyor. Kapı arkalarında »anlaştıklan söylentileri çıkan işkollarında dahi arka arkaya grev kararı alınıyor. Türk-İş yönetimi, bazı sendika liderleri Zonguldak'taki kıvılcımın dığer işkollanna, işçilere sıçrama- ması için bütün profesyonel sendikacılık hünerlerini göster- dikleri halde, genel dayanışmayı ortaya koyan kararlann ön- ceki gün ve dün devam eden Başkanlar Kurulu'ndan, bu- günkü Genişletilmiş Yönetıciler Kurulu'ndan çıkmasını en- gelleyemiyorlar. Tek tek haklarını alamayan, hep ezilen, 12 Eylül sonrasında hakları gasp edilen, çok daha ağır boyut- larda hak kaybeden yiğınlar, birteşmeyi, güç oluşturmayı, hak aramayı, demokrasiyi, insan haklarını öğreniyor. 'İbret olsun' diye TV, TRT Doğu Blokunda yaşanan olay- lan vermekle, Türk toplumuna verdiği demokrasi dersinin bo- yutunu kavrayabilmiş olsaydı, böyle bir yanlış yapar mıydı? İnsanlar başkalarının kendiierini kurtaramayacağını, kendi- lerini ancak kendilerinin ve çoğunluk olabildikleri ölçüde bir- likte olabildikleri ölçüde ancak güç kazandıklarını öğrenmeye başlıyorlar. Türkiye'deki en ciddi deneme, en ciddi kitlesel hak arama sınavı Zonguldak'taki madenci grevi ile yer üs- tündeki bir grizu patlaması gibi ortaya çıktı. Öncelikle işçi- ler arasında ülkeye yayılıyor. İ L L I P I Y A N G O Y I L B A S I O Z E L C E K I L I S I N D E MILLI PiyAMGO B İ R B İ L E T A L I N . . . H A Y A T I N I Z D E Ğ İ S S İ N !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle