Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 KASIM 1990
Savaş ve Diplomasi
Dış politika, temelinde iyi bir yönetim, nitelikli bir hükümet olmadığı
takdirde sıfır demektir. Kendi gücünün üstünde bir güce bel
bağlayarak düşük düzeyde politika izleyenler ülkeye hak ettiği rolü
oynatamazlar.
TURGUT ALPAGUT Emekli Kur. Alb.
Savaşm amaa basittir ve kayıtsız şartsızdır. In-
sanlığın dramı denilen savaş sonuç olarak kaza-
nan ve kaybeden için acılarla biter. Savaşta in-
sanlar acımasız ve kıyasıya dövüşür. Insanlar dö-
vüşüyorlarsa bu, ellerinde silah bulunduğu için
değildır. Insanlar silaha sahipse, bu, insanların
savaş için silahı yararlı ve gerekli bulmalarından
dır. Bu silahları ellerinden alacak olursanız ya
yumnık yumruğa dövüjecekler ya da ellerine dö-
vüşecek başka şeyler alacaklardır. öyle anlaşılı-
yor ki savaşın nedeni insaniann kafalanndaki ko-
şulların savaşı "ehven-i şer" (iki kötüden en iyi-
si) haline getirmesi ya da öyle göstermesidir. Sa-
vaş normal olarak diplomasi işlemez hale gelin-
ce sahneye çıkar. Savaşın kendine öz koşulları
vardır. Örneğin bugünkü teknolojinin ışığında
ekonomik gücü olmayan, ekonomistlerce savaş
ekonomisi gizilgücü (potansiyeli) düşük olarak
saptanan iilkeler savaşamaz ya da savaşı ytırüte-
mezler. Bunun sayısız örnekleri vardır. Savaşın
araa silahlı kuvvetlerdir. Silahlı kuvvetleri yöne-
tenler, şimdiki zamanda ve yakın gelecekte ya-
şar. Önündeki tek sorun en kolayından ve en ça-
buk olarak nasıl utkuya ulaşılacağı ve yenilgiden
nasıl kaçınılacağıdır.
Diplomasi
Asker aklı, mutlak utku ile mutlak yemlgi ara-
sında işlemesini bilir. Diplomasinin sabırlı, kar-
maşık ve esnek manevralannı bilmez. Modern
savaşın bilincine varmış olan uluslar için barış,
dış politikanın amacıdır. Dış politika öyle yöne-
tilmek gerekir ki barışın korunmasını olanaklı
lulsın ve savaş çıkmasıru kaçınılmaz kılmasın. Bir
ulusun dış politikasının banş zamanı diplomat-
Iar eliyle yönetilmesi ve uygulamasımn ulusal güç
açısından önemi, savaş zamanı, aynı ulusun as-
keri liderlerinin taktik ve stratejilerinin önemi-
ne eşittir.
Diplomasi, diplomatlık demektir. Diplomasi
bir okul, bir sanattır. Diplomat uzun yıllarıri de-
neyimi ile yetişir ve olgunlaşır. Dünyada bunun
somut örnekleri var. Kendini kabul ettirmiş bir
diplomat, devlet başkanları kadar itibar görür.
Diplomasinin temel amacı utku ya da yenilgi ke-
sinliğinden kaçınmak, görüşmelerle varılmış uz-
laşmalarla orta yolu taban edinmektir. Her ül-
kede diplomasi, Dışişleri Bakanlığı'nca yürütü-
lür ve dış politikaya biçim verir. Dışişleri Bakan-
hğı, dış politikanın duyum merkeziyse, diploma-
tik temsilcilikler de merkez ile dışandaki dünya
arasında ikili trafığin işle>işini sağlayan dokular-
dır. Böylesine bir örgütu politik çalışmaların dı-
şına itmek, diplomaside çarşaflamak demektir.
Barışı koruyucu diplomasinin kuralları:
• Dış politikanın amacı ulusal çıkaı«açısından
tammlanmalı ve yeterli güçle desteklenmelidir.
• Diplomasi politika sahnesine öbür uluslar
açısından bakmalıdır.
• Uluslar kendileri için yaşamsal olmayan bü-
tün sorunlarda uzlaşmaya istekli olmalıdırlar.
• Ulusun itibarını yitirmeden geri dönüleme-
yecek büyük risklere girilmemeli.
• Hiçbir zaman kuvvetli müttefikinizin sizin
adınıza karar vermesine izin vermeyin.
Yukardaki kurallann bir ya da birkaçının Kör-
fez bunalımı nedeniyle nasıl "ihlal" edildiğini iz-
ledik. Dış politikanın sorumlu kişileri (başta ba-
kan) yani diplomatlar bir yana itilerek ortaya te-
lefon diplomasisi ile büyük dostlar (!>çıkanlmış,
şahıs adına reklam yapılmıştır. Zaten dokuz ay-
da bir Dışişleri Bakanı değiştirilerek kendilerine
doğru dürüst çalışma olanağı tanınmamıştır. Dı-
şişleri, diplomasi yerine Hande-Hasan Celal Gü-
zel davasına bakar olmuştur.
Hükümet kamuoyunun lideridir, yetkisi olma-
yan kişinin ya da kişilerin kölesi değil. Dış poli-
tikanın yönetiminden sorumlu olan kişiler bu il-
keyi akıllarında tutmazlarsa, diplomasinin gere-
ğini yerine getiremezler. Ulusal gücun bir öğesi
olarak, diplomasinin taşıdığı olağanustü önem
vardır. Barışın korunması konusunda diploma-
sinin taşıdığı onem ise işlevinin sadece özel bir
görünümüdür. Savaşla sonuçlanan bir diplomasi,
amacı yönünden başarısızdır. Diplomasinin elin-
de uç tane güçlü silahı vardır "Inandırıcdık, uz-
laşma ve kuvvet tehdidi. Bunlardan kuvvet teh-
didine dayanan diplomasi, savaşa davetiye çıka-
rır. Dış politikanın rasyonel koşullan, rasyonel
olmaktan çok duygusal tercihi olan kişiye bıra-
kılırsa kamunun diplomatlara güveni sarsılır.
Toplumun istek ve duygulanna sırt çevirerek güç-
lü bir devlet başkanının peşine takılmak ulusal
politikayı bağımlı hale getirmek demektir.
Politikacı
Politika, mümkün olanı yapma sanatıdır, po-
litika ile uğraşanlara da politikacı denir. Politi-
kacının öğreniminde sınır yoktur. Bu smır ilk-
okuldan, yüksekokula değin dayanır. Şimdiler-
de ve ileride din okullarını da kapsayacağından
kuşku yoktur. Herhangi bir siyasal partiye gir-
miş ve iktidar partisi olma şansma erişmiş poli-
tikacı kasaba avukathğından bakan, hatta baş-
bakan, hukukçu olarak sağlık bakanı ya da ma-
kine muhendisi olarak dışişleri bakanı olabilir.
Yedek subaylığını şöyle böyle yapmış, başbakan
olmuş bir politikacı, savaş ile barış arasındaki kıl
payını fark etmeden istihbarat ahrsam vururum
diyebilir. Bu tip politikacılar için en büyuk gaf,
siyasal akılsızlık ile siyasal akılhlığı fark etme-
mektir. Bir politikacı savaşın ne olduğunu, ül-
kenin ekonomik gücünu, silahlı kuvvetlerin im-
kân ve kabiliyetlerini bilmeden palavra atmamalı,
kendi reklamı için sonunda altından kalkama-
yacağı girişimlerde bulunmamalıdır. Yaranma
politikasının acı bilançosu meydandadır. Enflas-
yon, zamlar ve belirli kesimden alınan vergiler...
Bütun bu olanlara parlamento, hükümet ve top-
lum (şimdilik) seyirci kalmakta kimsenin sesi çık-
mamaktadır. Körfez bunalımı nedeniyle petrol
fiyatları başını alıp gidince, enflasyon şahlanın-
ca, terorizm gittikçe yayılıp hükümet aciz kalın-
ca, toplumda karamsarhk yayıldığı gibi, neredey-
se gelecek diye bir şey kalmadığı inancı doğacak-
tır. Toplumun anası böyle ağlarken devlet baş-
kanı aklına estiği gibi şöyle Ortadoğu'nun para
babaları şeyhlerini dolaşayım demiş, dönüşte de
enflasyon gibi devamlı gevelenen itibar lafını or-
taya atmıştır. Sanırız sayın devlet başkanına gö-
re bağımsız politika budur.
Dış politika, temelinde iyi bir yönetim, nite-
likli bir hükümet olmadığı takdirde sıfır demek-
tir. Kendi gücünün üstünde bir güce bel bağla-
yarak düşük düzeyde politika izleyenler ülkeye
hak ettiği rolü oynatamazlar. Bazı ülkeler var-
dır ki coğrafi konumlan ve bazen de doğanın bu
ülke insanlarını kahraman yapmayı amaçlama-
dığı kamsı nedeniyle tarihin ihmaline uğramış-
lardır. Arap ülkelerinin çoğu böyledir. Bir za-
manlar Nasır vardı, şimdilerde Kaddafi, Hafız
Esad, Saddam Hüseyin var. Hepsi de karizma-
tik lider rolündeler. Saddam, kendi görüşüne uyj
gun bulduğu Kuveyt'i işgal ederek Amerika'nın
menfaat gazabına uğradı. Birleşmiş Milletler'in
ambargo kararı yürürlüğe girmeden büyük şef
Amerika'nın yanında alelacele yer aldık. Ame-
rika, Suudi Arabistan'a kuvvet yığmaya başla-
dı. Bir ara acaba "Biz de mukaddes emanetleri
korumak için asker gönderelim mi" laflan do-
laştı. Gonderseydik bazı çevreler için bulunmaz
propaganda oluşturulurdu. Saddam, kuvvetlerini
Suudi Arabistan, Kuveyt, Suriye ve Türkiye sı-
nırında yığınakladı. Bir kısım kuvvetlerini de ih-
tiyata ayırdı. Saddam, askeri deyişle savaşı içhat
durumunda yürütmeye biraz da mecbur oldu.
Amerika akrep oyunu ile (Akrebin etrafına ateş
çemberi kurulursa akrep kendini sokarak intihar
eder) Saddam'ı zorlamayı düşündü. Ama bu ak-
rep bildiğimiz akrebe benzemiyor, ölürken etra-
fındakileri de sokabildiği kadar sokmayı dü-
şünüyor.
Sonuç
Olası bir harekâtta arazi yönünden Irak'a en
uygun saldırı Türkiye'dendir. Hani dış basında
da sözü geçen koridor ve Kerkük-Musul rüyası.
Böyle bir harekâta katılacak silahlı kuvvetlerin
ne kadar sonra çöl koşullanyla karşılasacağı, çöl-
de kullanılacak araç gereç yönünden hazırlığı ve
çol eğitimi görmüş birliklerinin olup olmadığı
düşündürücüdür. "Saddam çok güçleniyor ica-
bına bakılmah" laflarına karşı söylenecek laf
"Irak yıllarca Iran'la savaşarak yıprandı, o za-
man aklınız nerede>'di"dir. Ama yine o zaman
Amerika işin içinde yoktu. Güney komşumuz Su-
riye az mı tehlikeli? Askeri gücü meydanda, üs-
telik yıllardır Apo'yu bağnna basmış, adamları-
nı kamplarda eğitip içimize salıyor. Şunu iyi bil-
meli ki büyük müttefikimiz Amerika'nın yanın-
da gireceğimiz bir savaş, Irak haritasını değiştir-
mez. Sonunda Amerika birçok kimselere önce-
den yaptığı gibi üstün savaşçı teraneleriyle silver
starlar dağıtır, iş bitiminde de başka örneklerde
olduğu gibi Irak'ta savaşanlar derneği kurulur.
EVET/HAyiR
OKT4YAKBAL
. VJ-MifcU '
13 KASIM
"Yarının Türkiyesi" mi?
99Yarının Türkiyesine Seyahat"
1944 yılında bu adı taşıyan bir kitap çıkmıştı. Yarının Türki
ye'sini kuracak insanların yetiştirildiği kültür yuvalarıydı söz
konusu olan: Köy Enstitüleri... 1940'lara kadar ülkemizde öğ-
renim görmek olanağı ancak kent ve kasaba çocuklarının te-
kelindeydi. Koyden gelip öğrenip yapanlar da vardı elbet. Ama
büyük bir çoğunluğun çok küçük bir parçasını oluşturuyor-
du böyleleri... O günlerde halkımızın dörtte üçü köyierde ya-
şıyordu, bu dörtte üç çoğunluğun insanları ancak üç ya da
bes yıllık ilk öğrenimiyle yetınmek zorundaydı. Kırk yılda bir,
bir köy çocuğu türlü engelleri atlatmayı, türlü güçlükleri yen-
meyı göze alıp kentlerde okumaya gidebiliyordu.
Köy Enstitüleri yasasıyla yur-
dun birçok yöresinde açılan bu
öğretim kuruluşları köy çocuk-
larına geniş bir olanak sağlıyor,
yeni ufuklar açıyordu. işte 1944
yılında ünlü bir gazete yazan,
Ahmet Emin Yalman bu Ensti-
tüleri gezmek, orada neler oiup
bittığini görmek isteğiyle yola
çıktı. izmir'de, Trakya'da, Arifi-
ye. Hasanoğlan'da bu enstitü-
leri yakından ınceledi. Önce
Valan gazetesinde çıkan bu ya-
zılar daha sonra kitap halinde
yayımlandı. Sanırım Köy Ens-
titüsü gerçeğini kamuoyuna
duyuran, açıklayan ilk yapıt
Yalman'ın bu belgesel çalış-
masıdır.
"Yarının Türkiye'si için haya-
limizde, idealimizde neler var-
sa bunların hepsini gerçekleş-
miş bir halde buldum ve gör-
düm. Uzak memleketlerde de-
ğil, kendi yurdumuzun ortasın-
da. Bu kitapta, gördüklerimin
ve duyduklarımın hikâyesi
vardır" deniliyordu kitabın ön
kapağında...
Yarının Türkiye'si! 1944'te bu
özlemi duyan, Köy Enstitüleri-
ni bu hayali gerçekleştirecek
en önemli bir atılım sayan Yal-
man, bugün aramızda yaşa-
saydı ne derdi acaba? 46 yıl
geçti aradan, o kültür ışığına
ulaşmış, baştarr başa çağdaş
anlayışlann, görüşlerin ege-
men olduğu Türkiye'de mi ya-
şıyoruz? Yoksa ilkel tutumlann,
kafaların, geriye dönük eylem-
lerin günden güne güçlendiği
bir Türkiye'de mi? Yarının Türki
ye'si bir düş olmuş! Yalman'ın
'akıncı' olarak adlandırdığı bi-
linçli köy gençliği kendi yazgı-
sına bırakılmış. Köyler çaresiz-
likle boşalmış, kentlerin dört bir
çevresi gecekondularla dol-
muş... Yoz bir yaşamın içinde
gündelik çıkariar ardında çır pı-
nan milyonlarca insan!.. Bu
muydu 'Yarının Türkiye'si', böy-
le mi olacaktı 'akıncı gençliğin'
uygarlık öncüsü olarak yurda
aydınlık taşıması! Şimdi mey-
dan gerlcilik yuvalarında ger-
çek kültür öğreniminden uzak
biçimde yetiştirilmiş, birtakım
çağdışı hurafelerin tusağı ol-
muş insanlara bırakılmış!
Ahmet Emin Yalman yeni
basımı Cem Yayınlan'nda çı-
kan kitabının önsözünde şöyle
dryordu:
"Köy Enstitüleri adı altında
memleketimizde vücuda geti-
rilen hayırlı ve ümitli hareketi
yarınki Türkiye'nin prototipi
saymak mümkündür. Köy Ens-
titüsünden yetişen imanlı, ide-
alli, neşeli, kendi kendine gü-
venli genç, yarınki akıncı ve ya-
pıcı Türk nesillerinin prototipi-
dir. Köy Enstitüsü teşebbüsü
bir taklit değildir. Kendi ihıiyaç-
larımızdan doğmuş, eski usul-
lerin zincirinden azad edilme-
si sayesinde az zamanda ge-
(Arkası 19. Sayfada)
ÎMZA GÜNÜ
Yazarımız
OKTAY AKBAL
B U G Ü N SAAT 1S.00-17.000 ARASI
Yılmaz Yayınlan Standı'nda yeni basımı yapılan
ŞAİR DOSTLARIM
adlı kitabını ve satışta bulunan diğer kitaplarını
okurlarına imzalayacaktır.
YEKTA GUNGÖR ÖZDEN
HUKUKUN
ÜSTÜNLÜGÜNE SAYGI
25.000 Lira
Bilgi Yayınevi
BARLAS ÖZARIKÇA
TERSADAM
adlı kitabını imzalıyor
TÜYAP Kitap Fuarı
YAPRAK YAYINLARI Standı
BUGÜN /Saat 14.00 .
Adım Hazal. 1.5
yaşındayım. Annem ve
babam benim için
müşfik, anlayışlı bir
çocuk bakıcısı anyor.
Bizi arar mısınız?
Tel: 362 47 58
EVİMDE
— Bakıma muhtaç yaşlılara
— İtina ile bakıyorum.
384 33 90
Türkiye, Doğu Akdeniz
ve
Karadeniz'de İs îmkanları
13 - 14 KASIM 1990, İSTANBUL
14 KASIM
09 00 BAŞKAN'IN TAKDİMI
Axel Kruse, Yayın Müaûrü. Internatıonal Herald Trıbune. Pans
Prol. Dr Zafer Basak Tûrk Ekonomı Bankası Yûnetım Kurulu
Görevlı Uyesı, Istanbul.
09 15 AÇIUŞ KONUŞMASI
H.E. Ahmet Kurtcebe Alptemoçln, Dışişleri Bakanı. Ankara
10 00 BÖLGENiN ^EOPOLfTIK GÖRÜNÜMU
Rl. Hon. Df. DavkJ Ov»en, Mılletvekılı. Dışişlert Eski Bakanı,
Londra
10.40 KAHVE SERVISİ'
11.00 DOĞU AKDENİZ DE GELECEKTEKI SAVUNMA STRATEJILERI
Stephen Hadley, Uluslararası Güvenlık Politıkası, Savunma
Bakan Yardımcısı Washıngton 0 C
11 40 TURKIYE_ AVRUPA NIN GÜNEY KAPISI
Ökkes Özuygur. Başbakanlık Kamu Orîaklığı laaresi Saşkanı,
Ankara
Cem Boyner TUSIAD Yönetim Kunjlu Başkanı, ıstanbui
Prol. Şeril Mardin, Boğazıçı Ünlversıtesı, Istanbul.
13 15 ÖĞLE YEMEĞ,
Misafir Konuşmacı Anthony Sampson. Gazetecı ve Yazar
Londra
15 15 TÜRKIYE-DOĞU AKDENİZ VE KARADENİZ BÖLGESINDEKI
YATIRIM İMKANLAR
1
Dr. WoHgang Albert, OECD Turkıye Konsorsıyumu Başkanı,
Paris
Osman Ünsal Devlet Planlama Teşkilatı, Yabancı Yatınmlar
Bölüm Başkanı Ankara
16 15 ENDÛSTRİYEL MODERNİZASYON VE BÛLGESEL IŞBIRÜĞİ
John Marcum. Avrupa Teknoloji Enstıtüsü Başkanı. Verona
16 45 SOVYETLER BIRLIĞI NDEKI GELIŞMELER VE KOMŞULARI
ÜZERlNDEKİ ETKILERI
Vahlt Haleloğlu Dışişleri Eski Bakanı, Istanbul
Gromkovsky Vladimirovich. Reform Fonu Baş,danısrnanı.
Moskova
18.00 İLK GÜNÛN KAPANIŞI
20.00 KOKTEYL VE AKŞAM YEMEĞİ
09.00 DOĞU AKDENİZ BÖLGESİNDE BANKACIUK VE FİNANSMAN
Joseph G. Fogg III . Yatırım Bankocılığı Başkan- ve Genel
Müaûöı Morgan Stanley & Co . New York
Claude de Kemoularia. Başkan ve Uluslararası Komıte
Üyesı. Banque Parıbas Hollanda. Bırieşmış Mılletler Eski Fransa
Temsılcısı, Pans
Ercan Kumcu.T.C Merkez Bankası, Başkan Yaraımcısı.
Ankara
Guy de Selliers. Dırektör, Birleşik Fınansman ve Yatırımlar
Boiümu European Bank far Reconstruction & Development,
Paris
Sir Dougla$ Wass. Nomura Internatıonal Plc. Başkanı,
Londra
11 30 KAHVE SERVİSİ
12 00 TÜRKİYE - DO&U AKDENİZ VE YENİ AVRUPA
Ebemardt Rhein. Avrupa Topluluğu Komısyonu. Doğu
Akdenız ve Orta Doğu Dırektörü, Brüksel
Temel iskil Dışişleri Bakanlığı, AT Işlen Başkanı, Ankara.
13.00 ÛĞLE YEMEĞİ
Mısafır Konuşmacı. Dr. Richard Perte, Eski Savunma Bakan
Yaraımcısı. V/ashıngton D C
15 00 PANEL DEĞIŞEN DOĞU AKDENİZ PAZARINDA İŞ ÎMKANLARI
Başkan: Prof Dr. Zafer Başak. Turk Ekonomı Bankası
Yönetınn Kjrulu Gorevl Uyesı, Istanbul
Konuşmacılar: Bertrand Griffe. Dırektör, Thomson S A .
Ankara
Daniele G. Rutli, Başkan Yardımcısı-Ventures. Fıat Auto SPA.
Tunn
Df Üzeyir Garih, Alarko Şirketlef Topluluğu Başkanı, Istanbuı
16 30 KAPANIŞ KONUŞMASI
H.E. Işın Çelebl. Devlet Bakanı, Ankara
17 00 KAPANIŞ
fTEB) TÜKK EKONOMI RANKASI
KAT1UM KONUSUNDA BİLGİ Peşır olarak ödenecek £95 Arıerıkan doları tutarındakı konfe-
rans ucett oğle vemeklennı, Sa'ı akşamı verıtecek olan davett ve tum konferans dökunano
kapsanoktadır 29 Ekınaen orce yapılacak olan Iptallerde 60 Amenkan dolan ıdarl mas-af
kesılerek para 'Odes- mümkun o'acaktır. ancak stenıldığmde katılımcı aeğışıkiığı yapıtabıtır
Sponsor kuruluşlcr. ıhtıyaç duyu duğunda programı yenıden düzenleyebılırler <onfer
ars
boyunca Ingılece / Türkçe sımjltane tercume yaDi'acaktır
KONFERANS YERİ: Konferars yen Hılton Internatıonal Otelı. Cumhurıyet Caddesl, 80200.
Harbiye - Istanbu' olacakfır.
OTELDE KONAKLAMA: Katılımcılar ıçın özet fıyatlarla kısıtlı sayıda oda ayrtılmıştır Bu ındırimlı
fıyo'larla rezervasyor yaotırmak ısteyen erın Feza Pefı ıvan ile 26 Ekım e kadar ırtıbata
geçmeten gerekmektedır Tel. (90 1) )3"i <!6 50, Föx (90 1)140 41 65 Rezervasyonunuzu
yaptınrken Internatıonal Heraid Tnbune konferansı ıçın oldağunu özellikle bıldmiız
KATILMA FORMU: Katılım ıçın, lütten bu formu doldurup Elvan Özkaya'ya.
-Internatıonal Herald Tnbune Valikonağı Caddesı.YKV Bınası, 1/1 Nışantaşı-
.istanbul Tel: 131 72 28 1320300.1479315 Fax 146 06 66- gönderinız
495 Amerıkan Dolan tutarındakı katılım ûcretını Internatıonal Herald Trıbune ûn
Vakıflar Bankası Nişantaşı Şubesi 4002402 no lu hesabına yatırmış bulu-
nuyorum Lütfen. faturamı adresime gönderın.
Bay-Bayan .
Soyadı
Adı .
Ünvanı
Şırket
Adres
Sehır Ulke.
Tetefon . Fax
CüHIHURtyFFTE/V
OKURLARA...
OKAlGONENSIN
Demokrasinin Gereği...
O zel televizyonlann yayımına olanak sağlayacak
yasal değişikliklerin yakın bir gelecekte gündeme
geleceğinin işaretleri çoğalmaya başladı. Bazı
söylentilere göre 1991 ocağının gündemi özel 7V
tartışması olabilecek. Hafta sonunda, Sakarya'da
otoyolun bir bölümünün açılışını yaparken konuşan
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye'nin gelişmesini
anlatırken "Yalnız TRTnin 6 kanalı var, hepsi renkli,
haftalık yayın süresi 300 saat. Aynca kablolu ve uydu
TV'ler var. Hakkâri'de 450 uydu anteni olduğunu
söylediler" diyordu. Özal bu alanda birçok Avrupa
ülkesinden ileride olduğumuzu vurgularken örneğin bir
yıl sonra şöyle bir konuşma yapabileceğini düşündük:
"Geçen yıl yalnız TRTnin 6 kanalı vardı, şimdi onlara 4
de özel kanal eklendi, bütün Avrupa'nın önüne geçtik."
Elbette bu kolay gerçekleşecek bir gelişme değil, ama
özel TV olayı Çankaya'nın uygun göreceği bir
zamanlama içinde karşımıza çıkacaktır. Demokratik bir
toplum olmaya çaba gösteriyorsak, önemli konularda
katılımcı olmanın gereğine içtenlikle inanıyorsak en
azından bir başlangıç olarak özel TV olayını yangından
mal kaçırır gibi çözmeye kalkışmayalım. Demokratik
toplumlarda bu yollar bellidir. Bir taslak hazırlanır ve
öncelikle basın meslek örgütlerinin, basın yayın
okullarının görüş ve tartışmasına açılır ve kamuoyunda
belli bir uzlaşma aranır. Ya da yine bu örgütlerden
okullardan, hukuk fakültelerinden taslak-öneh istenir.
Katılımcılığm gereği budur. Radyo ve TVde devlet
tekelinin kalkması demokrasinin geleceği açısından
önemli bir dönüşümdür ve demokratik yöntemlerle
gerçekleştirilmek zorundadır. Bir Hollanda gazetesi
Fenerbahçe'nin teknik direktörü Hiddink ile röportaj
yapmış. Hiddink'in söylediklerinin bir bölümü spor
basınımıza çok ağır eleştiriler getiriyor: "Gazeteler
istiyor ki her gün birkaç basın toplantısı yapayım. Ben
her gün haberi nereden bulacağım? Böyle söyleyince,
'Olsun hoca sen bir poz ver haberi biz uydururuz'
diyorlar. Yemin ederim böyle dediler bana. Şimdi
haftada üç basın toplantısı yapıyorum, yarım saatlik.
Orada havadan sudan şeyler anlatıyorum. Ciddi haber
olursa ciddi muhabirler sorularıyla benden alıyor
zaten... Burada gazeteciler insanı hiç rahat bırakmıyor.
Bazen Galatasaray menajeri Henk Van Ginkel ile bir
yerde oturup yemek yiyorum. Bir bakıyorum
gazeteciler. Önümüzdeki bitkiler çiçekler bir yana
itiliyor ve klik, klik, klik... Ertesi gün gazeteler
Galatasaray'a gideceğimi yazıyorlar..."
Hiddink'in söyledikleri bize çok ağır geldi. Herhalde
Spor Yazarları Derneği'ni de çok rahatsız etmiştir ve
bunu önemli bir özeleştiri, eğitim vesilesi yapmışlardır...
Ekim ayında, yayınla destekli başarılı bir promosyon
yapan Milliyet rekor tiraj artışıyla en çok satan gazete
oldu. Sabah da yoğun promosyonu sürdürerek ikinciliği
korudu, yine büyük promosyon yapan Türkiye de
ijçüncü oldu. Ekim 1990'da gazetelerin günlük
ortalama net satışlan ve bir önceki aya göre farkları*
şöyle oldu:
900 Liralık Gazete
Cumhurıyet 115.300 -7.375
800 Liralık Gazeteler
M/7/;yef
Sabah
Türkiye
Hürriyet
Günaydın
Fotospor
Güneş
Zaman
Tercüman
yeni Asır
685.265
678.191
625.000
525.834
298.237
188.845
83.766
58.500
56.501
40.133
+266.985
+2.141
+202.110
-28.866
-70.263
-15.620
-26.386
-4.200
-9.649.
-5.037
' 500 Liralık Gazeteler
Bugün
Tan
351.031
201.083
+30.931
-24.687
Gazetelerin ekim ayında televizyonda yaptıkları
kampanyalar için harcadıklan 6.3 milyar TL.'nin
dökümü de şöyle:
Sabah
Hürriyet
Milliyet
Türkiye
Fotospor
Bugûn
Günaydın
Tan
1.583.212.000
1.353.080.000
1.160.362.500
598.765.500
578.375.000
576.975.000
263.287.500
131.100.000
TL
TL.
TL.
TL
TL.
TL
TL.
TL.
TELEFON SANTRALLARI
.TEK SERVİS GÜVENCESİYLE
1
IV1S48
Telesls ve Karel Yctkill Sı
Tel : 148 15 51
148 46 78
146 68 99
Fax : 146 70 38