Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 KASIM 1990 **•* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Laik, Anti-Laik...(2)
(Baştarafı 1. Sayfada)
cit açmak ramazanda oruç tutmak, birçok
kamu kuruluşunda bir gösteri tipi oluştur-
muştur. Cumaları namaz saatinde daireler
boşalmakta, birçok memur, üstlerinin bas-
ktsı yüzünden mescit ya da camilerde saf tut-
maya kendini zorunlu hissedebilmektedir.
Ortaöğretımde din derslerı zorunludur Üs-
telik içerikleri, Sünni inanca göre düzenlen-
miştir. Piyasada satılan neredeyse tüm İs-
lamcı dergi ve kitaplar, bakanlık tarafından
ek okuma malzemesi olarak okullara tavsi-
ye edilebilmektedir.
Okullarda okunan ders kitaptarının dinsel
içeriği giderek yoğunlaşmakta; felsefe, man-
tık gibı kuşkunun ağır bastığı dersler boşlan-
makta, içerikleri laikten dinsele kaydırıl-
maktadır.
Bir meslek okulu olarak kurulmuş olan
imam hatip okullarının ve öğrencilerinin sa-
yısı hızla artmaktadır. Bu okullar bir genel
eğitim kurumu haline dönüştürülmektedir.
Diyanet Işleri Başkanlığı'nın olanakları,
bütçe ve vakıflar kanalıyla olağanüstü artış
kaydetmektedir.
Devletin idari kademelerınde, ıçişlerı, ada-
let, eğitim, emniyet gibı alanlarda antı-laik tır-
manışın izleri gitgide kalınlaşmaktadır.
Bu konulardaki liste" daha da uzatılabilir.
Kısacası, devletin dinsel bir akım tarafın-
dan denetlenir hale gelmesine dönutcçaba-
lar sistemli bir tırmanış içindedir.
Laiklık açısmdan kuşkusuz kaygı verici bir
durumdur bu.
Bu ülkede İslamcılar var olacaktır; demok-
ratik bir toplumda kendi görüşlerini yayma
özgürlüğüne de sahip olacaklardır.
Ama bir noktada en ufak bir kuşku söz ko-
nusu olmayacaktır: Demokratik ve çağdaş
bir toplumun temel koşulu, devletin laık özel-
liğini tümüyle korumasıdır.
Bunun için hıçbır ödün verilmesı söz ko-
nusu olamaz ve bunu sağlamak amacıyla
sonuna dek mücadele edilir.
Bir noktaya daha dikkat edılmelidır:
Türkiye dinsel açıdan homojen bir toplum-
dur; ama bu topraklarda dinsel bir çoğulcu-
luğun varlığı da yadsınamaz.
Nüfusun çoğunluğu Müslümandır; büyük
kesimi Sünnidir; ancak küçümsenmeyecek
bir Alevi azınlık da vardır. Ayrıca Sünni Müs-
lümanlar içinde de tarikatlar biçiminde örgüt-
lenmiş cemaatler söz konusudur.
Bunun dışında taraftarları sınırlı da olsa
başka dinler de bulunmaktadır Türkıye'de.
Kısacası bu ülkede dinsel bir çoğulculuk
geçerlıdır.
Bu saptamayla birlikte. böyle bir toplum-
da devletle dinin ilişkisine bir daha eğilmek
yerinde olacaktır.
Batı'daki demokratik ve laik toplumlarda
devletin din alanında hızmet vermesi, alışa-
gelmiş bir uygulama değildir. Tarihsel bir sü-
reç içinde din, bir kurum olarak, devletin dı-
şına çıkmış ve örgütlenmiştir.
Buna karşılık Türkiye'de farklı bir uygula-
ma söz konusudur. Müsluman bir toplumda
laikliğı gerçekleştırebılmek ıçın, dınin devlet
kontrolüne alınması ve bu açıdan radikal uy-
gulamalar. başlangıçta, tarihsel bir zorunluk
olarak değerlendirilmelidir.
Ama bugün bu denetimin sürmesi gerek-
li mı? Laikliğe bir katkısı olabiliyor mu? Dev-
letin tümüyle laikleştirilmesiyle birlikte, dinin
de devletin dışına çıkanlması ve cemaate,
bir başka deyişle "sivıl toplum"a bırakılma-
sı daha doğru olmaz mı?
Bu soruların karşılıkları önyargısız ve se-
rinkanlı biçimde tartışılmalıdır.
Türkiye, çağdaş, laik ve demokratik bir
toplumu hedef almış ve bu yolda hiç de kü-
çümsenmeyecek mesafe katetmıştır. Bu ül-
kede uygarlık saatinı gerıye çevirmek artık
çok zordur.
Onun için bu konuda özgüvenimizi yitir-
meyelim.
Sorunlarımıza önyargı ve tabulardan arın-
mış biçimde eğilebildiğimiz ölçüde, daha ra-
hat edileceğine inanıyoruz.
Not: Yıllık iznimin bir haftalık bölümünü kul-
lanacağım için bu köşeden kısa bir süre ay-
rılıyorum; HC.
'Islami cephe' çağrısına tepkîler
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Bazı dini yayın kuru-
luşlannın Müslümanları "tsla-
mi cephe" oluşturmaya çağır-
ması büyük tepkilere yol açtj..
Dini yayın kuruluşlan tara-
fından "Müslüman halkımıza
duyurn" başhklı metinde "laik
şer cephe" oluşturraakla suçla-
narak hedef gösterilen kuruluş-
lar açıklamayı kınadılar. Tür-
kiye Barolar Birliği Başkanlığı'-
ndan yapılan açıklamada, son
günlerde dine yönelik saldırıla-
nn kınanması adı altında laik-
lik karşıtı cepheleşme eğilimle-
rinin hızlandığına ve Barolar
Birliği başta olmak üzere bazı
kuruluşlann boy hedefı gösteril-
diğine işaret edilerek, ortak me-
tin şöyle eleştirildi:
"Laiklik, demokrasi ve çağ-
daşlık kavramlannın, ne anla-
ma geldiği belli olmayan süslu
kavramlar olarak nitelenmesi,
üsiii kapalı olarak Muammer
Aksoy, Çetin Emeç, Turan
Dursun ve Bahriye Üçok cina-
yeUerinin aeredeyse haklüıgımn
söylenmeye çalışılması, ülkemi-
rin hangi karanlık ortama çekil-
mek istendigini, başta Cumhur-
başkanı, hükümet ve TBMM
TV-1'DE YAYINLANDI
;
AkTay' adlı çizgi filme eleştîri
Kiiltiir Servisi — Pazar gün-
leri TVl'de 11.50'de yer alan çiz-
gi film kuşağmda dün gösterüen
"Ak Tay" adh yapım, "dini ko-
nulann gereksiz biçimde ön pla-
na çıkanldığı" yolunda izleyici-
nin tepkisine yol açtı.
G.Saray
(Baparafı Spor'da)
iki 3'lük ise şapka çıkartılacak
niteükteydi.
Karşılaşmanın sonlarına doğ-
ru maçı bırakan Galatasaray'ı,
seyircuer yuhalayarak protesto
ederken Efes'i alkışladılar. Ay-
rıca maçın son 10 dakikasında
G.Saraylı seyircüer "Faruk
Akagün" istifa şeklinde bağınp
oyuncuları da protesto ettiler.
Bu arada Sarı-Kırmızılı seyir-
cüer takırrun arka arkaya yenil-
gilerinden sorumlu bulduğu co-
ach Faruk Akagiin'e uzun süre
"Bu takım senin eserin" ve
"rezalet" diye bağırdılar.
Oteki sonuçlar: Paşabahçe:
92 - İTÜ: 89, Beslen: 71 - Kar-
şıyaka: 69, Kolej: 83 - Çukuro-
va: 85, Yükseliş: 97 - Brisaspor:
74, Kolejliler: 61 - F.Bahçe: 66
(bayan), İÜSBK: 58 - Urla
Gençlik: 43, Yıldınmspor: 99 -
tzmirspor: 74, Eczaabaşı: 90
Sanyospor: 99.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Pazar günlerinin çizgi film
kuşağında Johann Faber firma-
sırun sponsörlüğünde "Red Kit"
çizgi fılmlerine yer veren TRT,
dün bu programı yayından çı-
kartarak iki bölümlük "Ak Tay"
adlı yapımı yayına aldı. önceleri
Devlet Bakanlığı tarafından ha-
zırlatıldığı bildirilen, ancak da-
ha sonra Kültür Bakanhğı'nın
daha önce de bölümleri yayım-
lanan 'Dede Korkut' çizgi film
dizisi içinde yer aldığı belirlenen
"Ak Tay" adlı yapım, TV'den
yayını sırasında tepki alırken,
birçok izleyici de gazetemizi ara-
yarak bu tepkilerini dile getirdi-
ler. Genel olarak, "çizgi filmle
çocuklara yönelik dini propa-
ganda yapıldığı" görüşünde bir-
leşcn eleştirilere hedef olan ya-
pımda, Dede Korkut konuşma-
ya başlamadan önce besleme çe-
kiyor ve çizgi film süresince de
benzer motiflere abartılı biçim-
de yer veriliyor.
lzleyiciden gelen tepkilerde
çizgi fılm boyunca duaların yer
aldığı, oysa Dede Korkut'ta dua
olmadığı, çünkü Dede Korkut-
un Islamiyet öncesi döneme ait
olduğu, ancak Islami dönemde
yazıya geçtiği için hikâyelerin
yalnızca sonunun duayla bittiği
görüşlerine yer verildi.
Korkut Ata ve Dedem Korkut
olarak da adı geçen Dede Kor-
(Başıarafı 2. Sayfada)
lişmiş bir teşebbüstür. Türkün
ne gibı şartlar altında azami ve-
rim verdiği, ne gibi usullerle
idare edilmesinin hayırlı oldu-
ğu, burada âdeta ilmi bir labo-
ratuvar tecrübesinden geçmiş-
tir."
Yalman'ın kitabını, yarının
aydınlık Türkiye'sini yeniden
kurmak, yaratmak isteyen her-
kes okumalıdır. Kırk altı yıl bo-
şa geçmişse de umutsuzluğa
kapılmamalıyız. Yapıcı olmak,
yaratıcı olmak gerek... Altmış
milyona yaklaşan insanlarıyla
Türkiye her şeyi yeniden kura-
bîlecek bir güce sahıptir. Bakın
Atatürk 1924 yılında Yalman'ın
sorduğu bir soruyu nasıl ya-
nıtlamış:
"Bizim idari çarklarımız o ka-
dar kötü bozuk ve verimsizdir
ki binanın şurasına burasına
birkaç çivi çakmak ve şurasını
burasını desteklemek suretiy-
le bunu ıslah edemeyiz. Temel-
den başlamak şartıyla bütün
makineyi esaslı ıhtiyaçların ica-
bına göre yeniden kurmak la-
zımdır."
Yarının uygar Türkiye'sini
kırk yillık bir gecikmeden, ye-
rinde saymadan sonra yeni
baştan kurmak bir görev olu-
yor. Atatürk'ün yücelttiği çağ-
daş Türkiye anlayışını gündem-
de tutmak zorundayız. Bütün
umut kırıcı gerçeklere karşın
•Yarının Türkiye'si'ni yaratmak
bir düş olmamalıdır. Ahmet
Emin Yalman'ın 1944 yılında
büyük bir coşku, umut ve öz-
lemle yazdığ' bu kitap 1990 yı-
lında da etkileyici bir güç taşı-
yor. Yalman'ın şu sözleri bugün
de önemini taşıyor: " Bu mem-
lekette işte böyle insan malze-
mesi var. Bunlar, yoluyla işle-
nince derhal bu nevi cevherler-
le karşılarşıyoruz. Neden bun-
lardan istifade etmiyoruz? Ne-
den bunlarda kısır bir kırtasi ru-
hun esiri sıfatıyla hayati kudret-
lerimizi ve geri gelmez zaman-
lanmızı heba ediyoruz."
Geri gelmez zamanlar elbet-
te ki bir daha yaşanmaz. Ama
gelecek zamanlar bizi bekliyor.
Öğretmenler Günü'nde
(Baftarafı 1. Sayfada)
bulunacak.
—TV'deki din programlann-
da ögretmenlikle ilgili konular
işlenecek. televizyonda çeşitli
programlar yayımlanacak.
— Öğretmenler Gunü'nde ev-
lenen öğretmenlere Milli Eğitim
Bakanlığı'nca "Buzdolabı, ça-
maşır makinesi, televizyon ve
benzeri ev eşyalan" armağan
olarak verilecek. Bu hediyelerin
verilmesinde ailelere göre kon-
tenjanlar tanındı, kontenjanlar
her ilin nüfusuna göre belirlen-
di. Seçimi valilikler yapacak.
— Vakıflar Bankası, bu yılın
ögretmeni seçilenlere birer Mi-
mar Sinan altını verecek. Yılın
öğretmenleri Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nda çanta, dolmakaiem,
plaket gibi ödüller alacaklar. 23,
24, 25 kasım tarihlerinde de An-
kara'da beş yıldızlı bir otelde
ağırtanacaklar.
— Büyükşehirlerde Öğret-
menler Günü dolayısıyla işyer-
leri arasuıda "vttrin düzenleme"
yanşması açılacak.
— Beytepe'de bir öğretmenler
ormanı oluşturulacak. Ağaç
dikme faaliyetlerinin geleneksel-
leştirilmesine çalışılacak.
— Kentlerde parklara törcn-
le "öğretmenler parkı" ya da ce-
GÜNLERİN KÖPÜĞÜ
AHMET TAN
(Başumfi 11. Sayfada)
recek konferans Ozal için bir dönüm noktası olacak. Top-
lantıdaki başkanlığı ile "Cumhurbaşkanlığı" sıfatım gerıde
bırakıp "Başkan"lığını ilan etmiş olacak.
Türkiye'nin toplantıda "ıkı başlı" olarak temsıl edilmesi
bazı sorunlar yaratacak. Ama bunlar Akbulut'un başına ge-
leceğı için Özal'ı fazla ılgilendırmeyecek. Örneğin, Fransa
Cumhurbaşkanı Mıtterrand'ın AGİK'e katılan ülke lıderlerı-
ne vereçeği yemeğe TC Başbakanı'nın katılması gerekiyor.
Ancak Özal'ın varlığı buna engel.
Sözgelimi Ingilız, Alman, Italyan, ispanyol başbakanları
Mitterrand sofrasındayken, Akbulut başbakan oiduğu hal-
de dışarıda kalacak
Ama Akbulut'un bu duruma dertleneceğını sanmıyoruz.
Çünku dünya lıderlerı sofrası derdı değil. Ustelık Özal'a ılk
alışan o. Özal da ona alıştığına gore mesele yok...
olmak üzere berkesi derin derin
diisündürmelidir.
Saldınlann hedefinin Atatürk
ilkelerinin temeli laiklik olduğu-
na dikkat çekilen açıklamada,
laiklik ilkesi savunularak şöyle
devam edildi:
"Laikliğin yozlaştınlmasına,
12 Eylül socrası Ok ve ortaög-
retimde zonınlu din dersleri
okutulmasına yol açılarak baş-
lanmış. günümüzde çağdaşlığa
ters düşen gi>silere olur veril-
mek istenmesiyle hız kazandınl-
mışbr. Artık Anayasa Mahke-
mesi karanna sahip çıkmak,
onu tekrarlamak bile suç ve ku-
sur sayılmaya başlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi iiyesi bir
yttksek yargıcın türbanla ilgili
sözlerini taraf tutmakla suçla-
mak, laiklik karşıtı, gerici cep-
heleşmeye ödün ve cesaret ver-
mektedir. Çöziım, haksu, ge-
çersiz ve yanlış suçlamalar yap*
makta değildir. Hatta Anayasa
Mahkemesi'nin yapısını, tarih-
sel çizgisini yozlaştırmaya çalış-
makta hiç değildir."
Açıklamada, dünyadaki laik
Müsluman tek ülke olan Türk-
iye'nin de sonu gelmeyecek iç
çatışmalara, toplumsal çalkan-
tılara, dTiokrasi düşmanlığjna
ve ortaçağ karanlığına çekilmek
üzere olunduğuna dikkat çeki-
lerek, "TBMM üyelerinin gö-
revlerini yapmayışı, başta Cum-
hurbaşkanı ve Başbakan olmak
üzere yetkilUerin sorumluluktan
uzak, vurdumduymaz tutumla-
rı. bizlerin laik cumhuriyete sa-
hip çıkma görevimizi ötelemez,
aksine daha da bilinçlendirir,
güçlendirir" denildi.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Başkanı Prof. Dr. Nejal Ka>-
maz da Türkiye'de 50 yıla ya-
kın suredir sinsi faaliyetlerde
bulunan anti-Atatürkçü tavnn
ve etkinliklerin son zamanlarda
açık bir şekilde tırmamşa geçti-
ğine işaret ederek Islami cephe
çağnsını "Atatürk devrimteriyfc
yere serilmiş, irticamn yattığı
yerden beslenerek ayağa kalkı-
şının ve saldınya geçmekte olu-
şunun bir göstergesi" olarak ni-
telendirdi.
Gazetemizde dün yer alan
"tslami cephe çağnsı" başhklı
haber SHP'yi de harekete geçir-
di. SHP konuyu gündem dışı
konuşmayla TBMM'ye getire-
cek. Konuyla ilgili olarak Cum-
huriyet'in sorulannı yanıtlayan
SHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı Abdülkadir Ateş, çağnda im-
zası bulunan dini yayın kuruluş-
lanm incelettirmekte olduklan-
nı kaydederek "Bunlar dini ya-
yın kisvesi altındaki örgütler"
dedi.
İnsan Hakları Derneği Genel
Başkanı Nevzat Helvacı da ya-
pılan çağnya tepki göstererek
"Yapılan açıklama salt duşiin-
celerini açıklamaya yönelik bir
hareket olsa bunda kendilerine
göre haklılık paylan vardır. Bu
en dogal haklandır. Ancak söz
konusu metinde açıkça bir cihat
çagnsı yapılıp, bununla da bel-
li örgiitlerin açıkça gösterilme-
si ise durumun tehlikesini orta-
ya koymaktadır" dedi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği Yönetim Kurulu bildi-
risinde "tslami cihat çağnsı, di-
ni telkin ve propagandanın öte-
sind.e, ağır tahrik unsuruyla bir-
leşea ve topluma şiddet emri ve-
ren bir savaş çagrıdır. Aslında
bu çağn yeni değildir. Son yü-
larda panellerde, köşe yazriarm-
da din tüccarlannca sık sık tek-
rarlanmış olan cihat emri, bu
defa yurdumuzun ber kpşesin-
de aleni sekilde halka dağıtıla-
rak, bazı vatandaşlarunız hedef
gösterilerek yapılmışür" denil-
di.
Türk Hukuk Kurumu Başka-
nı Prof. Dr. Kâzım Yenice de
bildirinin vatandaşlan savaşa ve
cepheleşmeye çağırdıgına işaret
ederek, bu durumun TCK'nın
163 ve 311. maddelerine göre
suç oluşturduğunu söyledi. Ye-
nice, bildiride sözü edilen "Is-
lami yükseiiş"in ne olduğunun
ayrıca dikkate alınması gerekti-
ğine işaret ederek, devlet yetki-
ülerini ve savcılan göreve çağır-
dı.Cumhuriyet munabirinin sap-
tamalarına göre, bu dini yayın
kuruluşlan tslami kesimde
"marjinal kunıluş ve dergiler"
olarak niteleniyor. Bu dergiler
arasında Nakşibendiler ve Nur-
cular tarafından desteklenen
yüksek tirajlı dergiler yer almı-
yor. Bunlardan Yöneliş Yayın-
lan ve Işaret Yayuılan Diyanet
Vakfı'nca her yıl düzenlenen fu-
arlara katılmasıyla tanınıyor.
Bu kuruluşlar arasında adı ge-
çen "Yeryüzü Dergisi"ni des-
tekleyenler arasuıda eski Damş-
ma Meclisi üyesi Mehmet Pa-
mak'ın da bulunduğu kaydedil-
di.
7GÜN.24SAAT
I I
HAFTAICI. HAFTASONU
kut'un hangi dönemde yaşadığı
konusunda hiçbir kaynak kesin
bilgi veremiyor. Bütün kaynak*
larda "Oğuzbnn bilici ozam"
olarak adı geçen Dede Korkut'-
un, Damla Animasyon tarafın-
dan çizgi filme aktanlan öyüle-
rinin ise 15. yuzyüda kaleme
ahndığı tahmin ediliyor. Kimi
kaynaklara göre Hz. Muham-
med çağında yaşadığı kabul edi-
len Dede Korkut'un kimi kay-
naklara göre ise Peygamber dö-
neminden daha geç bir dönem-
de, Abbasiler çağında yaşamış
olduğu ileri sürülüyor.
Dede Korkut admı günümü-
ze dek yaşatan ve uzmanlann
15'inçi yüzyılda yazıldığı konu-
sunda görüş birliğine vardıkla-
n "Dede Korkut Kitabı" ya da
asıl adıyla "Kitab-ı Dedem Kor-
kud Alfi Lisan-ı Taife-i Oğuz-
hao", Oğuzların yaşamım özel-
likle de Oğuz beylerinin yaşam-
lannı anlatıyor. Kahramanların
kimi zaman "tannsal güçlere"
sahip olduğu öykülerin kimile-
rinde gerçeküstü olaylar ve do-
ğaüstü yaratıklardan söz edili-
yor. öyküler, destan olarak bi-
linmelerine karşın kimi kaynak-
lara göre de tam bir destan ola-
rak kabul edilmiyor. Genel ola-
rak 12 öyküden oluşan bir kitap
olarak bilinen Dede Korkut öy-
küleri "kalıp" sözlerle başlıyor
ve bitiyor.
M II
1STERGUNDUZ.ISTERGECE
t t
şıtlı öğreımenlenn ısımlen ve-
rilecek.
— PTT Genel Müdüriüğü,
Öğretmenler Günü dolayısıyla
pul ve ilk gün damgalı zarflar
piyasaya çıkaracak.
Yılın ögretmeni seçimi
neye göre yapüdı?
Öğretmen Eğitimi Genel Mü-
dürü Necmi Yazıcıoğlu, yüın ög-
retmeni seçiminin valilikler ve
milli eğitim müdürlükleri aracı-
hğıyla yapıldığını, bakanlığın bu
yılki seçimlerde bir denetiminin
bulunmadığım söyledi. Yazıcı-
oğlu, öğretmenlerin seçiminde
adaletsizlik yapıldığı yolundaki
söylentiler konusunda da şunlan
söyledi:
"Bu yıl kurallara uygun bir
seçim yapılmıştır. Gelecek sene-
lerde daha objektif ve reel bir şe-
kilde öğretmenlerin seçimini
yapmak üzere bir yönetmelik
üzerinde çaltşmalanmız süriiyor.
Bu da olunca yüın ögretmeni se-
çiminde tamamen objektif ku-
rallar yerleşecek."
Yazıcıoğlu, Milli Eğitim Ba-
kanhğı'nın tüm öğretmenleri
"yılın ögretmeni" olarak kabul
ettiğini, seçilen 73 öğretmenin
ise "temsüci" olduğunu kaydet-
ti.
PARA GEREKTIG1NDE HIZMET1NIZDE
Emlak Bankası'nın elektronik veznesi 7 / 24'ten istediginiz gün, istediginiz saat,
beklemeden para çekebilirsiniz. Tek bir şartla, elinizdeki bu kartla.
Yakında tüm yurda yayılacak bu hizmetten mutlaka yararlanın.
EMLAK 7 / 24 kartınızı almak için Emlak Bankası şubelerine başvurmanız yeterlidir.
EMLAK BANKASI
• ^