23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER O zamanlar hastanede Verem Savaş Derneği'nin toplantılan olur, gelen doktorlara başhekim antma tesisini gezdirir, biyolojik antmayı açıklar ve çıkan sudan örnekler gosterirdi. miş olmama karşın sitenin atıksu tesisini inceledim. Tesis diye gösterilen basit çukurlarda toplanan atıksular denize, doğrudan bağlanmıştı. İnceleme yaparak mevcut çukurlann en az bir harcama ile biyolojik bir antma tesisine nasıl dönüştürüleceğini ve dolayısıyla temizlenen sularla bahçelerin de sulanacağı bir proje yapıp yetkililere verdim. Birtakım projeyi de belediyeye ilettim. Her zaman olduğu gibi bir işlem görmedi, yine atıksular denize verildi ve koku devam etti. Çok şiikür geçen yıl site yetkUilerinin projemi uygulamış olduğunu duydum ve görevimi yapmış olduğumdan dolayı sevindim. Düşünüyorum da üniversite ile öbür kuruluşlar arasında istenen çalışma ve işbirliği ortamı, ileri ülkelerdeki gibi bizde de ne zaman gerçekleşecek. Çevre Kirliliği ve I l i i f l i i BöylesL Prof. Yük. Müh. AHMET ARPAT Mimar Sinan Üniversitesi Kentsel Altyapı ve Çevre Sağlığı Bilim Dalı Üniversitelerle kamu ve özel kuruluşlar arasında bir türlü işbirliği yapılamıyor. Ciddi nedenleri yok, sadece ilgisizlik!.. Aşağıda bu konuya ait yaşadığım olayları sıralayacağım: Kartal/Maltepe sırtlarında geniş bir alana yayılmış olan Süreyya Paşa Sanatoryumu'nun atıksulan hiç antılmadan gelişigüzel çevreye bırakümaktadır. Oysa, bu kuruluşun planlamasında ve uygulanmasında "Imhof sistemi" filtreii, kurutmaü ve klorlamalı olarak tasarlanmış bir atıksu antma tesisi var. Herhalde in$aatından bu yana çalışır duruma getirilmemiş milyonJuk atıksu antma tesisi görevini göremiyor ve hastanenin atıksulan hiç antılmadan çevreye yayıhyor; hem kirletiyor, hem mikrop saçıyor. Geçrnişe dönelim; Üniversiteye ek iş olarak 1958 yılında tşçi Sigortaları tnşaat Işleri Teşkilatı'nda görev almışum. Süreyya Paşa Sonaturyumu insaatı yeni bitmişti ve ben de idarenin kabul ve denetim kurulunda görevlendirildim. Hastanenin her biriminin tam ve eksiksiz olarak çalışrnasını denetleme ve kabul etmemiz gerektiğinden, konum geregi olarak Atıksu Arıtma Tesisi ile de özellikle ilgilendim. Tesisin çaJışmadığıru ve antma yapmadığını görüp saptadım. Nedenini anlamak için projelerini inceledim ve sonucunda o tarihlerde yeni yeni uygu PENCERE 12 EYLÜL 1989 llgisizliğin bu kadan... 1963 yılında işçi sigortalanndan aynldım. Benim zamanımda 600 yataklı olan hastanenin yatak kapasitesi 2000 yatağa çıkanlmıştı. Rastladıgım her hastane yetkilisine antma tesisinin çalışıp çalışmadığım sorardım. Onlar da bana eski tesisin iptal edildiğini ve aynı prensiple çalışan daha buyük bir tesisin kumlduğunu, ancak çalışıp çalışmadığım bilmediklerini söylerlerdi. Bir yıl kadar önce mtisait bir zamanımda hastaneye gittim. Kendimi tanıttım. Evvelce yapmış olduğum çauşmalan anlatıp antma tesisini gezmek istediğimi söyledim. Yanıma tesisten sorumlu teknisyeni aldım. Yeni tesisi gezdim ve inceledim. Durum çok acıklı idi. Hastanenin atık kirli sulan, tesisin üstünden geçip hiç annmadan etrafa yayıhyor ve dere aracılıgıyla denize ulaşıyordu. Çevre çok kötO kokuyordu. Imhof sistemi uygulanmış olan biyolojik antmalı kurutmah ve filtreli tesisi tetkik edip noksanları tespit ettim. Tesisin çalışıp arıtma yapması için gerekli olan noktaları bir rapor halinde başhekime verdim. Raporumun Ankara'ya gönderildiğini öğrenince sevindim, fakat aradan bir yıl geçmesine karşın bir yanıt ve gelişme olmaması beni üzdü. Koleramn çok arttığı bugünlerde hastanenin atık ve lağım sulannın hiçbir işlem görmeden birçok evin bulundugu çevreye yayılması, dere vasıtasıyla denize ulaşması ve yazık ki Ankara'nın konuya karşı ilgisizliği hâlâ devam ediyor. Yine Cezaevleri... lanmaya başlayan, benim de yabanası olduğum Imhof sistemi ile çalışan bir atıksu antma tesisinin inşa edilmiş olduğunu gördüm. İnsaatı için çok para sarf edilmiş olan tesis ne yazık ki iş görmüyor, gelen sular hiçbir işleme tabi olmadan kirli olarak çevreye ve Küçükyalı Oeresi ile de denize yayüıyor, mikrop saçıyordu. Mevcut literatüre ve deneyimime dayanarak biyolojik bir antma yapması gereken tesisin çalışmama nedenini saptadım. Zamanın parası ile 100 TL. olan sulan dağıtan filtre fıskiye memeleri tıkanmış olduğundan iş göremiyor, degiştirilmesi gerekiyordu. Durumu başhekirae izah ettim. Fıskiye memeleri derhal değiştirildi. Günlerce gelişmeleri izleyerek tesisi çalışır duruma getirdim. O zamanlar büyük su sıkıntısı çeken hastanenin bu gereksinimi, Süreyya Paşa tarafından yaptınlmış olan toprak dolgu bir barajdan sağlanıyordu. gereksinime yetmeyen su miktanndan dolayı bahçeler de sulanamıyordu. Ankara'ya bir yazı göndererek annmış ve klorlanmış berrak sulan mevcut açık büyük havuzda havalandırarak bahçe sulanmasında kullanılması hususunda müsaade istedik. Hiçbir şekilde olumBu ve buna benzeyen çeşitli yerlerde araştırma ve lu ya da olumsuz bir yanıt ğelmedi. Her hafta hastaneye giderek antma tesisinin ça inceleme yaptım. Sonuçlann hepsi aynı, yani uzücü. 45 yıl önce Bodrum'da Turgut Reis'te kaldığım üşmasmı izler ve denetlerdim. Zamanın başhekimi de beni görünce teknisyenini çagınp durumu öğre sitenin denize verilen atıksularnıın kokusundan, herkes gibi ben de rahatsız oldum. Dinlenceye gelnirdi. Sonuç "Izrair Çevre 88 Toplantılan"nda da yönetici ve konuşmacı olarak aynı konulara değindim. Mimar Sinan Üniversitesi'nde yapmış olduğumuz toplantıda da çeşitli zamanlarda öğrencim olan 10 kadar milletvekili mimarlara çevre ve antma altyapı çözüm konulannı tekrar tekrar anlattım. "Çevre ve sahillerimizin kirlenmesini önlemek için her yapı ve sitenin atıksulanmn annması 1/200 ölçekli projelerle birlikte saptanmahdır. Yapı projeleri ile birlikte yapılacak olan septik çukur planları biyolojik antmayı tam yapacak ölçülerde olmalıdır. Buralardan çıkacak sular toprağa, dereye ve denize rahatlıkla verilebilir" dedim. "Evet hepsi doğru hocam, basit bir yönetmelik meselesi" dediler. Belediye başkanlanna da yazılı uyanda bulundurn. Fakat hiçbir gelişme yok. Yukarda yazdığım örnekleri daha da arttırabilirim. Yazık ki hiç kimse bildiklerimizden ve anlattıklanmızdan sorup yararlanmak ıstemiyor ve her türlü bilgi üniversite binalannın içinde kalıyor. HESAPLASMA BURHANARPAD OKURLARDAN Süper emeklİnİn *~j • .• magauriyetl Sosval Sitortalar Kurumu'ndan emekli avlıh a^ZalaZnZsüper emekli otoahJkîton.nmZZ Kntundnk sZrtLınhaiı olanlann 4 200 000 liravı sigorta veznelertne yatırmalan halinde bu haktan yararlanacaklan söylendL BüZklan eibi bende*borcla. bilmeyen bu sadece yatırdığı paranın bir süper emekli 170.000r lira fuısusta yertiyersiz çok şeyler faizini alrna durumunda eksik almakta ve bu suretle söylediler ve nihayet Anayasa kalmıstır. 4.200.000 liranın mağdur olmaktadır. Mahkemesi'nce kanunun ydhk % 80 üzerinden faizi Devlete itimat eden süper 'Ptau'yle meseie noktalandu 3.200.000 liradır. Bunun emekünin mağduriyeti ^ d e n sonra yeni bir ayhğa bölünmesi halinde giderilmeüdir. Süper emekliye düzenlemeyle süper 270.000 lira civannda bir ödenen fazlalık faizden emeklilerin aylıklan meblağ ortaya çıkar ki, bu doğmaktadır ve haksız bir donduruldu. Emsali miktar süperin normal ödeme bahis konusu değildir. e m e . k l ^ r i n kendilerine aylığma ilavesi halinde aünası Haksızlıgın giderümesi için yetıştıkten sonra zam gereken aylığt göstenr. Oysa süper emekli tarafmdan W » * » « # şeklindeki bu süper bu miktarı dahi yatmlan miktar aynen du nlgm ^ eyle süper emekliler almamıstır. kendisine ödenmeli ve aylığı «İradılar. Süper emekli olan kimse haksız bir zam almamış, N e v a rk i b i l e n 1 Eylül 1939 Günlerden 1 Eylül 1939 pazar. İkindi üzeri Taksim Alanı. llık ye güneşli. 50 yıl öncelerın Istanbulu'na bakış güzel ve sevimli. insanlar güleryüzlü ve koşuşmasız. Cumhuriyet Anıtı'nda Ataturk ve arkadaşları gülümsüyorlar. Batmış bir imparatorluktan gencecik ve sağlıklı bir cumhuriyet Türkiyesi oluşturmanın mutluluğuyla. Cumhuriyet Anıtı pırıl pırıl ve ışıl ışıl. Cumhuriyet Anıtı gencecik ve güçlü. Güleryüzlü insanlar anıt önünde anı fotoğrafı cektiriyoriar. Şimdılerde hiç bilinmeyen şipşak' fotografçılar durmamaksızın anı fotoğrafı cekiyorlar. (Arkası 17. Sayfada) "Bugünkü cezanın gayesi, terbiye ve ıslahtır. Batı ülkeleri, bunu tahakkuk ettirmek için uzun asıriar boyu gayret sarf ediyor ve muvaffak da oluyor. Bizim kanunlanmıza bakarsanız, biz de aynı yoldayız. İnfazda tedrici serbesti sistemini kabul etmiş bulunuyoruz. Mahkumlan devrelerden geçirerek ıslah çareleri anyoruz. Bau'da bu sistem infaz hâkimınin omuziannda durmaktadır. (...) Biz ise bu sistemi ilkokul mezunu gardiyanlann sırtna yüklemiş bulunuyoruz. Bu suretle ıslah gayesi kâğıt üzerinde kalmtş ve sistem ortadan yok olmuştur. İnfaz hâkimliği muessesesi nedir? Sık sık yazılanmda bahsettiğim ve memleketimizde de kurulmasını dilediğim bu müessesenin mahiyeti hakkında bazı okuyucular benden izahat istemektedirler. Bu sebeple bünyemize en uygun olan Fransız infaz hâkimliği müessesesini ele alacağtm. Fransatda Napoleon kodlan sisteminin cari olduğu devirterde, hürriyetı bağlayıcı cezalann tatbiki, ceza infaz idaresine ait bulunuyordu. Bu idare ise bugun bizde olduğu gibi savcılann nezareti altında ıdi. Daha sonra yürüriüğe giren yasayla cezanın gayesi ıslah olarak kabul edildi. Ve o gayeyi sağlamak için de infaz hâkimliği muessesesi kuruldu. Bu, asliye hâkimleri arasından, yüksek hâkimler kurulunun mütalaası alındıktan sonra adalet bakanı tarafından tayin otunur. Kendısı eski vazifesine devam eder, bu suretle adli hayattan uzaklaşmamış ve hâkimlik mesleğindekı formunu kaybetmemiş olur. (...) Bu hâkim, mahkumlara kısa sureli izinler verir. Aynca her mahkumun şartlı salıvenlmesi hakkındaki görüşlerinı bildınr. Bunun dışında mahkumlara tatbik olunan ceza rejimtenni kontrol eder. Sık sık ceza kurumlannı ziyaret ederek mahkumlarta görüşurf' • Yukarıda ıtalik yazıyla dizili bölüm, ülkemizin kıdemli ve ünlü hukuk adamlarından Sayın Mehmet Ali Sebük'ündur; uzun yıllardan beri gazetelerde yayımlanmış, sayısı çok makaleterinden birıdir. Sayın Sebük, cezaevlerınde kötü kosullarda çağdışı basktlar altında yasayan hükümlülerin ve tutukiuların sorunlannı çozüme bağlamak için cıkış yolunu gosterıyor: infaz yargıçhğı oluşturmak!.. 1980'lerden sonra Türkiye'deki ceza ve tutukevlerinin kötü koŞLİIarı, uluslararası bir soruna dönuştü. Yine de çözüme ulasılamıyor. Cezaevlerınde baskılardan, işkencelerden, zulümlerden geçilemiyor. Gün gectıkçe sorun büyüyor. Sayın Mehmet Ali Sebük bana gönderdiği mektupta, koşulların iyileşmesi bir yana, daha da kötüleşmesinden sâz açarken şöyle yakınıyor: "Aradan şu kadar yıl geçmiş, mahkumlarm makus kaderinde en kuçük bir değışıklık olmamış. Bunları size yazarken gözlerimden iki yaşın daktilo makınesmın ustune damladığını fark ediyorum ve kendi kendıme sesleniyorum: Ey Mehmet Ali Sebük, sen bu memlekeOn adaleOnden, hapishanesinden hâlâ umudunukssmedin mi?" ^ Ülkemızde genel ve yerel seçimlerin güvenceleri oluşmuştur; çunkü seçim sisteminin yönetimi ve denetimi yargıçlara bağlandı. İnfaz ise Adalet Bakanlığı'nın eli altındaki cezaevlerindedir. Adalet Bakanı, politikacıdır, siyasi iktidarın adamıdır. Bakanın biri gelir, biri gider. Hapishane müdürlerınin, gardiyanlann, başka ilgililerin konumları da ortadadır; savcıların da güvenceleri yoktur. Eğer cezaevleri bir yasa düzenı kurularak yargıçların yetkileri altına verilırse, ılk adımda zulüm, baskı, işkence olanakları büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. • Mehmet Ali Sebük bir yazısında diyor ki: "Siyasi partilerimiz muhatefette olduklan zaman, adalet ve hapishane reformuna daima taraftar görunurler ve bunu sağlayacaklannı ileri sürerler. Fakat iktidara geldıkleri zaman bu reformlera pek çabuk sırt çevirirler. Halbuki insanlığa yakışır bir infaz sisteminin kurulması, memleketimizde hapishane reformunun uygulanması, para pul isteyen bir iş de değildir. Sadece iyi ntyet ve bilgi... Hepsı bu kadar." Doğru söze ne denir!.. Milyarlık düğünlerden geçilmeyen Türkiye'de hapishaneleri zindan niteliğinden kurtarmak çok rnu güç bir iştir? ^"ZaTJeZnlS? m temin ettim ve sigortaya yatırdım. Süperler arasında yer aldım. ?d"°ldular< *™a 270.000 lira eder ki süper emekünin *,„ miktan almak hakkıdtr. Demek ki 450.000 lira alan + 350.000 = 620.000 *> ^zerlenne göre *y<*l*nmalıdu. HÜSAMETTtN HAKDİYEN Süper emekli Hasan Cemarin yeni özgün yapıtı Bu paketleri, sadece THY Express Kurye 3 saatte ulaştırır. Nereye mi? İstanbul'dan Ankara, İzmir, Adana ya da Antalya'ya... Hem de karşılıklı olarak! Şimdi Türk Hava Yolları, THY Ekspres Kurye ile, TürkiyeYıin en hızlı kurye hizmetini başlatıyor... Kargo paketlerinizi karşılıklı olarak İstanbulAnkara, İstanbulIzmir, İstanbulAdana ve İstanbulAntalya hatlannda sadece 3 saatte ulaştırıyor.* Artık, en hızlı yoldan yerine ulaşması gerekli, bir paketiniz varsa, THY Express Kurye Servisini arayın** * THY Ekspres Kurye hizmetiyle her türlü evrak, dosya, küçük . paket vb. kargolannız 3 saatte havaalanlarındaki ofislerimizde teslim edilecektir. Bu süre. şehirlerdeki ofislerimiz için 4 saattir. * • THY Express Kurye için: İSTANBUL Şishane Ataturk Havaalanı İZMİR 144 1 9 « 1499196 Şehir (Efes Oteli Kar^ısıl 573 76 17 574 73 00/2951 Adnana Menderes Havaalanı 118 71 85712 49 00/68 312 49 12312 49 13 312 54 81 324 22 80/51 312 28 20/427 I42IMI34237 51 14 85 51 25 25/57 15 99 35 15 9187 ANKARA Bikjnlıklar Burosu Car Burosu Esenboja Havaalanı ADANA Havaalam ANTALYA Şehir . 21 77 80/352/409 Kimdir Turgut Özal? İnsan olarak, siyaset adamı olarak... Kişüiği nasıl oluşmuştur? Ya beslendiği kültürel ortam? Bu dünyaya ve öbür dünyaya bakışı... Kendinde, ailesinde, partisinde yaşayageldiği DoğuBatı ikilemi nedir? Vefah bir insan mı? Kindar mı? İnatçı mı? Politikadaki güvenilirliği ve inandıncılığı... Özal ve ABD... Özal ve asker... Özal ve Hanedan... Ekonomide ve demokraside modeli... 12 Eylül'ün siyasal ortammda geçerli "haksız rekabef'le ]983'te iktidara tırmanışı... 1989'daki inişi... Bu süreci çok yakından izledi Hasan Cemal. Altı yılda yükseliş ve düşüş: Tarihsel süreç içinde, ancak bir an sayılabilir bu. Hasan Cemal bu an'ı fotoğrafladı ve ortaya Özal Hikâyesi çıkt'ı. Özgün bir yapıttır Özal Hikâyesi; eksiğiyle fazlasıyla Özal'ın kendisidir. Bilgi Yayınevi TURK HAVA YOLLARI Sizinle birlikte, daima daha yükseklere... Meşrutiyet Cad. 46/A Telf: 131 81 22131 16 65 • 134 12 71 YenişehirAnkara \BiIgi Dağıtım \ Babıâli Cad. 19/2 522 52 01 526 70 97 T d f . ıCağaloğluİSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle