Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 AĞfSTOS 1989 CUMHURİYET/9 TURHYESOVYETLER Dostluğun geleceği Dtşisle Bakanhğı Sözcüsü İnal Batu, aynı zamanda Fenerbhçe'nin yönetım kurulunda. Batu, Sovyetler Birliği'ın Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev ile yapttğı görijşreler sırasında Fenerbahçe'nin yenı lıberosu Viffteski'nin de pazarlığını yaptı. BatL, ;ernişev'e, "Ulkenizin tanrtımı içln Bolşoy Balesi'ni, Kızıbdu Korosu'nu gönderiyorsunuz. Buntar çok dar bir kltlcyı hitap ediyor. Ayrıca programları bir iki gün süriytr. Sonra unutuluyorlar. Oysa ki Fenerbahçe'ye verectginiz bu futbolcu ile ulkenizin tanıtımını sürekli yaptblrsiniz" dedi. Görüşrede, 100 bin dolar karşılığında Vişnevski'nin transferi gerçeklşti. Çernişev, bunun üzerine Batu'ya şöyle dedi: Vlşnevai geldikten sonra attığı gollerle Türk Sovyet dostluğ daha da. güçlenecektir. Batu, bıgörüşe katıldı. Ancak Vişnevski beklenen performnsı gösteremeyip, gol atamazsa ne olacak? ANKARA SFSSİZÜĞİN SESİ Anca beraber, kanca beraber maşallah Savaş baltaları gömülü İnönu'ye Çankaya ve Marnak Belediye başkanlarını ziyaret ettikten sonra soruldu: Efendim, başkanlar iktidann kendilerine savaş açtığını söylüyorlar. Siz de karşısavaş açacak mısınız? Yok efendim, ne savaşı. Doğru efendim, siz savaşı sevmezsiniz, bu uzun süren ziyaretlerinizJ bir kontratak başlangıcı sayabilir miyiz? Yok« yok, belediyeler ve hükümet devletin birlikte çalışması gereken organları. Bızım görevımız, belediyelerin haklarını yasal yollardan korumak. Ama, ANAP SHP'li belediyeleri başarısız kılarak olası INONU VE SAVAS HAVASI Cumhtıriyet Ankara Bürosu SHP'yi yıpratmayı amaçlıyor. Yok, yok, o oyun tutmaz. Oyunlarla iktidarda kalınmıyor. Demokrasilerde ıktidarlar hep yerınde kalmaz. Ama efendim, iktidar oyunu kuratlarına göre oynamıyor. Kimyasal silah kullanıyor, İller Bankası genel bütçe paytannı kesiyor. Yine de savaş yok mu? (Gülerek)... Iktidardayken kısa süre sonra üçüncü parti oldular. Yerel seçimler, her türlu savaş sözlerine cevap veren bir sonuç verdi. Bunlar palas pandıras giderler. Sorulan soran gazeteci, çaresiz susmak zorunda kaldı. Erdal Beyi savaştırmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordu MUZIKOLOJI Çek bir acısız daha Sosyal Sigortalar Kurumu yatırımcı olacakmış... Işçıler de yabr!.,. • • Kan kanserli mahkum Hamdullah Erbil'in avukatı Sami Çakmak: "Hamdullah ErbH'e pasaport verilmedi. Dört duvar ile çevrili hapishaneden çıkanlıp, Türkiye hapishanesine mahkum edildi." Dünyada ilk defa bir ülke "hapishane" diye adlandınlıyor. Enerji Bakanı Fahrettin Kurt enflasyonun^gerekçesini açıklamış: "Türk topiumu lüksü seviyor." Ekmek buldu da lüksü kusur kaldı!.. Turgut Özal, milyarder çocuklarının düğünlerini kaçınvıyormuş... £ee... Kamber'siz düğün otmaz. • • Ûlkemizde şairier varmış da habehmiz yok... İşte İhsan Sabri Çağlayangıl'den bir şiir: Ayağında pantolon, Elınde binlık şışe Marıfet pantolon giymek değil kızım Erkeksen ayakta işe!... • • Kültür Bakanı Namık, Kemal Zeybek: "Yabancı isim, milli kültüre darbedir." Kültürün millisi olurmus sanki? • • İhsan Sabri Çağlayangil: "Turkiye'de 28 bın subay var, 55 milyon ahali var. 28 bin kişi, 55 milyona hükmeder mi Nç?" Şimdi iş değişti. 290 kişi 55 milyona hükmediyor! • • özal, gündemdeki konular hakkmda "ipvcu" toplantısj yapacakmış... Gerte de ipin ucu Özal'ın elindel. • • Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner: "Tüketiciyi ezdirmeyeceğiz " Tüketici ezHeii yıllar oluyor!.. Gazetede büyük başlık: "Hazine iflas yolunda." Özal'a hazine mi dayanır? FIKRA Kifeeyi döndük de. Başkn; siyasi kulissrınde, banhot mataasından çıka rotatif gürıtüleri aranda ekoomiyi düzlüğe l çıkjmak isteenlere ithaf ediki son fıkra şöy: Terel ile Idris takarı ve tarlaları satıp, köşeyı dönme amacıyla Amerika'ya gid^ler. Amerikalının biri hemen bızımkıleri yakalar: "An size bir altın madeni haritası, bulun altını, dönun köfyi." Biznkiler paralarının yarısını verip, haritayı satın alırlar. Gicrler haritada gösterilen yere. Haftalarca ararlar, altın bulmazlar. Yorulup, geri dönerler Bu sefer bir başka Amrikalıya yakalanırlar: "An size petrol çıkacak yerlerin haritası, çıkarın petrolü, döün köşeyi.' Biznkiler kalan parayı da verip, haritayı satın alırlar. Giorler gösterilen yere. Kazma, kürek derken petrol filan buknazlar. Para da yok. "Napıcağız" diye kara kara dü^nürken gözlerine bir ilan çarpar: "Hr Kızılderili başı getlrene 1000 dolar ödenecektlr." Teıel ile İdris bu sefer dağ bayır, Kızılderili peşine düşerler HaSlarca ararlar, bir tek Kızılderiliye rastlamazlar. "Alaşılan bu ülkede bize iş yok, bir gece daha kalalım, sora dilenip yol parası bulur geri döneriz" diyerek yakrlar kamp ateşinı, uyurlar. Sath ilk uyanan Temel olur. Açar bir gözünü. O da ne! Karsında bir Kızılderili. Hemen diğer gözünü de açar. Amn tanrım, bir Kızılderili daha. Şöyle etrafına bakınır. bintee Kızılderili tarafından kuşatılmışlardır. Temel hemen İdrü dürter: "Uı İdris, uyan da! Köşeyi döndük." Eski Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in girişimlerı ile hazırlatılan "acısız arabesk " parça "Seven Kıskanır"ın oldukça ilgı görmesi üzerine, ikinci acısız parça hazırlandı. Yine söz ve müziğini Hakkı Bulut'un yapıp seslendırdiği, müzik düzenlemesini de Esin Engin'in yaptığı • • Zincirleme Laz kazası ANAP Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık, İstanbul'da dolaşımen birden Ankara'daki evinın anahtarını yanına almadığını fark ettı. Bir gün önce Trabzon'dan ayrılırken anahtarı almayı unutmuştu Oysa gece eve dönecekti. Birden aklına kendisi gibı Trabzonlu olan ANAP Milletvekili Yaşar Albayrak'ı aramak geldi. Albayrak da o gün Asık'ın eşi gibi Trabzon'daydı ve aynı gün Ankara'ya dönecekti Ustelik Albayrak'ın evı, Aşık'ın evinın tam karşısındaydr. " Yaşar, benim anahtarı al. Kapının önündeki paspasın altına koy, ben eve geç geleceğim, sizi rahatsız etmeden anahtarı alayım." Albayrak, Aşık'ın eşinden anahtarı aldı almasına ama, Ankara'ya gelınce bir de ne görsün? Trabzon'dan ayrılırken kendi evinın anahtarını orada unutmuş, Aşık'ın anahtarını alıp gelmiş Albayrak, eşi ve çocuklarıyla kapıda kalmak yerine eldeki hazır anahtarı kullandı. Albayrak ailesi Aşık'ın evine girdi, oturdu. Yaşar Albayrak, bir süre sonra anahtarı Aşık'ın evınin önündeki paspasın altına koyması gerektiğini anımsadı, anahtarı oğluna uzattı: " Şu anahtarı karşı kapının önündeki paspasın aftına koy, gel" Oysa karşı kapı kendi eviydi ve kendisi Aşık'ın evinde oturuyordu. 10 yaşlarındaki oğlu, "neden anahtarı oraya koyayım, orada kimse yok ki" demeyi akıl edemeyince olan gece yarısından sonra evine gelen Aşık'a oldu. Aşık, anahtarı önce kendi evinın önündeki paspasta aradı. Bulamayınca Albayrak ailesınin evinin zilinı çaldı. Albayrak ailesinin evde olmamasına anlam veremeyen Aşık, şaşırdı. Geceyi başka bir milletvekilinin evinde geçirdi. Olay, ertesi gün ortaya çıktı ve laz fıkraları antolojısıne dahil edildi. KARADENIZLIISI • • "Sanşın San Kız" Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası elemanları tarafından seslendirildi. Yeni parçanın sözleri şöyle: Sanşın san kız hasretinle ölmuşüm Sanşın san kız ocağına düşmüşüm Buna kusur bulan, düşman edınsin beni Buna sevdalı olan, önce öldürsün beni *•* Sanşın san kız hasretinle ölmüşüm Sanşın san kız ocağına düşmüşüm Herkes bir başka, o bir başka güzeldir Tannnın kul diye yarattığı bir melektir CANKAYAYA YENİ ADAY SHPBaransel'eiş buldu Cumhurbaşkanı Evren'in görev süresinin 8 kasımda dolmasıyla, Köşk'ün Basın Müşaviri Ali Baransel de bavullarını toplamak durumunda kalabilir. Baransel, 16 yıldır köşkün basınla ilişkilerinı yürütüyor. Göreve 1973'te Korutürk tarafından getirildi, daha sonra cumhurbaşkanlığı vekilliğı yapan Sırrı Atalay ve İhsan Sabri Çağlayangil'e de basın müşavirliği y a P t ! B u görevıni Evren'in devlet başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemınde de sürdürdü. Şimdi Baransel, 73'ten beri Çankaya'da oturan ve Çankaya'yı çok iyi, bilen biri olarak, Evren ayrılınca ne yapacak? Bu soruya siyasi kulislerde yanıt aranıyor. SHP Grup Başkanvekili Hikmet Çetin, hafta içinde Baransel'le karşılaştı. Baransel'in kasımdan sonra "işsiz" kalabileceği konusu gündeme geldi. Çetin, "Dur bakalım" dedi, "Çankaya'yı senden daha iyi bilen başka kişi yok. Yaşın, tahsilin, deneyimin ve ana/asa müsait. Senden iyi cumhurbaşkanı bulunabllir ml? "... H/HANIN SUC ALETLERİ Tiz ve şeker Avıpa Topluluğu'nun eşiğindeki bir ülke olarak yaıttığımız yeni kavramlarla ınsanları şaşkına çevirmeyi süıürüyoruz. Kito, broşür, harita, afiş, müzik kasetı ile daktılo ve teksır mânelerinı "suç aleti" olarak açıklayıp, görüntülerini telrizyondan izlettıkten sonra, Aydın Cezaevı olayıyla düyanın yeni suç aletlerimızi tanımasına olanak tanıdık. Memet Yalçınkaya ve Hüseyin Hüsnü Eroğlu'nun ölüıleriyle sonuçlanan olaylarda, tanıtımını yaptığımız yeni sutaletleri, "şeker ve tuz". Birtydır açlık grevındeki gençleri temmuz sıcağında gün boı kapalı araçlarta sevk eden anlayış, yeni suç aletlerini satının ağzıyla şöyle açıkladı: "Alık grevinde bulunanlan cezaevine girmeden önce araiak istedik. Karşı koydular. Uzun süre dlrendiler. Sounda arama yapmayı başardık. Ve üzerierini aranak istememelerinin nedeni ortaya çıktı. Meğerse kültlannın içinde şeker ve tuz gibi şeyler varmış." TISK'IN DISK NOSTALJISI Yasal, ama aşırıydı TOARRUF VE GÜZELLİK Uş ışıkta kadınlar Altı aşndaki kız çocığu televzyındaki 'iasmf" proginını izliyordu. Proganda bir eve konılar geliyor, kont kadın salodakı ışıkların fazl.olduğunu görnce ıçeri girremekte direniyordu: "Işlan söndürmezseniz kesinlikle içeri girmem şehrim." Korklar böyle bir ıstekte bulunur da evsahipleri bu isteğı yere getirmez mı? Hemen lambaların bir bölümü sörürülüyor ve son karede gülen kadınlar: "Kdın loş ışıkta daha güzeldir." Prcram biter bitmez, kız çocuğu koşarak elektrik düğmesine uzaıyor Gazetecı babasının "Kızım ne yapıyorsun" soısuna, "Işıkları azaltacağım" yanıtını alıyor. Baba ve kız uzun süren tartışması, babanın şu açıklamasıyla son buyor: "Kım sen gündüzleri çirkin misin? Değilsin. Öyleyse butda söylenen doğru değil. Aslında bu program apılları arjlamak için yapılmış. Yann yine televizyona çıb 'kimlerl kandırdık' diye soracaklar." nostaljıydı Toplantı sonrasında yıllardır MESS üyeliği yapan Mustafa Ağan, "eski günlere" hayıflanarak başka bir gazeteciye "DİSK'in hedefi belliydi. Onlar düzeni değiştirmek istiyordu. Dolayısıyla da masaya bu bakış açısıyla oturuyorlardı. Karşılıklı silahları çekip otururduk. Ona göre pazarlık ederdik" dıyordu. Gazeteci acı bir gülümsemeyle Ağan'ın sözünü keserek, 'Bakıyorum siz hâlâ eskilerdesiniz. Üstellk DGM gibi siz de eski yerinizi koruyorsunuz. Ama DİSK'in faaliyetine son verileli çok oldu" demesiyle konuşma soğuk bir şekilde noktalanıyordu. Marmaris'te herkesin denize gırdığı bir saatte TISK Yönetım Kurulu üyeleriyle, gazeteciler bir odaya kapanmış ekonomik ve sosyal konular üzerınde tartışıyorlardı. Gazetecılerın sorularını da genellıkie MESS grubundan TİSK Başkan vekilı Ali Nizamoğlu yanıtlıyordu. Bir gazetecı, "İşveren sendikalart arasmda MESS'in neden en çok tepkiyi çektiğini" sordu. Nizamoğlu bu fikre katılmadığını söyleyerek, "Bu, sol mihraklarca ortaya atılmış bir şeydi. Hatta bir zamanlar DGM'yı ezdık sıra MESS'te' diyorlardı." diyerek yanmnı sagiamıaştırmaya çaiıştı Gazetecı ıse "Ama bunu söyleyen yasal bir kuruluşiu" karşılığını verince Nizamoğlu, gazetecınin gözlerine bakarak, "Tabii yasaldı ama aşırıydı" dıyebıldı. MESS'çıler demırçelık grevıni sürdüren Çelıkİş Sendikası'nın "hedeflerinin belli olmadığından ve ne yapmak istediklerini kestiremediklerinden" yakınıyorlardı. Onlara göre "hedefi olan" sendıkadan faaliyetleri durdurulan DİSK kastediliyordu. Ancak DİSK, MESS için artık sadece bir DİYARBAKIR'DAN • • • • Adalet Bakanı Ottan Sungurlu: "Cezaevleri için yapabileceğim bir şey yok!" Peki ne iş yaparsm sen? Sinasi Nahit Berker Aman doktor... B1RIK1UC.T1P... Tarım Orman ve Köyişleri Bakanhğı İl Müdürlüğü'nde ziraat teknısyenı olarak çalışan Mehdi Perinçek rahatsızlandı. Hemen il müdürlüğüne başvurarak tedavisi için bir sağlık kuruluşuna sevkini istedı. Başvurduğıı gün ısteğine yanıt geldi Müdür Dündar Özbay ımzasıyla gelen yazıda "Valilik makamının talimatlarıyla bu işlem yapılamamıştır" denilıyordu. Perinçek, şimdi "hasta hasta niye çalıştınlmak istendiğinin" yanıtını arıyor ve bulamıyor. Belkı Diyarbakır Valisi verebilir. Derdini anlatan derman bulamaz Ünlü İngiliz tıp dergisi "Lancef'te Turkiye'de işkence yapıldığı yolunda iddiaların yer alması, derginın bazı Türk doktorları tarafından mektup bombardımanına tutulmasına neden oldu. Lancet, son sayısında bu mektuplara ger ş yer verdi. Hacettepe Çocuk Hastanesi'nden Yavuz Renda, Kalbiye Yalaz, Haluk Topaloğlu, Merat Topçu ve Kıvılcım Gücüyener şöyle dediler: "İşkence bir suçtur. İşkenceyi kınıyoruz, ama her yerde vardır. Bizim Guney Amerika'dan İngiltere'ye uyuşturucu sokarken yakalanan biri işkence gördü diye şikayet etme hakkımız var mı? Kesinlikle yok. Amnesty Intemational da dahil olmak üzere hiçbir Batılıkuruluş ya da kişi Bulgaristan da işkence gören Türklere ilgi gostermiş midir? Siz asıl bu konuyla ilgilenin." Hacettepe Ünıversitesi Rektörü Yüksel Bozer ıse şöyle seslendi: "Türkiye'deki azınlıklar yurtdışındaki belli güçler tarafından desteklenmekte ve silahlandırılmaktadır. Bunlar yakalandığında yabancı basın hemen insan hakları ve işkenceyi gündeme getirmektedir. Bazı insan hakları kuruluşları suçlulan kurbanlarından daha çok savunur görünmektedirler." Gevher Nesibe Hastanesi'nden Atalay Şahin, Mehmet Tuncel, Zeki Soypaçacı, Sabit Şahin, Taner Tatlı, Süleyman Gökalp, Hasan Yılmaz, İlhan Demiryılmaz ve Fatma Uzun da başka bir noktaya değındıler: "Hiçbir ülke yasalara karşı gelmeyen vatandaşlarına işkence yapmar. Türkiye'den kaçanlar neden İngiltere'ye gidiyorlar da başka Avrupa ülkesine gitmiyorlar? Bizim düşüncemize göre onlar İngiltere'de yaşamak istiyorlar ve bunu sağlamak için yalan soylüyorlar. Londra'daki illegal örgütlerin desteklediği halkevi, bunların İngiltere'ye girmelerine yardımcı oluyor. Bizce Amnesty Intemational asıl Çin, Rusya, Kerkük ve Bulgaristan'daki Türklere yapılan işkencelerle ilgilenmelidir." THY Dumanlı uçuşlar Bülent Akarcalı'nın kısa süren Sağlık Bakanlığı'ndan mıras kalan "THY uçaktanndaki sigara yasağı" sona ereceğe benziyor. Zaten hosteslerin sigara yasağına alıştıkları da söylenemez. Nltekım tiryakiler dumansızlığa dayanırken hostesler "sigarasız" anons yapamıyor: "Sayın yolcular, uçuş güvenliğiniz açısından kalkış sırasında kemerlerinizi bağlamantz, kottuklannızı dik duruma getirmeniz, sigaralarınızı söndürmeniz..." Geçenlerde bir yolcu bu anonsu dınledikten sonra dayanamayıp hostese sordu: "Sigara içmek yasak olduğunâ göre yolculann sigaralarını söndürmelerini istemek garip değil mi?" Hostes gülümsemekle yetındı. Yasak kaldırılırsa, hostesler bu tür sorulara muhatap olmaktan kurtulacaklar. BİZ ECZACILAR Çağdtşı 1 Ağustos Genelgesı'nm yürurlulcten kaJdırılmasını, cezaevlerınde kafa ve beöence sağhklı yaşam koşullannın uşturulmasını, ınsanlıK onuruna yaraşır uygulamalann yürurluğe konmasını ıstiyoruz itm hayatını korumak ve mumkun crfduğunca uzatmak yalnız sağlık rrsleğı ile uğraşanların değil tüm ınsanlarn vazgeçılmez gorevı ıken ınlaşılmaz bir şekilde ıkı ınsanın olumjne neden olan Eskışehır Caevı'nden nakıl olayını yaratanlan kınıyor, sorumlular hakkmda yasal yollara gıöılmesıni ıstiyoruz ECZ. MEHMET OOMAÇ, ECZ. SEMİH GÜNGÖR, ECZ. CAN YTİŞEN, ECZ. HADİ TOMRUK, ECZ. SAİM İRTİŞ, ECZ. MUSTAFA TRUNÇ, ECZ. FİKRET GURSEL, ECZ. RAFET ŞAHİN, ECZ. NABİ AIUNAY, ECZ. ABDURRAHMAN AKALIN, ECZ. METİN BAYRAMİN, E(. SAİT YÜCEL, ECZ. ATALAY ERDOĞAN, ECZ. HASAN BARAK, E(. AONAN GÜNÜŞEN, ECZ. NEJAT VARDAR, ECZ. ULVİ ERGUN, 2Z. HAGOP KARTUN, ECZ. SERHAT BALKAN, ECZ. ASUMAN AVARER, ECZ. NECMİ KAYMAKÇI, ECZ. HASAN HÜSEYİN ÖZCAN, CZ. ÖMER ATAY, ECZ. CEM ADALI, ECZ. OLCAY DOMAC, ECZ. ^AR TOPALLIOĞLU, ECZ. NECLA BAL, ECZ. HAMİT ÖZÇEKİÇ, EZ. AB0ULKAOİR DEMİRÖZÜ, ECZ. BİLGE BESEN, ECZ. ENDER LIEBURGAZ, ECZ. BEYHAN AKBULUT, ECZ. LEVENT ALEMOAR, CZ. RIFAT GÜNEY, ECZ. AYLA SELEK, ECZ. ZEKERİYA KIZIL, ECZ. BİLGEHAN KESKİN, ECZ. ERTAN ÇİFTÇİ, ECZ. TEMEL « A N , ECZ. SERAP TURAN, ECZ. HAYRİYE UNLÜ, ECZ. OLCAY ZUN, ECZ. OĞUZ ATMACA, ECZ. HUSNÜ ŞIRİN, ECZ. FERDA GÇENER, ECZ. KÜRŞAT BAYKARA, ECZ. İSMET EROOÖAN, ECZ. <SAL UÇKUNKAYA, ECZ. KADRİ ASLANOOĞAN, ECZ. ZAFER M>LAN, ECZ. OSMAN DEMİRCİ, ECZ. İHSAN TURNALAR, ECZ. ÎELAL MERT, ECZ. FARUK GERGER, ECZ. NİHAL KIZIL, ECZ. BANU ERİŞ, ECZ. CELAL ÖZEL, ECZ. RUHSAR YILDIZ, ECZ. AHMET ÇİMER, ECZ. HALİL IBRAHİM YEŞIL, ECZ OSMAN 2ÇELİK, ECZ. NURAN CAKIROĞLÜ, ECZ. TURGAY KORKMAZ. KAMUOYUNA 1 Ağustos Genelgesi'nin uygulanması sonucundayiğitçe direnerek yaşamlarmı yitiren MEHMET YALÇINKAYA ve HÜSEYİN HÜSNÜ EROĞLU'nun ölümlerinı saygıyla anıyor, tüm cezaevlerindeki dırenenlerin yanında olduğumuzu belırtıyoruz. Yaşamak direnmektir. İnsanlıkonuru işkenceyi yenecektır. BİSMİL'DEN BİR GRUP DEVRİMCİ VE YURTSEVER KUDBETTİN YILDIZ, M. EMİN AKTAR, MEHMET ÜLGEN, MURAT ARSLAN, CEVDET DOĞRU, M. ALİ GÜZEY, NURİ YALÇIN, ALİ ŞİMŞEK, MEHMET AYAZ, FERİT MAT, ALİ CAN MAT, BAKI İLHAN, ALİ AVŞAR, NESİH DOĞAN, MÜMTAZ ÇERÇEL, BAHRİ DURMUŞ, VECİHİ KARAARSLAN, MEDENİ DAĞ, ŞAHİN AKYOL, A. AZİZ ARSLAN, A. SAMET AVŞAR, FERMAN AKTAR, NAMIK KEMAL AVŞAR, EDİP AVŞAR, İLHAN AVŞAR, SÜLEYMAN SARIGÜL, YEMLİHAN ÇERÇEL, ZAFER BAYKAL, ÇİHAT ARTUG, ABDULLAH TEKİN, MURAT ZORLUOĞLU, NURETTIN YILDIZ, ŞEYHMUZ KAYA, OSMAN BAKIR, NECDET TEKİN, MUZAFFER TEKİN, AYDIN AYDIN, NECMİ TEKİN, FETTAH ARGÜL, RAMAZAN ÖZMEN, MAZLUM DOĞU, SALMAN KARABULUT, ŞİLAN AVŞAR, ŞEYHMUZ YAŞAR, MUSTAFA CEYLAN, KÜBRA BAKIR HALKIMIZA Cezaevlerinde uygulanmakta olan 1 Ağustos Genelgesi kan dökülmesine neden oldu. Hiçbir yasal dayanağı olmayan uygulamanın bir an önce kaldırılması gerekmektedir. Insanları ezen, ölümlere neden olan uygulamanın sorumlularının görevlerinden alınıp adli makamlar önünde hesap vermesi gerekmektedir. Halkımızı bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. HALKIMIZA Cezaevlerine kapatılan tutuklu ve hükümiülere yapılan insanlık dışı uygulamaları, bu uygulamalara karşı sorumsuzduyarsız kalıp insanların ölümüne neden olan yöneticileri şiddetle kınıyoruz. Çağdaş hukuk devlet i, insanlık onuru ile bağdaşmayan "1 Ağustos Genelgesi"nin geri çekilmesi düşüncesini, tüm demokrat kişi ve kuruluşlarla paylaşıyoruz. Cezaevlerinde insanlık onuruna yaraşır uygulamalann yürürlüğe konulmasını istiyoruz. DR. A. SELAM YÜKSEL (DMS) TABİPLERİ ODASI BAŞKANI, AV. YÜCEL ÖNEN D.BAKIR BÖLGE BAROSU BAŞKANI, M. SUAT EZBER İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODAŞI, D.BAKIR ŞUBE BAŞKANI KUTBETTİN ARZU, YUSUF KEMAL IŞIK ELEKTRİK MÜH. ODASI D.BAKIR BÖLGE TEM. BAŞKANI SHP DENİZLİ İL ÖRGÜTÜ, ACIPAYAM, ÇAMELİ, SERİNHİSAR, TAVAS, KALE, ÇARDAK, HONAZ, ÇİVRİL, ÇAL, BEKİLLİ, SARAYKÖY, BULDAN, GÜNEY, BABADAĞ VE MERKEZ İLÇE ÖRGÜTLERİ ADINA İL BAŞKANI AHMET ŞİMŞEK