23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS 1989 PAZAR KONUĞU CUMHURÎYET/13 Islam Devrimi'nin hedefi Türkiye 1979 yılında Islam Devrimi ve Şah'ın devrilmesiyle bir anda dünyanın ilgi odağı haline geliveren İran, son 10 yıldır bu konumunu koruyor. Amir Tahiri, devrim öncesi İranı'nın önemli gazetecilerinden biriydi. Devrim sonrası İran dışına çıkan Tahiri'nin ülkesine olan ilgisi yoğun biçimde devam ediyor. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) yürütme kurulu üyeliğinin yanı sıra Batı'nın önde gelen birçok gazetesiyle çalışan Tahiri ile Paris muhabirimiz Sabetay Varol, İran'ın dini lideri Ayetullah Humeyni'nin ölümünden sonra İran'da muhtemel gelişmeleri konuştu. iran uzmanı gazeteci Amir Tahiri: PAZAR KONUĞU SÖYLEŞİ SABETAY VAROL iHumeyni'nin ölümünden sonra tran'ı bekleyen tehlikeler hangileri? Humeyni sonrası yöneticiler tran 'ın birliğini sağlayabilecekler mi? İran'da yeni bir durum var. Bir olasılık İran'ın normalleşmesi... Ancak çeşitli tehlikeler de yok değil. Bunlardan bir tanesi, tıpkı eski Çin'deki savaş ağaları gibi, dinsel etkinlik sahibi yerel mollaların özerkliklerini güçlendirmesi. Bölgelerde çok etkili ve merkezi hükümetin aldığı kararları uygulamasına engel olacak güçte mollalar var. örneğin Ayetullah Abbas Vayes Tabasi, kutsal Meşhed şehrinde o kadar güçlü ki son zamanlarda başbakan Meşhet şehrine gitmek istediğinde engel oldu. "Hayır, buraya grimeye hakkınız yok. Gelirseniz sizi tutuklanm" şeklinde haber yolladı. Başbakan da Meşhed'e gitmekten vaz geçti. Hazar Denizi kıyısındaki Gılan bölgesinde Ayelullah Ihsan Bahşi, geçen yıl ticaret bakanını tutuklattı. Ancak bakanın, pirinç flyatını serbest bırakmasından sonra kendisini serbest bıraktı. Basına yansıyanlar sadece Tahran'da olanlar. Taşradaki molla, icabında "ne haliniz varsa göriin...." deme şansma sahiptir. ttK^KMTahran'da ve tran'ın taşra vilayetlerinde çok sayıda silahlı milisin varlığı da benzer bir tehlike arzetmiyor mu? İran'da 80 bin molia var. Bunlann 34 bini etkili durumda ve her birinin kendine göre silahlı milislari var. 80 bin din adamının hepsi bu işlerin içinde değil. Tahran'da 730 bin silahlı kişinin olduğu tahmin ediliyor. Karizmatik bir liderin yokluğunda bunlan kim kontrol edecek, kim silahsızlandıracak. Humeyni'nin yokluğunda bütün bunlar çok güç. Diğer bir tehlike de şu: Humeyni'nin ölümüyle herkes kuvvetli adam oldu. îktidar odaklan sağa sola saçıldı, herkes eskiye oranla kendini daha güçlü görüyor. Sanayi işçileri gibi, kendini stratejik planda iyi bir noktada gören tabakalar bir anda çok büyük önem kazanıyor. Zaten yakın zamanda "Peronist" türde grevler düzenlediler. Yani Marksist anlamda değil, sadece kendi ekonomik çıkarlarını sağlamak için grevlere neden oldular. Rafınerilerde, doğal gaz tesislerinde yakın zamanda grevler gerçekleşti. Bu özgün koşullarda, özellikle Şah zamanında da güçlü bir örgütlenmeye sahip sanayi işçileri yeniden orgütlenebilir. cisi sayılıyordu. Sonra Salman Rüşdü olayı patlak verince, yeterli sertlikıe bulunmadığı gerekçesiyle saf dışı edildi. Kim hangi çizgiyi temsil ediyor? Bunu irk yazan bir Batılı gazeteci oldu. Muntezari sertlik yanlısı diye... Basın bunu sahiplendi ve öyle kaldı. Readers Digest'te "İslamcı Terorizm" diye uzun bir yazı yayımlanmıştı. Hangi nedenle soylediği bir türlü anlaşılmadı, ama devrim muhafızlarının lideri olarak Muntezari gösterildi. Munıezari, devrimci olmayan geleneksel bir motladır. "Bazar"ın ve orta smıfların müttefiki bir molla. Dünyadaki tüm Müslüman din adamları gibi, devlet işlerinin ruhani şefler tarafından yürütülmesi gerektiğine ınanır. Teoride din ve devlet işlerinin ayrılması diye bir şey yoktur. Bazı büyük mollalar, devlet işlerinin politikacılara bırakılmasını savunuyor. Ancak müdahale etmemeyi savunuyor değiller. Ayrıntısına girmek istemiyorum, ama 1960'h yıllarda Şii hiyerarşisi, "şehitlik" tanımı konusunda şiddetli görüş ayrılıkları yüzünden bölünmüştü. Üçuncü İmam Hüseyin, şehit olacağını bilerek mi şehit düştü, yani şehit olmak üzere Allah tarafından mı seçildi? Yoksa rastlantı sonucu mu şehit düştü? Muntezari bu tartışmada ikinci göruşü savunan hizbe mensuptu. Mehdi Haşemi bu tartışmada karşı ekipte yer aldı ve Ayetullah Şemsibali'yi katlettirdi. WKKK^MTeolojik konularda ayrı görüşte olmaları farklı bir şey. Ancak Mehdi Haşemi'nin kardeşi Muntezari'nin damadı idi. Bu hiçbir şey demek değil. Örneğin Muntezari halen Kum kentinde Humeyni'ye ait bir evde oturuyor. Humeyni'ye kira ödüyor. Bu demek değil ki Kum'da ders vermeye başladı. Imaınlık gelirleri kendisine ödeniyor. Mollalar arasında çok sayıda taraftarı olduğuna şüphe yok. Zaten hiyerarşide belli bir yeri var. Muntezari'nin sorunu şu: Mollaların politikacı olarak müdahale etmesıne taraftar değil. Politik yaşama müdahale ederse kendi gorüşleriyle çelişecek. Müdahale etmezse, diğerlerinin müdahalesini engelleme anlamında müdahale etmiş oluyor demektir. Din adamlarına karşı, laik bir hareket olduğu takdirde, "Falancayı destekleyin, iyi bir yurtseverdir" şeklinde müdahale edebilecektir. Şimdiye kadar mollalar ortalıkta gözüküyordu. Sivil Biliyorsunuz Türkiye'de üç tip dinci akım var. Birincisi geleneksel sufı tarikatlar. Nakşibendilik, Nematullahilik, Bektaşilik vs... Bunlar her yerde temsil ediliyorlar. 78 bakanlığa kadar sahip olabiliyorlar. Fikirlerini yaymak için hükümetteki pozisyonlarından yararlanıyorlar. Diğer bir tür dinci akım'Casuslar Yuvası" kitabınızda, trangate lar Suudi Arabistan'a bağlı olanlar. Vahabilik vs. skandalına konu olan silah trafiğine Libya ile iş yaMüslüman Kardeşler'le karışık olarak... Bunlar bipan büyük bir Türk müteahhit firmasmın yardımcı rinci gruptan bağımsız, bazen aralannda husumet olduğunu yazdımz. Bu işadamının kimliğini verede var. Üçüncu tür dinci akım Humeyni tipi akım. bilir misiniz? Bu akımın içinde Türkiye'deki geleneksel devrimci soldan gelme çok sayıda ele'man var. Hayli gelişmiş Şahıs adı vermek ve İrangate'e bulaştırmak istebir kent olan tstanbul'da bir kahraman gibi kabul miyorum. Zaten İrangate'e değil, silah satışına kagördüm. Iranlı olduğum için her seferinde beni Hutılmalan söz konusu. Özellikle askeri malzeme ve meynici sandılar ve çok mutlu oldular. Humeyni onsilahların taşınması ve Türkiye'den geçişleri esnaların izlemek istedikleri örnek değil, ama bu olaysında... İki şahsiyetin adları geçiyor. Ben ad vermek dan ilham aldıklan gözleniyor. Bana söylenen "Huıstemem, ama siz tahmin edebilirsiniz. meyni basanlı olamadıysa bunun Amerika'nın kendisine karşı çıkmasından kaynaklandığı", "Bunun dünyadaki ilk tslam devrimi olduğu", "TürHumeyni'nin ölümünü izleyen günlerde kiye'deki Islam devriminin daha iyi olacagı, Humeytran 'da bulunan Türk gazeteci/er, hoş olmayan davni'nin hatalarının duzeltileceği" Bence önemleranışlara muhatap oldular ve kısa stirede Tahran 'dan aynlmak zorunda bırakıldılar. Türk büyükelrini küçümsememek lazım. Humeyni tipi başörtüçiliğisaldırıya uğradı. Cumhuru İslami Gazetesi'n sünün takılmasını teşvik ediyorlar. Bu başörtüsünün Islamla ilgisi yoktur. Sakallı insan sayısı gidede yayımlanan bir yazı üzerine... rek artıyor. Kuran kursları ve camilerdeki insan sayısı durmadan çoğalıyor. Sayın Ali Hamaney'in kurucusu olduğu gazete. Hamaney bu günlük gazetenin başyazarı. B l ^ m Köyden kente göçle dinsel yaşam biçimi • § • • Bize nakledilen tran 'ndaki en asırı İslam yaygmlık kazanıyor... cı yayın organlarından biri olduğu şeklinde... Böyle bir şey yok. En aşın olduğu doğru değil. ^ ^ • ^ B tran 'dan gelen basın mensubu arkadaşlarımızdan aldığımız bılgilere göre Tahran 'da Türk aleyhtarı bir atmosfer hüküm sürüyor. Bunu nasıl izah ediyorsunuz? Birkaç aydır bu atmosfer mevcut. İran'daki "yeni" yöneticilerin Türkiye ile ilişkileri düzeltmelerine engel olmak isteyen sahıslardan gelen bir provokasyona benziyor. IA li Hamaney 'in gazetesinin ilk yazılı saldırıları yaptığı duşünülürse... Hamaney, söz konusu günlük gazetenin kurucusu vebaşyazan, ama gazeteyi kontrol etmiyor. Her gün gazetenin bürosunda çalışmıyor. Başyazıda Türklere saldırmak gerektiğini yazmadı. Türkiye laikliğin merkezi. Avrupa Topluluğu'na girmesi söz konusu. Türkiye'nin Avrupalılığı hiçbir za'man kabul edilmedi ve Türkiye'nin Islamın bağnna dönmesi gerektiği düşünülüyor. Bence bu söylediğiniz büyük bir yanlışlık sevgili dostum. tstanbul'da görduğüm sakallı ya da başı örtülü insanlar, köylüler değil, kentli ve çoğunluğu öğrenci ya da entelektüel kimseler. Bence İran'a benzeyen aydınlann İslamizmden söz etmeye başlaması. Tehlikeli olan da bu... Lenin adına kitleleri harekete geçiremeyince aynı şey bu kez îslam adına yapılmak isteniyor. Ayrıca soldan gelerek tslamcı olan insanları tamamen rastlantı sonucu gördüm. Cezayir'den sonra Türkiye'nin de bu akımın güçlendiği ulkelerden biri olduğu duygusuna kapıldım. Ben islam ülkelerinde çok dolaşıyorum. Örneğin Mısır'da son zamanlarda etkisini kaybediyor. Yakın zamanda gittiğim Endonezya'da dinsel akımda güçlenme saptadım. Ülkeden ülkeye değişiyor. Türkiye'deki ekonomik kriz, hükümetin hukuksal konumunda gorülen zayıflık, Turgut Özal'ın şu an için temsil yeteneğinin azlığı, merkezi otorite eksikliği, KemaUstlerin geri çekilmesi ve güçlerini yeterli sağlamlıkta ortaya atmamaları ve dincilerle uzlaşma yolları araması gibi nedenler bu akımları cesaretlendiriyor. Bir ideoloji boşluğu var. Türkiye'de Batılı ideolojiler iflas halinde. İnsanlara komunist olmalannı söylemeniz çok güç. Liberal olmalarıru söylemeniz de çok güç. Ortada bir boşluk var. Bu adam gisel evrim teorisi Batıcı bir yaklaşımdır. Neden Sümer medeniyeti artık yok. Neden Pers İmparatorluğu mevcut değil. Değişim demek gelişme demek değildir. 196970 yıllarında bu tartışmaları gazete yazılannda yayımladım. Anlamadıklan ikinci nokta, İran'da demokrat Lişilerin olmayışı idi. Ben demokratım, çünkü tüm eğitimimi İngiltere'de yaptım. İngiltere'yeon iki yaşımdageldim. Başkalan İran'da sosyalist olduklarını söylüyorlardı. Cadillac'ta dolaşıyorlardı. Başkalan serbest pazarı savunup tüm ekonomiyi tekel altına almak istiyordu. Şah Batı yanlısı olduğunu söylüyordu: Ancak İran ekonomisi Macar ya da Polonya ekonomisinden çok daha devletçiydi. Devlet kemaııcıların, dansörlerin paralarını ödüyordu. Bariton ses sanatçısı hiyerarşide örneğin on numaraya sahipti. Kitap, videokaset gibi şeyler yayımlıyorlar. Dev bir sanayi. Türkiye'deki dostlarımın adını bile duymadığı bir yazar 3040 bin adet satıyormuş. Hasan Çemal'e sordum: "Bu adamları tanıyor musun?" Adlarını bile duymamış. H H ^ ^ H Birçoğu Türkiye'deki geleneksel Sünni tarikatların yayınları. Sizce bu tarikatlarla tran 'daki rejim arasında bir alışveriş olabilir mi? Humeyni Türkiye'deki tslamcılar için izlenecek örnek haline gelebilir mi? Amir Tahiri, sürgünde yaşayan en ünlü tranlı gazetecilerden biri. Kayhan Cazetesi'nin eski genel yayın müdürü olan Tahiri, "London School of Economics" mezunu. Batılı anlamda İran 'ın yetiştirdiği bir aydın. öğrenimini tamamladıktan sonra İran 'a dönen Tahiri, 1968 ile 73 yılları arasında International Herald Tribune'un temsilcisi olarak çalıştı. 1973'te Kayhan Gazetesi 'nin genel müdürü olan Tahiri, 1979 yılının temmuz ayına kadar bu görevde kaldı. Şah'ın devrilmesinden altı ay sonra Kayhan Gazelesi'nden kovulan Amir Tahiri, aynı yılın eylül ayında tran dışına çıktı. Avrupa'da ve özellikle Fransa'da yerleşerek, Herald Tribune ve Sunday Times gazetelerine yavlar yazdı. 1987 yılına kadar Jeune Afrigue dergisi yayın müdürü olan tranlı gazeteci, Batı kamuoyunda göruşlerine sık sık başvurulan ülkesi ve Ayetullah Humeyni rejimini ele alan çok sayıda eserin de yazan. Humeyni'nin biyografisini, "Spiriı of Allah" adt altında yayımlayan Tahiri'nin son kitabı "Casuslar Yuvası." Tahiri bu arada Hizbullah örgütü'nü konu alan "Kutsal Terör" adlı diğer bir kitabını da lngilizce ve Fransızca yayımladı. WK^^Rejim bu tür grevteff basttrmakttzerehangigücu üzerİerine göndereb'dir? örneğin Pasdaranlar îşçilerin grevini bastırmaya gönderilebilir mi? Pasdaran, yani devrim muhafızları beş ayrı komutanhk altında örgütlenmiş durumda. Aralarında irtibat kurmaya bile haklan yok. Orduyu göndermezler. Polisin sadakatine güvenilmediği için polis gönderemezler. Humeyni sağ olduğu sürece, devrim muhaftzlannı işçinin üzerine gönderse sorun olmazdı. Devrim muhafızJarının komutanı bir şey yapamaz. Ayetullah Nuri'nin sekreteri durumunda. Ayetullah Nuri'nin kendisi, Pasdaran nezdinde Humeyni'nin temsilcisi idi. Humeyni ölünce Ayetullah Nuri lcimin temsilcisi? Sanınm, baskı güçleri az çok nötralize olmuş durumda. Humeyni'nin otoritesi altında işçilerin üzerine ateş açılabilirdi. Ya şimdi kimin otoritesi altında ateş emri verilecek? Tabii, bütün bunlar bugünden yarına olmayacak. Ancak ortada bir süreç söz konusudur. Önümüzdeki günlerde önemli bir olay cereyan edecek demek istemiyorum, ama yeni bir durumla karşı karşıyayız. IKKBMtran'da aydınların tavrı nedir? indar iranlıların çoğu politikaya bulaşmayan büyük ayetullahları izliyor. Bunlardan birincisi, Irak'ta Necefte oturur, Abdülkasım Müsavi Huyi. Sonra Kum'daki iki ayetullah gelir, Marasi Necefi iki, Gulpayagani dört numaradır. Humeyni üç numaraydı. Dindar İranhlar, bu şahıslann fikrini alır. lar boşluğu doldurmaya çalışıyor. Bunlar dinamik insanlar. İran 'da normalleşmeye engel olmak isteyenler mi Türkiye'deki akımları canlı tutmak istiyor sizce? Elbette. Nasıl ki 1930'lu yıllarda tek ülkede sosyalizm tartışması vardı. Şimdi tek ülkede İslamizm tartışması var. İran'da sürekli devrimi savunanlar var. Humeyni bunlardan biri idi. Humeyni samimi olarak, devrimi ihraç için iran'ın çıkarlarını kurban etmeye hazırdı. Yani bir anlamda enternasyonalistti. lrak devrim cephesine kaymadı. Afganistan'da İran yanlısı örgütler, mücahitler arasında tecrit olmuş durumda. Ne Necibullah ne de direnme tarafında. Yani hiçbir yerde değiller. Pakistan'da Benazir Butto başbakan oldu. Bu koşullarda Müslüman Sovyet cumhuriyetleri ve Türkiye kalıyor. Geçen yıl birkaç kez bu cumhuriyetlere gittim. Ancak açıkça bunlara yonelmeleri kolay değil. Zira Sovyetler Birliği'ne ihtiyaçları var. Silah satın almak için vs... Guney'de kört'ez ülkelerine cesaret edemiyorlar. Çünkü daha fazla petrol üreterek İran ekonomisini yıkıma uğratabilirler. Petrol fiyatını varili 5 dolara düşurebilirler. Bu durumda ortada bir Türkiye kalıyor. Türkiye devrim ihracı için uygun bir alan görünümünde. İ ^ H H B tran dışında yaşayan sürgiindeki ımıhalif grupların dıırumu ve guçleri nedir? İki önemli muhalefet hareketi mevcut. Birincisi Halkın Mücahitleri. Ancak Irak'Ia olan işbirlikleri nedeniyle son olarak siyasal faaliyetlerini durdurduklannı açıklamış bulunuyorlar. lrak böylesi bir talepte bulununca faaliyetlerini durdurduklarını ilan ettiler. Radyo ve TV yaymlarını, gazetelerini kapattılar. lrak hükümeti isteğinde ısrar ettiği sürece kapalı kalacaklar. 20 haziran taıihinde Paris ve Londra gibi kenilerde gösteri öngörmuşlerdi. Bunlar da iptal edildi. Yani boylesi tayin edicı bir anda oyun dışı kaldılar. Bunun karşılığında İran, lrak rejimi karşıtlarını sınır dışı etti. Bunlar Suriye'ye gitti. Sizin PKK da aynı şekilde Şam'a nakloldu. • I ^ H İ Diğer ımıhalif akım hangisi? Monarşistler... Ancak onlar örgüllü değiller. Mücahitler böylesi kritik bir anda oyundışı kaldı. Monarşistlcr çok parça »e örgütlü değil. Yoneticileri kim, lidorleri kim, belli değil... •Hi^|$a/ı//r oğlu liderleri değil mi? E\et, ama bazen ortada gözükü>or. Bazen yok oluyor. Saklı imam gibi... Krallığı da belirsizlik içeriyor. Juan Carlos gibi meşruti bir kıral olmak istiyor. Bö\leolunca siyasi paıti lideri olamaz. Bir hareket lideri mi, değil mi, belli değil. Mücadele alanında hazır değil. Aydınlann gücü yok, çünkü itibarları çok alt seviyede. Birçoğu demokrasi gelecek umuduyla şaha karşı Humeyni'yi destekledi. Hiçbir din adamı demokrasi getiremez. Papa da getiremez. Entelektüeller şu anda önemli bir rol oynayamaz. Ayrıca ekonomik temelleri de ortadan kalkmış bulunuyor. Kitaplarını satamıyorlar. Gazetelere hâkim değiller, üniversiteleri kontrol etmiyorlar. Entelektüel altyapının yeniden fethedilmesi gerekiyor. Şu anda her şey çok açık. Geleneksel, devrimci olmayan mollalar çok büyük bir önem kazanıyor. 'Bazar' büyük önem kazanıyor. Ordu önem kazamyor. Para ve işletmecilik zihniyetini getirebilecek orta sınıflar onem taşıyor. I Siyasi olarak hiçbir parti taraftndan temÎ/V edilmiyorlar değil mi? Mehdi Bazergân bu smıfların temsilcisi. Şimdilik fazla bir hareket marjı yok, ama eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerinde adaylarını göstermesi halinde, kim engel olabilir ki? Humeyni yokken engel olabiliyordu. Şimdi durum eskisine oranla daha normal. Yani dev yok, ama cüceler ortada. tttifak, uzlaşma, karşı ittifak gibi çözümlere başvurma mecburiyeti ile karşı karşıyalar. 1920'lerden beri ilk kez, Rıza Şah gibi, Musaddık gibi, Muhammet Rıza Şah gibi, Humeyni gibi siyasi yaşama hukmeden devler ortada olmadığına göre sıradan politika yapılma zorunluğu var. İ^BHHİ/1// Hamaney ya da Rafsancani, boşluğu dolduracak yapıda değil mi demek istiyorsunuz? Kesinlikle hayır. Karizmaları da yok, kişisel kitle tabanları da yok. Herkes gibi birer politikacıdan başka bir şey değiller. Rafsancani, sıradan politikanın kuralları içinde hayli becerikli bir politikacı. Sizde askerlerden sonraki Turgut Özal gibi. Ama kitlesel tabanı nerede? Kitle tabanı icat edilmez, ya orta sınıflardır ya işçi ve köylülerdir ya ordudur, ya geleneksel mollalardır, Rafsancani bunlardan hangisini temsil ediyor. Boşlukta geçici olarak bu tabanlardan birini temsil edebilir. Bu güçler gerçektemsilcüerine kavuşmadıkları sürece... ^IBIHİPeA;/ Rafsancani Hamaney gibi yöneticilerin egemen olacaklan söylenebilir mi? Olayları basite indirgememek lazım. Bunlann hepsi ihtilalci kimselerdir. Eğer Tüıkiye'yi fethedebilseler ederlerdi. Ama yapamıyorlar. Bu insanlar kendi tercihleri yüzünden değil, zorunluluk karşısında "ılımlı" olmak durumundalar. ÎMuntezari, sertlik yanlısı çizginin temsil Udet boşliHju var Amir Tahiri. Türkiye'deki İslami tehlike için şöyle konuşuyor: "Tür kiye'de bir lider boşluğu var. Savaş bitince İran açısından Turkiye'nm stratejik önemi azal ler de politik hayatta rol oynarsa, sadece Muntezari değil, diğer buyük ayetullahlar da fikirlerini vermek suretiyle günlük hayatta etkili olabilirler. ^Kt^^MŞimdiye kadar adları fazla duyulmayan yüksek seviyede din adamlarından söz ediyordunuz? İran'daki sorun şöyle: Dindar İranlıların çoğu politikaya bulaşmayan buyük ayetullahları izliyor. Bunlann birincisi Irak'ta Necefte oturur. Abdulkasım Musavi Huyi. Sonra Kum'daki iki ayetullah dı. Türkiye'yi, kendilerine devrimi geliştirmek için hedef seçtiler ' (Fotoğraf: Necdet Makipoğlu Elçiliğe saldın kendiliğinden bir olay değil her halde... Elbette Hizbullah tarafından organize edildi. Düşüncem, Hizbullah'ın sorun yaraımak isteyeceği şeklinde. Çünkü bu adamlar koşulların normalleşmesini istemiyor. İran'daki birçok çevre Türkiye'de yoğun faaliyet yürütüyor. Çok para harcıyorlar ve Türkiye'ye mollalar yolladılar. Son zamanlarda Türk otoriteleri, bu faaliyetler karşısında kaygılanmaya başladı. Bazı karşı önlemler alındı. Ancak İsm dım. Şimdi siyasal planda herkes eşit düzeyde. Rafsancani bir şey derse, ben onunla eşit düzeydeyim. İran'da Humeyni'nin ölümüyle biriikte gerçekleşen büyük değişikliğin özu budur. ^H^^HOrra sınıflar neden Humeyni'nin Islam devrimine başlangıçta katıldılar? Ellerindeki ekonomik gücu siyasal güce tahvil ctmek istiyorlardı. Örneğin ben İran'ın en buyuk gazetesinin patronuydum. Ama şah, istediği anda beni tutuklatabilir ya da dışarı atabilirdi. Büyük bir gazetenin sosyal ve ekonomik gücüne sahiptim, ama politik nüfuzuna sahip değildim. Pozisyonumun bana verdiği siyasal güce de sahip olmak istiyordunı. 300 milyon dolan olan birisi 300 milyon dolarlık siyasal nufuz sahibi olmak istiyordu. İkinci devrimci güç sol idi. Bunlar proletarya diktatorlüğünu kurmak istiyordu. Üçüncu güç Humeyniciler, yani mollalardı. Tabii üçü arasında bir kanşıklık vardı. Ancak 1978'de devrimi yapan mollalardı. Orta sınıflar, devrimin "halkla ilişkiler" görevini gerçekleştirdi. Çünku yabancı dil konuşuyorlardı. Yabancı tletîşim organlanyla onlar muhatap oldu. Devrime liberal bir dış gorunuş verdiler. Bazergân, Beni Sadr, Kuibzade, Yazdi gibi kişiler. Komunist ve goşistler, halk fedayileri vb. onların görevi, ordunun üslerine silahlı saldınlar düzcnlemek, silah bulmak, yoneticileri oldürmek gibi işleroldu. Ancak hâkim guc mollalardı. I Sizin tavrınız ne oldu? Ben bastan beri mollaların devrimine kary oldum. Tehlikeyi açıkça göruyordum. Maalesef birçokları, Bayan Danişment gibi, Ali Şeriati gibi, nıollaları desteklediler. Şeriati ile saatler vc saatler boyunca tartıştım. Bu tartışmaların ikisi gazetcmin ıııcrkezinde yer aldı. Çok basit bir şeyi anlamıyordu. Birincisi, dcğişiklik mutlaka iyi olacak diye bir kural yoklur. Kolu yondc değiiiklikkr de olabilir. Çiz umeyni'nin ölümünden sonra Türk elçiliğine saldırı Hizbullah tarafından organize edildi. Bu adamlar, koşullar normalleşsin istemiyor. İran'daki birçok çevre Türkiye'de yoğun faaliyet gösteriyor, para harcıyor ve Türkiye'ye mollalar yolluyor. gelir. Marasi Necefi iki numaradır. Gnlpayagani dört numaradır. Humeyni üç numara idi. Daha sonra, Meşhet'tcki Ayetullah Tabatabai Kurai gelir. Sonra Ayetullah Şehmahmut Hocatiılislara Kumi gelir. Halen Paris'te yasıyor. Yani, dindar İranhlar bu şahıslann fikrini alır. Politika tabii başka bir şey. İlginç olan, Humeyni her iki alanda da at oynatıyordu. Humeyni Hizbullah'ın siyasal şefi, aynı zamanda dindar bir ağırlığı olan bir şahıstı. Örneğin ben siyasal planda Humeyni'nin siyasal muhalili idim. Ama teoloji planında kendisine karşı çıkamaz H, ran'da 80 bin molla var. Bunlann 34 bini etkili durumda ve her birinin kendine göre silahlı adamları var. Tahran'da 750 bin silahlı kişinin olduğu tahmin ediliyor. Humeyni gibi karizmatik bir liderin yokluğunda bunları kim kontrol edecek? lamcı çevrelerin Türkiye'deki faaliyetleri sürüyor. On gün kadar önce İslanbul'da idim. Her laıat'ı dolaşmaya çalıştım. "Faizsizbankalar"ı gorduın. Yalnız basına kadın kabul etmeycn lokantalar var. Bu tür lokantalar her zaıııan vardı... Son zamanlarda çok buyük artış gözlemledim. 1960yılından beri İslanbul'u biliyorum. Geven yılın mayıs ayında İstanbul'daydım. İslamcı yayınc\lerinin bir sergisini görmeye gitlinı. 110 yayıııevi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle