14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 1989 CUMHURtYET/15 Zehirli yosunlar İtalya'nın Adrıyatık kıyılarınm zehirli yosunlarla kaplanarak insan sağlığı ıçin ciddı bir tehlike oluşturmaya başladığının ortaya çıkmasından sonra İtalyan yeşilleri harekete geçtiler. Yeşiller Partisi'nin bir üyesi, Roma'daki meclis önünde yaptığı gösteride, zehirli yosunlarla kaplanmış Adriyatik denizi suyuyla dolu bir varilin kapağını açarak meraklılara gösteriyor. (AP) YURTKUR başvuruları T ANKARA (ANKA) 1989 1990 öğretim yılında Yüksek öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nca (YURTKUR) bağlı öğrenci yurtlarında kalmak isteyenlerin başvurulan dün başladı. Başvurular 1 eylül tarihine kadar devam edecek. 29 eylülde açılacak öğrenci yurtlannda bu tarihten itibaren kesin kayıt işlemlerine başlanacak. Bu tarihten itibaren 10 gün içinde kesin kayıt için yurtlara basvurmayan öğrenciler haklannı kaybedecekler. YURTKUR Genel Müdürü Osman Nuri Filiz'in verdiği bilgiye göre, bu yıl öğrenci yurtlarında 35 bine yakın öğrenci kalacak. Yurtlara başvurmak isteyen öğrenciler, YURTKUR bölge ve yurt rnüdürlüklerinden başvuru formlarını alacak ve dolduracaklar. B.Almanya'da dövizli öğrencilik ANKARA (ANKA) 1989 1990 öğretim yılında kendi paralanyla Almanya'da dövizli öğrenci olarak öğrenim yapma hakkından, ÖSY'de ilk 25 binin içine giren öğrenciler yararlanabilecek. Ancak bu gruba giren öğrencilerden isteyenlere döviz tahsis edilebilecek. Batı Almanya'da güzel sanatlar, müzik, spor dallarının birinde öğrenim yapmak isteyen lise ve dengi meslek okulu mezunlarının başvurulan sürüyor. Bu öğrenciler MEB Yüksek öğretim Dairesi Başkanhğı'na 30 Nisan 1990 tarihine kadar başvurabilecekler. Ancak bu adaylann 1989 ÖSS sınavı ile özel yetenek sınavını kazandıklarını belgelemeleri gerekiyor Çevreyi gözetliyor Hollanda'nın başkenti Amsterdam'daki kullanılmış eşya satan bir dükkânın sahibi olan Johannes Sommers'ın en büyük yardımcısı çok sevdiği köpeğı Peter. Peter, bir an olsun yalntz bırakmadiğı Sommers'e, güneşii bir pazar sabahı gazetesini okurken dayanak oluyor aynı zamanda da çevreyi gözetliyor. (Fotoğraf: AP) Amerikalı ünlü komedyen Jerry Lewis, bugün Barcelona'da sergileyeceği gösteri hakkında düzenlediği basın toplantısında, kullandığı bardağı birdenbire ağzına sokarak gazetecileri şaşırttı. (Fotoğraf: Reuter) 1 llginç gösteri, HABERLERİN DEVAMI Grev 'Süahlanma 9 tehUkeii ve riskli Tepkiler ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Ateşli Silahlar Yasası'nda yapılacak değişiklikle silah taşıma ve bulundurmanın genişletilmesi, dünyada bilinen bütun markalardan silahların Tiırkiye'ye girişine olanak sağranması, "iilke gerçeklerinden uzak, çok tehlikeli ve riskli bir iş" olarak değerlendirildi. tçişleri eski bakanlarından Faruk Sükan, ülkede asayiş ve huzurun sağlanması görevinin de\lete ait olduğunu belirterek, özünde silahlanmayı içeren bu uygulama ile herkesin kendi hakkını kendisinin araması durumuna düşürülmemesini istedi. Uygulamasına önümüzdeki günlerde başlanacak ithal silah kullanımı ile İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanarak Başbakanlığa sunulan Ateşli Silahlar Yasası'nda silah taşıma ve bulundurma yetkisine sahip kişilerin kapsamının genişletilmesine ilişkin yasa tasansı konusunda Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan eski tçişleri Bakanlarından Faruk Sükan, "Ben buna taraftar değilim. Bu konudaki denetimin fevkalade zor olacağı göriişündeyim. Bunun sonucunda da eski terörisl gruplar ve anarşi heveslilerinin bir çok kanun dışı ola\ı rahatlıkla yapabileceği ve bunların kontrolünün de son derece zor olacağı düşüncesindeyinı" dedi. Türkiye'de devietin asli görevinin huzur ve asayişi sağlamak olduğunu, bunda da devlet otoritesinin esas olduğunu kaydeden Sükan, "Onun için devlet otoritesi ve kanun hâkimiyeti. devietin silahlı gücü olan polis ve jandarma tarafından saglanır. Herkes kendi hakkını kendi aramak durumuna düşüriilmemelidir" dedi. Sükan, bu durumun çok tehlikeli sonuçlara yol açacağını da belirterek "Kötü niyetliler. huzursuzluk yaratmak isteyenler, çok yönlii bir şekilde silahlanırlar. Bu da çok tehlikeli ve riskli bir iş" diye konuştu. Haber Merkezi Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki açlık grevi "ölüm orucuna" dönüşürken, Adalet Bakanı Oltan Sunguriu, "Cezaevlerinde benim yapabileceğim bir şey yok" dedi. İHD Ankara Şubesi'nde kefen bezleriyle birlikte bir basın toplantısı duzenleyen aileler, "Cezaevlerinden her an ölüm çıkabilir. artık ellerimizde kefenlerle bekleyeceğiz" derken, tstanbul'da da Sağmalcılar Cezaevi önünde bir gösteri yapan tutuklu yakınlanndan 6 kişi göz öltim sınırında UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM altınafclJO OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) ma eski pusatlan yetkili makamlara teslim etmişti. O güntelevizyondan yapılan (lerde < açıklamalarda birkaç orduyu Polise niye ihtiyaç var \donatacak sayıda silah toplan Emniyet Genel Müdürlüğü Tef\dığı bildirilmişti. Demek ki devtiş Kurulu eski başkanı Mustafa | letin elinde bugün (Tiirk ordu Yigil, öncelikle "Tiırkiye'ye silah 'sunun mevcudu 800 bin dola ithal edilmesine gerek var mı?" yındadır) beşaltı yıl öncesinde sorusunu sordu ve "Bu nereden topianmış bir ya da iki milyon kaynaklanıyor. Zaten Türkiye'de tabanca tüfek bulunmaktadır. yeteri kadar silah var. Bu iş para Şimdi devlet, halkı yeniden si kazanmak için mi yapılıyor, yoklahlanmaya çağırmakta, bu işi sa halkın bu yönde bir ihtiyaa mı de emniyet örgütüne havale et var? Eğer siz, asayişi koruyamıyorsanız o zaman halk nasıl kenmektedir. Bu durumda ortaya bazı so di kendisini korur? O zaman poru işaretleri çıkıyon Acaba dev lise niye ihtiyaç var? Herkes kenletin depolannda halktan top di kendisini korusun o zaman" ianmış ne kadar silah var? Ya dadedi. vaktiyle topianmış silahların Bu uygulamalarla polisin kar"akıbeti" ne olmuştur? Özalyö şısında silahlanmış bir gücün yanetimi parasız kaldı da halka si ratılacağını kaydeden ve "işin salah satarak mali durumunu dü kıncası da buradadır" diyen Yiğit, zeltmek mi istiyor? Halkımızın "Bizim polisimiz münferit olaylasilaha merakı malumdur; bizde ra karşı daima başarılı olrauştur. Ama 1967'den sonra Tiirk polisi"silah erkeğin süsüdür" özdeyişi geçerlidir. Özal yönetimi bu nin Türkiye'de her olayda başan"cazip pazar"ı sömürerek er lı olduğunu söylemek mümkün ken seçim yatınmına mı giriş değildir. Askeri müdahaleler bumek istiyor? Parasal açıdan çoknu gostermiştir. Polisi başansız kısıkıştığı için böyle bir kurnazlılan olaylar tahlil edildiginde, poğa mı yönelmiştir? Vaktiyle si lisin karşısındaki suçlu tipinin delah taşıdığı için ceza görmüş ğişip. örgütlenmiş ve silahlanmış olan yurttaşlarımızm gönülle bir gücün ortaya çıkmış olmasımn olduğu görülür. Şimdi siz silahtan rindeki eziklik nasıl giderilecektir? En kötü olasılık da son gün anndınlan kesimleri bu uygulama lerde "spekülasyonu" yapılan ile yeniden silahlandınyorsunuz. anlamak yeni bir askeri müdahale kapsa Bunukonuştu. mümkün degil" mında ortaya çıkıyor. Hükümediye tin halkı yeniden silahlandırma Eski emniyet müdürlerinden sıyla oluşacak ortamda çata Muzaffer Özbayrak, hükümetin pata başlarsa ve yeni bir askeri gündeme getirdiği bu uygulama ile müdahale gerçekleşirse emniyet"tehlikeli bir sonuca doğru gidildiğini" savunarak "Bu uygumüdürlüklerinin halka sattığı silahlar yeniden toplanacak lama ile cinayetler çoğalır. Diğer suçlarda yükselme olur. Sonuçta mıdır? EskişelurOzeTTip CezdCVFaae tutuklu ve hükümlülerin başlattığı açlık grevi 33. günü doldururkeıı, bazı mahkumların sağlık durumlarının iyice bozulduğu öğrenildi. 29 Haziran 1989 günü Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun yerli ve yabancı basın mensuplarıyla Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde basın toplantısı yaptığı sırada, iki koğuştan 83 tutuklu ve hukümlünün başlattıklarını açıkladıkları açlık grevi, tum koğuşları içine alarak 280 kişi ile sürüyor. Cezaevinde ortaya çıkanlan iki kaçma tuneli nedeniyle kısıtlanan haklarının iadesini isteyen tutuklu ve hükümlüler, eylemlerini "Kaçma tünelini kazan arkadaşlanmızın adları savcılığa verilmiştir. Kendileri suçu kabullenmişlerdir. Böyle olunca neden bizlerin hakları elimizden alınıyor. Neden okumamız, yazmaraız, bayram görüşmemiz, daktilo almamız, dışarıdan gelen yiyecek ve giyeceklerimiz engelleniyor, bunun için de süresiz olarak açlık grevine başladık" diye duyurmuşlardı. Yerli ve yabancı gazetecilerin tamk olduğu bu açıklamayı ise Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, yaptığı basın toplantısında bir soru üzerine duymuş ve şöyle konuşmuştu: "Mahkumların açlık grevine başladıklannı sizden duyuyonım. Herhangi bir mahkum, açlık grevinden dolayı yaşamını yitiren olursa, sorumluluk kendisine aittir..." İstanbul'da protesto Eskişehir Özel Tip Cezaeyı'nde süren açlık grevini destektemek amacıyla, dün Bayrampaşa Cezaevi önünde bir protesto gösterisi yapıldı. Polis, tutuklu yakınlanndan bazılarını gözaltına aldı. (Nihat Halıct) lu, tutuklu ve hükümlülerin tek hedeflerinin kamuoyunun dikkatini çekmek olduğunu, bunun için de içlerinden bazılarını "fedai" olarak seçtiklerini ileri surdu. Bakan Sungurlu, "fedai" olarak seçilen bu kişilerin ölümlerinin goze alındığı yolunda kendilerine istihbarat geldiğini bildirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi'nde 13 gündür açlık grevinde bulunan Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki hükümlü ve tutuklulann aileleri, 33. gününde ölüm orucuna dönüşen açlık grevi konusunda Adalet Bakanlığı'nın tutumunu, hazırladıkları kefen bezleriyle protesto ettiler. Tutuklu ve hükümlü aileleri, "Cezaevlerinden her an için ölüm çıkabilir, artık ellerimizde kefenlerle bekleyeceğiz" derken, İHD Ankara Şube Başkanı Muzaffer İlhan Erdost da "Cezaevlerinden açlık grevi sonucu tabut çıkarsa, bunun vicdani sommluluğu kadar, tarihsel sorumluluğu da Bakan Sungurlu'nun omuzlanndadır" dedi. riyle görüşmekten kaçınmasım da eleştiren ve bunun demokratik bir tavır olmadığını kaydeden Erdost, dilekçeyi aileler ya da milletvekilleri aracılığıyla bakanlığa ileteceklerini söyledi. İstanbul'da 1 Ağustos Genelgesi'ni kınamak amacıyla dün Sağmalcılar Cezaevi önünde bir gösteri yapan tutuklu yakınlanndan 6 kişi gözaltına alındı. "Eskişehir Cezaevi'ndeki tutsaklar ölüme lerk edilemez" yazılı pankart ile Sağmalcılar Cezaevi önüne saat 10.30 sıralarında gelen tutuklu yakınlan, polis tarafından engellendi. Polisin müdahalesi üzerine cezaevi kapısından uzaklaşan tutuklu yakınlan, pankartı vermeye yanaşmamaları üzerine polisle tartıştılar. Hatice Akdoğan, Yakup Akdemir, Songül Doğan, Zeynep Güngörmez, Nevin Yağan ve Gülseren Yağan bunun ardından gözaitına alınarak önce Eyup Emniyet Amirliği'ne daha sonra da Siyasi Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Ceyhan Özel Tip Cezaevi'nde yaklaşık 200 tutuklu ve hükümlünün, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki eylemini desteklemek, baskıları protesto etmek amacıyla başlattıklan açlık grevi 11. gününe girdi. İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi'nde üç gündür açlık grevi yapan 35 tutuklu ve hükümlü yakını eylemlerini bugün sona erdiriyor. Çoğunluğu Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülerin yakınları, cezavlerindeki baskılar ve eylemler sona ermediği takdirde değişik eylem türlerini deneyeceklcrini açıkladılar. Kahramanmaraş E Tipi Cezaevi'nde, Malatya E Tipi Cezaevi'nden Adalet Bakanlığfnın 22 Mayıs Genelgesi doğnıltusunda zorla sevk edilmelerini ve bu cezaevinde tek tip giymeye zorlanmalarını protesto eden dokuz hükümlünün açlık grevi altıncı gününe girdi. Mardin Yan Açık Cezaevi'ndeki 105 adli hükümlü, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki baskıları protesto etmek ve bu cezavindeki eylemi desteklemek amacıyla iki günlük açlık grevine başladı. Mardin Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Muhittin Dağ, hükümlülerle görüştüğünü, ikna etmeye çalıştığını, ancak hükümlülerin iki günlük destekleme eylemlerinde kararlı olduklarını söyledi. Bakanın korkusu Adalet Bakanı, 22 haziran günü ortaya çıkan, 29 haziran günü ise bizzat geüp gördüğü tünel olayı ve Özel Tip Cezaevi'ndeki durumu yerli ve yabancı basın mensuplarına gösterirken açlık grevi konusunda şunları söylüyordu: "Cezaevi konusunda iki olaydan çekiniyoruz. Birincisi tüneller, ikincisi ise açlık grevleri... Tiineller malum, kaçanlar var, yakalananlar da. Ama açlık grevleri öyle degil. Olayın iç yüzünü bilmeyenler konuşuyorlar. Gazeteler yanlış yonım yapıyorlar. İşin içinde insan sağlığı da olduğu için bilip bilmeyen herkes konuşuyor. Ardından da bazı haklar veriliyor. Böyle olunca da idarenin otorit si kırılıyor." SSK Yönetim Kurulu bu konuyu 30 Haziran 1989 günü 27 sayılı toplantısında görüştü. 1111892 sayılı kararla da satın alınacak tatil köyü konusunda "ekspertiz" yapılmasına karar verdi. ESKA, biliyorsunuz, son yılların gözde şirketlerindendir. Hükümetimize, bakanlarımıza ve eski belediye başkanlarırnıza yakınlığıyla tanınan ESKA, devlet destekli kapitalizmin elle tutulur örneklerinden biridir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Titreyengöl ormanı içindeki kamu arazisini 49 yıllığına ESKA Şirketi'ne "tahsis" etmiş. ESKA'nın patronu Selim Edes de turizm kredileriyle devlet arsası üzerine bu tatil köyünü kurmuş. Kurduktan sonra ne yapmış? Federal Almanya'da çalışan "Nur Turistik Gmbh" şirketine bu tatil köyünü 10 yıllığına kiralamış. Yıllığı ne kadarına? Yıllığı 5 milyon DM... 10 yıllığına kiralandığına göre kira bedeli 50 milyon DM eder. Temiz para. ESKA bu tatil köyünü 46 milyon DM'ye SSK'ya satmak için başvurmuş. Başvuru tarihi 20 Haziran 1989. Dilekçe sayısı 297. SSK Genel Müdürü Mehmet Karaduman da aynı ayın 29. günü konuyu SSK Yönetim Kurulu'na sunmuş. Bu satış dosyası yönetim kurulunda bir gün sonra görüşülmüş. Yani "jet hrzıyla". SSK Genel Müdürü Mehmet Karaduman, sunuş yazısında şunları söylemiş: Firma, tatil köyünün bugünkü değerinin 45 milyon Alman markı hesaplandığından bahisle tesisin kurumumuza satışını teklif etmektedir. Satışın kurumumuzca kabulü halinde işletmeci firmanın tesisin yönetimine devam etmesi ve mevcut anlaşmanın talep halinde yeni bir 7 yıllık dönem için uzatılması obsiyonunun sağlanacağından bahisle asgari yıllık kira bedelinin 5 milyon DM olaraködenmesinin garanti edileceğini taahhütetmektedir. Ülkemizin turizm bakımından sahip olduğu potansiyel, bötgenin tam anlamıylatanınmış bir turizm bölgesi olması, tesisin de ustün nitelikli bir turizm kompleksi olması yanında büyük ölçude personel çalıştıran kurumumuzun bu tesisi ileride çok maksatlı olarak kullanma imkânı da göz önünde bulundurulduğunda, alınmasının kurumumuz için iyi bir yatırım olacağı düşünülmektedir SSK Yönetim Kurulu bakmış olmayacak, önce "Hazine'ye ait olduğu görülen tatil köyü arsasının bedelli veya bedelsiz olarak satışının yaptlarak kurum adına tescilinin yapılmasının mümkün olup olmayacağının" araştırılmasını istemiş. Bu arada, tatil köyünün "tahsis edilen" orman arazisi sınıriarını aşıp aşmadığı ve projeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı da araştırılmalıdır. Hazine arazisi 49 yıllığına tahsis edilsin.. Al ucuz kredileri devlet bankalarından, yap tatil köyünü.. Sonra yıllığı 5 milyon DM'den kiraya ver tatil köyünü.. ve bütün bunlardan sonra da Hazine arsası üzerinde yaptığın tesisi yine Hazine'ye 45 milyon DM'ye sat.. Oh ne güzel dünya! Siz de böyle yapın, zenginleşin, liberalleşin, kapitalistleşin. Yoksa siz bizim kapitalistleştiremediklerimizden misiniz ki! Nazilli, Buca, Urla Nazilli E Tipi Cezaevi'nde bulunan 100'e yakın siyasi hükümlünün 1 Ağustos Genelgesi'ni protesto amacıyla dün üç günlük açlık grevine basladıkları öğrenildi. Genelgenin yayımlanmasının birinci yıldönümü nedeniyle Buca Bölge Cezaevi ile Urla Cezaevi'nde bulunan siyasi hükümlü ve tutuklulann da açlık grevine gidecekleri belirtildi. 478 imza Erdost, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki açlık grevinin sona erdirilmesini içeren ve Dikili KültürSanat Festivali'nde düzenlenen bir panelde toplanan 478 imzalı bir dilekçenin de en kısa zamanda Adalet Bakanlığı'na iletileceğini söyledi. Adalet Bakanı Sungurlu'nun demek olarak kendile IZMIR'den HJKMET ÇETİNKAYA Rıza llıman, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'yla görüşüyor bir kez. Bakan Sungurlu şöyle diyor milletvekili llıman'a: Bu durum beni son derece üzüyor... Adalet Bakanı üzülüyor, ama önlem alma gereksinimini hiç duymuyor, çaba harcamıyor. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu elbet cezaevlerinde olup bitenleri izliyor. Gelen bilgileri değerlendiriyor. Tutuklu ve hükümlülere yapılan insanlık dışı uygulamaları görüyor. Onun için de üzüntülü olduğunu söylüyor. Eşyalarımız kırılıp dökülüp parçalanıyor... Eskişehir'den böyle sesleniyor demir parmaklıklar arkasında yatanlar... Acaba Adalet Bakanı bu çığlıklara yanıt verebiliyor mu? Mektup devam ediyor: " I . bloktaki devrimci siyasi 40 tutuklunun 20 haziranda başlattığı süresiz açiık grevi 4. günündeyken L bloktaki DevYol davasından yargılananların, 7. günden sonra da diğer kısımdakilerin katılımıyla direniş bütün cezaevini kapsamıştır. (darenin şeker ve tuz vermediği, havalandırmaya çıkarmadığı, dört kişilık koğuşlarda altı kişinin ve yerlerde yatarak yaşattırıldığı, sıcak suyun verilmediği, daha bugünden sadece I. blokta 10 arkadaş kanama geçirerek hayati tehlike altındadır. Mide kanaması geçiren arkadaşlar şunlar: Orhan Türüdü, Nail Koç, Erdem Kecer, Davut Aksu, Hüseyin Ceylan, İmam Sakıncı, Hafız Akdemır, S.Selım Erhan, Nurı Ödemiş, Huseyin Özpınar. 11 Temmuz 1989 gunü hastaneye sevkedilen bu arkadaşlar hastanede hem ayaklarından hem de ellerinden zincir vurularak ranza Bilim adamlannın 40 günden sonra içinde bulunanlan ölüme yolcu edeceğini açıkladıkları açda bu insanlara yazık olacak gibi lık grevindeki insanlar, kamuoyuGörüldüğü gibi sorular soru geliyor bana" dedi. Silah taşıma nun tepkilerine karşın adım adım ları izliyor. Türkiye'de ticaret ve bulundurma yetkisinin kapsa ölüme yaklaşıyorlar. çok güçtür. Liberal ekonomide mında yapılacak genişlemeyi de Eskişehir'e 12 kilometre uzakemniyet müdürlüklerinin silah "akıl almaz bir olay" olarak nite lıktaki Özel Tip Cezaevi'nde 280 leyen Özbayrak, dağıtılan bu si tutuklu ve hükümlünün 33 günticaretine başlaması ilk bakışta garip görünebilir; ama, burası lahların denetiminin de son dere dür sürdürdüğü, hastaneye her Türkiye'dir ve Özal yönetimi de ce güç olacağını bildirdi. Uygula gelişlerinde çarmıh biçiminde zaten "serbest piyasa" propa manın "İ lkeye beş kunış para gir dörtlü kelepçe vurulduğu için tegandasını yürütmekle birlikte sin de ne olursa olsun davi kabul etmeyerek geri götüzihniyetinden" kaynaklandığını rüldükleri ölümle pençeleşmeye, devletçilik yapmaktadır. Özbayrak, "Artan suç Bu yolda İçişleri Bakanlığı vesavunan karsısında, dağıtılan tüm ilk tepki Sosyalist Parti Genel oranlan emniyet teşkilatına başanlar di bu silahlar tekrar toplanır gibi ge Sekreteri Yalçın Büyükdağlı'dan geldi. Yalçın Buyukdağlı yaptığı leriz. liyor bana..." diye konuştu. basın toplantısında, "Burada bir • • • kişi ölsün, cezaevlerini başlarına yıkanz" diye basladığı konuşmasında, tutuklu ve hükümlülere tünel olayının ortaya çıktığı 22 ha(Baştarafı 1. Sayfada) tandaş silah kullanmaya itilmiş ziran öncesinin yaşam koşullarıra Makine Kimya Endüstrisi ta olacak, bu da piyasamızı arttıra nın sağlanmasını istedi. Ardından da SP Eskişehir il yönetim kururafından "sınırsız mermi" verile cak." cek. Poligonların kent dışı, (mesBu arada tabanca ve mermi it lu, olayı protesto için üç gün sükun yerlerin dışında), arkası dağ hali ile ilgili yonetmelik çerçeve ren açlık grevine başladı. lık veya tepelik yerlerde olması sinde yer alan "ithal mermilerin" Adalet Bakanı M. Oltan Sunkoşulu aranıyor. Bu poligonların satışlarının da Polis Güçlendirme gurlu, cezaevlerinde yaşanan dikime, hangi araziler üzerinde ne Vakfı tarafından yapılacağı oğre renişlerin ve huzursuzluğun asıl şekilde verileceği henüz tespit edil nüdi. Şimdiye kadar Makine Kim nedeni olarak gösterilen 1 Ağusmedi. Yonetmeliğin kısa bir za ya Endüstrisi tekelinde bulunan tos Genelgesi'nin Avrupa cezaevman içinde kesinlik kazanması mermi üretimi bazı kalibreler için lerindeki kuıallann dışında bir bekleniyor. Alınan bilgilere göre "ithal izni" almış oldu. Bu ara hüküm taşımadığını savundu. ozel atış poligonlarında bir atış da yıllık kişi başına mermi tüke1 Ağustos Genelgesi'nin birinhocası nezaretinde vatandaşlara timinin de arttırıldığı öğrenildi. ci yılını doldurması ve cezacvlenasıl silah kullanılacağı, ne şekilÖte yandan standart dışı silah rindeki açlık grevleriyle ilgili ANde nişan alınacağı gibi teknik koların satışında "haksızlıklar" ya KA'nın sorularını yanıtlayan Sunnularda da bilgi verilecek. Edinipıldığı iddiası emniyet teşkilatını gurlu, "Cezaevlerinde benim yalen bilgilere göre özel atış poligonkanştırdı. Alınan bilgilere göre pabileceğim bir şey yok" dedi. larının atış hocalıklarını emekli emniyetin depolannda bekleyen Sungurlu, 1 Ağustos Genelgesi'polislerin yapacağı belirtildi. Sieski silahlar olarak nitelencn stan nin, cezaevlcri tüzüğünün bazı hulah çevreleri ozel atış poligonlzrı dart dışı silahların satılacağı ko kümlerinin uygulanmadığı yoluııile ilgili yönetmeliği şöyle yorumnusunda bazı illerin emniyet yet daki göruşler uzerine hazırlandıladılar: "Ö/ai hükümeti silahı serkililerine bilgi verilmediği, baa ki ğını, ancak tüzukte yer alan hubest kılarken onu daha fa/la kişilerin "kayınldığı" yolunda şikâ kümler dışında yeni bir şey getir^iye kullandırabilecek ya da özenyetler uzerine Ankara'da UM dü mediğini belirtti. 1 Ağustos Gedirecek koşulları da arıyor. Ö/el /cy yctkililcrinin katıldığı bir top nelgesi'nin açlık grevleri için baatış poligonları ile daha çok valantı gerçcklcşti. hanc edildiğini soyleyen Sungur isteyen herkese atış Neler oluyor Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde? Gelen mektuplar masamızın üzerinde. İçlerinden bir tanesini açıp okuyoruz. Bir öç alma duygusunun demir parmaklıklar arkasındayatan insanları ne denli acımasız, korunmasız bir konuma getirdiğini öğreniyoruz... Şöyle başlıyor Eskişehir'den gelen mektup: "Bugüne kadar olduğu gibi, Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki tünel olayı bakanlık, savcılık, idare üçlüsünün, devrimci siyasi tutuklular üzerinde yeni bir baskı ve terörü başlatması için gerekçe yapılmıştır. Tünel olayını gerçekleştiren olayı üstlenip Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturmaya başlanmış olmasına karşın, bakanlıksavcılıkidare üçlüsü, devrimci siyasi tutuklulann cezaevlerinde insanlık onuruna ve siyasi kimliklerine yaraşır bir yaşam ortamını oluşturmak için kan ve can pahasına verdikleri mücadelelerle kazandıkları tüm hakları bir çırpıda gasp etmeye yönelmiştir. Ustelik bununla da yetinmeyip ilkel bir öç alma duygusuyla kendilerinı ikincı bir yargı mercıi gibi görerek bizleri cezalandırmak adına aramalar sırasında yiyecek ve giyecek eşyalarımız da dahıl olmak üzere tüm eşyalarımızı kınp dökmeye, talan etmeye başlamışlardır." Cezaevlerinde olup bitenlere SHP Genel Merkezi'nın sessiz kalışı gerçekten dikkat çekıcıdir. Salt SHP değil, Mecliste siyasal partileri temsil eden diğer milletvekıllerinin de cezaevlerindekı insanlık dışı uygulamalara sessiz kalmaları anlaşılamayacak bir tutumdur. Yalnız SHPÇorum Mılletvekıli (Baştarafı l. Sayfada) lara bağlanmıştır. Arkadaşlara baskı yapılmış. su verilmemiş. suyun yasak olduğu söylenmiş. Jandarma, 'siz vatan hainisiniz, tünel kazıyorsunuz' demiş, baskı yapmış. Bu arada hastane baştabibi ile görüşme istemi de reddedilmiştir. Bu uygulamaların başsavcının emri olduğu söylenmiştir. Aynı uygulama 24 temmuz günü de oldu. Nöbetçi devlet hastanesi doktorları ve baştabibin bu uygulamalara sessiz kalması, hatta göz yumması olayı daha da vahimleştirmektedir." Eskişehir Özei Tip Cezaevi'nde son bir yılda tam dört kez açlık grevine gıdildiği biliniyor. Tekrar başa dönüp " C h e " roBir yılda dört kez böyle bir lü teklif edildiginde neler düşünölümcül eylemin nedenleri hiç dügünü, Che'nin kendisi için ne düşünüldü mü? Tutuklu ve hü ifade ettiğini soruyoruz. Ünal'ın kümlüler durduk yerde mi böyle söyledikleri şunlar: "196O'lı yıllar, ihtilal, Turkiye'deki sol harebir eylemi seçtiler? Cezaevi kantinindeki olup bi ket dönemleri benim de içine girtenler, çeşitli yolsuzluk söylenti diğim ve beni çok etkileyen bir konuydu. Bu dönemde Cbe Gueleri karşısında bugüne dek bir vara bir kahramandı, halen de öysoruşturma açılıp açılmadığı bı le. Çünkü çok onuıiu bir yaşam linmiyor. biçimi sürmüştür. Romantik ideEğer ortaya çıkarılan bir kaç alist gibi algılanabilir. Ama onu ma hazırlığı, yeni tünel olayı bir bile bilinçli yaptığı kanısındayım. baskı öğesi oluşturduysa bu yön Çünkü bütün emperyalist güçletem sanırız akıl almaz bir tutum re karşı halk hareketlerinin içindur. Cezaevi tünel kazanları bu de olmuş. Küba'da savaşçılarla lur, çıkarır ve yargıya teslim birlikle ön saflarda yer almış. soneder. Öyle baskı ve şiddetle öç ra Castro'yla çalışmış, kale komutanı olmuş, sonra her şeyi bıalma yoluna gilmez. Sanırız bir annenin kâğıda rakıp Bolivya'ya gitmiş. Haksızyansıttığı şu sözlerine Adalet Ba lıkları görüp içindeki alev tekrar kanı Sungurlu duyarlılık gösterir: kıvılcımlandığında her şeyi bıra Çocuklarımız ölümun eşığı kıyor ve orada çok cesurca, ona ne geldiler. Onlar bu ulusun ev silah çeken adama tükürerek ölüyor." latları değil mi? 9 Eylül Hastanesi'nde kan Müzikalde Eva Peron ile Che kansennden yatan İnkılap Dal Guevara arasında kurulan bağ ise gittıkçe kötüleşiyor. neydi? İnkılap Dal. yurtdışına çıkmak "Aynı ülkeye damgalarını vurmıışlar. Fakat Che halkı hiçbir zaiçin hâlâ pasaport beklıyor. Bizler niye acımasızız bu ulke man amaçlan için araç yapmamıs. Halbtıki K\a, kenar mahalnin çocuklarına? lelerden gelen, kendine özgü ta\ırNiye acımasızız? (Baştarafı 16. Sayfada) Yönetmeni ve oyunun çevirmeni Gencay Güriin'den geldi. Cihan Ünal ve N e c o ' n u n "Che" üzerine neler düşündüklerini ve rolü nasıl yorumlayacaklarını ve ilk teklif yapıldığında Che adının kendilerine neler çağnştırdığını öğrenmek için Açıkhava'ya gittiğimizde ilk olarak Cihan Ünal'la karşılaşıyoruz. Prova günü olmadığı için kostümsuz olarak çalışmalara katılan Cihan Ünal yanımıza geldiğinde, her şeyden önce belirtmek istediği bir şey olduğunu söylüyor: "Posterierini duvariara astağınuz, kitaplannı okuduğumuz kişiyi sahnede canlandırmak çok hoş. Aynca böyle bir kişiyi oynayabileceğimin bilinmesi de beni çok sevindirdi. Sanatçıyı, bütün politik görüşlerin, tavırlann dışında ve üstünde göriiyorum. Sanatçı bir kesimin adamı olamaz. Ancak "IV. Murad", "Osmancık" gibi televizyon dizilerinin etkisiyle bana Osmanlı dizilerinin oyuncusu yakıştırmasını getirdiler. Bu beni çok üzüyordu. Yedi yıl aradan sonra sahneye çıkacağım bu ilk oyun, benim üzerimdeki bu tür düşünceleri de değiştirecektir." Unal ve Neco: Che bir larla Peron'la birlikte olabilen. halktan biri gibi görünüp halkın dışında yaşayan, lükse düşkün bir kadın. tşte oyunda da Eva bu yönleriyie Che tarafından yargılanacak." Cihan Ünal aramızdan ayrıldıktan az sonra üzerinde siyah atlet, yeşil asker pantolonu, sıkı bağcıklı çizmeler ve siyah bir bcre giymiş Neco'yla konuşmaya başlıyoruz. Neco, " C h e " üzerine konuşurken, onun insanlara duyduğu sevgiyi özeilikle vurguiamak istiyor: "İnsan sevgisi olmadan böyle bir başan oluşamaz. Che'nin insan sevgisinin yaru sıra liderlik yapısının güçlü olması da onu başanya götürmüştür. Küba'da asıl olayı organize eden odur. Fidel Castro aslında olmuş bir yemegin başına oturmuş kişidir." Neco, Che'nin sadece başarılarından değil başansız bulduğu yönlerinden de söz ediyor: "Bir şekli, bir modeli başka bir yere uygulamanız mümkün değildir. Che'nin yanlışı burada başlıyor. Küba'da yapmış olduklannı başka ülkelerde de yapabileceği yanılgısı onun hayatına mal oldu." Provalarına dönrneden önce dört Eva'lı (Zuhal Olcay, Arsen Gürzap, Deniz Türkali, Füsun Önal), iki Che'li "Evita" için söylemek istedikleri? "Bu müzikal açık bir pazar gibi. Sanat açısından son derece güzel. L'cuzunu da alabilirsiniz, pahalısını da; ortakhk kişilerin zevkine kalmış. Herkesin, yaptıklanyla sahnede varoiabUecekleri kanısındayım. Burada yonımu seyirciye, eleştirmenelre bırakmak gerek. Ama bu müzikalde her şey mümkün." (Baştarafı Sporda) Bayanlarda ise Duygu Akşit, Çiğdem Kayacan ve Gülberk Gültekin favori. Geçen hafta Akşit'i Bursa'da yenen Gültekin'in alacağı sonuç merakla bekleniyor. Güneş Gazetesi tarat'ından düzenlenen Doktorlar Turnuvası sonuçlandı. 45 yaş altında Kenıal Değer birinci, Uğur Haklar ikind, 45 yaş ustunde Nejat Türkyılnıaz birinci, Kaya Çilingiroğlu ikinci oldular. Grup birincileri arasındaki maçı da Değer kazandı. İlk dorı yılııı birincisi ür. Mehmet Tıııaz (çok ku\\ctli olduğu gcrekçcsiylc) tcçen >ıl olduğu ııibi bu dclıı da tuıııuvaya alıımıadı. Başına
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle