25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 1989 DİZİ YAZI CUMHURÎYET/7 TARTIŞMA4 Nihat Sargın Haydar Kutlu Marksist teoriyi çağımızınyeni niteliklerini kapsayıcı biçimde yenilemek gerekiyor. Temel teorik görüşleri hâlâ geçerli olmakla birlikte Marks'ın, Engels'in, Lenin 'in çağında yaşamıyoruz. Kapiialist ülke komün ist partilerinin başarısız kalmalarının önemli nedenlerinden biri, henüz kapitalizm çerçevesinde kalan demokratik alternatif sunamayışlarıdır. DR. NİHAT SARGIN HAYDAR KUTLU Tarihsel olaylar bizlerin öznel tercihlerine, beğeni ve öngörülerine tıpatıp uygun olarak ne biçimlenir ne de öyle seyreder. Sosyalist ülkelerdeki olup bitenleri ve Marksizmin bugünkü sorularını olduğunu görebilir ve bunlardan doğru kavrayabilmek için tarihsel yararlanabiliriz. bir bakış açısıyla yaklaşmak geGunumüzde sosyalizmin olgunrekir. Reel sosyalizmin kendini laşan bunalımı üç temel nedene köklii biçimde yenileme çabaları dayanıyor. 1) Öznel yanlışlar 2) köku geçmişe uzanan nesnel bir Tek ulkede sosyalizmin kurulugereksinimin ürunüdür. Sosya şunda tarihsel koşullann rol oylizın henüz yetmiş küsur yıl gibi nadığı zaaflar. 3) Dünyamızdaki kapitalizme göre çok daha kısa bir değişmeyi, yeni koşulları zamatarihe sahiptir. Kapitalizmde çok nında kavrayamamak. daha uzun bir tarihsel zaman diStalin döneminin günahları, limine yayılmış olan sarsıntılar bürokratik deformasyon, iradeci sonraki kuşaklara kendini ancak yanılgılar, sosyalizmin hümanist tarih sayfalarında hissettirir. özünun yok edilmesi, sosyalizmin Sosyalizm ise bu sarsıntıları kı bunalımında çok önemli rol oynasa bir evrede yaşamak zorunda mıştır. Ancak bu her şeyi açıklakalmıştır ve kalıyor. Ikincisi, ka mıyor. Sosyalizm ilk olarak Çarpitalizmden sosyalizme geçiş, fe lık Rusyası gibi geri bir ülkede kuodalizmden kapitalizme geçişten • ruldu. Çin, Bulgaristan, Kuba, kökıen farkhdır. tkincisinde ge Vietnam'da sosyalizm aynı karakçiş süreci çok uzun bir zamaru teri taşıyor. Sosyalizmin kurulukapsamıştır, kendiliğindendir. şundaki sancıların, yanüşlann neSosyalizm ise kapitalizmin bağrın denlerinden biri bu geri zemindir. dan kendiliğinden doğup egemen Ikincisi çok uzun süren emperhale gelemez. yalist kuşatmadır. Bu kuşatma Öncelikle politik erkin yapısı sosyalizmi dünyanm global gelinın değişmesi gerekir. En azından şiminden yalıtlamış, içe döndurgelişme böyle olmuştur. Bu özel müş, devletin olağandışı güçlenlik henüz geçilmemiş yollardan mesini doğurmuş (ki bu bürokrageçen sosyalizmi, kuruluşunda öz sinin güçlenmesi oldu), partinin nel yanlışlara daha açık kılmıştır. demokratik işlerini köreltmiş, kıEğer öznel sosyalizm projeleri çiz saca sosyalizmin gelişmesinde berae hayaline kapılmazsak reel sos lirleyici önemi olan demokrasiyi yalizmin olumlu olumsuz tüm de boğmuştur. neyinin kendi sosyalizmimizi kuBöylece hem ekonomide hem rarken değerli dersler niteliğinde kültürel alanda geri öğeler bir ba politik strateji SORU: Sosyalist ülkelerdeki son gelişmeler ye Marksizrhe ilişkin çjüncel tartışmalar nakkında ne düşünüyorsunuz? Nlhat Sarnın 1926 Istanbul doğumlu. 1957'de Istanbul Tıp Fakultesi mezunu. 194950 Hur Gençlık Dergisi Müdürü olarak 161. maddeden mahkum oldu. 1964te gögüs hastalıklan mutehassısı oldu. 1962'de TİP üyeliği. 1966 TİP genel sekreteri, 1971 de Aydınla. davasından 6 ay tutuklu kaldı. 197779'da TİP yönetiminde görev aldı. 1980'de yurtdışına çıktı. 1987 kasımında Türkiye'ye döndü ve halen Haydar Kutlu ile birlikte Ankara'da tutuklu olarak bulunup TBKP davasından yargılanıyor. (Yandaki fotoğrafta solda) Haydar Kırttu (Nabı Yağcı) 1944 Tokat doğumlu. 1962'de Istanbul Ûnıversitesi Hukuk Fakultesi son sınıftan terk. Aynı yıl TİP Fatih ilçesi Yönetim Kurulu'nda yer aldı. FKF İstanbul Hukuk Fakultesi Şubesi kurucusu ve sekreteri. 1971'de Partizan Dergisi nedeniyle yargılandı. 1974te dava duştu. 1974'te TKP'ye girdi. 1975te MK üyesı oldu. 1980'de TKP Türkiye sorumlusu oldu ve 1981 de yurtdışına çıktı. 1987 kasım ayında Nihat Sargın ile birlikte Türkiye'ye döndü. Halen Ankara'da tutuklu olarak TBKP davasından yargılanıyor. (Yandaki fotoğrafta sağda) 100. yılında Sosyalist Enternasyonal 1 Düşmanhk yerine, uygar tartışma ŞAHİN ALPAY Sosyalist Enternasyonal'in (SE) 100. kuruluş yıldönümune rastlayan son kongresinin bir başka önemli yanı da orgutün anayasası ya da siyasi programı niteliğini taşıyan İlkeler Bildirisi'nin yenilenmesi oldu. Yeni program, kendi ifadesiyle, ekonomik, teknoiojik, siyasal ve sosyal alanlarda dunyanın geçirmekte olduğu büyük dönüşümün, "1951 Frankfurt Bildirisi'nin kabulıinden bu yana çok koklü değişikliklere sahne olan bir dunyanın" gereklerini karşılamayı amaçlıyor. Eskisi gibi yeni program da tümüyle ahlaki, bireyci ve humanist bir sosyalizm anlayışını yansıtıyor. Herhangi bir tarihi zorunluluk sonucu değil, insanlann aralanndaki ilişkileri, özgurlük, sosyal adalet ve dayamşma temel ilkelerine göre düzenlemek için verdikleri çabalarla ulaşılacak bir sosyalizm fıkri ve herhangi bir toplum kesiminin değil, tüm insanlığın ve dunya ailesinin sorunlarını ele alan bir yaklaşım, programa tümuyle egemen. Dizinin bu son yazısında yeni ilkeler Bildirisi'nde ifadesini bulan temel görüşleri, metne olabildiğince sadık kalarak özetlemeye çalışacağız. Program, demokratik sosyalizmi şoyle tanımlıyor: "Demokratik sosyalizm, özgürlük, sosyal adalet ve dayamşma için bir uluslararası harekettir. Hedefi, bu temelllkelerin yerleştiği, her bireyin, temel insan haklannın güven altına alındıgı demokratik bir toplum içinde, kişiligini ve yeteneklerini tam olarak geliştirerek anlamlı bir yaşam sürdürdıiğu, banş içinde bir diinyayı gerçekleştirmektir." Eskisine nazaran çok daha kapsamlı bir metin olan yeni programda, "SE, bugün özgürlük, adalet ve dayamşma için verdiği geleneksel mücadeleyi. barışa, çevrenin korunmasına ve Güne>'in kalkınmasına güçlü bir bağhhkla birieştiriyor" deniyor. çeriidir. Tüm bunlar diaamik ve ilerieyen bir toplum için önemli etkenlerdir." Yeni İlkeler Bildirisi sosyal demokrasinin ekonomik programına ilişkin olarak şunları söylüyor: "Demokratik sosyalizm bugün de üzerine kurulduğu temel ilkelere dayanır. Ancak bu ilkeler, deneyimler ışığında ve geleceği de dikkate alarak, eleştirel bir gözle ele alınmalıdır. Orneğin, deneyimler, bazı durumlarda gerekli olabilen millileştirmenin, tek başına tüm toplumsal kötülukleri ortadan kaldıracak bir çare olmadığını göstermiştir. Ne özel mülkiyet ne de devlet mülkiyeti kendi başına ekonomik etkinliği ve sosyal adaleti güvence altına alamaz. SE Ilkeler Bildirisi: kıma dondurulmuştur. Bu nedenle reformlardan söz edilen.sosyalist ulkelerde bile daha bir süre çarpık gelişmelere tanık olacağız. Çin'de öğrencilere kurşun sıkan zihniyet gibi, Bulgaristan'da Türk kökenli Bulgar vatandaşlanna yapılan uygulamalar gibi... Tek ülkede sosyalizmi emperyalizme karşı konıma zorunluğu, bu nedenle kapitalist ülke komünist partilerinin Komüntern'in bir seksiyonu olarak gereğinden fazla uzun süre çalışmalan, bu konumun üzerine gelen Stalinist burokratik parti anlayışı, Stalin döneminde Marksist teoride yapılan vulgarizasyonlar, ortaya çıkan dogmatizm komünist ve işçi hareketini zaafa sürükledi. Kapitalizmi eleştirmede uzmanlaşmış olan Marksizm, eleştiri silahını kendine çeviremedi. Gelişmeleri kavramada yalnız tarihsel yaklaşım da yetmez. Çağımızdaki derin değişmelerin mantığını da kavramak gerekiyor. Reel sosyalizmin yanlışlarını önceden görmuş olmak tek başına çağın mantığını kavramış olmak anlamına da gelmez. Eğer çağımızın ana eğiliminin değişmiş olmadığını, hâlâ belirleyici olanın karşüıklı bağımlılık değil de çatışma, silahlantna yanşı olduğunu düşünüyorsak bu durumda sosyalist ülkelerdeki reform çabalarının' yanlış olduğunu ve başarı şansına sahip olmadığını, sistemin çözülmesi, kapitalizme geri dönüş tehlikesi yaratacağını duşiınmek olasıdır. Bu durumda öznel sosyalizm projeleri çizmek, yeni bir devrimci dalganın yakın olduğuna inanmak ya da tüm dünyada sosyalizmin kurulması teorilerine bel bağlamaktan başka bir umut yoktur. Oysa gerçek böyle değildir. Glasnost ve perestroyka politikaları başarı için kendilerine gerekli yeni uluslararası ilişkiler sisteminin kurulmasına da aktif katkı yapıyor. Uluslararası ılişkilerın demokratikleşmesi, karşılıklı guvenlik sisteminin oluşması, barışın gtivence altına alınması reform girişimlerinin önkoşuludur. Açıklık politikası ise uluslararası iklimin değişmesini hızlandırıcı etmendir. Bizim sosyalizmimiz kendi ulusal renklerimizi taşıyacaktır. Ekim Sosyalist Devrimi'ni aynen yinelemek ne gerekli ne de olanaklıdır. Gunumüzde uluslararası iklimin demokratikleştiği, toplum yaşamında her tur şiddetin dışlandığı oranda kapitalizmden sosyalizme geçiş çok daha az sancılı olacaktır. Biz sosyalizme demokratik yoldan gidileceğini, sosya lizmde daha fazla demokrasi olacağını söylüyoruz. Ne var ki "bizim sosyalizmimiz daha güzel olacak" demekle, daha güzel sosyalizm projeleri çizmekle sosyalizme çekicilik kazandınlamaz. Sokaktaki insanlar biz ne dersek diyelim reel sosyalizmi görecek ve onu değerlendireceklerdir. Kaldı ki bizim, demokratik yoldan iç savaş olasılığını dışlayarak sosyalizmi kurabilmemizin koşulu yeni uluslararası ilişkiler sisteminin kurulmasıdır ki bu, sosyalist ülkelerdeki demokrasi, açıklık ve yeniden yapılanma süreçlerinin başarısına bağlıdır. Haluk Ozdalga jBilimsel sosyalizm artık çökmüştür Marksist sosyalizmin dünyayı yorumlama gücü de değişîirme gücü de kalmamıştır. Bilimsel sosyalizm çöküntü içindedir. Demokratik sosyalizm ise tarihin defalarca kendini haklı çıkarmasından aldığı güçle, ideallerini her geçen gün biraz daha gerçekleştirme mücadelesine devam edecektir. Bilimsel sosyalizm dunyanın hiçbir köşesinde serbest seçimle iktidara gelememiştir. İktidara geldiği hiçbir yerde halk çoğunluğunun desteğini kazanamamıştır. Uzun yıllar sonra ilk kez Polonya'da yapılan serbest seçimler, bizzat General Başbakan Jaruzelski'nin sözcukleriyle "topyekun hezimet" olmuştur. Gorbaçov'un reformlan geçmişteki başanlar üzerine kurulan "yeni bir aşama" değil, Sovyet modelinin başarısızlığının kısmi de olsa bir kabulüdür. Marx, sosyalist toplumda, devlet ve sivil toplumun özdeşleşeceğini, tamamen çakışacaklarını ve bu ikisinin vahdeti nedeniyle sosyalist toplumda uzlaştırıcı ve düzenleyici siyasal biçimlere hiçbir gerek kalmayacağını söylememiş miydi? Bu fikirlerin siyasal programa tercümesi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir liberal burjuva biçimi olarak çöp sepetine atılması, bütun iktidarın komünist partisinde toplanmasıdır. Marx, kapitalist toplumun antagonistik (uzlaşmaz) karakterini yansıtmaktan başka bir özelliği olmayan "burjuva özgürlüklerinin" sosyalist toplumda yeri olmayacağını söylememiş miydi? Sosyalist toplumda birey ve toplum arasındaki bütün çelişkilerin ortadan kalkacağını, özgurlüğün birey ve toplumun vahdetinde gerçekleşecegini söylememiş miydi? Bu kehanetlerin siyasi programa çevrilmesi, insanlığın karanlık çağlar ve yüzyıllar boyunca çektiği acılar sonunda vardığı hukuk devleli anlayışını bir burjuva biçimi olarak reddi; bireyin vazgeçilmez ve devlet tarafından çiğnenemez haklara sahip olduğunu savunan doğal hukuk anlayışının kendi başına hiçbir değer taşımayan, gelip geçici bir ara kategori olarak terk edilmesi olmuştur. Devlet ve toplumun birliğini sağlamanın teknik anlamda bir yontemi nasıl olabilir diye düşünürseniz, devletin toplumu tamamen yutacak şekilde büyümesinden daha kolay ve kestirme bir yol bulunabilir mi? Haluk Özdalga 1948de doğdu. 1970 te ODTU Inşaat Mühendisliği Bölümü'nu bitirdi. Bir süre ABO ve Isveç'te bulundu Toplumcu Düşün Dergisi nin edıtorluğünü yaptı. "Çağdaş Sosyal Derifekrasinin Olusumu" adlı bir kitabın yazarıdır. Demokratik Sol Partı'nm kuruluş çalışmalanna katıldı, MKYK üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. DSP'deki görevlerinden 1987de kendi isteğiyle ayrıldı. lizm çökuntü içindedir. Demokratik sosyalizm ise tarihin defalarca kendisini haklı çıkarmasından aldığı güçle, ideallerini her gecen gün biraz daha fazla gerçekleştirme mücadelesine devam edecektir. Sosyal demokrasinin her şeyi kapsayan, vahdete ve zorunluluğa dayanan teorilere ihtiyacı yoktur. Olof Palme'nin ifadesiyle "...Gerçeği tekçi bir biçime zorlayan her çaba gülünç, kaba ve iğrenç olmakta, en sonunda da bireye karşı insafsızlığa yönelmektedir." Bilimsel sosyalizmin güncel olaylar ve reel siyasetle ilgiü söylemi de iflas etmiştir. Başına taktığı bilimsellik halesine rağmen, hayatın gerçekleriyle ilişkisi hemen hiç kalmamış ve kitlelerle iletişim kurma yeteneğini kaybetmiş bu söylemin arkasında, taassup ve hayret verici bir dar göruşlüluk yatmaktadır. lnsanhk tarihinin tüm geçmişini ve geleceğini yönlendiren yasaları (zaman zaman hayvanlar \e bitkiler âlemini ve hatta cansız doğayı da kapsayacak şekilde!) keşfettiğini sanan bilimsel sosyalizm. şimdi kendi geleceğini bile doğru tahmin edemeden, tarih sahnesinden çekilmektedir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, mesela gelecek yüzyılın başlannda geriye doğru bakan bir gözlemci, onu 20. yüzyılda başlamış \e bitmiş bir episod olarak gorecektir. Bazıları onu beşeri trajedilerle dolu bir hadise olarak değerlendirirken, bazıları da herhalde şoyle söyleyecektir; "Hepsi topu topu 100 senecik sürüp bitmiş, bu bir sosyal sistem için nedir ki!" Ama hiç şuphe yok ki bilimsel sosyalizmin müritleri, tuhaf fikirlere inanan ve uğradıkları bütun başarısızlıklara rağmen sarsılmaz bir ozgüvene sahip bir tarikat mensupları olarak daha uzun zaman var olmaya devam edeceklerdir. Tıpkı, bir gun mutlaka zuhur edecek ve insanlığı kurtaracak mehdiye veya İsa'nın kıyametten one 1000 >ıl saltanat surmek uzere yeryuzüne döneceğine inananların var olmaya devam edeceği gibi. Basan için bir etmen daha söz konusu: Marksist teoriyi çağımızın yeni niteliklerini kapsayıcı biçimde yenilemek. Temel teorik görüşleri hâlâ geçerli olmakla birlikte Marx'ın, Engels'in, Lenin'in yaşadığı çağda yaşamıyoruz. Marksist teoride tartışmaların ağırlık noktası sanıldığı gibi "nasıl bir sosyalizm?" sorusunda odaklanmıyor. Çağımızın sosyalizminin farklı olacağında kuşku yok. Bu soru da önemli olmakla birlikte asıl sorun kapitalizmden sosyalizme geçişin çağımıza uygun yeni yollarını bulrnaktır. Sosyalizme nasıl geçileceği sosyalizmin kaTBKP programının en önemli rakterini belirler. Ama bugünden özelliği böylesi yeni bir politik bütün özellikleriyle çağın sosya strateji sunabilmiş olmasıdır. lizmini tanımlamak olanaksızdır. Kapitalizmden sosyalizme geçişin yeni yolu yeni bir politik strateji ortaya koymak demektir. Kapitalist ülke komünist partilerinin başarısız kalmalarında önemli nedenlerden biri henüz kapitalizm çerçevesinde kalan demokratik alternatif sunamayışlarıdır. Böyle bir program yalnız sınıfsal çelişkilerin değii sınıfsal olmayan çelişkilerin de çozümune talip olmak, köklü reformlar programı ile çevrecilerden feminist harekete kadâr geniş bir toplumsal muhalefet ile birlikte yürumek demektir. Böyle bir programla en önde mücadele ederek bugün ülkenin demokratik yenilenmesi, yarın da sosyalist yenilenmesi için çoğunluğun desteğini kazana^iliriz. Aynı zamanda ulusal egemenlik haklarına sahip çıkabilir, barışm korunmasına, uluslararası ilişkilerin demokratikleştirilmesine kendi katkımızı yapabiliriz. Böylece komünistlerin, işçi sınıfımn katkısı olmadan ülkenin hiçbir temel sorununun çözulemeyeceğini halkımız görebilir. Bu gerçek nedeniyledir ki yasal komünist partisi Türkiye'nin bir gereksinimidır. Devlet ve piyasa Demokratik sosyaiist hareket, karma ekonomi çerçevesi içinde sosyalleştirmeyi ve kamu mıilkiyetini savnnmaya devam etmektedir. Ekonomilerin uluslararasılaşması ve dunya çapındaki teknoiojik devrim, demokratik denetimi her zamandan daha önemli kılmıştır. Ancak ekonominin toplumsal denetimi, zamana ve yerine göre degişen çok çeşitli ekonomik araçlarla sağlanabilir... Ekonomik demokrasinin tek ve değişmez bir modeli olmadığı gibi, çeşitli ulkelerde farklı deneyler için geniş bir alan vardır. Fakat temel ilke açıktın Yalnızca devletin biçimsel, >iısal denetimi değil, işçilerin ve örgütlenmelerinin ekonomik kararlara katılımı sağlanmalıdır. Bu biçimde örgütlenmiş ve gerçek ekonomik ve sosyal eşitliğe baglı toplumlarda, yenilikleri teşvik ve tüketicilerin taleplerini yansıtmanın dinamik bir biçimi olan piyasalar işleyebilir ve işlemelidir. HALUK OZDALGA tktidara gelmek için benimsenen yöntemler hayati önem taşımakla birlikte, demokratik sosyalizm düşüncesine bağlı sosyal demokrat hareket ile bilimsel sosyalizm düşüncesine bağlı komünist hareket arasındaki fark, aynı hedeflere ulaşmak için değişik araçların kullanılması olarak ifade edilemez. Zaten şimdi varılan hedeflerin ne kadar farklı olduğu da ortadadır. Demokratik sosyalizm ile büimsel sosyalizm arasmda; özgürlük ve sorumluluk, çoğulculuk ve teklik (birlik, vahdet), açık fikirlilik ve dogmatizm arasındaki zıtlıklarda özetlenebilecek uçurumlar vardır. Komünist hareket yalnızca Marksizmin değil, daha başka pek çok tarihsel koşulun da ürunüdür. Hiç kuşku yok ki bilimsel sosyalizm tarafından yapılanlardan daha farklı Marksizm yorumlan yapmak da nazari olarak mumkündür. Ama Marksizm, bilimsel sosyalizmin başhca güç kaynaklarından birini oluşturmuştur. Kendini Marksizmin tamamen meşru ve mantıki yorumlarına dayandıran bilimsel sosyalizm uygulamalarını desteklemek veya açıklamak için Marx'tan alıntılar yapmaktan daha kolay bir şey yoktur. Marx sık sık, tıpkı fiziki doğanın yasalarına benzeyen toplumsal yasalardan söz eder. Ona göre bilimsel çahşmalar sonunda koşullanmalardan, duygulardan ve değer yargılanndan arınıldığı takdirde, toplumun nesnel zorunluluk yasalarını keşfetmek mumkündür. Tıpkı, kendisinin Kapital'i yazarken yaptığına inandığı gibi. Toplumun iç yasalarının keşfedilmesiyle, bilimsel sosyalizm, kusursuz ve mukemmel topluma açılan kapının alun anahtannı da ele geçirmiş olmaktadır. Bu anahtar, toplumdaki çatışmalann ortadan kaldırılmasını çok kolaylaştırmaktadır. Çünku toplumdaki her çatışma için mumkun olan çeşitli uzlaşma yollanndan birinin tercih edilereK duzeltilmesi ve düzenlenmesi yerine, doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmış tek bir çözüm olanak kazanmaktadır. Buradan en katı bir tepeden inmeciliğe giden yol da çok kısadır. Bilimsel sosyalizme gore özgurlük, insanlann toplumsal gelişmeyi yönlendiren zorunluluk yasalarını keşfetmesi ve ontara uyması ile mumkündür. Halbuki özgurlük, insanın mevcut koşullara bağımlılıktan kurtulmasıdır. Bilimsel sosyalizm iktidara geldiği hiçbir yerde, insanlara daha fazla özgurlük verememiştir. Aksine sosyalizm ideallerinin tam tersine, kaba kuvvet ve şiddet yoluyla ozgurlükleri yok etmiştir. Şiddet, insanlann öldurülmesi ve başka her türlü kötulük, bilimsel sosyalizme gore yalnızca tecrit edilmiş durumlarda kötulük niteliğini taşır. Bütün açısından bakıldığında, bunlann hepsi arızi ve gelip geçici şeylerdir; nihai amaç için kurtuluş için aynı derecede zorunludur. Burada demokratik sosyalizm ve bilimsel sosyalizm arasındaki bir uçurum daha; ahlak felsefeleri arasındaki uçurum ortaya çıkmaktadır. Ekonomik gücün az sayıda elde toplanmasının yerini. her ferdin ürelimin yönetimi ve dağıtımı, üretim araçlannın biçimienmesi ve çalışma hayatının koşullan uzerinde. yurttaş, tüketici ya da ücretli olarak, söz sahibi olduğu farklı bir düzen almalıdır» Demokratik bir toplum, en soProgram, demokratik sosya rumlu piyasa sistemlerinde bile listlerin bu ilke ve değerlere ortaya çıkan yetersizlikleri giderfarklı yollardan ulaştıklarını; melidir. Devlet piyasayı halkın SE Bildirgesi'ndeşöyledeniyor: "Komünizm Ekim Devrimi'nden sonra ya dafaşizme karşı mücadele sırasında işçi hareketinin bazı kesimleri yada bazı entelektüeller nezdindeki cazibesini yitirmiş bulunuyor." bunlann kaynaklarını dunyanın birçok yerindeki işçi hareketiııden, halk kurtuluş hareketlerinden, kültürel yardımlaşma ve dayamşma geleneklerinden aldığını belirtiyor. Eskisindcn farklı olarak, bu bağlamda Marksizmden hiç söz etmeyen yeni programda şöyle deniyor: "Her ülkede demokratik sosyalizm için verilen mücadelede izlenecek politikalar farklüık gosterecektir... Biz sosyalistler. değiştirilmesi \e geliştirilmesi mümkün olmayan nihai ve değişmez bir toplum modeline sahip olduğumuz iddiasında değiliz. Her halkın \e her kuşağın kendi amaçlannı kendisinin tayin etmesi gerektiğine göre, demokrasiye bağlı olan bir harekette her zaman varatıcıhga yer olmalıdır." Program, demokratik sosyalizmin temel hak ve özgürlüklerle, çoğulcu demokrasiye bağlılığını çeşitli vesilelerle vurguluyor. "Dünyada artan karşılıklıbağımlılık. findamenlalist uyuşmazlık ve düsmanlıklara fazla bir yer bırakmıyor. tnsardıgın ortak hayatta kalma ve gelişme talebi hem işbiriiğini hem de birbirine zıt siyasi akım ve göriişler arasmda uygar tartışma biçimlerini zorunlu kılmaktadır" dedikten sonra komünizm konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor: "komünizm, Ekim Devrimi'nden sonra >a da faşi/me karşı mücadele sırasında. işçi harekelinin bazı kesimleri ya da bazı enleleklueller ne/dindeki ca/ibesini vilirmiş bulunuyor. Stulini/min işlediği suçlar, kitleterin baskı altında lutulması \e insan haklarının ayaklar allına alınması >anı sıra çözulemeyen ekonomik somnlar, demokratik »osyalizme allernatif bir görüş >a da gelecek i«,in bir model olarak komünizm fikrini lemelindeıı !>ar»mıştır. SK, komünist loplumların liberalleşme ve demokralikk^me >olu>la donu^umu için harcaıun çabalan deslekler. A>m destek, ademi merke/iyelçi piva»a mekanizmalarınııı geliştirilmesi, burokrasive ve >c>/laşmj\a kar>ı ve hepsinden oıue insun lıaklannın vr >i>asal acıklıgın gerçfkleşlirilmesi için vrrileıı ınucadeleler içtn de geçıkanna olarak düzenlemeli ve hem çalışma koşullarımn ivileştirilmesi hem de dinlenmek ve bireysel gelişme için olanaklann arttınlması yoluyla teknolojisinin nimetlerinden tüm çalışanlarm yararlanmasını sağlaması gerekir." Ekonomi politikalarıyla ilgili olarak bu temel ifadelerin yer aldığı yeni programın, 1951 tarihli eski programa nazaran hayli farklı olduğu açıkça görülüyor. Yeni programda, "üretim uzerinde karar yetkisinin tüm halka verilmesi" şeklindeki, örneğin Isveç partisinde çok tartışılan ve sonunda programdan çıkanlmak üzere olan formülasyon ile "devlet müdahaleleri ve kolektif mülkiyet, özel sermayenin gücünü sınırlar. Ekonomik planlamanın zorunluluğu giderek açıklık kazanmıştır" ya da "üretim ekonomik güçlerin serbestçe işleyişine terk edilemez. Planlanması gerekir" biçimindeki, ekonominin planlanmasını öngören ifadelerin kaldırılmış olması dikkat çekiyor. 1951 tarihli llkeler Bildirisi'nin, Alman partisinin "sosyal piyasa ekonomisi" görüşunu benimsediği 1959 Bad Godesberg programından da eski olduğu duşunülünce, bu değişikliklerin mantığı daha ı\i anlaşılıyor. Eski ve yeni İlkeler Bildirisi karşılaştırıldığında, sosyal demokrat partilerin bugun devlet ve planlamaya nazaran piyasaya ve rekabete çok daha büyuk bir ağırlık ve onem verdikleri açıkça görülüyor. 18. Kongrenin kapamşı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında Brandt'ın, gazetecilerin bu konudaki sorusunu yanıtlarken şunları söylemesi ilginçti: "Evet haklısınız... Bu denevimlerimizin bir sonucudur. İkinci Dunya Savaşı'ndan sonra, çoğumuz devlelin ekonomideki rolıine bugün olduğundan daha büyük bir güven duvuvorduk. Bugün ise çogumuz kamu müdahalesi ile pivasada ifade edildiği scklivlt o/el girişimlerin rolü arasında daha uygun bir dengeden >ana>u." Bilimsel sosyalizm yalnızca uygulamada ve gerçek hayatta değil, kâğıt üstünde biletemsili demokrasiye alfernatif ortaya koyamamıştır. Macaristan'ın yeni siyasal sistemini ve anayasasını oluşturmaya çalışan Adalet Bakanı ve partinin önde gelenlerinden Kalman Kulcsar, şimdi çalışmalannda Montesquieu'nun, Locke'un James Madison'un düşüncelerinden ve Amerikan demokrasisinin kurucusu federalistlerin makalelerinden yararlanmaktadır. Sovyet Anayasası'nın bir kopyası olan mevcut Macar Anayasası, Kulcsar'a göre "Devletin haklarını, bireyin hakları üstünde tutan yabancı bir dokümandır." Şimdi Macaristan için Komünist Partisi'nin bütün iktidan denetleme yetkisine son veren; yasama, yürütnıe ve yargı kuvvetlcrinin aynliğına dayalı, bireyin vazgeçilmez haklannı temel alan "yeni" bir sistem hazırlanmaktadır. Marksısı sosyalizmin dünyayı yorumlama gucü de değiştirme gucü de kalmamıştır. Bilimsel sosya SCRECEK Seçkin biryaşam farzı... 0 Bodrum YatLıman'nctan 7dk mesatede 0 Konfuiu Hotel ve Club Odaları 0 Luksve Samımı Lobby Ortamı 0 Lobby ve Terace Bar GokovaBodrum Katesı ve Adalar 0 Zengtn Açık Bufe Kahvaltı ve Yemekler 0 Oaphne A la Carte Restaurant TurkFransız Muttağı 0 Beach Club BarPıatza CafeCafe Turco 0 Alısverış ımkânları 0 2Havuz (Tattı ve Denız Suyu) 0 OzelPlaı " 0 Marına 0SoSporları 0 Toptantı Imkânları 7gece8günyarımpansiyon (Açıkbüfe) 499.000 71. ÇIKTI Tüm Kasetçilerde FIYATLARIMIZ TUMSEZON İÇİN GEÇERLIDIR. 99.000 TL peşin GENEL DAĞITIM: 'Geçeydin Boğaziçinden Başında İstanbul Havası NAZIM HİKMET ~~ FVHOTEL MANAGEMENT f MERKEZOFİS 1305959/60 v HOTEL CLUB M BODRUM (6141)4690 ASM MÜZİK URETIM PAZARLAMA LTD ŞT1 Valtkonağı Cad. Başaran Ap 33/1 Harbıye IST Tel 1406003147981113150 78737 50 79 KAD/KÖY33887763684665 BÎTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle