27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 1989 KÜLTÜRYAŞAM PİKNİK PİYALE MADRA CUMHURİYET/5 60 fılmle yeryüzünü belgeleyen Joris Ivens artık yaşamıyor Rüzgârı da yakalamıştı Geçen hafta Paris'te geçirdiği bir kalp krizi sonucu 90 yaşında ölen Hollandalı belgesel ustası, son olarak geçen yıl Çin'de "Rüzgârın Oyküsü"nü çekmişti. Kiıllur Servisi Belgesel sinema denilince akla gelen belki de ilk sanatçı, Joris Ivens artık yaşamıyor. Yaşamının son aylanna kadar yeryuzunü beigelemeyi bırakmayan, Çin'de çektiği son fılmi "Ruzgânn Öykusu"nde rüzgân bile belgeleyen Ivens, geçen hafta Paris'te geçirdıği bir kalp krizi sonucu 90 yaşında öldu. öncü belgesel sinemanın simgesi sayılan Hollandalı sanatçı, bir zamanlar solcu inançları ve sömürgeciliğe karşı görüşleri yuzünden ülkesinde baskılarla karşılaşmış, uzun süre surgünde yaşamak zorunda kalmıştı. Ancak 1986'da, Paris'te düzenlenen Hollanda Film Günleri'nde Hollanda hukümeti kendisine bir ödul vermiş, daha önceki hükümetlerin tutumundan dolayı Ivens'ten "resmen" ozür dilemişti. 1920'lerde "Köprii", "Yıgmur", "Inşa Edi>onız" gibi ilk dönem filmleriyle tanınan Ivens, Pudovkin'in çağnsıyla Sovyetler Birliğı'nde çalışmalar yaptı. Dunyanın en çok gezen yönetmenlerinden biri olarak da tanınan Ivens, 1933'te Belçika'da Bonnage maden ocaklarındakı bir grev 1 ve sonrasını aktaran "Borinage daki Sefalel'i çekti. 1937'de lspanya'ya giden Ivens, "tsptnyol Toprağı" belgeselinı gerçekleştirdi. Ernest Hemidgway'in metnini yazarak ve seslendirerek katkıda bulunduğu "tspanyol Toprağı" tspanya Iç Savaşı'nın en önemli tarihsel belgeseli oldu. Daha sonra Çin'e giden Ivens, Çin halkının Japon işgaline karşı savaşımını 9 ay süren bir çalışmayla çektiği "Dört Yiiz MUyon" ile göruntuledi. Belgesel sinemanın simgesl 90 yaşında ölen Joris Ivens, belgesel sinemanın yasayan sımgesıydı 1933 te Belçika'da bir maden ocağındakı grev ve sonrasını anlattığı "Bonnage'dakı Sefalet", 1937'de Ispanya Iç Savaşı'nı belgeledığı "Ispanyol Toprağı", Japon işgaline karşı Çın halkının savaşımını göruntulediöı "400 Mılyon", Ivens'ın başyapıtlan arasındaydı. durmadan bombaladığı bir ormandan geçiyordu. Bütün dunyanın tanıdığı bir sinema adamının kendi topraklarında Amerikan bombalarıyla ölmesi olasıhğı ise Kuzey Vietnamlılann fena halde canını sıkıyordu. raz daha zayıf düşmüstü ve kauçuk uçlu bir bastonla yürüyordu, ama hâlâ dinçti ve emekliye aynlmaya niyeti yoktu. Kansı Londan'la yeni bir yolculuğa çıktılar. Bu kez Gobi Çölu'ne gittiler, Çın Seddi'nin üzerinde uçtular, Çin'in olmadık yörelerine uzandılar. Son yapıtlan "Rüzgânn Öyküsü" için metrelerce film çektiler. Erişilmesi guç bölgelerde film çekmek kuşkusuz bir kır gezintisi degildi, ama 90 yaşında bir adamın Çin'in 2 bin metrelik dağlannda "rüzgânn öyküsii"nu yakalamaya çalışması masalsı bir serüvenden farksızdı. Kaldı ki Ivens, küçukluğunden beri nefes darlığı çekiyordu ve tek ciğerlı sayılırdı. Hiçbir sigorta şirketi, Londra'dakı " U o y d ' s " bile koca ustayı sıgortalamaya yanaşmamıştı. birinde hastalandı ve hemen Fransa'ya geri göndeıildi. Karısı Loridan dahil herkes yönetmenin arlık son nefesinı vereceğıni sandı, ama Ivens toparfendı, filmi tamamladı, geçen yıl da Venedik Şenliği'nde ayakta alkışlanarak Altın Aslan'ı kazandı. Filmin galası ise Ivens'ın anayurdu Hollanda'da yapıldı. Galaya Kraliçe Beatrice de katıldı. 1946'da Endonezya'daki Hollanda zulmünü gozler onune seren bir film yapan Ivens'ın bir vakitler anayurdunda "vatan haini" ilan edildiği, Hollanda pasaportuna el konulduğu anımsanacak olursa, "Riizgârın Öyküsıi"nu kralıçeyle Ivens'ın birlikte seyretmeleri yabana atılacak bir olay sayılmazdı. "Dunya degisti" diyordu Loridan. "Ama bu arada biz de değiştik." Ivens ise gerçi ayrıntıiı açıklamalara girişmiyordu, ama son 10 yıldır birçok konudaki duşüncesıni değiştirdiği açıktı. Ivens, basit mılitan çözümlere artık inanmadığjnı ve gençliğinde edindığı kaba bılimsellikten vazgeçtığını soylemekle yetiniyordu. Aslında sanatçı son filminde, bir bakıma kendi yaşamını yeniden değerlendiriyor, kendi kendini radikal bir biçimde sorguluyordu. "Rüzgânn Öykusü", özyaşamoykusel nitelikte şiirsel bir masaldı nerdeyse. Film yine bir belgeseldi, ama bir kahramanı vardı. Bu kahramanı Ivens kendisi oynuyordu, ancak hem kendisi hem de herhangı bin olarak alınabilecek bir kahramandı bu. Bir yönetmen, değişik mekânlarda ve belleğinin dolambaçlannda bir seruvene atılıyor ve yeryuzunun en buyük ruzgârlanndan birini yakalayıp filme almaya çalışıyordu. HIZLI GAZETECI NECDET ŞEX G\0İ PİIL, KoHuİU 54MA /Ç/Mı' PÖKMEİB SELMiy7/*1. SENfN ŞıKÂYETiERM P Yüf?(>'M6YeM 01 EVUÜĞİM AMA YuRÜMEPfâiME 3İ TEK 8EN İMMMORUM.. AHHStfi, KOCAM ARKAPAflNİIM, UEPSİ Aöll BİRIİ61 İ 'MUTLU YUVAMI ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI Sonunda Ivens'ın inadı baskın çıktı. Loridan'la birlikte yola koyuldular. Gündüzleri uyuyor, geceleri ilerlıyor, gökyüzunde bombalar belirdiğinde kamyondan aşağı atlayıp sülük ve yılan dolu 20 yıl önce, dünyaca ünlu bel bomba çukurlanna dalıyorlardı. gesel film yönetmeni Joris Ivens, Bir sure sonra hedeflerine vardı70'ine merdiven dayamıştı. 70 lar ve 4 ay Kuzey Vıetnam köyyaş, birçok insanın çoktan emek lulerinin arasında yaşadüar. Telilik köşesine çekildiği bir yaştı. pelerindeki toprak, bombalarla Oysa o sırada Ivens, karısı Mar sarsılırken yerin 10 metre altında celine Loridan'la birlikte, 17. pa köylülerin günlük yaşamını fılme ralele gıdebilmek için Kuzey Vi aldılar. etnam yetkılılerinden izin koparmaya uğraşıyordu. 17 paralele Aradan 20 yıl geçti. Ivens gıtmenin tek yolu, Amerikahlann 90'ına gelıyordu artık. Gerçi bi Peki, ruzgânn filmi nasıl cekilir? lnsan gorunmeyen bir şeyi nasıl görünür kılar? Bunun sırn belki de Ivens'ın film boyunca " n ı h " , "nefes" ve "rüzgâr" uçlusunu temel almasında yatıyordu. Çünku Ivens'ın filmde yakalamaya çalıştığı "ruzgâr", ruhsal ve manevi olan her şeyin ana imgesinden başka bir şey değildi. Ama yine de Ivens ve Loridan, filmin sonlarma doğru S dakikalık bir sahnede rüzgânn perdede belirmesini sağlıyorlardı. Çölun üstunde ansızın şiddetli bir ruzgâr patlıyor ve milyonlarca kum taneciğini tepeciklerin uzerinden saNitekim Ivens ücra yerlerdçn vuruyordu. Sanki bir anlık bir zafer ve kurtuluş. Berlin'deki öğrencilik yıllarında Kandinsky, Brecht, Piscator, Mondrian gıbı sanatçılarla birlikte olan Ivens, o donemi anımsarken, "Cömert düşuncelerin yeni bir dünya yaratabileceğine inannuştım" diyordu "ama sonradan bu düşuncelerin bir dogmaya donuştuğunu, tersine donduğunu gördüm." Nitekim filmin sonlarına doğru, butun ekip çölde oturmuş beklerken, çadınn öniınde yaşlı bir kadın beliriyor ve biraz para verirlerse bir rüzgâr yaratabıleceğini soyluyor. Genç Çinli çevirmen kuşkuyla bakarken, Ivens dönüp, " 2 0 . yüzyılda biıtun yaşadıklanmdan sonra biivüye inanabilirim artık" diyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLÎR KEMAL GÖKHAN GÜRSES Kemal Gökhan Gürses yıllık izninin bir bölümünü kullandığından "Ağaç Yaşken Eğilir"i bir süre yayımlayamıyoruz. GARFIELD JM DAVIS TARIHTE BUGUN MVMTAZ ARKAN 4 Temmuz BARBAROS HATRETT/N PA$A.. ISU'M.BUYUK TueKAMİ&DLI BAKZ&VİOS HAVK£TTIN F#$A (HtZ/g BEİS'), 5ÇJ YAŞtNC* /S7*HBUL'M ÖLOÛ YAKUPAU.I BİR SİPAU/'Su8AyiNlN DÖRTO&UlMOAN BİZİ OIAN H/ZIR,A&ABEYI' OKUÇ'IA BİRLİHTE KOÜ&ANUK YAPUlÇ, BU ARADA CE2/*YıR'l £U&£ÇllS£l2£l<:&te BBYUK KURMUÇMRDI. ORUÇ'UN Bld ÇAHPlÇMAO6 ÖLLMUNDENSONRA HI2IR, CEZAYİR'ı OSMAAIU fW>i$AM/ YAVU2SULTAN SBÜM'E SüNABAK CE2AYIR BEYLERBEYt OCMUÇTU DAHA SONRA,KANUNÎ ZAMANINDA "KAP7%Nl OERVA" yAP/LAN BARBAROS. DONANMASl IL£ AKP£ NIZ'I B'R TUR.K. SÖLU PuZUVIUNA GBT7fiMrÇ, ISSB'PE DE BUYÜK (İİR HAÇLI DO. NANMASlNI PREVE2E'l>E YEMM/$ri. Artık Ivens, güvenhği gelenekte arayan bir ihtiyar mıydı? Anlatıcılığını Eraest Hemingway'in ustlendıği tspanya Iç Savaşı belgeseHnin yönetmeni, 90'ında hâlâ kameranın arkasmdaydı. Ve belki de yuzyıllık seruvenin imbığinden akıttığı bitmeyen bir gençlik ve Ya*ar KemaCle Mrilkto (Soldan sağa) Amerikalı yazar Elie VViesel, Hollandalı belgesel ustası Jons Ivens, Italyan coşkuyla insan var oluşuna daha film yönetmeni Fedenco Fellinı ve ünlu romancımız Yaşar Kemal. Ivens, bu üç sanatçıyla birlikte 1984 yılında Pa geniş, daha comert bir mercekten bakıyordu. ris'te Legion d'honneur aldıgı törertde. TÜRK VE DÜNYA KARİKATÜRÜNDEN Aziz Tüfekçi, Sümela Manastın'nın hem bekçisi, hem rehberi 175 bin lira aylık alan Aziz Tüfekçi, Sümela Manastın'nın tarihini turistlere îngilizce anlatıyor. Zaman zaman rehberlik de yapan Tüfekçi, her gün köyünden manastıra giden 7 kilometrelik yolu yürüyor. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Okuma yazmayı askerde oğrenip dışardan ilkokul diploması alan Sümela Manastırı Bekçisi Aziz Tüfekçi, Kültür Bakanlığı Kültur ve Tabiat Varhklannı Koruma Kurulu tarafından "yılın müzecisi" seçildi. Halen 175 bin lira aylık ile çalışan Tüfekçi, 1973 yıhndan berı koruduğu Sümela Manastın'nın "degeri parayla ölçülemeyecek bir memleket hazinesi" olduğunu soyluyor. "En büyıik isteğim, Tttrkiyemdeki müzeleri gezip tanımak " diyen Tüfekçi, göreve başladıktan sonra manastınn tarihini öğrenebilmek için çok sayıda kitap okumuş. Kendi kendine Îngilizce de öğrenen Tüfekçi, Sümela Manastın'nın tarihini turistlere Îngilizce anlatıyor. Zaman zaman rehberlik de yapıyor. Kültür varlıklannı koruma konusundaki çabalanndan dolayı yılın müzecileri arasında yer alan Tüfekçi, tarihe duyduğu ilginin nedenini şöyle anlatıyor: Yılın müzeeisi, müze bekçisi En buyük isteğinin Türkiye'deki tüm müzeleri gezmek olduğunu belirten Tüfekçi, Trabzon dışında nereleri gezdiği sorusunu yamtlarken yakınıyor: "Senelik iznimde tsUnbul'a gittiğimde bütün tarihi eserleri gezdim. Orada akrabalanm var. Bir de Bursa'ya gittim. Bu maasla başka \erieri gezmem maalesef miimküo değil." Tüfekçi, en çok gormek istediği yeri sorduğumuzda ise hemen "Kapadokya" yanıtını verıyor: "Eğer Kapadokya'yı gezebilitsem kendimi çok mutlu sayanm. Sümela Manastın'na gelen turistlerie sohbel edi\oruz. Kapadokya'yı anlala anlata bitiremijoriar. Ama maalesef hiç gormedim." Sümela Manastın'na 7 kılometre uzaklıktaki Maçka'ya bağlı Altındere Koyü'nde oturan Tüfekçi, bu yolu her gun yurudüğunu anlatıyor. Yolun son bir kilometrelik bolümunun ise, manastıra çıkan dik patika olduğuna dıkkat çeken Tüfekçi, manastınn kadrolu tek bekçisi. Tüfekçi, gunde ortalama 400500, hafta sonlannda ve tatil günlerinde ise yaklaşık bin kişinın gezdiği manastırı "altın )umurtla>an tavuğa" benzetiyor ve "Koruvabilirsen, nesline hediye bırakabileceğin bir eser, en miikemmel şekilde korumakta ve titiz olarak bakmakta yarar var" diyor. Turistlerin manastınn etrafındaki en kuçuk bir taş parçasının yerinı değiştırmelerine bile kesınlikle izin vermediğıni bildiren Tufekçi, "Frekslere ellerini sürmelerine de izin vermeyiz. Bunlar biliyorsunuz labii boya. Herkes elini sürse, 'neden yapılmış' diye baksa, taş bile oisa dayanmaz, erir" diyor. Abidin Dino MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN GÜMRÜK MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞSINAVI Maliye ve Gumruk Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca 12.9.1989 Sah gunu başlamak uzere Ankara ve Istanbul'da Gumrük Müfettiş Yardımcılığı gıriş sına.ı yapılacaktır. Sınava katılabilmek için: 1. De\let Memurlan Kanunu'nun 48'incı maddesinde yazılı genel nitelikleri taşımak, 2. Hukuk, lktisat, Siyasal Bilgiler, Işletme \e 1dan Bılımler Fakülteleri ile Iktisadi ve Tıcari llimler Fakulteleri ya da aynı konularda oğrenim yapıp yukarıda belirtilenlerle denklığı Mılli Egitim Bakanlığı'nca kabul olunan yabancı kurumlardan birini bılırmış olmak, 3. 1.1.1989 gunünde otuz yaşını doldurmamış olmak, 4. Sağlık durumu Turkıye'nin her yerınde görev yapmaya, her türlu iklim ve yolculuk koşullanna ve her türlu taşıt araçlanyla yolculuk yapmaya elverişli olmak, 5. Yapılacak inceleme ve araştırmada gerek sıcil, gerekse tutum ve davranış yonunden Gumruk MufeCtışlığı oz>apı ve niteliKlerini laşıdığı saptanmış bulunmak gerekir. Sınav: Maliye, Ekonomi, Kamu veOzel Hukuk, Muhasebe veTicari Hesap ile Yabancı Dil Gruplarından yapılacaktır. İslekliler ayrıntılı bilgılerı kapsar sınav broşurünu Ankara'da Teftiş Kurulu, Istanbul ve lzmır'de Gumruk Mufettışlerı Grup Başkanhklarından (emin edebilirler. Sınav için başvurulann en geç 21.8.1989 gunu çalışma saatı bıtımıne kadar "Maliye ve Gumruk Bakanlığı Tefliş Kurulu Başkanlıği Dikmen / ANKARA" adresinde bulunacak şekilde şahsen ya da postayla ılelilmesınin gerckiığı ve gecıkmelerın değerlendırilmeyeceğı duyurulur. Basın 24929A.8290 Leonid Tislikov (SSCB) CAĞOAŞ YAYINUfll İLHAN SELÇUK'un Yeni k i t a b ı "Bakıyoram da, dunyanın neresine giderseniz gidin eski şeyler özelligini hâlâ muhafaza ediyor. Bütun insanlar onlan gormek istiyorlar. Yeni yapılan şeylere kimse ilgi duymuyor, tnerak etmiyor. tnsanlann merak etmediği şeyi ben de merak etraem tabii. Şimdi ber teknik var, ama eskiler neter yapmışlar. Mesela Sümela Manastın'nın duvar freskleri. Tabii boyadan yapılmış. Bugün restoras>onu inıkânsız. Ama adamlar asırlar once yapmışlar onu. O Kapadokya'yı geznek istiyor Yılın muzecısi seçılen Sümela Manastırı bekçisi Aziz Tüfekçı'nın en çok gezmek tonlarca ağırlıktaki taşlan nasıl ıstedığı yer Kapadokya Tüfekçi, çok sayıda tunstın gezdiği Sümela Manastırı'nı da altın yumurtlayan tavuğa benzegetirmiş, nasıl yerleştirmişler?" tiyor (Fotoğraf. Rıza Ezer) JAP^tN 7.000 TL. (KDV ıçinde) Çağdaş Yayınları, fürk Ocağı Cod. 3941 CağaloğluİSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle