Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER sinler. Kesinlikle eminiz ki üzülen kendileri olacak lık Yasası"ndan bildiğimiz yasa ile düzelebilecek lardır. Öte yandan hak isteyen bir kitlenin, bu hakkı sorunlar olduğu nasıl düşünülebilir? Ülkemizde sağlık hizmetlerinin aksamasının teelde ettiği zaman (eğer temmuzda edebileceklerse, bu da çok kuşkulu) üzuldükleri nerede görülmüş mel nedenlerinden biri de sağlık yönetiminin baDoktorkır, onlarca yıldan beri haklarını almak için sabırla, ancak şında bulunanların, ya sağlık yönetimini bilmemetür? leri ya da bilmezden gelmek durumunda olmalanhekimîerin gösterebileceği bir sabırla beklemişlerdir. Uyanık olduğu Sorun para mı? dır. Sağlık yönetimine ilişkin bakanlıkça yapılan ileri sürülen bakanlık, sorunların hiçbirine çözüm getirememiştir. Bu soruya >anıt vermeden bir noktayı, önemi ne uygulamalara "itfaiye sistemi" adı takılmıştır. Yani Yeniden Meclis'e sunulacağını Sayın Başbakan'ın belirîtiği yasa ise deni ile, öncelikle açıklamak istiyoruz. Hekimîe yangın olan yere hucum. Sayın Bakan gene bir koçözüm bir yana, işleri iyice arapsaçına çevirecektir. Doktorlar, rin yaptıkları bir "eylem"dir. Bu konuya aşağıda nuşmasında, doktorların eylemini anımsalıp yeniden döneceğiz. Hekimler bu eylemleri ile kuş "Amaçları bakanlığı uyarmak ise bakanlık zaten sabırla, beklemekle elde edemedikleri haklarını almak için eylem kusuz hak ettikleri, verdikleri emeklerin karşılığı uyanıktır" diyor. Belki de bakanlık, kendi içinden yapmaya yöneîimce zorlanmıştır. olan parayı da istiyorlar. Ancak belki de siyasal ik boyle gorunüyor. Belirtmek zorundayız ki bakantidarın genel felsefesi gereği, yetkililer bu eylemle lık mışıl mışıl uyumaktadır. Uyanık olmak, sorun DOÇ. Dr. NEVZAT EREN Türk TabipleriBirliği Yüksek OnurKurulu ri yalnız para sorunu olarak görup gösteriyorlar. çıkmadan önlem almayı gerektirir. Bakanlık hanÜyesi Belki de teknokratları onlara yanlış bilgi veriyor gi sağlık sorununda bu beceriyi gosterebilmiştir?.. lar, bilemiyoruz. Ancak "Ankara Tabip Odası Somyu biz yanıtlayalım, hiçbir konuda. Sağlık Baöncelikle belirtelim ki beyaz önlük, bir giysi ola araştırma yaptırmalarını öneririz. Böylece bilim Bulteni" hekimîerin isteklerini, halk deyişiyle be kanlığı, UNICEF'e verdiği bir raporda "Ülkedeki rak hekimîerin simgesidir. Ancak beyaz önlük, yal sel yolla kendisini sevenlerin oranını doğru olarak linelim, barbar bağırıyor. Yetkililer belki okur bebek ve çocuk olümlerini biz azaltamıyoruz. Bu nız hekimîerin değil, tüm sağlık personelinin de giy öğrenmiş olacaklar. Çünkü şaşırarak basından oğ lar diye ve okuyucunun olayları tam kavraması için gorevi siz üstlenin" diye yazmıştır. Öğrenmek isterlerse, sayın yetkililere raporu ve bu tümcenin yareniyoruz ki Sayın Bakan, beni sevenler bu eylem bunları özetleyelim: si olarak simgesidir. lere katılmasınlar diyebiliyor. 1. Haftalık çalışma saati, bir insanın dayanabi zılı olduğu satırları gösterebiliriz. Yine belirtmek gerekir ki herhangi bir meslek, leceği sınıra indirilmelidir. Bunun üzerindeki çalışsimgesi olan giysiden dolayı değil, görülen eğitim Bu ulke bizlerin, bu ulkede yaşayan insanlarınmalar, hekimin hastaya sağlaması beklenen yardıve yapılan işler nedeniyle meslek olma özelliği Sevgi ve havır işleri dır. Hiçbir yetkilinin de kimseye "hayır için" işler Sayın Bakan yine "Ben erişeceğim yere eriştim. mı, önemli ölçüde kısıtlamaktadır. taşır. Düşünülebilir mi ki bir yargıç, bir avukat cüppesini çıkardığında yargıç ya da avukat olmak Ha>ırla anılmak istiyorum" diyor. Açıkça belli olu2. Fazla çalıştığımız saatlerin karşılığı ödensin. yapmaya hakkı da yoktur. Haklar istenmektedir. Yetkililer, ya çıkıp bu istekler haksızdır derler ya yor ki Sayın Bakan, istenen haklan vermeyi bir Çunkü anayasamız "angarya yasak" diyor. tan da çıkar? hayırhasenat işi sayıyor. Okuyucu ammsamalıdır 3. Nöbet tuttuğumuz günü izleyen gün izinli sa da istenen haklan verirler. Anladığımız kadar de'İstifa etsinler' ki hekimler "insan gibi yaşamak" hakkı peşinde yılalım. Çünkü bu, hemen tüm kamu kurum ve ku mokrasinin kurallan böyle isler. Sayın Sağlık Bakanı'nm basına yansıyan "Ön ler. Eğer bu iş, bir sevme, hayır işi olsaydı, doğru ruluşlannda uygulanmaktadır. 4. Nöbet tutmamız sırasmda bizlere, insansal ge Sonuç lüğünü çıkaran doktorlar istifa etsinler" yolunda su Sayın Bakan'ın aklına FakFunFon neden gelki görüşünü, yukandaki açıklamanın ışığında, an miyor, anlayamıyoruz. Kuşkusuz bu fondan yapı reksinmelerimizi karşılayacak önlemler alınsın. GeDoktorlar, onlarca yıldan beri haklarını almak lamak nasıl olanaklı olacaktır?.. Neden, hangi sı lacak yardım, hekimler için soz konusu olamaz. Be celeri bizlere yemek verikin, nöbet tutanlara bir oda için sabırla, ancak hekimîerin gösterebileceği bir salirttiğimiz gibi hekimler, hak ettikleri kuşkusuz olan ayrılsın. fatlarından istifa edecek beyaz önlükluler?.. Hebırla beklemişlerdir. Uyanık olduğu ileri sürülen bakim olmaktan istifa etmeleri söz konusu olamaz. bazı düzeltmelerin yapümasını istiyorlar. Bunu kar5. Gün aşırı nöbet tutma kaldırılsın. Bu, insan kanlık, sorunların hiçbirine çozüm getirememiştir. Çünku dünyanın her yerinde olduğu gibi bizim ül şılamak da Sağlık Bakanlığı'nın görevidir. Bu gö bedeninin kaldıramayacağı kadar ağır bir yüktür. Yeniden Meclis'e sunulacağını Sayın Başbakan'ın kemizde de kimse devlet zoruyla hekim yapılamaz, revi yerine getiremeyenler, istifa etsinler dıye dok6. Hastalarımıza, tüm uygar dunyada yapıldığı hiç kimse de ileri derecede ruh sağhğı bozuklukla torlara bir tür tehdit yapacaklarına, herhalde ba ve Dünya Sağlık örgütü'nün de önerdiği gibi ge belirttiği yasa ise çozüm bir yana işleri iyice arapkanların da istifa etmelerini zorunlu kılan durum rekli zamanı ayırabilelim. Bu süre 2530 dakika saçına çevirecektir. Bu konu, ayrı bir yazımızın korı ve Turk Tabipleri Birliği Onur Kurullan'nın kararları dısında hekimlikten çıkanlamaz. Sağlık Ba lar olabileceğini ammsamalıdırlar. Sayın Bakan yi dır. Ülkemiz koşullarını göz önüne alarak bunu 20 nusu olacaktır. kanlığı'nın da böyle bir yetkisi yoktur. Belki Sa ne konuşuyor: "Temmuz ayında getireceğimiz öde dakika ile sınırlayalım. Doktorlar, sabırla, beklemekle elde edemedikyın Bakan istifa etsinler derken, görevlerinden is meler karşısında, bu eylemi yapan hekimler üzüYukanda, hekimîerin isteklerini özet olarak sun leri haklarını almak için eylem yapmaya yönetimleceklerdir." Yirmi yıla yakın bir zamandır, Türk duk. Doğrusu merak ediyoruz: însaf sahibi kim bu ce zorlanmıştır. Bu eylem başlamıştır ve kanımıztifa etmelerini anlatmak istemiştir. O zaman soralım: Sayın Bakan hekimler istifa ettiklerinde ne>in, Tabipler Birliği'nin değişik organlarında görev ya istekleri haksız bulabilir? Doğal olarak hekimler, ca sürecektir de. Yapılan eylemlerin hekimce, en kimlerin bakaru olacaktır?.. Sayın Bakan acaba he pan, bu nedenle konuyu olabildiği kadar yakından verdikleri emeğin parasal karşıhğını da istiyorlar. çok hasta yaranna biçimlerde sürdurüluşü de hekimlere reva görülen uygulamalan onaylamayan bilen bir kişi olarak, Sayın Bakan'a bir onerimiz Zorunlu hizmetin kaldınlıp özendirici önlemler kimlik adına övünülecek bir durumdur. Bu ülkelann, yalnızca beyaz önluklerini bakanlığın demir olacaktır. Teknokratlanna "onlarca yıldan beri he alınmasını da istiyorlar. Şimdi sorunlar bunlarken, de yaşayan elli milyon kişi doktorlardan "insanca parmaklıklarına bırakanlar kadar mı olduğunu dü kimler ve obur sağlık personeline uygulanan per temmuzda çıkanlacak zam yasası ile hekimîerin öz muamele" istemektedir. Şaşırtıcı duruma bakınız şünüyorlar? Sanmıyoruz ki böyle düşunmüş olsun sonel istihdam politikaları ve emeklerine karşı ode lük haklarını tam olarak yok edeceği bir önceki ki 40 bin doktor da "insanca muamele" istemgklar. Eğer öyle düşünüyorlarsa hekimler arasında bir nen ücretleri gosteren bir liste" hazırlatıp incele Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen "Temel Sağ tedir. Eylemdeki tüm doktorlara saygılar. Beyaz Onlüklüloriıı Sahra PENCERE Devrimciyiz 4 TEMMUZ 1989 HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD Atatürk'ün 1913 Sofyası'nda Carmen operasını izledıkten sonra uzun süre tartıştığını ve "Balkan Savası'nı neden yitirdiğımizi şımdi daha iyi anlıyorum" diye çoksesli müzik görüşünü açıkladığını birkaç kez yazmıştım. Atatürk'ün ne denli haklı olduğunu, 24 hazıran akşamı İstanbul Festıvali programında yer alan Fransız Toulouse orkestrasından Marseıllaise'i dinleyince daha gerçekçi açıdan değerlendirdim... TRT Gençlik Korosu'nun da katıldığı Marseıllaise'i şaşkınhkla sevınç duyguları karışımı bir ruh haliyle dinledim. Dinledim ve hiç bıtmesin istedim. Marseillaıse'ın programda yer almasının önemli bir nedeni vardı. Fransızlar Büyük Fransız Devrimi'nin 200. yılını kutluyorlardı. Kutlama gösterılerinde Marseillaise'in önemli yeri vardı. Sözleri ve ezgıleri yazmış olan genç Yuzbaşı Rouget de Lisleie adı hemen hemen unutulmuş olsa bile!.. istanbul Kültür Merkezi'nde öylesine heyecania ve içtenlikle icra edildi ki çoğunluğu Fransızca bilmeyen dinleyicileri, içten içe Marseillaise'i okuyordu diyesim geliyor. 15 Temmuz 1795 günü Fransız Ulusal Marşı olarak kabul edilen Marseillaise, Strasbourg Belediye Başkanı'nın isieği üzerıne bir gecede yazılmıştır Yüzbaşı de Lisleie, bütün bir gece çalışarak yarattığı söz ve ezgileri ertesi sabah piyanoda dinletmtştir. Marsilyalılann şarkısı öylesine benimsenmtştir kı Avusturyalılarla savaşan bir generalin, "Ya on bin asker ya da birkaç yüz Marseillaise notasını acele gönderin" diye mektup yazdığı söylenir. Stefan Zvveig'ın 'Tarihten On İki Minyatür' adını verdiği ünlü kitabında "bir gecelik dâhi" olayını şöyle anlatır: "Bu şarkı onların şarkısı oldu ve delikanlılar Ren ordusu için bestelendiğini bilemeden, kim tarafından ve ne zaman yazılıp bestelendiğinin farkında olmadan, kendi taburlarının marşı olarak, kendı ölümlerinin ve ınançlarının marşı olarak bu şarkıyı benimsediler. Marseillaise ilk büyük zaferıni Paris'te kazanır Marsilya taburu 30temmuzda Parisın dışmahallelerinden geçer. Sancak ve şarkı önde gıtmektedir. Delikanlıları törenle karşılamak isteyen binlerce ve on binlerce insan, caddenin ikı yanında beklemektedir. Beş yüz Marsilyalı, ölçulü adımlarla tempo tuttukları şarkıyı, tek bir gırtlaktan çıkarcasına yineleyerek sonuna yaklaşınca kalabalık kulak kesıliyor Bu Marsilyalılann söyledıği görkemlı ve surükleyici marş... "Yurttaşlar silah başına!" sözlerinin bütün kalplere sokulan. trampet gürültüleriyle karışanını ilk kez duyuyorlar! Marsilyalı beş yüz delikanlının söyledikleri gibisini hiç duymamışlardı. Bütün sokaklarda yinelenmesi için sadece iki üç saatin geçmesi yetiyor. Şair unutuldu. Eski marşlar ve şarkılar unutuldu. ihtılal kendı şarkısını tanıdı, kendi ezgisini buldu. Şarkı bir çığ hızıyla yayılmakta ve bu zafere koşuşunu hiçbir güç durduramamaktadır. Şölenlerde bu şarkı söyleniyor. Tıyatrolarda ve kulüplerde, hatta kıliselerde hep bu şarkı söyleniyor. Bir ayda pek pek ikı ayda Marseillaise halkın ve ordunun şarkısı oldu, cumhuriyetin ilk savunmalarına bakalım, Seryan'ın zeki bakışları böylesine eşsiz bir savaş şarkısındaki o güçlendirici ve renklendirici büyük kuvveti görüyor. Bir kararnameyle 100 bin bastırıp bütün komutanlıklaragönderiliyor. Böylece birkaç gece önce hiç kimsenin tanımadığı bir adamın şarkısı Moliere'ın, Racine'in ve Voltaire'in bütün eserlerınden daha fazla yayılıyor. Tek bir şölen yok ki Marseillaise'le son bulmasın, tek bir meydan savaşı yok ki başlamadan önce bando Marseıllaise'i çalmasın! 1989 Türkiyesi, çelişkiler ve çalkantılar ulkesı Bir yanda Suna Kan... Öte yanda 'senben' kavgası yapan şarkıcı bayanlar! 'Marseillaistf Dolayısıyla... STEPHANE GRAPPELLİ Afişler 1.500 TL'den aşağıdaki adreslerde satışa sunulmuştur. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu MODA SİNEMASI: Bahariye Cad. KADIKOY KARYA KÛLTÜR MERKEZİ: istanbul Cad. No. 83 BAKIRKÖY (Adliye karşısı) NOT: Cumhuriyet Kitap Kulübü üyelerine indirimlidir. Cumhuriyet Kitap Kulübü Taksitle Kitap Kampanyası 31 Temmuz'a kadar Biliyorum, yazının başlığı kimilerini ürkütecektir. Haklıdıriar; "devrim" sözcüğü sakıncalı sayılıyor. 12 Eylül, "devrim'i defterden silmek istedi; doğrudan karşı çıkamadı; yerine "inkılabı" koydu. Çok partili rejimden bu yana kırk yıl geçmiş; bugün bile Meclise giren her milletvekili, ister tutucu olsun, ıster gerici, ister sağcı ya da solcu, yemin etmek zorundadır: İnkılapçıyım. ilk bakışta insana gülünç gelir. Tutucu bir milletvekili niçin "inkılapçıyım" diye artt içiyor? Ortaoyunu mu bu? Hayır. Aradan bunca zaman geçmesine karşın, hiç kimse Atatürk devrimlerine açıkça karşı çıkmak yürekliliğini gösteremiyor. Türkiye Cumhuriyeti bir devrimle kurulmuştur. Var oluşumuzun nedeni, dünya devrimler tarihinin anlamında belıriyor. Hem programında, hem tüzüğünde SHP'nin devrimci olduğu yazılıdır Cumhuriyet Gazetesi devrimle kurulmuştur; Atatürk devrimlerinin savunucusudur. İyice bilinmelidir ki, bizim devrimimiz, dünya devrimler tarihinin bir parçasıdır; ne 1789'dan soyutlanabilir ne de 1917 ile bağıntıları koparılabilir * 1789'un Türkiye'ye yansıyan felsefesi bizim devrimimizin mayasını oluşturdu. insan haklan, ulusal egemenlik, laiklik ilkeleri nereden kaynaklanıyor? Emperyalizme karsı ulusal kurtuluş savaş/ ve halkçılık, 1917 devrimine sırtını dayamadı mı? O güne dek yaşanan devrimlerin harmanında ortaya Anadolu ihtilali çıktı; ama bizim özelliğimız ne? 1919'da Anadolu işgali başladığında, Turkiye'deki savaş bir HınstiyanMuslüman kavgasınadönüşmüştü. 1920'de kurulan Birincı Büyük Millet Meclısi'nde bir tek Hıristiyan yoktur. Buna karşın Gazi, zaferden sonra padişahlığı ve hilafeti yıkmış, laik cumhuriyeti kurmuş, İslam ortaçağını yırtmıştır. Kısa bir süreç içinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için gerekli devrimler birbiri ardına gündeme girmiştir. Bir İslam devleti niteliğinde kalsaydık, çağdaş demokrasiye yöneliş olanaksızdı. Laiklik demokrasinin ilk adımıdır. * Dünya devrimler tarihi gelgitlerle yaşanır. 1789'dan sonra neler olmadı? Bir yüzyıl boyunca Fransa, tarihin sahncağında kolan vurdu; cumhuriyetimparatorlukkrallık; devrim ve karşıdevrim arasında gidip geldi; yine de 1789'dan geriye doğru yaşamak yalnız Fransa için değil, bütün dünyada olanaksızdı; devrimin köklen öylesine derindeydi ki kimsenin gücü onları sökmeye yetmedi. Tersine, dünya sanayi devrimiyle yeni tanışırken sosyalist devrim kuluçkaya yumurtasını koymuştu. 1917'de çatlayacak o yumurta; Çarlık yıkılacak, emperyalizmin Türkiye'yi dört yandan kuşatması olanaksızlaşacak, Anadolu ihtilali sırtını dayayacak bir duvar bulacak, Atatürk devrimine yönelecek... Her bir devrim, kendinden sonraki bir devrimin yolunu açar, fikirlerini geliştirir, tarihsel kökenine su verir. Bir devrimi benimseyip ötekileri dışladınız mı, hem dünya görüşünüz, hem tarihsel bakış açınız çarpılır, tutarlı olmaktan uzaklaşır, "eklektik" şaşkınlığa düşersiniz. • 20'nci yüzyıl devrimler çağı gibi yaşandı; insanlığın uyanışı hızlandı. Ne var ki bu gelişmenin tekdüze, şabloncu ve düz bir çizgi izleyeceğini sananlar 21'inci yüzyıla yaklaşırken düş kınklığına uğramışlardır. Çünkü devrimi yaşamış toplumlarda; tepkilerin, durağanlığın, arayışların; kimilennde ise karşıdevrirncı eylemlerin başkaldırdığı gorülüyor. Tutucular bu fırsattan yararlanarak bir propaganda kampanyası açtılar: "7789 keşke olmasaydı, 1917 de çöküyor." Ya 1923? Devrimler bir bütün olduğu na göre 1923 de bu kapsama girmez mi? Ancak kimse umutlanmasın ya da kaygılanmasın. Insanlık ne 1789'dan geri gider, ne 1917'den. Devrimlerin saldığı derin kökleri kimse koparamaz. Türkiye'de karşıdevrimciler kırk yıldan beri bu yolda çabalamıyorlar mı? Devrimlerden geriye dönüş, insanlık tarihinde karanlığa dönüş demektir. Devrimcilerin insan bilincine ve uygarlığa kazandırdıklarını silmeye hiçbir güç yetmeyecektir. c CKK Uşak Temsilciliği ÇAĞDÂŞ KİTABEVI NASREDDİN HOCA ŞENLİKLERİ'NDE İMZA GÜNLERİ Ailemizin büyük dostu, gerçek yurtsever ve demokrat kaybetmekten ötürü üzüntümüzü bildirir; ailesine, tüm yakınlarına başsağlığı ve sabır dileriz. Av. METİN ŞEKERCİOĞLU SERPİL ŞEKERCİOĞLU MELTEM ve ÖZLEM ŞEKERCİOĞLU CKK Türkocağt Cad. 3941 CağaloğluİST. Tel: 512 05 05/514518 HASAN ESAT IŞIK'ı 5.7.1989 / 16.0019.00 AZİZ NESİN FERHAN ŞENSOY 6.7.1989 15.0019.00 MUZAFFER İZGÜ, BEKİR YILDIZ MUZAFFER ABAYHAN, AHMET ÖNEL Yer. 24 Ağustos Buivan Ferif Efendi İshanı, Zemin Kaf AKŞEHİR KORUMAK MI ZOR, A Ş l f l A K M I ? Yurtta k l n KIZ aa öğrencilerin tartışmalarına konuk olduk. B 'Bekaret olmasaydı, herkes istediği ile birlikte olabılecektı." Üniversiteli kız öğrencıler bekaretı tartıştılar. PANEL'e ÇAGRI Konu: • SERBEST MUHASEBECİLİK • SERBEST MUHASEBECİLİK MALÎ MÜŞAVİRLİK • YEMİNLÎ MALÎ MÜŞAVİRLİK Duzenjcyen: Ist. Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakultesi Mezunlan Derneği İst. Şubesı. Toplantı tarihi: 5 Temmuz 1989 Çarşamba saat: 15.00 Toplantı yeri: Istiklal Cad. No: 311 Mısır Apt. Kat. 1 Galatasaray 05645 No.lu Sarı Basın Kartımı kaybettim. Hukümsuzdür. FUAT KOZLUKLU 1ASAKU Mehmel Başaran 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlulstanbul JOAN BAEZ İLE "HAVADA" SÖYLEŞİ Zeynep Oral, efsanevi sanatçı ile uçakta söyleşı yaptı. "Gıttığım yerler sosyal mücadelenin sürduğü yerler genellıkle." TATİL Mİ, 0 DA NE? H 1 z 1 ı AÎIAMIK LTD $H lel ' 7 0 8 65 MAftAION Jü ŞH Tel 13 58 99 BESTKOPİ LTD STI Tel 12629 34 ANTALT* GUNPflASJ< TCARET Tet 17 01 12 ANTAITA BORANAŞ Tel 12 26 51 BUMAKLTD Tet 15 53 12 Bir yıl daha geçtı. Öğrencısiyle, hocastyla, rektörüyle. korumuyla üniversiteli tatılde ne yapacak'Yazaylannı nasıl geçirecek? O lari* ELXOM LTD ŞTL Teı 22 24 42 KONTA DARBAZLAR OTOMOTr; AŞ T el 11 7C20 1132 61 Kimsenin ; gözünün yaşına bakmadan gagalayıp güldiiren dergi... "Gençliğin Sesi "Rüzgârsız yerde fınldak" KEMAL KALE Mayıs 1960Mayıs 1989 Gencin >akışığı mı Şimdi hatırlamak ölümü Sen sevdalara göre>din Ama ölüm şairi susturamaz ki! MECtT ÜNAL BARTES OKUL ÜSKÜDAR KOZYATAĞI MALTEPE TARABYA ÇAĞLAYAN SÜRÜCÜ BELGESİ VERİLİR 334 362 352 162 146 22 47 21 08 88 69 33 21 18 30 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU son çalışmalariDi sizler için yorumladı... BÜRO MAKİNALASI TtC VE SAN. LTD. ŞTI GÜLER DUNUN KULLUKBENİMOLSUN SULTANLIKSENIN GROP DUYGU MÜZİK EŞLİĞİNDE §İ BuyOktSereCoa Sal«iToıonSotPolatApl No 2 '17G<T*»ettepeİSI Tsl 175 70 8 9 * 1 7 5 70 9 0 * 1 7 4 2 3 »4 (6 Hat) fax 172 04 6«« 17510 73 Ibc 26765 etretr ] ~ DUYGU MÜZİK MERKEZİ j! 1 I M Ç 6 Blok No 6522 Unkapanılstanbul Telefon 527 78 6S