Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 TEMMUZ 1989 CUMHURÎYET/15 Sıcak hava keyfi ingiltere'nin özellıkle güneydoğu bölgelerinde son iki aydır ahşilmadir biçimde sıcak ve kuru geçer havalar İngilizier sevindıriyor. Güze havadar yararianan genc bir Londralı, Greer Part'ta ağaçlanr altına oturmui bongo çalm. ; kcnusundakı yeteneğım Herletmeş,~ çalışıyor. (Fotoğra' Reute Ttirkler, Streibl'i casus yerine koydu' FRANKFURT (AA) Fede ral Almanya'nın Bavyera eyaletinde yayımlanan "Abendzeitung" gazetesi, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın, Türkiye'yi ziyaret eden Bavyera Başbakanı Ma.\ Streibl onuruna Dolmabahçe Sarayı'ndaki olaylı resepsiyonunu dun sürmanşet verdi. "Boğazda kurşun sesleri Tiirkler, Streibl'i casus yerine koydular" surmanşeti ile yayımlanan haberde, Sarayın deniz tarafını bekleyen nöbelçi erin, iskeleye çıkmak isteyen konuk Başbakan'a "uyarı aleşi" açmasından sonra onalığın birden kanştığı kaydedildi. Yıırtkur başvuruları ANKARA (AA) 19831990 öğretim yılında Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (Yurtkur) yurtları için başvurular yarın başlıyor. Başvurular, 1 eylül tarihine kadar devam edecek. YurtKur Genel Mudurluğu'nden dün yapılan yazılı açıklamaya göre, yuıtlar 29 eylülde açılacak ve bu tarihten itibaren kesin kayıt işlemlerine başlanacak. Yurtlann hizmete açıhşım izleyen 10 gün içinde kayıt yaptırmayan öğrenciler haklarını kaybedecekler. Bu yıl yurtlara 35 bin öğrenci yerleştirilecek. Fazladan bir yıl daha okuyan öğrenciler ile öze! yetenek sınavı sonucu yüksek öğretim programına girecek öğrenciler, başvurularını 19 eylül 16 ekim tarihleri arasında yapacaklar. Sovyet bakana İngtliz giyim Sovyetler BinMJi Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bayan Alexandra Bıryukova, Ingiliz sanayicilerle görCışmelerde bulunmak için geldıği Ingiltere'de bazı göruşmelerini de, Londra'nın ünlü mağazalannda sürdürdü. Mağazalardan birinde, Ingiltere Endüstri Bakanı Lord Trefgarne, Sovyet bakana şık bir ceket sunuycır. durma yeme yarışması oldukça çekışmelı geçtı Sonuçta, yarışmamn galibi, bes dakika on sanıyede altı kilogram dondurma yiyen Paolo Sicuro oidu. (Fotoğraf Reuter) Roma'da düDondurma yeme yarışması zenlenen don HABERLERİN DEVAMI Minikler şaşkın (Baftara/ı J. Sayfada) la kayıt olmasıyla ya da kazandığı Anadolu liselerinden bırine kayıt olmasıyla ortaya çıkacak koııtenjan boşlukları listelerde adı olmayan adaylar ile doldurulacak. Böylece sınav sonunda özel Türk ve yabancı okulann giriş sınavına katılan 24 bin 376 adaydan 20 bin 128'i bu okullara girme şansını elde ederken, dışarda kalan adayların bir bolümüne de boşalacak kontenjanlar nedeniyle yer açılacak. Edinilen bilgilere göre, özel okullann sınavına girip bu okulu kazanan çocukların büyük bir çoğunluğu üçdört yer birden işgal ediyor. Bu arada bu okullardan Anadolu liselerine kaymalar olacağı da biliniyor. Bu nedenle liste dışı kalanlar, adı çıkanların sayısımn çok ustünde iken bunun ozel okullarda buyük boşluklar yaratacağı görüşü kuvvet kazanıvor. Başka bir deyişle özel okullara yerleşeeek çocukların sadece uçte birinin adı listede yer alırken bu da tstanbul'da bulunan okullan tercih edenlerin tamamınm bu okullara yerleşebileceğini gösteri\or. Ancak arzu edilen okula yerleşme oranı ise tam olarak bilinmiyor. Bu durumda velilerin paniğe kapılmasının yersiz olduğunu söyleyen eğitimciler, kayıt döneminde çok dikkatli davranılmasını istediler. Bu konuda velilerin bilmesi gereken noktalar şöyle: "Puan kartlannda adaylara lercih eltiklcri okullara başvuranlar arasında kaçıncı olduklan bildirilecek. Özel okullar 2125 ağuslos tarihleri arasında okullarının konlenjanı kadar olan ilk listeden ka>ıt yapacaklar. 29 ağustos 1 e>lül larihleri arasında açık kontenjanları oranlannda ikinci listeden puan sırasına göre ad hdirlenerek bu öğrencilerin başt ııruları halinde kesin kayıtları \aptlacak. Kontenjanın dolmaması halinde o okulu tercih etmiş olan öğrenciler 46 eylül tarihleri arasında önkayıl başvurusu yapabiIrcekler. 7 eylül sabahı ilan edilecek listeye göre o gün 17.30'a kadar kesin kayıtlar gerçekleştirilecek. Okul hâlâ kontenjanını dolduramamışsa 811 e>lul larihleri arasında yeniden ön kayıt acacak. Bu dönemde daha once herhangi bir okula kaydını >aptırmış olanlar başka okullara geçiş hakkına sahip olacaklar ve bunlann kayıtları 12 eyluldegercekleştirilecek." Bu yıl İstanbul Lisesi ile Galatasaray Lisesi'nin tercih sistemi dışında bırakılmasıyla Istanbul'da bulunan Nişantaşı Anadolu Lisesi en yüksek puanla öğrencı alan okul oldu. Bu okulun taban puanı 361.487 olarak belirlenıvken, tavan puanı ise 386.640 olarak saptandı. Bu yılki sistem, Nı>antaşı Anadolu Lisesi'nin listesinde yer alan öğrencilerin istanbul ve Galatasaray liselerine geçiş yapmasıyla büyuk kontenjan boşluğunun oluşmasına neden olacak. Bundan dolayı uzmanlar, puan bakırnından daha alt sıralarda yer alan İstanbul'daki Anadolu liselerinde de kontenjan açıklarının oluşacağını, ilk listelerde yer almayan adayların umutsuzluğa kapılmaması gerektiği konusunda velileri uyarıyorlar. Özellikle yüksek puanlı Anadolu liselerinin kontenjanlarını son kayıt dönemi bitinceye kadar dolmayacağını belirten uzmanlar, bakanlığın bir karar değişikliği yapmaması halinde bu okullara başka öğrend alınmayacağına dikkat çekerek, bu okullann oğretimlerine açık kontenjanla başlayıp devam edeceğini söylüyorlar. Sanat baskı altında (Baştarafı 1. Sayfada) duğu saptanabildi. Bu kitaptarın yargılanan, sorgulanan, yasaklanan yazarlannın sayısı ise 106 olarak belirlenebildi. Yasaklamalann bir bolümu mahkemeler tarafından verilirken, cezaevlerinin yonetim birimleri, oğrenci yurtları, sıkıyönetim organlan ve ordu komutanlarının da ayrıca sanat ve edebiyat kitaplanna ilişkin yasak listeleri yaptıkları gorüldu. Örneğin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Yarbay Cana> Koru imzasıyla çıkarılan 2.3.1987 tarih ve İSTH: 359087/ykf. 206 sayılı emirle, 96 yazarın 280 eserinin ordu mensuplanna yasaklandığı belgeleniyordu. Çok buyuk çoğunluğu sanatedebiyat yapıtları olan bu kitaplardan birkaç örnek şoyle: "Hasan tzzettin Dinamo: Kutsal İsyan. 8 ciit. Fakir Baykurt: Tırpan, Onbinlerce Kağnı, Yılanların ö c ü ve diğerleri. Yaşar Keraal: Bütün eserleri. Ayrıca, Abbas Sayar, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Attila İlhan, Vedat Türkali. Şolohov, Gogol, Dosloyevski, Gorki, Jack London, Tolstoy, Konstantin Simonov, Panait Istrali, Knut Hamsun. Ernest Hemingwa>, İlya Ehrenburg, Halikarnas Balıkçı&ı, Erol Toy, Rıfat Ilgaz, Necati Cumalı, Edip Cansever, Selira İleri, Muzaffer tıgü gibi yazarların kitapları da bu listede yer alıyordu." Mahkemeler, savcılıklar ve sıkıyönetim organlarının takibe aldığı, yargıladığı, Bakanlar Kurulu kararlarıyla yasaklanan kitaplardan birkaç örnek de şöyle sıralanabiliyor: "1981 yılında Adalet Ağaoğlu'nun Fikrimin İnce Giilü, Talip Apaydın'ın Kente İndi tdris, Vatan Dediler, Nedim Gursel'in L'zun Surmüş Bir Yaz, Fatih Vıldız'ın Bir Sevda ki..." 1982 yılında Talip Apaydın'ın "Kökten Ankarah", Necati Göngör'un "Yeryüzunde İki Gölge", Hasan Kıyafet'in "12 Mart Fıkralan", Pınar Kur'un "Yann Yarın", Muzaffer Özdemir'in Çelik Renkli Şiirler", Ozan Telli'nin "Ekmeğin Şarabın Tuzun Aşkına" adlı kitaplan. Daha sonraları bunlann arasına Can Yiicel'in "Rengahenk"inden Ahmet Altan'ın "Sudaki İz"ine, Arthur Millerin "Oğlak Dönencesi"nden Ömer Okçu'nun "Minyeli Abdullah"ına kadar uzanan yuzlerce şiir, roman, öykü, anı, deneme tıiründen kitap katıldı. Türkiye sanat ve edebiyat dünyası için 18 Aralık 1982 günü onemli bir olay Ankara'da yaşandı. Süleyman Ege'nin 133 bin 607 kitabı yakılarak imha edildi. Sanatın ve sanatçınm üzerindeki baskı sadece yazın alanında uygulanmıyor. Baskı ve yasaklann en çok duyumsandığı bir başka alan, yedinci sanat diye de anılan sinema. Çalışmalarımız sırasında bu dönem içinde Yılmaz Güney filmleri dışsnda 75 sinema filminin yasaklandığı belirlenebildi. Bunun dışında, orneğin Konya Belediye BaşkanlığYnın kararıyla, yedi filmin afişi siyaha boyandı, sadece son iki yılda 10 film, oynayacak saloıı bulamadı. Çok sayıda film ise televizyondaki gösterimlerinde birçok yerinden kesilerek oynatıldı. "Türk vatandaşlığından çıkanlmış olan ve Türkiye ile Turkkri aleyhinde propaganda faaliyetlerine yurtdışında devam eden" kişilere ait her türlü yazılı eser, resim, kartpostal, plak, video ve ses bantlarının Türkiyc'ye sokulmasının ve dağıtılmasının yasaklanmasına ilişkin 83/6588 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Yılmaz Güney'in oynadığı, senaryosunu yazdığı ya da yönettiği toplam 114 film yasaklaııdı. Sinema eserlerine getirilen yasaklamalann gerekçeleri, yasaklanış biçimleri ç o | u kez sinema adamlan tarafından gulunç bulundu. Orneğin başrolünu Cüneyt Arkın'ın oynadığı "Yıkılmayan Adam" filminin gerekçesi, adıydı. Bir film sadece adı nedeniyle yasaklanıyordu. Sekiz Oscar, beş Altın Küre ödülu alan "Gandhi" filminin yasaklanma gerekçesi, Pakistan'ın eski Devlet Başkanı Ziya Ül Hak'ın o sırada ülkemizi ziyaret etmesiydi. teliyorlar. Bundan yakınan tek kişi Korhan Yurtsever de değil. Mahinur Ergün'un "Gece Dansı Tuts a k l a r ı " , Tunç Başaran'ın "Uçurtmayı Vurmasınlar", Yavuzözkan'ın "Yağmur Kaçaklan " , Orhan Oğuz'un "ÜÇÜDCÜ Göz"u, Zafer Par'ın "Yedi Uyuy«nlar"ı, îrfan Tözüm'ün "Melodram"ı, Avni Kiitükoğlu'nun "Gemileri Yakmak"ı hep aynı sorunla, sanat eserinin saionsuzluk nedeniyle izleyiciye ulaşmasının engellenmesiyle karşı karışıya kaldılar. Gaziantep Valiliği, 1988 yılının ilk dokuz ayında 10 müzik kasetini toplatarak, toplatma rekoru kınyordu. Gaziantep'i Antalya ve Bilecik izliyordu. 12 Eylül döneminde, 20 değişik sanatçınm kasetleri yasaklanıyor, toplatıhyor, kovuşturuluyor, bazı sanatçılann konserlerine izin verilmiyordu. Orneğin Ferbat Tunç'un 1988 yılı haziran ayında İzmir ve Denizli'de vereceği konserler "parmak izi yok" gerekçesiyle iptal edilmişti. Melike Demirag \e Şanar Yurdatapan'ın "tstanbul'da Olmak Anadolu" adlı muzik kaseti yıllarca yargılandı ve Türkiye'ye giremedi. Yapt:klan şarkılar yüzünden yargılanan ve 12 Eylül'ün ilk günlerinde "yurda d ö n " çağrısı alan sanatçılar arasında en başta Melike Demirağ ve Şanar Yurdatapan anımsanabiliyor. Uzun yıllar Federal Almanya'da yaşayan Cem Karaca, ancak 1987 yılında ülkeye dönebildi ve 19791980 çalışmalannın ürünu " 1 Mayıs / Durduramayacaklar Halkın Coşkun Akan Selini" plağı nedeniyle kovuşturmaya uğrayacaktı. açılan "Çağdaş Türk Ressamlan Büyük Sergisi"nde bu baskı saldırı boyutuna ulaştı. Ilahiyat Fakültesi öğrencileri, serginin organizatörlerine baskı yaparak Ergin İnan'ın çıplak kadın erkek figürlerini Hz. Muhammed'in hadisleri ve Mevlit'ten parçalarla süslediği tablosunu sergiden kaldırttılar. Aynı sergide yer alan Zeki Faik Izer'in 196 x 140'lık soyut kompozisyonunun üzerine renkli kalemle "Senin sanatını sı...yım" yazıldı. Açılış kokteylindeki bu olaydan bir gün sonra da Mehmel Gün^ ün bir tablosunun üzerine Serdar M. Çimier diye bir isim yazıldığı ve tablonun sağ altı köşesinin atılan bir tekmeyle yırtıldığı göruldü. Ortaköy Kültür Merkezi'ni geçen şubat ayında basan polisler, buradan çıkıp aynı cadde üzerinde ressam Bedri Baykam'ın Bukalemun Bar'ına girdıler ve sanatçınm bir fotopenturune özel ilgi gösterdiler. Polisin suç unsuru bulunduğunu iddia ettiği fotopentür, Cumhuriyet'te yayımlanan " P i n o c h e Paşa Acı Ektin Toprağa" başlıklı bir yazı üzerine işlenmişti. Aynı donem içinde bu alanda ilk akla gelen olaylar arasında Turan Erol'un Turkİş Konfederasyonu binası, buyük Ankara Oteli ve Set Kafeterya'daki uç duvar panosunun tahrip edilmesi olayı yer alıyor. Beşiklaş eski belediye başkanı Mumtaz Kola'nın alandaki heykeli söktürmesi, Burhan Alkar'a Ankara Belediyesi tarafından 1979 yılında yaptırılıp Sakarya Caddesine dikilen Atılım adlı soyut heykelin 1988 yılının mayıs ayında çöpe atılması, Kuzgun Acar'ın eserininin hurda diye satılması, heykelle ilgili notlar arasında yer alıyor. Karikaturde ne Ali Ulvi'nin "Uçtu Uçtu"su, ne de bu karikatür için istenen idam cezası aradan geçen 30 yıla karşın unutuldu. Ancak, bir karikatürcü için istenen son ceza, yapılan son yargılama olmadı bu. Son 10 yılda yargılanan, cezalandırılan karikaturcüler arasında "Çizgilerle Nâzım Hikmet" kitabı için Müjdat Gezen'le birlikte Savaş Dinçel karikaturleri için 19.5.1983 tarihinde gözaltına alındı, 3 Haziran 1983'te tahliye edildi. Yapılan yargılamada beraat etti. Karikatur açısından dönemin onemli olaylan arasında 17 Temmuz 1981 gunu Gırgır Dergisi'nin kapatılması, Dünya Gazetesi karikatüristi Seydali Gönel'ın 1981 yılında yargılanması, Güneri İçoğİu'nun "Susmayacağım tşte" başlıklı bantı yüzünden 10 ayı aşkın bir hapis cezasının infazı, Limon Dergisi'nin karikatürculeri ve Yazı İşleri Müdurleri Tuncay Akgün, Murat Küruz, Şükru Yavuz, Birol Vural ve diğerlerinin yargılamaları da yer ahyordu. GOZLEM UGU« MUMOJ (Baştarafl 1. Sayfada) (Baştarafl I. Sayfada) yeceğini söylediler. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Anadolu ve fen liseleri ile kurumlar, parasız yatılı, özel okullar sınav larının sonuçlannın değerlendirme işlemlerini Ant Bilgisayarcılık adlı özel bir şirkete vermesi ve şirketin değerlendirmeler sırasında hatalar yaptığının ortaya çıkması tepkilere neden oldu. Anadolu lisesini kazanamayanlann sayılan toplanırken 58.744 oğrenci unutuldu. Kazanamayanların sayısı 45 bin 146 olarak açıklandı. Oysa toplam sayı 103.890. Bakanlık yetkilileri, hatanın "kazanamayanlann elle toplanarak sonradan bilgisayara verilmesinden kaynaklandığım" ifade ettiler. Bir yetkili değerlendirmeyle ilgili olarak şunları söyledi: , "Biz bilgisayara sınava girenleri, kazananlan ve yedekte kazananlan veriyoruz. İkinci bir işlem olarak da kazanamayanlann verilerini elle dışarda topla) arak bilgisayarda yazılımını yapıyoru*. Hata, bu elle toplama sırasında ortaya cıkmış. Bizim ve Ant Bilgisayarcılık şirketinin uzmanlan birlikte çalışıyoruz. Komisyonlar kurduk. Hata hem bizde hem de onlarda. Ancak bu hata, sıııavın sonuçlannı kesinlikle etkilemeyecek." Boğaziçi Universitesi öğretim uyelerinden Ali Baykal ise bakanlık ve Ant bilgisayarcılık şirketinin değerlendirme sırasında yaptığı hatanın "yeterli özenin gösterılmemesinden Kaynaklandığım" dile getirdi. Baykal, Cumhuriyet muhabirinin konuyla ilgili sorulannı yanıtlarken, "Bilgisayara dışardan elle veri ancak soyut konuiarda verilir. Bügisayann, adı üstünde, asıl görevi bilgisaymaktır. Böyle bir değerlendirmede kazanamayaniann neden dışarda toplanarak sonra bilgisayara verildiğini anlayamadım. Bu, yazılımla ilgili bir olay. Hepsi birden elde edilebilirdi" diye konuştu. 59 bin " S u da Yanar", Film Alt Komisyonu'nun olumlu raporu \e Kültür Bakanlığı'nın eser işletme belgesine dayanılarak gösterime giriyor, bunlara karşın 57 ilde ayrı Bu dönemde miızik alanında şu ayrı yasaklanıyordu sanatçılar ve urünler baskı gördu: " Melike Demirağ / Şanar Televizyondaki "makaslama" uygulamasından çok az filmin Yurdatapan İstanbul'da Olmak kurtulabildiği belirtilirker,, orne Anadolu ğin Engin Ayça'nın "Bez Bebek" Yücel Gökce / Rahmi Salfilminin kırpıldığı sahnelerden bıri tuk Al Şafağım şöyle anlatılabiliyor: Ahmet Kaya Başkaldınyo "Vıllardır cezaevinde bulunan rum Yorgun Demokrat, Aı> Melek'in kocası eve döner. İlk kez Gelir birlikte yatacaklardır. Adam, 'Su Zülfü Livaneli Zor Yıllar, hazır mı?' diye sorar ve Melek Hain Tuzaklarda 'Şimdi hazırlarım' yanıtını verir. Selda Bağcan Özgürlük ve Bu konuşraa TRT denetimince Demokrasiyi Çizmek, Yürüyoahlaksızca bulunur". rum Dikenlerin Üstünde Erkekçe Dergisi'nin Yılmaz Arif Kemal Red Türküleri Güney röportajını içeren sayısı 2 toplatılmış, Yılmaz Güney'in Ayşe Şan Yuzüğün Tası filmlerinin izlenebilmesi için FJmas Turkiye'de ve Avrupa'da imza Talip Şahin Suç bizim kampanyalan açılmıştı. Yücel G ö k ç e " A l Bu dönemde iki film yakıldı: Şafağım" Şair Ziya Özbay Ozanım Halit Refığ'in "Yorgun Savaşçı" adlı TV filmi dönemin Başbaka Ozan nı Bulend Ulusu'nun emriyle yok Hasret Gültekin / Abuzer edildi. Yakılan ikinci film "Zin Karakoç Özgürlük İçin Kavgacir." Yakan, filmin kendi yonet na Gonül Verdik meni Korhan Yurtsever. Nedeni Rahmi Saltuk Tanrı Baba de filmi gösterecek salon buluna Ferhat Tunç / Gülhan / Hamaması. Sinemacılar, salon soru luk Özkan / Sevinç Eratalay / nunu siyasi ve hukuki baskılardan Zehra Arslan / Şair Ziya Özbay daha onemli bir baskı olarak ni Selam Sana Filistin." Bunların dışında, Grup Yorum'un üzerinde ayrıca duruluyor. "Sıynlıp Gelen", "Haziran'da Ölmek Zor Berivan" ve "Turkülerimiz" adlı uç kaseti bulunan Grup Yorum'un hemen her konseri olay oldu. Emrah'ın söyledikleri şarkı ve türküler düöüne katılanları coşturdu. Cumhurbaşkanı Özal ve eşi Semra Ozal bir ara Tatlıses'le birlikte "Allah Allah bu n'asıl sevmek" şarkısını söylediler. Yağız'ın kirveliğini Başbakan Süleyman Oemirel yaptı. Semra Özal, Pembe Köşk'ün terasına girerken orkestra "Papatya gibisin beyaz ve ince" tangosunu çaldı. Semra özal Köşkün terasına yanında sayılan 100'ü aşkın papatya ile birlikte girdi. Milli sünnetçi Kemal Özkan küçük Yağız'ı sünnet ederken Korkut Özal Kuran'dan ayetter okudu. Yine bir başka gün şöyle bir haberle karşılaşabilirsiniz: Cumhurbaşkanı Özal dün cuma namazını Çankaya Köşkü'nde Başbakan Demirel ve Bakanlar Kurulu üyeleri ile birlikte kıldı. Cumhurbaşkanı Özal cuma namazında ayrıca hutbe de okudu. Namazdan sonra Cumhurbaşkanı özal ve Başbakan Demirel haftalık olağan göruşmelerini yaptılar. Cuma namazı ve haftalık olağan görüşmeden sonra Köşkün çıkışında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Başbakan Demirel, "Sayın Cumhurbaşkanı ile iç ve dış sorunlan görüştük. Sayın Cumhurbaşkanı'na görüşlerimi an ettim, direktiflerini aldım" dedi. Bir gazetecinin "Sayın Cumhurbaşkanı'yla seçımlerden önceki uyuşmazlıklarınız bitti mi" sorusunu Demirel, "Uyuşmazlık var mıydı" diye yanıtladı. Devletin iki yüce makamı arasında uyuşmazlık olamayacağını bildiren Demirel, "Dün dündür, bugün bugündür" dedı. Aynı günlerde muhalefet sözcüleri ile ilgili şu 'naberler de basında yer alacaktır: Dikili Festivali'nde konuşan SHP Gene'> Başkanı İnörıü, halkın Demirel'den umudunu kestiğini söyley/erek, "Sosyal demokratlar bir dahaki seçimlerde mutlaka iktidur olacaklardir" dedi. İnönü, seçimlerle oluşacak Türkiye Büyük Millet fV.eclisinin bir sosyal demokrat cumhurbaşkanı soceceğini ileri sürerek, "Erken seçim zorunludur. Aksi halde s&şimleri boykrjt ederiz" şeklinde konuştu. "Sosyal Demokrasinin Dünü ve Bugünii" konutu panelde konuşan SHP Gene'v Sekreteri Deniz Baylcal, "Sosyal demokratların 2000 yılındaki iktidarlanndan şimdiden korkuyoriar" dedi. Baykal, sık sık alkışlarla kesilen konu^masında sol kanadı işbirliğıne çağırdı. Bir yıl sonra bugünlerde DSP Genal Başkanı Bulent Ecevifin demeçlerini de okursunuz: DSP Genel Başkanı Ecevıt, SH P ile hiçbir koşul altında birleşmeyeceklerini söyledi. Ec.evit, "SHP bir hizipleır, koalisyonudur" dedi. ( Yine hiç şüphe yok ki Marksist yayın organlarımız arasınd a. da "İkinci Entemasyonal" ve "R&'izyonizm" konularında yaf nlan sert tartışmalar da günlük basına yansıyacak. Eğer bir dahaki yıl bu haberleri okumak istemiyorsak, y? ıpılacak işin de ne olduğunu bilmemiz gerek. Yapılacak iş, 1 Eylül günü, muhalefet partileri rmlletvekillerinin TBMM'den toptan istifa etmeleridir. Ancak böyle bir yol Özal'ı erken se< ;ime götürür. Yoksa Özal adım adıtTi Çankaya iKöşkü'ne çıkaı •. 26 Mart seçimleri halkın iktidara güvenmediğtni kanıtlad <ı. Sorun artık iktidar sorunu değil, muhalefet sorunudur. Muh .alefet aldığı bu kadar oyun hakkını verecek mi veremeyecek mi? PENCERE (Baştarafl 2. Sayfada) geliştirecek? Mesleğinde nasıl ilerleyecek? Yeniliklerı j nasıl ayak uyduracak? Gerici ve tutucu siyasaJ yönetimlerin öğretmen düş manlığı milli eğitimi çökertmiştir. Bu çöküntü öğretmenin kişiliği ni de cürütmeye yöneliktir. • Çare demokrasidedir. Çağdaş demokrasi ger« »ği öğretmen sendikal haklarını kazandı mı çözüm yoluna gırili r. Bugün toplumda esamesi okunmayan yaklaşık yarım milyoı i öğretmen, o zaman hakkı olan ağırlığı kazanacak, yurt yöne'iiminde sesini duyuracaktır. Peki, çare? Nâzun fobisi (Boştarafı 1. Sayfada) ğını, Nâzım Hikmet'in filmini bu ülkede çekeceğini Tarık Akan'a söyleyip, yabancı oyuncu Natalia Donverne'e Tarık Akan'ın heceleyerek ustüne basa basa Nâzım Hikmet'in ismini öğretip tekrarlaması, komunist ve bölucüyıkıcı organların sembolleştirdiği şahsı sembolleştirmekte ve yıkıcı faaliyetlerini yasalmış gibi gostermeye çalışıldığı..." • Tiyatro sanaiçısı Işık Yenersu, Paris'te duzenlenen Nâzım Hikmet gecesinde ozanın "Beyazıt Meydamndaki Ölü" ve "Vatan Haini" şiirlerini okudu. Yurda donduğünde "Türkiye Cumhuriyeti devletinin emnıyet ve muhafaza kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmekten" TCK 159. maddesine göre yarg>landı. • Nâzım Hikmet'in Ka>nak Yayınları tarafından basılan "İvan İvanov Var mıydı Yok muydu?" adlı oyun kitabı. Bakanlar Kurulu'nun 33 yıl once aldığı 29 Haziran 1953 tarih ve 41044 sayılı kararı ile 20 Ocak 1986 gunu yeniden yasaklaııdı. • Anavatan Partisi Gaziantep millctvekili Muslal'a Taşar, Nâzım Hikmet'e hakaret etti. Yargılamadan sonra taznıinat odemeye mahkum oldu. • Şiir kitapları televizyoııdan vc gazetclorden defalarea suç UIIMIru gibi tc^hir cdıldı. TURKISHSTUDENTSUNITED STATES Tiyatroda yasaklar, baskılar Son 10 yıllık dönemde sanatın diğer alanlarına olduğu gibi tiyatroya da yoğun baskılar yapıldı. Birçok oyun, yasaklar nedeniyle oynanamadı. Bunlann arasında ilk anda Nâzım Hikmet'in "İvan İvanoviç Var mıydı Yok ınuydu" adlı oyunu, Friedrich Dürrenmatt'ın "Beşinci Frank"ı, James Joyce'un "Sürgünler"i sayılabilir. Tiyatroya baskının onemli örneklerinden biri, çok sayıda tiyatrocunun 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'na dayanılarak sakıncalı sayılması ve tiyatrolardan uzaklaştınlnıası oldu. Bu dönemde tiyatroya yapılan baskılar gözden geçirilirken Nâzım Hikmet'in İvan İvanoviç oyununun 33 yıl sonra yeniden yasaklanmasının dışında şu olaylarla da karşılaşıldı: • Yurtdışında düzenlencn bir gecede Nâzım Hikmet'in şiirlerini okuyan Işık Ycnersu, Türk Ceza Yasası'nm 159. maddcsini ihlalden yargılandı. • Genco Erkal, 3 Nisan 1981 giinu gözallıııa alındı. Pasaporıu clinden alıuan Erkal, u/un yıllar pasaportsuz kaldığı için yuridışındaki birçok liyaıro olayına katılamadt. • Ktrhan Şensoy, Mu/ır Mıı/ikal adlı oyunu nedeniyle nıüstclıccn oyun yazıp yonctıncklen yargılandı. Şcıısoy bu oyunu oyııarkcıı tıvaırosıı basıldı, Şan liyaıro binası b\r gccv: bilmmcyon bir ncdcnlc vandı. Gcçcıı ıııart ayında Kulltır vc lııri/m Bakanı Tına/Tili/ taralıııdan Alalıırk Kulıur Morkc/i'ndc ARADA BİR (Baştarafl 2. Sayfada) reksinımı olan kişilerdi. 19. yüzyıtın sonlarına doğru psikiyatri, öbiır dalların biyolojik temelden kaynakladıgı gibi bir tıp dalı dururnunageldi ve psıkiyatrıstler tarafından ele alındı. Psikiyatriye yeni ve taze bir hava getıren Sigmund Freud ise bu bilim dalını, neredeyse tıbbi kökenınden söküp ateıcak tehditler getirdi. Cünkü Freud'un getirdiği kavramlar. kayrıağını geleneksel tıp drşından ve felsefeden almaktaydı. Yine Freud'un adını ettiği "bilinçaltı kavramı", akılcılığa karşı romantik. bir tepki olarak 19. y üzyıl boyunca şairler, artıstler ve filozoflar tarafından başlatılrrv ştı Ayrıca bu kavram, manyetizma ya da rnesmerızm'in bulgu larından destek gördü ve daha çok Fransı;: asilzadelerı, Ingilı;: papazları, şarlatanlar ve çeşitli işsiz meraklılar ordiısu tarafınd an bir uğraş konusu haline getirildi. Burada temel öğe, insan cJenetımi dışında olan bilinçaltı durumlarını, manyetizmacıların gayretiyle keşfetmek ve açığa çıkarmaktt. Manyetizma ilk kez İngiliz Braid tarafından tıp bilimine kısmen mal edildi ve hıipnotizma adını faldı. Daha sonra Fransız kiınisyenlerıni, özelliWe bir nörolog oları Charcot'yu (Şarko) etkileyen hipnotizma kı;;a bir süre sonra Charcot ile birlikte çalışan Freud'u da etkisi alfına aldı Freud daha somra anıların, düşü'nce ve duyguların, çeşitli şekillerde karşımıza çıkan hısterik bfHırtileri ortaya çıkardığını öğrendi. Daha sonralan Freud, bu konuda bir devrim olarak nitelenen "psikolojik ç:elişki" kavramıını ortaya atıı. Yani, insanın yasaklanmış istek ve fantezilerininbenliğimizi denet'eyen akıl ile çelışkıye gırmesirıı açıkladı. Bu kavram. duygusal bozuklukların ortaya çıkmas ında psikiyatristlerin büyük ılgısıni çekti. Freud'un fıkirlerı bu alanda çok köklü olmuş ve özellıkle Amerikan psikiyatri ekolüncle, psıkanalizm öncüsü olmuştur. Bızde ise psikiyatrı, Batıdakı bu gelışıme ayak uyduramamıs ve bu bilim dalı to plumuza kazandmlamamıştır. Bizim hastalarımtz okuyucuların . üfleyicılerin. muskacıların elinde çaresiz kalmışlardır. Hastalfirımıza "seni cin çarptı", "şeytan aklını çeldı". "sana büyü yaprnışlar" v.s. denılerek çeşitli epılepsi (sara) vakaları, akıl hastalıkları ve duygusal bozukluklar bu bılgısiz kışıler tarafından oyalanmış ve sömürü unsuru olmuştur. Batıl ınançlar. ı nsanların kandırıhp aldatılmasından başka birşeydeğıldır Batıl ınançlarla savaş (mda en etkın sılah ise eğıtım ve pozıtif bılımleıdir. * Lise diplomanız varsa, * Ailenizin maddi durumu müsaitse, tAmerika'da 7 Eylül 1989 tarihinde başlayıp 15 Ağustos 1990 tahhinde bitecek yoğun İngilizce kurslarının sonunda TÖEFL İngilizce sınavında 500600 puan alabilirseniz; îakip eden yıllarda, arzu ettiğiniz her branşta üniversite tahsili yapabilirsiniz. Amerikanın cennetiFbrkb'da lise mezunu genclere üniversite tahsiliimkânı Bununla îlgili olarak TUSUS Türk/ye'de Amertkada + Ünıversıteye; ilk yıl için yoğun İngilizce kursları, takip eden yıllar arzu ettığınız böiüm için kabulünüzü, +23 kışilık tüm imkânlara haiz evler sitesınde kalşınızı, tSağlık sigortanzı, t Tahsıl hayatmızın uzmanlarca yonlenöritmesi, okul ve özel yaşantınızın denetimı ve velilerinıze Turkiye'de aylık raporlarla btlĞnlmesını, + Çocukların ziyaret etmek isteyen vetılere tüm seyahat organizasyonunu üstlenıyor. Turkiye'de YAPI KREDİABD'DE CITYBANK vasıtası ile + Gidişdonüş uçak btleti ve seyahatınızı, tEğıtim Bakanlığı talebe ızrvnizi, *Askerlik tecilinızi, +ABD Konsotosluğu nezdmde talebe vızenızı. 1727 Yaşında Bayanlara Bilgi ve Broşürtçin: 166 82 06172 45 28 BüyükdereCad 103 müferHan Asma Kat Gayreüepe/İSTANBUL Tte 27246 Fax:1793S88 INGILTERE d e İNGİLİZCE yi ucu7.ı ogrenmeK ıçın guvpnıtır rek vo* * Kayıtlar 1 ağustosta başlayacaktır. KAANA.Ş. A U P A İ R ı k vıpmaktır DERIN UM'TED ŞTI B v b a r o . Bwl MaıharpaM «. 219 •••IfctaşUt Trfc 1«1 43 a6«7