18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER la\ık olan halkımız açısından bunlar, önemli gelişmeler olmuştur. Sosyalist Parti'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne açılan dava sonunda bu davanın reddine ilişkin 8/12/1988 gününde verilen, 16/5/1589 gun ve 20167 sayılı Resmi Gazete'de yaytmlanan karar ve bu kararda gosteıilen gerekçeler, ozellikle siyasal davalarda oteden beri tartışılaaelen bir çok kavrama açıklık getirmiştir. Bu açıklık; demokrasi mucadelesinde duşuncelerin ozgurce açıklanabilmesinde, tartışılabilmesınde, basına, kişı ve örgutlere bir oranda "rahatlık" da sağlamıştır diyebiliriz. tiler yoluyla ağırlıklarını duyuran zümre ya da sınıfın eline geçebilir" (1). "İktidar, bu egemenliğin kullanılmasında, yetkili organlardan ancak bir bolümunu, yasama organını, hatta yasama organı içinde ancak hükumet partilerinir. çoğunluğunu ve yürütme organını, hatta onun da ancak sorumlu kanadını, >ani hukumeti anlatan bir kavram. Yetkili organlar arasında, Meclis çoğunluğunun yönlendirebileceği yurutme organından başka, cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi, bağımsız mahkemeler gibi organlar da var. Aynca, yürürlukteki yasaların hepsi, iktidann egemenlik tekelini elinde bulundurmasına elverişli olarak biçimlendirilmiş değil. Dolayısıyla, "iktidar"ın bir sınıfta bulunduğunu ya da bulunması gerektiğini soylemek, egemenliğin de bir sınıfta bulunduğunu ya da bulunması gerektiğini soylemek anlamına gelmez" (2). Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına göre toplumda sınıfların ve sınıf mücadelelerinin varlığı bir gerçektir. Belli bir sınıfın ya da sınıfların hak ve çıkarlarını korumak amacıyla siyasal partiler kurulabilir. Bu partiler demokratik yöntemlerle ve seçim yoluyla iktidara gelebilirler. Yasalanmızda işçi sıfına dayaiı sosyalist bir partinin iktidara gelmesine engel bir hüküm yoktur. Böyle bir partinin iktidara gelmesi, bir sosyal sınıfın öteki sosyal sınıflar uzerinde egemenlik kurması anlamına gelmez ve ceza yasasına gore suç oluşturmaz. Çunkıi iktidar ve egemenlik kavramları ayrı ayrı kavramlardır, bu kavramlar biribirlerine karıştınlmamalıdır. Özet halinde açıklamaya çalıştığımız bu gelişmeler ve ozellikle Anayasa Mahkemesi'nin karar gerekcesi, ulkemizde demokratik bir rejimi yerleştirme çabalanna ve uygarlaşma mucadelemize yardımcı olacaktır. Bu karar gerekçesinin önemli bir yonu de dolaylı olarak 141142. maddelere yeni bir yorum getirmesi ve maddelerin gereksizliğini ortaya koymasıdır. 25 TEMMUZ 1989 Aııayasa Mahkemesi ve Önemli Bir Karar Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre toplumda sınıfların ve mücadelelerinin varlığı bir gerçektir. Belli bir sınıfın ya da sınıfların hak ve çıkarlarını korumak amacıyla siyasal partiler kurulabilir. Bu parîiler demokratik yöntemlerle ve seçim yoluyla iktidara gelebilirler. Yasalanmızda işçi sınıfına dayaiı sosyalist bir partinin iktidara gelmesine engel bir hüküm yoktur. PENCERE MetreL Kim ne söylerse söylesın, en iyi kumaş yine Sümerbank'tadır, hem de en ucuz . İezgâhtar dedı ki: Bu parça üç metre.. Sonra kanıtlamak için tahtadan metreyi eline aldı, ölçmeye başladı. "Kumaş Merinos'muş, tam bir kostümlükmüş". O konuşurken ben düşünüyorum; eskiden arşın vardı. değil mi? "Arşın Mal Alan" opereti unutulur mu? Metre nereden çıktı? Adamın elindeki bir metrelık tahta çubuga bakıyorum; bunun aslı, iridyumlu platinden yapılmıştır. Ne zaman? Tarihte geriye doğru sayarsak Fransız Devrımi'ne kadar inmek gerekiyor. Türkiye'de de Atatürk Devrimi'yle yasallaştı metre; ondalıklı ölçü dizgesi 1931'de benımsendi; elbet bir rastlantı değil bu... Tezgâhtar soran gözlerle bana bakıyor. * Devrımden önce Fransa'da yüzlerce ölçü birımi kullanılıyordu; tıpkı Osmanlı'daki gibi, şu ilde başka, şu kasabada başka, şu kentte başka birimler geçerliydi. Tarım ekonomısi ölçülerdeki kargaşaya alışıktı; ama. sanayı buna katlanabilir miydi? Ulusal pazar bütünleşiyor, dış ülkelerde ticaret ilişkileri artıyor, yeni bir dünya kuruluyordu. 1791'de Fransa'da Kurucu Meclis ölçüler dünyasını düzene sokmak için karar aldı. 1792de iki gökbilimcı, Pıerre Mechain ile Jean Baptiste Delambre, Barcelona Dunkerque arasını ölçmek için yola çıktılar. Niçın? Çünkü bu iki kent arasındaki doğrudan uzaklık, kutuptan ekvatora kadar olan boylam parçasının onda biriydi. Metre, dörtte bir boylamın on milyonda birı olarak tanımlanmıştı. Ancak işin içine politika girıyoröu ve Mechaın'in işi güçtü. Krallar devrim Fransası'na iyi gözle bakmıyorlardı. Fransız gökbilimci ispanya'dan sınırdışı edildi. Cenova'ya postalandı. Bu yüzden iş gecikti. Sonunda metre bilimsel kimyanın kurucusu ünlü Lavoisier'nin gözetimlnde bir platin çubuğa dökülerek somutlaştı; ama, devrim yavrulannı yer; ünlü kımyacı da kellesini gıyotinden kurtaramayacaktı. Metre 1640'ta Fransa'da zorunlu ölçüye dönüştürüldü; 1875'te "Metre Anlaşması" ile uluslararası boyut kazandı; Türkiye'de geçerlıliğı için 1931'e dek beklemek gerekiyordu; yaklaşık bir yüzyıl. Osmanlı'daki ölçü kargaşası, ulusal cumhuriyerte aşılabiMi. Demek ki 1789'dan 1923'e yansımış metre, ortak ölçü birimine dönüşmüş. Yalnız metre mı? Ortak ölçüler dizgesini oluşturan başka kavramlar da yok mu? Cumhuriyet, ulusçuluk. insan haklan, laiklik, ondalıklı ölçüler dizgesi gibi birbiriyle bağıntılı çağrışımların halkalarını oluşturuyor; bir değerler bütünlüğü yaratıyor; yeni bir dünya kuruyor. • Daha önemlisi... Hukukçu HALİT ÇELENK Siyasal bilim uzmanları değişim ve gelişimin, toplumların temel yasasr olduğunu söylüyoılar. Aııcak toplumsal yaşamda gelişmelerin ağır bir tempo iziediği de bir gerçektir. Kişisel yaşamda rastlanan hızlı değişme \e gelişmeleri toplumsal yaşamda görmek olanaklı değil. Devrimler bunun istisnasını oluşturuyor. Devrimieri ızleyen dönemlerde bile getirilmek istenen yeni yaşam biçimlerinin toplumda yerleşmesi uzun bir zaman almaktadır. davalar açılmış, beş yıldan on yıla varan ağır hapis cezaları verilmiştir. Anayasalarda duşunce açıklama, bilim ve sanat özgürluğu ilkeolarak kabul edildiği halde. duşunce açıklaması sınırları içinde kalan, eylemli bir alana' girmeyen bu düşünceler tehlikeli gorulmüştür. Geçen yıllarda Sayın Devlet Başkanı Kenan Evren, Başbakan Turgut Özal, ana muhalefet lideri Erdal İnönu, dönemin devlet bakanları Ali Bozer, Hasan Celal Güzel, Adnan Kahveci ve oteki yetkihler, 141142. maddelerin kaldınlması, ulkemizde Batı demokrasilerinde olduğu gibi komunist partisınin kurulması gerektiği doğrultusunda açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu açıklamalarda AT'ye uyeliğin, Batı ulkelerinin demokrasi standartlanna uymakla mümkün olabileceğı belirtılmiştır. AMAP milletvekilleri tarafından 141142. vç 163. maddelerin değiştirilmesi ve cezaların azaltılması konusunda TBMM'ye yasa önerileri verilmiştir. Yine Meclise verilen yeni ceza yasası değişiklik tasarısında, anılan maddelerin cezalarında indirim önerilmiştir. Birbirini tamamlar biçimde sık sık ortaya atılan bu düşünceler kamuovunda ve basında derin yankılar uyandırmıştır. Gerçek bir demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerinin geçerli olduğu bir yönetime Yeni gelişmeler Ulkemizde kimi kavramlara öteden beri "tabu" gözuyle bakılmış, bu kavramlar siyasal iktidarlar tarafından halkımıza bir ocü gibi gosterilmiştir. Sınıf, sınıf mücadelesi, emekçi halk iktidan, sosyalizm, komünizm, gelir dağılımı, iktidar, egemenlik, işçi sınıfına dayaiı siyasal parti ve benzeri deyimlere kuşkulu gozle bakılagelmiştir. Gelir dağıhmındaki adaletsizlikleri dile getiren, bir duvara sol sozcuğunu yazan, uzerinde Lenin'in resimleri bulanan posta pullannı Sovyetler Birliği'nden posta ile dostlarına gönderen, konuşma ve yazılarında bılımsel sosyalizm ya da Marksizm sözlerini kullanan, işçi sınıfı bilimi deyiminden söz eden kişi ya da orgutler hakkında soruşturma ve Anayasa Mahkemesi kararında şu gorüşlere yer verilmiştir: "Siyasal partiler toplumun belirli va da çeşitli kesimlerinin çıkarlannı temsil ettiklerine gore toplumda çeşitli sınıflar bulunduğu gerçeği yadsınamaz" Anayasanın 14. ve Siyasal Partiler Yasasının 5. ve 78. maddeleri de bunu doğrulamaktadır. "Sınıfların var olduğu kabul edildiğinde siyasal partilerin tabanlarını belirli bir sınıfa veya sınıflara dayandırmaları doğal olur. Böylece ıktıdarlar da siyasal bilim açısından belirli bir sınıfın ya da sınıfların iktidan olabilirler. 1961 ve 1982 Anayasalarında, sınıf gerçeğini ya da bunun iktidara yansımasını onleyici bir hüküm yoktur!' "Yasaklanan, bu iktidarın bir sınıf egemenliğini kurma yolunda kullanılması ve bir tek sınıfın oteki sınıflar uzerinde egemenlik kurmasıdır. Aynı şekilde iktidara geldiği takdirde sınıf tahakkümunu (egemenliğini) amaçlayan, demokratik bir duzen içerisinde seçim yoluyla iktidara gelmeyi benimseyen bir sosyalist partinin kurulmasına anayasal ve yasal bir engel de bulunmamaktadır!' "Egemenlik ve iklidar kavramları bıribirine kanştınlmamalıdır" "Anayasanın 6. maddesine göre egemenliğin kul 1) Anayasa Mahkemesi K. RG 16/5/1989 G. 20167 lanılması hiçbir suretle bir kişiye, zumreye veya sı S. h K. nıfa bırakılamaz. ama iktidar bir süre için siyası par 2) M. Soysal. AnayasanınAnlamı. 6. Bası. Sa: 185 EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Yazarımız Oktay Akbal yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından yazılarına bir süre ara verecektir. OKURLARDAN Sonuçlar: 1 Her türlü "sızma'Uara karşı, siyasal smırlar çok duyarlı Erdemle kucağırnızı açıp tutulmalıdır. Bu sızmalann bağrımıza bastığımız kan kardeşlerimizin, yabanıl Bulgar yeğinliği, hızı, çapı ne ölçüde olursa olsun, ulusun toplumsal, yöneticilerinin kıyıcı bağnaz tutumuyla sınırdışı edilmelerini, ekonomik, politik, giderek de uluslararası ilişkilerde olusmus göç kavramı kapsamında dengelerini altüst ederler. nitelendirmek, gerçek durumu Toplumsal, ulusal güvenlik gereğince öykülememektedir. öğelerini etkilerler. Güvenlik Bu olgu, tkinci Babil düşüncesi, insancıl düşunceden Devleti'nin guçlü kralı önde gelmelidir. Sabukadnezar'ın tsrail oğullarını Babil'e sürgün 2 Iraklı sürgünler de bu etmesine bir yönüylekapsamda düşünülmelidir. benzemektedir. 3 Bulgaristan 'dan gelen öz kardeşlerimiz, en aziz Bu insanlık suçu kıyım, kıyım konuklarımızdır. Uğradıklan değil soykırım, her yönüylekıyım, yardımlarla sürgün kavramı kapsamına unutturulmalı, onlar için yeni girer. Politik olduğu denli yatınmlar yaparak (var olan stratejik amaçlı eylemi göç ekonomik dengeleri bozmamak niteliğinden ayıran özelliği: için), en kısa zamanda üretken 1 Aile birimlerinden zorla kopanlmış bireyleri kapsaması, olmalan sağlanmalıdır. 4 Bulgaristan 'daki yurtlarına 2 Bireylerin, mal, mülklerinden zoralım yolu ile en iyi koşullarla dönmelerini yalıtlanmif < = izole) olmalan, sağlamak ulusal görevimizdir. ŞÜKRÜ GAL/B ERKER 3 Bildirimsiz, plansız, ANKARA programsız, protokolsüz, anlaşmasız, apaçık zorlama Santral için sonucu olması, 4 Diplomatik geleneklerle açıklama erdemlerin kabaca çiğnenmiş Cazeterüzin 28.6.1989 tarihli bulunmasıdır. nüshasında yayımlanan Bu tylemtn sfyasal formülü; • "Santral Inşaatı ne Zaman sürgüne stnır kapılannı açan Bitecek" başlıklı yaıı ülkeyi ekonomik, toplumsal, incelenmistir. siyasal dengelerini altüst edip çökertmeyi hedeflemektedir. Bu Samsun Atakum'un mevcut 1000 hatlık santralında mayıs anlatımm süersel anlamı: Ulusun granit kaynaşmışhğmı 1989 sonu itibariyle 967 bağlı parçalamak için bir tiir "ön telefon abonesi olup, 3856 işgal" durumu yaratmaktır. adet bekleyen telefon isteklisi Ulusal görev HESAPLAŞMA BURHANARPAD Belki bir rastlantı, ama sevindirici rastlantı! Son aylarda Türk mimarları arasında olumlu kıpırdamalar göze çarpıyor. Bir temmuzda Dünya Mimarlar Günü dolayısıyla yapılan konuşmalar ve Mimarlık Odülü töreni başta geliyor. Ama hepsı bu değil. Yürürlükte olan 3194 sayıiı İmar Yasasının geçıcı maddelerin m değişmeleri çalışmalarına katkı çabaları da var. Bu arada TASARIM adlı dergınin yayımına başlanması gibi çok yönlü çabalar da var. Cumhuriyetin başlangıç yıllarında uzun süre yayımlandıktan sonra kapanmış olan ARKİTEKT boşluğunu dolduracak olan TASARIM çok başarılı bir yayıncılık örneği. içeriği, baskı tekniği ve sayfa düzeniyle. Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası yöneticilerinin son bir kaç yılda her alanda olumlu girişimlerini görmezlikten gelemeyiz. Ne var ki mimarların çalışmak zorunda oldukları toplum kattnds mimarNkta bilim koşulları değil, üretmeden aşırı çıkar düşkünlüğü ağır basmaktadır. Orta Asya'dan Viyana kapılarına dayanmış Osmanlı imparatorluğu. yazık kı en parlak dönemlerinde bile üreticı olmamıştır, olamamıştır Padişah ve çevresi, işgal ettikleri yabancı topraklardan 'baç' almakla yetinmişlerdır. Ataturk'ün yapmak istedıği devrim, Türkiye Cumhurıyeti insanlarını göçebelikten korumak, yerleşik toplum oluşturmak, üretici yapmaktı. Bu ülküsünü gerçekleştirmeye yaşamı yetmedi. Bırimiz hepimîz, hepimiz birimiz için' özdeyişi. yazık ki kâğıt üstünde kaldı. Çıkarcılık (avantacılık) ağır bastı. Günümüz Türkiyesi mimarlık alanında; çoğu başka alanlarda görülduğü gıbı bilim değil, aşırı kazanma, yineleyelim vurgunavanta ağır basmaktadır Başta İstanbul, Marmara, Ege ve Güney kıyılarının yağması bundan ötürüdür. Toplum olarak çıkarcı gidişin olağan sonucudur. Bu gerçeğin altını çizdikten sonra mimarlara yine de kimi eleştiriler yoneltebiliriz. Ozellikle şu son on on beş yılda İstanbul yağması arttı. istanbul dağlara taşlara yayıldı. Nerdeyse Kilyos'ta bile gökdelenler yükselecek. Şaka değil, korkunç gerçek. istanbul1 un planlı ve düzenli Levent sitelerinin bitişiğinde kırk katlık gökdelen yükselmeye başladı. Sanırım Maslak yöresinde de benzeri gırişimler planlanıyor. Gökdelenciliğın daha da yaygınlaşacağı, yetkililerin demeçlerınden anlaşılıyor. Beledıyecıler ve kimi şehırcılik otorıtelerimız çok olağan bir konudan söz eder gibi 'İstanbul büyüyor1 diyebiliyorlar. Prof. Prost planı rafa kaldırıldıktan sonra İstanbul için yeni yeni planlar hazırlandı. istanbul Nazım Plan Bürosu Başkanlığı kuruldu. Bırçok İstanbul planı uretildi. Fakat hepsi askıda kaldı. Büyük İstanbul'un bugün de onaylanmış nazım planı yoktur. Nazım plansız İstanbul'da vurguncu girişimler daha kolay gerçekleştirildiği için bu acımasız yargı benim değil, içleri sızlayan kimi otoritelerin. Günümüz Türkiyesi'nin koşullannın kimi bürokratları ve mimarları avantacılığa sürüklediğı' gibi bir gerekçe, bir hafıfletici neden olamaz. Yıllarca önce genç bir mimardan mektup almıştım. Taşrada çalıştığını açıklayan genç mimar, yazılarımı onaylıyor, 'Ayda beş bın lira gelir sağlarsanız size katılırım' diyordu. İlk bakışta doğru görülebilen bu görüşe hak verebilir miyiz? Genç mimarın görüşünü paylaşırsak, genç hekim de, üniversite asistanı da, belediye mühendısi de hak ısteyecektir. Toplum düzeninın aksayan yanları için savaşım görevini görmezlikten gelıp 'avanta'ya gıden yolu seçecektirler. İstanbul'un acımasızca yok edilmesi suçluları, ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmakta! İstanbul ve Mimarlar bulunmaktadır. Bu isteklerin karşılanmasını teminen 1989 yılı otomatik santral programı gereğince mevcut 1000 hatlık santralın 5000 hatlık sayısal bir santralla değiştirilmesi planlanmışto. Samsun Atakum mevkünin telefon ihtiyacmm karşılanması maksadıyla 14.8.1986 tarihinde ihalesi yapılan Samsun IV. Atakum PTT ve santral binası insaatı müteahhitinin çalışmalannın yeterli olmaması nedeniyle sözleşmesi 26.1.1989 tarihinde feshedilmistir. Ancak bekleyen telefon taleplerinin yoğunluğu göz önüne almarak santral montajına imkan sağlayacak şekilde proje çalışmaları sonuçlandırılmıs olup, yarım kalan bina inşaatı en kısa zamanda bitirilerek santral montajına hazır hale getirilecektir. Bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz. PTT Genel Müdürlüğü sürücü hataları vs.'nin yanı sıra kaçak benzinin ve bu benzini satan cellatlann önemli rolü olduğu kanısındayım. Kaza yapan araçlann depolarındaki benzinlerin test edilmesi ürkütücu sonuçlar verebilecektir. 17.07.89 günü yasadığımız olayı, konuya ışık tutabileceği düsüncesiyle özetliyorunu ALanya'dan çıkışta bir benzin istasyanunda (Mobil) depomuzu doldurduk. Bir süre sonra aracımız sarsıntılarla yavaşlamaya, hız kesmeye, sonra tekrar hızlanmaya başladı. Karbüratörde pislik olduğunu düşünduk. Ancak olay tekrarlanıyordu. Birkaç kez sollamauv sırasında birden bire hız kesilince sol şeritte, karşı yönden gelen araçlarla çarpışma tehlikesi yaşadık; açıkçası ölümden döndük. Burduru yaklaştığımızda, bir benzin istasyonunda depomuzu boşalttınp yeniden benzin aldık ve bu sırada pek çok aracın bir süredir aynı sikâyette bulunduğunu öğrendik. Olay, ama sulu benzin, ama "Kaçak değil, standart dışı benzin satarak fahiş kârlar eide etmenin katil benzin"m rt ötesinde insan hayatıyla Türkiye'deson günlerde thsah oynamaktır, iç ve dış turizmi hayatımn değersizliğinin, daha baltalamaktır, cellatlığın çarpık doğrusu insanlan gözü kapalı modelimize özgu yeni bir ölüme gönderebilme türüdür. tlgililerin konuya rahathğutın yeni bir örneği ilişkin açıklamalarını aynı yaşanıyor. sütunlarda gorebilmek Bayram tatili boyunca meydana umuduyla. gelen trafık kazalarında ve yüzleri asan can kayıplarında H.Ç. Bakırkoy Fransa'da 1789'un 200'üncü yılı kutlanırken hem orada hem burada karşıdevrimci fikirler de piyasaya sürüldü. Tamşmalarda devrim suçlanıyor, devrimciler sanık sandalyelerine oturtuluyor. Ortam da elverişli. 20'nci yüzyılın sonuna doğru karşıdevrim ruzgârları uluslararası erimlerde hızlandı: Devrimler ne getirdi? Hiç... Giyotinde kaç kişinin kellesi kesildi? Stalin cinayetlerinin sayısını biliyor mu? Artık sömürgeciliğin ve emperyalizmin insanlık boyutlarında kurumları ve soykırımları unutuldu; konuşulmuyor. Fransız Devrimi'nin tartışmasına tutucu Bayan Thatcher da girdı. İngiltere, krcdınıkraliçesinı koruyan ülke değil mı? Fransa 16'ncı Louis'yi astı. Türkiye, padişahını elinden kaçırdı da ne oldu? Sultanlık kötü müydü? Canım, hem Mustafa Kemal'i Vahdettin görevle Anadolu'ya göndermedı mi? Zaferden sonra Gazi Paşa, Padişaha "biat" etseydi daha şık olmaz mıydı? 12 Eylül devrimi "inkılap" yaptı ya, hıncını alamadı; gericiler durmuyorlar... Ne var ki devrimler yaşandı, köklerıni insanlığın derinlerine saldı; zaman tünelıne girerek geçmışe dönmek, olmuş olanları değiştirmek olanaksız. * Tezgâhtar kumaşı katladı: Tam üç metre, güle güle.. Bereket versin adamcağız anımsattı ki metre var. Yoksa ben de dalgaya düşüp ölçüyü şaşırarak tarihimizi Osmanlı arşınıyla ölçmeye kalkışabilırdim. Olur a, şimdi her yerde karşıdevrimcilik moda; herkes bu yolda birbiriyle yarışıyor. Demokrasi şehidimiz MARMARA ADASI Ç I N A R L I KOYU T u f hyaaaomn (7 gece 8 gtin> ? h şı tam pansıyon (gıdış donı.ş dahtll 490 000 TL T'jr dışj fıyaBannm 2 Kışt tam pansıyon 66 0O0 TL 61? yaş ardsı çocıthiara % 50 ınduım uyguianır Hazıran \^ Eyiui ayiarifida narmaklen °"b30eksıktif Bıçaktı yüreğimizde ölüm haberin Özlemin hiç bitmeyecek KENAN'ımızı katledilişinin 8. yıldönümünde sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ailesi adına RIDVAN BUDAK KENAN BUDAK 25.7.1981 1 Orvsnyoin C M K09F I «fcul I.ı.h«y 5?? 63 71 55? 34 19 57? 0? 09 TURISTIK TESISLERI pfdhoqlu Otnos T RUŞENSrNANSEYFİGÜLSERENELİFELİFE işçi sınıfı mucadelesinde onurlu bir yeri olan, İLERtCÎ DERttŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI TURKIYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ SINAV DUYURUSU Ulkemizde boşluğu hissedilen muhasebe uzmanı ihtiyacının karşılanması ve üye kaydıyla mesleği geliştirmeyi amaç edinen Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği Uzmanhk Sertifikası sınavı 2627 Temmuz 1989 tarihlerinde yapılacaktır. Sınava katılma şartlan şunlardır: a) İktisadi, ticari ve mali alanlarda dört yıllık yükseköğrenim mezunu olmak, b) En az iki yıl muhasebe mesleğinde çalışmış bulunmak ve 23 yaşını doldurmuş olmak. İsteklilerin mektupla veya şahsen müracaatlan ile buradan gönderilecek sınav prograrrunda istenilen belgelerin en geç 21 Temmuz 1989 tarihine kadar gonderilmesi rica olunur. Müracaat: Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği Hüsrev Gerede Cad. No. 21 Kat 1 D.2 Teşvikiyefstanbul Telefon: 136 10 71 136 10 73 136 10 76 İşçi sınıfı onderliğini, sözde değil, bizzat kavgasıyla kanıtlamış olan yiğit Devrimci KENAN BUDAK'ı ölumünün 8. yılında saygıyla anıyoruz. DOSTLARI ADINA VOLKAN YILMAZ katledilişinin 8. yılında saygıyla anıyoruz. Mücadelesi mücadelemizde yaşayacaktır. \ener KAYA Deriİ; Sendikası Genel Başkanı Munzur PEKGÜLEÇ DeriU Sendikagı Genel Ba«kan Vekili Ne\zat \'\ZGAN Deriİş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet KILJÇASLAN Deriİş Sendikası Genel Egitim ve Örgütlenme Sekreteri Ibrahim KIZILTAN DeriU Sendikası Genel Mali Sekreteri KENAN BUDAK'ı 1965 1989 Cumhuriyet koleksiyonu Mür: 163 56 41 MODERN TEKNOLOJMN GEHRDIĞI DÜŞÜK KATRAN... DÜŞÜK NİKOTİN... ZENGÎN TAT... Barclay Actron* Filtresi Barclay Actron® Filtresi. Bu eşsiz ve özel sigarada duman ve hava, filtre ve kanallardan a\n ayn geçer. Ağzınızda birleşen duman ve hava, damağınızda çok daha dovıımlu bir tat bırakırken, daha az katran ve nikotin verir. Actron8 Filtrenin sırn işte budur. Barclav tadının sırn da buradadır. BARCLAY Zevkte Seçkinlik Çizgisi '979 YIU ICRA PL J67 TEDBIR UYARINCA SİGARA SAĞLIĞA 2ARARLIDIB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle