16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dan tekrarlanan bu du?unce, çok genış kapsamlı ıkı ozel madde (em 13 ve 14) ıle getırılen sınırlama kuralları ıle de perçınlenmıştır Aynca butun bu sınırlamalar getırılırken bunların "hakkın ozune dokunmayacağı" yolundakı ölçut de kabul edılmeÇok önemlı bır saptama da şudur Mevcut bır hakkın kullanılması, o hakkın tanınma amacına tamamen ters duşen sonuçlar verıyorsa, hakkın "kotuve kullamldığı"ndan soz edılır Ama bu çok ıs tısnaı bır durumdur Hele temel haklar soz konusu oldukta bu kavramın geçerlığı hemen hıç yok tur Bu bakımdan, bır kımsenın, kendı ışıne gelme>en sonuçlar doğuran bır hak kullanımını, "hakkın kotuye kullanılması" olarak mtelemeye kalkışması yanlıştır Örneğın, 1 Mayıs'ı kutlamak uzere toplantı ve gosterı yapma haklarını kullanan ışçıler ya da onları destekleven oğrencıler, bu eylemlerıyle haklarını "kotuye kullanmış" olamazlar Bu gosterı sırasında etrafı yakıp vıkmava kalkışırlarsa, bu zaten hak değıl, saldırıdır, bunun yaptırımı da "hakkın kotuye kullanılmasına" ılışkın yaptınm değıl, o saldırı eylemının yaptırımıdır Devletın gorevı, boyle bır gostennın yapılmasını engellemek değıl, bunun banş ve guven ıçınde gerçekleşmesı ıçın gereken onlemlerı alarak bır temel hakkın kullamlmasını kolaylaştırmak ve guvenceye bağlamakur tşte, 1982 Anayasası'nın 13 maddesı, bu konuya da tamamen ters bır açıdan bakılmasına neden olan bır hukmu ıçermektedır Bu genel hukum, yonetıme, butun temel hakların kullanımını, keyfı ve ındı olarak "kotuye kullanma" nıtelemesı voluvla, engelleme yetkısı vermektedır 7 HAZÎRAN 1989 Temel Haklar \ e Aııayasa Aradan yedı yıl gıbi çok kısa bir zaman geçmış olmasına karşın, bu anayasanın, bireye ve bıreyin temel haklarına ve ozgürtüklerine mıaır saygılı bir yaklaşımla yeniden ele alınması zorunlu görulmektedir. Bu Çağdaş anayasada bireyin önemi yenileme ışinde goz onunde tutulması gereken noktamn, 1982 Devlet adı verılen toplumsal orgutlenmeve meAnayasa metnınm dayandığı temeldeki yanlışlık olduğu tafizık ve mıstık bır nıtelık verüerek yapılan bu duunutulmamahdır. Yemlemede bu temelin tumuyle terk edılerek bıreyin zenlemenın "çağdaş" olmadığı, demokrası ıle çelıştığı ve ınsan hak ve ozgurluklerini uluslararası duhak ve ozgurluklerini öne çıkaran duşünce ve orgutlenme hakları zeyde guvenceye bağlayan belge ve bıldırılere aykıbaşta olmak uzere butün temel hak ve ozgurluklerin varlığını ve rı olduğu kuşkusuzdur Çağdaş toplumda haklarının tanınması ve guvenceve alınması gereken varkullamlmasını guvenceye bağlayan, devletın butun yapılaşmasını bu hakların korunması amacına bağlayan bir goruşten yola çıkılmahdır. lık ınsandır Bıreyın temel haklarının korunması so PENCERE İflasın Nedeni?... 1979 da AP azınlık hukümetı kuruldu CHP'nın demokratık sol hukumetı 22 ayda cokmuş, ara seçımlerde ağır yenılgıye uğramıştı Ülkede en başta benzın mazot, gaz olmak uzere temel maddeler bulunamıyordu Suleyman Bey, başbakantık koltuğuna oturduktan bırkaç gün sonra şoyle konuştu Turkıye'nın 220 sorunu var; bız önce bunları 22'ye, sonra 2'ye mdırdık 2'ye ınen sorunların bırıncısı de uc ay ıçınde temel maddelerı sağlamaktı Demırel bu ışı başardı, ama 12 Eylul hışım gıbı geldı, çattı * Bugun Turkıye'nın kaç sorunu var diye sorsanız, saymaklatükenmez Ne var kı kırk yıldan berı bu ulkenın en önemlı sorunu vergıdır Dun de vergıdır bugun de vergıdır Bızde devlet vergı alamıyor "Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergı almak" hem ekonomik kalkınmanın hem sosyal demokrasının gereğıdır, ama gerçekleşemıyor Lıberal ekonomılerde kımı zaman bunun tersı yapılır Sanayıleşmış ulkelerde, oncelıkle Amerıka'da yaşanmıştır Çok kazanandan az vergı aldın mı güçlü tekeller, büyük holdıngler, üretıcı şırketler ellenndekı bırıkımlerı yatırıma donuşturuyorlar, ekonomik kalkınma hızlanıyor 1980'ler Türkıyesı'nde bu model de uygulandı, büyuk holdınglerden vergı alınmadı, devlet hazınesı gozde şırketlerı besledı, özel ellerde büyuk ışadamlarının kasalarında buyuyen bırıkımın yatırıma donuşmesıyle ekonomik kalkınma hızlanacaktı İşçi, memur koylu boğaz tokluğuna yaşamak zorunda bırakıldı Ne var kı sonuçta lıberal model ıflas ettı Ne olmuştu 9 Genel kanı şudur Ozel ellerde bırıken sermaye yatırıma dönuşeceğıne dışarı kaçtı • Yakın tarıhımız bıze öğretmıştır kı vergı alamayan bır ıktıdar ayakta duramıyor Vergı almak da kolay değıl Hele şımdı hıç kolay değıl Çunku Turkıye, tekeller ve holdıngler cumhurıyetıne dönuşmuştur Bu ekonomik güç, gundeme vergı gırdı mı oyie bır kıyamet koparıyor kı hangı hukumet olursa olsun dız çokuyor 1980'ler Turkıyesı'nın ekonomı profesörlerı, yazarları, uzmanları çoğunlukla holdınglerın beslemelerıne dönüşmuşlerdır Ulkemizde serbest meslek erbabı da vergı vermez Ucretlı ve maaşlılar, daha başka deyışle ışçı ve memurdan kesılen vergılerın ustune dolaylı vergılerı de koyduğunuzda ne tutuyorsa, Turkıye onunla yetınmek zorundadır Ha, bır de zam var Hukumet darda kaldı mı bır tur dolaylı vergı sayılan zamma başvurur Vergı alamayan ama sıkıştığında zamma başvuran bır hukumet de ne enflasyonu durdurabılır ne gelır dağılımını sosyal adalete göre duzeltebılır ne de yatırımlara ayırabılecek sermayeyı sağlayabılır Ozel ellerde bırıken sermaye de yurtdışına kaçtı mı ya da tuketım ekonomısmde çar çur edıldı mı, ıflas kaçınılmaz sondur Oyleyse vergıyı kim, kımden ve nasıl alacak sorusu bütün sıcaklığıyla gundemde duruyor Hem de bınncı sırada Her gun televızyondan yansıyan "iış" propagandası kımseyı aldatmasın. "Eğer yapacaksan alışverış Alacaksın fış " Btlımsel ve teknolojık devrım surecı bilgisayar çağını getırdı Batının super endüstrılerı, Üçuncu Dünya'yı bılgısayaıiı cıcılerın pazarlarına donuşturdüler Her bakkalımızda bu cıcılerden var ama yazarkasalar, KDV'ler, fış yöntemlen kımseyı aldatmasın Turkıye, vergı duzenınde çağdışı bır devlet olmaktan kurtulamadı Sosyal adaletsızlığın en koyu karanlığında vergı duzenını bır avuç maaşlı ve ücretlıyle dolaylı vergılere oturtmuş bır ülkede hem solcuları ve aydınları hem de esnafta yaptlan alışverışı fışlemışsın, ne yazar 7 Prof. Dr. AYDIN AYBAY Anayasaların varlık nedenlerınden bırı "devlet" denılen tuzel kışılığın örgutlenmesı ıle ılgılı kuralların belırlenmesıdır Her tuzel kışılıkte olduğu gıbı devlette de organlann kuruluşu, ışleyışı, ışlev ve sorumlulukları ıle ılgılı kurallara gereksınım vardır Anayasalar bunların en ust duzeydekılerını ıçeren duzenlemelerdır Ama, anavasalann bınak varhk nedenı bu değıldır. Fvansız devrımınden bu yana anayasaların başlıca ışlevı, ınsanlarm ya da vurttaşların "temel hak ve ozgurluklerini" korumak ve bunları guvence altına almaktır Son ıkı yuz>ıl ıçınde dunyada yapılan anavasalarda bu ışlev one çıkmıştır, devletın örgutlenmesı konusu bunun uzantısı olan bir sorun bıçımınde ele alınmıştır olacağı vurgulanmış ve devletbırey ılışkısi ıle ılgılı olarak da şu anlatılmak istenmıştır Devlet denılen orgut, ancak ve sadece ınsan ıçın vardır ve bunun tersı de asla doğru değıldır! \nayasada temel hakları öne alarak yapılan bu ozgun duzenleme bıçımının bızım anayasal duzenımız bakımından da zeçerlı olduğunu söyleyebılır mıyız9 Ne yazık kı bu soru>a olumlu yanıt vermemıze olanak yoktur Bu olumsuzluğun nedenı, 1982 Anayasası'nın temel hakları metnın başında duzenlememış olmasıyla ılgılı değıldır Sorun bundan ıbaret olsa ıdı, yıne de Bonn Anayasası'ndakı temel duşuncenın bızde de geçerlı olabıleceğını savunabıhrdık Ama sorun bu değıldır 1982 Anayasası bu duşuncevi kokunden yadsıyan bir anlayışın urunudur Bu anlayış daha anayasanın başlangıç bolumunde yer alan "kutsal devlet" sözcuklerı ıle kendını bellı etmektedır Devlete boyle "mttafuik" bir nıtelık atfedılınce, bundan bırtakım sonuçlar çıkması da doğaldır Bıreyın temel hakları ve ozgurluklerı, ancak bu "kutsal varhkla" uyum ıçınde olduğu ve onunla çelışmedığı ölçude mevcut ve geçerlıdır Başka bir deyışle öncelığı olan varlık, devlettır bırev ancak ona "tabı" bir değerdır Anayasanın Başlangıç bolumunde yer alan bir tenmden çıkardığımız bu sonucun abartılmış bir yargı olduğu sanılmamalıdır Kutsal devlet sozu başlangıçta "tesadufen" kullanılmış değıldır Tam tersıne, özellıkle "Temel Haklar ve Ödevler" başlığını taşıyan bolumde yer alan kuralların hepsı, bunun bır tesaduf olmadığını kanıtlamaktadır Bu kurallarda anayasa koyucunun "devlet" kavramına, butun anayasal dıizenı bebrleyen ve programlavan ustun bır yer verdığı açıkça görulmektedir Burada gözlemlenen şudur 1982 Anayasası bıreyın temel hak ve özgurlüklerı sorununu, onun devlete karşı korunması açısından değıl, devletın bireye karşı korunması açısından ele almaktadır Temel hakları bırer bırer duzenleyen maddelerın bınncı fıkralarını kapayarak okursak bu düşunce bıçımını net olarak görurüz Ilk fıkrada, var olduğu söylenen bır hakkm, devletın en kuçük bır çıkarı söz konusu oldukta kesınlıkle mevcut olmavacağı hemen ardından behrtılmektedır Üstelık her bır temel hak bakımın runu, anavasal duzevde, "bireyler arası" ılışıkılerden doğan bır sorun değıldır Bireyler arası bu tur ılışkılerı duzenleyen yasalar anayasalar değıl, sıradan yasalardır Anayasalar ise bireyi, bireyin haklannı ustun ve karşı konulmaz bir guç olan "devlef'e karşı konıyacaklar, bu gucun ya da bu gucu ele geçırenlerın bireyı ezmesine, baskı altına almasına karşı guvenceler getireceklerdır. Vukarıda sözunu ettığimiz Bonn Anayasası'nın davandığı temel duşunce ışte budur Anavasa metnınde temel hak ve ozgurluklerin duzenlenme yerı ne olursa olsun, bunları duzenleyen kurallann amacı ve ışlevı ancak bu olabılır. 1982 Anayasası'nın bunun tersine bır çözümu getıren, çarpık uygulamalann, ınsan haysıyetını ayaklar altına alan eylemlerın, ışkencelerın ve ölumlerın "yasal ortusu"nu oluşturan "dokusu'*nun kaynağı nedır 7 Hangı gerekçeler ve dayanaklara dayanılarak bu çağdışı duzenleme bıçımı topluma kabul ettırılmış >a da toplum bunu kabule mecbur bırakılmıştır9 Bu konuyla ılgılı bazı saptamalar yapabılırız Anayasayı düzenleyenlerin anlayışı Çağdışı anlayış: "Kutsal devlet" Bu konuda en ılerı gıden metın, Federal \lman Cumhurıvetı Anayasası'nın (Bonn Anayasası, 1949) metnıdır Bonn Anayasası'nda "Başlangıç" (dıbaçe) bölumunun hemen ardından gelen ılk on dokuz madde "temel haklar"a ozgulenmıştır Klasık ana>asa şemasına u>mayan bu duzenleme bıçımının seçılmesının tarıhsel bir açıklaması vardır Klasık şemava uygun olarak yapılan oncekı anayasada (Heimar, 1919) yer alan temel haklar, "anarşının önlenmesı", "duzenın sağlanması", "devletın kurtanlması" gıbı gerekçelerle, devletı her şeyın ustunde sayan nas>onal sosyahst rejım taratından vok edılmıştır Nazi duzenınde bıreyın hak ve özgurluklennın devlet karşısında hıçbır değerı ve onemı olmadığı kabul edıldığınden, bıreyler bu çozume bo>un eğmeye mecbur tutulmuşlardır Karşı çıkanlar ıse devlet adına kullanılan kaba kuvvetle >a ortadan kaldırılmışlar ya da susturulmuşlardır tşte, Bonn Ana>asası'nda temel hakları her şevın onune alarak yapılan duzenleme bıçımının anlamı bu tarihse) olgu ıle ügıhdır Bıreyin temel hakları ve özgurlüklerı, anayasada yer alan butun ötekı duzenlemelerın, kurumların ve kavramlann "varlık nedeni", "meşruluk kavnagı" ve "asıl dayanagı"dır Rejımın tumunü programlayan, ona yön veren ve sıstemın var olma nedenını oluşturan "değerler" bu hak ve özgürluklerdır Böylece anayasada insanın en ust deger olduğu ve her şeyın "onun ıçın" var Burada saptamaya çalıştığımız noktalar dışında, 1982 Anayasası'nın oluşmasına katkısı olan başka "temel yanhşlar" da bulunabılır. Ama, butun bunların özetı kanımızca şudur Anayasayı haarlayanlar, ınsanm ustun değerını, msanın temel hak ve özgurluklerının toplumsal kultur ve uygarhğın yaratılmasındakı ışlevını ve önemım, azgelışmışlıkten ancak ozgurleşmış ınsan öğesı ıle kurtulabılıneceğını, duşunce ve orgutlenme yasakları ıle bır yere Ilk olarak şunu belırtmek gerekır Bu 82 Anaya varılamayacağını hıç anlayamamışlardır Devletın sası, bır "korku"nun urunudur Yönetenler, yöne ustunluğü gıbı bır "dogma"nın tutsağı olarak, "bırtılenlerın temel hak ve özgurluklerını kullanmala lık beraberlık" gıbı çoğulcu bır toplum duzenınde nndan korkmaktadırlar Bu korkunun ıtmesı ıle te geçerlığı olmayan bır saplantının ızınde, Turk ınmel hak ve özgürluklen yok eden sıstemlerı ıçın bır sanına guvenmeyen, onu kuçülten ve yok sayan bır "postula" ıcadetmışlerdır "Turk halkına fazla öz metnı, Turkıye'de şımdıye kadar yapılanlann en kögurluk verıhrse, hemen azar ve ılk ış olarak da dev tusu olan bu duzenlemeyı, anayasa olarak kabul etletı yıkmaya kalkar!" Anayasadakı hak ve özgur mışlerdır luk duzenlemesını "sıfırlayan" demır çembenn, a>Şımdı, aradan yedı yıl gıbı çok kısa bır zaman rıntılı yasaklar ve sınırlamalar sıstemının temel ge geçmış olmasına karşın bu anayasanın, bireye ve bırekçesı ışte bu postuladır reyın temel haklarına ve özgurluklerıne saygılı bır Başka bır gerekçe de "1980 öncesı anarşık ortam" yaklaşımla yeniden ele alınması zorunlu görulmekkorkuluğudur. Hâlâ ortalıkta dolaştınlan ve "ora tedir Bu yenileme ışinde göz önunde tutulması geya mı dönmek ıstıyorsun" denılerek temel hakkını reken noktanın, 1982 Anayasa metnının dayandıgı kullanmaktan başka bır ıstemı olmayan bıreyın "ka temeldeki yanlışlık olduğu unutulmamahdır Yenıfasına kakılan" bu gerekçe ıle ılgılı olarak sorgula lemede bu temelin tumuyle terk edılerek bırevın hak nacak çok şey vardır 1980 oncesı kargaşanın ger ve ozgurluklerini öne çıkaran duşunce ve örgutlençek nedenı ve sorumluları saptanmış mıdır9 Bın me hakları başta olmak uzere butun temel hak ve lerce kışının canına kıyan sılahların kaynağı, bun ozgurluklerin varlığını ve kullanılmasını güvenceları tedarık edenlerın kımlığı, guvenlık ve haber al ve bağlayan devletın butun yapılaşmasını bu hakma örgutlerının bu konudakı sorumluluğu belırlen lann korunması amacına bağlayan bır goruşten yola mış mıdır9 Bunlar yapılmamış va da yapılamamış çıkılmahdır Böyle bır temel uzerıne oturtulduğu sa, bunun sorumlusu temel hakkından edılen bı takdırde, yapılacak yenı anayasa, butun kurum ve rey mıdır, yoksa başlıca ışı bu sorulann yanıtını kuralları ıle hem Turk halkına, hem de Turk devletıne yakışır çağdaş ve doğru bır anayasa olacaktır vermek olan "kutsal devlet" mıdır7 OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Kazanan Kim, Kaybeden Kim? OKURLARDAN tersane ışçilerinin ızleri gorulebilecektir. 12 Eylul ve o gucun devamı olduğu herkesçe bilinen eski MESS patronu Ozal Bizim uyelerimiz, bilindiği uzere hiçbir suretle grev hakkı iktidarları suresince tam bir saldınya uğrayan kazanılmış tanınmamış M. Savunma işçi haklarının korunamaması Bakanlığı bağlısı askeri sonucu planlı ve programlı isyerlerinde çahşmaktadır. bir şekilde fakirleştirilmiş Ülkede yaşanan yasaklı işçiler nihayet, işverenin demokrası yanında bu hazırlatnğı tabldottan yemek işyerlerindeki askeri yasalar ve dısiplin uygulamalan daha yememe, işverenin temin ettiği araçlara binmeme, sakal da sıkıdır. Buna karşın, uyelerimizin gunumuzdeki işçi btrakma ve topluca viziteye çıkma gibi pasif eylemler eylemlenne onder olacak yaparak 10 yıldır ulusal şekilde katümalan gelirin bir avuç iktidar yanlısı alkışlanacak bir olaydır. imtiyazlt sermaye sahibi Aslında bu olay yeni değiU zenginlere aktarılmasmı tarihe bakarsanu silahsız, saldırısız protesto Cumhuriyetten onceki yıüarda bile uygulanan ilk işçi eder hale gelmışlerdir. Onun için bu tertemiz haklı eylemlerinde yine askeri İşçi eylemlerinin değerlendirilmesi Graham Greene ın bır romanı vardır ' Kaybeden Kazanıyor SHP Olağanustu Kurultayının sonuçlanna bakınca aynı sozu söylememek elde değıl Gerçekten de 'kaybeden kazanıyor' ya da 'kazanan kaybedıyor' Kurultaya çağnlan bın yuz delegenın ancak 489'u Baykal yonetımının yaptığı tuzuk değışıklıklenne "evet" demış Bu 489 kışıye tek tek sormalı, bu değışıklıkler pek rrîı gereklıdır'' Partı ıçınde demokratık uygulamayı sağlayabılecek mıdır, yoksa 'Merkezı Umumı' anlayışının SHP'de eqemen kılınması mıdır'' Tabanı dışlayan hatta tabanı "lumpen' sayan bır anlayışın örgütçe benımsenmesı mıdır'' Tuzuk değışıklıklenne "evet" dıyen 489 SHP lı bu soruları bılmem nasıl yanıtlayacaklar'' Bızlerden gunah gıttı' Bız, gereken uyanları yazılarımızla yaptık SHP ıçınde şu bu kanatı tutmadık Hukukun ustunluğunu, demokratık uygulamayı, partı tabanına saygı gosterılmesını ıstedık Merkez yönetımını ele geçıren bır "arkadaş topluluğu" nun SHP ye ıstedığı bıçımı vermesının, SHP'yı bır çeşıt Guven Partısı halıne sokmaya çalışmasının yanlışlığını belırttık Sayın Genel Başkanın bu demokrası savaşımında hıç değılse yansız kalmasını ne demek yansızlık, partı ıçı demokrasının uygulanmasında yansız nasıl kalınır'' doğru olacağını soyledtk Ama Sayın Inönu bılmem hangı gerekçeyle Baykal takımının yanında yer aldı SHP delegelerının bır bölumunu etkıledı, boylece MYK'nın tuzukte yaptığı antıdemokratık değışıklıkler az bır <arkla da olsa Kurultay'dan da gectı Kim kazandı, kim kaybettı'' SHP Olağanustu Kurultay'dan başarıyla mı çıktı'* Ulus karşısında tutarlı, sağlam bır görünüş mu elde ettı' Bunlar tartışılacaktır Merkez Yonetımının ve onu destekleyen Sayın Inonu'nun davranışı ınceden ınceye elestırılecektır Kımın kazandığı ya da kaybettığı ıse önümüzdekı gunlerde bellı olacaktır Şımdılık görunen, kurultayda oy kullananların yarısının Merkez Yonetımme karşı olduğudur Inonu de Merkez'le bırhkte hareket ettığıne göre SHP delegelerının yarıya yakını ıstemedıklerı halde Inonu'ye ters duşmekten cekınmemışlerdır SHP Olağanustu Kurultay'ında verılen oyları ıncelemek ılgınc duşuncelere yol açıyor Once Dıvan Başkanlığı seçımlerınde Inonu'nun aldığı açık tavra karşın delegelerden 417'sının Merkezın gösterdığı adaya değıl de kendı adaylarına oy vermesı önemlı bır olaydır Inönü'nun ve Baykal'ın adayı Ekşı 502, sol kanadın adayı Yergök ıse 417 oy almıstır Daha ışın başında SHP Kurultayının yarısına yakın delegenın Baykal yönetımıne, hatta Inonü'ye karşı çıktığı gorulmuştur Oylamada da ılk soz Inönü'ye verılmış, boylece Genel Başkan hangı adaydan yana ağırlık koyduğunu bellı etrnıştır Genel Başkanın ağırlığına karşın kurultay delegelerının yarıya yakını yıne de bu baskıya boyun eğmemışlerdır Sabaha karşı yapılan tuzük oylamasında da aynı durum gorulmuştur Baykal ekıbının getırdığı tuzuk değışıklıktennı bın yuz kışılık kurultayın ancak 489 uyesı kabul etmıstır Gerıye kalan 600'den fazla uye buna katılmamıstır 374 delege ıse tüzük değışıklıklenne "hayır" demış, ıkı yüz delege de yansız kalmakta dırenmıştır Bu oylama SHP'nın ıkı parçalı bır partı olduğu gorunümunu vermıştır Genel Başkan, Genel Merkez Yonetımı partıde bırlıkteltğın kurulması yolunda bır anlayıs gostermemışlerdır Sankı ıstedıklerı "çeken gıder, kalan bıze yeter" ozlemıdır' Bu tutum ve anlayış SHP'nın kısa surede ıktıdara gelmesını onleyecektır Şımdı kazandıklarını, üstun çıktıklarını sananlar, "emek ağırlıklı" bır partı olan olması gereken SHP'yı karanlık bır çıkmaza soktuklarını bılmelıdırler SHP'nın bu kurultayda bır anlaşma bır uzlaşma havasına gırmesı beklenıyordu Bu havayı yaratacak kışılerın başında Sayın Erdal Inonu'nun geldığını duşunüyorduk Oysa Genel Başkan boyle bır anlaşma, bırleşme butünleşme cızgısınde gorulmemıştır, tam tersine, butun ağırlığıyla Baykalcı takımın yanında yer almıstır Buna karşın taban, 400'yu bulan bır oyla partının "sosyal demokrasıye bağlılık" cızgısınde olduğunu gostermekten çekınmemıştır Ikı parçalı bır gorunum veren SHP'nın bu halıyle halkta bır guven yaratması olanaksızdır Şımdı tabana dusen, ılçe ıl kongrelerınde partının gercek kışılığını bulmaya çalışması, kısa surede ' emek ağırlıklı" bır partı olduğunu once kendı ıçındekı tutucu çevrelere, sonra da kamuoyu onunde kanıtlamasıdır Umut her şeye karşın orgutun bılınclı tutumundadır eylemler kamuoyunun sevgi ve desteğini kazanmıştır. Kazanılmış işçi haklarının son 10 yıllık sureç ıçınde nasıl geri alındığını sayıp dokmeye gerek yoktur. Çunku bu geri almalar gizli saklı değıl, devletı eline geçıren sermaye sahiplerınin yıllar boyu ıstemlerine uygun olarak açıkça anayasa ve yasal duzenlemelerle herkesin gozu onunde gasp edümiştir. Bunların başında demokrasilerin vazgeçilmez unsurlanndan serbest toplu pazaruk muessesesi, sendikal hak ve ozgurlukler ve toplum bireylerinin yonetımde kararlan etkileme hakkı gelmektedir. Ulkemizde gostermelik toplantı ve gosterı yuruyüşleri BURS DUYURUSU 19891990 Ders YılındaTurk uyruklu oğrencılere verılecek burslar, beş mılyon beş yuz bın lıra olan oğrenım ucretıni, ulaşım ve sağlık gıderlerını, Ankara'da evı olmayıp da Unıversıte'de kalmak ısteyenlerın yurt ucretıni karşılayacaktır. Aynca burslu oğrencılerın yemek ve dığer masraflarına katkıda bulunmak uzere, kendılerıne 10 ay sureyle ayda 150 000 TL harçlık verılecektır. Burslar karşılıksızdır Fizik, Endüstri Mühendisliğı, Bilgisayar ve Enformatik Mühendisliğı ıle ElektrıkElektronik Mühendisliğı Bolümlerını kazanan oğrencılerın tamamına burs verılecektır. Üniversite'nin İktisat, İşletme, Uluslararası llışkıler, Sıyaset Bılımı ve Kamu Yonetimı Bolümlerı ıle ılgılı burslar, 19891990 Oğrencı Seçme ve Yerleştırme 2. Basamak Sınav Kılavuzu'nun 24. ve 31. sayfalarında belirtılmiştir. BİLKENT Üİ ÜNİVERSİTESİ'NDEN kanunu vardır. Ancak bu kanunu uygulama hakkı vatandaşın elinde değil valilerin elindedir. Gunumuzde kaç başvuruya olumlu yanıt ahnabilmiştir? Haklı bir gosterı yuruyuşu için izin verilse dahi, yer olarak Kafdağının arkası gosterilmekle, gosten ve yuruyuşler ıdarece amacından sapnrılmaktadır. Boyle olunca sıkıntılar her gun biraz daha artmakta ve eylemler sık sık gündeme gelmektedir. Yine belirtelinu Gunumuzdeki işçi eylemlerinin basın ve kamuoyunda bu derece sevgi ve destek gormesi, ideolojik değil, toplumsal ve ekonomik oluşundadır. Bunun kanm, Sayın OzaHn "îşçileri birileri durtuyor" saptırmasına işçilerin "Bizi birileri değil açlık ve fakirlik durtuyor" diye verdikleri haklı yanıttır. İşçiler, eylemleri sırasında silahsız saldırısız vakur bir şekilde 12 Eylul'le gelen yasaklı baskı donemini aşarak ilk kez tabandan gelen tek bır sesle ekonomik ve sosyal haklarını geri istediler ve boylece işçi hareketleri tarıhine olumlu sayfalar yazdırdılar. Ülkeyi yöneten her kademedekı sorumlu yetkilıler bilsın, gorsun ve duysunlar. Gunumuzde başlayan bu işçi eylemlerinin birinci derecede sorumlusu Sayın OzaVdır. Sayın Ozal, yıllardır uyguladığı yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan acımasız ekonomik politikalarla yetinmemiş, ustelik ortadirek diye adlandırdığı işçi, memur, dar gelirli ve bunlann emekli dul ve yetimlerinı enflasyona ezdirmiştir. Nihayet son işçi eylemleri ile bu acımasız, katı tutumunun anlaşıldığını fark edınce 19871988 enflasyon farklarını da iki sene gecikmeli olarak vermeyi kabullenmek durumunda kalmıştır. Şu gerçek bilinmelı: Ulke yonetiminde sorumluluk yuklenmiş herkes emekçinin sesme kulak vermek zorundadır. MUSTAFA ALPDUNDAR / Turk HarbIş Sendıkası Genel Sekreten BURCU GÜLLAPOĞLU 6 Hazıran 1989 salı gunu saat 04 30'da Pans'te Hapıtal Armce Begın Saınt Mande'de dunyaya gcldı Burcu'ya uzun vc sağlıklı bır yaşam dılenz Ablası Başak, annesi Pınar, babası Dnz.Kur. Binbaşı Celalettin Güllapoğlu INVEST YOUR LOCAL MONEY IN AMERICAN DOLLARS OR SWISS FRANCS' For Complete Informatıon About Thıs Unıque Opportunıty Send Your Name, Adress And Two Internatıonal Reply Coupons Avaılable From Your Post Offıce To ROYAL CROWN INVESTMENTS, ' P O Box 961, 36 Adelaıde Strtet, East, Toronto, Ontano, Canada M5C 2K3 VEPAT v e BAŞSAĞLIĞI Üyemlz, TKİ Orta Anadolu unyltlerl Muessesesi Müdür Yardımcısı, Maden Mühendlsi yitlrdlk Allesine, vakınlarına ve Maden Miıhendlslerl topluluğuna başsağlığı dllerlz TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ttmer ÇEBİ'yl SİYASI KULTUREL DERGI 2000 TL ROMANVE YAZARLIK ONURU Samim Kocagoz 2000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad S941 Cağaloğiuhtanbul Röportaj: 1 Mayıs Tertip Komitesi İşçi Sınıftna İhanet Etmiştir. 1516 Haziran İşçi Hareketi. DemirÇelik Grevi Cezaevlerine Fasist Saldırı. 6 Mayıs Almanya'da Anıldı. KAMUOYU1NA Sağmalcılar, Erzincan ve Nazıllı cezaevlerınde uygulanan baskı ve teröru protesto edıyor, devrımcı tutukluların ınsanca yaşam koşulları ıçın surdurduklen suresiz açlık grevlerını 2 gunluk açlık grevıyle desteklıyoruz. AÇIK MEKTUP Halka donuk SOSYALIST REALIZM sanat anlayışının savaşçı ressamlarımızdan AVNÎ MEMEDOĞLU'nun başında ve özellıkle BL'RJUVA DUŞUN VE SANAT ÇEVRELERINDE yankı \e tepkı uyandıracak. KENDİSİNİ GERÇEK AYDIN SANAN KARANLIK BİR KIŞİYE YANITI, vakmda O N C U KITABEVI'nde ve Kadıkoy MODA KULTUR MERKEZI'nde satışa çıkacaktır TEL 526 55 13 337 01 28 SEKRETER... • lyi tngilızce ve daktilo bilen Sekreterlik Yapabilecek Bayan Eleman Ahnacaktır. REFOCOLOR A.Ş. EbuluU Cad REFO Bına,ı (Otekılıh oktdu arkası) Akatlar Uîanbul AMASYA ÖZEL TİP CEZAEVİ'NDEN TİKB DAVASINDAN BAYAN TUTUKLULAR ADINA NURTEN ZEHÎR Gençlık Toplumsal Dınamıtın Fıtılıdır • Her 1 Mayıs ' 1 Mayıs Alanı' ndayız Olıgarşının Lıselı Gençlığe Yonelık Polıtıkaları Çağrımızdır Merkezı Orgutlenme ıçın daha çok çaba
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle