Katalog

20 HAZİRAN 1989 KÜLTÜRYAŞAM P İ K N İ K Pn4Lh M4DRA CUMHURİYET/5 'Kurtar beni, Tanrurf FtLtZ ALİ 17. Uluslararası îstanbul Festivali gorkemli bir törenle açıiacağa benziyordu. Sahnenin önu ve yan ahşap panolar çiçeklerle bezenmekle kalmamış, ısıklandınlarak da süslenmışti. Saat 21.30 olduğunda konser adabı konusunda artık iyice eğitilmiş olan festival ızlcyicileri çoktan yerlenıu almışlardı bile. Eh... konuşmalar hemen başlasa en geç 21.45'te konsere sıra gelebilirdi. Dinleyiciler uslu uslu bekieyedursunlar saniyeler, dakıkalar geçiyor, törenin başlayacağına ilişkin herhangi bir hareket göze çarpmıyordu. Ama protokol görevlileri arasında gözle görülür bir telaş yaşanmaktaydı. Besbelli önemli bir zat beklenmekteydi. Bekleyiş sırasında o ana kadar terbıyesinı bozmayan dinleyicinin artık sabırsızlanmaya başladığı ara ara patlayıveren protesto alkışlanndan aniaşümaktaydı. Velhasıl, uzun bir bekJeyişten sonra önemli zat gddiler ve tören Îstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetım Kurulu Başkanı Dr. Nejat Eczaabaşı'nın konuşmasıyla başladı. Eczacıbaşı, Ayazağa'da kurulacak olan dev Milzık ve Sanat Merkezi'nin müjdesini verdı konuşmasında. Daha sonra spordan sorumlu Devlet Bakaru tsmct , Özadan, Sayuı Başbakanımran ; mesajlannı okumak üzere kürsuye geldı. Içinde pek çok yabancı sözcük ve teknik terim bulunan t konuşma sırasında bir dinleyıcı > "...yanhşlıkla Tubitak için bazırlanmış konuşmayı oknyor galiba..." diyerek görüş bildirdi usulca yanındakıne. Sabn azar azar da olsa tasmakta olan dınleyici kitlesi konuşmalann tadında bıraküması kanaatindeydı sanınm. Rahatsızhğı dolayısıyla törene katılamayan Kültür Bakanımn mesajım okumak üzere kürsüye gelen Devlet Tiyatrosu Müdürü Zafer Ergin'i zor anlar beklıyordu. Alkışlarla sık sık kesilen konuşmasını gıtgıde hızlandıran Ergın, yıhn çabuk konuşma rekorunu kırdı bu vesileyle... Son olarak kürsüye gelen Îstanbul Büyükşehir veya Anakent Belediye Başkanı Nuretün Sözen ise Îstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından Ayazağa Kasrı çevresinde kurulacağı mujdelenen Müzık ve Sanat Merkezı hakkında Eczacıbaşı'nın konuşmasına oranla daha da aynntıü bilgiler içeren ve yine alkışlarla kesilen bir konuşma yaptı. Saat 22.15 olmuştu. Konuşmalar boyunca sahnede beklemekte olan Îstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile Viyana Müzik Dostlan Derncği Korosu (Singverein) artık marifetlerini gösterebılırlerdi. 17. ULUSLARARASIİSTANBUL FESTtVALl 1 HIZLI GAZETECİ \FJDETSEIS Açıkça farfc attıtar Prof. Ench Bergenn yönetttğı açılış konsennde, Soprano Ruhsar uçal ıle Tenor Ihsan Ekber, Ç I Z G I L J K KÂMİL Atto Jın Ok ıle Bas Emst Schramm'a gerek ses kalıtesı, gerek renk bakımından açıkça fark attılar Viyana Muzık Dostlan Derneğı Korosu ıse "Requıem"de dengelı yorumunu baştan sona korudu. (Fotoğraf Yıldız Uçok) ler yerlennı aldılar. Verdi "Reqaiem"in "pianissimo" fısıltı ıle başlayan o tüyler ürpertıcı ilk ölçüleri ıle bıraz önce yaşadığımız sıkıntıdan yavaş yavaş sıynlacaktık. Kyrie'ye geündiğinde bağnaz milliyetçüik yapıvor gıbı olraayalım, ama gerek ses kalıtesı, gerek renk bakımından Rahsar Oçal iie tenor Ihsan Ekber'in, alto Jin Ok ve bas Ernsl Schramra'a açıkça fark attıklan ortaya çıktı. Hatta konserin sonunda dinleyıcıler dağüırken kulağıma çalınan şu cümle hiç de yadırgatmadı beni: lerinde de soprano solo ıle yine "Aida"nın son perdesindeki mezar sahnesini usa getiren öğelerı kullanmıştır. Bu ikı bölüm aynen "Akla"da olduğu gıbi ölumle bırirkte sonsuzluğa kavuşmanın, ruhun ölumsuzlüğunun habercısıdır. İDSO, "Offertorio" bölümüne gelene kadar birinci sınıf bir ıcra ve yorum çıkarmaktaydı, "Oni Mariam absohistf'de tenor Ihsan Ekber ilk baştaki çızgısini tutturamadı, tonlanmn çoğunun içi boş kaldı gerçi, ama yine de alto Bk sağhuuunıyor bir turtii.." Aynı hastabk bizim çellolarda da var. TekeT teker hepsi harika da bir araya geldıler mi Offertono'nun başındaki gibi oluyor maalesef. Verdı, ltalyan müzığı ve operasını bütün dünyaya tanıttığına ınandığı ünlü besteci Rossini'rün ölümu uzerine bütün ltalyan bestecılerini Müzık Yayınevı Ricordi kanalı>1a harekete geçirmek ıstemiş ve "Requiem"ın her bölümünü ayn bir ltalyan bestecısinin bestelemesini teklif etmiştı. Kendisi de bu doğrultuda "libera me Domine" (Kurtar beni, Tannm) bölümünü seçmiş ve diğer bölümlerin tamamlanmasını beklemeye başlamıştı. Ne var ki, şimdi artık adları bıle anılmayan öteki ltalyan bestecileri ışi surüncemede bıraktılar ve sonunda Verdı, Requıem'in tümünü bestelemeye karar verdi. İlk başlarda Rossinı'nın ölümü taze iken yarattığı "Liberame" ıse bestecinin tum duygulanm yansıtma açısından çok dokunaklıydı. Sonuç olarak, gerek /.ıberame, Lux Aeterna, Lacrymosa ve Kyrie bölümlenndekı sololanyla dikkatı çeken Ruhsar öcal'ı.özellikle tenor Ihsan Ekber'i yine Kyne ve Hostias sololan dolayısıyla, Viyana Müzik Dostlan Derneği Korosu'nu esenn başmdan sonuna sürdurduklen dengeli yorum , pürüzsuz ses ve entonasyon açısından, şef Erich BergeFın İDSO, koro ve solistleri profesyonelce çalıştırdığı ve genelde kusurlanna rağmen seçkin bir yorum çıkardığı için kutlanm MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEVAL uwHi\ Açılış gecesi Başbakan'ın ve Kültür Bakanı'mn mesajlannın ve Îstanbul Anakent Belediye Başkanı Sözen'in konuşmasının uzaması karşısında ızleyici buyuk tepki gösterdı. "Requiem"in fısıltıyla başlayan o tüyler ürpertici ilk ölçüleri ile az önce yaşadığımız sıkıntıdan yavaş yavaş sıyrıldık. ve basa oranla dramauK genlımi gevşetmemeyi başardı. Ancak "Offertorio"dan sonra işler pek ıyı gıtmemeye başladı. Verdı, bu bölume çeDolar için epey dikkat ve temiz kulak isteyen bir melodik çizgi ile başlar. Bu çizgiyi soprano, iki solo kemanla sürdurür. Işte, ne olduysa oldu, çellolann başuıa geçen deneyımlı sanatçı Nnsret Kayar'a rağmen o güzelim ezgi çizgisi mahvoldu gitti. Bda Bartok, bundan elli yıl önce bizim bu hastalığımızı keşfetmiş zaten. Üstat, Anadolu'da yapnğı folklor derkmderi araştırmaJanndan sonra dıyor kı: "Çok garip, Turkler bir ezgiyi tek başlanna gayet gnzel soylüyorlar da iki Idşi bir araya geWi mi beraber "...Bu alto>u bulmak için epey aramış olmalılar Avnıpa'nın köşe bucagını.." Dıes Irae'nin çılgın "dbsonans'Marla kulaklan tırmalaması gereken fanfarlan ve davul darbeleri, "Huküm Günü"nün kargaşasını yeterince yansıtacak dinamiklikte olmasa da İDSO'nun bakır ttfleme çalgıları, özellikle trompet, kornet, trombon ve kornolar "Tuba minım"un hakkıru verdiler. Verdı "Tuba minım"da "Aida" operasımn zafer sahnesıru, "LJber scriptns"taki alto soloda aynı operanın başkişılerinden Mısır Prensesi Amneris'in mağrur kişiliğini, "Requiem"ın son iki bölümü olan " L u x Sef Prof. Eridı Bergd ve solist Aeterna" ve "Liberame" bölüm Üağmur altıııda flameııko Serranito Altılısı'nm Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserinde aniden başlayan yağmur ve elektriklerin kesilmesi gösteriyi ö'nleyemedi. Sanatçılar yağmur altında gösterilerini sürdünirken, izleyiciler de şemsıyelerini açarak, yanlarında getirdikleri yağmurluklanm giyerek gösteriyi izlediler. KiUtör Senrisi lstanbullu müzikseverlenn yakından tanıdığı tspanyol gıtarcı Victor Monge ya da müzik dünyasındakı adıyla Serranito, altılısıyla birlikte, yağmura karşın Açıkhava Tiyatrosunu dolduranlara cosku dolu dakikalar yaşattı. Oscar Luis Herrero ve Miguel Rivera adlı gitarcılan, Fernando Galvez adlı şarkıcısı ve Bearriz Maıtia ve Jarier Baron adlı dansçılanyla birlikte 17. Uluslararası îstanbul FestivaTi'ne katılan Serranito, son bir yıldır birlikte çahstığı topluluğuyla gerçek bir flamenko şöleni sundu. Özellikle 17 haziran cumartesı akşamı Açıkhava Tiyatrosu'nda verilen konserde gerek sanatçılar gerek seyirciler ikinci yanda şiddetlenen yağmura ve elektriklerin kesilmesine karşın gösterinin olanca guzelliğiyle sürmesi için ellerinden geleni yaptılar. Konserin ikinci yansının başlannda yağmurun başlamasıyla bırlikte, Istanbul'un değişken havası konusunda deneyimli olan müzikseverlerin konsere hazıriıkh geldikleri anlaşıldı. Bir anda yüzlerce seyircı şemsiyelerim açtı, cantalanndan çıkardıkları yağmurluklanm sırtlanna gecirdi. Tedbirsiz yakalananlar ise kiralık rmnderleri baslanna koyarak yağmurdan korunmaya çahştılar. Konseri yağmur yüzünden terk edenlerin sayısı ise çok azdı. Serranito ve arkadaşlan, "Biz yagmunı da, elektriklerin kesflmesini de dinlemeyiz. Her koşnl albnda moziginıizi çalar, dans ede Açıkhavafyı terk etmedller Ispanyol gıtarcı Serranıto'nun (altta sağda) grubuyla birlikte Açıkhava Tiyatrosu'nda riz!" dercesine, hiçbir şe> olma verdığı konserlerde yağmura karşın seyirciler Açıkhava'yı terk etmediter (üstte; Toplyluğun dansçılanndan Beatriz mışçasına gösterilerini sürdürdü Martın (altta solda)) olağanüstü danslarıyla ızleyıcılerı büyüledı (Fotoğraflar Yıldız Ûçok) ler. Elektriklerin kesilmesi yüzün izleyicıyi büyulemeye yettı. dı. ö t e yandan, dans gösterisi so dürdüler. Seyırcılenn bır bölümü den gitarların sesı seyircilere çok Gece boyunca gerçekten de tam na erdıkten sonra herkesin sahneyi de, müzisyenleri daha iyi duyabılnet bir bıçımde ulaşamasa da bir sanatcıızleyicibasın dayanış terk edeceğini düşundüğü Serra mek amacıyla sanhe önündekı özellikle Beatriz Martın'in sahne ması surdü gitti. Foto muhabırle nıto ve arkadaşlan sahnenin or açıkhğa toplandı. dekı olağanustu dansı ve tum n artık flaşlannı fotoğraf çekmek tasındaki ıskemlelerinı sahnenin Sonuç olarak, Serranito AltılıAçıkhava Tiyatrosu'nu dolduran için değil, karanlıkta kalan sahne en önüne getirıp konserlennı se sı'nm konser ve gösterisıru ne yağtopuklanndan çıkan ses, yüzlerce yı aydınlatmak için patlatıyorlar yırciye daha yakın bir yerden sür mur önleyebildi ne de karanlık. Serrunito konserinde sanatçıizleyicigazeîeci dayanışması TARİHTE BUGÜN mMTAZ 4RiKA\ 20 Haziran İLK SINEMASKOP GOSTERILBR.. BUGUN, /ST4HBLU."E>AKI AÇlKNAVA TrYAT, İLK SlNEMASKOP FlLM 6CSTKieiLeRl 10 Y/L OMCE TBMAMLAMIP HIZMS TE 6ı&EM AÇUCHAM* TRYATBOSU'AJUM SU YıLıC( , UHUI Ses SAAJA7~ÇIS( SAF'YB AYLA ' 53 OLAAJ CUMAenESt PAZAIS V£ 2 TL ,DtĞ£G AMÇAMIAG 1 ypı 19SO 'LESJH gAŞlyierMM "2O ttı C£HTVey FOx" AMERıZAM FrtM KueuLUÇU DAM S*r/Al PB) seM/f pezpe 1SS3TE Ç TB/CA/'GI rte ıuc TURK VE DUNYA KARİKATURLERİNDEN Kaya Ömer Aykut 1978 V. Nasreddm Hoca Şenliğı Basın Yayın Cenel Mudurluğu Özel öduiu Aleksandar Klass / Yugoslayva 1978 V. Nasreddm Hoca Şenliğı TGS Özel Odulu